türk bankacılık sstemnde aktf pasf yönetm ve pyasa rsk
türk bankacılık sstemnde aktf pasf yönetm ve pyasa rsk türk bankacılık sstemnde aktf pasf yönetm ve pyasa rsk
fiyatlandırmanın yol açtığı faiz oranlarındaki değişme bankanın gelirlerinde ve temel ekonomik değeri üzerinde büyük önem taşımaktadır. Örneğin, uzun dönemli sabit orandan bir krediyi kısa dönemli bir mevduatla fonlayan bankanın, faiz oranları yükseldiği taktirde hem pozisyondan kaynaklanan gelecekteki gelirinde hem de kendi değerinde azalmalar olacaktır. Bu düşüşlerin nedeni, kredilerin vadesi boyunca, nakit çıkışlarının sabit oluşudur. Oysa, fonlamada ödenen faiz değişkendir ve kısa dönemli mevduatın vadesi dolduktan sonra da yükselir. 21 Bir bankanın faiz oranı riski ölçümü için kullanılan en basit teknik, yeniden fiyatlama tablosu, boşluk analizi (gap analizi) ya da yasal raporlamalarda da kullanılan adıyla faiz oranı riski analizi olarak adlandırılan ve yeniden fiyatlama dönemine göre bilanço içi ve dışı faize duyarlı aktif ve pasiflerin önceden belirlenmiş vade dilimlerine dağıtılmasına dayanan hesaplamalardır. Yeniden fiyatlama dönemi tabiriyle anlatılmak istenen; sabit faizli pozisyonların vadeye kalan gün sayısına göre uygun vade dilimine, değişken faizli olanların ise yeniden fiyatlama dönemine kalan gün sayısına göre uygun vade dilimlerine yerleştirilmesi gereğidir. Bu gereklilik analizi likidite riski analizinden ayıran temel noktadır. Aslında her iki analiz açısından fark yaratan temel unsur, değişken faizlilerin analizlere dahil edilme sürecidir. Sabit faizli pozisyonların likidite riskine konu edilirken yapılan vade dağılımı ile faiz oranı riskine konu edilirken yapılan vade dağılımı arasında bir fark yoktur. Çünkü bu pozisyonların yeniden fiyatlama dönemleri vade sonlarına eşittir. Oysa değişken faizli kıymetler açısından vade sonu bilgisi, faiz oranı riskinin sayısallaştırılması sırasında kullanılabilir bir bilgi değildir. Burada temel kriter değişken faizli kıymetin bir sonraki yeniden fiyatlama tarihinin ne olduğudur. Bu sorunun cevabı ise pozisyonun niteliğine göre değişiklik göstermektedir. Örneğin Libor artı spread üzerinden fiyatlanan pozisyonların çoğu, her faiz ödeme döneminde faiz değişikliğine uğramaktadır. Bu pozisyonlar açısından yeniden fiyatlama dönemi ilk faiz ödeme tarihine kalan gün sayısı olacaktır. Ancak, örneğin borçlu cari hesaplar açısından 21 Principles for the Management of Interest Rate Risk,Basle Committee on Banking Supervision, September 1997,s.6 54
durum farklılaşmaktadır. Bu kredi tipi de yılda dört kere faiz ödemesi yapmakla birlikte, banka istediği anda kredinin tabi olduğu faiz oranını değiştirebilir. Bu durumda bu tip pozisyonların yeniden fiyatlama döneminin ilk faiz ödeme dönemi yerine ilan edilen yeni faiz oranlarının uygulanma tarihi olarak algılanması daha doğru olacaktır. Likidite riski analizi ile faiz oranı riski analizi arasındaki bir başka önemli ayrım ise yabancı paraya endeksli kıymetler açısından ortaya çıkmaktadır. Bu kıymetler endeksli oldukları döviz cinsi üzerinden bir faiz riski taşımakla birlikte YTL cinsinden nakit akımı yaratırlar. Bu nedenle bu kıymetler likidite riski analizinde YTL cinsinde, faiz oranı riski analizinde ise endeksli oldukları döviz cinsinde dikkate alınmalıdır. Bu kıymetlerle ilgili bir başka önemli konu ise endeksli olmalarının faiz yapısı ile ilintili olamadığı gerçeğidir. Yani dövize endeksli bir kıymet sabit faizli ya da değişken faizli olabilir. Faiz oranı riski analizi de likidite riski analizinde olduğu gibi bankanın, analizin yapıldığı tarih itibarıyla işlemlerine son verdiği ya da bir başka anlatım biçimiyle tasfiye sürecine girdiği varsayımını korumaktadır. Bu varsayım finans dünyasının gerçekleriyle örtüşmese de analizin standart ve karşılaştırılabilir olmasını sağladığı için önemlidir. Likidite riski ile benzeşen bir başka önemli konu da analizin bilanço büyüklükleri ile yapılıyor olmasıdır. Yani faiz oranı riski analizi de likidite riski analizi gibi nakit akımları dikkate almaksızın, bilanço kalemlerinin anapara ve reeskont tutarlarını kullanarak hesaplanır. Analiz, her bir vade dilimine, yeniden fiyatlama dönemine göre dağıtılmış olan faize duyarlı aktiflerden faize duyarlı pasiflerin çıkartılması esasına dayanır. Bu yolla her bir vade diliminde yeniden fiyatlanacak tutar artı veya eksi olarak tespit edilir. İlgili vade dilimindeki faize duyarlı pasifler, aktiflerden fazla olduğu durumda “negatif boşluk” oluşur ve bu durumda, piyasa faiz oranlarındaki yükseliş net faiz gelirinde azalışa yol açar. Tersi durum olan “pozitif boşluk” durumunda ise faiz oranındaki düşüş net faiz getirilerinde azalışa yol açacaktır. 55
- Page 13 and 14: -Şimdiki zamanda yapmış olduğu
- Page 15 and 16: • Likidite riski: Bankanın nakit
- Page 17 and 18: BİRİNCİ BÖLÜM AKTİF PASİF Y
- Page 19 and 20: Karlılıkla likidite arasındaki t
- Page 21 and 22: anlamına gelmez. Oysa yetersiz lik
- Page 23 and 24: gelen ve yenilenemeyen mevduat geri
- Page 25 and 26: • Banka aktiflerinin fonlama gide
- Page 27 and 28: • Bankaların likidite riski yön
- Page 29 and 30: dondurduğu, yeni hiçbir işlem ya
- Page 31 and 32: Anaparalar açısından durum, baz
- Page 33 and 34: • Para Piyasaları • Diğer Kur
- Page 35 and 36: Tablo 1: Varsayımsal X Bankası Li
- Page 37 and 38: vade gruplarının seçiminde yoğu
- Page 39 and 40: Tablo 2: Varsayımsal X Bankası Li
- Page 41 and 42: hesaplanmasıyla oluşturulmuştur.
- Page 43 and 44: Tablo 5: Varsayımsal X Bankası Li
- Page 45 and 46: yılın üzerinde vade ile açılan
- Page 47 and 48: • Krediler / Toplam Mevduat • Y
- Page 49 and 50: varsayımı altında vergi tutarlar
- Page 51 and 52: farkın giderek açıldığı gör
- Page 53 and 54: 1.2.2. Dinamik Likidite Riski Anali
- Page 55 and 56: modellenmesi ve bu modellemeye, o
- Page 57 and 58: yönetiminin önemli unsurlarından
- Page 59 and 60: dahilinde tutmaya çalışan etkili
- Page 61 and 62: sayısallaştırılmasıdır. Topla
- Page 63: • Bankanın faiz oranı riski öl
- Page 67 and 68: “Bilanço İçi Net Açık Fazla
- Page 69 and 70: Faiz oranı riski analizi yapılır
- Page 71 and 72: Grafik 1: Bono Fiyatı Cari Faiz Or
- Page 73 and 74: 84,15$’da, 8 yıllık bono ise 73
- Page 75 and 76: vadesine kalan gün sayısı, bir k
- Page 77 and 78: Tablo 12: Macaulay Durasyonu Dönem
- Page 79 and 80: D m D = (1 + y) Böylece; dB = −D
- Page 81 and 82: Grafik 5: Konveksite “dB/dy = -Dm
- Page 83 and 84: cinsinden dönüştürmek, yıldaki
- Page 85 and 86: PVBP = -verim eğrisinin eğimi x 0
- Page 87 and 88: Sonuç olarak bir banka portföyün
- Page 89 and 90: “N” yıl için her altı ayda b
- Page 91 and 92: Böylece 6 ayda bir faiz ödemesi y
- Page 93 and 94: • Sözleşmeyle belirlenen spread
- Page 95 and 96: Tablo 15: Bono ve SWAP Nakit Akıml
- Page 97 and 98: durasyonu, “Dp“ de, bireysel bo
- Page 99 and 100: her zaman paralel olmadığı gibi,
- Page 101 and 102: • Bir başka varsayım; üzerinde
- Page 103 and 104: Analiz incelendiğinde bankanın va
- Page 105 and 106: Tablo 18: Varsayımsal X Bankası U
- Page 107 and 108: • Duyarlılık Analizinde yer ala
- Page 109 and 110: BİLANÇO DIŞI İŞLEMLER Türev F
- Page 111 and 112: 101 uygulayan klasik faiz oranı ri
- Page 113 and 114: 103 analiz, özellikle bankaya has
fiyatlandırmanın yol açtığı faiz oranlarındaki değişme bankanın gelirlerinde <strong>ve</strong> temel<br />
ekonomik değeri üzerinde büyük önem taşımaktadır. Örneğin, uzun dönemli sabit<br />
orandan bir krediyi kısa dönemli bir mevduatla fonlayan bankanın, faiz oranları<br />
yükseldiği taktirde hem pozisyondan kaynaklanan gelecekteki gelirinde hem de kendi<br />
değerinde azalmalar olacaktır. Bu düşüşlerin nedeni, kredilerin vadesi boyunca, nakit<br />
çıkışlarının sabit oluşudur. Oysa, fonlamada ödenen faiz değişkendir <strong>ve</strong> kısa dönemli<br />
mevduatın vadesi dolduktan sonra da yükselir. 21<br />
Bir bankanın faiz oranı riski ölçümü için kullanılan en basit teknik, yeniden<br />
fiyatlama tablosu, boşluk analizi (gap analizi) ya da yasal raporlamalarda da kullanılan<br />
adıyla faiz oranı riski analizi olarak adlandırılan <strong>ve</strong> yeniden fiyatlama dönemine göre<br />
bilanço içi <strong>ve</strong> dışı faize duyarlı aktif <strong>ve</strong> pasiflerin önceden belirlenmiş vade dilimlerine<br />
dağıtılmasına dayanan hesaplamalardır.<br />
Yeniden fiyatlama dönemi tabiriyle anlatılmak istenen; sabit faizli pozisyonların<br />
vadeye kalan gün sayısına göre uygun vade dilimine, değişken faizli olanların ise<br />
yeniden fiyatlama dönemine kalan gün sayısına göre uygun vade dilimlerine<br />
yerleştirilmesi gereğidir. Bu gereklilik analizi likidite riski analizinden ayıran temel<br />
noktadır. Aslında her iki analiz açısından fark yaratan temel unsur, değişken faizlilerin<br />
analizlere dahil edilme sürecidir. Sabit faizli pozisyonların likidite riskine konu<br />
edilirken yapılan vade dağılımı ile faiz oranı riskine konu edilirken yapılan vade<br />
dağılımı arasında bir fark yoktur. Çünkü bu pozisyonların yeniden fiyatlama dönemleri<br />
vade sonlarına eşittir. Oysa değişken faizli kıymetler açısından vade sonu bilgisi, faiz<br />
oranı riskinin sayısallaştırılması sırasında kullanılabilir bir bilgi değildir. Burada temel<br />
kriter değişken faizli kıymetin bir sonraki yeniden fiyatlama tarihinin ne olduğudur. Bu<br />
sorunun cevabı ise pozisyonun niteliğine göre değişiklik göstermektedir. Örneğin Libor<br />
artı spread üzerinden fiyatlanan pozisyonların çoğu, her faiz ödeme döneminde faiz<br />
değişikliğine uğramaktadır. Bu pozisyonlar açısından yeniden fiyatlama dönemi ilk faiz<br />
ödeme tarihine kalan gün sayısı olacaktır. Ancak, örneğin borçlu cari hesaplar açısından<br />
21 Principles for the Management of Interest Rate Risk,Basle Committee on Banking Supervision, September 1997,s.6<br />
54