türk bankacılık sstemnde aktf pasf yönetm ve pyasa rsk

türk bankacılık sstemnde aktf pasf yönetm ve pyasa rsk türk bankacılık sstemnde aktf pasf yönetm ve pyasa rsk

fischer.laura14
from fischer.laura14 More from this publisher
27.06.2013 Views

Tablo 32: Geriye Dönük Test Sonucu (GARCH(1,1)) 1,0% 0,8% 0,6% 0,4% 0,2% 0,0% -0,2% -0,4% -0,6% -0,8% -1,0% 04.01.2007 02.02.2007 05.03.2007 03.04.2007 02.05.2007 31.05.2007 % VaR - % VaR %Getiri 29.06.2007 30.07.2007 28.08.2007 182 26.09.2007

SONUÇ 183 Geçmişten bugüne bankalarda performans artışı planlamalarının ilk aşaması, amaçların ve genel çerçevenin belirlenmesidir. İkinci aşamada belirlenen bu amaçlar kantitatif olarak ifade edilmiş hedeflere dönüştürülmektedir. Bu kantitatif hedefler, kar odaklarının belirlenmesi, büyüme stratejileri, bütçeleme ve plasmanların kaynak planlaması ile doğrudan ilişkilidir. Bu planlama ve stratejiler ağı günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Ancak bu planların ve stratejilerin odak noktasında artık etkin risk yönetimi yer almaktadır. Günümüz finans dünyasının karmaşık ve değişken yapısı bu ortamda faaliyette bulunan bankaları, performanslarını iyileştirmek ve dolayısıyla riskleri en iyi şekilde yönetmek sorunuyla karşı karşıya bırakmaktadır. Böylesi bir ortamda faaliyette bulunan bankalar, riske dayalı stratejik planlama yaklaşımını, hem risklere odaklandığı hem de performansı iyileştirmeyi ön planda çıkarttığı için kullanmaktadırlar. Finans dünyasının bankaları karşı karşıya bıraktığı geniş risk yelpazesi iyi yönetildiğinde yeni fırsatlar yaratma potansiyeline de sahiptir. Bu potansiyelin kullanılması için, riski sakınılması gereken bir tehlike gibi algılamamak, bunun yerine riski, karlılığı artırmak için yönetmek yaklaşımını benimsemek gerekir. Bankalarda karlılık, risk almadan arttırılamaz; ancak alınan riskler bankalarca etkin bir şekilde yönetilemezse para kaybetmekte kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkar. Bankalar, daha az risk üstlenerek yani riskten kaçınarak yönetilmesi gereken risk tutarını küçültmek yerine, daha az para kaybetme olasılığında, daha büyük riskleri üstlenmeyi öğrenmelidirler. Özellikle Türk Bankacılık Sistemi açısından, geleneksel yaklaşımdan oldukça farklı olan bu yeni yaklaşım, kapsamlı bir risk yönetim sürecini zorunlu kılmaktadır. Bu yeni yaklaşım, bankanın risk iştahını ve risk alma kapasitesini karlılık doğrultusunda sonuna kadar kullanan; ancak bu kullanımın sınırları, içeriği ve çerçevesi çizilmiş bir risk yönetimi sistemi tarafından takibini, denetimini ve ölçümünü de içeren bir yaklaşımdır. Böylesi bir risk yönetimi sistemi, bankanın risk alma kapasitesi ve risk iştahı içerisinde yer alan tüm risklerin, riskler arası geçiş ve etkileşimleri de içerecek şekilde tanımlandığı, sayısallaştırıldığı ve takip edildiği entegre risk yönetimi sürecini kurmayı zorunlu kılar.

SONUÇ<br />

183<br />

Geçmişten bugüne bankalarda performans artışı planlamalarının ilk aşaması,<br />

amaçların <strong>ve</strong> genel çerçe<strong>ve</strong>nin belirlenmesidir. İkinci aşamada belirlenen bu amaçlar<br />

kantitatif olarak ifade edilmiş hedeflere dönüştürülmektedir. Bu kantitatif hedefler, kar<br />

odaklarının belirlenmesi, büyüme stratejileri, bütçeleme <strong>ve</strong> plasmanların kaynak<br />

planlaması ile doğrudan ilişkilidir. Bu planlama <strong>ve</strong> stratejiler ağı günümüzde de<br />

geçerliliğini korumaktadır. Ancak bu planların <strong>ve</strong> stratejilerin odak noktasında artık<br />

etkin risk yönetimi yer almaktadır.<br />

Günümüz finans dünyasının karmaşık <strong>ve</strong> değişken yapısı bu ortamda faaliyette<br />

bulunan bankaları, performanslarını iyileştirmek <strong>ve</strong> dolayısıyla riskleri en iyi şekilde<br />

<strong>yönetm</strong>ek sorunuyla karşı karşıya bırakmaktadır. Böylesi bir ortamda faaliyette bulunan<br />

bankalar, riske dayalı stratejik planlama yaklaşımını, hem risklere odaklandığı hem de<br />

performansı iyileştirmeyi ön planda çıkarttığı için kullanmaktadırlar. Finans dünyasının<br />

bankaları karşı karşıya bıraktığı geniş risk yelpazesi iyi yönetildiğinde yeni fırsatlar<br />

yaratma potansiyeline de sahiptir. Bu potansiyelin kullanılması için, riski sakınılması<br />

gereken bir tehlike gibi algılamamak, bunun yerine riski, karlılığı artırmak için<br />

<strong>yönetm</strong>ek yaklaşımını benimsemek gerekir. Bankalarda karlılık, risk almadan<br />

arttırılamaz; ancak alınan riskler bankalarca etkin bir şekilde yönetilemezse para<br />

kaybetmekte kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkar. Bankalar, daha az risk üstlenerek<br />

yani riskten kaçınarak yönetilmesi gereken risk tutarını küçültmek yerine, daha az para<br />

kaybetme olasılığında, daha büyük riskleri üstlenmeyi öğrenmelidirler. Özellikle Türk<br />

Bankacılık Sistemi açısından, geleneksel yaklaşımdan oldukça farklı olan bu yeni<br />

yaklaşım, kapsamlı bir risk yönetim sürecini zorunlu kılmaktadır. Bu yeni yaklaşım,<br />

bankanın risk iştahını <strong>ve</strong> risk alma kapasitesini karlılık doğrultusunda sonuna kadar<br />

kullanan; ancak bu kullanımın sınırları, içeriği <strong>ve</strong> çerçe<strong>ve</strong>si çizilmiş bir risk yönetimi<br />

sistemi tarafından takibini, denetimini <strong>ve</strong> ölçümünü de içeren bir yaklaşımdır. Böylesi<br />

bir risk yönetimi sistemi, bankanın risk alma kapasitesi <strong>ve</strong> risk iştahı içerisinde yer alan<br />

tüm risklerin, riskler arası geçiş <strong>ve</strong> etkileşimleri de içerecek şekilde tanımlandığı,<br />

sayısallaştırıldığı <strong>ve</strong> takip edildiği entegre risk yönetimi sürecini kurmayı zorunlu kılar.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!