14.06.2013 Views

Bahar n coşkusunu yaş yoruz - Yasanacakdunya.net

Bahar n coşkusunu yaş yoruz - Yasanacakdunya.net

Bahar n coşkusunu yaş yoruz - Yasanacakdunya.net

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Dondurmam<br />

Gaymak!<br />

Sayfa 10<br />

Yaflanacak<br />

“8 aydr staj<br />

yeri<br />

bulamadm!”<br />

Sayfa 8<br />

Mezarda<br />

emekliliğe<br />

onay!<br />

Sayfa 5<br />

DünyaDünyay› isti<strong>yoruz</strong>, k›r›nt› de¤il !..<br />

Fransz direnişinin<br />

militan öldü<br />

AYLIK GAZETE • SAYI 33 www.yasanacakdunya.<strong>net</strong> • info@yasanacakdunya.<strong>net</strong><br />

Nisan 2007<br />

<strong>Bahar</strong>n <strong>coşkusunu</strong> <strong>yaş</strong><strong>yoruz</strong><br />

Doğa canland. Üzerindeki<br />

ölü toprağn söküp<br />

att. <strong>Bahar</strong> <strong>coşkusunu</strong> her<br />

yere taşd. Avrupa ülkelerinin<br />

<strong>yaş</strong>am alanlarmz<br />

daraltan politikalarna<br />

karş biriken tepki, baharla<br />

birlikte kendini tutan<br />

dikişlerini zorlamaya başlad.<br />

İşte Paris’te torununu<br />

almak için okulun önünde<br />

bekleyen Çinli bir göçmenin,<br />

oturum hakk olmadğ<br />

için gözaltna alnmak<br />

istenmesine karş<br />

gösterilen tepki… Çatşma,<br />

grev gösteri...<br />

Göçmenlere ve onlarn<br />

geleceğine yaplan saldr-<br />

ya karş siyasal bir eylem<br />

olarak <strong>yaş</strong>and.<br />

Metro muharebesi<br />

Kampanyamz sokağa indi.<br />

Paris, Strasbourg, Köln, Stuttgart,<br />

Hamburg, Londra…<br />

Önce afişlerimiz süsledi duvarlar.<br />

Sonra her birinde farkl<br />

düzeyde etkinlikler gerçekleştirildi.<br />

İmza föylerimiz, bildirilerimiz,<br />

sohbetlerimiz salon aktivitelerinden<br />

sokak standlarna taşnd.<br />

Etkinlik ve eylemlerle<br />

buluştu.<br />

Ortak sorunlar ve onlarn çözümü<br />

için mücadele çağrmz;<br />

“Ben ne yapabilirim ki” duvarn<br />

aşp “Bir şeyler yapabiliriz,<br />

yapmalyz” etkileşimine dönüştü.<br />

köprü kurdu.<br />

Kampanyamzn içeriği bu<br />

etkileşimin yannda, aktivistlerimizle<br />

emekçiler arasnda bir<br />

Yine Paris’te <strong>yaş</strong>anan<br />

metro muharebesi patlama<br />

dinamiklerini bir kez<br />

daha gösterdi.<br />

Gare d’Nord’da öğlen<br />

saatlerinde biletsiz olduğu<br />

gerekçesiyle, elleri arkadan<br />

kelepçelenen göçmen<br />

genç, polisler tarafndan<br />

yere yatrlarak dövüldü.<br />

Bu olay çevrede bulunan<br />

insanlarn polise karş tepki<br />

göstermesine neden oldu.<br />

Bu tepki ksa sürede<br />

200’ü bulan gençlerle po-<br />

Bu köprüyü sağlamlaştracak,<br />

emekçilerin kardeşleşmesini<br />

güçlendireceğiz. Sinmişlik,<br />

lis arasnda çatşmaya dönüştü.<br />

Şimdi bu örgütsüz olan<br />

ve irili-ufakl şekillerde<br />

orada burada patlayan öfkenin,<br />

doğru belirlenmiş<br />

hedef ve amaçlar bütünlüğü<br />

çerçevesinde örgütlenmesi<br />

zaman.<br />

Şimdi coşma zamandr<br />

Avrupa sokaklarnda <strong>yaş</strong>ananlar<br />

bunlarla snrl<br />

değil. Hamburg liman işçilerinin,<br />

direnişi kentin<br />

bütününe ve oradan Avrupa’ya<br />

yaymasyla kazanmla<br />

sonuçland.<br />

Airbus’da 10 bin işçinin<br />

umutsuzluk perdesini yaran,<br />

kendisine uygulanan her şeyi<br />

mübah gören sğnt psikolojisinden<br />

syrlp, kattklarmzn-<br />

sokağa atlmak istenmesine<br />

karş işçiler Avrupa çapnda<br />

kararl bir eylem<br />

dalgas başlatt.<br />

Bu direnişler sermayenin<br />

işçi ve emekçileri her<br />

türlü toplumsal ve snfsal<br />

çkardan arndrarak,<br />

“kendini kurtarma” yarşna<br />

sokma, onursuzlaştrma<br />

hevesine indirilmiş<br />

anlaml birer tokat oldular!<br />

Şimdi sra, işçi snfnn<br />

uluslar aras dayanşma<br />

günü olan 1 Mays’ta<br />

“Bütün ülkelerin işçileri,<br />

ezilen halklar birleşin!” şiarnn<br />

arkasnda toplanmaktr!<br />

“Alnterimle buradaym!”<br />

çğlğ her yerde!<br />

ürettiklerimizin gücü ve onuruyla<br />

karşlarna dikileceğiz.<br />

En kötü ve pis işlerde çalştrlmş,<br />

buralarda kuşaklar eskitmiş<br />

bir toplum bireyi olmann<br />

biriktirdiği öfkeyi bileklerimizde<br />

toplayacağz.<br />

Kayglarmzn ve korkularmzn<br />

üzerine üzerine yürüyecek,<br />

geleceğimizi kendi ellerimize<br />

alacağz. İşte de sokakta<br />

da sağlkta da eğitimde de her<br />

türlü ayrmclğ reddedeceğiz.<br />

Geleceğimize sahip<br />

çk<strong>yoruz</strong><br />

Taleplerimiz hepimizin ortak<br />

keseni:- İşsizlik, ayrmclk ve<br />

eğitimsizliğe karş; sadaka değil<br />

insanca <strong>yaş</strong>am koşullar ve iş is-<br />

Onlarn güvenliği<br />

bizim güvencesizliğimiz<br />

ti<strong>yoruz</strong>!- Barnma, sağlk, eğitim<br />

ve tüm sosyal alanlardaki<br />

haklarmz elimizden alan yasa<br />

ve uygulamalarn kaldrlmasn<br />

talep edi<strong>yoruz</strong>!- “Terörle mücadele”<br />

ad altnda izlenme, gözlenme<br />

ile başlayp yeni yasalarla<br />

derinleştirilen devlet terörü-<br />

nün son bulmasn isti<strong>yoruz</strong>!-<br />

Semtte, okulda, işte esen rkç<br />

rüzgara ve saldrlara karş; her<br />

türlü rkç faaliyet ve söylem yasaklansn<br />

di<strong>yoruz</strong>!- Avrupa’da<br />

“kağtszlar” olarak damgalanan<br />

snf kardeşlerimiz için; snr<br />

dşlar son bulsun, her kese<br />

Yaşanacak<br />

Dünya’dan<br />

Berlin’de “AB’nin nin kendini bu ykm üzerinden maya çalşyor.<br />

yar 400 milyon Euro ayrdğn<br />

deklare etti. Yanlş anlamadnz<br />

büyütme girişimi olarak kuru- Başta ABD olmak üzere ra-<br />

militarizasyonu” helan Avrupa Kömür ve Çelik Topkiplerinin AB içerisindeki etki<br />

Bunlara dikkat!<br />

“güvenlik“ için ayrlan bütçenin<br />

dşnda bu para yalnzca<br />

“araştrma fonu” oluşturmak<br />

deflenerek “Bu Avluluğu, bugün bildiğimiz Avru- alannn basnc altnda bir ekpa<br />

Birliğine evrildi.<br />

sen yakalama çabasnda.<br />

rupa’ya hay›r!” gös- Avrupa Ekonomik Topluluğu Tek tek ülkelerde ve AB’nin<br />

Avrupa bahar oldukça hareketli karşlad. Almanya’da<br />

maksadn taşyor.<br />

terisi yap›ld›.<br />

ve Avrupa Atom Topluluğu an- bütününde artan toplumsal<br />

Hamburg liman işçilerinin aylardr sürdürdükleri kararl dire-<br />

Berlin’de bir araya getirilen<br />

laşmalar 25 Mart 1957’de im- muhalefetin sokaklarda, fabriniş<br />

işçiler lehine sonuçland. Direniş kentin bütününe, ora-<br />

bin kadar “uzman” ile bunlarn Avrupa Birliği, kuruluşunun zalanmş ve böylece AB’nin tekalarda, okullarda yer yer işgal<br />

dan da Avrupa’nn başka ülkelerine yaylarak etki alann ge-<br />

tartşldğ bir “Uluslararas 50. yln kutlad. Bu kutlamameli atlmşt. O zaman Alman- ve çatşma biçimlerinde kendinişletmiş,<br />

snf dayanşmasnn halkalarn birbirine eklemek-<br />

Güvenlik Toplants” yapld. larda öyle şatafatl gösteriler faya, Fransa, Hollanda, Belçika, sini ifade etmesi bir gerilim hatteki<br />

başardan beslenmişti.<br />

Burada konuşan AB Komisyonu lan gerçekleşmedi. Resmi top- Lüksemburg ve İtalya ile ilk adtna işaret ediyor. Bu hat yeni<br />

Dünyann iki büyük uçak tekelinden biri olan Airbus teke- Uluslararas alanda ve AB ül- başkan yardmcs Franco Fratlantlar dşnda, halk bir baymn atan AB şimdi 50 <strong>yaş</strong>nda. bir işçi snf hareketinin mayalinin<br />

10 bin işçiyi sokağa atmay hesapladğ Power 8 isimli kelerinde, “Teröre karş savaş” tini; “Giderek çeşitlilik kazanan ram havasyla karşlamad 50. Ortak Pazar, ekonomi ve palanmas ile buluşursa…<br />

programna karş tüm Avrupa’daki Airbus işçileri kararl ve ad altnda güvenlik politikalar modern <strong>yaş</strong>am tarz, teröristlere yl.<br />

ra birliği, sermayenin snrsz<br />

birleşik bir eylem dalgas başlattlar.<br />

güncellenip duruyor. Bu alan- yeni saldr imkanlar sunuyor. Resmi kutlamalarn yapldğ dolaşm, ortak argüman ve po- İnsanlar AB’den umutsuz<br />

Emekçilere unutturulmaya çalşlan dayanşma ve ortak çdaki uygulamalar ve oluşturu- Bu yüzden insanlarn temel Berlin’de “AB’nin militarizaslitikalar gütme biçimlerinde,<br />

karlar etrafnda ke<strong>net</strong>lenme davranşnn anlaml tezahürleri lan toplumsal atmosferle in- haklarndan biri olan güvenli yonu” hedeflenerek “Bu Avru- genişletilmiş 27 üyeli birlik AB’nin beş<br />

vard her iki eylemde de!<br />

sanlar birbirilerini düşman gö- <strong>yaş</strong>ama hakknn korunmas gepa’ya hayr!” gösterisi yapld. farkl çatşma, tartşma, kriz di- ülkesi İngilte-<br />

Sermayenin işçi ve emekçileri her türlü toplumsal ve snfrür hale geldi.<br />

rekir” dedi.<br />

namikleri ile devam ediyor. re, Fransa,<br />

sal çkardan arndrarak, “kendini kurtarma” yarşna sokma,<br />

onursuzlaştrma hevesine indirilmiş anlaml birer tokat oldu-<br />

AB, yeni güvenlik teknolojileri<br />

geliştirilmesi için araştrma “Güvenli <strong>yaş</strong>am hakk”<br />

“Kömür-Çelik Topluluğu”ndan<br />

bugüne…<br />

Bugün AB kendi iç dengele- Almanya,<br />

rinde “Çekirdek güç-geniş hal- İtalya ve<br />

lar!<br />

inceleme kapsamnda, 2013’e<br />

ka” gerilimi <strong>yaş</strong>arken, emper- Fransa’da<br />

kadar insanlardan hortumla- Bu “Güvenli ya-<br />

İkinci Dünya Savaşnn yaratyalist egemenlik çatşmasnda<br />

Devam üçüncü sayfada nan paralardan bu alana 1 milşama hakk” için 3.sf’da tğ ykmdan sonra, sermaye- bir güç merkezileşmesi sağla- 3.sf’da<br />

Sayfa 7<br />

oturum hakk verilsin isti<strong>yoruz</strong>!<br />

Duvarlar parçalamak<br />

için<br />

Taleplerimiz için mücadele<br />

etmenin her türlü araç ve biçimlerini<br />

hayata geçireceğiz.<br />

Kampanyamz sadece kendimizi<br />

ifade etmenin bir arac değil,<br />

ayn zamanda yerli işçi ve<br />

emekçilerle aramza örülen duvarlar<br />

parçalamann da bir kaldrac<br />

oluyor.<br />

Yoksullaşmay artran, özgürlük<br />

yoksunluğunu derinleştiren<br />

sisteme karş birlikte mücadele<br />

etmediğimiz sürece elimizdekilerle<br />

beraber geleceğimizi de<br />

kaybederiz. Geleceğimize sahip<br />

çk<strong>yoruz</strong>. “Alnterimle buradaym!”<br />

kampanyasn her yere taşyacak,<br />

kprdanmalar sarsntya<br />

dönüştüreceğiz!<br />

“Bu Avrupa’ya hayr!”<br />

Deutschland: 2 €<br />

Nederland: 2,30 €<br />

Belgique: 2,20 €


Yaflanacak<br />

Dünya<br />

Dünya<br />

<br />

“Irkç yaklaşmlar yaygnlaşyor”<br />

sözleri ile son dönemlerde<br />

daha sk karşlaşr oldum. Bu<br />

‘Alnterimle buradaym!’ kampanya<br />

çalşmamz esnasnda<br />

insanlarla yaptğmz sohbetlerdeki<br />

ortak tema.<br />

İlk aklma gelen birkaç anekdotu<br />

anlatmak istiyorum; “Tam<br />

krk yl burada çalştm, ömrümü<br />

çürüttüm diyebilirim ve emekli<br />

oldum. Şurada oturup bir kahve<br />

içmek istediğim zaman Almanlarn<br />

bakşlar o kadar itici geliyor<br />

ki, sanki bir pislikmişim gibi bakyorlar<br />

bana…”<br />

Başka bir göçmenin anlatm,<br />

“Tam sekiz ay ev aradm ve bulamadm.<br />

Nereye gittiysem bir<br />

türlü olmad, telefonla görüştüğümde<br />

‘gelin konuşalm’ diyorlar<br />

gidiyorum… Tabii kara kafal<br />

olduğumu gördüklerinde bir iki<br />

göstermelik sorunun arkasndan,<br />

‘Size haber veririz’ diyorlar, eli<br />

boş dönüyorum. ‘Ne yapabilirim’<br />

diye kendi kendime çok düşündüm.<br />

Alman ismiyle aradm bu<br />

defa. ‘Gelin görüşelim’ dediler ve<br />

bir görüşmede evi verdiler, kayt<br />

yaptramadm tabii ki. Ben de<br />

2 O K U R M E K T U P L A R I<br />

Editörden<br />

Kurduğumuz imza stantlarnda “Size sizi, size bizi” anlattk<br />

Mart ay boyunca. Kiminizin hayat boyunca hiçbir hedefi<br />

olmamşt, kiminizin hedefi daha iyi bir <strong>yaş</strong>amd ve daha<br />

onlarca hal ve durum. Öyle inanmştnz ki kendinize, daha<br />

fazla para kazanacaktnz Avrupa’ya geldiğinizde ya da daha<br />

iyi bir <strong>yaş</strong>am sunacaktnz çocuklarnza.<br />

Yaşanmş her şeyi geride brakarak valizinize umutlarnz<br />

koyup gelmiştiniz bu memleketlere. İnsanlğn kederli<br />

göğüne baktğnzda tarifsiz umutlar vard düş pencerenizde.<br />

Belki bir oyun gibiydi her şey; öyle iyiydiniz ki bütün oyunlarn<br />

içinde… Şimdi ise bütün oyunlar bozuluyordu sanki!<br />

Sanki yazg değişecekmiş gibi hiç durmadan uğraştnz ve<br />

didindiniz ümitle.<br />

Zehirlenmesin diye bu incelik, küçük düşmesin diye bu şiir,<br />

üzülmesin diye size güvenenler hep acyla da olsa didindiniz…<br />

Kimseye bulaşmasn diye gördüğünüz ve <strong>yaş</strong>adğnz<br />

cin<strong>net</strong>, onca kalabalğn içindeyken bile birden bir imza föyüyle<br />

çkyor birileri karşnza. Birileri size sizi anlatyor ve “Bu<br />

bizim öykümüz” diyorsunuz! Bu cin<strong>net</strong>i değiştirmek için bir<br />

admd imzalar. İlk admdan sonras gelmeli ve gelecektir<br />

elbet! Artk aldanmak istemi<strong>yoruz</strong>. Daha iyi bir <strong>yaş</strong>am kurabileceğimize<br />

inanmamz gerekiyor. Geleceğe şüpheyle bakmaktan<br />

kurtulmak için enerjimizi, emeğimizi birleştirelim.<br />

Hiç aldanmamşlarn o engin iç rahatlğna kuracağmz ortak<br />

geleceğimizle ulaşalm.<br />

Mevsim bahar. Bir sonraki saymz elinize ulaştğnda<br />

baharn doruğu 1 Mays’ <strong>yaş</strong>amş olacağz. Bayraklar, pankartlar<br />

derlenecek, afişler duvarlar süsleyecek, yürekler başka<br />

bir heyecanla çarpmş olacak. 1 Mays bizim kavga günümüzde<br />

hep birlikte alanlarda olacağz. Bugünden 1 Mays’a merhaba!<br />

***<br />

Geçtiğimiz saymzn çkşndan sonrayd. Gazetemize ilan<br />

vermek isteyen biriyle bir dostumuz araclğyla Paris’te<br />

tanştk. Kalbi pille çalşyordu. Birçok iç organ uzun yllar<br />

cezaevi <strong>yaş</strong>amann ağrlğn taşyordu.<br />

Tüm bunlar yldrmamşt onu ama o cezaevindeyken<br />

Almanya’ya gelen iki çocuğunun nerede olduğunu bilememek<br />

onu kahrediyordu. Bizden çocuklarn bulmak için<br />

yardm istiyordu şimdi. İlan vermek istiyor ama çocuklarnn<br />

adn bile bilmiyordu. Bu saymz için kendisine söz<br />

vermiştik.<br />

Ama maalesef ilan veremi<strong>yoruz</strong>. Neden mi? Paris’te gerçekleşen<br />

Newroz eylemi srasnda o da alandakilerin coşkusuna<br />

katlp halaya durmuştu.<br />

Onun pille çalşan kalbi halay çekmeye dayanamad. Yğld<br />

orackta. Şimdi bitkisel hayatta bir hastane odasnda. Onu<br />

ziyaret eden dostlarn duymuyor. O şimdi düşlerinde aryor<br />

çocuklarn!<br />

“Sözün bittiği yer işte buras olsa gerek…” dedirtiyor insana!<br />

avukatma ev sorunumu anlattm<br />

ve onun araclğ ile bir ev tutum.<br />

Ama avukatlar nereye kadar<br />

devreye sokacağz! Açkças<br />

kara kara düşünüyorum…”<br />

“‘Bizim ülkemizde bizden<br />

rahatlar’ deniyor”<br />

Sokak ortasnda, otobüs durağnda,<br />

devlet dairelerinde,<br />

okullarda ve daha birçok yerde<br />

yabanc olmaktan kaynakl karşlaşlan<br />

rkç yaklaşmlarla ilgili<br />

daha pek çok anlatm var aslnda.<br />

Eğitim sistemindeki başarszlğn,<br />

işsizliğin faturasn<br />

göçmenlere çkartp, yerli<br />

emekçilerle göçmen emekçileri<br />

karş karşya getirmeyi amaçlayan<br />

sistem için bu kendi devamllğ<br />

açsndan başvurduğu<br />

araçlardan biridir.<br />

Aslnda rkçlğn hiçbir zaman<br />

değişmeyen temel argümanlar<br />

ekonomik nedenli<br />

olanlardr. Fakat son yllarda bu<br />

argümanlar bölgelerin yaplarna<br />

göre farkl biçimler alyor.<br />

Mesela bir sanayi merkezi,<br />

Kökünü be¤enmeyen<br />

dal ve dal›n›<br />

be¤enmeyen meyve,<br />

olgunlaflmadan çürür.<br />

Hayat bir öyküye<br />

benzer, önemli yan›<br />

eserin uzun olmas›<br />

de¤il iyi olmas›d›r.<br />

Do¤ru konuflmak için<br />

bir tek yol vard›r;<br />

dinlemeyi ö¤renmek.<br />

ama ayn zamanda yoğun gericilik<br />

birikiminin olduğu Bavyera<br />

Eyaleti’ndeki rkç faaliyetin<br />

temel argümanlar bu klasik<br />

söyleme dayanyor.<br />

O bölgede çalşan Türkiyeli<br />

bir kadn işçi bunu ; “Burada<br />

‘Türklere altn diş, Almanlara<br />

boş kovuk’ ya da ‘Ruslara ev,<br />

Türklere BMW, Almanlara<br />

Ford’ sloganlarn öne çkaryorlar”<br />

diyordu yaptğmz sohbette.<br />

“Yabanclar bizim ülkemizde<br />

bizden daha rahat ve daha iyi<br />

koşullarda <strong>yaş</strong>yorlar” anlamna<br />

gelen bu söylemle, 1930’larn<br />

Hitler Almanyas’ndaki Yahudi<br />

karştlğ temelinde geliştirilen<br />

söylem ayndr.<br />

Ancak kent kültürünün hakim<br />

olduğu bölgelerde bundan<br />

farkl olarak kültürel kayglarn<br />

öne çkarldğ ve hedefe de İslam<br />

dininin hakim olduğu ülkelerden<br />

gelen göçmenlerin<br />

konulduğu zenginleştirilmiş bir<br />

jargonla karşlaş<strong>yoruz</strong>.<br />

Kampanya çalşmalarmz<br />

esnasnda Köln’deki imza standmza<br />

gelen orta <strong>yaş</strong>l bir Alman<br />

kadnn söyledikleri bu<br />

açdan anlamldr ; “Biz burada<br />

kadn ve erkeklerin ayn havuzlara<br />

gitmesi için ylarca mücadele<br />

ettik.<br />

Şimdi Müslümanlar kadn ve<br />

erkekler için ayr havuzlar istiyorlar.<br />

Kadnlarn gittiği yere erkekler<br />

gidemiyor, erkeklerin gittiği<br />

yere kadnlar. Bu kültüre sahip<br />

insanlarla birlikte <strong>yaş</strong>ayamayz.”<br />

Benim iki kesit halinde <strong>yaş</strong>adğm<br />

göçmenlik serüvenim var.<br />

Babam 1964’te gelen işçi kuşağndan.<br />

Türkiye’de Devlet Demir<br />

Yollar işçisiydi.<br />

Günün koşullarna göre iyi<br />

de maaş alyordu. Bir hayal uğruna<br />

buralara geldi. Bir gün<br />

kardeşim ev sahibinin oğluyla<br />

tartşmş. Ev sahibinin “Sen<br />

evimde kiracsn ne konuşuyorsun’’<br />

sözü üzerine, srf bir ev<br />

sahibi olmak hayaliyle gelmiş<br />

Almanya’ya.<br />

Burada AEG işçisi olarak 18<br />

yl çalşt. 1982 ylnda Alman<br />

devleti yabanc işçilere ihtiyac<br />

azalnca “10 bin 400 Mark alarak<br />

ülkenize dönebilirisiniz’’ diye<br />

bir yasa çkard. Ailem kesin<br />

dönüş yapt. Babam nihayet<br />

memlekette dört katl bir apartman<br />

sahibi oldu.<br />

Fakat emekli olmadğ için<br />

hiç bir sosyal güvencesi kalmad.<br />

Ben o zamanlar 10 <strong>yaş</strong>ndaydm.<br />

Ailemle beraber bende<br />

Türkiye’ye gittim.<br />

İkinci kesit<br />

Göçmenliğimin ikinci kesiti<br />

1996 ylnda başlad. Bu ikinci<br />

kesitte, buraya bir biçimde savrulmuş<br />

politik mülteci göçmenlerden<br />

söz etmek istiyorum.<br />

Bunlarn says da azmsanamaz.<br />

“Irkçlk tek bir biçim ve<br />

içerikle snrl değil”<br />

“Tam k›rk y›l burada çal›flt›m, ömrümü çürüttüm<br />

diyebilirim ve emekli oldum. fiurada oturup<br />

bir kahve içmek istedi¤im zaman Almanlar›n<br />

bak›fllar› o kadar itici geliyor ki, sanki bir<br />

pislikmiflim gibi bak›yorlar bana…”<br />

İnanç bitmedikten sonra!<br />

Bizim kufla¤›n sorunu, bizden önceki kufla¤›n<br />

devasa birikimiyle aras›ndaki kopukluktu bence.<br />

Biz bu kopuklu¤un ac›s›n› fena yaflad›k.<br />

Uluslararas Irkçlkla<br />

Mücadele Günü<br />

Kadnn söyledikleri, rkç<br />

propagandann tek bir biçim ve<br />

içerikle snrl kalmadğn,<br />

kendisini çeşitlendirecek yeni<br />

argümanlar üzerine oturttuğunu<br />

<strong>yaş</strong>amn gerçekliği içinden<br />

kavramamz sağlad tabii…Sistemin<br />

kurumlar da bunu söylüyor!<br />

21 Mart “Uluslararas<br />

Irkçlkla Mücadele Günü”ydü.<br />

Birçok sistem kurumu rkçlğn<br />

yaygnlaştğ ve yeni biçimlerde<br />

nüfuz ettiğine dair uyarlarda<br />

bulundu.<br />

Alman İnsan Haklar Enstitüsü’nden<br />

Petra Vollmar Otto’nun<br />

açklamasn okuyunca<br />

karşlaştğm örnekler aklma<br />

geldi.<br />

Irkçlğn bu yeni türünün tarihten<br />

gelen kültürel rkçlkla<br />

birleştiği için tehlikenin daha<br />

da arttğn söylüyordu Otto.<br />

Modern rkçlkta belli topluluklarn<br />

özelliklerine göre birtakm<br />

önyarglar geliştirilip bu<br />

elbisenin söz konusu topluluğunun<br />

her bireyine giydirilmek<br />

istendiğini, Almanya’da bile<br />

yabanclarn ev ya da iş ararken<br />

bu ayrmclkla karş karşya<br />

kaldklarn belirtiyordu.<br />

Onun bu açklamalar ile<br />

kampanya çalşmalarnda karşlaştğm<br />

tepkileri, dinlediğim<br />

“hikayeleri” birleştirince ‘Alnterimle<br />

buradaym!’ kampanyamzn<br />

tarihsel anlamn daha iyi<br />

kavryorum.<br />

Yaşadğmz çelişkiler ve alabora<br />

olmalardan. 1980 kuşağnn<br />

aldğ ağr darbelerden sonra,<br />

mücadeleye atlan kuşaktanm.<br />

Bizim kuşağn sorunu,<br />

bizden önceki kuşağn devasa<br />

birikimiyle arasndaki kopukluktu<br />

bence. Biz bu kopukluğun<br />

acsn fena <strong>yaş</strong>adk. Üniversite<br />

yllarnda mücadeleye<br />

atldm. Güçlü ideallerle, fakat<br />

snrl bir bilinçle mücadele etmek<br />

istiyorduk.<br />

İstek ve tecrübe yoksunluğu<br />

snrl bilinç çelişkisi bizim kuşağ<br />

çabuk yordu diye düşünüyorum.<br />

Tabii bu arada bizde çok şey<br />

öğrendik. Kendi birikimimiz<br />

oluştu, tecrübe kazandk. Benim<br />

aklma bu geliyor, böyle<br />

değerlendiriyorum.<br />

Bütün enerjimizle ne iş olursa<br />

yapyorduk. Ben iki arkadaşmla<br />

birlikte sabahtan başlayp<br />

akşama kadar 2 bin afiş yapmştm.<br />

Fakat afişin böyle ulu orta<br />

yaplmayacağn bilmiyorduk.<br />

Sanayii bölgesinde bir kaportac<br />

faşist bizi ihbar etmişti.<br />

Gözaltna alnp bir hafta<br />

sonra brakldk. Ben tatil için<br />

Almanya’ya gelmiştim ki tesadüfen<br />

dava sonuçland. Diğer<br />

iki arkadaş cezaevine aldlar.<br />

Ben gidip gitmeme çelişkisini<br />

çok <strong>yaş</strong>adm. Sonunda 1996 ylnda<br />

burada kaldm.<br />

Onlarn şatafatl sofralarnda<br />

hep sömürüyle elde edilen işçi<br />

eti ve kan vard.<br />

Gazete manşetleri Kadir<br />

Has’n ölümünü üzüntüyle duyurdular.<br />

Öyle ya büyük yatrmcyd<br />

ölen. Vakflar, üniversiteler<br />

kurmuş, memlekete<br />

okullar açmşt.<br />

“Hayrsever” Kadir Has’n<br />

öne çkan özellikleri sadece<br />

bunlar olsayd belki görmezden<br />

gelebilir, nedir bu istiflenmiş<br />

banknotlarn hikmeti diye kafa<br />

yormayabilirdik. Hadi daha<br />

açk konuşalm, üstümüze de<br />

alnmayabilir, böylece sinirlerimizi<br />

bozmayabilirdik.<br />

Fakat emperyalizmin işbirlikçisi<br />

bu Has burjuvann “fabrikalar”nda,<br />

işçilerin emek<br />

güçlerinin vahşi sömürüsüyle<br />

biriktirilen “değer” in işçi snfna<br />

cop, kurşun, bomba, işkence,<br />

zindan olarak döndürüldüğünü<br />

unutmak mümkün mü?<br />

Unutabilir miyiz?<br />

Mercedes Benz, Coca Cola,<br />

Pe-re-ja, Elvan vs. daha bir sürü<br />

şirketin temeli atlrken ABD<br />

emperyalizminin gönülden işbirlikçisi<br />

Kadir Has’n Coca<br />

Cola’da sokağa atlan işçiler direnişe<br />

geçtiğinde, polis ve askerlerin<br />

direnişçi işçilere saldrsn<br />

Maun koltuğunda seyre-<br />

Mücadelenin kazandrdğ<br />

değerler<br />

İkinci göçmenlik <strong>yaş</strong>amm<br />

başlad. Benim gibi insanlar birincisi;<br />

burada Türkiye’deki gibi<br />

canl bir politik atmosfer olmamasnn<br />

bocalamasn <strong>yaş</strong>ad.<br />

İkincisi ve en önemlisi yakamz<br />

brakmayan vicdan azab.<br />

Arkadaşlarmz cezaevlerine<br />

dolduruldular.<br />

Bizse buradaydk. Rahat gibi<br />

gözüken <strong>yaş</strong>ammz aldatcyd.<br />

Aslnda kim içerdeydi kim dşarda<br />

belli değil. Biz burada kalarak<br />

<strong>yaş</strong>adğmz vicdan azabyla<br />

en büyük cezay kendi<br />

kendimize kestik. Bu durumdaki<br />

herkesin <strong>yaş</strong>adğ ortak duy-<br />

gu “iha<strong>net</strong> ettim” oldu.<br />

Fakat mücadelenin bize kazandrdğ,<br />

aldğmz bir kültür<br />

ve düşünce sistematiği vard. İşte<br />

burada çok ince, hassas bir<br />

denge var.<br />

Orada da krlma başlarsa so-<br />

dişini ballandrarak anlatmasn<br />

unutabilir miyiz?<br />

1979 Mart’nda Coca Cola’da<br />

işe girdiğimiz gün, işçileri<br />

fabrikann bahçesinde toplayan<br />

Has, temsilcisi müdür ve yanndaki<br />

Madam Elvan, işçileri<br />

(öyle umursamaz, basbayağ<br />

aşağlayarak) seyrederken, bu<br />

şirketin nasl hakiki Türk mal<br />

olduğuna işçileri ikna etmeye<br />

çalşyordu.<br />

Daha 6 ay geçmeden “hayrsever”<br />

Kadir Has bir lokma ekmek<br />

için direnen işçilere bu sefer<br />

polis copuyla saldracakt.<br />

Azl işçi düşman, işbirlikçi<br />

Kadir Has bütün şirketlerinde<br />

sar sendikalarn önünü açarak<br />

hak ve iş isteyenlerin karşsna<br />

satn aldğ işçileri çkartp kardeş<br />

kavgalar yaratmakla ünlü-<br />

Yaflanacak<br />

Dünya<br />

Dünya<br />

dür. Mercedes fabrikasnda<br />

MİSK’e bağl faşist çeteyi bizzat<br />

o davet etmiştir.<br />

Kadir Has ellerindeki işçilerin<br />

kanyla gitti bu dünyadan.<br />

Onlarn şatafatl sofralarnda<br />

hep sömürüyle elde edilen işçi<br />

eti ve kan vard.<br />

Senin bu ülke topraklarn ve<br />

yaratc işçilerini bir hal gibi<br />

kanl ayaklarnn altna sermekle<br />

övündüğün Coca Cola’nn<br />

halklara kurşun skarak ve katlettikçe<br />

var olan ABD emperyalizminin<br />

en bilinen sembolü<br />

olduğunu nasl unuturuz ki?<br />

Unutmayacak ve<br />

bağşlamayacağz!<br />

Hani şu kann, vahşetin, yağmur<br />

gibi yağan kurşunlarn,<br />

bombalarn gözümüze sokulduğu<br />

Vietnam’da ABD “kahramanlğnn”<br />

anlatldğ filmler<br />

vardr. İşte o filmlerde, işgalci<br />

ordunun küçük ya da büyük her<br />

“başarsndan” sonra açlan şişelerin<br />

üzerinde yazan Coca<br />

Cola’y unutabilir miyiz?<br />

Merak etme Kadir Has, seni<br />

de yaptklarn da unutmak<br />

mümkün değil.<br />

Seni ve kimlerle birlikte emeğimizi,<br />

alnterimizi emerek nasl<br />

büyüdüğünü, devasa bir tekel<br />

sahibi olduğunu unutmayacak<br />

ve asla bağşlamayacağz.<br />

Asla rahat uyuyamayacaksn!<br />

Eski Coca Cola işçisi Ahmet<br />

Bu gazete, Verein für Freundschaft der Kulturen (V.f.f.K.)’in yay›n› olarak<br />

ç›kmaktad›r. Gazetemiz en az 2 euro ba¤›fl karfl›l›¤› verilmektedir.<br />

Yay›n sorumlusu<br />

Can A. Türkmen<br />

nu bataklktr. Bunu görüyorsun<br />

ve artk hiç değilse mücadelenin<br />

kazandrdğ değerlerle<br />

kendi kendini bir noktada durdurma<br />

mücadelesine dönüşüyor.<br />

Ailende, ticaret hayatnda,<br />

<strong>yaş</strong>amnda, sohbetlerinde, arkadaş<br />

çevrende bu dürüst kültürü<br />

<strong>yaş</strong>atmak, bizim saflarda<br />

durmak… Benim yaptğm buydu.<br />

Bizler kendi çapmzda yetenekleri<br />

ve becerileri olan insanlarz.<br />

Bunlar elbette ki sunmaya<br />

hazrz. Bu anlamda, hiç birimiz<br />

bitmiş tükenmiş değiliz.<br />

Örneğin profesyonel bir dernek<br />

ya da kurum anlayşna katacağmz<br />

çok şey var. Her şeye rağmen<br />

göçmenlerin ve dünya<br />

emekçilerinin kurtuluşu sosyalizmde.<br />

Bu inancmz bitmedi.<br />

Bitmedikten sonra da, katacağmz<br />

şeyler, yeteneklerimizi<br />

sunacağmz alan çok.<br />

AYLIK GAZETE<br />

Berlin‘den Mustafa<br />

İşçi snf seni unutmayacak<br />

Merkez Büro: Lassallestr.54· 51065 Köln<br />

Telefon: +49-(0)221- 99 28 115 - 116 - 123<br />

‹nter<strong>net</strong> adresimiz: www.yasanacakdunya.<strong>net</strong> • e-Mail: info@yasanacakdunya.<strong>net</strong><br />

Paris irtibat: e-mail: pydunya@hotmail.com • Berlin irtibat: ydberlin@yahoo.com • ‹sviçre irtibat: ydisviçre@yahoo.com


Umut burada!<br />

Ardndan Fransa’da emeğin kardeşliğini ve duyarllğn ifade<br />

eden çok anlaml bir gelişme <strong>yaş</strong>and! Torununu okuldan<br />

almak için bekleyen ve oturum izni olmayan Çinli bir göçmen<br />

polis tarafndan gözaltna alnmak istenmişti.<br />

Diğer veliler ve öğretmenler polisle çatşmay da göze alarak<br />

gözaltn engellemeye çalşmşlard. İçinde çocuklarn da olduğu<br />

kitleye polis gaz bombalar ile saldrmş ve okul müdiresi<br />

Valerie Boukobza’y da 7 saat gözaltnda tutarak, sonrasnda<br />

hakknda soruşturma açmşt.<br />

Olayn hemen ardndan öğretmen sendikalar protesto<br />

amac ve soruşturmann geri çekilmesi talebi ile 30 Mart’ta<br />

tüm öğretmenleri greve çağrdlar. Yüksek katlmla gerçekleşen<br />

grev ve 2 bin kişinin katldğ yürüyüşle Parisli emekçiler<br />

tarihe anlaml bir şerh daha düştüler! Bu olay sermayenin saldrlarnn<br />

toplaştğ göçmen politiklar ve yükseltilmeye çalşlan<br />

rkçlğa, emekçilerin birbirlerine düşmanlaştrlarak<br />

düşkünleştirilmek istenmelerine karş verilmiş yön çizici bir<br />

tavrn anlaml bir fotoğrafdr!<br />

Ayn günlerde Paris, Gare d’Nord’da <strong>yaş</strong>anan başka bir eylemle<br />

daha sarsld! Metroya biletsiz binen göçmen gencin<br />

kontrolörler tarafndan yakalandktan sonra aşağlayc davranşlarla<br />

birlikte dövülmesi karşsnda, garda bulunan insanlar<br />

tepki göstermiş, bu tepki giderek saatlere yaylan bir çatşmaya<br />

dönüşmüştü. Aşağlayc yaklaşmlar karşsnda birikmiş<br />

öfkenin bendini aşmasyd <strong>yaş</strong>anan.<br />

Sermeyenin Sarkozy’de somutlaşan saldrgan tutumlarnn<br />

emekçileri öyle kolay sindiremeyeceğini gösterdiği gibi, birikmiş<br />

öfkenin ykclğn da resmediyordu! Ne kendilerine<br />

“pislik” denilen göçmenler öyle kolay boyun eğeceklerdi, ne<br />

de Fransa şahsnda yerli emekçiler kendi snfsal çkarlarnn<br />

somutlaştğ kardeşlik bayrağndan kolayca vazgeçip, rkçlğn<br />

düşkünleştirici bayrağ altnda toplanacaklard.<br />

İşte geleceğe dair umudu büyüteceğimiz damarlar buralardadr.<br />

Bize dayatlan düşkünleştirici teslimiyet ya da “defolup<br />

ülkelerimize dönme!” ikilemini bu damara su verdiğimiz oranda<br />

aşabileceğiz! Vermediğimizde… Evet vermediğimizde kendi<br />

snf kardeşlerimizle aramzdaki köprüler uçurulacak! Buralarda<br />

kalmamz giderek grev krclğn kabulüne ya da <strong>yaş</strong>amn<br />

her alannda sinik bir teslimiyete raz olmaya varacak bir<br />

onursuzlaşma pahasna olacak.<br />

Duruş yönümüz!<br />

Yaşanacak<br />

Dünya’dan<br />

Bunlara dikkat!<br />

Hamburg, Airbus, Fransa’da <strong>yaş</strong>anan ve geleceğe dair<br />

önemli ip uçlar sunan iki gelişme sürecin neresinde durmamz<br />

gerektiğini son derece çarpc çizgilerle gösteriyorlar !<br />

Bizler bu alanlarda, bu damarlarda yürüyen <strong>yaş</strong>am suyunun<br />

bir parças olacağz! Hep birlikte! Kampanyamz işçi eylemlerine,<br />

birikmiş ama yönsüz ve politik perspektiften yoksun<br />

patlamalara, okullara, semtlere, ksacas emekçilerin olduğu<br />

tüm alanlara taşyacağz.<br />

Fransa’da ard ardna gelişen bu iki olay ya da Sarkozy karştlğ<br />

temelinde oluşan tepkilerin kendi içinde giderek daha<br />

örgütlü bir karakter kazanmas yürümemiz gereken hatt gösteriyor!<br />

Tüm okurlarmz «Alnterimle Buradaym!» kampanyamz<br />

bulunduklar tüm alanlara taşmaya, oralarda büyütmeye<br />

çağrrken, “Hep birlikte 1 Mays”a di<strong>yoruz</strong>!”<br />

1 Mays bizler için kampanyamz daha geniş kesimlere<br />

taşmann, o kesimlerle alanlarda buluşmann<br />

platformudur! Yaşanacak Dünya’nn tüm okurlarna<br />

çağrsdr budur!<br />

Caddede röntgen<br />

Londra’da dolaşmak yaknda<br />

skntl bir hal alabilir. Bunun<br />

nedeni mimari engeller ya da<br />

fiziksel de<strong>net</strong>lemelerden çok,<br />

İngiliz hükümeti tarafndan<br />

“terör şüphelilerini” yakalamak<br />

için benimsenmek üzere olan,<br />

şehir <strong>yaş</strong>antsn zorlaştran X-<br />

Ray sistemi!<br />

İngiltere’de caddelere, parklara<br />

ve halka açk mekanlara<br />

vücut tarayclarn yerleştirilmesi<br />

önerisi tartşld. Bu, oradan<br />

geçen herkesin “yasadş<br />

silahlar arama” bahanesi ile<br />

çplak bir resim halinde “ölümsüzleştirileceği”<br />

anlamna geliyor!<br />

Her admda kontrol<br />

İngiliz dergisi The Sun’a göre<br />

öneri, İçişleri Bakanlğ tarafndan<br />

Başbakan Tony Blair’in güvenlik<br />

çalşma grubu Crime and<br />

Justice’a 17 Ocak’ta tantld.<br />

Sunulan belgede, “Hava alanlarnda<br />

kullanlan baz teknolojiler<br />

gece kulüplerinde polis operasyonlarnn<br />

bir parças olarak<br />

hâlihazrda uyuşturucu ve silah<br />

aramada kullanld. Bunlar ve<br />

diğerleri halka açk mekanlarda<br />

kullanlmak üzere çok daha fazla<br />

geliştirilebilir. Caddeler, örneğin,<br />

olas silah bulunmas gibi<br />

durumlar göstermek üzere keşif<br />

cihazlar barndrabilir” deniyor.<br />

Bu “güvenlik plan”, hava<br />

alanlarnda bagajlarda ve insanlarn<br />

üzerlerinde patlayc ve<br />

silahlar tespit etmekte kullanlan<br />

yüz tanma sistemleri, parmak<br />

izi tarayclar, milimetre<br />

dalga görüntüleme ve THz görüntüleme<br />

gibi bir takm teknolojik<br />

önlemlerin de benimsenmesini<br />

içeriyor. Bu kontrollerle<br />

elde edilen veri daha sonra dev<br />

bir veri tabannda dosyalanacak.<br />

Tepki…<br />

Belge ayrca, bu girişime karş<br />

insanlarn tepkileri de ele alnyor.<br />

“Alşlagelmiş zoraki keşif<br />

önlemlerinin sosyal kabul edilebilirliği<br />

ve alarm durumunda gereken<br />

işlevsel tepkiler, muhtemelen<br />

kstlayc faktörler” deniyor.<br />

Dikkatinizi çekmiştir ki, tepkileri<br />

“kstlayc faktör” olarak<br />

değerlendirmişler. Yani “merak<br />

etmeyin, bunlar biraz mzmzlanr,<br />

işimizi yavaşlatr ama biz<br />

bunu uygularz” olarak okunur<br />

bu. Adn attğmz her yerde<br />

içimizi dşmz kontrol etmelerine,<br />

bizi sürekli de<strong>net</strong>im ve<br />

bask altnda tutmalarna izin<br />

verdiğimiz oranda istediklerini<br />

yapabileceklerdir…<br />

Fransa cumhurbaşkanlğ seçimleri<br />

22 Nisan ile 6 Mays tarihlerinde<br />

iki tur üzerinden yaplacak.<br />

Bu seçim Fransa’nn iç<br />

ve uluslararas alanda izleyeceği<br />

politikalar belirlemesi açsndan<br />

çok önemli.<br />

Seçimler daha çok merkez<br />

sağ temsil eden Halk Hareket<br />

Birliği (UMP) aday Sarkozy ve<br />

Sosyalist Parti aday Royal arasnda<br />

geçecekmiş gibi gözükmekle<br />

birlikte, Demokrasi İçin<br />

Birlik Partisi aday Bayrou da<br />

mevcut politik dengeleri etkiliyor.<br />

Koz; göçmenler!<br />

Göçmenler yine seçim propagandasnn<br />

en önemli figürlerinden<br />

biri. Sarkozy 2005 ylnda<br />

yaptğ bir açklamada,<br />

“göçmenlerin en az yüzde 70’nin<br />

ülkesine gönderilecek” demişti.<br />

Seçim propagandasnda ise,<br />

“Fransa’nn kaliteli ve nitelikli iş<br />

gücüne dayanan göçmenlere ihtiyac<br />

olduğunu” sk sk vurgulayarak<br />

göçmen politikasn sermayenin<br />

neo liberal birikim politikalarna<br />

uygun hale getirmeyi<br />

hedeflediğini ilan etmektedir.<br />

Faşizan politik savunu ve değerlendirmeleriyle<br />

Le Pen’in<br />

G Ü N D E M Dünya<br />

Fransa’da seçimler<br />

taklidi Sarkozy, en son Göçmen<br />

ve Milli Kimlik Bakanlğ’nn<br />

kurulacağn açklad.<br />

Devletin bütünsel dönüşümü!<br />

Fransa tekelci kapitalizminin<br />

neo liberal saldr politikalarnda<br />

yeterince yol alamamas, sk<br />

sk direnişlerin duvarna toslamas,<br />

Sarkozy’nin seçim pro-<br />

pagandasnn başlca malzemesi.<br />

Bu yolun Fransa emekçilerine<br />

taklmadan düzlenemeyeceğini<br />

iyi bilen Sarkozy ve şürekas,<br />

baskc-faşizan uygulamalarn<br />

artrlmasn savunuyor.<br />

“Devletin bugünkü yaps küresel<br />

kapitalist sisteme uygun değil”miş,<br />

“değişim kaçnlmaz”mş!..<br />

Bunun için ne mi yaplmalymş?!<br />

“Devlet üst düzeyde merkezileşmeli;<br />

ulusal güvenlik konseyi<br />

kurulmal, ordunun savaş<br />

kapasitesi artrlmal, polisin<br />

yetkileri genişetilmeli”ymiş!<br />

Seçimin diğer favorisi olarak<br />

görülen Royal, De Gaulleci bir<br />

söyleme sarlarak Fransz siyasetinin<br />

geleneksel tabanna hitap<br />

etmeye çalşyor. Ancak<br />

bunda bile son derece silik ve<br />

hamasete dayal bir duruş sergi-<br />

“Bu Avrupa’ya hayr!”<br />

yaplan bir anketin sonucuna<br />

göre; ankete katlanlarn yüzde<br />

44’ü ülkelerinin AB’ye üye olmas<br />

ile<br />

<strong>yaş</strong>amlarnn daha kötüye<br />

gittiğini düşünüyor. Ankete katlanlarn<br />

yüzde 20’si AB deyince<br />

akla ilk gelenin bürokrasi olduğunu<br />

söylüyor.<br />

Artk “Sosyal Avrupa” argümanlarnn<br />

da geçersizleştiği<br />

AB ülkelerinde, merkezileştirilip<br />

uygulanan politikalar insanlarn<br />

<strong>yaş</strong>amn cendere altna<br />

almş durumda.<br />

Belçika’da, nikah masasna<br />

da taşnmaya çalşlan rkçlğa<br />

karş toplu nikahla tavr koyuldu!<br />

Avrupa’nn birçok ülkesinde<br />

olduğu gibi, Belçika’da da<br />

rkçlk toplumsal <strong>yaş</strong>amn geniş<br />

kesimlerinde kendini hissettiriyor.<br />

Ülkenin Flaman kesiminde<br />

bulunan Saint-Nicolas belediyesinde<br />

resmi evlenme başvurusunda<br />

bulunan bir çok çift,<br />

nikah işlemlerinin siyah rktan<br />

bir yetkili tarafndan yaplmasna<br />

karş çkarak, “beyaz yetkili”<br />

istiyor.Ülkede geçen yl yaplan<br />

yerel seçimlerin ardndan, Flaman<br />

bölgesinde ilk kez bir siyah,<br />

Belçikal belediye meclis<br />

üyeliğine seçilmişti. Saint-Nicolas<br />

Belediye Başkan Yardmcs<br />

olan Wouter Van Bellingen,<br />

resmi nikahlar kymakla da görevli<br />

bulunuyor.<br />

Belediyede bu rkç yaklaşma<br />

karş bir tepki eylemi <strong>yaş</strong>an-<br />

Bu cendereye tepki neo liberal<br />

ykm politikalarna karş<br />

yerel ve merkezi eylemler biçiminde<br />

kendisini ifade ediyor.<br />

Neo liberal saldrganlğn geriletilmesinde<br />

Fransa ve Hollanda<br />

halklarnn “AB Anayasas’na<br />

hayr!” barikat bir simge<br />

haline geldi.<br />

AB devletlerinin yaynladğ<br />

50. <strong>yaş</strong> bildirgesinde bunun sözü<br />

bile edilmedi. Yaşadklar<br />

şoku bilinçlerden bu falsolu duruşlarla<br />

söküp atacaklarn sanyor<br />

olsalar gerek.<br />

d. 625 çift, sembolik bir nikah<br />

törenine katlarak rkçlğa karş<br />

tavr sergiledi.<br />

Belediye Meydan’nda düzenlenen<br />

toplu törene katlan<br />

625 çiftin nikahn kyan Van<br />

Bellingen, bu sembolik eylemin<br />

artan rkçlk ve yabanc düşmanlğna<br />

yant oluşturduğunu<br />

belirtti.<br />

Fakat, belediye başkan<br />

Freddy Willockx ise, rkçlğa<br />

karş <strong>net</strong> bir tutum içerisine giremiyor.<br />

Willockx, “beyaz yetkili”<br />

talebinin “gerçek bir rkç<br />

tavr” olarak nitelese de, bu talebin<br />

sahibi rkçlara 3 seçenek<br />

sunarak teslim oluyor; evlenmekten<br />

vazgeçebilecekleri, adres<br />

değiştirerek başka bir belediyeye<br />

taşnabileceklerini veya<br />

kendisini nikah yetkilisi olarak<br />

kabul edeceklerini söylüyor.<br />

2. Emperyalist Paylaşm Savaş’nn<br />

ardndan Avrupa’nn<br />

bir çok ülkesinde rkçlk, rkç<br />

liyor.<br />

Hazrladğ 100 maddelik<br />

sosyal-liberal içerikteki seçim<br />

program ile Fransz sermayesinin<br />

tepkisini toplarken, Avrupa’da<br />

Blair’in başlattğ sosyalliberal<br />

rüzgara benzer bir rüzgar<br />

estirmesi sürpriz olmayacaktr!<br />

Ancak bu yanlsamann tpk<br />

Blair’de olduğu gibi erken dağlacağ<br />

da aşikardr.<br />

Bayrou?!<br />

Burjuva partilerinin savunular<br />

arasndaki fark nüanslardan<br />

kaynaklandğ için, sk sk söylemler<br />

ve oynanan taban birbirine<br />

karşmaktadr.<br />

Bu durum ortada tüm kesimlere<br />

dönük daha “dengeli” bir<br />

siyaset izleyen Bayrou’nun<br />

yükselişine zemin sunuyor.<br />

Bayrou sessiz ve dingin bir muhafazakar.<br />

Fransz taşrasn<br />

temsil ediyor ve duruşu ile geleneksel<br />

Fransz seçmeninin ara-<br />

Yasakl mahallede<br />

peş peşe<br />

yaplan eylemler yaygnlaşyor,<br />

Sarkozy’e rağmen!..<br />

Fransa Cumhurbaşkanlğ<br />

seçimlerinin fovari aday Sarkozy’e<br />

karş, seçim karargahn<br />

kurduğu Küçük Türkiye olarak<br />

da bilinen Strasbourg-Saint-Denis<br />

mahallesinde her<br />

gün eylemler gerçekleştiriliyor.<br />

25 Mart günü bir grup sanatç<br />

“güvenlik” anlayşn<br />

teşhir eden oyun sergilediler.<br />

Saint-Denis kemeri önünde<br />

müzikal gösteri yapan sanatçlar<br />

güvenliğin kimin dilinde,<br />

nelerden vazgeçilmesi<br />

gerektiği ise açk. Devletin<br />

sosyal yükümlülüklerden soyundurularak<br />

tamamen çplak<br />

bir zor aygt haline getirilmesi…<br />

Örgütlenme, eylem alanlarndaki<br />

özgürlüklerin kstlanmas…<br />

Eğitim, sağlk gibi <strong>yaş</strong>am<br />

alanlarnda var olan sosyal<br />

haklarn sökülüp atlmas…<br />

Yoksullaşmann artmas…<br />

Yapay ayrmlarla (yerli-yabanc,<br />

uyumlu-uyumsuz)<br />

emekçilerin birbirlerine düşmanlaştrlmas…<br />

“Güvenli <strong>yaş</strong>am hakk” için<br />

bunlarn her birinde giderek bir<br />

derinleşmenin sağlanmas gerekiyor.<br />

Onlarn güvenliği; işçi<br />

ve emekçilerin güvencesizliği,<br />

yoksullaşma ve özgürlük yoksunluğunun<br />

trmandrlmas<br />

anlamna gelir.<br />

İktidar olduklar sistemin ge-<br />

söylem ve eylemler anayasal suç<br />

olmuştu.<br />

Fakat günümüzde Nazi vahşeti<br />

Avrupa’da unutulmaya daha<br />

doğrusu unutturulmaya çalşlyor.<br />

Neo liberal saldrlarn<br />

yarattğ ykm karşsnda işçi<br />

snf ve emekçi kitlelerde bilinç<br />

bulanklğ yaratmak ve onlara<br />

hedef saptrmak amacyla tüm<br />

Avrupa’da göçmen karşt bir<br />

söylem ve propaganda kampanyas<br />

başlatlarak rkçlk yayld.Gerek<br />

sosyal ykm, gerekse<br />

de başta rkçlk olmak<br />

dğ pek çok özelliği kendinde<br />

topluyor. Ani yükselişi Fransa’da<br />

seçim sürecinin nasl kritik<br />

bir dengede ilerlediğini gösteriyor.<br />

Hepsi ayn, asl aktör<br />

emekçiler!<br />

Cumhurbaşkanlğn kim<br />

alrsa alsn, Fransz burjuvazisinin<br />

istemleri doğrultusunda<br />

politikalar izlemek zorundadr.<br />

Asl sorun karşlarnda görecekleri<br />

direniştir. Bunu deneyimleriyle<br />

bilen burjuva partileri,<br />

manevralarn buna göre<br />

ayarlamaktadr.<br />

Burjuvaziye seçimlerde politik<br />

manevralar yaptrtan Fransz<br />

emekçileri, yaplan hesaplar<br />

bozmasn da bilecektir. Perşembenin<br />

gelişini anlamak için,<br />

geçmiş çarşambalara, direnişlerle<br />

burjuvazinin politikalarnn<br />

püskürtülmesine bakmak<br />

yeterlidir!<br />

Sarkozy’e rağmen ne anlam<br />

geldiğini<br />

yaptklar pandomimle toplanan<br />

kitleye sundular.<br />

Sanatçlardan sonra Anti-<br />

Sarkozy adl grup 26 Mart günü<br />

bir eylem gerçekleştirdi.<br />

Saint-Denis kemeri önünde<br />

toplanan 400-500 kişilik kitle<br />

taşdklar dövizlerle, attklar<br />

sloganlarla Sarkozy’nin mahallelerinde<br />

olmasndan duyduklar<br />

kayglar dile getirdiler.<br />

Genel çoğunluğunu semtin<br />

entellektüellerinin oluşturduğu<br />

eyleme, gençler ve öğrencilerin<br />

katlm da dikkat çekti.<br />

Onlarn güvenliği<br />

bizim güvencesizliğimiz<br />

leceği, sermaye birikimini elinde<br />

bulunduran güçlerin ihtiyaç<br />

ve taleplerinin karşlanmas buradan<br />

geçiyor.<br />

İşçi ve emekçilerin, göçmenlerin,<br />

ksaca bizlerin güvenli<br />

<strong>yaş</strong>am hakk için; ekonomik ve<br />

siyasal özgürlüklerin korunup<br />

geliştirilmesi mücadelesine daha<br />

fazla omuz vermemiz, içerisinde<br />

yer almamz gerekiyor.<br />

Irkçlğa karş nikah<br />

…hedef sapt›rmak amac›yla tüm Avrupa’da<br />

göçmen karfl›t› bir söylem ve propaganda kampanyas›<br />

bafllat›larak ›rkç›l›k yay›ld›.<br />

üzere her türlü burjuva gerici<br />

ideoloji; işçisi, emekçisi, yerlisi,<br />

göçmeni, öğrencisi… geniş<br />

emekçi kesimler tarafndan yenilebilir!<br />

Irkçlk, “demokrasi”<br />

maskeli alan açmalarla değil,<br />

emeğin yumruğuyla ezilebilir!<br />

Ve özgürlük alanlar proletaryann<br />

enternasyonal birlik ve<br />

mücadelesiyle açlr!<br />

İşte bunun için ‘Alnterimle<br />

Buradaym! kampanyamz!’<br />

İşte bunun için “İşçilerin birliği<br />

halklarn kardeşliği” şiarmz!<br />

3<br />

Yaflanacak<br />

Dünya<br />

İngiltere’de atom<br />

silahlar yenileniyor<br />

Atom silah ürettiği gerekçesi<br />

ile İran’a yaptrm uygulamaya<br />

çalşan Avrupa devletleri atom<br />

silahlarn yeniliyor. İngiliz parlamentosu,<br />

“Nükleer silahlarn<br />

modernleştirilmesi projesi”ni<br />

onaylad.<br />

Atom silahlarnn yenilenmesini<br />

protesto etmek amacyla<br />

üç milletvekili hükümetteki<br />

görevlerinden istifa etti. Blair<br />

“Güvensiz bir dünyada ancak<br />

atom silahlaryla güvenliğimizi<br />

koruyabiliriz” diyor.<br />

Avrupa Birliği’nde yolsuzluk!<br />

Belçika, Fransa, Lüksemburg<br />

ve İtalya’da baz ev, işyeri ve<br />

bankalara basknlar düzenlendi.<br />

Belçika savclarnn yürüttüğü<br />

soruşturma çerçevesinde<br />

gerçekleşen basknlarda İtalyan<br />

vatandaş olan bir Avrupa Komisyonu<br />

görevlisi de gözaltna<br />

alnd.<br />

30 ayr adreste toplam 150<br />

polisin katlmyla düzenlenen<br />

operasyon kapsamnda, Avrupa<br />

Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu’nun<br />

Brüksel’deki binalarnda<br />

da arama yapld.<br />

Zanllar 10 yllk süre içinde<br />

Avrupal vergi mükelleflerine<br />

ait milyonlarca euroyu usulsüz<br />

şekilde kullanmakla suçlanyor.<br />

Savclar adna açklama yapan<br />

sözcü Jos Colpin, “Soruşturmann<br />

odağnda, Brüksel dşndaki<br />

Avrupa Birliği temsilciliklerinin<br />

inşaat için açlan kamu<br />

ihaleleri de var.” dedi.<br />

Bask’ta yeni parti<br />

2003 ylnda ETA ile bağlants<br />

dolays ile İspanya’da Bask<br />

bölgesinin bağmszlğn savunan<br />

Batasuna yasadş ilan<br />

edilmişti.<br />

Yaklaşan seçimler dolaysyla<br />

yeni bir oluşuma giden Baskllar,<br />

Abertzale Sozialista Batasuna<br />

(Sosyalist Yurtsever Birliği)<br />

partisini kurdu.<br />

İspanyol yasalarna göre şiddeti<br />

destekleyen gruplar yasadş<br />

ilan ediliyor. Savclk partinin<br />

başvurusunu değerlendirme<br />

sürecindeyken, İspanya<br />

Başbakan Jose Luis Rodriguez<br />

Zapatero partinin yasadş olduğunu<br />

ilan etti bile.<br />

Bask bölgesinde yaymlanan<br />

Gara gazetesine göre parti misyonunu,<br />

“Bağmszlk ve sosyalizm<br />

için sadece demokratik yollardan<br />

mücadele” olarak ifade<br />

ediyor. Bask bölgesinde 27<br />

Mays tarihinde bölgesel ve yerel<br />

yö<strong>net</strong>im için seçimler yaplacak.<br />

Bebekler de fişlenecek<br />

Frankfurter Rundschau’nun<br />

haberine göre Hessen Eyalet<br />

Sosyal İşler Bakan Silke Lautenschläger,<br />

bebekleri de fişlemeye<br />

hazrlanyor.<br />

Hessen’de doğan her çocuğa<br />

bir kod numaras verilerek bilgi<br />

bankasna kaydedilecek. Böylece<br />

ailelerin çocuklarn zorunlu<br />

kontroller için doktora<br />

götürüp götürmedikleri de<strong>net</strong>lenmiş<br />

olacak. Uzun süre çocuğunu<br />

doktora götürmeyen<br />

ailelerin kapsn gençlik daireleri<br />

çalacak.<br />

Bakan Silke Lautenschläger,<br />

yaz tatilinden önce tasary<br />

Hessen Eyalet Meclisine sunmak<br />

istiyor.<br />

Bu tasaryla bilgilerin üçüncü<br />

bir kişiye verilmemesi için doktorlarn<br />

srlar saklama görevi<br />

çiğnenmiş olacak.<br />

Brigitte Mohnhaupt serbest<br />

brakld<br />

Kzl Ordu Fraksiyonu (RAF)<br />

üyesi olan Brigitte Mohnhaupt,<br />

24 yl sonra serbest brakld.<br />

Mohnhaupt, 1977 ylnda<br />

RAF’n düzenlediği eylemlere<br />

katldğ iddiasyla ömür boyu<br />

hapse mahkum edilmişti.<br />

Şubat aynda Stuttgart Eyalet<br />

Yüksek Mahkemesi Mohnhaupt’en<br />

serbest braklmasna<br />

karar vermişti.


Yaflanacak<br />

Dünya<br />

Dünya<br />

Hindistan’da öfke<br />

Hindistan’n Bat Bengal<br />

bölgesinde topraklarna “özel<br />

sanayi bölgesi” yaplmasna<br />

karş çkan 14 köylünün polis<br />

tarafndan katledilmesi, çoğu<br />

kadn ve çocuk yüzlerce köylünün<br />

yaralanmasna tepkiler büyüyor.<br />

Katliama karş Bat Bengal<br />

ve başkent Kalküta dahil bir<br />

çok şehirde genel greve gidildi,<br />

barikatlar yükseltildi, okullar<br />

ve dükkanlar durdu, çatşmalar<br />

oldu.<br />

Katliamc polislerin şefinin<br />

“5 bin kişilik kitle ev yapm silahlarla<br />

bize ateş açt, 4’ü kendi<br />

attklar bombalarla öldü” diye<br />

demagoji yapmas, öfkeyi daha<br />

da büyüttü.<br />

Paran kadar <strong>yaş</strong>am<br />

Dünya Sağlk Örgütü’nün<br />

(DSÖ) raporuna gör insanlarn<br />

<strong>yaş</strong>am süreleri ve ölüm nedenleri<br />

<strong>yaş</strong>anlan ülkenin ekonomisine<br />

göre değişiyor.<br />

Emperyalist, yar kapitalist<br />

ve bağml-sömürge ülkelerde<br />

yaplan istatistikler, insanlarn<br />

ölüm nedenleri ve ortalama<br />

ömür süreleri arasnda büyük<br />

farkllklar olduğunu gözler<br />

önüne seriyor.<br />

Yar kapitalist ülkelerde her<br />

üç çocuktan biri 14 <strong>yaş</strong>na gelmeden<br />

ölürken, emperyalist<br />

ülkelerde bu oran yüzde 1 orannda.<br />

Dünya genelinde her yl 11<br />

milyon çocuk 5 <strong>yaş</strong>n altndayken<br />

ölüyor.<br />

Çocuk ölümlerinin yüzde<br />

98’i yar kapitalist ve bağml<br />

ülkelerde <strong>yaş</strong>anyor.<br />

Emperyalist ülkelerde <strong>yaş</strong>ayanlarn<br />

yüzde 70’i, 70 <strong>yaş</strong>n<br />

üzerinde ölürken, yoksul ülkelerde<br />

70 <strong>yaş</strong>na kadar ancak her<br />

üç kişiden biri <strong>yaş</strong>ayabiliyor.<br />

Açk cezaevi Filistin<br />

Birleşmiş Milletler’in Filistin’den<br />

sorumlu İnsan Haklar<br />

raportörü Güney Afrikal avukat<br />

John Dugard, Filistin’de insan<br />

haklarnn durumunu inceleyen<br />

bir rapor hazrlad.<br />

Cenevre’deki BM İnsan<br />

Haklar Konseyi’nde yaptğ<br />

konuşmada Dugard, Gazze<br />

Şeridi’nin dev açk cezaevi olduğunu<br />

söyledi.<br />

İsrail Ordusu’nun Gazze’ye<br />

sk sk yaptğ askeri müdahalelerde,<br />

2006’nn ikicini yarsnda<br />

yüzlerce Filistinlinin öldürüldüğünü,<br />

binlercesinin de<br />

yaralandğn belirtti.<br />

Bat Şeria’da ise İsrail topraklarn<br />

koruma gerekçesiyle<br />

Filistinlilere operasyon düzenlendiğini<br />

ve duvar inşa ettiğini<br />

hatrlatt. İsrail Dugard’ tarafl<br />

olmakla suçlad.<br />

Kongo’da iç savaş<br />

Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin<br />

başkenti Kinşasa’da,<br />

ordu ile muhafz güçleri arasnda<br />

çatşma çkt.<br />

Muhafz güçler muhalefet<br />

parti lideri Jean-Pierre Bemba’ya<br />

bağl.<br />

Çatşmalarn başladğ gün<br />

Bemba ailesiyle birlikte Güney<br />

Afrika Büyükelçiliği’ne sğnd.<br />

Kongo Başsavclğ, Devlet<br />

Başkan eski Yardmcs Jean-<br />

Pierre Bemba hakknda tutukluma<br />

emri çkartt.<br />

Milyonlarca Irakl<br />

mülteci<br />

ABD’nin Irak’ işgalinden<br />

buyana yüz binlerce Irak’l <strong>yaş</strong>amn<br />

yitirirken, milyonlarca<br />

Irakl mülteci konumuna düştü.<br />

Birleşmiş Milletler Mülteciler<br />

Yüksek Komiserliği’nin sözcüsü<br />

Peter Kessler, evsiz kalan<br />

rakllarn en çok Suriye ve Ürdün’e<br />

sğndklarn söyledi.<br />

Suriye’de 1 milyon 200, Ürdün’de<br />

ise 800 bin Irakl mülteci<br />

bulunuyor.<br />

Suriye’de şu an itibariyle yarm<br />

milyon Filistinlinin mülteci<br />

de <strong>yaş</strong>yor.<br />

4 D Ü N Y A<br />

Bush Latin Amerika’y niye “gezdi”?<br />

Bush, geçtiğimiz günlerde<br />

Latin Amerika turuna çkt.<br />

“Latin Amerika’da sosyal adalet<br />

için kayglanmaya”, “Latin<br />

Amerika’nn aclarn hissetmeye”<br />

başlad nedense! İşin gerçeği,<br />

emperyalist politikalarda<br />

zorlandkça bu tür manevralara<br />

daha çoook başvuracak gibiler.<br />

Öyle ki seçimlerden önce daha<br />

düne kadar ABD’nin en yakn<br />

işbirlikçileri olan Ekvador ve<br />

Kolombiya bile, Uluslararas<br />

Ceza Mahkemesinde ABD’ye<br />

dokunulmazlğn tannmas<br />

anlaşmasn imzalamay,<br />

Kristof Kolomb’un Amerika<br />

ktasn işgal etmesiyle başlayan<br />

kym asrlarca devam eder. Şili<br />

Latin Amerika’da bağmszlk<br />

savaşlarnn, darbelerin, işgallerin<br />

en çok <strong>yaş</strong>andğ ülkelerin<br />

başnda gelir. 1879 Pasifik savaşn<br />

kazanan Şili, gerçek bağmszlğn<br />

1904’te ilan eder.<br />

Liberal burjuvazinin yö<strong>net</strong>ime<br />

gelmesiyle başlayan parlamenter<br />

sistem Şili’de yeni bir<br />

dönemin başlangcn aralar.<br />

Otuzlu yllarda Carlos İbarez de<br />

Campo’nun askeri yö<strong>net</strong>imi<br />

Mussolini’yi destekleyerek<br />

İkinci Dünya Savaş’nda taraf<br />

olur.<br />

ABD’nin bölgeye girişi İkinci<br />

Dünya Savaş sonras Marshall<br />

Plan vs. ile gerçekleşir. Özellikle<br />

de bakr rezervlerinin güçlü<br />

olduğu Şili de emperyalizmin<br />

iştahn kabartr.<br />

Latin Amerika’da faşist<br />

darbeler<br />

Yetmişli yllarn başnda Latin<br />

Amerika ülkelerinde gelişen<br />

işçi hareketi, gençlik eylemleri,<br />

ABD’nin srarna rağmen reddetti.<br />

Bush dolaştkça hemen arkasndan<br />

protesto gösterileri için<br />

Chavez dolaşt.<br />

Bush’un uçağ Uruguay’a<br />

iner inmez Chavez, Buenos Aires’te<br />

bir stadyumda yaklaşk 20<br />

bin kişinin katldğ protestodayd.<br />

Bölgede sermayenin, pazarlarn<br />

çeşitlenmesi için Latin<br />

devletleri arasnda bölgesel bütünleşmeye<br />

önderlik eden Venezüella<br />

devlet başkan Chavez,<br />

Bush’u bu kez de “siyasi kadav-<br />

toplumun hak ve özgürlükler<br />

mücadelesi bölge yö<strong>net</strong>imlerinin<br />

giderek güç kaybetmesine<br />

karşlk ABD-CIA askeri darbeler<br />

örgütlemeye girişir.<br />

Brezilya, Arjantin, Şili, Peru,<br />

vb. ülkelerde belli periyotlarla<br />

gerçekleştirilen faşist darbelerle<br />

Latin Amerika ülkelerinde<br />

uzun yllara evrilen kanl ve karanlk<br />

günler <strong>yaş</strong>anr. Salvador<br />

Allende’nin iktidara gelmesiyle<br />

Şili’de bütün dengeler altüst<br />

olur.<br />

Allende’nin ülkesinde model<br />

olarak Doğu Almanya’y alacağn<br />

deklere etmesi ABD’yi çileden<br />

çkarr. Unidad Popular<br />

Şili’de özellikle yoksul semtlerinde<br />

gençlik arasnda baz iş<br />

havzalarnda örgütlenir.<br />

Ülkenin temel gelir kaynağn<br />

oluşturan bakr sanayinin ulusallaştrlmas<br />

ile başlayan gerilim<br />

Şili’yi kaosa sürükler.<br />

Bitirilemeyen direniş<br />

11 Eylül 1973 gecesi Pinochet<br />

askerlerinin Mondena Saray’n<br />

kuşatmasyla uyanr Şili halk.<br />

ra”ya benzetti.<br />

üreticilerden.<br />

Bush, Latin Amerika turuna<br />

Brezilya’dan başlad. İki ülke, Sadece etanol mu?<br />

şeker kamş ile msrdan elde<br />

edilen ve biyolojik yakt olarak<br />

kullanlan etanol üretiminin geliştirilmesi<br />

konusunda anlaşma<br />

imzalad.<br />

Anlaşma, petrole alternatif<br />

olarak gösterilen etanol ve biyodizel<br />

yakt üretiminin geliştirilmesini<br />

içeriyor. Anlaşmaya<br />

göre, şeker kamş ile msrdan<br />

elde edilen ve biyolojik yakt<br />

olarak kullanlan etanol üretimi<br />

geliştirilecek.<br />

Diğer Latin Amerika ülkeleri<br />

de daha fazla şeker kamş üretme<br />

yolunda teşvik edilecek. Bilindiği<br />

gibi etanol, dünyann<br />

petrole olan bağmllğn krabilmek<br />

için en önemli alternatif<br />

olarak görülüyor. Tabii ormanlar<br />

ve tarm alanlarn yok etme<br />

pahasna. Brezilya ise biyo-yakt<br />

üretiminde en önde gelen<br />

Santiago-Ordu Meydan<br />

CIA’nn finanse ettiği ITT ve<br />

bakr sanayi patronlar General<br />

Pinochet üçlüsü Şili’yi karanlğa<br />

gömecek faşist darbeyi gerçekleştirmiştir.<br />

Şili aclaryla, kayplaryla,<br />

<strong>yaş</strong>adğ işkencelerle her dönem<br />

bir direniş abidesidir. Otuz<br />

yl aralksz devam eden faşist<br />

baskya, sürgüne rağmen Pinochet<br />

faşizmine hep direnir.<br />

Darbenin her yldönümünde<br />

yeralt örgütlerinin çağrsna<br />

uyan halk yasakl meydan olan<br />

Armas Meydan’na yönelir.<br />

“Kahrolsun Pinochet!” sloganyla<br />

kurşunlara göğüs geren<br />

halk inancn yitirmez.<br />

CIA’nn finansmanyla saltanat<br />

süren faşist Pinochet ilk<br />

kez çktğ yurtdşna İspanyol<br />

yargç Baltazar Garzon’un tutuklama<br />

şokuyla sahipsiz kaldğnn<br />

farkna varr. Pinochet diğer<br />

darbeci uşaklar gibi işi bitince<br />

bir kenara atlr.<br />

Arjantin darbecisi Galteri şatafatl<br />

döneminin halkn “CIA<br />

piçleri iktidardan defolun” haykrşyla<br />

son bulmas gibi Şili’de<br />

yeniden filizlenen halk hareketi<br />

Biraz tarihe bakarsak bu ziyaretin<br />

etanolden daha derin bir<br />

arka plana sahip olduğunu anlarz.<br />

ABD emperyalizmi, emperyalist<br />

dş politikalarndaki<br />

her iflasta Latin Amerika’ya<br />

Tüm dünya emperyalistlerin<br />

sürekli gündemde tuttuklar<br />

olas İran saldrsn gerekçelendirebilmeleri<br />

için büyük bir<br />

provokasyon beklerken İran,<br />

Basra Körfezi’nde snr ihlali<br />

yapan 15 İngiliz deniz piyadesini<br />

tutuklad.<br />

Devrim Muhafzlar tarafndan<br />

tutuklanan İngiliz askerleri<br />

İran tarafndan sorgulanrken,<br />

ABD iki uçak gemisiyle Basra<br />

Körfezi’nde tatbikata başlad.<br />

Ayrca, 21 Mart tarihinde<br />

İran’a ait insansz bir casus<br />

uçağnn düşürüldüğü de dünya<br />

medyasna yansd.<br />

Rusya: ABD saldr hazrlğnda<br />

Ad açklanmayan üst düzey<br />

bir Rus askeri yetkili, Rus haber<br />

ajans RİA Novosti’ye yaptğ<br />

açklamada, “Son askeri istihbaratmz,<br />

olas bir hava ve kara<br />

operasyonu için İran snrndaki<br />

Amerikan askeri hazrlklarnn<br />

arttrldğ yönünde” dedi. Yetkili,<br />

Basra Körfezi’ndeki ABD<br />

deniz kuvvetlerinin son 4 ylda<br />

ilk defa bu kadar arttrlarak,<br />

neredeyse Irak’n işgalinden<br />

önceki seviyeye getirildiğine<br />

dikkat çekti.<br />

Pentagon’un saldrnn ne zaman<br />

yaplacağ konusundaki<br />

otuz yllk Pinochet ve hempalarnn<br />

kanl iktidarna son verip<br />

yarg yolunu açmay başarmştr.<br />

Bir zamanlar tanklarn,<br />

uçaklarn gücüyle kan ve zülüm<br />

estirdikleri Armas Meydan,<br />

Unitad Popular marşlaryla sarslr.<br />

“Venceremos, Venceremos<br />

Kralm zincirlerimizi<br />

Venceremos, Venceremos<br />

Zulme ve yoksulluğa paydos”<br />

Şili işçi ve emekçileri otuz<br />

yllk acsn yüreğinin derinliklerinde<br />

hissederek kendi geleceğini<br />

tayin etmeye ilk admn<br />

Pinochet diktatörlüğüne son<br />

veren yeni dönemin admn attlar.<br />

Fakat bugün tekrar iktidara<br />

gelen liberal burjuva armağanlarna<br />

kendini kaptrmadan,<br />

gerçek özgürlük ve demokrasiyi<br />

inşa edecek snf bilinciyle örgütlenip<br />

ilerlemeliler.<br />

Santiago’nun Armas Meydan’nda<br />

yaklan Yankee bayrağnn<br />

kirli dumanlar Latin Amerika<br />

semalarnda yok olup gidinceye<br />

kadar Victor Jarra’nn<br />

“Venceremos!” haykrş da duyulmaya<br />

hep devam edecek.<br />

koşar. Bu kez de Irak ve Afganistan<br />

batağndaki ayağyla güç<br />

ve enerji toplamak için Bush<br />

koştu buraya. ABD bunu ilk<br />

olarak 1929 bunalm srasnda<br />

uygulad. Franklin Roosevelt,<br />

Latin Amerika’da “iyi komşuluk”<br />

politikasn uygulamaya<br />

başlad.<br />

Bu, İkinci Dünya Savaş’ndan<br />

sonra ABD’nin emperyalist politikasnn<br />

özünü oluşturdu.<br />

1980’li yllarda, Reagan hükümeti<br />

döneminde, neo liberal<br />

ekonomik ve siyasi saldrganlğn<br />

laboratuar Latin Amerika<br />

oldu.<br />

ABD emperyalizmi yeniden<br />

nihai karar muhtemelen vermemiş<br />

olduğunu ifade eden<br />

yetkili, Pentagon’un ABD’ye<br />

en az maliyetle İran’ dize getirecek<br />

bir formül üzerinde yo-<br />

ğunlaştğn düşündüğünü söyledi.<br />

İngiltere ilişkileri askya<br />

ald<br />

İngiltere Dşişleri Bakan<br />

Margaret Beckett, gözaltna<br />

alnan İngiliz askerler serbest<br />

kalncaya dek İran ile ülkesi<br />

arasndaki tüm ikili ilişkilerin<br />

kesileceğini açklad.<br />

Fakat askerlerin serbest kalmas<br />

konusunda ikili temaslar<br />

sürecek. Beckett’n açklamasndan<br />

ksa süre önce Avam Kamaras’nda<br />

konuşan Başbakan<br />

İsrail ordusu Filistinli sivillere<br />

yönelik vahşet uygulamalarna<br />

bir yenisini daha ekledi.<br />

Siyonist askerler, işgal altndaki<br />

Filistin köylerinde köpeklerini<br />

köylüler üzerine saldrtyorlar.<br />

En son Yüsra Rabayna adl<br />

Filistinli kadnn benzer bir insanlk<br />

dş saldrya uğramasnn<br />

fotoğraflar basna yansd.<br />

Basna yansyan görüntülerde;<br />

Alman cinsi eğitimli köpek,<br />

Filistinli Yüsra Rubayna’nn<br />

kolunu srmaya devam ederken<br />

İsrail askerleri gülerek bu<br />

vahşeti izliyor.<br />

Filistinli Yüsra Rabya’nn<br />

dakikalarca süren dram daha<br />

sonra askerlerin köpeği tutmas<br />

bir dönüm noktasnda. Ekonomik<br />

olarak krizin eşiğinde olduğunu<br />

kendi ekonomistleri itiraf<br />

ediyor.<br />

Askeri harcamalar bu duruma<br />

tuz biber oldu. Bir kez daha<br />

gözlerini Latin Amerika’ya dikmelerinin<br />

gerçek nedeni budur.<br />

ABD’nin oluşturduğu dengeler<br />

dşnda yeni dengeler kurmaya<br />

çalşan Latin devletlerinin<br />

varlğ ile düşünülürse bunun<br />

yakc önemi anlaşlacaktr.<br />

Soslar da bir yere kadar!<br />

Öyle ya Latin Amerika devletlerinin<br />

sosyalizm sosuyla giriştikleri<br />

pazar genişletme, ilişkileri<br />

çeşitlendirme hamleleri<br />

söz konusudur!<br />

ABD’nin klasik arka bahçesi<br />

ile olan klasik bağmllk ilişkileri<br />

giderek zayflyor! Ancak<br />

Latin halklar konuşacak!<br />

Sömürünün ister emperyalistler<br />

tarafndan sunulan en<br />

vahşi biçimi olsun, isterse Latin<br />

devletleri buna sosyallik, sosyalizm<br />

sosu eklesin, Latin emekçileri<br />

yüzyllardr emperyalizme<br />

biriktirdiği öfkeyi, kapitalizmden<br />

esirgemeyecektir. Bu<br />

keha<strong>net</strong> değil!<br />

Zimbabwe’de sarsntlar sürüyor İran geri adm atmyor!..<br />

‹fl yok, ekmek yok,<br />

polis bask›s›, istihbarat<br />

emekçilerin<br />

ensesinde. Emekçilerin<br />

bir araya geldi-<br />

¤i her yerde gösteriler<br />

oluyor.<br />

Zimbabwe’de <strong>yaş</strong>anan ekonomik<br />

çöküntü milyonlar işsiz<br />

brakt. Fiyatlar hemen her saat<br />

baş artyor.<br />

Resmi enflasyon yüzde bin<br />

700’e vurdu. İş yok, ekmek<br />

yok, polis basks ve istihbarat<br />

emekçilerin ensesinde buna<br />

karşn emekçilerin bir araya<br />

geldiği her yerde gösteriler oluyor.<br />

Öğretmenler, sağlk emekçileri,<br />

kamu hizmet işçileri birbiri<br />

ardndan greve çktlar.<br />

Zimbabwe Sendikalar Konfederasyonu<br />

da 3-4 Nisan’da genel<br />

grev çağrs yapt.<br />

“Birleşik direniş çağrs<br />

yaplsn”<br />

Zimbabwe’de, bir halk isyan<br />

bekleyenlerin umudu Devlet<br />

Başkan Mugambe’nin çekilmesini<br />

isteyen Demokratik Değişim<br />

Hareketi Başkan Tsavangiri’ye<br />

bağlanmş durumda.<br />

Defelarca gözaltna alnan<br />

ancak her defasnda kitle protestolaryla<br />

serbest braklan<br />

Tsavangiri, halkn gözünde bir<br />

manevi otorite kazanmş durumda.<br />

Fakat buna karşn, beklenen<br />

birleşik sokak eylemi<br />

çağrsn yapmaktan kaçnyor.<br />

“Onun cesaretine sayg duyu<strong>yoruz</strong>”<br />

diyor Zimbabweli emekçiler;<br />

“ama ondan daha fazla cesaret<br />

göstermesini ve birleşik direniş<br />

çağrs yapmasn isti<strong>yoruz</strong>”.<br />

27 yldr iktidardaki Mugambe’nin<br />

partisi Zanu içinde de<br />

çatlaklar büyüyor, baz polislerin<br />

de göstericilere müdahale<br />

etmekten kaçndğ belirtiliyor.<br />

Siyaset mühendisliği<br />

Ancak ABD emperyalizmi de<br />

boş durmayp Zimbabwe’de siyasal<br />

ve toplumsal krize karş<br />

Dünyan›n sokaklar›<br />

Ahmet Vural<br />

Bölgede sermayenin, pazarlar›n çeflitlenmesi<br />

için Latin devletleri aras›nda bölgesel bütünleflmeye<br />

önderlik eden Venezüella devlet baflkan›<br />

Chavez, Bush’u bu kez de “siyasi kadavra”ya<br />

benzetti.<br />

ikili bir siyaset mühendisliği<br />

yürütüyor. ABD, dikiş tutmaz<br />

hale gelen diktatör ve mevcut<br />

hükümeti parçalayp, yeni bir<br />

parti oluşturmaya, başna da<br />

Zimbabwe’yi ykma uğratan<br />

IMF programlarnn sadk uygulaycs<br />

Merkez Bankas Başkan<br />

Gideon Gono’yu getirmeye<br />

hazrlanyor.<br />

Diğer yandan da, liberal reformist<br />

muhalefetin öne çkan<br />

isimleriyle bağ kurup, siyaset<br />

mühendisliğine toplumsal destek<br />

oluşturmaya çalşyor.<br />

Condeeleza Rice’n geçen hafta<br />

“10.Uluslararas Cesur Kadnlar”<br />

ödülünden birini, Zimbabwe<br />

Uyanan Kadnlar Hareketi<br />

başkan Jeni Williams’a<br />

vermesi raslant değil.Zimbabwe’de<br />

3-4 Nisan genel grevine<br />

doğru toplumsal-siyasal gerilim<br />

trmanyor.<br />

Tony Blair, bu konuda İran<br />

üzerinde diplomatik ve diğer<br />

yollardan basky artrma vaktinin<br />

geldiğini söyledi. Blair, “diğer<br />

yollarla” neyi kast ettiğini<br />

açklamad.<br />

Krizin patlak vermesinin ardndan<br />

Türkiye devleti hükümet<br />

üzerinden arabuluculuk<br />

çalşmalarna atlamşt.<br />

Fakat İran bugün bir bildiri<br />

yaynlayarak aracya gerek olmadğn,<br />

ülkedeki İngiliz konsolosluğu<br />

ile bu konuda işbirliği<br />

yaplacağn bildirdi.<br />

İran, bir kadn asker hariç,<br />

İngiliz askerlerini brakmayacağn<br />

da belirterek, sorgu ve ön<br />

incelemenin ardndan askerlerle<br />

İngiliz konsolosluğunun görüşmesine<br />

imkan doğabileceğini<br />

belirtti.<br />

İsrail’den köpekli işkence<br />

ile bitiyor.<br />

Kolundan ağr şekilde yaralanan<br />

Filistinli kadn ise köylüler<br />

tarafndan hemen hastaneye<br />

kaldrld.<br />

İşgalci siyonistlerin bu insanlk<br />

dş saldrs yabanc değil.<br />

Egemen snflarn halklara karş<br />

savaş snr tannaz. Bir yandan<br />

en kanl yötemlerle fiziksel<br />

olarak imha ederler.<br />

Diğer yandan da manevi olarak<br />

ykm yaratrlar. Ruhlara<br />

korku salmak ve çaresizlik içinde<br />

brakp onur krmak bunlarn<br />

başnda gelir.<br />

Bu tür kirli savaş yöntemleri<br />

ayn zamanda onlarn sonunu<br />

hazrlayacak tepki birikimini de<br />

yaratr ama!..


SSeennddiikkaall FFoorruumm Rza Doğan<br />

Toplumsal Bilinç<br />

CGT • DGB • BGMEA • COSATU • KCTU • GSEE • COBAS<br />

Bilinç, bireyin çevresini ve kendisini anlama, olaylar yorumlamann<br />

bütünü olan toplumsal bir üründür. Dil gibi insanlarn<br />

birbiri ile ilişki kurma zorunluluğundan doğar.<br />

İnsan gücünün ve çalşmasnn yoğunlaşmasyla doğa ve<br />

toplumsal değişim yasalarnda etkili olma ve ona yön vermeye<br />

başlar.<br />

İlkel toplumdan günümüz sanayi toplumuna kadar gerçekleşen<br />

toplumsal devrimler her aşamada toplumun büyük çoğunluğunun<br />

bilincinde yeni bir sçramay, dönüşümü de ifade<br />

etmiştir.<br />

Devrimler de olduğu gibi toplum bilinci de dalgalanr, yükselir,<br />

alçalr, kendi içinde parçalanr farkl kutuplara bölünür.<br />

Snfsal saflaşmalar, kitlesel dalgalanmalar iktidarlar sallayabilir<br />

ya da devirebilir.<br />

Bazen kendini yeni bir frtnaya hazrlayan bir denizin durgunluğu<br />

gibi hareketsizdir. Kitlelerdeki bu dalgalanmalar<br />

içinde bulunduklar ekonomik sosyal ve siyasal durumla doğrudan<br />

bağntldr.<br />

Toplum biliminin henüz gelişmediği dönemde insanlar<br />

kendi sosyal <strong>yaş</strong>am biçimlerini düşünce yoluyla anlamaya çalşrlard.<br />

Oysa zaten var olan düşünceleri, sosyal <strong>yaş</strong>am biçimlerinin<br />

bir yansmasyd. Sarayda <strong>yaş</strong>ayanla kulübede <strong>yaş</strong>ayan,<br />

çalştran ile çalşan, ezen ile ezilen farkl şeyler düşünür,<br />

olaylara bakş açs farkl olur.<br />

Toplumsal bilinç, kültür ve pratik çatşmalar her zaman yeni<br />

bir toplumsal devrimin nesnel ve öznel şartlarn oluşturur.<br />

Bu bakmdan toplumlar tarihi ayn zamanda snf savaşmlar<br />

tarihidir.<br />

Doğann devinimi gibi toplumsal devinim de kendi yasalar<br />

içinde işler. İnsan bunu bilince çkardğ ölçüde toplumsal dönüşümlere<br />

yön vermeye başlamştr.<br />

İnsanlarn ilkel toplumda ürettiği alet de, günümüz modern<br />

toplumunda hzla ilerleyen teknoloji de, insann bilgide yoğunlaşp<br />

billurlaşan gücü ve çalşmasnn ürünüdür.<br />

Yüz elli yl önce Marks şu belirlemeyi yapyordu; “Genel<br />

toplumsal bilginin ne ölçüde bir üretim gücü olduğunu ve böylece<br />

toplumsal <strong>yaş</strong>am süreci koşullarnn ne ölçüde genel zekann<br />

de<strong>net</strong>imi altna alndğn ve ona uygun olarak kurulduğunu göstermektedir.”<br />

Günümüzde küreselleşen kapitalizm dünyann nerdeyse tamamn<br />

de<strong>net</strong>imine aldğ gibi dünya halklarn neo liberalizmin<br />

“yeni dünya düzeni” ile yeniden biçimlendirmeye çalşyor.<br />

Bunda önemli bir mesafe kaydettiği de bir gerçektir.<br />

Geniş yğnlara yönelik sürdürdüğü ideolojik, siyasi ve kültürel<br />

manipülasyonlarla! Kitleleri etkileyerek istediği değişimleri<br />

gerçekleştiremiyorsa, yukardan aşağ darbe yoluyla veya<br />

dşardan müdahale ederek istediği dönüşümleri gerçekleştiriyor.<br />

Böyle durumlarda bile her zaman kendine bir kitle taban<br />

yaratmak için her türlü demagoji ve propaganda yollarn<br />

ihmal etmiyor.<br />

Kitlelerin bilincinde yerini bulmayan yukardan aşağ darbeyle<br />

gerçekleşen dönüşümler biçimsel kalr. Dahas, eskinin<br />

daha güçlü olarak topluma yeniden egemen olma olaslğ büyüktür.<br />

Ayrca binlerce yllk snfl toplumlarn pratik ve kültürel<br />

etkilerinin toplumlarda ksa bir zaman diliminde köklü bir<br />

sçrama yapamadğ <strong>yaş</strong>anan sosyalizm deneylerinde de görüldü.<br />

Bu ülkelerde devrimi gerçekleştiren kitlelerin zamanla<br />

nasl karş devrime destek verdiklerine hayretle tank olduk.<br />

Toplumlar verimli bir tarla gibidir, ne ekersen onu biçiyorsun.<br />

En büyük bilim adamlarn, en acmasz katilleri de yaratan<br />

toplum.<br />

Dünyay kana bulayan Hitler’i iktidara getiren, bugün<br />

Irak’ta haksz bir savaş başlatarak yüz binlerce masum insann<br />

kann döken Bush ve Blair’e, Ortadoğu halen kan gölüyken,<br />

ikinci kez seçimi kazandran da toplum.<br />

Dünyann her yerinde milyonlarca işçi emekçi kitleler kendilerini<br />

ezen, sömüren faşist ve gerici partilere oy verebiliyor.<br />

Bu durum tabii ki geniş emekçi kitlelerin kapitalist sistemi<br />

benimsedikleri anlamna gelmiyor. Var olan bilinç bozulmas<br />

emekçilerin sosyal <strong>yaş</strong>am tarzyla çelişir.<br />

Bu egemen snflarn manipülasyon ve propagandasnn bir<br />

başars olmakla birlikte; snflarn, sömürünün ve savaşlarn<br />

son bulduğu başka bir dünyann da mümkün olabileceğini<br />

gösteren güçlü bir alternatifin olmayş da temel etkenlerden<br />

biridir.<br />

50 binden fazla Airbus işçisi,<br />

“Power 8” isimli saldr planna<br />

karş Almanya, Fransa, İngiltere<br />

ve İspanya’da üretimi durdurarak<br />

alanlara çkt. Avrupa Metal<br />

Sendikalar Birliği AMSB’nin<br />

çağrs üzerine yaplan eylemler<br />

büyük bir coşkuyla gerçekleşti.<br />

Yaplan eylemlerde, “Bizi birbirimize<br />

düşüremeyecekler, karş<br />

karşya gelmeyeceğiz” vurgusu<br />

hakim oldu.<br />

Sermaye yanls politikacla-<br />

rn ve Airbus tekelinin tutumlarndan<br />

dolay işçilerinin bölünme<br />

noktasna geldiği belirtilerek,<br />

“Bir ülkedeki Airbus işçileri<br />

diğer ülkedeki Airbus işçilerine<br />

karş mücadele etmeyecekler.<br />

Mücadelemizi birleştirip hepimizin<br />

geleceği için mücadele edeceğiz”<br />

denildi.<br />

Eylemler… eylemler…<br />

Hamburg’da yaplan eyleme<br />

Yaflanacak<br />

Dünya<br />

Asgari ücret<br />

tartşmalar<br />

E M E K D Ü N Y A S I Dünya<br />

Kararl mücadeleyle kazandlar!<br />

Senato, etki alan› ve gücü geniflleyen direnifl<br />

karfl›s›nda geri ad›m atarak iflçilerin taleplerini<br />

dikkate almak zorunda kald›<br />

Hamburg Liman’nn ve lojistik<br />

şirketi HHLA’nn özelleştirilmesine<br />

karş direnen işçiler<br />

sonunda kazand.<br />

Hamburg Senatosu, liman ve<br />

HHLA’nn yüzde 49.9’unu 1.6<br />

milyar Euro karşlğnda özelleştireceğini<br />

duyurmuştu.<br />

İşçiler plana karş aylarca sürecek<br />

direnişe başladlar. Kararl<br />

direnişler karşsnda Hamburg<br />

Senatosu 14 Mart’ta limann<br />

özelleştirilmesinden vazgeçildiğini<br />

açklamak zorunda<br />

kald.<br />

Özelleştirme kararndan geri<br />

adm atan Senato, limann ve<br />

HHLA’nn yüzde 30’unun borsaya<br />

açlacağn duyurdu. Ayrca<br />

hisselerin borsaya açlmas<br />

konusunda işçilerin şart koştuğu,<br />

satşn ufak parçalar halinde<br />

yaplmas talebini de kabul etti.<br />

Etki alann genişlettiler!<br />

Almanya’da Temizlik iş kolunda çalşan yaklaşk 850 bin emekçi<br />

için artk asgari ücret geçerli olacak.<br />

Kabul edilen yasaya göre temizlik işlerinde çalşan bütün işçiler<br />

ilk kez asgari ücret uygulamasna alndlar.<br />

Yasa Bat Almanya’da asgari saat ücretin 7,90 Euro olmasn öngörürken<br />

Doğu Almanya’da ise 6,40 olmasn öngörüyor.<br />

Saat ücretleri parlamento tarafndan karar altna alnmadan önce<br />

IG BAU ve temizlik işkolunun işverenler örgütü tarafndan karar<br />

altna alnmşt.<br />

İngiltere’de asgari ücret artt<br />

değişik fabrikalardan gelen 20<br />

bin Airbus işçisi katld. Bremen,<br />

Buxtehude, Laupheim,<br />

Nordenham, Stade’den Airbus’un<br />

Almanya merkezinin<br />

bulunduğu Hamburg’a gelen<br />

binlerce işçi sabahn erken saatlerinde<br />

Hamburglu Airbus işçileriyle<br />

buluştu.<br />

Güney Almanya’daki Laupheim’de<br />

ise fabrikann etrafnda<br />

insan zinciri oluşturuldu. Fabrikada<br />

çalşan bin 200 işçinin<br />

yan sra yöre halknn da destek<br />

verdiği eyleme 2 binden fazla<br />

insan katld.<br />

Fransa’da yaplan eylemlere<br />

10 binden fazla emekçi katld.<br />

İşçiler, iş brakmaktan greve,<br />

yürüyüşten panele, standtan<br />

mitinge kadar aylar boyunca,<br />

büyük bir kararllk ve özgüvenle<br />

özelleştirmeye karş inatç bir<br />

direniş sürdürdüler.<br />

Aralk ayndan bu yana onlar-<br />

ca eylem yaptlar. Tüm işçileri,<br />

emekçileri ve Hamburg halkn<br />

direnişin etrafnda ke<strong>net</strong>lenmeye<br />

çağrdlar.<br />

Temizlik işçilerine<br />

asgari ücret<br />

Almanya’da asgari ücretin ekonomiye olağanüstü zarar vereceğini<br />

iddia ederek tüm dallarda uygulanmasna karş çkan politikaclara<br />

ve sermaye güçlerine İngiltere’den yant geldi.<br />

“Düşük Ücret Komisyonu” ülkedeki asgari ücretin yükseltilmesini<br />

önerdi. Komisyon önerisini kabul eden hükümet sonbahar aylarndan<br />

itibaren asgari ücretleri yükseleceğini açklad.<br />

Buna göre normal asgari saat ücretleri yüzde 3,2 artarak 5,52<br />

Pound’a (8,10 Euro) çkarken 18 <strong>yaş</strong>na kadar gençlere ödenen asgari<br />

saat ücreti 4,60 Pound’a (6,75 Euro) ve 16 <strong>yaş</strong> grubuna kadar<br />

gençlere ödenen asgari saat ücreti ise 3,40 Pound’a (4,99 Euro)<br />

çkt.<br />

Airbus emekçileri eylemde<br />

Airbus’un ana karargâhnn bulunduğu<br />

Toulouse’de 7 bin işçi<br />

üretimi durdurarak fabrikann<br />

önünde bir miting düzenlediler.<br />

Fransa Airbus Genel İşçi Temsilciliği<br />

Başkan Jean François<br />

Knepper, “Bugün çok görkemli<br />

bir gün. Burada toplanan 7 bin<br />

yürek işyerlerini korumak, fabrikalarn<br />

satlmasn engellemek<br />

için buradalar” dedi.<br />

İspanya ve İngiltere’deki fabrikalarda<br />

da eylemler gündemdeydi.<br />

İspanyol sendikalar CCOO<br />

ve UGT tarafndan yaplan eylem<br />

çağrlarna da binlerce işçi<br />

katld.<br />

Yürüttükleri sabrl ve inatç<br />

kampanya ile Hamburg halkn<br />

direnişin etrafnda ke<strong>net</strong>lemeyi<br />

başardlar! Direniş Hamburg snrlarn<br />

da aşt! Avrupa’nn en<br />

büyük liman olan Hollanda’nn<br />

Rotterdam Liman işçileri<br />

ve diğer ülkelerdeki liman<br />

işçileri de dayanşma eylemleri<br />

yaptlar.<br />

Birleşik eylem kazanr!<br />

Sonuçta tehditle de sonuç<br />

alamayacağn görerek yeni bir<br />

“ikna” turuna hazrlanan Se-<br />

Hükümet partileri Emeklilik<br />

Reformu adyla bilinen “Mezarda<br />

emeklilik” yasa taslağn<br />

karar altna aldlar. Böylece<br />

emeklilik <strong>yaş</strong>nn 67’ye çkartlmas<br />

için planlanan yasa tasarsnn<br />

ilk adm atlmş oldu.<br />

Hükümet partilerinin çoğunluğu<br />

ellerinde bulundurduğu<br />

Federal Konsey’de de kararn<br />

ksa süre içinde alnmas bekleniyor.<br />

Emekçiler karş koymazsa<br />

yasann 1 Mays 2007’de yürürlüğe<br />

girmesinin önünde yasal<br />

yönden bütün engeller aşlmş<br />

olacak.<br />

Federal Meclis’te emeklilik<br />

reformu üzerine tartşma yaplrken<br />

dşarda 3 binden fazla<br />

genç işçi emeklilik <strong>yaş</strong>nn<br />

67’ye çkartlmasna karş gösteri<br />

yapt. “Geleceği olmayan<br />

gençlik – Toplum için barut”<br />

gibi pankartlarla tepkilerini dile<br />

getiren gençler, 2029 ylndan<br />

sonra <strong>yaş</strong>llarn daha uzun süre<br />

çalşmak zorunda kalmalar<br />

nedeniyle iş bulmann imkansz<br />

hale geleceğini belirttiler. Son<br />

Almanya’da neo-liberal politikalara<br />

bağl olarak son yllarda<br />

ard ardna çkarlan pek çok<br />

ykm yasas, işçilerin ve memurlar<br />

da dahil tüm emekçilerin<br />

<strong>yaş</strong>amlarn büyük ölçüde<br />

etkiledi.<br />

Bugünlerde Almanya’nn<br />

Saksonya Anhalt Eyaleti’nde ilkokul<br />

ve lise dengi okullarda<br />

çalşan öğretmenleri etkileyecek<br />

ykm yasalar bekleniyor.<br />

Yaklaşk 13 bin öğretmeni kapsayan<br />

TİS (Toplu İş Sözleşmesi)<br />

görüşmeleri yaplyor.<br />

Bu sözleşmede hedeflenen<br />

öğretmenlerin çalşma sürelerini<br />

ksaltmak ve aldklar ücreti<br />

nato’nun hevesi, işçilerin Mart<br />

ay başndan itibaren fazla mesaiye<br />

kalmama yönünde aldklar<br />

karara takld!<br />

Etki alan ve gücü genişleyen<br />

direniş karşsnda geri adm<br />

atarak işçilerin taleplerini dikkate<br />

almak zorunda kald.<br />

Onlarn başars hem moral<br />

olarak hem de başka yerlerdeki<br />

mücadelelere örnek olmas yönüyle<br />

önemlidir. Birlikte ve kararl<br />

bir mücadele ile sonuç alnabileceği<br />

liman işçileri ve<br />

Hamburg halk tarafndan bir<br />

kez daha gösterilmiştir.<br />

Mezarda emekliliğe onay!<br />

iki ay içinde 500 binden fazla<br />

emekçi hükümetin planlarn<br />

protesto etti.<br />

“Doğru yönde bir adm…”<br />

Sermaye temsilcilerine bu bile<br />

yetmiyor. Yaptklar açklamalarda<br />

mecliste alnan karar,<br />

“Doğru yönde atlmş önemli<br />

ama yetersiz bir adm” olarak<br />

değerlendirildi. Hükümetin daha<br />

cesaretli admlar atmas gerektiğini<br />

bildiren sermaye sözcüleri,<br />

“Zaman kaybetmeden ek<br />

yasal düzenlemelerle yasann<br />

açk braktğ alanlar kapatlabilir”<br />

diyerek daha fazlasn istediler.<br />

IG Metall Genel Başkan<br />

Jürgen Peters ise, “Bu karar<br />

halkn çoğunluğuna karş alnmş<br />

bir karardr ” dedi.<br />

Elbette bu karar halkn çoğunluğuna<br />

karş alnmş bir karardr.<br />

Ve vakit daha fazla geç<br />

olmadan bu çoğunluk harekete<br />

geçmezse,“mezarda emeklilik”<br />

tüm ağrlğyla emekçilerin<br />

boynuna aslacaktr.<br />

düşürmek. Karlarn hiç bir snr<br />

tanmadan uygulamaya<br />

koyma gayretkeşliğini eğitimede<br />

taşyan Alman devleti, öğretmenlerin<br />

emeklerine ve çalşma<br />

sürelerine de göz dikmiş<br />

durumda.<br />

Özellikle son yaplan araştrmalar<br />

da eğitimin git gide kötüleşme<br />

eğilimi göstermesi ve<br />

bundan dolay uyar alan Alman<br />

Hükümet eğitim polikalarnda<br />

sorun olmadğna kanaat<br />

getirmiş olacak ki; fazla ödenek<br />

ayrdğn düşündüğü bu alan<br />

slah etmeye Saksonya Anhalt<br />

Eyaleti’nde ilk adm atlan uy-<br />

5<br />

Hükümet ortağ SPD’de çelişkili<br />

yaklaşmlar söz konusu.<br />

Bir taraftan Almanya’da asgari<br />

ücret uygulamasnn kabul<br />

edilmesi için imza kampanyas<br />

başlat.<br />

Öte yandan SPD’li Federal<br />

Çalşma Bakan Franz Müntefering<br />

TİS araclğyla belirlenen<br />

ücretlerden yüzde 20 ile 30<br />

orannda daha az ücret ödenebileceğini<br />

savundu.<br />

Müntefering’in asgari ücret<br />

belirlenmesi yerine ücretlerin<br />

düşürülmesi önerisini Baden<br />

Württemberg ve Hessen eyaletlerinin<br />

CDU’lu başkanlar destekledi.<br />

Hükümet ortaklarndan<br />

olan CDU asgari ücrete<br />

karş çkyor.<br />

Hükümetin tutumuna sendikalar<br />

tepki gösterirken,<br />

DGB’ye bağl Ekonomik Sosyal<br />

Enstitü (WSI) tarafndan hazrlanan<br />

raporda, Almanya’da<br />

6,9 milyon insann düşük ücretli<br />

işlerde çalştğ ve aldklar<br />

ücretin geçinmeye yetmediği<br />

belirtiliyor.<br />

WIS uzmanlarndan Reinhard<br />

Bispinck, “Bu öneriye göre<br />

Saksonya’daki bir berber 2,14<br />

Euro saat ücretine çalşmak zorunda”<br />

dedi.<br />

Grizu patlamas<br />

Çin’de geçen yl madenlerde<br />

2 bin 845 grizu patlamas olmuştu.<br />

Bu patlamalarda 4 bin<br />

746 işçi hayatn kaybetmişti.<br />

Mart aynda Çin’in kuzeyindeki<br />

Şanci bölgesindeki kömür<br />

madeninde meydana gelen grizu<br />

patlamasnda 19 madenci<br />

öldü, 7 madenci kayp.<br />

Madenin işletme belgesinin<br />

süresinin dolduğu açkland.<br />

Yunanistan’da<br />

memurlar grevde<br />

Yunanistan Kamu Çalşanlar<br />

Konfederasyonu’nun<br />

(ADEDY) çağrsyla kamu çalşanlar<br />

1 günlük greve çkt.<br />

Hükümetin ücret politikalarn<br />

protesto etmek amacyla<br />

yaplan greve sivil hava yolu çalşanlar<br />

4 saatlik iş durdurma<br />

eylemiyle destek verdi.<br />

Yunan Olympic Hava Yollar’nda<br />

greve katldğ için çok<br />

sayda sefer iptal edildi.<br />

Citigroup’ ta işçi<br />

kym<br />

Amerikal yatrm bankas Citigroup<br />

yö<strong>net</strong>icileri tasarruf<br />

politikalarn gerekçe göstererek<br />

işçi kymna gidiyor.<br />

Binlerce işçi işini kaybetme<br />

tehlikesi ile karş karş kald.<br />

Tasarruf plan çerçevesinde<br />

15 bin işçinin atlmasyla 1 milyar<br />

Dolar kazanç sağlanmas<br />

planlanyor.<br />

Sra öğretmenlerde<br />

sözleflmeyle hedeflenenö¤retmenlerin<br />

çal›flma sürelerini<br />

k›saltmak ve ald›klar›<br />

ücreti düflürmek<br />

gulamalarla, öğretmenler üzerinden<br />

başlatmay hedefliyor.<br />

Yaplan görüşmelerde devletin<br />

getirdiği öneriyi Eğitim Sendikas<br />

(GEW) kabul etmeyince<br />

görüşmeler tkand.<br />

Devlet, “Sendikalar sunduğumuz<br />

olanaklar değerlendirmiyorlar”<br />

diye açklama yaparken<br />

GEW ve DGB, öğretmenlerin<br />

haklarnn gasp edilmesine<br />

izin vermeyeceklerini ve bir<br />

anlaşma yaplacaksa bunun öğretmenlerin<br />

ücretlerini düşürerek<br />

olamayacağn, böyle bir<br />

yaklaşm hiçbir şekilde kabul<br />

edemeyeceklerini söylediler.


Yaflanacak<br />

Dünya<br />

6<br />

Dünya<br />

FFeellsseeffiikk ddüüflflüünncceelleerr<br />

Zeynep Günel<br />

felsefikdusunceler@yahoo.com.tr<br />

Ne yazsam?..Bu sayda sizlere ne yazaym diye düşünüp<br />

taşnrken (hatta halkmzn dediği gibi biraz da kaşnrken)<br />

gazeteden yazy beklediklerini söylediler. Tabii bu haberi<br />

alnca bende başlad bir telaş ki sormayn gitsin. Elim ayağm<br />

birbirine dolaşt desem yeridir. Düşünmekten ve taşnmaktan<br />

beynim patlad diyebilirim. Allah kahretsin ki şu<br />

son günlerde sizlerle paylaşacağm, sizleri şöyle keyifle güldürebileceğim<br />

bir olayda <strong>yaş</strong>anmad ki. Gel de yaz bakalm<br />

bir yaz! Yok yok yok. Ne yazsam acaba?..<br />

Bunlar düşünürken, şu anda içinde bulunduğum durumu<br />

yazp sizlerle paylaşmak istedim. Yazya başladktan<br />

sonrada aklma çok dahiyane bir fikir geldi. Bugünden itibaren<br />

bu köşenin bir mail adresi olacak. Ve bu köşede sizlerin<br />

de yazs yer alacak. Bugünden itibaren bu köşeyi sizlere<br />

açmak ve sizlerin başndan geçenlere yer vermek istiyorum.<br />

Başnza gelen komik, ilginç, keyifli olaylar bu köşede,<br />

tüm okuyucularla paylaşmak istiyorum. Umarm sizde<br />

paylaşmak istersiniz ve bu mail adresine başnzdan geçen<br />

olaylar aktarrsnz.Şimdi size bir iki hatrlatma yapmak<br />

istiyorum, daha doğrusu bu köşeyi yeni okuyanlarn<br />

köşeyi anlamas için önceden yazlmş baz yazlar ksa ksa<br />

aktarmak istiyorum.<br />

Birkaç say öncesinde, ylbaşnda başmdan geçenleri anlatmştm.<br />

Daha önce okuyanlar hatrlar. Ylbaşnda Türkiye’den<br />

yeni bir misafirimiz gelmişti ve onu arkadaşlarla ziyarete<br />

gitmiştik. Biz sohbet ederken arkadaşlardan bir tanesi,<br />

sehpann üzerindeki lokumlar tek tek götürüyordu.<br />

Derken lokumlar yiyen arkadaş “kim getirdi” diye sordu.<br />

Ev sahibi arkadaş “bizim bizim Gül getirdi, çifte kavrulmuş”<br />

dedi. Yeni gelen arkadaş yol hikayesini anlatmaya devam<br />

etti, bu srada kendisini getiren adamn defalarca bu yolla<br />

adam getirmesine rağmen hala uçak korkusu olduğunu ve<br />

uçakta uyumak için viski içtiğini anlatt. Bizim lokum yiyen<br />

arkadaş lokumlardan kafasn kaldrd ve “seni Gül ge-<br />

tirmemiş miydi? Nereden çkt çkt bu adam?” diye sordu.<br />

Hepimizin birden şaşknlkla “ya nereden çkarttn Gül’ü”<br />

diyince bizimki bizden şaşkn “Biraz önce sorduğumda<br />

Cemal arkadaş Gül getirdiğini söyledi, hatta ona öv-<br />

güyle çifte kavrulmuş dedi” Tahmin edeceğiniz gibi ortalğ<br />

bir gülme tufan götürdü. Bizimkisi saf saf hatta şaşkn<br />

şaşkn “ya neden gülüyorsunuz, anlatnda bende güleyim”<br />

dedi. Ev sahibi arkadaş başlad anlatmaya “senin şu sehpann<br />

üzerinde yediğin lokum çifte kavrulmuş ve o lokumlar<br />

Gül getirdi. Hüsnü’yü de şebekenin adam getirdi” dedi ve<br />

olay aydnlğa kavuşturdu.<br />

Daha önce ki saylardan bir tanesinde de Sakine’nin yaptğ<br />

gaf anlatmştk. Hatrlarsanz Sakine’nin eşinin karn<br />

şişiyordu ve doktora gitmişti. Doktor eşinden idrar örneği<br />

istemişti ve bizim Sakine yanlşlkla idrar dökmüştü. Eşinden<br />

korktuğu içinde, şişeye kendi idrarn doldurmuştu. Eşi<br />

idrar tahlilinden sonra hamile çkmşt ve bunalma girmişti,<br />

ta ki işin gerçeğini öğrenene kadar. Ve bizim Sakine’nin<br />

nur topu gibi bir bebeği olmuştu.<br />

Elbette bunlar sadece komik olmak zorunda değil, ilginç<br />

ve sizi şaşrtan olaylarda olabilir. Mesela daha önce bu köşede,<br />

hastalk paras almak için ayaklarnn altna taş koyan<br />

ve doktorun yanna gittiğinde ayaklarna basamadğ için<br />

hastalk paras alan birini anlatmştk.<br />

Umarm bunlar köşeyi anlatmaya yetmiştir, dediğim<br />

gibi başnzdan geçen ilginç, komik ve keyifli<br />

olaylar yazn ve bu köşede bütün okuyucularla<br />

paylaşalm.<br />

Sabrszlkla sizlerin maillerini bekliyorum.<br />

Felsefik düşünceler · Felsefik düşünceler · Felsefik düşünceler · Felsefik düşünceler · Felsefik düşünceler · Felsefik düşünceler<br />

↵<br />

Y A fi A M I N R E N K L E R ‹<br />

Seni ele sevirem ki… Diyacahsan ki niye? Ne<br />

bilim işde ele! Seni görende bir hoş olir ölir, ölir,<br />

ölirem…<br />

Ahşam olir, davar, nahr, mal gelir, komlar,<br />

ahrlar dolir. Sayiram, sayiram biri esgik. Bi daha<br />

sayiram. Bir de bahiram ki tamam. Ama üzülirem.<br />

Diyacahsan ki niye? Bennam işde ele!<br />

Yassi olir, sekide eymek yiyeceğam, Civil lava-<br />

Bilgisayar ve diğer elektronik<br />

eşyalarnda problem <strong>yaş</strong>ayanlara<br />

yardm amacyla kurulan bir<br />

danşmanlk servisi bugüne kadar<br />

aldğ en komik ‘acil sorun’<br />

telefon konuşmalarn yaynlad.<br />

Danşmanlğ departman,<br />

chat yaptğ erkeğin telefonunu<br />

öğrenmek isteyen kadnlardan<br />

bilgisaylarn kutusundan çkarmadan<br />

inter<strong>net</strong> bağlants kurmak<br />

isteyenlere kadar her türlü<br />

‘gülünç’ isteği inter<strong>net</strong> sitesinde<br />

yaynlad. İşte diyaloglar:<br />

***<br />

Müşteri: Mouse pad’imin<br />

kablosu yok!<br />

Danşman: Anlayamadm!<br />

Mouse pad’lerin zaten kablosu<br />

yoktur!<br />

Müşteri: Peki o zaman Mouse<br />

pad’im Mouse’mn nerede olduğunu<br />

nereden biliyor?<br />

***<br />

Danşman: Makinenizde ca-<br />

↵↵<br />

→→<br />

↵<br />

↵<br />

↵<br />

Diyecahsan ki niye?<br />

↵<br />

şi dürüm edir, tam ktliram, sen ahlma gelirsen,<br />

boğazimda dügümlenir, yiyemirem. Gene diyirsen<br />

ki niye? İşde ele…<br />

Anam örtileri serir… Gendi gendimi yiyirem.<br />

O da gidir, külli biçare galiram. Gözlerim süzülir,<br />

uyuyacağm uyiyamiram. Gafam garişir, yüregim<br />

shişir, yatamiram. Gene diyirsen niye? İşde<br />

ele…<br />

Guşluğa doğri daliram, hayal, hülya görirem,<br />

sanki yanmdasan. Sevinir, sevinir bir hoş oliram.<br />

Bir de ayliram ki, yastğa sarlmşam. Diyacaksan<br />

ki niye? Amaaan, işde ele!<br />

Sabah olir, horozlar ötir, gün doğir… Gahiram<br />

tavuhlara, culuhlara yem verirem… Culuhlari<br />

dutir dutir öpirem. Onlari bile sene benzedirem.<br />

Saggn deme niye? Ne bilim, işde ele!<br />

Gün gibi gelir, ay gibi gidirsen. Beni yiye yiye<br />

bitirirsen. Hep ömrümden götirirsen. Seni sevdigimi<br />

de çoh eyi bilirsen. Diyirsen ki niye? Bilirsen<br />

işde ele!<br />

Babam beni gapiya goymir diyirsen. Ey helt yiyirsen.<br />

Gomşulara, emin, bibin, ezen gile gidirsen…<br />

Medem ele çh cama, trhca gel! Yüzün<br />

görim, bu da bene yeter. Saggn deme niye? İşte<br />

ele…<br />

‘Acil sorun’ telefon hatt›<br />

sus yazlm (spyware) var. Sorunu<br />

yaratan da bu.<br />

Müşteri: Casus yazlm m?<br />

Beni soyunurken monitörden görebiliyorlar<br />

m yani?<br />

***<br />

Danşman: Lütfen ‘bilgisayarm’a<br />

tklar msnz?<br />

Müşteri: Bende sizin bilgisayarnz<br />

yok. Sadece benim bilgisayarm<br />

var!<br />

***<br />

Müşteri: İşimi kaybettim<br />

Danşman: Bakalm kaybettiğiniz<br />

belgeleri bulabilecek miyiz?<br />

Müşteri: Anlamyorsunuz.<br />

Ben işimi kaybettim ve yeni bir iş<br />

aramak için inter<strong>net</strong>e girmek istiyorum!<br />

***<br />

Müşteri: İnter<strong>net</strong>e giremiyorum!<br />

Danşman: Ne tip modem kullanyorsunuz?<br />

Bağlantnz kurulu<br />

değil mi?<br />

Gözeri görmeyen Kayserili<br />

↵<br />

↵<br />

Müşteri: Hayr daha modemle<br />

bilgisayar kutularndan çkartmadm.<br />

***<br />

Müşteri: Pod’um sadece bir<br />

parça çalyor<br />

Danşman: Başka kaç parça<br />

indirdiniz?<br />

Müşteri: Şark m indirmem<br />

gerekiyor?<br />

***<br />

Müşteri: Dijital fotoğraf makinamn<br />

çektiği bütün fotoğraflar<br />

karanlk!<br />

Danşman: Flaşn açmay denediniz<br />

mi?<br />

***<br />

Müşteri: Avustralya’daki ailem<br />

BT softphone diye bir alet<br />

kullanyor. Ben onlar görebiliyorum<br />

ama onlar beni göremiyor.<br />

Danşman: Peki sizin webcam’iniz<br />

ne marka?<br />

Müşteri: Webcam nedir ki?<br />

Kiris˛lerden<br />

kaçmıs˛<br />

→<br />

→→<br />

→<br />

↵<br />

→<br />

Baba ve o¤ul<br />

Baba, ortaokul üçüncü snfa<br />

giden oğlunun elinde karneyle<br />

salona girdiğini görür. "Allah<br />

allah, dönem ne çabuk bitmiş..."<br />

diye düşünür ve oğluna seslenir:<br />

- "Getir bakaym şu karneyi!"<br />

- "Al baba..."<br />

Adam karneye bir bakar ki,<br />

beden eğitimi ve resim dşndaki<br />

tüm dersler zayf.<br />

- "Bir dediğini iki etmi<strong>yoruz</strong>,<br />

bilgisayar dedin, bilgisayar al-<br />

Adamin biri evine gelir ve<br />

posta kutusunda telefon faturasn<br />

görür. Bir bakar ki 3 milyar<br />

küsür lira fatura. Beyninden<br />

vurulmuşa döner. Hemen ayrntl<br />

fatura ister. Fatura gelir.<br />

Aranan bütün numaralar adamn<br />

arkadaşlarna ve dostlarna<br />

aittir. Adam "Bu nasil olur?<br />

Ödeyeceğiz mecburen" der. O srada<br />

gözü papağanna taklr.<br />

Bir an tereddüt eder. Gece<br />

papağani gözlemeye karar verir.<br />

Papağan kafesinden çkar ve telefonun<br />

başna gidip rehberi<br />

→<br />

→<br />

↵<br />

→<br />

→<br />

dk, ingilizce kursu dedin ingilizce<br />

kursuna gönderdik, gitar kursu,<br />

müzik aletleri, ne istersen<br />

yap<strong>yoruz</strong>. Kz arkadaş uğruna<br />

harcadğn çiçek parasnn haddi<br />

hesab yok. Ne bu notlarn<br />

hali, rezil şey!"<br />

- "Baba... O benim karnem<br />

değil ki, senin kitaplarn karştryordum,<br />

birinin arasnda<br />

karnelerinden birini bulmuştum..."<br />

Papag˜an ve ¡sa<br />

Çocuk ve ›sl›k<br />

açar, adamn arkadaslarn tek<br />

tek arayp saatlerce konuşmaya<br />

başlar. Adam sinirden çldrmş<br />

bir şekilde papağan yakalar ve<br />

kanatlarndan duvara çiviler.<br />

Papağan çarmha gerilmiş bir<br />

vaziyette duvarda asl kalmştr.<br />

Adam sinirle papağan azarlar;<br />

- "Bir hafta burada asl kal<br />

da akln başna gelsin. Çek bakalm<br />

cezan."<br />

Adam gider. Papağan bir bakar<br />

karş duvarda çarmha gerilmiş<br />

İsa durmakta. Hemen<br />

muhabbete koyulur;<br />

- "Birader sen ne kadardr buradasn?"<br />

- "2000 yldr buradaym" der<br />

İsa. Papağan hayretler içinde<br />

kalr;<br />

- "Ohaaaa!........ Nereyi aradn<br />

lan öyle?"<br />

fakir Kayseriliye bir cin çıkagelir.<br />

Benden bir şey dile yerine ge-<br />

Bir gün bir kadnn misafirle- - Dede benim slk çalasm<br />

tireceğim der.<br />

Komiser: “Nasl kaçt bu ri gelmiş ve oğluna demişki geldi<br />

Kayseri’li düşünürken cin so- adam!!! Sana bütün çkşlar - Oğlum çişin geldimi ayp ol- Dede: Oğlum gecenin yars<br />

rar:<br />

tut demedim mi?”<br />

masn diye slk çalasm geldi de slk çalnrm?<br />

- “Gözlerini mi istersin, zen- Temel: “Tuttum, tuttum, demiş.<br />

Çocuk: Dede çok geldi ‘lütfen’<br />

ginlik mi istersin, evlenmek mi da... Sanirum adam kirişler- Misafirlerden sonra akşam demiş<br />

istersin?”<br />

den kaçmş olmal Komse- çocuk dedesinin yannda yat- Dede: Peki hafifçe kulağma<br />

Anlatmadan anlatmaya<br />

Kayserili: “Oğlumu altınlarırum.”yormuş ve kalkmş dedesine çal o zaman.<br />

mı sayarken görmek istiyorum”<br />

demişki:<br />

Başhekim bir gün deliler Gözleri görmeyen, bekar ve der.<br />

hastanesinde hastaları ziyarete<br />

çıkar ve bir köşede delilerin<br />

kendi aralarında bir ra- Çengel Bulmaca<br />

Hazrlayan: Yaşanacak Dünya bulmaca ekibi<br />

kam söyledikten sonra gül-<br />

→<br />

düklerini görür ve sorar:<br />

Elinde bulunduran,<br />

Prospektüs<br />

üzerinde taflıyan<br />

Eski dilde ayak<br />

Fransa’n›n plaka imi<br />

Güç sembolü ola-<br />

- “Neden söylediğiniz her<br />

rakta bilinen<br />

Halk dilinde, iri,<br />

Bir nota<br />

Bizmut elementinin<br />

Saf, deneyimsiz<br />

baston<br />

rakamdan sonra gülüyorsu-<br />

büyük<br />

imi<br />

nuz?”<br />

Ödünç alınan<br />

Delinin biri cevap verir:<br />

veya verilen mal<br />

- “Biz der bütün bildiğimiz<br />

→<br />

Bu →<br />

fıkralara numara verdik.. 5<br />

bitkinin dokumacılıkta<br />

kullanılan lifi<br />

Dingil<br />

dediğimiz zaman 5 numaralı<br />

fıkra aklımıza geliyor gülü<strong>yoruz</strong>; 8 deyince 8 numaralı fıkra aklımı-<br />

Bilinmeyen tarih<br />

Muta, done<br />

za →<br />

geliyor, gülü<strong>yoruz</strong>.”<br />

Arasız<br />

Başhekim: “Bir de ben söyleyeyim o zaman”, der.<br />

Gözde sarıya<br />

çalan kestane<br />

Feodal sistemde<br />

- "5", der çıt yok, "7" der çıt yok.. Başhekim; "ben söyleyince ne-<br />

rengi<br />

toprakla birlikte alınıp<br />

satılan köle<br />

→<br />

den gülmüyorsunuz?" diye sorar.<br />

Delinin biri cevap vermir: "Başhekimim anlatmadan anlatmaya<br />

Evrensel bilginin<br />

fark var..."<br />

bilimi<br />

Bir rakam<br />

→<br />

→<br />

On para →<br />

de¤erin-<br />

Sahiplik,<br />

‹flini iyi bilen, yede<br />

demir para<br />

Sade<br />

Alman hizmet<br />

mülkiyet<br />

tenekli<br />

sendikas› Ver- …<br />

Çengel Bulmaca<br />

Hazrlayan: Yaşanacak Dünya bulmaca ekibi<br />

‹rlanda'lı aktör<br />

Kar ayakkab›l›¤›<br />

Ahu, ceylan<br />

Kuramsal<br />

Emir ve yasaklara<br />

bütünüyle uyan<br />

(…) Neeson<br />

→<br />

Vekâleten karflıtı<br />

fiüphesi olmayan<br />

Uluslararas› çal›flma<br />

örgütü<br />

Arapça insan<br />

→<br />

A<br />

E<br />

‹<br />

‹ N<br />

Benzeflmek, kendi-<br />

Mecazi Asarak<br />

ne uydurmak<br />

öldürme cezası<br />

Dava açma<br />

Ça¤dafllık<br />

On befl beyitten<br />

az olmayan övgü<br />

içerikli divan ede-<br />

A S ‹ M ‹ L E Su biyatı fliir türü<br />

Geminin, →<br />

demirini<br />

Mecazen →<br />

kaldırmaya hazır ol-<br />

→<br />

→<br />

Temiz<br />

ması<br />

A P ‹ K O Eski bir uygarl›k A K<br />

De¤iflim<br />

Akdenizde yer<br />

Eyalet<br />

Trabzon’un ilçesi<br />

Sodyum’un imi → →<br />

Durmak fiilinden<br />

alan, ‹spanya ve<br />

Kepenek<br />

‹ L<br />

türetilen emir kipi<br />

Portekiz’in ege-<br />

Berilyum’un imi N A<br />

A B A<br />

Destansı<br />

Güç, kuvvet<br />

Bir rakam<br />

menli¤indeki ada<br />

→<br />

→<br />

→<br />

Bir mastar eki<br />

Eski dilde baba<br />

Kızılımsı<br />

‹rade zayıflı¤ı<br />

‹smailli inan›fl›n-<br />

E<br />

Bir nota M E K kahverengi S<br />

da üçüncü dereceye<br />

ulaflm›fl<br />

→<br />

Sanat müzi¤inde<br />

MÖ.500'lerde Sisam<br />

çok az kullanılmıfl<br />

adas›nda do¤an ve<br />

Azerbaycan'da<br />

olan<br />

Temel, asıl, esas<br />

birleflik makam<br />

kendi ad›yla an›lan teoremiyle<br />

tan›nan<br />

Uzaduyum<br />

resimde ki filozof<br />

C<br />

P<br />

T çalınan bir çalgı<br />

Gebe kad›n<br />

E L E P A T ‹<br />

Eski Alman para<br />

birimi<br />

türü<br />

Bir mastar eki<br />

→<br />

→<br />

Dar ve kalınca<br />

(1925 - 1961) aras›nda →<br />

Güç sembolü<br />

Nam, flöhret<br />

H A M ‹ L E olarakta bilinen ‹ Parafin ‹ A D<br />

yaflam›fl, Kongo De-<br />

baston<br />

Kısımlar<br />

tahta<br />

mokratikCumhuriyeti'nin ilk baflbakanı olan<br />

→<br />

→<br />

→<br />

Açıklık, açık ve<br />

kesin yargı<br />

ve CIA ve Belcika hükü-<br />

Olumsuzluk<br />

Tehlikeli, sarp ve<br />

Aflırı davranma,<br />

veren ön ek<br />

zor geçit<br />

metinin ortak operasyo-<br />

taflkınlık N A S<br />

N A<br />

A K A B E Alım satım etkinnu<br />

ile katledilen resim-<br />

‹natçı<br />

li¤ideki<br />

önder<br />

M›s›r’da üretici →<br />

→<br />

→<br />

→<br />

‹lkel bir deniz tafl›t›<br />

güç<br />

Satranç oyununda<br />

‹ F R A T<br />

S A L<br />

A<br />

Radyum elemen-<br />

K<br />

taraflardan birinin<br />

yenilgisi<br />

Hayvanlara veya<br />

tinin imi<br />

K›rm›z›<br />

K›saca<br />

Yüzey ölçü →<br />

→<br />

birimi<br />

eflyaya vurulan<br />

Ekokardiyografi<br />

Sarkaç<br />

Borazanın<br />

E K G<br />

damga<br />

Rimel’in ilk R A K K Emare A S çıkardı¤ı tiz ses M<br />

hecesi<br />

→<br />

→<br />

→<br />

→<br />

→<br />

O yer anlam›nda<br />

Yard›mc› yemek<br />

‹ Z<br />

Sinema, tiyatro,<br />

kulan›l›r O R A<br />

S A L A T A<br />

bir oyunda, bir<br />

→<br />

→<br />

Okur →<br />

Soy<br />

‹dealistlerin her<br />

filmde dinlenme<br />

fleyin özü, temeli<br />

Türk istihbarat<br />

Ça¤dafl A S R ‹ olarak benimse- T ‹ N<br />

dikleri madde<br />

birimi M ‹ T<br />

süresi, antrakt<br />

dıflı varlık<br />

↵<br />

↵↵<br />

→<br />

↵<br />

↵<br />

↵<br />

↵<br />

→<br />

↵<br />

↵<br />

→<br />

→<br />

→<br />

→<br />

↵<br />

→<br />

→<br />

→<br />

→<br />

↵<br />

→<br />

→<br />

→<br />

→<br />

→<br />

→→<br />

→→<br />

→→<br />

→→<br />

→→<br />

→<br />

→<br />

→→<br />

→→<br />

→<br />

→→<br />

→<br />

→<br />

→<br />


Aclarmzdan süzülen siyaset!<br />

fiimdi timsah gözyafl› dökenler, hamaset nutuklar›<br />

çekenler ard› ard›na ölüm tehditleri<br />

alan bu kad›nlar› korumak için k›llar›n› bile k›p›rdatmam›fllard›.<br />

Yaşanan her türlü toplumsal<br />

acnn ideolojik manipülasyona<br />

tahvil edildiği bir çağda <strong>yaş</strong><strong>yoruz</strong>.<br />

En çok Güldünyalar, Hatun<br />

Sürücüler gibi gerici töreler,<br />

gelenekler uğruna sokak ortasnda<br />

katledilen kadnlar malzeme<br />

ediliyor buna.<br />

Avrupa sermayesinin medya<br />

başta olmak üzere tüm sözcüleri;<br />

“Kadn kymlar <strong>yaş</strong>ansn,<br />

biz de bunun üzerinden şu medeniyetler<br />

aras farkllk ve çatşma<br />

tezimize dair geniş bir toplumsal<br />

faaliyet yürütelim” diye pusuya<br />

yatp bekler oldular adeta.<br />

Rukiyelere’de timsah<br />

“ağd”!<br />

“Timsah göz<strong>yaş</strong> dökmek” deyimini<br />

hepimiz biliriz. Timsahn<br />

avn yerken göz<strong>yaş</strong> dökmesi<br />

ile insanlarn sahte göz<strong>yaş</strong><br />

dökmeleri arasnda kurulan<br />

dolaymsz bağ ifade eder.<br />

Rivayet odur ki timsah karnn<br />

doyurmann keyfini akttğ<br />

göz<strong>yaş</strong>lar ile gösterir.<br />

Doğaya ait bu rivayet toplumsal<br />

<strong>yaş</strong>amn snflar mücadelesi<br />

alannda nasl da gerçeğe dönüşüyor?!<br />

Kadn kymlar serma-<br />

yenin siyasetine tahvil edeceği<br />

bir “av”dr artk! Onlara kylsn<br />

ki Avrupa sermayesi de;<br />

“Bunlar içimizde <strong>yaş</strong>yor ve kültürümüzü<br />

de tehdit ediyor” desin!<br />

İşte bu yüzden her kadn kymnn<br />

ardndan dökülen göz<strong>yaş</strong>lar<br />

da tpk timsahn karnn<br />

doyurmasndan sonraki göz<strong>yaş</strong>larna<br />

benziyor…<br />

Evet, onlar bu <strong>yaş</strong>l ktay daha<br />

fazla kar güdüsü ile işsizlik<br />

ve yoksullukla kasp kasp brakan<br />

politikalarn daha kolay<br />

uygulayabilmek için nerde bir<br />

“av” varsa üstüne atlar vaziyette<br />

bekliyorlar.<br />

Almanya’nn Mönchengladbach<br />

kentinde eski eşi tarafndan<br />

canice katledilen Rukiye<br />

Peşter ve kz Derya Peşter’e<br />

polisten yardm istedikleri halde<br />

gerekli yardmn yaplmamas<br />

bundan olsa gerek!<br />

Şimdi timsah göz<strong>yaş</strong> dökenler,<br />

hamaset nutuklar çekenler<br />

ard ardna ölüm tehditleri alan<br />

bu kadnlar korumak için kllarn<br />

bile kprdatmamşlard.<br />

“Bat medeniyeti”nin bu modern<br />

devleti bu çğlğ dikkate<br />

almamşt nedense!<br />

Av alanlarn<br />

genişletiyorlar!<br />

Sadece kadn katliamlar değil,<br />

dinsel kültürel şekillenişe<br />

ait olan gerici değer yarglarnn<br />

tüm toplumsal yansmalar sermaye<br />

güçlerinin elinde özellikle<br />

göçmenlere dönük yeni politikalarn<br />

toplumsal meşruiyet kazanmasnn<br />

dayanağ haline getiriliyor.<br />

Her gelişme Avrupa sermayesi<br />

için Avrupal emekçilerle,<br />

dinsel inanş İslam olan ülkelerden<br />

gelen göçmen emekçiler<br />

arasndaki snfsal birliği parçalayacak,<br />

birbirleri ile karş karşya<br />

getirecek bir malzeme olarak<br />

kullanlyor.<br />

En son Frankfurt’taki bir boşanma<br />

davasnda gördük bunu.<br />

Kocasnn şiddetine maruz ka-<br />

Yaflanacak<br />

Dünya<br />

K A D I N Dünya<br />

lan Fasl kadnn hzl boşanma<br />

talebini Kuran’ gerekçe göstererek<br />

reddeden hakimin yaklaşm<br />

Alman siyaset cephesinde,<br />

medyasnda geniş bir tartşma<br />

konusu yapld.<br />

Gazete manşetlerine “İslami<br />

kültür hukuk sistemimizi belirleyecek<br />

kadar kök sald!” minvalinde<br />

cümleler düştü.<br />

Spiegel olay kapak konusu<br />

yaparak, “ülkede yükselen İslam<br />

korkusu”na parmak bast! O<br />

korkuyu kşkrtp, yaygnlaştracak<br />

bir temayla…<br />

Eski sayfalar karştrarak; Almanya’daki<br />

hakimlerin Alman<br />

Anayasas’nda yer alan din özgürlüğü<br />

maddesini gerekçe göstererek<br />

Müslümanlara kz çocuklarn<br />

yüzme derslerine ya<br />

da snf eğlenceleriyle gezileri-<br />

ne katlmama hakk tandğn,<br />

Müslüman işçilere işverenle<br />

anlaşabildikleri takdirde çalşma<br />

saatleri içinde namaz klma<br />

hakknn sağlandğn, kurbanlar<br />

İslami usullere göre kesilme<br />

hakknn da verildiğini hatrlatt.<br />

Eylem çağrs yapmay da ihmal<br />

etmedi; “Almanya bir göçmen<br />

ülkesi oldu. Almanya’nn<br />

normlarn belirlediği yeni bir<br />

çizgiye ihtiyac var” şeklinde<br />

ifade ederek konunun etraflca<br />

tartşlmasna davet etti.<br />

Irkçlğn kültürel rkçlk biçimindeki<br />

“yeni” versiyonlarna<br />

kan taşyacak cinsten tartşmalar<br />

devam ediyor.<br />

Her şeyden önce<br />

emekçiyiz!<br />

Aclarmzdan kimsenin kendi<br />

hesabna yararlanmasna izin<br />

vermemek bizim elimizdedir.<br />

Gerici değer yarglarndan beslenen<br />

saldrlar durduracak<br />

olan bizzat biziz!<br />

Biz çalşma <strong>yaş</strong>ammzda<br />

karşlaştğmz her türlü eşitsizlik<br />

karşsnda sesimizi yükseltmeyi<br />

öğrendiğimiz oranda gerici<br />

toplumsal değerlere karş savaşmay<br />

da öğreneceğiz!<br />

Kendi emekçi kültürümüzü<br />

bu ipe sarlarak kendimiz yaratacağz!<br />

Bizim için timsah göz<strong>yaş</strong><br />

dökenlerin ipini pazara çkardğmzda<br />

yani…<br />

Rukiye, Derya ve sokaktaki kan gölü… Zor meslek kadnlk!<br />

Birçok kez eski efli taraf›ndan ölümle tehdit<br />

edilen anne ve çocuklar, kad›n s›¤›nma yurduna<br />

gitmek zorunda kald›. Buna ra¤men tehditler<br />

ve flantajlar bitmedi<br />

Tarih 8 Mart’t. Tüm dünyada<br />

olduğu gibi Almanya’da da<br />

kadnlar neredeyse kutsanmşt.<br />

Kutlamalar, özel haberler, çiçekler,<br />

gayr resmi ve resmi demeçler…<br />

Tarih 9 Mart’t. Erol Peşter,<br />

eski eşi Rukiye ve kz Derya’y<br />

gündüz gözüyle sokak ortasnda<br />

öldürdü!<br />

Dört yl önce Hollanda’da<br />

<strong>yaş</strong>ayan eşinden ayrlan Rukiye<br />

Peşter, çocuklaryla birlikte<br />

Mönchengladbach’a yerleşti.<br />

Birçok kez eski eşi tarafndan<br />

ölümle tehdit edilen anne ve<br />

çocuklar, kadn sğnma yurduna<br />

gitmek zorunda kald. Buna<br />

rağmen tehditler ve şantajlar<br />

bitmedi. Erol Peşter bir ölüm<br />

listesi hazrlamşt.<br />

İlk srada Rukiye, ikinci srada<br />

da ona destek olup boşanmalarna<br />

yardm eden kz kardeşi<br />

vard. Peşter, “Hepinizi bir<br />

bir öldüreceğim” diye bağrp<br />

duruyordu.<br />

Rukiye, birçok kez polise<br />

başvurarak yardm talebinde<br />

bulundu. Konuyla ilgili dosyalar<br />

açld, tutanaklar tutuldu<br />

ancak gerekli önlemler alnmad.<br />

Üstelik katil baba, üç yl önce<br />

de Derya’ya bçak dayayarak<br />

kzn öldürmeye çalşmşt.<br />

Bu olaydan sonra da ailenin<br />

polise yaptğ yardm çağrlar<br />

sonuçsuz kald.<br />

Mahkemede çocuklarn anne<br />

Rukiye’nin yannda kalmasna<br />

karar verilmesi bardağ taşran<br />

son damla oldu.<br />

Katil, mahkeme çkşnda<br />

arabasn avukatn üzerine sürdükten<br />

sonra, Rukiye ve Derya’nn<br />

bindiği arabann peşinden<br />

gitti ve evinin önünde iki<br />

kurşunla onlar öldürdü.<br />

Bağra çağra gelen<br />

katliam!<br />

Ortada o kadar veri var ki, insana<br />

neredeyse “Yetkili makamlar<br />

bu cinayetlere göz yum-<br />

du” dedirtiyor! Zaten bu nedenle<br />

“yetkili”lerin eli ayağ birbirine<br />

dolaşt ve hepsi birden “Bu bir<br />

hukuk skandaldr” demek zorunda<br />

kald. Cinayetten birkaç<br />

saat önce mahkeme salonunda<br />

Rukiye Peşter’in avukat (ve gazetemizin<br />

yazar) Gülşen Çelebi,<br />

hakime bir tutuklama karar<br />

göstermişti.<br />

Erol Peşter, Wengst Mahkemesi<br />

tarafndan tecavüzden<br />

aranyordu.<br />

Duruşma srasnda Erol Peşter’in,<br />

Rukiye ve çocuklarn<br />

tehdit etmesi üzerine avukat<br />

Çelebi hakimden Erol Peşter’i<br />

tutuklamasn istedi.<br />

Bunun üzerine hakim de savclğ<br />

arayarak durum hakknda<br />

bilgi edindi.<br />

Ancak, avukat tarafndan<br />

gösterilen tutuklama karar kaytlara<br />

geçirilmediği için Erol<br />

Peşter orada tutuklanmad.<br />

Mahkeme salonundan elini kolunu<br />

sallaya sallaya çkan Erol<br />

Peşter, iki genç kadn öldürdü!<br />

Av. Gülşen Çelebi, “Mönchengladbach<br />

Emniyet Müdürlüğü,<br />

Rukiye Peşter’in kendilerinden<br />

yardm talebinde bulunmadğn<br />

ileri sürüyor ancak bu konuda<br />

elimde yeteri kadar belge<br />

var. Erol Peşter’in başka olaylardan<br />

da cezasnn bulunuyordu.<br />

Buna ve diğer bütün tehdit ve<br />

saldrlara rağmen ailenin koruma<br />

altna alnmamasndan polis<br />

sorumludur.<br />

Erol Peşter’in tutuklanmas<br />

durumunda iki kadn sokak ortasnda<br />

katledilmeyecekti. Ben<br />

Peşter’in cinayeti uzun zamandan<br />

beri planlandğna inanyorum”<br />

diyor.<br />

Katil kim?<br />

Henüz 38 <strong>yaş</strong>nda olan Rukiye’nin<br />

ve daha 18’inde olan<br />

Derya’nn katili kim? Hasta<br />

ruhlu bir adam m? “Töre, namus,<br />

gelenek-görenek” vs. ad<br />

altnda gericiliği sürekli olarak<br />

yeniden üreten toplumsal yaplanma<br />

m? Defalarca yaplan<br />

başvurulara rağmen kln kprdatmayan<br />

polis mi? Mahkemede<br />

avukatn ilettiği tutuklama<br />

kararn görmezden gelen hakim<br />

mi?..<br />

Hepsinin kesiştiği yer, sokak<br />

ortasnda biriken kan gölü…<br />

Akşam annemle babam televizyon<br />

seyrediyorlard. Annem,<br />

“Geç oldu, zaten yorgunum, ben<br />

yatyorum.” dedi. Kalkp mutfağa<br />

gitti. Çerez-meyve tabaklarn<br />

çalkalad kaldrd.<br />

Sabaha hazr olsun diye çaydanlğ<br />

doldurdu, demliğe çay<br />

koydu. Şekerliğe bakt, dibinde<br />

az kalmş, üstüne ekledi.<br />

Kahvalt için buzluktan ekmek<br />

çkard, akşam yemeği için<br />

çözülsün diye de eti aşağya<br />

koydu. Kahvalt masasn hazrlamak<br />

için masann üstündekileri<br />

toplad. Telefonu şarja<br />

koydu, telefon defterini kapatp<br />

yerine koydu.<br />

Sonra… sonra…<br />

Sonra çamaşr makinesinden<br />

slak çamaşrlar çkarp ast ve<br />

makineyi tekrar doldurdu.<br />

Banyodaki çöp sepetini boşaltt.<br />

Islak bir havluyu kurusun diye<br />

duş perdesinin borusuna ast.<br />

Bir gömlek ütüledi, kopuk<br />

düğmesini dikti. Çiçekleri sulad.<br />

Esneyerek gerindi ve yatak<br />

Fransa’da 2. Emperyalist Savaş<br />

srasnda Nazi işgaline karş<br />

direnişin sembol isimlerinden<br />

Lucie Aubrac, 94 <strong>yaş</strong>nda <strong>yaş</strong>amn<br />

yitirdi.<br />

Lucie Aubrac’n mücadelesi,<br />

1997 ylnda Claude Berri tarafndan<br />

çekilen ve onun eşini cezaevinden<br />

kaçrşn anlatan<br />

“Lucie Aubrac” adl filme de<br />

konu olmuştu.<br />

1912 ylnda doğan Aubrac,<br />

1930’larn sonunda tarih öğretmeni<br />

oldu. 1939’da Raymond<br />

Samuel ile evlendi. Faşizmin<br />

yükselişine karş eylemlere katld<br />

ve 1940 ylnda Nazi işgaline<br />

karş direnişte yer alan Libe-<br />

odasnn yolunu tuttu.<br />

Çalşma masasnn yanndan<br />

geçerken durdu, öğretmene not<br />

yazd, okul gezisi için para sayp<br />

ayrd, eğildi, sandalyenin<br />

altna girmiş ders kitabn ald,<br />

masann üstüne koydu.<br />

Bakkaldan alnacaklar not<br />

etti, notu da çantasna koydu.<br />

Sonra gitti üçü bir arada temizleme<br />

losyonuyla yüzünü ykad,<br />

dişlerini frçalad. Gece<br />

kremini ve krşk önleyici<br />

nemlendiricisini sürdü.<br />

Trnaklarna bakt, törpüledi.<br />

İçeriden, “Sen yatmaya gitmemiş<br />

miydin” diye seslenen babama,<br />

“Şimdi gidiyorum” deyip<br />

köpeğin su kabn doldurdu.<br />

Kaplar pencereleri kontrol etti,<br />

holdeki lambay yakt.<br />

Kardeşimin odasna gitti oğlan<br />

uyumuş, lambasn söndürdü,<br />

bilgisayarn kapatt, gömleğini<br />

ast, yerdeki kirli çoraplar<br />

toplayp sepete att. Bana<br />

geldi, “Haydi yat artk, biraz da<br />

yarn çalşrsn” dedi.<br />

“Ben yatyorum “<br />

Kendi odasna gitti, saati<br />

kurdu, ertesi gün giyeceklerini<br />

hazrlad. 6 maddelik “acil işler<br />

listesi”ne 3 madde daha ekledi.<br />

Kendi kendine iyi geceler diledi,<br />

hayallerinin gerçekleştiğini<br />

gözünün önüne getirdi.<br />

İşte o srada babam televizyonu<br />

kapatt, ortaya öylece bir<br />

“ben yatyorum” dedi ve gitti<br />

yatt. Sizce bu işte bir gariplik<br />

yok mu?..<br />

Esra<br />

ration-Sud hareketinin kuruluşunda<br />

görev ald.<br />

Lucie Aubrac 1943’te ikinci<br />

çocuğuna hamileyken eşi Raymond,<br />

Gestapo tarafndan tutukland.<br />

Lyon bölgesi Gestapo<br />

şefi Klaus Barbie’nin yö<strong>net</strong>tiği<br />

işkenceli sorgularda, Fransz<br />

direnişinin militanlarndan Jean<br />

Moulin katledilirken, Raymond<br />

Samuel de direnerek çkmşt.<br />

Lucie Aubrac’n da katldğ,<br />

filme de konu olan ustalkl bir<br />

askeri eylemle Raymond Samuel<br />

cezaevine sevk srasnda<br />

direniş militanlar tarafndan<br />

kaçrlmşt.<br />

7<br />

2004 ylnda yeni evimize taşndk. Bu evde<br />

kablo üzeri televizyonda ATV, TGRT ve Show TV izleme frsatn<br />

bulduk. Tabii bu duruma sevindik. Fakat zamanla Alman<br />

programlarna bakmaz olduk. Hele bir de diziler yok<br />

mu?.. Artk iş saatinden sonra planlarm dizilere göre yapmaya<br />

başladm. Bir arkadaşm “Hadi gel bu akşam yemeğe gidelim”<br />

vs. gibi teklifte bulunduğunda, “Akşam hangi dizi var?”<br />

diye düşünür oldum. “Bugün günlerden sal m? Aliye var…” ve<br />

genelde “Yok, bu akşam işim var, gelemem” gibi oldu cevabm.<br />

Diğer yandan, şu an 12 <strong>yaş</strong>nda olan oğlum, Alman kanallarnda<br />

izlediği filmlerine bakmak istiyordu, bazen küçük kavgalar<br />

bile oluyordu. Çizgi filim olmasna rağmen çok şiddet<br />

içeren filmlerdi bence ve oğlum bu dizilere bağlanmşt. Baktm<br />

o da kendini dizilere göre ayarlyor.<br />

Okuldan gelir gelmez hangi saatte hangi filim var, onu izliyor<br />

ve derslerini aksatyor. O <strong>yaş</strong>ta dşarda oynamay sevmesi<br />

gerekiyorken, hiç dşar çkmyor.<br />

Bağmllk gibi<br />

Diziler dşnda, haberleri de izlerdik, fakat her izlememizde<br />

sinirlenirdik. Ana haberlerde İbrahim Tatlses’in veya Tarkan’n<br />

konseri nasl geçmiş görüntüleri vs. veriyorlard. “Gelinim<br />

olur musun” gibi programlar izlemediğimiz halde, haber<br />

olarak veriliyordu, ister istemez bu tür programlar da izlemiş<br />

kadar oluyorduk. Sibel Can tangayla görülmüş, vah vah, ne<br />

haber ama! Dönderip aktarp tam bir ay boyunca ekranlarda<br />

yer verilen haber buydu.<br />

Artk bana gna gelmeye başlamşt. Diyeceksiniz ki, “Bakma<br />

sanki, açma televizyonu.” Çok doğru, ama akşam işten eve<br />

geliyorsunuz, yemek yiyorsunuz ve bir çayla televizyon karşsna<br />

bir kere oturuyorsunuz. Haberleri izledikten sonra, dizi<br />

başlyor ve bu dizilere bir kere bakmaya başladnz m, devamn<br />

izlemek istiyorsunuz. Bu sanki sigara içen birisine, “Sigaray<br />

brak” demek gibi oluyor.<br />

“Televizyonu kaldralm m?“<br />

Neyse ki, 2006 ylnda yaz tatiline gidi<strong>yoruz</strong>. Diziler de tabii<br />

yaz boyunca ara veriyor. Tatil dönüşü o önceki tutkunluğumdan<br />

kopmuştum. Ara veren diziler daha başlamamşt. Bir<br />

akşam yine televizyon karşsnda otururken, başlayacak olan<br />

yeni dizilerin reklamlar yaplyordu. “Aman tanrm” dedim<br />

kendi kendime, “sakn bunlara da bakmaya başlama.” Ani bir<br />

kararla “Televizyonu kaldralm m?” diye sordum oğluma.<br />

Daha önceleri de çok kez konuşuldu ama bir türlü kendimizi<br />

aşp bunu yerine getirememiştik.<br />

Oğlum da televizyonun kaldrlmasndan yana olunca, ayn<br />

gün alp bodrum kattaki kilere indirdik. Televizyon vergi dairesinden<br />

her sefer fatura geldiğinde, eşim sinirlenirdi, “Sanki<br />

WDR veya ZDF’yi izlediğimiz mi var?” diyordu. Bir gün<br />

sonra da buraya çkş yazp gönderdim.<br />

Şu an tam 6 ay oldu. Televizyonsuz hayat nasl m? Nasl<br />

anlataym, sanki evimizde yabanc insanlar yok artk. Meğer<br />

ne kadar lüzumsuz kişileri evimize misafir edermişiz, şimdi<br />

anladm. İbrahim Tatlses yok artk, Hülya Avşar yok, tangal<br />

Sibel Can yok… Evimize bir sessizlik geldi, huzur geldi. Ama<br />

bütün gün radyo açk, çünkü müzik dinlemesini ailece sevi<strong>yoruz</strong>.<br />

Haberleri hem radyodan dinliyor, hem inter<strong>net</strong> üzerinden<br />

okuyabili<strong>yoruz</strong>.<br />

Televizyon kalkal, çok eskilerden sevdiğim resim çizimlerime<br />

tekrardan başladm. Öyle amatörce, ama resim çizmek rahatlatyor<br />

beni. Oğlumla birlikte arada bir sinemaya gidi<strong>yoruz</strong>.<br />

Oğlumun bir yl aşkn gittiği spor okuluna ben de yazldm.<br />

Kendini koruma sporu olan “Hap Kido” eğitimini Koreli hocadan<br />

al<strong>yoruz</strong>. Ayrca bol bol kitap okuyorum. 600 sayfalk<br />

bir kitab bir hafta da bitiriyorum.<br />

Bu arada daha önceleri oğlumu kitap okumaya heveslendiremezken,<br />

artk o da kitap okumaya başlad. Devaml onun<br />

beğeneceği kitaplar aryor ve almaya çalşyorum. Oğluma aldğm<br />

kitab birlikte okumak ise ona daha büyük zevk veriyor.<br />

Daha önceleri okumaya alşsn diye “Micky Mouse” dergisine<br />

abone yapmştk, fakat bu dergileri severek okuduğu halde, bir<br />

türlü kitap okumasn alştramamştk.<br />

“Hayatm değişmiş!”<br />

Fransz direnişinin militan öldü<br />

‹‹ççiimmddeekkii PPeenncceerree Gülümser Keleş<br />

Televizyonsuz <strong>yaş</strong>am…<br />

Şimdi şöyle geriye baknca, televizyonla ne kadar gereksiz<br />

vakit geçirmişiz diyorum. Çalşan bir kadn olduğum halde,<br />

birçok faaliyet yapyorum. Çoktan beri koşmay brakmştm,<br />

en ksa zamanda yine koşmaya da başlamak istiyorum. Arkadaşm<br />

“Akşam bir yere gidelim” dediğinde “İşim var, gelemem”<br />

demiyorum. Hafta sonlarm daha iyi değerlendiriyorum.<br />

Bu son 6 ayda hayatm pozitif yönde ne<br />

kadar değişmiş meğer… Bunu bu yazy yazarken<br />

daha iyi anladm. Televizyonsuz bir hayatn daha<br />

dolu dolu geçtiğini anladm. Eşimle, oğlumla daha<br />

çok sohbet ettiğimizi anladm.<br />

Umarm bu tavrm baz kişilere örnek olur… Bu<br />

vesileyle herkese sevgilerimle…<br />

Kitaplar da yazd<br />

Lucie Aubrac 1944 ylnda eşi<br />

ile birlikte Londra’ya gitti ve<br />

Nazi faşizmine karş savaşmn<br />

orada sürdürdü. Savaştan sonra<br />

pek çok antifaşist kitap yazan<br />

Aubrac’n kitaplar arasnda<br />

“Sarhoşluk İçinde Gidecekler”<br />

(1984) ve “Küçük Çocuklarm<br />

Tarafndan Açklanan Direniş”<br />

(2000) de bulunuyor.<br />

Antifaşist direnişin Fransa tarihindeki<br />

yerinden dolay ulusal<br />

kahraman olarak sayg ile anlan<br />

Lucie Aubrac’n ardndan<br />

Fransa Cumhurbaşkan Jacques<br />

Chirac ve Başbakan Dominique<br />

de Villepin mesajlar yaynladlar.<br />

Irkç İçişleri Bakan Nicolas<br />

Sarkozy de, “Fransa”nn boyun<br />

eğmesini reddeden kadn”<br />

selamlad!


Yaflanacak<br />

Dünya<br />

Dünya<br />

8 G E N Ç L ‹ K<br />

GençLink<br />

“İnsann gelecek kaygsndan uzak, doludizgin <strong>yaş</strong>adğ yllardr”<br />

derler gençlik yllar için. Ben böyle <strong>yaş</strong>amyorum nedense.<br />

Sanrm ya bu tespitte bir hata var ya da bu çağda… Almanya’ya<br />

geldiğimde 12 <strong>yaş</strong>ndaydm.<br />

Ailem burada olduğu için buraya gelmeyi de yadrgamamştm<br />

o ilk yllarda. Ancak okul yllar ilerledikçe rahatlğm da<br />

bozuldu. Giderek süreklileşen bir ikilemle birlikte <strong>yaş</strong>amaya<br />

başlyorum. Okula gitmek için kendi kendimle kavga ediyorum.<br />

Hedeflerim var benim!<br />

Geleceğe dair eğilimlerim üzerinden kendime çizdiğim bir<br />

yol var. Ben bilgisayar, matematiği seviyorum. Mesleki tercihlerim<br />

de bunlara göre belirginleşiyor giderek.<br />

Burada bu alanlarda yüksek eğitim almam imkansza yakn<br />

bir olaslk! Çünkü başta eğitim sistemi buna izin vermiyor.<br />

Benim Almancam eğitimin daha karmaşklaşan haline yant<br />

vermekten uzak.<br />

Asln isterseniz ilk yllarda hiçbir zorlanma <strong>yaş</strong>amamştm.<br />

Almanca’y azçok kavradktan sonra varolan birikimimle,<br />

müfredatn basitliği işimi kolaylaştryordu. Ve varolan eğitim<br />

de Almancamn daha fazla gelişmesine müsait değildi. Ama<br />

bu giderek değişti ve dil hzla karmaşklaşt.<br />

Ben pekçok dersi çok kolay kavrayabilecekken zorlanmaya<br />

ve doğal olarak da sklmaya başladm. Ama en önemlisi de<br />

gelecek için hayalini kurduğum alanlarda üniversite eğitimi<br />

alamamak korkusu ile baş başa kaldm. Bu bazen her şeyi boşvermeme,<br />

kendimi koyvermeme neden oluyor!<br />

Son bir yldr Almanya’da gelişen üniversite eylemlerini daha<br />

dikkatli izler oldum. Eğitimin paral hale getirilmesi sözkonusu.<br />

Aslnda bu Türkiye’de de böyle, hatta dünyann her yerinde<br />

giderek böyle oluyor. İşte sorun da burda. O kadar fedakarlk<br />

yapacaksn, hem okuyacak hem de onun giderlerini karşlamak<br />

için çalşacaksn, onca çabadan sonra sen de milyonlarca<br />

işsizden biri olacaksn.<br />

Üniversitelileri ya da çevremde üniversite eğitimi almş insanlarn<br />

çaresizliklerine tank oldukça geleceğe dair tüm hedeflerim<br />

de anlamszlaşyor! Yani ben ve benim gibi milyonlarca<br />

genç bu <strong>yaş</strong>lar hiç de kaygsz <strong>yaş</strong>am<strong>yoruz</strong>. İşte o yüzden<br />

bu çağda bir sorun var diyorum.<br />

Benim ikilemim!<br />

Ergin<br />

Genç olmak istiyorum!<br />

Ama sonra geçen yl Fransa’da gelişen CPE eylemlerini ya<br />

da yine Yunanistan’da gelişen öğrenci eylemlerini düşünüyorum.<br />

Oralarda gençler güçlerini sokağa yansttlar.<br />

Almanya’da da var bunun yansmalar… “Acaba bu yansmalar<br />

büyük bir eylem dalgasna dönüşüp bir şeyleri değiştirme<br />

gücüne ulaşr m?” diye soruyorum kendime. Bunu düşündüğümde<br />

kendimi de onlarn bir parças gibi hissediyorum. İşte<br />

o zaman bir sürü hayal kuruyorum.<br />

Gerçekten kaygszlaşyorum. Her zaman hissetiğim yalnzlk<br />

duygusundan syrlyorum. Ama sonra bugüne ve varolan<br />

durumun içine dönünce yine umutsuzlaşp, karamsarlaşyorum.<br />

İşte benim ikilemim de bu.<br />

En başta o üniversitenin kapsndan girebilecek miyim sorusu<br />

ile açlyor perde. Sonra sözünü ettiğim karanlk noktalarla<br />

derinleşiyor! Size sesleniyorum ne yapmalym?! Ya da ne<br />

yapmalyz?! Genç olmak istiyorum, genç gibi kaygszca<br />

dalmak istiyorum <strong>yaş</strong>amn içine.<br />

Ben bunun izini süreceğim. Yolun Fransa’daki<br />

ya da Yunanistan’dakine benzer bir yol olduğunu<br />

azçok seçiyorum.<br />

Nasl m? O da başka bir yazya…<br />

Almanya’da meslek eğitimi<br />

yeri bulmak zorlaşt. Bir de<br />

göçmensen bu zorluk ikiye katlanyor.<br />

Bu zorluğu <strong>yaş</strong>ayan<br />

genç bir arkadaşla yaptğmz<br />

röportaj sizlerle paylaşmak istedik…<br />

Kaç yldr Almanya’da <strong>yaş</strong>yorsun?<br />

Fadime: Beş yldr.<br />

Almanya’da okula gittin mi?<br />

F.: Buraya geldiğimde önce<br />

Almanca öğrenebilmem için dil<br />

kursuna gittim. Bu kursta Afrikal,<br />

Rus, Polen, Irakl… her<br />

ulustan gençler vard. Kursa alt<br />

ay gittim. Daha sonra okula<br />

başladm.<br />

Okulun yabanclara ait bir snf<br />

vard, ben de bu snfta eğitim<br />

almaya başladm. Fakat<br />

fazla sürmedi. Alt ay sonra<br />

okuldan ayrlmak zorunda kaldm.<br />

Çünkü gruba göre bir <strong>yaş</strong><br />

büyüktüm. O yüzden de bu<br />

okuldan alnarak başka bir okula<br />

gönderildim.<br />

Bu okulun eğitimi nasld?<br />

F.: Bir ayrcalğ yoktu. Sadece<br />

<strong>yaş</strong>tlarmla ayn snfta eğitim<br />

yaptm. Yine diğerleri gibi<br />

çoğunluk başka uluslardan<br />

gençlerden oluşuyordu. Almanlar<br />

aznlktayd.<br />

Neden hep yabanclarn bulunduğu<br />

snflarda eğitim aldn?<br />

F.: Bu başlangç için bir zo-<br />

runluluktu. Çünkü Almanca<br />

dilim yetersizdi. Fakat sonraki<br />

eğitimim için biraz öğretmenlerin<br />

bilinçli yönlendirmeleri<br />

oldu diye düşünüyorum. “Almancan<br />

yetersiz” diye açklyorlard.<br />

Zaten bu okulda bir yl<br />

kaldm ve yine öğretmenlerimin<br />

yönlendirmesi ile meslek<br />

eğitimine başladm.<br />

Neden üniversiteyi değil de<br />

meslek eğitimini tercih ettin?<br />

F.: Bunda öğretmenlerimin<br />

hem Almancamn yetersiz olduğunu<br />

söylemeleri hem de beni<br />

ksa yoldan meslek sahibi olmaya<br />

teşvik etmeleri etkili oldu.<br />

Hangi meslek eğitimini yaptn?<br />

F.: Kuaförlük eğitimi aldm.<br />

Burada da bir yl kaldktan sonra<br />

TAS’a kaydm yaptrdm ve<br />

10. snf bitirip lise diplomasn<br />

aldm. Amacm lise diplomasn<br />

almak ve bununla birlikte<br />

meslek yapmakt.<br />

Şimdi ne yapyorsun?<br />

F.: Yaklaşk sekiz aydr meslek<br />

eğitimine devam etmek için<br />

staj yapabileceğim yer aryorum.<br />

Fakat bulamadm.<br />

Neden bulamadn?<br />

F.: Aslnda bunun bir çok nedeni<br />

var. Fakat özellikle yabanc<br />

olmak başl başna bir sorun.<br />

Eleyici eğitim sistemine karş örgütlenelim!<br />

Munoz, çocuklar›n<br />

hangi tip okula gidece¤ine<br />

karar veren<br />

ö¤retmenlerin kendilerinin<br />

henüz yeteri<br />

derecede e¤itimli<br />

olmad›klar›na dikkat<br />

çekti.<br />

Alman eğitim sistemi PISA<br />

2000 ya da IGLU gibi geniş<br />

kapsaml araştrma sonuçlarnda<br />

“başarsz” kategorisinde yer<br />

ald.<br />

Almanya iç kamuoyunda bu<br />

sonuçlar üzerinden ciddi tartşmalar<br />

<strong>yaş</strong>and.<br />

Siyasetin sağ cenahndan,<br />

devlet bürokrasisinin çeşitli kademelerine<br />

ve eğitimle ilgili çeşitli<br />

çevrelerde bu sonuçlar tepki<br />

ile karşlanp, sorumluluk<br />

“göçmen çocuklarnn uyumsuzluğu”na<br />

havale edildi.<br />

Ancak Alman eğitim sistemi,<br />

Almanya’nn ilerici kamuoyunda<br />

da nedenleri ile birlikte “başarszlk”la<br />

mahkum edildi.<br />

İşin asl bu sistem gelinen<br />

noktada sermayenin ihtiyaçlarna<br />

da yant veremediği için<br />

devlet katnda da alttan alta<br />

sorgulanp, yenilenmesi aray-<br />

“Demokrasi cen<strong>net</strong>i” olarak<br />

yanstlan Avrupa’da çkartlan<br />

yeni terör yasalaryla birlikte,<br />

Türkiye’yi aratmayan görüntüler<br />

<strong>yaş</strong>anmaya başland. Gözaltnda<br />

avukatn arama hakk vs.<br />

kimi durumlarda uygulanmayabiliyor<br />

artk.<br />

9 Mart Cuma gününü 10<br />

Mart Cumartesi gününe bağlayan<br />

gece Almanya’nn NRW<br />

eyaletinde bulunan şehirlerden<br />

Wuppertal’da polis kimlik ve<br />

adres tespiti yaptktan sonra ortada<br />

hiçbir neden yokken 7 yabanc<br />

ve anti-faşist genci gözaltna<br />

ald.<br />

Gençler toplandklar ve “alternatif<br />

alan” olarak nitelendirdikleri<br />

Punkerzsahne’yi polisin<br />

ihtar üzerine terk ettiler. Polis,<br />

bir ses kaydedici aradklar iddiasyla<br />

gençlere saldrd, annda<br />

sivil ve üniformal destek<br />

kuvvetler geldi.<br />

Gözaltna alnan gençlerden<br />

birinin kafas duvara vuruldu,<br />

polis otosunda yüzüne yumruk<br />

atld. Polis merkezinde gözaltna<br />

alnanlara küfür ve hakaret<br />

edildi.<br />

Bir gençten iki defa kan alnd,<br />

daha sonra kulağ kesildi.<br />

“8 aydr staj yeri bulamadm!”<br />

şna gidildi.<br />

Finlandiya başta olmak üzere<br />

eğitim sistemleri ile “başarl”<br />

kategorisinde yer alan ülkelerdeki<br />

modeller incelendi, esinini<br />

bunlardan alan pilot denemeler<br />

yapld, yaplyor.<br />

Ancak kamuoyuna yansyan<br />

tartşmalarda her defasnda öne<br />

çkarlan “göçmen çocuklarnn<br />

uyumsuzluğunun eğitim sistemini<br />

de tkadğ” oldu, oluyor…<br />

Ksacas Alman eğitim sistemine<br />

dair tartşmalarda bir gerçeğin<br />

gizli kabulü söz konusu<br />

olsa bile kamuoyuna bu böyle<br />

yanstlmyor.<br />

Bu gerçek üzerinden yeni<br />

göçmen politikalarna meşruiyet<br />

kazandracak bir propaganda<br />

yaplarak, rkçlk bir de bu<br />

cepheden kşkrtlyor.<br />

Gerçek çarptlamayacak<br />

<strong>net</strong>likte!<br />

Alman devletinin resmi söylemi<br />

eğitimdeki başarszlğn<br />

nedenini “göçmen çocuklarnn<br />

uyumsuzluğu”na havale ederken<br />

bu tutum giderek tutarszlaşp,<br />

teşhir oluyor. Devamllğ<br />

da zorlaşyor.<br />

Son olarak BM İnsan Haklar<br />

Komisyonu’nun hazrladğ<br />

raporda da görüldüğü gibi eğitim<br />

sistemindeki çarpklk ora-<br />

KOVA<br />

Sezgileriniz öyle<br />

yüksek ki bu ay, galiba<br />

yine sizi işten<br />

çkarmcaklarn seziyosunuz.<br />

Eski dostlarla karşlaşp bi<br />

kahve falan içebilcek zamannz<br />

olabilir yani.<br />

Oturum sorununuz da çözülcek<br />

şp diye. Bunca yl burda<br />

dur, soona hadi güle güle…<br />

Olur mu?.. Demezler demezler.<br />

KOÇ<br />

Bu gün sokakta<br />

karşlaştğnz<br />

olaylardan etkilenmemenizi<br />

tavsiye ederim, yine bir Naazi<br />

yürüyüşü varmş anam. Yine<br />

Türkiye’ye gitme hayali di<br />

mi?.. Biliyom biliyom da burç<br />

bu işe karşmaz ki… Ne kadar<br />

para o kadar köfte…<br />

BAŞAK<br />

Ay bahar geldi.<br />

Ortalk burcu burcu<br />

çiçek kokiyo… Böcekler,<br />

güneş, benim oolan diyo ki<br />

“anne hadi Picknick sepetini al<br />

çkalm gezmeye”. Ay pardon<br />

başaklar yaa sizi unuttum!.. Eh<br />

aşk maşk olmaya kalkmayn<br />

bu havada. Belli de olmaz ya…<br />

ama sonunda borçtu harçt<br />

sndan burasndan kapatlamayacak<br />

kadar derindir.<br />

Bu rapor resmi söylemin aksine<br />

eğitim sistemindeki erken<br />

eleme sisteminin göçmen kökenli,<br />

engelli ve yoksul çocuklarna<br />

şans eşitliği tanmadğn<br />

ifade ediyor!<br />

Eleyici ve eşitsiz!<br />

Birleşmiş Milletler (BM) raportörü<br />

Vernor Munoz hazrladğ<br />

raporda, çocuklarn 10 <strong>yaş</strong>nda<br />

“başarl”, “orta başarl”,<br />

“başarsz” diye ayrlmasnn,<br />

bunun eğitim sistemine<br />

AzParaGaz<br />

Deyerli okurlar, bu köşemizde<br />

dünyaya ve ülkemize ilişkin<br />

gelişmeleri tarafsz, katksz ve<br />

sağlam kaynaklara dayanarak<br />

,kalemimizi satmadan, iktidar<br />

sahiplerine yaltaklanmadan,<br />

etki altnda brakp ama kalmadan,<br />

her türlü saptrma ve sapklktan<br />

uzak, seviyeli, kaliteli,<br />

akmaz kokmaz sararmaz, üretici<br />

garantisi ile tüketici güvencesi<br />

ile, sayn editörümüzün izni<br />

ve de site sahiplerinin hoşgörüsü<br />

ile, yllara dayanan tecrübemizi<br />

olaylarn özgün akş ile<br />

harmanlayarak siz saygdeğer<br />

velinimetimiz, canmz, nurumuz<br />

onurumuz, okurumuza<br />

iletceez efendim.<br />

Her şey olumsuz değil!<br />

Baknz dünyada her şey<br />

olumsuz değil. Önümüzdeki bir<br />

kaç ay içinde bat Avrupa devletleri<br />

ve de birleştirilmiş Amerikan<br />

rüyas devletleri Afrika ülkelerinden<br />

yüz yllardr sömürdükleri<br />

enerji, maden hammadde<br />

insan kaynaklarn FAiZiYLE<br />

hesaplayp sömürdükleri<br />

ülkelere tazminat olarak<br />

başm aartmayn benim büyük<br />

oolan gibi… Vallahi bktm!..<br />

ASLAN<br />

Bu gün farkl düşüncelerinizleçevrenizdekilerintakdirini<br />

kazanyosunuz.<br />

İşçi arkadaşlarnz grev ve<br />

direniş önerinize baylcaklar<br />

da… yapcaklar m bilinmez…<br />

ama gayret, biliyosunuz sçan<br />

gayret ederek dağlar delmiş!<br />

ORAK<br />

Raat durmuyo bu<br />

burç anam… Elimdeki<br />

yldznameye yeni eklendi<br />

bu burç ama..çok aktif, heyecanl…<br />

Bu ay da onun için<br />

iş, eylem, oluşla dolu.<br />

ÇEKİÇ<br />

Bu da orakla birlikte<br />

yükselen burçlar<br />

arasnda. Son derece enerjik<br />

ve neşeli bi ay bekliyo bu<br />

burcu.<br />

AKREP<br />

Ay sevdiğinize<br />

karş daha ilgili<br />

davrann ayol. O ne ööle …<br />

Yok Türkiye’ye kesin dönüş<br />

“Hauptschule”, “Realschule” ve<br />

“Gymnasium” gibi 3 kategorili<br />

okul sistemi olarak yansmasnn<br />

yoksul ailelerin çocuklarn<br />

olumsuz etkilediğini belirtiyor.<br />

Yoksullar arasnda da göçmen<br />

ailelerin çocuklar ile engelli<br />

çocuklarn en kötü durumda<br />

olduğuna dikkat çekiyor.<br />

Munoz, Almanya’nn sosyal<br />

yapsna uygun eğitim almamas<br />

nedeniyle başarsz olarak<br />

elenen çocuklarn eksikliklerini<br />

telafi etmelerinin imkansz olduğunun<br />

da altn çiziyor.<br />

Bu yaklaşmla oluşturulan<br />

sistemde temel belirleyeninin<br />

öğretmenin kanaati olduğunu<br />

söyleyen Munoz, çocuklarn<br />

hangi tip okula gideceğine karar<br />

veren öğretmenlerin kendilerinin<br />

henüz yeteri derecede<br />

eğitimli olmadklarna dikkat<br />

çekti. “Öğretmenin ideolojik,<br />

kültürel yaklaşmlar da buna<br />

eklendiğinde bu sistemin her türlü<br />

sübjektivizme açk olduğu daha<br />

<strong>net</strong> anlaşlacaktr” dedi.<br />

Yine ayn tartşmalar!<br />

Munoz’un raporu artk alştğmz<br />

tartşmalarn tekrarlanmasna<br />

neden oldu. Federal<br />

Eğitim Bakan An<strong>net</strong>te Schavan<br />

BM raportörünün, objektif duruma<br />

göre değil, kendi fikrine<br />

Almanya’da gençlere işkence Hzl gazeteci:<br />

Kuaförlük alan için söyleyebilirim.<br />

(Genelde meslek eğitimi<br />

için bütün arkadaşlarm yer<br />

bulmakta zorlanyor. (Tabii<br />

bunlarn çoğu Türkiyeli) Alman<br />

yerleri yabanclar yanlarnda<br />

çalştrmak istemiyorlar.<br />

Yabanc olarak Ruslar tercih<br />

ediyorlar. Yaklaşk 30 yere müracaat<br />

etmişimdir -telefonla<br />

görüştüklerim bu saynn dşnda-<br />

fakat hiç biri kabul etmedi.<br />

Başlangçta kendi kendime<br />

“Almancam yetersiz” diye düşündüm.<br />

Fakat bu alanda hiçbir<br />

Alman yerinde özellikle Türkiyeli<br />

göremezsiniz.<br />

Bilinçli tercih etmiyorlar.<br />

Türkiyelilerin yerlerinde de ustalk<br />

belgeleri olmadğ için<br />

stajyer kabul etme yetkileri yok.<br />

Üniversiteye gitmeyi düşündün<br />

mü?<br />

F.: Şimdiye kadar öğrendiğim<br />

Almancay da unuttum diyebilirim.<br />

Açkças koşulum el verse<br />

şimdiden ülkeme dönerim. Dil<br />

sorunu yok, eğitimimi daha rahat<br />

sürdürebileceğimi düşünüyorum.<br />

Ben buraya 16 <strong>yaş</strong>nda<br />

geldim. Buradaki ilişkilere, arkadaşlklara<br />

uyum sağlayamadm.<br />

Eğitim sistemi bile sakat,<br />

hep ayrmclk üzerine. Alman<br />

olmadğn için birçok hakszlklara<br />

uğrayabiliyorsun. Bunu<br />

okulda da <strong>yaş</strong>adm, meslek yeri<br />

ararken de <strong>yaş</strong>adm.<br />

Bir başkasn uyurken bağladr,<br />

kendisinden kan alnrken<br />

uyand. Gençler gözaltnda da<br />

dövüldü. Hücrede şklar kuralsz<br />

olarak açlp kapand.<br />

Hiç kimseye neden gözaltna<br />

alndğ hakknda bilgi verilmedi.<br />

Birçok kişiye telefon açmas<br />

yasakland. Polisin bu muamelesini<br />

protesto etmek amacyla,<br />

Wuppertal’in Elberfelder semtinin<br />

merkezinde korsan eylem<br />

yapld.<br />

Eylemciler, Hofkamp’taki<br />

polis karakoluna yürüdü. Aşağ<br />

yukar 75 kişi tarafnan Wuppertal’da<br />

polisin göçmenlere ve<br />

farkl düşünenlere uyguladğ<br />

şiddet protesto edildi.<br />

geri ödemeyi ve de bu ülkelerden<br />

kaçrp köleleştirdiği, sonra<br />

da kendi ülkesinde pis işlerde<br />

kullanp bir de üstüne üstlük<br />

aşağladğ Afrikal kardeşlerimizin<br />

onurlarn iade edip özür<br />

dilemeyi ve tazminat ödemeyi<br />

kabul etti.<br />

Amerika’nn ilk yerli halk da<br />

tabii ki bu haklardan yararlanacak<br />

ve şimdi USA yani (Uluslar<br />

Sömüren Akrep) olan, adn<br />

da Amerika Ktas Halklar Federasyonu<br />

olarak değiştirme karar<br />

ald.<br />

Bütün bunlar yetmezmiş gibi<br />

ABD (Akln Başna Devşir)askerleri<br />

Irak’tan silahlarn<br />

BÖLGE HALKLARI ORTAK<br />

YÖNETiM MECLİSİ’nin gönüllülerine<br />

teslim edip ülkelerine<br />

gönüllü olarak dönme karar<br />

aldklar haberi elimize ulaşt.<br />

Parasz parasz!<br />

Hastuğrul Erköşk<br />

Sayn okurlar Türkiye’de yol,<br />

su, elektrik, sağlk ve de eğitim<br />

hizmetleri herkese parasz hale<br />

getirilmeye başlanyor.<br />

Bölge halklar komitesi ile varlan<br />

anlaşmaya göre bölgedeki<br />

Burcu’dan Burcunuz<br />

falan…<br />

Azck sakn olun… Bu hafta<br />

iyi haberler var size. Neptün<br />

senden yana diyom ya…<br />

YAY<br />

Takma ev sahibini<br />

kafana. Düzelcek<br />

şartlar da… ya bu global snma<br />

noolcak?.. Türkiye’nin 20-<br />

30 yl falan kalmş diyolar.<br />

Çölleşme varmş… Avrupa’da<br />

yeni buzul çağ falan… Ay geçen<br />

gün komşularda kaave içiyoz,<br />

birden bi üşüme tuttu…<br />

Dünya soğuyo mu snyo<br />

mu annamadk ki anam!<br />

BOĞA<br />

Aaa… kzcam<br />

ama boğalar! Ne bu<br />

ask surat çatk kaş yine? Geçen<br />

ay da bööleydiniz siz. Haber<br />

var… Hah iyi haber alcaanz.<br />

Kim haber almaz ki hayatnda<br />

zaten?<br />

Çocuklarn sorunlarn ask<br />

suratla çözemezsin. Eşinle konuş<br />

tabii… ilgilen onlarla biraz.<br />

Ay benim bu büyük oolan<br />

da zamannda sen sigara iç<br />

okulda… ama bu günlerde çocuklar<br />

farkl şeyler bile içiyolarmş<br />

okulda.Ne diim… bu<br />

kimin tezgah ben anlamyom…<br />

Küçücük çocuklar nasl<br />

buluyo o şeyleri ki?..<br />

göre değerlendirme yaptğn<br />

söyledi.<br />

Sağ cenahtan aşağ yukar ayn<br />

yönde açklamalar geldi. Rapordaki<br />

saptamalar ve köklü<br />

değişim talebi çeşitli ilerici örgüt<br />

ve kuruluşlar tarafndan selamland.<br />

Eğitim ve Bilim Sendikas<br />

(GEW) Başkanvekili Marianne<br />

Demmer, ailelerin snfsal durumunun<br />

çocuğun başarsn<br />

belirlediği sisteme son verilmesini<br />

istedi. Başka kurum ve çevrelerden<br />

de benzer açklamalar<br />

geldi.<br />

Sadece biz konuşmu<strong>yoruz</strong>!<br />

Avrupa’nn “en alttakileri”<br />

olan biz göçmen emekçiler ise<br />

hala sesimizi yükseltmi<strong>yoruz</strong>!<br />

Geleceğimiz olan çocuklarmz<br />

bu eğitim sistemi içinde geleceksizliğe<br />

mahkum edilirken<br />

daha ne kadar susacağz!<br />

Artk bu sistemin en önemli<br />

kurumlarndan olan BM raporlarnda<br />

bile açkça ifade edilen<br />

bu eleyici yaklaşma karş biz<br />

örgütlü bir duruş sergilemedikçe<br />

hiç bir şey değişmeyecek!<br />

İmza kampanyalar, basn<br />

açklamalar, çeşitli sokak gösterileri<br />

ile birleşen toplumsal bir<br />

tepkinin örgütlenmesi için<br />

“Hep birlikte!” di<strong>yoruz</strong>!..<br />

hiçbir halkn mensubu eline silah<br />

almiicak ve milyonlar bulan<br />

ordular beslemeye gerek<br />

olmiicak. Bu durumda silah,<br />

bomba, askeri kyafet, yedek<br />

parça, vs. vs. için yaplan tüm<br />

harcamalar cepte kalacağ için<br />

muazzam bir kaynak oluşacağ<br />

bildiriliyor.<br />

Bu aylk bu kadar iyi haber<br />

yeter. Bakn her şey de kötü gitmiyomuş<br />

diil mi sevgili AzParaGaz<br />

okurlar?<br />

Gelecek ay yine gönüllere su,<br />

ruhlara huşu serpecek gelişmeleri<br />

kararllk, dürüstlük ve cesaretle<br />

paylaşmaya devam edeceğiz.<br />

Satlk kalemler bizi yolumuzdan<br />

edemez. Sayn editörümüze,<br />

değerli eşlerine, çocuklarna,<br />

gazetemizin sahibi<br />

siz değerli okurlarmza sayg,<br />

hörmet efendim…<br />

İKİZLER<br />

İşte böyle, işte<br />

böyle hah gülümse<br />

biraz… <strong>Bahar</strong> geldi<br />

börtü böcek bile hareketlendi,<br />

sen miskin miskin oturuyon…<br />

Bişe de okumuyon bari faln<br />

oku… Çksa bir türlü çkmasa<br />

daha başka türlü… Naapçan<br />

anam meşgale işte…<br />

YENGEÇ<br />

Yol görünüyo size…<br />

Belki de organizasyonlar<br />

içinde<br />

yer alabilirsiniz. Size bir davet<br />

var. Arbeitsamt olmasn?..<br />

Geçen benim küçük oolana<br />

göndermişler ausbildungsplatz<br />

bul diye. Anam çocuk yana<br />

yakla aryo… bir yer bulamyo<br />

ki… Ay kusura bakmayn yengeçler…aklm<br />

oolana gitti.<br />

BALIK<br />

Bugün ne pişirsem<br />

ki yaa… Balk<br />

da çok pahal… Ay size demedim<br />

balklar, hemen alnmayn!..<br />

Sizin önünüzde çok güzel<br />

bir ay var.<br />

Balklarn hafzayla sorunlar<br />

var, her zaman dikkat. Vitamin<br />

falan aln… Neşeli ortamlara<br />

girip eylenceli vakit geçirceeniz…


Birine benzettiğiniz bir yabancnn<br />

yolunu kesip, halini<br />

hatrn sorduğunuzda alabileceğiniz<br />

doğal bir yanttr bu.<br />

Ama yllardr tandğnz bir arkadaşnz<br />

bütün çabalarnza<br />

rağmen sizi tanmyor ve bu soruyu<br />

soruyorsa allak bullak<br />

olursunuz.<br />

Durun hemen yarglamayn<br />

karşnzdakini. Kim bilir belki<br />

de Prosopagnosia hastalğna<br />

yakalanmş ender insanlardan<br />

biridir.<br />

Prosopagnosia denilen hastalğa<br />

yakalananlar en yaknndaki<br />

insan bile tanyamama sorunu<br />

<strong>yaş</strong>arlar. Yüz körlüğü olarak<br />

da tanmlanan bu hastalğa yakalananlar<br />

en yaknlarn da<br />

çok çabuk unutuyorlar.<br />

Görme engelli değil, yüz<br />

körü!<br />

Bu hastalarn görme sorunlar<br />

yok. Onlarn sorunu yüzlerle.<br />

“Hafza- beşer, bazen şaşar”<br />

derler… Uzun erimli insanlk<br />

sürecinde geçmişimizden devraldklarmzla<br />

kurabiliriz geleceği.<br />

Fakat geçmiş <strong>yaş</strong>anmşlklarn<br />

çoğu, tarihin derinliklerinde,<br />

üzeri küllerle örtülmüş,<br />

öylece durmaktadr.<br />

Ve bizler onun üzerine kuracağmz<br />

geleceğe her daim yeniden<br />

yeniden öğrenerek,<br />

Mehter admlar ile ilerli<strong>yoruz</strong>.<br />

Tarih bilinci olmayan ve yaratmlarn<br />

yarna taşyamayan bir<br />

insanlk, admlarn çocukluk-<br />

İnsanlğn ilk zamanlarnda<br />

başlayarak davranşlarn ve bilincini<br />

belirleyen çevresel koşullar<br />

ve onunla kurduğu ilişkiydi.<br />

İnsan <strong>yaş</strong>adğ dş dünyay<br />

alglamaya ve anlamaya çalştkça<br />

çoğu zaman çözemediği<br />

sorularn yarattğ engellere<br />

çarpt. Onun için bir sorular<br />

yumağ olan dş dünya bu nedenle<br />

tanrsal özellikler kazanarak,<br />

kutsand. Fakat insanlğn<br />

gelişimi korku unsuru olan<br />

doğa hareketlerinin nedenleri<br />

ile birlikte anlaşlmasn beraberinde<br />

getirirken, bu korkularn<br />

aşlmasn da sağlad.<br />

Bilinmeyen, korku yaratr!<br />

Günümüzde ise “fobi” olarak<br />

Etimolojik olarak Yunanca’dan<br />

gelen “yüz” anlamndaki “prosop”<br />

ve “cehalet / bilgi eksikliği”<br />

anlamndaki “agnosia” kelimelerinin<br />

birleşmesiyle ortaya çkan<br />

Prosopagnosia’nn geçmişi<br />

Antik Çağ’a kadar uzanyor.<br />

Fakat bilinen ilk örnekler<br />

1947 ylnda hastalğa da isim<br />

veren Bodamer tarafndan rapor<br />

ediliyor.<br />

Hastalk ağr bir darbe sonucu<br />

meydana gelen beyin hasarlar<br />

sonucu başlayabileceği gibi,<br />

doğuştan da olabiliyor. Tespitinde<br />

nörologlarca hazrlanan<br />

testler kullanlyor.<br />

Hastalğa yakalanan kişiler,<br />

yüzde belirli bir işaret varsa karşsndakini<br />

tanyabiliyorlar. Fakat<br />

yüze yaplacak küçük bir<br />

müdahale ile tanmamalar<br />

mümkün. Makyaj veya saçlarn<br />

boyanmas gibi.<br />

Onlar için hayat gerçekten<br />

çok zor olabiliyor. Her gün yeniden<br />

tanmak en yaknndaki-<br />

tan çkarabilir mi?<br />

Son bilimsel gelişmelerle<br />

geçmiş bilgilerin bozulmadan<br />

saklanmasnda kullanlacak ilginç<br />

keşifler yapldğn göstererek,<br />

bu noktada önemli bir<br />

dönemece gelindiğini müjdeliyor.<br />

Canl organizmadan cip!<br />

Japon bilim insanlar bilginin<br />

geleceğe güvenle taşnmas ve<br />

yok olmamas için küçük bir<br />

canl organizmann genlerine<br />

dijital veri yükleyebilen bir yöntem<br />

geliştirdiler.<br />

Keio Üniversitesi Hayat Bilimleri<br />

Enstitüsü uzmanlarnca<br />

geliştirilen yöntem “organik<br />

bilgisayar” yolunda önemli bir<br />

tanmlanan korkularn varlğ<br />

söz konusu. Fobiler travmatik<br />

olaylarn etkisi ile bilinçaltnda<br />

kökleşen <strong>yaş</strong>anmşlklara dayandrlyorlar.<br />

Hayatmz zorlaştran bu<br />

korkularmz <strong>yaş</strong>ammzn belirli<br />

dönemlerinde değişim gösterebiliyor.<br />

Örneğin, ilk çağlarda<br />

güneş ve ay insanlar için bilinmez<br />

iki korku fenomeniyken,<br />

insanlğn bilimsel gelişmelerle<br />

birlikte doğaya hakim<br />

olmas ile korkulan şeyler olmaktan<br />

çkmş, hatta en sevilen<br />

kozmik nesneler olmuşlardr.<br />

Buna rağmen evrende hala tanmlanamayan<br />

birçok nesne ve<br />

hareket korku unsuru olmaya<br />

devam etmektedir.<br />

Yaflanacak<br />

Dünya<br />

B ‹ L ‹ M · T E K N ‹ K Dünya<br />

Sen de kimsin?..<br />

ni… Ve tabii herhangi görsel bir<br />

sanat izleyicisi de olamyorlar.<br />

Örneğin bir filmi baştan sona<br />

izleyemiyorlar, çünkü karakterleri<br />

takip edemiyorlar.<br />

Doktor deneyimleri<br />

Harvard Üniversitesi Görüntü<br />

Bilimleri Laboratuvar doktorlarndan<br />

Bradley C. Duchaine,<br />

bu hastalarn çoğunluğu bu<br />

probleme sahip olduklarn da-<br />

adm olarak değerlendirildi. Bilim<br />

insanlar, bir bakterinin<br />

genlerine yüzlerce yl muhafaza<br />

edilebilecek önemli miktarda<br />

saysal bilgi yüklemeyi başard.<br />

Araştrmaya katlan uzmanlar,<br />

bakterilerin ve belli bir ge<strong>net</strong>ik<br />

şifreye göre çoğalan diğer mini<br />

organizmalarn veri depolamak<br />

için önemli potansiyeller sunduğunu<br />

belirttiler.<br />

Önemli miktarda bilgiyi<br />

saklanabilir<br />

Japon araştrmaclara göre,<br />

mini organizmalar hard disk ve<br />

hafza kartlaryla kyaslandğnda<br />

çok küçük kalsalar da, genlerinde<br />

çok uzun süre önemli<br />

miktarda bilgiyi saklayabilecek<br />

hi bilmedikleri için doktora da<br />

gitmediklerini söylüyor.<br />

“Şu anda tedavisi mümkün olmayan<br />

Prosopagnosia ile ilgili<br />

araştrmalarda önce iki soruyu<br />

cevaplamak gerekiyor. Ve bu sorularn<br />

doğas bu konuda ne kadar<br />

az bilgi sahibi olduğumuzu<br />

da gösteriyor: Prosopagnosia’da<br />

beynin hangi bilgi iletme mekanizmalar<br />

doğru çalşmyor?<br />

Yüzleri tanmada beynin hangi<br />

bölümleri, ne rol oynuyor?” di-<br />

niteliklere sahipler.<br />

Araştrmaclar, bilgileri genlerin<br />

değişik noktalarnda depolayan<br />

teknolojiyi geliştirdiklerini,<br />

bunun da zaman içinde<br />

oluşacak ge<strong>net</strong>ik mutasyon sonucu<br />

bilgilerin yok olma ihtimalini<br />

azalttğn belirttiler.<br />

Uzmanlar, çalşmalarnda<br />

yor. İlginç olan bu hastalarn<br />

matematik ve fizikte çok başarl<br />

olmalar!<br />

Nöroloji Uzman Dr. Emil<br />

Goldenberg (Amerikan Hastanesi<br />

Servis Şefi)<br />

“Dünyada böyle üç-dört hastaya<br />

rastladm. Bu bir hastalk<br />

değil belirtidir. Çünkü nedeni bir<br />

beyin kanamas da olabilir. Prosopagnosia<br />

beynin çift tarafl tutulmasndan<br />

olur. Önemli olan<br />

nedendir. Doğuştan olmas çok<br />

nadirdir. Prosopagnosia umumiyetle<br />

“agraphi” denilen yaz yazma<br />

zorluğu ve “achromatopsi”<br />

denilen renkleri ayrt edememe<br />

sorunlaryla beraber görülür.”<br />

Nöroloji Uzman Dr. Haluk<br />

Caneroğlu (International Hospital)<br />

“Hasta kendi yüzünü bile tanyamayabilir.<br />

Yeni yüzleri de<br />

öğrenemez. Ama bu bir hastalk<br />

değil hastalğn bulgusudur. Yani<br />

nasl sağ kolda oluşan güçsüzlük<br />

(felç), beyinde belli bir bölgede<br />

oluşan tümör veya kanama gibi<br />

hastalklarn bir göstergesiyse<br />

Prosopagnosia da beyindeki damar<br />

tkanklğ, tümör veya iltihaplar<br />

sonucu gelişen bir bulgudur.”<br />

Bilgi geleceğe taşnyor<br />

Japon bilim insanlar› bilginin gelece¤e güvenle<br />

tafl›nmas› ve yok olmamas› için küçük bir<br />

canl› organizman›n genlerine dijital veri yükleyebilen<br />

bir yöntem gelifltirdiler.<br />

Prosopagnosia denilen hastal›¤a yakalananlar en yak›n›ndaki insan› bile<br />

tan›yamama sorunu yaflarlar. Yüz körlü¤ü olarak da tan›mlanan bu hastal›¤a<br />

yakalananlar en yak›nlar›n› da çok çabuk unutuyorlar.<br />

“bacillus subtilis” adl bakterinin<br />

genlerine dijital bilgiyi kimyasal<br />

elementlere “tercüme<br />

eden” bir yöntem kullanarak<br />

şifreli ksa mesaj yazdlar.<br />

Verilere ulaşmak için, bakterinin<br />

normal gen haritasn mesaj<br />

yüklenerek değiştirilmiş gen<br />

haritasyla kyaslamak yetiyor.<br />

Korkularla <strong>yaş</strong>amak<br />

Fakat bizler için asl sorun<br />

gündelik korkularmz ve bunlarn<br />

nedenleri! Karanlk korkusu,<br />

yükseklik korkusu ve daha<br />

birçoklar…<br />

İleri boyutlara varmş korkular<br />

toplumsal <strong>yaş</strong>am sekteye<br />

uğratacak düzeyde bir özgüven<br />

sorununa ve utanma gibi psikolojik<br />

durumlara yol açabilir.<br />

Korkular besliyorlar!<br />

Bilim, doğann hareketlerinin<br />

açklanmas konusunda ne<br />

denli gelişirse gelişsin medya<br />

korkularmz beslemekte devasa<br />

bir güce sahip. Büyük bir kitlenin<br />

bilgi kaynağ olarak yaygn<br />

bir iletişim arac olan medya<br />

ve sinema bilinci şekillendirmek<br />

konusunda gerekli duyarllğ<br />

göstermeyi brakn, bunu<br />

daha da derinleştiren parapsikolojik<br />

programlar ve korkugerilim<br />

filmleriyle bilinmezlik<br />

duygusu aşlyor ve bundan nemalanyorlar.<br />

Dicle Üniversitesi<br />

Tp Fakültesi Psikiyatri Anabilim<br />

Dal Öğretim Üyesi Prof.<br />

Dr. Aytekin Sr, en yaygn psikiyatrik<br />

rahatszlklarn korkular<br />

olduğunu ve yaplan çalşmalara<br />

göre bunlarn toplumdaki<br />

yaygnlğnn yüzde 10 civarnda<br />

seyrettiğini söylüyor. Korkular<br />

genellikle Latince tanmlandklar<br />

için çoğunun ismini hiç<br />

Batofobi: Derinlik ya da<br />

yüksek binalarn yanndan<br />

geçmek korkusu,<br />

Politikofobi: Politikaclardan<br />

korkmak<br />

Peladofobi: Kel insanlardan<br />

ya da kelleşmekten korkmak<br />

Fobofobi: Korkmaktan<br />

korkmak!<br />

Aviofobi: Uçuş korkusu<br />

Eisoptrofobi: Aynalardan<br />

korkmak<br />

Filofobi: Aşk olmaktan<br />

korkmak<br />

Agorafobi: Açk yerlerde<br />

bulunmaktan korkmak<br />

Antropofobi: İnsanlardan<br />

duymamş olabiliriz.<br />

Bunlar içersinde ilginç bulduğumuz<br />

baz fobileri okuduğunuzda<br />

ne kadar çok korkumuzun<br />

olduğuna sizler de şaşracaksnz.<br />

korkmak<br />

Araknofobi: Örümceklerden<br />

korkmak<br />

Triskaidekefobi: 13 saysndan<br />

korkmak<br />

Musofobi: Farelerden korkmak<br />

Nekrofobi: Cesetten korkma<br />

Ofidiyofobi: Ylanlardan<br />

korkmak<br />

Okofobi: Taştlardan korkmak<br />

Rantofobi: Her şeyden korkmak<br />

Ksenofobi: Yabancdan<br />

korkmak<br />

α<br />

β<br />

γ<br />

δ<br />

π<br />

λ<br />

ϕ<br />

η<br />

φ<br />

σ<br />

ψ<br />

ϖ<br />

ν<br />

ρ<br />

υ<br />

9<br />

Bilimde yolculuk<br />

Derya Tanrvermiş<br />

Dondurmann<br />

dayanlmaz cazibesi<br />

Geçenlerde saat gece yarsn gösterirken, o akşam bende<br />

misafir olan bir arkadaşmla deli gibi dondurma aradk<br />

sokaklarda. Birimiz “Dondurma yiyelim mi?” diye sormuştu<br />

bir kere. Artk aklmz dondurmaya taklmşt ve yemeden<br />

rahat edemeyecektik. Birçoğunuzun aklna gelen soruyu<br />

yantlyorum; hayr, aşermiyorduk. Ama bu ‘cannn<br />

bir şey çekmesi’ olay aslnda çok da bilimsel temelleri olan<br />

bir durum.<br />

Canllar, bir gda maddesini diğerlerine tercih ederken<br />

bunu, metabolizmalarnn ihtiyac doğrultusunda yaparlar.<br />

Böylece organizmann ihtiyaç duyduğu baz maddelerin<br />

özellikle alnmas sağlanr. Örneğin, emzirme döneminde<br />

kadnlarn sulu gdalara ihtiyaç duyarlar, ergenlik döneminde<br />

de tüm gdalara, özellikle hormon aktivasyonu için<br />

gerekli enerjiyi sağlayan şekerli besinlere, ilgi artmaktadr.<br />

Öte yandan canl organizmalar, yine tat duygusu sayesinde<br />

kendilerini tehlikelerden korurlar. Örneğin ac tat algs,<br />

vücudun iyi bir savunma aracdr. Zehirli bitkilerin çoğunda<br />

yenmesini engelleyecek kadar ac tat vardr. Bu tat,<br />

az miktarlarda bile anlaşlr, bu da bu tür bitkilerin yenilmeme<br />

ihtimalini yükseltir.<br />

Aşerme<br />

Hamileliğin özellikle ilk üç aylk döneminde <strong>yaş</strong>anan ve<br />

hormonal değişikliklerin, kan şekeri düzeyindeki iniş-çkşn<br />

neden olduğu aşermenin aslnda hem anne hem de cenin<br />

için önemli bir fonksiyonu vardr.<br />

Plasentadan salnan östrojen, anne adaynn koku algsn<br />

duyarllaştrr. Bu hormon, progesteron ile birlikte, beyin<br />

sapndaki kimyasal septörleri aktive edici bölgeyi etkileyerek,<br />

kanda çok az miktarda da olsa bulunan toksinleri<br />

daha kolay alglamasn sağlar. Zaten bulant ve kusma da<br />

bu toksinlerin saptanmasyla, bir savunma mekanizmas<br />

olarak ortaya çkar.<br />

Hamileler genellikle kafeinli içeceklere, brokoli, lahana<br />

gibi sebzelere ve baharatl, ac yiyeceklere karş tiksinti<br />

duymaktadr. Ve bu maddelerde de doğal toksinler bulunmaktadr.<br />

Bir yetişkine zarar vermeyecek, hatta antibiyotik<br />

etki yapacak olan bu toksinler, henüz gelişimini tamamlamamş<br />

cenin için ciddi bir tehlike oluşturabilir. Yani hamileliğin<br />

başnda <strong>yaş</strong>anan bu tatsz durum aslnda anneyi ve<br />

bebeği olas zehirlenmelerden korur.<br />

Tat alma mekanizmas<br />

Dildeki tat hücrelerinin oluşturduğu yapya “tat tomurcuğu”<br />

denir ve bu hücre kümeleri soğana benzerler. Tat tomurcuklar<br />

“papilla” denen yaplarn içinde bulunurlar.<br />

Papillalar dile pürüzlü bir görünüm veren minik çkntlardr<br />

ve dilin üst yüzeyinde ve yanlarnda yer alrlar. Genel<br />

olarak dört tür tat algsndan bahsedebiliriz; tatl, ac, ekşi<br />

ve tuzlu. Dilin ön ksm tatllara, arka ksm aclara yanlar<br />

da ekşi tada daha duyarldr.<br />

Ancak tat algs, dilde değil, beyinde anlamn bulur. Dildeki<br />

reseptörlerin, sinir hücreleri araclğyla beyne yolladklar<br />

mesajlar, beynimizde tat olarak kodlanr. Üstelik tat<br />

alma duygusunun, koku alma duygusuyla iç içe işlediğini<br />

hatrlatmakta yarar görüyorum.<br />

Beyinde tat algs<br />

Tat mesaj beyne, dildeki sinirlerle taşnr. Üç çeşit sinir,<br />

on binlerce tat hücresinden aldklar haberleri beyin sap<br />

denilen bölgeye götürürler. Tat bilgileri buradan da beynin<br />

korteks, hipotalamus ve amigdala bölgelerine gider. Beynimizde<br />

tatlarn kodlanmas hem kaltsal olarak sahip olduğumuz,<br />

hem de sonradan edindiğimiz alşkanlklar ve beğeniler<br />

sayesinde gerçekleşir.<br />

Yani dş yüzeyindeki ktr ktr ac çikolatasnn ardndan,<br />

vanilyal tatl dondurmam ağzmda erirken aldğm<br />

zevki anneme borçluyum. Bana hamileyken kilolarca dondurma<br />

yemiş de…<br />

Gözlük camnz<br />

ne renk olsun?<br />

Yaz geliyor ve şimdiden ona<br />

hazrlanmaya başladk bile!<br />

Derimizi güneşin güçlü şklarndan<br />

koruyacak yazlk giysilerimizi<br />

yavaş yavaş gün şğna<br />

çkar<strong>yoruz</strong>. Bu arada şğa en<br />

duyarl organmza, gözümüze<br />

de şimdiden bir güneş gözlüğü<br />

seçmenin vakti geldi diyorsanz<br />

size yeni geliştirilen bir güneş<br />

gözlüğünden bahsedelim.<br />

Bu gözlük ABD’de Kimya<br />

Vakf yllk toplantsnda kamuoyuna<br />

tantld. Gözlük bilinenden<br />

farkl olarak cam rengini<br />

kendi kendine ayarlayabilme<br />

özelliğine sahip.<br />

Nasl m? ABD’nin Seattle<br />

kentindeki Washington Üniversitesi’nde<br />

geliştirilen güneş<br />

gözlüğü, camnda kullanlan<br />

bir tür elektro kronik polimer<br />

(küçük basit moleküllerin devaml<br />

olarak birbirini takip etmesi<br />

sonucu oluşan makro bileşiklerdir),<br />

elektrik akmna yant<br />

vererek, karanlk ve renk derecesini<br />

ayarlyor. Cam, sadece<br />

renk değiştirilmek istendiğinde<br />

güç kullanyor.<br />

Buluşlarn bu toplantda sunan<br />

araştrmaclar, güneş gözlüğünde<br />

kullanlan minik bir<br />

bataryann binlerce kez renk<br />

değiştirmek için yeterli olduğunu<br />

belirttiler.<br />

Araştrmaclar gözlüğü tantrken,<br />

camlarn şeffaftan maviye<br />

ve birçok renkte çeşitli derecelerde<br />

koyulaştrabildiğini<br />

gösterdiler.<br />

Tabii ki bu yeni buluş da her<br />

yeni buluş gibi pazara hemen<br />

sürülmeyecek, sürülse bile astronomik<br />

fiyatlarla satlacaktr.<br />

Yaşammz kolaylaştran diğer<br />

tüm gelişmeler gibi…


Yaflanacak<br />

Dünya<br />

Dünya<br />

10 K Ü L T Ü R · S A N A T<br />

Kültür Deryas›<br />

Cem Günhan<br />

Yllar önce BBC’de televizyonun tarihsel gelişimi ve<br />

20.yüzyln toplumsal <strong>yaş</strong>am biçimine etkilerini inceleyen<br />

çok ilginç bir belgesel dizisi vard. Kaçrmadan izlemeye,<br />

anlamaya çalşrdm.<br />

Bugün dahi o belgeselin inanlmaz güce sahip bir olguyu<br />

inceleme gayretini yetersiz klacak gelişmeler sürüyor bu konu<br />

üzerinde. Televizyon işgalini sürdürüyor. Beyinleri, evleri,<br />

çocuklar, toplumu egemenliğine çoktan ald. Artk egemenlik<br />

çeşitlemeleri yapyor. İşin ilginci sadece egemenler<br />

egemen değil artk bu iletişim aracna… Çeşitli aznlklar,<br />

ezilen topluluklar da dertlerini televizyon araclğ ile dile<br />

getiriyorlar…<br />

Bu araç öylesine büyük güce sahip ki zamannda Hitlerin<br />

propaganda bakan Göebbels’in “Her eve mutlaka bir radyo<br />

dağtma” gayretini daha iyi anlyor insan..<br />

Elektrik sinyallerini görüntü olarak ya da görüntüleri<br />

elektrik sinyalleri olarak yollama düşüncesi 1843 ylnda<br />

Alexander Bain’le başlyor. 1883 ylnda Paul Nipkow bunu<br />

elektrikli teleskop adn verdiği aletle gerçekleştiriyor.<br />

1897 ve 1906’da çeşitli eklemeler yaplan bu düşünce ancak<br />

20.yüzyln başlarnda, 1927 ylnda Philo Tylor Farnsworth<br />

tarafndan finansörüne yaplan bir gösteride gerçekleşti.<br />

İşin çok ilginç bir yönü de aslnda televizyonun geliştirilmesine<br />

Sovyet katks…<br />

Wladimir Sworkn “ikonoskop”<br />

adn verdiği aleti geliştirdi.<br />

1920’li yllarn başndan<br />

beri bu projeyi sürekli geliştiren<br />

Lev Teremin adndaki<br />

Sovyet bilim insan<br />

çok kaliteli resimler iletmeyi<br />

başarmşt. Ancak elde<br />

ettiği sonuçlar hiçbir<br />

zaman topluma açklanmad<br />

ve daha ilginci KGB<br />

tarafndan kişilerin gözlenmesinde kullanlmaya başland!<br />

Tabii ki bu hikâyecik, bizim Sovyet sisteminin temel işleyişini<br />

eleştirdiğimiz anlamna gelmiyor.<br />

Hatta köşeye skştrlmaya çalşlan devrimin kendini koruma<br />

refleksinin yine emperyalist saldrlar sonucu nasl bir<br />

bilimsel bilginin asl işlevini yerine getirmesini engellediğini<br />

görü<strong>yoruz</strong>.<br />

11 Mays’ta Dénes von Mihály adndaki adam Berlin’de<br />

ilk yayn gerçekleştirdi. Fazla tarihi açklama yapmadan bir<br />

ksa bilgi daha… 1950 ylnda ABD de 10 milyonun üzerinde<br />

tv izleyicisi vard! Stalin’in 73. doğum günü için başlatlan<br />

ilk tv yaynnda Doğu Almanya’da daha doğrusu sadece Berlin’de<br />

60 tv vard.<br />

Sosyal Etki<br />

Herhangi bir kitle komünikasyon arac olmann çok ötelerine<br />

uzanmş olan tv artk gündelik <strong>yaş</strong>amn belirlenmesi,<br />

endekslenmesi, hatta manipüle edilmesi rollerinin yan sra;<br />

eğlence, bilimsel gelişme, eğitim, sanat ve akla gelebilecek<br />

her alanda kullanlyor.<br />

İşin en trajik yanlarndan bir tanesi de televizyonun geliştirilmesinde<br />

çok önemli katklar sunmuş olan Philo Tylor<br />

1971 ylnda sefalet içinde öldüğünde buluşunun parsasn<br />

büyük Amerikan tekelleri toplamaktayd. Ezilenler adna bir<br />

kayp daha.<br />

“Ezen ve ezilen çelişkisi ile televizyonun ne ilgisi var?” demek,<br />

<strong>yaş</strong>amn her alannda gözlenen bu ana çelişkiyi reddetmek<br />

olur. Tabii ki bu kadar büyük etki alanna sahip olan<br />

bir arac, örneğin Amerikallarn aya ayak basşn yüz milyonlarca<br />

insana canl yaynda izletmeleri ya da bir kitle<br />

uyutma arac olarak futbol karşlaşmalarnn dünya kupalarnda<br />

milyarlarca ayr dili konuşan insana canl olarak yaynlanmas<br />

gibi devasa ölçekli projeleri ezen snfn kullanmadğn<br />

ya da doğrudan organize etmediğini düşünmek<br />

saflk olur!<br />

Televizyon küçük ve büyük ölçekli ticaret, reklam, haberleşme,<br />

eğlence, propaganda, bilim ve insana ait her alanda<br />

<strong>yaş</strong>ammzn içinde… Böylesine büyük bir güç aracnn egemenler<br />

tarafndan tüm kitle iletişim araçlarnn kontrol edildiği<br />

gibi kullanlmas çok normal. Peki, biz yani kendini ezilenler<br />

safnda tanmlayanlarn yapmas gerekenler nelerdir.<br />

Gözümüzü kapatp “Güç zaten onlarda” deyip seyir mi edeceğiz?<br />

İşin bana göre en ironik taraf radyo televizyon ve<br />

benzeri birçok bilimsel buluşun ezilen snfn bireyleri tarafndan<br />

gerçekleştirilmiş olmas.<br />

Türkiye’de televizyon ilk defa İTÜ stüdyolarndaki deneme<br />

yayn ile 54 yl önce <strong>yaş</strong>ammza girdi. O günden bu güne<br />

inanlmaz eğriler sergileyen yayn politikalar günümüzün<br />

dedikodu, magazin programlar ya da modern dilencilik<br />

ve vicdan temizleyici rollerine soyundu. Siyaset Meydanlar<br />

ile toplum bir gecede rahatlatld.<br />

Irak ve Kuveyt savaşlar tüm dünyaya canl yaynland.<br />

Korkunç ölüm ve işgal makinalar tv araclğ ile birer oyuncağa<br />

dönüştürülerek sunuldu naklen. İşgal ve ölüm yadrganmadan<br />

izlenildi, toplumsal bir illüzyon ve yabanclaştrma<br />

aygt halinde gördük televizyonu… El Kaide haberlerini<br />

El Cezire televizyonundan izledik<br />

“Aptal Kutusu” mu?<br />

Televizyon<br />

İngiliz ve Amerikallar dünyada en çok tv seyreden topluluklar.<br />

“Aptal kutusu” sözünün onlara ait olmas bir rastlant<br />

olmasa gerek… Artk müzik yannda görüntü/klip olmadan<br />

yavan bir sanat gibi alglanyor. Sanat, edebiyat, politika<br />

ve en önemlisi haberler artk televizyonu gündelik hayatn<br />

vazgeçilmezi haline getirdi.<br />

Ya diziler? Bir dönemin sabah kuşağ Brezilya dizileri<br />

şimdi yerini yerli yapm cinayet mafya ya da ağa öykülerine<br />

brakt. Sanal <strong>yaş</strong>am her evde belli saatlerde ağn örüyor.<br />

Çocuklardan gençlere, kadn hatta <strong>yaş</strong>llara kadar hiç bir<br />

kesim sanal alemin pençelerinden kaçamyor.<br />

Bütün insanlğn ortak mal olan bu mükemmel buluş egemen<br />

ve ezen snfn elinde bir canavara dönüşüp, beyinleri<br />

dumura uğratp, egemen ideoloji yalanlarnn yaylmasnn<br />

en baş borazan oluyor. Ne yapabiliriz? Oyuncağ elinden<br />

alnan çocuk bile ağlar. Kendi oyuncağmz kendi el emeğimizle<br />

yapalm. Onunla oynamann keyfine varalm.<br />

Dondurmam Gaymak!<br />

Sanat› halka tafl›man›n, sanat› halkla birlikte üretmenin mümkünlülü¤ünü<br />

oldu¤u kadar, bunun halka ve ayn› zamanda sanata kazand›raca¤› anlamlar›<br />

da deflifre eden baflar›l› bir film.<br />

Dondurmam Gaymak, insanda<br />

pek çok duygu ve düşünüşü<br />

ayn anda tetikleyebilen<br />

bir film!<br />

Giderek çoraklaştrlan kültürel<br />

toprağn derinliklerinde<br />

istenirse kaznp, gün şğna çkarlacak<br />

bereketli damarlarn<br />

varlğn bir kez daha hissettiriyor<br />

mesela.<br />

Bu damar, halklarn tarihsel<br />

kültürel birikiminin oluşturduğu<br />

ve bugünün dünyasnda<br />

üzerleri popüler kültürün giderek<br />

rezilleşen biçimleri ile betonlanmaya<br />

çalşlan öz deneyimleri,<br />

yaratmlar, kendilerini<br />

ifade ediş biçimlerinin oluşturduğu<br />

verimli bir kaynak.<br />

Bugün tamamen unutulmaya<br />

yüz tutmuş bu damar özünde<br />

halklarn doğaya, <strong>yaş</strong>am koşullarna<br />

ve giderek egemenlere<br />

karş mücadele içerisinde edinip<br />

geliştirdikleri bir çeşit direniş<br />

kültürüdür.<br />

Anadolu’da güçlü bir tarihsel<br />

arka plana sahip olan bu kültürün<br />

somutlaştğ biçimlerden<br />

biri de mizahtr.<br />

Orta oyunlar, meddahlk geleneği,<br />

fkralar, destanlar… gibi<br />

zengin bir birikim ve gelenek<br />

bizzat halkn öz ürünleri ve giderek<br />

kültürü haline gelmiştir.<br />

Dondurmam Gaymak filmi işte<br />

Anadolu halklarnda bu damardan<br />

beslenerek bugünlere<br />

kadar gelen oyunculuk yeteneğini<br />

açğa çkaran bir film olmas<br />

ile izleyende bu amaçla<br />

yürütülecek bir kazdan çkarlacak<br />

kültürel mirasla, çağmzn<br />

evrensel gerçeklerinin, olanak<br />

ve araçlarnn birleştirilmesi<br />

üzerinden geliştirilecek güçlü<br />

bir kültürel aydnlanma hareketinin<br />

yaratlabileceğinin ipuçlarn<br />

veriyor.<br />

Film günümüzün evrensel bir<br />

temasn, modern sanatn olanaklar<br />

ile halk kültürünün çeşitli<br />

ögelerini birleştirerek ve<br />

bizzat halkn kendisindeki<br />

oyunculuk yeteneğini açğa çkararak<br />

son derece etkileyici,<br />

scak bir biçim ve içerik içeri-<br />

sinden işlemiş.<br />

Emperyalist küreselleşmeye<br />

karş direniş!<br />

Bu yönü ile film, emperyalist<br />

küreselleşmeye karş çok yönlü<br />

bir direnişin ifadesi olmuş.<br />

Bunu hem büyük tekeller ve<br />

emperyalist küreselleşme karşsnda<br />

yerel, küçük esnafn çaresiz<br />

ykmn mizahn haklaşmş<br />

biçimi içerisinden üretirken<br />

yapmş.<br />

Hem yine emperyalist küreselleşmenin<br />

çeşitlilik derken<br />

yarattğ tek tipleşmeye, giderek<br />

toplumsal çürümeye karş direnişi,<br />

filme yüklediği toplumsal<br />

proje misyonu içerisinden işleyerek,<br />

hem de sanatn ve özelde<br />

de sinemann <strong>yaş</strong>adğ metalaşma<br />

ve giderek dev bir tekel haline<br />

gelmesine karş bizzat halkn<br />

dinamiklerine ve değerlerine<br />

dayanan ve halka kendisini ifade<br />

edip, besleyebileceği yeni bir<br />

kanal açma anlamnda yapmş.<br />

Bu açdan Dondurmam Gaymak<br />

her şeyin metalaştğ, bunun<br />

giderek emekçilerin dünyalarna,<br />

ilişkilerine de sirayet<br />

etmeye başladğ günümüz<br />

dünyasnda bu gidişe dur demenin<br />

yollarndan birine yaplmş<br />

iyi bir alt çizme.<br />

Sanat halka taşmann, sanat<br />

halkla birlikte üretmenin<br />

Bir papatya tarlas düşün…<br />

Gözlerin baflkas›n›<br />

görmez olur o an.<br />

Onun için her fleyi<br />

yapmak istersin. Dokunmak<br />

istersin.<br />

Dokunamazs›n, orada<br />

onunla ölmek istersin.<br />

Bir papatya tarlas düşün…<br />

İlkbahar ay. Ve sen onun yanndan<br />

geçen yolda yürüyorsun.<br />

Ve o papatya tarlasnda bir<br />

papatya dikkatini çeker. Binlercesinden<br />

birisidir, ama sen<br />

onun yanna gidersin.<br />

Onda seni çeken bir şeyler<br />

vardr. O papatyay olduğu yerden<br />

koparrsn. Sadece senin<br />

olsun istersin.<br />

Sadece senin… Öleceğini düşünmeden…<br />

Ve gidersin o tarladan.<br />

İçindeki şiddetin durduramadğ<br />

bir bencillik ama bir o<br />

kadar güzel ve hapsedici.<br />

TUTKU bu olsa gerek…<br />

Yine o tarlann kenarndaki<br />

yolda yürüyorsundur. Yine milyonlarcas<br />

arasnda bir tanesi<br />

Tarihin Gemisinden<br />

RAF (Kzlordu Fraksiyonu),<br />

1970’li yllarda Andreas Baader,<br />

Gudrun Ensslin, Horst<br />

Mahler, Ulrike Meinhof tarafndan<br />

kuruldu.<br />

Grup kendini “komünist-antiemperyalist<br />

şehir gerillas” olarak<br />

tanmlyordu. Uruguay’daki<br />

Tupak Amaro gerillalarn kendilerine<br />

örnek alyorlard.<br />

Vietnam savaşna ve ABD’nin<br />

emperyalist politikalarna karş<br />

Almanya’da oluşan tepkiler en<br />

örgütlü olarak sosyalist öğrenci<br />

birliğinde ifadesini buluyordu.<br />

Ayrca parlamento dş muhalefet<br />

de barşç protesto eylemlerini<br />

savunuyordu.<br />

seni çeker.<br />

Yaklaşrsn yanna. Gözlerin<br />

başkasn görmez olur o an.<br />

Onun için her şeyi yapmak istersin.<br />

Dokunmak istersin. Dokunamazsn,<br />

orada onunla ölmek<br />

istersin.<br />

Ama birden hafif bir rüzgar<br />

eser ve bir başka güzel çiçek kokusu<br />

gelir burnuna. Dayanamazsn<br />

onun kokusuna. Unutturur<br />

her şeyi bir anda ve o kokunun<br />

geldiği yöne gidersin.<br />

Diğer papatya orada kalmştr.<br />

Yüreğinin bir kenarnda… Paylaşlmamştr<br />

birçok şey. Unutulmaz<br />

belki ama geri de dönül-<br />

mez ona.<br />

AŞK bu olsa gerek…<br />

Yine o yoldasn. Papatya tarlasnn<br />

yanndan geçen… Ve yine<br />

bir papatya milyonlarcasnn<br />

içinden seni çeker.<br />

Gidersin yanna. Orda kalakalrsn.<br />

O hiç ölmesin diye her<br />

şeyi yaparsn. Tüm gücünle<br />

onunla olmak istersin. Oradan<br />

seni koparacak hiç bir güç olmadğna<br />

inanrsn. Ve orada<br />

onunla ölene kadar birlikte kalrsn.<br />

SEVGİ bu olsa gerek…<br />

Ümit Yaşar Oğuzcan<br />

RAF (Kzlordu Fraksiyonu)<br />

Nasl ortaya çkt?<br />

RAF bu duruşu yeterli bulmayan<br />

ve dünya devrimini savunan<br />

bir grup olarak ortaya<br />

çkt. Bu savaşn ABD emperyalizmine<br />

karş silahl olarak<br />

yürütülmesi görüşündeydi<br />

RAF.<br />

RAF özellikle radikal üniversiteli<br />

ve eğitilmiş ailelerin çocuklarndan<br />

destek görüyor,<br />

toplum içinde azmsanamayacak<br />

sempatizan kitlesine ulaşyor<br />

ve ROTE HILFE (Kzl<br />

Yardm) adl vakf tarafndan da<br />

lojistik olarak destekleniyordu.<br />

Alman Anayasay Koruma Örgütü’ne<br />

göre RAF’n kuruluşunu<br />

tetikleyen, Vietnam işgali ve<br />

dünya çapndaki antiemperyalist<br />

dalga idi. Buna 68 gençlik<br />

kalkşmas da eklenince Alman<br />

devletini yllarca uğraştracak<br />

ve bugün dahi aradan geçen onca<br />

yla rağmen serbest kalan eski<br />

bir militann (Brigitte<br />

Mohnhaupt) oldukça güçlü haber<br />

değeri olan askeri bir örgütlenme<br />

oluşacakt.<br />

“İntihar etti” yalan!<br />

Alman kaynaklar RAF’ anlatrlarken<br />

1. kuşak, 2. kuşak ve<br />

3. kuşak olarak bölerler. Fransz<br />

existansiyalist filozofu J.P Sartre<br />

Andreas Baader’i zindanda<br />

ziyaret ederek ilginç ve insanca<br />

bir tavr sergilemiştir.<br />

İlk kuşağn yakalanmasnn<br />

ve zindanlarda tutulmasnn ardndan<br />

gelişen yeni bir kuşak<br />

onlar kurtarmak için rehine<br />

eylemlerine yönelmiş aralarnda<br />

devlet adam, bankac, işveren<br />

temsilcilerinin olduğu birçok<br />

kişi silahl eylemlerle öldürülmüş<br />

veya kaçrlmş, ama Alman<br />

devleti üstelik Filistinli<br />

devrimcilerin destek için bir<br />

uçak kaçrmalarna rağmen taviz<br />

vermemiştir.<br />

İlk kuşağn en önemli elemanlar<br />

Baader, Meinhof ve<br />

Ensslin, Jan Karl Raspe hücre-<br />

mümkünlülüğünü olduğu kadar,<br />

bunun halka ve ayn zamanda<br />

sanata kazandracağ<br />

anlamlar da deşifre eden başarl<br />

bir film.<br />

Filmin mutfağ<br />

Filmin yö<strong>net</strong>meni Yüksel Aksu<br />

bu projeyi çekimlerden 4 yl<br />

önce hazrlamş. Ama günümüzün<br />

metalaşmş ölçütlerine<br />

çarptğ için hiçbir yerden destek<br />

alamamş.<br />

Ancak o buna bir toplumsal<br />

proje misyonu yüklediği ve bunu<br />

da bir ideal olarak benimsediği<br />

için pes etmemiş. Kendisinin<br />

de büyüdüğü Muğla’ya taşmş<br />

projesini.<br />

Başta Muğla halk olmak<br />

üzere, yerel kurumlarn da desteği<br />

ile projesini gerçekleştirme<br />

imkan bulmuş.<br />

Sosyalist sinema ile İtalyan<br />

yeni toplumcu gerçekçi sinemasnn<br />

deneyim ve birikimleri<br />

ile Anadolu halknn doğal<br />

oyunculuk yeteneğinin, bu top-<br />

Film şenlikleri içinde Kadn<br />

Filmleri Uluslararas Festivali<br />

en eskilerinden biri. Sinemada<br />

kadn ustalar, kadn yö<strong>net</strong>menleri,<br />

senaryo yazar kadnlar,<br />

yapmc ve dağtmc kadnlar,<br />

sinema sanayiinin di?er<br />

kollarndaki kadnlar tanmak<br />

için iyi bir frsat.<br />

Böylece, örneğin Fransa’da<br />

montaj dalnda kadnlarn çoğunlukta<br />

olduğunu öğrenmek<br />

olas. Kadn yö<strong>net</strong>men ve ürettikleri<br />

film saysnn arttğn<br />

da. Kadn-erkek, kadn-kadn<br />

ilişkilerine farkl bir bakş: Kadnlar<br />

bize, dünyaya ve kendilerine<br />

bakyorlar: Kadna, kadnlk<br />

durumuna, kadnlarn<br />

mücadelesine özgün yaklaşm.<br />

Kadn dünyasnda bir gezinti.<br />

Anne-çocuk, baba-çocuk ilişkileri,<br />

ailede kadnn konumu,<br />

kadnn siyasi, sendikal, derneksel<br />

eylemleri, faaliyetleri.<br />

lerinde (şaibeli bir şekilde) ya<br />

da bizim inanmadğmz biçimlerde<br />

“intihar” etmişlerdir.<br />

Tek tek hücrelerde tutulan ve<br />

birbirleri ile iletişimleri bile olmayan<br />

RAF önderleri bu kaçrma<br />

ve cezalandrma eylemlerinin<br />

ardndan hep birden “intihar”<br />

ediyorlar!Tabii tarih bir<br />

gün gemisi hzla hareket ediyor<br />

olsa bile gerçekleri açklamaya<br />

devam edecektir.<br />

RAF manifestosu<br />

Bu arada Gerhard Wişnewski<br />

adndaki yazarn 1992 çkardğ<br />

Das RAF-Phantom adl kitapta;<br />

3. kuşağa maledilen birçok eylemin<br />

aslnda gizli servislerin işi<br />

olduğu iddias ciddi biçimde<br />

araştrlp tartşlmaktadr.<br />

Daha sonra bu kitabn kullandğ<br />

bilgilerin çoğunun düzmece<br />

ve devlet kaynakl olduğu<br />

belirlenmiştir. Ancak orijinal<br />

Almancas “Die Pflicht eines<br />

Revolutionärs ist, immer zu<br />

raklardaki mizah ögeleri ve biçimlerinin<br />

bir araya getirilip,<br />

usta sentezlenmesi ile kolektif<br />

bir halk üretimine dönüşen bir<br />

film çkmş ortaya.<br />

Film süreci hem halkn kendisindeki<br />

yetenekleri açğa çkararak<br />

sinema diline çevirmeyi<br />

öğrenmesi, hem de profesyonel<br />

bir yö<strong>net</strong>menin onlarla birlikte<br />

örgütlediği bu süreçten<br />

onlardan öğrenmesi şeklinde<br />

ilerleyen zevkli bir etkileşim<br />

içerisinde olmuş.<br />

Dondurmam Gaymak bu<br />

açdan da yozlaştrlan eğlence<br />

kültürüne karş, halkn kendisindekileri<br />

açğa çkarp, yeniden<br />

ürettiği, üretim ve keşifle<br />

eğlenceyi birleştirdiği bir toplumsal<br />

projenin gerçek klnmas<br />

olmuş. İzlemediyseniz<br />

mutlaka izleyin.<br />

Scack bir gülümseme ile insana<br />

ve topluma dair umudun<br />

tazelendiği gelecek güvenini bir<br />

arada hissedeceğiniz anlaml<br />

filmi olduğunu anlayacaksnz!<br />

Bir Kitap:<br />

Kadn Sinemas<br />

KADIN SİNEMASI<br />

M. Şehmus Güzel<br />

Pêrî Yaynlar<br />

Tarihe kadn yaklaşm: Anlara<br />

sahip çkabilmek için film üretmek:<br />

Uzak ve yakn “topraklarda”,<br />

kişisel ve ortak hafzalarda<br />

yol almak/yolculuk yapmak.<br />

Yaşanlan çağa tanklk etmek<br />

için. Türkiye, Bulgaristan, Arnavutluk,<br />

Rusya, Yunanistan,<br />

Avusturya, Avustralya, İngiltere,<br />

Brezilya, Güney Kore, Japonya,<br />

Fransa, Finlandiya, Nikaragua,<br />

Norveç, Yeni Zelanda,<br />

Zimbabwe, Namibya kadn sinema<br />

ustalarn biraz daha yakndan<br />

tanmak için.<br />

kämpfen, trotzdem zu kämpfen,<br />

bis zum Tod zu kämpfen…es gibt<br />

keinen revolutionären Kampf<br />

und hat noch keinen gegeben,<br />

dessen Moral nicht diese gewesen<br />

wäre: … bewaff<strong>net</strong>er Propaganda<br />

“ werden wir nicht reden,<br />

sondern wir werden sie machen.<br />

” olan ve “Devrimcinin görevi<br />

her zaman mücadele, her şeye<br />

rağmen mücadele ve ölene kadar<br />

mücadele etmektir.<br />

Hiçbir devrimci savaş yoktur<br />

ki bu moral üzre gerçekleşmemiş<br />

olsun… Ve biz silahl propogandadan<br />

bahsetmeyeceğiz, onu yapacağz!”<br />

diyen RAF manifestosu<br />

Orta Avrupa’da da koşullar<br />

ne olursa olsun mücadele etme<br />

azminde olan insanlar olduğunun<br />

bir manifestosu sanki.<br />

20 Nisan 1998’de Wiesbadende<br />

BKA Bundes Kriminal Amt’a<br />

(emniyete) gelen 8 sayfalk orijinal<br />

olduğu iddia edilen bir<br />

açklama ile RAF kendini şu<br />

sözlerle feshetti; “Bundan yaklaşk<br />

28 yl önce, kurtuluş hareketi<br />

olarak başlad RAF. Bugün<br />

bu projeyi sona erdiri<strong>yoruz</strong>. RAF<br />

formundaki şehir gerillas artk<br />

tarih olmuştur.”


Mrina (Maroc): Bir beklentim<br />

yok. 25 yldr burada <strong>yaş</strong>yorum.<br />

Temizlik işinde çalşyorum.<br />

Seçim bana yeni ve daha<br />

iyi bir iş vermeyecek.<br />

Daha önceki seçimleri de<br />

gördüm. Çok şey değişmedi.<br />

Sarkozy’nin gelmesini istemiyorum.<br />

Ama o kazanacak diye<br />

düşünüyorum.<br />

Ali (Cezair): Hiçbir şey düşünmüyorum.<br />

Bu bizimle ilgili<br />

değil. Oy kullanamyorum.<br />

Oy kullanacaklar düşünmeli.<br />

İki kuzenimin kağd olmadğ<br />

için gönderildi. Ben şimdilik<br />

buradaym. Bu bir tesadüf. Kimin<br />

geldiği önemli değil. Bize<br />

iyi şeyler getirsin.<br />

Pierro (Fransz): Sosyalist<br />

Partinin kazanmasn istiyo-<br />

KDevrimci bir iflçi<br />

önce iflyerinin çal›flma<br />

koflullar›n› ve yaflama<br />

fleklini araflt›rmak<br />

zorundad›r.<br />

Edindi¤iniz ilk izlenimler<br />

bazen yan›lt›c›<br />

olabilir.<br />

Bir işyerine yeni başladğnzda<br />

üstünüzde hafif bir ürkeklik<br />

vardr. Bu işinize ve arkadaşlarnza<br />

alştğnzda zamanla<br />

kaybolur. İşin ilk yoruculuğu<br />

zamanla monotonluğa dönüşür<br />

ve siz işin ve işyerinin bir parças<br />

olmaya başlarsnz.<br />

Devrimci bir işçi önce işyerinin<br />

çalşma koşullarn ve <strong>yaş</strong>ama<br />

şeklini araştrmak zorundadr.<br />

Edindiğiniz ilk izlenimler<br />

bazen yanltc olabilir. Size<br />

dostça yanaşan herkes dostunuz<br />

olmayabilir. Bunlar anca<br />

<strong>yaş</strong>ayarak, deneyerek teyit<br />

edersiniz. Size ilk önce diğer işçilerle<br />

ilişkilerin önünü açacak<br />

bir anahtar lazmdr. Bu ya sizin<br />

kişiliğiniz veya kabiliyetiniz ya<br />

da oradaki sevilen bir eski işçidir.<br />

Birebir ilişki veya samimiyet<br />

önemlidir. Tanşma ve yaknlaşma<br />

tamamlandğnda<br />

propaganda ve diğer faaliyetlere<br />

başlayabilirsiniz.<br />

Devrimci düşünceye sahip<br />

olmak tek başna yetmez. Onu<br />

pazarlayabilmeniz gerek. Yani<br />

önce kendinizi sevdirerek ve<br />

kabul ettirerek işe başlayacaksnz.<br />

Çalşkan olacaksn, yardma<br />

hazr olacaksn, cömert<br />

olacaksn. Ismarladğn bir<br />

kahve veya evden getirdiğin bir<br />

poğaçay paylaşman birçok şeyin<br />

önünü açar.<br />

“Neden 7,5 saat<br />

çalş<strong>yoruz</strong>?”<br />

Meslek eğitimini bitirdikten<br />

bir müddet sonra bir çelik<br />

konstrüksiyon fabrikasnda iş<br />

bulmuştum. İşyerindeki <strong>yaş</strong>l<br />

bir Portekizliyi saymazsak tek<br />

yabanc kökenli işçiyim. Bu anlamda<br />

ilgi büyük ve iletişim çabuk<br />

kuruluyor. Çoğu meraktan<br />

sorular soruyor, bazlar memleketin<br />

bir yerini gezmiş.<br />

Ben kaynak bölümünde çalşyorum.<br />

Fabrikada üç dört bölüm<br />

daha var. Ama en çok bizim<br />

bölümde işçiler iş gereği iç<br />

içeler. Bir de oturduğum köyde<br />

amatör bir takmda futbol oynayan<br />

ve ayn zamanda çok sevilen<br />

biri de var. Bunla samimi<br />

olmaya çalşyorum. Bu yüzden<br />

maçlarn seyretmeğe gidip ba-<br />

Sokak<br />

Röportajlar<br />

Fransa’da yaplacak seçimden beklentiler konusunda insanlarla görüştük<br />

(65 nolu otobüs)… “Sarkozy’nin gelmesini istemi<strong>yoruz</strong>!”<br />

rum. Çünkü Sarkozy Fransz<br />

kültürüne göre biri değil. Franszlar,<br />

eşitlik, özgürlük, adalet<br />

kavramlarn oluşturana kadar<br />

epey bir çaba harcad.<br />

O bunlar bir anda yok edebilecek<br />

biri. Bu nedenle oy kullananlarn<br />

buna dikkat etmesi gerektiğini<br />

düşünüyorum.<br />

Çok ac bir kayp olur. Bizler<br />

yabanclara düşman değiliz.<br />

Sarkozy, tüm Franszlar göçmenleri<br />

istemiyormuş gibi bir<br />

politika yapyor. Ama bu doğru<br />

değil. O kendi istediği bir şey.<br />

Alaine (Fransz): Öğrenciyim.<br />

Ben LCR (Devrimci Komünist<br />

Ligi)’in kazanmasn istiyorum<br />

ama bu çok güçlü bir ihtimal<br />

değil.<br />

Kaybetse de onu destekleyeceğim.<br />

O gençlere bir şey vere-<br />

Devrimci işçi geyik<br />

zen antrenmanlarna bile katldğm<br />

oldu. Sağdan soldan konuşu<strong>yoruz</strong><br />

derken konu benim<br />

merak ettiğim bir noktaya geliyor.<br />

“Neden günde 7,5 saat çalşp<br />

ayda bir cumartesi kalan saatleri<br />

toplamak için mesaiye kal<strong>yoruz</strong>”?<br />

“Patron bu sayede kanunlar<br />

dönderip bir - bize verilmesi<br />

gereken yemek molasndan<br />

kurtuluyor iki - yemek parasndan<br />

tasarruf yapyor. Yani patron<br />

hakkmz olan ücretli molay<br />

bizi 7, 5 saat çalştrdğ için<br />

ödemekten kurtuluyor hem de<br />

bunlar ayda bir cumartesi çalştrarak<br />

ekstradan cebine atyor”.<br />

“Ücretli mola 8 saat çalşanlar<br />

için” diyor konuyu sorduğumuz<br />

sendikac.<br />

“Ama biz sekiz saat çalşmak<br />

isti<strong>yoruz</strong>” di<strong>yoruz</strong>. “Tamam da<br />

işyerinde çalşma saatlerini düzenlemek<br />

patronun yetkisi altnda”<br />

diyor devamla sendikac.<br />

“Eee biz ne yapabiliriz?” di<strong>yoruz</strong>.<br />

“Hiç!” diyor. O mevzuat ve<br />

kanunlar açsndan baktğ için<br />

öyle diyor. Ama bizim de söyleyecek<br />

bir sözümüz olmal değil<br />

mi yani?..<br />

Düşündük taşndk. Yahu bu<br />

ne iş! Çalşrken kaçamak yap<br />

ve bir şeyler ye! Tüm bunlar<br />

üretim aksamasn diye! Dedim<br />

ki; “Aksasn ya! Adam gibi oturup<br />

yemeğimizi, aşmz yiyelim.<br />

Yerken sohbet edelim, nitekim<br />

insanz ne o atlar gibi hem ayakta<br />

çalş, hem de çaktrmadan<br />

ayakta ye.”<br />

“Ne yapabiliriz?”<br />

Peki BİZ NE YAPABİLİ-<br />

RİZ? İşte bu nokta çok önemli.<br />

Devrimci bir işçi burada devreye<br />

girip gerekli inisiyatifi ele almal.<br />

Araştrmal, soruşturmal<br />

ve kabul edilir bir öneri getirmeli.<br />

Bunu yaparken fabrikann<br />

durumu, işçilerin bilinç ve ruh<br />

hal dikkate alnmal macera<br />

yok, baştan yenilmemek için<br />

hesaplar iyi yaplmal.<br />

Bizim futbolcuya dedim ki<br />

“Sen tüm işçilerle bir konuş, nabz<br />

yokla hele bakalm”. Tek tek<br />

tüm işçilerle sohbetvari konuştuk.<br />

O konuştu ben “he he” dedim<br />

, ben konuştum o “he he”<br />

dedi.<br />

Aradan bir iki hafta geçince<br />

bu sorun herkes tarafndan konuşulur<br />

hale geldi. Yine “Ne<br />

yapabiliriz?” sorusu gündeme<br />

geldiğinde “Önceden kararlaştrdğmz<br />

bir heyetle gidip yö<strong>net</strong>imle<br />

görüşelim” önerisinde bulunduk,<br />

“Tamam” denildi.<br />

İyi de heyette kim olacak?<br />

Dedim ki içimizde en sevilen ve<br />

en kritik işleri yapanlar heyette<br />

yer alsn.<br />

Öneri kabul edildi ve beş kişilik<br />

bir heyet oluşturuldu. Ha bu<br />

‹ N S A N · T O P L U M Dünya<br />

bilir. Sarkozy ya da diğerleri<br />

gençlere bir şey veremeyecek.<br />

Çünkü <strong>yaş</strong>lca düşünüyorlar.<br />

Geçen yl <strong>yaş</strong>adğmz iki aylk<br />

süreç ondan kaynaklyd. Bütünüyle<br />

gençlere karş. Hangi arkadaşmla<br />

konuşsam onlar istemiyor<br />

Sarkozy’i.<br />

Ama birileri istiyor; çünkü<br />

anketlerde birinci oluyor. Bu<br />

spekülasyon da olabilir. 22 Nisan<br />

çok önemli. Franszlar bu<br />

tarihe kilitlenmeli.<br />

Charlille (Fransz): Beni ilgilendiren<br />

bir konu değil. Politikayla<br />

ilgilenmiyorum. Politika<br />

insanlar için değil.<br />

Bilim kurgu filmi gibi. Hayat<br />

bulandryorlar. Kim kazanr<br />

bilmiyorum. Kazanan bizim<br />

için iyi şeyler yapsn yeterli. Bu<br />

kadar!<br />

Bedel ve hatra<br />

arada unutmadan söyleyeyim<br />

bu heyet işi işyerinde sendika<br />

olmadğ için düzenlendi.<br />

Vardk müdürün odasna.<br />

Dedik “Gurban, biz sekiz saat<br />

çalşmak isti<strong>yoruz</strong>. Tabii yarm<br />

saat de yemek molas”. Müdür<br />

kzgn ama işi bozuntuya vermek<br />

istemiyor. Patronla konuşmas<br />

gerektiğini söyleyip bizi<br />

gönderdi. Amac zaman kazanp<br />

saldrya geçmek. Nasl olur<br />

da işçiler birleşir! Çok kötü çok<br />

kötü, bugün küçük ve hemen<br />

halledilebilir bir iş için birleşenler<br />

yarn neler için birleşmezler<br />

ki!.. Baktk yalakalar da<br />

varmş firmada, ispiyoncular…<br />

İşçilerde bir gevşeme. “Ne olmuş<br />

yani”lerle başlayan geri çekilme<br />

belirtileri ve karar: Böyle<br />

çalşmaya devam.<br />

Bizde de moral bozukluğu<br />

ama pes etmek yok. Gevşek de<br />

olsa bir örgütlülük yakalamşz.<br />

Bir akşam bir kahvede toplandk<br />

işi enine boyuna konuştuk<br />

ve karar; iş yavaşlatlacak.<br />

Daha ilk günden üretim yar<br />

yarya düştü. Biten mallar götürmek<br />

için gelen kamyonlar<br />

uzun beklemeye başlad ve bizim<br />

iş yavaşlattğmz ortaya<br />

çkt.<br />

Sözde herkes çalşyor ama<br />

bir önceki haftalara göre işin<br />

yars anca çkyor. Müdür teşvik<br />

primi falan vereceğini söylediyse<br />

de kimse tnmad. Hakkmz<br />

vermeyen prim niye versin<br />

ki?<br />

Neyse sonunda müdür heyeti<br />

görüşmeye çağrd ve olanlardan<br />

haberi olduğunu ve sonunda<br />

patronu ikna ettiğini söyleyerek<br />

istediğimizin olacağn<br />

belirtti. Kazanmştk yahu!<br />

Ödenen bir bedel olarak…<br />

Ama benim için bu sevinç<br />

fazla uzun sürmedi. Müdür beni<br />

çağrtt ve bir ay sonra bitecek<br />

süreli kontratmn uzatlmayacağn<br />

belirtti. Üzgünmüş…<br />

İntikam alyordu. Arkadaşlara<br />

durumu anlattm hem<br />

şaşrdlar hem üzüldüler.<br />

Dediler “Senin için de eylem<br />

yaparz”. Ama ben kabul etmedim<br />

çünkü bir müddet sonra<br />

faaliyetlerde bulunmak üzere<br />

bu küçük ve şirin kenti brakp<br />

Paris’e gidecektim.<br />

Evet, bu kazanmn bedeli<br />

ben olmuştum, ama yllar sonra<br />

tekrar o fabrikay ziyaret ettiğimde<br />

orada bir yemekhane<br />

kurulduğunu ve işçilerin kendi<br />

yemek molalarnda adam gibi<br />

oturup yemek yediğini, hatta<br />

olmayann olanla paylaştğn<br />

görünce inanlmaz bir sevinç ve<br />

gurur duyduğumu söyleyebilirim.<br />

Beni unutmamşlar. Hatralarnda<br />

ödedikleri bir bedel<br />

olarak kalmşm…<br />

Köln ve Paris’te merkezi yerlere<br />

bilgilendirme ve imza<br />

stantlar açld.<br />

Köln’de her semtte haftada<br />

iki gün açlan bilgilendirme ve<br />

imza stantlar kampanya gündeminin<br />

insanlarla buluştuğunda<br />

ortaya çkardğ etkileşimleri<br />

yanstyor. Corweiller, Wienerplatz,<br />

Kalk ve Neumark’ta kurulan<br />

stantlarda <strong>yaş</strong>ananlardan<br />

birkaç kare…<br />

Farkl uluslardan göçmen<br />

emekçilerin özelde de gençlerin<br />

ilgi gösterdiği stantlarda<br />

renkli, ayn zamanda da “zor”<br />

anlar <strong>yaş</strong>and. Alman ulusundan<br />

olanlar daha mesafeli duruyorlard.<br />

Mesela duyarl olan bir Alman<br />

emekçi stant başnda yaklaşk<br />

bir saat yaplan sohbet<br />

sonras ikna oldu. Kampanyann<br />

içerik ve taleplerine katlrken<br />

bunlarn arasnda “Snrdşlar<br />

durdurulsun”a itiraz vard.<br />

Burada “suç” işlemişse gönderilmeli<br />

diyordu. Kampanya aktivistlerinin,<br />

kişiyi “suç” işlemeye<br />

götüren toplumsal koşullar<br />

anlatmas üzerinden ikna<br />

olup imza att.<br />

Bir grup genç yaklaşyor:<br />

- Bu imzalar niye topluyorsunuz<br />

- Geleceğimizi karartanlara<br />

karş bir tavr geliştirmek için.<br />

Gençliğin <strong>yaş</strong>adğ sorunlarla<br />

birleşik yaplan sohbetten sonra<br />

bu genç grubun hepsi imza atyor.<br />

Muhatap alnmann, kendilerinin<br />

bir şeyler yapabileceğinin<br />

hissettirilmesi, gelecek<br />

belirsizliğinin yarlmasnn onlara<br />

bağl olduğunun duyumsanmas<br />

ile gözler parlyor. Bir<br />

umut filizleniyor bilinçlerde.<br />

Bir işçi yanaşyor standa.<br />

Metni okuyup atyor imzasn<br />

atiyor.<br />

- 67 <strong>yaş</strong> emeklilik sizi etkiliyor<br />

mu?<br />

- Ondan hiç bahsetme.- Neden<br />

kendinizi <strong>yaş</strong>l m hissettiniz?<br />

- Hayr yarnm düşünemiyorum.<br />

Yllarca çalştk, didindik.<br />

Maaşmzdan primler kesildi.<br />

Ölünce emekli olacağz.<br />

Kestikleri de yanlarna kar kalacak.<br />

İslam fobisinin kskacnda<br />

hareket edenler, medeniyetler<br />

çatşmas yaygarasnn bilincinde<br />

braktğ izlerle kampanyamza<br />

tepki verenlerle de karşlaştk.<br />

Burada büyümüş krk Türkçe<br />

ile konuşan 25 <strong>yaş</strong>larnda bir<br />

genç yanaşyor standa. Kampanya<br />

aktivisti tarafndan göçmenlerin<br />

“asalaklar” demagojisi<br />

ile karş karşya olduğu sorunlar<br />

ve bunlar karş yaplmak<br />

istenen anlatlyor.<br />

“Bunlar alçaklar. Çalşmak<br />

isti<strong>yoruz</strong> iş vermiyorlar. İnsanlar<br />

1 Euro’luk işlere gönderiyorlar.<br />

Ben çalşyorum ayda 800<br />

Euro alyorum. Bunun yarsn-<br />

dan fazlas kesintilerle alnyor<br />

elimden.<br />

Geriye kalanlarla da nasl geçineceğim.<br />

Tuzu kuru olanlar<br />

konuşuyor. Onlar anlamazlar<br />

bizim halimizden. Bizim birbirimize<br />

sahip çkmamz gerek.”<br />

Savaş karşt eylemde<br />

Duisburg’da yaplan Irak Savaş’nn<br />

yldönümü protesto<br />

eylemine bildiri ve imza metinlerimizle<br />

katldk. Bir grup türbanl<br />

bayana eylemde kampanya<br />

anlatld. İmzalarn verdiler.<br />

Bununla yetinmeyerek yürüyüş<br />

başlaynca kortejdeki canllktan<br />

da etkilenerek kortejimizde<br />

yürüdüler. Daha önceki savaş<br />

karşt eylemlerde tanşlan bir<br />

Alman da bu yürüyüşte tekrar<br />

aktivistlerle karşlaşnca hem<br />

kortejde yürüdü hem de imza<br />

metnini alarak öğretmen arkadaşlarna<br />

ve çevresine imzalatacağn<br />

söyledi.<br />

Sokak, işçi eylemi,<br />

pazaryeri…<br />

Paris sokaklar uzun süredir<br />

kampanya afişleriyle donatlrken<br />

bu kez imza stantlar ile tanşt.<br />

İşçi eylemleri ve pazaryerleri<br />

meskenimiz oldu. İlk standmz<br />

Place Les Halles’de açld.<br />

Stant kurduğumuz meydann<br />

hemen girişinde toplam üç minibüs<br />

polisle doldurulmuştu. 25<br />

kişinin katldğ stant etkinliğine,<br />

Cezayirli bir gazeteci dostumuz<br />

da katlarak imza toplad.<br />

Standn en minik imza toplay-<br />

cs 7 <strong>yaş</strong>ndaki Kardelen, yoldan<br />

geçenlerin büyük ilgisini<br />

çekti.<br />

En fazla imzay toplayan aktivistimiz<br />

14 <strong>yaş</strong>ndaki kolej öğrencisi,<br />

“Bu benim ilk devrimci<br />

eylemim” diyerek yaptğ işten<br />

aldğ keyfi dile getiriyordu.<br />

Yaklaşk üç saat açk kalan<br />

stantta 265 imza toplanld.<br />

İmza toplama srasnda en çok<br />

karşlaşlan tepki -özellikle yine<br />

göçmen olanlardan gelen- “Benim<br />

oturumum var, oturumu olmayanlarn<br />

sorunlar bunlar”<br />

şeklindeydi.<br />

Turistlerin oldukça yoğun olduğu<br />

Place Des Halles’deki<br />

standmzda, Fransz, Cezayirli,<br />

Fasl, Rus, İngiliz ve daha nicesine<br />

uzanan imza föylerimize<br />

düşen imzalar “Halklarn kardeşliği”<br />

şiaryd.<br />

Kampanya snfla<br />

buluşuyor<br />

Kampanyamz grevde olan<br />

Peugeot/ Citroen işçileriyle eylem<br />

alannda buluştu. Üzerinde<br />

kampanyann adnn yazl olduğu<br />

önlüklerimizle dağttğmz<br />

bildirilere, istediğimiz im-<br />

11<br />

Yaflanacak<br />

Dünya<br />

‘Alnterimle buradaym!’<br />

çğlğn büyüteceğiz!<br />

Kampanyam›zla, eme¤in kazan›mlar› savunmak,<br />

emekçilerin kardefllik köprüsü üzerinden<br />

taleplerimizle sistemin karfl›s›na dikilmek için<br />

sokak aktivitelerimize h›z kazand›rd›k.<br />

Hukuk Av. Gülşen Çelebi<br />

zalara ilgi yoğundu. Baz işçiler,<br />

“bu talepler hakl” derken bazlar<br />

“bunlar bizim taleplerimiz”<br />

diyordu.<br />

Eylem alannda Kanal 6 televizyonu<br />

muhabiri ile röportaj<br />

yaplarak, kampanya, amaçlar,<br />

talepler vb. anlatld. Yürüyüşte<br />

tanşlan Türkiyeli bir Peugeot/Citroen<br />

işçisi ile fabrika<br />

önünde nöbet tutan işçileri ziyaret<br />

etmek üzere bağlant kuruldu.<br />

Sarcelles’de her pazar günü<br />

kurulan ve adeta göçmen aknna<br />

uğrayan semt pazarnda iki<br />

saatten fazla bir süre bildiri dağtld<br />

ve imza topland. Bugüne<br />

kadar ki kampanya çalşmasnda<br />

belki de en çok zorlanlan<br />

alan Sarcelles’deki semt pazar<br />

oldu.<br />

Bunun başlca nedenini, göçmenlerin<br />

politik faaliyete olan<br />

uzaklğ ve ürkek yaklaşm<br />

oluşturuyor. Emekçilerin, önlerine<br />

uzatlan imza metinlerini<br />

geri çevirmesi başlangçta kampanya<br />

çalşanlarnn moralini<br />

bozdu. Hatta baz aktivistlerimiz<br />

“Göçmenler imza vermiyor,<br />

Franszlardan imza istemek daha<br />

kolay” gibi söylemlerle yüz<br />

geri de oldular.<br />

Ama sonrasnda tazelenen srarl<br />

ve inatç yüklenme, pazarn<br />

içine girip hemen hepsi göçmen<br />

olan pazarclardan imza<br />

toplamak, tezgah önünde bekleyen<br />

emekçilere kampanyann<br />

amacn uzun uzun anlatarak<br />

srarla imza istemek gibi ara<br />

taktiklerle de birleşince zor yavaş<br />

yavaş bozulmaya başlad.<br />

Bugün stantta, işçi eyleminde,<br />

semt pazarndaydk, yarn<br />

afişlerle donattğmz semtlerdeki<br />

emekçi evlerinin kapsn<br />

çalacağz… Peugeot/Citroen işçileriyle<br />

direniş çadrnda olacağz…<br />

Sarkozy’nin seçim bürosu<br />

bahane edilerek sokağa<br />

çkmamzn engellenmeye çalşldğ<br />

“göçmen mahallesi”nde<br />

dolaşacağz…<br />

Bulunduğumuz her yerde,<br />

elimizin uzandğ her alanda,<br />

fabrika önlerine, kahvelere,<br />

üniversitelere, liselere, evlere…<br />

Kampanyay kitlelere, kitleleri<br />

kampanyaya taşyacağz! ‘Alnterimle<br />

buradaym’ çğlğn birlikte<br />

büyüteceğiz!..<br />

Yazarmz iş yoğunluğu nedeniyle,<br />

bu saymza yazamamştr.


Yaflanacak<br />

Dünya Dünyay›<br />

Türkiye’den<br />

Mektup var<br />

Hasan Uysal<br />

hasanuysa@gmail.com<br />

Türksüz Türkçülük…*<br />

Şovenizm yükselen değermiş? yükselmeye de devam ediyormuş.<br />

Bunun için araştrma yapmaya gerek yok, görü<strong>yoruz</strong><br />

bu olumsuz gelişmeyi. Ve yaplan bir başka araştrmada en<br />

milliyetçi siyasetçi Tayyip, ikinci Bahçeli, üçüncüsü de<br />

CHP’yi evindeki bardak gibi kullanan Baykal çkmş. Tayip<br />

nasl milliyetçi oluyor, Baykal niye şovenizm batağna dalyor;<br />

bunlar başka bir yaz konusu?<br />

Şovenizm bir gerçek; ama nasl bir gerçek?<br />

Benim adm Hasan, bu ismi ben koymadm. Annem ve babam<br />

da ben seçmedim. Tpk TC vatandaş olmay, Türk olarak<br />

doğmay ve Müslüman diye nüfus cüzdanma yazlmasn<br />

seçmediğim gibi. Dahas bir erkek olmay da ben istemedim.<br />

Böyle doğdum! Madem bir erkek olarak, Türk kimliği ile TC<br />

vatandaş olarak, belli bir anne babadan doğdum; bunu efendi<br />

gibi taşmak boynumuzun borcu?<br />

Şimdi; seçmediğim bir şey için şovenizm yapmamn manas<br />

ne?<br />

Adam dediğinin ad Hasan olur abi, Ahmet, Mehmet isim<br />

mi?<br />

Türk gibisi var m hocam, ne mutlu ki Türküm!<br />

Şu kadn ksmn anlamak ne mümkün? İnsan dediğin erkek<br />

olur!<br />

Benim anne ve babamn üzerine ebeveyn tanmam kardeşim?<br />

Örnekleri çoğaltmak olas, bunun bir dangalaklk olduğunu<br />

düşünmüyor musunuz? Kendin seçmemişsin, kendin<br />

belirlememişsin; nesinin kavgasn veriyorsun ki?<br />

Peki niye bu haldeyiz; çok açk, cehaletten! Sistemden, gidişattan<br />

memnun değilsin. Bu durumda nasl bir ideoloji seçeceksin?<br />

Bilgin yok ki? Brakn sosyalist ya da komünist olmay;<br />

liboş bile olamazsn bu cehaletinle. O zaman, ideolojik<br />

kimliğe büründürülmüş, doğuştan getirdiğin Türklük, Kürtlük,<br />

Müslümanclk ya da Alevicilik oyununa sarlacaksn. Yaşanan<br />

budur! Ve bu nedenle de bu gidişat iç açc değildir.<br />

xxx<br />

Sözü uzatmadan, özellikle giderek artan şovenizm rüzgârnda<br />

en büyük yeri tutan Türkçülük meselesine yeniden eğilmeye<br />

gerek var. Eski yazmz yeniden anmsataym istiyorum.<br />

Öncelikle ortaya çkan kavram kargaşasna? Zaten bunca yldr,<br />

hemen her konuda kavram kargaşalarndan kurtulamadk.<br />

Sanrm bunun ana nedeni de cehalet, yani okumamamz.<br />

Hemen her şeyde böyle; tabii snrl sayda kelime dağarcğna<br />

sahip olmamz da buna etken.<br />

Söz konusu olan da bu kez Türkçülük, ülkücülük, faşizm,<br />

şovenizm, ulusçuluk, milliyetçilik, rkçlk, Turanclk, kafatasçlk,<br />

hatta vatanseverlik ya da yurtseverlik kavramlar? Hepsi<br />

birbirine girmiş durumda.<br />

Dedik ya moda şimdilik bunlar. Ve kafalar oldukça karşk<br />

bu konularda. Ayn manaya gelen kimi şeyler farklymş, birbirinden<br />

tümüyle farkl olan kelimeler ise aynymş gibi kabul<br />

görüyor.<br />

Hoş böyle şeylere çoktan alştk ya, Kürt meselesi, AB ile<br />

ilişkiler, ABD’nin tavr, Kbrs, PKK falan derken, Türkiye’de<br />

milliyetçilik, öztürkçesi ile ulusculuk “yükselen değer” oldu<br />

sonunda. İşsizlik, geçim sknts, ekonomik zorluklar da her<br />

zamanki gibi, tetikliyor bunu.<br />

Sağda duranlar milliyetçiliği, soldan gelen ya da Atatürkçü,<br />

liberal ya da kendilerini laik olarak tanmlayanlar ise daha çok<br />

ulusculuğu kullanyor.<br />

Hele bir de kendilerini Türk-İslamc olarak nitelendirenler<br />

var ki, onlar tam evlere şenlik. Ümmetciliği esas alan İslamclğn<br />

yanna milliyetçilik! Pilav üstü az kuru<br />

gibi bir şey?<br />

*Bu yaz www.sansursuz.com’dan ksaltlarak<br />

alnmştr.<br />

Türkiye garip bir memleket.<br />

Sokakta yürüyenler için her yeni<br />

gün, yeni bir Survivor yarşmasn<br />

geride brakr gibi. Evden<br />

çktğnz an her sabah yeni<br />

bir sürprizle karşlaşmamanz<br />

mümkün değil adeta.<br />

Akşam geri döndüğünüzde<br />

televizyon kanallar arasnda<br />

haberleri dolaşrken günün bilançosu<br />

çkyor karşnza: Şirinevler’de<br />

bir çukura düşen küçücük<br />

beden 4-5 km ötede bulunuyor.<br />

Koskoca çukurlarn<br />

kapaklar açk, biz üstünden atl<strong>yoruz</strong>.<br />

Trafikte yollarn her yerinde<br />

çukurlar var ve arabalar<br />

hoplaya zplaya gidiyor, minibüsler<br />

halk otobüsleriyle yarşrken,<br />

akrobasi hareketleri yaplyor.<br />

Tramvay yolunda ne aradğ<br />

belli olmayan ve takla atmş minibüsü<br />

kaldryor halkmz,<br />

kapkaçç çantamz kapp gidiyor…<br />

Hastane dönüşü kurtardğmz<br />

can arabann altnda bulu<strong>yoruz</strong>…<br />

Daha onlarca haber birbirini<br />

izliyor. Başbakan geçerken tüm<br />

yollar trafiğe kapatlyor. O ne<br />

çukur görüyor ne de şkta dururken<br />

üzerine araba çkyor!<br />

Bütün yollar kapatlyor, çoluğumuzu<br />

çocuğumuzu bulmak<br />

için sokaklara dökülü<strong>yoruz</strong>.<br />

Çukurlarn üzeri hala açk, biz<br />

geri, biraz daha geri, biraz daha<br />

geri giderek üzerlerinden atl<strong>yoruz</strong>.<br />

Elektrik kablolar açkta dururken,<br />

biz yanndan geçi<strong>yoruz</strong>.<br />

Krmz ve yeşil şklar!<br />

Dünün “kanl›-b›çakl› düflmanlar›” kendileri de bu ifle flafl›rarak, bunu<br />

“de¤iflmeye, vicdana ve insanlaflmaya” yorarak avukatl›¤a soyundular.<br />

12 Eylül öncesinin Genelkurmay<br />

Başkan, geleceğin Konsey<br />

Başkan ve yine geleceğin, anayasaya<br />

iliştirilmiş ek geçici<br />

maddesi ile “7. Cumhurbaşkan”<br />

Kenan Evren; tartşmay da<br />

beraberinde getiren yeni bir<br />

söylemde bulundu.<br />

Nam diğer “paşa”, “Türkiye’nin<br />

eyalet sistemine geçmesini<br />

istemiş, merkezi yapnn problemleri<br />

arttrdğn belirtmiş,<br />

Kürtlere eşit davranldğnda ortamn<br />

yumu<strong>yaş</strong>acağna” dair<br />

sözler sarf etmiş.<br />

Bu sözlerin sahibi eski bir<br />

darbeci. 12 Eylül askeri faşist<br />

darbesinin bir numaral ismi.<br />

Ayrca Kürdistan’da 12 Eylül<br />

sonras “vatandaş Türkçe konuş”<br />

afişlerini kamu binalarna<br />

asarak Kürtçeyi yasaklayan bir<br />

dönemin etkin ismi…<br />

Ayn zamanda “ülkeyi terörden<br />

kurtarmak için” ihtilal yap-<br />

tklarn söyleyen ve kan gölünün<br />

bugüne kadar binlerce can<br />

daha almasna mani olacak hiçbir<br />

tedbiri başaramayan, faşist<br />

devletin başkan.<br />

Aradan yllar geçti. Darbe yapal<br />

27 yl oldu. Cumhurbaşkanlğ<br />

biteli 18 yl oldu.<br />

Bu arada emekli oldu. Ressamlğa<br />

soyundu. Ayn zamanda<br />

“nü” resimler yaparak sözde<br />

“san’at” icra etti.<br />

Türkiye’ye braktğ kötü resmi,<br />

kendince yaptğ resimlerle<br />

telafi etmeyi denedi!<br />

AB süreci, Kürt sorunu, Irak<br />

savaş, ülke içinde çalkantlarla<br />

birlikte artan müzakere ve tartşma<br />

ortam içerisinde rejimin<br />

<strong>yaş</strong>adğ krize “katli vacip” eli<br />

kanl Evren kendince bir çözüm<br />

önerisi getirmiş oldu.<br />

Ama attğ taş elinde kalmş<br />

oldu. Lafn geri almak için manevralar<br />

yaptysa da pek başar-<br />

Rögar kapağ kadar<br />

değer vermiyorlar!<br />

İstanbul, Kocaeli, Ağr, Ankara,<br />

İzmir, Adana, Mersin…<br />

Kapitalist sömürü yalnzca<br />

fabrikalar, atölyeleri ve sanayi<br />

siteleri ile yaylp <strong>yaş</strong>amlarn<br />

derinliklerine szmyor.<br />

Yoksulluk ve yoksunluklar<br />

girdaplaşarak içine çektiği proletaryay<br />

aileleriyle birlikte yok<br />

ediyor.<br />

Öyle kaza, ihmal, dikkatsizlik,<br />

vb. teraneleriyle üstü örtülemez<br />

hale gelen bilinçli bir sürek<br />

avnn konusu, kurbanlar,<br />

avlar olarak biçilen kaderin<br />

peşinden sürükleniyor işçiler.<br />

Ama bu kadar da değil örgütsüzlüğün<br />

bedeli. Suskunluk ve<br />

teslimiyetin sonucu çocuklarnn,<br />

çocuklarmzn kopartlp<br />

alnmas <strong>yaş</strong>amdan.<br />

Hesap sormazsak…<br />

Daha kaç gün geçti, taşeron<br />

soysuzluğunun üç kuruş için<br />

açk braktğ rögardan denize<br />

sürüklenen Dilara’nn cesedine<br />

ağtlar yaklal.<br />

İkiyüzlü burjuva politikaclarn,<br />

devlet erbabnn, gazete ve<br />

televizyonlarn sahtekarca kükremeleri,<br />

uyuttuklar işçilerin<br />

says kadar değerli. İşçilerin ise<br />

bir rögar kapağ kadar değeri<br />

yok.<br />

Adana’nn Yüreğir İlçesine<br />

bağl Doğankent Beldesi Cumhuriyet<br />

Mahallesi’nde sznt<br />

yapan kanalizasyon şebekesinin<br />

onarlmas için açlan çukur,<br />

çevresinde oynayan 6 <strong>yaş</strong>ndaki<br />

Tayfun Kuzu’yu da yuttu.<br />

Olay gören çevredeki gençler<br />

tarafndan çkartlp hastaneye<br />

kaldrldysa da kurtarlamad.<br />

Her zamanki gibi sorumluluğu<br />

“vatandaş”a atan ASKİ hiçbir<br />

bedel ödemeyecek.<br />

De<strong>net</strong>imi yapmayan, her kafasna<br />

esenin foseptik kazdrdğ,<br />

taşeron soysuzluğunun rögar<br />

kapaklarn kaldrp yoluna<br />

gittiği ve tüm bunlarla bebelerimizin<br />

canlarna kyldğ Türkiye’nin<br />

işçileri olarak ustabaşnn,<br />

şefin, müdürün, patronun<br />

iki dudağ arasna teslim ettiğimiz<br />

iradenin bize başka türlü<br />

dönmesi olas değil.<br />

Artk çocuklarmzn tabutlarn<br />

taşmak istemiyorsak hesap<br />

sormalyz. Takipçisi olmalyz<br />

içimizden kopartlp alnanlarn,<br />

bize rögar kapağ kadar değer<br />

biçmeyenlerin…<br />

“Survivor” <strong>yaş</strong>amlar!<br />

Tramvay yolunda ne arad›¤› belli olmayan, takla<br />

atm›fl minibüsü kald›r›<strong>yoruz</strong>, kapkaçç› çantam›z›<br />

kap›p gidiyor… Hastane dönüflü kurtard›¤›m›z<br />

can› araban›n alt›nda bulu<strong>yoruz</strong>…<br />

Onlar ise İstanbul’un büyüleyen<br />

yüzünü izliyor, gülümseyerek.<br />

Onlara hallar bize çukurlar<br />

döşeniyor!<br />

Düşmekte kabahatlisin arkadaş!<br />

İstanbul; nam diğer “taş<br />

toprağ altn” şehir. Göbeğinde<br />

bir belediye, oy potansiyeli olarak<br />

görmediği için koskoca bir<br />

semtin bir iş bölgesinin yollarn<br />

senelerdir yapmyor.<br />

Trafiği tkayan minibüslere<br />

ise hiç aldrmyor. Biz ise bak<strong>yoruz</strong>.<br />

Büyükşehir belediye<br />

başkan, kendi arabasna çarpan<br />

vatandaş azarlyor sokak<br />

ortasnda. “Çukurlarn üstünden<br />

geçerken yavaşlayacaksn!”<br />

diyor, vatandaş da “Peki o çukur<br />

ne aryor İstanbul’un göbeğin-<br />

de?” demiyor…<br />

Yağmur yağmad diye karalar<br />

bağl<strong>yoruz</strong>, yine yağmazsa, işte<br />

o zaman ne “Survivor”lar <strong>yaş</strong>ayacağz<br />

su bulmak için… Evimizin<br />

tepesinde baz istasyonu var<br />

ve biz para için kanser riskiyle<br />

<strong>yaş</strong><strong>yoruz</strong> ve “bize bir şey olmaz”<br />

diyebili<strong>yoruz</strong>.<br />

Birkaç apartman ötede bir<br />

baba çocuğuna bir dilim ekmek<br />

yediremediği için intihar etmeye<br />

kalkyor, çatya çkyor ve benim<br />

kahraman halkm “ atla atla!”<br />

diye bağryor.<br />

Survivor Türkiye’yi ssz adalarda<br />

çekmeyin, ne gerek var?<br />

Survivor bize vz gelir, trs gider.<br />

Halkmz her gün <strong>yaş</strong>yor<br />

bunlar, siz daha egsantirik şeyler<br />

bulun, çünkü bu bizi kesmez!<br />

Bu halk her gün alasn<br />

<strong>yaş</strong>yor bunlarn!..<br />

l olamad.<br />

Söyleyene değil söyletene<br />

bak!<br />

“Türkiye 8 eyalete bölünebilir”<br />

dedi. Ondan sonra kelimenin<br />

gerçek anlamyla bir kakofoni<br />

doğdu.<br />

Birileri, “O sradan biri değil.<br />

Türkiye’de yllarca ordunun en<br />

üst düzeyi olmuştur. Askeri bir<br />

dehadr…” hükmünü vererek,<br />

aklnn başna geldiğine hükmederek<br />

bağrna bast.<br />

Birileri “aklnn başnda olmadğna”<br />

hükmederek “vatan<br />

hainliği, bölücülük ve ykclk”<br />

diyerek sayp döktüler.<br />

Düne kadar ona nasl yaltaklanacaklarn<br />

bilmeyenler ağz<br />

dolusu küfretmeye başlad.<br />

Dünün “kanl-bçakl düşmanlar”<br />

kendileri de bu işe şaşrarak,<br />

bunu “değişmeye, vic-<br />

Kapitalizm bir avuç patronun<br />

selametini, milyonlarca işçi ve<br />

emekçinin sefaletine dayar…<br />

F tipleri ve snflar… Snfsz<br />

bir toplumu düşlemek kapitalizme<br />

terstir, muhakkak beyniniz<br />

ykanmştr, beyninizin düzeltilmesi<br />

lazm.<br />

Sefalet, açlk, işsizlik, yozluk<br />

düzeninin sürdürülmesi bask<br />

ve zora dayanr… Satn alacak<br />

paras olmadan özgürlük isteyenler,<br />

ihtiyaç ve özlemlerini<br />

gidermeyi özgürce karşlamak<br />

için insanca <strong>yaş</strong>amaya yetecek<br />

ücret isteyenler, patronlarn zor<br />

aygt olarak devletin selametine<br />

halel getirecek bir noktaya<br />

vardnz, nasl bir yanlşa düştüğünüzün<br />

size iyice belletilmesi<br />

lazm.<br />

“Onurdan taviz vermeye<br />

başlyorsa…”<br />

Böylesi bir toplum kendisiyle<br />

çelişmeyecek bireyler ister…<br />

Parasz, bilimsel, anadilde eğitim<br />

isteyenler, anayasal düzene<br />

karş kastnz acil bir tedavi süreci<br />

ile iyileştirilmelidir.<br />

Bu düzenin geleceği, sömürülenlerin<br />

geleceksizliğine bağldr.<br />

Kürt halkna özgürlük isteyen<br />

Türk emekçi, halklarn<br />

kardeşliğini isteyen Kürt emekçi,<br />

devletin üniter yaps, vatan<br />

dana ve insanlaşmaya” yorarak<br />

avukatlğa soyundular.<br />

Nitekim Kenan Evren kuyuya<br />

bir taş att o da geri tepip yine<br />

avucuna düştü!<br />

Kabuk değiştirme zorunluluğu<br />

Türkiye sancl bir kabuk değiştirme<br />

zorunluluğuyla karş<br />

karşya.<br />

Emperyalizmin bölgeye dö-<br />

ve milleti ile bölünmezliği için<br />

sesinizi kimsenin duymamas<br />

gerekmektedir…<br />

F’si, D’si, L’siyle hapishaneler<br />

işte bunun için var; insanca<br />

bir <strong>yaş</strong>am ve özgürlük talebinizi<br />

boğmak, bu dünya için savaşma<br />

iradenizi hapsetmek için…<br />

Tecrit, treadman, sessiz ölüm<br />

bunun için; toplumsal, sosyal<br />

bir varlk olarak insan yok etmek<br />

için…<br />

Tutuklu ve Hükümlü Yaknlar<br />

Birliği (TUYAB) bugün yaptğ<br />

bir eylemle hedefteki insanlğ<br />

bir kez daha içerde dşarda<br />

hücreleri parçalamaya çağrd:<br />

“Eğer bir toplum onurundan baz<br />

tavizler vermeye başlyorsa,<br />

burada ciddi tehlikeler oluşuyor<br />

demektir. Bizler de bu açdan<br />

daha onurlu bir geleceği yaratacak<br />

toplumsal mücadeleyi yükseltmek<br />

durumundayz.”<br />

F Tipi <strong>yaş</strong>ama hayr!<br />

İstiklal Caddesi Mis Sokak’ta<br />

toplanan tutsak yaknlar buradan<br />

“Tecrit Kaldrlsn Talepler<br />

Kabul Edilsin” pankartnn arkasnda<br />

Taksim Meydan’na yürüdü.<br />

“Disiplin cezalar kalksn”,<br />

“Bağmsz izleme kurullar oluşturulsun”,<br />

“Tutsaklarn tüm<br />

haklarnn kullanm koşulsuz<br />

isti<strong>yoruz</strong>, k›r›nt› de¤il !..<br />

nük açgözlü ve srarl planlar,<br />

ulaştğ kapitalist gelişme düzeyiyle<br />

artk ülke snrlarna sğamayan<br />

Türk tekelci burjuvazinin<br />

kendisine bu yönde biçilen<br />

rolleri oynamak isteyip de bunu<br />

kitabna nasl uyduracağn bilememenin<br />

skşmas <strong>yaş</strong>adğ.<br />

ABD’nin Türkiye’yi burnundan<br />

yakaladğ ikili kskacn kaçnlmaz<br />

işleyişi, içte burjuvazi<br />

ve devleti içindeki iktidar savaşlarnn<br />

yeşil ve krmz şklar…<br />

F tipleri ve snflar…<br />

F’si, D’si, L’siyle hapishaneler<br />

iflte bunun<br />

için var; insanca<br />

bir yaflam ve özgürlük<br />

talebinizi<br />

bo¤mak, bu dünya<br />

için savaflma iradenizi<br />

hapsetmek<br />

için…<br />

sağlansn” taleplerini ellerinde<br />

taşyan TUYAB’li aileler sk sk<br />

“İçerde Dşarda Hücreleri Parçala”,<br />

“Hasta Tutsaklar Serbest<br />

Braklsn”, “Devrimci Tutsaklar<br />

Yalnz Değildir”, “Devrimci<br />

İrade Teslim Alnamaz” sloganlarn<br />

attlar.<br />

Tecrit içinde tecrit uygulamalarn<br />

teşhir eden tutsak yaknlar,<br />

hapishane koşullarnda<br />

<strong>yaş</strong>ayamaz duruma gelen ve <strong>yaş</strong>amlarn<br />

devam ettiremeyecekleri<br />

adli tp belgeleriyle de<br />

kesinlik kazanan hasta tutsaklarn<br />

durumuna dikkat çektiler.<br />

TUYAB’llar taleplerini de<br />

bir kez daha sraladlar:<br />

- Disiplin cezalar kaldrlsn.<br />

- Hasta tutsaklar serbest braklsn.<br />

- Bağmsz izleme kurullar<br />

oluşturulsun.<br />

- Tüm hapishane katliamclar<br />

yarglansn.<br />

- Tutsaklarn tüm haklarnn<br />

kullanm koşulsuz olarak sağlansn.<br />

Açklama, tüm devrimci, demokrat,<br />

ilerici kurum ve kişilere<br />

yaplan dayanşma ve destek<br />

çağrs ile sona erdi.<br />

Bu destek onurlu bir geleceği<br />

yaratacak toplumsal mücadeleyi<br />

yükseltmek içindir…<br />

www.alinteri.<strong>net</strong> sitesinden<br />

alnmştr

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!