29.06.2013 Views

?dan ve Dolayl? Etkileri o Halk jksu Ar?tma Ti - TMMOB Makina ...

?dan ve Dolayl? Etkileri o Halk jksu Ar?tma Ti - TMMOB Makina ...

?dan ve Dolayl? Etkileri o Halk jksu Ar?tma Ti - TMMOB Makina ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ı<strong>dan</strong> <strong>ve</strong> <strong>Dolayl</strong>ı <strong>Etkileri</strong> o <strong>Halk</strong><br />

<strong>jksu</strong> <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong> <strong>Ti</strong>


m)RKnUR<br />

^^•^•^r Endüstri Malzemeleri San. <strong>ve</strong> <strong>Ti</strong>c. Ltd. Şti.<br />

ttotsSrfctâaf Mbnldğında<br />

DÖRT YOLLU VANALAR<br />

ALNUR-AKNURLTD'nin<br />

imalatçı yan kuruluşudur.<br />

DÖRT YOLLU VANA ile,<br />

Kazanda sabit sıcaklık, yüksek<br />

<strong>ve</strong>rim,<br />

Binaların Kuzey-Güney cephelerinde<br />

dengeli ısı<strong>tma</strong>,<br />

• Kazanı korozyon<strong>dan</strong> koruma,<br />

uzun ömür,<br />

Boylerden her mevsimde sıcak su,<br />

Radyatörlerde toz yanmasını önleme,<br />

Borularda ısı kaybını azal<strong>tma</strong>,<br />

Yakıt sarfiyatında ekonomi,<br />

KÖMÜR ye AKARYAKIT KAZANLARINDA KULLANILIR<br />

DİSK ÖZEL ALAŞIMLA KAPLANMIŞTIR<br />

PASLANMAZ-SIKIŞMAZ<br />

MERKEZ: İSTANBUL Tel: 245 18 06 • 245 46 43 Fax: 249 64 61 ŞUBE: KARTAL Tel: 389 69 10 • 11 Fax: 353 27 13<br />

ŞUBE: ANKARA Tel: 310 14 35 Fax: 310 43 05 ŞUBE: BURSA Tel: 220 79 17 Fax: 221 45 45


Eşyalarınız<br />

su<strong>dan</strong> sebeplerle<br />

yıpranmasın!<br />

Eğer kullandığınız su temiz değilse, hem giysilerinizi hem değerli makinalarınızı<br />

hem de su tesisatınızı bozar. Sizi sürekli bakım <strong>ve</strong> yenileme masrafına sokar.<br />

ÇÖZÜM ALARKO!<br />

Türkiye'de sadece Alarko, evler <strong>ve</strong> işyerleri için<br />

su arı<strong>tma</strong> sistemleri üretir. Alarko Su <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong> sistemleri, her türlü suyu,<br />

çok kısa sürede yumuşatır, çamurunu, kirecini, mikrobunu <strong>ve</strong> hoşa gitmeyen<br />

kokusunu alır. Giysilerin yıpranmasını, boruların kireçlenmesini, cihazların<br />

bozulmasını önler.<br />

Alarko bayilerinde satışa sunulan, ihtiyacınıza <strong>ve</strong> bütçenize uygun,<br />

yüksek teknoloji ürünü Alarko su arı<strong>tma</strong> sistemlerinden<br />

dilediğinizi seçin... 42 yıllık Alarko gü<strong>ve</strong>ncesiyle daha<br />

temiz <strong>ve</strong> daha sağlıklı suya kavuşun.<br />

ALARKO SAN. VE TİC. A.S, İSTANBUL: Necatibey Cad. No: 84 80030 Karaköy Tel: (0212) 251 84 00 PBX Faks: (0212) 293 77 01<br />

• ANKARA: Sedat Simavi Sok. No: 48 06550 Çankaya Tel: (0312) 440 7910 PBX Faks: (0312) 440 79 30 • iZMiR: Gazi Bıdv. No: 3 / 6 35250<br />

Tel: (0232) 483 25 60 PBX Faks: (0232) 4415513 • ADANA: Ziyapasa Bolv. Çelik Apt. No: 25 / 5-6 01130 Tel: (0322) 457 62 23 PBX<br />

Faks: (0322) 453 05 84'ANIALYA; Metin Kasapoğlu Caddesi Küçükkaya Şilesi A Blok No: 1/4 07050 Tel: (0242) 322 00 29 Faks: (0242) 322 66 64.<br />

13<br />

SU ARITMA SİSTEMLERİ


<strong>Makina</strong>nızda<br />

kaçağa taviz<br />

<strong>ve</strong>rmeyin.<br />

Vana, pompa <strong>ve</strong> karıştırıcılarınızın<br />

sızdırmazlığında Buramann yumuşak sal-<br />

mastralar kullanılır.<br />

Yalnız her salmastra salmastra de-<br />

ğildir. Doğru seçimi, tecrübe, malzeme<br />

kalitesi <strong>ve</strong> üretim teknolojisi yönlendirir.<br />

Sızdırmazlık teknolojisinde 100 yıl-<br />

lık deneyime sahip Burgmann'ın salma-<br />

strasına gü<strong>ve</strong>nin.<br />

Onaylanmış kalite (DÎN ISO 9001'e<br />

uygunluk), dört dörtlük mühendislik, yay-<br />

gın servis ağımız <strong>ve</strong> deneyimimiz işinin<br />

ehli bir ortaktan beklediğinizdir. Başlan 1<br />

gıçta doğru seçim.<br />

Yeşil bir doğa temiz bir<br />

çevre için.<br />

BURCMANN<br />

Endüstriyel SraJınnazlık<br />

Sanayi <strong>ve</strong> <strong>Ti</strong>c. Ltd. Şti.<br />

Yufcan Duduitu İmes Yanı<br />

Gamak Sapağı Kuru Sh. No.9<br />

TR-&İ260 Ümraniye/İstanbul<br />

Tel: O 216-420 37 (M (5 Hal<br />

Fax: 0216-4203705


t u s u n ü y u t a n<br />

/ e D v e n r u r u n<br />

İzocam Prefabrik<br />

Klima Kanalı<br />

İŞ VE <strong>Ti</strong>CARET MERKEZLERİ, KÜLTÜR TESİSLERİ,<br />

EĞi<strong>Ti</strong>M KURUMLARI, EĞLENCE S İ T E L E R İ . . BUGÜN KLİMA<br />

HER YERDE KULLANILIYOR AMA GÜRÜLTÜSÜ BİR TÜRLÜ<br />

ÖNLENEMİYOR. İZOCAM'IN YENİ ÜRÜNÜ İZOCAM<br />

PREFABRİK KLİMA KANALI, SAĞLADIĞI MÜKEMMEL<br />

SES İZOLASYONUYLA KLİMA GÜRÜLTÜSÜNÜ ÖNLÜYOR,<br />

ISI İZOLASYONUYLA ÇALIŞMA PERFORMANSINI ARTIRIYOR.<br />

ÜSTELİK GÜVENLi VE BENZERLERİNDEN<br />

% 40 DAHA EKONOMİK!<br />

SICAĞA • SOĞUĞA - SESE - YANGINA<br />

' V4 - » '' H>WK<br />

, İZOCAMf<br />

IZflCAM Camyünu <strong>ve</strong> Tasyunu ürünleı<br />

^ TSE -JSO ^ TS-ISO 9002 şartlarına uygun<br />

Kaliıe Sistemine sahiptir.<br />

UOCAM fSffAtKİK KLiMA ı<br />

«f r<br />

' " Irfc'<br />

İZOCAM TİCARET Vi SANAYİ A. Ş.<br />

DANIŞMA MERKEZLERİ<br />

•İSTANBUL Tel (212) 275 72 22 (8 »ol)<br />

Foij (212) Uf, 97 69 -ANKARA Tel /3I2J<br />

4?» 6


VANA SANAYİ VE<br />

«4 Seutayûte Wtynet 1/ene*<br />

TİCARET LTD. ŞTİ.<br />

TÜM ARMATÜR SORUNLARINIZDA<br />

HİZMETİNİZDE YE EMRİNİZDEDİR<br />

•UZUN ÖMÜR »TAM EMNİYETLİ<br />

•YÜKSEK KALİTE •% l 00 SIZDIRMAZ<br />

BUHAR, KALORİFER, YANGIN VANALARI, HER NEVİ<br />

FLANŞLI VANTUZ, BORULU BORUSUZ FLANŞ, YERALTI<br />

YER ÜSTÜ SU VANALARI VE ARMATÜRLERİ İMALATI<br />

Firmamızda kendi ürettiğimiz mamul çeşitlerimiz<br />

•DÎN 3204 TSE 457/4 kalorifer vanaları<br />

•DÎN 32I6 TSE 457/I içme suyu 10 atü vanaları<br />

•DÎN 3225 TSE 457/I .a içme suyu 16 atü vanaları<br />

•DÎN 3232 TSEK ÇEK Valf çalparaları<br />

• DÎN 3222 TSE 2821 -1 Yer üstü yangın hidrantları<br />

•DÎN 3221 TSE 2821 -2 Yer altı yangın hidrantları<br />

•TSEK Belgeli Hava bacaları<br />

•TSEK Belgeli Tek Küreli vantuzlar<br />

•TSEK Belgeli çift küreli vantuzlar<br />

•TSE-Li flanşlı-T-parçaları<br />

•TSEK Belgeli Kripinler<br />

•Flanşlı Rediksiyonlar<br />

•Flanşlı 90° Dirsekler<br />

•Buşakle Takımları<br />

•DÎN 3352/4 TSE 457/3.a Elastomer vanalar<br />

•DÎN 3352/4 TSE 457/3.b Elastomer vanalar<br />

•TSEK Belgeli pislik tutucular<br />

•Bağlantı contaları <strong>ve</strong> içme suyu contaları<br />

•DÎN 3357 TSEK Belgeli rediksiyon geçişli küresel vanalar<br />

•DÎN 3367 TSEK Belgeli içten dişli küresel vanalar<br />

•DÎN 3204 uygun küresel kalorifer vanaları<br />

•Borulu borusuz flanşlar <strong>ve</strong> en son imalatımız, Türkiyede ilk<br />

olarak ürettiğimiz DÎN 3352-4-b Elastomer yataklı ND 16<br />

Muflu geçişli vanalar.<br />

•İçme suyu plastik boruya geçiş ek parçaları<br />

Büro v£ Satış ıTersane Cd. Nafe Sk. Nafe han. No:17/ 8 Kat: 2.<br />

(<strong>Ar</strong>apcami Yanı) 80000 Karaköy / İSTANBUL/ TÜRKİYE<br />

Tel: (0212) 255 56 10-255 51 33<br />

Fax:(0212)2376162<br />

Fabrika :Tayakadın Köyü Merkezi Gaziosmanşapa / İSTANBUL 34127<br />

Tel: (0212) 767 60 25-767 66 82<br />

Fax:(0212)7676683<br />

Depo : Esenler Yolu, Medeniaziz Efendi Sk. No: 13<br />

Topkapı - Maltepe - İSTANBUL'<br />

Tel: (0212) 576 36 12 34020


YEŞİLLER YEŞİL<br />

MAVİLER MAVİ KALSIN<br />

EVSEL VE ENDÜSTRİYEL flTIHSULRRIN 1USINDA<br />

13 YILLIK TECRÜBE<br />

— envirOtek —<br />

EKOLOJİK SİSTEMLER DİZAYN - TAAHHÜT - İTHALAT <strong>ve</strong> İHRACAT<br />

1483 Sokak No.: 5/5 35220 Alsancak - İZMİR • Tel.: (0232) 463 72 60 • 422 49 12 • Faks: (0232) 422 49 12<br />

SU PROBLEMİNİZE DOĞRU ÇÖZÜM<br />

• Su Yumuşa<strong>tma</strong> Sistemleri<br />

• Re<strong>ve</strong>rse Osmosis <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong><br />

Sistemleri<br />

• Musluk Suyu, Kuyu Suyu, Deniz<br />

Suyu <strong>Ar</strong>ıtımı<br />

• Dezenfeksiyon Sistemleri:<br />

Klorlama, Ozonlama <strong>ve</strong><br />

Ultraviyole<br />

• Büro <strong>Ti</strong>pi İçme Suyu Cihazları<br />

• Her Kapasite Uygun Tortu<br />

Filtreleri<br />

•Aktif Karbon Filtreleri<br />

• Filtre Kartuşları<br />

• Membranlar<br />

• Su <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong> Sistemleri Aksesuar <strong>ve</strong><br />

Yedek parça.<br />

• Planlama, Mühendilik <strong>ve</strong> Servis<br />

Hizmetleri<br />

AYSAN Teknolojik Cihazlar San. <strong>ve</strong> <strong>Ti</strong>c. Ltd. Şti.<br />

Büro : Ataç-1 Sok. No.: 28/11 Kızılay,Ankara Tel.:(312)4356764-4358406 Faks:(312)4358597<br />

İmalat : 10. Sok. No.: 17 Ostim-Ankara Tel.:(312)3544587 Faks:(312)3544588<br />

Satış Mağazası : Carrefour <strong>Ti</strong>c. Merk. Hal Binası Yanı<br />

No.: 6 B3-1 İçerenköy-İstanbul Tel.: (216) 448 01 31 - 448 01 32


ditörden<br />

1996 yılı yayın programımızın ikinci özel sayısı olan "ÇEVRE"<br />

yi sizlere ulaştırmaktan mutluyuz. Son yıllarda önemi iyice ortaya<br />

çıkan çevre kirliliği <strong>ve</strong> çevre sorunları çeşitli nedenlerle sık sık gündeme<br />

gelmekte. Geçtiğimiz haftalarda Marmaris'te çıkan orman yangını<br />

hepimizi hem üzdü hem de dağanın korunmasının ne kadar<br />

önemli olduğu konusunda bizleri bir kere daha düşündürdü.<br />

Türkiye'de Haziran ayının çevre ayı olmadı artık<br />

bir gelenek halini aldı. Biz de bu geleneğe uygun<br />

olarak bu aylara rastlayan sayılarımız<strong>dan</strong> birini<br />

çevre konusuna ayırıyoruz.<br />

Çevre kirliliği sadece insanlara değil dünyamızda<br />

yaşayan tüm canlılara bir tehike arz etmektedir.<br />

Bu sayımızda geçtiğimiz yazılarda sizleri<br />

biraz olsun tesisat konusunun dışına taşıyoruz.<br />

Dünyamızı süsleyen <strong>ve</strong> insanlar için hayati öneme<br />

sahip ormanların hava <strong>ve</strong> çevre kirliliğinden nasıl<br />

etkilendiğini Orman Fakültesi'nden bir bilim adamının<br />

gözüyle inceleyebileceksiniz.<br />

Çevre kirliliğinin canlıları doğru<strong>dan</strong> etkilemesi yanında başka boyutları<br />

da vardır. Hava kirliliğinin dünyanın iklimini etkilediği artık<br />

tüm bilim adamlarınca kabul edilmektedir.<br />

Ozon tabakasının tahrip olması, sera etkisi nedeniyle mey<strong>dan</strong>a<br />

gelen sıcaklık artışları canlı yaşamını olumsuz yönde etkilemektedir.<br />

Çevrenin korunması konusunda en büyük sorumluluklar<strong>dan</strong> biri de<br />

teknolojiyi yaratan kişiler olarak biz mühendislere düşmektedir. Hayatımızı<br />

kolaylaştırırken sonumuzu hazırlamamaya dikkat etmeliyiz.<br />

Bu sayımıza yazılarıyla katkıda Sayın Prof. Dr. Doğan KAN-<br />

TARCI'ya, Sayın Prof. Dr. Yakut Irmak ÖZDEN'e <strong>ve</strong> Sayın Binnur<br />

ERTUŞ'a teşekkür ederiz.<br />

8 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ/ Çevre Özel Sayısı 1996


trnmob<br />

makina mühendisleri odası<br />

TESİSflT<br />

MÜHENDİSLİĞİ<br />

ÇEVRE ÖZEL SAYISI 1996<br />

Cilt: 3 Sayı: 30<br />

MMO Adına Sahibi:<br />

Mehmet SOĞANCI<br />

Sorumlu Yazı İsteri Müdürü:<br />

Ercüment ŞEVLE<br />

Editör:<br />

Hasan HEPERKAN<br />

Yayın Sekreteri:<br />

Mahmut TATLIPINAR<br />

Yayın Kurulu:<br />

Ahmet ARJSOY<br />

Ayhan GÜLER<br />

Kani KORKMAZ<br />

Coşkun ÖZBAŞ<br />

Macit TOKSOY<br />

Reklam Yönetmeni:<br />

Nur TAŞLICA<br />

Yapım:<br />

Mavi Tanıtım<br />

Tel: (216) 345 99 20 - 418 59 31<br />

Faks:(216)3489522<br />

Yönetim Merkezi:<br />

MMO İstanbul Şubesi<br />

İstiklal Cad. No: 99 Ankara iş Hanı<br />

Kat: 4 80060 Beyoğlu - İSTANBUL<br />

Tel: (212) 245 03 63-64<br />

(212)2529500-01<br />

Faks: (212} 249 86 74<br />

Baskı Sayısı: 5.000 Adet<br />

Fiyatı 150.000 TL.<br />

Yıllık Abone<br />

Üye- Öğr. 600.000 TL.<br />

Diğer 1.000.000TL<br />

Tesisat Mühendisliği Dergisi'nde yayınlanan<br />

yazı <strong>ve</strong> çizimlerin her hakkı saklıdır, izin alınma<strong>dan</strong><br />

yayınlanamaz.<br />

ISSN 1300-3399<br />

.0 Haberler H,<br />

Ürün Tanıtımı<br />

çindekiler<br />

Hava Kirliliğinin Bitkiler Üzerine<br />

Doğru<strong>dan</strong> <strong>ve</strong> <strong>Dolayl</strong>ı <strong>Etkileri</strong><br />

Prof. Dr. Doğan KANTARCI<br />

<strong>Halk</strong> Sağlığı Açısın<strong>dan</strong> Ülkemizde<br />

Nüfus <strong>Ar</strong>tışı<br />

Prof. Dr. Yakut Irmak ÖZDEN<br />

Atıksu <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong> Tesisi Modernizasyon<br />

Projesi<br />

Binnur ERTUŞ<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996 • 9


01 da<strong>dan</strong><br />

İSTANBUL'DA SU SORUNU VE<br />

ŞUBEMİZİN ÇALIŞMALARI<br />

994 yılın<strong>dan</strong> beri İstanbul şebekekuyu <strong>ve</strong> içme<br />

suyu istasyonlarında satılan su kalitesiyle ilgili<br />

çalışmalarını yürüten Şubemiz, Haziran 96 başında<br />

yapılan yeni bir çalışmayla son duruma<br />

ilişkin kamuoyunu bilgilendirme çalışmalarının<br />

sürdrdü. İstanbul'u besleyen 21 ana depo çıkışı<br />

esas alınarak 21 yarı kullanım noktasın<strong>dan</strong> alınan örnekler İstanbul<br />

şebeke suyunun, Gıda Maddeleri tüzüğüne göre içme<br />

<strong>ve</strong> kullanma suyu olarak kullanılmayacak kadar kirli olduğunu<br />

gösterdi. Örnek alınan kullanım noktalarının deposuz<br />

evlerden seçilmiş olması, kirlenmeden doğru<strong>dan</strong> İSKİ'nin sorumlu<br />

olduğunu gösteriyor.<br />

Analiz sonuçlarına bakıldığında bakteriyolojik kirlenmeyi<br />

orta<strong>dan</strong> kaldırmak için suyun aşırı derecede klorlanmadığı<br />

anlaşılıyor. Birçok örnekte aktif klor miktarı, izin<br />

<strong>ve</strong>rilen sınır olan 0.5 mg/1 değerini siniştir. Bu durum dezenfeksiyon<br />

işlemi sonucunda da suyun İSKİ tarafın<strong>dan</strong> kullanılamaz<br />

duruma getirildiğini gisteriyor. Bunun dışında analiz<br />

sonuçlarına göre şebeke suyunun nitrit <strong>ve</strong> amonyum azotu<br />

ile kirli olduğunu göstermektedir. Bu durumun aktif enfeksiyonlara<br />

neden olmasa da su uzun süre kullanıldığında<br />

ciddi sağlık sorunlarına yol açtığı bilinmektedir. Su analiz çalışmalarımız<br />

aylık olarak sürdürülecektir.<br />

Şubemezin su analiz sonuçlan kamuoyuna aktarıldıktan<br />

sonra, İSKİ Şubemize yönelik bilinen suçlamalarım sürdürdü.<br />

İSKİ'ye göre Şubemiz su arı<strong>tma</strong> cihazı üreten mes-<br />

Örnek alınma tarihleri :<br />

30-31 MAYIS 1996<br />

4 HAZİRAN 1996<br />

KAYNAK SUYU STANDARD DEĞER.<br />

KULLANIM SUYU STANDARD DEĞER<br />

ŞEBEKE SULARI<br />

PENDİK ŞEBEKE SUYU<br />

ŞiŞLi ŞEBEKE SUYU<br />

KARTAL ŞEBEKE SUYU<br />

MALTEPE ŞEBEKE SUYU<br />

KÜÇÜKYALI ŞEBEKE SUYU<br />

KAVACIK-BEYKOZ ŞEBEKE ŞÜYU<br />

Y.DUDULLU ŞEBEKE SUYU<br />

ALTUNlZADE ŞEBEKE SUYU<br />

TAKSİM ŞEBEKE SUYU<br />

AKSARAY ŞEBEKE SUYU<br />

BAKIRKÖY ŞEBEKE SUYU<br />

HALKALI ŞEBEKE SUYU<br />

MAHMUTBEY ŞEBEKE SUYU<br />

ESENLER ŞEBEKE SUYU<br />

OKMEYDANI ŞEBEKE SUYU<br />

SARIYER ŞEBEKE SUYU<br />

SANAY MH. LEVENT ŞEBEKE SUYU<br />

KAĞITHANE ŞEBEKE SUYU<br />

ÖMERLİ BARAJI ŞEBEKE SUYU<br />

ÖMERLİ KAYNAK SUYU<br />

P.BAHÇE BEYKOZ ŞEBEKE SUYU<br />

KiMYASAL<br />

ANALİZ<br />

SERBEST<br />

KLOR<br />

(mg/1)<br />

0<br />

0.5<br />

1.15<br />

0.98<br />

0.94<br />

0.27<br />

1.4<br />

0.8<br />

1.41<br />

1.35<br />

0.16<br />

1.21<br />

1.04<br />

0.96<br />

0.76<br />

1.02<br />

1.03<br />

0.22<br />

1.69<br />

1.31<br />

0<br />

0<br />

0.54<br />

10 K TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996<br />

NİTRİT<br />

(mg/1)<br />

0<br />

0.5<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0.027<br />

0<br />

0<br />

lektaşlarımızın çıkarı için suyla ilgili iddiaları ortaya a<strong>tma</strong>ktadır.<br />

<strong>Makina</strong> mühendislerinin suyla ilgisi olmadığını<br />

ileri süren Recep Tayyip Erdoğan <strong>ve</strong> İSKİ, bu iddialarıyla<br />

makina mühendislerinin su kalitesiyle igileri olduğunu da<br />

kabul etmiş olduular. Öte yan<strong>dan</strong> basına yapılan açıklamalarda<br />

şebeke suyunda yaşanmak olan kirliliğin çözümünün<br />

evlere takılan su arı<strong>tma</strong> cihazları olamayacağını<br />

Şubemizin ısrarla vurgulaması, İSKİ <strong>ve</strong> Tayyip Erdoğan'ın<br />

iddialarının asılsız olduğunu kanıtlamaktadır. Öte yan<strong>dan</strong><br />

ge.çen yıl Şubemiz İSKİ Gn.Md.'ne birlikte analiz yapmayı<br />

önermiş, ancak İSKİ bun<strong>dan</strong> kaçmıştır.<br />

Birlikte su örneği alarak analiz yapmaktan kaçan, raporlarımızı<br />

şovlar düzenleyerek yırtan İSKİ, keıdilcrıne<br />

hareket edildiğii iddiasıyla, Şubemiz <strong>ve</strong> Şube Başkanımız<br />

aleyhine tazminat davası açtı. İlk duruşması l 1.6. 1996 tarihinde<br />

yapılan <strong>ve</strong> Hatitat Il'ye denk gelen mahkemeden<br />

Şube başkanımız Mustafa <strong>Ar</strong>al, bir yan<strong>dan</strong> Habitaı 'ta sivil<br />

toplum örgütleriye birlikte kent sorunlarına çözüm ,trandığının<br />

ileri sürüldüğüne, öte yan<strong>dan</strong> ise kent sorunlarına<br />

çözüm arandığının ileri sürülğnüne, öte yan<strong>dan</strong> ise kent sorunu<br />

olan su sorunu konusunda kamuoyunun bilgilendiren<br />

Şubemizin bu çalışmasın<strong>dan</strong> dolayı mahkemeye <strong>ve</strong>rildiğine<br />

dikkat çekti. 2. duruşma 19 Eylül 1996 tarihinde Be>oğlu<br />

adliyesinde yapılacak. Davanın ilginç yanı ise, mahkemeye<br />

<strong>ve</strong>rilen dava dilekçesinde, İSKİ'nin şebeke suyunun zaman<br />

zaman kirlendiğini yazılı olarak kabul etmiş olmasıdır.<br />

MİKROBİYOLOJİK<br />

ANALİZ<br />

AMONYUM<br />

(mg/1)<br />

0<br />

0<br />

0.195<br />

0272<br />

0.201<br />

0.267<br />

0.184<br />

0.289<br />

0146<br />

0.173<br />

0.146<br />

0.124<br />

0.151<br />

0245<br />

0.420<br />

0.190<br />

0.190<br />

0272<br />

0.184<br />

1.02<br />

0.091<br />

0.256<br />

0.256<br />

TOPLAM<br />

KOLİFORM<br />

100 ınl'de<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

55<br />

15<br />

10<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

10<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

30<br />

0<br />

0<br />

10<br />

340<br />

0<br />

E-COLİ<br />

lOOml'de<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

0<br />

gıda maddeleri<br />

tüzüğünün icmt:<br />

<strong>ve</strong> kullanma slamlaıd-<br />

larına uygunluk<br />

SONUÇ<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil<br />

uygun değil


ün-Tanıtım<br />

ENOTEC<br />

Mühendislik <strong>ve</strong> Danışmanlık Hizmetleri San. <strong>ve</strong> <strong>Ti</strong>c. Ltd. Şti.<br />

E ndüstrileşmenin<br />

giderek arttığı dünyamızda,<br />

kalitede mükemmelliğe ulaşabilmek<br />

<strong>ve</strong> aynı zamanda çevreye zarar<br />

<strong>ve</strong>rmeden ekosistemdeki bazı dengeleri<br />

muhafaza edebilmek her gün biraz daha<br />

zorlaşmaktadır. Teknoloji liderliğine sahip Amerika <strong>ve</strong><br />

Avrupa ülkeleri bu konuda önemli ilerlemeler kaydettiyse<br />

de, gelişmekte olan ülkelerde kalite <strong>ve</strong> çevre<br />

bilinçleri henüz tam olarak yerleşememiştir. Ancak ülkemizde<br />

son yıllarda büyük kuruluşların girişimleriyle<br />

başlayan <strong>ve</strong> özellikle Gümrük Birliği'ne girilmesiyle<br />

yaygınlaşan bir hareket göze çarpmaktadır. ENOTEC<br />

Ltd. kalite sistemlerinin <strong>ve</strong> çevreyi korumaya yönelik<br />

birtakım teknolojilerin uygulanmasında ülkemizdeki<br />

bazı boşlukları doldurmayı, sanayicilere <strong>ve</strong> diğer kuruluşlara<br />

bu konularda yardımcı olmayı hedeflemektedir.<br />

ENOTEC başlıca 2 depar<strong>tma</strong>n<strong>dan</strong><br />

oluşmaktadır.<br />

1. Danışmanlık depar<strong>tma</strong>nı: "ISO 9000 Kalite Sistemleri,<br />

ISO 14000 Çevre Yönetim Sistemleri, işçi<br />

Sağlığı <strong>ve</strong> Gü<strong>ve</strong>nliği" konularında eğitim, <strong>dan</strong>ışmanlık<br />

<strong>ve</strong> sertifıkasyon hizmetleri<br />

2. Mühendislik Depar<strong>tma</strong>nı: Su <strong>ve</strong> atıksu arıtımı,<br />

atıksuların geri kazanımı, proses iyileştirmesi. •<br />

SU TESİSATI SİSTEMLERİNDE YENİ BİR ÇAĞ BAŞLIYOR:<br />

Quıck & Easy Store Florya'da Açıldı<br />

T emiz<br />

su tesisatı sistemlerinde yeni bir<br />

çağ başlatacak olan Türkiye'deki ilk<br />

Quick & Easy Store Florya'da açıldı.<br />

Tanıtımını ünlü manken <strong>Ar</strong>zum<br />

ONAN'ın gerçekleştirdiği yepyeni <strong>ve</strong><br />

yüksek bir teknolojinin ürünü olan Quick & Easy Sistemi,<br />

İs<strong>ve</strong>ç kökenli VVIRSBO firmasının 10 yıllık bir<br />

mühendislik çalışmasının sonucu olarak ortaya çıktı.<br />

VVIRSBO'nun Türkiye distribütörlüğünü yürüten<br />

IS1YER A.Ş. yetkilileri sistemin sektörde bir devrim<br />

yaratacağını <strong>ve</strong> temiz su tesisatı sistemelerinde şimdiye<br />

kadar karşılaşılan tüm sorunları orta<strong>dan</strong> kaldıracağını<br />

belirttiler.<br />

Quick & Easy Sistemi, diğer su tesisatı sistemlerine<br />

oranla 3 kat daha hızlı <strong>ve</strong> kolay bir uygulama<br />

imkanı sağlarken, uygulanan tesisat 95°°C sıcaklık<br />

<strong>ve</strong> 10 Mpa basınç altında en az 100 yıl<br />

dayanıklılık gösteriyor. Ayrıca sistem, yapısı itibarı<br />

ile uygulamayı yapan tesisatçının hata yapma riskini<br />

en aza indiriyor. Quick & Easy Sistemi bu özellikleri<br />

ile zaman <strong>ve</strong> işçilik maliyetleri bakımın<strong>dan</strong> da önemli<br />

bir kazanç sağlamaktadır. Sistemin kadınlar tarafında<br />

da kolayca uygulanabilir yapıda olması, kadınların tesisatçılık<br />

mesleğine de el atabileceği sinyalini <strong>ve</strong>rmektedir.<br />

•<br />

l ETRA Elektronik <strong>ve</strong> Teknik Sistemler San. <strong>ve</strong> <strong>Ti</strong>c. A.Ş.<br />

T ETRA<br />

A.Ş., çevre kirliliği analiz <strong>ve</strong> kontrol<br />

cihazları ile proses kontrol sistemleri<br />

konularında satış <strong>ve</strong> servis hizmetleri<br />

<strong>ve</strong>ren bir kuruluştur.<br />

Belli başlı temsilcilikleri <strong>ve</strong> konuları<br />

aşağıda özetlenmiştir:<br />

TESTO GMBH: Sıcaklık ölçüm, nem ölçüm, hız<br />

ölçüm, kombine (sıcaklık, hız, nem <strong>ve</strong> basınç) ölçüm cihazları,<br />

bacagazı <strong>ve</strong> yanma <strong>ve</strong>rimliliği ölçüm cihazları, su<br />

analiz cihazları, hidrometri cihazı, ışık şiddeti (lux) <strong>ve</strong><br />

gürültü ölçüm cihazları, stroboskop cihazı.<br />

E. MERCH : Su <strong>ve</strong> atıksu analız fotometreleri, cep<br />

fotometresi <strong>ve</strong> hazır su <strong>ve</strong> atıksu analiz kitleri,<br />

Hijyen monitör (HACCF) Sistemleri<br />

STIP GMBH : Su <strong>ve</strong> atıksu arı<strong>tma</strong> tesislerinde <strong>ve</strong><br />

proses kontolünde kullanılmak üzere on-line B.O.T.<br />

K.O.I. toksisite (zehirlilik), amonyak, nitrat <strong>ve</strong> fosfat<br />

analizörleri.<br />

VELP SCIENTIFICA S.R.L : Termoreaktörler<br />

(K.O.İ <strong>ve</strong> yakma işlemleri için), B.O.I. manometrik<br />

aparatları, inkübatörler, Jat Test cihazları, türbidimetreler,<br />

magnetik karıştırıcılar, ısıtıcı plaklar, peristatik<br />

pompalar <strong>ve</strong> scrubber ünitesi.<br />

EUROGLAS: AOX/EOX/POX <strong>ve</strong> sülfür analiz cihazları,<br />

TOC analizörü.<br />

SOLOMAT : Su kalitesi ölçüm cihazları [pH, mV,<br />

sıcaklık, çözünmüş oksijen, iletkenlik/tuzluluk/TDS,<br />

bulanıklık/TSS, akış hızı, redox, iyon analizi (İSE elektrola)].<br />

MONTEC : Kompozit <strong>ve</strong> sıralı su numune alma cihazı,<br />

açık kanal <strong>ve</strong> boru tipi debi ölçüm cihazları.<br />

ZAMBELLİ S.R.L : İzokinetik bacagazı örnekleme<br />

<strong>ve</strong> partikül emisyon ölçüm sistemleri <strong>ve</strong> ortam havası<br />

örnekleyiciler. •<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ/Çevre Özel Sayısı 1996 «11


ün-Tanıtım<br />

YTONG<br />

HAVANIZI DEĞİŞTİRECEK<br />

Ç<br />

evre <strong>ve</strong> Hava Kirliği son yıllarda Türkiye'nin<br />

değişmez gündemi. Özellikle kış<br />

aylarında daha çok konuşup tartıştığımız,<br />

yaz aylarında unutup ta rafa kaldırdığımız<br />

bir büyük tehlike. Hava kirliliği bırakınız<br />

yaşlı, bebek <strong>ve</strong> hasta insanları sapasağlam<br />

kişileri bile "öldürüyor". Öyle bir tehlike<br />

ki, toplu ölüm felaketi pusuda bekliyor. Bugün sağlıklı<br />

olanlar önümüzdeki yıllarda kanser, bronşit, düşük <strong>ve</strong><br />

sakat bebek doğurma riski ile karşı karşıya... Astımlı<br />

<strong>ve</strong> alerjik nefes hastaları ile kalp hastalarının ise yaşaması<br />

bile mucize... Geçtiğimiz kış Dünya Sağlık Örgütü'nün<br />

tedbir alınması gereken üst sınır olarak belirlediği<br />

kirlilik oranı, kimi zaman % 1000 oranında<br />

aşılmasına rağmen etkin bir ö'nem alınamadı.<br />

Bugün Türkiye'de 2.5 milyonun üstünde konut<br />

açığı bulunduğu, nüfusun % 60'ının kentlerde, bunun<br />

da % 40'ının 5 büyük kentte yaşadığı bilinmektedir.<br />

Ayrıca nüfus artışı dolayısıyla da yılda en az 500 bin<br />

adet konut yapılmasına ihtiyaç vardır. Sürmekte olan<br />

Standard dışı yapılaşma .<strong>ve</strong> gecekondulaşmanın sebep<br />

olduğu <strong>ve</strong> olacağı enerji kaybı, hava <strong>ve</strong> çevre kirliği ile<br />

kaynak israfının ne büyük boyutlara ulaşmakta olduğu<br />

tasavvur edilebilir. Unutulmamalıdır ki, konut harcamaları<br />

ulusal gelir artış-ın<strong>dan</strong> daha büyük oranlarda<br />

ar<strong>tma</strong>ktadır.<br />

Yapılan hesaplamalar, ruhsatlı kaçak yapılar <strong>ve</strong> gecekondular<br />

eklendiğinde Türkiye'de konut ihtiyacının<br />

büyük ölçüde karşılandığını, gerçek sorunun daha çok<br />

kalite konusunda karşımıza çıktığını göstermekte.<br />

Özetle konutların ısı<strong>tma</strong> <strong>ve</strong> soğu<strong>tma</strong> kaynaklı enerji<br />

kayıpları <strong>ve</strong> oluşan hava kirliliğinin çözümü stardard bir<br />

yapılaşma <strong>ve</strong> denetimle mümkün olacaktır. Bunun için<br />

de uygulanması elzem olan ilk <strong>ve</strong> uzun vadeli tedbir, yapılarda<br />

ısı yalıtımının gerektiği gibi uygulanmasıdır. Bunu<br />

şu kural daha açık ortaya koyar :<br />

"Ne kadar az yakıtla ısınırsanız, havayı o kadar az<br />

kirletirsiniz." Üstelik<br />

"Ne kadar az yakıtla ısınırsanız o kadar az harcama<br />

yapmış olursunuz.<br />

Türkiye'de bir yılda ısı<strong>tma</strong> için 5 milyar dolarlık<br />

yakıt harcanmaktadır. Eğer yeterli ısı yalıtımı yapılırsa,<br />

bu miktarın 3 milyar dolarlık kısmını tasarruf etmemiz<br />

mümkün olacaktır. 3 milyar dolar Türkiye bütçesinin<br />

hemen hemen % 10'una eşdeğerdir. Düşünebiliyor<br />

musunuz her yıl Türkiye bütçesinin %10'unu havaya<br />

atıyoruz. Hem ekonomimize büyük bir yük bindiriyoruz,<br />

hem de havayı ölümcül bir şekilde kirletiyoruz.<br />

Bu noktada en büyük sorumluluk belediyelerimize<br />

düşüyor. Şöyle bir çevremize baktığımızda şu anda inşaat<br />

halinde olan binlerce yapının kaçak <strong>ve</strong> ısı yalıtımsız<br />

yapılmakta olduğunu görebiliriz. Unutulmaması<br />

gereken bir başka gerçek ise bugün insanlarımızın<br />

büyük çoğunluğunun maalesef sağlıksız yapılarda ya-<br />

12 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ/Çevre Özel Sayısı 1996<br />

sadığıdır. Oysa gelişmişliğin bir numaralı göstergesi,<br />

sağlıklı konutlarda yaşamaktır. Şehirleşmede modern<br />

çağa ulaşmanın başka yolu yoktur.<br />

<strong>Ar</strong>tık daha da geç olma<strong>dan</strong> ülkemize <strong>ve</strong> insanımıza<br />

olan vazifelerimizi yerine getirmeliyiz, yoksa gelecek<br />

yıl geçen yıl<strong>dan</strong> da kötü olacak, kaybedeceklerimiz<br />

tahminlerimizden fazla olacaktır.<br />

Ytong kullanımının yaygınlaşmasının çevre korumasına<br />

olan çok önemli katkıları gözardı edilemez.<br />

Ytong'un temel hammaddesi kuvarsit <strong>ve</strong>ya silisli kumdur.<br />

Oysa en yaygın duvar malzemesi olan tuğla, tapraktan<br />

üretilmektedir. En <strong>ve</strong>rimli tarım topraklarının<br />

tuğla üretiminde kullanılması, sadece kullanılan toprağın<br />

kaybına değil, çevresindeki tarımsal arazinin de<br />

su kaybı yoluyla çoraklaşmasına neden olmaktadır.<br />

Turgutlu ilçesi bu kaybın can|ı bir örneğidir. Erozyon<br />

tehlikesi ile karşı karşıya kalan Türkiye bugün bir<br />

avuç toprağını israf edebilecek konumda değildir.<br />

Binaların yalıtım sorununu yapım aşamasında ek<br />

hiçbir zahmet getirmeden çözebilecek <strong>ve</strong> yapı ömrü<br />

boyunca asla bakım <strong>ve</strong> tadilat masrafı gibi ek külfetler<br />

getirmeyecek yapı malzemesi Ytong'tur. Ytong'un ısı<br />

yalıtımını sağlayan özellik, bünyesindeki milyonlarca<br />

durgun hava habbecikleridir. Hacmin % 84'ünü kuru<br />

havanın oluşturduğu <strong>ve</strong> kuru birim ağırlığı 400 kg/m 3<br />

olan Ytong, doğal olarak başka hiçbir yalıtım malzemesine<br />

gerek duyulma<strong>dan</strong> ısı yalıtımı sağlayan tek<br />

duvar malzemesidir.<br />

Ytong'un en önemli özelliklerinden birisi de, hafifliğinden<br />

ileri gelen ömrünün sınırsız kabul edilebilirliğidir.<br />

Bunun yanında Ytong'da diğer ısı yalıtım<br />

malzemelerindeki gibi sentetik <strong>ve</strong>ya organik katkılar bulunmamaktadır.<br />

Bu malzemeler rutubete, yangına karşı<br />

hassas, küflenme <strong>ve</strong> böceklenmeye ise yatkındırlar. Bir<br />

başka deyimle sınırlı ömre sahiptirler.<br />

Ytong kullanımının yaygınlaşmasının çevre korumasına<br />

olan katkıları göz ardı edilemez. Ytong'un<br />

temel hammaddesi kuvarsit <strong>ve</strong>ya silisli kumdur. Oysa<br />

en yaygın duvar malzemesi olan tuğla, topraktan üretilmektedir.<br />

Bu ise hem <strong>ve</strong>rimli toprakların kaybına<br />

yol açmakta ayrıca erozyon riskini de doğurmaktadır.<br />

Binaların yapım esnasında yalıtım sorununun çözümünde,<br />

hafifliği <strong>ve</strong> ölçülerindeki hassasiyeti ile işçilik<br />

kolaylığı sağlaması, sentetik <strong>ve</strong>ya organik katkılar bulunmadığında<br />

rutubete, yangına karşı ayrıca ısı yalıtımı<br />

özelliği sayesinde yakıt sarfiyatında önemli tasarruf<br />

sağlar <strong>ve</strong> bu avantajlara sahiptir.<br />

Ytong inşaat sektörünün her alanıma hitap eden<br />

ürün çeşitleri <strong>ve</strong> kalitesiyle, toplu konut, sanayii, turizm<br />

yatırımların<strong>dan</strong> konutlara afet evlerine, çok katlı<br />

gökdelenlerden tek katlı villara kadar her türlü yapılarda<br />

kullanılmaktadır. Halen Pendik <strong>ve</strong> Gebze'de<br />

fabrikalarında üretim yapan Ytong, 1997 yılı sonlarında<br />

Trakya'da 3. fabrikasını hizmete sokacaktır. •


akale<br />

HAVA KİRLİLİĞİNİN<br />

BİTKİLER ÜZERİNE<br />

DOĞRUDAN VE DOLAYLI ETKİLERİ<br />

ÖZET<br />

Katı tanecikler (0 0.05-20 ), gazlar,<br />

buharlar ile bunlar<strong>dan</strong> oluşan fotokimyasal<br />

pus (smog), asit yağışlar<br />

(yağmur, sis, kırağı, kar) <strong>ve</strong> kotooksidasyon<br />

ürünleri PAN (Poroksiasetilnitrat), ozon<br />

(Oj) vb. maddeler havayı kirletmektedirler. Bu maddeler<br />

bitki yapraklarına ya doğru<strong>dan</strong> (temas) yolu ile<br />

zarar <strong>ve</strong>rmekte, yahut yapraktaki solunum gözeneklerinin<br />

kapakçıklarının (stama kapakçıkları) açılıp<br />

kapanmasını önlemekte (devamlı terleme ile su<br />

kaybı), yahut solunum başlıklarına gererek CCh'in<br />

özümlenmesi olayına karışmakta (COa ile karbonhidrat<br />

sentezi, SCh ile H2SCb -> Ü2SO4 sentezi) <strong>ve</strong> asit sentezine<br />

sebep olmaktadırlar. Bütün bu zararlara açık<br />

olan bitki yaprakları zarar görmekte, kurumakta, bitki<br />

de ölmektedir. Yağışlarla toprağa ulaşan hava kirleticiler,toprağın<br />

katyonlarının yıkanmasına <strong>ve</strong> toprağın<br />

asitleşmesine sebep olmaktadırlar. Toprak mikroflorası<br />

<strong>ve</strong> mikrofaunası bu zararlı kirli hava ile<br />

asitleşmiş <strong>ve</strong> kirlenmiş yağışlar<strong>dan</strong> olumsuz olarak etkilenmektedir.<br />

Bitkilerin kökleri de asitleşmiş, ağırmetallerce<br />

<strong>ve</strong> zehirli iyonlarla (AT 3 ) zenginleşmiş toprak<br />

suyun<strong>dan</strong> olumsuz olarak etkilenmektedir. Hava<br />

kirliliğinin bitkiler üzerindeki doğru<strong>dan</strong> olumsuz etkileri<br />

yanında, toprak kirliliği dolayısı ile de olumsuz<br />

etlâreri zerinde önemle durmak gerekmektedir.<br />

1. Giriş<br />

Havayı kirletici madelerin bitkilere etkisi çok yönlü<br />

<strong>ve</strong> çok çeşitlidir. Konuyu bütünü ile kavramak <strong>ve</strong> anla<strong>tma</strong>k<br />

Renüz pek mümkün olamamıştır. Hava kirliliğini<br />

yaratan herbir maddenin sadece kendi etkisi, bir diğer<br />

madde ile birlikte etkisi <strong>ve</strong>ya birçok hava kirleticinin birarada<br />

etkileri bitki yaprağı üzerinde farklı nitelikte <strong>ve</strong><br />

şiddette etkilenmelere. yol açmaktadır. Bitki yaprağı<br />

üzerinde yoğunlaşmış olan araştırmaların herbirinin so-<br />

Prof. Dr. Doğan KANTARCI<br />

İ.Ü. Orman Fakültesi<br />

Toprak İlmi <strong>ve</strong> Ekoloji Anabilim Dalı<br />

nucu yeni araştırmaların sağlayacağı bilgileri gerektirmektedir.<br />

Toprak üzerindeki hava-su <strong>ve</strong> toprak kirleticilerin<br />

etkisi geliştikçe bitki üzerindeki olumsuz etkiler<br />

daha çok değişkenlik kazanmaktadır. Bu defa<br />

sadece kök-yaprak (toprak-hava-su) ilişkilerinin yanısıra<br />

bitkinin ürün kalitesi <strong>ve</strong> miktarı (orman ağaçlarında<br />

odun <strong>ve</strong>rimi <strong>ve</strong> odunun niteliği) de işin içine karışmaktadır.<br />

Bütün bu etkileyici maddeleri, etkilenmeleri<br />

<strong>ve</strong> sonuçlarını birarada sunmak için bilgilerimiz de oldukça<br />

sınırlıdır. Hava kirliliğinden, dolayısı ile bun<strong>dan</strong><br />

kaynaklanan su <strong>ve</strong> toprak kirliliğinden ötürü bitkiler üzerindeki<br />

olumsuz etkiler geniş alanlarda <strong>ve</strong> çok belirgin<br />

olarak ortaya çıkmıştır. Bilimin sınırlarını zorlama<strong>dan</strong><br />

hava kirliliğinin bitkilere etkileri mevcut bilgilerimizle<br />

kurabildiğimiz sebep-sonuç ilişkileri ile aşağıda özetlenmeye<br />

çalışılmıştır.<br />

2. Hava Kirleticiler<br />

Hava kirleticileri; katı maddeler, gazlar-buharlarsıvılar<br />

<strong>ve</strong> fotokimyasal pus (smog) olarak üç grupta<br />

toplamak <strong>ve</strong> incelemek mümkündür.<br />

2.1. Havayı Kirleten Katı Madeler<br />

Hava kirliliğini yaratan katı madeler çapları 0.05-<br />

20 mikron arasında olan <strong>ve</strong> havada asılı olarak bulunabilen<br />

taneciklerdir. Bunların arasında tozboyutu<br />

(0 20-2 mikron), kil boyutu (0 < 2 mikron) gibi topraktan<br />

vb. yüzleren gelen katı madeler bulunduğu gibi<br />

uçucu küllerden (kömür külleri vb.) <strong>ve</strong> sanayi bacı vd.<br />

atıkların<strong>dan</strong> kaynaklanan Ca, Mg, Na, Fe, Cu, Zn,<br />

Mn, Pb vd. elementler <strong>ve</strong>ya bunların birleşikleri ile<br />

radyoaktif tozlar (linyit kömürü küllerinden vd.), fosil<br />

yakıtların tam yanmamasın<strong>dan</strong> kaynaklanan is (hidrokarbonlar,<br />

C <strong>ve</strong> H kökleri) de bulunmaktadır.<br />

2.2. Havayı Kirleten Gazlar-Buharlar <strong>ve</strong> Sıvılar<br />

Tam yanmayan her organik madde havayı çı-<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996 13


TABLO I. İstanbul <strong>ve</strong> yakın çevresinde yağmur suyu reasiyonları (Kış 1986)<br />

1985-1986 Kış ölçmeleri<br />

Rüzgar Yönü Rumeli Feneri Bahçeköy<br />

Kuzey 4.2-5.3 4.2-4.7<br />

Güney 6.0-6.8 6.0-6.8<br />

Kaynak : KANTARCI, M. D. 1986 '<strong>dan</strong> özetlenmiştir.<br />

BELGRAD<br />

ORMANI<br />

AÇIK<br />

ALANDA<br />

ORMAN<br />

ALTINDA<br />

İZMİT<br />

ÇEVRESİ<br />

ORMAN<br />

ALTINDA<br />

YIL<br />

AYLAR<br />

METEOROLOJİ İST. YANI<br />

ATATÜRK ARBORETUMU<br />

MEŞE ORMANI<br />

KAYIN ORMANI<br />

KARACAM ORMANI<br />

YIL<br />

AYLAR<br />

KAVAKLIK<br />

KARAÇAM<br />

Kaynak: ÇEPEL, N. E.ERUZ- Ö. KARA ÖZ 1993.<br />

1990-1991<br />

XI-XII-I-V-XI-XII<br />

3.8-6.6<br />

3.8-6.0<br />

3.4-6.8<br />

3.6-6.8<br />

3.0-6.6<br />

1990-1991<br />

XII-I-V-XI-XII<br />

2.6-8.3<br />

2.6-7.2<br />

kardığı is <strong>ve</strong> CO ile kirletir. Ancak, özellikle fosil yakıtların<br />

tam yanması ile çıkan gazlar <strong>ve</strong> tozlar da havayı<br />

kirletmektedir. Fosil yakıtlar<strong>dan</strong> çıkan gazlar<br />

(CO, CÛ2, SO2, NOx, CH, H2S) ile kimya sanayiinden<br />

gelen (F <strong>ve</strong> C ı vd.) gazlar çok yoğun hava kirleticileridir.<br />

(1)<br />

Havaya <strong>ve</strong>rilen C ı <strong>ve</strong> NOx gazları ozonu (O.ı) parçalanması<br />

yüryüzündün 20-25 km yükseklikte en<br />

yoğun olarak bulunan ozon tabakasının incelmesine<br />

<strong>ve</strong> delinmesine yol açmaktadır (17000-25000 m yükseklikteki<br />

hava ulaşımı) (2).<br />

Havadaki nemin yoğuşması (soğuma sonucunda)<br />

kirletici gazların <strong>ve</strong> buhar halindeki kirleticilerin şebnem,<br />

sis, yağmur, kırağı, kar içinde bitki, toprak, vd.<br />

yüzeylere inmesine sebep olmaktadır. Sıvı <strong>ve</strong>ya kar<br />

haline dönüşmüş hava nemi bir yan<strong>dan</strong> asit yağıtlara<br />

sebep olurken, havadaki asılı katı maddeleri de bitki<br />

<strong>ve</strong> toprak yüzeyine indirmektedir (Bkz. Tablo l, 2, 3,).<br />

2.3. Fotokimyasal Pus (Smog) <strong>ve</strong> Fotooksitlenme<br />

Pus doğal olarak havadaki toz ile subuharının karışımı<br />

olup, güneş ışınları bu karışımda kısmen<br />

yansımakta <strong>ve</strong> puslanma gözle farkedilmektedir. Havayı<br />

kirletici gazların <strong>ve</strong> taneciklerin subuharı ile birlikte<br />

havada yoğunlaşması da pus oluşumudur.<br />

Güneş ışınlarının (özellikle A, = 3000 A° morötesi)<br />

bu kimyasal karışımlı pus içinde yansıması SÛ2 <strong>ve</strong><br />

14 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996<br />

Çobançeşme (Havaalanı)<br />

6.2-6.5<br />

4.2-4.6<br />

1991<br />

VI-IX<br />

4.0-8.7<br />

5.6-7.4<br />

5.0-6.8<br />

5.2-6.7<br />

4.8-6.8<br />

1991<br />

VI-IX<br />

5.7-9.1<br />

5.7-7.6<br />

1992<br />

I_V-XI-XII<br />

4.1-6.7<br />

4.3-6.8<br />

3.7-7.1<br />

3.7-6.6<br />

3.1-6.3<br />

1992<br />

I-V-XI-XII<br />

5.7-7.8<br />

4.1-8.3<br />

1992<br />

VMX<br />

5.8-8.7<br />

5.9-8.3<br />

4.9-7.6<br />

5.5-6.4<br />

4.8-6.5<br />

1992<br />

VI-IX<br />

4.9-7.8<br />

4.4-5.6<br />

NOx moleküllerinin aktifleşmesine, böylece O? molekülleri<br />

ile yükseltgenme reaksiyonlarına <strong>ve</strong> O? oluşumuna<br />

sebep olmaktadır 1). Ozon pus içindeki organik<br />

kökler<br />

3. Hava Kirliliğinin Bitkiler Ü/erine<br />

Doğru<strong>dan</strong> <strong>Etkileri</strong><br />

Hava kirliliği bitkilerin yapraklarına, toprak <strong>ve</strong><br />

toprak suyu vasıtası ile köklerine <strong>ve</strong> meyvaları ile<br />

gövdeyi oluşturan hücre dokularına (ağaçlarda<br />

oduna) olumsuz <strong>ve</strong>ya öldürücü etkiler yapmaktadır.<br />

3.1. Havva Kirliliğinin Yapraklara Etkisi<br />

Havada kirlilik yaratan maddeler bitki yapraklarının<br />

yüzeyine temas ile, yapraktaki solunum gözeneklerinin<br />

kapakçıklarını tıkayarak, solunum gözeneklerinden<br />

içeri girip karbondioksit özümlemesine<br />

katılarak olumsuz etkiler yapmaktadırlar<br />

3.7.7. Yaprak Yüzeyine Temas İle Oluşan<br />

Zararlı Etkiler<br />

Yaprak yüzeyine temas ile olaşan zararlar katı<br />

madde tanecikleri <strong>ve</strong> gazların kuru <strong>ve</strong>ya nemli-ıslak<br />

birikiminin sonucunda ortaya çıkmaktadır (Tablo 6).<br />

Tozlar kısa mesafede çökenler (0 < 10 mikron) <strong>ve</strong><br />

daha uzak mesafelere taşınabilenler (uçan tozlar 0 <<br />

10 mikron) asit <strong>ve</strong>ya alkali nitelikli, ağır metaller


TABLO 2. Türkiye'de kar reaksiyonları<br />

BOLU-ALADAĞ KÖROĞLU DAĞLARI<br />

MEVKt ALADAĞ KUZEY YAMACI<br />

YÜKSELTİ m.<br />

YIL 1991 MART<br />

1992 MART<br />

DAL YOSUNLARI<br />

(ASİT SiS ETKiSi)<br />

SAMANLI DAĞLAR<br />

MEVKİ<br />

YÜKSELTİ m<br />

YIL 1991 MART<br />

DAL YOSUNLARI<br />

900 1000 1300<br />

4.3-5.0<br />

3.4-5.6 4.3-6.8 3.9-4.7<br />

KELTEPE KUZEY YAMACI<br />

900 1000<br />

5.6-5.8 4.8-6.0<br />

3.9 3.6-3.9<br />

1500<br />

4.3-5.:<br />

3.7<br />

ALADAĞ<br />

DORUK<br />

1600<br />

4.4-5.3<br />

3.8-4.6<br />

ULUDAĞ (KUZEY YAMAÇ)<br />

MEVKİ KİRAZLI YAYLA TELEVİZYON KULESİ<br />

YÜKSELTİ m. 1630 1640 1750 1800<br />

YIL 1991 ŞUBAT 5.0-5.6 4.8-6.1 4.3-5.8 4.5-5.7<br />

DAL YOSUNLARI 3.7 3.8<br />

3.7<br />

SARIALAN<br />

BOĞAZI<br />

1600<br />

3.4-3.5<br />

4.0-5.<br />

BEYDAĞLARI (BATI TOSOLAR) (KUZEY YAMAÇ)<br />

MEVKİ KARTALSİVRİSİ (ELMALI-KUMLUCA ARASI)<br />

YÜKSELTİ m. 2600<br />

YIL 1991 NİSAN 6.3-7.3 (Çıplak kayalıklar<strong>dan</strong> gelen CaCOs tozun etkisi ile 7.3 PH)<br />

DAL YOSUNLARI 4.1 (1700 m'de sedir ormanında)<br />

Kaynak : KANTARCI, M.D. 1992<br />

(Cd, Cu, Ni, Hg) <strong>ve</strong>ya radyoaktif içerikli olarak sınıflandırılabilirler.<br />

Kuru durumda yaprak yüzeyinde biriken tozlar şu<br />

zararlara sebep olurlar :<br />

(1) Yaprak yüzeyinde biriken tozlar (toz <strong>ve</strong>ya kabuklaşmış<br />

toz) güneş ışınlarını geri yansıttıkları<br />

için fotosentez olayını (fiziksel olarak)<br />

geriletirler.<br />

(2) Kuru havada yaprak yüzeyine konan CaO tanecikleri<br />

özellikle kaba dokulu yaprakların terlemesi<br />

esnasında çıkardığı subuharı ile birleşerek<br />

Ca(OH)2'e dönüşürler. Bu arada çıkan<br />

ısı ile yaprak yüzeyinin kavrulmasına <strong>ve</strong> zarar<br />

görmesine sebep olurlar, (çimento fabrikası etkisi).<br />

3) Tozlar yaprak yüzeyindeki solunum gözeneklerinin<br />

(stoma) kapakçıklarının çevresine<br />

yerleşerek onların çalışmasını önlerler. Hava<br />

kuruduğunda (öğle vakti) kapanamayan kapakçıklar<strong>dan</strong><br />

terleme devam eder. Bitki yaprağı<br />

devamlı <strong>ve</strong> aşırı su kaybın<strong>dan</strong> (kuraklık<br />

etkisi) zarar görür <strong>ve</strong>ya kurur (Şehir içi park-<br />

3.6<br />

KÖROĞLUDAĞLARI<br />

KARTALKAYA<br />

KUZEY<br />

YAMACI DORUK<br />

1700<br />

4.5-4.9<br />

3.4-5.2<br />

3.7<br />

2000<br />

4.7-5.4<br />

3.6-4.9<br />

lar, yol kenarları, orman kenarlarında daha belirgin<br />

görülür).<br />

Nemli <strong>ve</strong>ya ıslak durumda (sis-çiğ-kırağı ile) yaprak<br />

yüzeyine biriken tozlar yukarıda sayılan zararlara<br />

ek olarak kimyasal özellikleri ile de (asit etkisi gibi)<br />

yaprak yüzeyine zarar <strong>ve</strong>rirler (Tablo 6).<br />

Yaprak yüzeyine yapışan asit sis, asit çiğ, asit kırağı<br />

gibi su molekülleri gündüz buharlaştıklarında<br />

içerdikleri asit (EbSCU v.d.) yaprak yüzeyinde kalır <strong>ve</strong><br />

asit yanıklarına sebep olur (sarı nokralar). Yaprak yüzeyinde<br />

asit sis, çiğ birikimi (nemli <strong>ve</strong> sıcak mevsimlerde)<br />

mantarların gelişmesi için uygun ortam<br />

sağlar. Böylece dolaylı olarak mantar zararları ortaya<br />

çıkar.) (Tablo 6).<br />

3.7.2. Kükürtdioksit (SÛ2) <strong>ve</strong> Zararları<br />

Zararlı gazların en önemlisi kkürtdioksittir (SCh).<br />

Kükürtdioksitin molekül ağorlığı 64 g olup (CCh =<br />

48 g), havanın nemine <strong>ve</strong> sıcaklığına göre 2-5 gün<br />

atmosferde kalabilir. Rüzgarların etkisi ile ülkeler<br />

arası <strong>ve</strong> kıtalararası taşınabilmekte hava nime ile<br />

HbSCb <strong>ve</strong> HzSCVe dönüşmektedir. Nemli havada<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996 15


TABLO 3. Açık alana, kayın (yapraklı) <strong>ve</strong> ladin (ibreli) ormanına yağışla gelen madde miktarları <strong>ve</strong> yağış<br />

cinsine göre madde oranları.<br />

A<br />

Yağışlarla Gelen Maddeler kg/ha/yıl<br />

Madde<br />

mm/m 2 B<br />

Yağış Cinsinie Göre<br />

Açık Alan Kayın Ladin<br />

Yaz Kış Kar Sis Çiğ <strong>ve</strong><br />

Ormanı Ormanı<br />

Kırağı<br />

YIL 1017 864 747<br />

Nt<br />

24.3 32.4 39.8<br />

NO 3 mg/lt 3.9 ? 193 50<br />

S<br />

23.4<br />

53.1 83.4<br />

SO4 mg/lt 10.6 ? 322 114<br />

CI<br />

16.8<br />

32.7 39.4<br />

CI mg/lt<br />

1<br />

? 35 11<br />

Na 7.9<br />

14.2<br />

17.4<br />

KAYNAK : Puxbaum, H 1983<br />

K<br />

3.7<br />

6.7 8.1<br />

Ca<br />

10.0<br />

17.5<br />

21.1<br />

Mg<br />

1.8<br />

3.0 4.2<br />

Al<br />

1.1<br />

2.0 2.5<br />

Mn 0.4<br />

0.7 0.9<br />

% 47.7 %20.0 %3.7 %28.6<br />

H+<br />

0.79<br />

1.5 1.8<br />

Cr<br />

14.3 149.0 165.0<br />

Co<br />

13.8<br />

16.0 19.6<br />

Ni<br />

27<br />

123 140<br />

%38.4 %20. %17.5 %23.4<br />

Zn<br />

1377 1632 1732<br />

Cd<br />

15.9 16 20<br />

%11.0 %25.4 %21.0 %42.6<br />

Pb 285 437 733<br />

% 22.2 %26.7 %26.7 %24.4<br />

Cu 236 470 659<br />

%41.2 %26.3 %17.9 % 14.6<br />

Fe<br />

0.8<br />

1.2 2.1<br />

%28.2 %25.9 %25.2 %20.8<br />

Kaynak :<br />

Ellenberg, H.-R.Mayer<br />

j. Schauermann 1986<br />

KAYNAK:<br />

TABLO 4. Zehirli gazlara karşı bitkilerin hassasiyet dereceleri<br />

(Üst sınır değerler mikrogram/m 3<br />

hava)<br />

HASSASİYET<br />

DERECESi<br />

I ÇOK HASSAS<br />

BİTKİLER<br />

II HASSAS<br />

BİTKİLER<br />

III AZ HASSAS<br />

BİTKİLER<br />

SO2<br />

30 DAKİKA BÜYÜME<br />

İÇİN DÖNEMİ<br />

250 50<br />

400 80<br />

600 120<br />

NÛ2<br />

30 DAKİKA BÜYÜME<br />

İÇİN DÖNEM<br />

6000 350<br />

Kaynak : Verein Deutscher Ingenieure (VDI) Richtlinie 2310-1978 BI?4 NO2,<br />

SCb-2 ile SÛ4-2 5-8 gün atmosferlerde kalabilmekte<br />

<strong>ve</strong> 1000 km uzağa taşınabilmektedirler. Böylece sanayileşmemiş<br />

<strong>ve</strong>ya sanayiden uzak olan yerlerde<br />

dahi asit yağışlar oluşmaktadır (Tablo l <strong>ve</strong> 2). Kükürtdioksit<br />

asit sis <strong>ve</strong> çiğ içinde yağmur<strong>dan</strong> daha<br />

fazla bulunmaktadır (Tablo 3). Bunun sebebi yaprak<br />

üstünde yağışsız günlerde kuru olarak birikmiş<br />

SCh'nin sis <strong>ve</strong>ya çiğ ile nimlenip sis <strong>ve</strong> çiğ damlacıklarını<br />

zenginleştirmesidir.<br />

Orta Avrupa'da yağıoşlarla (kar dahil) SÛ4-2 birikiminin<br />

açık alanda 23.8 kg/ha/yıl olduğu halde,<br />

16 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996<br />

Glatzel, G.-M.Kazda-<br />

L. Lindrebner 1986.<br />

HF<br />

GÜNLÜK AYLIK BÜYÜME<br />

DÖNEMİ<br />

2.0 0.4 0.3<br />

3.0 0.8 0.5<br />

4.0 2. 1.0<br />

kayın ormanında 53.1 kg/ha/yıl, ladin ormanında ise<br />

83.4 kg/ha/yıl olduğu bildirilmiştir (Ellenberg, H.R.-<br />

Mayer-J. Schalerman 1986). Benzer değerler bir<br />

başka araştırıcı tarafın<strong>dan</strong> da açık alanda 27 kg/ha/<br />

yıl, ladin ormanında 90 kg/ha /yıl olarak <strong>ve</strong>rilmiştir.<br />

(Von Simrey, J. 1987).<br />

Yaprak, bitkilerinin özümleme <strong>ve</strong> en önemli solunum<br />

organıdır. Bitki yapraktaki klorofili ile su <strong>ve</strong><br />

karbondioksiti güneş ışığı etkisi ile birleştirip şeker<br />

vd. aminoasitleri üretmektedir. Üretilen şekerin bir<br />

kısmı solunum için tekrar harcanmaktadır.


TABLO 5. Çeşitli bitki türlerinin zehirli gazlara karşı dayanma sınırları<br />

1. ORMAN AĞAÇLARI<br />

LADİN (Picea occidentalıs <strong>ve</strong> P. orientalis)<br />

GÖKNAR (Abies sp.)<br />

SARIÇAM (Pinus syl<strong>ve</strong>stris)<br />

MELEZ (Larix decidua)<br />

GÜRGEN (Carpinus betulus)<br />

KAYIN (Fagus sylvatica <strong>ve</strong> F. orientalis)<br />

MEŞE (Quercus sp.)<br />

2. TAHILLAR<br />

BUĞDAY (Triticum aestivum)<br />

YULAF (A<strong>ve</strong>na sativa)<br />

ARPA (Hodeum vuygare)<br />

ÇAVDAR (Secale creale)<br />

MISIR (Zea mais)<br />

3. SEBZELER<br />

SOĞAN (Allium cepa)<br />

ÇALI FASULYESİ (Phaseolus vulgaris var nanus)<br />

BEZELYE (Pisum sativum)<br />

BAKLA(Viciafaba)<br />

DOMATES (Lycopersicon lycopersicum)<br />

SALATALIK (Lactuca sativa)<br />

(Marul)<br />

HAVUÇ (Daucus carota)<br />

KEREVİZ (Apium gra<strong>ve</strong>loens var. rapaceum)<br />

HARDAL (Sinopis alba)<br />

PATATES (Solanum tuberosum)<br />

YEŞİL LAHANA (Brassica oleracea var. sabellica)<br />

BEYAZ LAHANA (" " " alba)<br />

KIRMIZI LAHANA ( rubra)<br />

ALABAŞ LAHANA ( gnngylades)<br />

KIRMIZI TURP (Raphanus sativus var. sativus)<br />

BAYIR TURPU (Raphanus sativus)<br />

KIRMIZI PANCAR (Beta vulgaris var. conditiva)<br />

4. DİĞER TARIM BİTKİLERİ<br />

ŞEKER PANCARI (Beta vulgaris)<br />

TÜTÜN (Nicotiana tabacum)<br />

5. YEM BİTKİLERİ<br />

ACI BAKLA (Lupinus angustit'olius)<br />

YONCA (Medicago sativa)<br />

YONCA (Trifolium incarnatum)<br />

(Vicia sativa)<br />

RABİSA<br />

6. MEYVELER<br />

ASMA (ÜZÜM ASMASI)<br />

S02<br />

I<br />

I<br />

II<br />

II<br />

II<br />

II<br />

III<br />

II<br />

II<br />

II<br />

II<br />

III<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

III<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

III<br />

III<br />

III<br />

II<br />

III<br />

-<br />

-<br />

III<br />

II<br />

-<br />

-<br />

I<br />

I<br />

-<br />

II<br />

II<br />

NO:<br />

Kaynakça: Verein Deutscher Ingenieure (VDI) Richtünie 2310-197R Geissler, G. 1988 (Kloka, A. 1978'e göre).<br />

II<br />

II<br />

III<br />

I<br />

III<br />

III<br />

III<br />

II<br />

I<br />

I<br />

II<br />

II<br />

III<br />

-<br />

I<br />

II<br />

II<br />

I<br />

I<br />

II<br />

I<br />

II<br />

III<br />

III<br />

III<br />

III<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

I<br />

I<br />

I<br />

I<br />

I<br />

-<br />

-<br />

HF<br />

I<br />

I<br />

II<br />

II<br />

II<br />

II<br />

III<br />

III<br />

III<br />

III<br />

III<br />

II<br />

I<br />

I<br />

II<br />

II<br />

III<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

III<br />

III<br />

III<br />

III<br />

III<br />

-<br />

-<br />

III<br />

III<br />

-<br />

-<br />

II<br />

II<br />

II<br />

-<br />

II<br />

HCI<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

II<br />

-<br />

II<br />

-<br />

-<br />

I<br />

-<br />

I<br />

II<br />

I<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

III<br />

-<br />

-<br />

-<br />

I<br />

I<br />

III<br />

-<br />

III<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ/ Çevre Özel Sayısı 1996 17<br />

I<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-


TABLO 6. Havayı Kirletici Maddeler, Bitkilere <strong>Etkileri</strong> Ve Sonuçları<br />

MADDELER ÖZELLİKLERİ ETKİ ŞEKLİ<br />

Tozlar Asit Nitelikli<br />

*<br />

Alkali Nitelikli<br />

Yaprak Yüzeyinde Birikim<br />

Güneş Işınlarının Geri Yansıtılması<br />

Çöken 0>10u Radyoaktif Metaller Solunum Gözeneklerinin Tıkanması<br />

Uçan 0< 10u Ağır metaller Solunum Kapakçıklarının Açık<br />

Fotokimyasal Pus<br />

(Smog)<br />

Gazlar Kirli Hava<br />

Karbonmonoksit (Co)<br />

Metan (CH4) Asit Yağmur<br />

Hidrokarbonlar (Cxhy) Asit Sis<br />

Azot Oksitler (Nox) Asit Çiğ<br />

Kükürtdioksit (802) Asit Kırağı<br />

Klorürlü Asit Kar<br />

Hidrokarbonlar (Chcı)<br />

Flor (F)<br />

Hidrojenflorür (Hf)<br />

Klor (Cı)<br />

Kalması<br />

Hidrojenklorür (Hcı) r> •• — Kil Minerallerinin Tahribi<br />

Ozon (O3)<br />

Peroksitler <strong>ve</strong> Pan<br />

(Peroksiasetilnitrat) ^ f<br />

Toprak<br />

gaz halindeki hidrokarbonlar: ETİN C2H2<br />

(İyi yanmamış yakıt artığı)<br />

SO2 <strong>ve</strong> NÛ2 gazlarının CO2 gibi<br />

Özümlenmesi<br />

Temas ile Asit Etkisi<br />

Su Damlasının Buharlaşması ile<br />

Yaprak Yüzeyinde Asit<br />

Yoğunlaşması<br />

— Topraktaki Katyonların Yıkanması<br />

— Asit Humus Oluşumu<br />

— Toprak Reaksiyonunun Asitleşmesi<br />

— Al +++<br />

Serbest Kalması (Zehir Etkisi)<br />

— Mikroorganizma Faaliyetinin<br />

Aksaması (Ayrışmanın Duraklaması)<br />

— Ağır Metaller Ve Radyoaktif<br />

Metaller ile Kirlenme<br />

ETEN C2H4 ET AN C2Hs<br />

Karbondioksitin özümlenmesi sonucunda üretilen<br />

heksosefosfat'ın solunumla sarfedilçnden daha fazla<br />

olması halinde bitki yaşayabilmekte, beslenip büyümekte<br />

<strong>ve</strong> meyva <strong>ve</strong>rmektedir. Ancak klorofilin tahribi<br />

sonucunda CCh sentezi yeteri kadar yapılmazsa,<br />

solunum için gerekli şeker sağlanamamakta <strong>ve</strong> bitki<br />

ölmektedir. Bu olay gölgede kalmış ışık bitkilerinin<br />

ışık açlığın<strong>dan</strong> ölümüne benzemektedir (Tablo 6).<br />

Bilindiği gibi topraktan alınan su ile hava<strong>dan</strong> alınan<br />

karbondioksit güneş ışığı etkisi altında klorofil<br />

tarafın<strong>dan</strong> sentez edilerek şekere dönüştürülmektedir.<br />

18 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996<br />

SÖ2+H2O-->H2SÖ3~>H SO4<br />

CaO+H2O->CaOH2+Isı<br />

Solunum Ve Terlemede (Transp.)<br />

Dengesizlik<br />

Aşırı Su Kaybı<br />

Kuraklığa Dayanıksızlık<br />

.<br />

Özümlemede Azalma<br />

Solunum için Yetersizlik<br />

C(iHi2O6 üretimi<br />

CfiHnOfi yerine H2SO4 <strong>ve</strong> HNOs<br />

Sentezi Ve Klorofilin Tahribi<br />

Don Etkisine Dayanıksızlık<br />

Asit Yanıkları<br />

Zehirlenme<br />

Mantar Gelişimi Ve Manlar<br />

Misellerinin Solunum<br />

Gözeneklerini (Stoma) Tıkaması<br />

Bitki Beslenmesinde Aksamalar<br />

Bitkilerin Gövde-yaprak Ve<br />

Meyvalarında Ağır Metal Ve<br />

Radyoaktif Metal Birikimi<br />

Üretimde Azalma Veya Ölüm<br />

•l<br />

KLOROFİL<br />

6CÛ2 + 6H 2 0 + 674 çal > C


TABLO 7. Yeşil Bitkilerde Özümleme Reaksiyonları <strong>ve</strong> Hava Kirliliğinin Etkisi<br />

başlamaktadır (Tablo?). Havada kükürtdioksitin (SCh)<br />

bulunması halinde yaprakların solunum gözeneklerinde<br />

hava ile CCh alınırken SO-ı'de alınmaktadır. Klorofilde<br />

karanlıktaki reaksiyonlar zincirine CCh'in yerine SCb'in<br />

girmesi H + -HSO-j <strong>ve</strong> giderek H + -HSO'4 sentezine sebep<br />

olmaktadır.<br />

Klorofildeki kloroplastlar yaprakçıklar (lameller)<br />

halinde istiflenmiş olarak bulunmaktadırlar. Bu lamel<br />

çiftlerinin (Thylakoid) dış yüzeylerinde anyonlar çoğunlukta<br />

olup pH =8, iç yüzeylerinde ise H+ çoğunlukta<br />

olup pH H 5.5 civarındadır. Thylakoid za-<br />

Z .PBtîDSETOSrAT<br />

HOL.<br />

TRtpsErosrAT<br />

nZKSOSETOCTAT<br />

(mııım)<br />

rınıniki tarafındaki bu reaksiyon <strong>ve</strong> elektron farkı<br />

NADPH ile taşınmış olan H + <strong>ve</strong> ATP ile taşınmış<br />

olan fosfatın alınabilmesini <strong>ve</strong> Calvin çemberindeki<br />

reaksiyonlar zincirine dahil olmalarını sağlamaktadır.<br />

Thylakoid'lerin dış yüzeyinde HzSCb oluşumu ile<br />

artan asitlik pH farkını azal<strong>tma</strong>kta <strong>ve</strong> fosfat anyonunun<br />

iç kesime geçmesini önlemektedir. HCOa ile<br />

fosfat anyonunun Calvin çemberindeki reaksiyonlar<br />

zincirine dahil olamaması klorofilin şeker sentezini<br />

engellemektedir. Solunum için gereken şeker sentezinin<br />

yapılamaması ise bitkiyi ölüme götürecek<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996 19


TABLO 8. Anakaya-Toprak-Tampon Alanı ilişkisi <strong>ve</strong> Asit Yağışların Toprağa Etkisi<br />

ANAKAYALAR<br />

İKLİM<br />

. \V<br />

KİREÇ TAŞLARI<br />

DOLONİTLER<br />

KİREÇLİ TORTULLAR<br />

(KATI VE GEVŞEK)<br />

İLE FLİŞLER<br />

KALKŞİSTLER<br />

BAZİK ERÜPTİF<br />

SİLİKAT KAYALARI<br />

(GARBO-BAZALT GRUBU)<br />

NÖTR ERÜPTİF<br />

KUVARSSIZ<br />

SİLİKAT KAYALARI<br />

(DİORİT-ANDEZİT GRUBU)<br />

NÖTR ERÜPTİF<br />

KUVARSLI<br />

SİLİKAT KAYALAR<br />

(KUVARS DİORİT-DAZİT)<br />

GNAYSLAR<br />

MİKAŞİSTLER<br />

KİREÇSİZ TORTULLAR<br />

İLE FLİŞLER<br />

ASİT ERÜPTİF<br />

KUVARSIZ<br />

SİLİKAT KAYALAR<br />

(SİYENİT-TRAKİT GRUBU)<br />

ASİT ERÜPTİF<br />

KUVARSLI<br />

SİLİKAT KAYALAR<br />

(GRANİT-RİYOLİT GRUBU)<br />

KUVARS SERİSİT ŞİSTLER<br />

KUVARSİTLER<br />

KİREÇSİZ VE KUMLU<br />

TORTULLAR<br />

kadar zarar <strong>ve</strong>rir.<br />

Kloroplastların asit etkisi ile bozunması sonucunda<br />

ise klorofilin merkezindeki Mg ++<br />

'un serbest<br />

kalması <strong>ve</strong> kaybına sebep olmaktadır. Klorofili bozulan<br />

yapraklar ise sararmaktadırlar.<br />

3.1.3. Azotoksitler (NO*) <strong>ve</strong> Zararları<br />

Azotoksitler esas olarak NO <strong>ve</strong> NCh ile bunlar<strong>dan</strong><br />

türeyip gaz halinde havada bulunabilen bileşikleri<br />

kapsamaktadır. Azotdioksitin (NCh) molekül ağırlığı<br />

46 g olup, kaynaklandığı yerden çok uzaklara <strong>ve</strong> yük-<br />

20 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ/ Çevre Özel Sayısı 1996<br />

YERYÜZÜ ' H*<br />

ŞEKLİ<br />

1 CANLILAR ASİT AĞIR<br />

(BİTKİLER) YAĞIŞLAR METALLER<br />

T^^ y y<br />

ALANLARI ASİTLEŞME VE<br />

AĞIR METAL KİRLİLİĞİ<br />

ALKALEN Ca + + Ca + + + +<br />

VE Mg<br />

KİL TOPRAKLARI TAMPON ALANI YIKANMASI<br />

Ca ++ VEMg ++ ZENGİN<br />

3 TABAKALI KİL<br />

pH 6.2 -8.2<br />

MİNERALLERİ<br />

HAFİF ALKALEN<br />

VEYA NÖTR<br />

KİLLİ TOPRAKLAR<br />

Ca<br />

/<br />

++<br />

+ +<br />

VEMg<br />

3 TABAKALI KİL<br />

NÖTR VEYA SİLİKAT Ca ++ VEMg<br />

HAFİF ASİT TAMPON ALANI YIKANMASI<br />

KİLLİ TOPRAKLAR<br />

Ca<br />

pH 5.0 - 6.2<br />

++ Mg + + K +<br />

3 TABAKALI KİL<br />

NÖTR VEYA<br />

H AFİF AS İT<br />

KUMLU TOPRAKLAR ^<br />

SÜZEK TOPRAKLAR KOLLOİD<br />

3 VE 2 TABAKALI TAMPON ALANINA<br />

KİL MİNERALLERİ ^^-^<br />

HAFİF ASİT KOLLOİD K + YIKANMASI<br />

ASİT TAMPON ALANI KİL MİNERALİNİN<br />

KİLLİ TOPRAKLAR pH 4.2-5.0 AYRIŞMASI<br />

K + BOL 1 HUMUSUN ASİTLEŞMESİ<br />

2 TABAKALI KİLLER 1<br />

ASİT y ^<br />

KUMLU TOPRAKLAR " T<br />

K+ BOL » İKLİM VE BİTKİ ALÜMİNYUM<br />

SÜZEK TOPRAKLAR ÖRTÜSÜNÜN TAMPON ALANINA<br />

2 TABAKALI KİL ETKİSİ ^^-~-<br />

MİNERALLERİ | ^^^^<br />

ALÜMİNYUM \ KİL MİNER \LİMİN<br />

TAMPON ALANI AYRIŞMASI<br />

pH 3.0-4.2 AL +++ VEH + BOL BİTKİ İÇİN<br />

| ZEHİR ETKİSİ VE<br />

DEMİR TAMPON ALANI BESLENME<br />

pH < 3.0 BOZUKLUKLARI<br />

sekliklere taşınabilmektedir. Azotoksitler asit sis <strong>ve</strong><br />

çiğ içinde, asit yağmur<strong>dan</strong> daha fa/,1 a bulunmaktadırlar<br />

(Tablo 3). Aynen SCh'de olduğu gibi,<br />

yağışsız günlerde yaprak üstünde kuru durumda biriken<br />

NCh'nin nemlenip sis <strong>ve</strong> çiğ damlalarını zenginleştirmesi<br />

olayı burada da sözkonusudur. Daha<br />

sonra buharlaşan sis <strong>ve</strong> çiğ damlalarında yoğunlaşan<br />

HNCb yaprak yüzeyinde asit yanmalarına sebep olmaktadır.<br />

İyi yanmamış petrol türevleri ile birlikte N0> gazlarının<br />

morötesi ışınlarının etkisi altında Cb üretmesi<br />

+ +


TABLO 9. Ağır Metallerin Toprakta Bulunabilen Miktarları Ne Kirlilik Sınırı Olarak Toprakta içme Suyunda Ve<br />

<strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong> Suyunda Kabul Edilebilir Değerleri<br />

ARSENLİK (As)<br />

BAKIR (Cu)<br />

BOR (B)<br />

BROM (Br)<br />

CIVA (Hg)<br />

ÇİNKO (Zn)<br />

FLOR (F)<br />

KADMİUM (Cd)<br />

KOBALT (Co)<br />

KROM (Cr)<br />

KURŞUN (Pb<br />

MOLİBDEN (Mo)<br />

NİKEL (Ni)<br />

SELEN (Se)<br />

TİTAN (<strong>Ti</strong>)<br />

URANYUM (U)<br />

VANADYUM (V)<br />

X) Kısa süreli sulama<br />

A : İri taneli taprak<br />

1:1. <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong>, II :<br />

TOPRAKTA<br />

KABUL<br />

BULUNUŞ EDİLEBİLİR<br />

mg/kg mg/kg<br />

2-20 20<br />

5-20 50<br />

(Zehir etkisi : 0.1-1.0 mg/lt)<br />

5-30 25<br />

1-10 10<br />

0.1-1.0 2<br />

10-50 300<br />

50-200 200<br />

0.1-1.0 3<br />

(Zehir etkisi : 0.1-1.0 mg/lt)<br />

İÇME SULAMA<br />

SUYUNDA SUYUNDA<br />

mg/lt mg/lt<br />

0.4 A 10<br />

B 10<br />

A 0.20<br />

B 5<br />

1-3<br />

-<br />

0.004 4<br />

2 A 2.0<br />

B 0.05<br />

1.5<br />

0.006 A 0.01<br />

(Bitkide 50 mg/kg olursa insanda hastalık yapıcı)<br />

1.0-10 50<br />

10-50 100<br />

(Zehir etkisi : 0.5-5.0 mg/lt)<br />

0.1-20 100<br />

1-5 5<br />

(Bitkisel hayvan yeminde 15<br />

10-50 50<br />

-<br />

0.05A 0.01 x)<br />

1.2 X<br />

)<br />

B 0.05<br />

0.04 A 5.0<br />

B 20.0<br />

A 0.01<br />

B 0.5<br />

ppm ise zehir etkisi)<br />

A 0.2<br />

B 2.0<br />

(Zehir etkisi : Asilliğe bağlı olarak 0.05-1.0 mg/lt)<br />

0.1-5 3<br />

0.008 A 0.02<br />

B 0.05<br />

(Zehir etkisi : 0.025 mg/lt)<br />

500<br />

5<br />

10-100 50<br />

için : 1 mg/lt<br />

B : İnce taneli toprak<br />

2. <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong><br />

<strong>ve</strong> fotooksidasyona uğraması sonucunda peroksiasetilnitrat<br />

(PAN) oluşmaktadır 5<br />

) (Tabloö).<br />

Azotoksitler de aynen SCh gibi yaprakların solunum<br />

gözeneklerinden girerek kloroplastların zarı<br />

üzerinde asit etkisi yapmakta <strong>ve</strong> klorofilin tahribine<br />

sebep olmaktadırlar.<br />

3.1.4. Diğer Zararlı Gazlar<br />

Bitkiler için zararlı etkiler yapan diğer gazlan,<br />

ozon (Os), klor (Cl), flor (F), metan (CFU), amonyak<br />

(NHa), hidrojensülfür (H 2 S) <strong>ve</strong> karbondioksit (CCh)<br />

olarak sıralayabiliriz.<br />

Ozon'un tek başına etkisi oksitleyici özelliğinden<br />

-<br />

-<br />

-<br />

ARILTILMIŞ<br />

SULAMA<br />

SUYUNDA<br />

mg/lt<br />

I. 0.10<br />

II. 0.04<br />

80-120<br />

-<br />

I < 0.0009<br />

II 0.0005<br />

ı 0:12<br />

-<br />

20<br />

-<br />

I 0.02<br />

II 0.008<br />

I 0.007<br />

III 0.007<br />

I 0.10<br />

II 0.004<br />

I 0.005111<br />

II 0.005<br />

ileri gelmektedir. Özellikle fotokimyasal pus (smog)<br />

<strong>ve</strong> yüksek miktarda Os içeren sis bitki yapraklarında<br />

zarar <strong>ve</strong>rebilmektedir. Ozonun daha önemli etkisi ise<br />

oksitleyici özelliği ile SCh, NOx gazlarını akti<strong>ve</strong> etmesi<br />

hidrokarbonlar ile <strong>ve</strong> peroksiasetilnitrat oluşumunu<br />

sağlamasıdır'). Ancak kış mevsiminde mor<br />

ötesi ışınların daha az alınması alçak arazide Cb oluşumunu<br />

yavaşla<strong>tma</strong>ktadır. Buna karşılık ılık <strong>ve</strong> güneşli<br />

kış günlerinde <strong>ve</strong> sıcak yaz mevsiminde (güneşlenmeye<br />

bağlı olarak) ozon oluşumu ar<strong>tma</strong>kta <strong>ve</strong><br />

fotokimyasal pus (smog) oluşumu görülmektedir.<br />

(Halbvvacks, G. 1984). Ozonun yerden 400-450 m'den<br />

itibaren arttığı <strong>ve</strong> 2000 m'ye kadar artışın devam et-<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996 21<br />

-<br />

-<br />

-


tiği bildirilmiştir (Krapfenbauer, 1985). Bu sebeple<br />

ısınan hava ile yükselen N0x, SOz <strong>ve</strong> CxH y yüksek dağlık<br />

arazide daha yoğun olan morötesi (uv) ışınlarının<br />

etkisi altında ozon <strong>ve</strong> PAN oluşumuna sebep oldukları<br />

gibi , orman ağaçları için de hep birlikte zararlı<br />

etkiler yapabilmektedirler. Gece soğuyan hava<br />

içinde yoğuşan nem ile hava ağırlaşmakta <strong>ve</strong> dağ<br />

meltemleri oluşmaktadır. Dağ meltemleri ile alçak<br />

araziye inen SCh, N0x, PAN <strong>ve</strong> O? dağ eteklerinde <strong>ve</strong><br />

çukur yerlerde asit sis birikimine sebep olmaktadırlar.<br />

Sanayinin yoğunlaştığı yerlerde Cl <strong>ve</strong> F asit etkisi<br />

yapmaktadır. HC1 <strong>ve</strong> HF asitleri kloroplastların yüzey<br />

zarında dış <strong>ve</strong> iç yandaki pH dengesini bozarak klorofilin<br />

özümleme fonksiyonunu engellemekte <strong>ve</strong> giderek<br />

klorofilin tahribine sebep olmaktadırlar.<br />

Yoğun amonyak (NHs) özellikle kuru havada yapraklar<br />

üzerinde tahriş edici etki yapmaktadır. Ancak<br />

daha az NH.1 havadaki nem ile NHtOH'e dönüştüğünde<br />

NH + 4 bitki besin maddesi olarak kullanılmaktadır.<br />

CÜ4 <strong>ve</strong> HıS zehirli bileşikler olup, bitki yapraklarının<br />

<strong>ve</strong> köklerinin solunumunda zehirlenmelere<br />

sebep olmaktadırlar.<br />

Havada Oh'in ar<strong>tma</strong>sı sıcaklığın da ar<strong>tma</strong>sına (sera<br />

etkisi), yağışların azalmasına, havanın nisbi neminin<br />

azalmasına, bitki yaprakların<strong>dan</strong> terlemenin ar<strong>tma</strong>sına<br />

sebep olmaktadır. Böylece toprak-su-bitki- terleme-<br />

(transpirasyon) dengesi bozulmaktadır (kuraklık etkisi)<br />

6 '<br />

3.7.5. Hava Kirliliğinin Odun Kalitesine <strong>Etkileri</strong><br />

Hava kirliliğinden etkilenmiş olan orman ağaçlarının<br />

odun kalitesinde de bazı olumsuz değişiklikler<br />

saptanmıştır. Özümlemenin yavaşladığı <strong>ve</strong> bu sebeple<br />

beslenmenin yetersizleştiği ağaçlarda yıllık halkalar<br />

daralmakta <strong>ve</strong> odun üretimi azalmaktadır.<br />

Yıllık halka daralmasının ibreli türlerde daha belirgin<br />

olduğu, yapraklı türlerde ise daha seyrek rastlandığı<br />

araştırma sonuçların<strong>dan</strong> anlaşılmaktadır (As,<br />

N. 1994). İbreli ağaç türlerinin yıl boyunca yapraklı olmaları,<br />

yapraklı ağaçların kışın yapraksız olmaları<br />

hava kirliliğinden farklı etkilenmeye sebep olmaktadır.<br />

Ladin ağaçlarının hava kirliliğinden etkilenmiş<br />

olanlarında odunun yoğunluğunun azaldığı (433 kg/<br />

m- 1 / 475 kg/m 3 = % 9) belirtilmiştir (Hantsch, W.<br />

1983'e As. N. 1994). Ancak sarıçam, meşe <strong>ve</strong> kayın<br />

ağaçlarının odunlarında fark bulunamamıştır (Çeşitli<br />

araştırmacılara göre As, N. 1994). Hava kirliliğinden<br />

etkilenmiş olan ladin ağaçlarının diri odunlarının<br />

eğilmeye karşı direncinin % 34.4 daha az olduğu bulunmuştur.<br />

Ancak benzer direnç zayıflaması çam,<br />

göknar <strong>ve</strong> kayın ağaçlarında saptanaamıştır<br />

Polonya'da sarıçam odunlarında iletim borularını<br />

oluşturan hücrelerin (trakeid) kısaldığı, hücrelerin<br />

düzensiz bir hal aldığı, l cm'deki reçine kanalı sayısının<br />

arttığı belirlenmiştir (Niedzielika, B. 1987'ye<br />

göre As, N. 1994). Hava kirliliğinden şiddetle etkilenmiş<br />

olan ağaçların yıllık halkalarında ya/ odunu<br />

hücre çeperi kalınlığının % 30 oranında inceldiği ortaya<br />

konulmuştur (Bauch, J. <strong>ve</strong> ark. 1986'ya göre As,<br />

N. 1994).<br />

Hava kirliliğinden etkilenmiş olan ladin ağaçlarının<br />

kesilip depolanan tomruklarında 4 ay içinde<br />

mantarların olumsuz etkileri görülmüştür.<br />

Ağaçların hava kirliliğinden farklı olarak etkilenmelerinin<br />

sebebi, hava kirlilliğinin derecesi, topraktaki<br />

katyonların cinsi <strong>ve</strong> miktarı, toprağın oluştuğu<br />

anakaya, yetişme ortamının kurak <strong>ve</strong>ya nemli<br />

oluşu gibi faktörlere de bağlıdır.<br />

4. Hava Kirliliğinin Bitkiler Üzerine<br />

<strong>Dolayl</strong>ı <strong>Etkileri</strong><br />

Havayı kirleten katı maddeciklerin <strong>ve</strong> gazlar ile<br />

buharların yağışlarla toprağa inmeleri, toprağın <strong>ve</strong><br />

toprak suyunun etkilenmeleri, besin maddelerini <strong>ve</strong><br />

suyu topraktan alan bitkileri de dolaylı olarak etkilemektedir.<br />

4.1. Topraktan Tampon Alanlar <strong>ve</strong><br />

Asit Yağışların Etkisi<br />

Toprak özellikleri oluştuğu anakayanın özelliklerine<br />

bağlıdır. Zamanla iklim, yeryüzü şekli, canlılar<br />

(özellikle bitki örtüsü) etkilerinin altında toprağın<br />

özelliklerinde bazı değişmeler <strong>ve</strong> gelişmeler<br />

olmaktadır. Ancak anakaya<strong>dan</strong> gelen mineraller, bu<br />

minerallerin içerdikleri katyonlara göre oluşan 3<strong>ve</strong>ya<br />

2- tabakalı kil mineralleri, toprağın killi (ge-<br />

ıSem<br />

PASLANMAZ ÇELİK DOĞAL GAZ BACA SİSTEMİ<br />

ISI ENDÜSTRİ MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

Bağdat Cad. No.: 262/3 81060 Caddebostan / istanbul Tel.: (216) 358 03 79 - 385 03 85 • Fax: (216) 385 03 86<br />

22 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996


çirimsiz) <strong>ve</strong>ya kumlu (süzek) oluşu, kil minerallerinde<br />

tutulan katyonlar <strong>ve</strong> humusun nitelikleri ile mikrobiyolojik<br />

faaliyetin durumu toprağın önemli özellikleri<br />

arasındadır. Bütün bu toprak özellikleri toprak<br />

suyundaki katyonların cinsini <strong>ve</strong> miktarını etkilemektedir.<br />

Bu özelliklere dayanarak toprağın reaksiyonu<br />

tampon alanlara ayrılmıştır (Tablo 8)7). Minerallerin<br />

<strong>ve</strong> organik maddenin (humus) ayrışması ile<br />

serbest kalan katyonlar ile anyonlar<strong>dan</strong> fosfatlar toprak<br />

kolloidleri (kil mineralleri vd.) tarafın<strong>dan</strong> tutulur. Bu<br />

iyonlar bitki kökleri tarafın<strong>dan</strong> su ile birlikte alınırlar<br />

(Bitki besin maddeleri). Yaprak dökümü ile toprak yüzeyine<br />

inen organik maddeler ise toprak hayvancıkları<br />

<strong>ve</strong> mikroorganizmalar (bakteriler <strong>ve</strong> mantarlar) tarafın<strong>dan</strong><br />

parçalanıp-ayrıştırırlar. Bu ayrışma ürünleri<br />

yağış suları ile toprağın derinliklerine sızar, kil mineralleri,<br />

tarafın<strong>dan</strong> tutulur <strong>ve</strong> bitki besin maddesi olarak<br />

kökler tarafın<strong>dan</strong> yeniden alınır. Asit yağışlar<br />

toprağa iki yönde etki yapmaktadırlar.<br />

(1) Toprak yüzeyinde <strong>ve</strong> st kesiminde yaşayan<br />

mikroorganizmaları olumsuz etkiler: Kolloid<br />

organik maddedeki suyun asitleşmesi bakterilerin<br />

faaliyetini yavaşla<strong>tma</strong>kta <strong>ve</strong>ya onları<br />

yok etmektedir. Bu durumda ayrışma yavaşlamakta<br />

<strong>ve</strong> asit ürünler (humus asitleri) ortaya<br />

çıkmaktadır. Toprak ise organik maddenin<br />

ayrışması sonucu serbest kalacak katyon <strong>ve</strong><br />

anyonları alamamakta <strong>ve</strong>ya geç almaktadır.<br />

(2) Asit yağışta yüksek miktarda bulunan <strong>ve</strong> devamlı<br />

gelen H+ iyonu ile toprak kolloidlerinde<br />

tutulmuş olan katyonlar yer değiştirmektedir.<br />

Bu katyonlar sızıntı suyu ile topraktan yıkanmakta<br />

<strong>ve</strong> toprak fakirleşmektedir. Böylece<br />

toprağın tampon alanları da zaman içinde değişmekte<br />

<strong>ve</strong> alüminyum tampon alanına doğru<br />

bir kayma olmaktadır. Alüminyum ise bitkiler<br />

için zehir etkisi yapmaktadır (Tablo 8).<br />

4.2. Toprak Kirlenmesi Üzerine<br />

Kirli Havanın Etkisi<br />

Havayı kirleten katı maddelerin arasında bulunan<br />

metal <strong>ve</strong> ametaller de yağışlarla toprağa ulaşmaktadırlar.<br />

Bunların arasında bulunan ağır metaller<br />

<strong>ve</strong> radyoaktif maddeler toprağı kirletmektedirler. Bu<br />

ağır metal iyonlarının bitki tarafın<strong>dan</strong> alınması<strong>ve</strong><br />

meyvalara geçmesi <strong>ve</strong>ya et ile sütte birikimi insanları<br />

etkileyecek düzeye ulaşabilmektedir (Tablo 9).<br />

Özellikle linyit kömüründeki ağır metaller yüksek<br />

sıcaklıkta kısmen buharlaşmakta <strong>ve</strong> baca gazlarına<br />

karışmakta, soğuma sırasında da ince kül taneciklerinin<br />

üstünde yoğuşmaktadırlar. Elektrostatik<br />

filtrelerin tam <strong>ve</strong>rimle çalıştırılması halinde dahi<br />

baca gazlarına karışan çok ince kül taneciklerinin baca<strong>dan</strong><br />

atmosfere <strong>ve</strong>rildiği saptanmıştır (Boybay, M.m.<strong>Ar</strong>slan<br />

1988). Uçucu küllerin yüzeyinde <strong>ve</strong> içindeki<br />

ağır metallerin suda çözünebilmeleri mümkündür 8).<br />

Yakıt yağı (fuel-oil) kullanan termik santrallarda da<br />

cürufta <strong>ve</strong> uçucu külde ağır metallerin bulunduğu <strong>ve</strong><br />

bunların da çevre kirliliğine sebep olduğu bilridilmiştir<br />

(Aydır, A. 1994) 9). Linyit kömürü ile çalışan<br />

termik santralların küllerinde ağır metallerin yanında<br />

uranyum <strong>ve</strong> toryum gibi radyoaktif metaller de<br />

bulunmaktadır. Bu radyoaktif metallerin asit ortamda<br />

çözündürülmeleri ile önemli miktarda uranyumun<br />

elde edilebileceği bildirilmiştir (Hepşen, T. 176, Kalayoğlu,<br />

S. - E. Ünseren 1988)10)<br />

Topraktaki iyonlar (0 0.2-0.5 m|o.) toprak suyu ile<br />

birlikte kök hücrelerinin zararın<strong>dan</strong> plazmanın dış kesimi<br />

(sınır bölgesi = plasmalemma) geçmektedirler<br />

(pasif iyon alımı). Kök hücrelerinin zar dokusundaki<br />

aralıklar 50 m|J, civarındadır. Zar kalınlığı ise SOOmu,<br />

civarındadır (Finck, A. 1969). Toprak suyunda H+ iyonunun<br />

ar<strong>tma</strong>sı kök hücrelerinin zar dokusunda Ca++<br />

iyonlarının azalmasına <strong>ve</strong> zar dokusunun iyon geçirgenliğinin<br />

ar<strong>tma</strong>sına sebep olmaktadır. Bu durumda<br />

pasif iyon alımı ar<strong>tma</strong>ktadır. Özellikle yaprak, meyva <strong>ve</strong><br />

tohumların<strong>dan</strong> yararlanılan tarım bitkilerinin yetiştirildiği<br />

toprakların ağır metaller <strong>ve</strong> radyoaktif iyonlarla<br />

kirlenmesi yukarıda belirtilen asitleşme (H+ iyonu<br />

fazlalığı) <strong>ve</strong> pasif iyon alımı, bitki organlarında ağır<br />

metal birikimi bakımın<strong>dan</strong> sorun yaratacak bir olgudur.<br />

5. SONUÇ<br />

Havayı kirleten maddeler doğru<strong>dan</strong> <strong>ve</strong>ya dolaylı<br />

olarak bitkileri etkilemektedirler. Ormanların genellikle<br />

yamaç arazide bulunması hava kirliliği et-<br />

ıSem TESİSATTA ÇAĞDAŞ UYGULAMA..!<br />

Radyatör tesisatı (ISEM-term) <strong>ve</strong> Sıhhi tesisat (ISEM-san) Bağlantı Ekipmanları;<br />

PPR-C <strong>ve</strong> VPE özel üretim plastik kılıflı borular, fittingleri, kollektörleri <strong>ve</strong> diğer ekipmanları<br />

ISI ENDÜSTRİ MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

Bağdat Cad. No.: 262/3 81060 Caddebostan / istanbul Tel.: (216) 358 03 79 - 385 03 85 • Fax: (216) 385 03 86<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996 23


kişinin sadece orman ölümleri ile sınırlı kalmayacağını<br />

göstermektedir. Orman ekosisteminin yok<br />

olması, toprağın erozyona uğrayıp taşınmasına, yerleşme-tarım<br />

<strong>ve</strong> sanayi alanlarının sellerle tahribine,<br />

barajların su yerine taşınan materyal ile dolmasına, su<br />

üretiminin <strong>ve</strong> depolanmasının (baraj) azalmasına, sulu<br />

tarım alanlarının sulanamaması <strong>ve</strong> hidroelektrik üretiminin<br />

düşmesine kadar uzanan olaylar zincirini başla<strong>tma</strong>k<br />

demektir. Tarım alanlarının hava kirliliğinden<br />

etkilenmesi bir yan<strong>dan</strong> <strong>ve</strong>rimi azaltır, çiftçinin tarımı<br />

terketmesine sebep olurken, öte yan<strong>dan</strong> da ağır metallerle<br />

zenginleşmiş olan besin maddeleri ile sağlığımızı<br />

tehdit etmektedir. Türkiye'nin barınılabilirliğini<br />

devam ettirmek için havayı temiz<br />

tu<strong>tma</strong>k zorunda olduğumuzu herkese anla<strong>tma</strong>lıyız.<br />

KAYNAKÇA<br />

- AS, N. 1994. Çevre Kirliliği <strong>ve</strong> Odun Kalitesi. Gökova<br />

Körfezi Çevre Sorunları <strong>ve</strong> Yönetimi Sempozyumu<br />

(13-20). 28-30 Haziran 1994-Dokuz<br />

Eylül Üni. Çevre Müh.Bölümü-İZMİR.<br />

- Aydemir, O. <strong>ve</strong> F.İnce 1988. Bitki Besleme. Dicle<br />

Üni. Eğitim Fak. Yay.No. 2 DİYARBAKIR.<br />

- Aydın.A. 1994. Enerji Santrallarının Uçucu Küllerinin<br />

Değerlendirilmesi. Gökova Çevre Sorunları<br />

<strong>ve</strong> Çevre Yönetimi Sempozyumu. Edit:Ayşegül<br />

İ.Pala. Dokuz Eylül Üni. Müh. Fak.Çevre Müh.<br />

Bölümü, İZMİR.<br />

- Boybay, M. <strong>ve</strong> M.<strong>Ar</strong>slan 1988. Uçucu Külün Özellikleri<br />

<strong>ve</strong> Değerlendirilmesi. Fırat Havzası l. Çevre<br />

Sempozyumu (s.55-61). Edit: Şücaettin Kırımhan-<br />

Bülent Tapkaya-Fırat Üni. ELAZIĞ.<br />

- Curtis.H. <strong>ve</strong> N. Sue Barnes 1981. Invitation to Biology<br />

(3. baskı). Worth Publishers, Inc.ISBN 0-<br />

87901-131-9, NEWYORK-ABD.<br />

- Çepel, N. 1990. Hava Kirliliği <strong>ve</strong> Ormanlar.<br />

Orman Müh.Derg. Haziran 1990, Sayı 6(8-10),<br />

Orman Müh.Odası Yayını-ANKARA.<br />

- Çepel, N. E.Eruz <strong>ve</strong> Ö. Karaöz, 1993. Asit-<br />

Depolamasının İzmit <strong>ve</strong> Bahçeköy-İstanbul Yöresinde<br />

Bazı Orman Yetişme Ortamlarına Yaptığı<br />

Etkiler <strong>ve</strong> Alınabilecek Önlemler. Türkiye'de Doğayı<br />

Koruma Vakfı <strong>Ar</strong>aştırma Projesi Raporu (25<br />

s.).<br />

Ellenberg, H.R. Mayer <strong>ve</strong> J.Schaer<strong>tma</strong>nn, 1986.<br />

Ökosystemforschungsergebnisse deş Solling Projekts.<br />

Verlag Eugen Ulmer ISBN 3-8001-3431-4<br />

Stuttgart-Fed. Almanya.<br />

Fabig,W.1987. Schadttoffbelastung von Böden-<br />

Auswiirkungen auf boden-und Wassergualitllt<br />

allg.Forstzeitsehr.7,Feh,1987 (18-131)BLV Verlanggesellschaft<br />

Cmbll Münih-Fed.Almanya.<br />

Finck.A. 1969. Pflanzenernahrung in Stichvvorten<br />

Verlag Ferdinand Hirt-Kiel. Fed.Almanya.<br />

Geissller.G. 1988. Pflanzenbau (2.baskı). Verlag<br />

Paul Parey ISBN 3-489-61510-7 Berlirı-Hamburg<br />

Fed.Almanya.<br />

Glatzel,G., M.Kazda <strong>ve</strong> L.Linbedner, 1986.Die<br />

Belastung von Buchenwaldöküsystemen durch<br />

Schadstoffdeposition im Nahbereich Stadtischer<br />

Ballungsgebiete im Wienerwald. Düsseldorfer Geobotanische<br />

Kollaq. Mariz 1986 (15-3).<br />

Fed.Almanya.<br />

Halbwacts,G. 1984. Organismal Responses of<br />

Higher Hlantes to Atmospheric PollutantsP Sulphur<br />

Dioxide and Fluoride. Air Pollution and Plantlife<br />

Chapter 9( 175-213). Edit: M.Treshow,John<br />

Wiley und Sons Ltd.<br />

Hepşen, T. 1976. Yatağan Bölgesindeki Uranyumlu<br />

Linyitlerden Uranyumun Değerlendirilmesi.<br />

İ.T.Ü. Nükleer Enerji Enstitüsü<br />

Doktora Tezi- İSTANBUL.<br />

Kalayoğlu, S., F. Ünseren 1988. Yatağan Termik<br />

Santralı Küllerinin Değerlendirilmesi, Küllerde<br />

Uranyum Tayini <strong>ve</strong> Uranyumun Kazanılması 4. Bilimsel<br />

<strong>ve</strong> Teknik Çevre Kong. 1988 (l 2 s.) Çevre<br />

Genel Müdürlüğü, Dokuz Eylül Üni. Müh. Mim.<br />

Fak. Çevre Müh. Böl. Edit: O.Uslu-M.Evirgen-<br />

A.Müezzinoğlu - İZMİR<br />

Kantarcı ,M.D. 1986. İstanbul-Feneryolu Ağaçlandırma<br />

Alanında Asit Yağışların Etkisi <strong>ve</strong> Bu<br />

Yağışların Kaynağı Üzerine İncelemeler (II s.).<br />

ÇEVRE-86 Sempozyumu, 2-5.6.1986. Edit:<br />

:O.Uslu. Dokuz Eylül Üni.Müh.Mim.Fak.Çevre<br />

Böl. İZMİR.<br />

Kantarcı,M.D.1992. Zararlı Maddelerin Orman<br />

ıSem ISITMADA YENİ BOYUT. J<br />

YER KALORİFERİ SİSTEMİ:<br />

•PPR-C Isı<strong>tma</strong> borusu <strong>ve</strong> tüm sistem ekipmanları<br />

• Anahtar teslimi sistem montajı;<br />

• Teknik Danışmanlık Hizmetleri; kısa sürede detaylı <strong>ve</strong> alternatifli çözümler içeren teklifler tarafımız<strong>dan</strong> ücretsiz hazırlanmaktadır.<br />

ISI ENDÜSTRİ MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ.<br />

Bağdat Cad. No.: 262/3 81060 Caddebostan / istanbul Tel.: (216) 358 03 79 - 385 03 85 • Fax: (216) 385 03 86<br />

24 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996


Topraklarına <strong>Etkileri</strong> (406-421). Dokuzuncu Tür-<br />

kiye-Almanya-Polonya Çevre Müh. Semp. 5-<br />

7.10.1992. Edit: G. Kocasoy, Boğaziçi Üni.<br />

Yay.Nü. 516-ISBN 975-518-011-7-İSTANBUL.<br />

Krapfenbauer,A.1985.<strong>Ar</strong>gumente zur Schadtstoffmessung<br />

in Verbindung mit Pflanzenschaden<br />

Vortrage der Fach<strong>ve</strong>ranstaltuğn 26.11.1985-Wien-<br />

AVUSTURYA.<br />

Marland,F.,R.M.Rotty 1985. Journal of the Air<br />

Pollution. Control Association, Vol.35 nü. 10.<br />

Mengel,K. 1969.Ernahrung und Stoffwechesel der<br />

Pflanze-Fustav Fischer Verlag Stuttgart-<br />

Fed.Almanya.<br />

Neumann,K.H.1969.Der Eintritt Der Nahrstoffe in<br />

den Stoffwechsel and ihre Weitere Verarbetung<br />

(Ernahrungsphysiologie der Kulturupflanzen).<br />

Scharrer Linser; Handbuch der Pflanzen Ernahrng<br />

und Düngung 1/1-Springer <strong>ve</strong>rlag Wien-Newyork.<br />

Puxbaum,H.1983.Saur Niederschlage-Vorkommen<br />

und Auswirkungen Österreichische Chemine Ze-<br />

iitschriftIL2.Feb.1983 s.33-36.<br />

Von Sımrey, J. 1987. Der Waldboden als Le-<br />

bensraum-Belasting und Gefarhrdung Allg. Forstzeitschrift<br />

7. Feb. 1987/6 (s.113-116). BLV-<br />

Verlaggesellschaft GmbH-Münih-Fed.ALmanya.<br />

Ünlügil,H.,A.Ertaş.İstanbul Yakınlarındaki Çam<br />

Ağaçlarında Sphaeropsis Sapinea (Fr.) Ayko <strong>ve</strong><br />

Sutton Mantar Hastalığı. İ.Ü., Orman Fakültesi<br />

Derg. Seri A (Basımda).<br />

Verein Deutscher Ingenigure (VDI) 1978. Richtlinie22310.<br />

B1.2SO2, B1.3<br />

DİPNOTLAR<br />

1) 30 ppm CO içeren havanın 8-10 saat solunursa kandaki<br />

homoglobinin % 5'ini bağladığı bildirilmektedir.Havada<br />

SO2 gazı 0.3 ppm'den itibaren, azotoksitlerin 0.5<br />

ppm'den itibaren Ozon'un (03) 0. l ppm yoğunluktan itibaren<br />

akciğerler üzerinde zehirleyici etki yaptığı bildirilmiştir.<br />

2) Ozonun koruyucu etkisi yok edildiği takdirde morötesi<br />

ışınları (özellikle X = 2400-3000 A° canlıların DNA<br />

(desoksiribonükleikasit) molekülleri üzerindeki etkisi<br />

kanser yapıcı <strong>ve</strong>ya yokedici gelişmelere yolaçmaktadır.<br />

(hidrokarbonlar CH) ile reaksiyona girerek peroksitlerin<br />

(örnek : peroksiasetilnitrat = PAN) oluşumuna yolaçmaktadır<br />

3-5). Bu vb. fotokimyasal reaksiyonların<br />

oluştuğu pus "fotokimyasal pus" olarak tanımlanmaktadır<br />

(İng.smog)<br />

3) l ton benzin yandığında havaya 23.3 kg NO x' 83.7 kg<br />

CH, 418.6 kg CO <strong>ve</strong>rmektedir.<br />

4) İstanbul'un kuzeyindeki çam ağaçlandırma alanlarında<br />

çam ibreleri, kozalakları <strong>ve</strong> tomurcuklarında mantar zararları<br />

görülmüştür. Bu mantarın Scleroderris lagerbergii<br />

olduğu iddia edilmişse de (Çepel, N. 1990),<br />

daha sonra Diplodia pini (Syn.Sphareopsis sapinea) olduğu<br />

saptanmıştır. (Ünlügil, H.-A.Ertaş, basılmakta).<br />

5) N0x <strong>ve</strong> Cx Hy'nin PAN'a dönüşümü'<br />

uv<br />

NÜ2 —- >NO+0<br />

0 + 02 —-> Oj<br />

Û3+CxHy —-> CxHyÛ3 Metan dışındaki hidrokarbonların<br />

CxHyÛ3 + 02 > CxHyÛ2 aldehitlere <strong>ve</strong> ketonlara oksitlenmesi<br />

CxHy02+ NÛ2 —-> PAN Peroksiasetilnitrat<br />

6) Atmosferdeki genel sıcaklık artışı 4° C olarak tahmin<br />

edilmekte olup, bu artışta gazların paylan şöyle <strong>ve</strong>rilmiştir:<br />

C02 3 °C + NO 2 0.7°C + CP 4 0.3°C = 4°C<br />

(Marland, G.-R.M.Rotty 1985).<br />

7) Toprağın tampon etkisi : Toprak suyunda artan H+<br />

iyonlarının toprak kolloidlerinde tutulan değiştirilebilir<br />

katyonlarla (Ca, Mg, K, NHU) değiştirilmesi (karşılanması)<br />

<strong>ve</strong> toprak suyu-toprak kolloidleri arasındaki<br />

katyon dengesinin sağlanmasıdır. Böylece toprak suyunun<br />

asilliği giderilfnektedir.<br />

8) Kurşun (Pb %3.4), krom (Cr %5.7), Çinko (Zn %22.0),<br />

<strong>Ar</strong>senik (As % 4.1), kadmium (Cd %18) oranında 25°C<br />

suda çözündürülmüştür (Boybay,M.-M. <strong>Ar</strong>slan 1988).<br />

9) Yakıt yağı kullandığı dönemde Ambarlı Termik Santralının<br />

uçucu külünde V, Ni, Fe, Cu, Co, Ga, Mo, Cr,<br />

Pb <strong>ve</strong> Si (SlOz) belirlenmiştir.<br />

10) Yatağan Termik Santralında yılda 11000-15000 ton<br />

uçucu baca külü ile 1.8-2.3 milyon ton yer külü oluşmaktadır.<br />

Her iki kül içindeki uranyumun miktarı yılda<br />

250-320 ton arasındadır (Kayaloğlu-S.-E.Ünseren<br />

1988).Santralın elektrofiltrelerinin %99.22 <strong>ve</strong>rimle çalıştığı<br />

kabul edilse dahi kaçan toz % 0.8 oranındadır.<br />

Santralın bacalarının devamlı tüttüğü gözönüne alınırsa<br />

kaçan tozun daha fazla olduğu anlaşılır.<br />

GÜRDAL MÜHENDİSLİK<br />

VE MÜŞAVİRLİK<br />

HİZMETLERİ A.Ş.<br />

HİZMETLER:<br />

• Etüd <strong>ve</strong> Proje<br />

• Kontrollük<br />

• Danışmanlık<br />

UZMANLIK KONULARI<br />

• Havalandırma <strong>ve</strong> Klima<br />

• Isı<strong>tma</strong> <strong>ve</strong> Soğu<strong>tma</strong><br />

• Yangın Söndürme<br />

• Sıhhi Tesisat<br />

• Yüzme Havuzu<br />

• Isı Geri Kazanımı<br />

• Endüstriyel Tesisat<br />

Abide-i Hürriyet Cad. No.: 129 K: 1 D:1 80270 Şişli-istanbul<br />

Tel.: (212) 241 72 46 - 231 65 77 Fax: (212) 225 98 27<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996 25


akale<br />

HALKSAĞLJĞI AÇISINDAN<br />

ÜLKEMİZDE NÜFÛS ARTIŞI<br />

ÖZET<br />

Çağdaş halk sağlığı, hastalık <strong>ve</strong> sağlıksızlıkların<br />

kökenini insanı çevreleyen<br />

fiziksel, biyolojik <strong>ve</strong> toplumsal<br />

ortamda arar <strong>ve</strong> çevreyi<br />

hastalık yapıcı etkenlerden arındırarak, insana uyumlu<br />

kılmayı amaçlar.<br />

Dolayısıyla, insanın en önde gelen gereksinimi<br />

olan hava'nın kirlenmesi, bu kirliliğin insan sağlığı<br />

üzerindeki olumsuz etkileri <strong>ve</strong> bunların denetim altına<br />

alınabilmesinin sağlanması, günümüz halk sağlığının<br />

önemli konularıdır.<br />

Bu yazımızda, hava kirlenmesinin sağlık üzerindeki<br />

bazı olumsuz etkileri incelenmekte, <strong>ve</strong> ülkemizde hava<br />

kirlenmesinin demografik belirleyicileri olan nüfus artışı<br />

<strong>ve</strong> kentleşme süreçlerine değinilmektedir.<br />

A) Sağlık Ve <strong>Halk</strong> Sağlığı Konusunda Birkaç<br />

Saptama.<br />

1) SAĞLIK<br />

Dünya Sağlık Örgütü'nün klasik tanımına göre<br />

sağlık, "yalnızca hastalık <strong>ve</strong> sakatlığın yokluğu değil,<br />

bedensel, zihinsel, ruhsal <strong>ve</strong> toplumsal tam bir iyilik<br />

durumu"dur. Dolayısıyla, bir "tam iyilik hali" olarak<br />

sağlık'ın -bir anlamda mutluluk gibi- dolaysız biçimde,<br />

kesin ölçümlerle ifadesi güçtür. Daha kolaylıkla<br />

ölçülebilir olan , bu "tam iyilik durumu"n<strong>dan</strong><br />

sapmalar, diğer bir deyişle hastalık durumlarıdır.<br />

Öte yan<strong>dan</strong>, sağlığın durağan değil, devingen bir<br />

kavram olduğu da açıktır. Gerçekten, insanoğlu'nun toplumsal<br />

gelişim sürecinde, "tam bir iyilik durumu" bir<br />

yan<strong>dan</strong> boyutları <strong>ve</strong> gerekimleri zamanla çeşitlenen, giderek<br />

karmaşıklaşan, diğer bir yan<strong>dan</strong> da, zaman içinde<br />

yaklaşılsa da, tam ulaşılamayan bir sınırdır.<br />

Bütün bu değerlendirmeler gözönünde bulundurularak,<br />

sağlığın, bireyin içinde yaşadığı fiziksel,<br />

biyolojik <strong>ve</strong> toplumsal çevresiyle et-<br />

26 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996<br />

Prof. Dr. Yakut Irmak ÖZDEN<br />

İstanbul Tıp Fakültesi <strong>Halk</strong> Sağlığı<br />

Anabilim Dalı Başkanı<br />

kileşiminde bir denge durumu olduğunu söylemek yerinde<br />

olacaktır. (Irmak, Y. 1984 ç.)<br />

2) HALKSAĞLIĞI<br />

Çağdaş <strong>Halk</strong> Sağlığı, toplumsal araştırına yöntemlerinden<br />

halkın sağlık eğitimine, aile planlamasın<strong>dan</strong><br />

toplum beslenmesine ya da sağlık ekonomisine<br />

kadar geniş bir yelpaze üzerinde yeralan,<br />

çeşitli kuramsal <strong>ve</strong> uygulamalı bilim alanlarını kapsar.<br />

Bunlar içinde, hekimlik bilgi <strong>ve</strong> uygulamaları,<br />

"Koruyucu Hekimlik"in konusunu oluşturur.<br />

Dünya tarihinde ilk kez Çinliler en büyük hekimi,<br />

"hasta olan birini değil, henüz hastalanmamış olanı<br />

sağaltan hekim" olarak tanımlamışlardır. Bu yaklaşım,<br />

çağdaş dünyada da geçerliliğini korumakta <strong>ve</strong><br />

günümüzde de, koruyucu hekimliğin, tedavi edici hekimlik<br />

karşısında önceliği vurgulanmaktadır. (Dahası<br />

korumak, tedavi etmekten ucuzdur).<br />

Yukarıda, sağlığın, bireyin içinde yaşadığı fiziksel,<br />

biyolojik <strong>ve</strong> toplumsal çevresiyle etkileşiminde<br />

bir denge durumu olduğuna değinmiştik.<br />

Bu denge olgusuna <strong>ve</strong> dengenin bozulduğu durumlara<br />

koruyucu <strong>ve</strong> sağaltıcı (tedavi edici) hekimlik iki ayrı<br />

açı<strong>dan</strong> yaklaşmaktadır:<br />

Hastalık <strong>ve</strong> sağlıksızlıkların kökeni insanı çevreleyen<br />

fiziksel, biyolojik <strong>ve</strong> toplumsal ortamlarda<br />

arayan koruyucu hekimlik, çevreyi hastalık yapıcı etkenlerden<br />

arındırarak, insana uyumlu kılmaya çalışırken,<br />

hastalık olgusunu da, daha çok kişisel bir<br />

sapma olarak ele alan, tedavi edici hekimlik, birey<br />

üzerinde yoğunlaşarak, onu, çevreye yeniden uyumlu<br />

kılmaya yönelmektedir. (IRMAK, Y1984 ç.)<br />

<strong>Halk</strong> Sağlığı <strong>ve</strong> Koruyucu Hekimlikle ilgili yukarıdaki<br />

kısa açıklamalarımız<strong>dan</strong> da anlaşıldığı gibi,<br />

çevre sorunları <strong>ve</strong> çevrenin insan sağlığı üzerindeki<br />

etkileri, çağdaş halk sağlığında önemli bir yer tu<strong>tma</strong>ktadır.


Bu yazımızda, çevrenin temel öğelerinden biri<br />

olan havanın kirlenmesinin sağlık üzerindeki etkilerine<br />

ana çizgileriyle değindikten sonra, ülkemizde<br />

çevre sorunlarının iki temel belirleyicisi olan nüfus artışı<br />

<strong>ve</strong> kentleşme olgularını gözden geçireceğiz.<br />

B. Hava Kirlenmesi<br />

Bilindiği gibi hava kirliliği, havanın, doğal bileşiminde<br />

bulunan ana maddelerin değişmesi, ya da<br />

yapısına yabancı maddelerin girmesi sonucu insan<br />

sağlığı <strong>ve</strong> huzurunu etkileyecek, hayvan, bitki <strong>ve</strong><br />

insan yapılarına zarar <strong>ve</strong>recek derecede bozulması<br />

(değişmesi) biçiminde tanımlanmaktadır.<br />

Hava kirliliğinin oluşmasında, rüzgar, ısı, nem,<br />

basınç, en<strong>ve</strong>rsiyon gibi meteorolojik değişkenler <strong>ve</strong><br />

olaylar, topografik-jeomorfolojik özellikler gibi doğal<br />

etkenlerin yanısıra, çevreyi dikkate almayan sanayileşme,<br />

hızlı nüfus artışı <strong>ve</strong> kentleşmenin de payı<br />

büyüktür. Özellikle, ülkemizde son (50) yılda ya-<br />

Tablo 1: Çevre Kirleticilerinin Muhtemel Sağlık <strong>Etkileri</strong><br />

Kirletici<br />

Kükürt dioksit (kükürt oksidlerinin<br />

kükürt, kükürt trioksit,<br />

sülfat asidi <strong>ve</strong>ya sülfat<br />

asidi <strong>ve</strong>ya sülfat tuzların<strong>dan</strong><br />

ileri gelen etkileri.)<br />

Yanma odakların<strong>dan</strong> kükürt<br />

oksidleri <strong>ve</strong> tanecikli maddeler<br />

Tanecikli maddeler<br />

Oksi<strong>dan</strong>lar<br />

Ozon<br />

Karbon Monoksid<br />

Azot dioksid<br />

Kurşun<br />

Kaynak : (Baykut, F.v.d., 1987)<br />

Mutlak Etki<br />

Genel Hava Kirlenmesi<br />

1. Astım <strong>ve</strong> kronik bronşit ağırlaşması.<br />

2. Akciğer fonksiyonlarının bozulması<br />

3. Duygusal irritasyon<br />

4. Ölümlerde kısa sürede ar<strong>tma</strong><br />

5.<br />

6. Bronşit <strong>ve</strong> kalp-damar hastalığında<br />

şiddetlenme<br />

7. Kronik bronşit <strong>ve</strong> amfizemin<br />

Biyolojisinde yardımcı rol<br />

8. Çocuklarda solunum hastalıklarında<br />

yardımcı rol<br />

1 1 . Amfizem, astım <strong>ve</strong> bronşitte<br />

şiddetlenme<br />

12. Bronşit-amfizemli hastalarda<br />

akciğer fonkisonlarının bozulması<br />

13. Göz solunum irritasyonu<br />

15. Akciğer fonksiyonunun bozulması<br />

17. Kalp-damar hastalıklı hastalarda<br />

egzersiz toleransında bozulma<br />

23. Vücutta artan depolama<br />

şanan yoğun kentleşmeye bağlı sağlıksız yapılaşma<br />

<strong>ve</strong> yeşil alanların gitgide azalması, ısınmada ağırlıklı<br />

olarak fosil yakıtların kullanılması, kent içi ulaşımda<br />

sayıları hızla artan motorlu taşıtların egzost gazları<br />

gibi etmenler de hava kirliliğini arttırmaktadır.<br />

Her erişkin günde yaklaşık (15 kg.) hava alır. Açlığa<br />

60 gün, susuzluğa 6 gün dayanabildiği halde, havasızlığa<br />

6 dakika dayanamaz. (Velicangil, S.,1979)<br />

Hava kirliliğinin <strong>ve</strong> bu olayın insan sağlığı üzerindeki<br />

etkilerinin incelenmesinin tarihçesi 1910'lu<br />

yıllara kadar gider. İlk kez bu dönemde karbondioksit<br />

dumanı <strong>ve</strong> diğer kirleticilerin kent havasını zehirlediği<br />

<strong>ve</strong> insanlarda sağlık bozukluklarına yol açtığı<br />

saptandı. ABD'de <strong>ve</strong> Avrupa'da ilk yasaklar getirilmeye<br />

başlandı.<br />

1930'da Belçika'da Meuse Vadisi'nde üç günlük<br />

yoğun bir sisin sonucunda hastalanan yüzlerce insan<br />

arasında 60'ı öldü. Bir yıl sonra, 1931'de İngiltere'nin<br />

sanayi bölgelerinden Manchester'de 9 günlük yoğun<br />

Muhtemel Etki<br />

9. Akciğeri kanseri Biyolojisinde yardımcı rol<br />

10. Kronik solunum hastalıklarında ar<strong>tma</strong><br />

14. Motorlu araç kazalannda artan ihlimaliyet<br />

16. Muhtemelen lipid peroksidlenmesi <strong>ve</strong><br />

bağlantılı prosesler nedeniyle yaşlanmada<br />

hızlanma<br />

18. Genel <strong>ve</strong> loplu ölüm oranlarında ar<strong>tma</strong><br />

19. Sanlral sinir sislemi fonksiyonlarında bozulma<br />

20. Alerosikleroziste sebep faktörü<br />

21. Akciğer amfizeminde faklör<br />

22. Masl hücreleri <strong>ve</strong> makrofajlar gibi akciğer<br />

korunmasında bozulma <strong>ve</strong>ya Akciğer fonksiyonlarında<br />

değişme<br />

24. Hemoglabin <strong>ve</strong> porfirin sentezinde bozulma<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ/Çevre Özel Sayısı 1996 • 27


ir sisin ardın<strong>dan</strong> ölü sayısı 600'e yaklaştı. (Baykurt,<br />

Fv.d., 1987)<br />

Bu faciaları izleyen 10-15 yıl içinde bu konuda<br />

yoğun araştırmalar yapılmış <strong>ve</strong> kirleticilerin "sınır<br />

değerleri" kavramı geliştirilmiştir. Nitekim, 1945<br />

yılı, hava kirlenmesinin bilimsel yönden melodik olarak<br />

incelenmeye başlandığı tarih olarak kabul edilir.<br />

Bu tarihi izleyen 10 yıl içinde, özellikle ABD <strong>ve</strong><br />

İngiltere'de hava kirlenmesine bağlı bir çok kitle halinde<br />

hastalanma <strong>ve</strong> ölüm olayı mey<strong>dan</strong>a çıktı.<br />

1948'de ABD Pennsylvania eyaletinde, küçük bir sanayi<br />

kenti olan Donora'da 4 günlük bir sisten sonra<br />

14.000 kişi hastalandı, bu insanlar<strong>dan</strong> 20'si kaybedildi.<br />

Bu olayda hastalanmış olan grup, uzun dönemde izlendiğinde,<br />

bu grupta erken ölüm sıklığının, kentteki<br />

diğer gruplardakinden çok daha yüksek olduğu gözlendi.<br />

Londra'da, geçen yüzyılın sonunda (1873) yoğun<br />

bir siste bronşitten 268 kişinin beklenmedik ölümü<br />

rapor edilmişti. Benzer bir olay 1952'de tekrarlandığında,<br />

özellikle bronşit <strong>ve</strong> kalp krizlerinden ani<br />

ölümlerin olağanüstü artarak, beklenen sayının 4000<br />

kadar üstüne çıktığı saptandı. Gene Londra'da 1956<br />

yılı Ocak ayında, uzun süren bir sis olayına bağlanan<br />

<strong>ve</strong> beklenen sayıyı 1000 kadar aşan ölümlerden hemen<br />

sonra, Britanya parlamentosun<strong>dan</strong> temiz hava yasası<br />

geçirilerek linyit kömürünün yakılması sınırlandı.<br />

Bu yazımızda kükürtdioksit, asılı partikül maddeler,<br />

karbonmonoksit, azotoksitleri, kurşun <strong>ve</strong> fotoşimik<br />

oksi<strong>dan</strong>ların sağlık üzerindeki etkilerine kısaca<br />

değinmek istiyoruz.<br />

1) Başlıca Hava Kirleticilerinin<br />

İnsan Sağlığı Üzerindeki <strong>Etkileri</strong><br />

Hava kirlenmesinin insan sağlığı üzerindeki etkileri<br />

inelenirken, Akut (İ<strong>ve</strong>cen), Sübakut (yarı i<strong>ve</strong>cen)<br />

<strong>ve</strong> kronik (süreğen) etkileri birbirinden ayırmak<br />

uygun olur.<br />

Bu konuda yapılan araştırmalarda, kirleticilerin<br />

uzun dönemde beliren kronik etkilerine ya da kısa,<br />

yoğun bir maruziyetin uzun süre sonra yol açabileceği<br />

Kaynak: W.H.O., 1972<br />

/<br />

HASTALANMÂ\<br />

HASTALIĞI<br />

HAZIRLAYAN FİZ-<br />

YOLOJİK BOZU_LMALAR<br />

FİZYOLOJİK VE PSTKÖLÖjr<br />

BELİRSİZ DEĞİŞMELER<br />

ORGANİZMANIN KİRLETİCİLERLE<br />

YÜKLENMESİ<br />

- ETKİLENEN NÜFUSUN YÜZDESİ -<br />

Şekil I. Kirleticiye Maruziyette Biyolojik Tepkilerin Şematik ifadesi<br />

28 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ/ Çevre Özel Sayısı 1996<br />

sonuçlara ışık tu<strong>tma</strong>k kuşkusuz daha zordur.<br />

Öte yan<strong>dan</strong>, kirlenmenin sağlık üzerindeki etkileri,<br />

kirliliğe maruziyetin süresi <strong>ve</strong> maru/iyet sırasındaki<br />

ısı-nem gibi doğal etmenlerin yamsıra risk<br />

altındaki insanların yaş, cinsiyet, beslenme <strong>ve</strong> sağlık<br />

durumu gibi bireysel özelliklerine göre de değişir.<br />

Genel olarak çocuklar <strong>ve</strong> yaşlılar, sigara içenler <strong>ve</strong><br />

zaten kronik Bronşit, Astım, ya da Koroner Kalp<br />

Hastalığı olanlar hava kirliliğine karşı daha duyarlıdır.<br />

(Türkeş, M.vd., 1992)<br />

Tablo l'de başlıca hava kirleticilerinin insan sağlığı<br />

üzerindeki etkileri özetlenmiştir.<br />

Kükürtdioksit <strong>ve</strong> APM : Suda çözünen bir gaz<br />

olup, kolayca kan dolaşımına giren kükürtdioksitin<br />

burundaki koruyucu kıllı tabakada <strong>ve</strong> epitel dokularda<br />

yıkım yaparak balgam miktarını arttırdığı <strong>ve</strong> solunum<br />

hastalıklarına yol açtığı bilinmektedir. ABD<br />

<strong>ve</strong> çeşitli Avrupa ülkelerinde bu alanda yapılmış çok<br />

sayıda araştırmada, değişik yaş gruplarında hava kirlenmesinin<br />

etkileri incelenmiştir. Bu araştırmalar kirlenmeye<br />

bağlı olarak tüm gruplarda, akciğer fonksiyon<br />

testlerinde değişik derecelerde bozulma <strong>ve</strong><br />

özellikle çocuklarda, üst <strong>ve</strong> alt solunum yolları enfeksiyonlarında<br />

artış olduğunu göstermektedir.<br />

APM'nin insan sağlığı üzerindeki etkileriyle ilgili<br />

çalışmalarda da APM'nin miktarının dört kat artışının,<br />

astım <strong>ve</strong> bronşitten beklenen ölüm sayısını<br />

üçe katladığını göstermiştir, l Mikron<strong>dan</strong> daha küçük<br />

olan Partiküller (*), akciğerlerdeki al<strong>ve</strong>ollere ulaşarak<br />

KOAH (Tıkayıcı Akciğer Hastalığı)na yol açmakta,<br />

bunların taşıdıkları kanserojen <strong>ve</strong> toksik elementlerle<br />

de, akciğer <strong>ve</strong> lenf kanseri olasılıklarını arttırmaktadır.<br />

Karbon Monoksit<br />

Solunum yoluyla alınan karbon monoksıt, yaşamsal<br />

işlevi dokulara oksijen taşımak olan hemoglobinle<br />

birleşir. Dolayısıyla, karbonmonoksitin<br />

solunması, akciğerlerden vücut dokularına oksijen taşınmasını<br />

bozar.<br />

Kanda doğal olarak % 0,8 oranında var olan kar-<br />

ZARAR<br />

~


Kaynak: Velicangil, S., 1975<br />

£ 100-<br />

H 80-<br />

| 60-<br />

< 40-<br />

K<br />

g 20o<br />

w<br />

\ \ \ \ l<br />

2 3 4 5 6<br />

ÇAP (MİKRON)<br />

Şekil 2. Solunumla Alınan Partiküllerin Akciğerde Kalma Oranının Çaplarına Göre Değişmesi<br />

Tablo 2. SOî ye Dumanın Sağlık Üzerindeki <strong>Etkileri</strong><br />

Ölümlerde <strong>ve</strong> Hastaneye<br />

Ya<strong>tma</strong>larda <strong>Ar</strong>tış<br />

Akciğer Hastalıklarının<br />

Durumunda Kötüleşme<br />

Solunum Şikayetleri<br />

Kaynak: (Bay kut, F.v.d., 1987)<br />

SÛ2<br />

500u.g/m 3<br />

500-250 u,g/m 3<br />

lOOjıg/m 3<br />

(Günlük Ortalama)<br />

(Günlük Ortalama)<br />

(Yıllık <strong>Ar</strong>itmetik Ortalama)<br />

Duman<br />

500ng/m 3<br />

(Günlük Ortalama)<br />

250 u.g/m 3<br />

(Günlük Ortalama)<br />

150u.g/m 3<br />

(Yıllık <strong>Ar</strong>itmetik Ortalama)<br />

Aşağıdaki çizelgede, kalp hastalığı olanlar için kritik snır sayılan kanda CO oranının % 4'e ulaşmasını sağlayacak<br />

koşullar özetlenmiştir.<br />

Tablo 3. % 4'ün Karboksihemeglobin Düzeyine Ulaşmak için gerekli CO Konsantrasyonları<br />

Havadaki CO<br />

mg/m- 1<br />

29<br />

35<br />

117<br />

Kaynak: W. H. 0. J 972<br />

PPm<br />

25<br />

30<br />

100<br />

Tablo 4. Fotoşimik Oksi<strong>dan</strong>ların Beklenen Sağlık <strong>Etkileri</strong><br />

Astım Nöbetlerinde<br />

<strong>Ar</strong>tış<br />

250 mg/tn 3<br />

Isaat<br />

Kaynak:W.H.O.,1972<br />

Akciğer Fonksiyon<br />

Bozukluğu<br />

250 mg/m 3<br />

1 saat<br />

Süre<br />

Saat<br />

24<br />

8<br />

1<br />

Duyu Organlarında<br />

Tahriş<br />

250 mg/m 3<br />

Isaat<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ/ Çevre Özel Sayısı 1996 • 29


oksihemoglobin'in oranının artışı, Psikomotör sistem<br />

(görme bozukluğu, el becerilerinde, öğrenme yeteneğinde,<br />

hareketlerin eşgüdümünde azalma gibi) <strong>ve</strong><br />

kalp-dolaşım sistemi üzerinde ciddi zararlar yara<strong>tma</strong>ktadır.<br />

Dolayısıyla, belli bir düzeyde kalp yetmezliği<br />

olan kişilerde, tehlike daha da büyümektedir.<br />

SÛ2, APM <strong>ve</strong> CO'nun dışında, fotoşimik oksi<strong>dan</strong>lar,<br />

Azot Dioksit <strong>ve</strong> Kurşun'un da sağlık üzerindeki zararlı<br />

etkileri incelenmeye devam edilmektedir.<br />

Fotoşimik oksi<strong>dan</strong> düzeyinin 250 |0.g/m 3<br />

'ü aştığı<br />

durumlarda, yapılan gözlemlerde, sporcuların performanslarında<br />

belirgin düşüşler saptanmıştır.<br />

Bu konuda laboratuar hayvanları üzerinde yapılan<br />

deneyler, oksi<strong>dan</strong>lara maruz kalan deneklerin solunumla<br />

alınan enfeksiyonlara dirençlerinin kırıldığını<br />

göstermiştir.<br />

Aynı saptama, Azot Dioksit konusunda da yapılmıştır.<br />

NCb ye maruz kalan deney hayvanlarında<br />

ayrıca akciğer hücrelerinde belirgin patolojik değişmeler<br />

de görülmüştür.<br />

Hemoglobin <strong>ve</strong> porfirin sentezini bozan kurşun'un,<br />

kanda belli bir yoğunluğa ulaşması durumunda, dikkat<br />

kaybı, öğrenme güçlüğü gibi önemli zihinsel kayıplara<br />

yol açtığı bilinmektedir. (W.H.O., 1972)<br />

Tütün kullanımının sağlık üzerindeki etkileri<br />

kendi başına ayrı bir inceleme alam olduğun<strong>dan</strong>, burada<br />

yalnızca, konunun çevreyi ilgilendiren yönüne,<br />

diğer bir deyişle, tütün dumanına edilgen maruziyetin<br />

bazı önemli sağlık etkilerine yer <strong>ve</strong>rmek istiyoruz.<br />

A.B.D. çevre koruma ajansının 1938'den beri sürdürdüğü<br />

çalışmaların ürünü olan 500 sayfayı aşan ra-<br />

«MMML BÖIÖİLI»<br />

ıftîîlllip]<br />

ıfrffoâllı<br />

ifffttFrrjffflâ<br />

fftff tit'frM<br />

(Tfnttfttiâffl ffWmtî7fri<br />

Kaynak: Smillie. W.G., Kilbourne, E.D.: Pre<strong>ve</strong>nti<strong>ve</strong> Medicine and<br />

Public Health, 3-Edit, S.87, the Macmillan Cıı., New York (1966)<br />

Kaynak: Velicangil, S., 1979<br />

Şekil 3. Tütün Kullanma Şekli, Miktarı <strong>ve</strong> Durulan<br />

Yer ile Akciğer Kanseri <strong>Ar</strong>asındaki ilişkiler<br />

30 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ/ Çevre Özel Sayısı 1996<br />

porda (U. S. Env. Prot. Ağ., 1993) bilimsel kanıtlara<br />

dayanılarak varılan sonuçlar<strong>dan</strong> bazıları aşağıdadır:<br />

"l- Çevredeki tütün dumanına sık sık maruz<br />

kalma, A.B.D. 'de, halk sağlığını olumsuz olarak <strong>ve</strong><br />

ciddi düzeyde etkilemektedir.<br />

2- Çevreye saçılan tütün dumanı, insan akciğerleri<br />

için kanser yapıcı niteliktedir. ABD 'de sigara içmediği<br />

halde sadece çevreye saçılan sigara dumanı nedeniyle l<br />

yılda akciğer kanserinden ölen erişkin sayısı 3000'dir.<br />

3- Çocuklardaki etkiler: Çevreye saçılan tütün dumanı;<br />

çocuklarda, bronşit <strong>ve</strong> zatürre gibi alt solunum<br />

yolu enfeksiyonlarına yakalanma tehlikesini, nedensel<br />

nitelikte olmak üzere arttırmaktadır. 18 aylığa kadarki<br />

bebek <strong>ve</strong> çocuklar<strong>dan</strong>; dumanaltı olduğu için bu hastalıklara<br />

yakalananların sayısı yılda 150.000-300.000<br />

arasında değişmektedir.<br />

Ortalama saçılan tütün dumanını soluyan çocuklarda<br />

bu nedenle orta kulakta sıvı toplanması ortaya<br />

çıkabilir. Bu çocuklarda dumanın tahrişine bağlı<br />

olarak, üst solunum yolu rahatsızlığı bulgularına daha<br />

sık rastlanabileceği gibi, akciğer fonksiyonlarında da<br />

küçük fakat anlamlı düzeyde azalmalar olabilir.<br />

Astımlı çocuklarda belirtilerin şiddetlenmesi <strong>ve</strong><br />

nefes darlığı krizi sayısının ar<strong>tma</strong>sı ile dumanaltı<br />

olma arasında bir neden-sonuç ilişkisi vardır. Ortalama<br />

saçılan tütün dumanı nedeniyle durumu kötüleşen<br />

astımlı çocuk sayısının 200.000 ile l .000.000<br />

arasında olduğu tahmin edilmiştir.<br />

Daha önce astım teşhisi konmamış çocuklar için<br />

de dumanaltı olmak, astıma yakalanma riskini yükseltmektir."<br />

(Sağl. Gen., 1994)<br />

Tütün dumanının , diğer hava kirliliklerimle birleşiminin<br />

bu maddelerin ayrı ayrı taşıdıkları riskleri<br />

büyüttüğü <strong>ve</strong> bu birleşimlerin henüz tümü tanı açıklığa<br />

kavuşmamış olan yeni sağlık sorunları da yarattığı<br />

ileri sürülmektedir.<br />

1) NÜFUS ARTIŞI<br />

Bilindiği gibi, Türkiye'de nüfus, dünyadaki gelişmekte<br />

olan tüm ülkelerde olduğu gibi, 2. Dünya<br />

Savaşı'nı izleyen yıllar<strong>dan</strong> başlayarak, çok yüksek<br />

bir hızla artmıştır (Çizelge 4).<br />

Yukarıdaki çizelgeden görüldüğü gibi, nüfusumuz<br />

cumhuriyet tarihi içinde, her (30) yılda bir ikiye katlanmıştır.<br />

Çok kısa bir zaman aralığına sığan bu artış, gerek<br />

dolaysız olarak, gerekse dolaylı biçimde, sağlıksız bir<br />

kentleşmeyi hazırlayarak, çevre sorunlarının temel<br />

demografik belirleyicisi olmuştur.<br />

2) KENTLEŞME<br />

Diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi, Türkiye'de<br />

de kentleşme, ülkemizin 2.Dünya savaşın<strong>dan</strong> bu<br />

yana içine girdiği hızlı değişme sürecinin en belirgin,


Tablo 5. Kirletici Konsantrasyonların <strong>ve</strong> Sağlık <strong>Etkileri</strong> ile KSI Değerlerinin Karşılaştırılması<br />

İndeks<br />

Değeri<br />

500<br />

400<br />

300<br />

200<br />

100<br />

50<br />

0<br />

Hava Kalite<br />

Düzeyi<br />

Son derece<br />

zararlı<br />

Acil tedbir<br />

gerektirici<br />

İkaz edici<br />

Alarma<br />

geçirici<br />

TSP<br />

24-S<br />

1000<br />

875<br />

825<br />

375<br />

260<br />

75<br />

Kaynak : Baykut, F.vd., 1987)<br />

0<br />

SO2<br />

24-S<br />

2620<br />

2100<br />

1600<br />

800<br />

365<br />

80<br />

0<br />

CO2<br />

8-S<br />

57,5<br />

46,0<br />

340<br />

17,0<br />

10,0<br />

5,0<br />

0<br />

022<br />

1-S<br />

1200<br />

1000<br />

800<br />

400<br />

160<br />

80<br />

0<br />

Kirletici Düzeyleri (u/m 3 )<br />

NO2<br />

1-S<br />

3750<br />

3000<br />

2260<br />

1130<br />

dışlaşmış <strong>ve</strong> somut yönünü oluşturmuştur (Tablo 5).<br />

1994'de 35.000.000'a ulaştığı tahmin edilen kentli<br />

nüfusumuzun yan<strong>dan</strong> fazlası da hava kirlenmesi açısın<strong>dan</strong><br />

özellikle riskli olması beklenen nüfusu<br />

500.000'i aşan kentlerde yaşamaktadır.<br />

Ülkemizde kent <strong>ve</strong> kır kesimlerinden yıllık nüfus<br />

artış hızının ayrıca aşağıdaki grafikten izlenebilir.<br />

Ülkemizin en büyük anakenti olan İstanbul'da 1987-<br />

88 yıllarında yapılan bir araştırmada şubatta Şişli'de<br />

SCh kirliliğinin maksimumu değeri 502 u,g/m\ en<br />

düşük değeri haziranda, Zeytinburnu'nda 65 u,g/m 3<br />

olarak,<br />

APM ise, 242 u.g/m 3<br />

maksimum değeriyle şubatta<br />

Şişli'de, en düşükse 12 u.g/m 3 ile, temmuz ayında Kartal'da<br />

saptanmıştır. (Aslantürk, F., 1990)<br />

Bu kirleticilerin İstanbul'da 1989-90'daki aylık değişimi<br />

görülmektedir.<br />

D) SONUÇ<br />

10 <strong>Ar</strong>alık 1948'de yayınlanan İnsan Haklan Ev-<br />

b<br />

b<br />

b<br />

Sağlık<br />

Etkisi<br />

Zararlı<br />

Çok<br />

sağlıksız<br />

Sağlıksız<br />

ılımlı<br />

iyi<br />

Genel Sağlık Etkisi<br />

Hasta <strong>ve</strong> yaşlıların<br />

vaktinden önce ölümü<br />

sağlıklı insanların<br />

normal aktivitelerini<br />

etkileyen ters belirtilerle<br />

karşılaşması.<br />

Sağlıklı insanlarda<br />

hareketlilik toleransında<br />

azalma <strong>ve</strong> belirtilerin<br />

önemli ölçüde<br />

kötüleşmesi; bazı<br />

hastalıkların zamansız<br />

ortaya çıkması<br />

Kalp ciğer rahatsızlığı<br />

olan kişilerde<br />

hareketlilik toleransında<br />

azalma <strong>ve</strong> belirtilerin<br />

önemli ölçüde<br />

kötüleşmesi.<br />

Sağlıklılarda yaygın<br />

belirtiler.<br />

Hassas kişilerde<br />

belirtilerde zayıf<br />

kötüleşme; sağlıklı<br />

insanlarda sinirlilik<br />

belirtileri<br />

Önlemler<br />

İnsanların hepsi kapı <strong>ve</strong><br />

pencereleri kapalı olarak<br />

kapalı yerlerde kalmalılar.<br />

Fiziksel uğraşlar enaza<br />

inmeli <strong>ve</strong> trafikten<br />

sakınmalı.<br />

Yaşlı <strong>ve</strong> hastalıklı kişiler<br />

kapalı yerlerde kalmalı <strong>ve</strong><br />

fiziksel uğraşlar<strong>dan</strong><br />

sakınmalı. Açık havada<br />

toplu aktividen sakınmalı<br />

Yaşlı <strong>ve</strong> kalp <strong>ve</strong>ya ciğer<br />

rahatsızlığı olan kişiler<br />

kapalı yerlerde kalmalı <strong>ve</strong><br />

fiziksel aktiviteyi<br />

azal<strong>tma</strong>lı.<br />

Kalp <strong>ve</strong>ya solunum<br />

yetmezliği olan kişilerde<br />

fiziksel uğraşları <strong>ve</strong><br />

açıkhava faaliyetlerini<br />

azal<strong>tma</strong>lı<br />

rensel Bildirisinde "Sağlık" temel bir kişilik hakkı<br />

olarak kabul edilmiştir.<br />

Çağdaş tıp, yazımızın başında <strong>ve</strong>rdiğimiz<br />

D.S.Ö.'nün klasik tanımındaki yaklaşıma uygun olarak,<br />

insanı, yaşamının ana rahmindeki ilk anların<strong>dan</strong><br />

başlayarak, fiziksel, biyolojik <strong>ve</strong> toplumsal çevresiyle<br />

bir bütün olarak ele almakta <strong>ve</strong> onu yaşamı boyunca<br />

korumayı amaçlamaktadır. Çağdaş yaklaşıma göre<br />

tıp, koruyucu, iyileştirici <strong>ve</strong> esenlendirici (rehabilite<br />

edici) hizmetleri bir bütün olarak ele almalı <strong>ve</strong> her<br />

şeyden önce, insan sağlığına zararlı tüm etmenleri gidermeye<br />

çalışmalıdır.<br />

Her ne kadar günlük yaşamda, bireysel açı<strong>dan</strong>, "Sağlığın<br />

Bedeli Yoktur" ifadesi sıkça kulanılsa da, zengin<br />

ülkelerde bile halk sağlığına ilişkin kararlar, maliyet/<br />

yarar ilkelerinin egemen olduğu sağlık ekonomisi hesaplarına<br />

göre alınmaya çalışılmaktadır. (Bk. Grafik 8)<br />

Ülkemizdeyse henüz, hava kirlenmesini denetim<br />

altına alabilmek için yapılması gereken yatırımlar ko-<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996 31


Tablo 6. Türkiye'de Nüfus <strong>Ar</strong>tışı<br />

Yıl<br />

1927<br />

1935<br />

1940<br />

1945<br />

1950<br />

1955<br />

1960<br />

1965<br />

1970<br />

1975<br />

1980<br />

1985<br />

1990<br />

Kaynak: D./.E., 1992<br />

X '<br />

7 -<br />

~~~" Toplanı - Toı.-ıl<br />

- — Şehir - Cıly<br />

6 - - Koy - Wılliij:c<br />

5 -<br />

4 -<br />

\ -<br />

2 -<br />

l -<br />

-1 -<br />

'"..<br />

İN^<br />

.<br />

*<br />

-3?<br />

i İ<br />

•<br />

»<br />

ı<br />

Nüfus<br />

13.648.270<br />

16.158.018<br />

17.820.950<br />

18.790.174<br />

20.947.188<br />

24.064.763<br />

27.754.820<br />

31.391.421<br />

35.605.176<br />

40.347.719<br />

44.736.957<br />

51.420.757<br />

56.473.035<br />

...<br />

-_^^*~<br />

:^-•""<br />

*ı~<br />

"""^^ - ^.<br />

Yıllık Ortalama Nüfus <strong>Ar</strong>tışı Hızı<br />

-<br />

i<br />

*•..<br />

. ...!*••'<br />

t<br />

/<br />

21,1<br />

17,3<br />

10,6<br />

21,7<br />

27,8<br />

28,5<br />

24,6<br />

25,2<br />

25,0<br />

20,7<br />

27,8<br />

21,8<br />

,<br />

r^"^"^ ^^~ı<br />

1 1 , 1 1 , 1 1 1 — | 1<br />

"""•<br />

\<br />

V<br />

v<br />

• *%<br />

\<br />

*<br />

•<br />

"^^<br />

V* ***<br />

;7/.


Tablo 7. Şehir <strong>ve</strong> Köy Nüfusları <strong>ve</strong> Yıllık Nüfus <strong>Ar</strong>tış Hızları (Devam)<br />

SAYIM YILI TOPLAM<br />

Census year Total<br />

E 7 936 720<br />

K 6221248<br />

1940-T 17820950<br />

E 8898912<br />

K 8 922 038<br />

1945-T 18790174<br />

E 9 446 580<br />

K 9 343 594<br />

1950-T 20947188<br />

(1)E 10572555<br />

K 10347631<br />

195 5 -T 24064763<br />

E 12233421<br />

K 11831342<br />

1960-T 27754820<br />

E 14163888<br />

K 13590932<br />

1965-T 31391421<br />

E 15996964<br />

K 15394457<br />

1970-T 35605176<br />

E 18006986<br />

K 17598190<br />

1975-T 40347719<br />

E 20 744 730<br />

K 19602989<br />

1980-T 44736957<br />

E 22 695 362<br />

K 22 041 595<br />

1985-T 50664458<br />

E 25 671 975<br />

K 24 992 483<br />

1990-T 56473035<br />

SAYIM YIL<br />

NÜFUSU<br />

Population ot<br />

census years<br />

(D<br />

1 969 968<br />

1 832 674<br />

4 346 249<br />

2 332 558<br />

2013691<br />

4687 102<br />

2 503 342<br />

2 1 83 760<br />

5 244 337<br />

2817318<br />

2427019<br />

6 927 343<br />

3 743 059<br />

3 184284<br />

8859731<br />

4771 433<br />

4 088 298<br />

10805817<br />

5783813<br />

5 022 004<br />

13691101<br />

7312714<br />

6 378 387<br />

16869068<br />

9 004 842<br />

7 864 226<br />

19645007<br />

10272 130<br />

9 372 877<br />

26 865 757<br />

14010662<br />

12855095<br />

33326351<br />

ŞEHİRLER-Cities<br />

TOP. N UF.<br />

ORANI (%)<br />

Percantagein<br />

total<br />

Population<br />

24,8<br />

22,3<br />

24,4<br />

26,2<br />

22,6<br />

24,9<br />

26,5<br />

23,4<br />

25,0<br />

26,6<br />

23,4<br />

28,8<br />

30,6<br />

26,9<br />

31,9<br />

33,7<br />

30,1<br />

34,4<br />

36,2<br />

32,6<br />

38,5<br />

40,6<br />

36,2<br />

41,8<br />

43,4<br />

40,1<br />

43,9<br />

45,3<br />

42,5<br />

53,0<br />

54,6<br />

51,4<br />

59,0<br />

YILLIK NUF.<br />

ARTIŞ HIZI<br />

Annual<br />

grovvth<br />

rate<br />

(%0)<br />

26,72<br />

15,10<br />

22,47<br />

55,67<br />

49,21<br />

39,71<br />

47,33<br />

41,75<br />

30,47<br />

62,61<br />

43,10<br />

SAYIM YIL<br />

NÜFUSU<br />

Population of<br />

census years<br />

(2)<br />

5 966 802<br />

6 388 574<br />

13474701<br />

6 566 354<br />

6 908 347<br />

14 103072<br />

6 943 238<br />

7 159834<br />

15702851<br />

7 755 239<br />

7947612<br />

17 137420<br />

8 490 362<br />

8 647 058<br />

18895089<br />

9 392 455<br />

9 502 634<br />

20 585 604<br />

10213 151<br />

10372453<br />

21 914075<br />

10694272<br />

11 219 803<br />

23478651<br />

11 739888<br />

11 738763<br />

25091 950<br />

12423 232<br />

12668718<br />

23798701<br />

11 661 313<br />

12 137388<br />

23 146 684<br />

KÖYLER: Villiages<br />

TOP.NÜF.<br />

ORANI%<br />

Percantagein<br />

total<br />

Population<br />

75,2<br />

77,7<br />

75,6<br />

73.8<br />

77,4<br />

75,1<br />

73,5<br />

76,6<br />

75,0<br />

73,4<br />

76,6<br />

71,2<br />

69,4<br />

73,1<br />

68,1<br />

66,3<br />

69,9<br />

65,6<br />

63,8<br />

67,4<br />

61,5<br />

59,4<br />

63,8<br />

58,2<br />

56,6<br />

59,9<br />

56,1<br />

54,7<br />

57,5<br />

47,0<br />

45,4<br />

48,6<br />

41,0<br />

Şekil 5. Bazı Şehirlerde 1989-1990 Kış Sezonu SCh <strong>ve</strong> Duman Ortalama Konsantrasyonları<br />

YILLIK NÜ.<br />

ARTIŞ HIZI<br />

Annual<br />

growth<br />

rate<br />

(%())<br />

17,34<br />

9,12<br />

21,49<br />

17,48<br />

19,53<br />

17,14<br />

12,51<br />

13,79<br />

13,29<br />

-10,58<br />

-5,56<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ/Çevre Özel Sayısı 1996 • 33


Tablo 8. 1 989- 1 990 Kış Dönemi İllerde Yapılan SO, <strong>ve</strong> Duman Ölçümlerinin Ortalama Değerleri (kg/m 3 )<br />

İLLER 1 SO2 | PM<br />

A<strong>dan</strong>a 28 59<br />

Ağr 141 120<br />

Antalya 32 70<br />

Bolu 92 59<br />

Çanakkale 230 44<br />

Diyarbakır 491 289<br />

Erzincan 170 166<br />

Gaziantep 177 126<br />

İsparta 188 120<br />

Kars 1 05 73<br />

Kırklareli 95 42<br />

Kütahya 289 113<br />

K. Maraş 249 73<br />

Rize 54 27<br />

Sivas 305 147<br />

Trabzon 50 87<br />

Yozgat 229 80<br />

Kaynak: T. Çevre Sor. Vakfı, 1994<br />

S02<br />

UUMAN<br />

Şekil 6. Diyarbakır'da Kirleticilerin Aylık Değişimi<br />

İLLER | SO2<br />

Adıyama 153<br />

Amasya 96<br />

Aydın 79<br />

Burdur 140<br />

Çorum 353<br />

Edirne 157<br />

Erzurum 244<br />

Hatay 158<br />

İstanbul 364<br />

Kastoınonu 157<br />

Kocaeli 284<br />

Malatya 384<br />

Mardin 58<br />

Sakarya 1 92<br />

Tekirdağ 163<br />

Uşak 198<br />

Zonguldak 101<br />

nüsü da siyasal kararla belirlenmektedir.<br />

D.S.Ö., günümüzde öncelikle ereğini, "2000 yılında<br />

herkese sağlık" özdeyişiyle dile getirmektedir. Kuşkusuz,<br />

2000 yılı için öngörülen, hastalık <strong>ve</strong> sakatlıklar<strong>dan</strong><br />

tümüyle arınmış, herkesin "Tam bir iyilik<br />

durumu"na kavuştuğu bir düş dünyası değildir. Daha<br />

gerçekçi bir yaklaşımla, burada amaç, tüm toplulukların<br />

Tablo 9. Kentli Nüfus Oranı /%)<br />

İller<br />

Diyarbakır<br />

Malatya<br />

Bursa<br />

İstanbul<br />

Sivas<br />

Ankara<br />

Erzurum<br />

Elazığ<br />

Kaynak D.İ.E., 1992<br />

1950<br />

24<br />

20<br />

33<br />

86<br />

17<br />

43<br />

16<br />

20<br />

34 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996<br />

1960<br />

31<br />

31<br />

38<br />

80<br />

22<br />

59<br />

23<br />

29<br />

PM<br />

130<br />

79<br />

84<br />

84<br />

123<br />

70<br />

131<br />

157<br />

167<br />

76<br />

114<br />

164<br />

46<br />

73<br />

96<br />

105<br />

144<br />

İLLER<br />

Afyon<br />

Ankara<br />

Balıkesir<br />

Bursa<br />

Denizli<br />

Elazığ<br />

Eskişehir<br />

İçel<br />

İzmir<br />

Kayseri<br />

Konya<br />

Manisa<br />

Muğla<br />

Samsun<br />

Tokat<br />

Van<br />

SÜ2<br />

105<br />

268<br />

107<br />

385<br />

145<br />

243<br />

296<br />

92<br />

125<br />

190<br />

313<br />

119<br />

105<br />

238<br />

165<br />

139<br />

PM<br />

116<br />

154<br />

S(ı<br />

1x5<br />

88<br />

223<br />

70<br />

8<br />

1.19<br />

124<br />

108<br />

8!<br />

4 n ı<br />

61<br />

125<br />

LM<br />

temiz bir çevrede, temel gereksinimleri karşılanarak yaşayabildikleri,<br />

kaçınılması olanaklı hastalık <strong>ve</strong> sakatlıklar<strong>dan</strong><br />

kurtulmuş bir dünya yara<strong>tma</strong>ktır.<br />

Günümüzde halk sağlığında özellikle 65 yaşın<strong>dan</strong><br />

önce meyana gelen ölümlerin büyük kısmı tıp bilimlerinin<br />

ulaşmış olduğu bilgi <strong>ve</strong> sağlayabildiği uygulama<br />

düzeyi çerçe<strong>ve</strong>sinde, "kaçınılabilir" (ya da<br />

"önlenebilir") sayılmakta <strong>ve</strong> bunların azaltılabilmesi<br />

için toplumların çaba göstermesinin önemi vurgulanmaktadır.<br />

(W.H.O., 1989)<br />

Kuşkusuz bu noktaya ulaşmada, hava<strong>dan</strong> başlayarak<br />

tüm çevrenin halk sağlığı yararına denetim altına<br />

alınması ilk adımlar<strong>dan</strong> biri olmalıdır.<br />

Ülkemizde de artık kentleşme, sanayileşme <strong>ve</strong><br />

kalkınmanın yalnızca olası ekonomik yararlarına<br />

değil, bu hızlı toplumsal değişmelerin halk sağlığına<br />

olan etkilerini de hesaba katarak, insan sağlığına <strong>ve</strong><br />

yaşamın kalitesine, hakettikleri önceliği <strong>ve</strong>ren anlayış<br />

<strong>ve</strong> yaklaşımların gündeme gelmesine i<strong>ve</strong>dilikle<br />

gereksinme vardır.<br />

KAYNAKÇA<br />

l- ASLANTÜRK, F., 1990: İstanbul'da 1987-88<br />

Yıllan Kükürtdioksit <strong>ve</strong> Asılı Partiküler<br />

Madde Kirliliğinin izlenmesi - ( İhtisas Tezi)<br />

1970<br />

40<br />

35<br />

49<br />

73<br />

29<br />

72<br />

28<br />

40<br />

1980<br />

48<br />

40<br />

55<br />

62<br />

36<br />

78<br />

35<br />

42<br />

1990<br />

54<br />

54<br />

72<br />

92<br />

50<br />

88<br />

47<br />

54


İST. TIP FAK.<br />

2- BAYKUT, F., AYDIN A. <strong>ve</strong> BAYKUT S.,<br />

1987: Çevre Sorunları <strong>ve</strong> Korunma -İST. Univ.<br />

Yayını No: 3449, Mühendislik Fak. No: 73 ,<br />

İSTANBUL<br />

3- D.İ.E., 1992: Türkiye İstatistik Yıllığı 1990,<br />

Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, Yayın<br />

No: 1510 ANKARA.<br />

4- IRMAK (SENCER), Y., 1978: Sağlık HİZ<br />

metlerinin Toplumsal Değişme Süreci İçinde<br />

Gelişimi - İst. Univ. Bülteni , Mart 78<br />

Sayı:7,S:36-40<br />

5- IRMAK (SENCER) , Y., 1979: Türkiyede<br />

Kentleşme : Bir Toplumsal <strong>ve</strong> Kültürel Değişme<br />

Süreci, Kültür Bak., ANKARA.<br />

6- IRMAK, Y., 1984: 7 Nisan Dünya Sağlık<br />

Gününün Düşündürdükleri, CUMHURİYET 7<br />

Nisan.<br />

7- IRMAK, Y., 1984: Kentleşmenin İnsan Sağlığına<br />

<strong>Etkileri</strong>, Şehirciliğin Son 25 Yılı.<br />

İ.T.Ü. 8:209-215.<br />

8- TÜRKEŞ, M., SÜMER, U. <strong>ve</strong> KILIÇ G. 1992:<br />

Atmosferin Korunması <strong>ve</strong> İklim Değişikliği.<br />

T.C. BAŞBAKANLIK D.M.İ. GN.M.D., AN-<br />

KARA.<br />

9- TÜRKİYE ÇEVRE SORUNLARI VAKFI,<br />

1994: Türkiye'nin Çevre Sorunları 93, AN-<br />

KARA.<br />

10-SAĞLLIĞI GELİŞTİRME VE SİGARA İLE<br />

MÜCADELE DERNEĞİ, 1994: Sağlık İçin Sigara<br />

Alarmı, Cilt: 1,8:2.<br />

11-U.S. ENVIRONMENTAL PROTECTION<br />

AGENCY, 1993: Respiratory Health Effects<br />

Of Passi<strong>ve</strong> Smoking: Lung Cancer And Other<br />

Şekil 7. İstanbul'da Kirleticilerin Aylık Değişimi<br />

Disorders. -Document EPA/A/600/6-90/006F<br />

WASHIGTON, U.S.A.<br />

12-VELİCANGİL, S., 1979: Koruyucu <strong>ve</strong> Sosyal<br />

Tıp, İSTANBUL.<br />

13-W.H.O., 1972: Air Quality Criteria And Guides<br />

For Urban Air Pollutants Technical Report<br />

Series, No:506 GENEVA.<br />

14-W.H.O., 1989: La Mortalite Evitable -Rapport<br />

Trimestriel de Statistiques Sanitaires Bondiales,<br />

GENEVA.<br />

Tablo 10. Diyarbakır'da Ölçülen Kirletici<br />

Düzeyleri (kg/m 3 )<br />

Aylar<br />

Ekim<br />

Kasım<br />

<strong>Ar</strong>alık<br />

Ocak<br />

Şubat<br />

Mart<br />

Kaynak: DİE, 1990<br />

1988-1989<br />

SÛ2 Duman<br />

56 55<br />

128 125<br />

326 312<br />

276 255<br />

233 226<br />

160 144<br />

1988-1989<br />

SOz Duman<br />

32 32<br />

Şekil 8. Sağlığın Korunması <strong>ve</strong> Kirliliğin<br />

Denetiminin Maliyeti<br />

140 135<br />

444 340<br />

870 430<br />

883 450<br />

574 338<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ/Çevre Özel Sayısı 1996 • 35


akale<br />

ATIKSU ARITMA TESİSİ<br />

MODERNİZASYON PROJESİ<br />

ESKİ ARITMA TESİSİNİN<br />

TANITILMASI<br />

Onduline Fabrikası atıklarıyla ilgili<br />

olarak 1982 senesinde İstanbul<br />

Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesi Çevre Mühendisliği<br />

Bölümü'nce bir araştırma yapılmış <strong>ve</strong> bu<br />

araştırma sonucu bir arı<strong>tma</strong> tesisi projesi hazırlanmış<br />

<strong>ve</strong>bu projeye göre inşaatı yapılarak işletmeye alınmıştır.<br />

Bu tesis ana başlıklarıyla şu ünitelerden oluşmaktadır.<br />

a) Izgara <strong>ve</strong> Kalbur Tesisi<br />

b) Anaerobik Çürütme<br />

Tesisi<br />

c Biyolojik Etkili Sızdırma<br />

Kuyusu<br />

İşletmeden gelen sular ızgara<br />

<strong>ve</strong> kalbur tesisisinde süzüldükten<br />

sonra, evsel atıklar<br />

yağ tutucuların<strong>dan</strong> geçirildikten<br />

sonra bir rögarda<br />

birleşerek bir anaerobik reaksiyon<br />

hücresine alınmaktadır.<br />

Burada takriben bir<br />

günlük bekleme sonucu çürüme,<br />

çökelme <strong>ve</strong> yüzdürme<br />

sağlanmakta, sonra da iki adet<br />

biyolojik etkili sızdırma kuyusuna<br />

<strong>ve</strong>rilmektedir.<br />

Bu tesisin çalıştırılması<br />

sırasında yapılan birçok geliştirmeler<br />

olmuştur. Atık su<br />

debisinin azaltılması, dengelenmesi,<br />

bazı arı<strong>tma</strong> tesisi<br />

ünitelerinin, üretim ünitelerine<br />

entegre edilmesi sayesinde<br />

bu anaerobik sis-<br />

36 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996<br />

BinnurERTUŞ<br />

Binnur ERTUŞ<br />

7953 yılında Gaziantep'te doğdu. Yüksek<br />

öğrenimini Nevvcastle Upon Tyne Üni<strong>ve</strong>rsitesi<br />

<strong>Makina</strong> Mühendisliği Bölümü'nde 1975 yılında<br />

tamamladı. Ergani Bakır İşletmeleri <strong>ve</strong> Div-<br />

riği Demir Çelik İşletmeleri'ndeki çeşitli ya-<br />

tırım projelerinde görev aldıktan sonra, 1981<br />

yılında Onduline Grubu'na katıldı. Halen On-<br />

duline Avrasya A.Ş. 'nin Sapanca Fabrikası'nda<br />

Teknik Müdür olarak çalışmaktadır.<br />

temin mantıklı <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>rimli operasyonu sürdürülmüştür.<br />

Ancak gelişen yeni koşullar gereği bir sistem değişikliği<br />

yapmak <strong>ve</strong> tam biyolojik arı<strong>tma</strong> sistemine<br />

geçmek zarureti doğmuştur.<br />

2. BİYOLOJİK ARITMA<br />

SİSTEMİNİN TANITILMASI<br />

Bu sistem yer altına inşa edilmiş olan çürütme,<br />

havalandırma, dinlendirme<br />

hücreleri <strong>ve</strong> toplama deposu<br />

ile üst yapıda monte<br />

edilmiş mekanik ekipmanlar<br />

<strong>ve</strong> kurnanda sisteminden<br />

oluşmaktadır.<br />

2.1. Çürütme<br />

Hücresi<br />

Tesise muhtelif noktalardaki<br />

rögarlar, yağ tutucular<br />

<strong>ve</strong> eleklerden gelen<br />

atık sular bir anaerobik çürütme<br />

hücresine alınır. Burada<br />

giriş <strong>ve</strong> çıkışlarda bulunan<br />

savaklar vasıtasıyla<br />

çok düşük bir akış hızı ile<br />

laminer hareketler sağlanmaktadır.<br />

Yer altına gömülü bulunan<br />

bu kapalı hücre betonorme<br />

perdelerden inşa<br />

edilmiş olup bu sayede<br />

önemli bir termik izolasyon<br />

elde edilmekledir. Doğal sıcaklık<br />

altında yaklaşık üç<br />

günlük bir bekleme süresi<br />

temin edilmektedir. Bu sa-


TOPUMA<br />

HÜCRESt<br />

yede bir taraftan ön yağ tutucularda <strong>ve</strong> rögarlarda tutulamayan<br />

hafif maddelerin yüzdürülmesi, çekebilenlerin<br />

ise çöktürülmesi sağlanmakta olup bir taraftan<br />

da anaerobik olarak çürütme ortamı<br />

oluşturulmakta <strong>ve</strong> bu ortamda organik maddelerin kısmen<br />

primitif maddelere ayrıştırılması sağlanmaktadır.<br />

2.2. Havalandırma Hücresi<br />

Çürütme hücresinden çıkan sular havalandırma<br />

hücresine alınarak burada yaklaşık iki günlük bekleme<br />

süresi içinde organik maddelerin tamamen indirgenmesi<br />

suretiyle tam arı<strong>tma</strong> elde edilmektedir.<br />

Yine toprağa gömülü betonarme olarak yapılan bu<br />

hücrenin tabanına eşit dağılım sağlayacak şekilde<br />

diffüzörler yerleştirilmiştir. <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong> tesisi üst yapısında<br />

iki adet hava körüğü (blower) monte edilmiştir.<br />

Bunlar iki ayrı tip olmalarına rağmen yedek<br />

olarak <strong>ve</strong>ya birlikte çalışabilecek şekilde tasarlanmışlardır.<br />

Bir tanesi yüksek basınçlı hava körüğü<br />

olup diffüzörlere sıcak hava basmaktadır. Diğeri<br />

HUCMSt<br />

ATIK<br />

SU<br />

C IBISt<br />

esas itibariyle, bir su ringli vakum pompası olup aynı<br />

zamanda yüksek kapasiteli bir hava körüğü olarak da<br />

fonksiyon görmektedir. Yeraltı borularıyla havalandırma<br />

hücresindeki diffüzörlere gelen hava, burada<br />

havuz dibine yoğun <strong>ve</strong> şiddetli bir şekilde ince<br />

kabarcıklar oluşturarak bütün hücrede topyekün bir<br />

karıştırma sağlanmaktadır. Bu sayede sağlanan oksijenle<br />

hücrede bulunan mikroorganizmalar atık su<br />

içindeki organik maddeleri oksitlenme <strong>ve</strong> onları su<br />

<strong>ve</strong> karbondioksite dönüştürmektedir.<br />

Havanın sıcak olarak gelmesi bu prosesi hızlandırmaktadır.<br />

Üretim birimlerinden gelen atıksu<br />

içinde bulunabilecek az miktardaki selüloz kalıntılarımın<br />

bu mikroorganizmalar için iyi bir besleyici<br />

olduğu tesbit edilmiştir. Çürütme <strong>ve</strong> uzun havalandırma<br />

sayesinde bu tür atıkların bertaraf edilmesi<br />

<strong>ve</strong> yüksek arı<strong>tma</strong> <strong>ve</strong>rimliliği sağlanmaktadır.<br />

2.3. Dinlendirme Hücresi<br />

Dinlendirme hücresi bir çökeltme <strong>ve</strong> durul<strong>tma</strong> ha-<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996 37


vuzudur. Giriş <strong>ve</strong> çıkışları yine savaklar altın<strong>dan</strong> <strong>ve</strong><br />

düşük hızlarla yapılmaktadır. Bu hücreye havalandırma<br />

hücresinden gelen su <strong>ve</strong> çamur karışımı dinlenme <strong>ve</strong><br />

yaklaşık iki günlük bekleme sonucu ayrışmaya başlar.<br />

Mikroorganizmaların oluşturduğu çamur dibe çöker, su<br />

ise durulanarak çıkış savağın<strong>dan</strong> sistemi terkeder.<br />

Havuz dibinde biriken çamur çok azdır. Bu çamur<br />

zaman zaman havalandırma hücresine geri devredilmektedir.<br />

Böylece o gözdeki mikroorganizma konsantrasyonunun<br />

gerekli düzeyde tutulması sağlanmaktadır.<br />

Bir iki senede bir fazla çamurun alınması<br />

<strong>ve</strong> havza dışına taşınması düşünülmektedir. Çamur<br />

geri devri <strong>ve</strong>ya atılması işlemlerinin yapılması için<br />

küçük bir vi<strong>dan</strong>jör sistemi düşünülmüştür. Yukarıda<br />

bahsi geçen vakum pompası bu sistemin çalışmasını<br />

sağlamaktadır. Seyyar vi<strong>dan</strong>jör tankı vakumlanarak,<br />

içine hücre dibindeki çamurun emilmesi temin edilecektir.<br />

Bu tanka alınan çamur geri devre sokulacak<br />

<strong>ve</strong>ya tesis dışına taşınacaktır.<br />

2.4. Kalite Kontrolü<br />

Çeşitli aşamalar<strong>dan</strong> geçerek arıtılmış bulunan<br />

suyun kalitesi birçok laboratuvar testlerinden geçirilmiş<br />

<strong>ve</strong> çeşitli standardlardaki kriter değerlerle kıyaslaması<br />

yapılmıştır. Elde edilen değerler "Su Kirliliği<br />

Kontrolü Yönetmeliği Teknik Usuller<br />

Tebliği"nde belirtilen "Sulama Suyu Kalite Kriterleri"ne<br />

göre II. sınıf su kalitesinden daha iyi değerler<br />

elde edilmiştir.<br />

3. GERİ DÖNÜŞÜM<br />

SİSTEMİNİN TANITILMASI<br />

Elde edilen arıtılmış suyun, ilgili deşarj kriterlerine<br />

uygun olmasına rağmen toprağa sızdırılması<br />

yerine fabrikanın üretim birimlerinde kullanılması<br />

düşünülmüştür. Proses suları, daha önce<br />

açıklandığı gibi zaten kendi içinde kapalı devre haline<br />

getirilerek arı<strong>tma</strong> tesisi üzerindeki yükü minimuma<br />

indirilmiş idi. Bu çalışmanın daha da ileri<br />

götürülerek, bu kez üretim birimlerinin, arı<strong>tma</strong> tesisinin<br />

yükünü taşıması mümkün hale getirilmiştir.<br />

Üretim birimlerinde gerekli olan suyun tamamı kuyu<strong>dan</strong><br />

sağlanırken şimdi, kullanılmış su arıtılarak<br />

gerisin geriye işletmeye <strong>ve</strong>rilerek su ihtiyacının<br />

önemli bir bölümü böylece karşılanmaktadır. Böylelikle<br />

hem yeraltı su rezervlerinin daha tasarruflu<br />

kullanılması sağlanırken aynı zamanda da fabrika<br />

içindeki suların tam kapalı devre halinde dolaşımda<br />

bulunması <strong>ve</strong> çevreye deşarjın sıfır olması mümkün<br />

hale gelmektedir. Bu, her bakım<strong>dan</strong> ekolojik dengelerin<br />

korunması açısın<strong>dan</strong> çok önemli bir gelişme<br />

olmaktadır. Bu fabrikanın sıvı atığı sıfırdır.<br />

<strong>Ar</strong>ıtılmış suyun işletmede proses suyu olarak kullanılabilmesi<br />

amacıyla ila<strong>ve</strong> arı<strong>tma</strong> üniteleri kurularak<br />

38 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996<br />

daha iyi bir su kalitesi elde edilmektedir.<br />

3.1. <strong>Ar</strong>ıtılmış Suyun Tahliyesi<br />

Biyolojik olarak arıtılmış olan su bir başka yeraltı<br />

havuzunda depolanır. Bu depo, fabrikanın yaklaşık<br />

üç günlük arıtılmış suyunu alacak kapasitededir.<br />

Normalde boş tutulmaya çalışılır. Bu<br />

boşal<strong>tma</strong> işlemi su seviyesine göre otomatik olarak<br />

iki adet pompa sayesinde yapılmaktadır. Pompalar<strong>dan</strong><br />

biri arıza yaparsa diğeri otomatik olarak devreye girecek<br />

şekilde tasarlanmıştır.<br />

3.2. Filtrasyon Ünitesi<br />

<strong>Ar</strong>ıtılmış su, askıda katı madde oranı açısın<strong>dan</strong><br />

son derece yüksek bir kaliteye sahip olmasına rağmen,<br />

bir ileri derecede arı<strong>tma</strong> sağlanması <strong>ve</strong> gravite ile çökmeyen<br />

katıların <strong>ve</strong> kolloidlerin tutulması için bir basınçlı<br />

filtre grubu ila<strong>ve</strong> edilmiştir. İki adet yüksek kapasiteli<br />

aşağı akışlı, iki tabaka kum <strong>ve</strong>/<strong>ve</strong>ya aktif<br />

karbon yataklı kolonlar kullanılmaktadır. Kolonlar, arıtılmış<br />

suyun değerlendirme yerine göre seri <strong>ve</strong>ya paralel<br />

<strong>ve</strong>ya tek tek çalıştırılabilmektedir. Kirlenme derecesi,<br />

üzerinde bulunan ölçü aletleri vasıtasıyla oluşan<br />

basınç farklılıklarına göre değerlendirilmektedir. Biriken<br />

kirliliğin uzaklaştırılması kolonların ters yıkama<br />

işlemleriyle sağlanmaktadır. Ters yıkama suları gerisin<br />

geriye atıksu giriş rögarına döndürülmektedir.<br />

3.3. Dezenfeksiyon Ünitesi<br />

<strong>Ar</strong>ıtılmış <strong>ve</strong> filtre edilmiş suyun bakteriyolojik<br />

olarak pasifleştirilmesi, insanların bunu işletme suyu<br />

olarak gü<strong>ve</strong>nli kullanabilmeleri için gereknu'ktedir.<br />

Dezenfeksiyon işlemi sodyum hipokloridin sudaki<br />

çözeltisi ile yapılmaktadır. Bu vasıtasıyla tesisata enjekte<br />

edilmektedir. Dozaj pompası debisi arıtılmış su<br />

debisine göre ayarlanmış olup, doğru<strong>dan</strong> doğruya arıtılmış<br />

su pompalan ile senkronize şekilde otomatik<br />

olarak devreye girmektedir.<br />

<strong>Ar</strong>ıtılmış su toplama deposunun <strong>ve</strong> filtrelerin dezenfeksiyonu<br />

genel bakımlarda <strong>ve</strong> bağımsı/, olarak<br />

yapılacak, böylece hipoklorit tarafın<strong>dan</strong> biyolojik<br />

hücrelerdeki mikroorganizmalara zarar <strong>ve</strong>rilmemiş<br />

olacaktır. Esasen bu nedenden ötürü dezenfeksivon en<br />

son arı<strong>tma</strong> işlemi olarak öngörülmüştür.<br />

3.4. Geri Kazandırma Tesisatı<br />

Geri kazanılan suyun, işletmeye doğru<strong>dan</strong> <strong>ve</strong>rilmesi<br />

mümkün olmakla birlikte, işletmenin su taleplerinin<br />

saatlere <strong>ve</strong> günlere göre değişiklik göstereceği<br />

düşünülerek büyük bir depolama tankı bir<br />

dengeleme unsuru olarak tahsis edilmiştir. Depolama<br />

tankı fabrikanın bir aylık atık suyunun tamamın<strong>dan</strong><br />

fazlasını alabilecek kapasitededir. Bu büyük hacim, her<br />

türlü arıza, bakım vs. duraksamalarda atık suyun geri


kazanılması <strong>ve</strong> depolanması bakımın<strong>dan</strong> geniş bir ra- Hitanın yangın söndürme sistemine bağlantılı ek bir<br />

hatlık <strong>ve</strong> sigorta olanağı sağlamaktadır. Tank çıkışında yangın pompası bağlanarak, gerek görüldüğünde tank-<br />

bulunan pompalar, işletmenin su ihtiyacına göre oto-<br />

matik olarak devreye girmektedirler. Tanka ayrıca, fab-<br />

ta mevcut<br />

olarak kullanılması<br />

bulunabilecek suyun yangın suyu rezervi<br />

° Iana<br />

ğ> da<br />

getirilmiştir.<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ/Çevre Özel Sayısı 1996 • 39


akale<br />

ATIKSU ARITMA TESİSLERİNDE KULLANILAN<br />

PROSESLER VE MEKANİK<br />

EKİPMANLAR HAKKINDA<br />

GENEL BİLGİLER<br />

1<br />

GİRİŞ<br />

En geniş kapsamlı hali ile Çevre;<br />

bütün canlıları <strong>ve</strong> tabii kaynakları<br />

^ içine alan, biz insanların yaşadığı <strong>ve</strong><br />

bütün aktivitelerini gerçekleştirdiği<br />

ortam olarak tanımlanabilir. Gitgide kalabalıklaşan <strong>ve</strong><br />

bunun neticesi çok süratli bir şekilde ihtiyaçları artan<br />

insanoğluna cevap <strong>ve</strong>ren sosyal <strong>ve</strong> endüstriyel gelişmelerin<br />

yarattığı; toprak kirliliği, hava kirliliği, gürültü<br />

kirliliği <strong>ve</strong> su kirliliği gibi problemlerin, dünyanın<br />

yaratılışında mevcut olan ekolojik dengeyi<br />

bozduğu <strong>ve</strong> bazı hallerde de tamamen tahrip ettiği bir<br />

gerçektir. İnsan faaliyetlerinin durdurulması mümkün<br />

olamayacağına <strong>ve</strong> bunların yol açacağı çevre kirlenmesi<br />

<strong>ve</strong> sorunları da devam edeceğine göre, bu<br />

olaylalrın etkisini azaltan <strong>ve</strong> kontrol altında tutan <strong>ve</strong><br />

böylelikle sürdürülebilir kalkınmayı sağlayan " Çevre<br />

teknolojileri" bugün dünyamızın en önemli konuların<strong>dan</strong><br />

birisi olmuştur. En büyük metropollerden,<br />

küçük köylere kadar tüm insanları etkileyen <strong>ve</strong> kamuoyunda<br />

fevkalade önemli yer işgal eden çevre kirliliği<br />

<strong>ve</strong> ona çözüm arayan çevre teknolojileri; çevre,<br />

inşaat, kimya, biyoloji, elektrik, otomatik kontrol, bilgisayar<br />

gibi çeşitli mühendislik disiplinleri ile birlikte<br />

makina mühendislerinin de çok yakın<strong>dan</strong> takip ettikleri<br />

<strong>ve</strong> ciddi rol oynadıkları bir mühendislik dalı<br />

haline gelmiştir.<br />

İnsanoğlunun sosyal <strong>ve</strong> endüstriyel gelişmeleri ile<br />

birlikte, bir yanda politik tercihleri yapacak kişi <strong>ve</strong><br />

kurumlara, diğer yan<strong>dan</strong> da ekonomik gerçekler ile iç<br />

içe olan sanayicilere çevre sorunları açısın<strong>dan</strong> geri<br />

dönülemeyecek bir noktaya gelinmemesi <strong>ve</strong> memleket<br />

menfaatleri için, çevre ile ekonomi arasındaki dengeyi<br />

sağlayacak teklifleri <strong>ve</strong> projeleri hazırlamak <strong>ve</strong> yaşam<br />

kalitesini yükseltmek sorumluluğu da çevre teknolojileri<br />

alanında çalışan mühendislerindir. En azın<strong>dan</strong>;<br />

bugün endüstriyel kuruluşlarda arı<strong>tma</strong> tesisleri<br />

40 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996<br />

Pınar ARIK<br />

kurulması konusunda ilgili kişiler, çoğunlukla makina<br />

<strong>ve</strong>ya kimya mühendisleridir. Dolayısıyla bir makina<br />

mühendisinin kendisi için yeni bir konu olan<br />

çevre teknolojileri konusunda, bazı temel noktaları<br />

öğrenmesi yanında, eğer görev sahasına giriyorsa<br />

çevre teknolojilerinde sık kullanılan ekipmanlar <strong>ve</strong><br />

malzemelerin seçimi hakkında detaylı bilgilere sahip<br />

olması kaçınılmazdır. Burada resmi olsun, ö/el olsun,<br />

meslek kuruluşları olsun teknik organisazyonlura çok<br />

önemli görevler düşmektedir.<br />

Benim de üyesi bulunduğum MMO İstanbul Şubesi<br />

tarafın<strong>dan</strong> düzenlenen "Kullanma <strong>ve</strong> Atıksu <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong>"<br />

Seminerinin meslek içi eğitim açısın<strong>dan</strong> büyük<br />

faydası olacağına inanıyorum. Bu konuşma çerçe<strong>ve</strong>sinde<br />

zamanın el<strong>ve</strong>rdiği ölçüde, atıksu arılma tesisleri<br />

ile ilgili değerleri meslektaşlarıma, ö/.ellikle<br />

teklif değerlendirme konusunda yardımcı olacak bazı<br />

temel prensipleri aktarmaya çalışacağım. Hiç unu<strong>tma</strong>mak<br />

gerekir ki; prosesi gayet iyi düşünülmüş <strong>ve</strong><br />

dizayn edilmiş bir arı<strong>tma</strong> tesisinde, <strong>ve</strong>rimli <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nilir<br />

bir netice, kulanılan mekanik ekipmanların<br />

zahmetsiz <strong>ve</strong> problem çıkarma<strong>dan</strong> çalınması ile<br />

mümkün olacaktır.<br />

2. PROSES SEÇİMİNDE ROL OYNAYAN<br />

FAKTÖRLER<br />

2.1. Kirletici Parametreler<br />

Her endüstri sektöründe <strong>ve</strong> hatta aynı sektöre<br />

dahil benzer kuruluşlarda bile üretim türü, teknolojisi<br />

<strong>ve</strong> miktarı farklı olabildiğinden atıksular 'da buna<br />

bağlı olarak değişiklik gösterecektir. Bu sebeple; aşağıda<br />

ana grupları <strong>ve</strong>rilen <strong>ve</strong> su kirliliğinde önemli rol<br />

oynayan kirletici parametrelerin doğru tayin edilmesi,<br />

bir arı<strong>tma</strong> tesisinin dizayn edilmesinde çok önemlidir.<br />

Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO) tarafın<strong>dan</strong> <strong>ve</strong>rilen<br />

kirletici parametreleri; mikrobiyolojik canlılar,<br />

organik maddeler, endüstri atıkları, kimyasal bi-


leşikler, yağ <strong>ve</strong> petrol ürünleri, deterjanlar, tarım ilaçlan<br />

<strong>ve</strong> gübreler, yapay organik maddeler, metal <strong>ve</strong><br />

metal tuzları, atık ısı <strong>ve</strong> nihayet radyoaktivite olarak<br />

sayabiliriz.<br />

2.2. Atıksu Debisi<br />

<strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong> tesisi büyüklüğü yanında, prosesi etkileyen<br />

bir diğer faktör arıtılacak su miktarıdır. Günlük su debisi,<br />

bu debinin gün içinde gösterdiği değişim, saatlik<br />

debi, atıksuyun kesikli <strong>ve</strong>ya sürekli gelmesi gibi özellikler<br />

ünite seçimlerinde önemlidir. Örneğin tekstil endüstrisi<br />

gibi çok su kullanan sektörlerde 4000-7000 m 3<br />

gibi büyük hacimli havuzlara ihtiyaç duyulmaktadır.<br />

Bu sebeple lüzumsuz yere tesis maliyetini yükseltmemek<br />

için, atıksu debisi sağlıklı bir şekilde belirlenmelidir.<br />

2.3. <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong> İhtiyacı<br />

Evsel atıksulara nazaran endüstriyel atıksuların<br />

arıtılmaları, ihtiva ettikleri kirletici parametrelerin çeşitliliği<br />

<strong>ve</strong> miktarı sebebiyle daha yüksek maliyetli <strong>ve</strong><br />

genellikle de birden fazla arı<strong>tma</strong> prosesi ile mümkün<br />

olmaktadır. Özel olarak incelenmesi gereken bazı<br />

atıksular yanında genellikle kirletici parametreleri tek<br />

tek tespit zor <strong>ve</strong> bazen de imkansız olmaktadır. Bunun<br />

için, atıksu karakterini görmek için biyolojik oksijen<br />

ihtiyacı (BOI), kimyasal oksijen ihtiyacı (KOI) gibi<br />

kollektif parametreler ile aksıda katı madde (AKM),<br />

toplam azot, toplam fosfor, pH derecesi, yağ-gres miktarı<br />

gibi temel değerler muhakkak sağlıklı tayin edilmelidir.<br />

Özetle;<br />

• Tesisin hangi yönetmeliklere göre arı<strong>tma</strong> yapacağı<br />

tespit edilmeli,<br />

• Atıksu miktarı <strong>ve</strong> karakteri uygun parametrelerle<br />

tarif edilmeli,<br />

• Bu parametreler ile uyulacak deşarj limitleri<br />

karşılaştırılmalı, ön <strong>ve</strong>ya tam arı<strong>tma</strong> yapılacağı<br />

anlaşılmalı,<br />

• Nihayet uygun prosesler <strong>ve</strong> ekipmanlar ile tesis<br />

dizayn edilmelidir.<br />

2.4. Yardımcı Hazırlıklar<br />

Endüstriyel tesis üretim şeması, çalışma özellikleri,<br />

atıksu kaynakları, arı<strong>tma</strong> tesisi yapılacak alan<br />

büyüklüğü <strong>ve</strong> zemin yapısı, deşarj ortamı, muhtemel<br />

kapasite artışı, geri kazanma <strong>ve</strong> otomasyon için özel<br />

istekler gibi faktörler de doğru <strong>ve</strong> ekonomik bir arı<strong>tma</strong><br />

tesisi seçimi <strong>ve</strong> kurulması için gözönünde bulundurulmalıdır.<br />

3. ARITMA PROSESLERİ<br />

İhtiva ettikleri kirletici parametreleri <strong>ve</strong> kaynakları<br />

çok çeşitlilik gösteren atıksuların arıtılması için, tatbikatta<br />

en sık kullanılan prosesler fiziksel, biyolojik,<br />

kimyasal arı<strong>tma</strong> ile ileri arı<strong>tma</strong> teknolojileridir.<br />

3.1. Fiziksel <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong><br />

Fiziksel arı<strong>tma</strong> prosesleri <strong>ve</strong>ya bir başka deyişle<br />

teknolojileri, atıksudaki kirlilikleri fiziksel işlemler<br />

kullanarak ayıran, atıksuyun fiziksel formunu değiştiren<br />

proseslerdir. En fazla uygulanan işlemler<br />

aşağıda kısaca özetlenmiştir.<br />

Dengeleme : Atıksu debi <strong>ve</strong> kirlilik yükleri genellikle<br />

gün boyunca değişim gösterir. Dengelemenin<br />

amacı bu değişimleri kontrol etmek <strong>ve</strong> arı<strong>tma</strong> tesisinin<br />

sonraki ünitelerini homogen yapıda atıksu ile<br />

kararlı bir şekilde beslemektir. Böylelikle ünitelerin<br />

maliyetini, artıracak pik debiler yerine ortalama proje<br />

debisine göre dizayn yapılabilecek, şok yükler önlenecek<br />

<strong>ve</strong> su gelmediği zamanlarda sürekli çalışması<br />

gereken biyolojik arı<strong>tma</strong> beslenebilecektir. Büyük hacimli<br />

dengeleme havuzlarında çökelme <strong>ve</strong> kokuşmayı<br />

önlemek için, karıştırma yapılması ihmal edilmemelidir.<br />

İyi bir karıştırma <strong>ve</strong> havalandırma ile<br />

3-^8 saatlik bekleme süreli dengeleme havuzlarında %<br />

10 kadar BOI giderimi yapılabilir. Karıştırıcı olarak<br />

dalgıç <strong>ve</strong>ya dubalı redüktörsüz direkt tahrikli karıştırıcılar<br />

kullanmak mümkündür.<br />

Diğer taraftan bazı atıksularda örneğin; tekstil<br />

atıksuyunda sıcaklığın bazen 70°C'ye kadar varması<br />

sabebiyle, dengelemeden önce uygun seçilmiş bir<br />

eşanjör ünitesinden geçirilerek, ısı geri kazanımı sağlamak<br />

da mümkündür. Atıksu debisine bağlı olarak<br />

eşanjör <strong>ve</strong> pompalama ünitesi, kısa zamanda kendisini<br />

amorti etmektedir.<br />

Dengeleme havuzlarında kullanılacak terfi pompaları<br />

için arı<strong>tma</strong> tesisi yerleşimine uygun olarak dalgıç<br />

<strong>ve</strong>ya kendinden emişli pompalar kullanılmalıdır.<br />

Atıksuyun en kirli hali ile karşı karşıya olan bu pompalar<br />

su özelliğine uygun malzemeden seçilmelidir.<br />

Genellikle korozyon tehlikesinin olduğu atıksular<br />

için, paslanmaz <strong>ve</strong>ya polipropilen, polietilen gibi malzemeler<br />

tercih edilmelidir. Ayrıca tıkanmaları önlemek<br />

için vorteks fanlı, açık fanlı <strong>ve</strong>ya pompa üreticisinin<br />

tavsiye <strong>ve</strong> garanti edeceği tip fan kullanmak<br />

gereklidir.<br />

Kendinden emişli pompalar, yalnızca emme borusunun<br />

suya daldırılmasıyla kuru ortama yerleştirilirler<br />

<strong>ve</strong> dolayısıyla büyük montaj <strong>ve</strong> servis kolaylıkları<br />

sağlarlar. 200 m-Vh debinin üzerindeki<br />

değerlerde dalgıç pompalan atıksu havuzlarına indirilip<br />

- çıkarabilmek ağırlıkları sebebiyle zahmetli<br />

olmakta <strong>ve</strong> çoğu defa yardımcı ekipman gerektirmektedir.<br />

Diğer taraftan kayış kasnakla tahrik<br />

edilebilen kendinden emişli pompalar kasnak çapının<br />

değiştirilmesiyle çok geniş bir debi aralığında çalışabilmekte<br />

<strong>ve</strong> kapasite artışlarında ihtiyaç duyulan<br />

pompa ila<strong>ve</strong>sine gerek kalmamaktadır.<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996 41


Böylelikle pompa hatlarında sık karşılaşılan paralel<br />

pompaların birbirini frenleyerek istenilen debiyi<br />

basmamaları problemi de orta<strong>dan</strong> kalkmaktadır.<br />

Izgara : Izgaralar, atıksuda bulunan süspanse <strong>ve</strong>ya<br />

yüzer halde bulunan katı maddeleri su<strong>dan</strong> ayırmak<br />

için kullanılır. Özellikle elyaf <strong>ve</strong> katı parçalar ihtiva<br />

eden atıksular için uygun ızgaralar, muhakkak kullanılmalıdır.<br />

Aksi halde, pompalar başta olmak üzere,<br />

çeşitli tıkanma problemleri ortaya çıkacaktır. İnce<br />

partiküller <strong>ve</strong>ya elyaf bulunan atıksular için, önce ızgara<br />

açıklığı 20 •*• 50 mm olan kaba ızgaralar <strong>ve</strong> sonrasında<br />

elyaf büyüklüğüne bağlı olarak daha küçük<br />

aralıklı (0.5 -5- l mm) ince ızgaralar tavsiye edilir.<br />

Kaba ızgaralar el <strong>ve</strong>ya otomatik temizlemeli olabildiği<br />

gibi, ince ızgaralar muhakkak otomatik temizlemeli<br />

olmalıdır. Uzun ömür <strong>ve</strong> kolay bir işletme için, tesis<br />

girişinde atıksuyun en ham hali ile çalışacak ızgaraların<br />

ıslak kısımları paslanmaz malzemeden seçilmelidir.<br />

Pratikte en çok kullanılan ızgara tipleri<br />

çubuk tip kanal ızgaraları, döner tambur ızgaralar, vidalı<br />

presleyici ızgaralar, titreşimli seperatörler <strong>ve</strong> son<br />

zamanlarda geliştirilen <strong>ve</strong> yurt dışında da modern tesislerde<br />

tercih edilen adım tipi ızgaralardır (step screen).<br />

Adım ızgaraların çalışması kabaca, yürüyen merdi<strong>ve</strong>ne<br />

benzetilebilir. Atıksu içerisindeki katı parçalar,<br />

basamaklar vasıtasıyla tutulup su içinden yükseltilmekte,<br />

bu sırada suyu süzülmekte <strong>ve</strong> bir konteynıra<br />

boşaltılarak kokuşma yapma<strong>dan</strong> uzaklaştırılmaktadır.<br />

İyi bir ızgaralama ile askıda katı<br />

maddeler için % 25-70, BOI için % 5-10 arı<strong>tma</strong> <strong>ve</strong>rimi<br />

elde edilebilir. Kaba malzemeler için çubuklu tip,<br />

elyaf vs. için döner, adım, statik ızgaralar tanecikli<br />

malzemeler için döner <strong>ve</strong> titreşimli ızgaralar tavsiye<br />

edilmektedir.<br />

Mikroelekler: Su geçirme aralıkları mikron mertebesinde<br />

olan <strong>ve</strong> çok küçük malzemeleri tu<strong>tma</strong>k için<br />

genellikle geri kazanmalı son arı<strong>tma</strong> ünitelerinde kullanılan<br />

ekipmanlardır.<br />

Karıştırıcılar (Öğütücüler-kum tutucular) : Birden<br />

fazla maddenin karışması <strong>ve</strong> katı maddelerin askıda<br />

tutulması <strong>ve</strong>ya sıvı içerisinde gaz <strong>ve</strong> katıların<br />

eritilmesinde kullanılırlar. Karıştırma işi, çeşitli tiplerde<br />

pervaneler ile yapılabileceği gibi hava ile de yapılabilir.<br />

Flotasyon : Atıksu içindeki AKM, yağ <strong>ve</strong> gres,<br />

elyaf, reçineli maddeler vb. yüzmeye yatkın maddelerin<br />

ayrılması için kullanılır. Basit bekletme ile yapılan<br />

<strong>ve</strong> yalnızca suda çözünmemiş <strong>ve</strong> ayrı bir faz halinde<br />

bulunan yağ <strong>ve</strong> benzeri hafif maddelerin<br />

ayrıldığı flotasyon yanında, çözünmüş hava flotasyonu<br />

(DAF) <strong>ve</strong>ya dağıtılmış hava flotasyonu kullanılarak<br />

% 70-95 <strong>ve</strong>rimli, ayrılması daha güç maddelerin<br />

yüzdürme işlemi de yapılmaktadır. Çözünmüş<br />

<strong>ve</strong>ya emülsiyon halindeki yağ <strong>ve</strong> türevlerinin yüz-<br />

42 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ/ Çevre Özel Sayısı 1996<br />

dürülmesi istendiğinde asit <strong>ve</strong> uygun kimyasal maddeler<br />

ile flotasyon da yapılmaktadır.<br />

Filtrasyon : Biyolojik <strong>ve</strong>ya kimyasal arı<strong>tma</strong> sonrası<br />

deşarj edilecek su içinde kalabilecek ince aksıdaki<br />

<strong>ve</strong>ya kolloidal katı maddeleri filtre etmek için<br />

kum filtreleri <strong>ve</strong>ya aktif karbon filtreleri kulhmılabilir.<br />

3.2. Biyolojik <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong><br />

Biyolojik arı<strong>tma</strong> prosesleri, özellikle tam arı<strong>tma</strong><br />

tesisi olarak kurulan atıksu arı<strong>tma</strong> tesislerinin en<br />

önemli kısmı olup, yüksek <strong>ve</strong>rimle arı<strong>tma</strong> yaparlar <strong>ve</strong><br />

kirlilikleri gerçek anlamda yok ederler.<br />

Biyolojik arı<strong>tma</strong> sırasında, atıksuyun içinde bulunan<br />

askıdaki kolloidal <strong>ve</strong>ya erimiş organik maddeler,<br />

bakterilerce oksijenin yardımıyla parçalanmakta<br />

<strong>ve</strong>ya besi maddesi olarak tüketilmekte <strong>ve</strong><br />

çökelebilen biyolojik floklar ile, atıksu içinde kalan<br />

<strong>ve</strong>ya gaz olarak atmosfere uçan sabit inorganik maddelere<br />

dönüşmektedir., Biyolojik arı<strong>tma</strong> esas itibariyle,<br />

tabiatın, organik kirleticileri kendi kendine<br />

zaman içinde yok ettiği bioflokülasyon <strong>ve</strong> mineralizasyon<br />

gibi parçalama proseslerinin kontrol edilir<br />

bir tesiste hızlandırılmasın<strong>dan</strong> <strong>ve</strong> daha <strong>ve</strong>rimli olarak<br />

gerçekleştirilmesinden başka bir şey değildir.<br />

Organik kirleticilerin çok fazla olduğu durumlarda<br />

alıcı ortamlarda çözünmüş oksijen tüketimi çok olur<br />

<strong>ve</strong> ortam içindeki tabii hayat etkilenir. Örneğin, denizlerde<br />

oksijen değerinin 4mg/lt'nin altına düşmesi,<br />

bazı deniz canlılarının yok olmasına sebep olur. Öte<br />

yan<strong>dan</strong> oksijenin sürekli tüketilmesi <strong>ve</strong> yenilenememesi<br />

alıcı ortamlarda anaerobik <strong>ve</strong> septik<br />

şartların oluşmasına yol açar <strong>ve</strong> burada oluşan gazlar<br />

metan <strong>ve</strong> HbS, hoş olmayan rahatsız edici kokular çıkarırlar.<br />

Bu olaya.tipik misaller Haliç <strong>ve</strong> İzmir Körfezi<br />

olup, tedbir alınmadığı takdirde çok yakın bir gelecekte<br />

İzmit Körfezi, Marmara Deni/.i'nin bazı<br />

kısımları, Porsuk nehri, Manyas gölü, Tuz gölü gibi<br />

yerlerde aynı tehlike ile karşı karşıya kalacak <strong>ve</strong> tabiat<br />

geri dönülmesi çok zor <strong>ve</strong> belki de imkansız şekilde<br />

tahrip olacaktır.<br />

Biyolojik arı<strong>tma</strong> prosesleri aerobik (havalı) <strong>ve</strong><br />

anaerobik (havasız) olmak üzere iki sınıfa ayrılabilir.<br />

3.2.7. Aerobik <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong><br />

Aktif çamur prosesinde atıksu, önce sürekli olarak<br />

havalandırılan <strong>ve</strong> içinde aktif çamur üretilen havalandırma<br />

havuzuna alınır. Burada aktif çamur ile<br />

karışan atıksu, belli bir süre bekletilir <strong>ve</strong> bünyesindeki<br />

organik kirleticiler ortamdaki oksijenin de<br />

varlığıyla oksidasyon <strong>ve</strong> sentez işlemleri ile CCh,<br />

FhO, NOa gibi son ürünlere dönüştürürler. Daha<br />

sonra karışım, bir çökeltme havuzuna alınır <strong>ve</strong> gravite<br />

vasıtasıyla, atıksu içindeki askıda katı madde formundaki<br />

mikroorganizma flokları, (ki bu floklaşma


iyolojik aktif çamurun en büyük özelliğidir) havuz<br />

dibine çökerler. Organik artıklar<strong>dan</strong> kurtulan su,<br />

havuz üzerinden savaklanırken, çöken çamurun bir<br />

kısmı, geri devirle havalandırma tankına geri <strong>ve</strong>rilir.<br />

Fazla çamur ise, çamur arı<strong>tma</strong> ünitesine gönderilir. En<br />

çok kullanılan <strong>ve</strong> yaklaşık 24-36 bekletme süresine<br />

sahip uzun havalandırma ile BOI'de %70-94,<br />

KOI'de%50-70 arı<strong>tma</strong> <strong>ve</strong>rimi elde edilmektedir.<br />

3.2.2. Anaerobik <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong><br />

Biyolojik arı<strong>tma</strong>nın, özellikle son yıllarda bütün<br />

dünyada hızla gelişmiş bir dalı olan anaerobik proses,<br />

bugün pek çok alanda uygulanmaktadır. Prosesin<br />

esası; organik <strong>ve</strong> inorganik kirleticileri, oksijenin bulunmadığı<br />

<strong>ve</strong>ya az bulunduğu bir ortamda anaerobik<br />

mikroorganizmalar tarafın<strong>dan</strong> parçalanmasıdır.<br />

Oksijensiz ortamda, asit yapıcı mikroorganizmalar<br />

<strong>ve</strong> sonrasında gelişen metan bakterileri, atıksu içindeki<br />

organik maddelerle beslenirler <strong>ve</strong> ortaya çıkan<br />

yeni organik moleküller parçalanarak metan <strong>ve</strong> CO:<br />

gazlan ile, çevreye zararsız son ürünlere dönüşürler.<br />

Biyolojik reaksiyon neticesinde, atıksuyun kollektif<br />

kirlilik parametresi olan KOI'nin her kilogramı için,<br />

%70-85 metan ihtiva eden, ısıl değeri ise yaklaşık<br />

7000 kcal/m 3<br />

olan, 0.4-0.5 m- 1<br />

biyogaz elde edilmektedir.<br />

Kurulacak bir gaz motoru ile, bu biyogaz<strong>dan</strong><br />

enerji üretiminde istifade etmek pek çok<br />

halde ekonomik olmakta, bir ka<strong>tma</strong>değer sağlanmakta<br />

<strong>ve</strong> düşük işletme giderleri ile tesisin kendisini amorti<br />

etmesi mümkün olmaktadır.<br />

Anaerobik arı<strong>tma</strong>nın tatbik edilebilmesi için, atık<br />

su debisi <strong>ve</strong> kirliliğinin birbirlerine göre uygun oranda<br />

bulunması gereklidir. Bu tür atıklar çıkaran endüstriyel<br />

kuruluşlar Özellikle; maya, şeker, şekerli<br />

ürünler, nişastalı ürünler, benzer fermantasyon endüstrisi,<br />

buğday, mısır, patates işleme tesisleri, süt <strong>ve</strong><br />

sütlü ürünler, peynir endüstrisi, meşrubat, bira, içki<br />

fabrikaları, konser<strong>ve</strong>, et <strong>ve</strong> balık işleme tesisleri, deri,<br />

kimya, kağıt endüstrisi ile büyük yerleşim yerlerinin<br />

atıksuları anaerobik arı<strong>tma</strong> ile arıtılabilir. Öte yan<strong>dan</strong>,<br />

biyolojik arı<strong>tma</strong> tesislerinden çıkan fazla çamurun çürülülmesi<br />

için de, anaerobik proses kulamlabilir.<br />

Kullanılabilir enerji üretimi, az yer ihtiyacı, az<br />

çamur miktarı, düşük işletme gideri, bakım onarım<br />

kolaylığı <strong>ve</strong> düşük enerji sarfiyatı, bu prosesin en<br />

önemli avantajlarıdır.<br />

3.3. Kimyasal <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong><br />

Kimyasal arı<strong>tma</strong> prosesleri atıksudaki bileşiklerin<br />

kimyasal yapısını değiştirme esasına dayanır. Atıksu<br />

içindeki kirleticiler, biyolojik arı<strong>tma</strong>da olduğu gibi<br />

tam manasıyla yok olmasalar bile, tabiata daha az zararlı<br />

<strong>ve</strong>ya zararsız biçime dönüştürülürler. Kimyasal<br />

prosesler ön arı<strong>tma</strong> olarak kullanılabilecekleri gibi,<br />

tam arı<strong>tma</strong> tesislerinde pek çok üniteeri ile vazgeçilmez<br />

bir rol oynarlar. Kimyasal arı<strong>tma</strong>nın önemli<br />

avantajı kimyasal madde dozajı, kimyasal madde<br />

cinsi, reaksiyon pH'sı gibi işletme şartlarını değiştirerek,<br />

fabrika üretim prosesinde mey<strong>dan</strong>a gelebilecek<br />

<strong>ve</strong> atıksuya yansıyacak değişiklikleri, karşılamanın<br />

mümkün olmasıdır. Biyolojik arı<strong>tma</strong>ya<br />

göre en büyük dezavantajları, arı<strong>tma</strong> tesisinde pek istenmeyen<br />

çamurun fazla miktarda çıkması <strong>ve</strong> kimyasal<br />

madde hazırlama <strong>ve</strong> dozaj istasyonlarını işletme<br />

zahmetidir.<br />

Atıksu arıtımında uygulanan başlıca kimyasal<br />

arı<strong>tma</strong> prosesleri şunlardır;<br />

Nötralizasyon: Kuv<strong>ve</strong>tli asidik (asetik asitli boyama<br />

suları) <strong>ve</strong>ya kuv<strong>ve</strong>tli alkali (bazik yıkama <strong>ve</strong><br />

merserizasyon suları) atıksuların pH'ının ayarlanması<br />

işlemidir. Biyolojik arı<strong>tma</strong> öncesi pH ayarlama <strong>ve</strong>ya<br />

deşarj standardlarını sağlamak üzere çıkış suyu<br />

pH'ının nötr civarına getirilmesi bu işlemin klasik örnekleridir.<br />

İyi bir pH ayarlama ünitesinde atıksu karakteri,<br />

pH ayarlayıcı kimyasallar, maliyet ile proses<br />

seçimi <strong>ve</strong> kontroluna dikkat edilmelidir. pH ayarı için,<br />

sülfürik asit <strong>ve</strong>ya karbondioksit kullanılabilir. Sülfürik<br />

asit dozlama ünitesi ile sağlanırken, karbondioksit<br />

enerji kazanın<strong>dan</strong> çıkan baca gazı <strong>ve</strong>ya<br />

karbondioksit depo tankı kullanılarak temin edilebilir.<br />

Kimyasal Çöktürme: Kimyasal çöktürme işlemi;<br />

atıksu içindeki biyolojik olarak parçalanma özelliği az<br />

<strong>ve</strong>ya hiç olmayan kirletici parametrelerin su<strong>dan</strong> ayrılması,<br />

arı<strong>tma</strong> tesisi girişinde ön çökeltme ünitesinin<br />

<strong>ve</strong>riminin arttırılması, atıksuların fiziksel arı<strong>tma</strong> öncesi<br />

özelliklerinin düzeltilmesi gibi amaçlarla kullanılan<br />

bir arı<strong>tma</strong> prosesidir. Özellikle jean endüstrisi<br />

atıksuyu için gereklidir.<br />

Pıhtılaştırma - Yumaklaştırma: Pıhtılaştırma <strong>ve</strong><br />

yumaklaştırma, kimyasal çöktürme <strong>ve</strong> çamur kalınlaştırmasında<br />

yaygın olarak kullanılır. Bu işlem,<br />

esas itibarıyla, atıksuya kimyasal ila<strong>ve</strong>si ile bünyesinde<br />

bulunan askıda <strong>ve</strong> çözünmüş maddelerin yapısını<br />

değiştirmek <strong>ve</strong> ila<strong>ve</strong> edilen maddelerin fiziksel<br />

etkileriyle bunların su<strong>dan</strong> uzaklaştırılmasını temin<br />

etmektir.<br />

Pıhtılaştırma - yumaklaştırma - çökeltme prosesleri<br />

pamuklu tekstil endüstrisi atıksuyunda AKM,<br />

organik madde, renk, metal iyonu <strong>ve</strong> biyolojik olarak<br />

arıtılmayan spesifik kirleticilerin giderilmesinde kullanılmaktadır.<br />

Pıhtılaştırma <strong>ve</strong> yumaklaştırma işlemleri için<br />

kullanılan <strong>ve</strong> nispeten ucuz, ancak hazırlanması <strong>ve</strong><br />

işletmesi zahmetli olan kimyasal dozaj maddeleri<br />

(Alüm, Demir klorür, Demir sülfat, Kireç vb.) yerine<br />

bugün modern tesislerde, uygun anyonik <strong>ve</strong>ya katyonik<br />

polielektrolitler yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996 43


Uygun polielektrolit kullanımı ile bir taraftan birden<br />

fazla kimyasal madde kullanımı önlenmekte, diğer<br />

taraftan daha az çamur ortaya çıkmakta <strong>ve</strong> arı<strong>tma</strong> tesislerinin<br />

en pahalı ekipmanı olan çamur susuzlaştırma<br />

ünitesinin küçülmesi mümkün olmaktadır.<br />

Kimyasal Oksidasyon <strong>ve</strong>ya Redüksiyon : Atıksu<br />

arıtımında kimyasal reaksiyonlar ile, istenmeyen, tabiata<br />

zararlı birtakım maddelerin bir sonraki arıtım<br />

kademesinde arıtılabilecek hale getirilmesidir. Pamuklu<br />

tekstil suyunda bulunabilecek Krom + 6, fenol<br />

gibi maddelerin giderimi için kullanılırlar.<br />

İyon Değiştirme : Bir tank içine yerleştirilen 0.2-<br />

2 mm. çapında granül halindeki doğal <strong>ve</strong>ya çoğunlukla<br />

sentetik yapılı reçinelerin, üzerlerinden geçirilen<br />

su <strong>ve</strong>ya atıksu içindeki metal iyonlarının, bazı<br />

organik maddelerin <strong>ve</strong> nitrat, klorür, sülfat gibi bazı<br />

tuzların gideriminde kullanılmasıdır. Genelikle suyun<br />

geri kazanılması istenen proseslerde son üniteler olarak<br />

yeralırlar.<br />

Adsorbsiyon : En çok tatbik edilen adsorbsiyon<br />

işlemi, aktif karbon kullanarak yapılır. Atıksu içerisindeki<br />

erimiş değişik kökenli organik <strong>ve</strong> inorganik<br />

maddeleri tu<strong>tma</strong>k için kullanılır. Özellikle son yıllarda<br />

uygulaması çok artan toz aktif karbonun havalandırma<br />

havuzunda aktif çamura dozlanması, arı<strong>tma</strong><br />

<strong>ve</strong>rimini çok iyi etkilemekte <strong>ve</strong> ila<strong>ve</strong> kimyasal<br />

madde kullanımını en aza indirmekte <strong>ve</strong> çoğu halde<br />

de gereksiz kılmaktadır. Bu şekilde renk giderimi yanında<br />

ila<strong>ve</strong> BOI <strong>ve</strong> KOI giderimi sağlanmakta, tesis<br />

için gerekli alan ihtiyacı <strong>ve</strong> enerji sarfiyatı azalmakta<br />

tesisin işletilmesi daha basitleşmektedir.<br />

Dezenfeksiyon : Dezenfeksiyon, atıksu içinde hastalık<br />

yapıcı organizmaların genellikle kısmen yok<br />

edilmesi <strong>ve</strong>ya etkisiz hale getirilmesi işlemidir. Son<br />

yıllarda özelikle ozon <strong>ve</strong> ultraviyole dezenfeksiyon<br />

usûlleri çok ağırlık kazanmıştır.<br />

Renk giderme: Ayrı bir kimyasal arı<strong>tma</strong> prosesi<br />

olmamasına rağmen, pamuklu tekstil atıksuyunun en<br />

belirgin parametresi olan renk gideriminin, arı<strong>tma</strong> tesisi<br />

kurulmasında önemli bir yeri vardır. Kullanılan<br />

boyanın cinsine bağlı olarak atıksu içinde renk, çözünmüş<br />

<strong>ve</strong>ya kolloidal yapıda bulunabilir. Kolloidal<br />

renk uygun kimyasal madde <strong>ve</strong>ya maddeler kullanarak,<br />

kimyasal pıhtılaştırma ile %80-95 <strong>ve</strong>rimle<br />

giderilebilir. Çözünmüş renk ise aktif karbon vasıtasıyla<br />

%95-98 <strong>ve</strong>rimle giderilebilir.<br />

3.4. İleri <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong> Prosesleri<br />

Kullanılmış suyun ileri derecede arıtılarak tekrar<br />

proseste kullanılması için tatbik edilebilecek proseslerdir.<br />

Başlıcaları buharlaştırma, diyaliz, ultra filtrasyon<br />

<strong>ve</strong> ters osmoz işlemleridir. Henüz yurdumuzda<br />

pek yaygın olarak atıksu arı<strong>tma</strong> tesislerine girememişlerdir.<br />

Ayrıca bu ünitelerin kullanılması için<br />

44 R! TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ/ Çevre Özel Sayısı 1996<br />

atıksu önceden fiziksel, kimyasal <strong>ve</strong> biyolojik arı<strong>tma</strong><br />

<strong>ve</strong>ya arı<strong>tma</strong>lar<strong>dan</strong> geçirilmelidir.<br />

3.5. Çamur Şartlandırma <strong>ve</strong> Susuzlaştırma<br />

Prosesleri<br />

Atıksu arı<strong>tma</strong> teknolojilerinin temeli, alıksuyun<br />

bünyesinde bulunan askıdaki, çözünmüş <strong>ve</strong>ya kolloidal<br />

maddeleri çökelebilir duruma getirerek su ortamın<strong>dan</strong><br />

ayırmaktır. Ancak atıksuyun kirlilikten<br />

arınması, kirlenmenin yok olduğu anlamına gelmez.<br />

Kirlenme bu kez konsantre bir şekilde (özellikle kimyasal<br />

çöktürme işleminde) arı<strong>tma</strong> çamuru olarak karşımıza<br />

çıkar. <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong> çamurları ön çökeltim çamuru,<br />

kimyasal çamur <strong>ve</strong> biyolojik çamur olmak ü?erc üç<br />

ana grupta toplanabilir.<br />

Biyolojik çamurda yaklaşık % l, ön çökeltme çamurunda<br />

ise % 3-5 katı madde bulunur. Kimyasal<br />

çamur ise, giderilen kirlilik cinsine <strong>ve</strong> kimyasal madde<br />

miktarına bağlı olarak % 2-4 arasında katı madde ihtiva<br />

eder. Yüksek oranda su ihtiva eden bu çamurların<br />

işlenmeleri <strong>ve</strong> susuzlaştırılmaları genellikle anıma tesislerinin<br />

en problemli <strong>ve</strong> en pahalı üniteleri <strong>ve</strong> proseslerini<br />

gerektirmektedir. Bu sebeple çamur çürütme<br />

<strong>ve</strong> susuzlaştırma ekipmanlarının boyutlarını küçültebilmek<br />

için, çamur tasfiye tesisleri kurulmalıdır.<br />

Bugün yurdumuzda genellikle u/un havalandırmalı<br />

biyolojik proses tercih edildiğinden<br />

çamur ünitesine gelen çamur pek çok halde stabilize<br />

olmaktadır. Bu sebeple ila<strong>ve</strong> bir stabili/asyon tankına<br />

ihtiyaç yoktur. Ancak çamur içindeki katı madde yüzdesini<br />

arttırmak <strong>ve</strong> fazla yükünü azal<strong>tma</strong>k için yoğunlaştırma<br />

(kalınlaştırma) işlemi daima uygulanmalıdır.<br />

Bunun için biyolojik <strong>ve</strong> kimyasal çamur<br />

ile varsa ön çökeltme çamuru bir tankta toplanırlar.<br />

Uygun bekletme süresi ile çamur konsantrasyonu yaklaşık<br />

%3-6 mertebesine yükselir. Çamurun karakterine<br />

uygun olarak dozlanacak bir polielektrolit<br />

ile çamur flokları büyütülür <strong>ve</strong> çamur susuzlaştırma<br />

ekipmanına gönderilir.<br />

Çamur keki (yaklaşık % 20-40 kurulukta) elde<br />

etmek için kullanılan en yaygın makinalar , l'iltrepres,<br />

belt-pres, santrifüj dekantör <strong>ve</strong> vakum i'iltıasyon<br />

ekipmanlarıdır. Son yıllarda çamur kuruluk oranı %<br />

18-20 olan vidalı çamur susuzlaştırma ınakinaları da,<br />

özellikle 8-10 m-Vh'den büyük çamur debilerinde ekonomik<br />

olabilmekte <strong>ve</strong> kullanım sahası bulmaktadır.<br />

Belt presler sürekli çalışması ile işletme kolaylığı<br />

sağlamakta ancak kek kuruluğu % 18-25 arasında çıkmaktadır.<br />

Bakım masrafı da nispeten yüksektir. Genellikle<br />

en kuru kek (% 30-60) filtre-preste elde edilmektedir.<br />

Ancak kesikli çalışması <strong>ve</strong> servis<br />

gerektirmesi dezavantajları yanında basit yapısı ile<br />

işletmede pek fazla problem çıkarmamaktadır.<br />

<strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong> tesisinden çıkan çamur keki özellikle


üyük debili işletmeler için, depolama zorluğu yara<strong>tma</strong>ktadır.<br />

Bu sebeple önümüzdeki yıllarda 5-6 işletmenin<br />

bir araya gelerek çamur yakma sistemleri<br />

kurması kaçınılmaz olacaktır.<br />

4. ÖN ARITMA TESİSLERİ<br />

Ön arı<strong>tma</strong>; bir <strong>ve</strong>ya birden fazla atıksuyun, bir<br />

merkezi <strong>ve</strong>ya bölgesel atıksu toplama <strong>ve</strong> arı<strong>tma</strong> sistemine<br />

<strong>ve</strong>rilmeden, bu ortak arı<strong>tma</strong> sistemine zarar<br />

<strong>ve</strong>rmeyecek şekilde <strong>ve</strong> kirletici yüklerini azal<strong>tma</strong>k<br />

için uygulanan özel amaçlı arı<strong>tma</strong> işlemleridir. Genellikle<br />

her kanalizasyon sistemi için tarif edilmiş bir<br />

deşarj standardı vardır <strong>ve</strong> kullanıcı her kuruluş kendi<br />

atıksuyunu bu standarda uygun hale getirmelidir. Ön<br />

arı<strong>tma</strong> prosesleri tekstil sektöründe bir şehir <strong>ve</strong>ya organize<br />

bölge kanalizasyonuna deşarj yapılacak ise, ilgili<br />

idare tarafın<strong>dan</strong> izin <strong>ve</strong>rilen limitlere kadar kısmi<br />

bir arı<strong>tma</strong> yapacak işletmeler için kullanılabilir.<br />

Genel olarak bir ön arı<strong>tma</strong> aşağıdaki sebeplerle<br />

yapılır.<br />

Kanalizasyon sisteminin korozyon <strong>ve</strong> tıkanmasının<br />

önlenmesi,<br />

Kanalizasyon sistemine <strong>ve</strong>rilen atıksuların ihtiva<br />

ettiği kirleticilerden ortak biyolojik arı<strong>tma</strong><br />

tesisinde giderilmesi mümkün olmayanların<br />

arıtılması,<br />

Ortak biyolojik tesise toksit etki yapacak kirleticilerin<br />

giderilmesi,<br />

<strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong> yapılma<strong>dan</strong> derin deniz deşarjı yapılacak<br />

atıksuların, evsel atıksu seviyesine<br />

kadar arıtılması,<br />

Ortak arı<strong>tma</strong> tesisinde çamur kalitesi problemi<br />

yapabilecek kirleticilerin giderilmesi.<br />

Bu sebepleri gidermek için atıksuda kontrol alımda<br />

tutulması gereken parametreler <strong>ve</strong> giderilme<br />

prosesleri şöyledir.<br />

pH (Dengeleme, pH ayarı)<br />

Yağ <strong>ve</strong> gres, (Yağ tutucu, flotasyon, kimyasal<br />

çöktürme)<br />

AKM, (Çökeltme, flotasyon, ızgara)<br />

Ağır metaller, (Kimyasal arı<strong>tma</strong>, iyon değişimi)<br />

Toksit organik<br />

maddeler parçalanabilir<br />

Organik maddeler, (Biyolojik arı<strong>tma</strong>)<br />

Sıcaklık, (Dengeleme)<br />

Sülfür, (Kimyasal oksidasyon)<br />

BOI yükü (Dengeleme, biyolojik arı<strong>tma</strong>)<br />

KOI yükü (Kimyasal arı<strong>tma</strong>)<br />

5. TAM ARITMA TESİSLERİ<br />

İsminden anlaşılacağı üzere bir atıksuyun kendi<br />

sınıflandırılmasına uygun olarak alıcı ortam deşarj<br />

standardlanna kadar arıtılması istenince, tam arı<strong>tma</strong><br />

tesislerine ihtiyaç duyulur.<br />

Atıksu kaynağının bulunduğu yerde bir kanalizasyon<br />

sistemi kurulmamış ise, bu tür yerlerde<br />

Çevre Kanunu <strong>ve</strong>ya Su Ürünleri Kanunu ilgili yönetmeliklerine<br />

göre tam arı<strong>tma</strong> yapmak gereklidir. Bu<br />

halde, arı<strong>tma</strong> tesisinde kullanılacak proses <strong>ve</strong> üniteler<br />

atıksuyun debi <strong>ve</strong> karakteristiklerine bağlıdır. Dikkat<br />

edilmesi gereken husus, ön arı<strong>tma</strong>ya göre daha pahalı<br />

<strong>ve</strong> kompleks olacak tam arı<strong>tma</strong> tesisi için, aşağıda sayılan<br />

kriterlerin muhakkak göz önünde bulundurularak<br />

karar <strong>ve</strong>rilmesidir.<br />

6. EN UYGUN ARITMA TEKNOLOJİSİ<br />

SEÇİMİ <strong>ve</strong> TEKLİF<br />

DEĞERLENDİRİLMESİ<br />

En uygun arı<strong>tma</strong> teknolojisi kavramı ile ön <strong>ve</strong>ya<br />

tam arı<strong>tma</strong> yapacak bir işletmenin, atıksu debi <strong>ve</strong><br />

kompozisyonuna bağlı olarak <strong>ve</strong> kendi özel şartlarını<br />

da dikkate alarak , yukarıda bahis edilen arı<strong>tma</strong> proseslerinden<br />

bir <strong>ve</strong>ya birden fazlası ile yeterli <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nli<br />

bir arı<strong>tma</strong> tesisi kurması ifade edilmektedir.<br />

Genel olarak bir atıksu arı<strong>tma</strong> tesisi kurulurken<br />

aşağıdaki faktörler göz önünde bulundurulmalıdır:<br />

Deşarj limitlerini sağlamada yeterlilik <strong>ve</strong> gü<strong>ve</strong>nirlilik,<br />

Yer ihtiyacı,<br />

İşletme maliyeti, enerji sarfiyatı,<br />

- İlk yatırım maliyeti,<br />

İşletme kolaylığı,<br />

Kendi kendine denetim imkanı, otomasyon,<br />

Çamur kontrolü, tasfiyesi,<br />

Geri kazanma imkanları,<br />

Kullanılan ekipmanların malzeme <strong>ve</strong> kalitesi.<br />

İşçilik kalitesi,<br />

Bakım, yedek parça imkanı,<br />

Eğitim <strong>ve</strong> işletmeye alındıktan sonraki servis<br />

imkanları,<br />

- Garantiler.<br />

Örneğin yurdumuzda çok sayıda bulunan dokunmuş<br />

kumaş terbiyesi <strong>ve</strong> boyası yapan bir pamuklu<br />

tekstil fabrikasında, bu kriterlerin dikkate alınmasıyla<br />

seçilecek en uygun arı<strong>tma</strong> teknolojisi;<br />

Dengeleme, kaba <strong>ve</strong> ince ızgaralama, pH ayarlama,<br />

Uzun havalandırmalı aktif çamur ile biyolojik<br />

arı<strong>tma</strong>,<br />

Çamur kalınlaştırma <strong>ve</strong> susuzlaştırma<br />

olarak söylenebilir.<br />

Bu teknoloji <strong>ve</strong> gerektirdiği prosesler çok özel<br />

arı<strong>tma</strong> ihtiyaçları dışında hemen hemen bütün ciddi<br />

uygulayıcılar tarafın<strong>dan</strong> bilinmektedir. Pek çok prosesin<br />

akım şemaları ders kitaplarında bile <strong>ve</strong>rilmektedir.<br />

Ancak bir arı<strong>tma</strong> tesisinin başarılı olabilmesi,<br />

esas olan proses yanında ekipman <strong>ve</strong><br />

malzeme seçimi, çamur giderilmesi, otomatik kontrol<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996 45


gibi tecrübeye dayanan detay mühendislik konularında<br />

ya<strong>tma</strong>ktadır. Bu konularda zayıf olan <strong>ve</strong> devamlı<br />

işletme problemleri yaratan, denenmemiş, çalışma<br />

şartlarına uygun olmayan arı<strong>tma</strong> tesisleri,<br />

daima işletmelerin başına problem olmaktadır. Bu tip<br />

tesislere ucuz olduğu için rağbet edilmekte, ancak maalesef<br />

daima başarısız olunmaktadır.<br />

Problemsiz bir işletme <strong>ve</strong> proses gü<strong>ve</strong>nirliliği açısın<strong>dan</strong><br />

atıksu arı<strong>tma</strong> tesislerinde kullanılması önerilen<br />

elektro-mekanik ekipmanların ana tipleri şöyle belirlenebililr.<br />

- Atıksu Terfi Pompaları: Kendinden emişli, dalgıç<br />

<strong>ve</strong>ya burgulu arşimet pompaları.<br />

- Izgaralar : Düz <strong>ve</strong> dairesel çubuklu mekanik,<br />

döner, statik, vidalı, tambur bantlı, titreşimli, adım<br />

tipi ızgaralar.<br />

- Havalandırıcılar : Direkt tahrikli aqua-lator, jet<br />

aerotor, düşük hızlı düşey <strong>ve</strong>ya yatay milli, blowerdifüzör,<br />

saf oksijen, biodisk.<br />

<strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong> tesislerinde en fazla enerji tüketen ekipman<br />

havalandırıcılardır. Bu sebeple havuz geometrisi, yer<br />

ihtiyacı, gürültü, aerosal saçılması gibi faktörler de<br />

gözönünde bulundurularak en uygun işletme sarfiyatı<br />

yaratacak havalandırıcı tipi seçilmelidir. Başlangıçta<br />

ihtiyacı karşılar gibi görünen bir havalandırma sistemi,<br />

uygun dizayn edilmediği hallerde 5000-6000 m-V<br />

gün debisi olan bir tekstil fabrikasında, atıksu kirliliğine<br />

bağlı olarak yıllık 2-5 TL. milyar gereksiz<br />

46 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ/ Çevre Özel Sayısı 1996<br />

ENDÜSTRİYEL ATIKSU ARITIMINDA ALTERNATİF PROSESLER<br />

Serbest Yağ<br />

Çamur<br />

Takma<br />

Geri Kazanma<br />

Atıksu J— Kimyasal <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong><br />

Biyolojik A'i<strong>tma</strong><br />

Geri Kazanma<br />

Yakma<br />

enerji sarfiyatına sebep olabilmektedir. (l kWh =<br />

3.000.- TL. kabul edilmiştir.)<br />

- Çökeltme Tankları : Sonsuz vidalı motorlu redüktörlü<br />

çevresel <strong>ve</strong>ya merkez tahrikli, dönü <strong>ve</strong>ya<br />

sabit köprülü, yüzey <strong>ve</strong> dip sıyırıcılı, bağımsız mafsallı<br />

siy inci kollu, savak <strong>ve</strong> dalgıç perdeli, köpük<br />

toplam mekanizmalı, savak temizleme fırçalı, çamur<br />

kalınlaştırma tankları için ila<strong>ve</strong> olarak flok karıştırma<br />

çubukları.<br />

- Kimyasal Madde Dozaj Pompaları : Vid ılı, havalı,<br />

santrifüj pompalar.<br />

- Kimyasal Madde Tankları : Poliprcpilcn, polietilen,<br />

paslanmaz <strong>ve</strong>ya uygun boya ile kaplanmış<br />

karbon çelik malzemeden yapılmış, gerekli karıştırıcı<br />

ile teçhiz edilmiş, tercihen otomati < kuru<br />

madde beslemeli.<br />

- Yoğun Çamur Pompaları : Vidalı, havalı, piston<br />

pompalar. (1-16 bar basınca uygun <strong>ve</strong> debi ayar<br />

özellikli)<br />

- Çamur Susuzlastırma Ekipmanları: Filtre pres<br />

(Polipropilen plakalı), beltpres, santrifüj dekan ör.<br />

<strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong> tesislerinin en pahalı ekipmanıdır. Çamur<br />

kuruluk oranı, enerji sarfiyatı, koku, yer ihtiyacı, çalışma<br />

sıklığı, çamur miktarı gözönünde bulundurularak<br />

seçilmelidir.<br />

- Otomasyon : Atıksu arı<strong>tma</strong> tesislerinde prosesin<br />

izlenmesi <strong>ve</strong> kontrolü için en azın<strong>dan</strong> pH, redo>, debi,<br />

çözünmüş oksijen, sıcaklık, basınç, seviye <strong>ve</strong> /,aman


ORGAN*<br />

KABA KATILAR<br />

ÇAPMOmm<br />

MCTÂUİR<br />

KOLUMDA*.<br />

INC€ ASKIDA<br />

KONSANTRE<br />

AKIŞKAN VTYA<br />

ÇAMURLA*<br />

ANAEROBlKÇOfiOTMF<br />

1 ; ' OAMLR<br />

PROTEİN GERİ KAZANIMI<br />

KiMYASAL OKJHOASYON<br />

NEDOKS<br />

ÇÖKELTME -<br />

YOZDORME .<br />

FR.TRASYON<br />

KOAOU-ASYON<br />

ULTRAF1TRASYON<br />

KOAOOUSYOH<br />

ÇÖKELTME<br />

YOZDORME<br />

FILTRASYON<br />

ÇAMUR IŞIENMMI<br />

ölçme, kontrol <strong>ve</strong> kayıt cihazları bulunmalıdır. PLC<br />

sistemler <strong>ve</strong> bilgisayar yardımıyla tesis büyüklüğüne<br />

bağlı olarak 10-40.000.- DM'lık bir ilk yatırım maliyeti<br />

ile ilgili mühendis kendi odasına yerleştirdiği<br />

bir bilgisayar ile arı<strong>tma</strong> tesisini denetleyebilmekte <strong>ve</strong><br />

gerekli komutları <strong>ve</strong>rebilmektedir. Otomasyon sayesinde<br />

işletme kolaylığı, personel giderlerinde tasarruf,<br />

kimyasal madde giderlerinde tasarruf, fazla<br />

çamur miktarını azal<strong>tma</strong> <strong>ve</strong> enerji sarfiyatında minimizasyon<br />

mümkün olmaktadır. Otomasyonun sağlayacağı<br />

tasarruf maliyetini kısa sürede geri ödeyecektir.<br />

- Garantiler : <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong> tesisinde; arıtılmış suyun,<br />

istenen deşarj standardlarını sağlayacak şekilde proses<br />

garantisi olmalıdır. Elektro-mekanik ekipmanlar<br />

içinde bir yıl tam garanti <strong>ve</strong> sonrası için yedek parça<br />

<strong>ve</strong> servis garantisi olmalıdır.<br />

Başta çevre mühendisliği olmak üzere, inşaat, makina.<br />

kimya, elektrik, enstrüman gibi pek çok mühendislik<br />

disiplinini içine alan arı<strong>tma</strong> tesisleri yapımı,<br />

BiYOLOJiK<br />

ARITMA<br />

muhakkak suretle konusunda belli bir seviyeye gelmiş,<br />

iyi referanslara sahip, gereken bilgi <strong>ve</strong> personel<br />

kadrosuna haiz <strong>ve</strong> istikrarlı çalışan arı<strong>tma</strong>cı firmalar<br />

tarafın<strong>dan</strong> kurulmalıdır.<br />

Ucuz tesislerin zamanla en pahalı <strong>ve</strong> işlemeyen<br />

tesisler haline gelebileceği <strong>ve</strong> en çok arı<strong>tma</strong>yı yapanın<br />

genellikle en iyi değil, en pahalı sistem olduğu<br />

unutulma<strong>dan</strong>, optimum arı<strong>tma</strong> <strong>ve</strong>rimini en ekonomik<br />

<strong>ve</strong> kullanışlı şartlan ile gerçekleştiren arı<strong>tma</strong> tesisleri<br />

kurulmalıdır. Bir arı<strong>tma</strong> leşinin fiyatı; seçilen<br />

ekipmanları, gü<strong>ve</strong>nirliliği, işletme giderleri <strong>ve</strong> sağladığı<br />

avantajlara göre mukayese edilmelidir. Bu<br />

ciddi yaklaşımlar gözardı edilirse <strong>ve</strong> mecburiyetler<br />

karşısında baştan savma tesisler kurulursa, maalesef<br />

başarısız <strong>ve</strong> muhtemelen problem kaynağı bir tesis<br />

ortaya çıkar. Endüstriyel kuruluşlarda işletmeci personel,<br />

kendi ana üretim hattı <strong>ve</strong> prosesi yanında arı<strong>tma</strong><br />

tesisini sık sık problem çıkaran bir ünite olarak<br />

bulmamalıdır. Bu sebeple bir endüstriyel tesisin kurulmasında<br />

gösterilen hassasiyet o tesisin arı<strong>tma</strong> sis-<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996 47


temi için de kesinlikle gösterilmelidir. <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong> tesislerinin<br />

bir kere <strong>ve</strong> doğru olarak yapılması gerektiği<br />

unutulmamalıdır.<br />

KAYNAKÇA<br />

- Pollution Engineering Flow Sheets, Cheremisinoff<br />

P., Pudvan Publishing Co., 1988.<br />

- Wastewater Treatment Pocket Handbook,<br />

Cheremisinoff P., Pudvan Publishing Co.,<br />

1987.<br />

- Wastewater Systems Engineering, Dr. H.W.<br />

Paker., Prentice-Hall, 1975.<br />

Endüstriyel Atıksuların Ön <strong>Ar</strong>ıtılması, İSO-<br />

SKATMK, 1991.<br />

- Atıksu <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong> Sistemleri, Kimya Müh. Odası,<br />

1991.<br />

- <strong>Ar</strong>ı<strong>tma</strong> Tesisi Teklifleri Değerlendirilmesi, <strong>Ar</strong>biogaz<br />

A.Ş., Çevreted Dergisi 1993.<br />

- Environmental Pollution Control, Textile Processing<br />

Industry, EPA, 1978.<br />

48 • TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ / Çevre Özel Sayısı 1996<br />

Tekstil Endüstrisi, İTÜ., UYGAR, 19S4.<br />

KAT KALORİFERİ<br />

BUHAR KAZANLARI<br />

BRÜLÖRLER<br />

RADYATÖRLER<br />

KALORİFER KAZANLARI VE<br />

TÜM KALORİFER TESİSATI<br />

İŞLERİNİZDE<br />

HİZMETİNİZDEYİZ.<br />

Mak. Yük. Müh. Halit DEMİREl - Mak. Müh. Elif DEMİREL<br />

Tel.: 0.262.321 35 44- 321 31 88 • Fax: 0.262.322 34 10<br />

Yeni Cuma Tahsin Marmara Sok. No.: 4 İZVIİT


TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ/Çevre Özel Sayısı 1996 • 49


TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ DERGİSİ<br />

REKLAM ŞARTNAMESİ<br />

İLAN ŞARTNAMESİ<br />

1. TANIMLAR<br />

Bu şartnamede <strong>TMMOB</strong> <strong>Makina</strong> Mühendisleri Odası istanbul Şubesi "ODA", ODA süreli yayını Tesisat Mühendisliği Dergisi<br />

"DERGİ", Dergiyi yayına hazırlayan Mavi Tanıtım <strong>ve</strong> Pazarlama Ltd. Şti. "YAPIMCI" <strong>ve</strong> dergiye ilan <strong>ve</strong>ren kuruluş "FiRMA" olarak<br />

anılır.<br />

2. KAPSAM<br />

Şartnamenin kapsamı, ODA'nın süreli yayını DERGİ'de üretim <strong>ve</strong> hizmetlerini tanı<strong>tma</strong>k <strong>ve</strong> duyurmak isteyen FİRMA'larca belirtilen<br />

koşullarda ilan <strong>ve</strong>rilmesi işleridir.<br />

3. İLAN KOŞULLARI<br />

3.1 DERGİ'nin sayfa boyutları 19.5x27.5 cm'dir. Reklamlar silme 19.5x27.5, çerçe<strong>ve</strong>li 18.5x26.5 ebatlarında foziti 1<br />

ofset film<br />

plarak gönderilir.<br />

3.2 ilan bedelleri aşağıdaki tabloda yer almaktadır. Bu bedellere KDV eklenecektir.<br />

3.3 Film gönderilmemesi halinde film bedeli FİRMA tarafın<strong>dan</strong> ödenir.<br />

3.4 ODA gerektiğince ilan bedellerini <strong>ve</strong> koşullarını değiştirebilir, sözleşme yapan firmalar bu durum<strong>dan</strong> etkiler mez<br />

4. ÖDEME KOŞULLARI<br />

4.1 DERGİ yayınlandıktan sçnra 2 adet DERGİ, FİRMA'nın bu DERGİ'de yayınlanan reklamların tutarını belirte -ı YAPIMCI'nın<br />

açık faturası ile birlikte FİRMA'ya gönderir.<br />

4.2 Reklam bedeli fatura tarihinden başlayarak en geç 15 gün içerisinde nakit olarak aşağıda <strong>ve</strong>rilen YAPIMCI hesabına yatırılır<br />

<strong>ve</strong>ya 15 günü geçmeyecek vade ile çek düzenlenebilir, YAPIMCI gerektiğinde tahsilat için eleman yolla ,'abil>r.<br />

4.3 FİRMA yapılan ödemelerde, ödeme ile ilgili YAPIMCI faturasının tarih <strong>ve</strong> numarası ile reklamın yayınlancığı DERGİ sayısını<br />

belirtir.<br />

4.4 Fatura bedelinin sözleşmede belirtilen opsiyon<strong>dan</strong> sonra denmesi durumunda aylık %8 gecikme farkı alınır<br />

4.5 Süresinde yapılmayan ödemelerde YAPIMCI tek taraflı olarak sözleşmeyi fesh etmek hakkına sahipti •. Bu gibi durumlarda<br />

FİRMA'ya öncelikli faturalarda yapılan indirimler, ek bir fatura kesilerek geri alınır.<br />

5. DİĞER KOŞULLAR<br />

5.1 Şartname konusu işlerin yürütülmesinde FİRMA'nın adresine yapılacak bildirim aynı gün FİRMA'ya yapılmış sayılacaktır.<br />

5.2 Uyuşmazlıklar <strong>ve</strong> ortaya çıkacak yeni durumların görüşmeler yoluyla çözülmesi esastır. Çözülenemeyen uyuşmazlıklar<br />

için Ankara Mahkemeleri <strong>ve</strong> icra Daireleri yetkilidir.<br />

5.3 Bu şartname, 1 Ocak 1995 tarihinden itibaren geçerli olup 5 madde olarak düzenlenmiştir.<br />

^^~ ^^İLAN SAYISI<br />

İLAN YERİ^ ~^^^<br />

ARKA KAPAK - RENKLİ<br />

ÖN İÇ KAPAK-RENKLİ<br />

ARKA İÇ KAPAK-RENKLİ<br />

İKİNCİ KAPAKLAR*-RENKLİ<br />

İÇ SAYFALAR-RENKLl<br />

İÇ SAYFALAR-SİYAH-BEYAZ<br />

1/2SAYFALAR-RENKLİ<br />

1/2 SAYFALAR-SİYAH-BEYAZ<br />

1/4 SAYFALAR-RENKLİ<br />

1/4 SAYFALAR-SİYAH-BEYAZ<br />

TESİSAT MÜHENDİSLİĞİ DERGİSİ 1996 YILI İLAN FİYATLARI<br />

1 SAYI<br />

İLAN BEDELİ<br />

52.200.000.-<br />

41.300.000.-<br />

39.100.000.-<br />

32.600.000.-<br />

26.100.000.-<br />

17.400.000.-<br />

15.200.000.-<br />

10.900.000.-<br />

8.700.000.-<br />

6.500.000.-<br />

2 SAYI<br />

İLAN BEDELİ<br />

49.600.000.-<br />

39.300.000.-<br />

37.200.000.-<br />

31.000.000.-<br />

24.800.000.-<br />

16.500.000.-<br />

14.500.000.-<br />

10.300.000.-<br />

8.300.000.-<br />

6.200.000.-<br />

3 SAYI<br />

İLAN BEDELİ<br />

47.000.000.-<br />

37.200.000.-<br />

35.200.000.-<br />

29.400.000.-<br />

23.500.000.-<br />

15.700.000.-<br />

13.700.000.-<br />

9.800.000.-<br />

7.800.000.-<br />

5.900.000.-<br />

4 SAYI<br />

İLAN BEDELİ<br />

44.400.000.-<br />

35.100.000.-<br />

33.300.000.-<br />

27.700.000.-<br />

22.200.000.-<br />

14.800.000.-<br />

13.000.000.-<br />

9.200.000.-<br />

7.400.000.-<br />

5.500.000.-<br />

5 SAYI<br />

İLAN BEDELİ<br />

41.800.000.-<br />

33.000.000.-<br />

31.300.000.-<br />

26.100.000.-<br />

20.900.000.-<br />

14.000.000.-<br />

12.200.000.-<br />

8.700.000.-<br />

7.000.000.-<br />

5.200.000.-<br />

6 SAYI<br />

LAN BEDELİ<br />

39.200.000.-<br />

31.000.000.,<br />

r?9.4f)0.000.-<br />

I Î4.500.000.-<br />

I 9.600.000.-<br />

I 3.000.000.-<br />

I 1.400.000.-<br />

| H. 200.000.-<br />

[ 3.500.000.-<br />

I 1.900.000.-<br />

İÇ TANITIM" BÖLÜMÜ 52.200.000.- 49.600.000.- 47.000.000.- 44.000.000.- 41.800.000.- | £9.200.000.-<br />

İNSERT<br />

L:<br />

Peşin Ödeme: ilan bedelinin tamamının Sözleşme imzalandığında nakit olarak YAPIMCI banka hesap numarısana j atırılması<br />

durumunda DERGİ'de yayınlanacak ilanlara % 20 indirim uygulanır.<br />

* İkinci Kapak: Ön kapaktan hemen sonra gelen sayfalar.<br />

"İç Tanıtım Bölümü: Derginin tam ortasında yer alan 4 sayfadır (2'si karşılıklı) - (İlan bedeli iKi sayfa için geçerlidir.)<br />

Akbank Kadıköy Şubesi: Hesap No.: DHN/0054592/01 -1<br />

Yapı Kredi Kadıköy Şubesi: Hesap No.: 1140412-8<br />

Şekerbank Kadıköy Şubesi: Hesap No.: 32012 76-4


.-••


JîJD<br />

BELGELİ C<br />

*.<br />

il 'lîft<br />

H* M t* 1<br />

-<br />

ARIVIATUREIM

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!