Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ülkesinin tanrılarının huzuruna gidilir, onlara ekmek ve et sunulur. Ayrıca Hatti<br />
tanrılarına, Ordunun Fırtına Tanrısı’na ve Savaş Tanrısı'na kurban ve uygun miktarda<br />
içki sunulur. Sonra rahip, ayinde kullanılan gereçleri ve koyun derilerini alır. Orduya<br />
döndükten sonra, artık savaşa gitmek için tüm dinsel törenler tamamlanmış olur.<br />
(Akurgal, 1982:65) İnsanların alınyazıları gibi, savaşların alınyazılarının da tanrılar<br />
tarafından belirlenildiğini gösteren yukarıdaki metin, Hitit düşüncesini çok iyi<br />
yansıtmaktadır. Anlaşıldığına göre, savaşlarda bir hak ve haksızlık söz konusudur ve<br />
haklılığını tanrılar mahkemesinde kanıtlayan taraf, tanrıların savaşta kendisine yol<br />
göstereceğine ve yardım edeceğine de inanırdı. Örneğin, II. Murşili, yıllıklarında,<br />
ordusu ilerlerken, önlerine çıkan bir kuşun uçuşunu, tanrının kendilerini tuzağa<br />
düşmekten koruyan bir uyarı işareti olarak yorumladığını görüyoruz. Yine aynı kralın<br />
Arzava seferlerinin üçüncü yılında, Fırtına Tanrısı, yine savaşa müdahale ederek,<br />
gücünü göstermiş ve gönderdiği bir yıldırım sonucu düşman kral hastalanmıştır. Diğer<br />
yandan, harekâtın nasıl yapılması gerektiğini, tanrıların hangi yolu ya da savaş biçimini<br />
önerdiklerini anlamak için fallara da başvurulurdu. II. Murşili sefer için tanrıçaya şöyle<br />
sesleniyor : “beni çocuk (diye) çağıran beni küçük gören senin Arinnanın güneş<br />
tanrıçasının topraklarını almaya kalkışan etraftaki düşman ülkelerine karşı benim<br />
yanıma aşağıya gel ve o etraftaki düşman ülkelerini benim önümde öldür.” (Alp, 2001:<br />
125) Özellikle, dindar bir kral olan III. Hattuşili döneminde, hemen hemen her sefer<br />
için fala başvurulmuş olduğunu bilinmektedir. Kaşkalar'a karşı girişilen seferlerden<br />
birinde; kral ve ordunun Haharava Dağı'nda gecelemesi uygun muydu? Orduda bir<br />
salgın hastalık çıkabilir miydi? Majeste, Tizilima kentinin insanlarına yaklaşacaktı;<br />
tanrıların buna izni var mıydı? gibi sorulara fal bakılarak yanıt bulunmaya çalışılıyor ve<br />
bu fallarda elde edilen olumlu ya da olumsuz yanıtlara göre hareket ediliyordu. Kralın<br />
kendisinin değil de, generallerinden birinin komuta ettiği seferlerde de kral, sonucun ne<br />
olacağı fallar aracılığı ile öğrenmeye çalışıyor ve elde ettiği tanrısal işaretlerin olumlu<br />
olup olmadığı hakkında komutanına bilgi veriyordu. 284 Hititler, tanrıların savaşta, en<br />
ince ayrıntılara kadar müdahalede bulunduklarına inanıyorlardı. Örneğin, II. Murşili,<br />
tanrıların bu taktiksel yardımını en açık biçimde şöyle anlatır : “ Ve gündüzleri geceler<br />
yaptım. Orduyu cebri yürüyüşle yürüttüm. Ve ben büyük kral, askerler ve arabalı<br />
284 Akurgal, 1982: 65.<br />
134