19.07.2013 Views

YÜKSEK LİSANS TEZİ - Çukurova Üniversitesi

YÜKSEK LİSANS TEZİ - Çukurova Üniversitesi

YÜKSEK LİSANS TEZİ - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sonuçlar ekonomik büyüme motorunun daha çok yatırım ve işgücü artış hızı olduğu,<br />

ancak uzun dönemli sürdürülebilir bir büyüme için teknolojik gelişmenin çok önemli bir<br />

etken olduğunu göstermiştir (Mankiw-Romer-Weil, 1992, ss. 407-437).<br />

Solow bu makalesinde tek sektörlü, standart neo- klasik iktisadi büyüme<br />

modelinin temel varsayımlarını; ölçeğe göre getirilerin sabit olması, sermayenin<br />

marjinal verimliliğinin azalması, teknolojinin dışsal olarak belirlenmesi, faktörler arası<br />

ikamenin mümkün olması ve bağımsız bir yatırım fonksiyonunun bulunması (tasarruf<br />

yatırım eşitliğinin sağlanması) şeklinde sıralamıştır (Demir, 2002, s.2).<br />

Standart neo- klasik büyüme modelinin yukarıda özetlenen varsayımları<br />

çerçevesinde Cobb Douglas tipi bir makroekonomik üretim fonksiyonu yardımıyla,<br />

uzun dönemli veya durağan durum büyüme oranının “sıfır” olduğu sonucuna<br />

ulaşılmakta; başka bir deyişle hükümet politikalarının uzun dönemli iktisadi büyüme<br />

üzerindeki etkisi oldukça zayıf kalmaktadır. Model; kamu yatırımlarının, kişi başına<br />

gelir ve kişi başına sermaye düzeylerini etkileyebildiğini ama reel hasılanın uzun<br />

dönemli büyüme oranını etkileyemediğini gösterir. Oluşacak dışsal bir teknolojik<br />

gelişme ise, sermayenin marjinal verimliliğindeki azalmaların iktisadi büyüme<br />

üzerindeki olumsuz etkisini kısmen telafi edebilir ve bu kaçınılmaz azalmaları<br />

geciktirebilir. Bu anlamda, neo- klasik modelde teknolojik gelişme olduğu sürece<br />

pozitif hasıla büyüme oranları elde edilebilir. Bu sıradan modelde, nüfus dışsal olarak<br />

belirlenen sabit bir hızla büyümekte ve kişi başına reel hasılanın asıl belirleyicisi<br />

olmaktadır (Kibritçioğlu, 1998, s.215).<br />

Neo- klasik büyüme modeli, sonuç itibariyle teknoloji düzeyinin bütün ülkelerde<br />

tamamen aynı olduğu ve değişmediği varsayımı altında, gelişmekte olan ve gelişmiş<br />

ekonomilerin uzun dönem reel büyüme oranlarının aynı uzun dönem değerine<br />

yaklaşacağı ve bu oranın da “sıfır” olduğu sonucunu vermektedir. Bu hipotez literatürde<br />

“yakınlaşma hipotezi” ve gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ekonomileri<br />

yakalamalarına da “yakalama süreci” (catching up process) adı verilmektedir<br />

(Kibritçioğlu,1998, s.215).<br />

Ancak neo- klasiklerin bu varsayımlarıyla birlikte yakınsama hipotezinin temel<br />

öngörülerinin dünya ekonomileriyle ilgili gözlemlere uymadığı ve teknolojinin dışsal ve<br />

24

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!