YÜKSEK LİSANS TEZİ - Çukurova Üniversitesi
YÜKSEK LİSANS TEZİ - Çukurova Üniversitesi
YÜKSEK LİSANS TEZİ - Çukurova Üniversitesi
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
GİRİŞ<br />
Bugünün dünyasında hazır olarak bulduğumuz pek çok bilgi, beceri, yetenek<br />
aslında yüzlerce yıllık bir kültürel gelişimin ve birikimin ürünüdür. Birbirini izleyen<br />
nesiller bir önceki dönemden gelen çeşitli bilgileri öğrendiler, kendilerine uygun<br />
olanları kullandılar, uygun olmayanlara da uyum sağlamaya çalıştılar ve onlar da<br />
öğrendiklerini kendilerinden sonra gelenlere aktardılar. Dünyanın insanla tanışmasından<br />
beri süregelen bu durum, iletişimin ve teknolojinin akıl almaz bir hızla ilerlediği bilgi<br />
çağına geçilmesiyle hızına yetişilemez bir sürece dönüştü.<br />
İçinde bulunduğumuz bu çağ pek çok yazar ve araştırmacı tarafından bilgi çağı<br />
olarak adlandırılmaktadır. Artık bu yüzyılda gelişebilmek ve büyüyebilmek için<br />
teknolojiye başvurulması olmazsa olmazlardan olmuştur. Yani kalkınma ve büyümenin,<br />
ticarette başarı sağlamanın ve daha adil bir gelir dağılımı elde etmenin temelinde bilim,<br />
teknoloji ve ar-ge çalışmaları vardır. Tabi bu süreçte başarılı olabilmenin temel<br />
koşullarından birisi de bu teknolojiyi kullanabilecek ve bu teknolojiye uyum<br />
sağlayabilecek nitelikli insan gücüne yani beşeri sermayeye sahip olmaktır. Çünkü siz<br />
ne kadar en son teknolojiye sahip olursanız olun bunu işleyebilecek nitelikli emek<br />
olmadıktan sonra sahip olunan teknoloji de tek başına hiçbir anlam taşımaz.<br />
Teknolojinin giderek bir savaşa dönüşmesi, bu savaşın temel taşı olan ve giderek<br />
daha fazla eğitilmek zorunda kalan insan gücü kavramına daha fazla önem verilmesini<br />
gerekli kılmıştır. Beşeri sermaye, kendinin bilgisini, yeteneklerini ve gücünü<br />
arttırabilmesini sağlayan eğitim, sağlık vb. gibi beşeri sermaye yatırımlarına yatırım<br />
yapan, yaptığı yatırımın karşılığını bekleyen, niteliksiz emekten farklılaşmış bir<br />
kavramdır (Tepecik, 2000, s.4; Dinler,2002, s.418).<br />
Özellikle 1950’ lerle birlikte daha çok önem kazanan ve literatürde de sık sık yer<br />
verilmeye başlanan beşeri sermaye, bundan önceki süreçte hak ettiği ilgiyi yeterince<br />
görememiştir. Bu süreçten itibaren, önce neo- klasik temellere dayanan modellerde,<br />
daha sonra ise içsel büyüme teorisine dayanan modellerde kullanılarak hem büyüme<br />
hem de kalkınma süreçleriyle ilişkilendirilmiştir. Beşeri sermayenin büyüme ve<br />
kalkınmada oynadığı temel rol, azgelişmişlerle gelişmişler arasındaki farkın<br />
1