ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
112<br />
Durmadan resim yapıyordu, çevresinde bunca ayak, bunca söz vardı, o<br />
görmüyordu, duymuyordu. Bitirdiğini yandaki çiçekliğe diziyordu. Gelip geçenlerden<br />
kimileri şöyle bir bakıyor sonra içinde boya tüpleri, fırçalar olan kutuya birkaç onluk<br />
fenik bırakıyordu. O bakmıyordu, yalnız bir genç bir havuç fırlattı kutuya gülerek, onu<br />
gördü, ardından baktı bir süre, gülümsüyordu, ağzında sigara dudağını yaktı<br />
yakacaktı” 282 .<br />
“Titanik’te Dans”ta ise Berlin’de yaşayan Türklerle Alman bir ressamın<br />
diyaloğu işlevsel olarak kullanılmıştır. Farklı iki kültürün karşılaştırıldığı bu öyküde<br />
bahsedilen diyalog da bu karşılaştırmanın bir parçasını oluşturur.<br />
“Sera” adlı öyküde ise öykü mekânlarından birinin atölye olması ve öykü<br />
boyunca resimle ilgili sözcüklerden öykü kişilerinin ressam olduklarını varsayabiliriz.<br />
Öyküde öykü kişilerinin meslekleri ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmamış olması<br />
da bu kanıyı pekiştirir.<br />
2.6.2.13. Diğerleri<br />
2.6.2.13.1. Öğrenciler<br />
Yazarın öykülerinde yer alan öğrenci, işsiz ve mesleği belli olmayan kişileri<br />
“diğerleri” başlığı altında inceleyeceğiz. Öğrenci, Bahadınlı’nın “Platonculuğa Paydos”,<br />
“Sapa”, “Işıltı”, “Öyle Bir Aşk”, “Demek Çok Ağlamış” adlı öykülerinde karşımıza<br />
çıkar. “Sapa” ve “Işıltı”da öğrenciler Almanya’da okuyan Türk çocuklarıdır. “Işıltı” adlı<br />
öyküde öğrenciler, ailelerinin de etkisiyle okumak istemeyen, okula ve öğretmene karşı<br />
olumsuz tiplerdir:<br />
“Yaşar’ın yanıtını biliyordum. Ama konuşsunlar istiyordum. Özellikle bu konu<br />
derslikte tartışılmalıydı.<br />
‘Kitap okuyup da nolacak?’<br />
‘Neden Yaşar?’<br />
‘Biz nasıl olsa işçi olacağız. Onun için Almanca öğrenmeye geldik buraya.’<br />
‘Doğru Yaşar, işçi olacaksınız, onun için de Türkçeniz gelişsin istiyoruz, bilginiz<br />
artsın, onun için kitap okuyorsunuz.’<br />
‘Türkçeyi bildiğimiz kadar biliyoruz, bundan sonra öğrenip ne olacak?’<br />
282 Yusuf Ziya Bahadınlı, “Bir Ses”, Titanik’te Dans, s.10