20.06.2013 Views

fiEVÂH‹D-ÜN NÜBÜVVE

fiEVÂH‹D-ÜN NÜBÜVVE

fiEVÂH‹D-ÜN NÜBÜVVE

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ce¤im diye, nezr etdi. Bir gün halîfe Mütevekkilin yak›n<br />

adamlar›ndan Feth bin Hâkân, ‹mâm-› Hâdîden de “rad›yallahü<br />

anh” bir ilâc soral›m, dedi. Bir kimse göndererek ondan<br />

ilâc sordurdular. ‹mâm-› Hâdî hazretleri, falan fleyi ç›ban›n<br />

üzerine koyun, Allahü teâlân›n izniyle fâideli olur, dedi. Bu<br />

haber Mütevekkilin meclisine ulafl›nca, orada bulunanlar gülüfldüler<br />

ve alay etdiler. Feth bin Hâkân tecribe edelim, zarar›m›z<br />

olmaz dedi. ‹mâm-› Hâdî hazretlerinin söyledi¤i fleyi ç›ban›n<br />

üzerine koydular. Ç›ban yar›l›p, içindeki cerâhat boflald›.<br />

Halîfe Mütevekkilin iyilefldi¤ini annesi duyunca, on bin dinâr›<br />

bir keseye koydu ve kendi mührüyle kesenin a¤z›n›<br />

mührleyerek, ‹mâm-› Hâdî hazretlerine gönderdi.<br />

Halîfe Mütevekkil tam s›hhate kavufldukdan bir kaç gün<br />

sonra, bir kimse halîfeye ‹mâm-› Hâdînin “rad›yallahü anh”<br />

yan›nda çok mâl ve say›s›z silâh var diye flikâyet etdi. Halîfe,<br />

vezîri Sa’îde, gece yar›s› ‹mâm-› Hâdînin evine girmesini<br />

ve orada buldu¤u mâl ve silâhlar› kendisine getirmesini emr<br />

etdi. Vezîr Sa’îd flöyle anlatm›fld›r: Yan›ma bir merdiven ald›m.<br />

Gidip evinin dam›na ç›kd›m ve bacadan içeri girdim.<br />

Karanl›k oldu¤undan ne tarafa gidece¤imi flafl›rd›m. O s›rada<br />

‹mâm-› Hâdînin “rad›yallahü anh” sesini duydum. Ey<br />

Sa’îd! Biraz bekle, mum getirsinler, buyurdu. Mum gelince,<br />

afla¤› indim. ‹mâm-› Hâdî hazretleri yünden bir elbise giymifl,<br />

bafl›nda da yünden bir takke vard›. Has›r bir seccâde<br />

üzerinde k›bleye karfl› oturuyordu. Ey Sa’îd! ‹flte odalar,<br />

ara buyurdu. Odalar› arad›m, bana söylendi¤i gibi mâl ve silâh<br />

yokdu. Sâdece halîfe Mütevekkilin annesinin gönderdi-<br />

¤i kese, a¤z› mührlü olarak duruyordu. Onun yan›nda<br />

mührlü bir kese dahâ vard›. ‹mâm-› Hâdî hazretleri seccâdeye<br />

de bak buyurunca, seccâdeyi kald›rd›m. Alt›nda k›n›nda<br />

sokulu bir k›l›c vard›. Keseleri ve k›l›c› ald›m, Mütevekkile<br />

götürdüm. Halîfe Mütevekkil annesinin mührüyle<br />

mührlü keseyi görünce merâk edip sordu. Hâdiseyi anlatd›lar.<br />

Halîfe Mütevekkil bir kese dinâr da kendisi koyup, getirdiklerimi<br />

aynen geri götürmemi emr etdi. ‹mâm-› Hâdî<br />

hazretlerinin huzûruna var›p, mahcûb bir hâlde, efendim,<br />

– 386 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!