28.06.2013 Views

1 niyetçi murat, kara bayram, keşanlı ali, çancı ustası memo, çolak ...

1 niyetçi murat, kara bayram, keşanlı ali, çancı ustası memo, çolak ...

1 niyetçi murat, kara bayram, keşanlı ali, çancı ustası memo, çolak ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

NĐYETÇĐ MURAT, KARA BAYRAM, KEŞANLI ALĐ, ÇANCI USTASI MEMO,<br />

ÇOLAK SALĐH, ŞĐĐRĐN PEŞKĐRCĐSĐ YA DA KISACA<br />

FĐKRET HAKAN: SĐNEMAYI HAYATI YAPAN AKTÖR<br />

Đşte oraya<br />

Resme bir bakın<br />

Beni göreceksiniz.<br />

Ama çerçeveye<br />

Sığmaz yüreğim<br />

O, ben ve sığamayan<br />

Şiirin peşkircisiyiz.<br />

1<br />

Nigar PÖSTEKĐ ∗<br />

Dizelerinin şairi, Türk Sineması’nın “altın çocukları”ndan olan Fikret Hakan,<br />

edebiyattan sinemaya sanatsal bir geçiş yaparak 1952 sonrasında önemli bir oyuncu olarak<br />

sinema tarihinde yerini almıştır. 1950’de “Üç Güvercin Opereti” ile başlayarak tiyatro sahnesi<br />

tozu da yutan oyuncu, sinemanın neredeyse tüm dönemlerinde film çevirmeye devam etmiştir.<br />

Sinemacılar döneminin başlangıcında sinemaya başlamıştır ve Türk Sineması’nın önemli<br />

filmler üretecek yönetmenleri ile birlikte o da bu filmlerde pişecektir. Lütfi Ö. Akad, Metin<br />

Erksan, Atıf Yılmaz, Memduh Ün ile çevirdiği filmlerde Yeşilçam’ın çıtasını yükseltenlerden<br />

birisidir. Đstanbul’da yaratılan parlak sinema dünyasının dışına çıkabildiği için “Fikret<br />

Hakan” olmuştur. Yıldız, Ses gibi dergilerin seçtiği, seyircinin sevebileceği düşünülen<br />

tiplerin yaratılarak sinemaya sunulduğu bir dönemde Fikret Hakan da düzgün fiziği, Grek<br />

yüzü, <strong>kara</strong> kaşı, <strong>kara</strong> gözü ile Türk erkeğinin temsilcisi olarak sinemada varolmuştur.<br />

Dergilerin sundukları yıldız adaylarından değildir. Köylüye yakın tipi nedeni ile köy<br />

filmlerinin aranan yüzü olduğu gibi, salon filmlerinde de oynamıştır. Bugünün seyircisinin<br />

ortak hafızasında 1980’ler sonrasındaki filmleri ve dizileri nedeni ile zengin, sert işadamı<br />

olarak kaldıysa da; aslında mert köylü delikanlısı ve mazlum şehir göçmeni olarak sinemanın<br />

unutulmazları arasına girmiştir. Ulaşılmaz olmayan, bizden olan mahallemizin delikanlısıdır.<br />

Yıldız sistemi oyuncuların belirlenen tiplerinin dışında rol oynamalarını<br />

zorlaştırmaktadır. Bu nedenle oyun güçlerini de ortaya koymaları mümkün olmamaktadır.<br />

Aksi bir durum para ve konum kaybetme tehlikesini getirecektir. Đşte Fikret Hakan,<br />

patrondan, işçiye, salon erkeğinden, köy delikanlısına bir yığın rolde karşımıza çıkmaktadır.<br />

Bu nedenle Fikret Hakan’ın çok yüzlü, zamansız ve kalıpsız bir “aktör” olduğunu<br />

söylememiz mümkün hale gelmektedir ve bu oyuncuyu yıldız sisteminin dışına çıkarmaktadır.<br />

Kariyerindeki farklı tarzdaki filmler ve roller oyuncunun cesur tavrının göstergesidir.<br />

Fikret Hakan’ın kariyerine bakıldığında yıldız oyuncu olmanın bir adım gerisinde<br />

durduğu görülmektedir. Çünkü yıldız oyuncu olmak kariyeri ve oynanan rolleri<br />

kısıtlayabilmektedir. Đsmin getirdiği imaj, aynı tip rollere çıkmayı zorunlu hale getirmektedir.<br />

Bu nedenle de yıldız sinemasal bir ikondur. Sinemanın ilgi çekiciliğini arttırmak için<br />

üstlendiği kişiliği yansıtan bir baştan çıkarma aracıdır. Fikret Hakan’a baktığımızda<br />

başrolleri, dergilerde hakkında çıkan haberler ve hayatı ile yıldızlığı yaşayan bir oyuncu gibi<br />

∗ KOÜ Đletişim Fakültesi Öğretim Üyesi


durmaktadır. Ancak etrafında yaratılan ya da yarattığı bu yıldız karizmasının dışına<br />

çıkabilmeyi başarmıştır. Aslında karizmasının oyunculuğunun önüne geçemediği rolleri ile<br />

sinemanın kalıcı yüzlerinden olmuştur. Bu anlamda Ayhan Işık filmlerinde dayak yemez,<br />

hatta ölmezken; Fikret Hakan, Kara Bayram (Yılanların Öcü, Metin Erksan / 1962) olarak<br />

falakaya yatırılmaktan kaçınmamıştır. Yani yaratılan imgesinin arkasında kalmamayı<br />

becermiş bir oyuncudur. Robin Wood’un oyuncu tarifindeki yeteneği değişik rollere<br />

bürünmesi ile ölçülen sahne bukelamunlarından birisidir. Fikret Hakan için “versatile” yani<br />

farklı kişiliklere, kalıplara kolayca girebilen bir oyuncudur diyebiliriz. Bu noktada yıldızlıktan<br />

ayrılmaktadır. Yeşilçam’ın en güçlü olduğu devir olan 1955-1975 arasında yer aldıkları içinde<br />

sinema tarihine geçmiş önemli filmler olan ve farklı rollerde karşımıza çıkan Fikret Hakan,<br />

bu rolleri tabii ki yıldız oyuncu olmayan tutumu ile alabilmiştir. Kalıplaşmış rolün dışına<br />

çıkabilmek için oyun yeteneği ve kişiliği ile oyuncunun endüstri içinde kendisini kabul<br />

ettirmiş güçlü bir isim olması gerekmektedir.<br />

Bu savımızı desteklemek için oyuncunun aynı tarihlerde çevirmiş olduğu iki farklı<br />

türdeki filmde oynadığı iki farklı <strong>kara</strong>kteri belirtmekte fayda bulunmaktadır. Birinci film, Aşk<br />

Yarışı (Mehmet Dinler, 1962) duygusal/komedi olan bir salon filmidir. Fikret Hakan,<br />

Işıklıbahçespor futbol takımının kaptanı “Fikret Ersoy” olarak karşımıza çıkmaktadır. Mimar<br />

Nihat Çeliksoy (Efgan Efekan) ile rekabet ederek Öğretmen Zeynep’in (Türkan Şoray) kalbini<br />

çalmaya çalışır. Bunun için binbir numara çevirirken; şehirde doğup büyümüş, çapkın, sadece<br />

futbol düşünen bir delikanlıyı canlandırır. Film içinde rolü için “kafası ayağına bağlı serseri”<br />

tanımlaması yapılan Fikret Hakan, vurdumduymaz, haylaz, sürekli gülen bir salon adamıdır.<br />

Đkinci film, Yılanların Öcü (Metin Erksan, 1962) mülkiyet sorunları üzerine yapılmış önemli<br />

bir köy filmidir. Karataş Köyü’nde annesi, eşi ve çocukları ile yaşayan, bir avuç toprağını<br />

işleyerek geçinmeye çalışan “Kara Bayram” olarak Fikret Hakan, “Fikret Ersoy”dan çok<br />

farklı bir kişiliğe bürünmüştür. Güçlü annesinin etkisinde, dış dünyayı askerliği sırasında<br />

tanımış basit bir köy delikanlısıdır. Aşk Yarışı, sıradan bir eğlencelik filmken; Yılanların<br />

Öcü, Türk Sinema tarihinin en önemli filmlerinden birisi olmuştur.<br />

Nerede buluşmuştuk<br />

Bilmiyorum<br />

Yollar bunca ayrıyken<br />

Fikret Hakan, sinema oyuncusu olarak öykünmeci bir oyunculuk sergilemektedir.<br />

Kendi doğal kişiliğinden sıyrılıp, role bürünebilen ve bu nedenle de tüm <strong>kara</strong>kterleri<br />

canlandırabilen öykünmeci oyunculara örnektir. Yüzü ile oynayan bir aktördür. Gözleri,<br />

bakışları ve mimikleri ile <strong>kara</strong>ktere can vermektedir. Tabii burada eklememiz gereken birşey<br />

de kendine özgü gülümsemesinin oyuncunun ayırıcı özelliklerinden oluşudur. Alıcı ile<br />

çalışıldığını, alıcının insan yüzü ile ilgilendiğini ve en iyi anlatım aracı ve enstrümanın yüzü<br />

olduğunu bilen bir aktör yorumunu yapabiliriz. Bu noktada kamera oyuncusudur desek de<br />

bazen “oynayan” bir oyuncu olarak da karşımıza çıkmaktadır. Bunun nedenini de yer alınan<br />

filmin içeriğine ve yönetmene bağlamak mümkündür. Yönetmenin oyuncuyu frenlemesi<br />

gerekmektedir. Film de önemli değilse oyuncunun oyunundan tasarruf etmiş olması<br />

şaşırılmaması gereken bir olgu olsa gerektir.<br />

Fikret Hakan’ın kariyerinde 1980 sonrasında TV oyuncusu olarak önemli bir gelişim<br />

gösterdiği görülmektedir. Sinemanın kriz döneminde özellikle özel TV sonrasında<br />

Yeşilçam’ın starlarının birçoğu <strong>kara</strong>kter rollerinde karşımıza çıkmaktadır. Tabii ki oyuncunun<br />

“Bir Yudum Đnsan” programında belirttiği gibi “ekmek parası” oynanan filmleri ve TV<br />

dizilerinin sayısını etkileyecektir. Türk Sineması’nın müsait olmayan ortamı da oyuncuların<br />

2


kariyer yönlendirmelerinde etkili olmuştur. TV’nin devlet kanalı döneminde ve özel TV’lerin<br />

ilk yıllarında Yeşilçam’ın ünlüleri dizi filmlerin önemli oyuncuları olmuşlardır. Bugün de<br />

prestij ögesi olarak yan rollerde TV dizilerinde karşımıza çıkmaktadırlar. Bu bağlamda Fikret<br />

Hakan da seks filmleri döneminde kısa bir süre sinemadan uzaklaştıktan sonra ∗ tekrar<br />

kariyerine başladığında dönemin modası olan “Kimbilir” (Temel Gürsu, 1981 / Kibariye ile),<br />

“Bir Damla Ateş” (Osman F. Seden, 1981 / Ferdi Tayfur ile) gibi arabesk filmlerinde de<br />

oynamıştır. TV dizilerinin de aranan oyuncusu olmuştur.<br />

Fikret Hakan, 1955’te “Beyaz Mendil”i (Lütfi Ö. Akad,) çevirdikten sonra 1970’li<br />

yıllara kadar Türk Sineması’nın en etkili ve en çok film çeviren oyuncularından birisi<br />

olmuştur. 1970’lerden sonra yavaş yavaş <strong>kara</strong>kter rollere geçiş yapmıştır. Yeşilçam’ın kadın<br />

oyuncularına eşlik ettiği gibi birçok erkek oyuncunun yanında da oynamıştır. Başrol ısrarının<br />

olmadığını görmekteyiz. Örneğin Yılmaz Güney ile 2, Cüneyt Arkın ile 6, Ayhan Işık ile 1,<br />

Tarık Akan ile 2 filmde başrolü paylaşmıştır. Đyi rol / kötü rol, iyi adam / kötü adam ayrımı<br />

yapmadan çok çeşitli filmde yer aldığını görmekteyiz. Her türlü role bürünebilmesi<br />

oyuncunun kariyerinin artılarından birisidir. Sakat bir adamı oynamak ya da dayak yemek gibi<br />

bir starın yapmaması gerekenleri yapmıştır. Yılanların Öcü’nde annesinin gölgesinde kalan<br />

köylü gencini oynamıştır. Keşanlı Ali Destanı’nda (Atıf Yılmaz, 1964) tek bacağı seken<br />

kurnaz Keşanlı’dır. Yangın’da (Atıf Yılmaz, 1977) savcı arkadaşını zor durumda bırakan<br />

Kenan’ı canlandırmıştır. Gülbeyaz’ da (Avni Kütükoğlu, 1989) vurgun yemiş sakat bir<br />

balıkçıdır.<br />

Fikret Hakan’ın özellikleri şunlardır:<br />

1-Köylü, şehirli, gazeteci, ressam, mühendis, efe, işadamı, polis, dolandırıcı gibi farklı<br />

rollerde karşımıza çıkmaktadır.<br />

2-Rolleri farklılaştıkça yüzü de değişmektedir. Bir star oyuncunun bu kimliğiyle özdeşleşen<br />

belirgin imgelerini Fikret Hakan da belirleyebilmemiz oyuncunun rol çeşitliliği ve değişen<br />

yüzü ile zorlaşsa da gülümsemesi ve 70’lerden sonra kimliğinin bir parçası olan kalın bıyıkları<br />

ile hafızalarda yer etmiştir. Sanatçının hem yumuşak gülüşü ve perdeye yakışan yüzüyle hem<br />

de gerektiğinde sert erkek imajını yansıtabilme yeteneği ile Türk Sineması içerisinde özel bir<br />

konumu bulunmaktadır.<br />

3-Başrol şartı aramaması ve rolü öne çıkarması oyuncunun belirgin kariyer özelliklerinden<br />

birisidir.<br />

4-Sinemanın yanında şair, tiyatrocu, öykü yazarı olarak da entelektüel bir kişiliğe sahiptir.<br />

5-Fikret Hakan, tiyatro oyunculuğu yanında, tiyatro oyunu yazarlığı ve patronluğu da<br />

yapmıştır. Sahne 8 (1958) ve Fikret Hakan Tiyatrosu (1983).<br />

6-Oyuncuların eskisi gibi filmden filme koşmalarının bittiği 1970’lerde Fikret Hakan da<br />

Hakan Film’i kurarak birçok meslektaşı gibi yapımcılık ve yönetmenlik yapmıştır.<br />

7-Yine 1970’lerde dönemin koşullarına uyarak sahneye çıkmış ve plaklar doldurmuştur.<br />

Plakları;<br />

∗ Oyuncunun geçirdiği trafik kazası da etkilidir bunda.<br />

3


• Cemo / Dedikleri Gerçek Đmiş 1970<br />

• Dostun Gülü / Löberde 1974<br />

• Aşk Uğultusu / Sancı 1975<br />

KIYAMETE BĐR KALA<br />

Biçim değiştirdi mucizeler.<br />

Beceriksiz, duyusuz atların<br />

Kımıltısız ayakları altından<br />

Dörtnala koşuyor<br />

Bitime<br />

Denizler.<br />

Sinema yaşamındaki dönemleri şu şekilde sıralamamız mümkündür:<br />

1-1952-1960: Başlangıç ve gelişim dönemi.<br />

2-1960-1970: Toplumsal içerikli filmler, köy filmleri, salon filmleri.<br />

3-1970-1977: Oyuncu, yapımcı, yönetmen ve senaryo yazarlığı, salon ve macera filmleri.<br />

4-1977- : Sinema ve TV oyunculuğu dönemi. Daha çok <strong>kara</strong>kter oyuncu olarak.<br />

Kariyer Tablosu:<br />

1952-1960 BAŞLANGIÇ<br />

VE GELĐŞĐM<br />

DÖNEMĐ<br />

1960-1970 TOPLUMSAL<br />

ĐÇERĐKLĐ,<br />

KÖY VE<br />

SALON<br />

FĐLMLERĐ<br />

1970-1980<br />

OYUNCU,<br />

YAPIMCI,<br />

YÖNETMEN,<br />

SENARYO<br />

YAZARLIĞI<br />

DÖNEMĐ<br />

1980- SĐNEMA<br />

FĐLMLERĐ VE<br />

TV DĐZĐLERĐ<br />

Köprüaltı Çocukları (1952)<br />

Beyaz Mendil (1955)<br />

Gelinin Muradı (1957)<br />

Üç Arkadaş (1958)<br />

Dokuz Dağın Efesi (1958)<br />

Yılanların Öcü (1962)<br />

Karanlıkta Uyananlar (1964)<br />

Keşanlı Ali Destanı (1964)<br />

Bitmeyen Yol (1965)<br />

Murat’ın Türküsü (1965)<br />

Buzlar Çözülmeden (1965)<br />

Ölüm Tarlası (1966)<br />

Toprağın Kanı (1966)<br />

Sürgünden Geliyorum (1971) Yönetmen-Senaryo Yaz.<br />

Cemo (1972)<br />

Cennetin Kapısı (1973) Yönetmen-Senaryo Yazarı<br />

Pembe Đncili Kaftan (1975 / TV Dizisi)<br />

Köprü (1975)<br />

En Büyük Patron (1975) Yapımcı-Sen.Yaz-Yönetmen<br />

Sürgün (1976) Yapımcı-Sen.Yaz-Yönetmen<br />

Hammal (1976) Yönetmen<br />

Demiryol (1979)<br />

Bir Günün Hikayesi (1980)<br />

Küçük Ağa (1983 / TV Dizisi)<br />

Duvardaki Kan (1986 / TV Dizisi)<br />

4


Eskici ve Oğulları (1990)<br />

Hanımın Çiftliği (1990 / TV Dizisi)<br />

Yalancı (1993)<br />

Gerilla (1994)<br />

Sen de Gitme (Triandafilis) (1995)<br />

Eğreti Gelin (2004)<br />

Oyuncunun sinema ve oyunculuk yaşamını bu çerçevede inceleyebiliyoruz. Bunun dışında<br />

1950 sonrasındaki tiyatro yaşamı ve şiir, öykü dünyası da ayrıca incelenmelidir. Kitapları<br />

şunlardır:<br />

• Tellak Ali (1954) (Öykü)<br />

• Đnce Müzikli Otobüsler (1983) (Şiir)<br />

• Hamalın Uşakları (1997) (Öykü)<br />

• Đmbikli Duvar (2002) (Şiir)<br />

Kuşkusuz Fikret Hakan, bir makaleye sığdırılamayacak bir kariyere sahiptir. Bu nedenle<br />

sanatının her yönüyle inceleneceği geniş kapsamlı bir biyografik çalışmaya bazı an<strong>ali</strong>zlerimizi<br />

bıra<strong>kara</strong>k son sözümüzü söylüyoruz:<br />

5

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!