GİRİŞ VE AMAÇ
GİRİŞ VE AMAÇ
GİRİŞ VE AMAÇ
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
kompeksi yöntemi kullanarak, E-cadherin ekspresyonunun özofagus, mide ve meme<br />
kanserleri dahil çeşitli organ kanserlerinin %45,5’inde azaldığını bildirmiştir (57).<br />
Başka araştırmacılar in vitro hücre hatlarında ve in situ karsinomlarda çeşitli<br />
ekspresyon modelleri bildirmişlerdir. Ancak kanserli olmayan epitelyal hücreler<br />
enflamasyonlu dokularda veya kansere bitişik bir alanda bile hücre-hücre sınırlarında<br />
stabil ekspresyon gösterirler. Bu gözlemler, E-cadherinin bozulmuş ekspresyonunun,<br />
malign transformasyonlu hücrelerin bir karakteristiği olduğunu ortaya koymaktadır. Ecadherin<br />
ekspresyonundaki bu azalma artık, cadherin peptidlerinin proteaz bölünmesi<br />
ve E-cadherin yapısal genindeki mutasyonlar veya E-cadherin geninin transkriptlerinde<br />
bir bozulma veya bastırılma olarak kabul edilmektedir. E-cadherin geninin bulunduğu<br />
16q alelik kaybı ve translasyonel bozukluk da insan kanserlerinde anormal E-cadherin<br />
ekspresyonunun olası mekanizmaları olarak bildirilmiştir (58). İlginç olan şu ki,<br />
patolojik incelemeler tümörlerin çoğunluğunun, heterojenöz bir şekilde, azalmış Ecadherin<br />
ekspresyonuna sahip olduğunu göstermiştir. Çok metastatik hücrelerin, hücre<br />
kültürü koşullarına bağlı olarak kolayca çeşitlilik gösteren stabil olmayan bir Ecadherin<br />
ekspresyonuna sahip olduğu bildirilmiştir. Mareel ve ark.’ları (59), çıplak<br />
farelerde MDCK (Madin-Darby canine kidney ) hücrelerinin E-cadherininin in vivo<br />
ortamda tersine çevrilebilir bir şekilde aşağı yönde düzenlendiğini göstermiştir.<br />
Dolayısıyla, heterojenöz E-cadherin ekspresyonu, yalnızca tümör heterojenliğinden<br />
değil aynı zamanda in vivo ortamda bir klonda stabil olmayan ekspresyondan da<br />
kaynaklanabilir (51).<br />
E-cadherin ve tümör diferansiyasyonu: İmmünohistokimyasal araştırmalarda,<br />
diferansiye tipte tümörler olarak sınıflandırılan, epitelyal morfolojiye sahip tümörlerde<br />
yüksek miktarda cadherin ekspresyonu görülürken, diferansiye olmayan tipte tümörler<br />
olarak sınıflandırılan, yayılan morfolojiye sahip tümörlerde bu moleküllerin<br />
ekspresyonu daha az görülür. E-cadherin ekspresyonunun az olması ile tümör<br />
diferansiyasyonu kaybı arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir korelasyon vardır. Diğer<br />
bir deyişle, E-cadherin ekspresyonu veya fonksiyonu bozulduğunda artık epitelyal<br />
yapılar oluşmaz. Bu gözlemler cadherinlerin, doku morfolojisinin önemli belirleyicileri<br />
olduklarını öne süren in vitro deneylerle tutarlıdır. Mc Neil ve ark.’ları (60) ise Ecadherinin,<br />
hücre polaritelerinin oluşmasında önemli bir faktör olan Na+, K+-<br />
ATPase’in polarize dağılımına sebep olduğunu bildirmiştir (51,60).<br />
E-cadherin ve kanserin yayılması: E-cadherin ekspresyonunda bozukluk<br />
sıklıkla, morfolojik derecede, yayılma özelliği ve lenf düğümü tutulumu ile tanımlanan<br />
17