28.06.2013 Views

tc balıkesir üniversitesi fen bilimleri enstitüsü biyoloji eğitimi ...

tc balıkesir üniversitesi fen bilimleri enstitüsü biyoloji eğitimi ...

tc balıkesir üniversitesi fen bilimleri enstitüsü biyoloji eğitimi ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

EK S’nin devamı<br />

C- GELİŞTİRME BÖLÜMÜ:<br />

Son yıllarda böbreğin son ürününü ve süzülme basıncını ayarlayan<br />

“Jukstaglomerular apart” adında bir yapı bulunmuştur. Bu sistem distal tüpün özelleşmiş<br />

bir bölgesinde bulunur. Distal tüpün kıvrımlı olan bu kısmı afferent artere ( kanı getiren<br />

atardamar) yakın bulunur. Bu kısmında bulunan ve “Makula densa” adı verilen bir yapı,<br />

afferent arterle temas halindedir. Burada afferent arterin düz kasları değişerek,<br />

Jukstaglomerular hücreleri meydana getirir. Bu hücreler endokrin bezlerin fonksiyonunu<br />

yaptığı, yani hormon karakterinde Renin salgıladığı kabul edilmektedir.<br />

Vücudun su miktarı, dolayısıyla vücut sıvısının miktarı “Antidiüretik Hormon =<br />

ADH”, diğer adıyla Vasopressin tarafından düzenlenir. Bu hormon hipofiz bezinin arka<br />

lobundan salgılanır. ADH distal tüpten ve idrar toplama kanalından su emilimini, kan<br />

basıncını ve kan miktarını arttırır. Bunun sonucu glomerular basınç artarak daha fazla su<br />

süzülür. Kan ve doku sıvısının artması, Vazopressin hormonunu salgılanmasını engeller. Bu<br />

yüzden idrar toplama kanalında geçirgenlik azalır. Sonuçta su emilimi yavaşlar. Bu yolla<br />

vücuttaki su miktarı dengede tutulmuş olur. Eğer vücutta su miktarı normalin altına düşerse<br />

bu mekanizma tersine işler, az su süzülür; fakat daha fazla oranda su geri emilir. Vazopressin<br />

salgılanmasını hipotalamus denetler.<br />

Böbrek tüplerinden tuzun geri emilimi, böbrek üstü bezinden salgılanan “<br />

Aldosteron” hormunu ile sağlanır. Suyun vücutta tutulması ise sodyum iyonları ile olur.<br />

Proksimal tüpten emilen sodyum yeterli olmadığı taktirde; distal tüpten ve idrar toplama<br />

kanalından bir miktar daha sodyum geri emilir. Sodyumun ihtiyaçtan fazla alınması,<br />

gereğinden fazla suyun vücutta tutulmasına, bu da ödemlerin ortaya çıkmasına neden olur.<br />

Böbreklerimiz, kanımızda tuz ve diğer maddelerin dengede tutulmasını sağlamaktadır.<br />

Bundan dolayı tuzların fazlası, suyun fazlası gibi dışarıya atılır.<br />

Neden fazla deniz suyu yutan bir insan ölür?<br />

Çünkü deniz suyunda % 3 oranında tuz bulunmaktadır. İnsan kanının tuz oranı ise<br />

%1’dir. Yutulan deniz suyunun kana geçmesi ile kanın tuz miktarı %3’e yükselir. Kandaki<br />

tuz oranın artması sonucu hücrelerden ve hücre arası sıvıdan su kana geçer. Sonuçta kanın<br />

hacmi artar. Böbrekler ancak % 2’lik tuz çözeltisini süzebilirler. Deniz suyu yutan insan,<br />

vücuduna giren deniz suyunun her litresi için 0.5 litre doku sıvısını kaybeder, dolayısıyla su<br />

kaybından ölür.<br />

Vücudumuzda asit-baz dengesini belirleyen başlıca element H atomudur. İnsan<br />

vücuduna her gün belli miktarda asit eklenmesine rağmen, vücudun asit oranında bir<br />

değişiklik olmaz. Vücudumuzda bu olayları düzenleyen mekanizmalar bulunmaktadır.<br />

Vücut sıvısının pH’ı 7.38- 7.42 arasında değişmektedir. Bu değer 7’in altına veya<br />

7.7’in üzerine çıkarsa ölüm meydana gelir. Canlılığın devam etmesi için vücut pH’ının 7-7.7<br />

sınırları arasında tutulması gerekir. pH düzenlenmesinde böbrek etkin bir role sahiptir. Bu<br />

düzenlemede çeşitli tampon mekanizmaları görev alır.<br />

Ara Özet: Bu kısma kadar insanda böbrekleri yaptığı tuz, su, ph düzenlemeden<br />

bahsettik.<br />

Ara Geçiş: Diğer canlılar vücutlarındaki su ve tuz dengesini nasıl sağlıyorlar.<br />

234

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!