Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Keçi, yetiştirilen bir diğer küçükbaş hayvandı. Keçi kılı Balıkesir’de çul,<br />
çuval, kebe vb. dokumaları üreten zanaatkârların başlıca hammaddesi<br />
olduğundan keçi yetiştiriciliği yapılmaktaydı. Bununla beraber terekelerdeki<br />
keçi miktarının koyunların epey gerisinde kaldığı görülmektedir. Bunda<br />
keçinin hem Balıkesir’in ilçelerinde hem de Bursa çevresinde sıklıkla<br />
yetiştirilmesinden ve keçi kılının Balıkesir’e işlenmek üzere gelen önemli<br />
kısmının bu noktalardan sağlanmasından dolayı merkezde büyük ölçekte<br />
keçi yetiştiriciliğine ihtiyacın kalmamasının etken olduğu göz önüne alınabilir<br />
(Öntuğ, 2003: 241).<br />
Büyükbaş hayvanlara gelindiğinde, nerdeyse her köylü terekesinde en<br />
azından birkaç tane sığır cinsi hayvan mevcuttur dense yanlış olmaz. Zaten<br />
bu hayvanlar ilk başta toprağı sürmek için gerekliydi. Mal dökümlerinde en<br />
çok kara sığır cinsi büyükbaşların ağırlık kazandığı söylenebilir. Hemen<br />
ardında ise fiyat olarak değeri kara sığırdan biraz fazla olan camız/camış (o<br />
zamanki ifadeyle “camus”) onu izlemektedir. Su sığırı ve malak ise bu cinsten<br />
karşı karşıya gelinen diğer hayvanlar arasındadır.<br />
Şehir, köy gibi değişik gruplardaki terekelerin ortak paydası<br />
konumundaki hayvanlar ise binek ve yük aracı olarak kullanılan at, eşek ve<br />
katırdır. Eşek kelimesi yerine o dönem ifadelerinde genellikle merkeb veya<br />
himâr kelimeleri tercih edilmektedir. Bazen genel bir anlatımla yük taşıyan<br />
anlamını alan bârgîr geçmektedir.<br />
At, Türk kültüründe geniş yeri olan binmek ve haberleşmekte ana<br />
vasıta olmuş bir hayvandı. Balıkesir tereklerinde atlara zaman zaman al,<br />
kula, doru, yağız gibi renk ve görünüşleriyle ilgili sıfatlar eklenmiştir. Doru,<br />
gövdesi kahverengi yele ve kuyruğu kara; kula gövdesi koyu sarı yele ve<br />
kuyruğu kara atlar için kullanılmaktaydı (Halaçoğlu, 1991: 317). Özellikle<br />
askerî sınıf içinde yer alanların değerli atları dikkat çekmekteydi. Örneğin,<br />
Balıkesir’de misafirken ölen Urfalı Terzioğlu Hüseyin Aga’nın yagız doru<br />
atına 61 tam 10.000 akçe fiyat biçilmişti (BŞS, Nr. 706, 76a –1). Yine Köteyli<br />
61 Yağız kara manasında olduğundan bu at herhalde önceki cümlede geçen doru atın tarifine<br />
uymaktaydı. Atlar ve renklerle ilgili ayrıca bkz; Bahaeddin Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş 6,<br />
Ankara 1991, Kültür Bakanlığı.