“13. GENEL KURUL” TOPLANTISI 25 Mayıs 2002 - İstanbul SMMM ...
“13. GENEL KURUL” TOPLANTISI 25 Mayıs 2002 - İstanbul SMMM ...
“13. GENEL KURUL” TOPLANTISI 25 Mayıs 2002 - İstanbul SMMM ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Değerli arkadaşlarım; bu kongreler bizim için bir törendir, bir şölendir. İsteriz ki biz yılda bir<br />
kez olsun bir araya geldiğimizde dünyada neler oluyor, Türkiye’de neler oluyor, mesleğimiz<br />
nereye gidiyor? Bunları açık yürekle ve uygar bir şekilde tartışalım<br />
Kongrelerimiz bu çalışmalara vesile olmaktadır ve elbette bizim gibi demokrasiye inanan,<br />
yönetimlerini yöneticilerini demokratik ve uygar seçimlerle belirleyen Odalarımızda seçimle<br />
yapacağız. Ben bu kongrede aday olan bu cefalı hizmete talip olan bütün arkadaşlarıma<br />
şimdiden başarılar diliyorum.<br />
Değerli arkadaşlarım, Sayın Arıkan mesleğimizle ilgili vergi sistemimizle ilgili ekonomiyle<br />
ilgili ayrıntılı bir değerlendirme yaptı. Elbette büyük kısmına katılıyorum. Birkaç noktanın<br />
altını çizmek istiyorum izninizle. Türkiye ve dünya geçtiğimiz dönemde önemli gelişmelere,<br />
büyük bunalımlara tanık oldu. Önce 11 Eylül’ deki Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan<br />
terörist saldırı dünyada pek çok şeyi değiştirdi ve ne yazık ki bu terörist saldırı hemen yanı<br />
başımızdaki ülkeleri de etkiledi ve oradan hareketle Türkiye’de de sonuçlarını göstermeye<br />
başladı.<br />
Değerli arkadaşlarım; Afganistan’a Amerika Birleşik Devletleri’nin müdahalesi sonrasında<br />
şimdilik pamuk ipliğine bağlanan bir sükuneti, bir barışı sağlamış görünüyor dünya, ama<br />
bilelim ki bu barış, bu sükunet geçicidir yapaydır. Orada yaşayan insanlar arasında derin<br />
uçurumlar vardır ve oradaki insanlar büyük bir yoksulluk içindedirler. Ve ancak ve ancak<br />
Birleşmiş Milletlerin gözetiminde Birleşmiş Milletler’in gücüyle orada sükunet devam<br />
ettirilebilmektedir ve bu sükuneti sağlama görevi de Türkiye Cumhuriyeti’ne bizim ordumuza<br />
düşmüştür. Zor bir görevdir, sorumlu bir görevdir, orada görev alacak bütün askerlerimizi,<br />
kumandanımızı, erimizi şimdiden kutluyorum ve Türkiye Cumhuriyet’i vatandaşları olarak<br />
kendilerine başarılar diliyorum.<br />
Değerli arkadaşlarım; yine 11 Eylül olayından sonra özellikle Filistin’de yıllardır kanayan<br />
yaranın tekrar çok acı bir şekilde gündeme geldiğine ve orada İsrail tarafından bir ulusun yok<br />
edildiğine, katledildiğine hep birlikte tanık oluyoruz. Ne yazık ki uygar dünya, uluslar arası<br />
kuruluşlar, Birleşmiş Milletler ve pek çok kuruluş orada sadece seyirci kalmaktadır ve<br />
İsraillilerin Filistinli insanları katletmesine seyirci kalmaktadırlar. Ben bir sivil toplum<br />
örgütünün başkanı ve sizlerin temsilcisi olarak buradaki katliamı insanlık dışı girişimleri<br />
hepiniz lanetliyorum değerli arkadaşlarım.<br />
Yine geçtiğimiz dönemde ve bugünlerde Avrupa Birliği’ne giriş süreci ile ilgili Türkiye’de<br />
yoğun tartışmalar yaşanmaktadır. Türkiye 200 yıldır yönünü batıya çevirmiş o çağdaş<br />
dünyanın batının bir parçası olmak için elinden geleni yapmaya çalışan bir ülkedir. Onun için<br />
Avrupa Birliği’ne girmek Türkiye için vazgeçilmez bir hedeftir. Ve halkımızın büyük<br />
çoğunluğu da Avrupa Birliği’ne girmekten yanadır. Ancak Avrupa Birliği’ne girmek için<br />
Kopenhag kriterlerinin mutlaka yerine getirilmesi lazım. Bu noktada önemli adımlar atılmış<br />
olmasına rağmen Anayasa’mızda bazı yasalarımızda önemli değişiklikler yapılmış olmasına<br />
rağmen bu konuları bir iç politika malzemesi gibi kullandığımız için bir türlü mesafe<br />
alamıyoruz. Oysa şimdi yapılması gereken başardığımız noktaları, değiştirdiğimiz yasaları<br />
Avrupa başkentlerinde teker teker anlatmak ve Avrupa Birliği ülkelerinin bu noktada<br />
desteğini sağlamaktır. Elbette yapılması gereken çok şey var. Bunları Avrupa Birliği’nin<br />
bizim iç işlerimize müdahalesi gibi çeşitli milliyetçi sloganlarla karşılamak ve bunlara karşı<br />
çıkmak doğru değildir. Eğer Türkiye bu birliğin üyesi olmak istiyorsa, eğer Türkiye bu<br />
birliğin üyesi olmaktan yarar umuyorsa elbette o birliğin ortaya koyduğu temel kriterlere<br />
uymak zorundadır. Bu Avrupa Birliği böyle istedi diye, Almanya böyle istedi, Fransa böyle<br />
istedi diye yapılan düzenlemeler değil bizim içine girmek istediğimiz, bir parçası olmak<br />
6