21.06.2013 Views

zıynet-ul-kulob - Muzaffer Ozak

zıynet-ul-kulob - Muzaffer Ozak

zıynet-ul-kulob - Muzaffer Ozak

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

- 9 -<br />

Kişi, iki halet üzeredir. Uhdesine tevdi olunan vazifeyi,<br />

ya muhabbetle veya korku iLe yapar. Hiç şüphe yoktur ki,<br />

muhabbetle yapılan herhangi bir iş, korku ile yapılandan daha<br />

üstün ve yücedir. Seven, sevdiğini hem sever, hem sayar,<br />

hem de itaat eder. Bunun için de, sevdiğini kırmaktan, incitmekten<br />

ve darıltmaktan çekinir. Kişi, sevdiğinin emrini seve<br />

seve, memnuniyet ve muhabbetle yerine getirir ve böylelikle<br />

ona olan aşk ve muhabbetini izhar etmiş olur. Kişi, sevdiğinin<br />

sevmediği ve men'ettiği şeyleri de, sevdiğini incitip kırabileceği<br />

mülahazasıyle yapmaz ve bu gibi şeylerden kaçınır.<br />

Gösterdiğimiz misaller, aynı cinsten olan insanlar içindir. Ya,<br />

kişinin sevdiği Hak olursa? Düşünen kimseler için bu muhabbet<br />

ve korkunun ne demek olduğu aşikardır.<br />

Allahu tealayı en çok seven ve muhabbet eden ve ondan<br />

en fazla korkan şüphesiz Resfıl aleyhissalatü ves-selamdır.<br />

Hakka yakınlık, bunu ifade etmektedir. Hakkı, Hakkın<br />

istediği gibi bilen, O'nu seven ve O'ndan korkan yine Nebiyyi<br />

zişandır. Zira, sevrneğe layık ve korkınağa elyak Allah celle<br />

hazretleridir. Bu alemde, her şeyin fani olduğunu, her şeyin<br />

mahv-ü harap olacağını, ancak Allahu teala'nın baki kalacağını<br />

en iyi bilen de, şüphesiz mefhar-i ka'inat aleyhi efdal-üttahiyyat<br />

efendimizdir. Hakikat-i Muhammediyyeye bir nebze<br />

vakıf olanlar da, sevilmeğe, sayılınağa ve itaat olunınağa<br />

layık olanın ancak Allahu azim-üş-şan olduğunu bilir, görür<br />

ve ta darlar.<br />

Allahu sübhanehu ve teala, yarattığı bunca mahlukat<br />

içinde insana verdiği değeri ve önemi, hiçbir malılukuna vermemiştir.<br />

Görünen ve görünmeyen bütün alemleri, gökleri ve<br />

göklerin içinde b<strong>ul</strong>unan güneşi, ayı ve yıldızları, havayı, yerleri<br />

ve yerlerin altında ve üstünde b<strong>ul</strong>unan gizli ve aşikar bütün<br />

ni'metleri, denizleri ve denizierin derinliklerinde b<strong>ul</strong>unan<br />

her şeyi ancak ve yalnız insanoğlu için yaratmıştır. insanoğlunun<br />

kursağına bir lokma ekmeği indirmek için güneşi yaratmış,<br />

yağmurları yağdırmış, toprağı beşerin yaşamasına elverişli<br />

hale getirmiştir. insana verdiği vücut, el, ayak, göz,<br />

k<strong>ul</strong>ak, ağız, burun, ruh, his, akıl, düşünce, irade, kabiliyyet<br />

hiçbir malıluka verilmemiştir. insanın nail olduğu bir çok ni'metlere<br />

melekler dahi nail ol amamışlardır. Hatta, meleklerin<br />

bir kısmı dahi, insancğluna hizmet için halk olunmuş, cennet<br />

ve cehennem insanoğlu için halk ve icat buyur<strong>ul</strong>muştur. Kafirlerin<br />

ruhlarını kabzetrnek için dahi melek gönderilmesi ve

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!