türk bankacılık sstemnde aktf pasf yönetm ve pyasa rsk

türk bankacılık sstemnde aktf pasf yönetm ve pyasa rsk türk bankacılık sstemnde aktf pasf yönetm ve pyasa rsk

fischer.laura14
from fischer.laura14 More from this publisher
27.06.2013 Views

102 ödemeler yavaşlama eğilimi gösterir ki; bu da bankayı öngörüsünün ötesinde, üstelik de piyasa oranlarının altında kullandırılan bir kredi hacmiyle karşı karşıya bırakır. • Pasif tarafında bu tür pozisyonlar, mudiye herhangi bir maliyete katlanmadan parasını her an çekebilme hakkı tanıyan her türlü vadesiz mevduat ürününü içerir. Bu tür mevduatlara ödenen faizin, piyasadaki genel faiz seviyesindeki değişikliklerden etkilenme eğilimi göstermemesi, söz konusu pozisyonların hesaba katılmasını daha da karmaşıklaştıran bir öğedir. Gerçekte, bankalar, bu tür ürünlere önerdikleri faiz oranlarını, hedefledikleri hacme bağlı olarak değiştirmektedirler. • Mevcut gelir ve ekonomik sermaye düzeyinin faiz oranlarındaki değişikliklere karşı olan duyarlılığının saptanmasında, içinde gizli opsiyonlar içeren pozisyonların ele alınış şekli kritik öneme sahiptir. Bu durum, en basitinden en karmaşığına kadar bütün faiz riski ölçüm yöntemlerinde dikkate alınmalıdır. • Vade/yeniden fiyatlama tablolarında, bankalar genelde erken ödeme ya da çekme karakteristikleri hakkında bazı varsayımlar yaparlar ve bunlara bağlı olarak mevcut bakiyeyi belirlemiş oldukları vade dilimlerine yayarlar. Simülasyona dayalı yaklaşımlarda opsiyon-bazlı fiyatlama modelleri gibi daha gelişmiş davranışsal varsayımlardan faydalanılarak nakit akımlarının farklı faiz seviyelerindeki büyüklük ve zamanlaması tahmin edilebilir. Ek olarak, simülasyonlar, bankanın vadesiz mevduata ileride uygulayacağı faiz oranları hakkındaki varsayımlarını da içerebilir. • Bankanın maruz kaldığı faiz riski boyutuna ilişkin tahminin kalitesi, büyük ölçüde bu tür vadesi belirsiz pozisyonların gelecekteki nakit akımları hakkında yapılan varsayımlara bağlıdır. Bankalar genelde bu tür pozisyonların geçmişte göstermiş oldukları davranışlara bakarak varsayımlarını oluştururlar. Örneğin, geçmişteki faiz hareketlerine bağlı olarak bankanın bilançosunun nasıl değiştiği, ekonometrik ya da istatistiksel analizler yardımıyla incelenebilir. Böyle bir

103 analiz, özellikle bankaya has faktörlerden etkilenme eğilimi gösteren vadesiz mevduat tarzı pozisyonlar için faydalı olabilir. Simülasyona dayalı faiz oranı riski ölçüm teknikleri, bir bakıma, daha önce açıklanan nispeten basit analizlerin daha detaylandırılmış bir uzantısı olarak görülebilir. Aslında gerek durasyon gerekse duyarlılık analizleri faiz oranlarındaki veri değişikliğin ilgili bilanço kalemlerinin ekonomik değeri üzerinde yaratacağı etkiyi bir yakınsamayla, dolayısıyla belirli bir hata payıyla vermektedir. Ancak bu analizlerin sonuçlarının faiz oranlarındaki veri değişikliğin faiz gelirleri üzerinde yaratacağı etkiyi vermediği de unutulmamalıdır. İşte simülasyona dayalı yaklaşımlar hem faiz gelirleri üzerinde oluşan etkiyi vermesi hem de tam değerleme yolunu kullanarak ekonomik değerde yaşanacak etkiyi bir yakınsama olmaktan çıkartması açısından faiz oranı riski yönetimi için önemli bir bilgi kaynağı olarak ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte, simülasyona dayalı yaklaşımlar, tahmin modellerinin ve fiyatlama modellerinin sıklıkla kullanıldığı karmaşık ve hesaplaması zor modellerdir. Bu nedenle bu modellerde kullanılan basitleştirme tekniklerine ve varsayımlarına göre kendi içinde statik ve dinamik olarak ikiye ayrılmaktadır. Statik simülasyonlarda sadece bankanın hesaplama günü itibarıyla bilanço içi ve dışı pozisyonlarının sahip olduğu nakit akımları değerlendirilir. Faiz oranlarındaki veri artışın faiz gelirlerinde yaratacağı etkiyi incelemek için ise, faiz oranlarındaki veri artışa bağlı olarak ortaya çıkacak yeni nakit akımları ve sonuçta oluşan ek faiz gelirleri ya da giderleri hesaplanır. Faiz oranlarındaki veri artış, verim eğrilerinde her vade için aynı oranda artışı öngören paralel kaymaları içerebileceği gibi, faiz oranlarında öngörülen değişiklik, vadeler arasında çeşitlendirilerek de kullanılabilir. Bu analizde, yukarıda açıklanan gelir etkisi hesaplamasının yanı sıra ekonomik değer etkisi de hesaplamalara ayrıca konu edilir. Bunun için veri faiz oranı değişikliği öncesi banka bilançosunun sahip olduğu nakit akımların bugünkü değerlerinden hareketle hesaplanan ekonomik değer ile veri faiz oranı değişikliği sonrası oluşan nakit akımlarının bugünkü değeri arasındaki fark alınır. Bu fark bankanın öngörülen faiz oranı değişikliğinin ekonomik değerinde yaratacağı etkiyi verecektir.

103<br />

analiz, özellikle bankaya has faktörlerden etkilenme eğilimi gösteren vadesiz<br />

mevduat tarzı pozisyonlar için faydalı olabilir.<br />

Simülasyona dayalı faiz oranı riski ölçüm teknikleri, bir bakıma, daha önce<br />

açıklanan nispeten basit analizlerin daha detaylandırılmış bir uzantısı olarak görülebilir.<br />

Aslında gerek durasyon gerekse duyarlılık analizleri faiz oranlarındaki <strong>ve</strong>ri değişikliğin<br />

ilgili bilanço kalemlerinin ekonomik değeri üzerinde yaratacağı etkiyi bir yakınsamayla,<br />

dolayısıyla belirli bir hata payıyla <strong>ve</strong>rmektedir. Ancak bu analizlerin sonuçlarının faiz<br />

oranlarındaki <strong>ve</strong>ri değişikliğin faiz gelirleri üzerinde yaratacağı etkiyi <strong>ve</strong>rmediği de<br />

unutulmamalıdır. İşte simülasyona dayalı yaklaşımlar hem faiz gelirleri üzerinde oluşan<br />

etkiyi <strong>ve</strong>rmesi hem de tam değerleme yolunu kullanarak ekonomik değerde yaşanacak<br />

etkiyi bir yakınsama olmaktan çıkartması açısından faiz oranı riski yönetimi için önemli<br />

bir bilgi kaynağı olarak ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte, simülasyona dayalı<br />

yaklaşımlar, tahmin modellerinin <strong>ve</strong> fiyatlama modellerinin sıklıkla kullanıldığı<br />

karmaşık <strong>ve</strong> hesaplaması zor modellerdir. Bu nedenle bu modellerde kullanılan<br />

basitleştirme tekniklerine <strong>ve</strong> varsayımlarına göre kendi içinde statik <strong>ve</strong> dinamik olarak<br />

ikiye ayrılmaktadır.<br />

Statik simülasyonlarda sadece bankanın hesaplama günü itibarıyla bilanço içi <strong>ve</strong><br />

dışı pozisyonlarının sahip olduğu nakit akımları değerlendirilir. Faiz oranlarındaki <strong>ve</strong>ri<br />

artışın faiz gelirlerinde yaratacağı etkiyi incelemek için ise, faiz oranlarındaki <strong>ve</strong>ri artışa<br />

bağlı olarak ortaya çıkacak yeni nakit akımları <strong>ve</strong> sonuçta oluşan ek faiz gelirleri ya da<br />

giderleri hesaplanır. Faiz oranlarındaki <strong>ve</strong>ri artış, <strong>ve</strong>rim eğrilerinde her vade için aynı<br />

oranda artışı öngören paralel kaymaları içerebileceği gibi, faiz oranlarında öngörülen<br />

değişiklik, vadeler arasında çeşitlendirilerek de kullanılabilir. Bu analizde, yukarıda<br />

açıklanan gelir etkisi hesaplamasının yanı sıra ekonomik değer etkisi de hesaplamalara<br />

ayrıca konu edilir. Bunun için <strong>ve</strong>ri faiz oranı değişikliği öncesi banka bilançosunun<br />

sahip olduğu nakit akımların bugünkü değerlerinden hareketle hesaplanan ekonomik<br />

değer ile <strong>ve</strong>ri faiz oranı değişikliği sonrası oluşan nakit akımlarının bugünkü değeri<br />

arasındaki fark alınır. Bu fark bankanın öngörülen faiz oranı değişikliğinin ekonomik<br />

değerinde yaratacağı etkiyi <strong>ve</strong>recektir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!