27.06.2013 Views

İNSAN ANATOMİSİ ve FİZYOLOJİSİ

İNSAN ANATOMİSİ ve FİZYOLOJİSİ

İNSAN ANATOMİSİ ve FİZYOLOJİSİ

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>İNSAN</strong> <strong>ANATOMİSİ</strong> <strong>ve</strong><br />

<strong>FİZYOLOJİSİ</strong><br />

Dr. Ahmet U. Demir


• Anatomi: kelime kökeni olarak “kesmek,<br />

parçalara ayırmak” anlamını taşır.<br />

• Anatomi kısaca yapının incelenmesidir.<br />

• Fizyoloji ise bu yapıların işlevinin<br />

incelenmesidir.


• Örnek olarak anatomi akciğerin<br />

konumunu, kısımlarını (loblarını) tanımlar;<br />

fizyoloji ise solunum işini, soluk alış <strong>ve</strong>riş<br />

düzenini, solunum sayısını, gaz değişimini<br />

tanımlar.


• Organ ortak bir işle<strong>ve</strong> sahip dokular<br />

topluluğu olarak tanımlanmaktadır.<br />

• Organ >>> doku >>> hücre


• Vücutta 78 farklı organ yer almaktadır.<br />

• İnsanlardaki temel 11 organ sistemi:<br />

• kas,<br />

• endokrin,<br />

• sindirim,<br />

• dolaşım,<br />

• lenfatik,<br />

• deri,<br />

• sinir,<br />

• üreme,<br />

• solunum,<br />

• iskelet <strong>ve</strong><br />

• ekzokrin sistemi


• Bazı organ sistemleri birlikte çalışır. Örnek<br />

olarak kas <strong>ve</strong> iskelet sistemi <strong>ve</strong>rilebilir.<br />

• Çoğunlukla bu iki sisteme birden kasiskelet<br />

(muskuloskeletal) sistem denir.


• Yaşamsal organlar beyin, kalp, böbrek,<br />

akciğer <strong>ve</strong> pankreastır.


• homeostaz,<br />

• oksidatif solunum,<br />

Konu başlıkları<br />

• solunum fizyolojisi,<br />

• sinir sistemi <strong>ve</strong><br />

• uyku fizyolojisi <strong>ve</strong> solunumsal<br />

değişiklikler şeklindedir.


Homeostaz<br />

• Homeostaz: “aynı durum” anlamına<br />

gelmektedir.<br />

• Aynı durum ~ aynı durumu korumak<br />

• Basitçe, vücudun denge içinde kalmasını<br />

ifade etmektedir.


• Vücut içinde hücrelerin işlevlerini<br />

sürdürebilmeleri açısından ortamdaki<br />

değişikliklerin kontrol edilmesi gerekir.<br />

• Değişiklik yaratan uyarıya tepki oluşturan<br />

iki türlü kontrol sisteminden söz edilebilir.


Homeostaz<br />

• Negatif kontrol sisteminde tepki, uyarıya ters<br />

yöndedir.<br />

• Homeostazda vücut işlevlerinin dengesi<br />

sağlanmaya çalışılır:<br />

• örneğin şekerli bir şey içtiğimizde kandaki şeker<br />

düzeyi yükselir<br />

• >>> Artan glukoz düzeyi pankreastan insülini<br />

uyarır >>> insülin glukozun hücrelere alınmasını<br />

sağlar >>> kan glukoz düzeyi normale gelir.


uyarı<br />

Negatif kontrol<br />

tepki<br />

tepki<br />

glukoz


• Pozitif etki tepki sisteminde ise tepki uyarı<br />

ile aynı yöndedir.<br />

• Uyarıyı pekiştirir.<br />

• Etkisini çoğaltır.<br />

• Dengeyi bozan bu sistem daha çok<br />

hastalıklar için söz konusudur.


Örnek olarak…<br />

• Damar sertliği (ateroskleroz) <strong>ve</strong>rilebilir.<br />

• Damar sertliği, damar duvarının elastik<br />

yapısını bozar, daralmasına yol açar.<br />

• Daralan damar, direnç artışı ile basıncı<br />

arttırır.


• Gözlere, böbreklere, uzuvlara giden<br />

dolaşım bozulur.<br />

• Kalbin önündeki yük artar, dolaşımın<br />

bozulması belirginleşir.<br />

• Diabet (şeker) hastalığı kan basıncını<br />

arttırarak damar sertliğini, damar sertliği<br />

kan basıncını arttırır.


• Pozitif etki tepki mekanizmasının normal,<br />

sağlığa zarar göstermeyen bir işleyişi için<br />

doğum sırasındaki uterus (rahim)<br />

kasılmaları gösterilebilir.


• Uterusun (rahimin) kasılması ile oksitosin<br />

hormonunun salgısı artar.<br />

• Oksitosin uterusun kasılmasının arttırtır.<br />

• Bu şekilde uterusta tekrarlayan güçlü<br />

kasılmalar doğum olayını kolaylaştırır.


uyarı<br />

Pozitif kontrol<br />

tepki<br />

tepki<br />

kasılma<br />

tepki<br />

doğum


Sonuç 1.<br />

• Vücut dokularının yaşamaları için<br />

ortamdaki kimyasal dengelerin sağlanması<br />

önemlidir.<br />

• Homeostaz bu dengeyi sağlayan, dengeyi<br />

bozucu etkenlere/uyarılara karşın normal<br />

durumu korumaya çalışan sistemi<br />

tanımlar.


• Yaşamak için enerji<br />

• Enerji için beslenme<br />

Yaşam - Enerji<br />

• Enerjinin depolanması


• Besinlerden alınan glukoz 6 karbonlu bir<br />

moleküldür.<br />

• Glukoz içindeki kimyasal bağlar kırılınca<br />

enerji <strong>ve</strong> CO2 açığa çıkar. Glukozun<br />

yıkımı glikoliz <strong>ve</strong> sitrik asit siklusu ile olur.<br />

• Besinlerden alınan bir çok molekül glukoza<br />

çevrilebilir


Oksidatif solunum<br />

• Bu döngü aşağıdaki şekilde şematize edilebilir:<br />

• Besin >>>> NADH (indirgeyen ajanlar) >>>> ATP >>>><br />

enerji<br />

• Oksidatif fosforlasyona eşlik eden reaksiyonlar<br />

• ADP3- + HPO42- + H+ >>>> ATP4- + H2O<br />

(Fosforilasyon, enerji gerekli, Go= +30.5 kJ)<br />

• İndirgenme reaksiyonu: NADH >>>> NAD+ + H+ + 2e-<br />

(kendiliğinden, , Go= -158.2 kJ)<br />

• ½ O2 + 2H+ + 2e->>>> H2O (kendiliğinden, Go= -61.9<br />

kJ)<br />

• (Go enerji gereken reaksiyonlarda pozitif olarak, enerji<br />

<strong>ve</strong>ren reaksiyonlarda ise pozitif olarak ifade edilmektedir)


Krebs döngüsü


Elektron taşıma zinciri


Sonuç 2.<br />

• Vücudumuzda hücrelerin, organların işlevi<br />

için enerji gereklidir.<br />

• Enerji kaynağı olan besinlerden enerji elde<br />

etmenin en <strong>ve</strong>rimli yolu oksijen aracılığı ile<br />

ATP oluşturulmasıdır.<br />

• Oksidatif fosforilasyon olarak bilinen bu<br />

işlem hücresel solunuma denk<br />

düşmektedir.


Solunum fizyolojisi


Bronş Ağacı


Bronş sistemi<br />

• İleti havayolları: trakea (1) – bronşlar (2-7) – non<br />

respiratuar bronşioller (8-19)<br />

• Gaz değişimi: respiratuar bronşioller (20-23) –<br />

al<strong>ve</strong>oler duktus (24-27) - al<strong>ve</strong>oller


Ventilasyon<br />

• Akciğer hacimleri: Ekspiryumda küçük<br />

havayollarının kapanması nedeniyle tüm hava<br />

dışarı atılamaz (rezidüel volüm)<br />

• Akciğerlerin genişleyebilmesi, elastik doku


Gaz değişimi<br />

• Oksijen kanda büyük oranda hemoglobine<br />

bağlanarak taşınır.<br />

• Oksijen saturasyonu: Hemoglobinin oksijene<br />

bağlanma oranı


• Solunum sistemi<br />

I ... Solunum<br />

• Solunum kontrolü (SSS)<br />

• Ventilatuar pompa<br />

• Gaz değişimi (al<strong>ve</strong>oller <strong>ve</strong> pulmoner<br />

kapilerler, Oksijen alımı <strong>ve</strong> Karbon dioksit<br />

atımı)


• Solunum düzeni<br />

– solunum merkezi,<br />

– beyin korteksi <strong>ve</strong><br />

– çevre dokulardan gelen<br />

mekanik <strong>ve</strong> kimyasal<br />

uyarılar ile<br />

şekillenmektedir.<br />

• Solunum merkezi<br />

medullada,<br />

• İnhibe edici olduğu<br />

düşünülen pnömotaksik<br />

merkez ponsta yer<br />

almakta.<br />

Solunum Sistemi<br />

Üst<br />

Havayolu<br />

Karotid<br />

cisimcik<br />

Mekanoşimik<br />

Reseptörler<br />

Akciğer-göğüs duvarı<br />

Korteks<br />

Medulla<br />

Medulla<br />

Respiratuar<br />

kemoreseptör<br />

nöron<br />

Nöromusküler<br />

uyarı


… İşlev<br />

• Solunum sisteminin/akciğerlerin<br />

işlevi: <strong>ve</strong>ntilasyon, gaz değişimi<br />

(Oksijen alımı <strong>ve</strong> Karbon dioksit atımı)<br />

• O2: yaşamsal metabolizma/enerji<br />

üretimi/ATP/oksidatif fosforilasyon<br />

• CO2: metabolizma >>> solunum<br />

merkezini uyarır


Al<strong>ve</strong>oler Ventilasyon<br />

• VA = K x VCO 2/PaCO 2<br />

• VA: Al<strong>ve</strong>oler Ventilasyon<br />

• VCO2: CO2 üretimi<br />

• PaCO2 al<strong>ve</strong>oler <strong>ve</strong>ntilasyonla ters<br />

orantılı (al<strong>ve</strong>oler <strong>ve</strong>ntilasyonu<br />

yansıtıyor)


Ventilatuar Pompa<br />

• Göğüs duvarı kasları<br />

• … iskelet sistemi (kaburga, kıkırdak,<br />

omurga)<br />

• … bağ dokusu<br />

• Havayolları<br />

• Plevra<br />

• Omurilik <strong>ve</strong> periferik sinirler


Oksijenin Dokulara Taşınması<br />

Oksijenin taşınması (DO 2, ml/dk):<br />

kalp debisi (Qt) x arteriyel oksijen içeriği/ hacmi (Cao2)<br />

CaO2: arteriyel oksijen saturasyonu (Sao 2) x hemoglobin<br />

konsantrasyonu x hemoglobin- oksijen bağlama kapasitesi.


Arteryel Oksijen Saturasyonu


Kanın Oksijen Taşıma<br />

Kapasitesi<br />

• Kanda Oksijenin çoğu hemoglobine bağlı<br />

olarak taşınır<br />

• Normalde, (Pao2


Oksijenin Dokulara<br />

Ulaşmasında Sorunlar<br />

• Kalp debisinde ↓ (düşük akım hipoksemisi)<br />

• Hemoglobin konsantrasyonunda ↓ (anemi) <strong>ve</strong>ya<br />

oksijen bağlanmasında <strong>ve</strong>ya serbestleşmesinde<br />

sorun (hemoglobinopati)<br />

• Oksijenin kana karışmasında sorunlar<br />

(hipoksi/doku hipoksisi) (hipo<strong>ve</strong>ntilasyon, V/Q<br />

dengesizliği, düşük oksijen konsantrasyonunda<br />

solunum)


Solunumun Kontrolü<br />

• Metabolik: Kemoreseptörler (CO2, O2),<br />

vagal sinirler (intrapulmoner reseptörler)<br />

• Davranışsal: konuşma, yemek yeme vb.<br />

• Uyanıklığa bağlı (serebral korteks)


Uykuda Solunumun Kontrolü<br />

Metabolik: Kemoreseptörler (CO2,<br />

O2), vagal sinirler (intrapulmoner<br />

reseptörler)<br />

Davranışsal: konuşma, yemek<br />

yeme vb.<br />

Duyarlılık<br />

azalıyor<br />

Azalıyor<br />

Uyanıklığa bağlı (serebral korteks) Ortadan<br />

kalkıyor<br />

CO2: karbon dioksit, O2: oksijen


Sonuç 2.<br />

• Solunum sistemi Yaşam için gerekli olan<br />

oksijenin alınması, metabolizma sonucu oluşan<br />

karbon dioksitin uzaklaştırılması işlevini yerine<br />

getirir.<br />

• Oksijen kanda büyük oranda Hemoglobine bağlı<br />

halde taşınır.<br />

• Oksijen saturasyonu Hemoglobinin oksijene<br />

bağlanma oranını ifade eder.<br />

• Oksijen saturasyonunun %90’ın altında olması<br />

kanda oksijenin yetersiz olduğu (hipoksemi)<br />

anlamına gelir.


Sonuç 2.<br />

Solunum sistemi akciğerler, göğüs kafesinin<br />

genişlemesini sağlayan başta diyafram<br />

olmak üzere kaslar, sinir kas iletisi,<br />

beyinde solunumum merkezleri, arteryel<br />

kandaki pH, PaCO2, PaO2 gaz<br />

değişiklikleri ile yönetilir.


Sonuç 2.<br />

Dokulara yeterli düzeyde oksijen gitmesi –<br />

yeterli oksijen içeriği sağlanması- için<br />

solunum sisteminin yanı sıra kalp <strong>ve</strong><br />

dolaşım sisteminin, kanda Hemoglobin<br />

molekülünün yeterli düzeyde olması<br />

gerekir.


Sinir Sistemi<br />

• Sinir sisteminin organizasyonu: vücuttan<br />

beyine bilgi yollanması <strong>ve</strong> beyinden alınan<br />

bilgilerin vücuda iletilmesini sağlayan<br />

nöronlar aracılığıyladır.


• Nöronlar sinyal alma, işleme <strong>ve</strong> iletme<br />

konularında uzmanlaşmış hücrelerdir. Glial<br />

hücreler nöronların işlevi için gerekli<br />

ortamı sağlar.


• Merkezi sinir sistemi: glial hücreler<br />

ependimal hücreler, astrositler,<br />

oligodendrositler <strong>ve</strong> mikrogliadır.<br />

• Periferik sinir sisteminde glial hücreler<br />

Schwann hücreleri <strong>ve</strong> satelit hücrelerdir.


• Nöronların uyarı iletimi diğer nöronlarla<br />

buluştukları sinaps noktalarında nöronun<br />

terminal dalları ile diğer nöronun dendritleri<br />

arasında olur. Bu şekilde sinyal alınması<br />

<strong>ve</strong> yollanması gerçekleşir.


• Myelin kılıf aksonun çevresindeki yağlı<br />

membran (zar) elektrik iletkenliğini, uzun<br />

mesafelerde hızlı şekilde sağlar.<br />

• Aksondan sinyal geldiğinde terminal<br />

dallardan salınan moleküller<br />

nörotransmitter olarak adlandırılır.


• Santral sinir sistemi beyin <strong>ve</strong> omurilikten<br />

(spinal cord) oluşur.<br />

• Beyin ise serebrum, serebellum,<br />

hipotalamus <strong>ve</strong> beyinsapından oluşur.


• Omurilik periferik sinir sisteminden <strong>ve</strong>ri<br />

alıp (ses, görüntü, dokunma duyusu)<br />

merkezi sinir sistemine işlemesi için<br />

gönderir. Merkezi sinir sisteminden bu<br />

girdilere yanıt olarak gelen komutlar<br />

(örneğin bacağı <strong>ve</strong>ya kolu hareket<br />

ettirmek, göz kırpmak) periferik sinir<br />

sistemine ulaştırılır.


• Periferik sinir sistemi: vücuttan girdiler<br />

alarak kontrolünü sağlar. Çevreden <strong>ve</strong>ri<br />

sağlayan duyu organları duyusal sinir<br />

sistemini oluşturur. Bu <strong>ve</strong>rileri merkezi sinir<br />

sistemine iletirler.


• Motor sinir sistemi ise ikiye ayrılır.<br />

• Somatik sistem: istemli hareketleri kontrol<br />

eder (iskelet kaslarının kasılması, örneğin<br />

kol, bacak kasları).<br />

• Otonomik sinir sistemi: istemsiz (otonomik)<br />

hareketleri (kalbin atması, damarların<br />

büzülmesi/kontraksiyonu vb) kontrol eder.


Beynin elektriksel aktivitesi<br />

• Alfa: uyanık, gözler<br />

kapala<br />

• Beta: uyanık, gözler açık<br />

• Teta: uyku başlangıcında<br />

görülür<br />

• Delta: derin uyku<br />

dalgaları, süt çocuğu<br />

döneminde uyanıkken<br />

normal, erişkinde<br />

uyanıkken anormal


Sonuç 4.<br />

• Sinir sistemi beyin, beyin sapı, periferik<br />

sinirler, sinir kılıfları, bağ dokudan oluşur.


Sonuç 4.<br />

• İstemli hareketleri yürüten merkezler,<br />

fizyolojik değişiklikleri düzenleyen<br />

merkezler vücut organlarından aldıkları<br />

uyarılarla biçimlenir.


Sonuç 4.<br />

• Tüm bu değişiklikleri yöneten (orkestra şefi<br />

gibi) merkezi sinir sistemidir.<br />

• Merkezi sinir sitemi ile organlar <strong>ve</strong> kaslar<br />

arasındaki iletişimi sağlayan ( trafiği<br />

düzenleyen) periferik sinir sistemidir.


uyku fizyolojisi <strong>ve</strong> solunumsal<br />

değişiklikler


Niçin Uyuruz?<br />

• Yaşamımızın nerede ise üçte birini<br />

oluşturan uykunun işlevi hakkında kesin<br />

bir bilgi yoktur.<br />

• Basit bir anlatımla (gündüz) uykulu olmayı<br />

engellemek için uyuduğumuz söylenebilir.


Uyku Neden/Nasıl?<br />

• Uyanıklık sırasında aktif olan beyin<br />

merkezlerinin yorularak inaktif hale<br />

geldiğini öne sürmüştür.<br />

• Beyin sapı midpontil alanda kesi<br />

oluşturulan hayvanlarda uykuya dalmanın<br />

ortadan kalkması bu savı geçersiz kılmıştır


Uyku<br />

• Uyku çevresel uyaranların pek<br />

algılanmadığı bir dönemdir<br />

• Komadan farkı:<br />

– bu durumun çok hızlı bir şekilde<br />

“düzelebilmesi”<br />

– kişinin uykulu olduğunu <strong>ve</strong><br />

– uyuduğunu bilmesidir.


Günlük Uyku Gereksinimi<br />

4<br />

saat<br />

8<br />

saat<br />

1910’lar ortalama uyku süresi: 9 saat,<br />

Günümüzde: 7 saat!<br />

10<br />

saat


Uyku Fizyolojisi<br />

• Uzun süre uykusuz kalmak hayvanlarda<br />

öldürücü olabilirken insanlarda zihinsel <strong>ve</strong><br />

davranışsal bozukluklara yol açar.<br />

• Uykusuzluk uyku ihtiyacını, “uykuya<br />

meyilli” olmayı arttırır.


Uyku - Uyanıklık<br />

• Uyku uyanıklık döngüsünü sağlayan sistemler:<br />

• Homeostatik sistem: uyku ile uyanıklıkta geçen<br />

sürelerin dengesini sağlamaya çalışır.<br />

• Uyku baskısı uyanıkken artar, uykuyla çözülür<br />

• Sirkadiyen sistem: beyindeki biyolojik saat<br />

tarafından geliştirilen ritim günün saatiyle<br />

(sosyal olarak kabul edilen zaman) uyum<br />

sağlamaya çalışır.<br />

• Uyanıklık baskısı gündüz artar, gece azalır.


Uyku Uyanıklık Döngüsü<br />

• Homeostaz vücut işlevlerinin dengesini sağlamaya<br />

çalışır<br />

• (S): uyku baskısı<br />

• Sirkadiyen işleyişte vücutta gece gündüz arasında<br />

değişiklikler oluşur (C): uyanıklık baskısı


• Bilişsel işlevler/evde<br />

işten ayrı kalıp<br />

uyuyabilme yetisi<br />

• Dış etkenler:<br />

– iş ortamı (iş yükü)<br />

– İkincil işler (hobi, ek iş)<br />

– Ev ortamı (uyku, ev<br />

işleri)<br />

– Sosyal etkenler (ev <strong>ve</strong><br />

işte sosyal destek)<br />

Uyku - Uyanıklık<br />

• İçsel etkenler<br />

• Kişinin vardiyalı iş<br />

koşullarına dayanıklılığı


Memelilerde uyku uyanıklık<br />

• Gündüz aktif: diurnal<br />

• Gece aktif: noktürnal<br />

• Duyu sistemleri: diurnal memelilerde görme,<br />

noktürnal memelilerde koklama <strong>ve</strong> işitme


Sirkadyen Ritm Yönlendirme +/-<br />

• İlk 10 gün düzenli uyku<br />

uyanış (2300-700)<br />

‘‘entrained’’ rhythm.<br />

• 11. günden sonra:<br />

aydınlık karanlık uyarısı<br />

ortadan kaldırılmış.<br />

İstediği saatte ışığı<br />

yakıyor, saati görmüyor<br />

• Ritmin peryodu >24 sa:<br />

‘‘free-running’’<br />

(——: uyanık - - - : uyuyor)


Sirkadiyen Ritm<br />

• Zamanı belirleyen dışsal uyarılar olmadan<br />

kendiliğinden işleyebilir. Dışsal uyarıların<br />

yokluğunda sirkadiyen ritme göre gün<br />

uzunluğu tam 24 saat değildir<br />

• (circa: etrafında-civarında, dies: gün).<br />

• Normal koşullarda sirkadiyen ritmi<br />

aydınlık-karanlık döngüsü belirler<br />

(suprakiazmatik nükleus).


Suprakiazmatik Nükleus (SKN)<br />

• Ana ritim düzenleyici<br />

• Hücre düzeyinde genetik <strong>ve</strong> moleküler<br />

düzenleniş<br />

• Hormonların sirkadiyen kontrolü


Melatonin<br />

• Hipofiz bezi: SKN ile fizyolojik ilişki içinde<br />

melatonin üretimi <strong>ve</strong> salgısını düzenler<br />

• Posterior diensefalik germinal epitelden köken<br />

alır


Melatonin<br />

• Melatonin hemen hemen tüm memelilerde<br />

sirkadyen şekilde üretilir<br />

• Yüksek seviyeler: gece<br />

• Düşük seviyeler: gündüz


Melatoninin Uyku Başlangıcındaki<br />

İşlevi<br />

• Üretiminin başlaması: Suprakiazmatik nükleusda<br />

uyarı çıkışında azalma ile akşama doğru artar<br />

• >>> sempatik aktiviteyi uyarır >>> Melatonin<br />

üretimi <strong>ve</strong> salınması<br />

• >>> Suprakiazmatik nükleusda uyarı çıkışını<br />

inhibe eder<br />

• >>> Uyanık kalma için sirkadyen güdüyü azaltır


Uyku – Uyanıklık - Beyin<br />

• Uyku-uyanıklık<br />

siklusu sirkadiyen bir<br />

ritim gösterir<br />

• Hipotalamusta<br />

suprakiazmatik<br />

nukleus<br />

• Retino-hipotalamik<br />

traktus


Uyku - Uyanıklık<br />

• Önbeyin <strong>ve</strong> kortikal arousal/uyanma<br />

davranışı >>> beyinsapı üst kısmında ponmidbrain<br />

bileşkesi yakınından çıkan<br />

yolaklar<br />

• Talamus <strong>ve</strong> bazal forebrain’e uzanan<br />

projeksiyonlarıyla farklı bir çok nöron<br />

topluluğu uyanıklığı yönetir


Asendan Retiküler Akti<strong>ve</strong> edici Sistem<br />

• Asendan Retiküler Akti<strong>ve</strong> edici Sistem<br />

(ARAS) >>> korteks <strong>ve</strong> önbeyin<br />

alanlarında yaygın uyarı<br />

• ARAS’dan projeksiyonlar:<br />

• 1. beyin sapından bazal önebeyin <strong>ve</strong><br />

serebral kortekse<br />

– Raphe’nin serotonin nöronları<br />

– Locus coeruleus’un noradrenalin<br />

nöronları<br />

– substantia nigra <strong>ve</strong> <strong>ve</strong>ntral<br />

tegmental alanın dopamin<br />

nöronları<br />

• 2. diensefalik <strong>ve</strong> bazal önbeyine <strong>ve</strong><br />

sonrasında kortekse<br />

Sleep Medicine 8 (2007) S27–S33<br />

(ARAS)


Asendan Retiküler Akti<strong>ve</strong> edici Sistem<br />

(ARAS)<br />

JOURNAL OF BIOLOGICAL RHYTHMS, Vol. 21 No. 6, December 2006 482-493


Ventrolateral Preoptik Nükleus<br />

• Ventrolateral preoptik<br />

nükleus: uykuyu<br />

uyarma etkinliğine<br />

sahip<br />

• Hasar >>> insomni <strong>ve</strong><br />

uyku bölünmesi<br />

JOURNAL OF BIOLOGICAL RHYTHMS, Vol. 21 No. 6, December 2006 482-493


Uykunun Fonksiyonları<br />

• Yaşamsal enerji depolanır<br />

• REM: sinir sisteminin aktif gelişimi<br />

• Yavaş dalga uykusu sırasında önemli<br />

ölçüde büyüme hormonu salgılanır<br />

• Dokular onarılır, yaşlanma gecikir


Uykuya Dalarken<br />

• Solunum uyarısı için gerekli PaCO 2 eşik<br />

düzeyi artmakta,<br />

• Tidal volümde dalgalanmalarla (periyodik<br />

solunum) azalma<br />

• Solunum hızı pek değişmemekte,<br />

• Hipo<strong>ve</strong>ntilasyon (evre I <strong>ve</strong> II’de %13, evre<br />

III <strong>ve</strong> IV’de ise ek olarak %15 azalma)<br />

gelişmekte


Uyku <strong>ve</strong> Solunum<br />

• Al<strong>ve</strong>oler <strong>ve</strong>ntilasyondaki azalma sonucu<br />

– PaCO 2’de 3-7 mmHg yükselme,<br />

– PaO 2’de 3.5-9.4 mmHg azalma,<br />

– Oksijen saturasyonunda yaklaşık %2’lik azalma olur<br />

• Bu değişikliklerin normalde klinik bir önemi<br />

yoktur.<br />

• Ancak gün içinde oksijen saturasyonu sınırda<br />

olan hastalar için (kronik obstrüktif akciğer<br />

hastalığı vb) uyku (özellikle REM dönemi)<br />

solunum açısından zorlu bir dönemdir.


Uyku <strong>ve</strong> Solunum<br />

• Uyku sırasında apne eşiği artmaktadır<br />

• Apne eşiği: karbon dioksit belirlir bir<br />

düzeyin altına inerse solunumun durması


REM Döneminde<br />

– Göğüs kafesinin solunuma katılımı<br />

azalırken batın kaslarının solunuma<br />

katkısı artar.<br />

– Kas lifleri fazla sayıda olmadığından<br />

diyafram çok etkilenmez.<br />

– Diyaframın kasılma etkinliğindeki<br />

azalma nöromusküler (kas <strong>ve</strong> sinir)<br />

hastalığı olanlar dışında pek önemli<br />

sonuca yol açmaz.


Uykuda Fizyolojik Değişiklikler<br />

NREM REM<br />

Kalp hızı ↓ ↑↓<br />

Solunum hızı ↔ ↑↓<br />

Kan basıncı ↔ ↑↓<br />

Beynin O2 tüketimi ↓ ↑<br />

Vücut ısısı ↓ ↑↓<br />

Solunum merkezinin PO2 <strong>ve</strong><br />

PCO2’ye yanıtı<br />

↓ ↓<br />

Vagal tonus ↑ ↓<br />

Sempatik tonus ↓ ↑


Sonuç 5.<br />

• Uyku uyanıklığı sağlayan merkezlerle,<br />

uykuya geçişi düzenleyen sistemler<br />

arasındaki etkileşimle düzenlenir.<br />

• Gün ışığı uyku saatlerinin<br />

düzenlenmesinde, güne uyum<br />

sağlanmasında önemlidir.


Sonuç 5.<br />

• Uyku sırasında metabolizmada azalma,<br />

solunum merkezinin uyarılabilirliğinde<br />

azalma <strong>ve</strong> sonuçta solunumda azalma<br />

(hipo<strong>ve</strong>ntilasyon) görülür.


Sonuç 5.<br />

• Çizgili kas etkinliğinde azalma görülen<br />

REM döneminde yarımcı solunum<br />

kaslarının solunuma katılması azalmıştır.<br />

• Solunum hastalığı olan bireylerde REM<br />

döneminde belirgin oksijen saturasyon<br />

düşmeleri görülür.


Sonuç 5.<br />

• Dolayısıyla fizyolojik değişikliklerin<br />

görüldüğü uyku dönemi kronik havayolu<br />

hastalığı, motor nöron hastalığı olanlar için<br />

solunum açısından zorlu bir dönem haline<br />

gelebilir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!