türk bankacılık sstemnde aktf pasf yönetm ve pyasa rsk

türk bankacılık sstemnde aktf pasf yönetm ve pyasa rsk türk bankacılık sstemnde aktf pasf yönetm ve pyasa rsk

fischer.laura14
from fischer.laura14 More from this publisher
27.06.2013 Views

tarihi itibarıyla bulunmayan yeni türev pozisyonlarının oluşması ve bu ürünlerin fiyatlanması anlamında yeterli alt yapıya sahip olmalıdır. Benzer şekilde türev ürünlerden kaynaklanan pozisyonların yaratacağı nakit giriş çıkışları da faiz ve kur tahmin modeli ile entegre bir şekilde tahmin edilerek model içerisinde kullanılmalıdır. • Teminata dayalı ve marjlı işlemlerin de benzer şekilde faiz ve kur tahmin modeli ile entegrasyonu zorunludur. Faiz oranlarının ya da döviz kurlarının seviyesi bu işlemlerin teminat tutarında yetersizliğe neden olarak ek teminat ihtiyacı doğurabilir. Bu durum tahmin edilen bilanço büyüklüklerini etkileyen bir unsur olarak model içerisinde öngörülebilir olmalıdır. • Bankanın sendikasyon, seküritizasyon, tahvil ihracı ya da yurt dışından/içinden sağlanacak krediler gibi önceden bilinen işlemleri, öngörülen valör tarihleri faiz oranları ile model içerisinde değerlendirilmelidir. Kısaca anlatmaya çalıştığımız ve bizce dinamik likidite riski analizinin dayanak noktası olması gereken bu unsurların çerçevesini genişletmek ve detaylandırmak elbette mümkündür. Ancak yukarıda açıklamaya çalıştığımız kısım bile modelin kurgusunun ve uygulanmasının ne kadar zor olduğunu görmek açısından yeterlidir. Bu zorluğa rağmen bankaların böylesi modelleri kullanma zorunluluklarının giderek arttığı bir finans dünyasında yaşadığımız unutulmamalıdır. Giderek dünya finans piyasalarıyla daha fazla entegre olmaya başlayan Türk Bankacılık Sisteminin, endüstri standardı olarak kabul edilen statik analizlerin yanı sıra dinamik analizlerle de likidite risklerini ölçmeye başlamaları süreç içinde bir zorunluluk haline gelecektir. 1.2.3. Stres Testi ve Likidite Acil Durum Eylem Planı Stres testleri, verilen stres senaryosunun banka bilançosu üzerindeki yaratacağı etkileri ve olası likidite ihtiyaçlarının tespit edilmesinde kullanılan ve bankanın likidite 46

yönetiminin önemli unsurlarından birisi olması gereken testlerdir. Ancak bu testlerin yapılabilmesi yukarıda kısaca açıkladığımız dinamik likidite analizi modelinin bankada var olmasına bağlıdır. Böylesi bir modelin çoğu bankada kullanılmıyor olması stres testlerinin Türk Bankacılık Sisteminde kullanılmasını sınırlamaktadır. Bankalar çoğu zaman olası kriz ortamlarının etkilerini sayısallaştırmadan bilanço yönetimi yapmakta ve likidite acil durum eylem planlarının böylesi kriz ortamları için yeterli olduğunu düşünmektedirler. Oysa derinleşen ve çeşitlenen bilanço kalemleri, karmaşık fiyatlama modellemelerine dayanan türev ürünlerin giderek daha fazla kullanılması ve teminata dayalı işlemlerdeki artışa paralel olarak teminat yönetiminin başlı başına bir sorun haline gelmesi, bankaların klasik yöntemlerle likidite riskini sayısallaştırmasını ve olası likidite ihtiyaçlarını doğru olarak belirlemelerini zorlaştırmaktadır. Bankaların bilanço yapılarındaki bu değişim, stres ortamında, tahmin edilenden çok daha fazla likidite ihtiyacı doğurma potansiyeline sahiptir. Bu nedenle bankaların likidite yönetimine yönelik stres testlerini yapacak düzeyde bilgi sistemlerini geliştirmeleri ve dinamik likidite riski analizi modellerine yatırım yapmaları gereklidir. Stres testleri yoluyla sayılaştırılan kriz durumlarındaki olası likidite ihtiyaçlarının karşılanmasına ve bu ortamda likidite yönetiminin unsurlarına yönelik ayrıntılı likidite acil durum eylem planı da bankalar açısından en az stres testleri kadar önemli bir konudur. Bankalar, likidite acil durum eylem planının uygulanmasını tetikleyebilecek ve gerektirebilecek en kötü durum senaryolarını önceden tanımlanmalıdır. Likidite acil durum eylem planı, olası bir finansal krizin erken uyarı sinyallerinin yanı sıra, gerek finansal sistemin olağan seyri içinde uygulanan gerekse kriz ortamında uygulanması planlanan likidite stratejilerini detaylı olarak tanımlamalıdır. Bu tanımlamalar bankanın bilanço yapısında ya da finansal sistemin işleyişinde meydana gelebilecek değişiklikler doğrultusunda revize edilmelidir. Likidite acil durum eylem planları, bankaların, kaynağı banka bilançosundan ya da piyasa koşullarından olmasına göre detaylandırılmış bir varlık satış stratejisini ve ek finansman kaynaklarını da içermelidir. Bu strateji krizin boyutuna ve derinliğine göre varlık fiyatlarında meydana gelebilecek olası düşüşleri de dikkate almalıdır. Olası likidite krizi durumunda aktif hale getirilebilecek ek finansman kaynaklarının sağlamlığı da stratejiler içerisinde yer alması gereken bir konudur. Çünkü bu finansman 47

tarihi itibarıyla bulunmayan yeni türev pozisyonlarının oluşması <strong>ve</strong> bu ürünlerin<br />

fiyatlanması anlamında yeterli alt yapıya sahip olmalıdır. Benzer şekilde türev<br />

ürünlerden kaynaklanan pozisyonların yaratacağı nakit giriş çıkışları da faiz <strong>ve</strong><br />

kur tahmin modeli ile entegre bir şekilde tahmin edilerek model içerisinde<br />

kullanılmalıdır.<br />

• Teminata dayalı <strong>ve</strong> marjlı işlemlerin de benzer şekilde faiz <strong>ve</strong> kur tahmin modeli<br />

ile entegrasyonu zorunludur. Faiz oranlarının ya da döviz kurlarının seviyesi bu<br />

işlemlerin teminat tutarında yetersizliğe neden olarak ek teminat ihtiyacı<br />

doğurabilir. Bu durum tahmin edilen bilanço büyüklüklerini etkileyen bir unsur<br />

olarak model içerisinde öngörülebilir olmalıdır.<br />

• Bankanın sendikasyon, seküritizasyon, tahvil ihracı ya da yurt dışından/içinden<br />

sağlanacak krediler gibi önceden bilinen işlemleri, öngörülen valör tarihleri faiz<br />

oranları ile model içerisinde değerlendirilmelidir.<br />

Kısaca anlatmaya çalıştığımız <strong>ve</strong> bizce dinamik likidite riski analizinin dayanak<br />

noktası olması gereken bu unsurların çerçe<strong>ve</strong>sini genişletmek <strong>ve</strong> detaylandırmak elbette<br />

mümkündür. Ancak yukarıda açıklamaya çalıştığımız kısım bile modelin kurgusunun <strong>ve</strong><br />

uygulanmasının ne kadar zor olduğunu görmek açısından yeterlidir. Bu zorluğa rağmen<br />

bankaların böylesi modelleri kullanma zorunluluklarının giderek arttığı bir finans<br />

dünyasında yaşadığımız unutulmamalıdır. Giderek dünya finans piyasalarıyla daha fazla<br />

entegre olmaya başlayan Türk Bankacılık Sisteminin, endüstri standardı olarak kabul<br />

edilen statik analizlerin yanı sıra dinamik analizlerle de likidite risklerini ölçmeye<br />

başlamaları süreç içinde bir zorunluluk haline gelecektir.<br />

1.2.3. Stres Testi <strong>ve</strong> Likidite Acil Durum Eylem Planı<br />

Stres testleri, <strong>ve</strong>rilen stres senaryosunun banka bilançosu üzerindeki yaratacağı<br />

etkileri <strong>ve</strong> olası likidite ihtiyaçlarının tespit edilmesinde kullanılan <strong>ve</strong> bankanın likidite<br />

46

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!