Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
yapılmışsa da, Lidyalıların piyade sınıfının da Kızılırmak’a kadar genişleyen<br />
sınırlarında ve türlü savaşlarında etkin bir öge olduğunu söylenebilir.<br />
Lidya piyadesi irdenleneceği zaman, Uşak yöresinde bulunan gümüş alabastron<br />
üzerindeki savaşçıları betimleyen resim, Lidya piyadelerinin donanımları ve biçimleri<br />
bakımından bir hayli doyurucu bilgi vermektedir. (Bkz. Res. 9-a) Burada Lidya<br />
piyadelerinin tıpkı Frig tarzında olduğu gibi sorguçlu ve hatta yalnızca gözleri açıkta<br />
bırakan bir miğfer taktığını, mızrak ve yuvarlak kalkan taşıdığını, alt kısımda kısa bir<br />
giysi ile birlikte üst kısmı örtücü bir zırh görmekteyiz. Heredot, Pers egemenliği altında<br />
bağımsızlıklarını yitirmiş olarak Pers ordusuna katılan Lidyalılardan bahsederken :<br />
“Lidyalıların silahları Yunanlılarınkine çok benziyor” demektedir. (Heredot, 20006 :<br />
543)<br />
Piyade kuvvetleri savaşlarda asıl yükü taşırdı. Bilhassa Hititlerde, krallığın ilk<br />
yıllarında yapılan gece saldırılarında ve daha sonraki dönemde savaş arabalarının âtıl<br />
kaldığı dağlık bölge savaşlarında ordunun yükünü piyade çekmekteydi. 133 Örnek olarak<br />
Kadeş Savaşı'nda piyadeler, ani düşman saldırısına karşı askeri malzeme ve yükleri<br />
korumak gibi basit bir işlev görmüşlerdi. Ancak Anadolu tepelerinde tek başlarına,<br />
kendilerine özgü bir savaş sürdürüyorlardı ve yanlı olduğu kabul edilmesi gereken<br />
kraliyet kayıtlarına bakılırsa bu savaş türünde de Hitit ordusu düşmanlarına üstünlük<br />
sağlayabiliyordu. Bu üstünlük, yüksek tahrip gücünden çok, eğitim ve disipline<br />
bağlıydı. Bu sayede Hitit komutanları doğal özelliklerden yararlanarak ya da karanlığa<br />
sığınarak bölüklerini çok uzaklara kadar götürebiliyor ve başarılı bir saldırıda çok<br />
önemli olabilecek şaşırtma öğesini ustalıkla kullanabiliyordu. Saldırı zamanı geldiğinde,<br />
yürüyüş kolu hızla savaş saflarına dönüşebiliyor ve toparlanmaya zaman bulamayan<br />
düşman ordusunu ezip geçiyordu. Yazılıkaya kabartmasında açıkça görülebilen savaşçı<br />
tanrıların düzenli ilerleyişi, Hitit piyadesinin savaşta düşman üzerine ani ve kararlı<br />
yürüyüşünün bir örneği olarak gösterilebilir. Her ne kadar buradaki tanrıların ellerinde<br />
orak biçimli silahlar bulunsa da (Bkz. Res. 8-a), Hitit piyadesi, temel saldırı silahını,<br />
savaştığı coğrafi zeminin niteliğine göre değiştirmekteydi.<br />
133 Brandau v.d, 2004: 243.<br />
60