19.07.2013 Views

n - Çukurova Üniversitesi

n - Çukurova Üniversitesi

n - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Harun AKKUŞ<br />

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ<br />

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ<br />

DOKTORA TEZİ<br />

SbSI KRİSTALİNİN ELEKTRONİK VE OPTİK ÖZELLİKLERİ:<br />

YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİNİN UYGULAMASI<br />

ADANA, 2007<br />

FİZİK ANABİLİM DALI


ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ<br />

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ<br />

SbSI KRİSTALİNİN ELEKTRONİK VE OPTİK ÖZELLİKLERİ:<br />

YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİNİN UYGULAMASI<br />

Harun AKKUŞ<br />

DOKTORA TEZİ<br />

FİZİK ANABİLİM DALI<br />

Bu Tez ....../....../2007 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği İle<br />

Kabul Edilmiştir.<br />

İmza: .............................. İmza: .............................. İmza: ..............................<br />

Prof. Dr. Emirullah MEHMETOV Prof. Dr. Bahşeli İ. GULİYEV Prof. Dr. Birgül YAZICI<br />

DANIŞMAN ÜYE ÜYE<br />

İmza: .............................. İmza: ..............................<br />

Prof. Dr. Bekir ÖZÇELİK Prof. Dr. Metin ÖZDEMİR<br />

ÜYE ÜYE<br />

Bu Tez Enstitümüz Fizik Anabilim Dalında Hazırlanmıştır.<br />

Kod No:<br />

Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ<br />

Enstitü Müdürü<br />

İmza ve Mühür<br />

Bu Çalışma <strong>Çukurova</strong> <strong>Üniversitesi</strong> Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi<br />

Tarafından Desteklenmiştir.<br />

Proje No: FEF2005D10<br />

Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge şekil ve fotoğrafların<br />

kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki Hükümlere tabidir.


ÖZ<br />

DOKTORA TEZİ<br />

SbSI KRİSTALİNİN ELEKTRONİK VE OPTİK ÖZELLİKLERİ:<br />

YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİNİN UYGULAMASI<br />

Harun AKKUŞ<br />

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ<br />

FİZİK ANABİLİM DALI<br />

Danışman: Prof. Dr. Emirullah MEHMETOV<br />

Yıl: 2007, Sayfa: 113<br />

Jüri: Prof. Dr. Emirullah MEHMETOV<br />

Prof. Dr. Bahşeli İ. GULİYEV<br />

Prof. Dr. Birgül YAZICI<br />

Prof. Dr. Bekir ÖZÇELİK<br />

Prof. Dr. Metin ÖZDEMİR<br />

Bu tezde, yerel yoğunluk yaklaşımı (LDA) altında yoğunluk fonksiyoneli<br />

teorisi (DFT) ve ab-initio pseudo-potansiyel yöntem kullanılarak, ferroelektrikyarıiletken<br />

SbSI kristalinin hem paraelektrik hem de ferroelektrik fazlarda elektronik<br />

ve optik özellikleri incelenmiştir. Her iki fazda da SbSI kristalinin dolaylı yasak bant<br />

aralığına sahip olduğu (paraelektrik ve ferroelektrik fazlarda sırasıyla 1.45 eV ve<br />

1.49 eV) ve en küçük doğrudan yasak bant aralığının (paraelektrik ve ferroelektrik<br />

fazlarda sırasıyla 1.56 eV ve 1.58 eV), Brillouin bölgesinin S simetri noktasında<br />

olduğu görülmüştür. Ayrıca paraelektrik fazdan ferroelektrik faza doğru gerçekleşen<br />

o<br />

birinci tür faz geçişinin (faz geçiş sıcaklığı yaklaşık 22 C dir) yasak bant aralığının<br />

doğasını değiştirmediği gözlenmiştir. Paraelektrik ve ferroelektrik fazlarda SbSI<br />

kristalinin toplam durum yoğunlukları hesaplanmıştır. Her iki fazda foton<br />

enerjisinine bağlı lineer dielektrik fonksiyonlar ve soğurma katsayısı, sönüm<br />

katsayısı, kırılma indisi, enerji-kayıp fonksiyonu, yansıtıcılık ve optik iletkenlik gibi<br />

bazı optik sabitler hesaplanmıştır. Valans elektronlarının etkin sayısı ve etkin optik<br />

dielektrik sabiti de her iki faz için hesaplanmıştır. Ayrıca ferroelektrik fazda SbSI<br />

kristalinin foton enerjisinine bağlı ikinci mertebeden duygunluk tensörünün bazı<br />

bileşenleri hesaplanmıştır.<br />

Anahtar Kelimeler: SbSI, ferroelektrik-yarıiletken, elektronik yapı, optik özellikler,<br />

yoğunluk fonksiyoneli teorisi.<br />

I


ABSTRACT<br />

PhD. THESIS<br />

ELECTRONIC AND OPTICAL PROPERTIES OF SbSI:<br />

APPLICATION OF DENSITY FUNCTIONAL THEORY<br />

Harun AKKUŞ<br />

DEPARTMENT OF PHYSICS INSTITUE OF NATURAL AND<br />

APPLIED SCIENCES UNIVERSITY OF CUKUROVA<br />

Supervisor: Prof. Dr. Emirullah MEHMETOV<br />

Year: 2007, Page: 113<br />

Jury: Prof. Dr. Emirullah MEHMETOV<br />

Prof. Dr. Bahşeli İ. GULİYEV<br />

Prof. Dr. Birgül YAZICI<br />

Prof. Dr. Bekir ÖZÇELİK<br />

Prof. Dr. Metin ÖZDEMİR<br />

In this dissertation, the electronic and optical properties of ferroelectricsemiconductor<br />

SbSI crystal have been investigated by using the density functional<br />

theory (DFT) and ab-initio pseudopotential method within the local density<br />

approximation (LDA) in a wide temperature region include paraelectric and<br />

ferroelectric phases. It has been shown that SbSI crystal has an indirect band gap in<br />

both phases (1.45 eV and 1.49 eV in the paraelectric and ferroelectric phases,<br />

respectively) and that the smallest direct band gap (1.56 eV and 1.58 eV in the<br />

paraelectric and ferroelectric phases, respectively) is at the S high symmetry point of<br />

the Brillouin zone. Furthermore, it is shown that the phese transition, from<br />

o<br />

paraelectric phase to ferroelectric phase (the transition temperature is about 22 C ),<br />

does not change the nature of the band gap. The total density of states (DOS) of SbSI<br />

crystal have been calculated in the paraelectric and ferroelectric phases. The linear<br />

photon-energy dependent dielectric functions and some optical constants such as the<br />

absorption coefficient, extinction coefficient, refractive index, energy-loss function,<br />

reflectivity and optical conductivity are calculated in both phases. The effective<br />

number of valence electrons and the effective optical dielectric constant are also<br />

calculated for both phases. Moreover, some components of second-order photonenergy<br />

dependent susceptibility tensor of SbSI crystal are calculated in the<br />

ferroelectric phase.<br />

Key Words: SbSI, ferroelectric-semiconductor, electronic structure, optical<br />

properties, density functional theory.<br />

II


TEŞEKKÜR<br />

Doktora çalışmam boyunca her türlü bilgi ve desteğini esirgemeyen değerli<br />

danışman hocam Prof. Dr. Emirullah Mehmetov’a teşekkür ederim.<br />

Başta Dr. Xavier Gonze olmak üzere tüm ABINIT yazılım grubuna ve<br />

FHI98PP yazılımı ile ilgili yardımlarından dolayı Dr. Martin Fuchs’a teşekkür<br />

ederim.<br />

Fizik Bölümünde çalıştığım süre boyunca daima desteklerini gördüğüm<br />

bölüm başkanı Sayın Prof. Dr. Yüksel Ufuktepe’ye, tüm bölüm hocalarıma ve<br />

değerli arkadaşlarıma teşekkür ederim.<br />

Bugüne kadarki her türlü destek ve katkıları için değerli hocalarım Prof. Dr.<br />

Bahşeli Guliyev’e, Prof. Dr. Ramazan Eminbeyli’ye ve değerli arkadaşım Bahattin<br />

Erdinç’e teşekkür ederim.<br />

Çalışmalarım boyunca mesai saati kavramını unutturan akademik hayat<br />

tarzıma tahammüllerinden ve desteklerinden dolayı sevgili eşim Pınar’a, oğullarım<br />

M. Çağrı ve E. Tuğrul’a teşekkür ederim.<br />

Her türlü zorlukla mücadele edebilme cesaretini ve yetisini kendisinden<br />

edindiğim ve yakın zamanda kaybettiğim babamı rahmetle ve saygıyla anıyorum.<br />

III


İÇİNDEKİLER SAYFA<br />

ÖZ ....................................................................................................................... I<br />

ABSTRACT ........................................................................................................ II<br />

TEŞEKKÜR ........................................................................................................ III<br />

İÇİNDEKİLER ................................................................................................... IV<br />

ÇİZELGELER DİZİNİ ....................................................................................... VII<br />

ŞEKİLLER DİZİNİ ............................................................................................ VIII<br />

SİMGE VE KISALTMALAR ............................................................................ XII<br />

1. GİRİŞ .............................................................................................................. 1<br />

2. FERROELEKTRİKLİK ................................................................................. 3<br />

2.1. Ferroelektriklerin Kısa Tarihi .................................................................. 3<br />

2.2. Kristal Simetrisi ve Bir Ferroelektriğin Tanımı ...................................... 8<br />

2.3. Ferroelektriklerin Sınıflandırılması ......................................................... 10<br />

2.4. Ferroelektrik Yarıiletkenler ..................................................................... 10<br />

3. ÇOK PARÇACIK PROBLEMİ ..................................................................... 12<br />

3.1. Hartree Yöntemi ve Öz-Uyumlu Alan .................................................... 15<br />

3.2. Hartree-Fock Yöntemi, Slater Determinantı ve Değişim Enerjisi .......... 18<br />

3.3. Korelasyon Enerjisi ................................................................................. 19<br />

3.4. Thomas-Fermi Teorisi ve Dirac Değişim Enerjisi .................................. 20<br />

3.5. Düzlem Dalga Formülasyonu .................................................................. 23<br />

3.5.1 Bloch Teoremi ................................................................................ 23<br />

3.5.2. Brillouin Bölgesinde Özel k-Noktaları .......................................... 24<br />

3.5.3. Düzlem Dalga Baz Setleri ............................................................. 24<br />

3.5.4. SbSI ............................................................................................... 25<br />

3.5.5. Elektronik Yapı Hesaplamalarında Pseudo-Potansiyel Yaklaşımı. 25<br />

4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ .................................................... 28<br />

4.1. Hohenberg-Kohn Teoremleri .................................................................. 28<br />

4.2. Kohn-Sham Denklemleri: Değişim ve Korelasyon Etkilerini İçeren Öz-<br />

Uyumlu Denklemler ................................................................................ 30<br />

4.2.1. Kohn-Sham Formülasyonu ............................................................ 34<br />

IV


4.3. Değişim ve Korelasyon Yoğunluk Fonksiyonelleri ................................ 36<br />

4.3.1. Değişim-Korelasyon Enerjisi ........................................................ 36<br />

4.3.2. Değişim-Korelasyon Fonksiyonellerinin Genel Analitik<br />

Özellikleri ...................................................................................... 39<br />

4.4. Yoğunluk Fonksiyoneli Oluşturma Yöntemleri ...................................... 41<br />

4.4.1. Yerel Yoğunluk Yaklaşımı (LDA) ................................................ 41<br />

4.4.2. Değişim İçin Yerel Yoğunluk Yaklaşımı ...................................... 42<br />

4.4.3. Korelasyon İçin Yerel Yoğunluk Yaklaşımı ................................. 44<br />

4.5. SbSI İçin Kullanılan Yaklaşık Yoğunluk Fonksiyoneli ......................... 47<br />

5. PSEUDO-POTANSİYEL TEORİSİ .............................................................. 48<br />

5.1. Norm-Conserving Pseudo-Potansiyeller ................................................. 49<br />

5.2. Pseudo-Potansiyel Üretimi ...................................................................... 49<br />

5.3. SbSI İçin Üretilen ve Kullanılan İyonik Pseudo-Potansiyeller ............... 52<br />

6. SbSI ................................................................................................................ 61<br />

6.1. Yapısal ve Ferroelektrik Özellikler ......................................................... 61<br />

6.1.1. Paraelektrik Faz ............................................................................. 62<br />

6.1.2. Ferroelektrik Faz ............................................................................ 63<br />

6.2. Elektronik Özellikler ............................................................................... 63<br />

6.2.1. SbSI Kristalinin Paraelektrik ve Ferroelektrik Fazlarında<br />

Hesaplanan Elektronik Bant Yapıları ve Toplam Durum<br />

Yoğunlukları .................................................................................. 64<br />

6.3. Optik Özellikler ....................................................................................... 69<br />

6.3.1. Kristal Simetrisi ve Optik Özellikler ............................................. 70<br />

6.3.2. Optik Sabitler ................................................................................. 71<br />

6.3.3. Toplam Kuralları ........................................................................... 72<br />

6.3.4. Madde ile Işığın Etkileşimi ........................................................... 73<br />

6.3.5. Lineer Optik Tepki ........................................................................ 74<br />

6.3.6. İkinci Mertebeden Optik Tepki ..................................................... 75<br />

6.3.7. Scissors Yaklaşımı ......................................................................... 76<br />

6.4. SbSI’ın Optik Özellikleri ile İlgili Önceki Çalışmalar ............................ 78<br />

V


6.5. SbSI: Optik Özellikler .............................................................................. 82<br />

7. SONUÇLAR ................................................................................................... 103<br />

KAYNAKLAR ………………………………………………………………… 105<br />

ÖZGEÇMİŞ ......................................................................................................... 113<br />

VI


ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA<br />

Çizelge 2.1. 32 Nokta Grubu ....................................................................... 9<br />

Çizelge 6.1. SbSI kristalinin paraelektrik fazda birim hücresinde atomik<br />

pozisyonlar .............................................................................. 62<br />

Çizelge 6.2. SbSI kristalinin ferroelektrik fazda birim hücresinde atomik<br />

pozisyonlar .............................................................................. 63<br />

Çizelge 6.3. SbSI kristalinin paraelektrik ve ferroelektrik fazlarda a-<br />

kristal ekseni yönündeki lineer optik dielektrik<br />

fonksiyonunun sanal kısmının pik değerleri ........................... 88<br />

Çizelge 6.4. SbSI kristalinin paraelektrik ve ferroelektrik fazlarda b-<br />

kristal ekseni yönündeki lineer optik dielektrik<br />

fonksiyonunun sanal kısmının pik değerleri ........................... 88<br />

Çizelge 6.5. SbSI kristalinin paraelektrik ve ferroelektrik fazlarda c-<br />

kristal ekseni yönündeki lineer optik dielektrik<br />

fonksiyonunun sanal kısmının pik değerleri ........................... 88<br />

Çizelge 6.6. SbSI kristalinin paraelektrik ve ferroelektrik fazları için<br />

hesaplanmış n = n(λ)<br />

bağlılığının maksimum değerleri ......... 92<br />

Çizelge 6.7. SbSI kristalinin her iki fazı için kristal eksenleri yönlerinde<br />

hesaplanmış optik iletkenlik fonksiyonlarının<br />

maksimumlarına karşılık gelen foton-dalgaboyları ................. 97<br />

VII


ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA<br />

Şekil 3.1. (a) Bir kabuk dalga fonksiyonunun, (b) Bir valans dalga<br />

fonksiyonunun karakteristik koordinat bağımlılığı ................ 27<br />

Şekil 3.2. Elektronların hissettiği gerçek (sürekli eğriler) ve pseudo-<br />

potansiyellerin (kesikli eğriler) ve onlara karşılık gelen dalga<br />

fonksiyonlarının şematik gösterimi ........................................ 27<br />

Şekil 5.1. Bir atom için bir iyonik pseudo-potansiyel oluşturma<br />

işleminin şematik gösterimi ............................................ 52<br />

Şekil 5.2. Sb (antimon) için tüm elektron radyal dalga fonksiyonları .... 53<br />

Şekil 5.3. S (sülfür) için tüm elektron radyal dalga fonksiyonları ......... 53<br />

Şekil 5.4. I (iyot) için tüm elektron radyal dalga fonksiyonları ............. 54<br />

Şekil 5.5. Sb (antimon) için pseudo ve tüm elektron radyal dalga<br />

fonksiyonlarının karşılaştırılması ........................................... 54<br />

Şekil 5.6. S (sülfür) için pseudo ve tüm elektron radyal dalga<br />

fonksiyonlarının karşılaştırılması ........................................... 55<br />

Şekil 5.7. I (iyot) için pseudo ve tüm elektron radyal dalga<br />

fonksiyonlarının karşılaştırılması ........................................... 55<br />

Şekil 5.8. Antimon için perdelenmiş pseudo-potansiyeller .................... 56<br />

Şekil 5.9. Sülfür için perdelenmiş pseudo-potansiyeller ........................ 57<br />

Şekil 5.10. İyot için perdelenmiş pseudo- potansiyeller ........................... 57<br />

Şekil 5.11. Antimon için perdelenmemiş potansiyeller ............................ 58<br />

Şekil 5.12. Sülfürün perdelenmemiş potansiyelleri .................................. 58<br />

Şekil 5.13. İyotun perdelenmemiş potansiyelleri ..................................... 58<br />

Şekil 5.14. Antimon için farklı kesme yarıçaplarında hesaplanmış iyonik<br />

pseudo-potansiyeller ............................................................... 59<br />

Şekil 5.15. Sülfürün farklı kesme yarıçapları için hesaplanmış iyonik<br />

pseudo-potansiyeller ............................................................... 59<br />

Şekil 5.16. İyotun farklı kesme yarıçapları için hesaplanmış iyonik<br />

pseudo-potansiyeller ............................................................... 60<br />

VIII


Şekil 6.1. (a) Paraelektrik fazda SbSI’ın kristal yapısı (b) Paraelektrik<br />

fazda SbSI moleküllerinin ab (xy) düzlemine şematik<br />

izdüşümleri ............................................................................. 62<br />

Şekil 6.2. Paraelektrik fazdan ferroelektrik faza geçişte atomik<br />

yerdeğiştirmeler; oklar atomların kayma yönlerini<br />

göstermektedir ....................................................................... 64<br />

Şekil 6.3. SbSI’ın birinci Brillouin bölgesi ve yüksek simetri noktaları<br />

(c-kristal ekseni, z-koordinat ekseni yönünde alınmıştır) ...... 66<br />

Şekil 6.4. Paraelektrik fazda SbSI’ın bant yapısı ve toplam durum<br />

yoğunluğu ............................................................................... 67<br />

Şekil 6.5. Paraelektrik fazda SbSI’ın toplam durum yoğunluğu ............ 67<br />

Şekil 6.6. Ferroelektrik fazda SbSI’ın bant yapısı ve toplam durum<br />

yoğunluğu ............................................................................... 68<br />

Şekil 6.7. Ferroelektrik fazda SbSI’ın toplam durum yoğunluğu .......... 68<br />

Şekil 6.8. Ferroelektrik faz geçişi ile SbSI kristalinin yasak bant<br />

aralığının değişim diyagramı .................................................. 69<br />

Şekil 6.9. SbSI’ın ferroelektrik eksen yönündeki dielektrik sabitinin<br />

sıcaklıkla değişimi .................................................................. 79<br />

Şekil 6.10. Curie sıcaklığının altında ve üstünde 1 / ε ’un sıcaklığa<br />

bağlılığı ................................................................................... 79<br />

Şekil 6.11. SbSI’ın kendiliğinden polarizasyonunun sıcaklık bağımlılığı. 80<br />

Şekil 6.12. SbSI’ın kendiliğinden polarizasyonunun karesinin sıcaklık<br />

bağımlılığı .............................................................................. 80<br />

Şekil 6.13. Paraelektrik fazda SbSI’ın yansıma spektrumu; (a) 1-9 eV<br />

enerji aralığında, (b) 9-40 eV enerji aralığında ...................... 81<br />

Şekil 6.14. Paraelektrik fazda SbSI’ın lineer dielektrik tensörünün a-<br />

ekseni yönündeki reel ve sanal bileşenleri ............................. 84<br />

Şekil 6.15. Ferroelektrik fazda SbSI’ın lineer dielektrik tensörünün a-<br />

ekseni yönündeki reel ve sanal bileşenleri ............................. 84<br />

Şekil 6.16. Paraelektrik fazda SbSI’ın lineer dielektrik tensörünün b-<br />

ekseni yönündeki reel ve sanal bileşenleri ............................. 85<br />

IX


Şekil 6.17. Ferroelektrik fazda SbSI’ın lineer dielektrik tensörünün b-<br />

ekseni yönündeki reel ve sanal bileşenleri ............................. 85<br />

Şekil 6.18. Paraelektrik fazda SbSI’ın lineer dielektrik tensörünün c-<br />

ekseni yönündeki reel ve sanal bileşenleri ............................. 86<br />

Şekil 6.19. Ferroelektrik fazda SbSI’ın lineer dielektrik tensörünün c-<br />

ekseni yönündeki reel ve sanal bileşenleri ............................. 86<br />

Şekil 6.20. SbSI’ın paraelektrik fazında kristal eksenleri yönlerinde<br />

hesaplanmış kayıp fonksiyonları ............................................ 89<br />

Şekil 6.21. SbSI’ın ferroelektrik fazında kristal eksenleri yönünde kayıp<br />

fonksiyonları ........................................................................... 89<br />

Şekil 6.22. SbSI’ın paraelektrik fazında kristal eksenleri yönlerinde<br />

hesaplanmış foton-enerjisine bağlı kırılma indisleri .............. 90<br />

Şekil 6.23. SbSI’ın ferroektrik fazında kristal eksenleri yönlerinde<br />

hesaplanmış foton-enerjisine bağlı kırılma indisleri .............. 91<br />

Şekil 6.24. SbSI’ın paraektrik fazında kristal eksenleri yönlerinde<br />

hesaplanmış foton-dalgaboyuna bağlı kırılma indisleri ......... 91<br />

Şekil 6.25. SbSI’ın ferroektrik fazında kristal eksenleri yönlerinde<br />

hesaplanmış foton-dalgaboyuna bağlı kırılma indisleri ......... 92<br />

Şekil 6.26. SbSI’ın paraelektrik fazında kristal eksenleri yönlerindeki<br />

sönüm katsayıları .................................................................... 93<br />

Şekil 6.27. SbSI’ın ferroelektrik fazında kristal eksenleri yönlerindeki<br />

sönüm katsayıları .................................................................... 93<br />

Şekil 6.28. SbSI’ın paraelektrik fazında kristal eksenleri yönlerinde<br />

hesaplanmış soğurma katsayıları ............................................ 94<br />

Şekil 6.29. SbSI’ın ferroelektrik fazında kristal eksenleri yönlerinde<br />

hesaplanmış soğurma katsayıları ............................................ 94<br />

Şekil 6.30. Paraelektrik SbSI için kristal eksenleri yönlerinde<br />

hesaplanmış yansıtıcılıklar ..................................................... 95<br />

Şekil 6.31. Ferroelektrik SbSI için kristal eksenleri yönlerinde<br />

hesaplanmış yansıtıcılıklar ..................................................... 95<br />

X


Şekil 6.32. SbSI kristalinin paraelektrik fazında kristal eksenleri<br />

yönlerinde hesaplanmış optik iletkenlikler ............................ 96<br />

Şekil 6.33. SbSI kristalinin ferroelektrik fazında kristal eksenleri<br />

yönlerinde hesaplanmış optik iletkenlikler ............................ 96<br />

Şekil 6.34. SbSI’ın paraelektrik fazında hesaplanmış valans<br />

elektronlarının etkin sayısı Neff ve etkin optik dielektrik sabiti<br />

εeff ........................................................................................... 97<br />

Şekil 6.35. SbSI’ın ferroelektrik fazında hesaplanmış valans<br />

elektronlarının etkin sayısı Neff ve etkin optik dielektrik sabiti<br />

εeff ........................................................................................... 98<br />

Şekil 6.36. Ferroelektrik SbSI kristali için ikinci mertebeden duygunluk<br />

( 2)<br />

133<br />

tensörünün 133 bileşeninin sanal kısmı (Im χ ) ve bu<br />

bileşene olan bantlararası ve bantiçi katkılar ......................... 99<br />

Şekil 6.37. Ferroelektrik SbSI kristali için ikinci mertebeden duygunluk<br />

( 2)<br />

133<br />

tensörünün 133 bileşeninin reel kısmı (Re χ ) ve bu<br />

bileşene olan bantlararası ve bantiçi katkılar ......................... 99<br />

Şekil 6.38. Ferroelektrik SbSI kristali için ikinci mertebeden duygunluk<br />

( 2)<br />

233<br />

tensörünün 233 bileşeninin sanal kısmı (Im χ ) ve bu<br />

bileşene olan bantlararası ve bantiçi katkılar ......................... 100<br />

Şekil 6.39. Ferroelektrik SbSI kristali için ikinci mertebeden duygunluk<br />

( 2)<br />

233<br />

tensörünün 233 bileşeninin reel kısmı (Re χ ) ve bu<br />

bileşene olan bantlararası ve bantiçi katkılar ......................... 101<br />

Şekil 6.40. Ferroelektrik SbSI kristali için ikinci mertebeden duygunluk<br />

( 2)<br />

333<br />

tensörünün 333 bileşeninin sanal kısmı (Im χ ) ve bu<br />

bileşene olan bantlararası ve bantiçi katkılar ......................... 101<br />

Şekil 6.41. Ferroelektrik SbSI kristali için ikinci mertebeden duygunluk<br />

( 2)<br />

333<br />

tensörünün 333 bileşeninin reel kısmı (Re χ ) ve bu<br />

bileşene olan bantlararası ve bantiçi katkılar ......................... 102<br />

XI


SİMGELER VE KISALTMALAR<br />

Ab-initio : Temel ilkelere dayanan<br />

ABINIT :<br />

Yoğunluk fonksiyoneli teorisine dayalı olarak pseudo-<br />

potansiyel yöntem kullanan ab-initio yazılım<br />

ADP : Amonyum Dihidrojen Fosfat<br />

DFT : Yoğunluk Fonksiyoneli Teorisi (Density Functional Theory)<br />

DOS : Durum Yoğunluğu<br />

Ecut : Düzlem dalga baz setleri için kinetik enerji kesme değeri<br />

Eg : Yasak bant aralığı<br />

FHI98PP :<br />

GGA :<br />

Yoğunluık fonksiyoneli teorisine dayalı olarak pseudo-<br />

potansiyel üreten yazılım<br />

Genelleştirilmiş Gradiyent Yaklaşımı (Generalized Gradient<br />

Approximation)<br />

KDP : Potasyum Dihidrojen Fosfat<br />

LDA : Yerel Yoğunluk Yaklaşımı (Local Density Approximation)<br />

LSDA : Yerel Spin Yoğunluk Yaklaşımı<br />

LTA : Yerel τ -Yaklaşımı<br />

Polar : Kutuplu<br />

Polarizasyon : Kutuplanma<br />

SCF : Öz Uyumlu Alan (Self Consistent Field)<br />

TC : Curie Sıcaklığı<br />

XC : Değişim-Korelasyon<br />

XII


1. GİRİŞ Harun AKKUŞ<br />

1. GİRİŞ<br />

Ferroelektrikliğin Valasek (1920) tarafından keşfedilmesinden beri<br />

ferroelektriklik ve bu özelliği taşıyan malzemeler, fizikçilerin yoğun ilgi<br />

gösterdikleri alanlardan biri olmuştur. Bu fenomenin ilk gözlendiği malzemeler<br />

yalıtkan ve hidrojen bağlı malzemelerdi. Ancak sonraki yıllarda hidrojen bağı<br />

içermeyen yalıtkanlarda (1940’larda) ve bazı yarıiletkenlerde de (1960’larda)<br />

ferroelektrikliğin gözlenmesi ilgiyi daha da arttırmış; ferroelektrik malzemelerin<br />

endüstriyel amaçlı kullanılması düşüncelerini ve çabalarını hızlandırmıştır. Bu tür<br />

malzemelerin araştırılması ve fiziksel özelliklerinin tespit edilmesi, ferroelektrikliğin<br />

anlaşılması yönünde büyük katkılar sağladığı gibi, bu malzemelerin ses<br />

dönüştürücüler, sonar dedektörler ve hafıza elemanları gibi alanlarda (ancak<br />

kullanım alanlarının çoğu malzemelerin doğrudan ferroelektrik özelliklerine değil,<br />

sergiledikleri lineer olmayan özelliklere dayanır) kullanılmasına da olanak<br />

sağlamıştır.<br />

Ferroelektrikler ve lineer olmayan kristaller günümüzde katıhal fiziğinin<br />

önemli bir alanı olmuştur. Ferroelektrik malzemelerin bilhassa lineer olmayan<br />

özellikleri araştırmacılar tarafından oldukça ilgi görmüş ve birçok uygulama alanı<br />

bulmuştur. Keşfedilen ilk ferroelektrik yarıiletken BaTiO3 olmuş ve daha sonra<br />

A V B VI C VII tip yarıiletkenlerin de (SbSI gibi) ferroelektrik özellikler taşıdığı tespit<br />

edilmiştir. Bu üçlü bileşikler aynı zamanda yüksek duyarlıklı foto-iletkendirler.<br />

Bu yarıiletkenleri cazip yapan yarıiletken özellikleri değildi. Çünkü bu<br />

bileşiklerin yasak bant aralığı uygulamalar açısından fazla büyüktü. Onları<br />

araştırmacılar için çekici kılan yarıiletken ve ferroelektrik özelliklerinin bir arada<br />

bulunması ve faz geçişleri sergilemeleriydi. Bu malzemelerde elektron alt sisteminin<br />

serbest enerjisinin kristal serbest enerjisine katkısı bazı yeni fiziksel özelliklere sebep<br />

olmaktadır. Bunlardan en önemlisi malzemenin aydınlatılmasının, Curie sıcaklığı,<br />

kendiliğinden polarizasyon ve diğer makroskobik özelliklere etkisidir. Ferroelektrik<br />

malzemelerdeki foto-elektrik olayın (foto-ferroelektrik olay) araştırılmasının,<br />

elektro-optik ve lineer olmayan optiğin gelişmesine büyük katkısı olmuştur.<br />

1


1. GİRİŞ Harun AKKUŞ<br />

Yapılacak yeni araştırmalar, ferroelektriklik olayının daha iyi anlaşılmasına,<br />

eski verilerin iyileştirilmesine katkı sağlayacak ve belki yeni kullanım alanlarının<br />

ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Hatta önceden yapılmış çalışmaların bile yeni ve<br />

farklı yöntemler kullanılarak tekrarlanması, seçilen malzemenin fiziksel özellikleri<br />

için en iyi yöntemin tespitine dair fikirler verecektir.<br />

Doğada var olan veya suni olarak üretilen materyallerden mümkün olduğunca<br />

yararlanmak, kullanılacak veya tasarlanacak malzemelerin fiziksel ve kuantum<br />

kimyasal özelliklerini tespit etmeyi gerektirir. Bu özelliklerin tespiti için de<br />

maddenin elektronik yapısını belirlemek şarttır. Dolayısıyla esas problem elektronik<br />

yapı problemidir.<br />

Kristal yapıların, özellikle de karmaşık kristallerin elektronik yapılarını<br />

belirlemek daima zor ve uzun zaman alan bir iş olmuştur. Ancak son yıllarda<br />

kullanılmaya başlanan ve süreki olarak da geliştirilen bilgisayar destekli ve temel<br />

ilkelere dayanan ab-initio yöntemlerin gelişmesiyle oldukça karmaşık yapılarda bile<br />

elektronik yapı hesaplarını yapmak oldukça kolaylaşmış ve hesaplama zamanı da<br />

kısalmıştır. Artık günümüzde elektronik bant yapısı hesabı sıradan bir iş haline<br />

gelmiş ve optik özellikler dahil diğer fiziksel özellikler de kolaylıkla incelenmeye<br />

başlanmıştır. Bir taraftan bu hesaplara yönelik yeni teoriler geliştirilmiş, diğer<br />

taraftan geliştirilen bu teorilere dayanan bilgisayar programları yazılmaya başlanmış<br />

ve her geçen gün bu yazılımların daha da mükemmel olması için yeni gelişmeler<br />

sağlanmıştır. Bu geliştirme süreci halen dinamik bir şekilde devam etmektedir.<br />

Günümüzdeki bu türden yazılımların çoğu yoğunluk fonksiyoneli teorisi<br />

(DFT) baz alınarak yazılmıştır.<br />

Sunulan bu doktora tez çalışmasında da foto-iletkenlik özellikleri taşıyan ve<br />

bir ferroelektrik yarıiletken olan SbSI kristalinin elektronik ve optik özellikleri,<br />

yoğunluk fonksiyoneli yöntemleri kullanarak incelenmiştir.<br />

Tez metni içindeki herbir bölümde, bu tez çalışmasının orijinal kısımlarının<br />

anlatıldığı kısa metinler ve kesimlerin kesim başlıkları koyu italik olarak<br />

yazılmıştır.<br />

2


2. FERROELEKTRİKLİK Harun AKKUŞ<br />

2. FERROELEKTRİKLİK<br />

2.1. Ferroelektriklerin Kısa Tarihi<br />

Ferroelektrik özellikler gösteren materyaller, kristalografik olarak<br />

payroelektrik grubundandır. Payroelektrik özellik çok eski tarihlerden beri<br />

bilinmekteydi. Bir materyalin kendiliğinden elektrik dipol momenti sergilemesi<br />

olarak bilinen payroelektrik etkinin eski zamanlardan beri bilinmesi, bu etkinin<br />

gözlenebildiği maddenin ısıtıldığında bazı nesneleri çekmesinden kaynaklanıyordu.<br />

Payroelektrik etkiyi fiziksel bir tabana oturtmak için 18. ve 19. yüzyıllarda<br />

oldukça çok deney yapıldı. Bu yoğun araştırmalar sonucunda 1880’de J. Curie ve P.<br />

Curie tarafından yeni bir etki keşfedildi (Lines and Glass, 1977): piezoelektrik etki.<br />

Bu etkiyi sergileyen malzemelerde stres altında elektriksel kutuplanma (piezoelektrik<br />

etki) veya elektrik alanda deformasyon (ters piezoelektrik etki) gözlenmekteydi.<br />

Bilinen ilk payroelektrik materyallerin hiçbiri, yönü değiştirilebilir elektrik<br />

momentine sahip olma manasında ferroelektrik değildi. Bunun başlıca sebebi<br />

ferroelektriklerin çok geç keşfedilmesiydi. Çünkü tek-kristal içindeki farklı yönlerde<br />

yönelmiş polarizasyon domenleri, net bir polarizasyonun oluşamamasına ve çok<br />

küçük payroelektrik ve piezoelektrik tepkilerin gözlenmesine sebep oluyordu. Bu<br />

1920' de Valasek (1920) tarafından Rochelle tuzunun (NaKC4H4O6 . 4H2O , sodyum<br />

potasyum tartarat tetrahidrat) polarizasyonu keşfedilene kadar sürdü. Valasek'in<br />

1920-1921 yıllarında yaptığı deneyler bu kristalin dielektrik özelliklerinin birçok<br />

açıdan demirin ferromagnetik özelliklerine benzediğini gösterdi. Alan-polarizasyon<br />

eğrisinde bir "hysteresis" etkisi vardı; Tc Curie sıcaklığı vardı (Rochelle tuzu -18 o C<br />

ile +24 o C arasında kendiliğinden polarize olmuş faz sergilediğinden 2 tane Curie<br />

sıcaklığı vardır) ve ferroelektrik bölgede çok büyük dielektrik ve piezoelektrik<br />

tepkiler veriyordu. "Curie noktası" terimi Valasek tarafından polar düzenin<br />

başlangıcını tanımlamak için kullanılmasına rağmen bu sıra dışı dielektrik olay çok<br />

uzun bir süre (bu tuz ilk defa 1655' de Fransa La Rochelle'de, Seignette tarafından<br />

hazırlandığı için) "Seignette-electricity" olarak bilindi ve ferroelektriklik terimi<br />

1940'lara kadar genel anlamda kullanımda değildi. Bu kısmen, Rochelle tuzunun,<br />

3


2. FERROELEKTRİKLİK Harun AKKUŞ<br />

ferroelektrikliğin keşfinden sonraki 10 yılı aşkın bir süre için bu fenomenin tek<br />

örneği olarak kalmasından kaynaklanmış; ayrıca 1933'e kadar ferroelektrikliğe teorik<br />

açıdan tam bir anlam verilememişti.<br />

Ferroelektrikliğin çok daha genel çalışılacak kadar değerli bir konu olarak<br />

yavaş kabulünün diğer bir sebebi de Rochelle tuzunun doğru kimyasal<br />

kompozisyonundan çok ufak sapmaların ferroelektrik özellikleri tamamen yok<br />

etmesiydi. Bu deneysel olarak yeniden üretilebilirlik problemlerine sebep oluyordu.<br />

Ayrıca kristalin yapısı detaylı bilinmediğinden basit mikroskobik modeller ve teorik<br />

açıklama girişimleri spekülatif olmaktan öteye gidemiyordu. Bugün Rochelle<br />

tuzunun ilkel hücre başına 112 atom içerdiği ve bilinen çok karmaşık ferroelektrik<br />

materyallerden biri olduğu bilinmektedir.<br />

Lines ve Glass’a (1977) göre 1935 ve 1938' de ferroelektrik kristallerin ilk<br />

serisi Zürich'de üretildi. Bu olayın belki de en büyük önemi izomorf kristaller<br />

serisinin keşfedilmesiydi. Bunlar fosfatlar ve arsenatlardı ki bunların başlıca örneği<br />

122 K civarında tek bir geçiş sıcaklığı olan KH2PO4 (genellikle KDP olarak<br />

nitelendirilen potasyum dihidrojen fosfat) idi. KDP'ye izomorf diğer kristaller<br />

ferroelktriklik veya ona çok yakın ilişkili şeyler gösteriyorlardı. Örneğin çok göze<br />

çarpan dielektrik anomaliler sergiliyorlardı. Ancak amonyum tuzları (ADP olarak<br />

nitelendirilen (NH4)H2PO4) diğerlerine benzemiyordu ve Curie noktasının altında<br />

kendiliğinden polarizasyona sahip olduğu görülmüyordu. Daha sonra ADP'lerin<br />

antiferroelektrik oldukları anlaşılmıştır.<br />

Rochelle tuzu gibi KDP ve ADP, Tc 'nin üstünde piezoelektrik idiler ve teknik<br />

uygulamaların çoğu bu materyallerin ferroelektrik özelliklerinden çok piezoelektrik<br />

özelliklerine odaklanmıştı. Özellikle ADP (Tc=148 K) oda sıcaklığındaki %30'luk<br />

"elektro-mekanik çiftlenim" verimiyle, çok yüksek sıcaklık duyarlılığı olan Rochelle<br />

tuzunun yerini alarak II. Dünya Savaşı'nda sualtı ses dönüştürücüsü ve denizaltı<br />

dedektörü olarak kullanıldı. Bu yeni materyallerin önemi, teknik kullanımlarının<br />

yanında yapılarının Rochelle tuzundan çok daha basit ve bu nedenle teorik olarak<br />

daha kolay anlaşılır olmalarındaydı. KDP'de su ile kristalleştirme olmamasına<br />

rağmen hidrojen bağları vardır ve hidrojenlerin farklı olası dizilimleri, farklı yönlerde<br />

(H2PO4) - dipol birimleri ile sonuçlanabilir. Buna dayanarak Slater (1941) bir<br />

4


2. FERROELEKTRİKLİK Harun AKKUŞ<br />

ferroelektriğin ilk basit mikroskobik modelini ortaya koydu. Bu model polar faza<br />

geçişte hidrojen atomlarının çok düzenli olduklarını varsayıyordu ve bu daha sonra<br />

nötron analizleriyle doğrulandı.<br />

KDP serilerinin keşfinden sonraki on yıl daha fazla deneysel hamle<br />

yapılmadan geçildi ve ferroelektriklerin gerçekten doğada nadir olduğu inancı<br />

gelişmeye başladı. Polar kararsızlığın olması için bir hidrojen bağının var olmasının<br />

gerekli olduğu düşünülüyordu ve bundan dolayı hidrojen içermeyen materyallerdeki<br />

(oksitler gibi) ferroelektrikliğin incelenmesine doğru bir yönelim vardı. Yeni<br />

ferroelektriklerin keşfi yeni dielektriklerin araştırılmasına yol açtı. 1925'de yüksek<br />

dielektrik sabitine sahip titanyum oksit bir seramik olarak oluşturulmuştu. Mantıksal<br />

yaklaşım titanyum oksidin daha yüksek elektriksel geçirgenliğe sahip olmasını<br />

sağlamak için ayarlama çalışmaları yapmak idi. 1945'de barium titanate'ın (BaTiO3)<br />

seramiği bulundu (Lines and Glass, 1977). BaTiO3 'ın oda sıcaklığında dielektrik<br />

sabiti 1000 ile 3000 civarındaydı ve sıcaklık arttığında daha yüksek değerler<br />

alabiliyordu. Bundan kısa bir süre sonra BaTiO3'ın ferroelektrik olduğu bulundu<br />

(Lines and Glass, 1977). Bu olay ile ferroelektikliğin hidrojen hipotezi terkedilmiş<br />

oldu. Bu keşif birçok yönden önemliydi ve birçok ilklere sahipti: hidrojen bağsız ilk<br />

ferroelektrik, birden fazla ferroelektrik faza sahip ilk ferroelektrik, paraelektrik fazı<br />

piezoelektrik olmayan ilk ferroelektrik. Paraelektrik fazının kristal yapısı yüksek<br />

simetrili kübik yapıdaydı ve birim hücre başına sadece birkaç atom içeriyordu. Bu<br />

basitliğin ve pratik kullanılışlığın sonucu olarak BaTiO3 o zamana kadar en detaylı<br />

araştırılan ferroelektrik materyal oldu. Kimyasal ve mekanik olarak çok kararlıydı,<br />

oda sıcaklığında ferroelektrik idi ve mükemmel bir tek kristal olarak büyütülmesi<br />

1954'e kadar gerçekleşmemesine rağmen kolayca seramik formda hazırlanabiliyordu.<br />

Daha sonra KNbO3 ve KTaO3’da (Matthias, 1949), LiNbO3 ve LiTaO3'da (Matthias<br />

ve Remaika, 1949) ve PbTiO3’da (Shirane, Hoshino ve Suzuki, 1950) ferroelektrik<br />

aktivite keşfedildi.<br />

Perovskite kristal yapının (ABO3) basitliğinden dolayı mikroskobik seviyede<br />

teorik ilerlemeler beklemek doğal bir sonuç idi. 1950'de Slater BaTiO3'ın<br />

ferroelektrik davranışının uzun erimli (long-range) dipolar kuvvetlerden (bu<br />

kuvvetler yerel kuvvetler tarafından desteklenen yüksek simetrili yapıyı bozma<br />

5


2. FERROELEKTRİKLİK Harun AKKUŞ<br />

eğilimindeydiler) kaynaklandığını varsayıyordu. Bu açıklama birçok sınırlayıcı kabul<br />

yapılmadığında sıkıntı verecek kadar çok sayıda değişkene izin vermesine rağmen<br />

yer-değiştirmeli (displacive) geçişler için basit bir model oldu. Anderson (1960) ve<br />

Cochran (1960) teorinin (yer-değiştirmeli örgü karasızlığı için) örgü dinamiği<br />

çerçevesinde ele alınması gerektiğini ve basit değişken olarak atomların iyonik<br />

hareketlerini içeren örgü modlarına (soft modlar) odaklanılması gerektiğini fark<br />

ettiler.<br />

Makroskobik seviyede teori çok daha hızlı ilerliyordu. Makroskobik yolun en<br />

büyük avantajı iyonik veya elektronik yer değiştirmeler, uzun veya kısa erimli<br />

etkileşimler gibi yer-değiştirmeli (displacive) ve düzenli-düzensiz (order-disorder)<br />

karekterlerle ilgili mikroskobik ayrıntıların hesaba katılmaması ve sadece<br />

termodinamik kavramlara odaklanmasıydı. Mueller (1940a, 1940b) bir ferroelektrik<br />

malzemeye (Rochelle tuzu) termodinamiği uygulayan ilk kişiydi. Düşüncesi<br />

polarizasyonun ve deformasyonun (strain) kuvvetlerine göre bir serbest enerji<br />

yazmak ve ölçülebilir parametreleri belirlemekti. Çoğunlukla bu parametrelerden<br />

sadece biri (genellikle elektriksel geçirgenliğin tersi) kuvvetli bir biçimde sıcaklığa<br />

bağlıydı ve diğer tüm termodinamik parametreler buna dayanılarak tahmin<br />

edilebilirdi. Dolayısıyla bu teorinin başarısının altında yatan gerçek, teorinin<br />

herhangi bir sıcaklıkta sınırlı sayıda terim içeren polinom yapıdaki bir serbest<br />

enerjiden dielektrik, piezoelektrik ve elastik davranışı açıklayabilmesiydi. Lines ve<br />

Glass’a göre (1977), hem polar hem de polar olmayan fazları aynı enerji<br />

fonksiyonunun tanımlayabildiğini kabul eden bu teknik, BaTiO3 referans alınarak<br />

Ginzburg ve Devonshire tarafından çok büyük sayıda veri toplanarak<br />

mükemmelleştirildi. Bu metot 1951'de Kittel (1951) tarafından antiferroelektriklere<br />

genişletildi.<br />

Lines ve Glass’a göre (1977) 1950’lerin ortasında çok da sistematik olmayan<br />

yeni ferroelektrik araştırmalarının bir sonucu olarak C(NH2)3Al(SO4)2 . 6H2O (GASH<br />

olarak nitelendirilen guanidine alüminium sulphate hexahydrate) keşfedildi. GASH<br />

ve izomorfları ferroelektrik olsalar bile bir Curie sıcaklığı sergilemezler. Çünkü<br />

ferroelektrikliklerini kaybetmeden önce ayrışırlar. Bu grup kristaller zaten yüzyılı<br />

aşkın süredir incelenen alüminyum sülfatları (alum) hatırlatıyordu. 1956'da Pepinsky,<br />

6


2. FERROELEKTRİKLİK Harun AKKUŞ<br />

Jona ve Shirane (1956) var olan verileri ihmal ederek CH3NH3Al(SO4)2 . 12H2O<br />

(methylammonium aluminium alum)'da ferroelektriklik buldular. Aynı şekilde<br />

Matthias ve Remeika (1956) 40 yıllık verileri ihmal edrek (NH4)2SO4 (amonyum<br />

sülfat)'da ferroelektriklik buldular. Sonuç olarak bu konuda daha önceleri kaydedilen<br />

raporların çoğunun güvenilir olmadığı ve geçmişte dielektrik anomalileri sonsuz<br />

olarak rapor edilen kristallerin ferroelektrik oldukları ortaya çıktı.<br />

Gerçek anlamda bu işin modern teorisi Anderson (1960) ve Cochran'ın (1960)<br />

makaleleri ile başladı. 1960'dan beri baskın olarak üzerinde durulan nokta<br />

ferrooelektrikliğin örgü dinamiği veya “soft” mod (yumuşak mod) tanımı üzerine<br />

oldu. Bundan sonraki zamanların teorik konusu birleştirme yani "her bir ferroelektrik<br />

yapı diğerleriyle marjinal olarak ilişkili olan özel bir probleme sahiptir" fikrinden<br />

kurtulmak ve tüm ferroelektrik yapıların sahip olduğu genel kavramlara odaklanmak<br />

oldu.<br />

Ferroelektriklerin temel doğasının anlaşılmasındaki ilerlemeler artan bir<br />

şekilde sürerken ferroelektriklerin uygulamalarında durum böyle değildi ve<br />

ferroelektrik cihazlara yönelik çabalarda çok dalgalanmalar vardı. Yüksek dielektrik<br />

ve piezoelektrik sabitleri, ferroelektrik materyalleri çeşitli uygulamalar için cazip<br />

hale getirdi. Yıllarca ferroelektrikler sonar dedektörler ve fonografi gibi alanlarda<br />

kullanıldılar. Ancak bu cihazların hiçbiri materyallerin ferroelektrik doğasını yani<br />

büyük ve yönlendirilebilir kendiliğinden polarizasyonu doğrudan kullanmıyordu.<br />

Sonraki yıllarda yüksek kapasiteli bilgisayar hafızaları ihtiyacı belirince<br />

ferroelektrikler birincil aday olarak görüldüler. Çünkü iki kararlı durum ikili<br />

hafızalar için bir potansiyele sahipti. Ferroelektriklerin dielektrik, piezoelektrik ve<br />

payroelektrik özelliklerini kullanan cihazlar sürekli ilgi çekmekteydiler. Özellikle<br />

kızıl ötesi görüntüleme için payroelektrik etkinin kullanılması gelecek vaat ediyordu.<br />

Çünkü hem payroelektrikler görüntüleme için oldukça basit yöntemler sunuyordu;<br />

hem de oda sıcaklığında doğrudan termal görüntüleme için geçerli başka alternatif<br />

yöntem yoktu.<br />

Lazerin ortaya çıkması ile optik frekanslarda lineer olmayan kutuplanmaya<br />

sahip materyallere ihtiyaç duyuldu. Kısa süre sonra lineer olmayan kutuplanmanın<br />

genellikle aşırı lineer kutuplanmaya sahip materyallerde olduğu anlaşıldı ve bir kere<br />

7


2. FERROELEKTRİKLİK Harun AKKUŞ<br />

daha ferroelektrikler bu iş için birincil aday oldular. Ayrıca ferroelektriklerin kristal<br />

anizotropileri genellikle büyük optik çift-kırınıma neden olurlar. Yeni<br />

ferroelektriklerin büyük bir çoğunluğu bu materyallerin araştırılması süresince<br />

bulundu. Bu materyallerin optik cihazlara uygulamaları kristal mükemmelliği ile<br />

ilgili bazı zorunluluklar getiriyordu. Fakat bu problemler aşıldı ve optik hafızalar ve<br />

optik gösterim için yeni uygulamalar geliştirildi. Optik olarak geçirgen seramiklerin<br />

üretilmesi ferroelektrik optik cihazların yaygın ticari kullanım olasılıklarını arttırdı.<br />

Daha sonra optik dalga rehberleri için ferroelektrik filmlerin üretimine yönelik toplu<br />

bir çaba ortaya konuldu.<br />

2.2. Kristal Simetrisi ve Bir Ferroelektriğin Tanımı<br />

Herhangi bir kristal sahip olduğu simetri elemanlarına göre bilinen 32 kristal<br />

sınıfından (veya 32 nokta grubundan) birine aittir. Bu 32 kristal sınıfından 11'i bir<br />

simetri merkezine sahiptirler ve "simetri merkezli (centrosymmetric)" kristal olarak<br />

adlandırılırlar. Simetri merkezine sahip bir kristal polar özellikler gösteremez.<br />

Örneğin simetri merkezine sahip bir kristale düzgün bir stres uyguladığımızda kristal<br />

içinde gerçekten yük yer değiştirmeleri olacaktır. Fakat simetri merkezinin varlığı<br />

göreli yer değiştirmelerin birbirlerini telafi etmelerine neden olacaktır. Eğer yine<br />

böyle bir kristale bir elektrik alan uygularsak kristalin şeklinde küçük değişmeler<br />

olacaktır fakat uygulanan alanın yönünü tersine çevirsek de deformasyon (strain)<br />

değişmez kalacaktır. Yani deformasyon uygulanan alanın karesi ile orantılı olacaktır.<br />

Bu etki "electrstriction effect" olarak adlandırılır. Bu etki piezoelektrik etkiden<br />

(lineer bir etkidir) farklıdır ve tüm maddelerde gerçekleşir.<br />

Geri kalan 21 kristal sınıfı bir simetri merkezine sahip değildirler ve "simetri<br />

merkezi olmayan (non-centrosymmetric)" kristal olarak adlandırılırlar. Simetri<br />

merkezinin yokluğu bu sınıflardaki kristallerin 1 veya daha fazla polar eksene sahip<br />

olmalarını mümkün kılar. Bu sınıflardan biri hariç tamamı piezoelektrik etki<br />

sergilerler. Bu kübik sınıftaki 432 nokta grubudur. 432 nokta grubunun bir simetri<br />

merkezi olmamasına rağmen sahip olduğu diğer simetri elemanları piezoelektrik<br />

aktiviteyi engeller.<br />

8


2. FERROELEKTRİKLİK Harun AKKUŞ<br />

Piezoelektrik sınıf olarak nitelendirilen bu sınıfın 10'u bir polar eksene<br />

sahiptir. Bu gruba dahil olan kristaller "polar kristal" olarak adlandırılırlar. Çünkü<br />

kendiliğinden polarizasyonları vardır. Genellikle bu kendiliğinden polarizasyon<br />

kristalin yüzeyindeki yükler ile gözlenemez. Çünkü bu yükler dış veya iç iletkenlikle<br />

telafi edilirler. Ancak kendiliğinden polarizasyonun değeri sıcaklığa bağlıdır ve<br />

kristalin sıcaklığı değiştirildiğinde polarizasyonda bir değişim olur. Böylece kristalin<br />

polar eksene dik yüzeylerinde elektrik yükleri gözlenebilir. Bu "payroelektrik etki"<br />

olarak bilinir. Dolayısıyla polar eksene sahip 10 sınıflık polar grup "payroelektrik<br />

sınıf" olarak adlandırılır (Çizelge 2.1).<br />

Çizelge 2.1. 32 Nokta Grubu<br />

Kristal sınıfı<br />

Simetri<br />

merkezi olan<br />

Triklinik 1 1<br />

Monoklinik 2/m 2, m<br />

Simetri merkezi olmayan<br />

Polar Polar olmayan<br />

2-eksenli Ortorombik mmm mm2 222<br />

1-eksenli<br />

Optik<br />

izotropik<br />

Tetragonal 4/m, 4/mmm 4, 4mm 4 , 4 2m<br />

, 422<br />

Trigonal 3 , 3 m 3, 3m 32<br />

Altıgen 6/m, 6/mmm 6, 6mm 6 , 6m 2 , 622<br />

Kübik m3, m3m<br />

432, 4 3m<br />

, 23<br />

Ferroelektrik kristaller de piezoelektrik sınıfına aittirler. Ancak bu grubun bir<br />

kısmını oluştururlar ve kendiliğinden polarizasyonlarının yönü bir elektrik alan<br />

uygulanarak tersine çevrilebilir. Dolayısıyla bir ferroelektrik kristal, kendiliğinden<br />

polarizasyonun yönü, bir dış alan ile çevrilebilen polar kristal olarak tanımlanabilir.<br />

9


2. FERROELEKTRİKLİK Harun AKKUŞ<br />

2.3. Ferroelektriklerin Sınıflandırılması<br />

Ferroelektrik materyaller farklı kriterlere göre sınıflandırılabilirler:<br />

Kristal-kimyasal sınıflandırma. Bu sınıflandırmaya göre ferroelektrik<br />

bileşikler iki gruba ayrılabilir: Rochelle tuzu ve KDP gibi hidrojen bağlı kristaller;<br />

BaTiO3 ve PbNb2O6 gibi oksitli kristaller.<br />

Kendiliğinden polarizasyonun izinli yönlerinin sayısına göre sınıflandırma.<br />

Yine bu sınıflandırmaya göre ferroelektrik materyaller iki gruba ayrılabilir. Bir grup<br />

sadece bir tane kendiliğinden polarizasyon ekseni içeren ferroelektrik materyallerden<br />

oluşur. Rochelle tuzu, PbTa2O6 gibi ferroelektrikler bir eksen boyunca polarize<br />

olabilirler. Diğer grup birkaç eksen boyunca polarize olabilen ferroelektriklerden<br />

oluşur. Polar olmayan fazda bu eksenler kristalografik olarak eşdeğerdirler. Bu gruba<br />

örnek olarak BaTiO3 ve Cd2Nb2O7 verilebilir. Bu sınıflandırma özellikle<br />

ferroelektrik domenlerin incelenmesinde yararlıdır.<br />

Polar olmayan fazın nokta grubunda simetri merkezinin olup olmamasına<br />

göre sınıflandırma. Bu sınıflandırmayla ferroelektrikler iki gruba ayrılır. Birinci grup<br />

Rochelle tuzu ve KH2PO4 gibi polar olmayan fazı piezoelektrik (ya da simetri<br />

merkezi olmayan) olan ferroelektriklerden; ikinci grup BaTiO3 ve Cd2Nb2O7 gibi<br />

polar olmayan fazı simetri merkezine sahip olan (veya polar olamayan fazında<br />

piezoelektrik etki gözlenmeyen) ferroeletriklerden oluşur. Bu sınıflandırma özellikle<br />

ferroelektrik geçişlerin termodinamik incelemesi için kullanışlıdır.<br />

Curie noktasında gerçekleşen faz dönüşümünün doğasına göre sınıflandırma.<br />

Bu sınıflandırmaya göre ilk grup KH2PO4 gibi düzenli-düzensiz tip geçişe uğrayan<br />

ferroelektriklerdir. İkinci grup BaTiO3 gibi yer-değiştirmeli tip faz geçişine uğrayan<br />

ferroelektriklerdir. Bu sınıflandırma kristallerin polar olmayan fazlarında kalıcı veya<br />

indüklenmiş dipollerin olup olmamamsına göre sınıflandırmaya eşdeğerdir.<br />

2.4. Ferroelektrik Yarıiletkenler<br />

BaTiO3’ın ferroelektrik özelliklerinin keşfedilmesi yeni bir alan ortaya<br />

çıkarmıştır: ferroelektrik-yarıiletkenler. BaTiO3 yasak bant aralığı yaklaşık 3 eV olan<br />

10


2. FERROELEKTRİKLİK Harun AKKUŞ<br />

geniş bant aralıklı bir yarıiletkendir (Fridkin, 1980). Bu nedenle BaTiO3 ilk<br />

ferroelektrik yarıiletkendir. Bu keşiften sonra perovskite yapıdaki diğer<br />

ferroelektriklerin de yarıiletken özellikleri incelenmeye başlanmıştır.<br />

1960’lı yılların başlarında A V B VI C VII tür foto-iletkenlerde ferroelektrik<br />

özellikler keşfedildi (Fatuzzo ve ark, 1962; Nitsche ve ark, 1964). Bu türe örnek<br />

yasak bant aralığı yaklaşık 2 eV olan SbSI’dır. Sonraki yıllarda çok sayıda<br />

yarıiletken bileşikte ferroelektrik özellikler keşfedildi. Bu ferroelektrik yarıiletkenler<br />

arasında lityum niobat gibi geniş bant aralıklı bileşikler, A2 V B3 VI tip bileşikler ve<br />

A IV B IV tip gibi dar bant aralıklı bileşikler vardır (Fridkin, 1980).<br />

Yarıiletkenler fiziği açısından bakıldığında ferroelektrik yarıiletkenler çok<br />

uygun malzemeler değildir. Çünkü yasak bant aralıkları genelde büyüktür ve taşıyıcı<br />

mobiliteleri düşüktür. Ancak hem yarıiletken hem de ferroelektrik özelliklere aynı<br />

anda sahip olduklarından önem taşımaktadırlar. Ferroelektrik özellik taşıdıklarından<br />

faz geçişi sergilerler. Bu malzemelerde özellikle faz geçiş sıcaklığı civarında elektron<br />

sisteminin serbest enerjisinin örgü serbest enerjisine yaptığı katkı yeni fiziksel<br />

fenomenlere yol açar (Fridkin, 1980). Bu fenomenlerden biri foto-elektrik etkisidir.<br />

Bu etkinin holografide ve optik hafıza sistemlerinde önemli uygulamaları vardır.<br />

Ferroelektrik yarıiletkenlerin araştırılması, elektro-optik ve lineer olmayan<br />

optik gibi disiplinlerin gelişimine katkı yapacağı gibi ferroelektrikliğin doğasının<br />

anlaşılmasına da katkı yapacaktır.<br />

11


3. ÇOK PARÇACIK PROBLEMİ Harun AKKUŞ<br />

3. ÇOK PARÇACIK PROBLEMİ<br />

Atomlar, moleküller ve katılar gibi çok-parçacıklı sistemlerin kesin ve tam<br />

olarak tanımlanabilmesi, geçen yüzyılda fiziğin ve kimyanın en önemli ve en zor<br />

problemlerinden biri olmuş ve bu yöndeki çabalar günümüzde de yoğun olarak<br />

sürdürülmektedir. Sayılan bu sistemlerin fiziksel ve kimyasal özelliklerini tam olarak<br />

tanımlamak, elektronik yapılarını belirlemeyi gerektirmektedir. Bu ise oldukça<br />

karmaşık bir iştir. Elektronların de Broglie dalgaboyu ile aralarındaki ortalama<br />

mesafe karşılaştırılabilir olduğunda kuantum etkiler ortaya çıktığından, madde<br />

içindeki elektronları tanımlamak için kuantum mekaniğinin yasalarını kullanmak<br />

gerekmektedir. Ayrıca elektronların sayısı arttıkça, birbirleriyle olan etkileşimleri<br />

hızla karmaşıklaşmaktadır. Sonuç olarak madde içindeki elektron sistemi bir<br />

kuantum sistemi olarak ele alınmak zorundadır.<br />

Çok-elektron problemini çözmek için kullanılan genelde üç yöntem vardır:<br />

1. Dalga fonksiyonları metodu. Bu yöntem çeşitli yaklaşımlar altında<br />

çok-elekron dalga fonksiyonunu bulmaya dayanır.<br />

2. Green fonksiyonları yöntemi.<br />

3. Elektronik yoğunluk metodu. Bu yöntemde başlangıç noktası olarak<br />

elektron yoğunluğu kullanılır.<br />

Hohenberg ve Kohn (1964) tarafından temelleri atılan yoğunluk fonksiyoneli teorisi<br />

(DFT) de temel durumdaki herhangi bir elektronik sistem için çok-elektron dalga<br />

fonksiyonunu kullanmak yerine başlangıç noktası olarak elektronik yoğunluğu<br />

kullanır.<br />

Sunulan bu tez çalışmasının tamamında üçüncü yöntem kullanılmıştır.<br />

Zamandan bağımsız bir kuantum sisteminin özelliklerini belirlemek için<br />

zamandan bağımsız Schrödinger (1926) denklemi,<br />

ˆ r r r<br />

r r r<br />

H Ψ ( r , σ ; r , σ ;...; r , σ ) = E Ψ(<br />

r , σ ; r , σ ;...; r , σ )<br />

(3.1)<br />

1 1 2 2 N N<br />

1 1 2 2 N N<br />

çözülmelidir. Burada Hˆ , kuantum sisteminin hamiltoniyeni,<br />

r r r<br />

Ψ r , σ ; r , σ ;...; r , σ ) , çok-parçacık dalga fonksiyonu ve E, sistemin toplam<br />

( 1 1 2 2 N N<br />

12


3. ÇOK PARÇACIK PROBLEMİ Harun AKKUŞ<br />

enerjisidir. Çok az sayıda basit sistem için bu denklemi tamamen analitik olarak<br />

çözmek mümkündür. Hatta biraz daha karmaşık sistemler için nümerik çözümler de<br />

yapılabilmektedir. Ancak elektron sayıları fazla olan atomlarda, büyük moleküllerde<br />

ve katılarda analitik ve nümerik çözümlemeler imkansızlaşmaktadır.<br />

Dış alandaki bir kristalin hamiltoniyeni aşağıdaki şekilde yazılabilir:<br />

Hˆ<br />

= Tˆ<br />

+ Tˆ<br />

+ Vˆ<br />

+ Vˆ<br />

+ Vˆ<br />

+ Vˆ<br />

. (3.2)<br />

e<br />

i<br />

ee<br />

Burada (atomik birimlerde)<br />

= ∑<br />

=<br />

N<br />

e<br />

i 1<br />

ii<br />

ei<br />

ext<br />

Tˆ<br />

1 2<br />

− ∇i<br />

(3.3)<br />

2<br />

elektronların kinetik enerjisi,<br />

Tˆ<br />

1 2<br />

− ∇ j<br />

(3.4)<br />

2<br />

= ∑<br />

=<br />

M<br />

i<br />

j 1<br />

iyonların kinetik enerjisi,<br />

Vˆ<br />

ee<br />

=<br />

1<br />

2<br />

N 1<br />

∑ r<br />

i≠1 ri<br />

− r j<br />

elektron-elektron etkileşim enerjisi,<br />

r (3.5)<br />

Z Z<br />

ˆ 1<br />

=<br />

(3.6)<br />

2<br />

V ii<br />

α β<br />

∑ r r<br />

α ≠β<br />

Rα<br />

− Rβ<br />

iyon-iyon etkileşim enerjisi,<br />

13


3. ÇOK PARÇACIK PROBLEMİ Harun AKKUŞ<br />

Vˆ<br />

ei<br />

= −<br />

1<br />

2<br />

Z<br />

r (3.7)<br />

N M<br />

α<br />

∑∑ r<br />

i=<br />

1α= 1ri−Rα<br />

elektron-iyon etkileşim enerjisi ve<br />

ˆ<br />

= Vˆ<br />

( r , r ,...; R , R ,...)<br />

(3.8)<br />

Vext ext<br />

1<br />

2<br />

tüm parçacıkların dış alandaki enerjileridir.<br />

1<br />

2<br />

Bu karmaşık problemi kolaylaştırıcı ilk katkıyı Born ve Oppenheimer (1927)<br />

yapmıştır. Born-Oppenheimer yaklaşımı veya adyabatik yaklaşım olarak bilinen bu<br />

yaklaşıma göre, elektronlar iyonlara göre hafif ve iyonların hareketleriyle<br />

karşılaştırıldığında çok daha hızlı parçacıklar olduklarından, iyonlar elektronların<br />

anlık pozisyonlarından etkilenmezler. Ancak elektronların ortalama hareketlerinden<br />

etkilenebilirler. Dolayısıyla iyonlar sadece elektronların oluşturduğu ortalama alanda<br />

hareket edebilirler ve elektronların tek tek ani hareketleri iyon pozisyonlarını<br />

değişmez bırakır.<br />

Bu yaklaşım altında (3.1)’deki Schrödinger denklemi oldukça basitleşir.<br />

İyonlar kararlı olacaklarından kinetik enerjileri sıfır alınabilir ( Tˆ<br />

= 0)<br />

. İyon-iyon<br />

etkileşim enerjisi de sabit olacağından uygun bir referans enerjisi seçimi ile sıfır olur<br />

( V ii = 0)<br />

. Kristalin bulunduğu dış alan da sıfır alınırsa ( Vext<br />

= 0)<br />

(3.2)’deki<br />

hamiltoniyen sadece üç terimden oluşacak ve elektronik hamiltoniyen olacaktır:<br />

Hˆ<br />

= Tˆ<br />

+ Vˆ<br />

+ Vˆ<br />

. (3.9)<br />

e<br />

e<br />

ee<br />

ei<br />

Hamiltoniyenin bu basit haline rağmen Schrödinger denklemi hala çözülemeyecek<br />

26<br />

kadar karmaşıktır. Çünkü çok-elektron dalga fonksiyonu, N ≈10<br />

olmak üzere 3N<br />

tane değişken içermektedir.<br />

14<br />

i


3. ÇOK PARÇACIK PROBLEMİ Harun AKKUŞ<br />

3.1. Hartree Yöntemi ve Öz-Uyumlu Alan<br />

Denk. 3.9’daki elektronik hamiltoniyen kullanılarak elektronlar sistemi için<br />

Schrödinger denklemi şu şekilde yazılabilir:<br />

Hˆ Ψ = E Ψ<br />

(3.10)<br />

e<br />

e<br />

e<br />

e<br />

burada elektronik hamiltoniyen şu şekildedir:<br />

Hˆ<br />

1 N N M<br />

N<br />

2<br />

1<br />

e = − ∑ ∇i<br />

− ∑∑<br />

2<br />

r r + ∑ r r<br />

i=<br />

1 i=<br />

1α= 1ri−Rα<br />

i〈 j ri<br />

− r j<br />

Zα<br />

= Tˆ<br />

+ Vˆ<br />

+ Vˆ<br />

. (3.11)<br />

Hartree (1928) tarafından, bu haliyle bile çözülmesi mümkün olmayan elektronik<br />

Schrödinger denklemini daha da basitleştirecek bir metot ileri sürüldü. Bu yöntemde<br />

öz-uyumlu alan (self-consistent field) olarak adlandırılan bir ortalama alan<br />

tanımlanarak çok-elektron Schrödinger denklemi, tek-elektron Schrödinger<br />

denklemine dönüştürülerek daha da basitleştirilmiştir.<br />

Denk. 3.10 ile verilen elektronik Schrödinger denklemi hala çözülemez<br />

durumdadır. Bu denklem ilk olarak tek parçacık denklemine dönüştürülmelidir. Eğer<br />

elektronların etkileşmediği varsayılırsa yani (3.9)’daki V terimi sıfır alınırsa,<br />

elektronlar sistemi için olan bu denklem bir denklemler sistemine dönüşür ve<br />

problem şu soruya indirgenir: etkileşen elektronlar yerine etkileşmeyen elektronlar<br />

sistemi ele aldığında, elektronların etkileşimleri nasıl hesaba katılabilir? Hartree bu<br />

sorunu “öz-uyumlu alan (self-consistent field)” kavramını ortaya koyarak çözdü.<br />

Elektronlar sisteminde herhangi bir i’inci elektron gözönüne alınmış olsun.<br />

Bu elektron, geri kalan diğer tüm elektronlar ve tüm iyonlar tarafından etkilenecektir.<br />

Herhangi bir zaman anında bu elektronun bulunduğu pozisyonda, diğer tüm<br />

eletronların oluşturacağı alanla aynı alanı oluşturan bir dış kaynağın olduğu<br />

varsayılsın ve bu alanda i’inci elektronun potansiyel enerjisi Φ i ile gösterelsin. Bu<br />

potansiyel enerji sadece i’inci elektronun koordinatlarına bağlı olacaktır<br />

15<br />

ee<br />

ee


3. ÇOK PARÇACIK PROBLEMİ Harun AKKUŞ<br />

( i i ( ri ))<br />

r<br />

Φ = Φ . Eğer herbir elektron için böyle alanlar tanımlanırsa, elektron-elektron<br />

etkileşim enerjisi Φi<br />

potansiyelleri cinsinden oluşturabilir:<br />

N<br />

N<br />

V ˆ 1 1<br />

r<br />

ee = ∑∑ r r → ∑ Φ i ( ri<br />

) . (3.12)<br />

2 r − r<br />

i=<br />

1 j≠ii j i<br />

i’inci elektronun i ( ri )<br />

r<br />

Φ potansiyel enerjisi sadece diğer elektronların herbirinin<br />

hareketine bağlı değildir. Aynı zamanda dolaylı olarak kendisinin hareketine de<br />

bağlıdır. Çünkü kendi hareketi diğer elektronları etkileyecektir. Bu nedenle i ( ri )<br />

r<br />

Φ<br />

öz-uyumlu alan olarak adlandırılır. Bu alanların tanımlandığı varsayılarak (3.9)<br />

elektronik hamiltoniyen şu şekilde yazılır:<br />

∑<br />

i<br />

1 2<br />

i<br />

− ∇<br />

2<br />

+<br />

∑<br />

i<br />

r 1<br />

Φ i ( ri<br />

) +<br />

2<br />

∑∑<br />

i<br />

α<br />

U<br />

iα<br />

=<br />

∑<br />

i<br />

Hˆ<br />

i<br />

. (3.13)<br />

Bu denklemde sol taraftaki üçüncü terim (3.7)’deki elektron-iyon etkileşim enerjisi<br />

ve<br />

Hˆ<br />

i<br />

1 2 r r<br />

= − ∇i<br />

+ Φ i ( ri<br />

) + U i ( ri<br />

) , (3.14)<br />

2<br />

i’inci elektronun hamiltoniyenidir. Artık elektronik hamiltoniyen elektron-elektron<br />

etkileşim enerjisi terimini içermez ve ilk terimi i’inci elektronun kinetik enerjisi,<br />

ikinci terimi i’inci elektronun diğer tüm elektronların oluşturduğu alandaki<br />

potansiyel enerjisi ve son terimi de i’inci elektronun tüm iyonların oluşturduğu<br />

alandaki potansiyel enerjisidir. Böylece çok-elektron dalga fonksiyonu da tek tek<br />

elektronların dalga fonksiyonlarının çarpımı olarak; sistemin toplam enerjisi ise tek<br />

tek elektronların enerjilerinin toplamı olarak yazılabilir:<br />

Ψ<br />

e<br />

r r r<br />

( r , r ,... r<br />

1<br />

2<br />

N<br />

) =<br />

N<br />

∏<br />

i=<br />

1<br />

r<br />

ψ ( r ) , (3.15)<br />

i<br />

i<br />

16


3. ÇOK PARÇACIK PROBLEMİ Harun AKKUŞ<br />

E<br />

= ∑<br />

=<br />

N<br />

e<br />

i 1<br />

E<br />

i<br />

. (3.16)<br />

Sonuç olarak tek-elektron Schrödinger denklemi aşağıdaki gibi yazılabilir:<br />

Hˆ ψ = E ψ . (3.17)<br />

i<br />

i<br />

i<br />

i<br />

Bu noktadan itibaren çok-elektron problemi, öz-uyumlu alan kullanılarak tek-<br />

elektron problemine indirgenmiştir.<br />

i’inci elektronun dışındaki diğer tüm elektronlar, yük yoğunluğu ρ olan<br />

düzgün bir negatif yük yoğunluğu olarak alınırsa, i’inci elektronun bu yük<br />

yoğunluğunun alanındaki potansiyel enerjisi,<br />

r 1 r 2 1 r<br />

Φi<br />

( ri<br />

) = ∑∫ ψ j ( r j ) r r dr<br />

j<br />

(3.18)<br />

2<br />

r − r<br />

i≠<br />

j<br />

i<br />

j<br />

r 2 r<br />

olarak yazabilir (Kireev, 1978). Burada ψ j ( r j ) dr<br />

j , ri r noktasındaki potansiyeli<br />

belirleyen yük elemanıdır.<br />

Denk. 3.18’deki ifade Denk. 3.17’de yerine yazılırsa bilinen Hartree<br />

denklemleri elde edilir:<br />

r<br />

1 2 r<br />

⎡<br />

1 r 2 dr<br />

⎤<br />

j r<br />

− ∇i<br />

ψ i ( ri<br />

) + ⎢ ∑∫ ψ j ( r j ) r r<br />

⎥ψ<br />

i ( ri<br />

)<br />

2 ⎢2<br />

j≠ i ri<br />

− r j ⎥ . (3.19)<br />

⎣<br />

⎦<br />

r r r<br />

+ U ( r ) ψ ( r ) = E ψ ( r )<br />

i<br />

i<br />

i<br />

i<br />

i<br />

i<br />

i<br />

Bu denklemlerin çözümü ardışık iterasyonlarla yapılmalıdır. İlk olarak uygun bir<br />

başlangıç dalga fonksiyonları alınarak öz-uyumlu alanlar hesaplanır. Bulunan bu<br />

alanlar Hartree denkleminde yazılarak yeni dalga fonksiyonları elde edilir. Bu yeni<br />

dalga fonksiyonları ile tekrar öz-uyumlu alanlar hesaplanır ve süreç bu şekilde<br />

17


3. ÇOK PARÇACIK PROBLEMİ Harun AKKUŞ<br />

ilerler. Bu işlem, önceden belirlenen hata sınırları içinde n. iterasyondaki potansiyel<br />

ile (n+1). iterasyondaki potansiyel çakışıncaya kadar sürdürülür.<br />

Hartree yöntemi Pauli ilkesini sağlamaz. Çünkü elektronik dalga fonksiyonu,<br />

Denk. 3.15’den görüldüğü gibi tek tek elektronların dalga fonksiyonlarının çarpımı<br />

olarak yazılır ve herhangi iki elektronun yer değiştirmesiyle simetrik kalır. Oysa<br />

Pauli ilkesine göre bu durumda elektronik dalga fonksiyonu antisimetrik olmalıdır.<br />

Bu Hartree yönteminin kusurudur.<br />

3.2. Hartree-Fock Yöntemi, Slater Determinantı ve Değişim Enerjisi<br />

Hartree yöntemindeki elektronik dalga fonksiyonun Pauli ilkesini sağlamamsı<br />

sorunu Hartree-Fock (1930) yaklaşımıyla aşıldı. Bu yaklaşımda elektronik dalga<br />

fonksiyonu, elektronik orbitallerin antisimetrik çarpımı olarak yazılır (Ashcroft-<br />

Mermin, 1976):<br />

1 r r r r r r<br />

Ψ = [ ψ 1 ( r1s1<br />

) ψ 2 ( r2<br />

s2<br />

)... ψ N ( rN<br />

sN<br />

) −ψ<br />

1(<br />

r2<br />

s2<br />

) ψ 2 ( r1s1<br />

)... ψ N ( rN<br />

sN<br />

) + ... ] . (3.20)<br />

N!<br />

Daha sonra bu antisimetrik çarpım Slater (1951) tarafından bir N × N detterminat<br />

(Slater determinantı) ile verilmiştir:<br />

r r r<br />

ψ 1(<br />

r1s1<br />

) ψ 1(<br />

r2<br />

s2<br />

) . . . ψ 1(<br />

rN<br />

s<br />

r r r<br />

ψ ( r s ) ψ ( r s ) . . . ψ ( r s<br />

2<br />

1 1<br />

r r r<br />

Ψ ( r1s1<br />

, r2s<br />

2 ,..., rN<br />

s N ) =<br />

1<br />

N!<br />

.<br />

.<br />

.<br />

.<br />

.<br />

.<br />

(3.21)<br />

ψ<br />

. .<br />

r r<br />

( r s ) ψ ( r s ) . . . ψ<br />

.<br />

r<br />

( r s )<br />

N<br />

1<br />

1<br />

Bu dalga fonksiyonu ve (3.9) hamiltoniyeni kullanılarak enerjinin beklenen değeri<br />

hesaplanabilir:<br />

18<br />

2<br />

N<br />

2<br />

2<br />

2<br />

2<br />

2<br />

N<br />

N<br />

N<br />

N<br />

N<br />

N<br />

)<br />

)


3. ÇOK PARÇACIK PROBLEMİ Harun AKKUŞ<br />

E =<br />

Ψ Hˆ<br />

e<br />

∗ r ⎛ 1 2 r ⎞ r r<br />

= ∑∫ψ<br />

i ( r ) ⎜−<br />

∇i<br />

+ U i ( ri<br />

) ⎟ψ<br />

i ( ri<br />

) dr<br />

i ⎝ 2<br />

⎠<br />

1 1 r 2 r 2 r r<br />

+ ∑ r r ψ i ( r ) ψ j ( r ′ ) drdr<br />

′<br />

2 r − r ′<br />

−<br />

1<br />

2<br />

i,<br />

j<br />

∑<br />

i,<br />

j<br />

Ψ<br />

1 ∗ r r ∗ r r<br />

r r ψ i ( r ) ψ i ( r ′ ) ψ j ( r ′ ) ψ j ( r ) δ si<br />

r − r ′<br />

s<br />

j<br />

r r<br />

drdr<br />

′<br />

(3.22)<br />

Bu son denklemin sağ tarafındaki son terim enerjiye negatif bir katkı vermektedir.<br />

∗<br />

i<br />

Bulunan bu enerji ψ ’ye göre minimize edildiğinde Hartree denklemlerinin genel bir<br />

hali olan Hartree-Fock denklemleri elde edilir:<br />

2<br />

h<br />

−<br />

2m<br />

−<br />

∑ ∫<br />

j<br />

e<br />

2 r<br />

⎡<br />

1<br />

∇i<br />

ψ i ( ri<br />

) + ⎢<br />

⎢2<br />

⎣<br />

2<br />

r<br />

ψ ( r )<br />

e ∗ r r r<br />

r r ψ j ( r ′ ) ψ i ( r ′ ) ψ j ( r ) δ si<br />

r − r ′<br />

2 r<br />

e dr<br />

j<br />

r r<br />

4πε<br />

r − r<br />

∑ ∫ j j<br />

2<br />

j≠i 0 i j<br />

s j<br />

r<br />

= E ψ ( r )<br />

i<br />

i<br />

i<br />

⎤<br />

r r r<br />

⎥ψ<br />

i ( ri<br />

) + U i ( ri<br />

) ψ i ( ri<br />

)<br />

⎥<br />

⎦<br />

Bu denklemler Hartree denklemlerinden farklı olarak bir değişim terimi içerirler.<br />

3.3. Korelasyon Enerjisi<br />

(3.23)<br />

Hartree-Fock teorisi, elektronik dalga fonksiyonu tek bir determinant ile<br />

verildiğinden tam bir teori değildir. Çünkü tek bir determinanat, elektronlar sistemi<br />

için mümkün izinli dalga fonksiyonlarının ancak bir alt setini oluşturabilir ve bu alt<br />

setin gerçek dalga fonksiyonunu içermesi kuşkuludur. Bunun olabilmesi ancak<br />

etkileşmeyen elektronlar sisteminde mümkündür.<br />

Gerçek sistemlerde elektronların hareketeleri, öz-uyumlu alanın tanımladığı<br />

ortalama alandakinden daha koreledir. Bundan dolayı Hartree-Fock teorisinin<br />

kaçırdığı etkileşim enerjisi korelasyon enerjisi olarak adlandırılır (Löwdin, 1959):<br />

E −<br />

C = E0<br />

EHF<br />

. (3.24)<br />

19


3. ÇOK PARÇACIK PROBLEMİ Harun AKKUŞ<br />

Burada temel durum enerjisi ve E Hartree-Fock enerjisidir. Hartree-Fock<br />

E0 HF<br />

enerjisi varyasyonal metotla hesaplandığından daima EHF ≥ E eşitsizliği geçerlidir.<br />

Dolayısıyla korelasyon enerjisi negatif olur.<br />

3.4. Thomas-Fermi Teorisi ve Dirac Değişim Enerjisi<br />

Hartree ve Hartree-Fock yöntemlerinin ortaya koyulduğu yıllarda, çok-<br />

elektron probleminin çözümüne bir katkı da Thomas (1927) ve Fermi’ den (1928)<br />

geldi. Thomas-Fermi teorisi olarak adlandırılan bu teoride başlangıç noktası çok-<br />

elektron dalga fonksiyonu değil de elektron yoğunluğuydu. Birkaç yıl sonra Dirac<br />

(1930) bu teoriye değişim terimini ekledi.<br />

Çok-elektron probleminin çözümü için Thomas ve Fermi tarafından öne<br />

sürülen bu modelde, çok-elektron dalga fonksiyonu kullanılarak elektronlar sistemi<br />

için Schrödinger denklemini çözmek yerine n(r )<br />

r elektron yoğunluğu kullanılıp, tüm<br />

terimleri elektron yoğunluğunun fonksiyoneli olarak yazılan sistemin toplam enerjisi<br />

minimize edilir.<br />

Bu yaklaşımda elektronlar bağımsız parçacıklar olarak düşünülür. Sistemin<br />

toplam enerjisini oluşturan terimlerden biri elektron-elektron etkileşim enerjisidir ve<br />

sadece elektrostatik enerjiden kaynaklanır (Jones ve Gunnarsson, 1989):<br />

E es<br />

2 r r<br />

r e n(<br />

r ) n(<br />

r ′ ) r r<br />

[ n(<br />

r ) ] = ∫∫ r r drdr<br />

′ . (3.25)<br />

2 r − r ′<br />

Bir diğer terim kinetik enerji terimidir:<br />

T<br />

r<br />

r r<br />

= dr<br />

[ n(<br />

r ) ] ∫ t[<br />

n(<br />

r ) ]<br />

0<br />

(3.26)<br />

r r<br />

Burada t[<br />

n(r<br />

) ] , n(r ) yoğunluklu etkileşmeyen elektronlar sisteminin kinetik enerji<br />

yoğunluk fonksiyonelidir. Eğer n(r )<br />

r uzayda yeterince yavaş değişirse yani r konumundaki bir elektron gerçekte n(r )<br />

r yoğunluklu homojen bir ortam hissederse<br />

20


3. ÇOK PARÇACIK PROBLEMİ Harun AKKUŞ<br />

bu yaklaşım oldukça iyi bir yaklaşımdır. Böylece homojen elektron gazı için kinetik<br />

enerji yoğunluk fonksiyoneli,<br />

t<br />

r<br />

olur. Burada<br />

2<br />

[ n(<br />

r ) ] = ∫<br />

k F<br />

=<br />

( 2π<br />

)<br />

3<br />

k≤k<br />

[ ] 3 / 1 2 r<br />

3π n(<br />

r)<br />

F<br />

2<br />

2<br />

h k<br />

2m<br />

r<br />

dk<br />

Fermi dalga vektörüdür. Buradan,<br />

(3.27)<br />

(3.28)<br />

3 2 2 2 / 3<br />

Ck = h ( 3π<br />

)<br />

(3.29)<br />

10m<br />

olmak üzere kinetik enerji fonksiyoneli aşağıdaki gibi elde edilir:<br />

r r 5/<br />

3 r<br />

( = dr<br />

. (3.30)<br />

[ n r ) ] C ∫ [ n(<br />

r ) ]<br />

T k<br />

Toplam enerjideki son terim ise elektronlar ve iyonlar arasındaki elektrostatik çekim<br />

enerjisidir. Dolayısıyla elektron yoğunluğunun fonksiyoneli olarak sistemin toplam<br />

enerjisi şu şekilde yazılır:<br />

Burada<br />

r<br />

2 r r<br />

e n(<br />

r ) n(<br />

r ′ ) v r<br />

r r r r<br />

= n(<br />

r ) v(<br />

r ) dr<br />

. (3.31)<br />

2 r − r ′<br />

5 / 3<br />

[ n(<br />

r ) ] ∫∫ r r drdr<br />

′ + C ∫ n ( r ) + ∫<br />

TF<br />

E k<br />

r<br />

v(<br />

r )<br />

Z<br />

= −∑<br />

= −<br />

M<br />

α<br />

r r<br />

α 1 r Rα<br />

, (3.32)<br />

21


3. ÇOK PARÇACIK PROBLEMİ Harun AKKUŞ<br />

iyonlardan kaynaklanan statik Coulomb potansiyelidir.<br />

Elektronların sayısının sabit olduğu varsayıldığında yani<br />

∫<br />

r r<br />

n(<br />

r ) dr<br />

= N<br />

(3.33)<br />

şartı da hesaba alındığında E [ n]<br />

fonksiyoneli varyasyon metodu kullanılarak<br />

minimize edilebilir.<br />

r r r<br />

{ E[<br />

n(<br />

r ) ] − λ(<br />

∫ n(<br />

r ) dr<br />

− N ) } = 0<br />

δ (3.34)<br />

varyasyonu alındığında bilinen Thomas-Fermi denklemi elde edilir:<br />

r<br />

2 n(<br />

r ′ ) r 5 2 / 3 r r<br />

e ∫ r r dr<br />

′ + Ck<br />

n ( r ) + Vext<br />

( r ) − λ = 0 . (3.35)<br />

r − r ′ 3<br />

Dirac (1930), Thomas-Fermi teorisine bir değişim terimi ekledi. Thomas-<br />

Fermi-Dirac teorisinde, elektron yoğunluğunun fonksiyoneli olarak enerji aşağıdaki<br />

gibi yazılır (Lieb, 1981):<br />

r<br />

r 3 4 / 3 v r<br />

= n ( r ) dr<br />

. (3.36)<br />

4<br />

[ n(<br />

r ) ] E[<br />

n(<br />

r ) ] − C ∫<br />

TFD<br />

E e<br />

Bu denklemin sağ tarafındaki ikinci terim Dirac değişim terimidir ve C pozitif bir<br />

sabittir.<br />

Sonraki yıllarda Thomas-Fermi-Dirac modeline birçok düzeltme ve katkı<br />

geldi. Lewis (1958), Thomas-Fermi-Dirac denklemini elektronlar arasındaki<br />

korelasyonları içerecek şekilde yeniden düzenledi. Braff ve Borowitz (1961), Green<br />

fonksiyonlarını kullanarak Thomas-Fermi denklemini türeten kuantum düzeltmeler<br />

getiren bir yöntem önerdiler. Du Bois ve Kivelson (1962) Green fonksiyonları<br />

22<br />

e


3. ÇOK PARÇACIK PROBLEMİ Harun AKKUŞ<br />

formalizmini kullanarak, elektron korelasyonları için bir yarı-klasik yaklaşım<br />

geliştirdiler.<br />

3.5. Düzlem Dalga Formülasyonu<br />

3.5.1 Bloch Teoremi<br />

İdeal bir kristalde iyonlar periyodik bir düzene sahip olduklarından, bir<br />

elektronun bulunduğu iyonik v(r )<br />

r potansiyeli şu özelliğe sahiptir:<br />

r r r<br />

v(<br />

r ) = v(<br />

r + R)<br />

. (3.37)<br />

Burada R r , herhangi bir örgü vektörüdür. Bu özelliğe dayanan Bloch teoremi şu<br />

şekilde ifade edilir: periyodik bir potansiyelde tek-elektron Hamiltoniyenin<br />

özfonksiyonları, bir düzlem dalga ile örgünün periyodikliğine sahip bir fonksiyonun<br />

çarpımı olarak yazılabilir (Ashcroft-Mermin, 1976):<br />

r<br />

r r r<br />

r<br />

ik<br />

r<br />

r u r ⋅<br />

( ) = ( r ) e<br />

nk<br />

nk<br />

ψ . (3.38)<br />

Burada tüm R r örgü sabitleri için,<br />

r r r<br />

u r ( r ) = u r ( r + R)<br />

nk<br />

nk<br />

(3.39)<br />

şartı sağlanır. Burada n band indisi, k r birinci Brillouin bölgesi ile sınırlanan sürekli<br />

dalga vektörüdür. Denk. 3.39 şartı Denk. 3.38’de yazılırsa,<br />

elde edilir.<br />

r<br />

ψ (3.40)<br />

r r<br />

r r<br />

r<br />

ik<br />

R<br />

r R r ⋅<br />

( + ) = ψ ( r ) e<br />

nk<br />

nk<br />

23


3. ÇOK PARÇACIK PROBLEMİ Harun AKKUŞ<br />

3.5.2. Brillouin Bölgesinde Özel k-Noktaları<br />

Kristallerde birçok hesaplama (toplam enerji hesabı gibi) dalga vektörünün<br />

periyodik bir fonksiyonunun Brillouin bölgesi üzerinden integralini almayı gerektirir.<br />

Bu oldukça zor bir iştir. Çünkü söz konusu fonksiyonun herbir k noktasında<br />

r<br />

değerini bilmek gereklidir ve gerçek kristallerde neredeyse sonsuz sayıda elektron<br />

olduğundan, sonsuz sayıda da<br />

k r noktası vardır.<br />

Ancak elektronik dalga fonksiyonunun değeri birbirlerine yakın k r<br />

noktalarında hemen hemen aynı olduğundan çok sayıda k r noktasının yerine sadece<br />

r<br />

bir tek k noktasında integralleri almak doğru olacaktır. Dolayısıyla tüm Brillouin<br />

bölgesi üzerinden integral almak yerine belirli sayıda k r noktaları üzerinden integral<br />

almak yeterli olacaktır. Bunun için Brillouin bölgesinde bazı özel k noktaları seti<br />

r<br />

oluşturmak gerekir. Bu özel noktaların üretimi için çeşitli yöntemler geliştirilmiştir<br />

(Chadi-Cohen, 1973; Monkhorst-Pack, 1976).<br />

3.5.3. Düzlem Dalga Baz Setleri<br />

Bloch teoremine göre elektronik dalga fonksiyonu her bir k noktasında bir<br />

r<br />

kesikli düzlem dalga setine göre açılabilir (Payne ve ark, 1992):<br />

r r r<br />

r i k + G ⋅r<br />

r =<br />

nk<br />

∑C<br />

r r e<br />

r n k + G<br />

G<br />

r ( )<br />

( )<br />

,<br />

ψ . (3.41)<br />

Bu ifadeden görüldüğü gibi elektronik dalga fonksiyonunu açmak için sonsuz bir<br />

düzlem dalga seti gereklidir. Ancak hesaplamalarda bu sonsuz düzlem dalga setine<br />

bir sınırlama getirilir. Bu sete sadece kinetik enerjileri belirli bir kesme enerjisinden<br />

küçük düzlem dalgalar dahil edilir:<br />

2<br />

h r r<br />

k + G<br />

2m<br />

2<br />

≤ E<br />

cut<br />

. (3.42)<br />

24


3. ÇOK PARÇACIK PROBLEMİ Harun AKKUŞ<br />

Düzlem dalgaları bu şekilde kesmek, toplam enerjinin hesaplanmasında<br />

hataya yol açacaktır. Ancak kesme enerjisinin değerinin artırılmasıyla bu hatanın<br />

büyüklüğü azaltılabilir. O zaman şu soru ortaya çıkar: kesme enerjisi nereye kadar<br />

artırılabilir? Toplam enerji değeri yakınsadığında kesme enerjisini artırmanın artık<br />

bir anlamı yoktur. Bu yakınsama değerindeki kesme enerjisi en uygun olanıdır.<br />

Düzlem dalga baz setlerini kullanmanın getirdiği sorunlardan biri de baz<br />

durumlarının sayısının kesme enerjisine göre süreksiz olmasıdır. Bu süreksizlikler<br />

farklı k noktaları için farklı kesme enerjilerinde olacaktır. Bu sorun daha yoğun<br />

r<br />

k r<br />

nokta setleri kullanılarak hafifletilebilir.<br />

3.5.4. SbSI<br />

Bu çalışmada SbSI’ın toplam enerji ve temel durum hesaplamalarında birinci<br />

Brillouin bölgesi için 4 x 4 x 4 Monkhorst-Pack modellemesi kullanılmıştır. Ayrıca<br />

elektronik dalga fonksiyonunu oluşturan düzlem dalga baz setlerini sınırlamak için<br />

12 Hartree’lik kinetik enerji kesmesinin uygun olduğu görülmüş ve bu değer<br />

kullanılmıştır. Farklı kesme enerjileri kullanılarak toplam enerji optimizasyonu<br />

yapılmış ve Ecut=12 Hartree’de toplam enerjinin artık belli bir değere yakınsadığı<br />

görülmüştür.<br />

3.5.5. Elektronik Yapı Hesaplamalarında Pseudo-Potansiyel Yaklaşımı<br />

Bir katının enerji seviyeleri iki kısma ayrılabilir: sıkı bağlı elektronların<br />

oluşturduğu dipteki kabuk seviyeleri ve bunlardan daha yukarıda olan valans band<br />

seviyeleri. Katının elektronik özelliklerini belirleyen çoğunlukla valans bantlarıdır.<br />

Kabuk dalga fonksiyonları sadece iyonun çok yakınlarındaki bölge içinde<br />

değelendirilebilirler ve burada atomik dalga fonksiyonlarının salınım formundadırlar<br />

(Şekil 3.1a). Bu salınımlar, kabuk içinde yüksek elektronik kinetik enerjinin bir<br />

sonucudur. Bu elektronik kinetik enerji, yüksek negatif potansiyel enerjiyle<br />

birleşerek kabuk seviyelerinin toplam enerjisini oluştururlar.<br />

25


3. ÇOK PARÇACIK PROBLEMİ Harun AKKUŞ<br />

Kabuk bölgesinde valans seviyeleri, kabuk seviyelerinden daha yüksek<br />

toplam enerjilere sahip olduğundan ve kabuk elektronlarındaki aynı büyük ve negatif<br />

potansiyele maruz kaldıklarından, valans elektronları daha yüksek kinetik enerjide<br />

olmalıdırlar. Dolayısıyla kabuk bölgesinde valans dalga fonksiyonları, kabuk dalga<br />

fonksiyonlarından daha fazla salınım yapmalıdırlar (Şekil 3.1b). Bu durumda valans<br />

dalga fonksiyonlarının Fourier açılımı, çok sayıda kısa dalga boylu düzlem dalgalar<br />

içermelidir.<br />

Sıkı bağlı kabuk durumlarının varlığı ve kabuk bölgesi içinde valans dalga<br />

fonksiyonlarının hızlı salınımları, band yapısı hesaplamalarında iki önemli sorundur.<br />

Katıların kimyasal ve fiziksel özellikleri baskın olarak valans elektronlarına bağlı<br />

olduğundan, kimyasal bağlanma olayları kabuk seviyeleri ile ilgili değildir. Bundan<br />

dolayı katı içindeki kabuk konfigürasyonu izole atomların konfigürasyonuna<br />

eşdeğerdir. İzole atomların enerji spektrumları da zaten belli olduğundan elektronik<br />

yoğunluğu iki terim olarak ayırmak iyi bir yaklaşımdır:<br />

r r r<br />

( r ) = n ( r)<br />

+ n ( r )<br />

(3.43)<br />

n c v<br />

Yazılan bu elektronik yoğunluğun ilk terimi, zaten izole atomik seviyeleri temsil<br />

ettiğinden, yukarıda belirtilen zorluklardan ilki aşılmış olacaktır.<br />

İkinci zorluğu yani kabuk bölgesi içinde valans dalga fonksiyonlarının hızlı<br />

salınımları sorununu çözmek için bugüne kadar çeşitli yaklaşımlar geliştirilmiştir.<br />

Bunlardan biri pseudo-potansiyel metodudur. Bu yöntemde valans elektronlarının<br />

hissettiği ve kabuk elektronları tarafından kısmen perdelenen iyonik potansiyel<br />

yerine bir pseudo-potansiyel (Antoncik, 1959; Phillips ve Kleinman, 1959a,b) alınır.<br />

Bu potansiyel öyle seçilir ki belirli bir kesme mesafesinden sonra valans dalga<br />

fonksiyonları değişmez kalır ama kabuk bölgesinin içinde daha düzgün ve yumuşak<br />

pseudo-fonksiyonlarla yer değiştirir (Şekil 3.2).<br />

26


3. ÇOK PARÇACIK PROBLEMİ Harun AKKUŞ<br />

Şekil 3.1. (a) Bir kabuk dalga fonksiyonunun, (b) Bir valans dalga fonksiyonunun<br />

karakteristik koordinat bağımlılığı (Ashcroft-Mermin, 1976)<br />

Şekil 3.2. Elektronların hissettiği gerçek (sürekli eğriler) ve pseudo-potansiyellerin<br />

(kesikli eğriler) ve onlara karşılık gelen dalga fonksiyonlarının şematik<br />

gösterimi<br />

27


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ<br />

4.1. Hohenberg-Kohn Teoremleri<br />

Hohenberg ve Kohn (1964), Thomas-Fermi modelini araştırırken n(r )<br />

r<br />

elektron yoğunluğunun değişken fonksiyon olduğu varyasyonal bir yöntem<br />

geliştirdiler ve iki önemli teoremin ispatını verdiler. Bu yöntemde, dış potansiyel ne<br />

r<br />

F n(r<br />

)<br />

olursa olsun temel durumdaki tüm elektronik sistemlere uygulanan bir [ ]<br />

evrensel fonksiyoneli vardı ve esas iş bu fonksiyoneli tanımlayabilmekti. Bu<br />

fonksiyonel bilindiğinde verilen bir dış potansiyelde temel durum enerjisini<br />

belirlemek kolaylaşıyordu.<br />

1. Teorem:<br />

Bir v(r )<br />

r dış potansiyelindeki elektronlar sistemi için bu dış potansiyel bir<br />

sabit ile, n(r )<br />

r temel durum elektron yoğunluğu tarafından belirlenir.<br />

1. Teoremin sonucu:<br />

Sistemin Hamiltoniyeni, enerjiyi sadece kaydıracak bir sabit dışında<br />

tamamen belirlenmiş olacağından, sistemin çok-elektron dalga fonksiyonu ve<br />

diğer özellikeleri tamamen belirlenebilir.<br />

2. Teorem:<br />

Tüm elektron sistemleri için, n(r )<br />

r elektron yoğunluğunun fonksiyoneli olan<br />

r<br />

E n(r<br />

) evrensel fonksiyonel tanımlanabilir. Temel durum enerjisi, verilen<br />

bir [ ]<br />

bir v(r )<br />

r dış potansiyeli için global minimumdur ve enerji fonksiyonelini<br />

minimize eden n(r )<br />

r yoğunluğu temel durum yoğunluğudur.<br />

2. Teoremin sonucu:<br />

r<br />

E[<br />

n(r<br />

) ] fonksiyoneli tek başına temel durum enerjisini ve yoğunluğunu<br />

belirlemek için yeterlidir. Uyarılmış elektron durumları başka yollarla<br />

belirlenmelidir.<br />

Büyük bir kapalı kutu içinde, bir v(r )<br />

r dış potansiyelinin ve karşılıklı<br />

Coulomb itmelerinin etkisi altında hareket eden keyfi sayıdaki bir elektron topluluğu<br />

28


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

ele alınır ve temel durumun dejenere olmadığı varsayalırsa, sistemin hamiltoniyeni<br />

denklem (3.9)’daki gibi olacaktır:<br />

H = T + V + V , (4.1)<br />

ee<br />

Burada, atomik birimlerde,<br />

1<br />

T ≡<br />

2<br />

∫<br />

∫<br />

r<br />

∗ r r r r<br />

∇ψ<br />

( r ) ∇ψ<br />

( r ) dr<br />

, (4.2)<br />

r ∗ r r r<br />

V ≡ v(<br />

r ) ψ ( r ) ψ ( r ) dr<br />

, (4.3)<br />

V ee<br />

≡<br />

1<br />

2<br />

∫<br />

1 ∗ r ∗ r r r r r<br />

r r ψ ( r ) ψ ( r′<br />

) ψ ( r′<br />

) ψ ( r ) drdr<br />

′<br />

(4.4)<br />

r − r′<br />

şeklindedir. Ψ temel durumunda elektronik yoğunluk,<br />

∗ r r<br />

( Ψ,<br />

( r)<br />

ψ ( ) Ψ)<br />

r<br />

n(<br />

r)<br />

≡ ψ r<br />

(4.5)<br />

ile verilir ve bu yoğunluğun v(r )<br />

r ’nin bir fonksiyoneli olacağı açıktır.<br />

Ψ , n(r )<br />

r ’nin fonksiyoneli olduğundan kinetik ve etkileşim enerjileri de<br />

n(r )<br />

r ’nin fonksiyonelidirler:<br />

F<br />

r<br />

( ee<br />

[ n r)<br />

] ≡ ( Ψ,<br />

( T + V ) Ψ)<br />

. (4.6)<br />

r<br />

Burada F [ n(r<br />

) ] , keyfi sayıdaki parçacık ve herhangi bir dış potansiyel için geçerli<br />

olan evrensel fonksiyoneldir. Bunun yardımıyla verilmiş bir v(r )<br />

r için enerji<br />

fonksiyoneli tanımlanabilir:<br />

E<br />

r<br />

r r r r<br />

≡ ∫ . (4.7)<br />

[ n(<br />

r ) ] v(<br />

r ) n(<br />

r ) dr<br />

+ F[<br />

n(<br />

r ) ]<br />

29


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

Buradan açıkça görüldüğü gibi doğru n(r )<br />

r r<br />

için E[<br />

n(r<br />

) ] temel durum enerjisi E ’ye<br />

r<br />

F n(r<br />

) biliniyorsa ve n ’nin yeterince basit bir fonksiyonu ise verilmiş<br />

eşittir. Eğer [ ]<br />

bir dış potansiyelde temel durum enerjisini ve yoğunluğu belirlemek oldukça kolay<br />

olacaktır. Çünkü bu durumda yapılacak tek şey 3-boyutlu yoğunluk fonksiyonunun<br />

bir fonksiyonelinin minimizasyonudur. Dolayısıyla yoğunluk fonksiyoneli<br />

yöntemlerinde çok elektron problemlerinin karmaşıklığının büyük bir kısmı evrensel<br />

fonksiyonelin belirlenmesi ile ilişkilidir.<br />

4.2. Kohn-Sham Denklemleri: Değişim ve Korelasyon Etkilerini İçeren Öz-<br />

Uyumlu Denklemler<br />

Kohn ve Sham (1965) çok-elektron sistemleri için, değişim ve korelasyon<br />

etkilerini de içeren, Hartree-Fock denklemlerinine benzer öz-uyumlu denklemler için<br />

bir formülasyon verdiler. Bu formülasyonda reel ve etkileşen bir elektronlar sistemi,<br />

etkileşmeyen hayali bir sisteme dönüştürülerek elektronlar etkin bir potansiyelde<br />

hareket ettirilir. Bu potansiyel “Kohn-Sham tek-parçacık potansiyeli” dir.<br />

Yoğunluk fonksiyoneli teorisi, dalga fonksiyonlarını kullanmadan sadece<br />

temel durum elektron yoğunluğunu kullanarak çok elektron sistemlerinin<br />

özelliklerini belirlemeyi amaçlar. N elektron içeren bir sistemin relativistik olmayan<br />

Schrödinger denklemi (Denk. 3.1) için elektronik hamiltoniyen Denk. 4.1’deki<br />

gibidir:<br />

Hˆ<br />

1 N N<br />

N<br />

2 r 1 1<br />

= − ∑ ∇i<br />

+ ∑ v(<br />

ri<br />

) + ∑ r r<br />

2 i=<br />

1 i=<br />

1 2 i≠ j ri<br />

− r j<br />

= Tˆ<br />

+ Vˆ<br />

+ Vˆ<br />

ee<br />

. (4.8)<br />

Burada v( ri<br />

) elektronların hareket ettiği dış potansiyeldir. Atomlar, moleküller ve<br />

r<br />

katılar için v( ri<br />

) ,<br />

r<br />

potansiyelleridir:<br />

R r konumunda ve Z yüklü çekirdeklerin Coulomb<br />

α<br />

30<br />

α


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

r Z A<br />

v( ri<br />

) = −∑<br />

r r . (4.9)<br />

r − R<br />

A i A<br />

∗<br />

(3.1) denklemi soldan ile çarpılıp herbir terimin uzaysal ( r ) ve spin (<br />

r<br />

σ )<br />

Ψ i<br />

koordinatları üzerinden integrali alınırsa ve Ψ ’nin normalize olduğunu kabul edilirse<br />

sistemin enerjisi bulunur:<br />

r r<br />

1 2 r r r r r r P<br />

∫ [ ∇ ′<br />

2 ( r1<br />

, r2<br />

) r r<br />

n(<br />

r,<br />

r ) ] r r<br />

r<br />

r′<br />

dr<br />

+ ∫ v(<br />

r ) n(<br />

r ) dr<br />

+ ∫∫ r r dr1dr2<br />

. (4.10)<br />

2<br />

r − r<br />

E = = r<br />

Burada n ( r,<br />

r ′ )<br />

r r<br />

yoğunluğudur:<br />

r r N(<br />

N −1)<br />

P2<br />

( r1<br />

, r2<br />

) =<br />

2<br />

r r<br />

indirgenmiş tek elektron yoğunluk matrisi ve P r , r ) çift<br />

∑∫ ∫ Ψ ...<br />

σ ... σ<br />

1<br />

N<br />

r r r<br />

( r σ , r σ ,..., r σ<br />

1<br />

1<br />

2<br />

2<br />

1<br />

N<br />

N<br />

2<br />

)<br />

2<br />

r r<br />

dr<br />

... dr<br />

3<br />

N<br />

2 ( 1 2<br />

. (4.11)<br />

Yukarıda verilen yoğunluk matrisi ve çift yoğunluğu arasındaki ilişki aşağıdaki<br />

gibidir:<br />

r r r 2 r r r<br />

n(<br />

r1<br />

) n(<br />

r1<br />

, r1<br />

) =<br />

− ∫ P2<br />

( r1<br />

, r2<br />

) dr<br />

N 1<br />

= 2<br />

Denk. 4.10’daki ilk terim elektronların kinetik enerjisidir:<br />

r r r<br />

[ ∇ n(<br />

r,<br />

r ′ ] r r<br />

′ dr<br />

1 2<br />

T = − ∫ r ) r = r<br />

2<br />

İkinci terim elektron iyon etkileşim enerjisidir:<br />

∫<br />

. (4.12)<br />

. (4.13)<br />

r r r<br />

V = v(<br />

r ) n(<br />

r ) dr<br />

. (4.14)<br />

31<br />

i


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

Son terim elektron-elektron etkileşim enerjisidir:<br />

r r<br />

P2<br />

( r1<br />

, r2<br />

) r r<br />

∫∫ r r dr1dr<br />

r − r<br />

Vee = 2<br />

1 2<br />

. (4.15)<br />

Bu son ifade klasik Coulomb itmelerini ve kuantum mekaniksel değişim-korelasyon<br />

etkilerini içerir. Klasik ve kuantum kısımlarının ayrılması, çift yoğunluğunun<br />

aşağıdaki şekilde yeniden yazılmasıyla yapılabilir:<br />

r r 1 r r r r<br />

r1<br />

, r2<br />

) = n(<br />

r1<br />

) [ n(<br />

r2<br />

) + h ( r1<br />

, r ) ]. (4.16)<br />

2<br />

P2 ( XC 2<br />

r r<br />

Burada r , ) , r ’deki bir elektronun değişim-korelasyon holudur. Denk. 4.16<br />

r<br />

hXC ( 1 r2<br />

Denk. 4.15’de yerine yazılırsa,<br />

ee<br />

(c)<br />

XC<br />

1<br />

V = U + E<br />

(4.17)<br />

yazılabilir. Burada U, klasik Coulomb itme enerjisidir:<br />

(c)<br />

XC<br />

U<br />

r r<br />

1 n(<br />

r1<br />

) n(<br />

r2<br />

) r r<br />

∫∫ r r dr1dr<br />

. (4.18)<br />

2 r − r<br />

= 2<br />

1 2<br />

E ise konvansiyonel değişim-korelasyon enerjisidir (Scuseria ve Staroverov,<br />

2005):<br />

E<br />

r r r<br />

1 n(<br />

r1<br />

) hXC<br />

( r1<br />

, r2<br />

) r r<br />

∫∫ r r dr1dr<br />

. (4.19)<br />

2 r − r<br />

( c)<br />

XC = 2<br />

1 2<br />

Şimdi Denk. 4.10 yeniden yazılabilir:<br />

32


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

(c)<br />

XC<br />

E = T + V + U + E . (4.20)<br />

Dikkat edilirse bu denklemdeki V ve U n(r )<br />

r ’nin açık fonksiyonelidirler. T ve<br />

(c)<br />

XC<br />

E ’ye bakıldığında ise bunların n(r )<br />

r ’den belirlenemeyeceği izlenimi doğar. Çünkü<br />

bunların belirlenmesi n ( r,<br />

r ′ )<br />

r r<br />

r r<br />

yoğunluk matrisinin ve P r , r )<br />

2 ( 1 2<br />

çift fonksiyonunun<br />

bilinmesini gerektirir. Bu öngörü doğru değildir. Çünkü Hohenberg-Kohn teoremleri<br />

şunu iddia eder (Teorem 1): statik dış potansiyel v(r )<br />

r ’de bulunan gerçek elektron<br />

sisteminin temel durum enerjisi yoğunluğun fonksiyonelidir (Denk. 4.7):<br />

r r r<br />

E [] n = ∫ v(<br />

r ) n(<br />

r ) dr<br />

+ F[<br />

n]<br />

. (4.21)<br />

[]<br />

Burada F n , kinetik enerji ve elektron-elektron etkileşim terimlerini içerir:<br />

F<br />

( c)<br />

[] n T[]<br />

n + U[]<br />

n + E [ n]<br />

= . (4.22)<br />

XC<br />

Hohenberg-Kohn teoremleri sadece F [ n]<br />

fonksiyonelinin varlığını garanti eder.<br />

Fakat U [] n hariç F[]<br />

n ’nin açık formu bilinmemektedir ve yaklaşım yapılmalıdır.<br />

Elektronlarının sayısı sabit olduğunda herhangi iki sistemin hamiltoniyen<br />

operatörleri arasındaki fark<br />

fonksiyoneldir.<br />

v(r )<br />

r ile belirlenir. Bundan dolayı F n evrensel bir<br />

(c)<br />

F[]<br />

n ’nin (4.22) denklemindeki gibi T, U ve E bileşenlerine ayrılmasının<br />

yolu tek değildir. Farklı yollar farklı DFT seçeneklerini doğurur. Bunların en çok<br />

uygulananı Kohn-Sham formülasyonudur.<br />

33<br />

XC<br />

[]


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

4.2.1. Kohn-Sham Formülasyonu<br />

Denklem 4.21’deki genel hamiltoniyendeki V terimi bir elektron-elektron<br />

ˆ<br />

çiftlenim sabiti<br />

λ ile ayarlanmıştır. λ değerleri 0 ile 1 arasındadır. λ ’nın herbir<br />

değeri farklı evrensel fonksiyonele karşılık gelir (Levy, 1979):<br />

λ<br />

[] n<br />

min, λ ˆ λ ˆ<br />

n T + Vee<br />

min, λ<br />

n<br />

F = Ψ<br />

Ψ . (4.23)<br />

min, λ<br />

Burada , Tˆ<br />

Vˆ<br />

r<br />

+ λ beklenen değerini minimum yapan ve n(r ) yğunluğunu<br />

Ψn ee<br />

üreten çok elektron dalga fonksiyonudur. Reel sistemler için λ = 1’dir.<br />

λ = 0 değeri, v(r )<br />

r dış potansiyelinde hareket eden ve etkileşmeyen<br />

elektronlar sistemine karşılık gelir. Etkileşmeyen elektronlar sistemi için Schrödinger<br />

min, 0<br />

0 n<br />

denklemini çözmek mümkündür: Φ = Ψ çözümü,<br />

⎡ 1 2 r ⎤ r r<br />

⎢−<br />

∇ + v( r ) ϕ i ( r ) = ε iϕi<br />

( r )<br />

2<br />

⎥<br />

(4.24)<br />

⎣<br />

⎦<br />

tek parçacık denkleminden elde edilen ϕ i tek elektron dalga fonksiyonlarının<br />

(orbitaller) Slater determinantıdır. Etkileşmeyen bu sistem için evrensel yoğunluk<br />

fonksiyoneli,<br />

F<br />

1 N<br />

0 [] n = Ts<br />

[] n = − ∑<br />

2 i=<br />

1<br />

ve elektron yoğunluğu<br />

r<br />

n(<br />

r )<br />

= ∑<br />

=<br />

N<br />

i 1<br />

i ( r<br />

ee<br />

ϕ ∇ ϕ<br />

(4.25)<br />

i<br />

2<br />

i<br />

r 2<br />

ϕ )<br />

(4.26)<br />

34


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

ile verilir. Dikkat edilirse, Ts [ n]<br />

orbitaller cinsinden yazılır ve bundan dolayı<br />

n(r )<br />

r ’nin bir fonksiyonelidir.<br />

Kohn-Sham varsayımına göre, n(r )<br />

r temel durum yoğunluklu herhangi bir<br />

reel (etkileşen) sistem için, aynı n(r )<br />

r temel durum yoğunluğuna sahip etkileşmeyen<br />

bir sistem daha vardır. Bu durumda (4.22) denklemi yeniden yazılabilir:<br />

[] n T [] n + U[]<br />

n + E [ n]<br />

F s<br />

XC<br />

[]<br />

= . (4.27)<br />

Burada n , etkileşmeyen sistemin kinetik enerjisidir ve Denk. 4.24 ile kesin olarak<br />

T s<br />

[]<br />

hesaplanır. n ise DFT değişim-korelasyon enerjisidir ve formal olarak<br />

E XC<br />

aşağıdaki gibi yazılır:<br />

E<br />

XC<br />

( c)<br />

[] n T[]<br />

n − T [] n + E [ n]<br />

= . (4.28)<br />

s<br />

XC<br />

r<br />

δ E[]<br />

n / δ n(<br />

r)<br />

varyasyon ilkesinin uygulanmasıyla Kohn-Sham formülasyonu<br />

aşağıdaki gibi olur:<br />

i<br />

j<br />

[] n n r ) v(<br />

r ) dr<br />

+ T [ n]<br />

+ U [ n]<br />

+ E [ n]<br />

E s<br />

XC<br />

ij<br />

= ∫<br />

r r r<br />

( . (4.29)<br />

ϕ ϕ = δ ortonormallik şartı ile N tane Hartree tipi tek elektron denklemi elde<br />

edilir:<br />

⎡<br />

r<br />

1 2 r n(<br />

r ′ ) r r ⎤ r r<br />

⎢−<br />

∇ + v( r ) + r r dr<br />

′ + v XC ( r ) ⎥ϕ<br />

i ( r ) = ε iϕi<br />

( r )<br />

⎢⎣<br />

2 ∫ . (4.30)<br />

r − r ′<br />

⎥⎦<br />

r<br />

r<br />

Burada ϕ (r ) Kohn-Sham orbitalleri ve (r ) değişim-korelasyon potansiyelidir:<br />

v<br />

i<br />

XC<br />

[] n<br />

v XC<br />

r δE<br />

XC<br />

( r ) = r . (4.31)<br />

δ n(<br />

r )<br />

35


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

r<br />

min<br />

ϕ (r ) orbitalleri, Kohn-Sham dalga fonksiyonu olarak adlandırılan bir Φ Slater<br />

i<br />

determinantını oluştururlar.<br />

(4.26), (4.30) ve (4.31) denklemleri Kohn-Sham denklemleri olarak bilinirler<br />

ve formal olarak tam ve kesindirler. Ancak sadece E XC [ n]<br />

bilinmeyen terimini<br />

içerirler. Kohn-Sham DFT’de yaklaşıklığı yapılan E XC [ n]<br />

terimidir; konvensiyonel<br />

değişim-korelasyon terimi E [ n]<br />

c ( )<br />

XC<br />

değildir.<br />

4.3. Değişim ve Korelasyon Yoğunluk Fonksiyonelleri<br />

4.3.1. Değişim-Korelasyon Enerjisi<br />

(4.28) denklemi ile verilen değişim-korelasyon enerjisinin formal tanımı,<br />

yaklaşık yoğunluk fonksiyonellerini oluşturmak için elverişli değildir. Ama E XC [ n]<br />

için oldukça iyi formüller vardır. Hellmann (1937)-Feynman (1939) teoremine<br />

(moleküler kuvvet teoremi) göre,<br />

∂F<br />

λ [] n min, λ ˆ min, λ<br />

= Ψn<br />

Vee<br />

Ψn<br />

∂λ<br />

[]<br />

n<br />

(4.32)<br />

yazılabilir. Burada Fλ n Denk. 4.23 ile verilir. (4.32) denkleminin, tüm λ ’larda<br />

n(r )<br />

r ’yi sabit tutarak λ üzerinden 0’dan 1’e kadar integrali alınırsa,<br />

1<br />

∫<br />

0<br />

[ n]<br />

∂Fλ<br />

dλ<br />

= F1<br />

[] n − F0<br />

[] n = E XC [] n + U[]<br />

n<br />

(4.33)<br />

∂λ<br />

olur. Bu yöntem “adyabatik integrasyon” olarak adlandırılır (Scuseria ve Staroverov,<br />

2005). Bu son denklemde F1 [ n]<br />

≡ F[<br />

n]<br />

ve [ n]<br />

F 0 için sırasıyla (4.25) ve (4.27)<br />

denklemleri kullanılmıştır. (4.32) ve (4.33) denklemleri birleştirilerek “adyabatik<br />

ilişki formülleri” elde edilir (Harris ve Jones, 1974; Langreth ve Perdew, 1975,1977;<br />

Gunnarsson ve Lundqvist, 1976):<br />

36


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

E<br />

1<br />

min, λ<br />

[] = ∫ Ψ ˆ min, λ<br />

n n Vee<br />

Ψn<br />

1<br />

λ<br />

dλ<br />

− U[]<br />

n = ∫ E Xc [] n dλ<br />

0<br />

0<br />

XC . (4.34)<br />

Denklem 4.16’daki çift fonksiyonu ve değişim-korelasyon hol tanımları<br />

λ r r<br />

genelleştirilerek ( P r , r ) ve<br />

2 ( 1 2<br />

r r<br />

r , )<br />

λ<br />

hXC ( 1 r2<br />

denklemleri kullanılarak (4.34) denklemi yeniden yazılabilir:<br />

E<br />

XC<br />

1<br />

2<br />

1<br />

1 XC<br />

[] n = ∫d∫∫ r<br />

−<br />

Bu denklemde n r ) ’de<br />

r<br />

0<br />

( 1<br />

şeklinde) ve (4.16), (4.17) ve (4.18)<br />

r λ r r<br />

n(<br />

r ) h ( r1<br />

, r2<br />

) r r<br />

λ r dr1dr2<br />

. (4.35)<br />

1 r2<br />

λ indisi yoktur. Çünkü elektron yoğunluğu sabittir. λ<br />

üzerinden integrasyon uzay koordinatları üzerinden integrasyona dönüştürülüp,<br />

1<br />

r r λ r r<br />

( r , r ) = h ( r , r ) dλ<br />

hXC 1 2 Xc<br />

0<br />

∫<br />

1<br />

2<br />

(4.36)<br />

tanımlaması yapılarak (4.35) denklemi yeniden yazılabilir (Scuseria ve Staroverov,<br />

2005):<br />

E<br />

XC<br />

r r r<br />

1 n(<br />

r1<br />

) hXC<br />

( r1<br />

, r2<br />

) r r<br />

[] n ∫∫ r r dr1dr<br />

. (4.37)<br />

2 r − r<br />

= 2<br />

1 2<br />

r r r r r<br />

Bu son denklem (4.19) denklemine benzerdir. Şimdi r = r1<br />

, u = r2<br />

− r1<br />

değişken<br />

değiştirmesi yapılır ve<br />

ortalama değişim-korelasyon holu elde edilir:<br />

h<br />

XC<br />

2π<br />

u r ’nun açısal koordinatları üzerinden integral alınırsa, küresel-<br />

π<br />

r r 1<br />

r r r<br />

( r,<br />

u)<br />

= ∫ dφu<br />

∫ hXC<br />

( r,<br />

r + u)<br />

sinθ<br />

udθ<br />

u . (4.38)<br />

4<br />

π 0 0<br />

Yazılan bu son ifade kullanılarak (4.37) denklemi yeniden yazılabilir:<br />

37


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

E<br />

XC<br />

1<br />

2<br />

r<br />

r<br />

∞<br />

[] n = ∫n( r ) dr<br />

∫<br />

0<br />

r<br />

2 hXC<br />

( r,<br />

u)<br />

4π<br />

u du . (4.39)<br />

u<br />

Bu denklem birçok yoğunluk fonksiyoneli yaklaşımları için başlangıç noktasıdır.<br />

Kohn-Sham formülasyonunda E XC [ n]<br />

değişim-korelasyon fonksiyoneli<br />

genellikle değişim ve korelasyon kısımlarına ayrılır:<br />

[] n E [] n + E [ n]<br />

E XC X C<br />

Değişim enerjisi,<br />

= . (4.40)<br />

min<br />

[] n = Φ V Φ −U<br />

[ n]<br />

min<br />

E ˆ<br />

X n ee n<br />

(4.41)<br />

min<br />

n<br />

ile tanımlanır. Burada Φ Kohn-Sham determinantıdır. Korelasyon enerjisi ise<br />

formal olarak şu şekilde tanımlanır:<br />

C<br />

min min min min<br />

[] n E [] n − E [ n]<br />

= Ψ Vˆ<br />

Ψ − Φ Vˆ<br />

E = Φ . (4.42)<br />

min<br />

n<br />

XC<br />

X<br />

n<br />

ee<br />

Burada Ψ etkileşen dalga fonksiyonudur. Φ dalga fonksiyonu için çift<br />

yoğunluğu aşağıdaki gibidir (Scuseria ve Staroverov, 2005):<br />

P<br />

n<br />

n<br />

min<br />

n<br />

r r r r r r r r<br />

[ n ( r , r ) n ( r , r ) + n ( r , r ) n ( r , r ) ]<br />

r r 1 r r 1<br />

r1<br />

, r2<br />

) = n(<br />

r1<br />

) n(<br />

r2<br />

) − α 1 2 α 2 1 β 1 2 β 2 . (4.43)<br />

2<br />

2<br />

2 ( 1<br />

Spini dengelenmiş sistemler için (4.43) denkleminin Denk. 4.15 ve 4.41<br />

denklemlerinde yerine yazılmasıyla değişim enerjisi için bir ifade elde edilir:<br />

r r<br />

1 n(<br />

r1<br />

, r2<br />

)<br />

−<br />

4 ∫∫ r r<br />

r − r<br />

E X =<br />

2<br />

r r<br />

dr1dr2<br />

1 2<br />

ee<br />

. (4.44)<br />

38<br />

n


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

r r<br />

Burada n r , ) Kohn-Sham tek elektron yoğunluk matrisidir:<br />

( 1 r2<br />

r r<br />

n(<br />

r , r )<br />

1<br />

2<br />

= ∑<br />

=<br />

N<br />

i 1<br />

r r<br />

ϕ ( r ) ϕ ( r ) . (4.45)<br />

i<br />

1<br />

∗<br />

i<br />

2<br />

(4.44) denklemi, Hartree-Fock teorisindeki değişim terimine tam olarak benzerdir.<br />

r<br />

Ancak Denk. 4.45’deki ϕ (r ) ’ler Hartree-Fock orbitalleri değil, Kohn-Sham<br />

i<br />

orbitalleridir. Bu orbital setleri birbirlerinden farklıdırlar. Çünkü farklı denklemlerin<br />

çözümlerinden elde edilirler. Bundan dolayı genellikle E ≠ E ilkesi geçerlidir.<br />

Denk. 4.44’deki değişim fonksiyonelinin elektron yoğunluğuna bağlılığı açık<br />

olmadığından, bu denklemin varlığına rağmen yaklaşık değişim fonksiyonellerine<br />

gereksinim vardır.<br />

4.3.2. Değişim-Korelasyon Fonksiyonellerinin Genel Analitik Özellikleri<br />

Herhangi bir elektronlar sisteminin elektron yoğunluğu için değişim enerjisi<br />

daima negatiftir; korelasyon enerjisi ise asla pozitif değildir:<br />

E 0; E ≤ 0 . (4.46)<br />

X 〈 C<br />

Coulomb sistemlerinde elektronların değişim-korelasyon enerjisinin aşağıdaki gibi<br />

sınırlı bir aralıkta olması gerektiği Lieb ve Oxford (1981) tarafından gösterilmiştir:<br />

[ n , nβ<br />

] E XC [ nα<br />

, nβ<br />

] ≥ C ∫<br />

4 / 3 r r<br />

α ≥ n ( r ) dr<br />

. (4.47)<br />

E X<br />

LO<br />

Burada 1, 44 ≥ C ≥ −1,<br />

68 ’dir (Scuseria ve Staroverov, 2005).<br />

− LO<br />

Tek elektron yoğunlukları ( n ( )<br />

r ) için E enerjisi, Coulomb öz-itme<br />

enerjisini yok etmelidir:<br />

[ n 0]<br />

+ U[<br />

n ] = 0<br />

1 , 1<br />

1 r<br />

E X (4.48)<br />

39<br />

X<br />

KS<br />

X<br />

HF<br />

X


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

ve EC<br />

tamamen yok olmalıdır:<br />

[ n , 0]<br />

= 0<br />

E C . (4.49)<br />

1<br />

Düzenli elektron yoğunlukları için [ ] n<br />

α β n E XC , , düzgün elektron gazının değişim-<br />

korelasyon formüllerine indirgenmelidir (Scuseria ve Staroverov, 2005):<br />

E<br />

XC<br />

LSDA<br />

[ n n ] E [ n , n ]<br />

α<br />

, = , eğer n ( r)<br />

= sabit<br />

r<br />

σ ise. (4.50)<br />

β<br />

Xc<br />

α<br />

β<br />

Yoğunluk fonksiyonellerinin bilinen kesin özelliklerinin büyük çoğunluğu,<br />

yoğunluğun koordinat ölçekli dönüşümlerini içerir. Bu türlü dönüşüm ilişkilerinin<br />

çoğu Levy ve çalışma arkadaşları tarafından türetilmiştir (Levy ve Perdew,<br />

1985,1993; Yang ve Levy 1990a,b; Levy 1989,1991; Görling ve Levy, 1992).<br />

Yoğunluğun düzgün ölçeklemesi şu şekilde tanımlanır:<br />

r 3 r<br />

nγ<br />

( r ) = γ n(<br />

γ r ) . (4.51)<br />

Değişim ve korelasyon fonksiyonellerinin koordinat ölçekli kısıtlamaları yine Levy<br />

(1995) tarafından incelenmiştir ve bunların en önemlileri şunlardır:<br />

[ n ] γE<br />

[] n<br />

E X γ X<br />

EC γ →∞<br />

= , (4.52)<br />

[ n ] 〉 − ∞<br />

lim . (4.53)<br />

γ<br />

Spini dengelenmiş ve spini polarize sistemlerin değişim fonksiyonellerinin<br />

aralarındaki ilişki aşağıdaki gibidir (Oliver ve Perdew, 1979):<br />

1 [ n , n ] ( E [ 2n<br />

] + E [ 2n<br />

] )<br />

E X α β X α X<br />

= β , (4.54)<br />

2<br />

40


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

burada [] n E [ n / 2,<br />

n / 2]<br />

E X<br />

X = ’dir.<br />

4.4. Yoğunluk Fonksiyoneli Oluşturma Yöntemleri<br />

Eğer değişim-korelasyon fonksiyoneli, Thomas-Fermi teorisindeki kinetik<br />

enerji fonksiyoneli ve Thomas-Fermi-Dirac teorisindeki değişim enerji fonksiyoneli<br />

gibi kesin olarak bilinseydi belkide DFT bu alandaki en iyi teori olacaktı. Ancak bu<br />

şimdilik mümkün görünmemektedir. Eğer dalga fonksiyonu metotlarında olduğu gibi<br />

yaklaşıklıkların sistematik gelişimleri için formüllere sahip olunsaydı DFT neredeyse<br />

mükemmel bir teori olacaktı. İlkesel olarak Görling-Levy pertürbasyon teorisi<br />

(Görling ve Levy, 1993,1994) ve ab-initio DFT (Ivanov ve Bartlett, 2001; Grabowski<br />

ve ark, 2002; Ivanov ve ark, 2003) bu tür formüller önermişlerdir. Fakat bu<br />

yaklaşımlarda, evrensel yoğunluk fonksiyoneli fikrinden vazgeçilmiştir ve dalga<br />

fonksiyonları tekniklerinden çok farklı teknikler kullanılır.<br />

Genel olarak en çok kullanılan yoğunluk fonksiyoneli oluşturma yaklaşımları,<br />

LDA (Yerel Yoğunluk Yaklaşımı), DGE (Yoğunluk-Gradient Açılımı) ve bundan<br />

doğan GGA (Genelleştirilmiş Gradient Yaklaşımı)’dır.<br />

4.4.1. Yerel Yoğunluk Yaklaşımı (LDA)<br />

Yerel yoğunluk yaklaşımı ile üretilen fonksiyoneller, düzgün elektron gazının<br />

analitik teorisinden türetilirler ve doğrudan veya deneysel ayarlamalarla düzgün<br />

olmayan elektron sistemlerine uygulanırlar. Tüm LDA fonksiyonelleri genelde<br />

aşağıdaki forma sahiptirler:<br />

r r<br />

= n(<br />

r ) ε ( n)<br />

dr<br />

. (4.55)<br />

[ n]<br />

∫<br />

LDA<br />

E XC<br />

XC<br />

Burada ε ( ) = ε ( n)<br />

+ ε ( n)<br />

, elektron başına düşen değişim-korelasyon enerjisidir<br />

XC n X C<br />

ve sadece n(r )<br />

r ’nin fonksiyonudur.<br />

41


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

4.4.2. Değişim İçin Yerel Yoğunluk Yaklaşımı<br />

Düzgün elektron gazının değişim enerjisi analitik olarak Bloch (1929) ve<br />

Dirac (1930) metotlarıyla belirlenebilir. Düzgün elektron gazı için Kohn-Sham<br />

orbitalleri<br />

r r<br />

r ik<br />

r<br />

r V e<br />

k<br />

r −1/<br />

2 ⋅<br />

( ) =<br />

φ düzlem dalgalarıdır. Verilen orbitaller için, (4.45)<br />

denklemindeki işgal edilmiş k r orbitalleri üzerinden toplam yerine<br />

2 1/<br />

3<br />

kF = ( 3π<br />

n)<br />

yarıçaplı küre üzerinden integral alınarak Kohn-Sham yoğunluk matrisi<br />

r r<br />

hesaplanabilir. Sonra r = r1<br />

,<br />

r r r<br />

u = r2<br />

− r1<br />

koordinat dönüşümleri yapılarak LDA<br />

değişim holu bulunabilir:<br />

h<br />

LDA<br />

X<br />

r 9 r ⎡sin( k ) cos( ) ⎤<br />

F u − k F u k F u<br />

( r,<br />

u)<br />

= − n(<br />

r ) ⎢<br />

⎥ . (4.56)<br />

2<br />

3<br />

⎢⎣<br />

( k F u)<br />

⎥⎦<br />

Bu son denklem (4.39) denkleminde kullanılarak değişim enerjisi belirlenir:<br />

E<br />

LDA<br />

X<br />

= −C<br />

X<br />

∫<br />

n<br />

4 / 3<br />

r<br />

( r ); C<br />

X<br />

3 ⎛ 3 ⎞<br />

= ⎜ ⎟<br />

4 ⎝ π ⎠<br />

1/<br />

3<br />

Buradan da elektron başına düşen değişim enerjisi bulunur:<br />

2 / 3<br />

s<br />

2<br />

. (4.57)<br />

LDA<br />

1/<br />

3 3 ⎛ 3 ⎞ 1<br />

ε X ( n)<br />

= −C<br />

X n = − ⎜ ⎟ . (4.58)<br />

4 ⎝ 2π<br />

⎠ r<br />

1/<br />

3<br />

Burada = ( 3/<br />

4π<br />

n)<br />

, bir elektron yükünü içeren kürenin yarıçapıdır. Denk.<br />

r s<br />

4.57’deki LDA değişim formülü düzgün elektron gazı için kesindir. Fakat homojen<br />

olmayan elektron sistemleri için değildir.<br />

Denk. 4.57’nin spini polarize sistemlere genişletilmesi, yerel spin yoğunluk<br />

yaklaşımı (LSDA) olarak adlandırılır. (4.54) denklemine göre LSDA değişim enerjisi<br />

aşağıdaki gibi olur:<br />

42


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

1/<br />

3 4 / 3 4 / 3<br />

[ n n ] −2<br />

C ( n + n )<br />

r<br />

α , β = α β dr<br />

. (4.59)<br />

LSDA<br />

E X<br />

X<br />

Bu son denklem farklı bir forma dönüştürülebilir.<br />

α<br />

β<br />

∫<br />

nα<br />

− nβ<br />

ξ = (4.60)<br />

n + n<br />

şeklinde göreli spin polarizasyonu tanımlanarak ve n = ( 1/<br />

2)(<br />

1 + ξ ) n ve<br />

n = ( 1/<br />

2)(<br />

1 − ξ ) n eşitlikleri kullanılarak (4.59) denklemi yeniden yazılabilir<br />

β<br />

(Scuseria ve Staroverov, 2005):<br />

Burada<br />

[ n nβ<br />

] ∫<br />

r<br />

α , = nε<br />

( n,<br />

ξ ) dr<br />

. (4.61)<br />

LSDA<br />

E X<br />

X<br />

4 / 3<br />

4 / 3<br />

[ ( 1 + ξ ) + ( 1 ) ]<br />

1 1/<br />

3<br />

ε X ( n, ξ ) = − C X n<br />

− ξ<br />

(4.62)<br />

2<br />

şeklinde tanımlıdır. Spini dengelenmiş (paramanyetik, ξ = 0 ) bir elektron gazı için<br />

P<br />

X<br />

1/<br />

3<br />

ε = ε = − n , (4.63)<br />

X<br />

C X<br />

tamamen polarize (ferromanyetik, ξ = ± 1)<br />

elektron gazı için ise<br />

F<br />

X<br />

1/<br />

3<br />

C X<br />

1/<br />

3<br />

ε = ε = −2<br />

n<br />

(4.64)<br />

X<br />

olacaktır. Orta derecede spin polarizasyonları için ( 0 〈ξ 〈 1)<br />

ε X ( n,<br />

ξ ) paramanyetik ve<br />

ferromanyetik durumlar arasında bir interpolasyon olarak yazılabilir:<br />

43<br />

α


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

P<br />

X<br />

F P [ ε ( n)<br />

− ε ( n)<br />

] ( )<br />

ε ( n,<br />

ξ)<br />

= ε ( n)<br />

+<br />

f ξ . (4.65)<br />

X<br />

X<br />

Buradaki interpolasyon fonksiyonu aşağıdaki gibi tanımlıdır :<br />

4 / 3<br />

4 / 3<br />

[ ( 1 + ξ ) + ( 1 − ξ ) − 2]<br />

X<br />

1<br />

f ( ξ ) =<br />

. (4.66)<br />

2<br />

1/<br />

3<br />

( 2 −1)<br />

Ernzerhof ve Scuseria (1999), LDA fonksiyonelini kullanarak yaklaşık bir<br />

E X önerdiler. Kullandıkları fonksiyonelde gerçek n(r )<br />

r r<br />

, ~ 5/<br />

3 r<br />

τ ( r) = CF<br />

n ( r ) şeklinde<br />

tanımlanan hayali bir ~ r r<br />

n( r ) yoğunluğu ile yerdeğiştirir. Burada τ (r ) , düzgün<br />

olmayan gerçek sistemin kinetik enerji yoğunluğudur. Bu yöntem yerel τ -yaklaşımı<br />

(LTA) olarak adlandırırlır:<br />

E<br />

LTA<br />

X<br />

C 4 / 5 r r<br />

τ = τ ( r ) dr<br />

. (4.67)<br />

4 / 5<br />

C<br />

X [] ∫<br />

Burada C = ( 10 / 3)(<br />

3π<br />

’dür.<br />

F<br />

F<br />

2 2 / 3<br />

)<br />

Denk. 4.67 geleneksel LDA’ya bir alternatif olarak görülebilir. Sayısal<br />

testlerde LTA’nın, LDA’nın tamamlayıcısı olduğu görülmüştür. Örneğin LDA’nın<br />

büyük hatalar verdiği atomizasyon enerjisine değişim katkılarını LTA daha doğru<br />

tahmin etmektedir. Tersine LTA’nın büyük hatalar yaptığı durumlarda LDA daha<br />

doğru sonuçlar vermektedir. Düzgün elektron gazı için LDA ve LTA eşdeğerdir.<br />

4.4.3. Korelasyon İçin Yerel Yoğunluk Yaklaşımı<br />

Korelasyon fonksiyoneli, değişim fonksiyonelinden çok daha zor bir<br />

problemdir. Çünkü ε (n)<br />

’nin bilinen tam analitik formları sadece iki limit durumu<br />

içindir. Birincisi spini dengelenmiş düzgün elekron gazının yüksek yoğunluk (zayıf<br />

korelasyon) limitidir:<br />

LDA<br />

C<br />

44


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

P<br />

C<br />

ε ( r ) A ln r + B + r ( Cln<br />

r + D),<br />

r 〈〈 1.<br />

(4.68)<br />

s<br />

= GB s s s s<br />

A GB ve B sabitleri Gell-Mann ve Brueckner (1957) tarafından, C ve D sabitleri ise<br />

Carr ve Maradudin (1964) tarafından hesaplanmıştır. Hartree birimlerinde<br />

1 − ln 2<br />

A GB = ≅ 0,<br />

031091<br />

(4.69)<br />

2<br />

π<br />

dir. İkinci durum ise Nozieres-Pines (1958) ve Carr (1961) tarafından elde edilen<br />

düşük yoğunluk (güçlü korelasyon) limitidir:<br />

1 ⎛<br />

⎞<br />

P<br />

( ) ⎜<br />

U 0 U1<br />

U 2<br />

ε ... ⎟<br />

C rs<br />

= + + + , r 〉〉 1<br />

2 ⎜ 3/<br />

2 2 ⎟ s . (4.70)<br />

⎝<br />

rs<br />

rs<br />

rs<br />

⎠<br />

Burada U ’ler bilinen sabitlerdir ve benzer formüller ε C ( rs<br />

) için de vardır.<br />

i<br />

P<br />

F<br />

ε C ( rs<br />

) ve ε C ( rs<br />

) ’nin tam sayısal değerleri küçük istatistik belirsizlikler ile<br />

bazı r değerleri için bilinmektedir. Bunlar Ceperley-Alder (1980) tarafından yapılan<br />

s<br />

düzgün elektron gazının Monte Carlo simülasyonlarından elde edilmiştir. Bu<br />

P<br />

sonuçlara dayanarak ε C ( rs<br />

) ve ε C ( rs<br />

) için yüksek ve düşük yoğunluk limitlerini<br />

ilişkilendiren ve aynı zamanda orta dereceli r değerleri için Ceperley-Alder<br />

verilerini üreten bazı interpolasyon formülleri geliştirilmiştir.<br />

F<br />

Perdew ve Zunger (1981), spini dengelenmiş ve spini polarize sistemlerde<br />

Ceperley-Alder verileri için aşağıdaki parametrizasyonu (PZ81) önermişlerdir:<br />

⎧ γ<br />

⎪<br />

, r ≥1<br />

PZ81,<br />

i<br />

1/<br />

2<br />

s<br />

ε C ( rs ) = ⎨1<br />

+ β1rs<br />

+ β 2rs<br />

(4.71)<br />

⎪<br />

⎩A<br />

ln rs<br />

+ Brs<br />

ln rs<br />

+ Drs<br />

, rs<br />

〈 1<br />

45<br />

s<br />

F


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

Burada γ β , , A , B,<br />

C,<br />

D parametrelerdir ve i = P ve i = F için farklıdırlar.<br />

, 1 β 2<br />

P<br />

F<br />

Örneğin A = 2A = A ’dir. PZ81 parametrizasyonunun, r = 1’de<br />

ikinci ve daha<br />

GB<br />

yüksek mertebeden türevlerin zahiri kesikliliği gibi bazı kusurları vardır.<br />

Vosko, Wilk ve Nusair (1980) (VWN) daha doğru fakat daha az açık bir<br />

parametrizasyon önermişlerdir:<br />

ε<br />

VWN,<br />

i<br />

C<br />

⎪⎧<br />

2<br />

x 2b<br />

( x)<br />

= A⎨ln<br />

+ tan<br />

⎪⎩ X ( x)<br />

Q<br />

1/<br />

2<br />

s<br />

−1<br />

bx ⎡<br />

0 ( x − x0<br />

)<br />

− ⎢ln<br />

X ( x0<br />

) ⎢⎣<br />

X ( x)<br />

2<br />

Q<br />

2x<br />

+ b<br />

+<br />

2(<br />

2x0<br />

+ b)<br />

tan<br />

Q<br />

−1<br />

s<br />

. (4.72)<br />

Q ⎤⎪⎫<br />

⎥⎬<br />

2x<br />

+ b ⎥⎦<br />

⎪⎭<br />

Burada x = r , X ( x)<br />

x + bx + c , Q ( 4c<br />

− b ve A, b, c ve<br />

parametrelerdir.<br />

= 2<br />

2 1/<br />

2<br />

= )<br />

x0<br />

Ceperley-Alder verilerinin mevcut en iyi analitik gösterimi Perdew-Wang<br />

(1992) (PW92) tarafından verilmiştir:<br />

ε<br />

PW 92,<br />

i<br />

C<br />

( r ) = −2A(<br />

1 + α r )<br />

s<br />

1 s<br />

⎡<br />

× ln⎢1<br />

+<br />

⎢⎣<br />

2A(<br />

β1r<br />

Burada , p,<br />

α1<br />

, β1,<br />

β 2 , β3<br />

, β 4<br />

vardır.<br />

1/<br />

2<br />

s<br />

+ β r<br />

2<br />

s<br />

1<br />

+ β r<br />

3<br />

3/<br />

2<br />

s<br />

+ β r<br />

4<br />

p<br />

s<br />

⎤ . (4.73)<br />

⎥ + 1<br />

) ⎥⎦<br />

A parametrelerdir ve herbir ε C ( rs<br />

) için farklı değerleri<br />

Spini polarize sistemlere uygulanabilen Denk. 4.61’e benzer genel bir formül<br />

aşağıdaki gibi yazılabilir:<br />

[ n nβ<br />

] ∫<br />

r<br />

α , = nε<br />

( n,<br />

ξ ) dr<br />

. (4.74)<br />

LSDA<br />

EC C<br />

46<br />

i


4. YOĞUNLUK FONKSİYONELİ TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

Maalesef değişimdeki durumun aksine ε C ( r s , ξ)<br />

’yı ε C ( rs<br />

) , ε C ( rs<br />

) ve ξ ’ya<br />

bağlayan basit kesin bir formül yoktur. Ancak Von Barth ve Hedin (1972) aşağıdaki<br />

gibi bir ilişiki önermişlerdir:<br />

BH<br />

C<br />

F P<br />

[ ε ( r ) − ε ( r ) ] ( )<br />

P<br />

rs C s C s C s<br />

ε ( , ξ ) = ε ( r ) +<br />

f ξ . (4.75)<br />

Buradaki f (ξ ) fonksiyonu Denk. 4.66 ile belirlenir. (4.75) ilişkisi çok da doğru<br />

değildir. Vosko, Wilk ve Nusair (1980), Barth-Hedin interpolasyon formülüne<br />

alternatif bazı formülleri incelemiş ve aşağıdaki ifadeyi önermişlerdir:<br />

ε<br />

VWN<br />

C<br />

P<br />

⎡ f ( ξ ) ⎤ 4<br />

( rs<br />

, ξ ) = ε C ( rs<br />

) + α c ( rs<br />

) ⎢ ⎥(<br />

1 + ξ )<br />

⎣ f ′<br />

( 0)<br />

⎦ . (4.76)<br />

+<br />

F P<br />

4<br />

[ ε ( r ) − ε ( r ) ] f ( ξ ) ξ<br />

C<br />

s<br />

C<br />

Burada α c ( rs<br />

) yeni bir fonksiyondur ve spin sertliği olarak adlandırılır:<br />

2<br />

s<br />

∂ ε C ( rs<br />

, ξ )<br />

α c ( r s ) =<br />

. (4.77)<br />

2<br />

∂ξ<br />

ξ = 0<br />

4.5. SbSI İçin Kullanılan Yaklaşık Yoğunluk Fonksiyoneli<br />

Bu çalışmada SbSI için yapılan temel durum hesaplamaları, (4.26), (4.30),<br />

(4.31) Kohn-Sham denklemleri Abinit yazılımında öz-uyumlu çözülerek yapılmıştır.<br />

Denk. 4.31’deki [] n E [ n]<br />

+ E [ n]<br />

E XC X C<br />

= değişim-korelasyon enerji fonksiyoneli için<br />

yerel yoğunluk yaklaşımı kullanılmıştır. Değişim-korelasyon enerjisindeki E X [ n]<br />

değişim terimi Denk. 4.57 ile tanımlıdır. EC [ n]<br />

korelasyon enerjisi için Denk.<br />

4.73’deki Perdew-Wang (PW92) formülasyonu kullanılmıştır.<br />

47<br />

P<br />

F


5. PSEUDO-POTANSİYEL TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

5. PSEUDO-POTANSİYEL TEORİSİ<br />

Bloch teoremine göre elektronik dalga fonksiyonları düzlem dalga setlerine<br />

göre yazılabilirler. Ancak genellikle elektronik dalga fonksiyonlarını düzlem dalga<br />

baz setlerine göre açmak çok da iyi bir seçim değildir. Çünkü sıkı bağlı kabuk<br />

orbitallerini açmak ve kabuk bölgesindeki valans elektronlarının dalga<br />

fonksiyonlarının çok hızlı salınımlarını tanımlamak için çok fazla sayıda düzlem<br />

dalgaya gerek vardır. Bu da elektronik dalga fonksiyonlarının hesaplanması için çok<br />

zaman gerektirir. Ortogonalize düzlem dalga (OPW) metoduna (Herring, 1940)<br />

dayanan pseudo-potansiyel yöntemi (Phillips, 1958; Cohen ve Heine, 1970; Yin ve<br />

Cohen, 1982), çok az sayıda düzlem dalga setleri kullanılarak elektronik dalga<br />

fonksiyonlarının yazılmasına olanak verir.<br />

Temel ilkelere dayanan yöntemlerle elde edilen pseudo-potansiyeller, tüm<br />

elektronları içeren atomik hesaplamalarla üretilirler. Yoğunluk fonksiyoneli teorisi<br />

(DFT) çerçevesinde bu iş, küresel perdeleme yaklaşımı yapılarak ve radyal Kohn-<br />

Sham denklemi öz-uyumlu çözülerek yapılır (Troullier ve Martins, 1991):<br />

2<br />

⎪⎧<br />

1 d l(<br />

l + 1)<br />

⎪⎫<br />

⎨−<br />

+ + V [ ρ ; r]<br />

rR ( r)<br />

( r)<br />

R ( r)<br />

2 2 2 ⎬ nl = ε nl nl , (5.1)<br />

⎪⎩ d r 2r<br />

⎪⎭<br />

burada V [ ρ ; r]<br />

öz-uyumlu tek-elektron potansiyelidir:<br />

V<br />

Z<br />

= H<br />

XC . (5.2)<br />

r<br />

LDA<br />

[ ρ ; r]<br />

− + V [ ρ;<br />

r]<br />

+ V ( ρ(<br />

r))<br />

Burada ρ (r)<br />

, işgal edilmiş (r)<br />

dalga fonksiyonları için toplam elektron<br />

yoğunluğu,<br />

V H<br />

R nl<br />

[ ρ ; r]<br />

Hartree potansiyeli ve V ( ( r))<br />

yerel yoğunluk yaklaşımı<br />

LDA<br />

ρ<br />

(LDA) altında değişim-korelasyon potansiyelidir.<br />

48<br />

XC


5. PSEUDO-POTANSİYEL TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

5.1. Norm-Conserving Pseudo-Potansiyeller<br />

Üretilen pseudo-potansiyeller dört genel şartı sağlamalıdırlar.<br />

1. Pseudo-potansiyellerden üretilen valans pseudo-dalga fonksiyonları<br />

düğümler içermemelidir. Bunun nedeni düzgün pseudo-dalga fonksiyonları<br />

oluşturmaktır.<br />

2. Seçilen bir r kesme yarıçapından sonra, normalize olmuş l açısal<br />

cl<br />

momentumuna sahip atomik radyal pseudo-dalga fonksiyonu ( (r)<br />

), normalize<br />

R PP<br />

l<br />

olmuş radyal tüm-elektron dalga fonksiyonuna ( (r)<br />

) eşit olmalıdır:<br />

PP<br />

l<br />

TE<br />

l<br />

cl<br />

R TE<br />

l<br />

R ( r)<br />

= R ( r)<br />

; r〉<br />

r<br />

(5.3)<br />

veya (r)<br />

, hızlı bir şekilde (r)<br />

’ye yakınsamalıdır.<br />

R PP<br />

l<br />

R TE<br />

l<br />

3. rcl<br />

yarıçapı içindeki yük her iki dalga fonksiyonu için de eşit olmalıdır:<br />

r<br />

cl<br />

∫<br />

0<br />

R<br />

PP<br />

l<br />

2<br />

2<br />

r<br />

cl<br />

∫<br />

TE<br />

l<br />

( r)<br />

r dr = R ( r)<br />

r dr . (5.4)<br />

0<br />

2<br />

2<br />

4. Valans tüm-elektron ve pseudo-potansiyel özdeğerleri eşit olmalıdır:<br />

PP<br />

l<br />

TE<br />

l<br />

ε = ε . (5.5)<br />

Eğer üretilen bir pseudo-potansiyel bu şartları sağlıyorsa “norm-conserving pseudo-<br />

potansiyel” olarak adlandırılır.<br />

5.2. Pseudo-Potansiyel Üretimi<br />

Yukarıda sayılan şartları sağlayan bir pseudo-dalga fonksiyonu oluşturmak<br />

için bir çok farklı kalıp yöntemler vardır (Troullier ve Martins, 1990; Haman ve ark,<br />

49


5. PSEUDO-POTANSİYEL TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

1979; Kerker, 1980; Zunger ve Cohen, 1978; Bachelet ve ark, 1982; Vanderbilt,<br />

1985). Pseudo-dalga fonksiyonu ( (r)<br />

) elde edildikten sonra (5.1) denkleminden<br />

R PP<br />

l<br />

perdelenmiş pseudo-potansiyel elde edilir:<br />

V<br />

PP<br />

per , l<br />

2<br />

PP [ rR ( r)<br />

]<br />

l(<br />

l + 1)<br />

1 d<br />

( r)<br />

= ε l − +<br />

2<br />

2 l . (5.6)<br />

PP<br />

2r<br />

2rR<br />

( r)<br />

d r<br />

l<br />

Bu denkleme göre düğüm noktaları olmayan bir pseudo-dalga fonksiyonu için<br />

pseudo-potansiyel, orijin hariç herhangi bir tekilliğe sahip değildir. Pseudo-<br />

potansiyelin sürekli olması için pseudo-dalga fonksiyonunun ikinci mertebeye kadar<br />

olan türevleri sürekli olmak zorundadır. Ayrıca pseudo-potansiyelin orijinde<br />

tekilliğinin olmaması için pseudo-dalga fonksiyonu orijin civarında<br />

olmalıdır.<br />

l<br />

r formunda<br />

Valans elektronlarından perdelenme, valans elektronlarının bulunduğu ortama<br />

sıkı bağlıdır. Valans elektronlarının perdeleme etkilerinden kurtularak üretilmiş bir<br />

iyonik pseudo-potansiyel, diğer ortamlarda elektron perdelemesini belirlemek için bir<br />

öz-uyumlu işlemde kullanılabilir. Bir iyonik pseudo-potansiyel, valans pseudo-dalga<br />

fonksiyonlarından hesaplanmış Hartree ve değişim-korelasyon potansiyellerini,<br />

perdelenmiş potansiyelden çıkararak elde edilir (Troullier ve Martins, 1991):<br />

V<br />

PP PP PP PP<br />

iyon,<br />

l ( per,<br />

l H , l XC,<br />

l<br />

r)<br />

= V ( r)<br />

−V<br />

( r)<br />

−V<br />

( r)<br />

. (5.7)<br />

Sonuç olarak dalga fonksiyonunun herbir açısal momentum bileşeni farklı bir<br />

potansiyele karşılık gelecektir. Böylece iyonik pseudo-potansiyel operatörü aşağıdaki<br />

gibi olacaktır:<br />

Vˆ<br />

PP<br />

iyon l<br />

PP<br />

r = Viyon<br />

L r + VNL<br />

l r Pˆ<br />

, ( ) , ( ) , ( ) l . (5.8)<br />

∑<br />

Burada ( ) lokal potansiyel,<br />

V , r<br />

PP iyon L<br />

l<br />

50


5. PSEUDO-POTANSİYEL TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

V<br />

PP PP<br />

NL,<br />

l ( iyon,<br />

l iyon,<br />

L<br />

r)<br />

= V ( r)<br />

−V<br />

( r)<br />

(5.9)<br />

ise l açısal momentum bileşeni için lokal olmayan (yarı lokal) potansiyeldir.<br />

Denk. 5.9’daki yarı lokal potansiyel, Kleinman-Bylander (1982) tarafından<br />

önerilen bir yöntemle lokal olmayan forma dönüştürülebilir:<br />

V<br />

KB<br />

NL,<br />

l<br />

PP,<br />

0<br />

VNL,<br />

l ( r)<br />

Φl<br />

( r)<br />

Φl<br />

( r)<br />

VNL,<br />

l ( r)<br />

( r)<br />

= . (5.10)<br />

PP,<br />

0<br />

PP,<br />

0<br />

Φ ( r)<br />

V ( r)<br />

Φ ( r)<br />

l<br />

NL,<br />

l<br />

PP,<br />

0<br />

l<br />

Burada ( ) , (5.9) denklemindeki yarı lokal potansiyel ve Φ ( r)<br />

atomik<br />

VNL , l r<br />

referans pseudo-dalga fonksiyonudur.<br />

PP,<br />

0<br />

l<br />

Radyal Schrödinger denklemi ikinci mertebeden lineer diferansiyel<br />

denklemdir. Verilen perdelenmiş tüm-elektron potansiyeli ve bir ε enerjisi için bu<br />

denklemin çözümü herhangi bir r noktasında R(r) dalga fonksiyonu ve onun birinci<br />

türevi ile tanımlanır. Normalizasyon ihmal edildiğinde dalga fonksiyonu<br />

noktasında kendisinin logaritmik türevi ile belirlenir:<br />

d<br />

d r<br />

0<br />

1 dRl<br />

( r,<br />

)<br />

ln[ Rl<br />

( r,<br />

) ] r=<br />

r0<br />

r=<br />

r0<br />

R ( r,<br />

) d r<br />

=<br />

ε<br />

ε . (5.11)<br />

ε<br />

l<br />

Eğer perdelenmiş tüm-elektron potansiyelleri ve pseudo-potansiyeller r ’nin dışında<br />

özdeş iseler, tüm-elektron dalga fonksiyonları ve pseudo-dalga fonksiyonları,<br />

R<br />

PP<br />

l<br />

PP<br />

TE<br />

1 dRl<br />

( r,<br />

ε ) 1 dRl<br />

( r,<br />

ε )<br />

= (5.12)<br />

r d r TE<br />

( , ε )<br />

R ( r,<br />

ε ) d r<br />

l<br />

şartı altında r ’nin dışında orantılıdırlar (Troullier ve Martins, 1991). Kusursuz bir<br />

cl<br />

pseudo-potansiyel için (5.12) eşitliği ε l ’ye yakın ve kabuk durumlarının üstündeki<br />

tüm enerjilerde sağlanmalıdır.<br />

51<br />

cl<br />

r0


5. PSEUDO-POTANSİYEL TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

Yukarıda teorisi kısaca anlatılan ve Şekil 5.1’de şematik olarak gösterilen<br />

işlemle üretilen bir pseudo-potansiyel tüm-elektron hesaplamalarını doğru şekilde<br />

türetecektir. Eğer bu pseudo-potansiyel tüm elektron hesaplamalarını farklı<br />

ortamlarda da üretebiliyorsa bir “aktarılabilir” pseudo-potansiyeldir.<br />

Şekil 5.1. Bir atom için bir iyonik pseudo-potansiyel oluşturma işleminin<br />

şematik gösterimi<br />

5.3. SbSI İçin Üretilen ve Kullanılan İyonik Pseudo-Potansiyeller<br />

Bu çalışmada Sb (antimon), S (sülfür) ve I (iyot) atomları için kullanılan<br />

pseudo-potansiyeller, Troullier-Martins (1991) düzeninde üretilen pseudo-<br />

potansiyellerdir. Bu pseudo-potansiyeller, lokal yoğunluk yaklaşımı (LDA) altında<br />

temel ilkelere dayanan yöntemlerle FHI (Fritz-Haber-Institute) yazılımı (Fuchs ve<br />

Scheffler, 1999) ile üretilmiştir. Antimon ve iyot atomları için 5s ve 5p elektronları,<br />

sülfür atomu için 3s ve 3p elektronları gerçek valans elektronları olarak alınmıştır.<br />

Pseudo-potansiyeller üretilirken, temel durum hesaplamalarında olduğu gibi değişim-<br />

korelasyon fonksiyoneli için yerel yoğunluk yaklaşımı kullanılmıştır.<br />

52


5. PSEUDO-POTANSİYEL TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

[] n E [] n + E [] n<br />

E XC X C<br />

= değişim-korelasyon enerjisindeki n değişim terimi<br />

Denk. 4.57 ile tanımlıdır.<br />

Wang (PW92) yaklaşımı kullanılmıştır.<br />

EC [ n]<br />

korelasyon enerjisi için Denk. 4.73’deki Perdew-<br />

Sb, S ve I atomları için hesaplanan tüm elektron radyal dalga fonksiyonları<br />

Şekil 5.2-5.4’de verilmiştir.<br />

Şekil 5.2. Sb (antimon) için tüm elektron radyal dalga fonksiyonları<br />

Şekil 5.3. S (sülfür) için tüm elektron radyal dalga fonksiyonları<br />

53<br />

E X<br />

[]


5. PSEUDO-POTANSİYEL TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

Şekil 5.4. I (iyot) için tüm elektron radyal dalga fonksiyonları<br />

Sb, S ve I atomları için hesaplanan radyal dalga fonksiyonları ile pseudo-<br />

dalga fonksiyonlarının karşılaştırılması Şekil 5.5-5.7’de yapılmıştır.<br />

Şekil 5.5. Sb (antimon) için pseudo ve tüm elektron radyal dalga fonksiyonlarının<br />

karşılaştırılması<br />

54


5. PSEUDO-POTANSİYEL TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

Şekil 5.6. S (sülfür) için pseudo ve tüm elektron radyal dalga fonksiyonlarının<br />

karşılaştırılması<br />

Şekil 5.7. I (iyot) için pseudo ve tüm elektron radyal dalga fonksiyonlarının<br />

karşılaştırılması<br />

Antimon, sülfür ve iyot için, Denk. 5.6’dan hesaplanmış olan perdelenmiş<br />

pseudo-potansiyeller Şekil 5.8-5.10’da verilmiştir.<br />

55


5. PSEUDO-POTANSİYEL TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

Şekil 5.8. Antimon için perdelenmiş pseudo-potansiyeller<br />

Şekil 5.8’deki perdelenmiş pseudo-potansiyellerin herbiri farklı orbitaller<br />

(farklı kesme yarıçapları) içindir. r = 2,<br />

229 kesme yarıçapındaki potansiyel, 5s<br />

c<br />

orbitali için perdelenmiş pseudo-potansiyeldir. Yine r = 2,<br />

34 kesme yarıçapındaki<br />

potansiyel 5p orbitali, r = 2,<br />

644 kesme yarıçapındaki potansiyel ise 5d orbitalindeki<br />

perdelenmiş pseudo-potansiyeldir.<br />

c<br />

Şekil 5.9’deki sülfürün perdelenmiş pseudo-potansiyellerinin herbiri farklı<br />

orbitaller (farklı kesme yarıçapları) içindir. r = 1,<br />

565 kesme yarıçapındaki potansiyel,<br />

3s orbitali için perdelenmiş pseudo-potansiyeldir. Yine r = 1,<br />

684 kesme<br />

yarıçapındaki potansiyel 3p orbitali ve<br />

3d orbitalindeki perdelenmiş pseudo-potansiyeldir.<br />

c<br />

c<br />

r = 1,<br />

857 kesme yarıçapındaki potansiyel ise<br />

c<br />

Şekil 5.10’da ise r = 2,<br />

145kesme<br />

yarıçapındaki potansiyel, iyotun 5s orbitali<br />

c<br />

için perdelenmiş pseudo-potansiyel, r = 2,<br />

198 kesme yarıçapındaki potansiyel 5p<br />

c<br />

orbitali ve r = 2,<br />

672 kesme yarıçapındaki potansiyel 5d orbitali için perdelenmiş<br />

pseudo-potansiyeldir.<br />

c<br />

56<br />

c


5. PSEUDO-POTANSİYEL TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

Şekil 5.9. Sülfür için perdelenmiş pseudo-potansiyeller<br />

Şekil 5.10. İyot için perdelenmiş pseudo- potansiyeller<br />

Şekil 5.11-5.13’de ise antimon, sülfür ve iyot için elde edilen Hartree ve<br />

değişim-korelasyon potansiyelleri (perdelenmemiş potansiyeller) verilmiştir. Hartree<br />

potansiyeli Denk. 4.9 ile, değişim-korelasyon potansiyeli Denk. 4.31 ile tanımlıdır.<br />

57


5. PSEUDO-POTANSİYEL TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

Şekil 5.11. Antimon için perdelenmemiş potansiyeller<br />

Şekil 5.12. Sülfürün perdelenmemiş potansiyelleri<br />

Şekil 5.13. İyotun perdelenmemiş potansiyelleri<br />

58


5. PSEUDO-POTANSİYEL TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

Son olarak Denk. 5.7 kullanılarak farklı l açısal momentum sayılarında Sb, S<br />

ve I atomları için hesaplanan iyonik pseudo-potansiyeller Şekil 5.14-5.16’da<br />

verilmiştir.<br />

Şekil 5.14. Antimon için farklı kesme yarıçaplarında hesaplanmış iyonik<br />

pseudo-potansiyeller<br />

Şekil 5.15. Sülfürün farklı kesme yarıçapları için hesaplanmış iyonik<br />

pseudo-potansiyeller<br />

59


5. PSEUDO-POTANSİYEL TEORİSİ Harun AKKUŞ<br />

Şekil 5.16. İyotun farklı kesme yarıçapları için hesaplanmış iyonik<br />

pseudo-potansiyeller<br />

60


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

6. SbSI<br />

V-VI-VII bileşiklerinin (V= Sb, Bi; VI= S, Se, Te; VII= Cl, Br, I) varlığı<br />

yüzyılı aşkın bir süredir bilinmektedir. Ancak bu bileşiklere olan yoğun ilgi Dönges<br />

(1950, 1951) tarafından yapılan çalışmalarla başladı. Dönges bu çalışmalarında bu<br />

üçlü bileşiklerin temel kristal yapılarını belirledi. Ayrıca bu bileşiklerde yapı<br />

kompozisyonuna bağlı renk değişimi gözledi ki bu, görünür bölgede veya<br />

kızılötesine yakın bölgede yasak bant aralıklarının olduğunu göstermekteydi. Bunun<br />

ardından Nitsche ve Merz (1960) bu materyallerin tek kristallerini büyüttüler ve<br />

kompozisyonlarının fonksiyonu olarak fotoelektrik özelliklerini incelediler. Bu<br />

kristaller oldukça yüksek anizotropik özellikler sergiliyorlardı ve 500-800 nm<br />

aralığında bir maksimum foto-akım gözleniyordu. Ayrıca bu kristaller arasında optik<br />

duyarlılığı en yüksek olan antimony sulphoiodide (SbSI) ve antimony sulphobromide<br />

(SbSBr) idi. Fatuzzo ve ark (1962) tarafından SbSI’ın aynı zamanda ferroelektrik<br />

olduğunun belirlenmesiyle bu tür bileşiklere ilgi daha da arttı. Daha sonraları bu<br />

bileşikler serisinin diğer elemanlarının da ferroelektrik olduğu belirlendi (R. Nitsche<br />

ve ark, 1964; Pikka ve Fridkin, 1968). Bu üçlü bileşik grubundan olan SbSI’ın<br />

ferroelektrik Curie sıcaklığı oda sıcaklığı civarındadır (yaklaşık 22 o C).<br />

6.1. Yapısal ve Ferroelektrik Özellikler<br />

SbSI kristalinin birim hücresinde 4 SbSI molekülü (12 atom) vardır. Herbir<br />

SbSI molekülü zincir şeklinde c-ekseni (aynı zamanda polarizasyon ekseni) boyunca<br />

uzanır. Gerzanich ve ark (1982) ve Alward ve arkadaşlarına (1978) göre SbSI’da<br />

kimyasal bağlanma karışık kovalent-iyonik karakterdedir. SbSI molekül zincirinde<br />

antimon ve sülfür atomları arasındaki bağ kovalent iken iyot iyonu, kovalent bağlı<br />

(SbS) + köprüsüne iyonik bağla bağlanmıştır. Zincirler arasındaki zayıf bağ ise van<br />

der Waals tipi bağdır. Bu şekildeki karmaşık kimyasal bağlanmadan dolayı SbSI<br />

kristali anizotropi sergiler ve bu tip kristallerin elektronik bant yapılarının hesabı<br />

oldukça karmaşıktır.<br />

61


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

6.1.1. Paraelektrik Faz<br />

SbSI’ın paraelektrik fazdaki kristal yapısı Dönges (1950) tarafından<br />

belirlenmiştir. Bu fazda SbSI ortorombik yapıda ve mmm nokta grubundadır ( D<br />

uzay grubu). Kristal yapının birim hücresi 4 SbSI molekülü yani 12 atom içerir<br />

(Şekil 6.1).<br />

Şekil 6.1. (a) Paraelektrik fazda SbSI’ın kristal yapısı (Musada ve ark, 1969).<br />

(b) Paraelektrik fazda SbSI moleküllerinin ab (xy) düzlemine şematik<br />

izdüşümleri<br />

Paraelektrik fazda birim hücredeki atomların 35 o C deki pozisyonları Çizelge<br />

6.1’deki gibidir (Kikuchi ve ark, 1967). Yapının örgü sabitleri ise şöyledir:<br />

o<br />

o<br />

o<br />

o o<br />

a = 8.<br />

52 A , b = 10.<br />

13 A ve c = 4.<br />

10 A . Bu değerler 5 C ile 35 C sıcaklık aralığında<br />

değişmez kalmaktadır (Nakao ve Balkanski, 1973).<br />

Çizelge 6.1. SbSI kristalinin paraelektrik fazda birim hücresinde atomik pozisyonlar<br />

(Kikuchi ve ark, 1967)<br />

Para (35 o C)<br />

α Xα Yα Zα<br />

Sb 0.119 0.124 0.250<br />

S 0.840 0.050 0.250<br />

I 0.508 0.828 0.250<br />

62<br />

16<br />

2h


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

6.1.2. Ferroelektrik Faz<br />

SbSI kristali yaklaşık 22 o C’de birinci tür faz geçişi yaparak ferroelektrik faza<br />

9<br />

V VI VII<br />

geçer. Bu fazda SbSI kristali mm2 nokta grubundadır ( C uzay grubu). A B C<br />

grubundaki ferroelektrik yarıiletkenler, paraelektrik fazdan ferroelektrik faza geçiş<br />

yaptıkları esas faz geçişinden başka, ferroelektrik fazda iken daha düşük sıcaklıklara<br />

inildiğinde başka faz geçişleri de sergilerler. SbSI kristali de -40 o C’de yapısal bir faz<br />

geçişi daha yapar. Bu geçiş ile kristal simetrisi değişir. Bu değişim monoklinik<br />

9<br />

2<br />

yapıya geçiş şeklindedir: mm2 2 ( C v C ) (Fridkin, 1980). Ferroelektrik fazda 5<br />

→<br />

→<br />

o C’de birim hücredeki atomik pozisyonlar Çizelge 6.2’deki gibidir.<br />

Çizelge 6.2. SbSI kristalinin ferroelektrik fazda birim hücresinde atomik pozisyonlar<br />

(Kikuchi ve ark, 1967)<br />

2<br />

2<br />

Ferro (5 o C)<br />

α Xα Yα Zα<br />

Sb 0.119 0.124 0.298<br />

S 0.843 0.049 0.261<br />

I 0.508 0.828 0.250<br />

Polarizasyon ekseni olan c-kristal ekeseni, z-koordinat ekseni boyunca alındığında<br />

paraelektrik fazdan ferroelektrik faza geçişte atom pozisyonlarındaki kaymalar Şekil<br />

6.2’deki gibi olur (Nakao ve Balkanski, 1973). Curie sıcaklığının altında Sb ve S<br />

atomları iyoda göre polar eksen boyunca yaklaşık olarak sırasıyla 0,2 A o ve 0,05 A o<br />

kayarlar. Bu kaymalar faz geçişinin yer-değiştirmeli (displacive type) olduğunu<br />

gösterir.<br />

6.2. Elektronik Özellikler<br />

Nakao ve Balkanski (1973) yarı deneysel pseudo-potansiyel metodunu<br />

kullanarak SbSI’ın hem paraelektrik hem de ferroelektrik fazı için elektronik bant<br />

63<br />

2v


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

yapısını ve sadece paraelektrik faz için toplam durum yoğunluğunu (DOS)<br />

hesaplamışlardır. Nakao ve Balkanski (1973)’ye göre SbSI kristali her iki fazda da<br />

dolaylı yasak enerji aralığına sahiptir. Onlara göre, paraelektrik fazda yasak bant<br />

aralığının büyüklüğü 1,41 eV, ferroelektrik fazda ise bant aralığının büyüklüğü 1,43<br />

eV’dur.<br />

Şekil 6.2. Paraelektrik fazdan ferroelektrik faza geçişte atomik yerdeğiştirmeler;<br />

oklar atomların kayma yönlerini göstermektedir<br />

Bercha ve arkadaşları (2002) yoğunluk fonksiyoneli yöntemlerini kullanarak,<br />

yerel yoğunluk yaklaşımı altında SbSI’ın elektronik bant yapısını sadece paraelektrik<br />

fazda hesaplamışlardır. Bu çalışmada paraelektrik fazda hesaplanan bant yapısına<br />

göre elde edilen dolaylı yasak bant aralığının büyüklüğü 1,5 eV’dur.<br />

Audzijonis ve arkadaşları (1998) deneysel pseudo-potansiyel yöntemini<br />

kullanarak paraelektrik ve ferroelektrik fazda SbSI’ın elektronik bant yapısını ve<br />

toplam durum yoğunluklarını hesaplamışlardır. Yapılan bu hesaplamalarda SbSI<br />

kristali her iki fazda da dolaylı yasak enerji aralığına sahiptir. Paraelektrik fazda bu<br />

aralığın büyüklüğü 1,42 eV, ferroelektrik fazda 1,36 eV’dur.<br />

6.2.1. SbSI Kristalinin Paraelektrik ve Ferroelektrik Fazlarında Hesaplanan<br />

Elektronik Bant Yapıları ve Toplam Durum Yoğunlukları<br />

Nakao ve Balkanski (1973) ve Audzijonis ve ark (1998) SbSI’ın elektronik<br />

özelliklerini, deneysel pseudo-potansiyel yöntemiyle incelemişlerdir. Bercha ve ark<br />

64


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

(2002) ise temel ilkelerden elde edilen pseudo-potansiyeller kullanarak elektronik<br />

yapı hesabı yapmışlardır.<br />

Sunulan bu tez çalışmasında ise yoğunluk fonksiyoneli teorisine dayanarak<br />

elde edilen pseudo-potansiyeller (5. Bölümde elde edilen Troullier-Martins tipi<br />

pseudo-potansiyeller) kullanılarak, SbSI’ın elektronik özellikleri hem paraelektrik<br />

hem de ferroelektrik fazda incelenmiştir. Yapılan bu çalışma ile bir önceki kesimde<br />

verilen çalışmalar arasındaki farklar aşağıdaki gibidir.<br />

Nakao ve Balkanski (1973), paraelektrik ve ferroelektrik fazlarda bant<br />

yapısını hesaplamışlar fakat sadece paraelektrik fazda toplam durum yoğunluğuna<br />

bakmışlar ve deneysel pseudo-potansiyeller kullanmışlardır. Audzijonis ve ark<br />

(1998), paraelektrik ve ferroelektrik fazlarda hem bant yapısını hem de toplam<br />

durum yoğunluğunu vermişlerdir. Ama onlar da deneysel pseudo-potansiyeller<br />

kullanmışlardır. Bercha ve ark (2002) ise sadece paraelektrik fazda bant yapısını<br />

hesaplamışlar ve yoğunluk fonksiyoneli yöntemleriyle hesaplanan pseudo-<br />

potansiyeller kullanmışlardır.<br />

Bu tezde yapılan çalışmada ise yoğunluk fonksiyoneli yöntemleri kullanılarak<br />

SbSI kristali için hem paraelektrik hem de ferroelektrik fazlarda elektronik bant<br />

yapısı ve toplam durum yoğunlukları (DOS), yerel yoğunluk yaklaşımı altında<br />

pseudo-potansiyel yöntemle hesaplanmıştır.<br />

Elektronik bant yapıları ve toplam durum yoğunlukları (para- ve ferroelektrik<br />

fazlarda), FHI98PP yazılımı (Fuchs ve Scheffler, 1999) ile Troullier-Martins (1991)<br />

formatında üretilen öz-uyumlu norm-conserving pseudo-potansiyeller kullanılarak<br />

hesaplanmıştır. Elektronik dalga fonksiyonları için düzlem dalga baz setleri<br />

kullanılmıştır. Kohn-Sham denklemlerinin çözümleri, “conjugate gradient<br />

minimization method” (Payne ve ark., 1992) kullanılarak Abinit yazılımı (Gonze ve<br />

ark., 2002) ile yapılmıştır. Hem pseudo-potansiyellerin üretiminde hem de bant<br />

yapısı hesaplarında değişim-korelasyon etkileri, yerel yoğunluk yaklaşımı altında<br />

Perdew-Wang (PW92) (Perdew ve Wang, 1992) fonksiyonelleri kullanılarak hesaba<br />

katılmıştır. Antimon ve iyot atomları için 5s ve 5p elektronları, sülfür atomu için 3s<br />

ve 3p elektronları gerçek valans elektronları olarak alınmıştır. Hesaplamaların<br />

tamamı 12 atomlu ortorombik birim hücrede yapılmıştır. Brillouin bölgesinde özel k<br />

65


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

noktalarının üretimi için Monkhorst-Pack (1976) yöntemi kullanılmış ve 4 × 4 × 4<br />

Monkhorst-Pack örgü ağı kullanılmıştır. Düzlem dalgaların kinetik enerji kesmesi<br />

için en iyi değerin 12 Hartree olduğu, toplam enerjinin minimum durumuna<br />

bakılarak gözlenmiş ve kinetik enerji kesme değeri için bu enerji değeri<br />

kullanılmştır.<br />

Şekil 6.3. SbSI’ın birinci Brillouin bölgesi ve yüksek simetri noktaları (c-kristal<br />

ekseni, z-koordinat ekseni yönünde alınmıştır)<br />

Şekil 6.3’de gösterilen yüksek simetri noktalarına göre paraelektrik fazda elde<br />

edilen bant yapısı ve toplam durum yoğunluğu (DOS) Şekil 6.4’de gösterilmiştir.<br />

Paraelektrik fazdaki durum yoğunluğu Şekil 6.5’de ayrıca verilmiştir.<br />

SbSI’ın ferroelektrik fazı için hesaplanmış elektronik bant yapısı ve toplam<br />

durum yoğunluğu Şekil 6.6’da, ayrıca toplam durum yoğunluğu (DOS) Şekil 6.7’de<br />

gösterilmiştir.<br />

Şekil 6.5 ve Şekil 6.7’den görüldüğü gibi her iki fazda da SbSI kristalinin<br />

valans bandı, iyot atomunun 5s ve 5p, antimon atomunun 5s ve sülfür atomunun 3s<br />

ve 3p orbitalleri tarafından oluşturulurken, iletim bandı antimon atomunun 5p<br />

orbitalleri tarafından oluşturulmaktadır.<br />

Şekil 6.4 ve Şekil 6.6’dan görüldüğü gibi her iki fazda da SbSI kristali dolaylı<br />

yasak bant aralığına sahiptir. Paraelektrik fazda iletim bandının minimumu 1.24<br />

66


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

eV’luk değerle, ferroelektrik faz da ise 1.28 eV’luk değerle Brillouin bölgesinin S<br />

simetri noktasındadır. Valans bandının maksimumu paraelektrik fazda -0.22 eV’luk,<br />

ferroelektrik fazda ise –0.20 eV’luk değerle Brillouin bölgesinin T simetri noktasında<br />

yerelleşmiştir. Dolayısıyla yasak bant aralığının değeri paraelektrik fazda 1.45 eV,<br />

ferroelektrik fazda 1.49 eV’dur. Bulunan bu sonuçlar literatürde verilen değerlerle<br />

uyum içindedir (Nakao ve Balkanski, 1973; Audzijonis ve ark.; Bercha ve ark., 2002;<br />

Alward ve ark., 1978).<br />

Şekil 6.4. Paraelektrik fazda SbSI’ın bant yapısı ve toplam durum yoğunluğu<br />

Şekil 6.5. Paraelektrik fazda SbSI’ın toplam durum yoğunluğu<br />

67


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

Şekil 6.6. Ferroelektrik fazda SbSI’ın bant yapısı ve toplam durum yoğunluğu<br />

Şekil 6.7. Ferroelektrik fazda SbSI’ın toplam durum yoğunluğu<br />

Paraelektrik fazda dolaylı bant aralığı Eg, 1.45 eV’dan (T simetri noktasından<br />

S simetri noktasına) 2.91 eV’a (Z simetri noktasından U simetri noktasına) kadar<br />

68


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

artmaktadır. Ferroelektrik fazda ise 1.49 eV’dan (T simetri noktasından S simetri<br />

noktasına) 2.80 eV’a (Z simetri noktasından U simetri noktasına) kadar artmaktadır.<br />

Doğrudan bant aralığı Eg ise paraelektreik fazda 1.56 eV’dan (S simetri noktasında)<br />

3.11 eV’a (U simetri noktasında) kadar artmaktadır.<br />

Valans bandının en üst seviyesi ile iletim bandının en alt seviyesinin<br />

ferroelektrik faz dönüşümü ile nasıl değiştiği Şekil 6.8’da verilmiştir. Bu şekilden<br />

görüldüğü gibi birinci tür faz geçişi yasak bant aralığının doğasını değiştirmemekte,<br />

ancak yasak bant aralığının büyüklük değerini değiştirmektedir ( E = 0.<br />

04 eV).<br />

Şekil 6.8. Ferroelektrik faz geçişi ile SbSI kristalinin yasak bant aralığının değişim<br />

diyagramı<br />

6.3. Optik Özellikler<br />

Bir maddenin elektronik uyarılma spektrumu genellikle frekansa bağlı<br />

kompleks dielektrik fonksiyonuna göre tanımlanır:<br />

ε ω)<br />

= ε ( ω)<br />

+ iε<br />

( ω)<br />

. (6.1)<br />

( 1 2<br />

Frekansa bağlı kompleks dielektrik fonksiyonunun hem reel kısmı ( ε 1)<br />

hem de sanal<br />

kısmı ( ε 2 ) istenilen tüm tepki bilgisini içerirler. Çünkü reel ve sanal kısımlar,<br />

Kramers-Kronig bağıntılarıyla birbirleriyle ilişkilidirler:<br />

69<br />

∆ g


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

2<br />

ε1(<br />

ω)<br />

−1<br />

= ℘<br />

π<br />

2ω<br />

ε 2 ( ω)<br />

= − ℘<br />

π<br />

∞<br />

∫<br />

0<br />

∞<br />

∫<br />

0<br />

ω′<br />

ε 2 ( ω′<br />

)<br />

dω′<br />

2 2<br />

ω′<br />

− ω<br />

ε1(<br />

ω′<br />

) −1<br />

dω′<br />

.<br />

2 2<br />

ω′<br />

− ω<br />

(6.2)<br />

Aslında (6.1) eşitliği genelde tensör formundadır ve dielektrik tensörü 2-ranklı, 9<br />

bileşnli bir tensördür:<br />

⎛ε<br />

⎜ x x<br />

ε i j = ⎜ε<br />

y x<br />

ε x y<br />

ε y y<br />

ε x z ⎞<br />

⎟<br />

ε y z ⎟ . (6.3)<br />

⎜<br />

⎝<br />

ε z x ε z y<br />

⎟<br />

ε z z ⎠<br />

Bir katının optik özellikleri, üzerine gelen ışıktan kaynaklanan zamana bağlı<br />

elektromanyetik pertürbasyona elektronların verdiği tepki olduğundan, katının optik<br />

özellikerini hesaplamak demek optik tepki fonksiyonunu yani kompleks dielektrik<br />

fonksiyonunu hesaplamak demektir. Eğer dielektrik tensörünün bileşenlerinin sanal<br />

kısımları<br />

⎛ Imε<br />

⎜ x x<br />

Im ε i j = ⎜Imε<br />

y x<br />

Imε<br />

x y<br />

Imε<br />

y y<br />

Imε<br />

x z ⎞<br />

⎟<br />

Imε<br />

y z ⎟<br />

(6.4)<br />

⎜<br />

⎝<br />

Imε<br />

z x Imε<br />

z y<br />

⎟<br />

Imε<br />

z z ⎠<br />

biliniyorsa K-K (Denk. 6.2) bağıntıları ile reel bileşenler de hesaplanabilir.<br />

Dolayısıyla dielektrik tensörü de (Denk. 6.3) bulunmuş olur.<br />

6.3.1. Kristal Simetrisi ve Optik Özellikler<br />

Çeşitli kristal simetrilerinden dolayı dielektrik tensörünün (Denk. 6.3)<br />

maksimum bağımsız bileşen sayısı 6’dır (Nye, 1957). Ortorombik ve daha yüksek<br />

simetrideki kristaller için dielektrik tensörünün sadece köşegen elemanları vardır.<br />

Kübik (izotropik veya optik ekseni olmayan) kristaller için köşegen bileşenleri<br />

70


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

birbirlerine eşittir. Dolaysıyla kübik kristallerde dielektrik tensörünün tek bağımsız<br />

bileşeni vardır:<br />

ε ε = ε = ε .<br />

x x = y y z z<br />

Tetragonal, altıgen ve trigonal gibi tek optik eksenli sistemlerde dielektrik<br />

tensörünün sadece köşegen elemanları vardır ve ikisi eşittir. Yani 2 bağımsız bileşen<br />

vardır:<br />

ε = ε<br />

x x<br />

y y<br />

, ε z z .<br />

Ortorombik kristaller (iki optik eksenli) için köşegen elemanları birbirlerinden<br />

farklıdır yani 3 bağımsız bileşen vardır:<br />

ε<br />

x x<br />

, ε y y , ε z z .<br />

Monoklinik (iki optik eksenli) kristallerde köşegen olmayan bileşenler de vardır ve<br />

bağımsız bileşen sayısı 4’dür:<br />

ε x x , ε y y , ε z z , ε x z = ε z x.<br />

Son olarak triklinik (iki optik eksenli) sistemlerde ise tüm bileşenler vardır ve<br />

bağımsız bileşen sayısı 6’dır:<br />

ε = ε , ε = ε , ε = ε , ε , ε , ε .<br />

x y<br />

y x<br />

x z<br />

6.3.2. Optik Sabitler<br />

z x<br />

y z<br />

z y<br />

x x<br />

y y<br />

Dielektrik tensörü yardımıyla bir katının bazı optik sabitleri de hesaplanabilir.<br />

Optik iletkenlik tensörünün reel bileşenleri, dielektrik tensörünün sanal bileşenleri<br />

yardımıyla elde edilebilir:<br />

71<br />

z z


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

ω<br />

Re σ i j ( ω)<br />

= Imε<br />

i j . (6.5)<br />

4π<br />

Enerji kayıp fonksiyonu ise şu şekilde tanımlanır:<br />

Li<br />

j<br />

( ω)<br />

−1<br />

− Imε<br />

( ω)<br />

. (6.6)<br />

= i j<br />

Kırılma indisi n ve sönüm katsyısı k da dielektrik tensörünün bileşenleri ile<br />

belirlenir:<br />

2<br />

2<br />

[ (Reε<br />

( ω))<br />

+ (Imε<br />

( ω))<br />

]<br />

⎧1<br />

1/<br />

2<br />

⎫<br />

n ( )<br />

⎡<br />

Re ( )<br />

⎤<br />

jj ω = ⎨<br />

+ ε ω ⎬<br />

⎩2<br />

⎢⎣<br />

jj<br />

jj<br />

jj , (6.7)<br />

⎥⎦ ⎭<br />

2<br />

2<br />

[ (Reε<br />

( ω))<br />

+ (Imε<br />

( ω))<br />

]<br />

⎧1<br />

1/<br />

2<br />

⎫<br />

k ( )<br />

⎡<br />

Re ( )<br />

⎤<br />

jj ω = ⎨<br />

− ε ω ⎬<br />

⎩2<br />

⎢⎣<br />

jj<br />

jj<br />

jj . (6.8)<br />

⎥⎦ ⎭<br />

Kırılma indisi ve sönüm katsayısından yararlanarak yansıtıcılık R ve soğurma<br />

katsayısı α aşağıdaki gibi hesaplanabilir:<br />

R<br />

jj<br />

2<br />

2<br />

jj<br />

2<br />

jj<br />

( n jj −1)<br />

+ k<br />

( ω ) =<br />

, (6.9)<br />

2<br />

( n + 1)<br />

+ k<br />

jj<br />

2ω<br />

( ω)<br />

= κ ( ω)<br />

. (6.10)<br />

c<br />

α jj<br />

jj<br />

6.3.3. Toplam Kuralları<br />

Soğurma süreci hakkında bilgi veren iki toplam kuralı vardır (Pines, 1963):<br />

E<br />

0 2mε<br />

0<br />

N eff ( E)<br />

=<br />

2 2 ∫ ε 2 ( E)<br />

EdE<br />

, (6.11)<br />

π h e N<br />

a<br />

0<br />

72<br />

1/<br />

2<br />

1/<br />

2


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

E<br />

0 2<br />

−1<br />

ε eff ( E) −1<br />

= ∫ ε 2 ( E)<br />

E dE . (6.12)<br />

π<br />

0<br />

Burada N kristaldeki atomların yoğunluğu, e ve m sırasıyla elektronun yükü ve<br />

a<br />

kütlesidir. Bu toplam kurallarından ilki valans elektronlarının etkin sayısını verir.<br />

İkinci toplam ise etkin optik dielektrik sabitini verir ve sıfır ile E enerji aralığındaki<br />

bantlararası geçişlerin, dielektrik sabiti ε(0)’a katkısını belirler.<br />

6.3.4. Madde ile Işığın Etkileşimi<br />

Bir maddenin üzerine gelen ışığın E(ω) r<br />

0<br />

elektrik alan vektörü bu maddeyi<br />

kutuplar. Bu sayede maddede oluşacak polarizasyon (kutuplanma) aşağıdaki<br />

bağıntıyla hesaplanır:<br />

r<br />

r r<br />

i ( 1)<br />

j ( 2)<br />

j k<br />

P ( ω)<br />

= χ ⋅ E ( ω)<br />

+ χ ⋅ E ( ω)<br />

⋅ E ( ω)<br />

+ ⋅⋅<br />

⋅<br />

( 1)<br />

ij<br />

ijk<br />

( 2)<br />

Burada χ lineer optik duygunluk ve χ ikinci mertebeden optik duygunluktur.<br />

(6.13)<br />

Optik tepkiler en basit olarak bağımsız parçacık yaklaşımı çerçevesinde<br />

incelenir. Dolayısıyla sistemin (madde ve gelen ışık) hamiltoniyeni şu şekilde yazılır<br />

(Sipe ve Ghahramani, 1993):<br />

⎪⎧<br />

2<br />

1 ⎡ r e r ⎤ r ⎪⎫<br />

H ( t)<br />

= ∑ ⎨ ⎢ pi<br />

− A(<br />

t)<br />

⎥ + V ( xi<br />

) ⎬ . (6.14)<br />

i ⎪⎩<br />

2m<br />

⎣ c ⎦ ⎪⎭<br />

Burada x elektronun koordinatı,<br />

r<br />

.<br />

p r momentum operatörü ve V (x)<br />

r etkin periyodik<br />

i<br />

i i<br />

kristal potansiyelidir. Bu hamiltoniyen zamana bağlı ve zamandan bağımsız<br />

kısımlara ayrılabilir:<br />

73


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

H = H + H + H<br />

H<br />

0<br />

1<br />

2<br />

, (6.15)<br />

r 2<br />

pi<br />

r<br />

= ∑ H 0i<br />

; H 0i<br />

= + V ( x ) , (6.16)<br />

2m<br />

0 i<br />

i<br />

e r r<br />

H1<br />

= − A(<br />

t)<br />

⋅ ∑ pi<br />

, (6.17)<br />

mc<br />

H<br />

2<br />

i<br />

2<br />

e r<br />

2<br />

= NA<br />

( t)<br />

. (6.18)<br />

2<br />

2mc<br />

Burada N , kristalin Ω hacmindeki toplam elektron sayısıdır.<br />

Uzun dalga boyu limitinde H tüm öz-durumlarda sadece zamana bağlı bir<br />

faz faktörü getireceğinden ihmal edilebilir. Böylece Denk. 6.15’deki hamiltoniyen<br />

sadece ilk iki terimden oluşacaktır. Dolayısıyla H terimi sadece bir pertürbasyon<br />

terimi olacaktır.<br />

6.3.5. Lineer Optik Tepki<br />

2<br />

Bir önceki kesimde verilen Denk. 6.13’deki lineer duygunluk aşağıdaki gibi<br />

hesaplanır (Sharma ve Ambrosch-Draxl, 2004):<br />

χ<br />

( 1)<br />

ij<br />

r r<br />

2<br />

i j<br />

e r rnm<br />

( k ) rmn<br />

( k ) ε ij ( ω)<br />

− δ ij<br />

( −ω, ω)<br />

= ∑ f nm<br />

( k ) r = . (6.19)<br />

hΩ r<br />

ω ( k ) − ω 4π<br />

nmk<br />

mn<br />

Burada ε ij (ω)<br />

, dielektrik tensörünün ij bleşeni ve rnm r<br />

r<br />

nm<br />

r<br />

nm<br />

= 0<br />

nm<br />

; ω = ω<br />

n<br />

m<br />

1<br />

pozisyon matris elemanlarıdır:<br />

r<br />

Vnm<br />

( k , t)<br />

= r r ; ωn<br />

≠ ωm<br />

iω<br />

( k + K)<br />

. (6.20)<br />

74


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

Ayrıca<br />

r r<br />

f n (k ) , k kristal momentumundaki n bandının Fermi faktörü olmak üzere<br />

r<br />

( k ) ≡ f<br />

r<br />

( k ) − f<br />

r r r r<br />

( k ) ; hω (k ) , ψ ( k , x)<br />

’in tek parçacık enerji özdeğeri olmak<br />

f nm<br />

n m<br />

n<br />

n<br />

r r r<br />

üzere ω ( ) ω ( k ) − ω ( k ) ’dır. (6.20) eşitliklerindeki V ise şu şekilde ifade<br />

edilir:<br />

nm<br />

k ≡ n m<br />

nm<br />

V<br />

r r r<br />

∗ r r r r<br />

−iK⋅x<br />

r r r<br />

iK⋅x<br />

nm<br />

k,<br />

t)<br />

n ( k,<br />

x)<br />

e p m ( k,<br />

x)<br />

e<br />

r<br />

( = ψ ψ<br />

dx<br />

. (6.21)<br />

∫<br />

Burada ψ n , zamana bağlı tek parçacık hamiltoniyeninin öz-fonksiyonudur. (6.20) ve<br />

(6.21) denklemlerindeki K r r r r<br />

ise şöyle tanımlıdır: K ≡ K(<br />

t)<br />

= ( e / c)<br />

A(<br />

t)<br />

ki burada A(t) r<br />

vektör potansiyeldir.<br />

6.3.6. İkinci Mertebeden Optik Tepki<br />

Denk. 6.13’deki ikinci mertebeden duygunluk χ ise aşağıdaki formda<br />

yazılır (Hughes ve Sipe, 1996):<br />

χ<br />

( 2)<br />

abc<br />

( −ω<br />

, − ω ; ω , ω ) = χ<br />

β<br />

γ<br />

β<br />

γ<br />

+ η<br />

II<br />

abc<br />

iσ<br />

+<br />

( II )<br />

abc<br />

( −ω<br />

, − ω ; ω , ω )<br />

( −ω<br />

, − ω ; ω , ω )<br />

( II )<br />

abc<br />

β<br />

β<br />

( −ω<br />

β , − ωγ<br />

; ωβ<br />

, ωγ<br />

)<br />

.<br />

( ω + ω )<br />

β<br />

γ<br />

γ<br />

γ<br />

β<br />

β<br />

γ<br />

γ<br />

( 2)<br />

ijk<br />

(6.22)<br />

Bu son denklemin sağ tarafındaki ilk terim sadece bantlararası geçişlerin katkısını<br />

gösterir. İkinci terim ise bantiçi elektron hareketlerinin verdiği ayarlama katkısıdır.<br />

Üçüncü terim de bantlararası geçişle ilişkili polarizasyon enerjisi ile bantiçi<br />

geçişlerin değişiminden kaynaklanan katkıdır. İkinci harmonik jenerasyonda bu<br />

katkılar aşağıdaki gibidir (Hughes ve Sipe, 1996):<br />

75


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

χ<br />

η<br />

II<br />

abc<br />

II<br />

abc<br />

i<br />

σ<br />

2ω<br />

b { r r }<br />

r<br />

3<br />

a c<br />

e ⎪⎧<br />

dk<br />

rnm<br />

ml l n<br />

( −2ω; ω,<br />

ω)<br />

=<br />

2 ∑∫ ⎨ 3<br />

h nl<br />

m ⎪⎩ 4π<br />

ωl<br />

n − ωml<br />

e<br />

( −2ω;<br />

ω,<br />

ω)<br />

=<br />

h<br />

II<br />

abc<br />

b c<br />

ml l n<br />

⎡ 2 f<br />

⎤⎪⎫<br />

nm 2 f 2 f<br />

ml<br />

l n<br />

× ⎢ + + ⎥⎬<br />

, (6.23)<br />

⎢⎣<br />

ωmn<br />

− 2ω<br />

ωml<br />

− ω ωl<br />

n − ω ⎥⎦<br />

⎪⎭<br />

3<br />

− 8i<br />

2<br />

⎡<br />

× ⎢<br />

⎢<br />

⎣<br />

ω<br />

+ 2<br />

2<br />

l n<br />

∑<br />

nm<br />

r<br />

dk<br />

⎪⎧<br />

3 ⎨<br />

4π<br />

⎪⎩<br />

∫ ∑<br />

f<br />

( ω<br />

ω<br />

ie<br />

( −2ω;<br />

ω,<br />

ω)<br />

=<br />

2h<br />

nl<br />

l n<br />

2<br />

mn<br />

( ω<br />

nml<br />

− 2ω)<br />

b { r r } (<br />

b { r r }<br />

f ⎤<br />

lm<br />

−<br />

⎥<br />

2<br />

− ω)<br />

ωml<br />

( ωml<br />

− ω)<br />

⎥<br />

⎦<br />

f<br />

a<br />

nmrnm<br />

mn<br />

ω<br />

a c<br />

f nmrnm<br />

ml l n<br />

∑ 2<br />

nml ωmn<br />

( ωmn<br />

+<br />

[<br />

3<br />

2<br />

× ω r<br />

b c<br />

ml l n<br />

∑<br />

a<br />

nl lm<br />

f<br />

r<br />

dk<br />

⎪⎧<br />

3 ⎨<br />

4π<br />

⎪⎩<br />

∫ ∑<br />

nm<br />

a c<br />

mnrnm<br />

ml l n<br />

c { ∆ r }<br />

b mn<br />

mn<br />

ω ) ⎪<br />

⎫<br />

ml − ωl<br />

n<br />

⎬,<br />

− 2ω)<br />

⎪⎭<br />

b c a<br />

{ rmnrnl<br />

} − ωlmrnl<br />

{<br />

b c<br />

∆ { r r } ⎫<br />

a nm<br />

2<br />

nm ωmn<br />

( ωmn<br />

c b<br />

ml l n<br />

Burada { r r } ( 1/<br />

2)(<br />

r r + r r )<br />

p a nm<br />

nm<br />

2<br />

nml ωmn<br />

( ωmn<br />

nm ⎪<br />

⎬.<br />

− ω)<br />

⎪⎭<br />

mn<br />

f<br />

− ω)<br />

b c<br />

lmrmn<br />

r<br />

}]<br />

(6.24)<br />

(6.25)<br />

r r r r<br />

r<br />

a a a<br />

a<br />

≡ , ∆ ( k ) ≡ v ( k ) − v ( k ) , v ( k ) ≡ iω<br />

r ( k )<br />

r<br />

ve (k ) momentum matris elemanı olmak üzere v<br />

6.3.7. Scissors Yaklaşımı<br />

a nm<br />

nn<br />

a<br />

nm<br />

mm<br />

nm<br />

r<br />

r<br />

−1<br />

a<br />

( k ) = m p ( k ) ’dır.<br />

Bilindiği gibi Kohn-Sham denklemleri temel durum özelliklerini belirlemek<br />

içindir ve hesaplamalara katılan işgal edilmemiş iletim bantlarının fiziksel bir anlamı<br />

yoktur. Bu bantlar tek-parçacık durumları olarak optik özellik hesaplarında<br />

kullanıldığında bir bant aralığı problemi ortaya çıkar: optik soğurma çok düşük<br />

enerjilerde başlar (Hughes ve Sipe, 1996). Bu nedenle öz-uyumlu temel durum<br />

76<br />

nm<br />

nm<br />

nm


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

enerjilerinin uyarılmış spektruma uygulanması öz-enerji düzeltmesini gerektirir<br />

(Wang ve Klein, 1981).<br />

Öz-enerji etkilerini hesaba katmak için geliştirilen yaklaşımlardan biri<br />

scissors yaklaşımıdır (Hughes ve Sipe, 1996). Denk. 6.14’deki hamiltoniyen, scissors<br />

yaklaşımı olmadan tek-parçacık hamiltoniyeni olarak şu şekilde yazılabilir:<br />

2<br />

p r r r<br />

H = + V ( r ) − e r ⋅ E . (6.26)<br />

2m<br />

Burada V (r )<br />

r etkin periyodik potansiyel, r r r<br />

konum operatörü ve E = −A<br />

/ c elektrik<br />

alandır. Scissors yaklaşımıyla bant aralığına gelecek düzeltme Denk. 6.26’daki<br />

hamiltoniyene bir ek ile gösterilebilir (Hughes ve Sipe, 1996):<br />

V H H + =<br />

~<br />

, (6.27)<br />

V<br />

s<br />

= ∆<br />

∑<br />

r<br />

ck<br />

s<br />

r<br />

ck<br />

r<br />

ck<br />

. (6.28)<br />

Burada toplam, tüm k ’lar ve c iletim bantları üzerindendir ve bant aralığı<br />

r<br />

∆<br />

düzeltmesiyle alakalı sabit enerji kaymasıdır.<br />

H<br />

0<br />

= p<br />

2<br />

r<br />

/ 2m<br />

+ V ( r )<br />

hamiltoniyeninin tek parçacık öz-fonksiyonlarıdır.<br />

ck r ise uyarılmamış<br />

Scissors yaklaşımı olmadan (6.26) hamiltoniyeni ile elde edilen (Denk.<br />

6.19’da konum matris elemanları ile yazılan) lineer tepki, hız matris elemanları<br />

cinsinden aşağıdaki gibi yazılır:<br />

χ<br />

( 1)<br />

ij<br />

r r<br />

2<br />

i j<br />

e r vnm<br />

( k ) vmn<br />

( k )<br />

( −ω, ω)<br />

= ∑ f nm<br />

( k ) r . (6.29)<br />

hΩ r 2<br />

ω ( ω ( k ) − ω)<br />

nmk<br />

Burada vnm<br />

şu şekilde tanımlıdır:<br />

mn<br />

mn<br />

77


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

r 1 r<br />

v = [ r,<br />

H ]. (6.30)<br />

ih<br />

Scissors operatörü de hesaba alındığında hız, Denk. 6.27’deki hamiltoniyenle<br />

belirlenecektir:<br />

r ~ 1 r<br />

[ r,<br />

H ] = [ r,<br />

H ] + [<br />

~ r 1<br />

r<br />

v = { r,<br />

Vs<br />

] } . (6.31)<br />

ih<br />

ih<br />

Dolayısıyla buradan elde edilecek yeni lineer tepki aşağıdaki gibi olacaktır (Hughes<br />

ve Sipe, 1996):<br />

~ (<br />

χ<br />

1)<br />

ij<br />

e<br />

( −ω, ω)<br />

= ∑ f<br />

hΩ<br />

r<br />

2<br />

nm<br />

nm<br />

k<br />

r<br />

( k )<br />

2<br />

ω<br />

mn<br />

r<br />

( k ) v<br />

r<br />

( k )<br />

r<br />

[ ω ( k ) + ( ∆ / h)(<br />

δ − δ ) − ω]<br />

mn<br />

v<br />

i<br />

nm<br />

j<br />

mn<br />

mc<br />

nc<br />

. (6.32)<br />

Burada Kronecker deltalar iletim durumlarını gösterir. Denk. 6.29 ve Denk. 6.32<br />

karşılaştırıldığında scissors yaklaşımı yapılırken yapılması gereken tek şeyin şu<br />

dönüşümü gerçekleştirmek olduğu görülür:<br />

∆<br />

ωmn → ωmn<br />

+ ( δ mc − δ nc ) . (6.33)<br />

h<br />

Aynı yöntemle scissors yaklaşımı daha yüksek mertebeden tepkilere da rahatlıkla<br />

uygulanabilir.<br />

6.4. SbSI’ın Optik Özellikleri ile İlgili Önceki Çalışmalar<br />

SbSI, ferroelektrik özellikleri olan bir foto-iletkendir ve maksimum foto-<br />

iletkenliğinin dalga boyu 5400 ve 7840 o A aralığındadır (Fatuzzo ve ark, 1962). En<br />

hassas olduğu aralık ise 6300-6400 o A’dur (Nitsche ve Merz, 1960). Fatuzzo ve<br />

arkadaşlarına (1962) göre, oda sıcaklığında ferroelektrik eksene dik yönlerde<br />

dielektrik sabiti 25 civarındadır. Ferroelektrik eksene paralel yönde dielektrik sabiti<br />

78


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

oldukça yüksektir ve Curie noktasında 50000 değerine ulaşmaktadır (Şekil 6.9). Bu<br />

gerçekten tipik bir ferroelektrik özelliktir.<br />

Şekil 6.10’da 1 / ε ’un sıcaklıkla değişimi görülmektedir. Curie sıcaklığının<br />

yukarısında ve aşağısında bu eğrinin eğimlerinin oranı 2’den çok büyüktür. Bu faz<br />

geçişinin birinci mertebeden olduğunu gösterir. Kendiliğinden polarizasyonun<br />

kendisinin sıcaklığa bağlılığı Şekil 6.11’de, karesinin sıcaklık bağlılığı ise Şekil<br />

6.12’de verilmiştir.<br />

Şekil 6.9. SbSI’ın ferroelektrik eksen yönündeki dielektrik sabitinin sıcaklıkla<br />

değişimi (Fatuzzo ve ark, 1962)<br />

Şekil 6.10. Curie sıcaklığının altında ve üstünde 1 / ε ’un sıcaklığa bağlılığı (Fatuzzo<br />

ve ark, 1962)<br />

79


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

Şekil 6.11. SbSI’ın kendiliğinden polarizasyonunun sıcaklık bağımlılığı (Fatuzzo ve<br />

ark, 1962)<br />

Şekil 6.12. SbSI’ın kendiliğinden polarizasyonunun karesinin sıcaklık bağımlılığı<br />

(Fatuzzo ve ark, 1962)<br />

Şekil 6.11 ve Şekil 6.12’den görüldüğü gibi 0 o C’de kendiliğinden polarizasyonunun<br />

2<br />

değeri = 25 µ C / cm ’dir. Yine bu şekillerden görüldüğü gibi kendiliğinden<br />

P s<br />

polarizasyonun değeri sıcaklık arttıkça düşmektedir. Şekil 6.12’de bu düşüş<br />

80


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

2<br />

Ps ∝ T − T ) yasası ile olmakta ve kendiliğinden polarizasyon Curie noktasında<br />

( 0<br />

aniden sıfıra düşmektedir. Burada T0<br />

yaklaşık Curie değerinden 5<br />

o C daha büyüktür<br />

ve Curie-Weis yasasının sınırıdır: ε ∝ /( T − T ) . Dolayısıyla buradan da faz geçişinin<br />

birinci tür olduğu görülebilir.<br />

1 0<br />

Nakao ve Balkanski (1973) de SbSI’ın optik özelliklerini incelemişlerdir. Bu<br />

çalışmada kullanılan metot yarı-deneysel pseudo-potyansiyel metottur ve<br />

paraelektrik fazda kristal eksenleri yönündeki frekansa bağlı dielektrik<br />

fonksiyonunun sanal kısımları hesaplanmıştır.<br />

Mamedov ve arkadaşları (1988) h ν = 1 − 40 eV enerji aralığında SbSI’ın<br />

yansıma spektrumunu synchrorton ışınımı kullanarak ölçmüşlerdir (Şekil 6.13).<br />

Şekil 6.13. Paraelektrik fazda SbSI’ın yansıma spektrumu; (a) 1-9 eV enerji<br />

aralığında, (b) 9-40 eV enerji aralığında (Mamedov ve ark., 1988)<br />

81


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

Audzijonis ve arkadaşları (2001) deneysel pseudo-potansiyel yöntemiyle<br />

yaptıkları çalışmada SbSI’ın optik özelliklerini incelemişlerdir. Bu çalışmada hem<br />

paraelektrik hem de ferroelektrik fazda frekensa bağlı dielektrik fonksiyonunun sanal<br />

ve reel kısımları ve yansıma katsayısı hesaplanmıştır.<br />

Ayrıca Alward ve arkadaşları (1978) tarafından deneysel pseudo-potansiyel<br />

yöntem kullanılarak SbSI için paraelektrik fazda yansıma katsayısı hesaplanmıştır.<br />

6.5. SbSI: Optik Özellikler<br />

Yapılan bu tez çalışmasında, yoğunluk fonksiyoneli yöntemleri ve bu<br />

yöntemlerle üretilen pseudo-potansiyeller kullanılarak SbSI kristalinin hem<br />

paraelektrik hem de ferroelektrik fazdaki optik özellikleri incelenmiştir. Optik<br />

hesaplamalarda da elektronik bant yapısı hesaplarında olduğu gibi Troullier-Martins<br />

tipinde üretilen pseudo-potansiyeller kullanılarak yerel yoğunluk yaklaşımı altında<br />

Abinit yazılımı kullanılmıştır. Ama bu kez indirgenemez Brillouin bölgesi için<br />

24 × 24 × 24<br />

Monkhorst-Pack örgü ağı kullanılmıştır. Yine düzlem dalgaların kinetik<br />

enerjisi için 12 Hartree’lik kesme enerjisi seçilmiştir. Kesim 6.3.7’de belirtildiği gibi,<br />

Kohn-Sham denklemleri sadece temel durum özelliklerini belirlediğinden işgal<br />

edilmemiş iletim seviyelerinin hesaba katılmasının hiçbir fiziksel anlamı yoktur.<br />

Ama optik özelliklerin hesaplanması için iletim bandının da göz önünde<br />

bulundurulması gereklidir. Bu anlamsızlığı gidermek için Kesim 6.3.7’de anlatılan<br />

scissors yaklaşımı kullanılmıştır. Bu amaçla deneysel ve teorik bant aralıklarını aynı<br />

yapmak için gerekli olan Denk. 6.33’deki scissors kayması ∆ = 0.<br />

66 eV olarak<br />

alınmıştır (burada deneysel bant aralığının değeri 2.11 eV (Alward ve ark., 1978)<br />

olarak alınmıştır).<br />

SbSI kristali paraelektrik ve ferroelektrik (paraelektrik fazdan düşük<br />

sıcaklıklara inildiğinde ilk ferroelektrik faz) fazlarda ortorombik yapıdadır. Kesim<br />

6.3.1’de anlatıldığı gibi ortorombik yapıdaki kristaller için lineer dielektrik<br />

tensörünün sadece köşegen elemanları sıfırdan ve birbirlerinden farklıdırlar.<br />

Abinit yazılımyla elde edilen ve 6.19 ve 6.32 denklemleriyle belirlenen<br />

birinci mertebeden optik duygunluklar kullanılarak, SbSI kristalinin kristal eksenleri<br />

82


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

boyunca foton enerjisine bağlı lineer dielektrik fonksiyonları (dielektrik tensörünün<br />

köşegen elemanlarının reel ve sanal kısımları) her iki faz için hesaplanmıştır.<br />

Bulunan bu fonksiyonlar yardımıyala, 6.5-6.10 denklemleriyle tanımlanan optik<br />

iletkenlik σ (ω)<br />

, enerji kayıp fonksiyonu L (ω)<br />

, kırılma indisi n (ω)<br />

, sönüm katsayısı<br />

k (ω)<br />

, yansıma katsayısı R (ω)<br />

ve soğurma katsayısı α (ω)<br />

kristal eksenleri boyunca<br />

yine her iki fazda hesaplanmıştır. Daha sonra 6.11 ve 6.12 denklemleri kullanılarak<br />

her iki faz için valans elektronlarının etkin sayısı N eff ve etkin optik dielektrik sabiti<br />

ε eff hesaplanmıştır.<br />

Paraelektrik fazda SbSI kristalinin kristal simetrisinden dolayı ikinci<br />

mertebeden optik duygunluk tensörünün tüm bileşenleri sıfırdır. Çünkü paraelektrik<br />

fazda SbSI mmm nokta grubuna sahiptir ve Bölüm 2’de verilen Çizelge 2.1’e göre bu<br />

nokta grubundaki kristaller simetri merkezine sahiptirler. Ancak ferroelektrik fazdaki<br />

SbSI kristali mm2 nokta grubundadır ve bu nokta grubundaki kristallerin simetri<br />

merkezi yoktur ve polar kristallerdir. Bundan dolayı SbSI’ın ferroelektrik fazında<br />

ikinci mertebeden optik duygunluk tensörünün 27 bileşeninden 5 tanesi sıfırdan ve<br />

birbirlerinden farklıdırlar. Bu çalışmada ikinci mertebeden optik duygunluk<br />

tensörünün 133, 233 ve 333 bileşenleri incelenmiş ve hesaplanmıştır.<br />

SbSI kristalinin paraelektrik ve ferroelektrik fazlarında kristal eksenleri<br />

yönlerinde hesaplanan, foton enerjisine bağlı lineer dielektrik fonksiyonunun reel ve<br />

sanal kısımları Şekil 6.14-6.19’da gösterilmiştir. Şekil 6.14 ve Şekil 6.15’den<br />

görüldüğü gibi a-kristal ekseni yönünde dielektrik fonksiyonunun reel kısmı,<br />

paraelektrik fazda X=5.87 eV ve W=6.81 eV enerji değerlerinde, ferroelektrik fazda<br />

ise X=5.71 eV ve W=6.90 eV’luk enerji değerlerinde sıfır olmaktadır. Şekil 6.16 ve<br />

Şekil 6.17’ye bakıldığında ise SbSI’ın b-kristal ekseni yönündeki dielektrik<br />

fonksiyonunun reel kısmı paraelektrik fazda X=3.52 eV ve W=5.20 eV enerji<br />

değerlerinde, ferroelekrik fazda X=4.30 ve W=5.13 eV enerji değerlerinde sıfır<br />

olmaktadır. SbSI’ın c-kristal ekseni yönünde dielektrik fonksiyonun reel kısmı 0-8<br />

eV’luk foton enerji aralığında sadece tek bir enerji değerinde sıfır olmaktadır.<br />

Paraelektrik faz için bu enerji değeri X=3.01 eV, ferroelektrik faz için X=2.95<br />

eV’dur (Şekil 6.18-6.5.6). c-kristal ekseni yönünde dielektrik fonksiyonun reel<br />

83


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

kısmının 0-8 eV’luk foton enerji aralığında sadece tek bir enerji değerinde sıfır<br />

olmasının nedeni enerji kayıp fonksiyonunun maksimum pik enerji değerinin bu<br />

eksen yönünde 0-8 eV enerji aralığının dışında olmasıdır.<br />

Şekil 6.14. Paraelektrik fazda SbSI’ın lineer dielektrik tensörünün a-ekseni<br />

yönündeki reel ve sanal bileşenleri<br />

Şekil 6.15. Ferroelektrik fazda SbSI’ın lineer dielektrik tensörünün a-ekseni<br />

yönündeki reel ve sanal bileşenleri<br />

84


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

Şekil 6.16. Paraelektrik fazda SbSI’ın lineer dielektrik tensörünün b-ekseni<br />

yönündeki reel ve sanal bileşenleri<br />

Şekil 6.17. Ferroelektrik fazda SbSI’ın lineer dielektrik tensörünün b-ekseni<br />

yönündeki reel ve sanal bileşenleri<br />

85


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

Şekil 6.18. Paraelektrik fazda SbSI’ın lineer dielektrik tensörünün c-ekseni<br />

yönündeki reel ve sanal bileşenleri<br />

Şekil 6.19. Ferroelektrik fazda SbSI’ın lineer dielektrik tensörünün c-ekseni<br />

yönündeki reel ve sanal bileşenleri<br />

Dielektrik fonksiyonu genelde değişik katkılar içerir. Ancak Şekil 6.14-6.19,<br />

sadece elektron alt sisteminin dielektrik fonksiyonuna katkısını gösterir. x-ekseni<br />

86


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

yönünde dielektrik fonksiyonunun reel kısmı her iki fazda da yaklaşık olarak 2.0 eV<br />

ile 6.0 eV arasındaki bölge dışında foton enerjisinin artmasıyla artış göstermektedir<br />

ki bu normal dispersiyondur. 2.0 eV ile 6.0 eV arasındaki bölgede ise foton<br />

enerjisinin artmasıyla azalmaktadır. Bu ise anormal dispersiyon karakteristiğidir<br />

(Şekil 6.14 ve Şekil 6.15). y- ve z-eksenleri yönlerinde ise dielektrik fonksiyonunun<br />

reel kısımları yaklaşık olarak 2.0 eV ile 5.0 eV arasında anormal dispersiyon, bu<br />

aralığın dışındaki bölgelerde ise normal dispersiyon sergilemektedir (Şekil 6.16-<br />

6.19).<br />

Ayrıca bu şekillerden görüldüğü gibi 0-1.5 eV foton-enerji aralığı her iki<br />

fazda da yüksek geçirgenlik karakterine sahiptir. Bu enerji aralığında soğurma yoktur<br />

ve küçük yansımalar vardır. 1.5-3.0 foton-enerji aralığında güçlü soğurma ve<br />

yansımada artış vardır. 3.0-6.0 eV foton-enerji aralığı x- ve y- yönleri için (Şekil 6.14<br />

ve Şekil 6.17), 3.0-9.0 eV foton-enerji aralığı z-yönü için (Şekil 6.18 ve Şekil 6.19)<br />

yüksek yansıtıcılık karakterine sahiptir. Bu daha sonra verilecek yansıtıcılık<br />

eğrilerinde daha ayrıntılı olarak görülecektir.<br />

Şekil 6.14-6.19’da gösterilen kristal eksenleri yönlerindeki foton enerjisine<br />

bağlı dielektrik fonksiyonunun sanal kısımlarının pik değerleri Çizelge 6.3-6.5’de<br />

verilmiştir. Bu pikler valans bandından iletim bandına elektronik geçişlere karşılık<br />

gelmektedir. Çünkü birleşik DOS ε2 ile orantılı bir fonksiyondur ve ε2’de gözlenen<br />

pikler, birleşik DOS’daki yoğunluk olasılğının yüksek olduğu noktalara karşılık<br />

gelir.<br />

Denk. 6.6 kullanılarak paraelektrik ve ferroelektrik fazlarda kristal eksenleri<br />

yönlerinde hesaplanan enerji kayıp fonksiyonları sırasıyla Şekil 6.20 ve Şekil 6.21’de<br />

verilmiştir. Bu şekillerde L11, L22 ve L33 sırasıyla a-, b- ve c-kristal eksenleri<br />

yönlerindeki enerji-kayıp fonksiyonlarıdır. Enerji-kayıp fonksiyonu materyali geçen<br />

hızlı elektronların enerji kaybını tanımlar. Enerji-kayıp fonksiyonundaki keskin<br />

maksimumlar valans elektronlarının kollektif titreşimşleri ile ilişkilidirler.<br />

Şekil 6.20’de paraelektrik fazda x-ekseni yönündeki enerji-kayıp<br />

fonksiyonunun (L11) maksimumu yaklaşık olarak 6.95 eV enerji değeri civarındadır.<br />

Bu değer Şekil 6.14’deki W noktasının enerji değeriyle neredeyse çakışmaktadır. y-<br />

ekseni yönündeki enerji-kayıp fonksiyonunun (Şekil 6.20’de L22) maksimumu<br />

87


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

yaklaşık 6.75 eV civarındadır ve bu değer de Şekil 6.16’deki W noktasının değerine<br />

yakın bir değerdir. z-ekseni yönünde ise enerji-kayıp fonksiyonunun (Şekil 6.20’de<br />

L33) maksimum değeri 15.5 eV civarındadır.<br />

Çizelge 6.3. SbSI kristalinin paraelektrik ve ferroelektrik fazlarda a-kristal ekseni<br />

yönündeki lineer optik dielektrik fonksiyonunun sanal kısmının pik<br />

değerleri<br />

Pikler (eV)<br />

11<br />

ε A B C D E F G H I<br />

2<br />

para 1.66 2.00 2.56 2.97 3.11 3.25 3.38 3.57 3.85<br />

ferro 1.89 2.07 2.30 2.50 2.99 3.18 3.30 3.59 3.73<br />

Pikler (eV)<br />

11<br />

ε 2 J K L M N O P R<br />

para 4.45 5.05 5.36 5.54 5.58 7.56 - -<br />

ferro 3.96 4.27 4.49 5.07 5.50 5.89 6.25 7.55<br />

Çizelge 6.4. SbSI kristalinin paraelektrik ve ferroelektrik fazlarda b-kristal ekseni<br />

yönündeki lineer optik dielektrik fonksiyonunun sanal kısmının pik<br />

değerleri<br />

Pikler (eV)<br />

22<br />

ε 2 A B C D E F G H I J K<br />

para 2.10 2.27 2.60 2.92 3.30 4.10 4.85 5.77 7.18 - -<br />

ferro 1.82 2.44 2.72 3.16 3.37 4.11 4.28 4.48 4.82 7.30 7.56<br />

Çizelge 6.5. SbSI kristalinin paraelektrik ve ferroelektrik fazlarda c-kristal ekseni<br />

yönündeki lineer optik dielektrik fonksiyonunun sanal kısmının pik<br />

değerleri<br />

Pikler (eV)<br />

33<br />

ε 2 A B C D E F G H I J<br />

para 1.70 2.05 2.52 2.98 3.30 4.24 4.65 5.48 6.80 -<br />

ferro 1.75 2.07 2.30 2.45 2.88 3.32 4.12 4.55 4.90 6.20<br />

88


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

Şekil 6.20. SbSI’ın paraelektrik fazında kristal eksenleri yönlerinde hesaplanmış<br />

kayıp fonksiyonları<br />

Şekil 6.21. SbSI’ın ferroelektrik fazında kristal eksenleri yönünde kayıp<br />

fonksiyonları<br />

Ferroelektrik fazda x-ekseni yönündeki enerji-kayıp fonksiyonunun (Şekil<br />

6.21’de L11) maksimumu yaklaşık olarak 7.00 eV enerji değeri civarındadır ve bu<br />

89


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

değer Şekil 6.15’deki W noktasının enerji değerine oldukça yakın bir değerdir.<br />

Ferroelektrik fazda y-ekseni yönündeki enerji-kayıp fonksiyonunun (Şekil 6.21’de<br />

L22) maksimumu yaklaşık 5.50 eV civarındadır ve bu değer de Şekil 6.17’deki W<br />

noktasının değerine yakın bir değerdir. Ferroelektrik fazda z-ekseni yönündeki<br />

enerji-kayıp fonksiyonunun (Şekil 6.21’de L33) maksimum değeri ise 16.0 eV<br />

civarındadır.<br />

Denk. 6.7 kullanılarak her iki faz için kristal eksenleri yönlerinde foton<br />

enerjisine ve foton dalga boyuna bağlı olarak hesaplanan kırılma indisleri Şekil 6.22-<br />

6.25’de verilmiştir. Şekil 6.22 ve Şekil 6.23’den görüldüğü gibi her iki fazda da 0-1.5<br />

eV foton-enerji aralığı kırılma indisleri için normal dispersiyon bölgesidir. Bu durum<br />

hesaplanan dilektrik fonksiyonlarının sonuçları (Şekil 6.14-6.19) ile uyum içindedir.<br />

Şekil 6.22. SbSI’ın paraelektrik fazında kristal eksenleri yönlerinde hesaplanmış<br />

foton-enerjisine bağlı kırılma indisleri<br />

Her iki faz için foton-dalgaboyuna bağlı hesaplanan ana kırılma indislerine<br />

bakıldığında (Şekil 6.24 ve Şekil 6.25) n11(na), n22(nb) ve n33(nc), özgün soğurma<br />

bölgesinden uzun dalga boylarına gidildikçe azalmaktadırlar. Yani normal<br />

dispersiyon gözlenmektedir.<br />

90


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

Şekil 6.23. SbSI’ın ferroektrik fazında kristal eksenleri yönlerinde hesaplanmış<br />

foton-enerjisine bağlı kırılma indisleri<br />

Şekil 6.24. SbSI’ın paraektrik fazında kristal eksenleri yönlerinde hesaplanmış foton-<br />

dalgaboyuna bağlı kırılma indisleri<br />

Her iki faz için kristal eksenleri yönünde hesaplanarak elde edilen n = n(λ)<br />

bağlılığındaki maksimumlar Çizelge 6.6’da verilmiştir. Çizelge 6.6’da görülen<br />

91


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

na(n11), nb(n22) ve nc(n33)’nin spektral pozisyonlarındaki fark, SbSI kristalinin<br />

anizotropisinden kaynaklanan farklı yönlerdeki farklı soğurma kıyılarından dolayıdır.<br />

Şekil 6.25. SbSI’ın ferroektrik fazında kristal eksenleri yönlerinde hesaplanmış<br />

foton-dalgaboyuna bağlı kırılma indisleri<br />

Denk. 6.8 kullanılarak SbSI’ın paraelektrik ve ferroelektrik fazları için kristal<br />

eksenleri yönlerinde hesaplanmış sönüm katsayıları sırasıyla Şekil 6.26 ve Şekil<br />

6.27’de verilmiştir.<br />

Çizelge 6.6. SbSI kristalinin paraelektrik ve ferroelektrik fazları için hesaplanmış<br />

n = n(λ)<br />

bağlılığının maksimum değerleri<br />

yön para ferro<br />

λ ( µ m ) 0.65 0.50<br />

x n a 1.80 1.76<br />

λ ( µ m ) 0.62 0.54<br />

y n b 1.81 1.81<br />

λ ( µ m ) 0.53 0.59<br />

z n c 4.33 4.28<br />

92


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

SbSI’ın her iki fazı için Denk. 6.10 kullanılarak kristal eksenleri yönlerinde<br />

soğurma katsayıları hesaplanmıştır. Paraelektrik fazda hesaplanan soğurma<br />

katsayıları Şekil 6.28’de, ferroelektrik fazda hesaplanan soğurma katsayıları Şekil<br />

6.29’da gösterilmiştir. Bu şekillerden görüldüğü gibi 1.5-3.9 eV foton-enerji aralığı<br />

her iki fazda hemen tüm yönler için soğurma bölgesine karşılık gelmektedir.<br />

Şekil 6.26. SbSI’ın paraelektrik fazında kristal eksenleri yönlerindeki sönüm<br />

katsayıları<br />

Şekil 6.27. SbSI’ın ferroelektrik fazında kristal eksenleri yönlerindeki sönüm<br />

katsayıları<br />

93


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

Şekil 6.28. SbSI’ın paraelektrik fazında kristal eksenleri yönlerinde hesaplanmış<br />

soğurma katsayıları<br />

Şekil 6.29. SbSI’ın ferroelektrik fazında kristal eksenleri yönlerinde hesaplanmış<br />

soğurma katsayıları<br />

Denk. 6.9 kullanılarak paraelektrik ve ferroelektrik SbSI için kristal eksenleri<br />

yönlerinde foton-enerjisine bağlı olarak hesaplanmış olan yansıtıcılıklar sırasıyla<br />

94


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

Şekil 6.30 ve Şekil 6.31’de gösterilmiştir. Bu şekillerden görüldüğü gibi her iki fazda<br />

da x-ekseni yönünde 3.9-6.0 eV foton-enerji aralığı, y-ekseni yönü için 3.9-5.0 eV<br />

foton-enerji aralığı ve z-ekseni yönü için 3.9-9.0 eV foton-enerji aralığı yansıtıcılık<br />

bölgeleridir.<br />

Şekil 6.30. Paraelektrik SbSI için kristal eksenleri yönlerinde hesaplanmış<br />

yansıtıcılıklar<br />

Şekil 6.31. Ferroelektrik SbSI için kristal eksenleri yönlerinde hesaplanmış<br />

yansıtıcılıklar<br />

95


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

Denk. 6.5 kullanılarak, SbSI kristalinin paraelektrik ve ferroelektrik fazları<br />

için kristal eksenleri yönlerinde foton-dalgaboyuna bağlı olarak hesaplanmış optik<br />

iletkenlikler sırasıyla Şekil 6.32 ve Şekil 6.33’de verilmiştir. Hesaplanan optik<br />

iletkenliklerin maksimum değerlerine karşılık gelen dalga boyu değerleri Çizelge<br />

6.7’de verilmiştir.<br />

Şekil 6.32. SbSI kristalinin paraelektrik fazında kristal eksenleri yönlerinde<br />

hesaplanmış optik iletkenlikler<br />

Şekil 6.33. SbSI kristalinin ferroelektrik fazında kristal eksenleri yönlerinde<br />

hesaplanmış optik iletkenlikler<br />

96


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

Çizelge 6.7. SbSI kristalinin her iki fazı için kristal eksenleri yönlerinde hesaplanmış<br />

optik iletkenlik fonksiyonlarının maksimumlarına karşılık gelen foton-<br />

dalgaboyları<br />

para ferro<br />

yön x y z x y z<br />

λ max (mikron) 0.34 0.36 0.40 0.37 0.36 0.42<br />

Denk. 6.11 ve Denk. 6.12 ile verilen toplam kuralları kullanılarak Neff ve εeff<br />

belirlenebilir. Neff birim hücre başına düşen valans elektronlarının etkin sayısıdır. εeff<br />

ise etkin optik dielektrik sabitidir ve sıfır ile E0 enerji aralığındaki bantlararası<br />

geçişlerin optik fonksiyonlara yaptığı katkıyı belirler. SbSI kristalinin paraelektrik<br />

fazı için hesaplanmış Neff ve εeff Şekil 6.34’de, ferroelektrik fazı için Şekil 6.35’de<br />

gösterilmiştir. Bu şekillerden görüldüğü gibi birim hücre başına valans<br />

elektronlarının etkin sayısı Neff, her iki fazda da yaklaşık olarak 9.0 eV foton-enerji<br />

değerinde doyuma ulaşmaktadır. Bunun anlamı şudur: dip seviyelerdeki valans<br />

orbitalleri bantlararası geçişlere katkıda bulunmamaktadır. Her iki fazdaki Neff<br />

eğrilerinin doyuma ulaştıkları enerji değeri ile Şekil 6.4 ve Şekil 6.6’daki elektronik<br />

bant yapıları karşılaştırıldığında bu kolaylıkla görülebilir.<br />

Şekil 6.34. SbSI’ın paraelektrik fazında hesaplanmış valans elektronlarının etkin<br />

sayısı Neff ve etkin optik dielektrik sabiti εeff<br />

97


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

Şekil 6.35. SbSI’ın ferroelektrik fazında hesaplanmış valans elektronlarının etkin<br />

sayısı Neff ve etkin optik dielektrik sabiti εeff<br />

Etkin dielektrik sabiti εeff, her iki fazda da yaklaşık olarak 7.0 eV foton-enerji<br />

değerinde doyuma ulaşmaktadır. Paraelektrik ve ferroelektrik fazlarda foton<br />

enerjisine bağlı olarak elde edilen εeff eğrileri iki bölgeye ayrılabilir. İlk bölge hızlı<br />

bir yükselişle karakterize edilebilir ve 5.0 eV foton-enerji aralığına kadar uzanır.<br />

İkinci bölge ise 5.0-7.0 eV foton-enerji aralığıdır ve bu bögede εeff daha yavaş ve<br />

düzgün değişmektedir. E > E0 foton-enerji değerlerinde optik geçişlerin statik<br />

dielektrik fonksiyonuna yaptığı katkı, εeff’in maksimum değeri ile şeffaf bölgede<br />

ölçülen kırılma indisinin karesi n 2 ile belirlenebilir. δε = n − ε ’in sıfırdan farklı<br />

2<br />

olması (paraelektrik SbSI için<br />

δε ≈1.<br />

8)<br />

şunu gösterir: valans bandındaki<br />

elektronların kutuplanabilirliklerinin statik dielektrik sabitine katkısından başka,<br />

valans elektronlarının altında, enerjileri E > E0 olan elektronların da katkısı göz<br />

önünde bulundurulmalıdır. Paraelektrik SbSI kristali için δε ≈1.<br />

8,<br />

enerjileri E > E0<br />

olan bu geçişlerin katkısını gösterir.<br />

Paraelektrik SbSI kristali için ikinci mertebeden duygunluk tensörünün (rankı<br />

3 olan 27 bileşenli bir tensör) tüm elemanları kristal simetrisinden dolayı<br />

98<br />

eff


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

(paraelektrik fazda SbSI kristali mmm nokta grubuna sahiptir ve simetri merkezi<br />

vardır.) sıfırdır.<br />

Şekil 6.36. Ferroelektrik SbSI kristali için ikinci mertebeden duygunluk tensörünün<br />

( 2)<br />

133 bileşeninin sanal kısmı (Im χ133<br />

) ve bu bileşene olan bantlararası ve<br />

bantiçi katkılar<br />

Şekil 6.37. Ferroelektrik SbSI kristali için ikinci mertebeden duygunluk tensörünün<br />

( 2)<br />

133 bileşeninin reel kısmı (Re χ133<br />

) ve bu bileşene olan bantlararası ve<br />

bantiçi katkılar<br />

99


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

Ferroelektrik fazda ise (bu fazda SbSI kristali ortorombik yapıda ve mm2 nokta<br />

grubundadır ve simetri merkezi yoktur.) ikinci mertebeden duygunluk tensörünün 27<br />

bileşeninin tamamı sıfır değildir. (133), (131), (233), (333) ve (231) bileşenleri<br />

sıfırdan farklıdır. Ferroelektrik fazdaki SbSI kristali için (6.22), (6.23), (6.24) ve<br />

(6.25) denklemleri kullanılarak (133), (233) ve (333) bileşenlerinin sanal ve reel<br />

kısımları hesaplanmıştır. Bantlararası ve bantiçi geçişlerin ikinci mertebeden<br />

duygunluğa katkıları ve toplam duygunluk fonksiyonları ayrı hesaplanmış ve<br />

hesaplanan bu bileşenler sırasıyla Şekil 6.36 ve Şekil 6.37, Şekil 6.38 ve Şekil 6.39,<br />

Şekil 6.40 ve Şekil 6.41’de gösterilmiştir.<br />

Şekil 6.38. Ferroelektrik SbSI kristali için ikinci mertebeden duygunluk tensörünün<br />

( 2)<br />

233 bileşeninin sanal kısmı (Im χ233<br />

) ve bu bileşene olan bantlararası ve<br />

bantiçi katkılar<br />

100


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

Şekil 6.39. Ferroelektrik SbSI kristali için ikinci mertebeden duygunluk tensörünün<br />

( 2)<br />

233 bileşeninin reel kısmı (Re χ233<br />

) ve bu bileşene olan bantlararası ve<br />

bantiçi katkılar<br />

Şekil 6.40. Ferroelektrik SbSI kristali için ikinci mertebeden duygunluk tensörünün<br />

( 2)<br />

333 bileşeninin sanal kısmı (Im χ333<br />

) ve bu bileşene olan bantlararası ve<br />

bantiçi katkılar<br />

101


6. SbSI Harun AKKUŞ<br />

Şekil 6.41. Ferroelektrik SbSI kristali için ikinci mertebeden duygunluk tensörünün<br />

( 2)<br />

333 bileşeninin reel kısmı (Re χ333<br />

) ve bu bileşene olan bantlararası ve<br />

bantiçi katkılar<br />

102


7. SONUÇLAR Harun AKKUŞ<br />

7. SONUÇLAR<br />

Sunulan bu tezde, yoğunluk fonksiyoneli yöntemleri kullanılarak ilk defa<br />

temel prensiplere dayanan aşağıdaki çalışmalar yapılmıştır:<br />

1. SbSI kristalinin paraelektrik fazda enerji yapısı hesaplanmış ve birinci<br />

Brillouin bölgesinin yüksek simetri yönlerindeki elektronik bant yapısı ve<br />

geçişler belirlenmiştir.<br />

2. SbSI kristalinin ferroelektrik fazda enerji yapısı hesaplanmış ve birinci<br />

Brillouin bölgesinin yüksek simetri yönlerindeki elektronik bant yapısı ve<br />

geçişler belirlenmiştir.<br />

3. SbSI kristalinin faz dönüşümü sonucunda enerji yapısındaki değişiklikler<br />

incelenmiştir.<br />

4. SbSI kristalinin hem paraelektrik hem de ferroelektrik fazlarında tüm<br />

optik fonksiyonları (foton enerjisine bağlı lineer dielektrik tensörünün reel<br />

(ε1) ve sanal (ε2) bileşenleri, optik iletkenlik σ (ω)<br />

, enerji kayıp<br />

fonksiyonu L (ω)<br />

, kırılma indisi n (ω)<br />

, sönüm katsayısı k (ω)<br />

, yansıma<br />

katsayısı R (ω)<br />

ve soğurma katsayısı α (ω)<br />

, valans elektronlarının etkin<br />

sayısı N eff ve etkin optik dielektrik sabiti ε eff ) hesaplanmış ve<br />

yorumlanmıştır.<br />

5. SbSI kristalinin paraelektrik ve ferroelektrik fazlarda toplam durum<br />

yoğunlıkları (DOS) hesaplanmış ve çizilmiştir. Her iki fazda da valans<br />

bandının, iyot atomunun 5s ve 5p, antimon atomunun 5s ve sülfür<br />

atomunun 3s ve 3p orbitalleri tarafından, iletim bandının ise antimon<br />

atomunun 5p orbitalleri tarafından oluşturulduğu saptanmıştır.<br />

6. SbSI kristali için lineer olmayan optik duygunluklar hesaplanmış ve<br />

çizilmiştir.<br />

Yapılan çalışmalarla ilgili yayınlanan bilimsel makaleler aşağıdadır:<br />

1. Harun Akkus and Amirullah M Mamedov, Linear and Nonlinear<br />

Optical Properties of SbSI: First-Principle Calculation, The 8th<br />

103


7. SONUÇLAR Harun AKKUŞ<br />

European Conference on Applications of Polar Dielectrics (ECAPD),<br />

Metz, France, 5-8 September 2006.<br />

2. Harun Akkus and Amirullah M Mamedov, Ab-initio calculations of the<br />

electronic structure and linear optical properties, including self-<br />

energy effects, for paraelectric SbSI, J. Phys.: Condens. Matter, 19<br />

(2007), 116207.<br />

3. Harun Akkus and Amirullah M Mamedov, Ab-initio calculation of band<br />

structure and linear optical properties of SbSI in para- and<br />

ferroelectric phases, Central European Journal of Physics, 5 (1) 2007,<br />

25-34.<br />

104


KAYNAKLAR<br />

ALWARD, J. F., FONG, C. Y., EL-BATANOUNY, M., WOOTEN, F., 1978.<br />

Electronic and optical properties of SbSBr, SbSI and SbSeI. Solid State Com.,<br />

25: 307-311.<br />

ANDERSON, P. W., 1960. In Fizika Dielektrikov. (G. I. Skanavi editör). Akad.<br />

Nauk SSSR Fizicheskii Inst. Im. P. N. Lebedeva, Moscow, SSSR.<br />

ANTONCIK, E., 1959. Approximate formulation of the orthogonalized plane-wave<br />

method. J. Phys. Chem. Solids, 10: 314-320.<br />

AUDZIJONIS, A., ZALTAUSKAS, R., AUDZIJONIENE, L., VINOKUROVA, I.<br />

V., FARBEROVICH, O. V., and SADZIUS, R., 1998. Electronic Band<br />

Structure of Ferroelectric Semiconductor SbSI Studied by Empirical<br />

Pseudopotential. Ferroelectrics, 211: 111-126.<br />

AUDZIJONIS, A., PIPINYS, P. LAPEIKA, V., ZALTAUSKAS, R., 2001. Optical<br />

and electric properties of SbSI single crystals. Liet. Fiz. Zurn., T.41: (4-6), 294.<br />

ASHCROFT, N. W., MERMIN, N. D., 1976. Solid State Physics. Harcourt College<br />

Publishers, ABD, 826s.<br />

BACHELET, G. B., HAMAN, D. R., and SCHLÜTER, M., 1982. Pseudopotentials<br />

that work: From H to Pu. Phys. Rev. B, 26: 4199-4228.<br />

BERCHA, D. M., RUSHCHANSKII, K. Z., SZNAJDER, M., MATKOVSKII, A.,<br />

and POTERA, P., 2002. Elementary energy bands in ab initio calculations of<br />

the YAlO 3 and SbSI crystal band structure.<br />

Phys. Rev.B, 66: 195203-195211.<br />

BLOCH, F., 1929. The electron theory of ferromagnetism and electrical<br />

conductivity. Z. Phys., 57: 545-555.<br />

BORN, M., and OPPENHEİMER, R., 1927. Zur Quantentheorie der Molekeln. Ann.<br />

Physik, 84: 457-484.<br />

BRAFF, G. A., and BOROWITZ, S., 1961. Green's Function Method for Quantum<br />

Corrections to the Thomas-Fermi Model of the Atom. Phys. Rev., 121: 1704-<br />

1713.<br />

CARR, W. J., Jr, MARADUDIN, A. A., 1964. Ground-State Energy of a High-<br />

Density Electron Gas. Phys. Rev., 133: A371-A374.<br />

105


CARR, W. J., Jr, 1961. Energy, Specific Heat, and Magnetic Properties of the Low-<br />

Density Electron Gas. Phys. Rev., 122: 1437-1446.<br />

CEPERLEY, D. M., ALDER, B. J., 1980. Ground State of the Electron Gas by a<br />

Stochastic Method. Phys. Rev. Lett., 45: 566-569.<br />

CHADI, D. J., and COHEN, M. L., 1973. Special Points in the Brillouin Zone. Phys.<br />

Rev. B, 8: 5747-5753.<br />

COCHRAN, W., 1960. Crystal Stability and The Theory of Ferroelectricity:<br />

Piezoelectric Crystals. Adv. Phys., 9: 387-423.<br />

COHEN, M. L., and HEINE, V., 1970. The fitting of pseudopotentials to<br />

experimental data and their subsequent application. Solid State Physics, 24: 37-<br />

248.<br />

DIRAC, P. A. M., 1930. Note on Exchange Phenomena in The Thomas-Fermi Atom.<br />

Proc. Cambridge Philos. Soc., 26: 376-385.<br />

DÖNGES, E., 1950. Chalcogenides of trivalent antimony and bismuth. I. Thiohalides<br />

of trivalent antimony and bismuth. Z. anorg. Chem., 263: 112-132.<br />

, 1951. Über Chalkogenohalogenide des dreiwertigen Antimons und Wismuts.<br />

III. Über Tellurohalogenide des dreiwertigen Antimons und Wismuts und über<br />

Antimon-und Wismut(III)-tellurid und Wismut(III)-selenid. Z. anorg. Chem.,<br />

265: 56-61.<br />

DU BOIS, D. F., and KIVELSON, M. G., 1962. Quasi-Classical Theory of Electron<br />

Correlations in Atoms. Phys. Rev., 127: 1182-1192.<br />

ERNZERHOF, M., SCUSERIA, G. E., 1999. Kinetic energy density dependent<br />

approximations to the exchange energy. J. Chem. Phys., 111: 911-915.<br />

FATUZZO, E., HARBEKE, G., MERZ, W. I., NITSCHE, R., ROETSCHI, H., and<br />

RUPPEL, W., 1962. Ferroelectricity in SbSI. Phys. Rev., 127: 2036-2037.<br />

FERMI, E., 1928. A statistical method for the determination of some properties of<br />

atoms. II. Application to the periodic system of the elements. Z. Phys., 48: 73-<br />

79.<br />

FEYNMAN, R.P., 1939. Forces in Molecules. Phys. Rev., 56:340-343.<br />

FOCK, V., 1930. Näherungsmethode zur Lösung des quantenmechanischen<br />

Mehrkörperproblems. Z. Phys., 61: 126-148.<br />

106


FRIDKIN, V.M., 1980. Ferroelectrics semiconductors. Consultant Bureau, New-<br />

York and London, 306s.<br />

FUCHS, M., SCHEFFLER, M., 1999. Ab initio pseudopotentials for electronic<br />

structure calculations of poly-atomic systems using density-functional theory.<br />

Comput. Phys. Commun., 119: 67-98.<br />

GELL-MANN, M., BRUECKNER, K. A., 1957. Correlation Energy of an Electron<br />

Gas at High Density. Phys. Rev., 106: 364-368.<br />

GERZANICH, E. I., LYAKHOVITSKAYA, V. A., FRIDKIN, V. M., and<br />

POPOVKIN, B. A., 1982. Current topics in materials science. SbSI and other<br />

ferroelectric A V B VI C VII materials. Nort-Holland Publishing Company,<br />

Amsterdam- New York- Oxford, 497s.<br />

GONZE, X., BEUKEN, M., CARACAS, R., DETRAUX, F., FUCHS, M.,<br />

RIGNANESE, G. M., SINDIC, L., VERSTRATE, M., ZERAH, G., JOLLET,<br />

F., TORRENT, M., ROY, A., MIKAMI, M., GHOSEZ, P., RATY, J. Y.,<br />

ALLAN, D. C., 2002. First-principles computation of material properties : the<br />

ABINIT software project. Computational Materials Science, 25: 478-492. URL<br />

http://www.abinit.org<br />

GÖRLING, A., LEVY, M., 1992. Requirements for correlation energy density<br />

functionals from coordinate transformations. Rev. A, 45: 1509-1517.<br />

, 1993. Correlation-energy functional and its high-density limit obtained from a<br />

coupling-constant perturbation expansion. Rev. A, 47: 13105-13113.<br />

, 1994. Exact Kohn-Sham scheme based on perturbation theory. Rev. A, 50:<br />

196-204.<br />

GRABOWSKI, I., HIRATA, S., IVANOV, S., BARTLETT, R. J., 2002. Ab initio<br />

density functional theory: OEP-MBPT(2). A new orbital-dependent correlation<br />

functional. J. Chem. Phys., 116: 4415-4425.<br />

GUNNARSSON, O., LUNDQVIST, B. I., 1976. Exchange and Correlation in<br />

Atoms, Molecules, and Solids by The Spin-Density-Functional Formalism.<br />

Phys. Rev. B, 13: 4274-4298.<br />

HAMAN, D. R., SCHLÜTER, M., and CHIANG, C., 1979. Norm-Conserving<br />

Pseudopotentials. Phys. Rev. Lett., 43: 1494-1497.<br />

107


HARRIS, J., JONES, R. O., 1974. The Surface Energy of a Bounded Electron Gas.<br />

J. Phys. F, 4: 1170-1186.<br />

HARTREE, D. R., 1928. The wave mechanics of an atom with a non-Coulomb<br />

central field. Theory and methods. Proc. Camb. Phil. Soc. 24: 89, 111, 426.<br />

HELLMANN, H., 1937. Einführung in die Quantenchemie (Introduction to Quantum<br />

Chemistry). Deuticke, Leipzig and Wien, 350s.<br />

HERRING, C., 1940. A New Method for Calculating Wave Functions in Crystals<br />

Phys. Rev., 57: 1169-1177.<br />

HOHENBERG, P., and KOHN, W., 1964. Inhomogeneous Electron Gas. Phys. Rev.,<br />

136: B864-B871.<br />

HUGHES, J.L. P., and SIPE, J. E., 1996. Calculation of second-order optical<br />

response in semiconductors. Phys. Rev. B, 53: 10751-10763.<br />

IVANOV, S., BARTLETT, R. J., 2001. An exact second-order expression for the<br />

density functional theory correlation potential for molecules. J. Chem. Phys.,<br />

114: 1952-1955.<br />

IVANOV, S., HIRATA, S., GRABOWSKI, I., BARTLETT, R. J., 2003.<br />

Connections between second-order Görling–Levy and many-body perturbation<br />

approaches in density functional theory. J. Chem. Phys., 118: 461-470.<br />

JONES, R. O., and GUNNARSSON, O.,1989. The Density Functional Formalism,<br />

its Applications and Prospects. Rev. Mod. Phys., 61: 689-746.<br />

KERKER, G. P., 1980. Non-singular atomic pseudopotentials for solid state<br />

applications. J. Phys. C, 13: L189-L194.<br />

KIKUCHI, A., OKA, Y., and SAWAGUCHI, E., 1967. Crystal structure<br />

determination of SbSI. J. Phys. Soc. Jap., 23: 337-354.<br />

KIREEV, P. S., 1978. Semiconductor Physics. Mir Publishers, Moskova, 693s.<br />

KITTEL, C., 1951. Theory of Antiferroelectric Crystals. Phys. Rev., 82: 729-732.<br />

KLEINMAN, L., and BYLANDER, D. M., 1982. Efficacious Form for Model<br />

Pseudopotentials. Phys. Rev. Lett., 48: 1425-1428.<br />

KOHN, W., and SHAM, L. J., 1965. Self-Consistent Equations Including Exchange<br />

and Correlation Effects. Phys. Rev., 140: A1133-1138.<br />

108


LANGERTH, D. C., PERDEW, J. P., 1975. The Exchange-Correlation Energy of a<br />

Metallic Surface. Soid State Commun., 17: 1425-1429.<br />

LANGERTH, D. C., PERDEW, J. P., 1977. Exchange-Correlation Energy of a<br />

Metallic Surface: Wave-Vector Analysis. Phys. Rev. B, 15: 2884-2901.<br />

LEVY, M., 1979. Universal Variational Functionals of Electron Densities, First-<br />

Order Density Matrices, and Natural Spin-Obitals and Slution of Te v-<br />

Representability Problem. Proc. Natl. Acad. Sci. of USA, 76:, 6062-6065.<br />

, 1989. Int. J. Quantum Chem. Quantum Chem. Symp., 23: 617.<br />

, 1991. Density-functional exchange correlation through coordinate scaling in<br />

adiabatic connection and correlation hole. Phys. Rev. A, 43: 4637-4646.<br />

, 1995. Density Functional Theory (E. K. Gross, R. M. Dreizler Editörler).<br />

Plenum, New York, 696s.<br />

LEVY, M., PERDEW, J. P., 1985. Hellmann-Feynman, virial, and scaling requisites<br />

for the exact universal density functionals. Shape of the correlation potential<br />

and diamagnetic susceptibility for atoms. Phys. Rev. A, 32: 2010-2021.<br />

, 1993. Tight bound and convexity constraint on the exchange-correlation-<br />

energy functional in the low-density limit, and other formal tests of<br />

generalized-gradient approximations. Phys. Rev. B, 48: 11638-11645.<br />

LEWIS, H. W., 1958. Fermi-Thomas Model with Correlations. Phys. Rev., 111:<br />

1554-1557.<br />

LIEB, E. H., 1981. Thomas-Fermi and Related Theories of Atoms and Molecules.<br />

Rev. Mod. Phys., 53: 603-641.<br />

LIEB, E. H., OXFORD, S., 1981. Improved Lower Bound on The Indirect Coulomb<br />

Energy. Int. J. Quantum Chem., 19: 427-439.<br />

LINES, M. E., GLASS, A. M., 1977. Principles and Applications of Ferroelectrics<br />

and Related Materials. Clarendon Press, Oxford, 680s.<br />

LÖWDİN, P. O., 1959. Correlation Problem in Many-Electronic Quantum<br />

Mechanics. I. Review of Different Approaches and Discussion of Some Current<br />

Ideas. Adv. Chem. Phys., 2: 207-322.<br />

109


MAMEDOV, A. M., ALIEV, A. O., KASUMOV, B. M., and EFENDIEV, S. M.,<br />

1988. The Optical Properties of SbSI in The Fundamental Absorbtion Region.<br />

Ferroelectrics, 83: 157-159.<br />

MATTHIAS, B. T., 1949. New Ferroelectric Crystals. Phys. Rev., 75: 1771.<br />

MATTHIAS, B. T., and REMEIKA, J. P.,1949. Phys. Rev., 76: 1886.<br />

, 1956. Ferroelectricity in Ammonium Sulfate. Phys. Rev. 103: 262.<br />

MONKHORST, H. J., and PACK, J. D., 1976. Special Points for Brillouin-zone<br />

Integrations. Phys. Rev. B, 13: 5188-5192.<br />

MUELLER, H., 1940a. Properties of Rochelle Salt. Phys. Rev., 57: 829-839.<br />

, 1940b. Properties of Rochelle Salt. IV. Phys. Rev. 58: 805–811.<br />

MUSADA, Y., SAKATA, K., HASEGAWA, S., OHARA, G., WADA, M., and<br />

NISHIZAWA, M., 1969. Growth and Some Electrical Properties of Orientated<br />

Fibriform Crystal of SbSI. Jap. J. Appl. Phys., 8: 692-699.<br />

NAKAO, K., and BALKANSKI, M., 1973. Electronic Band Structures of SbSI in the<br />

Para- and Ferroelectric Phases. Phys. Rev. B, 8: 5759-5780.<br />

NITSCHE, R., ROETSCHI, H., and WILD, P., 1964. New Ferroelectric V-VI-VII<br />

Compounds of The SbSI Type. Appl. Phys. Lett., 4: 210-211.<br />

NITSCHE, R., and MERZ, W. J., 1960. Photoconduction in ternary V-VI-VII<br />

compounds. J. Phys. Chem. Solids, 13: 154-155.<br />

NOZIERES, P., PINES, D., 1958. Correlation Energy of a Free Electron Gas. Phys.<br />

Rev., 111: 442-454.<br />

NYE, J. F., 1957. Physical Properties of Crystals. Clarendon Press, Oxford, 315s.<br />

OLIVER, G. L., PERDEW, J. P., 1979. Spin-density gradient expansion for the<br />

kinetic energy. Phys. Rev. A, 20: 397-403.<br />

PAYNE, M. C., TETER, M. P., ALLAN, D. C., ARIAS, T. A., and<br />

JOANNOPOULOS, J. D., 1992. Iterative Minimization Techniques for ab<br />

initio Total-Eenergy Calculations: Molecular Dynamics and Conjugate<br />

Gradients. Rev. Mod. Phys., 64: 1045-1097.<br />

PEPINSKY, R., JONA, F., and SHIRANE, G., 1956. Ferroelectricity in the Alums.<br />

Phys. Rev., 102: 1181-1182.<br />

110


PERDEW, J. P., ZUNGER, A., 1981. Self-interaction correction to density-<br />

functional approximations for many-electron systems. Phys. Rev. B, 23: 5048-<br />

5079.<br />

PERDEW, J. P., WANG, Y., 1992. Accurate and simple analytic representation of<br />

the electron-gas correlation energy. Phys. Rev. B, 45: 13244-13249.<br />

PHILLIPS, J. C., and KLEINMAN, L., 1959a. New Method for Calculating Wave<br />

Functions in Crystals and Molecules. Phys. Rev., 116: 287-294.<br />

, 1959b. Crystal Potential and Energy Bands of Semiconductors. I. Self-<br />

Consistent Calculations for Diamond. Phys. Rev., 116: 880-884.<br />

PHILLIPS, J. C., 1958. Energy-Band Interpolation Scheme Based on a<br />

Pseudopotential. Phys. Rev., 112: 685-695.<br />

PIKKA, T., and FRIDKIN, V. M., 1968. Phase transitions in A(sub V)B(sub<br />

VI)C(sub VII) type ferroelectrics-semiconductors. Fiz. tverd. Tela, 10: 3378-<br />

3384.<br />

PINES, D., 1963. Elementary Excitations in Solids, Benjamin Inc., NY-Amsterdam,<br />

299s.<br />

SCHRÖDİNGER, E., 1926. Quantisierung als Eigenwertproblem. Ann. Physik, 79:<br />

361-376.<br />

SCUSERIA, G. E., and STAROVEROV, V. N., 2005. Progress in The Development<br />

of Exchange- Correlation Functionals in: Theory and Applications of<br />

Computational Chemistry: The First 40 Years (C. E. Dykstra, G. Frenking, K.<br />

S. Kim and G. E. Scuseria editörler), Elsevier, Amsterdam, 1336s.<br />

SHARMA, S., and AMBROSCH-DRAXL, C., 2004. Second-order Optical Response<br />

From First Principles. Physica Scripta, T109: 128-135.<br />

SHIRANE, G., HOSHINO, S., and SUZUKI, K., 1950. X-Ray Study of the Phase<br />

Transition in Lead Titanate. Phys. Rev., 80: 1105-1106.<br />

SIPE, J. E., and GHAHRAMANI, E., 1993. Nonlinear optical response of<br />

semiconductors in the independent-particle approximation. Phys. Rev. B, 48:<br />

11705-11722.<br />

SLATER, J. C., 1951. A Simplification of the Hartree-Fock Method. Phys. Rev., 81:<br />

385-390.<br />

111


,1941. Theory of the Transition in KH2PO4. J. Chem. Phys., 9: 16-33.<br />

THOMAS, L. H., 1927. The calculation of atomic fields. Proc. Cambridge Philos.<br />

Soc., 23: 542-548.<br />

TROULLIER, N., and MARTINS, J. L., 1991. Efficient pseudopotentials for plane-<br />

wave calculations. Phys. Rev B, 43: 1993-2006.<br />

, 1990. A straightforward method for generating soft transferable<br />

pseudopotentials. Solid State Commun., 74: 613-616.<br />

VALASEK, J., 1920. Piezoelectric and Allied Phenomena in Rochelle Salt. Phys.<br />

Rev., 15: 537-538.<br />

VANDERBILT, D., 1985. Optimally smooth norm-conserving pseudopotentials.<br />

Phys. Rev. B, 32: 8412-8415.<br />

VON BARTH, U., HEDIN, L., 1972. A local exchange-correlation potential for the<br />

spin polarized case: I. J. Phys. C: Solid State Phys., 5: 1629-1642.<br />

VOSKO, S. H., WILK, L., NUSAIR, M., 1980. Accurate spin-dependent electron<br />

liquid correlation energies for local spin density calculations: a critical analysis.<br />

Can. J. Phys., 58: 1200-1211.<br />

WANG, C. S., and KLEIN, B. M., 1981. First-principles electronic structure of Si,<br />

Ge, GaP, GaAs, ZnS, and ZnSe. II. Optical properties. Phys. Rev. B, 24: 3417-<br />

3429.<br />

YANG, H. Ou, LEVY, M., 1990a. Nonuniform coordinate scaling requirements in<br />

density-functional theory. Phys. Rev. A, 42: 155-160.<br />

, 1990b. Nonuniform coordinate scaling requirements for exchange-correlation<br />

energy. Phys. Rev. A, 42: 651-652.<br />

YIN, M. T., and COHEN, M. L., 1982. Theory of ab initio pseudopotential<br />

calculations. Phys. Rev.B, 25: 7403-7412.<br />

ZUNGER, A., and COHEN, M. L., 1978. First-principles nonlocal-pseudopotential<br />

approach in the density-functional formalism: Development and application to<br />

atoms. Phys. Rev. B, 18: 5449-5472.<br />

112


ÖZGEÇMİŞ<br />

1974 yılında Bitlis-Ahlat’ta doğdu. İlk ve orta öğrenimimi 1990 yılında burada<br />

tamamladı. 1997 yılında Yüzüncü Yıl <strong>Üniversitesi</strong> Fen Edebiyat Fakültesi Fizik<br />

Bölümünden mezun oldu ve aynı yıl Yüzüncü Yıl <strong>Üniversitesi</strong> Fen Edebiyat<br />

Fakültesi Fizik Bölümünde Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başladı. 2000<br />

yılında Yüzüncü Yıl <strong>Üniversitesi</strong> Fen Bilimleri Enstitüsü Fizik Anabilim Dalında<br />

Yüksek Lisansını tamamladı. 2001 yılında <strong>Çukurova</strong> <strong>Üniversitesi</strong> Fizik Bölümünde<br />

Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başladı ve <strong>Çukurova</strong> <strong>Üniversitesi</strong> Fen Bilimleri<br />

Enstitüsü Fizik Anabilim Dalında doktora programına kaydoldu.<br />

113

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!