27.06.2013 Views

İLK ÇAĞ ANADOLU DEVLETLERİNDE ORDU

İLK ÇAĞ ANADOLU DEVLETLERİNDE ORDU

İLK ÇAĞ ANADOLU DEVLETLERİNDE ORDU

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kimi yerlerde 70 m.ye ulaşan yığma toprak setle yükseltilmiş, yaklaşık 10.5 m. yükselen<br />

30.5 m.de bir aralıklarla duvardan çıkıntılı dikdörtgen kulelerle bezeli bir savunma<br />

sistemi ile korunuyordu. 253 Hattuşa’nın tek savunma aracı dış surlar değildi. Kentin içi,<br />

ana duvarın herhangi bir kısmının düşman eline geçmesi durumunda ayrı ayrı<br />

savunulabilecek bölgelere ayrılmıştı. Bu bölgelerin en güçlüsü, kuşkusuz saray ve<br />

arşivlerin bulunduğu, kentin en eski bölümü üzerine kurulu kral kalesi yani<br />

Büyükkale'ydi. Bu merkezin savunmaya uygun doğası, ana kent duvarıyla aynı türden<br />

duvarlarla pekiştirilmişti. Diğer duvarlarsa, kentin geri kalanını (bazıları tahkim edilmiş<br />

binalar ya da ikincil kaleler içeren) daha küçük birimlere bölüyordu. Kentin tüm<br />

denetimini ele geçirmenin ne kadar zor olduğu rahatlıkla görülüyor. 254 Hattuşaş’ın<br />

savunma sistemini göz önünde tutarken; M.Ö. ikinci binyılın savunma duvarları<br />

anımsanmalıdır. Unutmamalıdır ki, bir savunma yapısının amacı yalnızca düşmanı<br />

durdurmak değildir. Güvenlik sağlamanın yanı sıra, savunuculara hareketlilik ve saldırı<br />

gücü alanlarında da üstünlük sağlamalıdır. Bu da, savunucuları düşman menzili dışında<br />

tutmakla yetinmeyip aynı zamanda düşmanın üstüne ve yanlarına yerleştirmekle olur.<br />

Duvar, yalnızca düşmanı dışarıda tutmaya yararsa, savunucular eninde sonunda<br />

dezavantajlı duruma düşecekleri bir kuşatma tehlikesi altında kalırlar. Duvar öyle<br />

tasarlanmalıdır ki düşman ne yapmaya çalışırsa çalışsın savunucuların buna verebilecek<br />

bir yanıtı olmalıdır. Bu yüzden, sur kalıntıları olağanüstü kalınlıklarıyla dikkat çekse de,<br />

aslında yükseklik çok daha önemlidir ve savunucuları saldırganların menzili dışında ve<br />

üstünde tutar. Kalınlık ise, hem yüksekliğe dayanak sağlar hem de duvarın zayıf<br />

noktalarının (üst, alt, köşeler ve girişler) savunulmasını kolaylaştırır. Duvarın üstü,<br />

savunucuların rahat hareket etmesine ve engellenmeden ateş açabilmelerine olanak<br />

sağlamalıdır. Bu da mazgalları ve duvar arkasında uzanan geniş bir yolu gerekli kılar.<br />

Alt kısım, koçbaşı darbelerinden korunmalı ve önündeki alan, hücum merdivenli<br />

saldırganlardan uzak tutulmalıdır. Bu amaçla geliştirilen eğimli alt yüzey ya da siper<br />

şevi, yukarıdan atılan taşların beklenmedik açılardan sekmesi sayesinde düşman<br />

saflarında maksimum hasar ve şaşkınlık yaratmak gibi bir ek avantaja sahiptir. Duvar<br />

köşeleri özel olarak sabote edilme tehlikesi taşır ve Anadolu inşaatçıları genellikle köşe<br />

yapmaktan kaçınma noktasına gelmişlerdir. Surlarının dikdörtgen değil yuvarlak olma<br />

eğiliminde olduğu açıktır; var olan açılar da genelde koruyucu kulelerle örtülmüştür.<br />

253 Macqueen, 2001: 72–73.<br />

254 Macqueen, 2001: 71.<br />

116

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!