28.06.2013 Views

Tam Metin

Tam Metin

Tam Metin

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Sahan, tencere, tâbe(tava), ve küçük kazanlar yemek yapma ve<br />

pişirmede yararlanılan kap-kacaklardandı. Sahanların bazıları ayaklıydı.<br />

Bazıları ise lengerî 53 olarak adlandırılmaktaydı. Kebap tâbesi, helva tâbesi,<br />

pekmez tâbesi tâbe çeşitleri arasındaydı. Nalbeki küçük bir tür sahandı,<br />

günümüzde hâlâ Anadolu’nun bazı yörelerinde bu sözcük kullanılmaktadır.<br />

Tatlı ve hamur işlerinin hazırlandığı veya koyulduğu kaplar ise tepsi ve<br />

teknelerdi. Balıkesir terekelerinde börek tepsisinin sık olarak geçmesi dikkat<br />

çekicidir. Bunun yanı sıra helva tepsileri, baklava tepsileri de vardı.<br />

Tas ve maşrabalar daha çok su ve diğer içecekleri (örneğin hoşaf tası)<br />

içmek için kullanılırdı. Terekelerde nadiren karşılaşılmasından dolayı<br />

bardağın halk arasında yaygın olmadığı anlaşılmaktadır. Yine sık geçen<br />

güğüm, bakraç, küp gibi maddeler su ve diğer sıvıları korumak ve depolamak<br />

vazifesini üstleniyorlardı. Bu bağlamda pekmez küplerine çok rastlanmıştır.<br />

Büyük kazanlar da bir nevi çeşitli şeyleri saklamak için kullanılıyordu.<br />

Kayıtlarda büyük bakır kazanlar yaklaşık 20 vukiyye yani okka (25 –26 kg.)<br />

olarak not edilmiştir.<br />

Yemekle ilgili diğer eşyalar arasında gösterilecek peşkîr ve<br />

makramalar ise yemek esnasında üzerini örtme ve elini silme amacıyla<br />

kullanılırlardı. Yemek bağdaş kurarak yendiğinde peşkir bacak ve dizlerin<br />

üzerine konulduğundan olsa gerek çoğunlukla diz peşkîri diye anılmıştır.<br />

Kalbur, kefgîr (kevgir), gözer (büyük delikli deriden kalbur), delikli tepsi gibi<br />

maddeler de burada sözü edilebilecekler arasındadır.<br />

Son olarak kahve, kahve ibrikleri ve takımlarından biraz bahsetmek<br />

yerinde olacaktır. Kahve XVI. yüzyılın ikinci yarısında İstanbul’a girmiştir.<br />

Kısa sürede çok moda olmuş ve kahvehaneler sık gidilen yerler haline<br />

gelmişlerdir. Sultan IV. Murat’ın bir ara yasaklamasına karşın bu yasak<br />

sürmemiş ve kahvehane sayıları kısa zamanda öyle artmıştır ki artık bunları<br />

kapatmak olanaksız hale gelmiştir (Mantran, 1991: 211; Hattox, 1998: 70-72).<br />

Kahve kültürü kısa zamanda İstanbul’dan Anadolu’ya yayılmıştır. Evliyâ<br />

Çelebi (1999: 18) XVII. yüzyıl ortalarında Bursa’da 75 kadar kahvehane<br />

olduğunu belirtmektedir. Balıkesir’de kahvehanelerin sayısının kaç olduğu<br />

53 Büyük bakır sahan. Bkz. Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Sözlük, İstanbul, 2006,<br />

Aydın Kitabevi, s. 548.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!