28.06.2013 Views

gelişmekte olan ülkelere yönelik finansal sermaye hareketleri ve ...

gelişmekte olan ülkelere yönelik finansal sermaye hareketleri ve ...

gelişmekte olan ülkelere yönelik finansal sermaye hareketleri ve ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

çalışmak isteyecektir. Merkez bankasının rezervleri dövize <strong>olan</strong> talebe bağlı olarak azalmaya<br />

başlayacak, rezervler sona erdiğinde ise sabit döviz kuru sistemi uygulanamaz hale gelecektir<br />

(Şen, 2006: 75). Ancak birinci nesil kriz modelleri ekonomik krizlerin; rezervlerin bu şekilde<br />

eriyerek bitmesinden değil, ekonomi bu noktaya doğru sürüklenirken yaşanan spekülatif<br />

ataklar yüzünden gerçekleştiğini öne sürmektedir (Pesenti – Tille 2000: 4).<br />

Spekülatör olarak da adlandırılabilecek bazı yatırımcılar ekonomi politikalarının<br />

sürdürülemeyeceğini görerek, sabit döviz kuru rejimi sona ermeden yani döviz kuru tepe<br />

noktasına ulaşmadan spekülatif ataklar gerçekleştirerek büyük miktarlarda döviz alımı<br />

yapacak <strong>ve</strong> merkez bankasının döviz rezervlerinin hızlı bir biçimde tükenmesine sebep<br />

olacaktır. Spekülatif atakları gerçekleştiren yatırımcıların daha fazla kar elde edebilmek için<br />

birbirleri ile rekabet halinde olmaları <strong>ve</strong> bir süre sonra ekonominin tamamında oluşacak panik<br />

dövize <strong>olan</strong> talebi arttıracaktır. Rezervleri tükenen merkez bankası ise sabit döviz kuru<br />

rejimini uygulayamaz hale gelecek <strong>ve</strong> döviz kurunu dalgalanmaya bırakacaktır<br />

(Hacıhasanoğlu, 2005: 8). Sonuçta ülkenin kaynakları tüketildiği gibi, dalgalanmaya bırakılan<br />

döviz kurunun bir süre daha değer kaybetmesi reel ekonomi üzerinde yıkıcı etkiler<br />

oluşturacaktır.<br />

Krugman bu modellerle sürdürülemez ekonomik politikaların spekülatif ataklara<br />

zemin hazırladığını, sabit döviz kuru rejimi altında parasal genişleme yaşanması gibi<br />

makroekonomik bozuklukların ekonomik krizlerle <strong>olan</strong> ilişkisini ortaya koymuştur. Ayrıca<br />

birinci nesil kriz modelleri spekülatörlerin bekleyişlerinin, krizlerin yaşanmasında etkisine<br />

dikkat çekmiştir (Bozkurt – Dursun, 2006: 262).<br />

Flood <strong>ve</strong> Garber yaptıkları çalışmalarla birinci nesil kriz modellerini geliştirerek,<br />

Krugman’ın ilk modelindeki temel varsayımlardan bazılarının değişmesi halinde de modelin<br />

aynı şekilde işleyeceğini ortaya koymuşlardır. Örneğin ilk modeldeki gibi bütçe açıkları<br />

olmayan bir ekonomide de parasal genişleme yaşanabilecektir. Başta finans sektörü olmak<br />

üzere özel sektörde yaşanacak bir dalgalanma devletin dalgalanmadan etkilenen kuruluşlara<br />

mali yardımda bulunmasını gerektirebilir. Böyle bir durumda ekonomi çevrelerinde parasal<br />

genişleme yaşanacağı, dolayısıyla döviz kurunda değer kaybı gerçekleşeceği beklentisi<br />

oluşabilir. Beklentilerinde etkisiyle birlikte yaşanacak olası spekülatif saldırılar merkez<br />

bankası rezervlerini eritebilir <strong>ve</strong> bir ekonomik krize sebep olabilir.<br />

68

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!