28.06.2013 Views

gelişmekte olan ülkelere yönelik finansal sermaye hareketleri ve ...

gelişmekte olan ülkelere yönelik finansal sermaye hareketleri ve ...

gelişmekte olan ülkelere yönelik finansal sermaye hareketleri ve ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Yeni nesil kriz modellerini oluşturan modellerden ilki <strong>finansal</strong> liberalleşme<br />

<strong>hareketleri</strong>nin ardından yeterli yasal altyapının hazırlanamamasının ekonomik krize yol<br />

açtığını öne sürmektedir. Yasal altyapının hazırlanmamış olması bankacılık sektöründe<br />

mikroekonomik sorunlara, ahlaki riske <strong>ve</strong> aşırı borçlanmaya neden olacaktır (Yay – Yay –<br />

Yılmaz, 2001:25). Bankaların <strong>ve</strong> <strong>finansal</strong> piyasaların denetlenmesi ile ilgili kurumların <strong>ve</strong><br />

yasaların hazırlanmamış olması bankaların şeffaflıktan uzaklaşmasına sebep olacaktır.<br />

Bankaların mali yapılarının bilinmemesi <strong>sermaye</strong> yeterliliği zayıf bankaların sektörde faaliyet<br />

göstermesine imkan sağlayacak, kredi genişlemesine sebep olacaktır. Bankalar herhangi bir<br />

denetimle karşılaşmadığında kar amacıyla kredi satışlarını aşırı derecede arttıracak <strong>ve</strong> kredi<br />

sağlarken seçici davranmayacaktır. Yaşanan kredi genişlemesi hem bankaların geri dönmeyen<br />

kredilerini arttıracak hem de likiditeyi arttırarak ekonomiyi etkileyecektir.<br />

Ahlaki risk kavramı ise devletin açık yada gizli olarak mevduatlara garanti sağlaması<br />

yada bazı sektör <strong>ve</strong> firmalara kredileri yönlendirmesi olarak tanımlanmaktadır (Yay – Yay –<br />

Yılmaz, 2001:25). Ahlaki riskin söz konusu olması halinde bankalar kredi sağlama konusunda<br />

hiçbir çekince yaşamayacak, reel sektör dış kaynaklı kredilerle aşırı büyüklükte yatırımlara<br />

yönelecektir (Erdoğan, 2006: 42). Devlet garantisi altında <strong>ve</strong>rilen bu borçlar gizli bir biçimde<br />

devlet borcu haline gelecektir. Hem kredi sağlayanlar hem de kredi talep edenler devletin<br />

mevduatlara <strong>olan</strong> garantisini karşılayabileceğini düşündükleri sürece kredi genişlemesi<br />

sağlıksız bir şekilde sürecektir. Ancak beklentilerin olumsuz hale dönüşmesi yada merkez<br />

bankası rezervlerinin azalması halinde kredi sağlayanlar fon akışını durduracaktır. Reel sektör<br />

ise kredi sağlayamayacağını düşündüğünden açık pozisyonlarını kapatmaya çalışarak<br />

ekonomide panik yaşanmasına sebep olacaktır.<br />

Yukarıda anlatılan durumlara ila<strong>ve</strong> olarak dış borçlanmanın fazla olması modelin bir<br />

başka unsurudur. Denetim <strong>ve</strong> ahlaki risk sorununun olduğu bir ortamda bankalar piyasalara<br />

kredi sağlayabilmek için dış borçlanmaya gidecektir. Aşırı borçlanma borsa, gayri menkul<br />

gibi piyasalarda fiyatları yükseltecek faizleri de arttıracaktır. Artan faizler reel sektörü direkt<br />

olarak dış piyasalardan borçlanmaya yönlendirebilecektir. Özellikle bankacılık sektörünün<br />

açık pozisyonda olması bankaları kırılgan <strong>ve</strong> krize duyarlı hale getirecektir.<br />

Sonuçta bu unsurların bir arada oluşması halinde hem kur politikası iflas edecek hem<br />

de bankacılık sektöründe bir kriz yaşanacaktır.<br />

75

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!