13.07.2013 Views

HEHeHeİlB - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi - Makina ...

HEHeHeİlB - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi - Makina ...

HEHeHeİlB - TMMOB Makina Mühendisleri Odası Arşivi - Makina ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>HEHeHeİlB</strong><br />

<strong>TMMOB</strong> makina mühendisleri odası yayını TEMMUZ 1986<br />

l*!3is*flL<br />

1


CEK VANALAR<br />

Kazan su<br />

seviye göstergeleri<br />

TESİSLERİNİZİN GÜVENCESİ<br />

GLOBE (Baskılı) TİP<br />

VANALAR<br />

Dövme çelik<br />

Gate Valf Yaylı ve<br />

Ağırlıklı tip<br />

Emniyet vanaları<br />

PAZARLAMA ANONİM ŞİRKETİ<br />

Iftarkai Satıa Mağazası<br />

Ton» CM Omaraga C-'k. No 27<br />

KARAKOY/ISTANBUL<br />

Tal.: 145 70 67-145 6319-143 43 95<br />

Talax: 2462? Balı Tr.<br />

FABRİKALAR<br />

• Yayalar köyü PENDİK/İSTANBUL<br />

T« 354 2539<br />

• Ankara«alaltı azarı KARTAL/İSTANBUL<br />

Tal. 35341 99-35349 53<br />

Ankara Bürom<br />

Demirtape. SümarSok. No. 13*8<br />

KIZILAY/ANKARA<br />

Tal.:3O57 21<br />

Termodinamik<br />

Buhar Kapanları<br />

limlr Mmu<br />

Cumfturlyat Bulvarı No. 131 /3-4<br />

Oavhat Apl İZMİR<br />

Tal.: 2195 39<br />

I Pistonlu VANALAR<br />

Pislik<br />

tutucular<br />

Dövme çelik<br />

Küresel vana<br />

Turhan Ctmal BarlkarCad.No.63<br />

Kalaoglu İl Hm 37-3» ADANA<br />

T« 1ÎÖ45<br />

kompansatör<br />

Borulu tip<br />

FavUÇakmak Cad. No.»<br />

Para Han Kal 1 No 2<br />

Tal: 21724 »URSA


Temmuz I July '86<br />

Cilt: 27 Sayı: 318<br />

<strong>Makina</strong> <strong>Mühendisleri</strong> Odan Adına<br />

Sahibi (Publhher) :<br />

İsmet Rıza CEBİ<br />

Sorumlu Yan İğleri Müdürü<br />

(Managing Editör):<br />

Murat ÖNDER<br />

Yayın Kurulu (Publishing Board):<br />

Atilla ATASOY, Reşat ERLEVENT,<br />

Metin ŞİM ŞEK, Serhat ALTEN ,<br />

Siyami ESER, Uğur AKARSU,<br />

Metin UYGUR,Atilla ÇINAR<br />

Reklam Yönetmeni<br />

(Advertising Representative) :<br />

Nermln ÖZBAKİ<br />

Grafik (Graphists) :<br />

Mustafa AKAR<br />

Dizgi (Type Setting): Yeşim<br />

Matbaacılık Yayıncılık Anonim<br />

Şti. Tel: 17 57 52<br />

Baskı (Printed by) :<br />

MAYA Matbaacılık Yayıncılık<br />

Ltd. Ştl.<br />

Tel : 18 01 53 Ankara<br />

Yönetim Yeri (Head Office) :<br />

Konur sok. No. 4/4 06442 Kızılay<br />

Tel : 18 23 74 -18 38 26<br />

SUNUŞ 2<br />

İNŞAAT -MONTAJA DÖNÜKPROJE YÖNETİMİ 3<br />

Naci UĞUR<br />

ÇERNOBİL YENİ BİR DÖNEMEÇ Mİ? 7<br />

Siyamı ESER<br />

ÇELİK MALZEMELER MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ AÇISINDAN<br />

TÜRKİYE'DE DURUM 11<br />

Doç. Dr. Mehmet YÜKSEL<br />

TİTANYUM VE ALAŞIMLARININ KAYNAK KABİLİYETİ 18<br />

Prof. Selâhaddin ANIK<br />

Yük. Müh. Murat SÜATAÇ<br />

GÜNEŞ YARDIMLI ISI POMPASİ İLE BİNA ISITMASI 23<br />

Dr. M. Cemal OKUYAN<br />

M. Akif OKUYAN<br />

BUHAR SİSTEMLERİNDE KONDENS KAYIPLARININ BULUNMASI<br />

VE KAYIPLARIN ÖNLENMESİ 28<br />

Halis TANYERİ<br />

Skender ELELE<br />

Macit TOKSOY<br />

BAKIM EKONOMİSİ 32<br />

Rıza BARLAS<br />

Yazı Yayım Koşullan :<br />

Yazılar daktilo ile yazılmış İki kopya olarak, yazının 100 sözcükten oluşan Türkçe ve<br />

İngilizce özeti, yazarın kısa özgeçmişi, adresleri ve telefon numaraları ile birlikte gönderilmelidir.<br />

Fotoğraflar net ve temiz olmalı, mUmkUnse negatifi gönderilmeli, şekiller basım<br />

için aydınger ya da beyaz kağıda çini mürekkebi ile çizilmelidir. SI birimleri kullanılmalıdır,<br />

özgün ve Derleme yazılardaki görüşler yazarına, Çevirilerden doğacak sorumluluk<br />

ise çevirene aittir. Gönderilen yazılar başka bir yayın organında yayımlanmamış olmalıdır.<br />

Yayın kurulu gönderilen yazılar üzerinde gerekil gördüğü düzeltmeyi yapmaya<br />

yetkilidir. Dergide yayımlanan yazılara bir dergi sayfası için özgün ve Derleme yazılarda<br />

3.000.-TL. Çeviri yazılarda 2.000.-TL net ödeme yapılır. Dergideki yazılar kaynak gösterilmek<br />

koşuluyla başka yayın organlarında yayımlanabilir.<br />

Abone Koşullan :<br />

<strong>Makina</strong> <strong>Mühendisleri</strong> odası'nın Türkiye'deki üyelerine parasız gönderilir.sayısı 500.-TL;<br />

Yıllık abone 5.000.-TL; 6 aylık 2.750.-TL. + KDV uygulanır.Mühendislik eğitimi yapan<br />

öğrencilere % 50 İndirim yapılır. Yurt dışı abone 35 ABD Doları.<br />

Reklam Fiyatları ve Koşullan :<br />

ön İç Kapak: 350.000.-TL, Arka Kapak: 450.000.-TL, Arka I ç Kapak: 300.000.-TL, I ç<br />

Sayfa: 125.000.-TL, 1/2 sayfa: 62500.-TL, 1/4 Sayfa: 31250.-TL, 1/8 sayfa: 15.625.-<br />

TL., İç Tanıtım Sayfası: 600.000.-TL, İkinci Kapak: 5 00.000 .-TL.+KDV uygulanır. Derginin<br />

sayfa boyutları 20 x 27 cm'dlr. Reklam filmleri 17 x 24 cm, 17 x 12 cm, 17 x 16<br />

cm. 8.5x6 cm. boyutlarında gönderilmelidir. Her bir ek renk İçin 20.000.-TL, renk<br />

sUzUmu için 15.000.-TL. ödenir. Reklam bedelleri fatura tarihinden başlayarak 15 gün<br />

İçinde Türkiye İş Bankası, Ankara Yenişehir Şubesindeki 8987 NO:IU hesaba vatırılır.<br />

ANKARA ŞUBESİ : Sümer Sok. 36/1, 06442 Demİrtepe/Ankara. Tel : 30 35 15 - 30 02 38 * İSTANBUL ŞUBESİ : İstiklâl Cad. 99 Ankara<br />

I şhanı, Kat: 4, 80060 Beyoğlu/istanbul, Tel : 145 03 63 - 145 03 64 * İZMİR ŞUBESİ : Ali Çetlnkaya Bul.No:12 Kat:l D.l 32220<br />

GUndoğdu Alsancak/izmlr, Tel : 21 74 68 - 22 08 11 * ADANA ŞUBESİ : Atatürk Cad. Ekmekçiler Ap; 171/3, Tel : 33504 - 01120 *<br />

BURSA BÖLGE TEMSİLCİLİĞİ : Hacılar Mahallesi Eceler Sok. Beysel Apt. Kat: 4. Tel : 14834 -16471 * DİYARBAKIR BÖLGE TEM-<br />

SİLCİLİĞİ : Inanoğlu Cad. Ebru Apt. Kat: 1 D:l Tel : 11571 * TRABZON BÖLGE TEMSİLCİLİĞİ: Uzun sok. EBA Çarşısı Kat: 4 No : 33<br />

Tel : 17 76 69* Basıldığı Tarih : Temmuz 1986, Baskı Sayısı : 18 5 00


Son aylarda kamuoyunu en fazla meşgul eden konulardan biriydi Çemobil. Turizm Bakanı'nın<br />

demeçlerinden günlük tüketici - esnaf ilişkilerine, dışsatım • dışalımc ısından binlerce konutta aile<br />

bireylerinin akşam üstü sohbetine kadar gündemden eksik olmadı radyasyon. Çok şeyler yazıldı, çok<br />

şeyler söylendi. Yetkili ağızlardan ısrarla radyasyon ölçümlerinin açıklanmamasıyla da söylentiler<br />

türedi, giderek çoğaldı ve bu toz, duman içinde de "gerçeği", "bilimseli"yakalayabilmek oldukça<br />

zorlaştı. Bu sayımızda bu konuda üyelerimizin genel beğenisini kazanacağını umduğumuz oldukça<br />

özenli bir çalışmayı yayınlıyoruz. Ayrıca bakım mühendislerinin ilgisini çekeceğini sandığımız "Bakım<br />

Ekonomisi", kapak konusu da yaptığımız "İnşaat ve Montaja Dönük Proje Yönetimi", tasarımdan<br />

montaja kadar çok geniş bir yelpazede mühendislik yapan üyelerimizin karşılaştığı belUbaşlı sorunlardan<br />

biri olan "malzeme" üzerine bir çalışma "Çelik Malzemeler; Makine Mühendisliği Açısından<br />

Türkiye'de Durum", devam etmesini planladığımız "Buhar Sistemlerinde Kondens Kayıplarının<br />

Bulunması ve Kayıpların önlenmesi" gibi çeşitli makaleleri sayfalarımızda bulacaksınız. Nitel açıdan<br />

sizleri tatmin edebileceğini umduğumuz bir sayı oldu 318. sayı.<br />

Beğeneceğinizi umarız.<br />

YAYIN KURULU<br />

MÜHENDİS VE MAKİ NA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986


İnşaat - montaja<br />

dönük<br />

proje yönetimi*<br />

Naci UĞUR<br />

PETKİM A.Ş. Aliağa Müessesesi<br />

İnşaat - montaja dönük proje yönetimi yaklaşımı,<br />

geleneksel proje yönetiminde, mühendislik temin ve<br />

inşaat-montaj aşamalarını kaçınılmaz olarak ayıran<br />

engelleri kaldırmayı hedeflemekte ve işin başından<br />

sonuna kadar görevli ekipler arasında çok yönlü bir<br />

işbirliği anlayışı getirmektedir.<br />

The project -management approach about erection<br />

aims at to remove the difficulties ıvhich seperate<br />

the engiheeringassurance and erection steps one from<br />

another, in the traditional project management<br />

inevitably, and also offers a multilateral cooperation<br />

of the charged teams during the ıvhole vuork.<br />

Burada bahsedilen sistem "arabayı atın önüne bağlamayın<br />

deyimine ters düşmektedir. Fakat bir yatırımda<br />

gerçekten de araba hep önde gidebilir.<br />

İnşaat - montaja dönük proje yönetimi olarak isimlendirebileceğimiz<br />

"arabanın atın önüne bağlandığı ' bir yaklaşım<br />

son zamanlarda çok güncel oldu. Tesis yatırımcıları<br />

projelerin yapılabilirlik özelliğini ilk safhadan itibaren<br />

giderek daha fazla önemsemeğe başladılar, işlerini bu yaklaşımdan<br />

planlamanın yararlarını çok iyi anladılar ve yatırımlarına<br />

uyguluyorlar. Son günlerde hazırlanan ihale<br />

dosyalannda bunu sık sık görmek mümkün oluyor.<br />

İnşaat-montaja dönük proje yönetimi yaklaşımı, bir<br />

yatırımın maliyetini düşürmek ve gerçekleşme süresini<br />

kısaltmak hedeflerinin inşaat -montaj sırasında işyerine<br />

yapılacak proje, malzeme ve teçhizat desteğine bağlı<br />

olduğu temeline dayanır. Bunu sağlamak için de inşaatmontaj<br />

gereksinimlerinin yatırımın ilk aşamalarından itibaren<br />

yapılan mühendislik ve temin programlannda önceliklerle<br />

gözönüne alınmalıdır. Bunun dışında önemli bir konu<br />

da, mühendislik tasarımlarında yapılabilirlik özelliğinin<br />

sağlanmasına dikkat edilmesidir. Böylece inşaat montajın<br />

gereksinimlerini mühendislik ve temin döneminin güdücüsü<br />

* Mart 1985 "Hydrocarbon Processing<br />

olmakta ve öncelikle ele alınmaktadır. Neticede yatırımın<br />

henüz başlangıcında daha anlamlı bir proje planlaması<br />

yapılabilmekte ve işleri aksatacak birçok sorundan kurtulmak<br />

mümkün olmaktadır. Anahtar teslimi iş üstlenen<br />

müteahhit firmalar için bunun rekabet edilirlik açısından<br />

önemi açıktır.<br />

Sistemin Avantajları<br />

İnşaat-montaj öncelikli proje yönetimi düşüncesinin<br />

yatırımın belli bölümlere ayrılarak yönetildiği sisteme göre<br />

bazı önemli avantajları vardır.<br />

Yatırımın mühendislik ve makine, teçhizat temin hizmetleri<br />

çok daha iyi planlanabilir.<br />

İnşaat -montaj faaliyetlerini destekliyecek proje ve malzeme<br />

sevkiyatı gibi iki ana konu ilk mühendislik çalışmalarının<br />

başladığı dönemde planlanabilir. Tesisin hangi bölümlerinin<br />

mühendislik hizmetlerinin daha önce yapılması<br />

gerektiği hangi makina ve teçhizatın öncelikle satın alınmasının<br />

uygun olduğu gibi kararlar çok önceden verilir.<br />

Sakin bir inşaat-montaj dönemi geçirmek için bu dönemin<br />

öncelikleri ve iş sıralan planlanır.<br />

İlk mühendislik çalışmalarının yapıldığı dönemlerle<br />

proje grubuna dahil edilecek bir inşaat-montaj danışmanı<br />

saha için gerekli bütün proje ve malzeme, teçhizat sevkiyat<br />

öncelik sıralamasını tesbit edebilir. Tipik bir mühendislik/temin/<br />

inşaat montaj, anahtar teslimi ihalesinde sözleşme<br />

imzalanmasından sonra inşaat - montajı etkiliyecek<br />

ilk kararlann verildiği bir kaç ay içinde söz konusu sıralama<br />

yapılmalıdır. Böylece görevli herkes, işin kendi ilgilendiği<br />

bölümden çok tümüne nasıl , nerede katkıda bulunabileceğini<br />

görür ve mümkün olacak her şeyin yapılması<br />

sağlanır. 'Bizim sorumluluğumuzda değil' özrü tamamen<br />

ortadan kalkar.<br />

Yatırımla ilgili problemler erken belirlenebilir ve çözümlenebilir.<br />

Bu sistem inşaat-montaj döneminde karşılaşacak problemlerin<br />

çok önceden belirlenmesini ve böylece gerekli<br />

önlemlerin en etkili olabilecekleri zamanda alınmasını<br />

sağlar. Yatınmın belli dönemlere ayrılarak yürütüldüğü<br />

geleneksel yönetimde bu hususlarda hata yapmak kaçınılmaz<br />

olmaktadır. Yatırımın ilk görevlileri arasında inşaat<br />

montaj elemanı olmadığından birçok problem sahada<br />

işler başlayıncaya kadar meydana çıkmaz. İnşaat-montaj<br />

döneminde görülecek malzeme ve proje eksikliklerinin bu<br />

dönemde çözümlenmesinin daha iyi olacağına dair yanlış<br />

bir inanış vardır. Fakat malzeme ve proje sevkiyatında<br />

sorunlar çıkıp eksikler anlaşılmağa başlanınca genellikle<br />

en çabuk ve kolay çözümler aranır. Bu ise problemlerin<br />

kesin çözümünü hep en sona bırakır.<br />

Şimdi inşaat- montaja dönük proje yönetimi yaklaşımı<br />

ile işin çok başlarında bir inşaat-montaj programı yapılmakta,<br />

proje ve malzeme, teçhizat sevkiyatındaki muhtemel<br />

aksamlar ile bunları gidermek için sarfedilecek mühendislik<br />

ve temin masraflannın çok anlamlı ve faydalı<br />

analizleri hazırlanmaktadır. Yöneticilerin en önemli görevi<br />

yatırımı geciktirebilecek problemleri önceden keşfetmek<br />

ve çözüm yollarını aramaktır.<br />

Uygulama projelerinde yapılabilirlik özelliği daha iyi<br />

sağlanır.<br />

MÜHENDİS VE MAKİ NA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986<br />

3


Alşılmış Konvansiyonel Yönetim<br />

Sözleşme imzası, mühendisliğin başlaması<br />

Müteahhit firmalara teklif isteme mektuplarının<br />

gönderil mesi<br />

İhalenin neticelendirilmesi inşaat -Montaj<br />

danışmanın proje ekibine dahil edilmesi<br />

Mühendislik ve temin programlarına uygun<br />

montaj programının yapılması<br />

inşaat - montajın başlaması<br />

Mühendisliğin tamamlanması<br />

İnşaat -montajın bitimi<br />

Yatırım Yaşamaları<br />

inşaat<br />

5,5<br />

7,5<br />

Ay<br />

8,5<br />

12,5<br />

26<br />

1<br />

2<br />

3<br />

4<br />

5<br />

7<br />

İnşaat- montaj öncelikli yönetim<br />

Sözleşme imzası, mühendisliğin başlaması<br />

inşaat -montaj danışmanın proje ekibine dahil edilmesi<br />

İnşaat -montaj gereksinimleree uygun olarak mühendislik<br />

ve temin programları<br />

İnşaat - montaj sırası<br />

CPM programları ve malzemelerinin sevkiyatı önceliklerini<br />

veren programlar<br />

İnşaat montaj için sözleşme dosyasının hazırlanması<br />

Müteahhit firmalara teklif isteme mektuplarının gönderilmesi<br />

İhalenin neticelendirilmesi<br />

8 İnşaat montajın başlaması<br />

12,5 Mühendisliğin tamamlanması '<br />

24,5 inşaat montajı bitimi<br />

Şekil 1 Konvansiyonel yatırım yönetimi İle İnşaat montaja öncelik veren yaklaşımın karşılaştarılması<br />

Son olarak bu yaklaşım sayesinde mühendislik tasarımlarında<br />

uygulama kolaylığı ve yapılabirlik daha çok göz<br />

önüne alınır. Proje mühendislerinin çoğu sahadaki uygulama<br />

deneyimlerinden kopuk olarak çalışırlar. Çizdikleri<br />

projenin nasıl inşa edildiğini görmez ve hangi projelerin<br />

montaj tesisinde daha verimli olduğunu bilmezler. Saha<br />

tecrübesine sahip bir inşaat montaj danışmanı mühendislik<br />

bölümüne pratiğe dönük görüşlerini aktararak onların<br />

çalışmalarında daha tutarlı olmalarını sağlar. Proje mühendisleri<br />

arasında ekipte bulunan danışman projelere pratik<br />

bir yön kazandırabilir. Diğer taraftan kendisi de zor montaj<br />

uygulamaları gerektiren tasarım özellikleri hakkında daha<br />

iyi bilgi sahibi olur. Böylece hem kişilerin karşılıklı olarak<br />

birbirlerinden yararlanması, hem de takım çalışması dolayısı<br />

ile yatırımın daha iyi gerçekleştirilmesi sağlanmış olur.<br />

Uygulama<br />

Şekil 1 de mühendislik /temin/ inşaat montaj süresi<br />

geleneksel yöntemle 26 ay olan bir yatırımda çeşitli aşamaların<br />

zamanlama yönünden karşılaştırılması yapılmıştır.<br />

Burada inşaat-montaja dönük proje ve yönetimi yaklaşımı ile<br />

gerekli resim ve malzeme teçhizatın daha öne sağlanabileceği<br />

, inşaat - montajın erken başlıyabileceği ve neticede<br />

toplam yatırım süresinin daha kısa olabileceği görülmektedir.<br />

26 aylık toplam süre 24,5 aya inmiştir. İnşaat-montaja<br />

dönük proje yönetimi yaklaşımı ile daha çok kazanç<br />

sağlamak için sözleşme imzasından itibaren iki ay içinde<br />

inşaat-montaj danışmanı proje ekibine dahil edilmelidir.<br />

Böylece onun gerekli programlan zamanında yapması<br />

mümkün olabilir.<br />

inşaat - Montaj Programının Yapılması<br />

Danışmanın ilk yapacağı iş mühendislik ve temin çalışmalarına<br />

esas olacak montaj programını hazırlamaktır.<br />

Tesisin ilk hazırlanan pilot planından ve adanusaat tahminlerinden<br />

harekete çeşitli üniteler için inşaat-montaj sırasını<br />

tesbit eder. Bu sıralama inşaat-montaj faaliyetlerinin<br />

en verimli ve ekonomik programıdır. Program yıllann<br />

deneyimine dayanır ve mühendislik, temin, lojistik ve<br />

ağırparça montajı ile ilgili tüm sınırlamalan göz önüne alan<br />

en optimum bir çözüm olmalıdır. Genelde tüm diğer detay<br />

programlann dayandığı bir dokümandır. Montaj sırasını gösteren<br />

pilot plan, proje ekibine dağıtılır. Mühendislik tasarımları<br />

ve malzeme teçhizat temin ile ilgili öncelikler artık<br />

belirlenmiştir.<br />

A Sahası<br />

A<br />

Fırın<br />

B Sahası<br />

AJık<br />

—<br />

E Sahası<br />

n<br />

D D<br />

LJ<br />

Kompresör<br />

mmtm<br />

Boru kanalı<br />

C Sanan<br />

}<br />

Esaniorltr<br />

0 Saha»<br />

I<br />

O u<br />

KulcUr<br />

Şekil 2 Bir petroklmya Ünitesinde İnşaat-montaj 1$ sırası<br />

Şekil 2. inşaat, montaj öncelik sırasını gösteren örnek<br />

bir dokümandır. Görüldüğü gibi inşaat montajın A sahasında<br />

başlaması planlanmıştır. Çünkü fınn montajı diğer teehizatlann<br />

montajından çok daha uzun süre almakta böylece<br />

kritik hattı meydana getirmektedir. B sahasında tank<br />

montajı yapılacaktır. Bu montaj da fırından sonra ikinci<br />

uzun süreli montajdır. C sahasında üçüncü öncelikli eşanjör<br />

montajı yapılacaktır. Çünkü eşanjörler imalata fabrikalarda<br />

nisbeten daha önce bitirilip teslim edilebilmektedir. B ve<br />

C sahasında komşu olan boru kanalının da bu sahalarla<br />

birlikte inşa edilmesinin planlandığı dikkati çekmektedir.<br />

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986


Şekil 3 Şekil 2'deki İnşaat - montajın CPM programı<br />

Bunun sebebi normal inşaat montaj tercihi olarak boru<br />

kanalları erken yapılır ve buralarda inşaat işi bırakılmaz.<br />

Böylece boru malzemelerinin ve hazırlanan "spool'lann<br />

doğrudan boru kanalı ürezindeki taşıyıcı yapılara yerleştirilmeleri<br />

mümkün olur. D ve E sahasındaki işler ise kompresör<br />

ve kulelerin güç sevkıyatı dolayısı ile en sonda yapılmaktadır.<br />

CPM Programı (Kritik Hat Yöntemi İle Planlama)<br />

İnşaat montaj sırasını gösteren dokümanın dağıtımından<br />

sonra danışman her bir ünite için CPM programı taslağı<br />

hazırlar. Bu program her bir ünitedeki montaj sahalarında<br />

iş sıralamasını tanımlar.(Şekil 3)<br />

Program mümkün olduğu kadar detaylı olmalı ve son<br />

mühendisljk, tedarik bilgilerine göre hazırlanmalıdır. Böylece<br />

CPM programı mühendislik, tedarik ve inşaat montajın<br />

faydalandığı hakiki bir kontrol dokümanı olur. CPM'in<br />

önemli fonksiyonlarından biri de inşaat-montaj danışmanına<br />

malzeme teçhizatın sevkıyat önceliklerini belirten<br />

tabloyu hazırlama olanağı vermesidir.<br />

CPM üzerinde çalışarak danışman malzeme teçhizat sevkiyat<br />

tablosunu hazırlar. Şekil 4. Bu tabloda inşaat montajın<br />

akışına uygun olacak şekilde malzeme ve teçhizatın<br />

sahada bulunmalarına gereken tarihler verilmektedir. Tablo<br />

projelerin hazırlanması ve malzeme, teçhizat şevkinin<br />

inşaat-montaj ihtiyaçlarına uygun olmasını sağlar. Söz konusu<br />

doküman "bulk" malzemelerle teçhizatların sahaya<br />

sevkedilme listesi olmaktan başka mühendislik ve temin<br />

çalışmalarında kullanılan önemli bir rehberdir.<br />

Ç»llk iMtnıtlM. V*<br />

Wu mıntljı<br />

kamprcsitr<br />

yerleştirin*<br />

J L_<br />

MÜHENDİS VE MAKİ NA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 19B6<br />

Şekil 4<br />

¥> 21 22 23 24 25<br />

Malzeme<br />

veya<br />

teçhizat no<br />

A 20000<br />

e ısooo<br />

6 24000<br />

M 58000<br />

A 20000<br />

* 50000<br />

H30000<br />

|M5*000<br />

A 20000<br />

2201 C<br />

Î O 2 C<br />

J<br />

H30000<br />

H58000<br />

AŞOOOO<br />

1OİE<br />

194 E<br />

•ili» MSM00<br />

A 20000<br />

109 J<br />

H30000<br />

M 58000<br />

Tarif<br />

A Sahası - Temel malzemesi<br />

-Fırın çelik matı<br />

- Coü malzemesi<br />

-Yer üstü borular<br />

24 S et ayda<br />

in*aat montaj<br />

bitimi<br />

lir 10<br />

a Sahası -Teme* malzemesi 10<br />

- tank malzemesi 1 . 13<br />

• Çelik yakılar i '9 ı<br />

-Yer üstü toruiar ' ?C<br />

C Sahi»ı-Ti T il malzemesiı '•><br />

13<br />

18<br />

-E»iıjör U<br />

-tşsn'i&r<br />

-Eşanjbr<br />

-Çeıık yapı<br />

-Yer üstü borular<br />

DS»hası-Ttm«; maltemesı<br />

-K»le<br />

-KuU<br />

-CH^yıp.<br />

Yer 'östü borular<br />

E Sahası-Temel maızemesi<br />

-Kompresör<br />

-Çctik yapı<br />

-Yet üstü borular<br />

U<br />

u<br />

15<br />

17<br />

16<br />

13<br />

17<br />

19<br />

16<br />

1»<br />

19<br />

21<br />

Şekil 3'dekl CPM programına uygun olarak malzeme ve<br />

teçhizat sevkıyat programı


İnşaat Montaj İhale Dosyaları<br />

Danışman bundan sonra inşaat montaj programlarını<br />

yaparken elde ettiği bilgileri de kullanarak ihale dosyalarının<br />

hazırlanmasını koordine eder. Şekil 1 de görüldüğü<br />

gibi çalışmalarına 4.cü ayda başladığı için inşaat montajdan<br />

makul bir süre önce müteahhit firma veya taşaronlann<br />

seçimini yapabilir. CPM programının öncelikle elde<br />

edilmiş olması dolayısı ile teklif isteme dosyasında sadece<br />

işin başlangıç, istenen bitiş tarihlerini belirtmekle kalmaz,<br />

sözleşmenin bir parçası olacak daha detaylı porgramı ilave<br />

edebilir. Montajın inşaat, mekanik, elektrik, enstrüman<br />

v.s. gibi kalemlere ayrılarak taşaron firmalar arasında ihale<br />

edildiği hallerde aşağıdaki noktalarda katkılar da bulunabilir.<br />

îhale dosyasında işin özelliklerini ve öncelikleri açıklayarak<br />

programlar hakkında önerilerde bulunabilir.<br />

Teklif isteme mektuplarını kontrol ederek taşaron<br />

firmalar arasında kapsam girişimlerini önleyebilir.<br />

Müteahhit firmalarla teklif verme öncesi yapılacak<br />

bilgilendirme toplantılarına başkanlık edebilir ve ihalenin<br />

sonuçlandırılması ile ilgili tüm çalışmalara katılabilir<br />

Projelerin Yapılabilirliği<br />

Sistem sayesinde proje ekibine mühendislik çalışmalarının<br />

uygulama imkanları üzerindeki uyarılar zamanında<br />

yapılarak onlara inşaat-montaj uzmanlığı kazandırılabilir.<br />

İnş2at-montaj programlarını hazırladıktan sonra danışman<br />

mühendislik tasarımları ile malzeme teçhizat tedariki ka-<br />

rarlarında uygulamaya dönük danışmanlık yapar. Yapılan<br />

resimleri inceler önemli montaj zorluklarına dikkati çeker<br />

ve gerekli gördüğü proje ve malzeme değişikliği gibi çözüm<br />

yolları hakkında fikir ve görüşlerini bildirir.<br />

SONUÇ<br />

Geleneksel proje yönetiminde mühendislik, temin ve<br />

inşaat momtaj aşamaları kaçınılmaz olarak bir takım<br />

engellerle ayrılmıştır. înşaat-montaja dönük proje yönetimi<br />

yaklaşımı bu engelleri kaldırmayı hedeflemekte ve işin<br />

başından sonuna kadar görevli ekipler arasında çok sıkı<br />

bir işbirliği anlayışı getirmektedir.<br />

Bu yaklaşımın geleneksel yönetime çok önemli üstünlükleri<br />

vardır. Yatırım daha kısa zamanda ve daha ucuza<br />

gerçekleştirilir. Böylece:<br />

1- Mühendislik ve tedarik çalışmaları çok önceden<br />

planlanarak inşaat montaj'm gereksinimlerini zamanında<br />

sağlamak ve en verimli saha çalışmasını temin etmek hedefine<br />

ulaşılır.<br />

2- Sorular gecikmeye sebep olmadan çok önce teşhis<br />

edilir ve çözülür.<br />

3- Mühendislik tasarımlarında yapılabilirlik özelliği çok<br />

daha önemle göz önüne alınır.<br />

Bu yönetim yaklaşımı bir yatırımın daha kısa zamanda<br />

ve daha ucuz gerçekleştirilebilmesi için atılması gereken<br />

adımlardan birini temsil eder. Başarının formülünü dün<br />

yaptığımızı bugün daha ucuz ve daha çabuk yapmak<br />

olarak özetliyebiliriz. Bütün yapacağımız iş ilk adımı<br />

atmaktır. Gerisi daha kolay gelir.<br />

DÜZELTME<br />

314. sayımızda yayınlanan "Akış Problemlerinin Çözümü için Diyagramlar" başlıklı yazının yazan<br />

Sn. Hüseyin Şalvarlı'nın yazı ile ilgili yolladığı düzeltmeler dergi basıldıktan sonra elimize geçtiği için<br />

ancak şimdi yayınlayabiliyoruz. Elimizde olmayan bu yanlışlık için özür dileriz.<br />

S.-yfa,'Sütun<br />

16/1<br />

'.ti ,'2<br />

lli/2<br />

18/2<br />

18,2<br />

18/2<br />

Sayfa 19<br />

sütun 1<br />

Yanlışı<br />

1 1<br />

16 Re log, 0 e<br />

logıo t 1 ) logıo"<br />

5 n<br />

= 87 N/m 2<br />

n = 3.934<br />

1 1<br />

16 Re logıo e<br />

logıo (1 ) '°gı on<br />

5 n<br />

f = 0.005568<br />

1 1<br />

'~ [ 4 1<br />

16 4x10 logıon<br />

logıo d ) log.o 3.934<br />

5 3.934<br />

5<br />

= 4x0.005568 x x 10 3 x (04) 2<br />

0.1<br />

= 89 N/m 2<br />

VII) Metotlar, homojen akışkan karışımlarına<br />

uygulanabilir.<br />

f - f<br />

f (<br />

16 [<br />

= 87.4 N/m 2<br />

n = 3.935<br />

Doğrusu<br />

Re logıo 6<br />

logı o -r— - (1 - — ) logı on<br />

f- 1 1 * I 2<br />

J<br />

16-<br />

Re logıo e '<br />

logı o —r (1- — ) logı o n<br />

f = 0.005490<br />

1 1<br />

f 1 - f<br />

1<br />

f<br />

J<br />

16 4xlO 4 log^o e<br />

logıo (1 3-935-) logıo 3.935<br />

5<br />

= 4x 0.005490 x x 10 3 (0 4) 2<br />

0.1<br />

= 87.8 N/m 2<br />

VII) Metotlar homojen karışımlara<br />

uygulanabilir.<br />

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986<br />

1


Çernobil<br />

yeni bir<br />

dönemeç mi?<br />

Siyami ESER<br />

<strong>Makina</strong> Müh.<br />

Nedenleri ve sonuçlan ile tüm dünya kamuoyunda<br />

tartışılan ve etkileri yalnızca şimdiye dek yaşanan olaylarla<br />

sınırlı kalmayıp, günümüzden çok ilerilere uzanacak<br />

olan, Sovyetler Birliği'nin Ukrayna Cumhuriyeti sınırları<br />

içindeki Çernobil Nükleer Enerji Santralında meydana<br />

gelen kaza, tahminlere göre, 25 Nisan Cuma günü soğutma<br />

sistemindeki bir aksamayla başladı ve yine tahminlere<br />

göre (Bknz Mühendis ve <strong>Makina</strong>, Şubat 1986) şu olaylar<br />

zincirini izleyerek birçok ülkeyi etkileyecek boyutlara<br />

ulaştı:<br />

Nedeni kesin olarak belirlenmeyen soğutma sistemi<br />

aksaklığı, reaktör kalbinde'ki sıcaklığın 2000°C dolaylarına<br />

yükselmesine ve uranyum dioksit yakıt çubuklarını<br />

çevreleyen zirkonyum alaşımlı zarfların ve basınç tüplerinin<br />

ergimesine yol açtı. Sistemde bulunan su buharı ergimiş<br />

zirkonyumla tepkimeye girdi ve hidrojen açığa çıktı.<br />

(Bir varsayıma göre operatörler reaktör kalbindeki sıcaklık<br />

yükselmesinin önüne geçebilmek için sisteme büyük miktarda<br />

su verdiler. Ancak reaktör sıcaklığı bu önlemin yarar<br />

sağlayabileceği sınırın ötesine geçmiş olduğundan sonuç<br />

yalnızca kızgın buharın ortaya çıkması oldu.) Kızgın buharın<br />

2800°C a ulaşan reaktör kalbi sıcaklığında zirkonyum,<br />

uranyum dioksit ve grafit çubuklarla tepkimeye<br />

girmesiyle hidrojene ek olarak metan ve karbon monoksit<br />

gazları da oluştu. Bu yanıcı gazlar, basınç tüplerindeki<br />

parçalamayla ortama giren oksijenle birleşince binanın<br />

çatısını havaya uçuran bir patlama meydana geldi vereaktör<br />

koruyucu beton kaplama (containment) içine alınmamış<br />

olduğundan — yüksek sıcaklıkta tutuşan grafit çubuklardan<br />

çıkan duman ergimiş nükleer yakıttan yaydan<br />

radyoaktif izotopları da emerek radyoaktivite yüklü bulutlar<br />

şeklinde atmosfere karışmaya başladı.<br />

Kazanın Sovyetler Birliği sınırlarını aşan etkilerinin ilk<br />

belirtileri, 28 Nisan Pazartesi günü ortaya çıkmaya başladı.<br />

0 sabah isveç'in Forsmark Nükleer Enerji Santralı'nda çalışanlardan<br />

birinin ayakkabıları üzerindeki koruyucu kılıfta<br />

yüksek radyasyon olduğu belirlendi önce bir sızıntı<br />

olduğu düşünülerek santral boşatıldıysa da yapılan kontrollarda<br />

herhangi bir aksaklığa rastlanmadı, ülkedeki diğer bazı<br />

istasyonlardan da radyasyonun normal düzeyinin 100<br />

MÜHENDİS VE MAKİ NA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986<br />

katına çıktığı haberleri alınınca, kaynağın ülke dışında bir<br />

yerlerde olduğu anlaşıldı. Radyasyon düzeyi insan sağlığına<br />

zarar verecek kadar yüksek değildi, ama biryerlerde<br />

olağandışı bir durumun varlığının belirtisi olması nedeniyle<br />

rahatsız ediciydi. İsveçli bilim adamları, aynı gün öğleden<br />

sonra çevrede kripton, zenon, iyot, sezyum ve kobalt<br />

radyoizatoplarının varlığını saptayınca yeri bilinmeyen bir<br />

nükleer santralde en azından bir kısmı kalp erimesi olduğu<br />

sonucuna vardılar.<br />

öğleden sonra saat 2 ye doğru İsveç in kıyı kesimi<br />

üzerinde radyoaktif bulutların varlığı belirlendi. Rüzgar<br />

birkaç gündür kuzey-batıya doğru esmekteydi. Rüzgarın<br />

esiş yönünün tersine doğru çekilen bir hat, Minsk üzerinden<br />

Sovyetler Birliği'nin üçüncü büyük şehri olan 2,5 milyon<br />

nüfuslu Kiev dolaylarına ulaşmaktaydı. Bu konuda<br />

Sovyetler Birliği yetkililerine yöneltilen sorulara önce<br />

herhangi bir olağandışı durumun olmadığı yanıtı verildiyse<br />

de, akşam 9.02'deki bir televizyon programında Çernobil<br />

nükleer santralında bir kaza meydana geldiği dünya<br />

kamuoyuna duyuruldu ve gerekli önlemlerin alınmakta<br />

olduğunun bildirilmesiyle yetinildi Açıklamaların yetersiz<br />

kalması, bu konuda çeşitli spekülasyonların ortaya atılmasına<br />

yol açtı. Kazada binlerce kişinin öldüğü iddia ediliyordu.<br />

Çarşamba günü Sovyet yetlililerince yapılan açıklamada<br />

iki kişinin öldüğü, 197 kişinin de tedavi altında<br />

olduğu bildirildi. (Bu yazının hazırlandığı günlerde ölenlerin<br />

sayısının 20'ye yükseldiği ve bu sayının daha da artabileceği<br />

belirtiliyordu.) Ayrıca radyasyonu önleme konusundaki<br />

çalışmalarda gelişme sağlandığı belirtiliyordu.<br />

Bu noktada akıllara takılan soru, kazanın başlangıcından<br />

itibaren yüksek radyasyona maruz kalma durumunda olan,<br />

yakındaki yerleşim merkezlerinin, zamanında boşaltılıp<br />

boşaltılmadığı ve başvurulan diğer koruyucu önlemlerin<br />

ne ölçüde etkili olacağıydı. Nitekim kazayı izleyen iki hafta<br />

içinde binlerce kişinin Kiev'den ayrıldığı öne sürülüyordu.<br />

Ayrıca Kiev belediye başkanı, 250 bin öğrencinin tatile<br />

erken çıkmasının kararlaştırıldığını açıklıyordu.<br />

SAYILARIN ÜZÜNTÜ VEREN DİLİ<br />

Radyasyon bulutlarının etkilediği Avrupa ülkelerinde<br />

kazayı izleyen günlerde bir panik havası esti. Niteliğini<br />

ayrıntılı olarak bilmedikleri ve duyu organlarıyla algılayamadıkları<br />

bu gizli tehlike karşısında insanlar çaresizliği<br />

yaşadılar. Radyasyon etkisindeki bölgelerden elde edilen<br />

süt ve süt ürünlerinin, sebze ve meyvelerini satışları durduruldu.<br />

Hayvanların bu bölgelerde otlatılmasınla önüne<br />

geçilmeye çalışıldı, yağmur sularından uzak durulması<br />

öğütlendi. İsviçre ve B. Almanya'da radyasyon 10 rem*<br />

in üzerine çıkmıştı. Avusturya'da hamile kadınların ve<br />

6 yaşından küçük çocukların evden dışarı çıkmamaları<br />

öğütlendi. Romanya'da ülke çapında alarm ilan edildi.<br />

Polonya'da Sovyet sınırından 90 km uzaklıktaki Siedlce<br />

kasabasında 3000 çocuğa iyot kapsülü yetiştirilmeye çalışılıyordu.<br />

Çernobil'den 740 km uzaklıkta bulunan, Polonya'nın<br />

diğer bir yerleşim merkezinde, Mikrolojki'de<br />

ise radyasyon normal değerinin 500 katına çıkmıştı.<br />

Mikolojki'liler ortalama bir yılda alınan radyosyon mik-<br />

* Röntgen filmi çekimi sırasında maruz kalınan radyasyon miktarı<br />

0,02 rem civarındadır.<br />

R a$y n birimleri bkn<br />

*<br />

1986 ı ^y ° '?'" *= Mühendislik ve <strong>Makina</strong> Haziran


tarım 10. saate almışlardı. Bu nedenle mide rahatsızlıklarının<br />

arttığından söz ediliyordu. Daha da kötüsü aşarı<br />

radyasyona maruz kalan kişilerden bir kısmının ileriki yıllarda<br />

kansere yakalanabilecekleri belirtiliyordu. Nitekim<br />

Çernobil kazası nedeniyle hastalanan bazı kişilere kemik<br />

iliği nakli ameliyatı yapmak üzere Moskova'ya giden Amerikalı<br />

doktor Robert Gale uzun dönemde Sovyetler Birliği'<br />

nde 100 kişinin radyasyonla ilgili hastalıklara yakalanacağı<br />

tahmininde bulunuyordu. Amerika Doğaş Kaynaklan<br />

Koruma Konseyi görevlisi Dr Thomas Charon ile Princeton<br />

üniversitesi öğretim üyesi Dr Frank von Hippel ise, bazı<br />

bilim adamlarının fazla karamsar, bazılarının ise fazla<br />

iyimser buldukları şu öngürülerde bulunuyorlardı:<br />

Kazadan sonra kavaya karışan Sezyum 137 radyoizotopu<br />

(yan ömrü 30,2 yıl) 4 bin dolayında kişide kansere<br />

yol açacak. Sovyetler Birliği'nin batı kısımlarında, Doğu<br />

Avrupa'da ve İskandinavya'nın bir bölümünde yaşayan<br />

100 milyon insandan 2 bini uzun dönemde kanser nedeniyle<br />

yaşamlannı yitirecek, iyot 131 (yan ömrü sekiz gün ise<br />

yine bu 100 milyon kişiden 24 bininde tiroid bezi anormalliklerine<br />

yol açacak. 8 bin kişi tiroid bezi kanserine yakalanacak<br />

ve bunlardan 500'ü ölecek. Aynca süte ve diğer gıda maddelerine<br />

karışan iyot-131 120 bin tiroid bezi rahatsızlığına,<br />

40 bin kanser olayına ve bu nedenle 2 bin kişinin<br />

ölümüne yol açacak. Radyoaktif bulutların ülkemize ne<br />

ölçüde etkilediği konusunda yetkili makamlarca ayrıntılı<br />

açıklama yapılmadı, özellikle Trakya'da yapılan ölçümlerde<br />

radyasyon düzeyinin yükseldiğinin ortaya çıktığı<br />

biliniyor. Ülkemizdeki yabancı elçiliklere gönderilen<br />

ölçüm raporlarından gazetelere yansıdığı kadanyla 4 Mayıs<br />

1986 Pazar günü Edirne de ölçülen değer saatte 57<br />

mikroröntgen, istanbul'da ise saatte 12 mikroröntgen.<br />

Yine bu raporda, sütlerde yapılan radyoaktivite ölçümlerinin,<br />

en yüksek radyoaktivite oranının Edirne bölgesi<br />

sütlerinde olduğu gösterdiği ve değerinin litrede 510<br />

bekerel (bq) olduğu belirtiliyor.<br />

Radyasyonun vücutta yaratacağı zararlar, maruz kalınan<br />

radyasyon düzeyine bağlı olmaktadır. Tüm vücudun ani<br />

olarak radyasyona maruz kalması durumunda, kısa dönemde<br />

ortaya çıkaracağı rahatsızlıklar ve ne ölçüde ölüm tehlikesi<br />

yaratacağı şu şekilde sayılara dökülmüş:<br />

1000-5000 rem 1 ile 14 gün içerisinde ishal, yüksek<br />

ateş, kanın kimyasal dengesinin bozulması<br />

gibi hastalıklar ortaya çıkarır.<br />

% 100 ölüm tehlikesi bulunmaktadır.<br />

600-1000 rem (Çernobil çevresinde radyosyonun,<br />

yangın süresince bu düzeyde olduğu<br />

tahmin edilmektedir) 4-6 hafta içinde<br />

kandaki akyuvar miktarının büyük<br />

ölçüde düşmesi, ciltte lekelerin belirlenmesi,<br />

şiddetli bağırsak rahatsızhklan.<br />

% 80-100 ölüm tehlikesi.<br />

200 -600 rem 4-6 hafta içinde kandaki akyuvar<br />

miktannın büyük ölçüde düşmesi, ciltte<br />

lekelerin belirmesi. % 50 ölüm tehlikesi<br />

100-200 rem Kandaki akyuvar miktannın düşmesi.<br />

Kısa dönemde ölümle sonuçlanacak<br />

hastalıklara yol açamaz. Uzun dönemde<br />

kanser tehlikesi.<br />

100 rem'in altı Bulantı ve kusma, ölüm tehlikesi<br />

yok *<br />

Nükleer santrallann ne ölçüde güvenli olduğu konusundaki<br />

tartışmalar yıllardır süregelmektedir. Ancak konunun<br />

öneminin, bir ay öncesine kadar, kamuoyunun büyük bir<br />

kısmınca yeterince anlaşılamadığı söylenebilir. Gerçi<br />

China Syndrome (Nükleer enerji santrallannda kalp erimesi<br />

sonucu, yakıtın santral tabanını delerek toprağa kanşması<br />

olayına verilen ad.) isimli filmi izleyenlerin yakından<br />

hissettikleri gibi, nükleer santrallann yapılarında, her an<br />

kâbusa dönüşebilecek bir potansiyeli barındırdığı bilinmekteydi,<br />

ama bunun sinema perdesinden, kitap sayfalanndan<br />

ya da oluşturulan bilgisayar kaza modellemelerinden<br />

gerçek yaşama bu denli geniş boyutlarda taşacağına<br />

fazla ihtimal verilmemişti, öyleki kazadan kısa bir süre<br />

önce tam bir kalp erimesi olayıyla 10 bin yılda bir karşılaşılabileceği<br />

yolunda görüşler ileri sürülmektedir.<br />

DÜNYADA TEPKİLER<br />

Kazadan sonra ABD'de yapılan kamuoyu yoklamalan<br />

nükleer santrallar konusundaki duyarlılığın arttığını gösteriyordu<br />

(ülkemizdeki eğilimlerin ne ölçüde değiştiği<br />

konusunda ise henüz bir araştırma yok.)<br />

Nükleer santrallardan elektrik enerjisi elde edilmesine<br />

olumlu yanıt verenlerin oranı kaza öncesinde % 40 iken<br />

kaza sonrasında % 34'e düşmüş, karşı olanların oranı ise<br />

% 44'ten % 49'a çıkmış. "Amerika daki nükleer santrallann<br />

önemli bir kazaya yol açmadan çalışabileceklerine<br />

inanıyormusunuz?" sorusuna olumlu yanıt verenlerin sayısı<br />

% 55'ten % 50'ye düşerken, olumsuz yanıt verenlerin<br />

oranı % 35'ten % 39'a yükselmiş. Dahası ankete katılanlann<br />

% 70*1 yaşadıktan bölgenin 10 km uzağına nükleer santral<br />

kurulması fikrine karşı çıkmışIar.Bu son oran 1979 yılında<br />

ABD deki Three Mile Island nükleer enerji santralı kazasından<br />

önce % 45, kaza sonrasında ise % 6 idi.<br />

Ancak doğan tepkiler ülkeden ülkeye değişik özellikler<br />

gösterdi.<br />

Toplam elektrik enerjisinin % 65'ini nükleer santrallardan<br />

sağlayan Fransa'da (Çizelge 1) santral kazası fazla yankı<br />

uyandırmadı. Fransa'nın çeşitli uluslararası sürtüşmelere<br />

yolaçan denizaltı nükleer denemelerinin de ülke içinde<br />

önemli tepkilerle karşılaşmadan sürdüğü bilinmekteydi.<br />

Buna karşılık Hollanda'da, gazetelerde, yapımı durdurulan<br />

iki nükleer santrala, Sovyetler Birliği ndeki kazanın<br />

tam bir incelenmesi yapılıp, ayrıntıları belirleninceye kadar<br />

tek bir taşın bile konmaması yönünde görüşmeler yer<br />

almaktaydı, ingiltere de de bir süredir nükleer güçten kaçınma<br />

eğilimleri artmaktaydı. Federal Almanya'da ise uzun<br />

süredir nükleer enerjiye karşı geniş kitlelerin katıldığı<br />

gösteriler düzenlenmekteydi. Bununla birlikte, bazı çevreler,<br />

nükleer enerjinin, doğadaki diğer enerji kaynaklarının<br />

giderek azalması karşısında başvurulması zorunlu bir seçenek<br />

oluşturduğunu vurgulamaktalar. Elektrik enerjisini,<br />

hidroelektrik, termoelektrik ya da diğer yollardan sağlayabilecekleri<br />

doğal kaynakları sınırlı olan Fransa ve Japonya<br />

gibi ülkeler için, nükleer santrallann daha da büyük<br />

önem taşıdığına kuşku yok. Aynca bazı nükleer santrallardan-Çemobil<br />

deki gibi-nükleer silah yapımında kullanılan<br />

plütonyumun elde edilmesinde de yararlanıldığı biliniyor.<br />

Günümüzde yeryüzündeki nükleer santrallann ülkelere<br />

göre dağılımı ve santrallardan elde edilen elektrik enerjisinin<br />

toplam enerjiye oranı Çizelge l'de verilmiştir.<br />

MÜHENDİS VE MAKİN A DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986


Çizelge I yeryüzündeki Nükleer santrallar ve sağladıkları Elektrik<br />

Enerjisi oranları<br />

Ülke<br />

Arjantin<br />

Belçika<br />

Brezilya<br />

İngiltere<br />

Bulgaristan<br />

Kanada<br />

Çekoslavakya<br />

Doğu Almanya<br />

Finlandiya<br />

Fransa<br />

Macaristan<br />

Hindistan<br />

italya<br />

Japonya<br />

Hollanda<br />

Pakistan<br />

Güney Afrika<br />

Güney Kore<br />

İspanya<br />

tsveç<br />

İsviçre<br />

Tayvan<br />

SSCB<br />

ABD<br />

Batı Almanya<br />

Yugoslavya<br />

Çalışan Reaktör<br />

Sayısı<br />

2<br />

8<br />

1<br />

33<br />

4<br />

16<br />

5<br />

5<br />

4<br />

40<br />

2<br />

6<br />

3<br />

33<br />

2<br />

1<br />

4<br />

4<br />

8<br />

12<br />

5<br />

6<br />

50<br />

98<br />

18<br />

1<br />

Elde Edilen Elektrik<br />

Enerjisi Yüzdesi<br />

23<br />

60<br />

1<br />

19<br />

32<br />

12<br />

15<br />

12<br />

38<br />

65<br />

5<br />

2<br />

4<br />

27<br />

6<br />

2<br />

18<br />

18<br />

24<br />

42<br />

34<br />

59<br />

11<br />

16<br />

30<br />

5<br />

Kazayı izleyen günlerde, batı ülkelerindeki enerji ve<br />

çevre sağlığı yetkilileri, Çernobil'deki kazanın bu denli<br />

büyük zararlara yol açmasını santralın beton bir kaplama<br />

içine alınmamış olmasına, artık eskimiş bir teknoloji olan<br />

nükleer tepkimenin grafit çubuklarla denetimi yönteminin<br />

(RBK tipi reaktörler) kullanılmış olmasına ve güvenlik<br />

önlemlerine yeterli önemin verilmemesine bağlıdır. Ancak<br />

bugüne değin değişik ülkelerde ortaya çıkan nükleer santral<br />

kazaları gözden geçirildiğinde, bazı bilim adamlarının, hiç<br />

kimsenin hiç bir sistem için tam güvence veremeyeceği<br />

doğrultusundaki görüşlerinin dayanaklarını ortaya çıkıyor:<br />

12 Aralık 1952: Kanada'da Ottowa yakınlarındaki Chalk<br />

River enerji santralında 4 denetim çubuğunun yanlışlıkla<br />

çıkarılması reaktör kalbinde kısmi erimeye neden oldu.<br />

Santral içinde 4 milyon litre radyoaktif su birikti.<br />

7 Ekim 1957: İngiltere'de Liverpool'un kuzeyinde, Windchale'deki<br />

plütonyum üreten santralde de nötronları yavaşlatmak<br />

için grafit kullanılmaktaydı. Çıkan bir yangın karbondioksitle<br />

söndürülemeyince su kullanıldı. Radyoaktif<br />

maddeler 600 km 2<br />

'lik bir alanı kirletti.<br />

24 Haziran 1959'. Los Angeles yakınlarında, Santa Susana<br />

da bulunan deneysel amaçlı nükleer santralda soğutma<br />

sisteminin durması sonucu 43 yakıt biriminden 12'<br />

si eridi. Radyoaktivite santral içinde tutulabildi.<br />

MÜHENDİS VE MAKİ NA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986<br />

3 Ocak 1961: îdaho şelalesi yakınında, ordunun kullandığı<br />

deneysel amaçlı nükleer reaktörde, kontrol çubuklarının<br />

yanlışlıkla reaktör kalbinden çıkarılması sonucu<br />

buhar patlaması meydana geldi. Bu kaza üç teknisyenin<br />

ölümüne neden oldu.<br />

5 Ekim 1966'- Detroit'e 55 km uzaklıktaki gösteri amaçlı<br />

Enrico Fermi nükeer santralında, kısmi kalp erimesi meydana<br />

geldi. Radyasyon santral içinde tutulabildi.<br />

5 Haziran 1970'. Morris'te Edison şirketinin Dresden II<br />

nükleer santralında bir ölçüm aletinden gelen hatalı sinyal<br />

reaktörde iki saat süreyle kontolun kaybedilmesine yol<br />

açtı. İçerdeki radyoaktif iyot miktarı izin verilen düzeyin<br />

100 katına çıktı. Dışarı sızıntı olmadı.<br />

19 Kasım 1971 : Minnesota'da, Monticello daki santralın<br />

atık madde deposu taştı. Yaklaşık 190 000 İt radyoaktif<br />

atık su Missisippi nehrine karıştı.<br />

22 Mart 1975- Alabama eyaletinde, Decatur'daki bro*.. s<br />

Ferry santralında mumla hava kaçağı kontrolü yapan bir<br />

teknisyen, güvenlik sisteminin elektrik kablolarının tutuşmasına<br />

neden oldu. Soğutma suyu akımı tehlikeli bir<br />

düzeye düştü. Radyoaktif madde kaçağı olmadı.<br />

28 Mart 1979: ABD'de, o zamana kadar meydana gelen<br />

en büyük kazada. Pennysylvania'da Harrisburg yakınlarında<br />

bulunan Three Mile Islancl'daki iki reaktörden birisinde,<br />

cihaz ve insan hatalarının üst üste gelmesiyle kısmi<br />

kalp erimesi oldu.<br />

7 Ağustos 1979 : ABD'de Tennesseee eyaletinde gizli bir<br />

nükleer santraldan çıkarılan zenginleştirilmiş uranyum,<br />

1000 kişinin normalde bir yılda alınan radyosyonun 5<br />

katına maruz kalmalarına neden oldu.<br />

11 Şubat 1981: Tennessee eyaletinde Sequoyah 1 santralından<br />

sızan 40000 İt radyoaktif soğutma suyu 8 işçiye<br />

zarar verdi.<br />

8 Mart 1981 '. Japonya da Tsuruga'daki nükleer santralda<br />

bir tanktan saatlerce süren bir radyoaktif su sızıntısı oldu.<br />

Sızıntıyı gidermeye çalışanlar radyasyona maruz kaldılar.<br />

Olay kamuoyuna, 6 hafta sonra yakınlardaki kıyılarda<br />

radyoaktivitiye rastlanınca açıklandı.<br />

25 Ocak 1982 : ABD'nin Newyork eyaletinde, Rochester<br />

yakınlarında, Dochester Gaz ve Elektrik Şirketinin Ginna<br />

Nükleer Enerji Santralında koruyucu beton binaya radyoaktif<br />

su sızıntısı oldu ve bir miktar radyoaktif su buharı<br />

havaya karıştı.<br />

9 Haziran 1985 : ABD'nin Ohio eyaletinde Oak Harbor<br />

da, Edison Şirketinin Dais-Besse santralında en azından<br />

16 cihaz ve insan hatasının ard arda gelmesi, Three Mile<br />

Island'daki olaylar zincirine benzer bir durum yarattı.<br />

Yardımcı soğutma sistemi pompalarının çalışması, kalpte<br />

erime olmasını engelledi.<br />

4 Ocak 1986: ABD'de, Oklahoma eyaletinde, Gore'de<br />

bulunan Kerr Mc Gee Şirketinin bir santralında, nükleer<br />

yakıt üretiminde kullanılan bir kimyasal madde olan uranyum<br />

heksaflorid'in hatalı ısıtılması bir kişinin ölümüne,<br />

100 kişinn yaralanmasına yol açtı. Yörede radyasyon artışı<br />

görüldü.<br />

Not: Sovyetler Birliği ve diğer Doğu Bloku ülkelerindeki<br />

kazalar konusunda ayrıntılı bilgi bulunmadığından döküme<br />

bu ülkeler dahil edilmemiştir.<br />

Three Mile Island Kazası:<br />

ABD'nin tarihindeki en büyük nükleer santral kazasın-<br />

9


da ilk aksaklık soğutma sistemindeki arızayla ortaya çıktı.<br />

Daha sonra basınç ayar vanası (relief valve) 155 bar basınçta<br />

açıldı. Bu arada, nükleer reaksiyonu durdurma sistemiana<br />

soğutma devresi basıncı 162 bar iken-devreye girdi.<br />

(Scramof the reactor) Basınç 152 bara düştü. Bu aşamada<br />

basınç ayar vanasının kapanması gerekirdi, ama kilitlendiği<br />

için kapanmadı.. Yardımcı su besleme pompalan (Auxiliary<br />

feed water pumps) devreye girerek ana soğutma sistemi<br />

basıncını gerekli düzeye çıkardı. Fakat bu arada<br />

muhtemelen bakım çalışmaları sırasında doğan bir hata<br />

nedeniyle buhar üretme birimine (steam generator) su gönderen<br />

vanalar kapanır. Buna bağlı olarak basınç sağlayıcı<br />

birimdeki (pressurizer) su düzeyi hızla yükselmeye başlar.<br />

Yüksek basınçlı acil soğutma sistemi (high pressure emerggency<br />

core cooling) 110 bar civarında bir basınçta devreye<br />

sokulur. Su ile beslenemeyen buhar üretme birimleri tamamen<br />

kurumuştur. Basınç sağlama birimindeki su düzeyi<br />

ölçülebilir düzeyin üstüne çıkar. Operatör birinci ve ikinci<br />

yüksek basınçb soğutma sistemi pompalarını kapatır.<br />

Ana soğutma sistemi devresindeki basınç 93 bar ve sıcak<br />

kısım (hot leg) sıcaklığı 307° C olur. Böylece ilk kez sistemde<br />

kaynama koşullan oluşur. Operatör yardımcı su besleme<br />

sistemi vanalarının hatalı pozisyonunu düzeltir ve<br />

buhar üretme birimine su gönderilmeye başlanır. Halâ<br />

açık durumda takılı kalmış olan basınç düşürme vanasından<br />

su boşalmaktadır. Operatör su buhar kanşımının kavitasyon<br />

yaratması nedeniyle ana soğutma sistemi pompalarını<br />

kapatır. Reaktör kalbinde sıcaklık yükselir. Takılı kalan<br />

basınç ayar vanasından su akışı devrede seri olarak bağlı<br />

bulunan bir vananın kapanmasıyla önlenir. Devredeki<br />

basınç 148 bara çıkar. Su-buhar kanşımı yoğunlaşır ve<br />

bu nedenle reaktör kalbinin üst kısmı susuz kalır. Bu aşamada<br />

reaktör kalbinde sıcaklık 2500°C civanna çıkar ve hasar<br />

(kısmı erime) meydana gelir.<br />

Kazaya neden olan hatalar, sonradan yapılan değerlendirmelerde<br />

iki gruba aynlıyor:<br />

a) insan hataları. Kazaya ana neden olarak gösterilen<br />

basınç düşürme vanasının açıldıktan sonra takılı kaldığının<br />

anlaşılamaması, yardımcı soğutma sistemi vanasının kapandığının<br />

farkına varılmaması ve ana soğutma sistemi pompalarının<br />

kapatılması önemli insan hataları olarak gösteriliyor.<br />

b) Sistem hataları. Su besleme sisteminde bir arıza<br />

olması durumunda, reaktörde reaksiyonun durdurulması<br />

süreci (seram) ana soğutma sistemi basınç düzeyine göre<br />

başlatılmaktadır. Basınç düşürme vanasının açılma basıncı<br />

seram' basıncından daha düşük olduğundan, bu tür bir<br />

acil durumda ayar vanasının açılması kaçınılmaz olmaktadır.<br />

Basınç ayar vanası doğrudan ayarlanmayıp, bir yardımcı<br />

vana tarafından kontrol edilmektedir.<br />

Buhar üreticileri ikincil devre tarafında çok az hacimde<br />

su bulundurabilmekteydi. Bu nedenle su beslemesi yapılamayıncaa,<br />

yaklaşık bir dakika içinde buhar üreticisi tamamen<br />

kurudu.<br />

Yardımcı soğutma sistemi yalnız iki değişik şekilde<br />

devreye sokulabilmekteydi.<br />

GÜVENLİK ÖNLEMLERİ<br />

Nükleer santrallann güvenirliğini artırmada iki ana<br />

kavramdan söz ediliyor: Kontrol sistemlerinde fazlalık ve<br />

çeşitliliğin sağlanması.<br />

Fazlalık bütün kritik sistemlerde yedek devrelerin bu-<br />

10<br />

lun ması anlamına gelmektedir. Acil kalp soğutma sisteminde<br />

çift pompa, çift boru, çift ölçme elemanı bulundurulması<br />

yada santralım gerek duyduğu elektriğin birden<br />

fazla kaynaktan, örneğin birbirinden bağımsız iki ayn hattan<br />

sağlanması ve bunun yanında çift dizel jenaratörü<br />

bulundurması gibi önlemler fazlalık ilkesinin uygulama<br />

örneklerini oluşturmaktadır.<br />

Çeşitlilik ise, örneğin, tek bir pompaya gereksinim<br />

duyulan bir yerde, ikisi buharla ikisi elektrikle çalışan<br />

dört pompa bulundurulması şeklinde açıklanmaktadır.<br />

Aynı ilke doğrultusunda, acil bir durum söz konusu olduğunda,<br />

nükleer reaksiyonun bir kaç değişik yolla durdurulabilmesine<br />

olanak sağlanmaktadır: Kontrol çubuklannın<br />

indirilmesi, kalbe reaksiyonu frenleyici soğutma<br />

sıvısının gönderilmesi, vb. Bir reaktör tasanmında kontrol<br />

çubuklannı hareket ettirecek 6 değişik sistem oluşturulduğu<br />

bildirilmektedir. Bir diğer tasanmda soğutma sisteminin<br />

arızalanması durumunda, kalbe daha üç değişik yoldan su<br />

verebilme olanağı sağlanmıştır: Yüksek basınç pompalan, '<br />

alçak basınç pompalan ve basınçlı su tankı. ' j<br />

Kumanda odalannda da bazı değişikliklere gidilmektedir.<br />

Eski tip kumanda odalarında gerekli bilgiler ve alarm<br />

göstergeleri operatörlerin denetiminde güçlük çekmelerine<br />

neden olacak kadar çok sayıda iken yeni tiplerde santralın<br />

tüm sistemlerinin normal çalışıp çalışmadığı tek bir ekranda,<br />

Sekizgen şeklindeki bir görüntüyle denetlenmektedir.<br />

Herhangi bir kısmındaki anza sekizgen şeklin çarpılmasına<br />

yol açmakta, böylece operatör daha üst düzeydeki bilgi<br />

kaynaklanna gerektiğinde, başvurmaktadır.<br />

RADYOAKTİF KALINTILARIN TEMİZLENMESİ:<br />

Nükleer santral kazalannın yolaçtığı diğer çok önemli '<br />

bir sorun ise kaza sonrası, reaktörün ve çevresinin nükleer<br />

artıklardan temizlenmesinde doğan güçlüklerdir.<br />

Three Mile Island (TMI) kazasının üzerinden yedi yıl<br />

geçti. Bu sürede milyonlarca litre radyoaktif su filtrelerden<br />

geçirildi, dağ gibi yığılan kalıntılar Washington eyaletinin<br />

Richland bölgesinde bulunan bir nükleer artık deposuna<br />

taşındı. Bu işler için harcanan paranın yanm milyar dolan<br />

bulduğu, ancak yapılan işlemlerin yapılması gerekenlerin<br />

yalnızca üçte birini oluşturduğu belirtiliyor. Aynca TMI<br />

kazasında hasar gören 2 nolu ünitenin bir daha asla çalıştırılamayacağı<br />

ve 1 no lu ünetenin de kazadan beri kapalı<br />

olduğu not ediliyor.<br />

Çernobil'deki kazanın TMI kazasından daha büyük<br />

boyutlu olduğu ve radyoaktivitenin koruyucu bina olmadığı<br />

için çevreye daha geniş ölçüde yayıldığı gözönüne<br />

alındığında, Sovyetler Birliği'ni ne denli güç bir işin beklediği<br />

kolayca anlaşılmaktadır.<br />

Nükleer güç kullanımının zaman zaman ne kadar pahalı<br />

bir faturası olduğu, yaşanarak öğrenilirken, nükleer santrallar<br />

konusunun, ülkemizdeki dahil, pek çok ülkede daha<br />

uzun süre gündemde kalacağı anlaşılmaktadır. Kuşkusuz<br />

TMI kazasında olduğu gibi Çernobil olayından» da nükleer<br />

santrallann güvenirliğinin artırılması açısından gerekli bazı<br />

dersler çıkanlacaktır, ancak merak konusu olan, nükleer<br />

santral teknolojisinde, kazalardan çıkarılacak daha ne kadar<br />

ders kaldığı sorusu olmaktadır.<br />

KAYNAKÇA<br />

1 .Selence Digest Haziran 1985<br />

2 . Newsweek 12 Mayıs 1986<br />

3 .Time 12 Mayıs 1986<br />

MÜHENDİS VE MAKİN A DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986


Çelik malzemeler;<br />

makina<br />

mühendisliği<br />

yönünden<br />

Türkiye'deki durum<br />

Doç. Dr. Mehmet YÜKSEL<br />

KÜ <strong>Makina</strong> Mühendisliği Bölümü<br />

TRABZON<br />

Çelikler, bütün mühendislerin en çok kullandığı<br />

malzemeler arasındadır. Türkiye'deki çelik tüketimi,<br />

kişi başına 70kg/yıl ile az gelişmiş ülkeler seviyesindedir.<br />

Yurdumuzda bilinçli bir çelik piyasası oluşmadığı gibi<br />

bazı çelik üretim tesislerimizden de üretilen çelik<br />

kaliteleri hakkında bilgi toplamak zor olmaktadır.<br />

Çelikler ilgili Türk standartları üreticinin ve tüketicinin<br />

rağbetini bulamamıştır. Buna neden olarak,<br />

standartlarımızda rastlanan eksiklikler ve itinasızlıklar<br />

görülmektedir. Çelik standartları revizyona muhtaç<br />

durumdadır, üniversite ve yüksek okullarımızda<br />

malzeme bilgisi eğitimi koordine edilmeli, tanım ve<br />

işaret farklılıkları kaldırılmalıdır. Çelik üreticisinin,<br />

tüketicisinin ve eğiticisinin mutabık kaldığı<br />

standardizasyona gidilme zorunluğu ve gereksinmesi<br />

vardır. Kamu ve özel çelik üreticilerinin birleşerek<br />

kuracakları ve finanse edecekleri bir çelik enstitüsünün,<br />

araştırma, yayın ve danışmanlık yönünden sonsuz<br />

yararları olabilir.<br />

Steel is the commonly used material by the engineers.<br />

Turkey uıith 70 kg/year per capita belongs to the<br />

less developed countries Aside from the lack of a<br />

concious steel market in Turkey, it is difficult to<br />

gather Information about the steel product quality<br />

in some of the establishments producing steel. Turkish<br />

Standars on steel haven't received the attention of<br />

both the producers and the consumers . As a reason<br />

of this inadequacies and inaccuracies in standards<br />

are forwarded. Standards on steel are needing revisions.<br />

The education of materialsscience must be coordinated<br />

in universities and in higher schools and discrepencies<br />

in definitions and lettering must be eliminated. There<br />

is a must and need of standardisation in ıvhich steel<br />

producer, consumer and educator ali agree. A steel<br />

institute uıhich is fovnded and financed by public<br />

and private sector steel producers in union may offer<br />

endless benefits in research, publications and<br />

consultancy services.<br />

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT :27 SAYI: 318 TEMMUZ 1986<br />

GİRİŞ<br />

<strong>Makina</strong> Mühendisinin kullandığı malzemelerin % 90'<br />

dan fazlasını metal malzemeler teşkil eder. Eğer taş ve<br />

beton hariç tutulursa, bu kural, bütün mühendislik dalları<br />

için geçerlidir.<br />

Metal malzemeleri, "demir" ve "demir olmayan metaller"<br />

diye ikiye ayıracak olursak, bunların yıllık üretim<br />

miktarlarının birbirlerine göre oranlarının 15:1 olduğu<br />

görürüz.<br />

1982 yılında dünya çelik üretimi 643.6 milyon ton olmuştur<br />

1>2.1983 yılında ise bu rakam ancak 66,8 milyon<br />

tona çıkabilmiştir. Bugün tüm demir-çelik tüketimi dünyada<br />

700 milyon ton/yıl ise, ki muhakkak daha düşük<br />

olacaktır, demir olmayan metaller ancak 50 milyon ton/<br />

yıl kadardır 3.<br />

1984 yılı için Türkiye'deki çelik üretimi 4.3 milyon ton<br />

olarak verilmektedir. Kamuya ait üç entegre demir-çelik<br />

tesisinde (Erdemir, Karabük ve İsdemir) 1984 yılında<br />

üretilen çelik miktarı toplam 2.9 milyon olarak verilmektedir^.<br />

Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. 1984<br />

faaliyet raporunda kendi üretimleri 1.544.00 ton sıvı çelik<br />

olarak veriliyor.<br />

8-10 Aralık 1981 tarihlerinde yapılan Demir-Çelik<br />

Semineri'ne bir tebliğde, o yıl Türkiye genelinde üretilen<br />

sıvı çeliğin % 23.4'ünün özel kesim metalürji tesislerinde<br />

üretildiği belirtilmektedir^.<br />

Yurdumuzda üretilen çeliklerin % 95'ten fazlasını genel<br />

yapı çelikleri ve inşaat çelikleri oluşturmaktadır. Bunlar<br />

genel tabiriyle- vasıfsız çeliklerdir. Yani alaşımsız oldukları<br />

gibi, içindeki fosfor, kükürt gibi katışkı maddeleri nispeten<br />

geniş toleranslar içindedir. Alaşımsız kalite ve soy çeliklerle,<br />

alaşımlı çeliklerin küçük bir kısmı çok az tesis tarafından<br />

üretiliyor. Pek çok alaşımlı çelik, paslanmaz çelikler<br />

gibi, takım çeliklerinin bir kısmı gibi, Türkiye'de hemen<br />

hemen hiç üretilemiyor ve ihtiyaç dış alımla karşılanmak<br />

zorunda kalınıyor.<br />

Kişi başına düşen yıllık çelik tüketimi, gelişmiş bir ülkeye<br />

oranla çok aşağılarda olan ülkemizde (ki bu miktar Türkiye'de<br />

60-70 kg ve gelişmiş ülkelerde 400 kg'ın üzerindedir),<br />

alaşımsız çelikler dahi ihtiyaca yetecek kadar üretilmemekte<br />

ve ithal edilmek zorunda kalınmaktadır.<br />

TÜRKİYE'DEKİ ÇELİK PİYASASI<br />

Yurtiçi üretiminin tüketiminden az olması nedeniyle<br />

arz-talep dengesi, tüketicinin aleyhine bozuktur. Bu denge,<br />

yakında beklenen inşaat sektörünün canlanmasıyla, daha da<br />

bozulacaktır. Durum, genel yapı ve inşaat çeliklerinde<br />

böyle olduğu gibi, sanayileşmenin hızlanmış olmasından<br />

dolayı alaşımsız kalite ve soy çeliklerle alaşımlı çeliklerde<br />

de aynıdır.<br />

<strong>Makina</strong> mühendisliğinde genel yapı çeliklerinin, yani<br />

kütle çelikleri (kitle çelikleri) yanında vasıflı çeliklerin<br />

önemi son derece büyüktür. Kütle çeliklerinin dışında kalan<br />

diğer bütün çeliklere vasıflı çelik tabiri kullanılmaktadır.<br />

Vasıflı çeliklerin fiziksel ve kimyasal özelliklerinin daha<br />

üstün olması, pek çok makina ve aksamının sadece bunlar<br />

yardımıyla yapılabilirliğini getirmiştir. Bilhassa ihracatın<br />

daha da artmasını ve ağırlığın özellikle sanayi ürünlerine<br />

kaymasını istediğimiz bu dönemde yurdumuzda sağlıklı<br />

bir vasıflı çelik piyasasının oluşması son derece önemlidir.<br />

11


Tüketici açısından, makina mühendisi için yurdumuzda<br />

düzenli bir çelik piyasasının var olduğu iddia edilemez.<br />

Bazı istisnalar hariç, çelik satıcısından, sattığı çeliklerin<br />

kalitelerini öğrenmek mümkün olmamaktadır. Çoğunun<br />

yaptığı ayrım sadece: "demir", "çelik", "hava çeliği" gibi<br />

genel kavramlarda tükenmektedir. Büyük çaba sarfetmeden,<br />

bizzat büyük çelik fabrikalarımızın bazılarından dahi ürettikleri<br />

çelik kalitelerinin ne olduğunu öğrenmek imkansızdır.<br />

Yurdumuzda düzenli, bilinçli ve tüketiciye yardımcı<br />

olan bir çelik piyasasının oluşturulması görevi çelik müstahsillerine<br />

düşmelidir. Mevcut çelik üretim tesislerinin<br />

kapasite artışları ve yeni üretim tesitlerinin kurulması,<br />

dışalımın liberalleştirilmesi, bugünkü üretici lehine olan pazar<br />

dengesini yakında tüketici lehine ve gerçek rekabet ortamına<br />

çevirecektir. Çelik üreticileri kendilerini bu duruma<br />

hazırlamalı ve pazarlama yöntemlerini modernleştirmelidirler.<br />

Gelişmiş ülkelerde çelik piyasası, dengeyi tamamen<br />

tüketici lehine bozmuş ve çelik üreticisi bugün zor durumlara<br />

düşmüştür, tkinci dünya savaşı sonunda dünya çelik<br />

üretiminin % 50'sini, yani yarısını, elinde bulunduran ABD,<br />

bugün ancak % 11 gibi bir orana gerilemiştir. Federal Almanya<br />

ve diğer sanayileşmiş ülkelerden sık sık, büyük<br />

demir-çelik fabrikalarının birleştiği haberleri gelmektedir.<br />

Bu ülkelerde, örneğin Federal Almanya'da ham çelik<br />

üretimi 1091 yılında 41,6 milyon ton iken, 1982'de 35,9<br />

milyon tona ve bu miktar 1983'de ise 35,7 milyon tona<br />

gerilemiştir. Sanayisinin büyüme hızı genelde yüksek olan<br />

Japonya'da bile çelik üretimi 1981'de 101,7 milyon ton-dan<br />

1983'de 97,2 milyon tona gerilemiştir.<br />

TÜRKİYE'DE ÇELİK STANDARTLARI<br />

Yurdumuzda standart hazırlama, basma ve yayma görevlerini<br />

Türk Standartları Enstitüsü (TSE) yürütür. Bu<br />

ensitünün ilk görevi, gerekli bütün standartları düzenli bir<br />

şekilde hazırlayıp veya hazırlatıp kullanıma açmaktır.<br />

Dolayısıyla bu standartların kalitesinden de sorumludur.<br />

Türk Standartı (TS) olarak çıkan bu standartlar, sanayinin<br />

her kesimini ve hatta tarım ürünlerinin dahi kapsadığı<br />

için standartların hazırlanması TSE'ce enstitü harici meslek<br />

gruplarına yaptırılmaktadır.<br />

Çeliklerle ilgili TS'ler de bu meyanda zaman zaman<br />

değişen "metalürji grubu" tarafından düzenlenmektedir.<br />

Konumuzla ilgili olduğu için çelik standartlarından yayınlanmış<br />

olanlarını ve görüş almak için gönderilen taslaklarını<br />

inceliyoruz.<br />

Çeliklerle ilgili en önemli TS, bir çerçeve standart<br />

olan "Çelikler ve Demir Karbon Döküm Malzemesi Sınıflar<br />

ve İşaretler" isimli TS llll'dir. Bu standart Alman<br />

standartlarını (DİN) esas aldığı için Türkiye'deki çelik<br />

standartlarının kaynağının neresi olacağı baştan kesinleşmiş<br />

durumdadır.<br />

Alman standartları, yani DİN normları çok düzenli ve<br />

geniş kapsamlı standartlardır ve ülkemiz sanayisinin Alman<br />

sanayii ile öteden beri yakın ilişkileri vardır, üstelik teknik<br />

eğitimde de Alman ekolü yabancı değildir. Bu bakımdan<br />

yapılan seçim doğru görülebilir. Ancak TS'ler, DİN normlarının<br />

aynısı değildir. Bazen birkaç DİN normu birleştirilmiş,<br />

bazen bir DİN normu kısaltılmış ve bazen de diğer<br />

12<br />

ülke standartlarıyla harmanlanmıştır. Bu arada zaman zaman<br />

bazı uyumsuzluklar ortaya çıkmaktadır.<br />

Bir standarta hazırlanışında gerekli itinayı göstermezseniz,<br />

o standart kullanıcı tarafından fazla rağbet görmez.<br />

Burada standardizasyonun önemini tekrar vurgulamaya<br />

gerek yok. Bunu, düşünen her mühendisin idrak etmiş<br />

olması gerekir.<br />

Çok önemli olarak nitelendirdiğimiz çerçeve standart<br />

TS 1111' i ele alırsak, burada itinasızlıkların adeta kol<br />

gezdiğini görüyoruz. TS llll'de malzeme numaralarının<br />

belirlenmesindeki esasları belirleyen bir çizelge var.<br />

DİN 17007'den alınan bu çizelgenin orijinalinde, 1.38xx<br />

ile başlayan malzeme numaralarının, belirli tür çeliklerin<br />

"nikelsiz" (nickelfrei) olanlarına ayrılmış bir hane vardır.<br />

Bu haneye tercüme hatası olarak TS llll'de "nikelli"<br />

yazılmıştır. Aynı çizelgenin diğer bir yerinde, orijinalinde<br />

32 no. lu hane hız çeliklerinin kobaltlı olanlarına ayrılmıştır.<br />

TS llll'de aynı çeliklerin yeri - itinasızlık neticesi<br />

yatay olarak kaydırılmış ve 42. no.lu haneye konmuştur<br />

ve üstelik kobaltsız yazılmıştır. Sonunda örneğin hız<br />

çeliklerinin standardı hazırlanırken önce taslakta bu çeliklere<br />

malzeme numaraları verilmemiş, sonra standart kesinleşirken,<br />

yine -TS llll'e uymamasına ve ilgili çizelgede<br />

yerleri boş olmasına rağmen -1.32xx ve 1.33xx ile başlayan<br />

malzeme numraları verilmek durumunda kalınmıştır. TS<br />

llll'e ait olumsuz örnekleri çoğaltmak mümkündür.<br />

Diğer, son derece önemli bir Türk standartmı ele alırsak,<br />

TS 2162'yi, ki bu standart 1977 Şubat'ında yürürlüğe<br />

girmiştir, yani oldukça yeni bir standarttır. Burada<br />

da bazı talihsizlikleri görürüz. TS 2162 "genel yapı çelikleri"<br />

ni kapsar, yani en önemli çelik grubunu. TS 2162,<br />

Alman normlarından DİN 17100'ün Eylül 1966 baskısından<br />

çevrilmiştir. Çizelge il 6 ! Alman normları da diğer bütün<br />

standartlar gibi, dinamik bir yapıya sahiptir. Yani zamanla<br />

değişir ve kendini yeni gelişmelere uydurur. TS 2162'nin<br />

yürürlüğe sokulduğu tarihlerde DİN 17100'ün revizyon<br />

taslağı yayınlanmış durumda idi?. DİN 17100, Ocak 1980'<br />

de EURONORM 25, ISO 630 ve ISO 1052 ile uyum içinde<br />

yürürlüğe girince, TS 2162, yeni çıkmış olmasına rağmen<br />

demode durumda kaldı.<br />

Yine çeliklerle ilgili, Mart 1983'te yürürlüğe konulan<br />

yeni bir Türk Standartmı ele alalım: TS 3920 "Sıcak İş<br />

Takım Çelikleri".<br />

Stahl - Eisen- Werkstoffblatt 250 -63 de sıcak takım<br />

çeliği olarak 44'tür, Stahlschlüssel (1980)'de tam 50 tür çelik<br />

verilmiştir. TS 3920'de ise sadece beş tür çelik görüyoruz.<br />

Bu kadar radikal bir elemenin ancak bir nedeni olabilir:<br />

O da, diğer sıcak iş çeliklerinin standardizasyonuna<br />

gerek olmadığıdır. Böyle olunca, seçilen bu beş tür çeliğin<br />

yaklaşık bütün sıcak işlere yeterli olması gerekirdi.<br />

Oysa durum hiç de böyle değil. TS 3920'de çelikler şunlardır:<br />

55NiCrMoV6<br />

56NiCrM6V7<br />

(1.2713)<br />

(1.2714)<br />

X38Cr5MolV (1.2343)<br />

X40Cr5MolV (1.2344)<br />

X32Cr3Mo3V (1.2365)<br />

Bu çeliklerden ilk ikisinin birbirinden pek farkı yok.<br />

İkisinin de yaklaşık bütün kimyasal ve fiziksel özellikleri<br />

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986


Çizelge 1 Genel Yapı Çeliklerinin Alman (DİN). TUrk (TS) ve Avrupa Ortak<br />

Standartlarındaki Sınıfları<br />

DİN 17100<br />

(Ekim 1957)<br />

St34<br />

-<br />

St34<br />

U St34<br />

R St34<br />

St34-2<br />

U St34-2<br />

R St34-2<br />

M St34-2<br />

MU St34-2<br />

MR St34-2<br />

St34-3<br />

M St34-3<br />

St37<br />

U St37<br />

R St37<br />

St37-2<br />

U St37-2<br />

R St37-2<br />

M St37-2<br />

MU St37-2<br />

MR St37-2<br />

St37-3<br />

M St37*3<br />

St42<br />

U St42<br />

R St42<br />

St42-2<br />

U St42-2<br />

R St42-2<br />

M St42-2<br />

MU St42-2<br />

MR St42-2<br />

St42-3<br />

M St42-3<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

St52-3<br />

M St52-3<br />

St50<br />

St50-2<br />

M St50-2<br />

St60<br />

St60-2<br />

St70-2<br />

DİN 17100<br />

(Eylül 1966)<br />

St33-1<br />

St33-2<br />

-<br />

U St.34-1<br />

R St34-1<br />

-<br />

U St34-2<br />

R St34-2<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

U St37-1<br />

R St37-1<br />

-<br />

U £t37-2<br />

R St37-2<br />

-<br />

-<br />

-<br />

St37-3<br />

-<br />

-<br />

U St42-1<br />

R St42-1<br />

-<br />

U St42-2<br />

R St42-2<br />

-<br />

-<br />

-<br />

St42-3<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

R St46-2<br />

St46-3<br />

-<br />

St52-3<br />

-<br />

St50<br />

St50-2<br />

-<br />

St60-l<br />

St60-2<br />

St70-2<br />

DİN 17100<br />

(Ocak 1980)<br />

-<br />

St33<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

St37-2<br />

U St37-2<br />

R St37-2<br />

-<br />

-<br />

-<br />

St37-3<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

St44-2<br />

St44-3<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

St52-3<br />

-<br />

-<br />

St50-3<br />

-<br />

-<br />

St60-2<br />

St7O-2<br />

MÜHENDİS VE M AKİN A DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986<br />

Pazar (EURONORM)<br />

TS 2162<br />

(Şubat 1977)<br />

Fe33-1<br />

Fe33-2<br />

-<br />

K Fe34-1<br />

S Fe34-1<br />

-<br />

K Fe34-2<br />

S Fe34-2<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

K Fe37-1<br />

S Fe37-1<br />

-<br />

K Fe37-2<br />

S Fe37-2<br />

-<br />

-<br />

-<br />

Fe37-3<br />

-<br />

-<br />

K Fe42-1<br />

S Fe42-1<br />

-<br />

K Fe42-2<br />

S Fe42-2<br />

-<br />

-<br />

-<br />

Fe42-3<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

S Fe46-2<br />

Fe46-3<br />

-<br />

Fe52-3<br />

-<br />

Fe50-l<br />

Fe50-2<br />

-<br />

Fe60-l<br />

Fe60-2<br />

Fe70-2<br />

EU 25<br />

(Kasım 1972)<br />

-<br />

Fe310-0<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

Fe360-A<br />

-<br />

-<br />

Fe360-BFU<br />

Fe360-BFN<br />

-<br />

-<br />

-<br />

Fe360-C<br />

(Fe360-D)<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

Fe430-A<br />

Fe430-B<br />

Fe430-C<br />

(Fe430-D)<br />

-<br />

-<br />

Fe510-B<br />

Fe510-C<br />

(Fe510-D)<br />

Fe490-l<br />

Fe490-2<br />

-<br />

Fe590-l<br />

Fe590-2<br />

Fe690-2<br />

13


irbirinin aynı. İkisinin de karbon oranları % 0.50-0.60 C<br />

ve ikisinin de nikel oranları % 1.50-1.80 Ni. Diğer elementlerin<br />

oranları da yaklaşık birbirlerine eşit durumdadır.<br />

Üçüncü ve dördüncü çeliklerde de durum aynı olup,<br />

aralarında belirgin bir fark yoktur.<br />

Sonuç olarak, sıcak iş takım çeliklerinde TS 3920'de<br />

50'ye kadar çelik arasından, esasında sadece Uç çelik<br />

seçilmiştir.<br />

Diğer çelik standartlarımızda da durum maalesef pek<br />

iyi sayılmaz.<br />

Bu nedenlerle çelik standartlarımız uygulayıcı tarafından<br />

fazla rağbet görmemektedir. Daha ziyade yabancı<br />

standartlar tercih edilmektedir.<br />

Türk Standartları EnstitüsU'nün birinci görevi olan<br />

Türk Standartlarının hazırlanmasını ihmal ettiği görüşü<br />

hakimdir. Buna karşılık diğer görevini -herhalde daha kârlı<br />

olduğu için- ön plana geçirmiştir. Bu da, bazı sanayi<br />

ürünlerine "TSE- Kalite Belgesi" vermektir.<br />

Kaliteyi belirleyen belgelerin önce kendilerinin kaliteli<br />

olması görüşündeyiz. Uygulayıcının Türk Standartlarını<br />

kullanmasını istiyorsak, bu standartların düzeltilmesini<br />

sağlamak zorundayız. Yabancı standartları kullanarak<br />

TS'leri yok saymak, Türk Standartlarının kalitesini artırmıyor,<br />

aksine eski alışkanlıkların devamına cesaret yeriyor.<br />

Demir-çelik üreticilerimizin Türk Standartlarını nasıl<br />

kullandığına örnekler verelim (Çizelge 2,3,4,5).<br />

Çizilge 2 Türkiye Demir ve Çelik İşletmelerinde Oretllen ürünlere İlişkin Standardlar ve Kullanılan Malzeme Türleri [*]<br />

14<br />

PROFİLLER<br />

Normal I Profilleri<br />

Normal ti Profilleri<br />

Eşit Kollu Köşebentler<br />

Farklı Kollu Köşebentler<br />

Düz Yuvarlaklar<br />

Eğik Nervürlü Beton Çeliği<br />

Sıcak Haddelenmiş Genel<br />

Amaçlı Lamalar<br />

Platina<br />

Sıcak Haddelenmiş<br />

Dörtköşeler<br />

GI Profili<br />

Ray<br />

Profil Krepo<br />

Sıcak Hadde İmalatları<br />

Profil Cebire<br />

Sıcak Hadde İmalatları<br />

Profil Selet<br />

Sıcak Hadde İmalatları<br />

Profil Cebire<br />

Sıcak Hadde İmalatları<br />

Profil Omega<br />

Sıcak Hadde İmalatları<br />

Profil Şömineman Takozu<br />

Sıcak Hadde Mamulleri<br />

Blum ve Kütükler<br />

TS<br />

910<br />

912<br />

908<br />

909<br />

1013<br />

708<br />

-<br />

-<br />

1378<br />

-<br />

2400<br />

(DÇ:1568)<br />

(DÇ:1562-<br />

1563-1573)<br />

-<br />

(DÇ:1570-<br />

1574)<br />

(DÇ:9012)<br />

(DÇ:1584)<br />

-<br />

DİN<br />

1025<br />

1026<br />

1028<br />

1029<br />

1291<br />

488<br />

1017<br />

-<br />

1014<br />

21541/1<br />

5901/1<br />

(DDY:<br />

7A-35/8)<br />

(DDY:<br />

7A-6/8-<br />

7A-35/23-<br />

7A-35/123)<br />

(DDY:<br />

7A-35/127-<br />

7A-35/154-<br />

7A-35/172)<br />

(DDY:<br />

7A-35/2-<br />

7A-35/9)<br />

özel DÇ<br />

(21541)<br />

(DDY:<br />

7A-25/İ1<br />

7A-25/9<br />

7A-35/12)<br />

-<br />

MALZEME<br />

DİN 17100'e göre<br />

St37.2 ve St42.2<br />

St37.2 ve St42.2<br />

St37.2 ve St42.2<br />

St37.2 ve St42.2<br />

St-34-2 ve St-37-2<br />

BST 42/5ORU<br />

-<br />

Rst-34-2<br />

-<br />

-<br />

St-50, St-60-2 ve Ray G.<br />

(Ç-42)<br />

(Ç-42)<br />

(Ç-37 ve Ç-42)<br />

(Ç-37)<br />

(Ç-42)<br />

-<br />

(C34 ve C42)<br />

[*] : Kaynak : Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü Katalogu : "Esas ürünlerimiz ve Yan ürünlerimiz<br />

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI: 318 TEMMUZ 1986


Erd.<br />

Kal.<br />

No.<br />

1003<br />

1009<br />

1110<br />

1112<br />

1113<br />

1182<br />

1281<br />

v.s.<br />

SAE 1003<br />

Beynelmilel<br />

Standart<br />

Karşılıkları<br />

ASTM A-53 Gr.A<br />

Erdemir Özel<br />

Çelik Kalite Grubu<br />

Alaşımsız Normal<br />

Kütle ve Kalite<br />

Çelikleri<br />

Otomat Çelikleri<br />

Yay Çelikleri<br />

Alaşımsız <strong>Makina</strong><br />

Yapı Çelikleri<br />

Alaşimsiz <strong>Makina</strong><br />

Yapı Çelikleri<br />

Rulman Çelikleri<br />

Alaşımsız ve Alaşımlı<br />

Takım Çe-<br />

, likleri<br />

DİN 1623 USt 12 ve<br />

DİN 1614 UStW22<br />

DİN;1623 UST 13 ve<br />

DİN 1614 UStW23<br />

DİN 1623- USt 12 bakirli ve<br />

DİN 1614 UStW22 bakirli<br />

DİN 17100 USt 37-2 bakirli<br />

DİN<br />

Malzeme<br />

No<br />

1.0401<br />

1.0402<br />

1.0501<br />

1.0503<br />

1.0601<br />

1.0715<br />

1.0718<br />

1.0721<br />

1.0904<br />

1.0906<br />

1.0908<br />

1.0909<br />

1.0961<br />

1.1141<br />

1.1151<br />

1.1172<br />

1.1181<br />

1.1221<br />

1.5527<br />

1.5590<br />

1.5592<br />

1.5710<br />

1.8159<br />

1.8161<br />

1.3505<br />

1.1540<br />

1.2842<br />

NORMU<br />

Kısa<br />

İşareti<br />

C15<br />

C22<br />

C35<br />

C45<br />

C60<br />

9SMn28<br />

9SMnPb28<br />

10S20<br />

55Sİ7<br />

65Sİ7<br />

60SiMn5<br />

6OSİ7<br />

60SiCr7<br />

Ckl5<br />

Ck22<br />

Cq35<br />

Ck35<br />

Ck60<br />

40MnB4<br />

30MnB4<br />

30MnB4Cr<br />

36NiCr6<br />

50CrV4<br />

58CrV4<br />

100Cr6<br />

C1OOW1<br />

90MnCrV8<br />

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ Oİ LT : 27 SAYI :318 TEMMUZ 1986<br />

Çizelge , 3 Ereğli Demir ve Çelik Fabrikalarında<br />

üretilen ürünlere İlişkin Standardlar.*<br />

Katalogda verilen diğer tabloların hiçbirinde TS işaretine rastlanmamaktadır.<br />

[*]: Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları, Kalite Metalürji Baş Müdürlüğü<br />

(1 Ocak 1984 ) Katalogu: "Çelik Standartları".<br />

SAE ve/veya<br />

AISI Standartı<br />

1015<br />

1020<br />

1035<br />

1045<br />

1060<br />

1113<br />

1115<br />

9255<br />

9260<br />

9262<br />

1015<br />

1020<br />

1030<br />

1035<br />

1060<br />

3130<br />

6150<br />

52100<br />

W2<br />

02<br />

Çizelge 4<br />

Asil Çelik'te üretilen<br />

ürünlere ilişkin<br />

standartlar.<br />

15


Çizelge 5 Maklna ve Kimya Endüstrisi Kurumunda Oretllen ürünlere İlişkin Standartlar<br />

Çelik<br />

Türleri<br />

Mobildenli<br />

Çelikler<br />

Kromlu Çelikler<br />

Krom-Mob ildenli<br />

Çelikler<br />

Wolframlı<br />

Çelikler<br />

MKE<br />

Norm.<br />

Ç4130<br />

Ç4140<br />

Ç5L4O<br />

Ç5190<br />

Ç5İ420<br />

Ç5330<br />

Ç7245<br />

Ç71875<br />

SAE<br />

Norm.<br />

4130<br />

4140<br />

5140<br />

5190<br />

51420<br />

5330<br />

7245<br />

71875<br />

DİN<br />

Gereç Normları<br />

No<br />

1,7220<br />

1,7225<br />

1,7035<br />

1,2127<br />

1,4021<br />

1,2365<br />

1,2542<br />

1,3357<br />

v.s.<br />

34CrMo4<br />

42CrMo4<br />

41Cr4<br />

105MnCr4<br />

X20Crl3<br />

X30CrMo<br />

V33<br />

45WCrV7<br />

X75WCr<br />

V185<br />

Böhler<br />

Normları<br />

VCMm35<br />

VCLİ40<br />

VMC<br />

KK<br />

WKW2<br />

WMD<br />

7V Extra<br />

Süper<br />

Rap id<br />

Maraton<br />

Normları<br />

BSF<br />

BSH<br />

BSO Spez<br />

WKL3<br />

SPC15<br />

DURAX<br />

Mo3<br />

DURAX M2<br />

RAPÎD<br />

Yukarıdaki örnekleri çoğaltmak mümkündür. Çelik üreticilerimiz çelik malzemeleri İçin kendi standartları<br />

yanında Alman, Amerikan ve hatta yabancı firma standartlarını kullanmakta ama Türk Standartlarını<br />

pek dikkate almamaktadır. Görüldüğü kadarıyla da Türk Standartları Enstitüsü nezdlnde,<br />

TS'lerln düzeltilmesi İçin herhangi bir girişim de mevcut değildir.<br />

TÜRKİYE'DEKİ MALZEME BİLGİSİ EĞİTİMİ<br />

üniversitelerimizde malzeme derslerinin en yoğun<br />

olduğu bölümler metalürji bölümleridir. Diğer mühendislik<br />

bölümlerinin üçüncü yarıyılında (2+2) saatlik ortak bir<br />

malzeme dersi mevcuttur. Bazı bölümler, eleman durumlarına<br />

göre, ilave malzeme dersleri açmışlardır.<br />

Karadeniz üniversitesi <strong>Makina</strong> Mühendisliği Bölümü'<br />

nde, Lisans eğitiminde:<br />

• 3. yarıyılda: Malzeme Bilgisi 1 (2+2), zorunlu<br />

- 3. yarıyılda : Malzeme Muayenesi (2+1), zorunlu<br />

-4. yarıyılda: Malzeme Bilgisi II (3+1), zorunlu<br />

-6. yarıyılda: Korozyon (2+0), seçimli<br />

-7. yarıyılda: Tahribatsız Malzeme Muayenesi (2+0), seçimli<br />

-8. yarıyılda: Demir Olmayan Metaller (2+0), seçimli<br />

olmak üzere altı ders verilmektedir. Lisansüstü eğitimde ise<br />

son iki dönem<br />

- özel Çelikler I (2+0)<br />

- özel Çelikler II (2+0)<br />

- Metalografi (2+0)<br />

adlan altmda üç ayn malzeme dersi açılmıştır.<br />

Daha önceki dönemler, lisansta<br />

-Malzeme Seçimi<br />

- Plastik Malzemeler<br />

-Yüzey Tekniği<br />

16<br />

(3+0), zorunlu ders<br />

(2+0), zorunlu kol dersi<br />

(2+0), zorunlu kol dersi<br />

ve lisansüstü eğitimde de<br />

- İleri Malzeme Bilgisi (2+0)<br />

- Endüstriyel Isıl İşlemler (2+0)<br />

-Metal Fiziği (2+0)<br />

Fortuna<br />

Normları<br />

TcMo4<br />

TcMo4h<br />

Tc4 Spez<br />

WT13<br />

MoG330<br />

W A250<br />

W18<br />

gibi dersler verilmiştir. Bugün bu son grup dersleri artık<br />

açamıyoruz.<br />

Karadeniz üniversitesi <strong>Makina</strong> Mühendisliği Bölümü,<br />

malzeme bilgisi açısından şanslı bölümlerden biri sayılır.<br />

Bazı büyük üniversitelerimizin dışında, makina mühendisliği<br />

eğitiminde malzeme bilgisine bu kadar ağırlık tanındığım<br />

sanmıyoruz. Buna rağmen burada da çok etkili olunduğu<br />

söylenemez. Zira, malzeme bilgisi diğer derslerle<br />

(mukavemet, imal usulleri, makina elemanları ve konstrüksiyon<br />

gibi) uyum içinde verilmediği takdirde soyut kalır,<br />

öğrencinin eline detaylı ve komple malzeme listeleri verilebilmelidir.<br />

Bu listeler, malzemelerin bütün kimyasal, fiziksel<br />

ve teknolojik özelliklerini içermeli ve her malzemenin<br />

karşısında uygulama yerlerine örnekler bulunmalıdır.<br />

Bu şekilde hazırlanmış güvenilir bir eser Türkçe'de maalesef<br />

mevcut değildir.<br />

Ülkemizde mühendislik eğitimi 4+2, yani lisans (4) +<br />

yüksek lisans (2) sistemine göre yapılmaktadır. Bunun amacı,<br />

lisans eğitiminde pratik ağırlıklı bir ders programı<br />

uygulanması olmalıdır. Fakat uygulama böyle olmamaktadır.<br />

Lisans eğitimimiz de teori ağırlıklı olarak yürütülmekte,<br />

ancak bazı bölümlerde (örneğin KÜ'de) öğrencinin<br />

pratik eksiklikleri yüksek lisansta giderilmeye çalışılmaktadır.<br />

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986


SONUÇ VE ÖNERİLER<br />

a) Yurdumuzda çelik üreticileri, çeliklerini adlandırmada<br />

ortak bir standarta uymamaktadırlar. Kısa gösterilişlerde<br />

Alman ve Amerikan standartları en çok kullanılan<br />

Standartlar olup, en az kullanılan standart ise Türk standartıdır.<br />

Buna paralel olarak tüketici kesimde de çelik adlandırma<br />

bakımından aynı karışıklık mevcuttur.<br />

Üniversitelerdeki malzeme eğitiminde de bir eşgüdüm<br />

mevcut değildir. Tanım ve terim farklılıkları ulusal bir<br />

eğitimden farklı görünümler yaratmıştır.<br />

b) Çelik üreticileri (kamu ve özel) birleşerek bir dernek<br />

veya vakıf veya diğer bir şekilde ortak bir kuruluş<br />

oluşturmalı, bu kuruluş da bir araştırma enstitüsü, ciddi<br />

bir yayın organı ve enformasyon bürosu işletmelidir.<br />

Böyle bir kuruluş araştırmada üniversitelerle işbirliği<br />

yapabilir, sık sık seminerler düzenleyebilir, kendi konularındaki<br />

Türk standartlarını hazırlayabilir, eğitimdeki<br />

eşgüdümü sağlamak için toplantılar düzenleyebilir,<br />

benzeri yurtdışı kuruluşlarla ilişkiler kurabilir, çeliklerle<br />

ilgili kitap ve broşür yayını teşvik edebilir, çelik<br />

üretimi ve kullanımı için teknolojiber geliştirilebilir,<br />

danışmanlık yapabilir, v.s.<br />

Bazı toplantılarda bu tür tekliflere gelen reaksiyonlar<br />

çoğumuzun malumudur. Aksi reaksiyonlar, tamamen<br />

kendi kendimize olan güvensizliğin bir eseridir. Bugün<br />

yurdumuzda her konuda başarıyla araştırma yapabilecek<br />

bilim adamlarımız vardır. Bunlar her yurtdışına<br />

çıkışta büyük başarı gösterebiliyorlar. Uygun çalışma<br />

FEPOR'UN<br />

ÜSTÜN ÖZELLİKLERİ:<br />

• Tam kalınlık, tam yoğunluk, tam boyutlar<br />

• Çok yüksek ısı yalıtımı<br />

• Çok yüksek ses yalıtımı<br />

• Islanmaz, yalıtım görevini sürekli yapar.<br />

• Kalınlığı sabittir, zamanla incelmez.<br />

• Kapalı gözeneklidir, hava geçirmez.<br />

•Serttir, basınca dayanıklıdır.<br />

• Ufalanmaz, tozlaşıp dağılma/<br />

• Düşey uygulamalarda dibe yığılmaz.<br />

•Buhar difüzyon direnci yüksektir.<br />

•Aynı yalıtımı sağlayacak kalınlıktaki yalıtım<br />

malzemelerinden çok daha ekonomiktir!<br />

• 10- 12'den 30-32 yoğunluğa kadar her<br />

boyutta özel imalat mümkündür.<br />

koşullarında Türkiye'de de başanlı olabilirler, yeterki<br />

onlan bürokrasinin ve benzeri diğer unsurların esaretine<br />

sokmayalım.<br />

Böyle bir kuruluşa yurdumuzun ihtiyacı vardır. Bu<br />

görevi üniversiteler kendi başlarına yürütemez, üniversite<br />

yaklaşık oütün gücünü eğitim hizmetlerine ayırmak<br />

zorundadır. Zaman zaman bu kuruluşta görev almak ve<br />

araştırma yapmak öğretim üyesi için de büyük bir değişiklik<br />

ve zevk olacaktır.<br />

KAYNAKÇA<br />

1 Pleper, K. J., Plucher, F.: Changes in the İr on Ore Supply Situation<br />

in the VVestern VVorld Snlce the Middle of the Seventles.<br />

Glückauf, Mart 29, Vol. 12,1984, S.83-86.<br />

2 Wens, G.H., Weil, K.: The Iron-Ore Industry İn the Maln E.E.C.<br />

Suplier Countrler. Glückauf, Mart 31, Vol. 119, 1983, S. 100-<br />

105.<br />

3 Tekin, E.: Çelikler ve Çelik Standartları. Mühendislik ve <strong>Makina</strong>,<br />

Cilt 25, Sayı 292, Mart-NIsan 1984, S. 3-11.<br />

4 Tuncor, E.: Türkiye'de Demir Cevheri üretimi ve Dağıtımının<br />

Optimizasyonu. Demir Cevheri İmkanlarımızın Değerlendirilmesi<br />

Semineri, 25-26 Mayıs, 1964, İskenderun, Tebliğler, S. 83-<br />

99. "<br />

5 Tezeren, A.: özel Sektör Demir -Çelik Tesislerinde Verimlilik<br />

ölçümleri. Demir-Çellk Semineri, Milli Prodüktivite Merkezi<br />

Yayınları 264, Ankara, 1982, S. 18-21.<br />

6 Yüksel, M.: Genel Yapı Çeliklerinin Bugünkü Durumu. Ulusal<br />

<strong>Makina</strong> Tasarım ve İmalat Kongresi MATIMAREN, Ankara,<br />

19-21 Eylül, 1984 ve Metalürji (1985), S. 23-27).<br />

7 Fröber, H. ve diğerleri: VVerkstoffkunde der Gebraeuchlichen<br />

Staehle -Entvvlcklung der Stahlsorten, Ihre Verelnheltllchung<br />

und Normung. Verlag Stahleisen, Düsseldorf, 1977, S. 185.<br />

8 Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş., 1984 Faaliyet Raporu,<br />

S. 11.<br />

İNŞAATLARDA GERÇEK BİR ISI YALITIMI İÇİN<br />

KALİTELİ "STYROPOR"<br />

FEPOR'<br />

Enerji tasarrufuna çözüm"<br />

KULLANIM YERLERİ:<br />

FEPOR ISI YALITIM VE AMBALAJ SANAYİ A.Ş.<br />

Maket 2. Taşocağı Cad. Oğuz Sok. Barbaros Han Kat I Aıtara Bunu: G. Mustafa Kemal Bulvarı 139/A Maltepe<br />

(80300) MeokJtydcöy/ İSTANBUL Td: 30 40 82/30 74 09 THex: 44050 Fenış<br />

Td: 172 39 00 Tetac: 26455 Alu F - r i a . /^^ AsSala ç^o^<br />

KfcPOR AS. BİR FENrs HOLDING vt SAFAS A.$ KURULUŞUDı;R Td: (1991) 4506 - 4507 - 4508 Tdex: 34164 febo<br />

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT :27 SAYI : 318 TEMMUZ 1H6<br />

• İNŞAATLARDA<br />

Çatı, duvar, tavan, döşeme, çıkmalar,<br />

prefabrik elemanlar<br />

• SOĞUTMA SANAYİİNDE<br />

Soğuk hava depoları, ticari buzdolapları,<br />

soğutucular, frigorifik araçlar<br />

• ULAŞIM ARAÇLARINDA<br />

Otobüs, minibüs, karavan, frigorifik araçlar<br />

• AMBALAJ SANAYİİNDE<br />

Hassas elektronik eşya, gıda maddeleri,<br />

oyuncak, cam, porselen eşya, beyaz eşya, v.s.<br />

• DİĞER KULLANIM YERLERİ<br />

Sahne ve vitrin dekorasyonu, fotoğraf, film<br />

çekimlerinde ışık yansıtıcı olarak, çiçeklik,<br />

cankurtaran simiti, klima tesisatı v.s.<br />

17


Titanyum ve<br />

alaşımlarının<br />

kaynak kabiliyeti<br />

Prof. Selâhaddin ANIK<br />

İ.T.Ü. <strong>Makina</strong> Fakültesi<br />

Y. Müh. Murat SÜATAÇ<br />

Alsim-Alarko San. Tesis ve Tic. A.Ş.<br />

Titanyum ve titanyum alaşımları ısıl mukavemetleri,<br />

hafiflikleri ve korozyona karşı dayanıklıkları dolayısıyla<br />

havacılıkta, kimya ve petrokimya endüstrisinde,<br />

denizcilikte ve aşırı korozif ortamda geniş çapta<br />

kullanılmaktadır. Memleketimizde de son yıllarda<br />

kullanılan titanyum ve alaşımılarının bu yazıda<br />

kaynak kabiliyeti ve özellikle TIG — kaynağı<br />

incelenmiştir.<br />

Because of their high temperature strength,<br />

corrosion resistance and loıv density titanium and<br />

titanium alloys are ıvidely used in aircraft and petrochemical<br />

industry, marine applications and high<br />

corrosive environments . in this article the ıveldability<br />

specially by TIG ıvelding - of titanium and its alloys<br />

is investigated.<br />

GİRİŞ<br />

Titanyum ve alaşımları gün geçtikçe daha çok önem<br />

kazanan ve çeşitli endüstri dallarında kullanma alanı artan<br />

bir malzemedir.<br />

Titanyum dünyada demir, alüminyum ve magnezyumdan<br />

sonra en fazla kullanılan bir metal olmasına rağmen, oldukça<br />

pahalı ve yakın zamana kadar da çok az tanınan bir<br />

metaldir. Doğada rutil (TİO2) veya ilmenit (FeTiO3) şeklinde<br />

bulunur. Oksijene karşı aşırı ilgisi dolayısıyla, titanyumu<br />

saflaştırma ve kullanılmaya hazır duruma getirme maliyeti<br />

oldukça yüksektir. En zengin titanyum yatakları Ouebec<br />

(Kanada), Virginia, Newyork, Wyoming, Florida, Kuzey<br />

Ca'oljna ve California'da bulunmaktadır.<br />

Özgül ağırlığı çeliğin yaklaşık olarak % 6O'ı, alüminyumun<br />

ise 1,5 katıdır. Hafif bir metal olmasına rağmen.<br />

18<br />

yüksek bir ergime sıcaklığına (1727 C) sahiptir. Saf titanyum,<br />

özellikle alaşımlarının yükselen sıcaklıklardaki mukavemet<br />

özellikleri çok iyidir. Mesalâ, Ti - 6A1- 6V - 2Sn titanyum<br />

alaşımı 430° C sıcaklıkta 900N/mm2 lik bir mukavemete<br />

sahiptir. Bütün bunların tabii bir sonucu olarak da<br />

titanyum ve alaşımları jet ve roket motorlarının yapımında,<br />

özellikle ses hızını aşan uçakların gövde kaplamalarında ve<br />

iskeletlerinin çeşitli kısımlarında gittikçe daha fazla miktarda<br />

kullanılmaktadır. Bazı tip uçaklarda kullanma oranı<br />

ağırlıkça % 39'a yaklaşmakta olup, uçuş hızlarına paralel<br />

olarak değişiklik arzetmektedir. Meselâ, Boing 747 uçağında<br />

iskeletin % 8 kadarı titanyum iken bu oran Concorde<br />

uçağında % 20'dir. Diğer bazı örnekler olarak, GE - F 101<br />

savaş uçağının motor açık gaz çıkış borularının 1,3 mm<br />

kalınlığındaki Tİ-6A1 - 4V saclarının plazma kaynağı ile<br />

birleştirilmesinden ileri geldiğini, uzay mekiğinin iskelet<br />

kollarında ise diffuzyon kaynağı ile birleştirilmiş titanyum<br />

malzemenin kullanıldığı söylenebilir. Bu son taşıtın motorunda<br />

da Ti - 6A1-6V - 2Sn. ve Ti - 6A1 - 4V alaşımları<br />

kullanılmıştır.<br />

Titanyum ve alaşımları ısıl mukavemetleri ve hafifliklerinin<br />

yanısıra korozyona karşı dayanıklıklarıyla da bilinmektedir.<br />

.Bu sebepten ötürü kimya ve petrokimya sanayiinde,<br />

denizcilikte ve aşırı korozif ortamların söz konusu olduğu<br />

dallarda özel bir yere sahiptir. Titanyum bugün memleketimizde,<br />

korozyona karşı dayanaklığı dolayısıyla Aliağa<br />

Petrokimya Tesislerinde asetik asit iletim hatları için borulama<br />

malzemesi olarak kullanılmaktadır ve problemin<br />

tek çözümüdür. Asetik asitin konsantrasyonu % 99,5 olsa<br />

bile, temasta bulunduğu titanyum malzemedeki korozyon<br />

miktarı yılda 0,127 mm'nir» altında kalmaktadır ve bu da<br />

oldukça iyi bir sonuçtur. 1,2<br />

Titanyum ısıl mukavemeti ve hafifliği nedeniyle savaş<br />

sanayiinde ateşli silahların yapımında, organik sıvılara dayanıklığı<br />

dolayısıyla tıpta kemiklerin birleştirilmesinde kullanılmakta<br />

ve ayrıca endüstride kullanılan birçok malzemenin<br />

alaşımlandırılmasında önemli bir yer tutmaktadır.<br />

TİTANYUM VE ALAŞIMLARININ ÖZELLİKLERİ<br />

Üretimi ve Saflaştırılması<br />

Titanyum cevherleri rutil (TİO2) ve ilmenit (FeTiC>3)<br />

dir. Bunların çeşitli işlemlerden geçirilerek saf titanyumun<br />

elde edilmesi oldukça masraflıdır. Titanyum cevheri öğütülüp<br />

manyetik alandan geçirilerek içerisindeki demiroksitten<br />

arındırılır ve ardından uygulanan çökeltme ile<br />

diğer yabancı maddeler uzaklaştırılır. Geriye kalan TİO2<br />

sülfürik asit ile reaksiyona sokularak titanilsülfirikasit elde<br />

edilir. Daha sonra bu asidin sıcak su ile karıştırılması sonucu<br />

TİO2 çöker ve filtre ile süzülerek alınır. Sonuçta TİO2<br />

saf olarak elde edilmiş olur.<br />

Bu bileşiği indirgemek için Kroll tarafından 1939 yılında<br />

geliştirilen "Kroll Usulü" kullanınır. Bu usulle ancak 1947<br />

yılında teknik üretime geçilebilmiştir. Kroll usulüne göre<br />

TİO2, C ve CL ile karıştırılıp, 800° C'a kadar ısıtılır ve<br />

TİCL4 elde edilir.<br />

Oluşan titanyum klorür 135 C'da yoğunlaştırılıp kısmi<br />

destilasyon ile saflaştırılır. Ardından 800 C civarında<br />

erimiş Mg üzerinden geçirilir. Sonuçta titanyum süngeri<br />

denilen iri parçalı poröz bir metal meydana gelir. Bu malzeme<br />

de ark fırınında ve vakum altında ısıtılarak son kalan<br />

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986


Mg parçaları buharlaştınhr ve yaklaşık % 99 saflıkta titanyum<br />

elde edilir.<br />

Çizelge 1 Titanyumun Fiziksel ve Kimyasal özellikleri<br />

Elastiklik modülü (E):<br />

Çentik darbe tokluğu (°cç):<br />

Kayma modülü (G):<br />

Kristal kafesi: °c - Ti,<br />

(3-Ti, HMK 885 -1725°C<br />

Erime sıcaklığı (Te): Dönüşüm sıcaklığı (Td):<br />

Dövme sıcaklığı (Tdöv) :<br />

1727°C<br />

885°C<br />

700 - 1000°C<br />

Yeniden kristalleşme sıcaklığı (Tr): 600-700°C<br />

Yoğunluk (P):<br />

45 N/dm3<br />

Kopma uzaması (%,):<br />

% 15 - 30*<br />

Büzülme (fF):<br />

% 30-35*<br />

Çekme mukavemeti (


Çizelge 2 Titanyum ve alaşımlarına uygulanan başlıca kaynak usul leri<br />

MALZEME<br />

Saf Titanyum<br />

tx.Tİ Alaş.<br />

«+B-Tİ Alaş-<br />

B -Tl Alaş-<br />

3. 70 25<br />

3-7035<br />

3 7045<br />

3 .7065<br />

T j 5Al2Sn<br />

T i 6A l5ZrO 5 Mo5<br />

Tf 6A IMOl V<br />

Tj 4A14MO2 Sn S t<br />

Ti 5A14Y<br />

Ti 5Al2Sn4Zr2Mo<br />

Ti 5Al5V2Sn1Cu1Fe<br />

Ti 1 3V1 1Cr3A 1<br />

MI6<br />

Kay.<br />

•<br />

•<br />

•<br />

•<br />

o<br />

o<br />

TIG<br />

Kay.<br />

X<br />

•<br />

X<br />

><br />

E B<br />

Kay.<br />

(<br />

)<br />

t<br />

4<br />

<<br />

><br />

t<br />

»<br />

1<br />

<<br />

Direnç<br />

Kay.<br />

Uygun *Sartlı Uygun ° Uygun Değil<br />

işlemi esnasında havanın erimiş metale ve ITAB'a etkisinin<br />

engellenmesi, yani kaynağın koruyucu bir atmosferde<br />

yapılması gerekir. Bilhassa 300° C üzerinde oksijen, azot<br />

ve hidrojenin tesiri açıkça görülür. Azotun yapıya nüfuz<br />

etmesi sonucu mukavemet oldukça düşmekte ve gevrekleşme<br />

görülmektedir. Yapıdaki azotun en fazla % 0,06 olması<br />

arzu edilir. Karbon yapıda % 0,2'den fazla ise, TÎC teşekkül<br />

ederek çatlak oluşumu eğilimini yükseltir. Hidrojenin<br />

oda sıcaklığındaki çözünebilirliği % 0,002'nin üzerinde ise<br />

TiOH oluşarak malzemenin çentik darbe tokluğunda oldukça<br />

düşme meydana getirir. Oksijenin üst anın olarak<br />

da % 0,16 değeri kabul edilir.<br />

TİTANYUM VE ALAŞIMLARINA UYGULANAN<br />

KAYNAK USULLERİ 1<br />

- 3<br />

Titanyum ve alaşımlarının kaynağında uygulanan kaynak<br />

usulleri Çizelge 2'de toplu halde verilmiştir.<br />

CO2 ve N2 gazlarının kullanıldığı koruyucu gaz kaynak<br />

usulleri, bu gazların titanyuma karşı ilgilerinden ötürü,<br />

kullanılmamaktadır. Argon ve helyum gibi soygaz atmosferi<br />

altında yapılan koruyucu gaz kaynağı usulleri oldukça<br />

iyi sonuçlar vermektedir. Bilhassa TIG/WIG kaynak usulü,<br />

bu malzemenin kaynağında çok kullanılmaktadır. MIG<br />

kaynağında sıçrama kayıpları fazla olduğundan, ark stabilitesi<br />

ve kaynak kalitesi bozulmakta, dikişte hatalar oluşmaktadır.<br />

Titanyum ısıl iletkenliği düşük olduğundan (0,039 Cal/<br />

cm C) kaynak dikişi uzun süre yüksek sıcaklıkta kalmakta,<br />

dolayısıyla havanın etkisinden korunması gereken dikiş<br />

uzunluğu artmakta ve ITAB daralmaktadır. Yavaş soğuma<br />

tane büyüklüğü üzerinde de etkili olup, tane irileşmesine<br />

neden olmaktadır. Titanyumun kaynağında soğuma hızını<br />

arttırmak için kaynak bölgesindeki ısı yoğunluğu arttırılması<br />

ve kaynak hızı da yükseltilmelidir. Elektron bombardımanı<br />

(EB) ile kaynakta, çok dar bir alanda yüksek ısı<br />

20<br />

•<br />

•<br />

•<br />

•<br />

•<br />

•<br />

•<br />

Pres<br />

Kay.<br />

•<br />

•<br />

•<br />

•<br />

•<br />

•<br />

•<br />

•<br />

Drffüz. Sürt.<br />

Kay.<br />

•<br />

•<br />

•<br />

•<br />

•<br />

•<br />

Kay.<br />

•<br />

•<br />

•<br />

•<br />

Uttra<br />

sal<br />

Kay.<br />

•<br />

•<br />

•<br />

•<br />

•<br />

X<br />

Plazma<br />

Kay.<br />

yoğunluğu sağlandığından, dikişteki hata oranı düşmektedir.<br />

EB kaynak usulü, yüksek tesis maliyeti ve kaynak edilecek<br />

parçanın boylarındaki sınırlandırmalar nedeni ile<br />

ancak hassasiyet gerektiren yerlerde uygulanmaktadır.<br />

Bu kaynak yönteminin ekonomik olmadığı yerlerde, darbeli<br />

(impulslu) TIG/WIG kaynak usulü verimli olmaktadır.<br />

Çok dar bir ITAB'ın elde edildiği diğer bir kaynak usulü de,<br />

sürtünme kaynağı olup, koruyucu bir gaz atmosferine<br />

gerek kalmadan kaynak işlemi gerçekleştirilebilmektedir.<br />

Titanyumun TIG kaynağına ait kaynak karakteristikleri<br />

Çizelge 3 de verilmiştir. Titanyumun yabana elementlere<br />

karşı ilgisinin yüksek olması ve bunun sonucu olarak da<br />

kaynak problemlerinin ortaya çıkması dolayısıyla, kaynak<br />

ağızlarının hazırlanması ayrı bir önem taşır.<br />

Kaynak ağızlarının mekanik olarak hazırlanması tercih<br />

edilen yoldur. Mekanik yolla hazırlanan ağızlar kimyasal<br />

yolla temizlendikten sonra hemen kaynağa başlanabilir.<br />

Mekanik kesme ve ağız açma işleminde düşük hızlarla<br />

çalışılması gerekir. Böylece ağızlarda meydana gelecek<br />

yanma önlenmiş olur. Diğer taraftan oksijenle kesmede,<br />

değişikliğe uğrayan bölgenin genişliği büyüktür. Plazma<br />

arkı ile yapılan kesmede değişikliğe uğrayan bölge oldukça<br />

dardır. Termik kesme işlemleri sonunda, kesme ağızlarında-<br />

oluşan değişmeye uğramış bölgeler, daha sonra<br />

mekanik olarak bertaraf edilmelidir. Mekanik kesme işleminde<br />

soğutma sıvısı olarak da % 5 lik NaNC>3 çözeltisi<br />

kullanılır.<br />

Kaynak ağızlan hazırlandıktan sonra bu kısımlara aynca<br />

bir temizleme işleminin uygulanmasının gerektiğine daha.<br />

önce değinilmiştir. Titanyuma uygulanan bu temizlikteki<br />

amaç, kaynak ağzında bulunan oksit, kir ve pisliklerin<br />

temizlenmesidir. Bu temizleme işlemi sayesinde kaynak<br />

dikişinde oluşabilecek porozite ve kaynak hatalarının önlenmesi<br />

sağlanmış olur.<br />

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986<br />

•<br />

•<br />

•<br />

•<br />

0<br />

o


Çizelge ^Titanyumun TIG/WIG kaynağına ait kaynak karakteristikleri<br />

KAYNAK AĞIZININ<br />

SEKLİ<br />

SAÇ.<br />

KALINLrGt<br />

mm<br />

0,642<br />

1-3<br />

2-f3<br />

3-Î-12<br />

6-J-12<br />

PASO<br />

SAYISI<br />

67-20 2r6<br />

TEMİZLEME USULLERİ VE<br />

KORUYUCU GAZ KAYNAĞININ ETKİNLİĞİ<br />

Oksit Giderme İşlemi<br />

a- Hafif oksitleri giderme işlemi 540 Cm altında oluşan<br />

oksitlere uygulanır ve aşağıdaki sıra takip edilir.<br />

- Yağ giderme<br />

- HF -HNO3 slulu çözelti ile temizleme<br />

- Su ile çalkalama ve kurutma<br />

b- Ağır oksitleri giderme işlemi ise 540°C'ın üzerinde oluşan<br />

oksitlere uygulanır ve aşağıdaki sıra takip edilir.<br />

- Yağ giderme<br />

- Tuz banyosuna daldırma<br />

- HF- HNO3 sulu çözeltisi ile temizleme<br />

veya<br />

- Yağ giderme<br />

- HF - HNO3 sulu çözeltisi ile temizleme<br />

- Su ile çalkalama ve kurutma<br />

- Sodyumdikromat uygulama<br />

Yağ Giderme İşlemi<br />

a- Buharla temizleme<br />

b- Çözücü ile temizleme<br />

c- Buğu uygulaması<br />

d- Alkali maddeler ile temizleme<br />

ELEKTROD<br />

ÇAPI<br />

mm<br />

1,0<br />

3/2<br />

1, 6-f2,4<br />

1/6 -^-2,4<br />

2,4 + 3,2<br />

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI: 318 TEMMUZ 1986<br />

2,4<br />

3,2<br />

KOK<br />

AÇIKLIĞI<br />

mm<br />

O<br />

O<br />

0,1 x s<br />

0,1 * s<br />

0,1 x s<br />

0,1 x s<br />

AĞIZ<br />

AÇISI<br />

30-fGO<br />

30-^60<br />

30^90<br />

30^-90<br />

3Of9O<br />

KOK YUZ<br />

KALINLIĞI<br />

mm<br />

0/ .1-0,25*5<br />

0,1 .=.0,25,1 s<br />

0,1 -rO,25xs<br />

Kaynak işlemini müteakip dikişteki renklenme % 3 HF<br />

ve % 30 HNO3 sulu çözeltisi ile temizlenerek giderilir.<br />

Kimyasal maddeleri kullanırken lif bırakmıyan bezler<br />

veya selülozik süngerlerden istifade edilmelidir.<br />

Kaynak işlemi esnasında erimiş bölge ve ITAB'ın havanın<br />

etkilerinden korunması şarttır. Bu nedenle kaynak<br />

işleminin kesinlikle hava ihtica etmiyen bir koruycu gaz<br />

atmosferinde yapılması gerekir. Bu atmosferi sağlamak<br />

için çeşitli tiplerde koruycucu gaz donanımları kullanılır.<br />

Bu donanımlar genel olarak iki gruba ayrılır:<br />

a- Koruyucu Gaz <strong>Odası</strong> (Hücresi)<br />

Bu tip koruyucu gaz odalan sabit olarak yapılır ve<br />

kaynak edilecek parçalar içlerine yerleştirilir. Kaynakçı<br />

ellerini içeri sokarak kaynak yapar. Küçük parçaların<br />

kaynağı için elverişlidir. Plastik veya metalik malzemeden<br />

olabilirler. Metalik odalarda maliyetin yüksek olması,<br />

plastik odalarda ise, gaz sarfiyatının yüksek olması bir<br />

dezanvantajdır (Şekil 1).<br />

b- Seyyar Koruyucu Gaz Donanımı<br />

Bu tip donanımlar, büyük parçalarda kolaylıkla kullanılabilmektedir.<br />

Bu donanım kaynak dikişinin üzerinde<br />

hareket ettirilerek yoğun bir gaz atmosferi elde edilir,<br />

tmalat maliyetleri düşük olmasına rağmen çok iyi sonuçlar<br />

alınabilmektedir. (Şekil 2.)<br />

Bazı durumlarda çok iyi bir gaz koruması sağlanmasına<br />

rağmen, dikişte kirlenme gözlenebilmektedir. Bunun nede-<br />

21


Şekil 1— Titanyumun kaynağı ile koruycu gaz odası<br />

hücresi<br />

ni kullanılan gazın saf olmamasından kaynaklanmaktadır.<br />

Argon atmosferi altında yapılan kaynaklarda en iyi sonuçlar,<br />

% 99,995 saflıkta ve -20 -40°C lık çiğlenme noktasına<br />

sahip argon gazı kullanıldığı zaman alınmaktadır.<br />

Koruyucu gaz atmosferinin etkinlik derecesi kaynak<br />

dikişinin rengine göre tayin edilebilmektedir. Çok iyi bir<br />

gaz koruması sonunda gümüş renginde bir kaynak dikişi<br />

elde edilir. Renklenmeyi iyiden kötüye doğru sıralarsak:<br />

Gümüş rengi<br />

Saman şansı<br />

Altın sarısı<br />

mat gri<br />

Mavi<br />

: Çok iyi koruma<br />

: İyi koruma<br />

: Kabul edilebilen<br />

: Kabul edilmez<br />

: Kabul edilmez<br />

sınırlar içinde<br />

Titanyum ve alaşımlarının kaynağında kullanılan TIG/<br />

WIG donanımlarının yüksek frekans ünitesi ve uzaktan<br />

kumanda cihazı ile teçhiz edilmiş olması ve kaynak akımının<br />

kademesiz ayarlanabilmesi gerekir.<br />

22<br />

Güne* . ..<br />

isollclrtörünuzu<br />

n<br />

Argon<br />

Şekil 2 Seyyar koruyucu gaz donanımı'<br />

Resim 1— Seyyar Koruyucu<br />

KAYNAKÇA<br />

Argon Kaynak Hamlacı<br />

Titanyum<br />

Bakır Altlık<br />

1 ANIK, Selâhaddin.<br />

"Titanyumun (Tltan'ın) kaynağı"<br />

Demir ve Çelik Mecmuası, Sayı 3 - 1957<br />

2 ANIK, Selâhaddin<br />

"Kaynak Tekniği -Cilt 2"<br />

I.T.Ü. KUtaphanesl Sayı 883 -1972<br />

3 "Schultz, Helmut<br />

"Schvvelssen von Sondermetalten" Fachbuchreihe Schvveisstechnik<br />

59 Oeutscher Verlag For Schweisstechnik (DVS) GMBH-<br />

1971, Dusseldorf<br />

4 "Metals Handbook -Vol. 6 - Weiding and Brazıng" ASME, Ohlo-<br />

1971<br />

5 "VVelding İn The Aerospace Industry -Deslgn, Materials, VVeldlng<br />

Methods, Malntenance" Deutscher Verlag FUr Schvveisstechnık<br />

(DVS) GMBH - 1978, Düsseldorf<br />

Sudaki kireçlenmeyi<br />

manyetik olarak önler<br />

Tesisatınızı ve cihazlarınızı korur.<br />

AR-MAY ANTİKALKER' kalıcı mıknatıslar yardımı ile suyu fiziksel olarak koşullandırır $<br />

Taş yapan tuzların kristal yapılarını bozarak KİREÇTAŞI OLUŞUMUNU ÖNLER. Pt<br />

KİMYASAL MADDESİZ, ELEKTRİKSİZ ÇALIŞIR BAKIM GEREKTİRMEZ.<br />

1 iGüngören Sokak 34<br />

milV Şirinevler Istan İstanbul<br />

İİel.5752373<br />

I Ankara Tel 153443<br />

Bayilerimiz:<br />

İZMİR. 258333<br />

ANTALYA 16 525<br />

ESK/SEHOT16578<br />

ADANA 17413<br />

SAMSUN 11327<br />

BURSA 48027<br />

GAZİANTEP-.23737<br />

MÜHENDİS VE MAKİN A DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986


Güneş yardımlı<br />

ısı pompası ile<br />

bina ısıtması<br />

Dr. M. Cemal OKUYAN<br />

Balıkesir Mühendislik Fakültesi<br />

öğretim Görevlisi BALIKESİR<br />

M. Akif OKUYAN<br />

Mak.Müh.<br />

Isınma amacıyla en ucuz enerji, güneş enerjisinden<br />

yararlanarak sağlanabilir. Ancak, güneş enerjisi sürekli<br />

kullanılabilecek bir kaynak olmadığından, güneş<br />

enerjisinin yetersiz olduğu koşullarda yardımcı bir<br />

ısıtma sistemi gerekmektedir. Bu amaçla geliştirilen<br />

ısı pompası, düşük sıcaklıktaki bir bölgeden ısıtılması<br />

düşünülen bölgeye ısı pompalamak için kullanılmaktadır<br />

Bugüne kadar ısı pompalarının paralel ve seri tipleri<br />

geliştirilmiştir. Bu yazı ile bu iki tipin olumlu yönleri<br />

birleştirilerek oluşturulan bir üçüncü tip (Güneş<br />

Yardımlı Isı Pompası) incelenerek önerilmektedir.<br />

The cheapest energy for heating purposes can be<br />

obtained from the sun. But since sun isn't a continvous<br />

energy source, an auxiüary heating system is needed.<br />

Heatpump is used for transferring heat from low<br />

temparature region to the unit uıhich ıvill be heated.<br />

Two types of heat pump - parallel and series - are<br />

used at the moment, in this article, a combination of<br />

these two types ofpumps is proposed and surveyed<br />

uıhich is called Solar Aided Heat Pump.<br />

Son yıllarda yapılan tüm Dünya Enerji Konferanslarının<br />

ortak yargısı, 15-20 yıl sonra içine düşeceğimiz enerji<br />

darboğazıdır. Nükleer enerji ve diğer alışılmamış enerji<br />

teknolojilerinin gelişimi gözönüne alındığında, sorunun<br />

2000 yılı sonrasında çözümü mümkün olabilecektir. Ancak;<br />

yine de yaklaşık 10-12 yıl sürecek bir enerji sorununu,<br />

bugün Dünya'da herkes kabullenmektedir.<br />

Termik ve hidroelektrik enerji kaynaklarına dayalı<br />

enerji üreten, ve tüketilen enerjinin % 42,4 ünü konutlarda<br />

% 36.2 sini sanayide, % 15.4 ünü ulaştırmada, % 2.9 unu<br />

tarımda kullanan ülkemizde, enreji açığından ilk etkilenecek<br />

noktalar, konutlar ve sanayi olacaktır. Şu andaki<br />

koşullarda dahi enerji dışalımı yapma zorunda kalan<br />

ülkemiz için, enerji açısından gelecek iyi değildir. Tüm<br />

hidroelektrik ve termik potansiyelini enerji üretimi için<br />

kullanılmasında dahi, yaklaşık 10 yıl sonra ilk etkilerini<br />

göstermeye başlıyacak olan enerji açığının kapatılması<br />

mümkün olamıyacaktır.<br />

Bu durumda iki seçenek vardır. Bir başka enerji kaynağına<br />

yönelmek (örn. nükleer enerji) veya daha az enerji<br />

tüketmeye çalışmak.. Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler<br />

için, ikinci yöntem çok daha uygundur. Birinci yöntem,<br />

dışa bağımlı pahalı bir yatırımı ve yepyeni bir teknolojiyi<br />

getirmektedir. İkinci yöntemde ise, tamamen yerli olanaklar<br />

yeterli olacaktır. İkinci yöntemin, geleekteki enerji<br />

açığını kapatacak yetenekte olmamasına karşın, yine de<br />

sorunun geciktirilmesine büyük katkısı olacaktır.<br />

Planlı enerji tüketimi, yalnızca enerji tüketen aygıtların<br />

sayısını azaltmak değildir. Bunun içine, aynı amaç için<br />

tüketilen enerjiyi azaltmak da girmektedir. Ülkemizde konutlarda<br />

tüketilen enerjinin önemli bir kısmı ısıtma için<br />

kullanılmaktadır. En az işletme masrafıyla ısıtma yapmak<br />

için tek seçenek, "Güneş Enerjisi" dir. Ancak; güneş<br />

enerjisinin sürekli bir enerji kaynağı olmaması nedeniyle,<br />

tek başına kullanılması mümkün değildir. Güneş enerjisiyle<br />

birlikte çalışacak, onun yetmediği anlarda devreye girecek<br />

bir yardımcı ısıtıcıya gerek duyulmaktadır. Bunun için<br />

en uygun ısı üretici "Isı Pompası' dır.<br />

Isı pompası nedir?. Isı pompası en yalın tanımıyla,<br />

"Ekonomik değeri olmıyan düşük sıcaklıklı bir bölgedeki<br />

ısıyı, ısıtılması düşünülen bölgeye pompalıyan ve bu işi<br />

yapmak için çok az enerji harcıyan (yaklaşık % 20 -25)<br />

bir sistem" dir. Ters amaçlı olmakla birlikte, daha sonraki<br />

bölümlerde açıklandığı gibi, soğutma düzeneğine çok<br />

benzemektedir. Aynı işi yapan elektrikli ısıtıcılara göre,<br />

3-4 kat daha az enerji tüketir. ABD nin öncülüğüyle son<br />

yıllarda Avrupa ülkelerinde de kullanılmaya başlanmış<br />

olup, enerji tasarrufu konusunda küçümsenmiyecek ölçüde<br />

büyük başarılar sağlamaktadır.<br />

Isı pompasında yoğuşma ve buharlaşma sıcaklıkları<br />

arasındaki farkın fazla olması, tek kademeli sıkıştırma<br />

için kompresörün daha sık devreye girmesine, daha güçlü<br />

olmasına ve vuruntu yapmasına neden olur. Ancak verimin<br />

yüksek tutulması ve daha iyi ısıtma sağlanması için,<br />

bu iki sıcaklık arasındaki farkın elden geldiğince büyük<br />

olması arzulanır. Soğuk kış aylarında, buharlaşma sıcaklığının<br />

dış ortam sıcaklığının altında tutulması gerekliliği<br />

nedeniyle, bu iki sıcaklık arasındaki fark büyür. Isı pompası<br />

için önemli olan, yoğuşma sıcaklığının elden geldiğince<br />

yüksek tutulmasını sağlamaktır. Bu nedenle, elektrik<br />

enerjisi azaltılması amacıyla, buharlaşma sıcaklığının başka<br />

bir kaynak yardımıyla yükseltilmesi gerekir. İşte bu<br />

iş için en ucuz ve uygun kaynak, "Güneş Enerjisi" dir.<br />

Bu güne kadar, daha sonraki bölümlerde açıklanan iki<br />

farklı sistem (paralel ve seri sistemler) geliştirilmiştir.<br />

Bu çalışmada, her iki sistem birleştirilmiş ve ortaya oldukça<br />

değişik ve ülkemiz için yeni bir sistem çıkarılmıştır.<br />

Yeni sisteme, "Birleşik güneşli ısı pompası sistemi" veya<br />

"Geliştirilmiş güneşli ısı pompası sistemi" adını vermek<br />

doğru olacaktır. Sistemin kullanılmasındaki en büyük<br />

sorun, olağan halde paralel, bunun dışında seri sistemin<br />

devreye girmesindeki teknik sorundur. Çalışmada, bu güçlük<br />

giderilmiş ve gerekli termik ve ekonomik analiz yapılmıştır.<br />

MÜHENDİS VE MAKİ NA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986 23


Geneş enerjisiyle ısı pompasının birlikte kullanıldığı<br />

sistemler:<br />

Güneş enerjisiyle ısı pompasının birlikte kullanıldığı<br />

iki sistem vardır. Bunlar:<br />

1. paralel sistem<br />

2. seri sistem<br />

dir. Her iki sistemin de birbirine göre üstünlükleri ve sakıncaları<br />

vardır. Birinci sistemde güneş enerjisinin ve ısı pompasının<br />

ayrı ayrı ısıtmaya katkıları öngörüldüğü halde, ikinci<br />

sistemde güneş enerjisinin ısıtmaya olan etkisi kaldırılarak,<br />

yalnızca ısı pompasının buharlaşma sıcaklığı iyileştirilmeye<br />

çalışılmıştır.<br />

Kuşkusuz, her iki sistemi ayn ayrı incelememiz, bizi<br />

daha akılcı bir üçüncü sistem fikrine yöneltecektir.<br />

Paralel Sistem<br />

Güneş enerjisi konusunda yapılan araştırmaların uzantısında,<br />

en düşüK yatırım ve işletme masraflarının gerçekleştirilmesi<br />

amacıyla, paralel ve seri olmak üzere iki sistem<br />

önerilmiş ve geliştirilmiştir. Paralel sistemde, güneş enerjisi<br />

ve ısı pompası ayrı ayn çalışarak, dış atmosferden aldıkları<br />

ısıyı ısıtılacak ortama gönderirler. Seri sistemde ise; ısı pompası,<br />

güneş toplayıcılarında biriken ısıyı değerlendirerek<br />

ısıtılacak ortama ısı transferini gerçekleştirirler.<br />

Yapılan araştırmalara göre, aynı tasarım koşullan için,<br />

aşağı yukarı eş bir performans faktörü ortaya çıkarılmıştır.<br />

Bir başka deyişle, ekonomik açıdan sistemlerin birbirlerine<br />

göre belirgin bir üstünlükleri yoktur.<br />

Şekil 1 Paralel Sistem<br />

Şekil 1. de görülen paralel güneş yardımlı ısı pompası<br />

sisteminde, ısı pompası ve güneş enerjisi birbirinden bağımsız<br />

olarak ısıtmada kullanılır. Gerektiğinde kullanılması<br />

amacıyla, bir de yardımcı ısıtma devresi eklenmiştir.<br />

Seri Sistem<br />

Bölüm 2.1 de belirtildiği gibi, paralel ve seri sistem<br />

arasında sistem tasarımı, termik ve ekonomik analiz, kullanım<br />

kolaylığı, bakımı vs. açısından pek fazla fark yoktur.<br />

Uygulanım yerine göre, ikisinin de üstünlükleri ve sakıncaları<br />

vardır. Şekil 2'de görüldüğü gibi, seri sistem sürekli<br />

olarak güneş enerjisinden yararlanır. Böylece;<br />

24<br />

Şekil 2 Seri Sistem<br />

daha yüksek bir buharlaşma şartı elde edildiğinden, Carnot<br />

çevriminden de hatırlanacağı gibi, yoğuşma sıcaklığı daha<br />

yüksek olacaktır. Güneş kollektörlerinde toplanan ısının her<br />

türlü iklim koşullarında değerlendirilmesinin mümkün<br />

olması seri sistemlerin üstün yanıdır. Sakıncalı tarafı ise,<br />

güneş enerjisinin, ısı kaybını tek başına karşılıyabilmesinin<br />

mümkün olması halinde dahi ısı pompasının devreye<br />

girme zorunluluğudur.<br />

Önerilen Yeni Sistem, "Birleşik Sistem"<br />

Seri ve paralel sistemlerin birbirlerine göre çok sayıda<br />

üstün ve sakıncalı yönleri vardır. Sürekli olarak ısı pompasının<br />

çalışma zorunluluğu (Özellikle güneş radyasyonunun<br />

yüksek olduğu günler için) seri sistemin en büyük sakıncasıdır.<br />

Ancak; güneş radyasyonunun çok az olduğu günlerde<br />

güneşin yüke katkıda bulunamaması da paralel sistemin<br />

sakıncalı yanıdır.<br />

Mevcut iki sistemin birleştirilmesi, her ikisinin de üstün<br />

yanlarının korunabilmesi ve daha az kullanma masrafının<br />

sağlanabilmesi amacıyla, bu çalışmada üçüncü bir sistem<br />

geliştirilmeye çalışılmıştır. "Birleşik güneş yardımlı ısı<br />

pompası " adını verebileceğimiz sistem, şekil 3'de görüldüğü<br />

gibi, paralel ve seri sistemlerin birleştirilmiş şeklidir. Bir<br />

başka deyişle, gerektiğinde seri sistem, gerektiğinde ise<br />

paralel sistemdir. Yukarda belirtildiği gibi, güneş radyasonunun<br />

az olduğu anlarda ısı pompası çalışacak ve böylece<br />

yükün tamamı ısı pompası (ve yardımcı ısıtma devresi)<br />

tarafından karşılanacaktır. Güneş radyasyonunun yüksek<br />

olduğu ve güneş devresinin tek başına yeterli olduğu anlarda<br />

ise, - ısı pompası çalışmaksızın- güneş devresi (ve<br />

yardımcı ısıtma devresi) yükün tamamını karşılayacaktır.<br />

Şekil 3 Birleşik Sistem<br />

MÜHENDİS VE MAKİ NA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986


Sistemin Termik Analizi<br />

Birleşik sistemde, ısıtma yükü ve sıcak su istemi için<br />

gerekli enerji (Qyük) :<br />

güneş sistemi tarafından biriktirilen<br />

ısının (Qgün)> ısı<br />

pompası kompresörü ve fanları için gerekli<br />

işin (Wıp) ve kalan kısmı karşılıyabümek için gerekli yardımcı<br />

enerjinin (Oyar) toplamıdır.<br />

Buna göre, sistemin enerji dengesi şu şekilde olacaktır:<br />

Ogün + W v + Oyar = $ük<br />

l <<br />

^<br />

= ısıtma ve sıcak su gereksinimi<br />

İlk terim "Bedeva enerji" dir. Diğer iki terim ise "Satın<br />

alınan enerji" dir. Sistemin ısıl performansı (F), bedava<br />

enerjinin toplam ısı gereksinmesine oranıdır.<br />

p= Qgü"<br />

Oyuk<br />

= l (W,p+Oyar)/0 yük<br />

Yardımcı enerji, -ısı pompasının sürekli olarak elektrikle<br />

çalışmasına karşın - gaz, fueloil, elektrik veya bunların bir<br />

kombinasyonuyla sağlanır.<br />

Alışılmış bir kazan, alışılmış bir ısı pompası ve alışılmış<br />

tek örtülü bir güneş ısıtıcısı için F oranı, kollektör alanının<br />

bir fonksiyon olarak şekil 4'de verilmiştir. Hem güneş sis-<br />

ioo<br />

F «4c<br />

F<br />

O.K<br />

71<br />

O<br />

Ico<br />

M»<br />

Oto<br />

c _<br />

<<br />

1<br />

— KüLa<br />

Ce<br />

— —-<br />

•o AO s O •><br />

«M a*.<br />

*>~<br />

1<br />

—— .<br />

—<br />

;<br />

'o 40 2o Jo 4o So 4e<br />

Şekil 4 (a) Alışılmış ısı pompası ve alışılmış güneşli sistem ve<br />

(b) paralel, seri ve birleşik sistemler İçin F oranı<br />

•<br />

•<br />

temi, hem de ısı pompası sistemi olmıyan bir ev için<br />

F = O dır. Alışılmış güneş sistemli bir ev için F, kollektör<br />

alanına bağlıdır. Kollektör alanının artamasıyla, orijinden<br />

itibaren F = l'e asimtot olacak şekilde artar.<br />

Alışılmış güneşli sistemler için F eğrisi F-diyağramı<br />

metoduyla % bir-kaç lık bir toleransla hesaplanabilmektedir.<br />

Şekil 4. 'o ye dikkat edildiğinde, kollektör alanının düşük<br />

olması halinde, ısı pompasının F oranına etkisinin daha<br />

fazla olacağı görülmektedir. Daha yüksek kollektör alanlarında,<br />

alışılmış güneşli sistemle güneş yardımlı ısı pompası<br />

sistemi arasında F oranı açısından bir yaklaşım dikkati<br />

çekmektedir. Bunun anlamı, güneşli kısmın yükün önemli<br />

bir kısmınıkarşılamasmdandır.Ayrıca; çift örtülü sistemlerin<br />

tek örtülü sistemlerden daha iyi olduğu şekilden görülmekmektedir.<br />

Genel olarak; ısı pompasıyla birlikte çalışan tüm<br />

güneşli sistemlerde kollektör alanının artmasıyla işletme<br />

masraflarının azalacağını söyleyebiliriz.<br />

Şekil 5'de tek örtülü seri ve birleşik sistemlerin ve tek<br />

örtülü alışılmış güneşli ve paralel sistemlerin ocak ayı ve<br />

bütün yıl boyunca kollektör verimleri verilmiştir. Seri<br />

r<br />

Şekil 5 Kollektör verimleri<br />

o<br />

<<br />

? r " ' ' t t<br />

Şekil 6 Çeşitli ısı sistemleri için ısı bilançosu<br />

•• *o


alınan enerjinin miktarına göre soldan-sağa doğru sıralanmıştır.<br />

Görüldüğü gibi; ısı pompası için güneş enerjisinin<br />

kullanılması , alışılmış ısı pompası ve paralel sistemlerinkine<br />

göre MPK değerini artırır. Şekilde de görüldüğü gibi*<br />

paralel, birleşik, seri ve alışılmış ısı pompası sistemleri için<br />

ısı pompasının yıllık MPK lan, 2.0, 2,5,2,8 ve 2.1 dir.<br />

Güneş yardımlı ısı pompaları için ısı pompasının MPK sı,<br />

şekil 7 de verilmiştir.<br />

2*S<br />

- ^<br />

IS *=<br />

VS.» PO»<br />

Şekil 7 Isı pompası için MPK<br />

tu<br />

^v^MT"') bulu,<br />

Isı pompasıyla pompalanan ısı, güneş enrejisiyle yapılan<br />

doğrudan ısıtmaya göre daha fazla enerji masrafına<br />

neden olur. En iyimser şartlarda dahi ısı pompasının MPK'<br />

si 3-5 civarındadır. Halbuki; sadece pompa ve fan enerji<br />

girdisi gereken güneşli sistemde bu değer çok daha yüksektir.<br />

Bu nedenle, enerji isteminin mümkün olan en yüksek<br />

değeri güneşli sistemle karşılanmalıdır. Güneşli sistemin<br />

yüksek bir yatırım masrafına gerek duyması nedeniyle,<br />

uygun bir simülasyonla sistemin boyutlandırılması en ekonomik<br />

çözüm olacaktır.<br />

Denklem 1, Qyük değerine bölünmüş olarak yazıldığında;<br />

+<br />

= 1<br />

elde edilir. Sistemin seri sisteme benzer olarak çalıştığı<br />

anlarda, ısı pompası buharlaşbrıcısından güneşten alınan<br />

enerjinin yüke oranı şu şekilde yazılabilir.:<br />

°gün Ogün + (W ıp + Q yar) - (Wı P + Qyar)<br />

Oyuk Ogün + w ıp + Oyar<br />

Sistem için aylık performans faktörü (APF):<br />

APF = (Ogün +<br />

Wıp + Oyar) / (Wıp + Oyar)<br />

şeklinde olduğundan, denklem 4 ve 5 birleştirildiğinden:<br />

Ogün<br />

Oyuk<br />

= 1 veya = 1<br />

APF<br />

A P F<br />

N<br />

elde edilir.<br />

Maksimum performans katsayısı:<br />

Ogün+W, p<br />

MPK= W,,<br />

olduğundan, ısı pompasının iş girdisinden dolayı sağlanan<br />

yük oranı:<br />

veya<br />

F,p =<br />

F,p =<br />

/ (MPK 1)<br />

APF-1<br />

APF. (MPK -1)<br />

olur. Yardıma ısıtıcının yük oranı ise; F yar = 1 - Fgü n - Fıp<br />

şeklindedir. Denklem 7 ve 10 daki değerler, denklem<br />

11'de yerine konulduğunda:<br />

MPK - APF<br />

Fyar- elde edilir.<br />

APF. (MPK -1)<br />

Bu analiz yardımıyla, herhangi bir birleşik sistemi oluşturan<br />

tüm organların hesaplanması ve bunlar arasındaki<br />

bağıntılar türetilmiştir.<br />

Sistemin Otomatik Kontrolü<br />

Sistemin çalışması tamamen otomatiktir. Oda termostatı<br />

yardımıyla, oda sıcaklığının arzulanan değerin altına düşmesi<br />

halinde sistem çalışmaktadır.<br />

Sıcak su biriktirme tankından gelen sıcak su sıcaklığının<br />

gerekli değerin üstünde olduğu anda termometreden kumanda<br />

alan "Güneş Solenoidi" açılarak güneş devresi<br />

çalışmaktadır. Bu sırada, güneş fan motoru da çalışarak,<br />

ısıtma işleminin gerçekleşmesi sağlanmaktadır. Aksi halde;<br />

"Isı Pompası Solenoidi" açılarak, sıcak suyun diğer devrede<br />

dolaşması mümkün olmaktadır.<br />

Sistemin otomatik kumanda şeması şekil 8'de verilmiştir.<br />

SONUÇ<br />

Bu çalışmada: tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de<br />

önem kazanan enerji bunalımının birlikte getirdiği sakıncaları<br />

bir ölçüde de olsa azaltmak amacıyla, ısıtma enerjisi<br />

isteminin en aza indirgenebileceği bir ısıtma sistemi geliştirilmesine<br />

ve bunun pratik olarak gerçekleştirilmesine çalışılmıştır.<br />

Böylelikle, yıllardır enerji tasarrufu konusunda<br />

çalışan tüm bilim adamlarının şiddetle önerdikleri iki ısıtma<br />

sistemi (güneş enerjisi ve ısı pompası) tek bir sistem<br />

halinde birleştirilerek, teknik ve ekonomik açıdan en iyi<br />

bir sistemin oluşturulması hedeflenmiştir.<br />

Çalışmada, daha önce var olan iki "Güneş Yardımlı<br />

Isı Pompası" sistemi ana hatlarıyla gözden geçirilmiş olup,<br />

her iki sistemin de iyi ve kötü yönleri ortaya çıkanlmıştır.<br />

Sistemlerin analizinden elde edilen deneyimle, daha önceki<br />

sistemlerin iyi yönleri birleştirilerek üçüncü bir sistem<br />

oluşturulmaya çalışılmıştır.<br />

Yeni sistemin termik analizi yapılmış, böylelikle sistemin<br />

matematiksel çözümü ortaya çıkanlmıştır. Sistemin verimi<br />

ve performans faktörleri hesaplanarak, diğer sistemlerden<br />

daha üstün olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.<br />

26 MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986


Şekil 8<br />

sistemin<br />

kumanda<br />

seması<br />

KAYNAKÇA<br />

Dr. M.C. Okuyan, Güneş Yardımlı Isı Pompası ile Bina Isıtması,<br />

Doktora Tezi Balıkesir, 1984<br />

ASHRAE Fundamental handbook, ASHRAE, New York, NY,<br />

1977<br />

R.C. Jordan, Applications of solar energy for heating and cooling<br />

of buildings, ASHRAE publication GRP 170,1977<br />

vv.A.Beckman, S.A. Klein and J.A.Duffie, Solar heating design<br />

by the f-chart method, Wiley, Nevv York, 1977<br />

S.F. Gilman and D.H. Sturz, Solar energy assisted heat pumps,<br />

ASHRAE transactions, vol 80, part 2, 1974<br />

f. H. Bridgers, F.J. Soltays, D.R. Broughton, Passive solar<br />

MÜHENDİS VE MAKİN A DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986<br />

" rnlli<br />

energy and heat pumps, ASHRAE transactions, vol. 85, part 1,<br />

1979<br />

7 R. Bruno, W. Herman, H. Hörster, R. Kernsten and F. Mahd-<br />

Juri, The philips experlmental house, Conf. of the UK sec.<br />

of the International solar enregy soc, 19477<br />

8 ASHRAE Systems handbook, 43.10-43.12, 1976<br />

9 Pennsylvanla State University, VVorking on solar energy heat<br />

pump systems for heating and cooling buildings, 1975<br />

10 J. V. Anderson, J. W. Mitchell and W.A. Beckman, A design<br />

method for parallel solar-heat pump systems, solar energy,<br />

vol. 25, 1980<br />

11 M. Abbaspour and L. R. Glicksman, The proper use of thermal<br />

storages for a solar-assisted heat pump heating system,<br />

ASME paper 76-VVA/HT - 76, 1976<br />

27


Buhar sistemlerinde<br />

kondens kayıplarının<br />

bulunması ve<br />

kayıpların önlenmesi<br />

Halis TANYERİ<br />

Tokel - EEE Ltd. Şti İZMİR<br />

Skender ELELE<br />

Tokel -EEE Ltd. Şti. İZMİR<br />

Macit TOKSOY<br />

Dokuz Eylül Üniversitesi<br />

Mak. Müh. Bölümü İZMİR<br />

Bu yazıda buhar sistemlerinde kullanılan kondens<br />

sisteminde meydana gelen enerji kaybının pratik olarak<br />

bulunması, ısı kaybının yakıt cinsinden eşdeğerinin<br />

hesaplanması verilmiştir, önemli boyutlara ulaşan<br />

kondens enerji kayıplarının önlenmesiyle, dönüş<br />

basıncına bağlı olarak % 20 ye kadar enerji tasarrufu<br />

yapıla bileceği gösterilmiştir.<br />

This article explains a practical voay of determming<br />

the energy loss occurring in the condensation systems<br />

ofsteam systems and also the calculation of the fuel<br />

eguivalent of the heat loss. Through prevention of the<br />

considerable condenser energy losses, it is shoıvn that<br />

as high as 20 percent energy saving can be accomplished<br />

based on the value of the system return presture.<br />

Dünyada giderek azalan fosil yakıt kaynaklarının fiyatlarının<br />

sürekli artması ve bu yakıtlardan kaynaklanan<br />

çevre kirliliği, bizleri bu kaynaklan daha verimli kullanmaya<br />

zorlamaktadır. Ayrıca işletmelerin büyük giderlerinden<br />

birini meydana getiren enerji, işletmenin daha ekonomik<br />

çalışması içinde daha verimli kullanılmalıdır.<br />

Kimya, tekstil, gıda gibi birkaç endüstri dalında su buharı<br />

kullanılmaktadır. Güç üretimi veya ısıtma amacıyla<br />

kullanılan su buharı sürekli bir döngü halindedir. Şekil-<br />

1 de genel bir buhar sistemindeki temel elemanlar görülmektedir.<br />

Buhar kazanında elde edilen buhar proseste iş gördükten<br />

sonra atmosfere açık kondens tankına döner. Bu arada<br />

kondens dönüş basıncı ile atmosfer basıncı arasındaki fark<br />

Şekil 2 Açık kondens depolu sistemdeki kayıpların h-s diyagra-<br />

^Hi mında gösterimi.<br />

28<br />

Buhar<br />

KAZAN BESL£ME DEGAZÖR<br />

POMPASI<br />

Şekil 1 Açık kondens depolu buhar sistemi<br />

J3uhar+lsı<br />

Kondens<br />

nedeniyle geri dönen kondensin bir kısmı buharlaşarak<br />

atmosfere gider. Atmosfere giden bu buhar kütle kaybına<br />

neden olduğu gibi enerji kaybına da yol açar. Ayrıca kaybolan<br />

buhar yerine alınan suyun beraberindeki oksijen gibi<br />

korozyon yapan elemanlar sürekli kazana basılır.<br />

BUHAR VE ENERJİ KAYBI<br />

Aşın soğutmanın olmadığı bir proseste (Şekil -2) 1<br />

noktasında, kazanda üretilen buhar proseste iş görerek<br />

2 noktasına kadar yoğuşur. Sürtünme nedeniyle meydana<br />

gelen basınç kaybı basıncın P k'dan Pj'ye düşmesine<br />

neden olur. Atmosfer basıncı olan P 0'dan yüksek olan P^<br />

basıncından P o basıncına geçen kondens suyu 3 noktasından<br />

4 noktasına gelir. 4 noktası % x kadar buhar ile<br />

% (l-x) kadar sudan oluşur. % x kadar buhar atmosfere<br />

gider % (l-x) kadar su 5 noktasına gelir. Burada eksilen su<br />

kadar sıvı ilavesiyle sıcaklığı düşer. Doymuş sıvı hattından<br />

sola doğru kayar. Bundan sonra besi suyu pompası ile<br />

P k basıncına çıkarılarak kazana ulaşır. Bu çevrim her<br />

defasında x kadar buharın atmosfere gitmesi ve x kadar<br />

taze soğuk suyun alınmasıyla devam eder.<br />

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986


Buharlaşan kondens yerine alınan suya verilen enerji, Bu enerji kaybının yakıt olarak eşdeğeri ise,<br />

= m.x.c p<br />

T o)<br />

Buharlaşmadan sonra kalan kondensin<br />

yükseltilmesi için verilen enerji,<br />

Q 2=m(l-x).c p(T i-100)<br />

Kaybolan toplam enerji,<br />

Q k=m.cg<br />

O k = m.c p [x (Tj - T o)+ (l<br />

0 Ü0 200 300<br />

30<br />

-B 15<br />

o<br />

y ıo<br />

I<br />

İ<br />

BUHARLAŞAN KDNDENS(kgt<br />

1 1<br />

BESİ SUYU<br />

t<br />

/<br />

/ r—<br />

I I<br />

SI<br />

//<br />

h<br />

CAKLI<br />

ĞI<br />

//<br />

1—1o°c<br />

-<br />

r><br />

-2CPC<br />

//<br />

Tj sıcaklığına niy =<br />

/<br />

KAZİ\N<br />

VE<br />

W<br />

t<br />

m.c p [x (T r-T 0) + (1 - x) (^ - 100)]<br />

Burada x, hfg ve Tj basınçla değişmektedir. Her değişik<br />

basınç için ayrı ayn hesaplanır. Pratik olması için (Şekil-3<br />

de verilen birbirine bağımlı 4 diyagramla Pj kondens dönüş<br />

basıncının bilinmesi halinde kolayca yakıt kaybı bulunmaktadır.<br />

Pj kondens basıncının bulunması için, eğer sistemde<br />

kısılma yoksa kazan basıncının % 80'i alınabilir. Eğer değişik<br />

basınçlar kullanılıyorsa her kondens hattı için o kondens<br />

hattındaki kondenstop öncesi işletme basıncının<br />

\<br />

-fi<br />

k V<br />

RİMİ<br />

/<br />

/ /<br />

//<br />

// /<br />

V/<br />

/<br />

/ /<br />

V /<br />

/<br />

Şekil 3<br />

Açık kondens depolu<br />

buhar sisteminde<br />

buhar ve<br />

yakıt kaybının bulunması<br />

MÜHENDİS VE M AKİ NA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI :318 TEMMJ7 1986 29


% 80'i alınarak her devrenin ayrı ayrı yakıt kaybı bulunarak<br />

sonunda toplam yakıt kaybı bulunur.<br />

Diyagramlardan görüldüğü gibi basıncın yükselmesiyle<br />

atmosfere olan buhar kaybı ve enerji kaybı da artmaktadır.<br />

ÖRNEK DURUM<br />

Kondens basıncı 6 atü olan buhar tesisatında 10 t/s buhar<br />

üretimi için, 20 C besi suyu sıcaklığı, % 80 kazan verim<br />

ve Fuel-oil için buhar ve yakıt kaybının bulunması;<br />

Şekil -3'de 6 atü'den paralel çizilen doğru eğriyi kestiği<br />

noktadan yukarıya ve aşağıya dik olarak gidilir. Yukarıda<br />

125 kg/t değeri okunur.<br />

Böylece 10 (t/s) x 125 (kg/t) = 1250 kg/s buhar kaybı<br />

olur.<br />

Besi suyu sıcaklığı 20° C olan eğriyi kestiği noktadan<br />

paralel gidilerek % 80 kazan veriminden yukarıya çıkarılır,<br />

10000 KCal/kg yakıtın alt ısıl değerinden paralel gidilerek<br />

9 kg/t buhar değeri bulunur.<br />

Yakıt kaybı, 10 (t/s>x 9 (kg/t) = 90 kg/s Fuel-Oil<br />

Bu işletmenin günde 15 saat senede 300 gün çalıştığını<br />

kabul edersek senelik yakıt kaybı,<br />

15x300x90 = 405.000 kg/yıl bulunur ki, bu değer<br />

oldukça önemli büyüklüktedir.<br />

Ayrıca çok miktarda alınan besi suyunun maliyeti ve<br />

arıtma giderleri bu kayba ilave edilmelidir. Diğer önemli<br />

bir nokta da taze su tarafından kazana ve işlem makinalanna<br />

taşınan oksijenin yaptığı, korozyon ile sistemlerin<br />

ömrünü azaltmasıdır.<br />

30<br />

KAYIPLARIN ÖNLENMESİ<br />

İyi kalitedeki kazan besleme suyu kazanda buharlaştıktan<br />

sonra kondens tankına geri gelirken buharlaşmadan<br />

geri kazamlırsa, kondens suyunda sıcaklık düşümü olmaz.<br />

Böylece buharlaşma kaybı olmadığı için de, yeni besleme<br />

suyu miktarı çok azalır. Aynı zamanda oksijen ve diğer<br />

korozyon yapan elemanların sürekli olarak kazana girmesi<br />

önlenir.<br />

Sistemi kapalı hale getirip kondensi doğrudan kazana<br />

basmak bilinen besleme pompaları ve kızgın su pompaları<br />

ile kavitasyon problemlerinden dolayı imkânsızdır.<br />

Bu problem özel kapalı devre pompaları kullanılarak<br />

kondensin doğrudan kazana basılmasıyla çözülmüştür.<br />

Kapalı devre kondens pompası Şekil -4 den görüldüğü gibi<br />

bir radyal pompa ve bir jet pompasının birlikte çalışmasıyla<br />

meydana gelmiştir. Kondens, filtre (4)'den içeriye<br />

giderek jet pompasının (3) yarattığı basınç düşümüyle<br />

pompaya gider, radyal pompa (l)'da hızı artırılır, sirkülasyon<br />

borusundan (2) geçerek tekrar jet pompasına gelir,<br />

bu döngü sürekli devam eder, ancak jet pompası sürekli<br />

kondens aldığı için dolaşan kütle ile birlikte basınç da artar.<br />

Basınç yeterince arttığında diferansiyel basınç vanası<br />

açılarak su kazana gider. Kazana gitmeden önce hava ve<br />

gaz ayrımından (6) geçer. Böylece pompa sürekli çalışır.<br />

Ancak kondens dönüşü olduğu zaman bunu kazana basar.<br />

Eğer dönüş yoksa pompa çalışmaya devam eder, kondens<br />

almadığı zaman pompa içindeki basınç artmaz.<br />

Şekil 4<br />

Kapalı Devre<br />

Kondens Pompası<br />

1.Radyal pompa<br />

2. Dolaşım devresi<br />

3. Jet pompası<br />

4. Filtre<br />

5. Fark basıncı<br />

kontrol vanası<br />

6. Hava ve gaz ayırıcı<br />

7. Otomatik hava<br />

ve gaz tahliye cihazı<br />

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ


Besleme<br />

Rampası<br />

Kazan<br />

ic<br />

Şekil 5 Kapalı devre kondens pompalı buhar sistemi<br />

KAPALI DEVRE KONDENS POMPASIYLA ENERJİ<br />

TASARRUFU<br />

Sistem kapalı hale getirildiğinde yapılacak tasarruf<br />

yakıt ve buhar kaybı diyagramlarından bulunur. Açık<br />

sistemde kullanılan yakıta oranlandığında yapılan yakıt<br />

tasarrufu % olarak bulunur. Ayrıca yeni besi suyu tüketimi<br />

çok miktarda azaldığından bunun maliyeti ve tasfiye<br />

etmek için yapılan masraflar da tasarruf edilir. Dünyada<br />

yaygın olarak kullanılan kapalı devre kondens pompalarının<br />

ululamalarda % 10 ile % 18 arasında yakıt tasarrufu<br />

sağladığı ve çok kısa geri ödeme sürelerine (3-6 ay) sahip<br />

oldukları gözlenmiştir.<br />

Şekil -5'de kapalı devre kondens pompasının sisteme<br />

bağlantı şeması görülmektedir. Bu sistem birden çok kazanı<br />

olan sistemlerde rahatlıkla uygulanabilmektedir. Uygulamada<br />

kondens dönüş hattına bağlanmakta, kondens<br />

tankı ve degazör devre dışı kalmaktadır. Zamanla çeşitli<br />

»«rıurunle \tc<br />

Buhar<br />

Kapalı Devre<br />

Kondens Pampası<br />

Transfer<br />

Pompası<br />

d D<br />

Kondens<br />

J Kondens tankı<br />

nedenlerde az miktarda eksilen su yine besi suyu pompalan<br />

ile temin edilir. Çalışma esnasında A vanası kapatılır,<br />

prosesten dönen kondens doğrudan kazana basılır. Pompanın<br />

anzası halinde kondens tankından kazana su beslenir.<br />

SONUÇ<br />

Buhar kullanılan tesislerde prosesi değiştirmeden sadece<br />

kondens hattını kapalı hale getirmek için yapılacak kapalı<br />

devre kondens pompası ilâvesi % 10 -% 18 gibi çok önemli<br />

yakıt tasarrufu sağlamaktadır. Ülkemizde açık sistemle<br />

çalışan çok sayıda buhar tesisi vardır. Sistemi kapalı hale<br />

getirmekle yapılan tasarrufun işletme için olduğu gibi<br />

yurdumuza da büyük yararlan vardır. Aynca bacalardan<br />

kaynaklanan çevre kirliliği de bu tasarruf oranında azalmış<br />

olacaktır.<br />

KAYNAKÇA<br />

1- CRANE LTD. Pum Division, Stockpord -England


Bakım<br />

ekonomisi<br />

Rıza BARLAS<br />

Mak. Y. Mühendisi<br />

Prof. End. Mühendisi<br />

Ten. Tek. Ün. E. Öğr. Üyesi<br />

<strong>Makina</strong>ların sürekli bakıma gereksindikleri bilinmektedir<br />

önemli olan bakımm ne zaman ve neden yapılacağıdır.<br />

Bakımın amacı bozulmayı önlemek mi yoksa tamir<br />

etmek midir?Bu yazıda bakımın amacının ne olduğunun<br />

yanısıra, makina bekleme zamanı ile işçi bekleme<br />

zamanı arasında en iyi düzenlemeyi yapmak amacı<br />

ile Kuyruk teorisi bir örnekle anlatılmaktadır.<br />

it is knouın that machines in a factory need continuous<br />

maintenance. it ıs an important point when and<br />

for ıvhat the maintenance ıvill be performed. Is the aim<br />

of maintenance to avoid the failure or to repair? in<br />

this paper, beside ıvhat the aim of maintenance is,<br />

Oueuing theory is explained ıvith an example for<br />

optimizing the ıvaiting time of machine and voorker.<br />

BAKIM NEDİR?<br />

Fabrikalarda makina, tesis ve binalar sürekli yıpranır,<br />

bu nedenle de, zaman zaman onanma gereksinim gösterirler,<br />

örneğin, makinalarda miller, yataklar, çarklar, kayışlar,<br />

ve diğer parçalardaki yıpranmalar onarımı kaçınılmaz<br />

yapar. Elektrik motorları, taşıma araçları, vinç ve maçunalar<br />

bakım ister. Fabrika hizmetleri - kablo yerleri, gaz, su,<br />

basınçlı hava, ve buhar boruları, ve benzeri şeyler-tümü ile<br />

ara sıra bakım isterler. Binalann kendileri de bakılmak<br />

zorundadır.<br />

Ama bunları yalnızca derleyip toparlamak iyi bir bakım<br />

sayılmaz. İyi bakım, 'bozulmaları" önlemelidir. Aslında,<br />

bakımın büyük masrafı kendisinde değil, onanm için zorunlu<br />

durmalardadır. Gerçekten, bozulmalar üretimi durdurur,<br />

işçi ve makinayı çalışmadan alıkor, siparişleri programın<br />

gerisinde bırakır. Çoğukez; uzun süre kullanılmış olan makinaların<br />

gözle görülen parçaları, az da olsa, yıpranma gösterebilirler,<br />

ama bu makinaların içteki parçalarının gözden<br />

geçirilmesi için, sökülüp bakılmaları zorunludur. <strong>Makina</strong>ların<br />

muayenesi, genellikle, ayar için haftalık, normal<br />

yıpranma için aylık, planlı elden geçirme için de yıllık<br />

olarak yapılır.<br />

32<br />

Buna göre, onanm için iki politika izlenebilir. (1) bozulmaya<br />

dayalı, ve (2) koruyucu bakıma dayalı. Bozulmaya<br />

dayalı politikada, makina bozuluncaya kadar sürekli çalıştınlır<br />

ve bozulunca onanma alınır. Koruyucu bakıma<br />

(KB) dayalı politikada, makina zaman zaman koruyucu<br />

bakımdan geçirilir yani, bakım gereksinimden önce yapılır,<br />

makinanın durması beklenilmez. KB, makina, tesis, ve<br />

fabrika hizmetlerinin planlı muayenesi, temizlenmesi,<br />

ayarlanması, yağlanması ya da greslenmesi, ve yıpranmış<br />

parçalann rutin değiştirilmesi demektir. Koruyucu bakımın<br />

en yararlı yönü, üretim yerlerinde "ivedi ya da şimdi<br />

yap durumlannı azaltmasıdır. örneğin, koruyucu bakım<br />

kullanılmayan yerlerde, 'şimdi yap' durumu toplam<br />

onanmın % 75 kadanise, koruyucu bakım ile bu oran<br />

% 25 kadara düşürülebilir.<br />

MASRAF HESABI<br />

Hangi bakım politikasının uygulanacağına karar verebilmek<br />

için, onlardan her birinin neden olacağı masraftan<br />

hesap etmek gerekir. Bozulma politikasının masrafını hesaplamak<br />

için, her şeyden önce, olası bozulma sayısı bilinmelidir.<br />

Bu sayı geçmişteki deneyimlerden elde edilen<br />

Çizelge - 1 deki verilerden yararlanılarak çıkanlabilir.<br />

Çizelge 1 Bozulma Olasılığı<br />

Onarımdan sonra<br />

Geçen Aylar, Zn<br />

1<br />

2<br />

3<br />

4<br />

5<br />

6<br />

7<br />

8<br />

9<br />

10<br />

11<br />

12<br />

Bozulma<br />

Olasılığı, Bn<br />

0.05<br />

0.02<br />

0.03<br />

0.04<br />

0.04<br />

0.05<br />

0.08<br />

0.11<br />

0.13<br />

0.14<br />

0.15<br />

0.16<br />

Ay Sayısı,n<br />

(Zn X Bn)<br />

0.05<br />

0.04<br />

0.09<br />

0.16<br />

0.20<br />

0.30<br />

0.56<br />

0.88<br />

1.17<br />

1.40<br />

1.65<br />

1.92<br />

Bu sayılarla her aylık, her ikinci aylık, her üçüncü aylık,<br />

vb., onanm masrafları, bozulma ya da KB'ye dayalı olarak,<br />

hesaplayabiliriz, önce bozulma onarımından başlayalım.<br />

Bunun için beklenen zamanın, Zb, bulunması gerekir.<br />

Bu zamanı bulmak için aşağıdaki formülü kullanabiliriz:<br />

M<br />

Z b = 2 (Z n )(bn).<br />

n=l<br />

Burada, Zn koruyucu bakımdan sonraki ay sayısını, bn<br />

bozulma olasılığını, n ay sayısını, M de toplam ay sayısını<br />

yani 12 ayı gösterir. Beklenilen ortalama zamanı bulmak<br />

için, sütun 1 ile sütun 2 çarpılır ve çıkan sayılar birbirine<br />

eklenir:<br />

Zb = 1x0.05 + 2x0.02 + 3x0.03+. . + 12x0.16 = 8.42 ay.<br />

bunun anlamı, bozulma onanm politikası, her makina için<br />

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT :27SAYI : 318 TEMMUZ 1986


ortalama her 8.42 ayda birkez onarım gösterir. Bunun masrafı<br />

ise, serviste 30 makina tutulacağı ve her makinaya<br />

10.000 TL sarfedileceği varsayılırsa, toplam 300.000 TL.<br />

ya da ayda 300,000/8.42 = 35, 630 TL olacaktır.<br />

Koruyucu bakım politikasına gelince, yukarıdaki örnekte<br />

onanm olasılığı herhangi bir matematiksel modeli izlemediğinden,<br />

KB politikası masrafını hesaplamanın tek yolu,<br />

masrafı her olası durum için ayrı ayrı bulmaktır. Bunun<br />

için de, her durum altında ortaya çıkacak olası bozulma<br />

sayısı hesaplanır ve en ekonomik olanı alınır.<br />

B = N Z<br />

B n_<br />

Burada, N makina sayısı, B de bozulma sayısıdır. Beklenen<br />

bozulma sayısı, 1,2, ya da 3 ay esasına göre planlanmış<br />

ise, Çizelge 1 den yararlanılarak, aşağıdaki gibi hesaplanır:<br />

Planlı gözden geçirme her ay,<br />

Bj = NPj<br />

= 30(0.05) = 1.50 bozulma.<br />

Planlı gözden geçirme her 2 ayda,<br />

B 2 = N(P1+P2 ) + Bı Pı<br />

= 30 (0.05 + 0.02) + 1.50 (0.05)<br />

= 2.10 + 0.075= 2.18 bozulma.<br />

Planlı gözden geçirme her 3 ayda<br />

B 3 = N(PI + P 2 + P 3 ) + B 2 P! + Bx P 2<br />

= 30 (0.05+ 0.02+ 0.03) + 2.18(0.05) + 1.5 (0.02)<br />

= 3.00 + 0.10 + 0.03 = 3.13 bozulma.<br />

Diğer planlı gözden geçirmeler de, bu şekilde yürütülürse<br />

Çizelge — 2 deki sonuçlar elde edilir (her bozulma masrafı<br />

100.000 TL ve peryodik gözlem masrafı 300.000 TL.<br />

olarak varsayılmıştır).<br />

Çizelge — 2<br />

Her M ayda<br />

Koruyucu<br />

bakım<br />

1<br />

2<br />

3<br />

4<br />

5<br />

6<br />

7<br />

8<br />

9<br />

10<br />

11<br />

12<br />

M ayda<br />

Toplam<br />

sayısı<br />

1.50<br />

2.18<br />

3.13<br />

4.46<br />

5.81<br />

7.52<br />

10.22<br />

14.00<br />

18.54<br />

23.66<br />

29.36<br />

35.77<br />

Koruyucu bakım masrafı<br />

beki. Aylık ortal.<br />

Bozulma<br />

sayısı<br />

1.50<br />

1.09<br />

1.04<br />

1.12<br />

1.16<br />

1.25<br />

1.46<br />

1.75<br />

2.06<br />

2.37<br />

2.67<br />

3.00<br />

Aylık boz.<br />

Masrafı<br />

TL.<br />

150.000<br />

109.000<br />

104.000<br />

112.000<br />

116.000<br />

125.000<br />

146.000<br />

175.000<br />

206.000<br />

237.00<br />

267.000<br />

300.000<br />

Toplam KB<br />

prog.masr.<br />

(pery.gözl.<br />

dahil).<br />

450.000<br />

409.000<br />

404.000<br />

412.000<br />

416.000<br />

425.000<br />

446.000<br />

475.000<br />

506.000<br />

537.000<br />

567.000<br />

600.000<br />

Bu çizelgede görüldüğü gibi en ekonomik koruyucu bakım her üç<br />

ayda bir olanıdır.<br />

KUYRUK(QUEUING)TEORİSÎ UYGULAMASI<br />

Bakım ekonomisinde önemli bir konu da makina kapasitesi<br />

ile onun gereksiniminin dengesidir. Bunu şu şekilde<br />

MÜHENDİS VE MAKİNA DFBBİ Sİ PİIT 57


Bekleme ve serviste olma için sarfedilen makina ortalama<br />

zamanı:<br />

1 1 1<br />

= yada = 2 saat.<br />

m-fi 2-1.5 .5<br />

ÖRNEK - 2: Çokkanal Sistemi:<br />

Çokkanal sisteminde, birden çok (2,3 ya da daha çok)<br />

işçinin günde 24 çağın çıkaran 50 makinaya servis verdiğini<br />

düşünelim. Servis zamanı yine ortalama 30 dakikadır.<br />

Çokkanal problemlerinin matematiği, tekkanaldakinden<br />

daha çok karmaşıktır.<br />

Çokkanal sistemi kuyruk formüllerinin, hesaplamanızdan<br />

ilk isteği sistemde makina olmadığı olasılığıdır. Bunun<br />

anlamı makinalar ne servisten geçiriliyor, ne de servis<br />

bekliyordur. Formüldeki semboller de şunlardır:<br />

Po, herhangi bir zamanda servise giren ya da servis bekleyen<br />

herhangi makina olmaması olasılığı.<br />

M, Servis işçisi sayısı,<br />

n, elde olan enaz servis işçisi sayısı.<br />

1, saatte ortalama servis çağın sayısı (bu örnekte 3).<br />

m, bir işçinin bir saatte ele alabileceği ortalama çağın<br />

sayısı<br />

!, faktöryel (3! = 3x2x1 = 6;0! = 1).<br />

önce, Po değerini bulalım:<br />

34<br />

Po =<br />

r M-i/ e \ n<br />

Po =<br />

_n-l n!<br />

m<br />

3\ 2 -ı m m m<br />

0! 1! 2! -I<br />

[ 1+ 1.5 + 1.125] +<br />

3.625 + 1.125<br />

1<br />

4.8<br />

= 0.208 ya da % 20.8<br />

3!(1—*_)<br />

mM<br />

(i)<br />

2.25 3.375<br />

3! (1-(2) (3)<br />

Demekki, herhangi bilinen bir zamanda, ne servis görmekte<br />

olan ne de servis bekleyen herhangi bir makina<br />

olmaması olasılığı % 20.8 dir. Bu saptandıktan sonra<br />

aşağıdaki 5 soruya yanıt verebiliriz:<br />

1. Servisi beklerken boş duran makina ortalama sayısı<br />

nedir?<br />

M+l<br />

A = •<br />

(M-: --)<br />

m<br />

(1) 3+1<br />

(3 -1)!(3-—)<br />

2<br />

(1.5) 4<br />

2. (1.5) 2<br />

1.05<br />

4.5<br />

= 0.23 makina.<br />

x 2,208<br />

x 0.208<br />

xPo<br />

2. Servis görmeleri ya da servis beklemeleri nedeni ile, ortalama<br />

kaç makina boş olacaktır?<br />

B-<br />

= 0.23 -t-<br />

m<br />

= 1.73 makina.<br />

3. Servis bekleyen mikinalann ortalama boş zamanı ne olacaktır?<br />

/t _ . . .<br />

0.23<br />

= 0.08 saat<br />

4. <strong>Makina</strong>lann toplam ortalama boş zamanı ne olacaktır?<br />

D = 0.08 + 0.50<br />

= 0.58 saat<br />

5. Servis işçileri ne kadar zaman boş kalacaktır?<br />

D = 0.08 + 0.50<br />

= 0.58 saat<br />

5. Servis işçileri ne kadar zaman boş kalacaktır?<br />

Saatta elde edilen işçi zamanı = 3 adam - saat.<br />

Kullanılan zaman = 1.5 adam - saat.<br />

Boş zaman = 1.5 adam • saat.<br />

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986


BELGE<br />

NO<br />

396<br />

474<br />

867<br />

931<br />

1192<br />

1317<br />

1663<br />

1677<br />

1736<br />

1762<br />

1763<br />

HAZİRAN - 1986 AYINDA<br />

MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ HİZMETLERİ YÖNÜNDEN<br />

ODAMİZCA TESCİLLERİ YAPILAN VE YENİLENEN KURULUŞLAR<br />

KURULUŞUN ADI, ADRESİ<br />

VE TELEFON NUMARASI<br />

KARADENİZ MÜH. BÜROSU<br />

(KDM)<br />

Mahmudiye Çeşmesi Sok.<br />

Şamdancı I »hanı No: 18/13-20<br />

Şehzadebaşı - İSTANBUL<br />

TLF: 5285310<br />

ARMA TESİSAT MÜH- MÜŞ.<br />

Şair Ziya Paşa Cad. No: 1<br />

Modern Palas Daire: 6/4<br />

Kara köy - İSTANBUL<br />

TLF: 143 35 48<br />

DOĞUŞ MÜH. VE ASANSÖR<br />

SANAYİ<br />

Mak. Müh. Ethem ÇULUM<br />

Millet Cad. No: 90 Fildişi İş<br />

Merkezi K: 2/48-49<br />

Fındtkzade- İSTANBUL<br />

TLF : 5244410-5244411<br />

İNKER MÜHENDİSLİK<br />

Atlas Sok. Kaya han No:<br />

13/3-4 OskUdar-ISTANBUL<br />

TLF: 333 13 76<br />

ISISAN ISITMA VE KÛMA<br />

SANAYİ A.Ş. (ISISAN AŞ)<br />

Barbaros Bulv. Marmara Apt.<br />

38/1 Bul mumcu -Beşlktaş-İST.<br />

TLF: 172 53 00/10 Hat<br />

ALFA Mühendislik Bürosu<br />

Kızılay Cad. No: 91 Kat. 1<br />

ADANA<br />

TLF: 10497<br />

CEREN Müh. Danışmanlık<br />

850 Sok. NO: 18<br />

İZMİR<br />

TLF: 131003 258214<br />

EGE ISISAN<br />

Mak. Müh. S. özer AVSEVER<br />

Gazi Bulvarı Saray Işhanı No:<br />

57/301 —İZMİR<br />

TLF: 256354<br />

YAVAŞLAR MÜH.<br />

2. Ticari Yol 90/B<br />

DENİZLİ<br />

TLF: —<br />

ECE TESİSAT<br />

Gazi Bulv. No: 57 Saray İş Hanı<br />

Kat: 3 No: 302-303<br />

IZMI R<br />

TLF: 25 13 26<br />

TOKr . - EEE ENDÜSTRİ —<br />

ENERJİ VE EKONOMİ<br />

SANAYİ VE Tl C. LTD. ŞTİ.<br />

Mimar Kemalettln Cad. No: 72<br />

İZMİR<br />

TLF: 25 76 79<br />

Belgenin Son<br />

Geçerlik Tar.<br />

28.5.1987<br />

25.6.1988<br />

14.5.1988<br />

21.4.1988<br />

19.9.1987<br />

11.5.1988<br />

22.2.1988<br />

29.6.1987<br />

42.1.1988<br />

24.1.1988<br />

BELGE KURULUŞUN ADI. ADRESİ<br />

NO VE TELEFON NUMARASI<br />

2060<br />

2061<br />

2062<br />

2063<br />

2064<br />

2065<br />

2066<br />

2067<br />

2068<br />

2069<br />

2070<br />

2071<br />

AK- ÇAĞ MÜH.<br />

Macar Kardeşler Cad. Ali Emiri<br />

Efendi Sok. Dlllloğlu Han No: 1<br />

Kat:3/6 Fatih -İSTANBUL<br />

TLF:-<br />

ERDEM MÜH. BÜROSU<br />

Acıbadem Tersane Sitesi<br />

Çağdaş Apt. 12/3<br />

Kadıköy - İSTANBUL<br />

TLF:339 06 85<br />

ODAK MÜH. SAN. ve TİC.<br />

Ortabahçe Cad. Şair Leyla Sok.<br />

Yonca Han No: 29 K: 4<br />

Beyoğlu - İSTANBUL<br />

TLF: 158 9414<br />

ANIL MUHASEBE MÜH.<br />

BÜROSU Emin Zülfikar-<br />

Basri Arabacı<br />

Telsiz Man. 85 Sok. No: 76<br />

Zeytinburnu - İSTANBUL<br />

TLF: 582 95 96<br />

ERDAL TAVMAN Müh. Müş.<br />

ve Taahhüt Bürosu<br />

Taksim Topçu Cad. Tepe Palas<br />

Apt. No: 15 D: 8<br />

Taksim -İSTANBUL<br />

V.M.T<br />

VAROL MAK. TAAHHÜT<br />

Bağlarbaşı Cad. No: 5/B<br />

Bülbülderesl - üsküdar-İST.<br />

TLF: 3336025<br />

EROL AYDINCIOĞLU<br />

PROJE BÜROSU<br />

özden Konak Pasajı No: 25<br />

Esentepe - İSTANBUL<br />

TLF: 172 38 20<br />

MÜHENDİSLİK BÜROSU<br />

Adnan tERZİ<br />

Y. Kemal Mah. Mlthatpaşa Cad.<br />

No: 46 Gültepe- İSTANBUL<br />

PAN İNŞAAT MÜH.- MİM.<br />

SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ<br />

Cemal Gürsel Cad. 75/1-A<br />

Bostanlı-İSTANBUL<br />

TLF: 11 99 59<br />

DEREN AŞ DEREN İNŞAAT<br />

SAN ve TİC. A.Ş.<br />

Şehit Nevres Bulv. No: 21/1<br />

İZMİR<br />

TLF: 21 51 93<br />

ÖZBERKSAN A.Ş<br />

özberksan Yar Kaloriferi ve Isı<br />

Sanayi Anonim Şirketi<br />

Ay tar Cad. No: 24 Nll Apt. 6<br />

1. Levent-İSTANBUL<br />

TLF: 169 46 14<br />

ÖZGÜR MÜHENDİSLİK<br />

Atatürk Cad. No: 398/433<br />

Kat: 4 Alsancak — 1ZMİ R<br />

Belgenin Son<br />

Geçerlik Tar.<br />

12.6.1988<br />

12.6.1988<br />

13.6.1988<br />

13.6.1988<br />

26.6.1988<br />

26.6.1988<br />

27.6.1988<br />

27.6.1988<br />

27.6.1988<br />

30.6.1988<br />

30.6.1988<br />

30.6.1988<br />

MÜHENDİS VE MAKİNA DERGİSİ CİLT : 27 SAYI : 318 TEMMUZ 1986 35


3+1 Önemli Özelliği ile kalite vana<br />

Vanayı kaliteli yapan 3 önemli özellik;<br />

• Sızdırmazlık<br />

• Kaliteli Malzeme<br />

• Test<br />

Mas tecrübesiyle birleşerek<br />

Mas Kalite Vanayı meydana getirir.<br />

1.Sızdırmazlık: Özel ringler sayesinde yüzeyler %100 temas ederek<br />

sızdırmazlığı gerçekleştirir.<br />

Milde ise Teflon yüksük kullanılmaktadır.<br />

2. Malzeme Standartlara uygun.<br />

3.Test : Hidrolik test basıncı ile Vanalar montaj sonrası<br />

Basınca ve Sızdırmazlığa dayanıklılığı ölçülür.<br />

.Mas : Vana konusunda uzmanlaşmış teknik servis<br />

Tecrübesi her parçayı,malzemeden test aşamasına kadar<br />

titiz bir kalite kontrolden geçirir.<br />

Bu sayede Mas markalı her vana üstün kalitelidir<br />

|S0RQ0LÜ VANA|SÜRGOLOVANA|SORBOLÜVANA|<br />

DİN 3204<br />

TS444<br />

Sıcak su ve tüm<br />

kaloriter<br />

sistemlerinde.<br />

DİN 3216<br />

TS 457/1<br />

İçme suyu, alçak<br />

basınçlı buhar,<br />

fuel-oil<br />

tesislerinde ve<br />

sıcak yağ<br />

sistemlerinde.<br />

DİN 3225<br />

TS 457/2.1<br />

İçme suyu,<br />

Petrol, Yag,<br />

Fuel-oı tesisleri<br />

225* Ce kadar<br />

kızgın yağ<br />

devreleri.<br />

MASMAKİNA VE ARMATÜR SANAYİ A.Ş.<br />

Merkez ve Fabrika: Alemdağ yolu Sultançiftliği Köyü<br />

ÜMRANİYE/İSTANBUL<br />

Tel: 1128(kod9-1838)


Hostaflon<br />

(Polytetrafloretilen)<br />

SANAYICILER/KONSTRÜKTÖRLER<br />

Ömrü Boyunca Hiç Yağ İstemeden 260°C ile-250°C Arasında<br />

Çalışacak,Hiçbir Kimyasal Maddeden Etkilenmeyecek ve<br />

Sürtünme Direnci Yok Denecek Kadar Az, İşlenmesi Son Derece Kolay<br />

Bir Malzemeye İhtiyaç Hissedersiniz Hiç Düşünmeden<br />

PTFE (PolytetraFlorEtilen)'yi Seçeceksiniz.<br />

PTFE'yi Batı Alman Hoechst Firmasının İşbirliği İle İmal Ediyoruz.<br />

Kullandığıldığı Maksada Göre<br />

Saf Karbonlu, Grafitli, Cam Elyaflı Çeşitleri Mevcuttur.<br />

Yarı Mamul Olarak<br />

Dolu Takoz, İçi Boş Takoz,<br />

Çubuk, Levha ve Herçeşit Kalıplanmış Parçalar, Filmler.<br />

Mamul Ürünler Olarak<br />

Küresel Vana Contaları,"O" Ringler, Sıyırıcı Keçeler,<br />

Kayar Mesnetler, Yataklar, Kompresör Segmanları Körükler<br />

Genleşme Parçaları, Elektrikriki İzolasyon Parçaları<br />

İmalatı İle Hizmet Vermekteyiz.<br />

polimer kimya sanayii ve ticaret a.ş.<br />

Necatibey Cad. Ali Paşa Değirmen Sokak. Olcay Han No: 13<br />

Karaköy İSTANBUL Tel: 149 85 44-145 11 27-TURKEY<br />

Fb.: Oto Sanayii Sitesi Aytekin Sokak 4. Levent.


SAYAÇ VE GÖSTERGE<br />

ÖLÇÜM ÇEVİRİCİ<br />

BUHAR KAPANI<br />

BSS<br />

PANO-KONTROLÖR<br />

KONTROL CİHAZI<br />

KELEBEK VANA<br />

OTOMATİK<br />

KONTROLDE<br />

KANITLANMIŞ<br />

KALİTE<br />

SAAASON<br />

— 78 yıllık tecrübesiyle otomatik kontrolde<br />

dünyanın önde gelen ismi<br />

SAAASON Türkiye'de de üretime geçmiştir.<br />

— Tüm akışkanlar için, her çap sıcaklık ve<br />

basınç gurubunda<br />

• TERMOSTATİK VANALAR,<br />

• BASINÇ REGÜLATÖRLERİ,<br />

• KÖRÜKLÜ BUHAR KAPANLARI<br />

— Bu ürünlerle birlikte tüm SAAASON<br />

cihazlarının mühendislik, ticarî, bakım ve<br />

onarım hizmetleri sunulmaktadır.<br />

— SAAASON, otomatik kontrolle ilgili tüm<br />

proje ve problemlerinize en verimli çözümü<br />

sunmaya hazırdır.<br />

SAAASON Ölçü ve Otomatik Kontrol Sistemleri<br />

Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi<br />

Meclisi Mebusan cad. 493<br />

Ülkü Han Kat 5 Salıpazarı - İSTANBUL<br />

Tel: 144 44 31 - 143 59 86<br />

Tlx: 24 455 cabi-tr. (att. samsoni<br />

P.K. 389 Karaköy • ISTANBUL


K4TES<br />

K4TES<br />

ELEKTRİKLİ<br />

AZAMİ GÜVENİLİRLİK<br />

UYGUN^ FİYAT<br />

STOKTAN TESLİM<br />

SATIŞ SONRASI SERVİS<br />

1 YIL GARANTİ<br />

250 • 10.000 Kg<br />

KALDIRMA KAPASİTELERİNDE<br />

MUİTTEÜF TİPLER<br />

A.Dudullu, Alemdağ Cad. Ihlamur Kuyu Bahar Sanayi Sitesi B.Blok Üsküdar-İstanbul Telefon: (1) 335 28 71


•••• M • • • Sİ BB<br />

TEZGAHIARINDA<br />

İşinizin niteliğine en uygun olanı<br />

seçebilmeniz için<br />

en zengin çeşit<br />

MOSKOVA - SSCB<br />

imalât programında<br />

Distribütörü:<br />

Borverk<br />

Tezgahı<br />

35-60-76<br />

mm<br />

Radyal<br />

Matkap<br />

Tezgahları „<br />

İSTANBUL<br />

ANKARA<br />

Tezgahlarımız, gerek kalite ve<br />

gerekse verim bakımından çağımız<br />

teknolojisinin en son aşamalarına<br />

uygun olarak üretilmiştir.<br />

• En zengin çeşit • Uygun fiyatlar<br />

• Stoktan derhal teslim<br />

• ödemede kolaylık<br />

• Devamlı bakım servisi<br />

Dik<br />

Silindir<br />

Roktifiye<br />

Tezgahları<br />

Krank Taşlama<br />

Tezgâhı<br />

Çift başlı<br />

Universal<br />

Dik Freze<br />

Tezgahları


•Üretimini Uluslararası standartlara göre yapar<br />

•Ucuzluk uğruna kalitesinden ödün vermez<br />

•Üstelik, tüm ürünlerinin kalitesine "Garanti Belgesi" verir<br />

•Satış öncesinde ve sonrasında uzman kadrosu ile ücretsiz "Teknik Servis" sunar<br />

•Ayrıca "Teknik Yayınları" ile de çelik standardizasyonuna katkıda bulunur<br />

•Bu nedenlerle tüm çeşitlerini dünya pazarlarına da kolaylıkla ihraç etmektedir<br />

yüksek vasıflı ve alaşımlı çelikler üretir<br />

•Alaşımsız <strong>Makina</strong> Yapı Çelikleri (İmalat Çelikleri)<br />

•Alaşımlı <strong>Makina</strong> Yapı Çelikleri (Sementasyon, Islah Çelikleri)<br />

•Otomat Çelikleri<br />

•Yay Çelikleri<br />

•Alaşımsız Takım Çelikleri (Karbon, su Çelikleri)<br />

•Alaşımlı Takım Çelikleri (Yağ Çelikleri)<br />

Thyssen Edelstahlvverke A.G. (TEW) lisansı ile üretilir.<br />

AFBıLCGUK<br />

"Ağır Sanayimizin Temel Taşı"<br />

Genel Müdürlük: Büyükdere Cad. 121/6-7 Gayrettepe-İstanbul Tel: 1675560 (5 hat) 1675965 Tlx: 26101 ACEL TR<br />

Fabrika: Gemiç Köyü Mevkii, Orhangazi-Bursa Tel: 9-2561/1343, 1344.1388


İmalat, tesis ve projelerinizde güvenle<br />

kullanabileceğiniz tecrübeli marka<br />

Soğutma Tesisatı Elemanları Hidrolik Malzemeler<br />

Genleşme Valfleri Kombine Otomatikler<br />

Amonyak Valfleri • Amonyak Otomatikleri<br />

Hidrolik Motorlar • Direksiyon Tertibatları<br />

Proporsiyonel Valfler • Radyal Pistonlu<br />

Pompalar<br />

Endüstriyel Otomatikler Brülör Tesisatı Malzemeleri<br />

Temostatlar • Presostatlar • Termostatik<br />

Valfler • Solenoid Valfler • Transmiterler<br />

Oransal Kontrollar<br />

Geniş Bilgi için: Türkiye Umum Mümessili<br />

Buy ukde re Caddesi<br />

Halk Sigorta<br />

Merkez Han Kat : 1<br />

Zincirlikuyu / İSTANBUL<br />

Brülör Yağ Pompaları • Kontrol Kutuları •<br />

Ateşleme Trafoları • Kazan Termostatları<br />

Püskürtücü Memeler • Fotoseller<br />

IŞI MALZEMELERİ ve MAKINA<br />

TİC. SAN. ve MÜMESSİLLİK A. S.<br />

Telefon: 166 97 83 - 172 38 32<br />

Teiex: 26452 Tote ti<br />

Telgraf:<br />

Totemco - İstanbul


orularda ısı kaybına<br />

kesin çözüm<br />

MÜTEAHHİTLER<br />

MİMARLAR<br />

MÜHENDİSLER<br />

APARTMAN YÖNETİCİLERİ<br />

SANAYİCİLER<br />

TESİSATÇILAR<br />

İZOLASYONA İNANANLAR<br />

Her izolasyon malzemesinin<br />

kullanım alanı ayrıdır.<br />

İzolasyonda, yanlış malzemenin,<br />

hatalı uygulamanın<br />

yüksek bedelini ödemeyin...<br />

...Başkalarına ödetmeyin!<br />

Sanayi tesislerinde, kalorifer ve<br />

merkezi ısıtma tesisatlarında,<br />

ısı kaybının önlenmesi gereken<br />

her yerde... Boru/lzocam kullanın!<br />

BORU/IZOCAM,<br />

BORULARIN KÜRKÜDÜR<br />

a yanmaz<br />

m zamanla bozulmaz<br />

m çürümez<br />

M kınlmaz<br />

a asitlere karşı dirençlidir<br />

m darbe, titreşim ve<br />

sarsıntıdan etkilenmez<br />

m basınca dayanıklıdır<br />

M ıslansa bile,<br />

kuruduğunda yapısını,<br />

özelliğini korur<br />

m maksimum 250°C<br />

sıcaklığa mukavimdir<br />

m 10°C için ısı iletkenliği<br />

sadece \=0.027<br />

kcal/mh°Cye eşittir<br />

Boru/lzocam'la<br />

IZOCAİM<br />

istanbul: 15549 10(5ha!) • Ankara:268089 • izmir 134859 • 3ursa' 124 70'Samsun: 199 10 'Adana:22980 • Elazığ: 16600


Kbtmm maları sanayiinde yıların tecrübesi<br />

Isı, Buhar Güc<br />

Desa uluslararası<br />

standartları<br />

uygular.<br />

DESA. Ülkemiz sanayiinin<br />

ISI BUHAR ve GÜÇ ihtiyacı için alev borulu<br />

su borulu kazanlar, atık ısı kazanları ve büyük proses<br />

buharı ihtiyacı olan işletmeler için buhar • elektrik<br />

enerjisi sağlayan bileşik santraller kurmaktadır. Kömür, fuel-oil<br />

gaz ve diğer yakıtlar için her türde yakma sistemlerini uygulayan<br />

DESA Batı Alman Standardkessel işbirliği ile Ülkemizdeki<br />

en yüksek sistem verimlerine ulaşmıştır. Komple tesis taahhütleri,<br />

gıda ve kimya sanayiine dönük paslanmaz çelik<br />

proses ve depolama kaplan DESA'nın<br />

hizmetleri arasındadır DESA ISI BUHAR ve GUÇ üretiminde<br />

uzmandır. DESA 25 yıllık tecrübesiyle yatırım<br />

mallan sanayiinin önemli<br />

ismidir.<br />

BİR O YASAR HOLDING KURULUŞUDUR<br />

DEMİR, KAZAN ve MAKİNA SANAYİİ AŞ<br />

GENEL MÜDÜRLÜK VE FABRİKA FENNİ MALZEME SATIŞ VE TEKNİK SERVİS İSTANBUL İRTİBAT BÜROSU<br />

Kartal Durağı 35410 Gaziemir-İZMİR Akdeniz Cad. 5/C, 35210 İZMİR Setüstü, Palanduz Han 7,80040 Kabataş - İSTANBUL<br />

Tel/Fax(9 51)-276200 Tlx 53202ddkm tr Tel: (9 51) 252566-255718 Tel: (91) 1434973 Tlx:24104dyo tr


ELKON KONVEYÖR RULOLARI<br />

r<br />

0 60 - 89 - 108 -114 -133 ÇAPLARINDA SERİ ÜRETİM DİN 22107 NORMLARINA<br />

UYGUN KONVEYÖR RULOLARI VE RULO İSTASYONLARI<br />

BAND KONVEYÖR SİSTEMLERİ - TELESKOPİK KONVEYÖRLER - ELEVATÖRLER<br />

PLASTİK KOVALI Z ELEVATÖRLER - PLASTİK PALETLİ KONVEYÖRLER -<br />

HELEZON KONVEYÖRLER HER ÇEŞİT KONVEYÖR EKİPMANLARI<br />

ELKON KÖMÜR ÖMÜ KIRICILARI<br />

TEK TANBURLU PRİMER KÖMÜR KIRICILAR<br />

ÇİFT TANBURLU KÖMÜR KIRICILAR<br />

UÇ TANBURLU ÇİFT KADEMELİ KÖMÜR KIRICILAR<br />

HALKA ÇEKİÇÜ KÖMÜR KIRICILAR<br />

İMPAKT KOK KÖMÜR KIRICILAR (KOKPAKTÖR)<br />

ELKON SEYYAR YIKAMA VE ELEME SİSTEMİ<br />

VARGELÜ BESLEYİCİLER<br />

TİTREŞİMLİ BESLEYİCİLER<br />

SERBEST TİTREŞİMLİ Fi FKI FR<br />

YATAY Fi FKI FR<br />

ELKPN<br />

MERKEZ: (Managing Center)Ali SamiYen Cad. Muhaddisoğlu Han. No: 2 Kat: 6 I<br />

Gayrettepe - İSTANBUL TEU166 91 53 -166 58 44<br />

_ _ _ _ _ FABRİKA: (Factory) Ayazma Mevkii Alemdağ Köyü ÜSKÜDAR


Koaksan<br />

Türkiyede Hidrolik platform ve Mobil vinç te<br />

Tek isim<br />

HİDROLİK PLATFORMLARI<br />

KPaksan<br />

FabıİZMİT- GÖLCÜK asfalt! 3.km.<br />

P.K.62 Tel,2409 GÖLCÜK


KİMYA TESİSLERİ<br />

MADEN TESİSLERİ<br />

TANK TERMİNALLERİ<br />

SU TASFİYE TESİSLERİ<br />

YAĞ FABRİKALARI<br />

YEM FABRİKALARI<br />

SELÜLOZ HİDROLİZE<br />

VE PELETLEME<br />

TESİSLERİ<br />

ENDÜSTRİYEL TOZ<br />

TUTMA TESİSLERİ<br />

SİNTİNE SU ARITMA<br />

TESİSLERİ<br />

• GIDA TESİSLERİ<br />

VE DİĞER AÖIR SANAYİ KOLLARINDA BATI TEKNOLOJİSİ İLE İŞBİRLİĞİ YAPARAK<br />

anahtar teslimi<br />

dev tesisler<br />

kuruyoruz...<br />

EHDÜSTRİYEL TESİSLER<br />

S AH AY I VE TİCARET A. S.<br />

CİNNAH CADDESİ, KIRKPINAR SOKAK 5 ÇANKAYA - ANKARA TLF:(41) 39 02 30 (4 Hat) TELEX: 42 463 pasr tr


Tipler<br />

İŞLETMESİ/J* VERİMLİLİĞİ ICIN<br />

• • *<br />

GÜÇLÜ HAVA<br />


Flanşlı küresel vana<br />

ASA 150 Lbs<br />

1/2 "tan 10" kadar<br />

pnömatik kumandalı<br />

küresel vanalar<br />

1) küresel Dik ve yatay<br />

çalışan<br />

ÇEKVALFLER<br />

2) Cr/Ni DİN ve<br />

ASA Normuna uygunfiltreler-çekvalfler<br />

3) Cr/Ni Dikişli ve<br />

Dikişsiz Borular<br />

4) Çr-M Dikişli ve<br />

Dikişsiz Dirsekler<br />

i\ KARBON CELÎK* PASLANMAZ CELÎK<br />

Küresel vana ve armatürleri<br />

CROMAKS MAMULLERİ<br />

1—2 ve 3 Yollu Flanşlı ve Dişli VANA LAR<br />

aJTam Geçişli b)Redüksiyon Geçişli<br />

2—ND 16^VD25 veND 40 serisi VANALAR<br />

3—FİTTİNGSLER (Yaka-Nipel- Dirsek-<br />

Rekor ve FLANŞ)<br />

4—1/2-2 Dişli-Flanşh EmniyetventUleri<br />

ND 16-ND 64'e kadar özel imalat (İç aksamaları<br />

paslanmaz çelik)<br />

Tüm mamullerimiz döküm olmayıp<br />

Karbon Çeliğinden ve paslanmaz çelikten<br />

işlenmektedir. Vanalanmzdaki<br />

KÜRE ve HAREKET MİLİ paslanmaz<br />

çelikten yapılmaktadır. Bütün vana<br />

imalatımızda sızdırmazlık elemanı<br />

olarak TEFLON kullanılmaktadır<br />

MAMULLERİMİZ BİR YIL<br />

GARANTİLİDİR<br />

Dişil veya soketll Küresel vana<br />

DİRSEK 180*<br />

V<br />

1 :<br />

!—<br />

YAKA<br />

u.Jun Ali,! 30J<br />

l)Polikim polimer<br />

Kimyasan A.Ş.'nin<br />

üretimi TEFLON çeşitleri<br />

2) PAK KENS Manometreleri<br />

3 )Tekn ik<br />

KAUÇUK (ŞEL)<br />

Hortumları<br />

) V RAKOR<br />

SAYMAK KOLL. ŞTİ.<br />

HİDROLİK - PNÖMATİK - BUHAR ve TEKNİK FABRİKA MALZEMELERİ<br />

Y. Kenan Mak. Müh. Hüseyin SAYAR Mak. Müh.<br />

Adres:İST. ŞUBE:Necatibey Cad. Arapoğlan Sokak. Merkez: ADANA: Kızılay Cad. 96 Sokak,<br />

Kötü Han, No: 17 - 18 / Karaköy - P.K. Karaköy 212 No: 14/E, Hayat Hastanesi Sokağı, P.K. 573<br />

Tel : 149 76 69 -149 97 84 Tel : 17413 - 20687<br />

j "<br />

i


Kolay taşınma,<br />

Sessiz çalışma,<br />

Yüksek verim<br />

ve her tip<br />

Elektrodu<br />

Yakabilmek için<br />

m<br />

KAYNAK REDRESORU<br />

Kaynak akımı ayar sahası (Kademesiz) (A) 40-250<br />

En büyük kaynak akımı (% 35 DKO*) (A) 250<br />

Anma kaynak akımı (% 60 DKO*) (A) 200<br />

Sürekli kaynak akımı (%100 DKO*) (A) 150<br />

En büyük boşta çalışma gerilimi (V) 63<br />

Yükte çalışma gerilimi (V) 20-30<br />

Kaynak kablosu (mm 2 ) 35<br />

* Devrede kalma oranı<br />

Şebeke Gerilimi (3 Faz, 50 Hz) (V) 380<br />

OERLIKON KAYNAK ELEKTRODLARI ve SANAYİ A.Ş.<br />

FABRİKA: Yem Londra Asfaltı Çırpıcı Sokak No 25 Topkapı- İSTANBUL TEL:575 16 40 (4Hat)<br />

SATIŞ: Tersane Caddesi Nafe Sokak No 3 Karnkoy-ISTANBUL P.K.:1050 Karakoy<br />

TELG: OERLIKON-ISTANBUL TLX: 24481 OER TR TEL: 155 07 80 (5Hat)


A Bizi<br />

%Xğ tanıyanlara<br />

V


GENLEŞME<br />

KOMPANSATÖRLERİ<br />

Sıcaklık değişimine uğrayan tüm boru hatlarında<br />

genleşme ve büzülme meydana gelmesi fiziğin temel<br />

kurallarındandır. Körüklü genleşme kompansatörleri<br />

boru sisteminde oluşan bu genleşme ve<br />

büzülmeleri emerek en basitinden en karmaşığına<br />

dek her türlü endüstriyel sistemin kesintisiz ve verimli<br />

çalışmasını sağlayan elemanlardır.<br />

HACI AYVAZ<br />

SÖKME TAKMA<br />

PARÇALARI<br />

(DEMONTAJ<br />

KOMPANSATÖRÜ)<br />

Rijid bir yapıya sahip bulunan boru sistemlerinde<br />

vana v.s. gibi armatürlerin sökülüp<br />

takılması zor ya da bazen olanaksızdır.<br />

Bu tür sorunların çözümünde kesin<br />

sızdırmazlık sağlaması, hafif olması ve<br />

montaj kolaylığıyla körüklü sökme takma<br />

parçaları kullanılmalıdır.<br />

TESİSAT<br />

KÖRÜKLERİ<br />

Binaların kalorifer tesisatında kullanılan boru boyları önemli<br />

uzunluklara varmaktadır. Bu nedenle boruların genleşmesi<br />

emilmediği takdirde çeşitli sızıntılara neden olmaktan, bina<br />

statiğine zarar vermeye varan önemli hasarlara yol açabilir,<br />

özellikle günümüz koşullarına uyularak inşa edilmiş yüksek<br />

binalarda bu hasarların önlenebilmesi ve kalorifer sisteminin<br />

problemsiz çalışmasını sağlamak amacıyla tesisat körükleri<br />

kullanılmalıdır.<br />

TİTREŞİM ABSORBERLERİ<br />

Pompa, jeneratör, kompresör v.s. gibi cihazların çalışmasından<br />

meydana gelen titreşimlerin boru sistemine yansıması<br />

çeşitli olumsuz etkiler yaratır. Örneğin gürültü, boru tesbit<br />

noktalarında çatlama ve kırılmalar, pompalarda sık sık salamastra<br />

ve rulman bozulmaları gibi.<br />

Hareketin meydana geldiği kaynakla boru sistemi arasına<br />

yerleştirilen bir titreşim absorberi bütün bu problemlerin çözümünü<br />

sağlar.<br />

Perşembe Pazarı, Tersane Cad. Zencefil Sok. No: 6 Karaköy - İSTANBUL<br />

Tel: 155 27 08 -155 27 09 Talex: 24688 Hacı Tr.


IFANTINI CS? AYVAZ<br />

İŞTE KALİTE !<br />

DÜNYADA<br />

250.000'İ AŞKIN SİSTEM<br />

FANTİNİ CİHAZLARI İLE<br />

DONATILMIŞTIR.<br />

• TSE KALİTE BELGESİ<br />

• ÇAĞDAŞ TEKNOLOJİ<br />

• GENİŞ AYAR İMKANI<br />

TAM OTOMATİK<br />

KAZAN BESLEME CİHAZI<br />

LÜTFEN BROŞÜR İSTEYİNİZ.<br />

TT A f\ T A\/"\ TA XI Perşembe Pazarı, TTersane<br />

Cad. Zencefil Sok. No: 6<br />

M AC AY VA /l Karaköy İSTANBUL Tel: 155 27 08-155 27 09<br />

Tr.<br />

1 11 VV^l L 11 Vl İ/J Telex: 24688 Hacı


w<br />

Konusunda dünyanın uzman ismiyle...<br />

Iıışai tip su<br />

soğutma Kuleleri<br />

Referanslarımız, ileri teknolojimizin göstergesidir: Akdeniz Gübre, Etibank,<br />

Lassa, Asil Çelik, Petkim, Trakya Cam, Ereğli Demir-Çelik, Nasaş, Tat<br />

Konserve, Antbirlik, Çolakoglu Metalürji, Mersin Soda, Anadolu Cam,<br />

Kromsan, Koruma Tarım, Filament, Sasa ve diğer büyük sanayi kuruluşları<br />

'ALARKCT<br />

HİZMETTE. ÜRETİMDE<br />

ALMUT<br />

ALARKO SIN. SINAİ GEREÇLER<br />

İMALAT VE MI MÜMESSİLLİK A.9.<br />

Alarko Holding A.Ş.'nin bir kuruluşudur.<br />

Büyükdere Cad. No.41 Ayazağa-istanbul Tel: 176 23 60/15 Hat


T£FLON®Du fbm's ngis&mi mdemark<br />

TEFLON<br />

MAMULLER İLE KESİN ÇÖZÜM<br />

Yüksek termal dayanım. 4-27O*C<br />

En soğukta bile kırılgan değil.-250°C<br />

En kaygan malzeme.<br />

Yüzeyine hiçbirşey yapışmaz.<br />

En iyi kimyasal dayanım.<br />

Hava şartlarına mutlak direnç.<br />

Yüksek dielektrik dayanımı.<br />

Solmostrolor<br />

HekiiM Hortomlor<br />

Contalar ue<br />

Genleşme Körükleri<br />

leuha. Takoz.<br />

Çubuk. Bora. Bant<br />

Özel Porjalar<br />

Elektrik ue Elektronik<br />

Sanayii için<br />

Komponehtler<br />

Adres Necatibey Caddesi Karanlık Fırın Sok 5<br />

KARAKOY İSTANBUL<br />

Telg : FENKARA İSTANBUL<br />

Tel ; 149 41 71 - 144 70 44<br />

çp<br />

O)<br />

"b


Teknik ve Tecrübesiyle EMO güvencesi<br />

Uzman Kadrosu ve Mümessillikleri,<br />

Proje çözümü<br />

Kaliteli malzeme temini<br />

Satış Sonrası Mühendislik Hizmetleri<br />

ve<br />

İşletme garantisi ile<br />

OTOMATİK KONTROL<br />

Konusundaki tüm problemlerinize<br />

EMO çözümü<br />

EMO TEKNİK MALZEME TİCARET ve SAN. LTD.ŞTİ.<br />

Necatibey Caddesi 70 Karaköy/tSTANBUL<br />

Tel: 143 38 95 - 145 08 96<br />

Yüksel Cad. 30/12 Yenişehir 06420 ANKARA<br />

Tel:31 59 05 Telex: 42396 gişe tr/174


KALİTEMİZ GÜVENCEMİZDİR<br />

UKSELEN MİLLi VANA<br />

"S 457/2.2(DİN 3225)<br />

1162 Sok. No.31/1 Zeytinlik/İZMİR/TURKEY Tel: 142638-148808 Telex:53351 Dmet


İS*.<br />

G S A Hidrolik Giyotin Makas P V 7 H Hidrolik Saç Kıvırma<br />

EKP<br />

Elektronik Abkant Pres<br />

AYRICA<br />

VPF Portal Gemi<br />

İnşa Presi<br />

Nibbler Tezgâhları<br />

Kaynak Ağzı<br />

Açma Tezgâhı<br />

Profil Kıvırma<br />

Tezgâhları<br />

Mümessili<br />

TEKIMİKEL<br />

TİCARET ve SANAYİ A. Şti.<br />

Necatibey Cad. 90/A - 80030 Karaköy<br />

S 149 7310-1449214-İSTANBUL<br />

TLX: 25 725 ELİ TR.<br />

PULLMAX<br />

SAÇ İŞLEME TEZGÂHLARI<br />

PULLMAX 210 DMC<br />

Dialog ile Mikrokompüter Program Kontrollü<br />

Örnek İşler<br />

Programlama Zamanı<br />

7.5 dak. 14 dok.


i COtJUÛ ^^CÜfb | TÜRBOMAKİNALAR SANAYİ ve TİCARET ANONİM ŞİRKETİ A.Ş.j<br />

• POMPA ve SU TÜRBİNİ İMALATINDA GÜVENİLİR İSİM<br />

• ÜSTÜN TEKNOLOJİ<br />

• UZUN ÖMÜR, YÜKSEK VERİM<br />

• HER TÜRLÜ POMPAJ SORUNLARINIZA KESİN ÇÖZÜM<br />

Türbo-NORM serisi Türbo-ÇEP serisi, Türbo-KUT-KAT serisi Türbo-TAM serisi<br />

İ<br />

SU NAKLİNDE, YANGIN SÖNDÜRME VE KAZAN BESİ SİSTEMLERİNDE, TARIMDA<br />

Türbo-ÇAP serisi<br />

Türbo-EKS serisi<br />

KANALİZASYON, ÇAMUR ve DRENAJ NAKLİNDE<br />

Su Türbini<br />

ENERJİ ÜRETİMİNDE<br />

Türbo-POR seriş<br />

• Kelebek vana<br />

• Çek Valf<br />

• Sökme Parçası<br />

• Vakum Pompası<br />

SU NAKLİ AKSESUARLARINDA<br />

GIDA ve KİMYA SANAYİİNDE<br />

HER TÜRLÜ AKIŞKAN NAKLİ<br />

SORUNLARINIZDA<br />

• Güçlü Teknik Kadromuz<br />

• Uzun imalat Tecrübemiz<br />

• Geniş Tezgah Parkımız<br />

• Çok Yönlü Araştırma-<br />

Geliştirme Çalışmalarımız ve<br />

• Deney Stand lan mızla<br />

Hizmetinizdeyiz.<br />

TürbOSan A.Ş, Gümüşsüyü Cad, Hostone Yolu Maltepe - Topkopı/İSTANBUl Tfel: 576 98 15 - 576 76 51/52/53<br />

ANKARA İRTİBAT BÜROSU : TUNALI HİLMİ CAD. 114/49 Tel: 27 71 82 - 67 03 95


Müteahhitlere, sanayicilere, madencilere<br />

ve kamu sektörüne DUYURULUR<br />

AT 528S<br />

Maksimum kapasite: 25 ton<br />

AT 745<br />

Maksimum kapasite: 40 ton<br />

.Ülkemizde hizmet veren<br />

1000e yakın çeşitli tiplerde<br />

CROVECOLES vinci vardır.<br />

CROVECOLES 10 tondan<br />

270 tona kadar kapasitede,<br />

kamyon (TM), arazi (RT), ve<br />

AT 633<br />

Maksimum kapasite: 30 ton<br />

Maksimum kapasite: 60 ton<br />

her türlü arazi (AT) tipi teleskopik<br />

bomlu vinçler üretmektedir.<br />

Her türlü bilgi, satış servis ve<br />

yedek parça için elemanlarımız<br />

emrinizdedir.<br />

AT 735S<br />

Maksimum kapasite: 35 ton<br />

AT 1400<br />

Maksimum kapasite: 125 ton<br />

Türkiye Tek Yetkili Mümessili<br />

TEKNÎKA TAS.


R12R22R502-FREON R12R22R502<br />

UTM<br />

• Soğutun gruplan<br />

• Su soğutucuları (Water ehiller)<br />

• Air Conditioner<br />

• Soğuk hm depoları<br />

• Kûma «Menleri<br />

• Softutma<br />

iUTMADA ONCU<br />

Merkez ve Fabrika : Bayman Caddesi No : 4 4. Levent - İSTANBUL Tel : 169 64 46 -164 22 39 -168 61 46<br />

Mağaza : Necatibey Cad. No : 118 Karaköy - İSTANBUL Tel : 149 57 01 -149 72 60<br />

R12 • R 22 • R 502 • FREON • R12 • R 22 • R 502


TSE Kalite Belgeli<br />

YAKACIK<br />

ARMATÜRLERİ<br />

imalat programımız:<br />

Klinger Pistonlu Vanaları<br />

Klinger Ballostar Küresel Vanaları<br />

Klinger Çek Vanaları<br />

Klinger Pislik Tutuculan<br />

Klinger Seviye Göstergeleri<br />

Klinger Manometre ve Kazan Drenaj Muslukları<br />

Klinger Kazan Blöf Vanaları<br />

Schlumberger Sulama Hidrantları<br />

Yakacık Yangın Hidrantları<br />

Armatürlerimiz, Klinger - Avusturya<br />

lisansıyla modern entegre tesislerimizde<br />

kaliteli olarak üretilmektedir.<br />

Klinger Armatürleri 14 ülkede imâl<br />

edilmekte ve bütün dünyada<br />

kullanılmaktadır.<br />

Armatürlerimiz mükemmel ve uzun ömürlü<br />

sızdırmazlık sistemi, kolay bakım ve<br />

sızdırmazlık ringlerinin değiştirilmesiyle<br />

yenilenme özelliğinden dolayı ekonomiktir,<br />

enerji tasarrufu sağlar, çevreyi kirletmez.<br />

KLİNGER - YAKACIK, mükemmel bir satış<br />

sonrası servis ve vana seçiminde danışmanlık<br />

hizmeti de vermektedir.<br />

Katalog ve her türlü ilave bilgi için<br />

hizmetinizdeyiz.<br />

YAKACIK MAKİNA FABRİKASI Döküm Valf Sanayi ve Ticaret A.Ş.<br />

Şirket Merkezi<br />

Kemeraltı Cad. Bankalar Han<br />

K.5 Karaköy-istanbul<br />

Tel: 145 46 20- 149 34 42<br />

149 91 05- 144 93 67<br />

Telex: 23129 ymf tr.<br />

Fabrika:<br />

Ankara Asfaltı Üstü<br />

Kartal - istanbul<br />

Tel: 353 63 63 - 64<br />

Mağaza:<br />

Necatibey Cad.<br />

Karantina Sok. No. 7<br />

Karaköy-istanbul<br />

Tel: 144 33 71<br />

Ankara İrtibat Bürosu:<br />

Necatibey Cad.<br />

Elgün Sok.<br />

Sedef Han K. 2 No. 5-6<br />

Tel: 30 23 75 - 30 46 36<br />

İzmir İrtibat Bürotu:<br />

Alsancak<br />

Atatürk Cad.<br />

No. 374/3<br />

Tel: 21 72 08


KALDIRMA ÜNİTELERİ ve<br />

MAKİNA SANAYİİ TİC. A.Ş.<br />

İMALAT ÇEŞITLERIMIZ<br />

- Monoray Vinçler<br />

VAHLE<br />

- Tek ve Çift Kirişli Gezer Köprülü Vinçler<br />

- Portal Vinçler<br />

- Fergel Vinçler<br />

Elektrik Baraları — Kablo Tamburları<br />

——————-^^— furkiye Genel DistribütörüT<br />

Elektrikli ve mekanik ceraskallarımız<br />

TSE imalât yeterlilik ve kalite belgesine haiz-<br />

dir.<br />

TSEK<br />

^ ^<br />

Belge no: 2747<br />

Fermeneciler Cd. No.: 65<br />

Karaköy - İstanbul/TÜRKİYE<br />

: Erzurum - Sivas yolu 6 km. - SİVAS<br />

: Ankara Asfaltı Göztepe Kavş. Bayraktar Sk<br />

No. : 11/2 Göztepe/istanbul<br />

Ankara Büro : Büklüm Sk. No : 2/34 Kavaklıdere/Ankara<br />

Tel. : 143 60 70 - 149 72 01 •<br />

Telex : 23404 katx TR attn: Kümsan<br />

Tclefax : 149 87 45<br />

Sic Tic. : 151082/98645<br />

Tel.<br />

Telex '<br />

Telefax<br />

Tel<br />

Tel.<br />

: 174 51<br />

: 49115 SG J TX-TR 8 : Kümsan<br />

: 174 52<br />

: 359 63 82<br />

: 18 96 09<br />

\

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!