20.06.2013 Views

fiEVÂH‹D-ÜN NÜBÜVVE

fiEVÂH‹D-ÜN NÜBÜVVE

fiEVÂH‹D-ÜN NÜBÜVVE

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

in hayrl›s›d›r) olan En’âm sûresi 57.ci âyet-i kerîmesini okudu.<br />

Halîfenin emrine uydum. Allahü teâlâ beni ve sizi korusun,<br />

buyurdu.<br />

¥ Ebüssalt flöyle anlatm›fld›r: Birgün ‹mâm-› Alî R›zâ<br />

hazretlerinin huzûrunda idim. Bana flu gördü¤ün kubbe Hârûn<br />

Reflîdin türbesidir. Onun dört taraf›ndan bana toprak<br />

getir, buyurdu. Gidip getirdim. Topra¤› koklad› ve yak›nda<br />

burada benim için bir kabr kazacaklar. Bir tafl görünecek,<br />

onu ç›karmak için Horasân›n bütün külünklerini getirecekler.<br />

Fekat yine ç›karamayacaklar. Sonra falan yerden toprak<br />

getir, buyurdu. Gidip getirdim. Oray› göstererek, benim<br />

kabrimi burada kaz›n›z. Kabrin ortas›n› yar›p beni içine<br />

koymay›n. Kabrim derin olsun ve lahd yap›n. ‹ki zra’ ve bir<br />

kar›fl olsun. Allahü teâlâ onu diledi¤i kadar geniflletir, buyurdu.<br />

Sonra, kabrimin bafl taraf›nda bir ›slakl›k görünecekdir.<br />

Sana ö¤retdi¤im düây› oku. Oradan bir su kaynay›p ç›kar.<br />

Lahd su ile dolar. Suyun içinde küçük bal›klar görürsün.<br />

Sana flu ekme¤i veriyorum. Ufak ufak parçalay›p suya<br />

at. O bal›klar bu parçalar›n hepsini yirler. Sonra büyük bir<br />

bal›k ç›kar, bütün küçük bal›klar› yir ve kaybolur. O zemân<br />

cenâzemi suyun içine koyunuz. Ö¤retdi¤im fleyleri oku, su<br />

azal›r ve hiç kalmaz. Halîfe Me’mûn da bunlar› görecekdir,<br />

buyurdu. Sonra, yâr›n Me’mûnun yan›na gidece¤im. Onun<br />

yan›ndan d›flar› ç›kd›¤›m zemân, bafl›m örtüldü ise benimle<br />

konuflma, bafl›m aç›k ise konufl, buyurdu. Sabâhleyin elbiselerini<br />

giymifl bekliyordu. Me’mûnun hizmetcisi gelip ça¤›rd›.<br />

Me’mûnun yan›na gitdi. Me’mûnün önünde tabaklar içinde<br />

meyvalar vard› ve elindeki bir üzüm salk›m›ndan yiyordu.<br />

‹mâm-› Alî R›zâ hazretlerini görünce, yerinden f›rlay›p kucaklafld›<br />

ve gözlerinin aras›n› öpüp yan›na oturtdu. Me’mûn<br />

elindeki üzümü ‹mâm-› Alî R›zâ hazretlerine verip, bunun<br />

gibi güzel üzüm gördün mü, dedi. O ise, nefîs üzüm Cennetdedir,<br />

buyurdu. Me’mûn bu üzümden yiyiniz, dedi. ‹mâm-›<br />

Alî R›zâ “rad›yallahü anh” beni ma’zûr görünüz, dedi.<br />

Me’mûn ›srâr ederek, özrünüz nedir, bizi töhmet alt›nda b›rak›yorsunuz<br />

deyince, üzüm salk›m›ndan biraz yidi. Ba’z›la-<br />

– 378 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!