20.06.2013 Views

fiEVÂH‹D-ÜN NÜBÜVVE

fiEVÂH‹D-ÜN NÜBÜVVE

fiEVÂH‹D-ÜN NÜBÜVVE

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kilisenin yak›n›nda atefl yakm›fllard›. Rüzgârla atefl k›v›lc›m›<br />

s›çray›p a¤açdan yap›lm›fl ve alt›n yald›zla süslenen kilise, temâmen<br />

yand›. Yemen vâlîsi Ebrehe bundan dolay› çok k›z›p,<br />

Kâ’beyi y›kaca¤›m diye yemîn etdi. Habefl askerlerini toplay›p,<br />

gidip Kâ’beyi y›kmak için yola ç›kd›. Ebrehenin bir fili<br />

vard›. On veyâ bin fili oldu¤una dâir rivâyetler de vard›r.<br />

Mekkeye yaklafld›klar› s›rada, Abdülmuttalib, Mekke mallar›n›n<br />

üçte birini vereyim, geri dönün dedi. Kabûl etmediler.<br />

Fili önlerine al›p Mekkeye do¤ru yürüdüler. Fili Kâ’beye<br />

do¤ru sürdüler. Fil aslâ o tarafa yürümedi. Yönünü baflka tarafa<br />

çevirdiklerinde, o tarafa koflarak gidiyordu. Sonunda bir<br />

yerde durmak mecbûriyyetinde kald›lar. Mekke çevresine<br />

adamlar gönderdiler. Bunlar Abdülmuttalibin ikiyüz devesini<br />

yakalay›p getirdiler. Abdülmuttalib develerini istemek<br />

için Ebrehenin yan›na geldi. Ebrehe onu uzakdan görünce,<br />

heybetinden ürperdi. Bu gelen kimdir diye sordu. O Mekkenin<br />

büyü¤ü, reîsidir, dediler. Ebrehe onu karfl›lay›p, kendi<br />

minderi üzerine oturtdu ve ne istiyorsun, dedi. Abdülmuttalib,<br />

senin süvârilerin benim develerimi tutup getirmifller. Onlara<br />

söyle de, develerimi geri versinler, dedi. Ebrehe ona, ey<br />

Kureyflin efendisi! Ben size izzet ve fleref kazand›ran flu<br />

Kâ’beyi y›kmak için geldim. Sen ise ondan bahsetmiyorsun<br />

da, develerini istiyorsun, dedi. Abdülmuttalib flöyle cevâb<br />

verdi: Ben develerin sâhibiyim, kendi mal›m› istiyorum.<br />

Kâ’benin sâhibi vard›r. O herkese karfl› gâlib gelir ve Kâ’beyi<br />

korur. Sonra Abdülmuttalibe develerini verdiler, geri<br />

döndü. Kâ’beye gidip kap›s›n›n halkas›na yap›flarak, Allahü<br />

teâlâya münâcâta, düâya bafllad›. O s›rada gökyüzünde ans›z›n<br />

sürü hâlinde kufllar gördü. O zemâna kadar öyle kufllar<br />

hiç görmemifldi. Kufllardan herbirinin gagas›nda ve iki aya-<br />

¤›nda mercimekden büyük, nohuddan küçük tafllar vard›.<br />

Her tafl›n üzerinde bir kâfirin ismi yaz›l› idi. Kufllar›n b›rakd›¤›<br />

tafl, bafl›na isâbet eden askerin alt›ndan ç›k›yor ve o asker<br />

hemen ölüyordu. Atl› ise, at› da ölüyordu. Ebrehenin ordusu<br />

kaçmaya bafllad›. Kufllar ta’kip edip, tafl b›rakarak hepsini<br />

öldürdüler. Ebrehe de çok perîflân bir hâlde öldü. Ebrehenin<br />

vezîri kaç›p kral Necâflînin yan›na gitdi. Hâdiseyi an-<br />

– 65 – fievâhid-ün Nübüvve - F:5

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!