ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Öykülerde karşımıza çıkan “kentteki çaresiz köylü” mesajı düşünüldüğünde bu<br />
durumun belirli bir kentten çok bütün kentlerde yaşanabileceği düşünülmelidir.<br />
Yazarın “Platonculuğa Paydos” adlı öyküsü yukarıdaki örneklerden farklı olarak<br />
kentte başlar ve kentte biter. Bu öyküde, bir sebeple kente gelen ve geri dönen köylüler<br />
yoktur ve öyküde kent adı belirtilmemiştir. Dış mekâna dair bir ayrıntı ile de<br />
karşılaşmayız. Fakat öyküde yer alan “hastane, dernek, fakülte” gibi kurumlar öyküde<br />
dış mekânın bir kent olabileceğini akla getirmektedir.<br />
2.4.1.6. Kasaba<br />
Yazarın bir öyküsünde, “Şeftaliler Çiçek Açtıkça”da dış mekân olarak kasaba<br />
karşımıza çıkar. Bu öyküde dış mekâna dair bir ad belirtilmez. Öyküde yerleşim yeri<br />
“kasaba” diye adlandırılmıştır. Kasaba ile ilgili herhangi bir tasvir yapılmamıştır.<br />
Mekân, olayın geçtiği yer olarak belirtilmiş ve öyküde işlevsel bir öge olarak<br />
değerlendirilmemiştir.<br />
2.4.2. İç Mekân<br />
Bahadınlı’nın öykülerinde iç mekân ögelerini kullanırken onun mekân<br />
konusundaki genel tutumunun değişmemiş olduğunu görürüz. Öykülerde iç mekân<br />
ögeleri işlevsel bir nitelikte kullanılmamış, yazar iç mekân ögelerini ayrıntılı olarak<br />
yansıtmamıştır. Öykülerde iç mekânların kendilerine ait özelliklerden çok buradaki<br />
insanların özellikleri ön plandadır. Yine de zaman zaman öykü kişilerinin toplumsal<br />
durumu ve sosyal konumlarını yansıtmada iç mekanın işlevsel biçimde kullanıldığını<br />
söyleyebiliriz.<br />
2.4.2.1. Ev<br />
Yazarın öykülerinde en çok kullanılan iç mekân ögesinin ev olduğunu görürüz.<br />
Bahadınlı’nın, öykülerinde “ev” olayın çoğu zaman da diyaloğun geçtiği yerdir ve bu<br />
işlevi dışında bir önem taşımamaktadır. “Ev” bir mekân olarak neredeyse hiç tasvir<br />
edilmemiştir. Köyde geçen öykülerde “ev” zaman zaman çok kısa bir iki cümle ile<br />
88