28.06.2013 Views

gelişmekte olan ülkelere yönelik finansal sermaye hareketleri ve ...

gelişmekte olan ülkelere yönelik finansal sermaye hareketleri ve ...

gelişmekte olan ülkelere yönelik finansal sermaye hareketleri ve ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

engellemeye çalışmıştır (Tiryaki, 2002: 14). Ancak bu müdahale bankaların dövize hücumunu<br />

bir ölçüde frenlemekle birlikte faiz oranlarının çok fazla artmasına sebep olmuş <strong>ve</strong> bazı<br />

bankaların piyasalardan borçlanarak açık pozisyonlarını kapatmalarını engellemiştir. Bu<br />

durumun piyasalara yansımasıyla birlikte bankacılık sektörünün geleceğiyle ilgili beklentiler<br />

olumsuz yönde etkilenmiştir. Halk, bankalardaki mevduatlarını hızla çekmeye başlamıştır.<br />

Bankacılık sistemi değer kaybeden Türk Lira’sı yüzünden artan açık pozisyonlarının yanında,<br />

mevduat kaçışıyla <strong>ve</strong> artan faizlerle birlikte likidite sorunu yaşamaya başlamıştır.<br />

Merkez bankasının Türk Lira’sının değer kaybını önlemek için döviz kuruna yaptığı<br />

sürekli müdahaleler nedeniyle resmi döviz rezervlerinin büyük bir kısmı erimiştir. 1994 Ocak<br />

ayında yapılan %14 oranındaki devalüasyonu izleyen Mart ayındaki iki devalüasyona rağmen<br />

değer kaybı sürmüştür (Güloğlu-Altunoğlu, 2002: 17). 1993 yılı sonunda 7,1 milyar Dolar<br />

<strong>olan</strong> rezervler, 3 ay gibi kısa bir sürede 3,3 milyar Dolar’a inmiştir (TCMB, 2002: 33).<br />

Ekonomideki sarsıntı 5 Nisan 1994 tarihinde alınan ekonomi politikası kararlarına kadar<br />

devam etmiş, Türk Lira’sının değer kaybı nominal olarak %172’yi, reel olarak %36,9’u<br />

bulmuştur (Tiryaki, 2002: 15).<br />

5 Nisan kararları olarak anılan istikrar tedbirleriyle Türk Lira’sının değeri Dolar<br />

karşısında serbest dalgalanmaya merkez bankasından kullanabileceği avans miktarı<br />

düşürülmüştür. 5 Nisan kararlarının uygulanmaya bırakılmış, enflasyonu hızlı bir biçimde<br />

indirebilmek için önlemler alınmış, kamu harcama <strong>ve</strong> yatırımlarında büyük düşüşler<br />

gerçekleştirilmiştir (Akdiş, 2004: 11). Bankalardan yaşanan mevduat kaçışının önlenebilmesi<br />

için mevduatlara sınırsız devlet garantisi getirilmiş, hükümetin başlanmasıyla Türk Lira’sı<br />

büyük değer kaybı yaşamış olsa da yıl içerisinde bir miktar değer kazanmıştır.<br />

Kriz sonucunda 1994 yılında Türk ekonomisinde GSYİH %5 oranında küçülmüş,<br />

enflasyon oranı ise %106’ya yükselmiştir ( World Bank WDI, 2007). 5 Nisan kararlarının da<br />

etkisiyle enflasyon oranı 1995 yılında %88’e düşse de, uzun yıllar bu seviyenin altına<br />

indirilememiştir. Yaşanan spekülatif ataklar sırasında bankalar arası piyasalarda gecelik faiz<br />

oranlarının %1000’lere çıkması bankacılık sektörünü sarsmıştır (Karabulut, 2002: 128).<br />

Mevduatlara getirilen gü<strong>ve</strong>nceye rağmen üç özel banka yükümlülüklerini karşılayamadığı için<br />

kapanmıştır (Erdoğan, 2006: 26). 5 Nisan kararlarının ardından IMF ile stand-by anlaşması<br />

imzalanarak programa hem uluslararası finans piyasalarının desteği sağlanmaya çalışılmış,<br />

hem de IMF’den mali yardım alınmıştır. 1994 yılında IMF’den 343 milyon, 1995 yılında ise<br />

113

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!