27.06.2013 Views

İLK ÇAĞ ANADOLU DEVLETLERİNDE ORDU

İLK ÇAĞ ANADOLU DEVLETLERİNDE ORDU

İLK ÇAĞ ANADOLU DEVLETLERİNDE ORDU

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yöntemiyle, ağız ortasına flanş dökülmüş düz bıçaklara da rastlanılır, ikinci bin yılın ilk<br />

yarısında sap uca perçinlerle tutturulurdu ama sonraları daha gelişkin bir form popüler<br />

oldu: Bıçak ve kabza tek parça olarak dökülüyor, ardından kabzanın her iki yanına<br />

perçinler ve flanşlı kenarlarla ahşap ya da kemik kakma ekleniyordu. Batı Anadolu'da<br />

doğal olarak Ege ve Avrupa etkilerinin izleri vardır; yaprak biçimli bıçağı ve<br />

"boynuzlu" tutamağıyla Thermi'de (Midilli adasında küçük bir yerleşme) bulunan bir<br />

hançer örnek verilebilir. Ancak bu silahın ortasına dökülen geniş flanş, ithal değil yerli<br />

yapım olduğunu düşündürür. Benzer etkilerin doğuya doğru yayılması, İzmir’in<br />

doğusunda Karabel'in, Ankara yakınlarında Gavurkalesi'nin ve Yazılıkaya'nın<br />

kabartmalarındaki kılıç betimlerinde görülebilir. Birinci binyıl başlarında, güneydoğuda<br />

Sinjerli kadar uzağa erişmişlerdi. Birçok kılıç ve hançerin taş, kemik ya da madenden<br />

topuzu vardı ve silahların kendisi kaybolduğunda genellikle geriye bunlar kalıyordu. 190<br />

Hitit askerinin taşıdığı bir diğer silah da baltaydı, iki ana biçimi vardı: bir delik<br />

yardımıyla sapa sabitlenenler ve yassı ağızları sapta açılan bir yarığa sokularak<br />

sabitlenenler. Sap delikli baltaların Anadolu'daki ilk örnekleri, belli ki bu silahların<br />

taştan yapılma benzerlerinden evrilmişti ama kısa süre sonra metale özgü biçimler<br />

gelişti. Anadolu'da bulunan örneklerin çok farklı bölgelerden etkiler taşıması, ikinci<br />

binyılda maden işçiliğinin hayli uluslararası bir nitelik kazandığını ve ustaların ulusal<br />

sınırlardan az etkilenen ticaret yolları üzerinde çalıştığını düşündürür. Kültepe’de<br />

bulunan ve binyılın ilk yarısına tarihlenen baltalar, bıçağın yuva seviyesinden<br />

yükselişiyle Asur karakteristiği gösterir ve bu yerleşmede Asur ticaret kolonilerinin<br />

varlığına bağlanabilir. Ancak sap deliğini çevreleyen kaburgalar, yalnız doğu<br />

Anadolu'nun değil Suriye, İran ve kuzey Kafkasya'nın da özelliğidir ve özel bir topluluk<br />

unsuruyla doğrudan bağlantılanamaz. Belki de en meşhur saplı balta, Boğazköy Kral<br />

Kapısı'ndaki figürün taşıdığıdır. Sapın arkasında görülen sivri çıkıntılar yukarıda söz<br />

edilen kaburganın gelişkin biçimidir 191 Ancak balta bıçağı, benzeri yalnızca<br />

Kafkasya'da görülen bir türdür. Kıvrık ahşap sap ve ucundaki püskül, arkeolojik örneği<br />

henüz bulunmamış bir silahı oluşturur. Yuvası olmayan yassı baltalar konusu, tam<br />

açıklığa kavuşmamıştır. Örneğin bunun silah değil ahşap ya da maden işçiliğinde<br />

kullanılan alet olması ihtimaliyle karşılaşılabilir. Ancak en azından bir kısmının keski<br />

190 Macqueen, 2001: 65<br />

191 Bet Şean'da on dördüncü yüzyıldan kalma bir Filistin örneğinde de görülmüştür.<br />

83

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!