Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
üküm yapan duvara rastlanmaz. Buna karşın doğal engebeleri izleyen zikzak<br />
şeklindeki duvarlarla sıkça karşılaşılır. Hatta öyleki, Minua’dan başlayarak kuleyi<br />
andıran duvar çıkmaları Urartu mimarisinin en önemli ögesi haline gelmiştir. 238 Karmir-<br />
Blur ile Batsam kalelerinde de, de duvar ve köşe çıkmaları yaygın bir kullanım<br />
bulmuştur ve oldukça büyük dört köşeli kuleler, hem dış duvarda (batsam) hem de<br />
dayanak yapıları olarak iç kalede ara sıra ortaya çıkmıştır. Urartuların kaleleri dağlık<br />
bölgede kurulduğundan, yer seçiminin ardından hemen inşaata başlamalarının olanaksız<br />
olduğunu sanılmaktadır. Zira kale için seçilen alanın sağlamlaştırılmış ve teras haline<br />
getirilmiş olması gerekmektedir. Alan böylece düzleştirildikten sonra, sur temel taşları<br />
için ana kaya oyularak yuvalar meydana getirilmiş, elde edilen sağlam istinatlardan<br />
sonra duvarların aşınmasını önlemek için surlara oluklar döşenmiştir. 239 Tepe<br />
yamaçlarına inşa edilen kalelerde ise yamaçlar önce taş bloklarla örülüyor, sonra kale<br />
inşa ediliyordu. Harç kullanılmadan ya tamamen taş bloklarla ya da temel üzerine<br />
konulan tuğlalarla yapılan Urartu kalelerinin surları gerçekten güçlüydü. Zira<br />
kalınlıkları çoğu zaman 3 m.yi aşmaktaydı. Uçkale, diğer yöntemlerden tamamen farklı,<br />
özenli bir işçiliğe ve estetiğe sahip olması açısından bu yöntem Urartu mimarisinin<br />
şaheseridir. Taş blokları önceki yöntemlere oranla daha da küçük boyutlarda ve<br />
genellikle dikdörtgendir. Taş blokları arasında en küçük bir açıklık yoktur. Taşların dış<br />
yüzeyleri çok itinalı bir şekilde işlenmiştir. Sur duvarları çok sonraki Hellenistik çağı<br />
surları kadar düzgün ve itinalıdır. Bazı durumlarda dirsek yapan taşlar da kullanılmıştır.<br />
Diğer yöntemlerle olan ortak özelliği ise sur duvarlarının ana kaya üzerine açılan<br />
yataklar üzerinde yükselmesidir. Ayrıca duvara verilen eğimin azlığı ve bu eğimin taş<br />
blokları içeri çekilerek verilmemiş olması da diğer bir farklılıktır. Çavuştepe Kalesinin<br />
İrmusini Tapınağı üzerindeki yazıttan anlaşılacağı üzere Uç Kale'nin Kral II. Sardur<br />
(M.Ö.764-735) tarafından yapılmış olması "Uçkale Yöntemi"nin de bu kral döneminde<br />
kullanılmaya başlandığının bir kanıtıdır. Kefir Kalesi ve Ayanis Kalesi sur duvarlarında<br />
da buna çok benzer şekilde özenli işçiliğe sahip bir duvar örme yöntemi uygulanmıştır.<br />
Bu yapım yöntemleri haricinde, Altıntepe surlarında ve Aznavurtepe'de iki dış yüzey<br />
arasında sandık duvar yapım yönteminin görülmesi ilginçtir. Bu yöntemde sur<br />
duvarlarının iki yüzünde iri kesme taşlar kullanılmış, duvara dik olarak hatıllar atılmış<br />
ve çeşitli boyutlarda sandıklar meydana getirilmiş olup içleri taş ve kerpiç toprağı ile<br />
238 Salvini, 2006: 146.<br />
239 Yermukhamedova, 2005: 111.<br />
111