HEHeHeİlB - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi - Makina ...
HEHeHeİlB - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi - Makina ...
HEHeHeİlB - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi - Makina ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>HEHeHeİlB</strong><br />
<strong>TMMOB</strong> makina mühendisleri odası yayını TEMMUZ 1986<br />
l*!3is*flL<br />
1
CEK VANALAR<br />
Kazan su<br />
seviye göstergeleri<br />
TESİSLERİNİZİN GÜVENCESİ<br />
GLOBE (Baskılı) TİP<br />
VANALAR<br />
Dövme çelik<br />
Gate Valf Yaylı ve<br />
Ağırlıklı tip<br />
Emniyet vanaları<br />
PAZARLAMA ANONİM ŞİRKETİ<br />
Iftarkai Satıa Mağazası<br />
Ton» CM Omaraga C-'k. No 27<br />
KARAKOY/ISTANBUL<br />
Tal.: 145 70 67-145 6319-143 43 95<br />
Talax: 2462? Balı Tr.<br />
FABRİKALAR<br />
• Yayalar köyü PENDİK/İSTANBUL<br />
T« 354 2539<br />
• Ankara«alaltı azarı KARTAL/İSTANBUL<br />
Tal. 35341 99-35349 53<br />
Ankara Bürom<br />
Demirtape. SümarSok. No. 13*8<br />
KIZILAY/ANKARA<br />
Tal.:3O57 21<br />
Termodinamik<br />
Buhar Kapanları<br />
limlr Mmu<br />
Cumfturlyat Bulvarı No. 131 /3-4<br />
Oavhat Apl İZMİR<br />
Tal.: 2195 39<br />
I Pistonlu VANALAR<br />
Pislik<br />
tutucular<br />
Dövme çelik<br />
Küresel vana<br />
Turhan Ctmal BarlkarCad.No.63<br />
Kalaoglu İl Hm 37-3» ADANA<br />
T« 1ÎÖ45<br />
kompansatör<br />
Borulu tip<br />
FavUÇakmak Cad. No.»<br />
Para Han Kal 1 No 2<br />
Tal: 21724 »URSA
Temmuz I July '86<br />
Cilt: 27 Sayı: 318<br />
<strong>Makina</strong> <strong>Mühendisleri</strong> Odan Adına<br />
Sahibi (Publhher) :<br />
İsmet Rıza CEBİ<br />
Sorumlu Yan İğleri Müdürü<br />
(Managing Editör):<br />
Murat ÖNDER<br />
Yayın Kurulu (Publishing Board):<br />
Atilla ATASOY, Reşat ERLEVENT,<br />
Metin ŞİM ŞEK, Serhat ALTEN ,<br />
Siyami ESER, Uğur AKARSU,<br />
Metin UYGUR,Atilla ÇINAR<br />
Reklam Yönetmeni<br />
(Advertising Representative) :<br />
Nermln ÖZBAKİ<br />
Grafik (Graphists) :<br />
Mustafa AKAR<br />
Dizgi (Type Setting): Yeşim<br />
Matbaacılık Yayıncılık Anonim<br />
Şti. Tel: 17 57 52<br />
Baskı (Printed by) :<br />
MAYA Matbaacılık Yayıncılık<br />
Ltd. Ştl.<br />
Tel : 18 01 53 Ankara<br />
Yönetim Yeri (Head Office) :<br />
Konur sok. No. 4/4 06442 Kızılay<br />
Tel : 18 23 74 -18 38 26<br />
SUNUŞ 2<br />
İNŞAAT -MONTAJA DÖNÜKPROJE YÖNETİMİ 3<br />
Naci UĞUR<br />
ÇERNOBİL YENİ BİR DÖNEMEÇ Mİ? 7<br />
Siyamı ESER<br />
ÇELİK MALZEMELER MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ AÇISINDAN<br />
TÜRKİYE'DE DURUM 11<br />
Doç. Dr. Mehmet YÜKSEL<br />
TİTANYUM VE ALAŞIMLARININ KAYNAK KABİLİYETİ 18<br />
Prof. Selâhaddin ANIK<br />
Yük. Müh. Murat SÜATAÇ<br />
GÜNEŞ YARDIMLI ISI POMPASİ İLE BİNA ISITMASI 23<br />
Dr. M. Cemal OKUYAN<br />
M. Akif OKUYAN<br />
BUHAR SİSTEMLERİNDE KONDENS KAYIPLARININ BULUNMASI<br />
VE KAYIPLARIN ÖNLENMESİ 28<br />
Halis TANYERİ<br />
Skender ELELE<br />
Macit TOKSOY<br />
BAKIM EKONOMİSİ 32<br />
Rıza BARLAS<br />
Yazı Yayım Koşullan :<br />
Yazılar daktilo ile yazılmış İki kopya olarak, yazının 100 sözcükten oluşan Türkçe ve<br />
İngilizce özeti, yazarın kısa özgeçmişi, adresleri ve telefon numaraları ile birlikte gönderilmelidir.<br />
Fotoğraflar net ve temiz olmalı, mUmkUnse negatifi gönderilmeli, şekiller basım<br />
için aydınger ya da beyaz kağıda çini mürekkebi ile çizilmelidir. SI birimleri kullanılmalıdır,<br />
özgün ve Derleme yazılardaki görüşler yazarına, Çevirilerden doğacak sorumluluk<br />
ise çevirene aittir. Gönderilen yazılar başka bir yayın organında yayımlanmamış olmalıdır.<br />
Yayın kurulu gönderilen yazılar üzerinde gerekil gördüğü düzeltmeyi yapmaya<br />
yetkilidir. Dergide yayımlanan yazılara bir dergi sayfası için özgün ve Derleme yazılarda<br />
3.000.-TL. Çeviri yazılarda 2.000.-TL net ödeme yapılır. Dergideki yazılar kaynak gösterilmek<br />
koşuluyla başka yayın organlarında yayımlanabilir.<br />
Abone Koşullan :<br />
<strong>Makina</strong> <strong>Mühendisleri</strong> odası'nın Türkiye'deki üyelerine parasız gönderilir.sayısı 500.-TL;<br />
Yıllık abone 5.000.-TL; 6 aylık 2.750.-TL. + KDV uygulanır.Mühendislik eğitimi yapan<br />
öğrencilere % 50 İndirim yapılır. Yurt dışı abone 35 ABD Doları.<br />
Reklam Fiyatları ve Koşullan :<br />
ön İç Kapak: 350.000.-TL, Arka Kapak: 450.000.-TL, Arka I ç Kapak: 300.000.-TL, I ç<br />
Sayfa: 125.000.-TL, 1/2 sayfa: 62500.-TL, 1/4 Sayfa: 31250.-TL, 1/8 sayfa: 15.625.-<br />
TL., İç Tanıtım Sayfası: 600.000.-TL, İkinci Kapak: 5 00.000 .-TL.+KDV uygulanır. Derginin<br />
sayfa boyutları 20 x 27 cm'dlr. Reklam filmleri 17 x 24 cm, 17 x 12 cm, 17 x 16<br />
cm. 8.5x6 cm. boyutlarında gönderilmelidir. Her bir ek renk İçin 20.000.-TL, renk<br />
sUzUmu için 15.000.-TL. ödenir. Reklam bedelleri fatura tarihinden başlayarak 15 gün<br />
İçinde Türkiye İş Bankası, Ankara Yenişehir Şubesindeki 8987 NO:IU hesaba vatırılır.<br />
ANKARA ŞUBESİ : Sümer Sok. 36/1, 06442 Demİrtepe/Ankara. Tel : 30 35 15 - 30 02 38 * İSTANBUL ŞUBESİ : İstiklâl Cad. 99 Ankara<br />
I şhanı, Kat: 4, 80060 Beyoğlu/istanbul, Tel : 145 03 63 - 145 03 64 * İZMİR ŞUBESİ : Ali Çetlnkaya Bul.No:12 Kat:l D.l 32220<br />
GUndoğdu Alsancak/izmlr, Tel : 21 74 68 - 22 08 11 * ADANA ŞUBESİ : Atatürk Cad. Ekmekçiler Ap; 171/3, Tel : 33504 - 01120 *<br />
BURSA BÖLGE TEMSİLCİLİĞİ : Hacılar Mahallesi Eceler Sok. Beysel Apt. Kat: 4. Tel : 14834 -16471 * DİYARBAKIR BÖLGE TEM-<br />
SİLCİLİĞİ : Inanoğlu Cad. Ebru Apt. Kat: 1 D:l Tel : 11571 * TRABZON BÖLGE TEMSİLCİLİĞİ: Uzun sok. EBA Çarşısı Kat: 4 No : 33<br />
Tel : 17 76 69* Basıldığı Tarih : Temmuz 1986, Baskı Sayısı : 18 5 00
Son aylarda kamuoyunu en fazla meşgul eden konulardan biriydi Çemobil. Turizm Bakanı'nın<br />
demeçlerinden günlük tüketici - esnaf ilişkilerine, dışsatım • dışalımc ısından binlerce konutta aile<br />
bireylerinin akşam üstü sohbetine kadar gündemden eksik olmadı radyasyon. Çok şeyler yazıldı, çok<br />
şeyler söylendi. Yetkili ağızlardan ısrarla radyasyon ölçümlerinin açıklanmamasıyla da söylentiler<br />
türedi, giderek çoğaldı ve bu toz, duman içinde de "gerçeği", "bilimseli"yakalayabilmek oldukça<br />
zorlaştı. Bu sayımızda bu konuda üyelerimizin genel beğenisini kazanacağını umduğumuz oldukça<br />
özenli bir çalışmayı yayınlıyoruz. Ayrıca bakım mühendislerinin ilgisini çekeceğini sandığımız "Bakım<br />
Ekonomisi", kapak konusu da yaptığımız "İnşaat ve Montaja Dönük Proje Yönetimi", tasarımdan<br />
montaja kadar çok geniş bir yelpazede mühendislik yapan üyelerimizin karşılaştığı belUbaşlı sorunlardan<br />
biri olan "malzeme" üzerine bir çalışma "Çelik Malzemeler; Makine Mühendisliği Açısından<br />
Türkiye'de Durum", devam etmesini planladığımız "Buhar Sistemlerinde Kondens Kayıplarının<br />
Bulunması ve Kayıpların önlenmesi" gibi çeşitli makaleleri sayfalarımızda bulacaksınız. Nitel açıdan<br />
sizleri tatmin edebileceğini umduğumuz bir sayı oldu 318. sayı.<br />
Beğeneceğinizi umarız.<br />
YAYIN KURULU<br />
MÜHENDİS VE MAKİ NA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986
İnşaat - montaja<br />
dönük<br />
proje yönetimi*<br />
Naci UĞUR<br />
PETKİM A.Ş. Aliağa Müessesesi<br />
İnşaat - montaja dönük proje yönetimi yaklaşımı,<br />
geleneksel proje yönetiminde, mühendislik temin ve<br />
inşaat-montaj aşamalarını kaçınılmaz olarak ayıran<br />
engelleri kaldırmayı hedeflemekte ve işin başından<br />
sonuna kadar görevli ekipler arasında çok yönlü bir<br />
işbirliği anlayışı getirmektedir.<br />
The project -management approach about erection<br />
aims at to remove the difficulties ıvhich seperate<br />
the engiheeringassurance and erection steps one from<br />
another, in the traditional project management<br />
inevitably, and also offers a multilateral cooperation<br />
of the charged teams during the ıvhole vuork.<br />
Burada bahsedilen sistem "arabayı atın önüne bağlamayın<br />
deyimine ters düşmektedir. Fakat bir yatırımda<br />
gerçekten de araba hep önde gidebilir.<br />
İnşaat - montaja dönük proje yönetimi olarak isimlendirebileceğimiz<br />
"arabanın atın önüne bağlandığı ' bir yaklaşım<br />
son zamanlarda çok güncel oldu. Tesis yatırımcıları<br />
projelerin yapılabilirlik özelliğini ilk safhadan itibaren<br />
giderek daha fazla önemsemeğe başladılar, işlerini bu yaklaşımdan<br />
planlamanın yararlarını çok iyi anladılar ve yatırımlarına<br />
uyguluyorlar. Son günlerde hazırlanan ihale<br />
dosyalannda bunu sık sık görmek mümkün oluyor.<br />
İnşaat-montaja dönük proje yönetimi yaklaşımı, bir<br />
yatırımın maliyetini düşürmek ve gerçekleşme süresini<br />
kısaltmak hedeflerinin inşaat -montaj sırasında işyerine<br />
yapılacak proje, malzeme ve teçhizat desteğine bağlı<br />
olduğu temeline dayanır. Bunu sağlamak için de inşaatmontaj<br />
gereksinimlerinin yatırımın ilk aşamalarından itibaren<br />
yapılan mühendislik ve temin programlannda önceliklerle<br />
gözönüne alınmalıdır. Bunun dışında önemli bir konu<br />
da, mühendislik tasarımlarında yapılabilirlik özelliğinin<br />
sağlanmasına dikkat edilmesidir. Böylece inşaat montajın<br />
gereksinimlerini mühendislik ve temin döneminin güdücüsü<br />
* Mart 1985 "Hydrocarbon Processing<br />
olmakta ve öncelikle ele alınmaktadır. Neticede yatırımın<br />
henüz başlangıcında daha anlamlı bir proje planlaması<br />
yapılabilmekte ve işleri aksatacak birçok sorundan kurtulmak<br />
mümkün olmaktadır. Anahtar teslimi iş üstlenen<br />
müteahhit firmalar için bunun rekabet edilirlik açısından<br />
önemi açıktır.<br />
Sistemin Avantajları<br />
İnşaat-montaj öncelikli proje yönetimi düşüncesinin<br />
yatırımın belli bölümlere ayrılarak yönetildiği sisteme göre<br />
bazı önemli avantajları vardır.<br />
Yatırımın mühendislik ve makine, teçhizat temin hizmetleri<br />
çok daha iyi planlanabilir.<br />
İnşaat -montaj faaliyetlerini destekliyecek proje ve malzeme<br />
sevkiyatı gibi iki ana konu ilk mühendislik çalışmalarının<br />
başladığı dönemde planlanabilir. Tesisin hangi bölümlerinin<br />
mühendislik hizmetlerinin daha önce yapılması<br />
gerektiği hangi makina ve teçhizatın öncelikle satın alınmasının<br />
uygun olduğu gibi kararlar çok önceden verilir.<br />
Sakin bir inşaat-montaj dönemi geçirmek için bu dönemin<br />
öncelikleri ve iş sıralan planlanır.<br />
İlk mühendislik çalışmalarının yapıldığı dönemlerle<br />
proje grubuna dahil edilecek bir inşaat-montaj danışmanı<br />
saha için gerekli bütün proje ve malzeme, teçhizat sevkiyat<br />
öncelik sıralamasını tesbit edebilir. Tipik bir mühendislik/temin/<br />
inşaat montaj, anahtar teslimi ihalesinde sözleşme<br />
imzalanmasından sonra inşaat - montajı etkiliyecek<br />
ilk kararlann verildiği bir kaç ay içinde söz konusu sıralama<br />
yapılmalıdır. Böylece görevli herkes, işin kendi ilgilendiği<br />
bölümden çok tümüne nasıl , nerede katkıda bulunabileceğini<br />
görür ve mümkün olacak her şeyin yapılması<br />
sağlanır. 'Bizim sorumluluğumuzda değil' özrü tamamen<br />
ortadan kalkar.<br />
Yatırımla ilgili problemler erken belirlenebilir ve çözümlenebilir.<br />
Bu sistem inşaat-montaj döneminde karşılaşacak problemlerin<br />
çok önceden belirlenmesini ve böylece gerekli<br />
önlemlerin en etkili olabilecekleri zamanda alınmasını<br />
sağlar. Yatınmın belli dönemlere ayrılarak yürütüldüğü<br />
geleneksel yönetimde bu hususlarda hata yapmak kaçınılmaz<br />
olmaktadır. Yatırımın ilk görevlileri arasında inşaat<br />
montaj elemanı olmadığından birçok problem sahada<br />
işler başlayıncaya kadar meydana çıkmaz. İnşaat-montaj<br />
döneminde görülecek malzeme ve proje eksikliklerinin bu<br />
dönemde çözümlenmesinin daha iyi olacağına dair yanlış<br />
bir inanış vardır. Fakat malzeme ve proje sevkiyatında<br />
sorunlar çıkıp eksikler anlaşılmağa başlanınca genellikle<br />
en çabuk ve kolay çözümler aranır. Bu ise problemlerin<br />
kesin çözümünü hep en sona bırakır.<br />
Şimdi inşaat- montaja dönük proje yönetimi yaklaşımı<br />
ile işin çok başlarında bir inşaat-montaj programı yapılmakta,<br />
proje ve malzeme, teçhizat sevkiyatındaki muhtemel<br />
aksamlar ile bunları gidermek için sarfedilecek mühendislik<br />
ve temin masraflannın çok anlamlı ve faydalı<br />
analizleri hazırlanmaktadır. Yöneticilerin en önemli görevi<br />
yatırımı geciktirebilecek problemleri önceden keşfetmek<br />
ve çözüm yollarını aramaktır.<br />
Uygulama projelerinde yapılabilirlik özelliği daha iyi<br />
sağlanır.<br />
MÜHENDİS VE MAKİ NA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986<br />
3
Alşılmış Konvansiyonel Yönetim<br />
Sözleşme imzası, mühendisliğin başlaması<br />
Müteahhit firmalara teklif isteme mektuplarının<br />
gönderil mesi<br />
İhalenin neticelendirilmesi inşaat -Montaj<br />
danışmanın proje ekibine dahil edilmesi<br />
Mühendislik ve temin programlarına uygun<br />
montaj programının yapılması<br />
inşaat - montajın başlaması<br />
Mühendisliğin tamamlanması<br />
İnşaat -montajın bitimi<br />
Yatırım Yaşamaları<br />
inşaat<br />
5,5<br />
7,5<br />
Ay<br />
8,5<br />
12,5<br />
26<br />
1<br />
2<br />
3<br />
4<br />
5<br />
7<br />
İnşaat- montaj öncelikli yönetim<br />
Sözleşme imzası, mühendisliğin başlaması<br />
inşaat -montaj danışmanın proje ekibine dahil edilmesi<br />
İnşaat -montaj gereksinimleree uygun olarak mühendislik<br />
ve temin programları<br />
İnşaat - montaj sırası<br />
CPM programları ve malzemelerinin sevkiyatı önceliklerini<br />
veren programlar<br />
İnşaat montaj için sözleşme dosyasının hazırlanması<br />
Müteahhit firmalara teklif isteme mektuplarının gönderilmesi<br />
İhalenin neticelendirilmesi<br />
8 İnşaat montajın başlaması<br />
12,5 Mühendisliğin tamamlanması '<br />
24,5 inşaat montajı bitimi<br />
Şekil 1 Konvansiyonel yatırım yönetimi İle İnşaat montaja öncelik veren yaklaşımın karşılaştarılması<br />
Son olarak bu yaklaşım sayesinde mühendislik tasarımlarında<br />
uygulama kolaylığı ve yapılabirlik daha çok göz<br />
önüne alınır. Proje mühendislerinin çoğu sahadaki uygulama<br />
deneyimlerinden kopuk olarak çalışırlar. Çizdikleri<br />
projenin nasıl inşa edildiğini görmez ve hangi projelerin<br />
montaj tesisinde daha verimli olduğunu bilmezler. Saha<br />
tecrübesine sahip bir inşaat montaj danışmanı mühendislik<br />
bölümüne pratiğe dönük görüşlerini aktararak onların<br />
çalışmalarında daha tutarlı olmalarını sağlar. Proje mühendisleri<br />
arasında ekipte bulunan danışman projelere pratik<br />
bir yön kazandırabilir. Diğer taraftan kendisi de zor montaj<br />
uygulamaları gerektiren tasarım özellikleri hakkında daha<br />
iyi bilgi sahibi olur. Böylece hem kişilerin karşılıklı olarak<br />
birbirlerinden yararlanması, hem de takım çalışması dolayısı<br />
ile yatırımın daha iyi gerçekleştirilmesi sağlanmış olur.<br />
Uygulama<br />
Şekil 1 de mühendislik /temin/ inşaat montaj süresi<br />
geleneksel yöntemle 26 ay olan bir yatırımda çeşitli aşamaların<br />
zamanlama yönünden karşılaştırılması yapılmıştır.<br />
Burada inşaat-montaja dönük proje ve yönetimi yaklaşımı ile<br />
gerekli resim ve malzeme teçhizatın daha öne sağlanabileceği<br />
, inşaat - montajın erken başlıyabileceği ve neticede<br />
toplam yatırım süresinin daha kısa olabileceği görülmektedir.<br />
26 aylık toplam süre 24,5 aya inmiştir. İnşaat-montaja<br />
dönük proje yönetimi yaklaşımı ile daha çok kazanç<br />
sağlamak için sözleşme imzasından itibaren iki ay içinde<br />
inşaat-montaj danışmanı proje ekibine dahil edilmelidir.<br />
Böylece onun gerekli programlan zamanında yapması<br />
mümkün olabilir.<br />
inşaat - Montaj Programının Yapılması<br />
Danışmanın ilk yapacağı iş mühendislik ve temin çalışmalarına<br />
esas olacak montaj programını hazırlamaktır.<br />
Tesisin ilk hazırlanan pilot planından ve adanusaat tahminlerinden<br />
harekete çeşitli üniteler için inşaat-montaj sırasını<br />
tesbit eder. Bu sıralama inşaat-montaj faaliyetlerinin<br />
en verimli ve ekonomik programıdır. Program yıllann<br />
deneyimine dayanır ve mühendislik, temin, lojistik ve<br />
ağırparça montajı ile ilgili tüm sınırlamalan göz önüne alan<br />
en optimum bir çözüm olmalıdır. Genelde tüm diğer detay<br />
programlann dayandığı bir dokümandır. Montaj sırasını gösteren<br />
pilot plan, proje ekibine dağıtılır. Mühendislik tasarımları<br />
ve malzeme teçhizat temin ile ilgili öncelikler artık<br />
belirlenmiştir.<br />
A Sahası<br />
A<br />
Fırın<br />
B Sahası<br />
AJık<br />
—<br />
E Sahası<br />
n<br />
D D<br />
LJ<br />
Kompresör<br />
mmtm<br />
Boru kanalı<br />
C Sanan<br />
}<br />
Esaniorltr<br />
0 Saha»<br />
I<br />
O u<br />
KulcUr<br />
Şekil 2 Bir petroklmya Ünitesinde İnşaat-montaj 1$ sırası<br />
Şekil 2. inşaat, montaj öncelik sırasını gösteren örnek<br />
bir dokümandır. Görüldüğü gibi inşaat montajın A sahasında<br />
başlaması planlanmıştır. Çünkü fınn montajı diğer teehizatlann<br />
montajından çok daha uzun süre almakta böylece<br />
kritik hattı meydana getirmektedir. B sahasında tank<br />
montajı yapılacaktır. Bu montaj da fırından sonra ikinci<br />
uzun süreli montajdır. C sahasında üçüncü öncelikli eşanjör<br />
montajı yapılacaktır. Çünkü eşanjörler imalata fabrikalarda<br />
nisbeten daha önce bitirilip teslim edilebilmektedir. B ve<br />
C sahasında komşu olan boru kanalının da bu sahalarla<br />
birlikte inşa edilmesinin planlandığı dikkati çekmektedir.<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986
Şekil 3 Şekil 2'deki İnşaat - montajın CPM programı<br />
Bunun sebebi normal inşaat montaj tercihi olarak boru<br />
kanalları erken yapılır ve buralarda inşaat işi bırakılmaz.<br />
Böylece boru malzemelerinin ve hazırlanan "spool'lann<br />
doğrudan boru kanalı ürezindeki taşıyıcı yapılara yerleştirilmeleri<br />
mümkün olur. D ve E sahasındaki işler ise kompresör<br />
ve kulelerin güç sevkıyatı dolayısı ile en sonda yapılmaktadır.<br />
CPM Programı (Kritik Hat Yöntemi İle Planlama)<br />
İnşaat montaj sırasını gösteren dokümanın dağıtımından<br />
sonra danışman her bir ünite için CPM programı taslağı<br />
hazırlar. Bu program her bir ünitedeki montaj sahalarında<br />
iş sıralamasını tanımlar.(Şekil 3)<br />
Program mümkün olduğu kadar detaylı olmalı ve son<br />
mühendisljk, tedarik bilgilerine göre hazırlanmalıdır. Böylece<br />
CPM programı mühendislik, tedarik ve inşaat montajın<br />
faydalandığı hakiki bir kontrol dokümanı olur. CPM'in<br />
önemli fonksiyonlarından biri de inşaat-montaj danışmanına<br />
malzeme teçhizatın sevkıyat önceliklerini belirten<br />
tabloyu hazırlama olanağı vermesidir.<br />
CPM üzerinde çalışarak danışman malzeme teçhizat sevkiyat<br />
tablosunu hazırlar. Şekil 4. Bu tabloda inşaat montajın<br />
akışına uygun olacak şekilde malzeme ve teçhizatın<br />
sahada bulunmalarına gereken tarihler verilmektedir. Tablo<br />
projelerin hazırlanması ve malzeme, teçhizat şevkinin<br />
inşaat-montaj ihtiyaçlarına uygun olmasını sağlar. Söz konusu<br />
doküman "bulk" malzemelerle teçhizatların sahaya<br />
sevkedilme listesi olmaktan başka mühendislik ve temin<br />
çalışmalarında kullanılan önemli bir rehberdir.<br />
Ç»llk iMtnıtlM. V*<br />
Wu mıntljı<br />
kamprcsitr<br />
yerleştirin*<br />
J L_<br />
MÜHENDİS VE MAKİ NA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 19B6<br />
Şekil 4<br />
¥> 21 22 23 24 25<br />
Malzeme<br />
veya<br />
teçhizat no<br />
A 20000<br />
e ısooo<br />
6 24000<br />
M 58000<br />
A 20000<br />
* 50000<br />
H30000<br />
|M5*000<br />
A 20000<br />
2201 C<br />
Î O 2 C<br />
J<br />
H30000<br />
H58000<br />
AŞOOOO<br />
1OİE<br />
194 E<br />
•ili» MSM00<br />
A 20000<br />
109 J<br />
H30000<br />
M 58000<br />
Tarif<br />
A Sahası - Temel malzemesi<br />
-Fırın çelik matı<br />
- Coü malzemesi<br />
-Yer üstü borular<br />
24 S et ayda<br />
in*aat montaj<br />
bitimi<br />
lir 10<br />
a Sahası -Teme* malzemesi 10<br />
- tank malzemesi 1 . 13<br />
• Çelik yakılar i '9 ı<br />
-Yer üstü toruiar ' ?C<br />
C Sahi»ı-Ti T il malzemesiı '•><br />
13<br />
18<br />
-E»iıjör U<br />
-tşsn'i&r<br />
-Eşanjbr<br />
-Çeıık yapı<br />
-Yer üstü borular<br />
DS»hası-Ttm«; maltemesı<br />
-K»le<br />
-KuU<br />
-CH^yıp.<br />
Yer 'östü borular<br />
E Sahası-Temel maızemesi<br />
-Kompresör<br />
-Çctik yapı<br />
-Yet üstü borular<br />
U<br />
u<br />
15<br />
17<br />
16<br />
13<br />
17<br />
19<br />
16<br />
1»<br />
19<br />
21<br />
Şekil 3'dekl CPM programına uygun olarak malzeme ve<br />
teçhizat sevkıyat programı
İnşaat Montaj İhale Dosyaları<br />
Danışman bundan sonra inşaat montaj programlarını<br />
yaparken elde ettiği bilgileri de kullanarak ihale dosyalarının<br />
hazırlanmasını koordine eder. Şekil 1 de görüldüğü<br />
gibi çalışmalarına 4.cü ayda başladığı için inşaat montajdan<br />
makul bir süre önce müteahhit firma veya taşaronlann<br />
seçimini yapabilir. CPM programının öncelikle elde<br />
edilmiş olması dolayısı ile teklif isteme dosyasında sadece<br />
işin başlangıç, istenen bitiş tarihlerini belirtmekle kalmaz,<br />
sözleşmenin bir parçası olacak daha detaylı porgramı ilave<br />
edebilir. Montajın inşaat, mekanik, elektrik, enstrüman<br />
v.s. gibi kalemlere ayrılarak taşaron firmalar arasında ihale<br />
edildiği hallerde aşağıdaki noktalarda katkılar da bulunabilir.<br />
îhale dosyasında işin özelliklerini ve öncelikleri açıklayarak<br />
programlar hakkında önerilerde bulunabilir.<br />
Teklif isteme mektuplarını kontrol ederek taşaron<br />
firmalar arasında kapsam girişimlerini önleyebilir.<br />
Müteahhit firmalarla teklif verme öncesi yapılacak<br />
bilgilendirme toplantılarına başkanlık edebilir ve ihalenin<br />
sonuçlandırılması ile ilgili tüm çalışmalara katılabilir<br />
Projelerin Yapılabilirliği<br />
Sistem sayesinde proje ekibine mühendislik çalışmalarının<br />
uygulama imkanları üzerindeki uyarılar zamanında<br />
yapılarak onlara inşaat-montaj uzmanlığı kazandırılabilir.<br />
İnş2at-montaj programlarını hazırladıktan sonra danışman<br />
mühendislik tasarımları ile malzeme teçhizat tedariki ka-<br />
rarlarında uygulamaya dönük danışmanlık yapar. Yapılan<br />
resimleri inceler önemli montaj zorluklarına dikkati çeker<br />
ve gerekli gördüğü proje ve malzeme değişikliği gibi çözüm<br />
yolları hakkında fikir ve görüşlerini bildirir.<br />
SONUÇ<br />
Geleneksel proje yönetiminde mühendislik, temin ve<br />
inşaat momtaj aşamaları kaçınılmaz olarak bir takım<br />
engellerle ayrılmıştır. înşaat-montaja dönük proje yönetimi<br />
yaklaşımı bu engelleri kaldırmayı hedeflemekte ve işin<br />
başından sonuna kadar görevli ekipler arasında çok sıkı<br />
bir işbirliği anlayışı getirmektedir.<br />
Bu yaklaşımın geleneksel yönetime çok önemli üstünlükleri<br />
vardır. Yatırım daha kısa zamanda ve daha ucuza<br />
gerçekleştirilir. Böylece:<br />
1- Mühendislik ve tedarik çalışmaları çok önceden<br />
planlanarak inşaat montaj'm gereksinimlerini zamanında<br />
sağlamak ve en verimli saha çalışmasını temin etmek hedefine<br />
ulaşılır.<br />
2- Sorular gecikmeye sebep olmadan çok önce teşhis<br />
edilir ve çözülür.<br />
3- Mühendislik tasarımlarında yapılabilirlik özelliği çok<br />
daha önemle göz önüne alınır.<br />
Bu yönetim yaklaşımı bir yatırımın daha kısa zamanda<br />
ve daha ucuz gerçekleştirilebilmesi için atılması gereken<br />
adımlardan birini temsil eder. Başarının formülünü dün<br />
yaptığımızı bugün daha ucuz ve daha çabuk yapmak<br />
olarak özetliyebiliriz. Bütün yapacağımız iş ilk adımı<br />
atmaktır. Gerisi daha kolay gelir.<br />
DÜZELTME<br />
314. sayımızda yayınlanan "Akış Problemlerinin Çözümü için Diyagramlar" başlıklı yazının yazan<br />
Sn. Hüseyin Şalvarlı'nın yazı ile ilgili yolladığı düzeltmeler dergi basıldıktan sonra elimize geçtiği için<br />
ancak şimdi yayınlayabiliyoruz. Elimizde olmayan bu yanlışlık için özür dileriz.<br />
S.-yfa,'Sütun<br />
16/1<br />
'.ti ,'2<br />
lli/2<br />
18/2<br />
18,2<br />
18/2<br />
Sayfa 19<br />
sütun 1<br />
Yanlışı<br />
1 1<br />
16 Re log, 0 e<br />
logıo t 1 ) logıo"<br />
5 n<br />
= 87 N/m 2<br />
n = 3.934<br />
1 1<br />
16 Re logıo e<br />
logıo (1 ) '°gı on<br />
5 n<br />
f = 0.005568<br />
1 1<br />
'~ [ 4 1<br />
16 4x10 logıon<br />
logıo d ) log.o 3.934<br />
5 3.934<br />
5<br />
= 4x0.005568 x x 10 3 x (04) 2<br />
0.1<br />
= 89 N/m 2<br />
VII) Metotlar, homojen akışkan karışımlarına<br />
uygulanabilir.<br />
f - f<br />
f (<br />
16 [<br />
= 87.4 N/m 2<br />
n = 3.935<br />
Doğrusu<br />
Re logıo 6<br />
logı o -r— - (1 - — ) logı on<br />
f- 1 1 * I 2<br />
J<br />
16-<br />
Re logıo e '<br />
logı o —r (1- — ) logı o n<br />
f = 0.005490<br />
1 1<br />
f 1 - f<br />
1<br />
f<br />
J<br />
16 4xlO 4 log^o e<br />
logıo (1 3-935-) logıo 3.935<br />
5<br />
= 4x 0.005490 x x 10 3 (0 4) 2<br />
0.1<br />
= 87.8 N/m 2<br />
VII) Metotlar homojen karışımlara<br />
uygulanabilir.<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986<br />
1
Çernobil<br />
yeni bir<br />
dönemeç mi?<br />
Siyami ESER<br />
<strong>Makina</strong> Müh.<br />
Nedenleri ve sonuçlan ile tüm dünya kamuoyunda<br />
tartışılan ve etkileri yalnızca şimdiye dek yaşanan olaylarla<br />
sınırlı kalmayıp, günümüzden çok ilerilere uzanacak<br />
olan, Sovyetler Birliği'nin Ukrayna Cumhuriyeti sınırları<br />
içindeki Çernobil Nükleer Enerji Santralında meydana<br />
gelen kaza, tahminlere göre, 25 Nisan Cuma günü soğutma<br />
sistemindeki bir aksamayla başladı ve yine tahminlere<br />
göre (Bknz Mühendis ve <strong>Makina</strong>, Şubat 1986) şu olaylar<br />
zincirini izleyerek birçok ülkeyi etkileyecek boyutlara<br />
ulaştı:<br />
Nedeni kesin olarak belirlenmeyen soğutma sistemi<br />
aksaklığı, reaktör kalbinde'ki sıcaklığın 2000°C dolaylarına<br />
yükselmesine ve uranyum dioksit yakıt çubuklarını<br />
çevreleyen zirkonyum alaşımlı zarfların ve basınç tüplerinin<br />
ergimesine yol açtı. Sistemde bulunan su buharı ergimiş<br />
zirkonyumla tepkimeye girdi ve hidrojen açığa çıktı.<br />
(Bir varsayıma göre operatörler reaktör kalbindeki sıcaklık<br />
yükselmesinin önüne geçebilmek için sisteme büyük miktarda<br />
su verdiler. Ancak reaktör sıcaklığı bu önlemin yarar<br />
sağlayabileceği sınırın ötesine geçmiş olduğundan sonuç<br />
yalnızca kızgın buharın ortaya çıkması oldu.) Kızgın buharın<br />
2800°C a ulaşan reaktör kalbi sıcaklığında zirkonyum,<br />
uranyum dioksit ve grafit çubuklarla tepkimeye<br />
girmesiyle hidrojene ek olarak metan ve karbon monoksit<br />
gazları da oluştu. Bu yanıcı gazlar, basınç tüplerindeki<br />
parçalamayla ortama giren oksijenle birleşince binanın<br />
çatısını havaya uçuran bir patlama meydana geldi vereaktör<br />
koruyucu beton kaplama (containment) içine alınmamış<br />
olduğundan — yüksek sıcaklıkta tutuşan grafit çubuklardan<br />
çıkan duman ergimiş nükleer yakıttan yaydan<br />
radyoaktif izotopları da emerek radyoaktivite yüklü bulutlar<br />
şeklinde atmosfere karışmaya başladı.<br />
Kazanın Sovyetler Birliği sınırlarını aşan etkilerinin ilk<br />
belirtileri, 28 Nisan Pazartesi günü ortaya çıkmaya başladı.<br />
0 sabah isveç'in Forsmark Nükleer Enerji Santralı'nda çalışanlardan<br />
birinin ayakkabıları üzerindeki koruyucu kılıfta<br />
yüksek radyasyon olduğu belirlendi önce bir sızıntı<br />
olduğu düşünülerek santral boşatıldıysa da yapılan kontrollarda<br />
herhangi bir aksaklığa rastlanmadı, ülkedeki diğer bazı<br />
istasyonlardan da radyasyonun normal düzeyinin 100<br />
MÜHENDİS VE MAKİ NA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986<br />
katına çıktığı haberleri alınınca, kaynağın ülke dışında bir<br />
yerlerde olduğu anlaşıldı. Radyasyon düzeyi insan sağlığına<br />
zarar verecek kadar yüksek değildi, ama biryerlerde<br />
olağandışı bir durumun varlığının belirtisi olması nedeniyle<br />
rahatsız ediciydi. İsveçli bilim adamları, aynı gün öğleden<br />
sonra çevrede kripton, zenon, iyot, sezyum ve kobalt<br />
radyoizatoplarının varlığını saptayınca yeri bilinmeyen bir<br />
nükleer santralde en azından bir kısmı kalp erimesi olduğu<br />
sonucuna vardılar.<br />
öğleden sonra saat 2 ye doğru İsveç in kıyı kesimi<br />
üzerinde radyoaktif bulutların varlığı belirlendi. Rüzgar<br />
birkaç gündür kuzey-batıya doğru esmekteydi. Rüzgarın<br />
esiş yönünün tersine doğru çekilen bir hat, Minsk üzerinden<br />
Sovyetler Birliği'nin üçüncü büyük şehri olan 2,5 milyon<br />
nüfuslu Kiev dolaylarına ulaşmaktaydı. Bu konuda<br />
Sovyetler Birliği yetkililerine yöneltilen sorulara önce<br />
herhangi bir olağandışı durumun olmadığı yanıtı verildiyse<br />
de, akşam 9.02'deki bir televizyon programında Çernobil<br />
nükleer santralında bir kaza meydana geldiği dünya<br />
kamuoyuna duyuruldu ve gerekli önlemlerin alınmakta<br />
olduğunun bildirilmesiyle yetinildi Açıklamaların yetersiz<br />
kalması, bu konuda çeşitli spekülasyonların ortaya atılmasına<br />
yol açtı. Kazada binlerce kişinin öldüğü iddia ediliyordu.<br />
Çarşamba günü Sovyet yetlililerince yapılan açıklamada<br />
iki kişinin öldüğü, 197 kişinin de tedavi altında<br />
olduğu bildirildi. (Bu yazının hazırlandığı günlerde ölenlerin<br />
sayısının 20'ye yükseldiği ve bu sayının daha da artabileceği<br />
belirtiliyordu.) Ayrıca radyasyonu önleme konusundaki<br />
çalışmalarda gelişme sağlandığı belirtiliyordu.<br />
Bu noktada akıllara takılan soru, kazanın başlangıcından<br />
itibaren yüksek radyasyona maruz kalma durumunda olan,<br />
yakındaki yerleşim merkezlerinin, zamanında boşaltılıp<br />
boşaltılmadığı ve başvurulan diğer koruyucu önlemlerin<br />
ne ölçüde etkili olacağıydı. Nitekim kazayı izleyen iki hafta<br />
içinde binlerce kişinin Kiev'den ayrıldığı öne sürülüyordu.<br />
Ayrıca Kiev belediye başkanı, 250 bin öğrencinin tatile<br />
erken çıkmasının kararlaştırıldığını açıklıyordu.<br />
SAYILARIN ÜZÜNTÜ VEREN DİLİ<br />
Radyasyon bulutlarının etkilediği Avrupa ülkelerinde<br />
kazayı izleyen günlerde bir panik havası esti. Niteliğini<br />
ayrıntılı olarak bilmedikleri ve duyu organlarıyla algılayamadıkları<br />
bu gizli tehlike karşısında insanlar çaresizliği<br />
yaşadılar. Radyasyon etkisindeki bölgelerden elde edilen<br />
süt ve süt ürünlerinin, sebze ve meyvelerini satışları durduruldu.<br />
Hayvanların bu bölgelerde otlatılmasınla önüne<br />
geçilmeye çalışıldı, yağmur sularından uzak durulması<br />
öğütlendi. İsviçre ve B. Almanya'da radyasyon 10 rem*<br />
in üzerine çıkmıştı. Avusturya'da hamile kadınların ve<br />
6 yaşından küçük çocukların evden dışarı çıkmamaları<br />
öğütlendi. Romanya'da ülke çapında alarm ilan edildi.<br />
Polonya'da Sovyet sınırından 90 km uzaklıktaki Siedlce<br />
kasabasında 3000 çocuğa iyot kapsülü yetiştirilmeye çalışılıyordu.<br />
Çernobil'den 740 km uzaklıkta bulunan, Polonya'nın<br />
diğer bir yerleşim merkezinde, Mikrolojki'de<br />
ise radyasyon normal değerinin 500 katına çıkmıştı.<br />
Mikolojki'liler ortalama bir yılda alınan radyosyon mik-<br />
* Röntgen filmi çekimi sırasında maruz kalınan radyasyon miktarı<br />
0,02 rem civarındadır.<br />
R a$y n birimleri bkn<br />
*<br />
1986 ı ^y ° '?'" *= Mühendislik ve <strong>Makina</strong> Haziran
tarım 10. saate almışlardı. Bu nedenle mide rahatsızlıklarının<br />
arttığından söz ediliyordu. Daha da kötüsü aşarı<br />
radyasyona maruz kalan kişilerden bir kısmının ileriki yıllarda<br />
kansere yakalanabilecekleri belirtiliyordu. Nitekim<br />
Çernobil kazası nedeniyle hastalanan bazı kişilere kemik<br />
iliği nakli ameliyatı yapmak üzere Moskova'ya giden Amerikalı<br />
doktor Robert Gale uzun dönemde Sovyetler Birliği'<br />
nde 100 kişinin radyasyonla ilgili hastalıklara yakalanacağı<br />
tahmininde bulunuyordu. Amerika Doğaş Kaynaklan<br />
Koruma Konseyi görevlisi Dr Thomas Charon ile Princeton<br />
üniversitesi öğretim üyesi Dr Frank von Hippel ise, bazı<br />
bilim adamlarının fazla karamsar, bazılarının ise fazla<br />
iyimser buldukları şu öngürülerde bulunuyorlardı:<br />
Kazadan sonra kavaya karışan Sezyum 137 radyoizotopu<br />
(yan ömrü 30,2 yıl) 4 bin dolayında kişide kansere<br />
yol açacak. Sovyetler Birliği'nin batı kısımlarında, Doğu<br />
Avrupa'da ve İskandinavya'nın bir bölümünde yaşayan<br />
100 milyon insandan 2 bini uzun dönemde kanser nedeniyle<br />
yaşamlannı yitirecek, iyot 131 (yan ömrü sekiz gün ise<br />
yine bu 100 milyon kişiden 24 bininde tiroid bezi anormalliklerine<br />
yol açacak. 8 bin kişi tiroid bezi kanserine yakalanacak<br />
ve bunlardan 500'ü ölecek. Aynca süte ve diğer gıda maddelerine<br />
karışan iyot-131 120 bin tiroid bezi rahatsızlığına,<br />
40 bin kanser olayına ve bu nedenle 2 bin kişinin<br />
ölümüne yol açacak. Radyoaktif bulutların ülkemize ne<br />
ölçüde etkilediği konusunda yetkili makamlarca ayrıntılı<br />
açıklama yapılmadı, özellikle Trakya'da yapılan ölçümlerde<br />
radyasyon düzeyinin yükseldiğinin ortaya çıktığı<br />
biliniyor. Ülkemizdeki yabancı elçiliklere gönderilen<br />
ölçüm raporlarından gazetelere yansıdığı kadanyla 4 Mayıs<br />
1986 Pazar günü Edirne de ölçülen değer saatte 57<br />
mikroröntgen, istanbul'da ise saatte 12 mikroröntgen.<br />
Yine bu raporda, sütlerde yapılan radyoaktivite ölçümlerinin,<br />
en yüksek radyoaktivite oranının Edirne bölgesi<br />
sütlerinde olduğu gösterdiği ve değerinin litrede 510<br />
bekerel (bq) olduğu belirtiliyor.<br />
Radyasyonun vücutta yaratacağı zararlar, maruz kalınan<br />
radyasyon düzeyine bağlı olmaktadır. Tüm vücudun ani<br />
olarak radyasyona maruz kalması durumunda, kısa dönemde<br />
ortaya çıkaracağı rahatsızlıklar ve ne ölçüde ölüm tehlikesi<br />
yaratacağı şu şekilde sayılara dökülmüş:<br />
1000-5000 rem 1 ile 14 gün içerisinde ishal, yüksek<br />
ateş, kanın kimyasal dengesinin bozulması<br />
gibi hastalıklar ortaya çıkarır.<br />
% 100 ölüm tehlikesi bulunmaktadır.<br />
600-1000 rem (Çernobil çevresinde radyosyonun,<br />
yangın süresince bu düzeyde olduğu<br />
tahmin edilmektedir) 4-6 hafta içinde<br />
kandaki akyuvar miktarının büyük<br />
ölçüde düşmesi, ciltte lekelerin belirlenmesi,<br />
şiddetli bağırsak rahatsızhklan.<br />
% 80-100 ölüm tehlikesi.<br />
200 -600 rem 4-6 hafta içinde kandaki akyuvar<br />
miktannın büyük ölçüde düşmesi, ciltte<br />
lekelerin belirmesi. % 50 ölüm tehlikesi<br />
100-200 rem Kandaki akyuvar miktannın düşmesi.<br />
Kısa dönemde ölümle sonuçlanacak<br />
hastalıklara yol açamaz. Uzun dönemde<br />
kanser tehlikesi.<br />
100 rem'in altı Bulantı ve kusma, ölüm tehlikesi<br />
yok *<br />
Nükleer santrallann ne ölçüde güvenli olduğu konusundaki<br />
tartışmalar yıllardır süregelmektedir. Ancak konunun<br />
öneminin, bir ay öncesine kadar, kamuoyunun büyük bir<br />
kısmınca yeterince anlaşılamadığı söylenebilir. Gerçi<br />
China Syndrome (Nükleer enerji santrallannda kalp erimesi<br />
sonucu, yakıtın santral tabanını delerek toprağa kanşması<br />
olayına verilen ad.) isimli filmi izleyenlerin yakından<br />
hissettikleri gibi, nükleer santrallann yapılarında, her an<br />
kâbusa dönüşebilecek bir potansiyeli barındırdığı bilinmekteydi,<br />
ama bunun sinema perdesinden, kitap sayfalanndan<br />
ya da oluşturulan bilgisayar kaza modellemelerinden<br />
gerçek yaşama bu denli geniş boyutlarda taşacağına<br />
fazla ihtimal verilmemişti, öyleki kazadan kısa bir süre<br />
önce tam bir kalp erimesi olayıyla 10 bin yılda bir karşılaşılabileceği<br />
yolunda görüşler ileri sürülmektedir.<br />
DÜNYADA TEPKİLER<br />
Kazadan sonra ABD'de yapılan kamuoyu yoklamalan<br />
nükleer santrallar konusundaki duyarlılığın arttığını gösteriyordu<br />
(ülkemizdeki eğilimlerin ne ölçüde değiştiği<br />
konusunda ise henüz bir araştırma yok.)<br />
Nükleer santrallardan elektrik enerjisi elde edilmesine<br />
olumlu yanıt verenlerin oranı kaza öncesinde % 40 iken<br />
kaza sonrasında % 34'e düşmüş, karşı olanların oranı ise<br />
% 44'ten % 49'a çıkmış. "Amerika daki nükleer santrallann<br />
önemli bir kazaya yol açmadan çalışabileceklerine<br />
inanıyormusunuz?" sorusuna olumlu yanıt verenlerin sayısı<br />
% 55'ten % 50'ye düşerken, olumsuz yanıt verenlerin<br />
oranı % 35'ten % 39'a yükselmiş. Dahası ankete katılanlann<br />
% 70*1 yaşadıktan bölgenin 10 km uzağına nükleer santral<br />
kurulması fikrine karşı çıkmışIar.Bu son oran 1979 yılında<br />
ABD deki Three Mile Island nükleer enerji santralı kazasından<br />
önce % 45, kaza sonrasında ise % 6 idi.<br />
Ancak doğan tepkiler ülkeden ülkeye değişik özellikler<br />
gösterdi.<br />
Toplam elektrik enerjisinin % 65'ini nükleer santrallardan<br />
sağlayan Fransa'da (Çizelge 1) santral kazası fazla yankı<br />
uyandırmadı. Fransa'nın çeşitli uluslararası sürtüşmelere<br />
yolaçan denizaltı nükleer denemelerinin de ülke içinde<br />
önemli tepkilerle karşılaşmadan sürdüğü bilinmekteydi.<br />
Buna karşılık Hollanda'da, gazetelerde, yapımı durdurulan<br />
iki nükleer santrala, Sovyetler Birliği ndeki kazanın<br />
tam bir incelenmesi yapılıp, ayrıntıları belirleninceye kadar<br />
tek bir taşın bile konmaması yönünde görüşmeler yer<br />
almaktaydı, ingiltere de de bir süredir nükleer güçten kaçınma<br />
eğilimleri artmaktaydı. Federal Almanya'da ise uzun<br />
süredir nükleer enerjiye karşı geniş kitlelerin katıldığı<br />
gösteriler düzenlenmekteydi. Bununla birlikte, bazı çevreler,<br />
nükleer enerjinin, doğadaki diğer enerji kaynaklarının<br />
giderek azalması karşısında başvurulması zorunlu bir seçenek<br />
oluşturduğunu vurgulamaktalar. Elektrik enerjisini,<br />
hidroelektrik, termoelektrik ya da diğer yollardan sağlayabilecekleri<br />
doğal kaynakları sınırlı olan Fransa ve Japonya<br />
gibi ülkeler için, nükleer santrallann daha da büyük<br />
önem taşıdığına kuşku yok. Aynca bazı nükleer santrallardan-Çemobil<br />
deki gibi-nükleer silah yapımında kullanılan<br />
plütonyumun elde edilmesinde de yararlanıldığı biliniyor.<br />
Günümüzde yeryüzündeki nükleer santrallann ülkelere<br />
göre dağılımı ve santrallardan elde edilen elektrik enerjisinin<br />
toplam enerjiye oranı Çizelge l'de verilmiştir.<br />
MÜHENDİS VE MAKİN A DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986
Çizelge I yeryüzündeki Nükleer santrallar ve sağladıkları Elektrik<br />
Enerjisi oranları<br />
Ülke<br />
Arjantin<br />
Belçika<br />
Brezilya<br />
İngiltere<br />
Bulgaristan<br />
Kanada<br />
Çekoslavakya<br />
Doğu Almanya<br />
Finlandiya<br />
Fransa<br />
Macaristan<br />
Hindistan<br />
italya<br />
Japonya<br />
Hollanda<br />
Pakistan<br />
Güney Afrika<br />
Güney Kore<br />
İspanya<br />
tsveç<br />
İsviçre<br />
Tayvan<br />
SSCB<br />
ABD<br />
Batı Almanya<br />
Yugoslavya<br />
Çalışan Reaktör<br />
Sayısı<br />
2<br />
8<br />
1<br />
33<br />
4<br />
16<br />
5<br />
5<br />
4<br />
40<br />
2<br />
6<br />
3<br />
33<br />
2<br />
1<br />
4<br />
4<br />
8<br />
12<br />
5<br />
6<br />
50<br />
98<br />
18<br />
1<br />
Elde Edilen Elektrik<br />
Enerjisi Yüzdesi<br />
23<br />
60<br />
1<br />
19<br />
32<br />
12<br />
15<br />
12<br />
38<br />
65<br />
5<br />
2<br />
4<br />
27<br />
6<br />
2<br />
18<br />
18<br />
24<br />
42<br />
34<br />
59<br />
11<br />
16<br />
30<br />
5<br />
Kazayı izleyen günlerde, batı ülkelerindeki enerji ve<br />
çevre sağlığı yetkilileri, Çernobil'deki kazanın bu denli<br />
büyük zararlara yol açmasını santralın beton bir kaplama<br />
içine alınmamış olmasına, artık eskimiş bir teknoloji olan<br />
nükleer tepkimenin grafit çubuklarla denetimi yönteminin<br />
(RBK tipi reaktörler) kullanılmış olmasına ve güvenlik<br />
önlemlerine yeterli önemin verilmemesine bağlıdır. Ancak<br />
bugüne değin değişik ülkelerde ortaya çıkan nükleer santral<br />
kazaları gözden geçirildiğinde, bazı bilim adamlarının, hiç<br />
kimsenin hiç bir sistem için tam güvence veremeyeceği<br />
doğrultusundaki görüşlerinin dayanaklarını ortaya çıkıyor:<br />
12 Aralık 1952: Kanada'da Ottowa yakınlarındaki Chalk<br />
River enerji santralında 4 denetim çubuğunun yanlışlıkla<br />
çıkarılması reaktör kalbinde kısmi erimeye neden oldu.<br />
Santral içinde 4 milyon litre radyoaktif su birikti.<br />
7 Ekim 1957: İngiltere'de Liverpool'un kuzeyinde, Windchale'deki<br />
plütonyum üreten santralde de nötronları yavaşlatmak<br />
için grafit kullanılmaktaydı. Çıkan bir yangın karbondioksitle<br />
söndürülemeyince su kullanıldı. Radyoaktif<br />
maddeler 600 km 2<br />
'lik bir alanı kirletti.<br />
24 Haziran 1959'. Los Angeles yakınlarında, Santa Susana<br />
da bulunan deneysel amaçlı nükleer santralda soğutma<br />
sisteminin durması sonucu 43 yakıt biriminden 12'<br />
si eridi. Radyoaktivite santral içinde tutulabildi.<br />
MÜHENDİS VE MAKİ NA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986<br />
3 Ocak 1961: îdaho şelalesi yakınında, ordunun kullandığı<br />
deneysel amaçlı nükleer reaktörde, kontrol çubuklarının<br />
yanlışlıkla reaktör kalbinden çıkarılması sonucu<br />
buhar patlaması meydana geldi. Bu kaza üç teknisyenin<br />
ölümüne neden oldu.<br />
5 Ekim 1966'- Detroit'e 55 km uzaklıktaki gösteri amaçlı<br />
Enrico Fermi nükeer santralında, kısmi kalp erimesi meydana<br />
geldi. Radyasyon santral içinde tutulabildi.<br />
5 Haziran 1970'. Morris'te Edison şirketinin Dresden II<br />
nükleer santralında bir ölçüm aletinden gelen hatalı sinyal<br />
reaktörde iki saat süreyle kontolun kaybedilmesine yol<br />
açtı. İçerdeki radyoaktif iyot miktarı izin verilen düzeyin<br />
100 katına çıktı. Dışarı sızıntı olmadı.<br />
19 Kasım 1971 : Minnesota'da, Monticello daki santralın<br />
atık madde deposu taştı. Yaklaşık 190 000 İt radyoaktif<br />
atık su Missisippi nehrine karıştı.<br />
22 Mart 1975- Alabama eyaletinde, Decatur'daki bro*.. s<br />
Ferry santralında mumla hava kaçağı kontrolü yapan bir<br />
teknisyen, güvenlik sisteminin elektrik kablolarının tutuşmasına<br />
neden oldu. Soğutma suyu akımı tehlikeli bir<br />
düzeye düştü. Radyoaktif madde kaçağı olmadı.<br />
28 Mart 1979: ABD'de, o zamana kadar meydana gelen<br />
en büyük kazada. Pennysylvania'da Harrisburg yakınlarında<br />
bulunan Three Mile Islancl'daki iki reaktörden birisinde,<br />
cihaz ve insan hatalarının üst üste gelmesiyle kısmi<br />
kalp erimesi oldu.<br />
7 Ağustos 1979 : ABD'de Tennesseee eyaletinde gizli bir<br />
nükleer santraldan çıkarılan zenginleştirilmiş uranyum,<br />
1000 kişinin normalde bir yılda alınan radyosyonun 5<br />
katına maruz kalmalarına neden oldu.<br />
11 Şubat 1981: Tennessee eyaletinde Sequoyah 1 santralından<br />
sızan 40000 İt radyoaktif soğutma suyu 8 işçiye<br />
zarar verdi.<br />
8 Mart 1981 '. Japonya da Tsuruga'daki nükleer santralda<br />
bir tanktan saatlerce süren bir radyoaktif su sızıntısı oldu.<br />
Sızıntıyı gidermeye çalışanlar radyasyona maruz kaldılar.<br />
Olay kamuoyuna, 6 hafta sonra yakınlardaki kıyılarda<br />
radyoaktivitiye rastlanınca açıklandı.<br />
25 Ocak 1982 : ABD'nin Newyork eyaletinde, Rochester<br />
yakınlarında, Dochester Gaz ve Elektrik Şirketinin Ginna<br />
Nükleer Enerji Santralında koruyucu beton binaya radyoaktif<br />
su sızıntısı oldu ve bir miktar radyoaktif su buharı<br />
havaya karıştı.<br />
9 Haziran 1985 : ABD'nin Ohio eyaletinde Oak Harbor<br />
da, Edison Şirketinin Dais-Besse santralında en azından<br />
16 cihaz ve insan hatasının ard arda gelmesi, Three Mile<br />
Island'daki olaylar zincirine benzer bir durum yarattı.<br />
Yardımcı soğutma sistemi pompalarının çalışması, kalpte<br />
erime olmasını engelledi.<br />
4 Ocak 1986: ABD'de, Oklahoma eyaletinde, Gore'de<br />
bulunan Kerr Mc Gee Şirketinin bir santralında, nükleer<br />
yakıt üretiminde kullanılan bir kimyasal madde olan uranyum<br />
heksaflorid'in hatalı ısıtılması bir kişinin ölümüne,<br />
100 kişinn yaralanmasına yol açtı. Yörede radyasyon artışı<br />
görüldü.<br />
Not: Sovyetler Birliği ve diğer Doğu Bloku ülkelerindeki<br />
kazalar konusunda ayrıntılı bilgi bulunmadığından döküme<br />
bu ülkeler dahil edilmemiştir.<br />
Three Mile Island Kazası:<br />
ABD'nin tarihindeki en büyük nükleer santral kazasın-<br />
9
da ilk aksaklık soğutma sistemindeki arızayla ortaya çıktı.<br />
Daha sonra basınç ayar vanası (relief valve) 155 bar basınçta<br />
açıldı. Bu arada, nükleer reaksiyonu durdurma sistemiana<br />
soğutma devresi basıncı 162 bar iken-devreye girdi.<br />
(Scramof the reactor) Basınç 152 bara düştü. Bu aşamada<br />
basınç ayar vanasının kapanması gerekirdi, ama kilitlendiği<br />
için kapanmadı.. Yardımcı su besleme pompalan (Auxiliary<br />
feed water pumps) devreye girerek ana soğutma sistemi<br />
basıncını gerekli düzeye çıkardı. Fakat bu arada<br />
muhtemelen bakım çalışmaları sırasında doğan bir hata<br />
nedeniyle buhar üretme birimine (steam generator) su gönderen<br />
vanalar kapanır. Buna bağlı olarak basınç sağlayıcı<br />
birimdeki (pressurizer) su düzeyi hızla yükselmeye başlar.<br />
Yüksek basınçlı acil soğutma sistemi (high pressure emerggency<br />
core cooling) 110 bar civarında bir basınçta devreye<br />
sokulur. Su ile beslenemeyen buhar üretme birimleri tamamen<br />
kurumuştur. Basınç sağlama birimindeki su düzeyi<br />
ölçülebilir düzeyin üstüne çıkar. Operatör birinci ve ikinci<br />
yüksek basınçb soğutma sistemi pompalarını kapatır.<br />
Ana soğutma sistemi devresindeki basınç 93 bar ve sıcak<br />
kısım (hot leg) sıcaklığı 307° C olur. Böylece ilk kez sistemde<br />
kaynama koşullan oluşur. Operatör yardımcı su besleme<br />
sistemi vanalarının hatalı pozisyonunu düzeltir ve<br />
buhar üretme birimine su gönderilmeye başlanır. Halâ<br />
açık durumda takılı kalmış olan basınç düşürme vanasından<br />
su boşalmaktadır. Operatör su buhar kanşımının kavitasyon<br />
yaratması nedeniyle ana soğutma sistemi pompalarını<br />
kapatır. Reaktör kalbinde sıcaklık yükselir. Takılı kalan<br />
basınç ayar vanasından su akışı devrede seri olarak bağlı<br />
bulunan bir vananın kapanmasıyla önlenir. Devredeki<br />
basınç 148 bara çıkar. Su-buhar kanşımı yoğunlaşır ve<br />
bu nedenle reaktör kalbinin üst kısmı susuz kalır. Bu aşamada<br />
reaktör kalbinde sıcaklık 2500°C civanna çıkar ve hasar<br />
(kısmı erime) meydana gelir.<br />
Kazaya neden olan hatalar, sonradan yapılan değerlendirmelerde<br />
iki gruba aynlıyor:<br />
a) insan hataları. Kazaya ana neden olarak gösterilen<br />
basınç düşürme vanasının açıldıktan sonra takılı kaldığının<br />
anlaşılamaması, yardımcı soğutma sistemi vanasının kapandığının<br />
farkına varılmaması ve ana soğutma sistemi pompalarının<br />
kapatılması önemli insan hataları olarak gösteriliyor.<br />
b) Sistem hataları. Su besleme sisteminde bir arıza<br />
olması durumunda, reaktörde reaksiyonun durdurulması<br />
süreci (seram) ana soğutma sistemi basınç düzeyine göre<br />
başlatılmaktadır. Basınç düşürme vanasının açılma basıncı<br />
seram' basıncından daha düşük olduğundan, bu tür bir<br />
acil durumda ayar vanasının açılması kaçınılmaz olmaktadır.<br />
Basınç ayar vanası doğrudan ayarlanmayıp, bir yardımcı<br />
vana tarafından kontrol edilmektedir.<br />
Buhar üreticileri ikincil devre tarafında çok az hacimde<br />
su bulundurabilmekteydi. Bu nedenle su beslemesi yapılamayıncaa,<br />
yaklaşık bir dakika içinde buhar üreticisi tamamen<br />
kurudu.<br />
Yardımcı soğutma sistemi yalnız iki değişik şekilde<br />
devreye sokulabilmekteydi.<br />
GÜVENLİK ÖNLEMLERİ<br />
Nükleer santrallann güvenirliğini artırmada iki ana<br />
kavramdan söz ediliyor: Kontrol sistemlerinde fazlalık ve<br />
çeşitliliğin sağlanması.<br />
Fazlalık bütün kritik sistemlerde yedek devrelerin bu-<br />
10<br />
lun ması anlamına gelmektedir. Acil kalp soğutma sisteminde<br />
çift pompa, çift boru, çift ölçme elemanı bulundurulması<br />
yada santralım gerek duyduğu elektriğin birden<br />
fazla kaynaktan, örneğin birbirinden bağımsız iki ayn hattan<br />
sağlanması ve bunun yanında çift dizel jenaratörü<br />
bulundurması gibi önlemler fazlalık ilkesinin uygulama<br />
örneklerini oluşturmaktadır.<br />
Çeşitlilik ise, örneğin, tek bir pompaya gereksinim<br />
duyulan bir yerde, ikisi buharla ikisi elektrikle çalışan<br />
dört pompa bulundurulması şeklinde açıklanmaktadır.<br />
Aynı ilke doğrultusunda, acil bir durum söz konusu olduğunda,<br />
nükleer reaksiyonun bir kaç değişik yolla durdurulabilmesine<br />
olanak sağlanmaktadır: Kontrol çubuklannın<br />
indirilmesi, kalbe reaksiyonu frenleyici soğutma<br />
sıvısının gönderilmesi, vb. Bir reaktör tasanmında kontrol<br />
çubuklannı hareket ettirecek 6 değişik sistem oluşturulduğu<br />
bildirilmektedir. Bir diğer tasanmda soğutma sisteminin<br />
arızalanması durumunda, kalbe daha üç değişik yoldan su<br />
verebilme olanağı sağlanmıştır: Yüksek basınç pompalan, '<br />
alçak basınç pompalan ve basınçlı su tankı. ' j<br />
Kumanda odalannda da bazı değişikliklere gidilmektedir.<br />
Eski tip kumanda odalarında gerekli bilgiler ve alarm<br />
göstergeleri operatörlerin denetiminde güçlük çekmelerine<br />
neden olacak kadar çok sayıda iken yeni tiplerde santralın<br />
tüm sistemlerinin normal çalışıp çalışmadığı tek bir ekranda,<br />
Sekizgen şeklindeki bir görüntüyle denetlenmektedir.<br />
Herhangi bir kısmındaki anza sekizgen şeklin çarpılmasına<br />
yol açmakta, böylece operatör daha üst düzeydeki bilgi<br />
kaynaklanna gerektiğinde, başvurmaktadır.<br />
RADYOAKTİF KALINTILARIN TEMİZLENMESİ:<br />
Nükleer santral kazalannın yolaçtığı diğer çok önemli '<br />
bir sorun ise kaza sonrası, reaktörün ve çevresinin nükleer<br />
artıklardan temizlenmesinde doğan güçlüklerdir.<br />
Three Mile Island (TMI) kazasının üzerinden yedi yıl<br />
geçti. Bu sürede milyonlarca litre radyoaktif su filtrelerden<br />
geçirildi, dağ gibi yığılan kalıntılar Washington eyaletinin<br />
Richland bölgesinde bulunan bir nükleer artık deposuna<br />
taşındı. Bu işler için harcanan paranın yanm milyar dolan<br />
bulduğu, ancak yapılan işlemlerin yapılması gerekenlerin<br />
yalnızca üçte birini oluşturduğu belirtiliyor. Aynca TMI<br />
kazasında hasar gören 2 nolu ünitenin bir daha asla çalıştırılamayacağı<br />
ve 1 no lu ünetenin de kazadan beri kapalı<br />
olduğu not ediliyor.<br />
Çernobil'deki kazanın TMI kazasından daha büyük<br />
boyutlu olduğu ve radyoaktivitenin koruyucu bina olmadığı<br />
için çevreye daha geniş ölçüde yayıldığı gözönüne<br />
alındığında, Sovyetler Birliği'ni ne denli güç bir işin beklediği<br />
kolayca anlaşılmaktadır.<br />
Nükleer güç kullanımının zaman zaman ne kadar pahalı<br />
bir faturası olduğu, yaşanarak öğrenilirken, nükleer santrallar<br />
konusunun, ülkemizdeki dahil, pek çok ülkede daha<br />
uzun süre gündemde kalacağı anlaşılmaktadır. Kuşkusuz<br />
TMI kazasında olduğu gibi Çernobil olayından» da nükleer<br />
santrallann güvenirliğinin artırılması açısından gerekli bazı<br />
dersler çıkanlacaktır, ancak merak konusu olan, nükleer<br />
santral teknolojisinde, kazalardan çıkarılacak daha ne kadar<br />
ders kaldığı sorusu olmaktadır.<br />
KAYNAKÇA<br />
1 .Selence Digest Haziran 1985<br />
2 . Newsweek 12 Mayıs 1986<br />
3 .Time 12 Mayıs 1986<br />
MÜHENDİS VE MAKİN A DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986
Çelik malzemeler;<br />
makina<br />
mühendisliği<br />
yönünden<br />
Türkiye'deki durum<br />
Doç. Dr. Mehmet YÜKSEL<br />
KÜ <strong>Makina</strong> Mühendisliği Bölümü<br />
TRABZON<br />
Çelikler, bütün mühendislerin en çok kullandığı<br />
malzemeler arasındadır. Türkiye'deki çelik tüketimi,<br />
kişi başına 70kg/yıl ile az gelişmiş ülkeler seviyesindedir.<br />
Yurdumuzda bilinçli bir çelik piyasası oluşmadığı gibi<br />
bazı çelik üretim tesislerimizden de üretilen çelik<br />
kaliteleri hakkında bilgi toplamak zor olmaktadır.<br />
Çelikler ilgili Türk standartları üreticinin ve tüketicinin<br />
rağbetini bulamamıştır. Buna neden olarak,<br />
standartlarımızda rastlanan eksiklikler ve itinasızlıklar<br />
görülmektedir. Çelik standartları revizyona muhtaç<br />
durumdadır, üniversite ve yüksek okullarımızda<br />
malzeme bilgisi eğitimi koordine edilmeli, tanım ve<br />
işaret farklılıkları kaldırılmalıdır. Çelik üreticisinin,<br />
tüketicisinin ve eğiticisinin mutabık kaldığı<br />
standardizasyona gidilme zorunluğu ve gereksinmesi<br />
vardır. Kamu ve özel çelik üreticilerinin birleşerek<br />
kuracakları ve finanse edecekleri bir çelik enstitüsünün,<br />
araştırma, yayın ve danışmanlık yönünden sonsuz<br />
yararları olabilir.<br />
Steel is the commonly used material by the engineers.<br />
Turkey uıith 70 kg/year per capita belongs to the<br />
less developed countries Aside from the lack of a<br />
concious steel market in Turkey, it is difficult to<br />
gather Information about the steel product quality<br />
in some of the establishments producing steel. Turkish<br />
Standars on steel haven't received the attention of<br />
both the producers and the consumers . As a reason<br />
of this inadequacies and inaccuracies in standards<br />
are forwarded. Standards on steel are needing revisions.<br />
The education of materialsscience must be coordinated<br />
in universities and in higher schools and discrepencies<br />
in definitions and lettering must be eliminated. There<br />
is a must and need of standardisation in ıvhich steel<br />
producer, consumer and educator ali agree. A steel<br />
institute uıhich is fovnded and financed by public<br />
and private sector steel producers in union may offer<br />
endless benefits in research, publications and<br />
consultancy services.<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT :27 SAYI: 318 TEMMUZ 1986<br />
GİRİŞ<br />
<strong>Makina</strong> Mühendisinin kullandığı malzemelerin % 90'<br />
dan fazlasını metal malzemeler teşkil eder. Eğer taş ve<br />
beton hariç tutulursa, bu kural, bütün mühendislik dalları<br />
için geçerlidir.<br />
Metal malzemeleri, "demir" ve "demir olmayan metaller"<br />
diye ikiye ayıracak olursak, bunların yıllık üretim<br />
miktarlarının birbirlerine göre oranlarının 15:1 olduğu<br />
görürüz.<br />
1982 yılında dünya çelik üretimi 643.6 milyon ton olmuştur<br />
1>2.1983 yılında ise bu rakam ancak 66,8 milyon<br />
tona çıkabilmiştir. Bugün tüm demir-çelik tüketimi dünyada<br />
700 milyon ton/yıl ise, ki muhakkak daha düşük<br />
olacaktır, demir olmayan metaller ancak 50 milyon ton/<br />
yıl kadardır 3.<br />
1984 yılı için Türkiye'deki çelik üretimi 4.3 milyon ton<br />
olarak verilmektedir. Kamuya ait üç entegre demir-çelik<br />
tesisinde (Erdemir, Karabük ve İsdemir) 1984 yılında<br />
üretilen çelik miktarı toplam 2.9 milyon olarak verilmektedir^.<br />
Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. 1984<br />
faaliyet raporunda kendi üretimleri 1.544.00 ton sıvı çelik<br />
olarak veriliyor.<br />
8-10 Aralık 1981 tarihlerinde yapılan Demir-Çelik<br />
Semineri'ne bir tebliğde, o yıl Türkiye genelinde üretilen<br />
sıvı çeliğin % 23.4'ünün özel kesim metalürji tesislerinde<br />
üretildiği belirtilmektedir^.<br />
Yurdumuzda üretilen çeliklerin % 95'ten fazlasını genel<br />
yapı çelikleri ve inşaat çelikleri oluşturmaktadır. Bunlar<br />
genel tabiriyle- vasıfsız çeliklerdir. Yani alaşımsız oldukları<br />
gibi, içindeki fosfor, kükürt gibi katışkı maddeleri nispeten<br />
geniş toleranslar içindedir. Alaşımsız kalite ve soy çeliklerle,<br />
alaşımlı çeliklerin küçük bir kısmı çok az tesis tarafından<br />
üretiliyor. Pek çok alaşımlı çelik, paslanmaz çelikler<br />
gibi, takım çeliklerinin bir kısmı gibi, Türkiye'de hemen<br />
hemen hiç üretilemiyor ve ihtiyaç dış alımla karşılanmak<br />
zorunda kalınıyor.<br />
Kişi başına düşen yıllık çelik tüketimi, gelişmiş bir ülkeye<br />
oranla çok aşağılarda olan ülkemizde (ki bu miktar Türkiye'de<br />
60-70 kg ve gelişmiş ülkelerde 400 kg'ın üzerindedir),<br />
alaşımsız çelikler dahi ihtiyaca yetecek kadar üretilmemekte<br />
ve ithal edilmek zorunda kalınmaktadır.<br />
TÜRKİYE'DEKİ ÇELİK PİYASASI<br />
Yurtiçi üretiminin tüketiminden az olması nedeniyle<br />
arz-talep dengesi, tüketicinin aleyhine bozuktur. Bu denge,<br />
yakında beklenen inşaat sektörünün canlanmasıyla, daha da<br />
bozulacaktır. Durum, genel yapı ve inşaat çeliklerinde<br />
böyle olduğu gibi, sanayileşmenin hızlanmış olmasından<br />
dolayı alaşımsız kalite ve soy çeliklerle alaşımlı çeliklerde<br />
de aynıdır.<br />
<strong>Makina</strong> mühendisliğinde genel yapı çeliklerinin, yani<br />
kütle çelikleri (kitle çelikleri) yanında vasıflı çeliklerin<br />
önemi son derece büyüktür. Kütle çeliklerinin dışında kalan<br />
diğer bütün çeliklere vasıflı çelik tabiri kullanılmaktadır.<br />
Vasıflı çeliklerin fiziksel ve kimyasal özelliklerinin daha<br />
üstün olması, pek çok makina ve aksamının sadece bunlar<br />
yardımıyla yapılabilirliğini getirmiştir. Bilhassa ihracatın<br />
daha da artmasını ve ağırlığın özellikle sanayi ürünlerine<br />
kaymasını istediğimiz bu dönemde yurdumuzda sağlıklı<br />
bir vasıflı çelik piyasasının oluşması son derece önemlidir.<br />
11
Tüketici açısından, makina mühendisi için yurdumuzda<br />
düzenli bir çelik piyasasının var olduğu iddia edilemez.<br />
Bazı istisnalar hariç, çelik satıcısından, sattığı çeliklerin<br />
kalitelerini öğrenmek mümkün olmamaktadır. Çoğunun<br />
yaptığı ayrım sadece: "demir", "çelik", "hava çeliği" gibi<br />
genel kavramlarda tükenmektedir. Büyük çaba sarfetmeden,<br />
bizzat büyük çelik fabrikalarımızın bazılarından dahi ürettikleri<br />
çelik kalitelerinin ne olduğunu öğrenmek imkansızdır.<br />
Yurdumuzda düzenli, bilinçli ve tüketiciye yardımcı<br />
olan bir çelik piyasasının oluşturulması görevi çelik müstahsillerine<br />
düşmelidir. Mevcut çelik üretim tesislerinin<br />
kapasite artışları ve yeni üretim tesitlerinin kurulması,<br />
dışalımın liberalleştirilmesi, bugünkü üretici lehine olan pazar<br />
dengesini yakında tüketici lehine ve gerçek rekabet ortamına<br />
çevirecektir. Çelik üreticileri kendilerini bu duruma<br />
hazırlamalı ve pazarlama yöntemlerini modernleştirmelidirler.<br />
Gelişmiş ülkelerde çelik piyasası, dengeyi tamamen<br />
tüketici lehine bozmuş ve çelik üreticisi bugün zor durumlara<br />
düşmüştür, tkinci dünya savaşı sonunda dünya çelik<br />
üretiminin % 50'sini, yani yarısını, elinde bulunduran ABD,<br />
bugün ancak % 11 gibi bir orana gerilemiştir. Federal Almanya<br />
ve diğer sanayileşmiş ülkelerden sık sık, büyük<br />
demir-çelik fabrikalarının birleştiği haberleri gelmektedir.<br />
Bu ülkelerde, örneğin Federal Almanya'da ham çelik<br />
üretimi 1091 yılında 41,6 milyon ton iken, 1982'de 35,9<br />
milyon tona ve bu miktar 1983'de ise 35,7 milyon tona<br />
gerilemiştir. Sanayisinin büyüme hızı genelde yüksek olan<br />
Japonya'da bile çelik üretimi 1981'de 101,7 milyon ton-dan<br />
1983'de 97,2 milyon tona gerilemiştir.<br />
TÜRKİYE'DE ÇELİK STANDARTLARI<br />
Yurdumuzda standart hazırlama, basma ve yayma görevlerini<br />
Türk Standartları Enstitüsü (TSE) yürütür. Bu<br />
ensitünün ilk görevi, gerekli bütün standartları düzenli bir<br />
şekilde hazırlayıp veya hazırlatıp kullanıma açmaktır.<br />
Dolayısıyla bu standartların kalitesinden de sorumludur.<br />
Türk Standartı (TS) olarak çıkan bu standartlar, sanayinin<br />
her kesimini ve hatta tarım ürünlerinin dahi kapsadığı<br />
için standartların hazırlanması TSE'ce enstitü harici meslek<br />
gruplarına yaptırılmaktadır.<br />
Çeliklerle ilgili TS'ler de bu meyanda zaman zaman<br />
değişen "metalürji grubu" tarafından düzenlenmektedir.<br />
Konumuzla ilgili olduğu için çelik standartlarından yayınlanmış<br />
olanlarını ve görüş almak için gönderilen taslaklarını<br />
inceliyoruz.<br />
Çeliklerle ilgili en önemli TS, bir çerçeve standart<br />
olan "Çelikler ve Demir Karbon Döküm Malzemesi Sınıflar<br />
ve İşaretler" isimli TS llll'dir. Bu standart Alman<br />
standartlarını (DİN) esas aldığı için Türkiye'deki çelik<br />
standartlarının kaynağının neresi olacağı baştan kesinleşmiş<br />
durumdadır.<br />
Alman standartları, yani DİN normları çok düzenli ve<br />
geniş kapsamlı standartlardır ve ülkemiz sanayisinin Alman<br />
sanayii ile öteden beri yakın ilişkileri vardır, üstelik teknik<br />
eğitimde de Alman ekolü yabancı değildir. Bu bakımdan<br />
yapılan seçim doğru görülebilir. Ancak TS'ler, DİN normlarının<br />
aynısı değildir. Bazen birkaç DİN normu birleştirilmiş,<br />
bazen bir DİN normu kısaltılmış ve bazen de diğer<br />
12<br />
ülke standartlarıyla harmanlanmıştır. Bu arada zaman zaman<br />
bazı uyumsuzluklar ortaya çıkmaktadır.<br />
Bir standarta hazırlanışında gerekli itinayı göstermezseniz,<br />
o standart kullanıcı tarafından fazla rağbet görmez.<br />
Burada standardizasyonun önemini tekrar vurgulamaya<br />
gerek yok. Bunu, düşünen her mühendisin idrak etmiş<br />
olması gerekir.<br />
Çok önemli olarak nitelendirdiğimiz çerçeve standart<br />
TS 1111' i ele alırsak, burada itinasızlıkların adeta kol<br />
gezdiğini görüyoruz. TS llll'de malzeme numaralarının<br />
belirlenmesindeki esasları belirleyen bir çizelge var.<br />
DİN 17007'den alınan bu çizelgenin orijinalinde, 1.38xx<br />
ile başlayan malzeme numaralarının, belirli tür çeliklerin<br />
"nikelsiz" (nickelfrei) olanlarına ayrılmış bir hane vardır.<br />
Bu haneye tercüme hatası olarak TS llll'de "nikelli"<br />
yazılmıştır. Aynı çizelgenin diğer bir yerinde, orijinalinde<br />
32 no. lu hane hız çeliklerinin kobaltlı olanlarına ayrılmıştır.<br />
TS llll'de aynı çeliklerin yeri - itinasızlık neticesi<br />
yatay olarak kaydırılmış ve 42. no.lu haneye konmuştur<br />
ve üstelik kobaltsız yazılmıştır. Sonunda örneğin hız<br />
çeliklerinin standardı hazırlanırken önce taslakta bu çeliklere<br />
malzeme numaraları verilmemiş, sonra standart kesinleşirken,<br />
yine -TS llll'e uymamasına ve ilgili çizelgede<br />
yerleri boş olmasına rağmen -1.32xx ve 1.33xx ile başlayan<br />
malzeme numraları verilmek durumunda kalınmıştır. TS<br />
llll'e ait olumsuz örnekleri çoğaltmak mümkündür.<br />
Diğer, son derece önemli bir Türk standartmı ele alırsak,<br />
TS 2162'yi, ki bu standart 1977 Şubat'ında yürürlüğe<br />
girmiştir, yani oldukça yeni bir standarttır. Burada<br />
da bazı talihsizlikleri görürüz. TS 2162 "genel yapı çelikleri"<br />
ni kapsar, yani en önemli çelik grubunu. TS 2162,<br />
Alman normlarından DİN 17100'ün Eylül 1966 baskısından<br />
çevrilmiştir. Çizelge il 6 ! Alman normları da diğer bütün<br />
standartlar gibi, dinamik bir yapıya sahiptir. Yani zamanla<br />
değişir ve kendini yeni gelişmelere uydurur. TS 2162'nin<br />
yürürlüğe sokulduğu tarihlerde DİN 17100'ün revizyon<br />
taslağı yayınlanmış durumda idi?. DİN 17100, Ocak 1980'<br />
de EURONORM 25, ISO 630 ve ISO 1052 ile uyum içinde<br />
yürürlüğe girince, TS 2162, yeni çıkmış olmasına rağmen<br />
demode durumda kaldı.<br />
Yine çeliklerle ilgili, Mart 1983'te yürürlüğe konulan<br />
yeni bir Türk Standartmı ele alalım: TS 3920 "Sıcak İş<br />
Takım Çelikleri".<br />
Stahl - Eisen- Werkstoffblatt 250 -63 de sıcak takım<br />
çeliği olarak 44'tür, Stahlschlüssel (1980)'de tam 50 tür çelik<br />
verilmiştir. TS 3920'de ise sadece beş tür çelik görüyoruz.<br />
Bu kadar radikal bir elemenin ancak bir nedeni olabilir:<br />
O da, diğer sıcak iş çeliklerinin standardizasyonuna<br />
gerek olmadığıdır. Böyle olunca, seçilen bu beş tür çeliğin<br />
yaklaşık bütün sıcak işlere yeterli olması gerekirdi.<br />
Oysa durum hiç de böyle değil. TS 3920'de çelikler şunlardır:<br />
55NiCrMoV6<br />
56NiCrM6V7<br />
(1.2713)<br />
(1.2714)<br />
X38Cr5MolV (1.2343)<br />
X40Cr5MolV (1.2344)<br />
X32Cr3Mo3V (1.2365)<br />
Bu çeliklerden ilk ikisinin birbirinden pek farkı yok.<br />
İkisinin de yaklaşık bütün kimyasal ve fiziksel özellikleri<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986
Çizelge 1 Genel Yapı Çeliklerinin Alman (DİN). TUrk (TS) ve Avrupa Ortak<br />
Standartlarındaki Sınıfları<br />
DİN 17100<br />
(Ekim 1957)<br />
St34<br />
-<br />
St34<br />
U St34<br />
R St34<br />
St34-2<br />
U St34-2<br />
R St34-2<br />
M St34-2<br />
MU St34-2<br />
MR St34-2<br />
St34-3<br />
M St34-3<br />
St37<br />
U St37<br />
R St37<br />
St37-2<br />
U St37-2<br />
R St37-2<br />
M St37-2<br />
MU St37-2<br />
MR St37-2<br />
St37-3<br />
M St37*3<br />
St42<br />
U St42<br />
R St42<br />
St42-2<br />
U St42-2<br />
R St42-2<br />
M St42-2<br />
MU St42-2<br />
MR St42-2<br />
St42-3<br />
M St42-3<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
St52-3<br />
M St52-3<br />
St50<br />
St50-2<br />
M St50-2<br />
St60<br />
St60-2<br />
St70-2<br />
DİN 17100<br />
(Eylül 1966)<br />
St33-1<br />
St33-2<br />
-<br />
U St.34-1<br />
R St34-1<br />
-<br />
U St34-2<br />
R St34-2<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
U St37-1<br />
R St37-1<br />
-<br />
U £t37-2<br />
R St37-2<br />
-<br />
-<br />
-<br />
St37-3<br />
-<br />
-<br />
U St42-1<br />
R St42-1<br />
-<br />
U St42-2<br />
R St42-2<br />
-<br />
-<br />
-<br />
St42-3<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
R St46-2<br />
St46-3<br />
-<br />
St52-3<br />
-<br />
St50<br />
St50-2<br />
-<br />
St60-l<br />
St60-2<br />
St70-2<br />
DİN 17100<br />
(Ocak 1980)<br />
-<br />
St33<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
St37-2<br />
U St37-2<br />
R St37-2<br />
-<br />
-<br />
-<br />
St37-3<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
St44-2<br />
St44-3<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
St52-3<br />
-<br />
-<br />
St50-3<br />
-<br />
-<br />
St60-2<br />
St7O-2<br />
MÜHENDİS VE M AKİN A DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986<br />
Pazar (EURONORM)<br />
TS 2162<br />
(Şubat 1977)<br />
Fe33-1<br />
Fe33-2<br />
-<br />
K Fe34-1<br />
S Fe34-1<br />
-<br />
K Fe34-2<br />
S Fe34-2<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
K Fe37-1<br />
S Fe37-1<br />
-<br />
K Fe37-2<br />
S Fe37-2<br />
-<br />
-<br />
-<br />
Fe37-3<br />
-<br />
-<br />
K Fe42-1<br />
S Fe42-1<br />
-<br />
K Fe42-2<br />
S Fe42-2<br />
-<br />
-<br />
-<br />
Fe42-3<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
S Fe46-2<br />
Fe46-3<br />
-<br />
Fe52-3<br />
-<br />
Fe50-l<br />
Fe50-2<br />
-<br />
Fe60-l<br />
Fe60-2<br />
Fe70-2<br />
EU 25<br />
(Kasım 1972)<br />
-<br />
Fe310-0<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
Fe360-A<br />
-<br />
-<br />
Fe360-BFU<br />
Fe360-BFN<br />
-<br />
-<br />
-<br />
Fe360-C<br />
(Fe360-D)<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
Fe430-A<br />
Fe430-B<br />
Fe430-C<br />
(Fe430-D)<br />
-<br />
-<br />
Fe510-B<br />
Fe510-C<br />
(Fe510-D)<br />
Fe490-l<br />
Fe490-2<br />
-<br />
Fe590-l<br />
Fe590-2<br />
Fe690-2<br />
13
irbirinin aynı. İkisinin de karbon oranları % 0.50-0.60 C<br />
ve ikisinin de nikel oranları % 1.50-1.80 Ni. Diğer elementlerin<br />
oranları da yaklaşık birbirlerine eşit durumdadır.<br />
Üçüncü ve dördüncü çeliklerde de durum aynı olup,<br />
aralarında belirgin bir fark yoktur.<br />
Sonuç olarak, sıcak iş takım çeliklerinde TS 3920'de<br />
50'ye kadar çelik arasından, esasında sadece Uç çelik<br />
seçilmiştir.<br />
Diğer çelik standartlarımızda da durum maalesef pek<br />
iyi sayılmaz.<br />
Bu nedenlerle çelik standartlarımız uygulayıcı tarafından<br />
fazla rağbet görmemektedir. Daha ziyade yabancı<br />
standartlar tercih edilmektedir.<br />
Türk Standartları EnstitüsU'nün birinci görevi olan<br />
Türk Standartlarının hazırlanmasını ihmal ettiği görüşü<br />
hakimdir. Buna karşılık diğer görevini -herhalde daha kârlı<br />
olduğu için- ön plana geçirmiştir. Bu da, bazı sanayi<br />
ürünlerine "TSE- Kalite Belgesi" vermektir.<br />
Kaliteyi belirleyen belgelerin önce kendilerinin kaliteli<br />
olması görüşündeyiz. Uygulayıcının Türk Standartlarını<br />
kullanmasını istiyorsak, bu standartların düzeltilmesini<br />
sağlamak zorundayız. Yabancı standartları kullanarak<br />
TS'leri yok saymak, Türk Standartlarının kalitesini artırmıyor,<br />
aksine eski alışkanlıkların devamına cesaret yeriyor.<br />
Demir-çelik üreticilerimizin Türk Standartlarını nasıl<br />
kullandığına örnekler verelim (Çizelge 2,3,4,5).<br />
Çizilge 2 Türkiye Demir ve Çelik İşletmelerinde Oretllen ürünlere İlişkin Standardlar ve Kullanılan Malzeme Türleri [*]<br />
14<br />
PROFİLLER<br />
Normal I Profilleri<br />
Normal ti Profilleri<br />
Eşit Kollu Köşebentler<br />
Farklı Kollu Köşebentler<br />
Düz Yuvarlaklar<br />
Eğik Nervürlü Beton Çeliği<br />
Sıcak Haddelenmiş Genel<br />
Amaçlı Lamalar<br />
Platina<br />
Sıcak Haddelenmiş<br />
Dörtköşeler<br />
GI Profili<br />
Ray<br />
Profil Krepo<br />
Sıcak Hadde İmalatları<br />
Profil Cebire<br />
Sıcak Hadde İmalatları<br />
Profil Selet<br />
Sıcak Hadde İmalatları<br />
Profil Cebire<br />
Sıcak Hadde İmalatları<br />
Profil Omega<br />
Sıcak Hadde İmalatları<br />
Profil Şömineman Takozu<br />
Sıcak Hadde Mamulleri<br />
Blum ve Kütükler<br />
TS<br />
910<br />
912<br />
908<br />
909<br />
1013<br />
708<br />
-<br />
-<br />
1378<br />
-<br />
2400<br />
(DÇ:1568)<br />
(DÇ:1562-<br />
1563-1573)<br />
-<br />
(DÇ:1570-<br />
1574)<br />
(DÇ:9012)<br />
(DÇ:1584)<br />
-<br />
DİN<br />
1025<br />
1026<br />
1028<br />
1029<br />
1291<br />
488<br />
1017<br />
-<br />
1014<br />
21541/1<br />
5901/1<br />
(DDY:<br />
7A-35/8)<br />
(DDY:<br />
7A-6/8-<br />
7A-35/23-<br />
7A-35/123)<br />
(DDY:<br />
7A-35/127-<br />
7A-35/154-<br />
7A-35/172)<br />
(DDY:<br />
7A-35/2-<br />
7A-35/9)<br />
özel DÇ<br />
(21541)<br />
(DDY:<br />
7A-25/İ1<br />
7A-25/9<br />
7A-35/12)<br />
-<br />
MALZEME<br />
DİN 17100'e göre<br />
St37.2 ve St42.2<br />
St37.2 ve St42.2<br />
St37.2 ve St42.2<br />
St37.2 ve St42.2<br />
St-34-2 ve St-37-2<br />
BST 42/5ORU<br />
-<br />
Rst-34-2<br />
-<br />
-<br />
St-50, St-60-2 ve Ray G.<br />
(Ç-42)<br />
(Ç-42)<br />
(Ç-37 ve Ç-42)<br />
(Ç-37)<br />
(Ç-42)<br />
-<br />
(C34 ve C42)<br />
[*] : Kaynak : Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü Katalogu : "Esas ürünlerimiz ve Yan ürünlerimiz<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI: 318 TEMMUZ 1986
Erd.<br />
Kal.<br />
No.<br />
1003<br />
1009<br />
1110<br />
1112<br />
1113<br />
1182<br />
1281<br />
v.s.<br />
SAE 1003<br />
Beynelmilel<br />
Standart<br />
Karşılıkları<br />
ASTM A-53 Gr.A<br />
Erdemir Özel<br />
Çelik Kalite Grubu<br />
Alaşımsız Normal<br />
Kütle ve Kalite<br />
Çelikleri<br />
Otomat Çelikleri<br />
Yay Çelikleri<br />
Alaşımsız <strong>Makina</strong><br />
Yapı Çelikleri<br />
Alaşimsiz <strong>Makina</strong><br />
Yapı Çelikleri<br />
Rulman Çelikleri<br />
Alaşımsız ve Alaşımlı<br />
Takım Çe-<br />
, likleri<br />
DİN 1623 USt 12 ve<br />
DİN 1614 UStW22<br />
DİN;1623 UST 13 ve<br />
DİN 1614 UStW23<br />
DİN 1623- USt 12 bakirli ve<br />
DİN 1614 UStW22 bakirli<br />
DİN 17100 USt 37-2 bakirli<br />
DİN<br />
Malzeme<br />
No<br />
1.0401<br />
1.0402<br />
1.0501<br />
1.0503<br />
1.0601<br />
1.0715<br />
1.0718<br />
1.0721<br />
1.0904<br />
1.0906<br />
1.0908<br />
1.0909<br />
1.0961<br />
1.1141<br />
1.1151<br />
1.1172<br />
1.1181<br />
1.1221<br />
1.5527<br />
1.5590<br />
1.5592<br />
1.5710<br />
1.8159<br />
1.8161<br />
1.3505<br />
1.1540<br />
1.2842<br />
NORMU<br />
Kısa<br />
İşareti<br />
C15<br />
C22<br />
C35<br />
C45<br />
C60<br />
9SMn28<br />
9SMnPb28<br />
10S20<br />
55Sİ7<br />
65Sİ7<br />
60SiMn5<br />
6OSİ7<br />
60SiCr7<br />
Ckl5<br />
Ck22<br />
Cq35<br />
Ck35<br />
Ck60<br />
40MnB4<br />
30MnB4<br />
30MnB4Cr<br />
36NiCr6<br />
50CrV4<br />
58CrV4<br />
100Cr6<br />
C1OOW1<br />
90MnCrV8<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ Oİ LT : 27 SAYI :318 TEMMUZ 1986<br />
Çizelge , 3 Ereğli Demir ve Çelik Fabrikalarında<br />
üretilen ürünlere İlişkin Standardlar.*<br />
Katalogda verilen diğer tabloların hiçbirinde TS işaretine rastlanmamaktadır.<br />
[*]: Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları, Kalite Metalürji Baş Müdürlüğü<br />
(1 Ocak 1984 ) Katalogu: "Çelik Standartları".<br />
SAE ve/veya<br />
AISI Standartı<br />
1015<br />
1020<br />
1035<br />
1045<br />
1060<br />
1113<br />
1115<br />
9255<br />
9260<br />
9262<br />
1015<br />
1020<br />
1030<br />
1035<br />
1060<br />
3130<br />
6150<br />
52100<br />
W2<br />
02<br />
Çizelge 4<br />
Asil Çelik'te üretilen<br />
ürünlere ilişkin<br />
standartlar.<br />
15
Çizelge 5 Maklna ve Kimya Endüstrisi Kurumunda Oretllen ürünlere İlişkin Standartlar<br />
Çelik<br />
Türleri<br />
Mobildenli<br />
Çelikler<br />
Kromlu Çelikler<br />
Krom-Mob ildenli<br />
Çelikler<br />
Wolframlı<br />
Çelikler<br />
MKE<br />
Norm.<br />
Ç4130<br />
Ç4140<br />
Ç5L4O<br />
Ç5190<br />
Ç5İ420<br />
Ç5330<br />
Ç7245<br />
Ç71875<br />
SAE<br />
Norm.<br />
4130<br />
4140<br />
5140<br />
5190<br />
51420<br />
5330<br />
7245<br />
71875<br />
DİN<br />
Gereç Normları<br />
No<br />
1,7220<br />
1,7225<br />
1,7035<br />
1,2127<br />
1,4021<br />
1,2365<br />
1,2542<br />
1,3357<br />
v.s.<br />
34CrMo4<br />
42CrMo4<br />
41Cr4<br />
105MnCr4<br />
X20Crl3<br />
X30CrMo<br />
V33<br />
45WCrV7<br />
X75WCr<br />
V185<br />
Böhler<br />
Normları<br />
VCMm35<br />
VCLİ40<br />
VMC<br />
KK<br />
WKW2<br />
WMD<br />
7V Extra<br />
Süper<br />
Rap id<br />
Maraton<br />
Normları<br />
BSF<br />
BSH<br />
BSO Spez<br />
WKL3<br />
SPC15<br />
DURAX<br />
Mo3<br />
DURAX M2<br />
RAPÎD<br />
Yukarıdaki örnekleri çoğaltmak mümkündür. Çelik üreticilerimiz çelik malzemeleri İçin kendi standartları<br />
yanında Alman, Amerikan ve hatta yabancı firma standartlarını kullanmakta ama Türk Standartlarını<br />
pek dikkate almamaktadır. Görüldüğü kadarıyla da Türk Standartları Enstitüsü nezdlnde,<br />
TS'lerln düzeltilmesi İçin herhangi bir girişim de mevcut değildir.<br />
TÜRKİYE'DEKİ MALZEME BİLGİSİ EĞİTİMİ<br />
üniversitelerimizde malzeme derslerinin en yoğun<br />
olduğu bölümler metalürji bölümleridir. Diğer mühendislik<br />
bölümlerinin üçüncü yarıyılında (2+2) saatlik ortak bir<br />
malzeme dersi mevcuttur. Bazı bölümler, eleman durumlarına<br />
göre, ilave malzeme dersleri açmışlardır.<br />
Karadeniz üniversitesi <strong>Makina</strong> Mühendisliği Bölümü'<br />
nde, Lisans eğitiminde:<br />
• 3. yarıyılda: Malzeme Bilgisi 1 (2+2), zorunlu<br />
- 3. yarıyılda : Malzeme Muayenesi (2+1), zorunlu<br />
-4. yarıyılda: Malzeme Bilgisi II (3+1), zorunlu<br />
-6. yarıyılda: Korozyon (2+0), seçimli<br />
-7. yarıyılda: Tahribatsız Malzeme Muayenesi (2+0), seçimli<br />
-8. yarıyılda: Demir Olmayan Metaller (2+0), seçimli<br />
olmak üzere altı ders verilmektedir. Lisansüstü eğitimde ise<br />
son iki dönem<br />
- özel Çelikler I (2+0)<br />
- özel Çelikler II (2+0)<br />
- Metalografi (2+0)<br />
adlan altmda üç ayn malzeme dersi açılmıştır.<br />
Daha önceki dönemler, lisansta<br />
-Malzeme Seçimi<br />
- Plastik Malzemeler<br />
-Yüzey Tekniği<br />
16<br />
(3+0), zorunlu ders<br />
(2+0), zorunlu kol dersi<br />
(2+0), zorunlu kol dersi<br />
ve lisansüstü eğitimde de<br />
- İleri Malzeme Bilgisi (2+0)<br />
- Endüstriyel Isıl İşlemler (2+0)<br />
-Metal Fiziği (2+0)<br />
Fortuna<br />
Normları<br />
TcMo4<br />
TcMo4h<br />
Tc4 Spez<br />
WT13<br />
MoG330<br />
W A250<br />
W18<br />
gibi dersler verilmiştir. Bugün bu son grup dersleri artık<br />
açamıyoruz.<br />
Karadeniz üniversitesi <strong>Makina</strong> Mühendisliği Bölümü,<br />
malzeme bilgisi açısından şanslı bölümlerden biri sayılır.<br />
Bazı büyük üniversitelerimizin dışında, makina mühendisliği<br />
eğitiminde malzeme bilgisine bu kadar ağırlık tanındığım<br />
sanmıyoruz. Buna rağmen burada da çok etkili olunduğu<br />
söylenemez. Zira, malzeme bilgisi diğer derslerle<br />
(mukavemet, imal usulleri, makina elemanları ve konstrüksiyon<br />
gibi) uyum içinde verilmediği takdirde soyut kalır,<br />
öğrencinin eline detaylı ve komple malzeme listeleri verilebilmelidir.<br />
Bu listeler, malzemelerin bütün kimyasal, fiziksel<br />
ve teknolojik özelliklerini içermeli ve her malzemenin<br />
karşısında uygulama yerlerine örnekler bulunmalıdır.<br />
Bu şekilde hazırlanmış güvenilir bir eser Türkçe'de maalesef<br />
mevcut değildir.<br />
Ülkemizde mühendislik eğitimi 4+2, yani lisans (4) +<br />
yüksek lisans (2) sistemine göre yapılmaktadır. Bunun amacı,<br />
lisans eğitiminde pratik ağırlıklı bir ders programı<br />
uygulanması olmalıdır. Fakat uygulama böyle olmamaktadır.<br />
Lisans eğitimimiz de teori ağırlıklı olarak yürütülmekte,<br />
ancak bazı bölümlerde (örneğin KÜ'de) öğrencinin<br />
pratik eksiklikleri yüksek lisansta giderilmeye çalışılmaktadır.<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986
SONUÇ VE ÖNERİLER<br />
a) Yurdumuzda çelik üreticileri, çeliklerini adlandırmada<br />
ortak bir standarta uymamaktadırlar. Kısa gösterilişlerde<br />
Alman ve Amerikan standartları en çok kullanılan<br />
Standartlar olup, en az kullanılan standart ise Türk standartıdır.<br />
Buna paralel olarak tüketici kesimde de çelik adlandırma<br />
bakımından aynı karışıklık mevcuttur.<br />
Üniversitelerdeki malzeme eğitiminde de bir eşgüdüm<br />
mevcut değildir. Tanım ve terim farklılıkları ulusal bir<br />
eğitimden farklı görünümler yaratmıştır.<br />
b) Çelik üreticileri (kamu ve özel) birleşerek bir dernek<br />
veya vakıf veya diğer bir şekilde ortak bir kuruluş<br />
oluşturmalı, bu kuruluş da bir araştırma enstitüsü, ciddi<br />
bir yayın organı ve enformasyon bürosu işletmelidir.<br />
Böyle bir kuruluş araştırmada üniversitelerle işbirliği<br />
yapabilir, sık sık seminerler düzenleyebilir, kendi konularındaki<br />
Türk standartlarını hazırlayabilir, eğitimdeki<br />
eşgüdümü sağlamak için toplantılar düzenleyebilir,<br />
benzeri yurtdışı kuruluşlarla ilişkiler kurabilir, çeliklerle<br />
ilgili kitap ve broşür yayını teşvik edebilir, çelik<br />
üretimi ve kullanımı için teknolojiber geliştirilebilir,<br />
danışmanlık yapabilir, v.s.<br />
Bazı toplantılarda bu tür tekliflere gelen reaksiyonlar<br />
çoğumuzun malumudur. Aksi reaksiyonlar, tamamen<br />
kendi kendimize olan güvensizliğin bir eseridir. Bugün<br />
yurdumuzda her konuda başarıyla araştırma yapabilecek<br />
bilim adamlarımız vardır. Bunlar her yurtdışına<br />
çıkışta büyük başarı gösterebiliyorlar. Uygun çalışma<br />
FEPOR'UN<br />
ÜSTÜN ÖZELLİKLERİ:<br />
• Tam kalınlık, tam yoğunluk, tam boyutlar<br />
• Çok yüksek ısı yalıtımı<br />
• Çok yüksek ses yalıtımı<br />
• Islanmaz, yalıtım görevini sürekli yapar.<br />
• Kalınlığı sabittir, zamanla incelmez.<br />
• Kapalı gözeneklidir, hava geçirmez.<br />
•Serttir, basınca dayanıklıdır.<br />
• Ufalanmaz, tozlaşıp dağılma/<br />
• Düşey uygulamalarda dibe yığılmaz.<br />
•Buhar difüzyon direnci yüksektir.<br />
•Aynı yalıtımı sağlayacak kalınlıktaki yalıtım<br />
malzemelerinden çok daha ekonomiktir!<br />
• 10- 12'den 30-32 yoğunluğa kadar her<br />
boyutta özel imalat mümkündür.<br />
koşullarında Türkiye'de de başanlı olabilirler, yeterki<br />
onlan bürokrasinin ve benzeri diğer unsurların esaretine<br />
sokmayalım.<br />
Böyle bir kuruluşa yurdumuzun ihtiyacı vardır. Bu<br />
görevi üniversiteler kendi başlarına yürütemez, üniversite<br />
yaklaşık oütün gücünü eğitim hizmetlerine ayırmak<br />
zorundadır. Zaman zaman bu kuruluşta görev almak ve<br />
araştırma yapmak öğretim üyesi için de büyük bir değişiklik<br />
ve zevk olacaktır.<br />
KAYNAKÇA<br />
1 Pleper, K. J., Plucher, F.: Changes in the İr on Ore Supply Situation<br />
in the VVestern VVorld Snlce the Middle of the Seventles.<br />
Glückauf, Mart 29, Vol. 12,1984, S.83-86.<br />
2 Wens, G.H., Weil, K.: The Iron-Ore Industry İn the Maln E.E.C.<br />
Suplier Countrler. Glückauf, Mart 31, Vol. 119, 1983, S. 100-<br />
105.<br />
3 Tekin, E.: Çelikler ve Çelik Standartları. Mühendislik ve <strong>Makina</strong>,<br />
Cilt 25, Sayı 292, Mart-NIsan 1984, S. 3-11.<br />
4 Tuncor, E.: Türkiye'de Demir Cevheri üretimi ve Dağıtımının<br />
Optimizasyonu. Demir Cevheri İmkanlarımızın Değerlendirilmesi<br />
Semineri, 25-26 Mayıs, 1964, İskenderun, Tebliğler, S. 83-<br />
99. "<br />
5 Tezeren, A.: özel Sektör Demir -Çelik Tesislerinde Verimlilik<br />
ölçümleri. Demir-Çellk Semineri, Milli Prodüktivite Merkezi<br />
Yayınları 264, Ankara, 1982, S. 18-21.<br />
6 Yüksel, M.: Genel Yapı Çeliklerinin Bugünkü Durumu. Ulusal<br />
<strong>Makina</strong> Tasarım ve İmalat Kongresi MATIMAREN, Ankara,<br />
19-21 Eylül, 1984 ve Metalürji (1985), S. 23-27).<br />
7 Fröber, H. ve diğerleri: VVerkstoffkunde der Gebraeuchlichen<br />
Staehle -Entvvlcklung der Stahlsorten, Ihre Verelnheltllchung<br />
und Normung. Verlag Stahleisen, Düsseldorf, 1977, S. 185.<br />
8 Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş., 1984 Faaliyet Raporu,<br />
S. 11.<br />
İNŞAATLARDA GERÇEK BİR ISI YALITIMI İÇİN<br />
KALİTELİ "STYROPOR"<br />
FEPOR'<br />
Enerji tasarrufuna çözüm"<br />
KULLANIM YERLERİ:<br />
FEPOR ISI YALITIM VE AMBALAJ SANAYİ A.Ş.<br />
Maket 2. Taşocağı Cad. Oğuz Sok. Barbaros Han Kat I Aıtara Bunu: G. Mustafa Kemal Bulvarı 139/A Maltepe<br />
(80300) MeokJtydcöy/ İSTANBUL Td: 30 40 82/30 74 09 THex: 44050 Fenış<br />
Td: 172 39 00 Tetac: 26455 Alu F - r i a . /^^ AsSala ç^o^<br />
KfcPOR AS. BİR FENrs HOLDING vt SAFAS A.$ KURULUŞUDı;R Td: (1991) 4506 - 4507 - 4508 Tdex: 34164 febo<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT :27 SAYI : 318 TEMMUZ 1H6<br />
• İNŞAATLARDA<br />
Çatı, duvar, tavan, döşeme, çıkmalar,<br />
prefabrik elemanlar<br />
• SOĞUTMA SANAYİİNDE<br />
Soğuk hava depoları, ticari buzdolapları,<br />
soğutucular, frigorifik araçlar<br />
• ULAŞIM ARAÇLARINDA<br />
Otobüs, minibüs, karavan, frigorifik araçlar<br />
• AMBALAJ SANAYİİNDE<br />
Hassas elektronik eşya, gıda maddeleri,<br />
oyuncak, cam, porselen eşya, beyaz eşya, v.s.<br />
• DİĞER KULLANIM YERLERİ<br />
Sahne ve vitrin dekorasyonu, fotoğraf, film<br />
çekimlerinde ışık yansıtıcı olarak, çiçeklik,<br />
cankurtaran simiti, klima tesisatı v.s.<br />
17
Titanyum ve<br />
alaşımlarının<br />
kaynak kabiliyeti<br />
Prof. Selâhaddin ANIK<br />
İ.T.Ü. <strong>Makina</strong> Fakültesi<br />
Y. Müh. Murat SÜATAÇ<br />
Alsim-Alarko San. Tesis ve Tic. A.Ş.<br />
Titanyum ve titanyum alaşımları ısıl mukavemetleri,<br />
hafiflikleri ve korozyona karşı dayanıklıkları dolayısıyla<br />
havacılıkta, kimya ve petrokimya endüstrisinde,<br />
denizcilikte ve aşırı korozif ortamda geniş çapta<br />
kullanılmaktadır. Memleketimizde de son yıllarda<br />
kullanılan titanyum ve alaşımılarının bu yazıda<br />
kaynak kabiliyeti ve özellikle TIG — kaynağı<br />
incelenmiştir.<br />
Because of their high temperature strength,<br />
corrosion resistance and loıv density titanium and<br />
titanium alloys are ıvidely used in aircraft and petrochemical<br />
industry, marine applications and high<br />
corrosive environments . in this article the ıveldability<br />
specially by TIG ıvelding - of titanium and its alloys<br />
is investigated.<br />
GİRİŞ<br />
Titanyum ve alaşımları gün geçtikçe daha çok önem<br />
kazanan ve çeşitli endüstri dallarında kullanma alanı artan<br />
bir malzemedir.<br />
Titanyum dünyada demir, alüminyum ve magnezyumdan<br />
sonra en fazla kullanılan bir metal olmasına rağmen, oldukça<br />
pahalı ve yakın zamana kadar da çok az tanınan bir<br />
metaldir. Doğada rutil (TİO2) veya ilmenit (FeTiO3) şeklinde<br />
bulunur. Oksijene karşı aşırı ilgisi dolayısıyla, titanyumu<br />
saflaştırma ve kullanılmaya hazır duruma getirme maliyeti<br />
oldukça yüksektir. En zengin titanyum yatakları Ouebec<br />
(Kanada), Virginia, Newyork, Wyoming, Florida, Kuzey<br />
Ca'oljna ve California'da bulunmaktadır.<br />
Özgül ağırlığı çeliğin yaklaşık olarak % 6O'ı, alüminyumun<br />
ise 1,5 katıdır. Hafif bir metal olmasına rağmen.<br />
18<br />
yüksek bir ergime sıcaklığına (1727 C) sahiptir. Saf titanyum,<br />
özellikle alaşımlarının yükselen sıcaklıklardaki mukavemet<br />
özellikleri çok iyidir. Mesalâ, Ti - 6A1- 6V - 2Sn titanyum<br />
alaşımı 430° C sıcaklıkta 900N/mm2 lik bir mukavemete<br />
sahiptir. Bütün bunların tabii bir sonucu olarak da<br />
titanyum ve alaşımları jet ve roket motorlarının yapımında,<br />
özellikle ses hızını aşan uçakların gövde kaplamalarında ve<br />
iskeletlerinin çeşitli kısımlarında gittikçe daha fazla miktarda<br />
kullanılmaktadır. Bazı tip uçaklarda kullanma oranı<br />
ağırlıkça % 39'a yaklaşmakta olup, uçuş hızlarına paralel<br />
olarak değişiklik arzetmektedir. Meselâ, Boing 747 uçağında<br />
iskeletin % 8 kadarı titanyum iken bu oran Concorde<br />
uçağında % 20'dir. Diğer bazı örnekler olarak, GE - F 101<br />
savaş uçağının motor açık gaz çıkış borularının 1,3 mm<br />
kalınlığındaki Tİ-6A1 - 4V saclarının plazma kaynağı ile<br />
birleştirilmesinden ileri geldiğini, uzay mekiğinin iskelet<br />
kollarında ise diffuzyon kaynağı ile birleştirilmiş titanyum<br />
malzemenin kullanıldığı söylenebilir. Bu son taşıtın motorunda<br />
da Ti - 6A1-6V - 2Sn. ve Ti - 6A1 - 4V alaşımları<br />
kullanılmıştır.<br />
Titanyum ve alaşımları ısıl mukavemetleri ve hafifliklerinin<br />
yanısıra korozyona karşı dayanıklıklarıyla da bilinmektedir.<br />
.Bu sebepten ötürü kimya ve petrokimya sanayiinde,<br />
denizcilikte ve aşırı korozif ortamların söz konusu olduğu<br />
dallarda özel bir yere sahiptir. Titanyum bugün memleketimizde,<br />
korozyona karşı dayanaklığı dolayısıyla Aliağa<br />
Petrokimya Tesislerinde asetik asit iletim hatları için borulama<br />
malzemesi olarak kullanılmaktadır ve problemin<br />
tek çözümüdür. Asetik asitin konsantrasyonu % 99,5 olsa<br />
bile, temasta bulunduğu titanyum malzemedeki korozyon<br />
miktarı yılda 0,127 mm'nir» altında kalmaktadır ve bu da<br />
oldukça iyi bir sonuçtur. 1,2<br />
Titanyum ısıl mukavemeti ve hafifliği nedeniyle savaş<br />
sanayiinde ateşli silahların yapımında, organik sıvılara dayanıklığı<br />
dolayısıyla tıpta kemiklerin birleştirilmesinde kullanılmakta<br />
ve ayrıca endüstride kullanılan birçok malzemenin<br />
alaşımlandırılmasında önemli bir yer tutmaktadır.<br />
TİTANYUM VE ALAŞIMLARININ ÖZELLİKLERİ<br />
Üretimi ve Saflaştırılması<br />
Titanyum cevherleri rutil (TİO2) ve ilmenit (FeTiC>3)<br />
dir. Bunların çeşitli işlemlerden geçirilerek saf titanyumun<br />
elde edilmesi oldukça masraflıdır. Titanyum cevheri öğütülüp<br />
manyetik alandan geçirilerek içerisindeki demiroksitten<br />
arındırılır ve ardından uygulanan çökeltme ile<br />
diğer yabancı maddeler uzaklaştırılır. Geriye kalan TİO2<br />
sülfürik asit ile reaksiyona sokularak titanilsülfirikasit elde<br />
edilir. Daha sonra bu asidin sıcak su ile karıştırılması sonucu<br />
TİO2 çöker ve filtre ile süzülerek alınır. Sonuçta TİO2<br />
saf olarak elde edilmiş olur.<br />
Bu bileşiği indirgemek için Kroll tarafından 1939 yılında<br />
geliştirilen "Kroll Usulü" kullanınır. Bu usulle ancak 1947<br />
yılında teknik üretime geçilebilmiştir. Kroll usulüne göre<br />
TİO2, C ve CL ile karıştırılıp, 800° C'a kadar ısıtılır ve<br />
TİCL4 elde edilir.<br />
Oluşan titanyum klorür 135 C'da yoğunlaştırılıp kısmi<br />
destilasyon ile saflaştırılır. Ardından 800 C civarında<br />
erimiş Mg üzerinden geçirilir. Sonuçta titanyum süngeri<br />
denilen iri parçalı poröz bir metal meydana gelir. Bu malzeme<br />
de ark fırınında ve vakum altında ısıtılarak son kalan<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986
Mg parçaları buharlaştınhr ve yaklaşık % 99 saflıkta titanyum<br />
elde edilir.<br />
Çizelge 1 Titanyumun Fiziksel ve Kimyasal özellikleri<br />
Elastiklik modülü (E):<br />
Çentik darbe tokluğu (°cç):<br />
Kayma modülü (G):<br />
Kristal kafesi: °c - Ti,<br />
(3-Ti, HMK 885 -1725°C<br />
Erime sıcaklığı (Te): Dönüşüm sıcaklığı (Td):<br />
Dövme sıcaklığı (Tdöv) :<br />
1727°C<br />
885°C<br />
700 - 1000°C<br />
Yeniden kristalleşme sıcaklığı (Tr): 600-700°C<br />
Yoğunluk (P):<br />
45 N/dm3<br />
Kopma uzaması (%,):<br />
% 15 - 30*<br />
Büzülme (fF):<br />
% 30-35*<br />
Çekme mukavemeti (
Çizelge 2 Titanyum ve alaşımlarına uygulanan başlıca kaynak usul leri<br />
MALZEME<br />
Saf Titanyum<br />
tx.Tİ Alaş.<br />
«+B-Tİ Alaş-<br />
B -Tl Alaş-<br />
3. 70 25<br />
3-7035<br />
3 7045<br />
3 .7065<br />
T j 5Al2Sn<br />
T i 6A l5ZrO 5 Mo5<br />
Tf 6A IMOl V<br />
Tj 4A14MO2 Sn S t<br />
Ti 5A14Y<br />
Ti 5Al2Sn4Zr2Mo<br />
Ti 5Al5V2Sn1Cu1Fe<br />
Ti 1 3V1 1Cr3A 1<br />
MI6<br />
Kay.<br />
•<br />
•<br />
•<br />
•<br />
o<br />
o<br />
TIG<br />
Kay.<br />
X<br />
•<br />
X<br />
><br />
E B<br />
Kay.<br />
(<br />
)<br />
t<br />
4<br />
<<br />
><br />
t<br />
»<br />
1<br />
<<br />
Direnç<br />
Kay.<br />
Uygun *Sartlı Uygun ° Uygun Değil<br />
işlemi esnasında havanın erimiş metale ve ITAB'a etkisinin<br />
engellenmesi, yani kaynağın koruyucu bir atmosferde<br />
yapılması gerekir. Bilhassa 300° C üzerinde oksijen, azot<br />
ve hidrojenin tesiri açıkça görülür. Azotun yapıya nüfuz<br />
etmesi sonucu mukavemet oldukça düşmekte ve gevrekleşme<br />
görülmektedir. Yapıdaki azotun en fazla % 0,06 olması<br />
arzu edilir. Karbon yapıda % 0,2'den fazla ise, TÎC teşekkül<br />
ederek çatlak oluşumu eğilimini yükseltir. Hidrojenin<br />
oda sıcaklığındaki çözünebilirliği % 0,002'nin üzerinde ise<br />
TiOH oluşarak malzemenin çentik darbe tokluğunda oldukça<br />
düşme meydana getirir. Oksijenin üst anın olarak<br />
da % 0,16 değeri kabul edilir.<br />
TİTANYUM VE ALAŞIMLARINA UYGULANAN<br />
KAYNAK USULLERİ 1<br />
- 3<br />
Titanyum ve alaşımlarının kaynağında uygulanan kaynak<br />
usulleri Çizelge 2'de toplu halde verilmiştir.<br />
CO2 ve N2 gazlarının kullanıldığı koruyucu gaz kaynak<br />
usulleri, bu gazların titanyuma karşı ilgilerinden ötürü,<br />
kullanılmamaktadır. Argon ve helyum gibi soygaz atmosferi<br />
altında yapılan koruyucu gaz kaynağı usulleri oldukça<br />
iyi sonuçlar vermektedir. Bilhassa TIG/WIG kaynak usulü,<br />
bu malzemenin kaynağında çok kullanılmaktadır. MIG<br />
kaynağında sıçrama kayıpları fazla olduğundan, ark stabilitesi<br />
ve kaynak kalitesi bozulmakta, dikişte hatalar oluşmaktadır.<br />
Titanyum ısıl iletkenliği düşük olduğundan (0,039 Cal/<br />
cm C) kaynak dikişi uzun süre yüksek sıcaklıkta kalmakta,<br />
dolayısıyla havanın etkisinden korunması gereken dikiş<br />
uzunluğu artmakta ve ITAB daralmaktadır. Yavaş soğuma<br />
tane büyüklüğü üzerinde de etkili olup, tane irileşmesine<br />
neden olmaktadır. Titanyumun kaynağında soğuma hızını<br />
arttırmak için kaynak bölgesindeki ısı yoğunluğu arttırılması<br />
ve kaynak hızı da yükseltilmelidir. Elektron bombardımanı<br />
(EB) ile kaynakta, çok dar bir alanda yüksek ısı<br />
20<br />
•<br />
•<br />
•<br />
•<br />
•<br />
•<br />
•<br />
Pres<br />
Kay.<br />
•<br />
•<br />
•<br />
•<br />
•<br />
•<br />
•<br />
•<br />
Drffüz. Sürt.<br />
Kay.<br />
•<br />
•<br />
•<br />
•<br />
•<br />
•<br />
Kay.<br />
•<br />
•<br />
•<br />
•<br />
Uttra<br />
sal<br />
Kay.<br />
•<br />
•<br />
•<br />
•<br />
•<br />
X<br />
Plazma<br />
Kay.<br />
yoğunluğu sağlandığından, dikişteki hata oranı düşmektedir.<br />
EB kaynak usulü, yüksek tesis maliyeti ve kaynak edilecek<br />
parçanın boylarındaki sınırlandırmalar nedeni ile<br />
ancak hassasiyet gerektiren yerlerde uygulanmaktadır.<br />
Bu kaynak yönteminin ekonomik olmadığı yerlerde, darbeli<br />
(impulslu) TIG/WIG kaynak usulü verimli olmaktadır.<br />
Çok dar bir ITAB'ın elde edildiği diğer bir kaynak usulü de,<br />
sürtünme kaynağı olup, koruyucu bir gaz atmosferine<br />
gerek kalmadan kaynak işlemi gerçekleştirilebilmektedir.<br />
Titanyumun TIG kaynağına ait kaynak karakteristikleri<br />
Çizelge 3 de verilmiştir. Titanyumun yabana elementlere<br />
karşı ilgisinin yüksek olması ve bunun sonucu olarak da<br />
kaynak problemlerinin ortaya çıkması dolayısıyla, kaynak<br />
ağızlarının hazırlanması ayrı bir önem taşır.<br />
Kaynak ağızlarının mekanik olarak hazırlanması tercih<br />
edilen yoldur. Mekanik yolla hazırlanan ağızlar kimyasal<br />
yolla temizlendikten sonra hemen kaynağa başlanabilir.<br />
Mekanik kesme ve ağız açma işleminde düşük hızlarla<br />
çalışılması gerekir. Böylece ağızlarda meydana gelecek<br />
yanma önlenmiş olur. Diğer taraftan oksijenle kesmede,<br />
değişikliğe uğrayan bölgenin genişliği büyüktür. Plazma<br />
arkı ile yapılan kesmede değişikliğe uğrayan bölge oldukça<br />
dardır. Termik kesme işlemleri sonunda, kesme ağızlarında-<br />
oluşan değişmeye uğramış bölgeler, daha sonra<br />
mekanik olarak bertaraf edilmelidir. Mekanik kesme işleminde<br />
soğutma sıvısı olarak da % 5 lik NaNC>3 çözeltisi<br />
kullanılır.<br />
Kaynak ağızlan hazırlandıktan sonra bu kısımlara aynca<br />
bir temizleme işleminin uygulanmasının gerektiğine daha.<br />
önce değinilmiştir. Titanyuma uygulanan bu temizlikteki<br />
amaç, kaynak ağzında bulunan oksit, kir ve pisliklerin<br />
temizlenmesidir. Bu temizleme işlemi sayesinde kaynak<br />
dikişinde oluşabilecek porozite ve kaynak hatalarının önlenmesi<br />
sağlanmış olur.<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986<br />
•<br />
•<br />
•<br />
•<br />
0<br />
o
Çizelge ^Titanyumun TIG/WIG kaynağına ait kaynak karakteristikleri<br />
KAYNAK AĞIZININ<br />
SEKLİ<br />
SAÇ.<br />
KALINLrGt<br />
mm<br />
0,642<br />
1-3<br />
2-f3<br />
3-Î-12<br />
6-J-12<br />
PASO<br />
SAYISI<br />
67-20 2r6<br />
TEMİZLEME USULLERİ VE<br />
KORUYUCU GAZ KAYNAĞININ ETKİNLİĞİ<br />
Oksit Giderme İşlemi<br />
a- Hafif oksitleri giderme işlemi 540 Cm altında oluşan<br />
oksitlere uygulanır ve aşağıdaki sıra takip edilir.<br />
- Yağ giderme<br />
- HF -HNO3 slulu çözelti ile temizleme<br />
- Su ile çalkalama ve kurutma<br />
b- Ağır oksitleri giderme işlemi ise 540°C'ın üzerinde oluşan<br />
oksitlere uygulanır ve aşağıdaki sıra takip edilir.<br />
- Yağ giderme<br />
- Tuz banyosuna daldırma<br />
- HF- HNO3 sulu çözeltisi ile temizleme<br />
veya<br />
- Yağ giderme<br />
- HF - HNO3 sulu çözeltisi ile temizleme<br />
- Su ile çalkalama ve kurutma<br />
- Sodyumdikromat uygulama<br />
Yağ Giderme İşlemi<br />
a- Buharla temizleme<br />
b- Çözücü ile temizleme<br />
c- Buğu uygulaması<br />
d- Alkali maddeler ile temizleme<br />
ELEKTROD<br />
ÇAPI<br />
mm<br />
1,0<br />
3/2<br />
1, 6-f2,4<br />
1/6 -^-2,4<br />
2,4 + 3,2<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI: 318 TEMMUZ 1986<br />
2,4<br />
3,2<br />
KOK<br />
AÇIKLIĞI<br />
mm<br />
O<br />
O<br />
0,1 x s<br />
0,1 * s<br />
0,1 x s<br />
0,1 x s<br />
AĞIZ<br />
AÇISI<br />
30-fGO<br />
30-^60<br />
30^90<br />
30^-90<br />
3Of9O<br />
KOK YUZ<br />
KALINLIĞI<br />
mm<br />
0/ .1-0,25*5<br />
0,1 .=.0,25,1 s<br />
0,1 -rO,25xs<br />
Kaynak işlemini müteakip dikişteki renklenme % 3 HF<br />
ve % 30 HNO3 sulu çözeltisi ile temizlenerek giderilir.<br />
Kimyasal maddeleri kullanırken lif bırakmıyan bezler<br />
veya selülozik süngerlerden istifade edilmelidir.<br />
Kaynak işlemi esnasında erimiş bölge ve ITAB'ın havanın<br />
etkilerinden korunması şarttır. Bu nedenle kaynak<br />
işleminin kesinlikle hava ihtica etmiyen bir koruycu gaz<br />
atmosferinde yapılması gerekir. Bu atmosferi sağlamak<br />
için çeşitli tiplerde koruycucu gaz donanımları kullanılır.<br />
Bu donanımlar genel olarak iki gruba ayrılır:<br />
a- Koruyucu Gaz <strong>Odası</strong> (Hücresi)<br />
Bu tip koruyucu gaz odalan sabit olarak yapılır ve<br />
kaynak edilecek parçalar içlerine yerleştirilir. Kaynakçı<br />
ellerini içeri sokarak kaynak yapar. Küçük parçaların<br />
kaynağı için elverişlidir. Plastik veya metalik malzemeden<br />
olabilirler. Metalik odalarda maliyetin yüksek olması,<br />
plastik odalarda ise, gaz sarfiyatının yüksek olması bir<br />
dezanvantajdır (Şekil 1).<br />
b- Seyyar Koruyucu Gaz Donanımı<br />
Bu tip donanımlar, büyük parçalarda kolaylıkla kullanılabilmektedir.<br />
Bu donanım kaynak dikişinin üzerinde<br />
hareket ettirilerek yoğun bir gaz atmosferi elde edilir,<br />
tmalat maliyetleri düşük olmasına rağmen çok iyi sonuçlar<br />
alınabilmektedir. (Şekil 2.)<br />
Bazı durumlarda çok iyi bir gaz koruması sağlanmasına<br />
rağmen, dikişte kirlenme gözlenebilmektedir. Bunun nede-<br />
21
Şekil 1— Titanyumun kaynağı ile koruycu gaz odası<br />
hücresi<br />
ni kullanılan gazın saf olmamasından kaynaklanmaktadır.<br />
Argon atmosferi altında yapılan kaynaklarda en iyi sonuçlar,<br />
% 99,995 saflıkta ve -20 -40°C lık çiğlenme noktasına<br />
sahip argon gazı kullanıldığı zaman alınmaktadır.<br />
Koruyucu gaz atmosferinin etkinlik derecesi kaynak<br />
dikişinin rengine göre tayin edilebilmektedir. Çok iyi bir<br />
gaz koruması sonunda gümüş renginde bir kaynak dikişi<br />
elde edilir. Renklenmeyi iyiden kötüye doğru sıralarsak:<br />
Gümüş rengi<br />
Saman şansı<br />
Altın sarısı<br />
mat gri<br />
Mavi<br />
: Çok iyi koruma<br />
: İyi koruma<br />
: Kabul edilebilen<br />
: Kabul edilmez<br />
: Kabul edilmez<br />
sınırlar içinde<br />
Titanyum ve alaşımlarının kaynağında kullanılan TIG/<br />
WIG donanımlarının yüksek frekans ünitesi ve uzaktan<br />
kumanda cihazı ile teçhiz edilmiş olması ve kaynak akımının<br />
kademesiz ayarlanabilmesi gerekir.<br />
22<br />
Güne* . ..<br />
isollclrtörünuzu<br />
n<br />
Argon<br />
Şekil 2 Seyyar koruyucu gaz donanımı'<br />
Resim 1— Seyyar Koruyucu<br />
KAYNAKÇA<br />
Argon Kaynak Hamlacı<br />
Titanyum<br />
Bakır Altlık<br />
1 ANIK, Selâhaddin.<br />
"Titanyumun (Tltan'ın) kaynağı"<br />
Demir ve Çelik Mecmuası, Sayı 3 - 1957<br />
2 ANIK, Selâhaddin<br />
"Kaynak Tekniği -Cilt 2"<br />
I.T.Ü. KUtaphanesl Sayı 883 -1972<br />
3 "Schultz, Helmut<br />
"Schvvelssen von Sondermetalten" Fachbuchreihe Schvveisstechnik<br />
59 Oeutscher Verlag For Schweisstechnik (DVS) GMBH-<br />
1971, Dusseldorf<br />
4 "Metals Handbook -Vol. 6 - Weiding and Brazıng" ASME, Ohlo-<br />
1971<br />
5 "VVelding İn The Aerospace Industry -Deslgn, Materials, VVeldlng<br />
Methods, Malntenance" Deutscher Verlag FUr Schvveisstechnık<br />
(DVS) GMBH - 1978, Düsseldorf<br />
Sudaki kireçlenmeyi<br />
manyetik olarak önler<br />
Tesisatınızı ve cihazlarınızı korur.<br />
AR-MAY ANTİKALKER' kalıcı mıknatıslar yardımı ile suyu fiziksel olarak koşullandırır $<br />
Taş yapan tuzların kristal yapılarını bozarak KİREÇTAŞI OLUŞUMUNU ÖNLER. Pt<br />
KİMYASAL MADDESİZ, ELEKTRİKSİZ ÇALIŞIR BAKIM GEREKTİRMEZ.<br />
1 iGüngören Sokak 34<br />
milV Şirinevler Istan İstanbul<br />
İİel.5752373<br />
I Ankara Tel 153443<br />
Bayilerimiz:<br />
İZMİR. 258333<br />
ANTALYA 16 525<br />
ESK/SEHOT16578<br />
ADANA 17413<br />
SAMSUN 11327<br />
BURSA 48027<br />
GAZİANTEP-.23737<br />
MÜHENDİS VE MAKİN A DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986
Güneş yardımlı<br />
ısı pompası ile<br />
bina ısıtması<br />
Dr. M. Cemal OKUYAN<br />
Balıkesir Mühendislik Fakültesi<br />
öğretim Görevlisi BALIKESİR<br />
M. Akif OKUYAN<br />
Mak.Müh.<br />
Isınma amacıyla en ucuz enerji, güneş enerjisinden<br />
yararlanarak sağlanabilir. Ancak, güneş enerjisi sürekli<br />
kullanılabilecek bir kaynak olmadığından, güneş<br />
enerjisinin yetersiz olduğu koşullarda yardımcı bir<br />
ısıtma sistemi gerekmektedir. Bu amaçla geliştirilen<br />
ısı pompası, düşük sıcaklıktaki bir bölgeden ısıtılması<br />
düşünülen bölgeye ısı pompalamak için kullanılmaktadır<br />
Bugüne kadar ısı pompalarının paralel ve seri tipleri<br />
geliştirilmiştir. Bu yazı ile bu iki tipin olumlu yönleri<br />
birleştirilerek oluşturulan bir üçüncü tip (Güneş<br />
Yardımlı Isı Pompası) incelenerek önerilmektedir.<br />
The cheapest energy for heating purposes can be<br />
obtained from the sun. But since sun isn't a continvous<br />
energy source, an auxiüary heating system is needed.<br />
Heatpump is used for transferring heat from low<br />
temparature region to the unit uıhich ıvill be heated.<br />
Two types of heat pump - parallel and series - are<br />
used at the moment, in this article, a combination of<br />
these two types ofpumps is proposed and surveyed<br />
uıhich is called Solar Aided Heat Pump.<br />
Son yıllarda yapılan tüm Dünya Enerji Konferanslarının<br />
ortak yargısı, 15-20 yıl sonra içine düşeceğimiz enerji<br />
darboğazıdır. Nükleer enerji ve diğer alışılmamış enerji<br />
teknolojilerinin gelişimi gözönüne alındığında, sorunun<br />
2000 yılı sonrasında çözümü mümkün olabilecektir. Ancak;<br />
yine de yaklaşık 10-12 yıl sürecek bir enerji sorununu,<br />
bugün Dünya'da herkes kabullenmektedir.<br />
Termik ve hidroelektrik enerji kaynaklarına dayalı<br />
enerji üreten, ve tüketilen enerjinin % 42,4 ünü konutlarda<br />
% 36.2 sini sanayide, % 15.4 ünü ulaştırmada, % 2.9 unu<br />
tarımda kullanan ülkemizde, enreji açığından ilk etkilenecek<br />
noktalar, konutlar ve sanayi olacaktır. Şu andaki<br />
koşullarda dahi enerji dışalımı yapma zorunda kalan<br />
ülkemiz için, enerji açısından gelecek iyi değildir. Tüm<br />
hidroelektrik ve termik potansiyelini enerji üretimi için<br />
kullanılmasında dahi, yaklaşık 10 yıl sonra ilk etkilerini<br />
göstermeye başlıyacak olan enerji açığının kapatılması<br />
mümkün olamıyacaktır.<br />
Bu durumda iki seçenek vardır. Bir başka enerji kaynağına<br />
yönelmek (örn. nükleer enerji) veya daha az enerji<br />
tüketmeye çalışmak.. Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler<br />
için, ikinci yöntem çok daha uygundur. Birinci yöntem,<br />
dışa bağımlı pahalı bir yatırımı ve yepyeni bir teknolojiyi<br />
getirmektedir. İkinci yöntemde ise, tamamen yerli olanaklar<br />
yeterli olacaktır. İkinci yöntemin, geleekteki enerji<br />
açığını kapatacak yetenekte olmamasına karşın, yine de<br />
sorunun geciktirilmesine büyük katkısı olacaktır.<br />
Planlı enerji tüketimi, yalnızca enerji tüketen aygıtların<br />
sayısını azaltmak değildir. Bunun içine, aynı amaç için<br />
tüketilen enerjiyi azaltmak da girmektedir. Ülkemizde konutlarda<br />
tüketilen enerjinin önemli bir kısmı ısıtma için<br />
kullanılmaktadır. En az işletme masrafıyla ısıtma yapmak<br />
için tek seçenek, "Güneş Enerjisi" dir. Ancak; güneş<br />
enerjisinin sürekli bir enerji kaynağı olmaması nedeniyle,<br />
tek başına kullanılması mümkün değildir. Güneş enerjisiyle<br />
birlikte çalışacak, onun yetmediği anlarda devreye girecek<br />
bir yardımcı ısıtıcıya gerek duyulmaktadır. Bunun için<br />
en uygun ısı üretici "Isı Pompası' dır.<br />
Isı pompası nedir?. Isı pompası en yalın tanımıyla,<br />
"Ekonomik değeri olmıyan düşük sıcaklıklı bir bölgedeki<br />
ısıyı, ısıtılması düşünülen bölgeye pompalıyan ve bu işi<br />
yapmak için çok az enerji harcıyan (yaklaşık % 20 -25)<br />
bir sistem" dir. Ters amaçlı olmakla birlikte, daha sonraki<br />
bölümlerde açıklandığı gibi, soğutma düzeneğine çok<br />
benzemektedir. Aynı işi yapan elektrikli ısıtıcılara göre,<br />
3-4 kat daha az enerji tüketir. ABD nin öncülüğüyle son<br />
yıllarda Avrupa ülkelerinde de kullanılmaya başlanmış<br />
olup, enerji tasarrufu konusunda küçümsenmiyecek ölçüde<br />
büyük başarılar sağlamaktadır.<br />
Isı pompasında yoğuşma ve buharlaşma sıcaklıkları<br />
arasındaki farkın fazla olması, tek kademeli sıkıştırma<br />
için kompresörün daha sık devreye girmesine, daha güçlü<br />
olmasına ve vuruntu yapmasına neden olur. Ancak verimin<br />
yüksek tutulması ve daha iyi ısıtma sağlanması için,<br />
bu iki sıcaklık arasındaki farkın elden geldiğince büyük<br />
olması arzulanır. Soğuk kış aylarında, buharlaşma sıcaklığının<br />
dış ortam sıcaklığının altında tutulması gerekliliği<br />
nedeniyle, bu iki sıcaklık arasındaki fark büyür. Isı pompası<br />
için önemli olan, yoğuşma sıcaklığının elden geldiğince<br />
yüksek tutulmasını sağlamaktır. Bu nedenle, elektrik<br />
enerjisi azaltılması amacıyla, buharlaşma sıcaklığının başka<br />
bir kaynak yardımıyla yükseltilmesi gerekir. İşte bu<br />
iş için en ucuz ve uygun kaynak, "Güneş Enerjisi" dir.<br />
Bu güne kadar, daha sonraki bölümlerde açıklanan iki<br />
farklı sistem (paralel ve seri sistemler) geliştirilmiştir.<br />
Bu çalışmada, her iki sistem birleştirilmiş ve ortaya oldukça<br />
değişik ve ülkemiz için yeni bir sistem çıkarılmıştır.<br />
Yeni sisteme, "Birleşik güneşli ısı pompası sistemi" veya<br />
"Geliştirilmiş güneşli ısı pompası sistemi" adını vermek<br />
doğru olacaktır. Sistemin kullanılmasındaki en büyük<br />
sorun, olağan halde paralel, bunun dışında seri sistemin<br />
devreye girmesindeki teknik sorundur. Çalışmada, bu güçlük<br />
giderilmiş ve gerekli termik ve ekonomik analiz yapılmıştır.<br />
MÜHENDİS VE MAKİ NA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986 23
Geneş enerjisiyle ısı pompasının birlikte kullanıldığı<br />
sistemler:<br />
Güneş enerjisiyle ısı pompasının birlikte kullanıldığı<br />
iki sistem vardır. Bunlar:<br />
1. paralel sistem<br />
2. seri sistem<br />
dir. Her iki sistemin de birbirine göre üstünlükleri ve sakıncaları<br />
vardır. Birinci sistemde güneş enerjisinin ve ısı pompasının<br />
ayrı ayrı ısıtmaya katkıları öngörüldüğü halde, ikinci<br />
sistemde güneş enerjisinin ısıtmaya olan etkisi kaldırılarak,<br />
yalnızca ısı pompasının buharlaşma sıcaklığı iyileştirilmeye<br />
çalışılmıştır.<br />
Kuşkusuz, her iki sistemi ayn ayrı incelememiz, bizi<br />
daha akılcı bir üçüncü sistem fikrine yöneltecektir.<br />
Paralel Sistem<br />
Güneş enerjisi konusunda yapılan araştırmaların uzantısında,<br />
en düşüK yatırım ve işletme masraflarının gerçekleştirilmesi<br />
amacıyla, paralel ve seri olmak üzere iki sistem<br />
önerilmiş ve geliştirilmiştir. Paralel sistemde, güneş enerjisi<br />
ve ısı pompası ayrı ayn çalışarak, dış atmosferden aldıkları<br />
ısıyı ısıtılacak ortama gönderirler. Seri sistemde ise; ısı pompası,<br />
güneş toplayıcılarında biriken ısıyı değerlendirerek<br />
ısıtılacak ortama ısı transferini gerçekleştirirler.<br />
Yapılan araştırmalara göre, aynı tasarım koşullan için,<br />
aşağı yukarı eş bir performans faktörü ortaya çıkarılmıştır.<br />
Bir başka deyişle, ekonomik açıdan sistemlerin birbirlerine<br />
göre belirgin bir üstünlükleri yoktur.<br />
Şekil 1 Paralel Sistem<br />
Şekil 1. de görülen paralel güneş yardımlı ısı pompası<br />
sisteminde, ısı pompası ve güneş enerjisi birbirinden bağımsız<br />
olarak ısıtmada kullanılır. Gerektiğinde kullanılması<br />
amacıyla, bir de yardımcı ısıtma devresi eklenmiştir.<br />
Seri Sistem<br />
Bölüm 2.1 de belirtildiği gibi, paralel ve seri sistem<br />
arasında sistem tasarımı, termik ve ekonomik analiz, kullanım<br />
kolaylığı, bakımı vs. açısından pek fazla fark yoktur.<br />
Uygulanım yerine göre, ikisinin de üstünlükleri ve sakıncaları<br />
vardır. Şekil 2'de görüldüğü gibi, seri sistem sürekli<br />
olarak güneş enerjisinden yararlanır. Böylece;<br />
24<br />
Şekil 2 Seri Sistem<br />
daha yüksek bir buharlaşma şartı elde edildiğinden, Carnot<br />
çevriminden de hatırlanacağı gibi, yoğuşma sıcaklığı daha<br />
yüksek olacaktır. Güneş kollektörlerinde toplanan ısının her<br />
türlü iklim koşullarında değerlendirilmesinin mümkün<br />
olması seri sistemlerin üstün yanıdır. Sakıncalı tarafı ise,<br />
güneş enerjisinin, ısı kaybını tek başına karşılıyabilmesinin<br />
mümkün olması halinde dahi ısı pompasının devreye<br />
girme zorunluluğudur.<br />
Önerilen Yeni Sistem, "Birleşik Sistem"<br />
Seri ve paralel sistemlerin birbirlerine göre çok sayıda<br />
üstün ve sakıncalı yönleri vardır. Sürekli olarak ısı pompasının<br />
çalışma zorunluluğu (Özellikle güneş radyasyonunun<br />
yüksek olduğu günler için) seri sistemin en büyük sakıncasıdır.<br />
Ancak; güneş radyasyonunun çok az olduğu günlerde<br />
güneşin yüke katkıda bulunamaması da paralel sistemin<br />
sakıncalı yanıdır.<br />
Mevcut iki sistemin birleştirilmesi, her ikisinin de üstün<br />
yanlarının korunabilmesi ve daha az kullanma masrafının<br />
sağlanabilmesi amacıyla, bu çalışmada üçüncü bir sistem<br />
geliştirilmeye çalışılmıştır. "Birleşik güneş yardımlı ısı<br />
pompası " adını verebileceğimiz sistem, şekil 3'de görüldüğü<br />
gibi, paralel ve seri sistemlerin birleştirilmiş şeklidir. Bir<br />
başka deyişle, gerektiğinde seri sistem, gerektiğinde ise<br />
paralel sistemdir. Yukarda belirtildiği gibi, güneş radyasonunun<br />
az olduğu anlarda ısı pompası çalışacak ve böylece<br />
yükün tamamı ısı pompası (ve yardımcı ısıtma devresi)<br />
tarafından karşılanacaktır. Güneş radyasyonunun yüksek<br />
olduğu ve güneş devresinin tek başına yeterli olduğu anlarda<br />
ise, - ısı pompası çalışmaksızın- güneş devresi (ve<br />
yardımcı ısıtma devresi) yükün tamamını karşılayacaktır.<br />
Şekil 3 Birleşik Sistem<br />
MÜHENDİS VE MAKİ NA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986
Sistemin Termik Analizi<br />
Birleşik sistemde, ısıtma yükü ve sıcak su istemi için<br />
gerekli enerji (Qyük) :<br />
güneş sistemi tarafından biriktirilen<br />
ısının (Qgün)> ısı<br />
pompası kompresörü ve fanları için gerekli<br />
işin (Wıp) ve kalan kısmı karşılıyabümek için gerekli yardımcı<br />
enerjinin (Oyar) toplamıdır.<br />
Buna göre, sistemin enerji dengesi şu şekilde olacaktır:<br />
Ogün + W v + Oyar = $ük<br />
l <<br />
^<br />
= ısıtma ve sıcak su gereksinimi<br />
İlk terim "Bedeva enerji" dir. Diğer iki terim ise "Satın<br />
alınan enerji" dir. Sistemin ısıl performansı (F), bedava<br />
enerjinin toplam ısı gereksinmesine oranıdır.<br />
p= Qgü"<br />
Oyuk<br />
= l (W,p+Oyar)/0 yük<br />
Yardımcı enerji, -ısı pompasının sürekli olarak elektrikle<br />
çalışmasına karşın - gaz, fueloil, elektrik veya bunların bir<br />
kombinasyonuyla sağlanır.<br />
Alışılmış bir kazan, alışılmış bir ısı pompası ve alışılmış<br />
tek örtülü bir güneş ısıtıcısı için F oranı, kollektör alanının<br />
bir fonksiyon olarak şekil 4'de verilmiştir. Hem güneş sis-<br />
ioo<br />
F «4c<br />
F<br />
O.K<br />
71<br />
O<br />
Ico<br />
M»<br />
Oto<br />
c _<br />
<<br />
1<br />
— KüLa<br />
Ce<br />
— —-<br />
•o AO s O •><br />
«M a*.<br />
*>~<br />
1<br />
—— .<br />
—<br />
;<br />
'o 40 2o Jo 4o So 4e<br />
Şekil 4 (a) Alışılmış ısı pompası ve alışılmış güneşli sistem ve<br />
(b) paralel, seri ve birleşik sistemler İçin F oranı<br />
•<br />
•<br />
temi, hem de ısı pompası sistemi olmıyan bir ev için<br />
F = O dır. Alışılmış güneş sistemli bir ev için F, kollektör<br />
alanına bağlıdır. Kollektör alanının artamasıyla, orijinden<br />
itibaren F = l'e asimtot olacak şekilde artar.<br />
Alışılmış güneşli sistemler için F eğrisi F-diyağramı<br />
metoduyla % bir-kaç lık bir toleransla hesaplanabilmektedir.<br />
Şekil 4. 'o ye dikkat edildiğinde, kollektör alanının düşük<br />
olması halinde, ısı pompasının F oranına etkisinin daha<br />
fazla olacağı görülmektedir. Daha yüksek kollektör alanlarında,<br />
alışılmış güneşli sistemle güneş yardımlı ısı pompası<br />
sistemi arasında F oranı açısından bir yaklaşım dikkati<br />
çekmektedir. Bunun anlamı, güneşli kısmın yükün önemli<br />
bir kısmınıkarşılamasmdandır.Ayrıca; çift örtülü sistemlerin<br />
tek örtülü sistemlerden daha iyi olduğu şekilden görülmekmektedir.<br />
Genel olarak; ısı pompasıyla birlikte çalışan tüm<br />
güneşli sistemlerde kollektör alanının artmasıyla işletme<br />
masraflarının azalacağını söyleyebiliriz.<br />
Şekil 5'de tek örtülü seri ve birleşik sistemlerin ve tek<br />
örtülü alışılmış güneşli ve paralel sistemlerin ocak ayı ve<br />
bütün yıl boyunca kollektör verimleri verilmiştir. Seri<br />
r<br />
Şekil 5 Kollektör verimleri<br />
o<br />
<<br />
? r " ' ' t t<br />
Şekil 6 Çeşitli ısı sistemleri için ısı bilançosu<br />
•• *o
alınan enerjinin miktarına göre soldan-sağa doğru sıralanmıştır.<br />
Görüldüğü gibi; ısı pompası için güneş enerjisinin<br />
kullanılması , alışılmış ısı pompası ve paralel sistemlerinkine<br />
göre MPK değerini artırır. Şekilde de görüldüğü gibi*<br />
paralel, birleşik, seri ve alışılmış ısı pompası sistemleri için<br />
ısı pompasının yıllık MPK lan, 2.0, 2,5,2,8 ve 2.1 dir.<br />
Güneş yardımlı ısı pompaları için ısı pompasının MPK sı,<br />
şekil 7 de verilmiştir.<br />
2*S<br />
- ^<br />
IS *=<br />
VS.» PO»<br />
Şekil 7 Isı pompası için MPK<br />
tu<br />
^v^MT"') bulu,<br />
Isı pompasıyla pompalanan ısı, güneş enrejisiyle yapılan<br />
doğrudan ısıtmaya göre daha fazla enerji masrafına<br />
neden olur. En iyimser şartlarda dahi ısı pompasının MPK'<br />
si 3-5 civarındadır. Halbuki; sadece pompa ve fan enerji<br />
girdisi gereken güneşli sistemde bu değer çok daha yüksektir.<br />
Bu nedenle, enerji isteminin mümkün olan en yüksek<br />
değeri güneşli sistemle karşılanmalıdır. Güneşli sistemin<br />
yüksek bir yatırım masrafına gerek duyması nedeniyle,<br />
uygun bir simülasyonla sistemin boyutlandırılması en ekonomik<br />
çözüm olacaktır.<br />
Denklem 1, Qyük değerine bölünmüş olarak yazıldığında;<br />
+<br />
= 1<br />
elde edilir. Sistemin seri sisteme benzer olarak çalıştığı<br />
anlarda, ısı pompası buharlaşbrıcısından güneşten alınan<br />
enerjinin yüke oranı şu şekilde yazılabilir.:<br />
°gün Ogün + (W ıp + Q yar) - (Wı P + Qyar)<br />
Oyuk Ogün + w ıp + Oyar<br />
Sistem için aylık performans faktörü (APF):<br />
APF = (Ogün +<br />
Wıp + Oyar) / (Wıp + Oyar)<br />
şeklinde olduğundan, denklem 4 ve 5 birleştirildiğinden:<br />
Ogün<br />
Oyuk<br />
= 1 veya = 1<br />
APF<br />
A P F<br />
N<br />
elde edilir.<br />
Maksimum performans katsayısı:<br />
Ogün+W, p<br />
MPK= W,,<br />
olduğundan, ısı pompasının iş girdisinden dolayı sağlanan<br />
yük oranı:<br />
veya<br />
F,p =<br />
F,p =<br />
/ (MPK 1)<br />
APF-1<br />
APF. (MPK -1)<br />
olur. Yardıma ısıtıcının yük oranı ise; F yar = 1 - Fgü n - Fıp<br />
şeklindedir. Denklem 7 ve 10 daki değerler, denklem<br />
11'de yerine konulduğunda:<br />
MPK - APF<br />
Fyar- elde edilir.<br />
APF. (MPK -1)<br />
Bu analiz yardımıyla, herhangi bir birleşik sistemi oluşturan<br />
tüm organların hesaplanması ve bunlar arasındaki<br />
bağıntılar türetilmiştir.<br />
Sistemin Otomatik Kontrolü<br />
Sistemin çalışması tamamen otomatiktir. Oda termostatı<br />
yardımıyla, oda sıcaklığının arzulanan değerin altına düşmesi<br />
halinde sistem çalışmaktadır.<br />
Sıcak su biriktirme tankından gelen sıcak su sıcaklığının<br />
gerekli değerin üstünde olduğu anda termometreden kumanda<br />
alan "Güneş Solenoidi" açılarak güneş devresi<br />
çalışmaktadır. Bu sırada, güneş fan motoru da çalışarak,<br />
ısıtma işleminin gerçekleşmesi sağlanmaktadır. Aksi halde;<br />
"Isı Pompası Solenoidi" açılarak, sıcak suyun diğer devrede<br />
dolaşması mümkün olmaktadır.<br />
Sistemin otomatik kumanda şeması şekil 8'de verilmiştir.<br />
SONUÇ<br />
Bu çalışmada: tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de<br />
önem kazanan enerji bunalımının birlikte getirdiği sakıncaları<br />
bir ölçüde de olsa azaltmak amacıyla, ısıtma enerjisi<br />
isteminin en aza indirgenebileceği bir ısıtma sistemi geliştirilmesine<br />
ve bunun pratik olarak gerçekleştirilmesine çalışılmıştır.<br />
Böylelikle, yıllardır enerji tasarrufu konusunda<br />
çalışan tüm bilim adamlarının şiddetle önerdikleri iki ısıtma<br />
sistemi (güneş enerjisi ve ısı pompası) tek bir sistem<br />
halinde birleştirilerek, teknik ve ekonomik açıdan en iyi<br />
bir sistemin oluşturulması hedeflenmiştir.<br />
Çalışmada, daha önce var olan iki "Güneş Yardımlı<br />
Isı Pompası" sistemi ana hatlarıyla gözden geçirilmiş olup,<br />
her iki sistemin de iyi ve kötü yönleri ortaya çıkanlmıştır.<br />
Sistemlerin analizinden elde edilen deneyimle, daha önceki<br />
sistemlerin iyi yönleri birleştirilerek üçüncü bir sistem<br />
oluşturulmaya çalışılmıştır.<br />
Yeni sistemin termik analizi yapılmış, böylelikle sistemin<br />
matematiksel çözümü ortaya çıkanlmıştır. Sistemin verimi<br />
ve performans faktörleri hesaplanarak, diğer sistemlerden<br />
daha üstün olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.<br />
26 MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986
Şekil 8<br />
sistemin<br />
kumanda<br />
seması<br />
KAYNAKÇA<br />
Dr. M.C. Okuyan, Güneş Yardımlı Isı Pompası ile Bina Isıtması,<br />
Doktora Tezi Balıkesir, 1984<br />
ASHRAE Fundamental handbook, ASHRAE, New York, NY,<br />
1977<br />
R.C. Jordan, Applications of solar energy for heating and cooling<br />
of buildings, ASHRAE publication GRP 170,1977<br />
vv.A.Beckman, S.A. Klein and J.A.Duffie, Solar heating design<br />
by the f-chart method, Wiley, Nevv York, 1977<br />
S.F. Gilman and D.H. Sturz, Solar energy assisted heat pumps,<br />
ASHRAE transactions, vol 80, part 2, 1974<br />
f. H. Bridgers, F.J. Soltays, D.R. Broughton, Passive solar<br />
MÜHENDİS VE MAKİN A DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986<br />
" rnlli<br />
energy and heat pumps, ASHRAE transactions, vol. 85, part 1,<br />
1979<br />
7 R. Bruno, W. Herman, H. Hörster, R. Kernsten and F. Mahd-<br />
Juri, The philips experlmental house, Conf. of the UK sec.<br />
of the International solar enregy soc, 19477<br />
8 ASHRAE Systems handbook, 43.10-43.12, 1976<br />
9 Pennsylvanla State University, VVorking on solar energy heat<br />
pump systems for heating and cooling buildings, 1975<br />
10 J. V. Anderson, J. W. Mitchell and W.A. Beckman, A design<br />
method for parallel solar-heat pump systems, solar energy,<br />
vol. 25, 1980<br />
11 M. Abbaspour and L. R. Glicksman, The proper use of thermal<br />
storages for a solar-assisted heat pump heating system,<br />
ASME paper 76-VVA/HT - 76, 1976<br />
27
Buhar sistemlerinde<br />
kondens kayıplarının<br />
bulunması ve<br />
kayıpların önlenmesi<br />
Halis TANYERİ<br />
Tokel - EEE Ltd. Şti İZMİR<br />
Skender ELELE<br />
Tokel -EEE Ltd. Şti. İZMİR<br />
Macit TOKSOY<br />
Dokuz Eylül Üniversitesi<br />
Mak. Müh. Bölümü İZMİR<br />
Bu yazıda buhar sistemlerinde kullanılan kondens<br />
sisteminde meydana gelen enerji kaybının pratik olarak<br />
bulunması, ısı kaybının yakıt cinsinden eşdeğerinin<br />
hesaplanması verilmiştir, önemli boyutlara ulaşan<br />
kondens enerji kayıplarının önlenmesiyle, dönüş<br />
basıncına bağlı olarak % 20 ye kadar enerji tasarrufu<br />
yapıla bileceği gösterilmiştir.<br />
This article explains a practical voay of determming<br />
the energy loss occurring in the condensation systems<br />
ofsteam systems and also the calculation of the fuel<br />
eguivalent of the heat loss. Through prevention of the<br />
considerable condenser energy losses, it is shoıvn that<br />
as high as 20 percent energy saving can be accomplished<br />
based on the value of the system return presture.<br />
Dünyada giderek azalan fosil yakıt kaynaklarının fiyatlarının<br />
sürekli artması ve bu yakıtlardan kaynaklanan<br />
çevre kirliliği, bizleri bu kaynaklan daha verimli kullanmaya<br />
zorlamaktadır. Ayrıca işletmelerin büyük giderlerinden<br />
birini meydana getiren enerji, işletmenin daha ekonomik<br />
çalışması içinde daha verimli kullanılmalıdır.<br />
Kimya, tekstil, gıda gibi birkaç endüstri dalında su buharı<br />
kullanılmaktadır. Güç üretimi veya ısıtma amacıyla<br />
kullanılan su buharı sürekli bir döngü halindedir. Şekil-<br />
1 de genel bir buhar sistemindeki temel elemanlar görülmektedir.<br />
Buhar kazanında elde edilen buhar proseste iş gördükten<br />
sonra atmosfere açık kondens tankına döner. Bu arada<br />
kondens dönüş basıncı ile atmosfer basıncı arasındaki fark<br />
Şekil 2 Açık kondens depolu sistemdeki kayıpların h-s diyagra-<br />
^Hi mında gösterimi.<br />
28<br />
Buhar<br />
KAZAN BESL£ME DEGAZÖR<br />
POMPASI<br />
Şekil 1 Açık kondens depolu buhar sistemi<br />
J3uhar+lsı<br />
Kondens<br />
nedeniyle geri dönen kondensin bir kısmı buharlaşarak<br />
atmosfere gider. Atmosfere giden bu buhar kütle kaybına<br />
neden olduğu gibi enerji kaybına da yol açar. Ayrıca kaybolan<br />
buhar yerine alınan suyun beraberindeki oksijen gibi<br />
korozyon yapan elemanlar sürekli kazana basılır.<br />
BUHAR VE ENERJİ KAYBI<br />
Aşın soğutmanın olmadığı bir proseste (Şekil -2) 1<br />
noktasında, kazanda üretilen buhar proseste iş görerek<br />
2 noktasına kadar yoğuşur. Sürtünme nedeniyle meydana<br />
gelen basınç kaybı basıncın P k'dan Pj'ye düşmesine<br />
neden olur. Atmosfer basıncı olan P 0'dan yüksek olan P^<br />
basıncından P o basıncına geçen kondens suyu 3 noktasından<br />
4 noktasına gelir. 4 noktası % x kadar buhar ile<br />
% (l-x) kadar sudan oluşur. % x kadar buhar atmosfere<br />
gider % (l-x) kadar su 5 noktasına gelir. Burada eksilen su<br />
kadar sıvı ilavesiyle sıcaklığı düşer. Doymuş sıvı hattından<br />
sola doğru kayar. Bundan sonra besi suyu pompası ile<br />
P k basıncına çıkarılarak kazana ulaşır. Bu çevrim her<br />
defasında x kadar buharın atmosfere gitmesi ve x kadar<br />
taze soğuk suyun alınmasıyla devam eder.<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986
Buharlaşan kondens yerine alınan suya verilen enerji, Bu enerji kaybının yakıt olarak eşdeğeri ise,<br />
= m.x.c p<br />
T o)<br />
Buharlaşmadan sonra kalan kondensin<br />
yükseltilmesi için verilen enerji,<br />
Q 2=m(l-x).c p(T i-100)<br />
Kaybolan toplam enerji,<br />
Q k=m.cg<br />
O k = m.c p [x (Tj - T o)+ (l<br />
0 Ü0 200 300<br />
30<br />
-B 15<br />
o<br />
y ıo<br />
I<br />
İ<br />
BUHARLAŞAN KDNDENS(kgt<br />
1 1<br />
BESİ SUYU<br />
t<br />
/<br />
/ r—<br />
I I<br />
SI<br />
//<br />
h<br />
CAKLI<br />
ĞI<br />
//<br />
1—1o°c<br />
-<br />
r><br />
-2CPC<br />
//<br />
Tj sıcaklığına niy =<br />
/<br />
KAZİ\N<br />
VE<br />
W<br />
t<br />
m.c p [x (T r-T 0) + (1 - x) (^ - 100)]<br />
Burada x, hfg ve Tj basınçla değişmektedir. Her değişik<br />
basınç için ayrı ayn hesaplanır. Pratik olması için (Şekil-3<br />
de verilen birbirine bağımlı 4 diyagramla Pj kondens dönüş<br />
basıncının bilinmesi halinde kolayca yakıt kaybı bulunmaktadır.<br />
Pj kondens basıncının bulunması için, eğer sistemde<br />
kısılma yoksa kazan basıncının % 80'i alınabilir. Eğer değişik<br />
basınçlar kullanılıyorsa her kondens hattı için o kondens<br />
hattındaki kondenstop öncesi işletme basıncının<br />
\<br />
-fi<br />
k V<br />
RİMİ<br />
/<br />
/ /<br />
//<br />
// /<br />
V/<br />
/<br />
/ /<br />
V /<br />
/<br />
Şekil 3<br />
Açık kondens depolu<br />
buhar sisteminde<br />
buhar ve<br />
yakıt kaybının bulunması<br />
MÜHENDİS VE M AKİ NA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI :318 TEMMJ7 1986 29
% 80'i alınarak her devrenin ayrı ayrı yakıt kaybı bulunarak<br />
sonunda toplam yakıt kaybı bulunur.<br />
Diyagramlardan görüldüğü gibi basıncın yükselmesiyle<br />
atmosfere olan buhar kaybı ve enerji kaybı da artmaktadır.<br />
ÖRNEK DURUM<br />
Kondens basıncı 6 atü olan buhar tesisatında 10 t/s buhar<br />
üretimi için, 20 C besi suyu sıcaklığı, % 80 kazan verim<br />
ve Fuel-oil için buhar ve yakıt kaybının bulunması;<br />
Şekil -3'de 6 atü'den paralel çizilen doğru eğriyi kestiği<br />
noktadan yukarıya ve aşağıya dik olarak gidilir. Yukarıda<br />
125 kg/t değeri okunur.<br />
Böylece 10 (t/s) x 125 (kg/t) = 1250 kg/s buhar kaybı<br />
olur.<br />
Besi suyu sıcaklığı 20° C olan eğriyi kestiği noktadan<br />
paralel gidilerek % 80 kazan veriminden yukarıya çıkarılır,<br />
10000 KCal/kg yakıtın alt ısıl değerinden paralel gidilerek<br />
9 kg/t buhar değeri bulunur.<br />
Yakıt kaybı, 10 (t/s>x 9 (kg/t) = 90 kg/s Fuel-Oil<br />
Bu işletmenin günde 15 saat senede 300 gün çalıştığını<br />
kabul edersek senelik yakıt kaybı,<br />
15x300x90 = 405.000 kg/yıl bulunur ki, bu değer<br />
oldukça önemli büyüklüktedir.<br />
Ayrıca çok miktarda alınan besi suyunun maliyeti ve<br />
arıtma giderleri bu kayba ilave edilmelidir. Diğer önemli<br />
bir nokta da taze su tarafından kazana ve işlem makinalanna<br />
taşınan oksijenin yaptığı, korozyon ile sistemlerin<br />
ömrünü azaltmasıdır.<br />
30<br />
KAYIPLARIN ÖNLENMESİ<br />
İyi kalitedeki kazan besleme suyu kazanda buharlaştıktan<br />
sonra kondens tankına geri gelirken buharlaşmadan<br />
geri kazamlırsa, kondens suyunda sıcaklık düşümü olmaz.<br />
Böylece buharlaşma kaybı olmadığı için de, yeni besleme<br />
suyu miktarı çok azalır. Aynı zamanda oksijen ve diğer<br />
korozyon yapan elemanların sürekli olarak kazana girmesi<br />
önlenir.<br />
Sistemi kapalı hale getirip kondensi doğrudan kazana<br />
basmak bilinen besleme pompaları ve kızgın su pompaları<br />
ile kavitasyon problemlerinden dolayı imkânsızdır.<br />
Bu problem özel kapalı devre pompaları kullanılarak<br />
kondensin doğrudan kazana basılmasıyla çözülmüştür.<br />
Kapalı devre kondens pompası Şekil -4 den görüldüğü gibi<br />
bir radyal pompa ve bir jet pompasının birlikte çalışmasıyla<br />
meydana gelmiştir. Kondens, filtre (4)'den içeriye<br />
giderek jet pompasının (3) yarattığı basınç düşümüyle<br />
pompaya gider, radyal pompa (l)'da hızı artırılır, sirkülasyon<br />
borusundan (2) geçerek tekrar jet pompasına gelir,<br />
bu döngü sürekli devam eder, ancak jet pompası sürekli<br />
kondens aldığı için dolaşan kütle ile birlikte basınç da artar.<br />
Basınç yeterince arttığında diferansiyel basınç vanası<br />
açılarak su kazana gider. Kazana gitmeden önce hava ve<br />
gaz ayrımından (6) geçer. Böylece pompa sürekli çalışır.<br />
Ancak kondens dönüşü olduğu zaman bunu kazana basar.<br />
Eğer dönüş yoksa pompa çalışmaya devam eder, kondens<br />
almadığı zaman pompa içindeki basınç artmaz.<br />
Şekil 4<br />
Kapalı Devre<br />
Kondens Pompası<br />
1.Radyal pompa<br />
2. Dolaşım devresi<br />
3. Jet pompası<br />
4. Filtre<br />
5. Fark basıncı<br />
kontrol vanası<br />
6. Hava ve gaz ayırıcı<br />
7. Otomatik hava<br />
ve gaz tahliye cihazı<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ
Besleme<br />
Rampası<br />
Kazan<br />
ic<br />
Şekil 5 Kapalı devre kondens pompalı buhar sistemi<br />
KAPALI DEVRE KONDENS POMPASIYLA ENERJİ<br />
TASARRUFU<br />
Sistem kapalı hale getirildiğinde yapılacak tasarruf<br />
yakıt ve buhar kaybı diyagramlarından bulunur. Açık<br />
sistemde kullanılan yakıta oranlandığında yapılan yakıt<br />
tasarrufu % olarak bulunur. Ayrıca yeni besi suyu tüketimi<br />
çok miktarda azaldığından bunun maliyeti ve tasfiye<br />
etmek için yapılan masraflar da tasarruf edilir. Dünyada<br />
yaygın olarak kullanılan kapalı devre kondens pompalarının<br />
ululamalarda % 10 ile % 18 arasında yakıt tasarrufu<br />
sağladığı ve çok kısa geri ödeme sürelerine (3-6 ay) sahip<br />
oldukları gözlenmiştir.<br />
Şekil -5'de kapalı devre kondens pompasının sisteme<br />
bağlantı şeması görülmektedir. Bu sistem birden çok kazanı<br />
olan sistemlerde rahatlıkla uygulanabilmektedir. Uygulamada<br />
kondens dönüş hattına bağlanmakta, kondens<br />
tankı ve degazör devre dışı kalmaktadır. Zamanla çeşitli<br />
»«rıurunle \tc<br />
Buhar<br />
Kapalı Devre<br />
Kondens Pampası<br />
Transfer<br />
Pompası<br />
d D<br />
Kondens<br />
J Kondens tankı<br />
nedenlerde az miktarda eksilen su yine besi suyu pompalan<br />
ile temin edilir. Çalışma esnasında A vanası kapatılır,<br />
prosesten dönen kondens doğrudan kazana basılır. Pompanın<br />
anzası halinde kondens tankından kazana su beslenir.<br />
SONUÇ<br />
Buhar kullanılan tesislerde prosesi değiştirmeden sadece<br />
kondens hattını kapalı hale getirmek için yapılacak kapalı<br />
devre kondens pompası ilâvesi % 10 -% 18 gibi çok önemli<br />
yakıt tasarrufu sağlamaktadır. Ülkemizde açık sistemle<br />
çalışan çok sayıda buhar tesisi vardır. Sistemi kapalı hale<br />
getirmekle yapılan tasarrufun işletme için olduğu gibi<br />
yurdumuza da büyük yararlan vardır. Aynca bacalardan<br />
kaynaklanan çevre kirliliği de bu tasarruf oranında azalmış<br />
olacaktır.<br />
KAYNAKÇA<br />
1- CRANE LTD. Pum Division, Stockpord -England
Bakım<br />
ekonomisi<br />
Rıza BARLAS<br />
Mak. Y. Mühendisi<br />
Prof. End. Mühendisi<br />
Ten. Tek. Ün. E. Öğr. Üyesi<br />
<strong>Makina</strong>ların sürekli bakıma gereksindikleri bilinmektedir<br />
önemli olan bakımm ne zaman ve neden yapılacağıdır.<br />
Bakımın amacı bozulmayı önlemek mi yoksa tamir<br />
etmek midir?Bu yazıda bakımın amacının ne olduğunun<br />
yanısıra, makina bekleme zamanı ile işçi bekleme<br />
zamanı arasında en iyi düzenlemeyi yapmak amacı<br />
ile Kuyruk teorisi bir örnekle anlatılmaktadır.<br />
it is knouın that machines in a factory need continuous<br />
maintenance. it ıs an important point when and<br />
for ıvhat the maintenance ıvill be performed. Is the aim<br />
of maintenance to avoid the failure or to repair? in<br />
this paper, beside ıvhat the aim of maintenance is,<br />
Oueuing theory is explained ıvith an example for<br />
optimizing the ıvaiting time of machine and voorker.<br />
BAKIM NEDİR?<br />
Fabrikalarda makina, tesis ve binalar sürekli yıpranır,<br />
bu nedenle de, zaman zaman onanma gereksinim gösterirler,<br />
örneğin, makinalarda miller, yataklar, çarklar, kayışlar,<br />
ve diğer parçalardaki yıpranmalar onarımı kaçınılmaz<br />
yapar. Elektrik motorları, taşıma araçları, vinç ve maçunalar<br />
bakım ister. Fabrika hizmetleri - kablo yerleri, gaz, su,<br />
basınçlı hava, ve buhar boruları, ve benzeri şeyler-tümü ile<br />
ara sıra bakım isterler. Binalann kendileri de bakılmak<br />
zorundadır.<br />
Ama bunları yalnızca derleyip toparlamak iyi bir bakım<br />
sayılmaz. İyi bakım, 'bozulmaları" önlemelidir. Aslında,<br />
bakımın büyük masrafı kendisinde değil, onanm için zorunlu<br />
durmalardadır. Gerçekten, bozulmalar üretimi durdurur,<br />
işçi ve makinayı çalışmadan alıkor, siparişleri programın<br />
gerisinde bırakır. Çoğukez; uzun süre kullanılmış olan makinaların<br />
gözle görülen parçaları, az da olsa, yıpranma gösterebilirler,<br />
ama bu makinaların içteki parçalarının gözden<br />
geçirilmesi için, sökülüp bakılmaları zorunludur. <strong>Makina</strong>ların<br />
muayenesi, genellikle, ayar için haftalık, normal<br />
yıpranma için aylık, planlı elden geçirme için de yıllık<br />
olarak yapılır.<br />
32<br />
Buna göre, onanm için iki politika izlenebilir. (1) bozulmaya<br />
dayalı, ve (2) koruyucu bakıma dayalı. Bozulmaya<br />
dayalı politikada, makina bozuluncaya kadar sürekli çalıştınlır<br />
ve bozulunca onanma alınır. Koruyucu bakıma<br />
(KB) dayalı politikada, makina zaman zaman koruyucu<br />
bakımdan geçirilir yani, bakım gereksinimden önce yapılır,<br />
makinanın durması beklenilmez. KB, makina, tesis, ve<br />
fabrika hizmetlerinin planlı muayenesi, temizlenmesi,<br />
ayarlanması, yağlanması ya da greslenmesi, ve yıpranmış<br />
parçalann rutin değiştirilmesi demektir. Koruyucu bakımın<br />
en yararlı yönü, üretim yerlerinde "ivedi ya da şimdi<br />
yap durumlannı azaltmasıdır. örneğin, koruyucu bakım<br />
kullanılmayan yerlerde, 'şimdi yap' durumu toplam<br />
onanmın % 75 kadanise, koruyucu bakım ile bu oran<br />
% 25 kadara düşürülebilir.<br />
MASRAF HESABI<br />
Hangi bakım politikasının uygulanacağına karar verebilmek<br />
için, onlardan her birinin neden olacağı masraftan<br />
hesap etmek gerekir. Bozulma politikasının masrafını hesaplamak<br />
için, her şeyden önce, olası bozulma sayısı bilinmelidir.<br />
Bu sayı geçmişteki deneyimlerden elde edilen<br />
Çizelge - 1 deki verilerden yararlanılarak çıkanlabilir.<br />
Çizelge 1 Bozulma Olasılığı<br />
Onarımdan sonra<br />
Geçen Aylar, Zn<br />
1<br />
2<br />
3<br />
4<br />
5<br />
6<br />
7<br />
8<br />
9<br />
10<br />
11<br />
12<br />
Bozulma<br />
Olasılığı, Bn<br />
0.05<br />
0.02<br />
0.03<br />
0.04<br />
0.04<br />
0.05<br />
0.08<br />
0.11<br />
0.13<br />
0.14<br />
0.15<br />
0.16<br />
Ay Sayısı,n<br />
(Zn X Bn)<br />
0.05<br />
0.04<br />
0.09<br />
0.16<br />
0.20<br />
0.30<br />
0.56<br />
0.88<br />
1.17<br />
1.40<br />
1.65<br />
1.92<br />
Bu sayılarla her aylık, her ikinci aylık, her üçüncü aylık,<br />
vb., onanm masrafları, bozulma ya da KB'ye dayalı olarak,<br />
hesaplayabiliriz, önce bozulma onarımından başlayalım.<br />
Bunun için beklenen zamanın, Zb, bulunması gerekir.<br />
Bu zamanı bulmak için aşağıdaki formülü kullanabiliriz:<br />
M<br />
Z b = 2 (Z n )(bn).<br />
n=l<br />
Burada, Zn koruyucu bakımdan sonraki ay sayısını, bn<br />
bozulma olasılığını, n ay sayısını, M de toplam ay sayısını<br />
yani 12 ayı gösterir. Beklenilen ortalama zamanı bulmak<br />
için, sütun 1 ile sütun 2 çarpılır ve çıkan sayılar birbirine<br />
eklenir:<br />
Zb = 1x0.05 + 2x0.02 + 3x0.03+. . + 12x0.16 = 8.42 ay.<br />
bunun anlamı, bozulma onanm politikası, her makina için<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT :27SAYI : 318 TEMMUZ 1986
ortalama her 8.42 ayda birkez onarım gösterir. Bunun masrafı<br />
ise, serviste 30 makina tutulacağı ve her makinaya<br />
10.000 TL sarfedileceği varsayılırsa, toplam 300.000 TL.<br />
ya da ayda 300,000/8.42 = 35, 630 TL olacaktır.<br />
Koruyucu bakım politikasına gelince, yukarıdaki örnekte<br />
onanm olasılığı herhangi bir matematiksel modeli izlemediğinden,<br />
KB politikası masrafını hesaplamanın tek yolu,<br />
masrafı her olası durum için ayrı ayrı bulmaktır. Bunun<br />
için de, her durum altında ortaya çıkacak olası bozulma<br />
sayısı hesaplanır ve en ekonomik olanı alınır.<br />
B = N Z<br />
B n_<br />
Burada, N makina sayısı, B de bozulma sayısıdır. Beklenen<br />
bozulma sayısı, 1,2, ya da 3 ay esasına göre planlanmış<br />
ise, Çizelge 1 den yararlanılarak, aşağıdaki gibi hesaplanır:<br />
Planlı gözden geçirme her ay,<br />
Bj = NPj<br />
= 30(0.05) = 1.50 bozulma.<br />
Planlı gözden geçirme her 2 ayda,<br />
B 2 = N(P1+P2 ) + Bı Pı<br />
= 30 (0.05 + 0.02) + 1.50 (0.05)<br />
= 2.10 + 0.075= 2.18 bozulma.<br />
Planlı gözden geçirme her 3 ayda<br />
B 3 = N(PI + P 2 + P 3 ) + B 2 P! + Bx P 2<br />
= 30 (0.05+ 0.02+ 0.03) + 2.18(0.05) + 1.5 (0.02)<br />
= 3.00 + 0.10 + 0.03 = 3.13 bozulma.<br />
Diğer planlı gözden geçirmeler de, bu şekilde yürütülürse<br />
Çizelge — 2 deki sonuçlar elde edilir (her bozulma masrafı<br />
100.000 TL ve peryodik gözlem masrafı 300.000 TL.<br />
olarak varsayılmıştır).<br />
Çizelge — 2<br />
Her M ayda<br />
Koruyucu<br />
bakım<br />
1<br />
2<br />
3<br />
4<br />
5<br />
6<br />
7<br />
8<br />
9<br />
10<br />
11<br />
12<br />
M ayda<br />
Toplam<br />
sayısı<br />
1.50<br />
2.18<br />
3.13<br />
4.46<br />
5.81<br />
7.52<br />
10.22<br />
14.00<br />
18.54<br />
23.66<br />
29.36<br />
35.77<br />
Koruyucu bakım masrafı<br />
beki. Aylık ortal.<br />
Bozulma<br />
sayısı<br />
1.50<br />
1.09<br />
1.04<br />
1.12<br />
1.16<br />
1.25<br />
1.46<br />
1.75<br />
2.06<br />
2.37<br />
2.67<br />
3.00<br />
Aylık boz.<br />
Masrafı<br />
TL.<br />
150.000<br />
109.000<br />
104.000<br />
112.000<br />
116.000<br />
125.000<br />
146.000<br />
175.000<br />
206.000<br />
237.00<br />
267.000<br />
300.000<br />
Toplam KB<br />
prog.masr.<br />
(pery.gözl.<br />
dahil).<br />
450.000<br />
409.000<br />
404.000<br />
412.000<br />
416.000<br />
425.000<br />
446.000<br />
475.000<br />
506.000<br />
537.000<br />
567.000<br />
600.000<br />
Bu çizelgede görüldüğü gibi en ekonomik koruyucu bakım her üç<br />
ayda bir olanıdır.<br />
KUYRUK(QUEUING)TEORİSÎ UYGULAMASI<br />
Bakım ekonomisinde önemli bir konu da makina kapasitesi<br />
ile onun gereksiniminin dengesidir. Bunu şu şekilde<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA DFBBİ Sİ PİIT 57
Bekleme ve serviste olma için sarfedilen makina ortalama<br />
zamanı:<br />
1 1 1<br />
= yada = 2 saat.<br />
m-fi 2-1.5 .5<br />
ÖRNEK - 2: Çokkanal Sistemi:<br />
Çokkanal sisteminde, birden çok (2,3 ya da daha çok)<br />
işçinin günde 24 çağın çıkaran 50 makinaya servis verdiğini<br />
düşünelim. Servis zamanı yine ortalama 30 dakikadır.<br />
Çokkanal problemlerinin matematiği, tekkanaldakinden<br />
daha çok karmaşıktır.<br />
Çokkanal sistemi kuyruk formüllerinin, hesaplamanızdan<br />
ilk isteği sistemde makina olmadığı olasılığıdır. Bunun<br />
anlamı makinalar ne servisten geçiriliyor, ne de servis<br />
bekliyordur. Formüldeki semboller de şunlardır:<br />
Po, herhangi bir zamanda servise giren ya da servis bekleyen<br />
herhangi makina olmaması olasılığı.<br />
M, Servis işçisi sayısı,<br />
n, elde olan enaz servis işçisi sayısı.<br />
1, saatte ortalama servis çağın sayısı (bu örnekte 3).<br />
m, bir işçinin bir saatte ele alabileceği ortalama çağın<br />
sayısı<br />
!, faktöryel (3! = 3x2x1 = 6;0! = 1).<br />
önce, Po değerini bulalım:<br />
34<br />
Po =<br />
r M-i/ e \ n<br />
Po =<br />
_n-l n!<br />
m<br />
3\ 2 -ı m m m<br />
0! 1! 2! -I<br />
[ 1+ 1.5 + 1.125] +<br />
3.625 + 1.125<br />
1<br />
4.8<br />
= 0.208 ya da % 20.8<br />
3!(1—*_)<br />
mM<br />
(i)<br />
2.25 3.375<br />
3! (1-(2) (3)<br />
Demekki, herhangi bilinen bir zamanda, ne servis görmekte<br />
olan ne de servis bekleyen herhangi bir makina<br />
olmaması olasılığı % 20.8 dir. Bu saptandıktan sonra<br />
aşağıdaki 5 soruya yanıt verebiliriz:<br />
1. Servisi beklerken boş duran makina ortalama sayısı<br />
nedir?<br />
M+l<br />
A = •<br />
(M-: --)<br />
m<br />
(1) 3+1<br />
(3 -1)!(3-—)<br />
2<br />
(1.5) 4<br />
2. (1.5) 2<br />
1.05<br />
4.5<br />
= 0.23 makina.<br />
x 2,208<br />
x 0.208<br />
xPo<br />
2. Servis görmeleri ya da servis beklemeleri nedeni ile, ortalama<br />
kaç makina boş olacaktır?<br />
B-<br />
= 0.23 -t-<br />
m<br />
= 1.73 makina.<br />
3. Servis bekleyen mikinalann ortalama boş zamanı ne olacaktır?<br />
/t _ . . .<br />
0.23<br />
= 0.08 saat<br />
4. <strong>Makina</strong>lann toplam ortalama boş zamanı ne olacaktır?<br />
D = 0.08 + 0.50<br />
= 0.58 saat<br />
5. Servis işçileri ne kadar zaman boş kalacaktır?<br />
D = 0.08 + 0.50<br />
= 0.58 saat<br />
5. Servis işçileri ne kadar zaman boş kalacaktır?<br />
Saatta elde edilen işçi zamanı = 3 adam - saat.<br />
Kullanılan zaman = 1.5 adam - saat.<br />
Boş zaman = 1.5 adam • saat.<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986
BELGE<br />
NO<br />
396<br />
474<br />
867<br />
931<br />
1192<br />
1317<br />
1663<br />
1677<br />
1736<br />
1762<br />
1763<br />
HAZİRAN - 1986 AYINDA<br />
MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ HİZMETLERİ YÖNÜNDEN<br />
ODAMİZCA TESCİLLERİ YAPILAN VE YENİLENEN KURULUŞLAR<br />
KURULUŞUN ADI, ADRESİ<br />
VE TELEFON NUMARASI<br />
KARADENİZ MÜH. BÜROSU<br />
(KDM)<br />
Mahmudiye Çeşmesi Sok.<br />
Şamdancı I »hanı No: 18/13-20<br />
Şehzadebaşı - İSTANBUL<br />
TLF: 5285310<br />
ARMA TESİSAT MÜH- MÜŞ.<br />
Şair Ziya Paşa Cad. No: 1<br />
Modern Palas Daire: 6/4<br />
Kara köy - İSTANBUL<br />
TLF: 143 35 48<br />
DOĞUŞ MÜH. VE ASANSÖR<br />
SANAYİ<br />
Mak. Müh. Ethem ÇULUM<br />
Millet Cad. No: 90 Fildişi İş<br />
Merkezi K: 2/48-49<br />
Fındtkzade- İSTANBUL<br />
TLF : 5244410-5244411<br />
İNKER MÜHENDİSLİK<br />
Atlas Sok. Kaya han No:<br />
13/3-4 OskUdar-ISTANBUL<br />
TLF: 333 13 76<br />
ISISAN ISITMA VE KÛMA<br />
SANAYİ A.Ş. (ISISAN AŞ)<br />
Barbaros Bulv. Marmara Apt.<br />
38/1 Bul mumcu -Beşlktaş-İST.<br />
TLF: 172 53 00/10 Hat<br />
ALFA Mühendislik Bürosu<br />
Kızılay Cad. No: 91 Kat. 1<br />
ADANA<br />
TLF: 10497<br />
CEREN Müh. Danışmanlık<br />
850 Sok. NO: 18<br />
İZMİR<br />
TLF: 131003 258214<br />
EGE ISISAN<br />
Mak. Müh. S. özer AVSEVER<br />
Gazi Bulvarı Saray Işhanı No:<br />
57/301 —İZMİR<br />
TLF: 256354<br />
YAVAŞLAR MÜH.<br />
2. Ticari Yol 90/B<br />
DENİZLİ<br />
TLF: —<br />
ECE TESİSAT<br />
Gazi Bulv. No: 57 Saray İş Hanı<br />
Kat: 3 No: 302-303<br />
IZMI R<br />
TLF: 25 13 26<br />
TOKr . - EEE ENDÜSTRİ —<br />
ENERJİ VE EKONOMİ<br />
SANAYİ VE Tl C. LTD. ŞTİ.<br />
Mimar Kemalettln Cad. No: 72<br />
İZMİR<br />
TLF: 25 76 79<br />
Belgenin Son<br />
Geçerlik Tar.<br />
28.5.1987<br />
25.6.1988<br />
14.5.1988<br />
21.4.1988<br />
19.9.1987<br />
11.5.1988<br />
22.2.1988<br />
29.6.1987<br />
42.1.1988<br />
24.1.1988<br />
BELGE KURULUŞUN ADI. ADRESİ<br />
NO VE TELEFON NUMARASI<br />
2060<br />
2061<br />
2062<br />
2063<br />
2064<br />
2065<br />
2066<br />
2067<br />
2068<br />
2069<br />
2070<br />
2071<br />
AK- ÇAĞ MÜH.<br />
Macar Kardeşler Cad. Ali Emiri<br />
Efendi Sok. Dlllloğlu Han No: 1<br />
Kat:3/6 Fatih -İSTANBUL<br />
TLF:-<br />
ERDEM MÜH. BÜROSU<br />
Acıbadem Tersane Sitesi<br />
Çağdaş Apt. 12/3<br />
Kadıköy - İSTANBUL<br />
TLF:339 06 85<br />
ODAK MÜH. SAN. ve TİC.<br />
Ortabahçe Cad. Şair Leyla Sok.<br />
Yonca Han No: 29 K: 4<br />
Beyoğlu - İSTANBUL<br />
TLF: 158 9414<br />
ANIL MUHASEBE MÜH.<br />
BÜROSU Emin Zülfikar-<br />
Basri Arabacı<br />
Telsiz Man. 85 Sok. No: 76<br />
Zeytinburnu - İSTANBUL<br />
TLF: 582 95 96<br />
ERDAL TAVMAN Müh. Müş.<br />
ve Taahhüt Bürosu<br />
Taksim Topçu Cad. Tepe Palas<br />
Apt. No: 15 D: 8<br />
Taksim -İSTANBUL<br />
V.M.T<br />
VAROL MAK. TAAHHÜT<br />
Bağlarbaşı Cad. No: 5/B<br />
Bülbülderesl - üsküdar-İST.<br />
TLF: 3336025<br />
EROL AYDINCIOĞLU<br />
PROJE BÜROSU<br />
özden Konak Pasajı No: 25<br />
Esentepe - İSTANBUL<br />
TLF: 172 38 20<br />
MÜHENDİSLİK BÜROSU<br />
Adnan tERZİ<br />
Y. Kemal Mah. Mlthatpaşa Cad.<br />
No: 46 Gültepe- İSTANBUL<br />
PAN İNŞAAT MÜH.- MİM.<br />
SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ<br />
Cemal Gürsel Cad. 75/1-A<br />
Bostanlı-İSTANBUL<br />
TLF: 11 99 59<br />
DEREN AŞ DEREN İNŞAAT<br />
SAN ve TİC. A.Ş.<br />
Şehit Nevres Bulv. No: 21/1<br />
İZMİR<br />
TLF: 21 51 93<br />
ÖZBERKSAN A.Ş<br />
özberksan Yar Kaloriferi ve Isı<br />
Sanayi Anonim Şirketi<br />
Ay tar Cad. No: 24 Nll Apt. 6<br />
1. Levent-İSTANBUL<br />
TLF: 169 46 14<br />
ÖZGÜR MÜHENDİSLİK<br />
Atatürk Cad. No: 398/433<br />
Kat: 4 Alsancak — 1ZMİ R<br />
Belgenin Son<br />
Geçerlik Tar.<br />
12.6.1988<br />
12.6.1988<br />
13.6.1988<br />
13.6.1988<br />
26.6.1988<br />
26.6.1988<br />
27.6.1988<br />
27.6.1988<br />
27.6.1988<br />
30.6.1988<br />
30.6.1988<br />
30.6.1988<br />
MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986 35
3+1 Önemli Özelliği ile kalite vana<br />
Vanayı kaliteli yapan 3 önemli özellik;<br />
• Sızdırmazlık<br />
• Kaliteli Malzeme<br />
• Test<br />
Mas tecrübesiyle birleşerek<br />
Mas Kalite Vanayı meydana getirir.<br />
1.Sızdırmazlık: Özel ringler sayesinde yüzeyler %100 temas ederek<br />
sızdırmazlığı gerçekleştirir.<br />
Milde ise Teflon yüksük kullanılmaktadır.<br />
2. Malzeme Standartlara uygun.<br />
3.Test : Hidrolik test basıncı ile Vanalar montaj sonrası<br />
Basınca ve Sızdırmazlığa dayanıklılığı ölçülür.<br />
.Mas : Vana konusunda uzmanlaşmış teknik servis<br />
Tecrübesi her parçayı,malzemeden test aşamasına kadar<br />
titiz bir kalite kontrolden geçirir.<br />
Bu sayede Mas markalı her vana üstün kalitelidir<br />
|S0RQ0LÜ VANA|SÜRGOLOVANA|SORBOLÜVANA|<br />
DİN 3204<br />
TS444<br />
Sıcak su ve tüm<br />
kaloriter<br />
sistemlerinde.<br />
DİN 3216<br />
TS 457/1<br />
İçme suyu, alçak<br />
basınçlı buhar,<br />
fuel-oil<br />
tesislerinde ve<br />
sıcak yağ<br />
sistemlerinde.<br />
DİN 3225<br />
TS 457/2.1<br />
İçme suyu,<br />
Petrol, Yag,<br />
Fuel-oı tesisleri<br />
225* Ce kadar<br />
kızgın yağ<br />
devreleri.<br />
MASMAKİNA VE ARMATÜR SANAYİ A.Ş.<br />
Merkez ve Fabrika: Alemdağ yolu Sultançiftliği Köyü<br />
ÜMRANİYE/İSTANBUL<br />
Tel: 1128(kod9-1838)
Hostaflon<br />
(Polytetrafloretilen)<br />
SANAYICILER/KONSTRÜKTÖRLER<br />
Ömrü Boyunca Hiç Yağ İstemeden 260°C ile-250°C Arasında<br />
Çalışacak,Hiçbir Kimyasal Maddeden Etkilenmeyecek ve<br />
Sürtünme Direnci Yok Denecek Kadar Az, İşlenmesi Son Derece Kolay<br />
Bir Malzemeye İhtiyaç Hissedersiniz Hiç Düşünmeden<br />
PTFE (PolytetraFlorEtilen)'yi Seçeceksiniz.<br />
PTFE'yi Batı Alman Hoechst Firmasının İşbirliği İle İmal Ediyoruz.<br />
Kullandığıldığı Maksada Göre<br />
Saf Karbonlu, Grafitli, Cam Elyaflı Çeşitleri Mevcuttur.<br />
Yarı Mamul Olarak<br />
Dolu Takoz, İçi Boş Takoz,<br />
Çubuk, Levha ve Herçeşit Kalıplanmış Parçalar, Filmler.<br />
Mamul Ürünler Olarak<br />
Küresel Vana Contaları,"O" Ringler, Sıyırıcı Keçeler,<br />
Kayar Mesnetler, Yataklar, Kompresör Segmanları Körükler<br />
Genleşme Parçaları, Elektrikriki İzolasyon Parçaları<br />
İmalatı İle Hizmet Vermekteyiz.<br />
polimer kimya sanayii ve ticaret a.ş.<br />
Necatibey Cad. Ali Paşa Değirmen Sokak. Olcay Han No: 13<br />
Karaköy İSTANBUL Tel: 149 85 44-145 11 27-TURKEY<br />
Fb.: Oto Sanayii Sitesi Aytekin Sokak 4. Levent.
SAYAÇ VE GÖSTERGE<br />
ÖLÇÜM ÇEVİRİCİ<br />
BUHAR KAPANI<br />
BSS<br />
PANO-KONTROLÖR<br />
KONTROL CİHAZI<br />
KELEBEK VANA<br />
OTOMATİK<br />
KONTROLDE<br />
KANITLANMIŞ<br />
KALİTE<br />
SAAASON<br />
— 78 yıllık tecrübesiyle otomatik kontrolde<br />
dünyanın önde gelen ismi<br />
SAAASON Türkiye'de de üretime geçmiştir.<br />
— Tüm akışkanlar için, her çap sıcaklık ve<br />
basınç gurubunda<br />
• TERMOSTATİK VANALAR,<br />
• BASINÇ REGÜLATÖRLERİ,<br />
• KÖRÜKLÜ BUHAR KAPANLARI<br />
— Bu ürünlerle birlikte tüm SAAASON<br />
cihazlarının mühendislik, ticarî, bakım ve<br />
onarım hizmetleri sunulmaktadır.<br />
— SAAASON, otomatik kontrolle ilgili tüm<br />
proje ve problemlerinize en verimli çözümü<br />
sunmaya hazırdır.<br />
SAAASON Ölçü ve Otomatik Kontrol Sistemleri<br />
Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi<br />
Meclisi Mebusan cad. 493<br />
Ülkü Han Kat 5 Salıpazarı - İSTANBUL<br />
Tel: 144 44 31 - 143 59 86<br />
Tlx: 24 455 cabi-tr. (att. samsoni<br />
P.K. 389 Karaköy • ISTANBUL
K4TES<br />
K4TES<br />
ELEKTRİKLİ<br />
AZAMİ GÜVENİLİRLİK<br />
UYGUN^ FİYAT<br />
STOKTAN TESLİM<br />
SATIŞ SONRASI SERVİS<br />
1 YIL GARANTİ<br />
250 • 10.000 Kg<br />
KALDIRMA KAPASİTELERİNDE<br />
MUİTTEÜF TİPLER<br />
A.Dudullu, Alemdağ Cad. Ihlamur Kuyu Bahar Sanayi Sitesi B.Blok Üsküdar-İstanbul Telefon: (1) 335 28 71
•••• M • • • Sİ BB<br />
TEZGAHIARINDA<br />
İşinizin niteliğine en uygun olanı<br />
seçebilmeniz için<br />
en zengin çeşit<br />
MOSKOVA - SSCB<br />
imalât programında<br />
Distribütörü:<br />
Borverk<br />
Tezgahı<br />
35-60-76<br />
mm<br />
Radyal<br />
Matkap<br />
Tezgahları „<br />
İSTANBUL<br />
ANKARA<br />
Tezgahlarımız, gerek kalite ve<br />
gerekse verim bakımından çağımız<br />
teknolojisinin en son aşamalarına<br />
uygun olarak üretilmiştir.<br />
• En zengin çeşit • Uygun fiyatlar<br />
• Stoktan derhal teslim<br />
• ödemede kolaylık<br />
• Devamlı bakım servisi<br />
Dik<br />
Silindir<br />
Roktifiye<br />
Tezgahları<br />
Krank Taşlama<br />
Tezgâhı<br />
Çift başlı<br />
Universal<br />
Dik Freze<br />
Tezgahları
•Üretimini Uluslararası standartlara göre yapar<br />
•Ucuzluk uğruna kalitesinden ödün vermez<br />
•Üstelik, tüm ürünlerinin kalitesine "Garanti Belgesi" verir<br />
•Satış öncesinde ve sonrasında uzman kadrosu ile ücretsiz "Teknik Servis" sunar<br />
•Ayrıca "Teknik Yayınları" ile de çelik standardizasyonuna katkıda bulunur<br />
•Bu nedenlerle tüm çeşitlerini dünya pazarlarına da kolaylıkla ihraç etmektedir<br />
yüksek vasıflı ve alaşımlı çelikler üretir<br />
•Alaşımsız <strong>Makina</strong> Yapı Çelikleri (İmalat Çelikleri)<br />
•Alaşımlı <strong>Makina</strong> Yapı Çelikleri (Sementasyon, Islah Çelikleri)<br />
•Otomat Çelikleri<br />
•Yay Çelikleri<br />
•Alaşımsız Takım Çelikleri (Karbon, su Çelikleri)<br />
•Alaşımlı Takım Çelikleri (Yağ Çelikleri)<br />
Thyssen Edelstahlvverke A.G. (TEW) lisansı ile üretilir.<br />
AFBıLCGUK<br />
"Ağır Sanayimizin Temel Taşı"<br />
Genel Müdürlük: Büyükdere Cad. 121/6-7 Gayrettepe-İstanbul Tel: 1675560 (5 hat) 1675965 Tlx: 26101 ACEL TR<br />
Fabrika: Gemiç Köyü Mevkii, Orhangazi-Bursa Tel: 9-2561/1343, 1344.1388
İmalat, tesis ve projelerinizde güvenle<br />
kullanabileceğiniz tecrübeli marka<br />
Soğutma Tesisatı Elemanları Hidrolik Malzemeler<br />
Genleşme Valfleri Kombine Otomatikler<br />
Amonyak Valfleri • Amonyak Otomatikleri<br />
Hidrolik Motorlar • Direksiyon Tertibatları<br />
Proporsiyonel Valfler • Radyal Pistonlu<br />
Pompalar<br />
Endüstriyel Otomatikler Brülör Tesisatı Malzemeleri<br />
Temostatlar • Presostatlar • Termostatik<br />
Valfler • Solenoid Valfler • Transmiterler<br />
Oransal Kontrollar<br />
Geniş Bilgi için: Türkiye Umum Mümessili<br />
Buy ukde re Caddesi<br />
Halk Sigorta<br />
Merkez Han Kat : 1<br />
Zincirlikuyu / İSTANBUL<br />
Brülör Yağ Pompaları • Kontrol Kutuları •<br />
Ateşleme Trafoları • Kazan Termostatları<br />
Püskürtücü Memeler • Fotoseller<br />
IŞI MALZEMELERİ ve MAKINA<br />
TİC. SAN. ve MÜMESSİLLİK A. S.<br />
Telefon: 166 97 83 - 172 38 32<br />
Teiex: 26452 Tote ti<br />
Telgraf:<br />
Totemco - İstanbul
orularda ısı kaybına<br />
kesin çözüm<br />
MÜTEAHHİTLER<br />
MİMARLAR<br />
MÜHENDİSLER<br />
APARTMAN YÖNETİCİLERİ<br />
SANAYİCİLER<br />
TESİSATÇILAR<br />
İZOLASYONA İNANANLAR<br />
Her izolasyon malzemesinin<br />
kullanım alanı ayrıdır.<br />
İzolasyonda, yanlış malzemenin,<br />
hatalı uygulamanın<br />
yüksek bedelini ödemeyin...<br />
...Başkalarına ödetmeyin!<br />
Sanayi tesislerinde, kalorifer ve<br />
merkezi ısıtma tesisatlarında,<br />
ısı kaybının önlenmesi gereken<br />
her yerde... Boru/lzocam kullanın!<br />
BORU/IZOCAM,<br />
BORULARIN KÜRKÜDÜR<br />
a yanmaz<br />
m zamanla bozulmaz<br />
m çürümez<br />
M kınlmaz<br />
a asitlere karşı dirençlidir<br />
m darbe, titreşim ve<br />
sarsıntıdan etkilenmez<br />
m basınca dayanıklıdır<br />
M ıslansa bile,<br />
kuruduğunda yapısını,<br />
özelliğini korur<br />
m maksimum 250°C<br />
sıcaklığa mukavimdir<br />
m 10°C için ısı iletkenliği<br />
sadece \=0.027<br />
kcal/mh°Cye eşittir<br />
Boru/lzocam'la<br />
IZOCAİM<br />
istanbul: 15549 10(5ha!) • Ankara:268089 • izmir 134859 • 3ursa' 124 70'Samsun: 199 10 'Adana:22980 • Elazığ: 16600
Kbtmm maları sanayiinde yıların tecrübesi<br />
Isı, Buhar Güc<br />
Desa uluslararası<br />
standartları<br />
uygular.<br />
DESA. Ülkemiz sanayiinin<br />
ISI BUHAR ve GÜÇ ihtiyacı için alev borulu<br />
su borulu kazanlar, atık ısı kazanları ve büyük proses<br />
buharı ihtiyacı olan işletmeler için buhar • elektrik<br />
enerjisi sağlayan bileşik santraller kurmaktadır. Kömür, fuel-oil<br />
gaz ve diğer yakıtlar için her türde yakma sistemlerini uygulayan<br />
DESA Batı Alman Standardkessel işbirliği ile Ülkemizdeki<br />
en yüksek sistem verimlerine ulaşmıştır. Komple tesis taahhütleri,<br />
gıda ve kimya sanayiine dönük paslanmaz çelik<br />
proses ve depolama kaplan DESA'nın<br />
hizmetleri arasındadır DESA ISI BUHAR ve GUÇ üretiminde<br />
uzmandır. DESA 25 yıllık tecrübesiyle yatırım<br />
mallan sanayiinin önemli<br />
ismidir.<br />
BİR O YASAR HOLDING KURULUŞUDUR<br />
DEMİR, KAZAN ve MAKİNA SANAYİİ AŞ<br />
GENEL MÜDÜRLÜK VE FABRİKA FENNİ MALZEME SATIŞ VE TEKNİK SERVİS İSTANBUL İRTİBAT BÜROSU<br />
Kartal Durağı 35410 Gaziemir-İZMİR Akdeniz Cad. 5/C, 35210 İZMİR Setüstü, Palanduz Han 7,80040 Kabataş - İSTANBUL<br />
Tel/Fax(9 51)-276200 Tlx 53202ddkm tr Tel: (9 51) 252566-255718 Tel: (91) 1434973 Tlx:24104dyo tr
ELKON KONVEYÖR RULOLARI<br />
r<br />
0 60 - 89 - 108 -114 -133 ÇAPLARINDA SERİ ÜRETİM DİN 22107 NORMLARINA<br />
UYGUN KONVEYÖR RULOLARI VE RULO İSTASYONLARI<br />
BAND KONVEYÖR SİSTEMLERİ - TELESKOPİK KONVEYÖRLER - ELEVATÖRLER<br />
PLASTİK KOVALI Z ELEVATÖRLER - PLASTİK PALETLİ KONVEYÖRLER -<br />
HELEZON KONVEYÖRLER HER ÇEŞİT KONVEYÖR EKİPMANLARI<br />
ELKON KÖMÜR ÖMÜ KIRICILARI<br />
TEK TANBURLU PRİMER KÖMÜR KIRICILAR<br />
ÇİFT TANBURLU KÖMÜR KIRICILAR<br />
UÇ TANBURLU ÇİFT KADEMELİ KÖMÜR KIRICILAR<br />
HALKA ÇEKİÇÜ KÖMÜR KIRICILAR<br />
İMPAKT KOK KÖMÜR KIRICILAR (KOKPAKTÖR)<br />
ELKON SEYYAR YIKAMA VE ELEME SİSTEMİ<br />
VARGELÜ BESLEYİCİLER<br />
TİTREŞİMLİ BESLEYİCİLER<br />
SERBEST TİTREŞİMLİ Fi FKI FR<br />
YATAY Fi FKI FR<br />
ELKPN<br />
MERKEZ: (Managing Center)Ali SamiYen Cad. Muhaddisoğlu Han. No: 2 Kat: 6 I<br />
Gayrettepe - İSTANBUL TEU166 91 53 -166 58 44<br />
_ _ _ _ _ FABRİKA: (Factory) Ayazma Mevkii Alemdağ Köyü ÜSKÜDAR
Koaksan<br />
Türkiyede Hidrolik platform ve Mobil vinç te<br />
Tek isim<br />
HİDROLİK PLATFORMLARI<br />
KPaksan<br />
FabıİZMİT- GÖLCÜK asfalt! 3.km.<br />
P.K.62 Tel,2409 GÖLCÜK
KİMYA TESİSLERİ<br />
MADEN TESİSLERİ<br />
TANK TERMİNALLERİ<br />
SU TASFİYE TESİSLERİ<br />
YAĞ FABRİKALARI<br />
YEM FABRİKALARI<br />
SELÜLOZ HİDROLİZE<br />
VE PELETLEME<br />
TESİSLERİ<br />
ENDÜSTRİYEL TOZ<br />
TUTMA TESİSLERİ<br />
SİNTİNE SU ARITMA<br />
TESİSLERİ<br />
• GIDA TESİSLERİ<br />
VE DİĞER AÖIR SANAYİ KOLLARINDA BATI TEKNOLOJİSİ İLE İŞBİRLİĞİ YAPARAK<br />
anahtar teslimi<br />
dev tesisler<br />
kuruyoruz...<br />
EHDÜSTRİYEL TESİSLER<br />
S AH AY I VE TİCARET A. S.<br />
CİNNAH CADDESİ, KIRKPINAR SOKAK 5 ÇANKAYA - ANKARA TLF:(41) 39 02 30 (4 Hat) TELEX: 42 463 pasr tr
Tipler<br />
İŞLETMESİ/J* VERİMLİLİĞİ ICIN<br />
• • *<br />
GÜÇLÜ HAVA<br />
Flanşlı küresel vana<br />
ASA 150 Lbs<br />
1/2 "tan 10" kadar<br />
pnömatik kumandalı<br />
küresel vanalar<br />
1) küresel Dik ve yatay<br />
çalışan<br />
ÇEKVALFLER<br />
2) Cr/Ni DİN ve<br />
ASA Normuna uygunfiltreler-çekvalfler<br />
3) Cr/Ni Dikişli ve<br />
Dikişsiz Borular<br />
4) Çr-M Dikişli ve<br />
Dikişsiz Dirsekler<br />
i\ KARBON CELÎK* PASLANMAZ CELÎK<br />
Küresel vana ve armatürleri<br />
CROMAKS MAMULLERİ<br />
1—2 ve 3 Yollu Flanşlı ve Dişli VANA LAR<br />
aJTam Geçişli b)Redüksiyon Geçişli<br />
2—ND 16^VD25 veND 40 serisi VANALAR<br />
3—FİTTİNGSLER (Yaka-Nipel- Dirsek-<br />
Rekor ve FLANŞ)<br />
4—1/2-2 Dişli-Flanşh EmniyetventUleri<br />
ND 16-ND 64'e kadar özel imalat (İç aksamaları<br />
paslanmaz çelik)<br />
Tüm mamullerimiz döküm olmayıp<br />
Karbon Çeliğinden ve paslanmaz çelikten<br />
işlenmektedir. Vanalanmzdaki<br />
KÜRE ve HAREKET MİLİ paslanmaz<br />
çelikten yapılmaktadır. Bütün vana<br />
imalatımızda sızdırmazlık elemanı<br />
olarak TEFLON kullanılmaktadır<br />
MAMULLERİMİZ BİR YIL<br />
GARANTİLİDİR<br />
Dişil veya soketll Küresel vana<br />
DİRSEK 180*<br />
V<br />
1 :<br />
!—<br />
YAKA<br />
u.Jun Ali,! 30J<br />
l)Polikim polimer<br />
Kimyasan A.Ş.'nin<br />
üretimi TEFLON çeşitleri<br />
2) PAK KENS Manometreleri<br />
3 )Tekn ik<br />
KAUÇUK (ŞEL)<br />
Hortumları<br />
) V RAKOR<br />
SAYMAK KOLL. ŞTİ.<br />
HİDROLİK - PNÖMATİK - BUHAR ve TEKNİK FABRİKA MALZEMELERİ<br />
Y. Kenan Mak. Müh. Hüseyin SAYAR Mak. Müh.<br />
Adres:İST. ŞUBE:Necatibey Cad. Arapoğlan Sokak. Merkez: ADANA: Kızılay Cad. 96 Sokak,<br />
Kötü Han, No: 17 - 18 / Karaköy - P.K. Karaköy 212 No: 14/E, Hayat Hastanesi Sokağı, P.K. 573<br />
Tel : 149 76 69 -149 97 84 Tel : 17413 - 20687<br />
j "<br />
i
Kolay taşınma,<br />
Sessiz çalışma,<br />
Yüksek verim<br />
ve her tip<br />
Elektrodu<br />
Yakabilmek için<br />
m<br />
KAYNAK REDRESORU<br />
Kaynak akımı ayar sahası (Kademesiz) (A) 40-250<br />
En büyük kaynak akımı (% 35 DKO*) (A) 250<br />
Anma kaynak akımı (% 60 DKO*) (A) 200<br />
Sürekli kaynak akımı (%100 DKO*) (A) 150<br />
En büyük boşta çalışma gerilimi (V) 63<br />
Yükte çalışma gerilimi (V) 20-30<br />
Kaynak kablosu (mm 2 ) 35<br />
* Devrede kalma oranı<br />
Şebeke Gerilimi (3 Faz, 50 Hz) (V) 380<br />
OERLIKON KAYNAK ELEKTRODLARI ve SANAYİ A.Ş.<br />
FABRİKA: Yem Londra Asfaltı Çırpıcı Sokak No 25 Topkapı- İSTANBUL TEL:575 16 40 (4Hat)<br />
SATIŞ: Tersane Caddesi Nafe Sokak No 3 Karnkoy-ISTANBUL P.K.:1050 Karakoy<br />
TELG: OERLIKON-ISTANBUL TLX: 24481 OER TR TEL: 155 07 80 (5Hat)
A Bizi<br />
%Xğ tanıyanlara<br />
V
GENLEŞME<br />
KOMPANSATÖRLERİ<br />
Sıcaklık değişimine uğrayan tüm boru hatlarında<br />
genleşme ve büzülme meydana gelmesi fiziğin temel<br />
kurallarındandır. Körüklü genleşme kompansatörleri<br />
boru sisteminde oluşan bu genleşme ve<br />
büzülmeleri emerek en basitinden en karmaşığına<br />
dek her türlü endüstriyel sistemin kesintisiz ve verimli<br />
çalışmasını sağlayan elemanlardır.<br />
HACI AYVAZ<br />
SÖKME TAKMA<br />
PARÇALARI<br />
(DEMONTAJ<br />
KOMPANSATÖRÜ)<br />
Rijid bir yapıya sahip bulunan boru sistemlerinde<br />
vana v.s. gibi armatürlerin sökülüp<br />
takılması zor ya da bazen olanaksızdır.<br />
Bu tür sorunların çözümünde kesin<br />
sızdırmazlık sağlaması, hafif olması ve<br />
montaj kolaylığıyla körüklü sökme takma<br />
parçaları kullanılmalıdır.<br />
TESİSAT<br />
KÖRÜKLERİ<br />
Binaların kalorifer tesisatında kullanılan boru boyları önemli<br />
uzunluklara varmaktadır. Bu nedenle boruların genleşmesi<br />
emilmediği takdirde çeşitli sızıntılara neden olmaktan, bina<br />
statiğine zarar vermeye varan önemli hasarlara yol açabilir,<br />
özellikle günümüz koşullarına uyularak inşa edilmiş yüksek<br />
binalarda bu hasarların önlenebilmesi ve kalorifer sisteminin<br />
problemsiz çalışmasını sağlamak amacıyla tesisat körükleri<br />
kullanılmalıdır.<br />
TİTREŞİM ABSORBERLERİ<br />
Pompa, jeneratör, kompresör v.s. gibi cihazların çalışmasından<br />
meydana gelen titreşimlerin boru sistemine yansıması<br />
çeşitli olumsuz etkiler yaratır. Örneğin gürültü, boru tesbit<br />
noktalarında çatlama ve kırılmalar, pompalarda sık sık salamastra<br />
ve rulman bozulmaları gibi.<br />
Hareketin meydana geldiği kaynakla boru sistemi arasına<br />
yerleştirilen bir titreşim absorberi bütün bu problemlerin çözümünü<br />
sağlar.<br />
Perşembe Pazarı, Tersane Cad. Zencefil Sok. No: 6 Karaköy - İSTANBUL<br />
Tel: 155 27 08 -155 27 09 Talex: 24688 Hacı Tr.
IFANTINI CS? AYVAZ<br />
İŞTE KALİTE !<br />
DÜNYADA<br />
250.000'İ AŞKIN SİSTEM<br />
FANTİNİ CİHAZLARI İLE<br />
DONATILMIŞTIR.<br />
• TSE KALİTE BELGESİ<br />
• ÇAĞDAŞ TEKNOLOJİ<br />
• GENİŞ AYAR İMKANI<br />
TAM OTOMATİK<br />
KAZAN BESLEME CİHAZI<br />
LÜTFEN BROŞÜR İSTEYİNİZ.<br />
TT A f\ T A\/"\ TA XI Perşembe Pazarı, TTersane<br />
Cad. Zencefil Sok. No: 6<br />
M AC AY VA /l Karaköy İSTANBUL Tel: 155 27 08-155 27 09<br />
Tr.<br />
1 11 VV^l L 11 Vl İ/J Telex: 24688 Hacı
w<br />
Konusunda dünyanın uzman ismiyle...<br />
Iıışai tip su<br />
soğutma Kuleleri<br />
Referanslarımız, ileri teknolojimizin göstergesidir: Akdeniz Gübre, Etibank,<br />
Lassa, Asil Çelik, Petkim, Trakya Cam, Ereğli Demir-Çelik, Nasaş, Tat<br />
Konserve, Antbirlik, Çolakoglu Metalürji, Mersin Soda, Anadolu Cam,<br />
Kromsan, Koruma Tarım, Filament, Sasa ve diğer büyük sanayi kuruluşları<br />
'ALARKCT<br />
HİZMETTE. ÜRETİMDE<br />
ALMUT<br />
ALARKO SIN. SINAİ GEREÇLER<br />
İMALAT VE MI MÜMESSİLLİK A.9.<br />
Alarko Holding A.Ş.'nin bir kuruluşudur.<br />
Büyükdere Cad. No.41 Ayazağa-istanbul Tel: 176 23 60/15 Hat
T£FLON®Du fbm's ngis&mi mdemark<br />
TEFLON<br />
MAMULLER İLE KESİN ÇÖZÜM<br />
Yüksek termal dayanım. 4-27O*C<br />
En soğukta bile kırılgan değil.-250°C<br />
En kaygan malzeme.<br />
Yüzeyine hiçbirşey yapışmaz.<br />
En iyi kimyasal dayanım.<br />
Hava şartlarına mutlak direnç.<br />
Yüksek dielektrik dayanımı.<br />
Solmostrolor<br />
HekiiM Hortomlor<br />
Contalar ue<br />
Genleşme Körükleri<br />
leuha. Takoz.<br />
Çubuk. Bora. Bant<br />
Özel Porjalar<br />
Elektrik ue Elektronik<br />
Sanayii için<br />
Komponehtler<br />
Adres Necatibey Caddesi Karanlık Fırın Sok 5<br />
KARAKOY İSTANBUL<br />
Telg : FENKARA İSTANBUL<br />
Tel ; 149 41 71 - 144 70 44<br />
çp<br />
O)<br />
"b
Teknik ve Tecrübesiyle EMO güvencesi<br />
Uzman Kadrosu ve Mümessillikleri,<br />
Proje çözümü<br />
Kaliteli malzeme temini<br />
Satış Sonrası Mühendislik Hizmetleri<br />
ve<br />
İşletme garantisi ile<br />
OTOMATİK KONTROL<br />
Konusundaki tüm problemlerinize<br />
EMO çözümü<br />
EMO TEKNİK MALZEME TİCARET ve SAN. LTD.ŞTİ.<br />
Necatibey Caddesi 70 Karaköy/tSTANBUL<br />
Tel: 143 38 95 - 145 08 96<br />
Yüksel Cad. 30/12 Yenişehir 06420 ANKARA<br />
Tel:31 59 05 Telex: 42396 gişe tr/174
KALİTEMİZ GÜVENCEMİZDİR<br />
UKSELEN MİLLi VANA<br />
"S 457/2.2(DİN 3225)<br />
1162 Sok. No.31/1 Zeytinlik/İZMİR/TURKEY Tel: 142638-148808 Telex:53351 Dmet
İS*.<br />
G S A Hidrolik Giyotin Makas P V 7 H Hidrolik Saç Kıvırma<br />
EKP<br />
Elektronik Abkant Pres<br />
AYRICA<br />
VPF Portal Gemi<br />
İnşa Presi<br />
Nibbler Tezgâhları<br />
Kaynak Ağzı<br />
Açma Tezgâhı<br />
Profil Kıvırma<br />
Tezgâhları<br />
Mümessili<br />
TEKIMİKEL<br />
TİCARET ve SANAYİ A. Şti.<br />
Necatibey Cad. 90/A - 80030 Karaköy<br />
S 149 7310-1449214-İSTANBUL<br />
TLX: 25 725 ELİ TR.<br />
PULLMAX<br />
SAÇ İŞLEME TEZGÂHLARI<br />
PULLMAX 210 DMC<br />
Dialog ile Mikrokompüter Program Kontrollü<br />
Örnek İşler<br />
Programlama Zamanı<br />
7.5 dak. 14 dok.
i COtJUÛ ^^CÜfb | TÜRBOMAKİNALAR SANAYİ ve TİCARET ANONİM ŞİRKETİ A.Ş.j<br />
• POMPA ve SU TÜRBİNİ İMALATINDA GÜVENİLİR İSİM<br />
• ÜSTÜN TEKNOLOJİ<br />
• UZUN ÖMÜR, YÜKSEK VERİM<br />
• HER TÜRLÜ POMPAJ SORUNLARINIZA KESİN ÇÖZÜM<br />
Türbo-NORM serisi Türbo-ÇEP serisi, Türbo-KUT-KAT serisi Türbo-TAM serisi<br />
İ<br />
SU NAKLİNDE, YANGIN SÖNDÜRME VE KAZAN BESİ SİSTEMLERİNDE, TARIMDA<br />
Türbo-ÇAP serisi<br />
Türbo-EKS serisi<br />
KANALİZASYON, ÇAMUR ve DRENAJ NAKLİNDE<br />
Su Türbini<br />
ENERJİ ÜRETİMİNDE<br />
Türbo-POR seriş<br />
• Kelebek vana<br />
• Çek Valf<br />
• Sökme Parçası<br />
• Vakum Pompası<br />
SU NAKLİ AKSESUARLARINDA<br />
GIDA ve KİMYA SANAYİİNDE<br />
HER TÜRLÜ AKIŞKAN NAKLİ<br />
SORUNLARINIZDA<br />
• Güçlü Teknik Kadromuz<br />
• Uzun imalat Tecrübemiz<br />
• Geniş Tezgah Parkımız<br />
• Çok Yönlü Araştırma-<br />
Geliştirme Çalışmalarımız ve<br />
• Deney Stand lan mızla<br />
Hizmetinizdeyiz.<br />
TürbOSan A.Ş, Gümüşsüyü Cad, Hostone Yolu Maltepe - Topkopı/İSTANBUl Tfel: 576 98 15 - 576 76 51/52/53<br />
ANKARA İRTİBAT BÜROSU : TUNALI HİLMİ CAD. 114/49 Tel: 27 71 82 - 67 03 95
Müteahhitlere, sanayicilere, madencilere<br />
ve kamu sektörüne DUYURULUR<br />
AT 528S<br />
Maksimum kapasite: 25 ton<br />
AT 745<br />
Maksimum kapasite: 40 ton<br />
.Ülkemizde hizmet veren<br />
1000e yakın çeşitli tiplerde<br />
CROVECOLES vinci vardır.<br />
CROVECOLES 10 tondan<br />
270 tona kadar kapasitede,<br />
kamyon (TM), arazi (RT), ve<br />
AT 633<br />
Maksimum kapasite: 30 ton<br />
Maksimum kapasite: 60 ton<br />
her türlü arazi (AT) tipi teleskopik<br />
bomlu vinçler üretmektedir.<br />
Her türlü bilgi, satış servis ve<br />
yedek parça için elemanlarımız<br />
emrinizdedir.<br />
AT 735S<br />
Maksimum kapasite: 35 ton<br />
AT 1400<br />
Maksimum kapasite: 125 ton<br />
Türkiye Tek Yetkili Mümessili<br />
TEKNÎKA TAS.
R12R22R502-FREON R12R22R502<br />
UTM<br />
• Soğutun gruplan<br />
• Su soğutucuları (Water ehiller)<br />
• Air Conditioner<br />
• Soğuk hm depoları<br />
• Kûma «Menleri<br />
• Softutma<br />
iUTMADA ONCU<br />
Merkez ve Fabrika : Bayman Caddesi No : 4 4. Levent - İSTANBUL Tel : 169 64 46 -164 22 39 -168 61 46<br />
Mağaza : Necatibey Cad. No : 118 Karaköy - İSTANBUL Tel : 149 57 01 -149 72 60<br />
R12 • R 22 • R 502 • FREON • R12 • R 22 • R 502
TSE Kalite Belgeli<br />
YAKACIK<br />
ARMATÜRLERİ<br />
imalat programımız:<br />
Klinger Pistonlu Vanaları<br />
Klinger Ballostar Küresel Vanaları<br />
Klinger Çek Vanaları<br />
Klinger Pislik Tutuculan<br />
Klinger Seviye Göstergeleri<br />
Klinger Manometre ve Kazan Drenaj Muslukları<br />
Klinger Kazan Blöf Vanaları<br />
Schlumberger Sulama Hidrantları<br />
Yakacık Yangın Hidrantları<br />
Armatürlerimiz, Klinger - Avusturya<br />
lisansıyla modern entegre tesislerimizde<br />
kaliteli olarak üretilmektedir.<br />
Klinger Armatürleri 14 ülkede imâl<br />
edilmekte ve bütün dünyada<br />
kullanılmaktadır.<br />
Armatürlerimiz mükemmel ve uzun ömürlü<br />
sızdırmazlık sistemi, kolay bakım ve<br />
sızdırmazlık ringlerinin değiştirilmesiyle<br />
yenilenme özelliğinden dolayı ekonomiktir,<br />
enerji tasarrufu sağlar, çevreyi kirletmez.<br />
KLİNGER - YAKACIK, mükemmel bir satış<br />
sonrası servis ve vana seçiminde danışmanlık<br />
hizmeti de vermektedir.<br />
Katalog ve her türlü ilave bilgi için<br />
hizmetinizdeyiz.<br />
YAKACIK MAKİNA FABRİKASI Döküm Valf Sanayi ve Ticaret A.Ş.<br />
Şirket Merkezi<br />
Kemeraltı Cad. Bankalar Han<br />
K.5 Karaköy-istanbul<br />
Tel: 145 46 20- 149 34 42<br />
149 91 05- 144 93 67<br />
Telex: 23129 ymf tr.<br />
Fabrika:<br />
Ankara Asfaltı Üstü<br />
Kartal - istanbul<br />
Tel: 353 63 63 - 64<br />
Mağaza:<br />
Necatibey Cad.<br />
Karantina Sok. No. 7<br />
Karaköy-istanbul<br />
Tel: 144 33 71<br />
Ankara İrtibat Bürosu:<br />
Necatibey Cad.<br />
Elgün Sok.<br />
Sedef Han K. 2 No. 5-6<br />
Tel: 30 23 75 - 30 46 36<br />
İzmir İrtibat Bürotu:<br />
Alsancak<br />
Atatürk Cad.<br />
No. 374/3<br />
Tel: 21 72 08
KALDIRMA ÜNİTELERİ ve<br />
MAKİNA SANAYİİ TİC. A.Ş.<br />
İMALAT ÇEŞITLERIMIZ<br />
- Monoray Vinçler<br />
VAHLE<br />
- Tek ve Çift Kirişli Gezer Köprülü Vinçler<br />
- Portal Vinçler<br />
- Fergel Vinçler<br />
Elektrik Baraları — Kablo Tamburları<br />
——————-^^— furkiye Genel DistribütörüT<br />
Elektrikli ve mekanik ceraskallarımız<br />
TSE imalât yeterlilik ve kalite belgesine haiz-<br />
dir.<br />
TSEK<br />
^ ^<br />
Belge no: 2747<br />
Fermeneciler Cd. No.: 65<br />
Karaköy - İstanbul/TÜRKİYE<br />
: Erzurum - Sivas yolu 6 km. - SİVAS<br />
: Ankara Asfaltı Göztepe Kavş. Bayraktar Sk<br />
No. : 11/2 Göztepe/istanbul<br />
Ankara Büro : Büklüm Sk. No : 2/34 Kavaklıdere/Ankara<br />
Tel. : 143 60 70 - 149 72 01 •<br />
Telex : 23404 katx TR attn: Kümsan<br />
Tclefax : 149 87 45<br />
Sic Tic. : 151082/98645<br />
Tel.<br />
Telex '<br />
Telefax<br />
Tel<br />
Tel.<br />
: 174 51<br />
: 49115 SG J TX-TR 8 : Kümsan<br />
: 174 52<br />
: 359 63 82<br />
: 18 96 09<br />
\