20.06.2013 Views

fiEVÂH‹D-ÜN NÜBÜVVE

fiEVÂH‹D-ÜN NÜBÜVVE

fiEVÂH‹D-ÜN NÜBÜVVE

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

edâ edip, yerine getireyim, dedi. Resûlullah “sallallahü aleyhi<br />

ve sellem” tekrâr, (Ey Sa’lebe flükrünü yapabildi¤in az<br />

mâl, flükrünü yapamad›¤›n çok mâldan iyidir) buyurdu. Fekat,<br />

Sa’lebe ›srâr edip yine, yâ Resûlallah, düâ et de Allahü<br />

teâlâ bana çok mâl versin, dedi. Bunun üzerine Resûlullah<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” (Allah›m Sa’lebeyi çok mâl ile<br />

r›zkland›r) diye düâ etdi. Sa’lebe bir mikdâr koyun sat›n ald›.<br />

Allahü teâlâ bu koyunlara öyle bereket verdi ki, koyunlar<br />

ço¤al›p, Medîneye s›¤maz oldu. Koyunlar›n› al›p Medînenin<br />

d›fl›na ç›kd›. Gündüz mescide nemâza gelir, gece gelmezdi.<br />

Koyunlar› zemânla dahâ çok artd›. Çok uzaklara gitdi.<br />

Art›k Resûlullah›n “sallallahü aleyhi ve sellem” mescidine<br />

Cum’adan Cum’aya gelirdi. Koyunlar› dahâ da art›nca öyle<br />

uza¤a gitdi ki, aslâ mescide ve cemâ’ate gelemez oldu. Resûlullah<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” epey zemândan beri<br />

Sa’lebeyi göremeyince hâlini sordu. Hâlini anlatd›lar. Bunun<br />

üzerine, “Vay Sa’lebe bin Hât›ba” buyurdu.<br />

Bir müddet sonra Allahü teâlâ zenginlere zekât verme¤i<br />

farz k›ld›. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” zenginlerin<br />

zekât›n› toplamak üzere iki kifli vazîfelendirdi. Sa’lebeye<br />

ve Benî Süleym kabîlesinden zengin bir kimse var, ona u¤ray›n›z,<br />

buyurdu. O iki kimse Sa’lebenin yan›na gidip zekât›n›<br />

istediler. Sa’lebe elinizdeki mektûbu göreyim, dedi.<br />

Mektûbu gösterdiler. Sa’lebe bu istedi¤iniz harâcdan baflka<br />

birfley de¤ildir. Hele siz gidin baflkalar›ndan bir toplay›n bakal›m,<br />

dedi. O iki kimse Sa’lebenin yan›ndan ayr›l›p, baflka<br />

yere gitdiler. Süleym kabîlesine mensûb olan zengin kimse<br />

onlar›n kendisine zekât almak için geldiklerini haber al›nca,<br />

onlar› karfl›lad›. Develerimin en iyilerini zekât için al›n›z, dedi.<br />

O iki sahâbî sana farz olan zekât bunlardan azd›r, dediler.<br />

O kimse ise bu iyi develeri al›n›z. Allahü teâlân›n r›zâs›n›<br />

mâl›m›n en iyisiyle kazanay›m, dedi. Sonra o iki sahâbî<br />

tekrâr Sa’lebenin yan›na geldiler. Sa’lebe tekrâr mektûbu<br />

gösterin, dedi. Mektûbu gösterdiler. Sa’lebe bu harâcd›r, siz<br />

gidin ben bir düflüneyim, dedi! O iki sahâbî Medîneye dönüp,<br />

Resûlullah›n “sallallahü aleyhi ve sellem” huzûruna<br />

– 219 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!