28.06.2013 Views

gelişmekte olan ülkelere yönelik finansal sermaye hareketleri ve ...

gelişmekte olan ülkelere yönelik finansal sermaye hareketleri ve ...

gelişmekte olan ülkelere yönelik finansal sermaye hareketleri ve ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Cari açıkların büyük miktarlara ulaşması <strong>ve</strong> kronikleşmesi de birinci nesil kriz<br />

modellerine göre krize neden <strong>olan</strong> bir başka makroekonomik bozukluktur. Cari açıkların,<br />

dolayısıyla ödemeler dengesinin bozulması ülkenin ticaret hadlerini bozacağı gibi dış borç<br />

ödeme kapasitesini de azaltacaktır. Cari açığın kronikleşmesi özellikle <strong>gelişmekte</strong> <strong>olan</strong> ülkeler<br />

için dış piyasalardan borçlanma imkanlarını da yavaş yavaş sınırlayacağından, yine önceki<br />

modellerdekine benzer bir ekonomik krize doğru sürüklenme yaşanacaktır (Pesenti – Tille,<br />

2000: 5). Ülke böyle bir durumda ya krize sürüklenecek yada büyük boyutlarda bir<br />

devalüasyon gerçekleştirecek, ticaret hadlerini lehine çevirerek cari açığı kapatmaya çalışmak<br />

zorunda kalacaktır.<br />

Birinci nesil kriz modellerinde öngörülen spekülatif atakları engelleyebilmek için<br />

merkez bankasının müdahale etmemesi halinde, merkez bankası rezervleri bitmeyecek ancak<br />

faiz oranlarının artması <strong>ve</strong> parasal tabanın azalması gibi etkiler ortaya çıkacaktır (Özer, 1999:<br />

58). Döviz kurunun aşırı değer kaybettiği bir ekonomide, faiz oranlarının aşırı oranda artması<br />

<strong>ve</strong> parasal tabanın azalması ise bir bankacılık krizi oluşmasına sebep olabilecektir. Sonuçta<br />

merkez bankası rezervleri kurtulmuş olsa bile yaşanacak bir bankacılık krizi ile ekonominin<br />

geneli için çok daha ağır bir mali yük ortaya çıkabilecektir.<br />

Birinci nesil kriz modelleri günümüzde halen bazı durumlarda geçerliliğini sürdürse<br />

de, bu modeller bazı ekonomik krizleri açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Birinci nesil<br />

ekonomik kriz modellerine yöneltilen en önemli eleştiri; aşırı derecede mekanik <strong>ve</strong> tek<br />

boyutlu yapıda olmalarıdır (Krugman, 1997: 4). Modeller para otoritelerinin ekonomide<br />

gelişmeleri dikkate almadan mekanik bir şekilde hareket ettiğini varsaymaktadır. Bütçe<br />

açığını kapatacak politikaları dikkate almadan açığı sürekli para basarak kapatmaya çalışmak<br />

bunun en önemli örneğidir. Oluşacak parasal genişlemeye rağmen bu şekilde bütçe<br />

finansmanına devam etmek kesinlikle rasyonel olmayacaktır. Ayrıca sabit döviz kuru<br />

sistemini korumak için merkez bankalarının ellerindeki son rezervlere kadar piyasaya döviz<br />

satacağı varsayımı da yetersiz kalmaktadır. Zira merkez bankaları <strong>ve</strong> para otoritelerinin<br />

ellerinde döviz kuruna müdahale etmek için döviz rezervlerinden farklı araçları da<br />

bulunmaktadır (Krugman, 1997: 4).<br />

Görüldüğü gibi birinci nesil kriz modelleri genel olarak sadece para krizlerini ele<br />

almaktadır. Çalışmanın önceki bölümlerine geri dönersek para krizi modelleri göstergelerinin<br />

birinci nesil kriz modelleri ile ilişkisi ortaya çıkmaktadır. Birinci nesil kriz modellerini ortaya<br />

69

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!