You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
5.1.3. Frigya, Lidya ve İyonya<br />
Savaş meydanında Lidya ordusu, Heredot’un ifadesiyle “ O dönemde Asya’da<br />
hiçbir halk yiğitlikte ve güçlülükte Lidyalıların bileğini bükemezdi; at üstünde<br />
dövüşürlerdi, büyük mızrakları vardı ve usta biniciydiler.” (Heredot, 2006: 45)<br />
Biçiminde tanımlanan süvari ağırlıklı bir orduydu. Yine Heredot’a başvurulduğunda,<br />
“Lidyalıların silahları Yunanlılarınkine çok benziyor.” (Heredot, 2006: 543) ifadesinden<br />
hareketle benzeştirme yolu ile çıkarımlar yapmaya zemin hazırlanır. Uşak yöresinde<br />
bulunan gümüş alabastrondaki Lidyalı piyade figürleri ile Tiranlar zamanında Akhilleus<br />
ile Aias’ı satranç oynarken gösteren vazo üzeri resimdeki savaşçılar donanım<br />
bakımından benzerlik gösterirler. (Bkz. res. 9-a ve 10-c) Yine protokorint vazosundaki<br />
savaşçı safları gösteren resimdeki silahlar ve bir başka örnek olarak Atina<br />
hoplitlerinin 212 Attika mezar kaidesi kabartmalarında betimlenen silahları, (Bkz. res.<br />
10-a) Lidyalı piyadelerle kıyaslandığında bu benzerlikler açıkça görülebilir. Buradan<br />
da Yunan askerlerinin Falanks diye tabir edilen savaş pozisyonlarına bakarak, Lidya<br />
hatta Frig ordusu için savaş alanındaki faaliyetleri hakkında çıkarımlarda bulunulabilir.<br />
“ Savaş alanında Yunanlı askerler omuz omuza çoğunlukla sekiz sıra halinde yer<br />
alıyorlardı. Tunçtan yapılmış miğfer, göğüs ve baldır zırhları çok pahalı olduğundan<br />
ancak servet sahibi bir erkek bunları taşıyabiliyordu. Falanks ordusunda yer alan her<br />
askerin böyle bir korunmaya gereksinimi vardı. Sözcük anlamıyla parmak kemik-<br />
lerinden türetilmiş olan falanks, tıpkı parmak gibi paralel uzanan mızrakları<br />
tanımlıyordu. Bir askerin karşı durması gereken, düz bir metal yüzeyden geri dönecek<br />
bir kılıç ya da ok ucu değildi. Dişbudak ağacından bir mızrağın ucundaki keskin demir<br />
parçası tüm gücüyle karşısındakine saplandığı zaman ancak çok sert bir madeni delip<br />
geçemezdi. Falanks savaşçısı ayrıca hoplon adı verilen yuvarlak, dışbükey bir kalkan<br />
ile kendini korumaktaydı ve bu savaşlardaki Yunan askerlerini tanımlamak için<br />
kullanılan hoplites sözcüğü özel biçimli kalkanın isminden türetilmiştir. Demirle<br />
kuvvetlendirilmiş tahta kalkanın çapı doksan santimdi ve deri bir askıyla omuza<br />
asılıyordu. Sol eliyle kavrayabileceği bir tutamağı vardı. Böylece sağ eli mızrağını<br />
kaburga kemikleriyle dirseği arasına sıkıştırıp var gücüyle düşmanına saplamak için<br />
boşta kalıyordu, falanks orduları çok az bulunan düzlüklerden birinde karşılaştıkları<br />
212 Eski Yunan’da M.Ö. 8.yüzyılda ortaya çıkan zırhlı piyadelere verilen genel ad.<br />
97