YÜKSEK LİSANS TEZİ - Çukurova Üniversitesi

YÜKSEK LİSANS TEZİ - Çukurova Üniversitesi YÜKSEK LİSANS TEZİ - Çukurova Üniversitesi

library.cu.edu.tr
from library.cu.edu.tr More from this publisher
19.07.2013 Views

edilen ve büyümeyi endojen unsurlarla açıklayan bu yaklaşımlarda, beşeri sermaye etkin bir rol oynamaktadır (Yumuşak ve Tuna, 2000, s. 4). Böylece beşeri sermayenin bilgi ve yeteneklerce içerilmiş (embodied) olmasından dolayı, ekonomik büyüme, teknoloji ve bilimsel bilgideki (beşeri sermaye birikimi) ilerlemelere bağlı olacaktır (Becker, Murphy ve Tamura, 1990, s. 13). Neo-klasik ve içsel büyüme modelleri arasındaki en önemli fark sermayenin getirisine ilişkin kabul ettikleri varsayımdan kaynaklanmaktadır. Neo-klasik büyüme modelleri sermayenin azalan getirisini kabul ederken, içsel büyüme modelleri beşeri sermayeyi de kapsayan sermayenin, artan getirisinin olabileceğini ve bu artan getirinin de uzun dönemde büyümeyi azaltmayacağını kabul etmektedir (Shaw, 1992, s.620; Solow, 1994, ss. 652 -653). Ayrıca içsel büyüme modellerinde, ekonomik büyümenin içsel iktisadi temelleri olacağı söylenmekte ve ülkelerin gelir seviyelerinin kendiliğinden birbirine yaklaşacağı tezi yıkılmaktadır. Neo-klasik modelin aksine, az gelişmiş ülkeler eğer gerekli önlemleri almazlarsa gelişmiş ülkeler ile arasındaki fark daha da artacaktır (Romer, 1994, ss. 628- 636). İçsel büyüme teorilerinin diğer önemli bir varsayımı ise teknolojiyi içsel büyüme teorisinin bir parçası yapma yani teknolojinin içselleştirilmesi varsayımıdır (Barro, 1998, s.2; Solow, 1994, s.655). İçsel büyüme teorisinin temelini oluşturan modeller arasında Lucas (1988)’ın beşeri sermayenin önemini vurgulamak için hazırladığı model, Jones’un (1996) ve Romer’in (1987, 1989a, 1989b ve 1994) hazırladıkları modeller yer almaktadır. 1.1.4.4.1. Romer Romer’in çalışmaları içsel büyüme teorilerine farklı bir boyut getirmiştir. Romer’in modelinde içsel büyüme teorisi teknolojik gelişmeyi, ekonomik modelde içsel olarak açıklamış (Romer,1990, s.72 ve s.99), yapılan yatırımların bir yan ürün olarak teknolojik bilgiyi arttırdığı ve diğer üretim süreçlerinde bir nevi bedava girdi olarak 33

kullanıldığı, bununda taşmalar (spill-over) sonucu sektör geneline yayıldığı anlaşılmıştır (Romer, 1990,ss.73-78). Dolayısıyla neo-klasik modellere nazaran yatırımlar daha düşük maliyetlerle yapılmakta ve getirileri de daha yüksek olmaktadır (Ağır ve Kar, 2003, s.185). Teknolojinin içselleştirildiği Romer çalışmalarında, teknolojik bilgi üretimi hakkında birbirleriyle yakından ilişkili olan şu noktaların üzerinde daha fazla durulduğuna dikkat çekilmektedir (Kibritçioğlu, 1998, s. 217) : • Bilgi (knowledge), kısmen veya tamamen gizli bir kamusal mal niteliğindedir. Başka bir deyişle bilginin kullanımında tüketiciler açısından birbirine rakip olmama ve kimsenin dışlanamaması söz konusudur. • Teknolojik gelişme sonucu ortaya çıkan bilgiden diğer ekonomik birimlerin ne ölçüde yararlanabildikleri hayati bir öneme sahiptir (teknolojik dışsallıklar veya taşma derecesi). • Ortada bir dışsallık varsa, bilginin üretimine özel kesimin yanaşmak istemeyeceği ve böylece piyasanın aksayacağı bir gerçektir. • Teknolojik gelişme (veya bilgi üretimi) ile, fiziki ve beşeri sermaye yatırımları arasında bir bağlantı, etkileşim bulunmaktadır. 1.1.4.4.2. Lucas Romer’in içsel büyüme teorisine önemli katkıları olmasına rağmen, içsel büyüme teorilerinin belkide en çok tanınanı Robert E.Lucas tarafından 1988 yılında geliştirilen modeldir. Lucas 1988’de uzun dönemli büyüme sürecinin belirlenmesinde beşeri sermayenin fiziki sermayeden daha önemli olduğu tezini ileri sürerek, beşeri sermayeye dayalı ilk içsel büyüme teorisini ortaya atmıştır (Lucas, 1988, s.3 ). Lucas, büyüme modelinin temel öngörüsü, beşeri sermayesi güçlü olan ülkelerin zayıf olan ülkelerden daha fazla ekonomik büyüme göstereceğidir. Bu modelde sermaye 34

kullanıldığı, bununda taşmalar (spill-over) sonucu sektör geneline yayıldığı anlaşılmıştır<br />

(Romer, 1990,ss.73-78). Dolayısıyla neo-klasik modellere nazaran yatırımlar daha<br />

düşük maliyetlerle yapılmakta ve getirileri de daha yüksek olmaktadır (Ağır ve Kar,<br />

2003, s.185).<br />

Teknolojinin içselleştirildiği Romer çalışmalarında, teknolojik bilgi üretimi<br />

hakkında birbirleriyle yakından ilişkili olan şu noktaların üzerinde daha fazla<br />

durulduğuna dikkat çekilmektedir (Kibritçioğlu, 1998, s. 217) :<br />

• Bilgi (knowledge), kısmen veya tamamen gizli bir kamusal mal niteliğindedir.<br />

Başka bir deyişle bilginin kullanımında tüketiciler açısından birbirine rakip<br />

olmama ve kimsenin dışlanamaması söz konusudur.<br />

• Teknolojik gelişme sonucu ortaya çıkan bilgiden diğer ekonomik birimlerin ne<br />

ölçüde yararlanabildikleri hayati bir öneme sahiptir (teknolojik dışsallıklar veya<br />

taşma derecesi).<br />

• Ortada bir dışsallık varsa, bilginin üretimine özel kesimin yanaşmak<br />

istemeyeceği ve böylece piyasanın aksayacağı bir gerçektir.<br />

• Teknolojik gelişme (veya bilgi üretimi) ile, fiziki ve beşeri sermaye yatırımları<br />

arasında bir bağlantı, etkileşim bulunmaktadır.<br />

1.1.4.4.2. Lucas<br />

Romer’in içsel büyüme teorisine önemli katkıları olmasına rağmen, içsel<br />

büyüme teorilerinin belkide en çok tanınanı Robert E.Lucas tarafından 1988 yılında<br />

geliştirilen modeldir.<br />

Lucas 1988’de uzun dönemli büyüme sürecinin belirlenmesinde beşeri<br />

sermayenin fiziki sermayeden daha önemli olduğu tezini ileri sürerek, beşeri sermayeye<br />

dayalı ilk içsel büyüme teorisini ortaya atmıştır (Lucas, 1988, s.3 ).<br />

Lucas, büyüme modelinin temel öngörüsü, beşeri sermayesi güçlü olan ülkelerin<br />

zayıf olan ülkelerden daha fazla ekonomik büyüme göstereceğidir. Bu modelde sermaye<br />

34

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!