19.07.2013 Views

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

126<br />

Bahadınlı Devekuşu Rosa ve Lidya Gözleri Yaprak Yeşili adlı romanlarında<br />

“aşk ve sevgi” konusunu bir inceleme nesnesi gibi ele almıştır. İki romanda da roman<br />

kişileri aşkı yaşamanın yanı sıra hatta ondan da öte bu duyguyu tartışırlar.<br />

Devekuşu Rosa adlı romanda iki politik kadronun aşkı karşımıza çıkar.<br />

Romanın kurgusunda ve akışında siyaset-birey-aşk sorgulaması sürekli ön plandadır.<br />

Metin ve Gül, Almanya’da mülteci olarak yaşayan politik kişilerdir. Burada<br />

tanışmışlardır ve aralarında bir aşk başlamıştır. Bu ilişki Metin’in bir süre sonra parti<br />

tarafından Türkiye’ye çağrılmasıyla sarsılır. Metin zor bir ikilem karşısında kalır.<br />

Kararını Türkiye’ye dönmekten yana kullanır.<br />

Gül’ün Türkiye’de başlayan evliliği kocasıyla birlikte Almanya’ya gelmesiyle<br />

farklı bir boyut kazanır. Politik bir kimliğe sahip olan Gül, kocasının yasakçı ve baskıcı<br />

tutumlarına katlanamaz ve ayrılırlar. Romanda Gül özelinde, erkeklerin aşka ve kadına<br />

feodal bakışı eleştirilir. Gül, kocasından ayrılmasının ardından bir ilişki yaşadığı<br />

Ender’le de benzer sorunları yaşar. Ender’in politik bir insan olması onun kadın ve aşk<br />

konusunda feodal davranmasını engellememektedir:<br />

“Arabaya binerken Ender’in biraz fazlaca süzdüğünü gördü:<br />

‘Neden öyle baktın?’<br />

Ender yine aynı bakışla:<br />

‘Sürmeyi biraz fazla sürmüşsün gibi geldi bana!’ dedi.<br />

Gül, ciddileşti:<br />

‘Siparişinde bu isteğini belirtmemiştin!’ dedi.<br />

Gül, Ender’den böyle bir karışma beklemiyordu, onu tanıdıktan sonra hiçbir şey<br />

değişmemişti. Anımsadı bir kez daha olmuştu, eteğinin kısalığını sorun yapmıştı, bir<br />

toplantıya gidiyorlardı. Evdeyse giyimi üstüne tek bir söz etmiyordu, ne övgü ne yergi!<br />

Dışarda değişen neydi, dışarda başkaları vardı, dışarda fazla dikkat çekmemeliydi,<br />

elbette daha çok kadınlığı!<br />

İrkildi, haksızlık etmiyor muydu, ender’i böyle tanımladığına şaşırdı, insan<br />

sevdiğine böyle mi bakardı? O zaman Ender’in kocasından farkı neydi? Neler<br />

düşünüyordu, ayrıntılar görünmeyen tozlar gibiydi, dikkat edilmediğinde kimi yerleri<br />

kirletebilirdi, aldırmayınca da rahatsız olunurdu” 293 .<br />

Gül, tuttuğu “Günlük”te ise Ender’le ilişkisi üzerine şunları söylemektedir:<br />

293 Yusuf Ziya Bahadınlı, Devekuşu Rosa, s.103-104

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!