20.06.2013 Views

fiEVÂH‹D-ÜN NÜBÜVVE

fiEVÂH‹D-ÜN NÜBÜVVE

fiEVÂH‹D-ÜN NÜBÜVVE

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

satd›m dedi. Dün gelen arkadafl›n kim idi diye sordu. Hâflim<br />

o¤ullar›ndan biri idi, dedim. Hangi kabîledendir diye<br />

sorunca, bundan fazlas›n› bilmiyorum, diyerek cevâb vermedim.<br />

Tüccâr bana dedi ki: Sana bir fley söyliyeyim. Bu<br />

câriyeyi ma¤rib flehrlerinin en uza¤›ndan sat›n ald›m. Ehl-i<br />

kitâbdan bir kad›n bana, bu câriyeyi göstererek, bu kimindir<br />

diye sordu. Kendim için sat›n ald›m, dedim. Hây›r, bu<br />

câriye senin olacak kabîlden de¤ildir. O yer yüzünün en iyi<br />

insan›n›n yan›nda olacakd›r, dedi. Tüccâr›n anlatd›klar›n›<br />

dinledikden sonra, o câriyeyi Mûsâ Kâz›m hazretlerine götürdüm.<br />

O câriyeden ‹mâm-› Alî R›zâ “rad›yallahü anh”<br />

dünyâya geldi.<br />

¥ ‹mâm-› Alî R›zân›n babas› Mûsâ Kâz›m “rad›yallahü<br />

anh” flöyle anlatm›fld›r: Rü’yâmda Resûlullah› “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem” gördüm. Emîr-ül mü’minîn hazret-i Alî “rad›yallahü<br />

anh” de huzûrlar›nda idi. Resûlullah “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem”, “Yâ Alî, senin bu o¤lun Allahü teâlân›n<br />

nûruyla bakar. Sözleri hikmetli ve her iflde isâbetlidir. Hatâ<br />

yapmaz, âlimdir. ‹lm ve hikmetle doludur.” buyurdu.<br />

‹mâm-› Alî R›zân›n “rad›yallahü anh” menk›beleri ve fazîletleri<br />

dillerde meflhûrdur ve kitâblarda yaz›lm›fld›r. Say›s›z<br />

fazîletlerinden ve menk›belerinden denizden damla misâli<br />

burada bir kaç›n› k›saca bildirece¤iz.<br />

¥ Halîfe Me’mûn, ‹mâm-› Alî R›zây› “rad›yallahü anh”<br />

velîahd edindi. Me’mûn ile görüflmek istedi¤i zemân, hizmetciler<br />

ve kap›c›lar onu karfl›larlard›. Me’mûnun bulundu-<br />

¤u makâm›n kap›s›nda as›l› olan perdeyi kald›r›rlard›.<br />

‹mâm-› Alî R›zâ “rad›yallahü anh” içeri girerdi. Hâlbuki bu<br />

hizmetciler ona muhâlif idiler. Bir gün aralar›nda onu karfl›lamamak<br />

ve kap›daki perdeyi kald›rmamak için karar ald›lar.<br />

‹mâm-› Alî R›zâ geldi. Hepsi oturuyorlard›. ‹ster istemez<br />

yerlerinden s›çray›p, karfl›lad›lar ve perdeyi kald›rd›lar.<br />

Sonra biz ne yapd›k diyerek, karfl›lamayacaklar›na ve perdeyi<br />

kald›rmayacaklar›na dâir yeniden sözlefldiler. Bir gün<br />

‹mâm-› Alî R›zâ “rad›yallahü anh” yine geldi. Kap›c›lar ve<br />

hizmetciler yerlerinden kalkd›lar ve selâm verdiler. Fekat<br />

– 370 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!