19.07.2013 Views

YÜKSEK LİSANS TEZİ - Çukurova Üniversitesi

YÜKSEK LİSANS TEZİ - Çukurova Üniversitesi

YÜKSEK LİSANS TEZİ - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ilerleme, ulaşım vb.), ortaya çıkmış olmasıdır. Dolayısıyla söz konusu dinamiğin<br />

objektif gereksinimi, uluslar arası düzeyde para, mal ve sermayenin sorunsuz hareket<br />

edebileceği mümkün olan en geniş ve bütünleşmiş bir uluslar arası sistemin<br />

oluşturulmasıdır. Bu çerçevede, az gelişmiş olarak adlandırılan ülkelerin hem sistemce<br />

içerilmeleri, hem de sistemi belirli oranlarda beslemeleri önem kazanmıştır. Sistemce<br />

içerilmeleri ve belirli oranlarda sisteme katkıda bulunmaları yönündeki bu beklenti, az<br />

gelişmiş ülkelerin gelişmesini temel bir sorun haline getirmiştir. Sorunun bu şekilde<br />

formüle edilmesi, çözüme yönelik arayışları da beraberinde getirmiştir (İşgüden, Ercan<br />

ve Türkay, 1995, ss. 112-115).<br />

Bu bağlamda teknolojik gelişime ayak uyduramayan ve bu konuda dışa bağımlı<br />

olan GOÜ (Gelişmekte Olan Ülke) ekonomileri, kalkınma literatürünün başlıca konusu<br />

olmuştur. Bu ülkelerin gelişmiş bir ekonomik yapıya ulaşmaları için sadece ekonomik<br />

büyümeyi sağlamaları değil, aynı zamanda ekonomilerinin köklü bir yapısal değişimi<br />

gerçekleştirmesi zorunluluğunun ortaya çıkması ile kalkınma kavramı daha kapsamlı bir<br />

içerik kazanmıştır. Nitekim 1950’li yıllardan itibaren, ekonomik kalkınma literatürü,<br />

GOÜ’ lerin ekonomik sorunlarına odaklanmış ve GÜ’ ler (Gelişmiş Ülkeler) ve GOÜ’<br />

ler arasındaki gelişmişlik farklarını vurgulamak için kullanılmıştır. Bu nedenle<br />

kalkınma konusu öncelikle “bir azgelişmişlik sorunu” olarak algılanmakta ve GOÜ’ ler<br />

için kullanılmaktadır. GÜ’ lerde ise ulaşılan kalkınma düzeyinin yeniliklerle korunması<br />

ve geliştirilmesi esastır (Gümüş, 2005, s.18).<br />

Bu durum ise gelişmiş ülkelerde olup da GOÜ ‘lerde olmayan faktörlerin<br />

saptanmasına yol açmıştır. Bunlar bir kez saptanınca, gelişmeyi engelleyen faktörler<br />

ortaya çıkacaktı. Örneğin, GOÜ’ lerde geçerli olduğu ileri sürülen tembellik, başarı<br />

güdüsünün yetersizliği, hızlı nüfus artışı, doğal kaynakların yetersizliği, sermaye<br />

yetersizliği, girişimci yeteneklerinin gelişmemiş olması gibi faktörler, GOÜ’ lere özgü,<br />

gelişmeyi engelleyici faktörler olarak yorumlanabilmektedir. Doğaldır ki, bu faktörlerin<br />

tam tersi, yani gelişmeyi hızlandırıcı faktörlerinde batı ülkelerinde olduğu<br />

varsayılmaktadır. Bu süreçte P.R.Rodan tarafından ortaya atılan ve gelişme için gerekli<br />

atmosferin ancak asgari bir hız ve miktarda gerçekleştirilebilecek yatırımlar aracılığıyla<br />

ortaya çıkabileceğini vurguladığı ve “büyük itiş” olarak adlandırdığı bu sürecin gelişme<br />

önündeki ekonomik engelleri kaldıracağını ileri sürdüğü “Büyük İtiş Kuramı Modeli”,<br />

R.Nurkse’ nin, azgelişmişliğin, kendini devamlı olarak yinelediği, fakat her defasında<br />

44

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!