19.07.2013 Views

n - Çukurova Üniversitesi

n - Çukurova Üniversitesi

n - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

2. FERROELEKTRİKLİK Harun AKKUŞ<br />

ferroelektriğin ilk basit mikroskobik modelini ortaya koydu. Bu model polar faza<br />

geçişte hidrojen atomlarının çok düzenli olduklarını varsayıyordu ve bu daha sonra<br />

nötron analizleriyle doğrulandı.<br />

KDP serilerinin keşfinden sonraki on yıl daha fazla deneysel hamle<br />

yapılmadan geçildi ve ferroelektriklerin gerçekten doğada nadir olduğu inancı<br />

gelişmeye başladı. Polar kararsızlığın olması için bir hidrojen bağının var olmasının<br />

gerekli olduğu düşünülüyordu ve bundan dolayı hidrojen içermeyen materyallerdeki<br />

(oksitler gibi) ferroelektrikliğin incelenmesine doğru bir yönelim vardı. Yeni<br />

ferroelektriklerin keşfi yeni dielektriklerin araştırılmasına yol açtı. 1925'de yüksek<br />

dielektrik sabitine sahip titanyum oksit bir seramik olarak oluşturulmuştu. Mantıksal<br />

yaklaşım titanyum oksidin daha yüksek elektriksel geçirgenliğe sahip olmasını<br />

sağlamak için ayarlama çalışmaları yapmak idi. 1945'de barium titanate'ın (BaTiO3)<br />

seramiği bulundu (Lines and Glass, 1977). BaTiO3 'ın oda sıcaklığında dielektrik<br />

sabiti 1000 ile 3000 civarındaydı ve sıcaklık arttığında daha yüksek değerler<br />

alabiliyordu. Bundan kısa bir süre sonra BaTiO3'ın ferroelektrik olduğu bulundu<br />

(Lines and Glass, 1977). Bu olay ile ferroelektikliğin hidrojen hipotezi terkedilmiş<br />

oldu. Bu keşif birçok yönden önemliydi ve birçok ilklere sahipti: hidrojen bağsız ilk<br />

ferroelektrik, birden fazla ferroelektrik faza sahip ilk ferroelektrik, paraelektrik fazı<br />

piezoelektrik olmayan ilk ferroelektrik. Paraelektrik fazının kristal yapısı yüksek<br />

simetrili kübik yapıdaydı ve birim hücre başına sadece birkaç atom içeriyordu. Bu<br />

basitliğin ve pratik kullanılışlığın sonucu olarak BaTiO3 o zamana kadar en detaylı<br />

araştırılan ferroelektrik materyal oldu. Kimyasal ve mekanik olarak çok kararlıydı,<br />

oda sıcaklığında ferroelektrik idi ve mükemmel bir tek kristal olarak büyütülmesi<br />

1954'e kadar gerçekleşmemesine rağmen kolayca seramik formda hazırlanabiliyordu.<br />

Daha sonra KNbO3 ve KTaO3’da (Matthias, 1949), LiNbO3 ve LiTaO3'da (Matthias<br />

ve Remaika, 1949) ve PbTiO3’da (Shirane, Hoshino ve Suzuki, 1950) ferroelektrik<br />

aktivite keşfedildi.<br />

Perovskite kristal yapının (ABO3) basitliğinden dolayı mikroskobik seviyede<br />

teorik ilerlemeler beklemek doğal bir sonuç idi. 1950'de Slater BaTiO3'ın<br />

ferroelektrik davranışının uzun erimli (long-range) dipolar kuvvetlerden (bu<br />

kuvvetler yerel kuvvetler tarafından desteklenen yüksek simetrili yapıyı bozma<br />

5

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!