28.06.2013 Views

gelişmekte olan ülkelere yönelik finansal sermaye hareketleri ve ...

gelişmekte olan ülkelere yönelik finansal sermaye hareketleri ve ...

gelişmekte olan ülkelere yönelik finansal sermaye hareketleri ve ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

684 milyon Dolar’lık yardım alınmıştır (World Bank WDI, 2007). Dövize <strong>yönelik</strong> talebin<br />

azaltılması için devlet iç borçlanma araçlarının faizlerinin yükseltilmesi, bonolardan kesilen<br />

stopajın kaldırılması gibi uygulamalara gidilmiştir. Ancak bu durum devletin toplam borç<br />

stoğunun 1994 yılında GSMH’nın %3’ü oranında artmasına sebep olmuştur.<br />

1994 yılında Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz, kriz öncesindeki göstergeler <strong>ve</strong> kriz<br />

sonrası etkiler açısından değerlendirildiğinde, yaşanan ekonomik krizin bir para krizi olduğu<br />

görülmektedir. Çalışmanın ikinci bölümünden hatırlanacağı gibi ulusal para biriminde<br />

yaşanan spekülatif atakların etkisiyle kur sisteminin terk edilmesi yaşanan büyük değer<br />

kayıpları para krizi olarak nitelendirilmiştir. 1994 krizi öncesinde görülen; ekonomik büyüme,<br />

ödemeler dengesi, enflasyon ile faiz oranları <strong>ve</strong> döviz kuru göstergeleri gibi makroekonomik<br />

kriz göstergelerinin para krizi göstergesi olduğu dikkate alındığında yaşanan krizin para krizi<br />

olduğu bir kez daha görülmektedir. Her ne kadar bankacılık sektöründe ciddi bir sarsıntı<br />

yaşanmış olsa bile krizin çıkış noktasının bankacılık değil para piyasaları olduğu gözden<br />

kaçmamaktadır. Ayrıca yaşanan ekonomik krizin büyüklüğüne rağmen bankacılık sektöründe<br />

çok ciddi bir sarsıntı yaşanmamıştır.<br />

Ekonomik krizleri açıklayan modeller açısından Türkiye’de yaşanan 1994 ekonomik<br />

krizi birinci nesil kriz modelleri ile açıklanabilmektedir. Birinci nesil kriz modellerinin temel<br />

varsayımlarının, tutarsız <strong>ve</strong> sürdürülemez ekonomik politika <strong>ve</strong> dengesizlikleri olduğu<br />

çalışmanın ikinci bölümünde anlatılmıştır. Türkiye’nin ise 1994 yılı öncesi yüksek enflasyon<br />

<strong>ve</strong> faiz oranları ile büyük miktarlara ulaşan cari açık gibi problemlerle karşılaştığı dikkate<br />

alındığında, birinci nesil kriz modellerinin temel varsayımlarıyla örtüştüğü görülmektedir.<br />

Birinci nesil kriz modellerinin, krizlerin sabit döviz kuru uygulayan <strong>ülkelere</strong> <strong>yönelik</strong><br />

spekülatif ataklar sonucu gerçekleştiği iddiası hatırlandığında, 1994 krizinde merkez<br />

bankasının kurlara örtülü olarak sürekli müdahalelerde bulunması <strong>ve</strong> aniden yükselen döviz<br />

talebinin de birinci nesil kriz modelleriyle açıklanabileceğini göstermektedir. Sonuç olarak<br />

Türkiye’de yaşanan 1994 ekonomik krizi birinci nesil kriz modelleriyle açıklanabilen bir para<br />

krizidir.<br />

3.4.2 Kasım 2000 <strong>ve</strong> Şubat 2001 Ekonomik Krizleri<br />

Türkiye ekonomisi 1994 yılında yaşadığı ekonomik krizin ardından 90’lı yılların<br />

sonuna kadar yüksek enflasyon, artan borçlanma <strong>ve</strong> dengesiz büyüme oranlarına rağmen ciddi<br />

114

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!