Bahar n coşkusunu yaş yoruz - Yasanacakdunya.net
Bahar n coşkusunu yaş yoruz - Yasanacakdunya.net
Bahar n coşkusunu yaş yoruz - Yasanacakdunya.net
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Dondurmam<br />
Gaymak!<br />
Sayfa 10<br />
Yaflanacak<br />
“8 aydr staj<br />
yeri<br />
bulamadm!”<br />
Sayfa 8<br />
Mezarda<br />
emekliliğe<br />
onay!<br />
Sayfa 5<br />
DünyaDünyay› isti<strong>yoruz</strong>, k›r›nt› de¤il !..<br />
Fransz direnişinin<br />
militan öldü<br />
AYLIK GAZETE • SAYI 33 www.yasanacakdunya.<strong>net</strong> • info@yasanacakdunya.<strong>net</strong><br />
Nisan 2007<br />
<strong>Bahar</strong>n <strong>coşkusunu</strong> <strong>yaş</strong><strong>yoruz</strong><br />
Doğa canland. Üzerindeki<br />
ölü toprağn söküp<br />
att. <strong>Bahar</strong> <strong>coşkusunu</strong> her<br />
yere taşd. Avrupa ülkelerinin<br />
<strong>yaş</strong>am alanlarmz<br />
daraltan politikalarna<br />
karş biriken tepki, baharla<br />
birlikte kendini tutan<br />
dikişlerini zorlamaya başlad.<br />
İşte Paris’te torununu<br />
almak için okulun önünde<br />
bekleyen Çinli bir göçmenin,<br />
oturum hakk olmadğ<br />
için gözaltna alnmak<br />
istenmesine karş<br />
gösterilen tepki… Çatşma,<br />
grev gösteri...<br />
Göçmenlere ve onlarn<br />
geleceğine yaplan saldr-<br />
ya karş siyasal bir eylem<br />
olarak <strong>yaş</strong>and.<br />
Metro muharebesi<br />
Kampanyamz sokağa indi.<br />
Paris, Strasbourg, Köln, Stuttgart,<br />
Hamburg, Londra…<br />
Önce afişlerimiz süsledi duvarlar.<br />
Sonra her birinde farkl<br />
düzeyde etkinlikler gerçekleştirildi.<br />
İmza föylerimiz, bildirilerimiz,<br />
sohbetlerimiz salon aktivitelerinden<br />
sokak standlarna taşnd.<br />
Etkinlik ve eylemlerle<br />
buluştu.<br />
Ortak sorunlar ve onlarn çözümü<br />
için mücadele çağrmz;<br />
“Ben ne yapabilirim ki” duvarn<br />
aşp “Bir şeyler yapabiliriz,<br />
yapmalyz” etkileşimine dönüştü.<br />
köprü kurdu.<br />
Kampanyamzn içeriği bu<br />
etkileşimin yannda, aktivistlerimizle<br />
emekçiler arasnda bir<br />
Yine Paris’te <strong>yaş</strong>anan<br />
metro muharebesi patlama<br />
dinamiklerini bir kez<br />
daha gösterdi.<br />
Gare d’Nord’da öğlen<br />
saatlerinde biletsiz olduğu<br />
gerekçesiyle, elleri arkadan<br />
kelepçelenen göçmen<br />
genç, polisler tarafndan<br />
yere yatrlarak dövüldü.<br />
Bu olay çevrede bulunan<br />
insanlarn polise karş tepki<br />
göstermesine neden oldu.<br />
Bu tepki ksa sürede<br />
200’ü bulan gençlerle po-<br />
Bu köprüyü sağlamlaştracak,<br />
emekçilerin kardeşleşmesini<br />
güçlendireceğiz. Sinmişlik,<br />
lis arasnda çatşmaya dönüştü.<br />
Şimdi bu örgütsüz olan<br />
ve irili-ufakl şekillerde<br />
orada burada patlayan öfkenin,<br />
doğru belirlenmiş<br />
hedef ve amaçlar bütünlüğü<br />
çerçevesinde örgütlenmesi<br />
zaman.<br />
Şimdi coşma zamandr<br />
Avrupa sokaklarnda <strong>yaş</strong>ananlar<br />
bunlarla snrl<br />
değil. Hamburg liman işçilerinin,<br />
direnişi kentin<br />
bütününe ve oradan Avrupa’ya<br />
yaymasyla kazanmla<br />
sonuçland.<br />
Airbus’da 10 bin işçinin<br />
umutsuzluk perdesini yaran,<br />
kendisine uygulanan her şeyi<br />
mübah gören sğnt psikolojisinden<br />
syrlp, kattklarmzn-<br />
sokağa atlmak istenmesine<br />
karş işçiler Avrupa çapnda<br />
kararl bir eylem<br />
dalgas başlatt.<br />
Bu direnişler sermayenin<br />
işçi ve emekçileri her<br />
türlü toplumsal ve snfsal<br />
çkardan arndrarak,<br />
“kendini kurtarma” yarşna<br />
sokma, onursuzlaştrma<br />
hevesine indirilmiş<br />
anlaml birer tokat oldular!<br />
Şimdi sra, işçi snfnn<br />
uluslar aras dayanşma<br />
günü olan 1 Mays’ta<br />
“Bütün ülkelerin işçileri,<br />
ezilen halklar birleşin!” şiarnn<br />
arkasnda toplanmaktr!<br />
“Alnterimle buradaym!”<br />
çğlğ her yerde!<br />
ürettiklerimizin gücü ve onuruyla<br />
karşlarna dikileceğiz.<br />
En kötü ve pis işlerde çalştrlmş,<br />
buralarda kuşaklar eskitmiş<br />
bir toplum bireyi olmann<br />
biriktirdiği öfkeyi bileklerimizde<br />
toplayacağz.<br />
Kayglarmzn ve korkularmzn<br />
üzerine üzerine yürüyecek,<br />
geleceğimizi kendi ellerimize<br />
alacağz. İşte de sokakta<br />
da sağlkta da eğitimde de her<br />
türlü ayrmclğ reddedeceğiz.<br />
Geleceğimize sahip<br />
çk<strong>yoruz</strong><br />
Taleplerimiz hepimizin ortak<br />
keseni:- İşsizlik, ayrmclk ve<br />
eğitimsizliğe karş; sadaka değil<br />
insanca <strong>yaş</strong>am koşullar ve iş is-<br />
Onlarn güvenliği<br />
bizim güvencesizliğimiz<br />
ti<strong>yoruz</strong>!- Barnma, sağlk, eğitim<br />
ve tüm sosyal alanlardaki<br />
haklarmz elimizden alan yasa<br />
ve uygulamalarn kaldrlmasn<br />
talep edi<strong>yoruz</strong>!- “Terörle mücadele”<br />
ad altnda izlenme, gözlenme<br />
ile başlayp yeni yasalarla<br />
derinleştirilen devlet terörü-<br />
nün son bulmasn isti<strong>yoruz</strong>!-<br />
Semtte, okulda, işte esen rkç<br />
rüzgara ve saldrlara karş; her<br />
türlü rkç faaliyet ve söylem yasaklansn<br />
di<strong>yoruz</strong>!- Avrupa’da<br />
“kağtszlar” olarak damgalanan<br />
snf kardeşlerimiz için; snr<br />
dşlar son bulsun, her kese<br />
Yaşanacak<br />
Dünya’dan<br />
Berlin’de “AB’nin nin kendini bu ykm üzerinden maya çalşyor.<br />
yar 400 milyon Euro ayrdğn<br />
deklare etti. Yanlş anlamadnz<br />
büyütme girişimi olarak kuru- Başta ABD olmak üzere ra-<br />
militarizasyonu” helan Avrupa Kömür ve Çelik Topkiplerinin AB içerisindeki etki<br />
Bunlara dikkat!<br />
“güvenlik“ için ayrlan bütçenin<br />
dşnda bu para yalnzca<br />
“araştrma fonu” oluşturmak<br />
deflenerek “Bu Avluluğu, bugün bildiğimiz Avru- alannn basnc altnda bir ekpa<br />
Birliğine evrildi.<br />
sen yakalama çabasnda.<br />
rupa’ya hay›r!” gös- Avrupa Ekonomik Topluluğu Tek tek ülkelerde ve AB’nin<br />
Avrupa bahar oldukça hareketli karşlad. Almanya’da<br />
maksadn taşyor.<br />
terisi yap›ld›.<br />
ve Avrupa Atom Topluluğu an- bütününde artan toplumsal<br />
Hamburg liman işçilerinin aylardr sürdürdükleri kararl dire-<br />
Berlin’de bir araya getirilen<br />
laşmalar 25 Mart 1957’de im- muhalefetin sokaklarda, fabriniş<br />
işçiler lehine sonuçland. Direniş kentin bütününe, ora-<br />
bin kadar “uzman” ile bunlarn Avrupa Birliği, kuruluşunun zalanmş ve böylece AB’nin tekalarda, okullarda yer yer işgal<br />
dan da Avrupa’nn başka ülkelerine yaylarak etki alann ge-<br />
tartşldğ bir “Uluslararas 50. yln kutlad. Bu kutlamameli atlmşt. O zaman Alman- ve çatşma biçimlerinde kendinişletmiş,<br />
snf dayanşmasnn halkalarn birbirine eklemek-<br />
Güvenlik Toplants” yapld. larda öyle şatafatl gösteriler faya, Fransa, Hollanda, Belçika, sini ifade etmesi bir gerilim hatteki<br />
başardan beslenmişti.<br />
Burada konuşan AB Komisyonu lan gerçekleşmedi. Resmi top- Lüksemburg ve İtalya ile ilk adtna işaret ediyor. Bu hat yeni<br />
Dünyann iki büyük uçak tekelinden biri olan Airbus teke- Uluslararas alanda ve AB ül- başkan yardmcs Franco Fratlantlar dşnda, halk bir baymn atan AB şimdi 50 <strong>yaş</strong>nda. bir işçi snf hareketinin mayalinin<br />
10 bin işçiyi sokağa atmay hesapladğ Power 8 isimli kelerinde, “Teröre karş savaş” tini; “Giderek çeşitlilik kazanan ram havasyla karşlamad 50. Ortak Pazar, ekonomi ve palanmas ile buluşursa…<br />
programna karş tüm Avrupa’daki Airbus işçileri kararl ve ad altnda güvenlik politikalar modern <strong>yaş</strong>am tarz, teröristlere yl.<br />
ra birliği, sermayenin snrsz<br />
birleşik bir eylem dalgas başlattlar.<br />
güncellenip duruyor. Bu alan- yeni saldr imkanlar sunuyor. Resmi kutlamalarn yapldğ dolaşm, ortak argüman ve po- İnsanlar AB’den umutsuz<br />
Emekçilere unutturulmaya çalşlan dayanşma ve ortak çdaki uygulamalar ve oluşturu- Bu yüzden insanlarn temel Berlin’de “AB’nin militarizaslitikalar gütme biçimlerinde,<br />
karlar etrafnda ke<strong>net</strong>lenme davranşnn anlaml tezahürleri lan toplumsal atmosferle in- haklarndan biri olan güvenli yonu” hedeflenerek “Bu Avru- genişletilmiş 27 üyeli birlik AB’nin beş<br />
vard her iki eylemde de!<br />
sanlar birbirilerini düşman gö- <strong>yaş</strong>ama hakknn korunmas gepa’ya hayr!” gösterisi yapld. farkl çatşma, tartşma, kriz di- ülkesi İngilte-<br />
Sermayenin işçi ve emekçileri her türlü toplumsal ve snfrür hale geldi.<br />
rekir” dedi.<br />
namikleri ile devam ediyor. re, Fransa,<br />
sal çkardan arndrarak, “kendini kurtarma” yarşna sokma,<br />
onursuzlaştrma hevesine indirilmiş anlaml birer tokat oldu-<br />
AB, yeni güvenlik teknolojileri<br />
geliştirilmesi için araştrma “Güvenli <strong>yaş</strong>am hakk”<br />
“Kömür-Çelik Topluluğu”ndan<br />
bugüne…<br />
Bugün AB kendi iç dengele- Almanya,<br />
rinde “Çekirdek güç-geniş hal- İtalya ve<br />
lar!<br />
inceleme kapsamnda, 2013’e<br />
ka” gerilimi <strong>yaş</strong>arken, emper- Fransa’da<br />
kadar insanlardan hortumla- Bu “Güvenli ya-<br />
İkinci Dünya Savaşnn yaratyalist egemenlik çatşmasnda<br />
Devam üçüncü sayfada nan paralardan bu alana 1 milşama hakk” için 3.sf’da tğ ykmdan sonra, sermaye- bir güç merkezileşmesi sağla- 3.sf’da<br />
Sayfa 7<br />
oturum hakk verilsin isti<strong>yoruz</strong>!<br />
Duvarlar parçalamak<br />
için<br />
Taleplerimiz için mücadele<br />
etmenin her türlü araç ve biçimlerini<br />
hayata geçireceğiz.<br />
Kampanyamz sadece kendimizi<br />
ifade etmenin bir arac değil,<br />
ayn zamanda yerli işçi ve<br />
emekçilerle aramza örülen duvarlar<br />
parçalamann da bir kaldrac<br />
oluyor.<br />
Yoksullaşmay artran, özgürlük<br />
yoksunluğunu derinleştiren<br />
sisteme karş birlikte mücadele<br />
etmediğimiz sürece elimizdekilerle<br />
beraber geleceğimizi de<br />
kaybederiz. Geleceğimize sahip<br />
çk<strong>yoruz</strong>. “Alnterimle buradaym!”<br />
kampanyasn her yere taşyacak,<br />
kprdanmalar sarsntya<br />
dönüştüreceğiz!<br />
“Bu Avrupa’ya hayr!”<br />
Deutschland: 2 €<br />
Nederland: 2,30 €<br />
Belgique: 2,20 €
Yaflanacak<br />
Dünya<br />
Dünya<br />
<br />
“Irkç yaklaşmlar yaygnlaşyor”<br />
sözleri ile son dönemlerde<br />
daha sk karşlaşr oldum. Bu<br />
‘Alnterimle buradaym!’ kampanya<br />
çalşmamz esnasnda<br />
insanlarla yaptğmz sohbetlerdeki<br />
ortak tema.<br />
İlk aklma gelen birkaç anekdotu<br />
anlatmak istiyorum; “Tam<br />
krk yl burada çalştm, ömrümü<br />
çürüttüm diyebilirim ve emekli<br />
oldum. Şurada oturup bir kahve<br />
içmek istediğim zaman Almanlarn<br />
bakşlar o kadar itici geliyor<br />
ki, sanki bir pislikmişim gibi bakyorlar<br />
bana…”<br />
Başka bir göçmenin anlatm,<br />
“Tam sekiz ay ev aradm ve bulamadm.<br />
Nereye gittiysem bir<br />
türlü olmad, telefonla görüştüğümde<br />
‘gelin konuşalm’ diyorlar<br />
gidiyorum… Tabii kara kafal<br />
olduğumu gördüklerinde bir iki<br />
göstermelik sorunun arkasndan,<br />
‘Size haber veririz’ diyorlar, eli<br />
boş dönüyorum. ‘Ne yapabilirim’<br />
diye kendi kendime çok düşündüm.<br />
Alman ismiyle aradm bu<br />
defa. ‘Gelin görüşelim’ dediler ve<br />
bir görüşmede evi verdiler, kayt<br />
yaptramadm tabii ki. Ben de<br />
2 O K U R M E K T U P L A R I<br />
Editörden<br />
Kurduğumuz imza stantlarnda “Size sizi, size bizi” anlattk<br />
Mart ay boyunca. Kiminizin hayat boyunca hiçbir hedefi<br />
olmamşt, kiminizin hedefi daha iyi bir <strong>yaş</strong>amd ve daha<br />
onlarca hal ve durum. Öyle inanmştnz ki kendinize, daha<br />
fazla para kazanacaktnz Avrupa’ya geldiğinizde ya da daha<br />
iyi bir <strong>yaş</strong>am sunacaktnz çocuklarnza.<br />
Yaşanmş her şeyi geride brakarak valizinize umutlarnz<br />
koyup gelmiştiniz bu memleketlere. İnsanlğn kederli<br />
göğüne baktğnzda tarifsiz umutlar vard düş pencerenizde.<br />
Belki bir oyun gibiydi her şey; öyle iyiydiniz ki bütün oyunlarn<br />
içinde… Şimdi ise bütün oyunlar bozuluyordu sanki!<br />
Sanki yazg değişecekmiş gibi hiç durmadan uğraştnz ve<br />
didindiniz ümitle.<br />
Zehirlenmesin diye bu incelik, küçük düşmesin diye bu şiir,<br />
üzülmesin diye size güvenenler hep acyla da olsa didindiniz…<br />
Kimseye bulaşmasn diye gördüğünüz ve <strong>yaş</strong>adğnz<br />
cin<strong>net</strong>, onca kalabalğn içindeyken bile birden bir imza föyüyle<br />
çkyor birileri karşnza. Birileri size sizi anlatyor ve “Bu<br />
bizim öykümüz” diyorsunuz! Bu cin<strong>net</strong>i değiştirmek için bir<br />
admd imzalar. İlk admdan sonras gelmeli ve gelecektir<br />
elbet! Artk aldanmak istemi<strong>yoruz</strong>. Daha iyi bir <strong>yaş</strong>am kurabileceğimize<br />
inanmamz gerekiyor. Geleceğe şüpheyle bakmaktan<br />
kurtulmak için enerjimizi, emeğimizi birleştirelim.<br />
Hiç aldanmamşlarn o engin iç rahatlğna kuracağmz ortak<br />
geleceğimizle ulaşalm.<br />
Mevsim bahar. Bir sonraki saymz elinize ulaştğnda<br />
baharn doruğu 1 Mays’ <strong>yaş</strong>amş olacağz. Bayraklar, pankartlar<br />
derlenecek, afişler duvarlar süsleyecek, yürekler başka<br />
bir heyecanla çarpmş olacak. 1 Mays bizim kavga günümüzde<br />
hep birlikte alanlarda olacağz. Bugünden 1 Mays’a merhaba!<br />
***<br />
Geçtiğimiz saymzn çkşndan sonrayd. Gazetemize ilan<br />
vermek isteyen biriyle bir dostumuz araclğyla Paris’te<br />
tanştk. Kalbi pille çalşyordu. Birçok iç organ uzun yllar<br />
cezaevi <strong>yaş</strong>amann ağrlğn taşyordu.<br />
Tüm bunlar yldrmamşt onu ama o cezaevindeyken<br />
Almanya’ya gelen iki çocuğunun nerede olduğunu bilememek<br />
onu kahrediyordu. Bizden çocuklarn bulmak için<br />
yardm istiyordu şimdi. İlan vermek istiyor ama çocuklarnn<br />
adn bile bilmiyordu. Bu saymz için kendisine söz<br />
vermiştik.<br />
Ama maalesef ilan veremi<strong>yoruz</strong>. Neden mi? Paris’te gerçekleşen<br />
Newroz eylemi srasnda o da alandakilerin coşkusuna<br />
katlp halaya durmuştu.<br />
Onun pille çalşan kalbi halay çekmeye dayanamad. Yğld<br />
orackta. Şimdi bitkisel hayatta bir hastane odasnda. Onu<br />
ziyaret eden dostlarn duymuyor. O şimdi düşlerinde aryor<br />
çocuklarn!<br />
“Sözün bittiği yer işte buras olsa gerek…” dedirtiyor insana!<br />
avukatma ev sorunumu anlattm<br />
ve onun araclğ ile bir ev tutum.<br />
Ama avukatlar nereye kadar<br />
devreye sokacağz! Açkças<br />
kara kara düşünüyorum…”<br />
“‘Bizim ülkemizde bizden<br />
rahatlar’ deniyor”<br />
Sokak ortasnda, otobüs durağnda,<br />
devlet dairelerinde,<br />
okullarda ve daha birçok yerde<br />
yabanc olmaktan kaynakl karşlaşlan<br />
rkç yaklaşmlarla ilgili<br />
daha pek çok anlatm var aslnda.<br />
Eğitim sistemindeki başarszlğn,<br />
işsizliğin faturasn<br />
göçmenlere çkartp, yerli<br />
emekçilerle göçmen emekçileri<br />
karş karşya getirmeyi amaçlayan<br />
sistem için bu kendi devamllğ<br />
açsndan başvurduğu<br />
araçlardan biridir.<br />
Aslnda rkçlğn hiçbir zaman<br />
değişmeyen temel argümanlar<br />
ekonomik nedenli<br />
olanlardr. Fakat son yllarda bu<br />
argümanlar bölgelerin yaplarna<br />
göre farkl biçimler alyor.<br />
Mesela bir sanayi merkezi,<br />
Kökünü be¤enmeyen<br />
dal ve dal›n›<br />
be¤enmeyen meyve,<br />
olgunlaflmadan çürür.<br />
Hayat bir öyküye<br />
benzer, önemli yan›<br />
eserin uzun olmas›<br />
de¤il iyi olmas›d›r.<br />
Do¤ru konuflmak için<br />
bir tek yol vard›r;<br />
dinlemeyi ö¤renmek.<br />
ama ayn zamanda yoğun gericilik<br />
birikiminin olduğu Bavyera<br />
Eyaleti’ndeki rkç faaliyetin<br />
temel argümanlar bu klasik<br />
söyleme dayanyor.<br />
O bölgede çalşan Türkiyeli<br />
bir kadn işçi bunu ; “Burada<br />
‘Türklere altn diş, Almanlara<br />
boş kovuk’ ya da ‘Ruslara ev,<br />
Türklere BMW, Almanlara<br />
Ford’ sloganlarn öne çkaryorlar”<br />
diyordu yaptğmz sohbette.<br />
“Yabanclar bizim ülkemizde<br />
bizden daha rahat ve daha iyi<br />
koşullarda <strong>yaş</strong>yorlar” anlamna<br />
gelen bu söylemle, 1930’larn<br />
Hitler Almanyas’ndaki Yahudi<br />
karştlğ temelinde geliştirilen<br />
söylem ayndr.<br />
Ancak kent kültürünün hakim<br />
olduğu bölgelerde bundan<br />
farkl olarak kültürel kayglarn<br />
öne çkarldğ ve hedefe de İslam<br />
dininin hakim olduğu ülkelerden<br />
gelen göçmenlerin<br />
konulduğu zenginleştirilmiş bir<br />
jargonla karşlaş<strong>yoruz</strong>.<br />
Kampanya çalşmalarmz<br />
esnasnda Köln’deki imza standmza<br />
gelen orta <strong>yaş</strong>l bir Alman<br />
kadnn söyledikleri bu<br />
açdan anlamldr ; “Biz burada<br />
kadn ve erkeklerin ayn havuzlara<br />
gitmesi için ylarca mücadele<br />
ettik.<br />
Şimdi Müslümanlar kadn ve<br />
erkekler için ayr havuzlar istiyorlar.<br />
Kadnlarn gittiği yere erkekler<br />
gidemiyor, erkeklerin gittiği<br />
yere kadnlar. Bu kültüre sahip<br />
insanlarla birlikte <strong>yaş</strong>ayamayz.”<br />
Benim iki kesit halinde <strong>yaş</strong>adğm<br />
göçmenlik serüvenim var.<br />
Babam 1964’te gelen işçi kuşağndan.<br />
Türkiye’de Devlet Demir<br />
Yollar işçisiydi.<br />
Günün koşullarna göre iyi<br />
de maaş alyordu. Bir hayal uğruna<br />
buralara geldi. Bir gün<br />
kardeşim ev sahibinin oğluyla<br />
tartşmş. Ev sahibinin “Sen<br />
evimde kiracsn ne konuşuyorsun’’<br />
sözü üzerine, srf bir ev<br />
sahibi olmak hayaliyle gelmiş<br />
Almanya’ya.<br />
Burada AEG işçisi olarak 18<br />
yl çalşt. 1982 ylnda Alman<br />
devleti yabanc işçilere ihtiyac<br />
azalnca “10 bin 400 Mark alarak<br />
ülkenize dönebilirisiniz’’ diye<br />
bir yasa çkard. Ailem kesin<br />
dönüş yapt. Babam nihayet<br />
memlekette dört katl bir apartman<br />
sahibi oldu.<br />
Fakat emekli olmadğ için<br />
hiç bir sosyal güvencesi kalmad.<br />
Ben o zamanlar 10 <strong>yaş</strong>ndaydm.<br />
Ailemle beraber bende<br />
Türkiye’ye gittim.<br />
İkinci kesit<br />
Göçmenliğimin ikinci kesiti<br />
1996 ylnda başlad. Bu ikinci<br />
kesitte, buraya bir biçimde savrulmuş<br />
politik mülteci göçmenlerden<br />
söz etmek istiyorum.<br />
Bunlarn says da azmsanamaz.<br />
“Irkçlk tek bir biçim ve<br />
içerikle snrl değil”<br />
“Tam k›rk y›l burada çal›flt›m, ömrümü çürüttüm<br />
diyebilirim ve emekli oldum. fiurada oturup<br />
bir kahve içmek istedi¤im zaman Almanlar›n<br />
bak›fllar› o kadar itici geliyor ki, sanki bir<br />
pislikmiflim gibi bak›yorlar bana…”<br />
İnanç bitmedikten sonra!<br />
Bizim kufla¤›n sorunu, bizden önceki kufla¤›n<br />
devasa birikimiyle aras›ndaki kopukluktu bence.<br />
Biz bu kopuklu¤un ac›s›n› fena yaflad›k.<br />
Uluslararas Irkçlkla<br />
Mücadele Günü<br />
Kadnn söyledikleri, rkç<br />
propagandann tek bir biçim ve<br />
içerikle snrl kalmadğn,<br />
kendisini çeşitlendirecek yeni<br />
argümanlar üzerine oturttuğunu<br />
<strong>yaş</strong>amn gerçekliği içinden<br />
kavramamz sağlad tabii…Sistemin<br />
kurumlar da bunu söylüyor!<br />
21 Mart “Uluslararas<br />
Irkçlkla Mücadele Günü”ydü.<br />
Birçok sistem kurumu rkçlğn<br />
yaygnlaştğ ve yeni biçimlerde<br />
nüfuz ettiğine dair uyarlarda<br />
bulundu.<br />
Alman İnsan Haklar Enstitüsü’nden<br />
Petra Vollmar Otto’nun<br />
açklamasn okuyunca<br />
karşlaştğm örnekler aklma<br />
geldi.<br />
Irkçlğn bu yeni türünün tarihten<br />
gelen kültürel rkçlkla<br />
birleştiği için tehlikenin daha<br />
da arttğn söylüyordu Otto.<br />
Modern rkçlkta belli topluluklarn<br />
özelliklerine göre birtakm<br />
önyarglar geliştirilip bu<br />
elbisenin söz konusu topluluğunun<br />
her bireyine giydirilmek<br />
istendiğini, Almanya’da bile<br />
yabanclarn ev ya da iş ararken<br />
bu ayrmclkla karş karşya<br />
kaldklarn belirtiyordu.<br />
Onun bu açklamalar ile<br />
kampanya çalşmalarnda karşlaştğm<br />
tepkileri, dinlediğim<br />
“hikayeleri” birleştirince ‘Alnterimle<br />
buradaym!’ kampanyamzn<br />
tarihsel anlamn daha iyi<br />
kavryorum.<br />
Yaşadğmz çelişkiler ve alabora<br />
olmalardan. 1980 kuşağnn<br />
aldğ ağr darbelerden sonra,<br />
mücadeleye atlan kuşaktanm.<br />
Bizim kuşağn sorunu,<br />
bizden önceki kuşağn devasa<br />
birikimiyle arasndaki kopukluktu<br />
bence. Biz bu kopukluğun<br />
acsn fena <strong>yaş</strong>adk. Üniversite<br />
yllarnda mücadeleye<br />
atldm. Güçlü ideallerle, fakat<br />
snrl bir bilinçle mücadele etmek<br />
istiyorduk.<br />
İstek ve tecrübe yoksunluğu<br />
snrl bilinç çelişkisi bizim kuşağ<br />
çabuk yordu diye düşünüyorum.<br />
Tabii bu arada bizde çok şey<br />
öğrendik. Kendi birikimimiz<br />
oluştu, tecrübe kazandk. Benim<br />
aklma bu geliyor, böyle<br />
değerlendiriyorum.<br />
Bütün enerjimizle ne iş olursa<br />
yapyorduk. Ben iki arkadaşmla<br />
birlikte sabahtan başlayp<br />
akşama kadar 2 bin afiş yapmştm.<br />
Fakat afişin böyle ulu orta<br />
yaplmayacağn bilmiyorduk.<br />
Sanayii bölgesinde bir kaportac<br />
faşist bizi ihbar etmişti.<br />
Gözaltna alnp bir hafta<br />
sonra brakldk. Ben tatil için<br />
Almanya’ya gelmiştim ki tesadüfen<br />
dava sonuçland. Diğer<br />
iki arkadaş cezaevine aldlar.<br />
Ben gidip gitmeme çelişkisini<br />
çok <strong>yaş</strong>adm. Sonunda 1996 ylnda<br />
burada kaldm.<br />
Onlarn şatafatl sofralarnda<br />
hep sömürüyle elde edilen işçi<br />
eti ve kan vard.<br />
Gazete manşetleri Kadir<br />
Has’n ölümünü üzüntüyle duyurdular.<br />
Öyle ya büyük yatrmcyd<br />
ölen. Vakflar, üniversiteler<br />
kurmuş, memlekete<br />
okullar açmşt.<br />
“Hayrsever” Kadir Has’n<br />
öne çkan özellikleri sadece<br />
bunlar olsayd belki görmezden<br />
gelebilir, nedir bu istiflenmiş<br />
banknotlarn hikmeti diye kafa<br />
yormayabilirdik. Hadi daha<br />
açk konuşalm, üstümüze de<br />
alnmayabilir, böylece sinirlerimizi<br />
bozmayabilirdik.<br />
Fakat emperyalizmin işbirlikçisi<br />
bu Has burjuvann “fabrikalar”nda,<br />
işçilerin emek<br />
güçlerinin vahşi sömürüsüyle<br />
biriktirilen “değer” in işçi snfna<br />
cop, kurşun, bomba, işkence,<br />
zindan olarak döndürüldüğünü<br />
unutmak mümkün mü?<br />
Unutabilir miyiz?<br />
Mercedes Benz, Coca Cola,<br />
Pe-re-ja, Elvan vs. daha bir sürü<br />
şirketin temeli atlrken ABD<br />
emperyalizminin gönülden işbirlikçisi<br />
Kadir Has’n Coca<br />
Cola’da sokağa atlan işçiler direnişe<br />
geçtiğinde, polis ve askerlerin<br />
direnişçi işçilere saldrsn<br />
Maun koltuğunda seyre-<br />
Mücadelenin kazandrdğ<br />
değerler<br />
İkinci göçmenlik <strong>yaş</strong>amm<br />
başlad. Benim gibi insanlar birincisi;<br />
burada Türkiye’deki gibi<br />
canl bir politik atmosfer olmamasnn<br />
bocalamasn <strong>yaş</strong>ad.<br />
İkincisi ve en önemlisi yakamz<br />
brakmayan vicdan azab.<br />
Arkadaşlarmz cezaevlerine<br />
dolduruldular.<br />
Bizse buradaydk. Rahat gibi<br />
gözüken <strong>yaş</strong>ammz aldatcyd.<br />
Aslnda kim içerdeydi kim dşarda<br />
belli değil. Biz burada kalarak<br />
<strong>yaş</strong>adğmz vicdan azabyla<br />
en büyük cezay kendi<br />
kendimize kestik. Bu durumdaki<br />
herkesin <strong>yaş</strong>adğ ortak duy-<br />
gu “iha<strong>net</strong> ettim” oldu.<br />
Fakat mücadelenin bize kazandrdğ,<br />
aldğmz bir kültür<br />
ve düşünce sistematiği vard. İşte<br />
burada çok ince, hassas bir<br />
denge var.<br />
Orada da krlma başlarsa so-<br />
dişini ballandrarak anlatmasn<br />
unutabilir miyiz?<br />
1979 Mart’nda Coca Cola’da<br />
işe girdiğimiz gün, işçileri<br />
fabrikann bahçesinde toplayan<br />
Has, temsilcisi müdür ve yanndaki<br />
Madam Elvan, işçileri<br />
(öyle umursamaz, basbayağ<br />
aşağlayarak) seyrederken, bu<br />
şirketin nasl hakiki Türk mal<br />
olduğuna işçileri ikna etmeye<br />
çalşyordu.<br />
Daha 6 ay geçmeden “hayrsever”<br />
Kadir Has bir lokma ekmek<br />
için direnen işçilere bu sefer<br />
polis copuyla saldracakt.<br />
Azl işçi düşman, işbirlikçi<br />
Kadir Has bütün şirketlerinde<br />
sar sendikalarn önünü açarak<br />
hak ve iş isteyenlerin karşsna<br />
satn aldğ işçileri çkartp kardeş<br />
kavgalar yaratmakla ünlü-<br />
Yaflanacak<br />
Dünya<br />
Dünya<br />
dür. Mercedes fabrikasnda<br />
MİSK’e bağl faşist çeteyi bizzat<br />
o davet etmiştir.<br />
Kadir Has ellerindeki işçilerin<br />
kanyla gitti bu dünyadan.<br />
Onlarn şatafatl sofralarnda<br />
hep sömürüyle elde edilen işçi<br />
eti ve kan vard.<br />
Senin bu ülke topraklarn ve<br />
yaratc işçilerini bir hal gibi<br />
kanl ayaklarnn altna sermekle<br />
övündüğün Coca Cola’nn<br />
halklara kurşun skarak ve katlettikçe<br />
var olan ABD emperyalizminin<br />
en bilinen sembolü<br />
olduğunu nasl unuturuz ki?<br />
Unutmayacak ve<br />
bağşlamayacağz!<br />
Hani şu kann, vahşetin, yağmur<br />
gibi yağan kurşunlarn,<br />
bombalarn gözümüze sokulduğu<br />
Vietnam’da ABD “kahramanlğnn”<br />
anlatldğ filmler<br />
vardr. İşte o filmlerde, işgalci<br />
ordunun küçük ya da büyük her<br />
“başarsndan” sonra açlan şişelerin<br />
üzerinde yazan Coca<br />
Cola’y unutabilir miyiz?<br />
Merak etme Kadir Has, seni<br />
de yaptklarn da unutmak<br />
mümkün değil.<br />
Seni ve kimlerle birlikte emeğimizi,<br />
alnterimizi emerek nasl<br />
büyüdüğünü, devasa bir tekel<br />
sahibi olduğunu unutmayacak<br />
ve asla bağşlamayacağz.<br />
Asla rahat uyuyamayacaksn!<br />
Eski Coca Cola işçisi Ahmet<br />
Bu gazete, Verein für Freundschaft der Kulturen (V.f.f.K.)’in yay›n› olarak<br />
ç›kmaktad›r. Gazetemiz en az 2 euro ba¤›fl karfl›l›¤› verilmektedir.<br />
Yay›n sorumlusu<br />
Can A. Türkmen<br />
nu bataklktr. Bunu görüyorsun<br />
ve artk hiç değilse mücadelenin<br />
kazandrdğ değerlerle<br />
kendi kendini bir noktada durdurma<br />
mücadelesine dönüşüyor.<br />
Ailende, ticaret hayatnda,<br />
<strong>yaş</strong>amnda, sohbetlerinde, arkadaş<br />
çevrende bu dürüst kültürü<br />
<strong>yaş</strong>atmak, bizim saflarda<br />
durmak… Benim yaptğm buydu.<br />
Bizler kendi çapmzda yetenekleri<br />
ve becerileri olan insanlarz.<br />
Bunlar elbette ki sunmaya<br />
hazrz. Bu anlamda, hiç birimiz<br />
bitmiş tükenmiş değiliz.<br />
Örneğin profesyonel bir dernek<br />
ya da kurum anlayşna katacağmz<br />
çok şey var. Her şeye rağmen<br />
göçmenlerin ve dünya<br />
emekçilerinin kurtuluşu sosyalizmde.<br />
Bu inancmz bitmedi.<br />
Bitmedikten sonra da, katacağmz<br />
şeyler, yeteneklerimizi<br />
sunacağmz alan çok.<br />
AYLIK GAZETE<br />
Berlin‘den Mustafa<br />
İşçi snf seni unutmayacak<br />
Merkez Büro: Lassallestr.54· 51065 Köln<br />
Telefon: +49-(0)221- 99 28 115 - 116 - 123<br />
‹nter<strong>net</strong> adresimiz: www.yasanacakdunya.<strong>net</strong> • e-Mail: info@yasanacakdunya.<strong>net</strong><br />
Paris irtibat: e-mail: pydunya@hotmail.com • Berlin irtibat: ydberlin@yahoo.com • ‹sviçre irtibat: ydisviçre@yahoo.com
Umut burada!<br />
Ardndan Fransa’da emeğin kardeşliğini ve duyarllğn ifade<br />
eden çok anlaml bir gelişme <strong>yaş</strong>and! Torununu okuldan<br />
almak için bekleyen ve oturum izni olmayan Çinli bir göçmen<br />
polis tarafndan gözaltna alnmak istenmişti.<br />
Diğer veliler ve öğretmenler polisle çatşmay da göze alarak<br />
gözaltn engellemeye çalşmşlard. İçinde çocuklarn da olduğu<br />
kitleye polis gaz bombalar ile saldrmş ve okul müdiresi<br />
Valerie Boukobza’y da 7 saat gözaltnda tutarak, sonrasnda<br />
hakknda soruşturma açmşt.<br />
Olayn hemen ardndan öğretmen sendikalar protesto<br />
amac ve soruşturmann geri çekilmesi talebi ile 30 Mart’ta<br />
tüm öğretmenleri greve çağrdlar. Yüksek katlmla gerçekleşen<br />
grev ve 2 bin kişinin katldğ yürüyüşle Parisli emekçiler<br />
tarihe anlaml bir şerh daha düştüler! Bu olay sermayenin saldrlarnn<br />
toplaştğ göçmen politiklar ve yükseltilmeye çalşlan<br />
rkçlğa, emekçilerin birbirlerine düşmanlaştrlarak<br />
düşkünleştirilmek istenmelerine karş verilmiş yön çizici bir<br />
tavrn anlaml bir fotoğrafdr!<br />
Ayn günlerde Paris, Gare d’Nord’da <strong>yaş</strong>anan başka bir eylemle<br />
daha sarsld! Metroya biletsiz binen göçmen gencin<br />
kontrolörler tarafndan yakalandktan sonra aşağlayc davranşlarla<br />
birlikte dövülmesi karşsnda, garda bulunan insanlar<br />
tepki göstermiş, bu tepki giderek saatlere yaylan bir çatşmaya<br />
dönüşmüştü. Aşağlayc yaklaşmlar karşsnda birikmiş<br />
öfkenin bendini aşmasyd <strong>yaş</strong>anan.<br />
Sermeyenin Sarkozy’de somutlaşan saldrgan tutumlarnn<br />
emekçileri öyle kolay sindiremeyeceğini gösterdiği gibi, birikmiş<br />
öfkenin ykclğn da resmediyordu! Ne kendilerine<br />
“pislik” denilen göçmenler öyle kolay boyun eğeceklerdi, ne<br />
de Fransa şahsnda yerli emekçiler kendi snfsal çkarlarnn<br />
somutlaştğ kardeşlik bayrağndan kolayca vazgeçip, rkçlğn<br />
düşkünleştirici bayrağ altnda toplanacaklard.<br />
İşte geleceğe dair umudu büyüteceğimiz damarlar buralardadr.<br />
Bize dayatlan düşkünleştirici teslimiyet ya da “defolup<br />
ülkelerimize dönme!” ikilemini bu damara su verdiğimiz oranda<br />
aşabileceğiz! Vermediğimizde… Evet vermediğimizde kendi<br />
snf kardeşlerimizle aramzdaki köprüler uçurulacak! Buralarda<br />
kalmamz giderek grev krclğn kabulüne ya da <strong>yaş</strong>amn<br />
her alannda sinik bir teslimiyete raz olmaya varacak bir<br />
onursuzlaşma pahasna olacak.<br />
Duruş yönümüz!<br />
Yaşanacak<br />
Dünya’dan<br />
Bunlara dikkat!<br />
Hamburg, Airbus, Fransa’da <strong>yaş</strong>anan ve geleceğe dair<br />
önemli ip uçlar sunan iki gelişme sürecin neresinde durmamz<br />
gerektiğini son derece çarpc çizgilerle gösteriyorlar !<br />
Bizler bu alanlarda, bu damarlarda yürüyen <strong>yaş</strong>am suyunun<br />
bir parças olacağz! Hep birlikte! Kampanyamz işçi eylemlerine,<br />
birikmiş ama yönsüz ve politik perspektiften yoksun<br />
patlamalara, okullara, semtlere, ksacas emekçilerin olduğu<br />
tüm alanlara taşyacağz.<br />
Fransa’da ard ardna gelişen bu iki olay ya da Sarkozy karştlğ<br />
temelinde oluşan tepkilerin kendi içinde giderek daha<br />
örgütlü bir karakter kazanmas yürümemiz gereken hatt gösteriyor!<br />
Tüm okurlarmz «Alnterimle Buradaym!» kampanyamz<br />
bulunduklar tüm alanlara taşmaya, oralarda büyütmeye<br />
çağrrken, “Hep birlikte 1 Mays”a di<strong>yoruz</strong>!”<br />
1 Mays bizler için kampanyamz daha geniş kesimlere<br />
taşmann, o kesimlerle alanlarda buluşmann<br />
platformudur! Yaşanacak Dünya’nn tüm okurlarna<br />
çağrsdr budur!<br />
Caddede röntgen<br />
Londra’da dolaşmak yaknda<br />
skntl bir hal alabilir. Bunun<br />
nedeni mimari engeller ya da<br />
fiziksel de<strong>net</strong>lemelerden çok,<br />
İngiliz hükümeti tarafndan<br />
“terör şüphelilerini” yakalamak<br />
için benimsenmek üzere olan,<br />
şehir <strong>yaş</strong>antsn zorlaştran X-<br />
Ray sistemi!<br />
İngiltere’de caddelere, parklara<br />
ve halka açk mekanlara<br />
vücut tarayclarn yerleştirilmesi<br />
önerisi tartşld. Bu, oradan<br />
geçen herkesin “yasadş<br />
silahlar arama” bahanesi ile<br />
çplak bir resim halinde “ölümsüzleştirileceği”<br />
anlamna geliyor!<br />
Her admda kontrol<br />
İngiliz dergisi The Sun’a göre<br />
öneri, İçişleri Bakanlğ tarafndan<br />
Başbakan Tony Blair’in güvenlik<br />
çalşma grubu Crime and<br />
Justice’a 17 Ocak’ta tantld.<br />
Sunulan belgede, “Hava alanlarnda<br />
kullanlan baz teknolojiler<br />
gece kulüplerinde polis operasyonlarnn<br />
bir parças olarak<br />
hâlihazrda uyuşturucu ve silah<br />
aramada kullanld. Bunlar ve<br />
diğerleri halka açk mekanlarda<br />
kullanlmak üzere çok daha fazla<br />
geliştirilebilir. Caddeler, örneğin,<br />
olas silah bulunmas gibi<br />
durumlar göstermek üzere keşif<br />
cihazlar barndrabilir” deniyor.<br />
Bu “güvenlik plan”, hava<br />
alanlarnda bagajlarda ve insanlarn<br />
üzerlerinde patlayc ve<br />
silahlar tespit etmekte kullanlan<br />
yüz tanma sistemleri, parmak<br />
izi tarayclar, milimetre<br />
dalga görüntüleme ve THz görüntüleme<br />
gibi bir takm teknolojik<br />
önlemlerin de benimsenmesini<br />
içeriyor. Bu kontrollerle<br />
elde edilen veri daha sonra dev<br />
bir veri tabannda dosyalanacak.<br />
Tepki…<br />
Belge ayrca, bu girişime karş<br />
insanlarn tepkileri de ele alnyor.<br />
“Alşlagelmiş zoraki keşif<br />
önlemlerinin sosyal kabul edilebilirliği<br />
ve alarm durumunda gereken<br />
işlevsel tepkiler, muhtemelen<br />
kstlayc faktörler” deniyor.<br />
Dikkatinizi çekmiştir ki, tepkileri<br />
“kstlayc faktör” olarak<br />
değerlendirmişler. Yani “merak<br />
etmeyin, bunlar biraz mzmzlanr,<br />
işimizi yavaşlatr ama biz<br />
bunu uygularz” olarak okunur<br />
bu. Adn attğmz her yerde<br />
içimizi dşmz kontrol etmelerine,<br />
bizi sürekli de<strong>net</strong>im ve<br />
bask altnda tutmalarna izin<br />
verdiğimiz oranda istediklerini<br />
yapabileceklerdir…<br />
Fransa cumhurbaşkanlğ seçimleri<br />
22 Nisan ile 6 Mays tarihlerinde<br />
iki tur üzerinden yaplacak.<br />
Bu seçim Fransa’nn iç<br />
ve uluslararas alanda izleyeceği<br />
politikalar belirlemesi açsndan<br />
çok önemli.<br />
Seçimler daha çok merkez<br />
sağ temsil eden Halk Hareket<br />
Birliği (UMP) aday Sarkozy ve<br />
Sosyalist Parti aday Royal arasnda<br />
geçecekmiş gibi gözükmekle<br />
birlikte, Demokrasi İçin<br />
Birlik Partisi aday Bayrou da<br />
mevcut politik dengeleri etkiliyor.<br />
Koz; göçmenler!<br />
Göçmenler yine seçim propagandasnn<br />
en önemli figürlerinden<br />
biri. Sarkozy 2005 ylnda<br />
yaptğ bir açklamada,<br />
“göçmenlerin en az yüzde 70’nin<br />
ülkesine gönderilecek” demişti.<br />
Seçim propagandasnda ise,<br />
“Fransa’nn kaliteli ve nitelikli iş<br />
gücüne dayanan göçmenlere ihtiyac<br />
olduğunu” sk sk vurgulayarak<br />
göçmen politikasn sermayenin<br />
neo liberal birikim politikalarna<br />
uygun hale getirmeyi<br />
hedeflediğini ilan etmektedir.<br />
Faşizan politik savunu ve değerlendirmeleriyle<br />
Le Pen’in<br />
G Ü N D E M Dünya<br />
Fransa’da seçimler<br />
taklidi Sarkozy, en son Göçmen<br />
ve Milli Kimlik Bakanlğ’nn<br />
kurulacağn açklad.<br />
Devletin bütünsel dönüşümü!<br />
Fransa tekelci kapitalizminin<br />
neo liberal saldr politikalarnda<br />
yeterince yol alamamas, sk<br />
sk direnişlerin duvarna toslamas,<br />
Sarkozy’nin seçim pro-<br />
pagandasnn başlca malzemesi.<br />
Bu yolun Fransa emekçilerine<br />
taklmadan düzlenemeyeceğini<br />
iyi bilen Sarkozy ve şürekas,<br />
baskc-faşizan uygulamalarn<br />
artrlmasn savunuyor.<br />
“Devletin bugünkü yaps küresel<br />
kapitalist sisteme uygun değil”miş,<br />
“değişim kaçnlmaz”mş!..<br />
Bunun için ne mi yaplmalymş?!<br />
“Devlet üst düzeyde merkezileşmeli;<br />
ulusal güvenlik konseyi<br />
kurulmal, ordunun savaş<br />
kapasitesi artrlmal, polisin<br />
yetkileri genişetilmeli”ymiş!<br />
Seçimin diğer favorisi olarak<br />
görülen Royal, De Gaulleci bir<br />
söyleme sarlarak Fransz siyasetinin<br />
geleneksel tabanna hitap<br />
etmeye çalşyor. Ancak<br />
bunda bile son derece silik ve<br />
hamasete dayal bir duruş sergi-<br />
“Bu Avrupa’ya hayr!”<br />
yaplan bir anketin sonucuna<br />
göre; ankete katlanlarn yüzde<br />
44’ü ülkelerinin AB’ye üye olmas<br />
ile<br />
<strong>yaş</strong>amlarnn daha kötüye<br />
gittiğini düşünüyor. Ankete katlanlarn<br />
yüzde 20’si AB deyince<br />
akla ilk gelenin bürokrasi olduğunu<br />
söylüyor.<br />
Artk “Sosyal Avrupa” argümanlarnn<br />
da geçersizleştiği<br />
AB ülkelerinde, merkezileştirilip<br />
uygulanan politikalar insanlarn<br />
<strong>yaş</strong>amn cendere altna<br />
almş durumda.<br />
Belçika’da, nikah masasna<br />
da taşnmaya çalşlan rkçlğa<br />
karş toplu nikahla tavr koyuldu!<br />
Avrupa’nn birçok ülkesinde<br />
olduğu gibi, Belçika’da da<br />
rkçlk toplumsal <strong>yaş</strong>amn geniş<br />
kesimlerinde kendini hissettiriyor.<br />
Ülkenin Flaman kesiminde<br />
bulunan Saint-Nicolas belediyesinde<br />
resmi evlenme başvurusunda<br />
bulunan bir çok çift,<br />
nikah işlemlerinin siyah rktan<br />
bir yetkili tarafndan yaplmasna<br />
karş çkarak, “beyaz yetkili”<br />
istiyor.Ülkede geçen yl yaplan<br />
yerel seçimlerin ardndan, Flaman<br />
bölgesinde ilk kez bir siyah,<br />
Belçikal belediye meclis<br />
üyeliğine seçilmişti. Saint-Nicolas<br />
Belediye Başkan Yardmcs<br />
olan Wouter Van Bellingen,<br />
resmi nikahlar kymakla da görevli<br />
bulunuyor.<br />
Belediyede bu rkç yaklaşma<br />
karş bir tepki eylemi <strong>yaş</strong>an-<br />
Bu cendereye tepki neo liberal<br />
ykm politikalarna karş<br />
yerel ve merkezi eylemler biçiminde<br />
kendisini ifade ediyor.<br />
Neo liberal saldrganlğn geriletilmesinde<br />
Fransa ve Hollanda<br />
halklarnn “AB Anayasas’na<br />
hayr!” barikat bir simge<br />
haline geldi.<br />
AB devletlerinin yaynladğ<br />
50. <strong>yaş</strong> bildirgesinde bunun sözü<br />
bile edilmedi. Yaşadklar<br />
şoku bilinçlerden bu falsolu duruşlarla<br />
söküp atacaklarn sanyor<br />
olsalar gerek.<br />
d. 625 çift, sembolik bir nikah<br />
törenine katlarak rkçlğa karş<br />
tavr sergiledi.<br />
Belediye Meydan’nda düzenlenen<br />
toplu törene katlan<br />
625 çiftin nikahn kyan Van<br />
Bellingen, bu sembolik eylemin<br />
artan rkçlk ve yabanc düşmanlğna<br />
yant oluşturduğunu<br />
belirtti.<br />
Fakat, belediye başkan<br />
Freddy Willockx ise, rkçlğa<br />
karş <strong>net</strong> bir tutum içerisine giremiyor.<br />
Willockx, “beyaz yetkili”<br />
talebinin “gerçek bir rkç<br />
tavr” olarak nitelese de, bu talebin<br />
sahibi rkçlara 3 seçenek<br />
sunarak teslim oluyor; evlenmekten<br />
vazgeçebilecekleri, adres<br />
değiştirerek başka bir belediyeye<br />
taşnabileceklerini veya<br />
kendisini nikah yetkilisi olarak<br />
kabul edeceklerini söylüyor.<br />
2. Emperyalist Paylaşm Savaş’nn<br />
ardndan Avrupa’nn<br />
bir çok ülkesinde rkçlk, rkç<br />
liyor.<br />
Hazrladğ 100 maddelik<br />
sosyal-liberal içerikteki seçim<br />
program ile Fransz sermayesinin<br />
tepkisini toplarken, Avrupa’da<br />
Blair’in başlattğ sosyalliberal<br />
rüzgara benzer bir rüzgar<br />
estirmesi sürpriz olmayacaktr!<br />
Ancak bu yanlsamann tpk<br />
Blair’de olduğu gibi erken dağlacağ<br />
da aşikardr.<br />
Bayrou?!<br />
Burjuva partilerinin savunular<br />
arasndaki fark nüanslardan<br />
kaynaklandğ için, sk sk söylemler<br />
ve oynanan taban birbirine<br />
karşmaktadr.<br />
Bu durum ortada tüm kesimlere<br />
dönük daha “dengeli” bir<br />
siyaset izleyen Bayrou’nun<br />
yükselişine zemin sunuyor.<br />
Bayrou sessiz ve dingin bir muhafazakar.<br />
Fransz taşrasn<br />
temsil ediyor ve duruşu ile geleneksel<br />
Fransz seçmeninin ara-<br />
Yasakl mahallede<br />
peş peşe<br />
yaplan eylemler yaygnlaşyor,<br />
Sarkozy’e rağmen!..<br />
Fransa Cumhurbaşkanlğ<br />
seçimlerinin fovari aday Sarkozy’e<br />
karş, seçim karargahn<br />
kurduğu Küçük Türkiye olarak<br />
da bilinen Strasbourg-Saint-Denis<br />
mahallesinde her<br />
gün eylemler gerçekleştiriliyor.<br />
25 Mart günü bir grup sanatç<br />
“güvenlik” anlayşn<br />
teşhir eden oyun sergilediler.<br />
Saint-Denis kemeri önünde<br />
müzikal gösteri yapan sanatçlar<br />
güvenliğin kimin dilinde,<br />
nelerden vazgeçilmesi<br />
gerektiği ise açk. Devletin<br />
sosyal yükümlülüklerden soyundurularak<br />
tamamen çplak<br />
bir zor aygt haline getirilmesi…<br />
Örgütlenme, eylem alanlarndaki<br />
özgürlüklerin kstlanmas…<br />
Eğitim, sağlk gibi <strong>yaş</strong>am<br />
alanlarnda var olan sosyal<br />
haklarn sökülüp atlmas…<br />
Yoksullaşmann artmas…<br />
Yapay ayrmlarla (yerli-yabanc,<br />
uyumlu-uyumsuz)<br />
emekçilerin birbirlerine düşmanlaştrlmas…<br />
“Güvenli <strong>yaş</strong>am hakk” için<br />
bunlarn her birinde giderek bir<br />
derinleşmenin sağlanmas gerekiyor.<br />
Onlarn güvenliği; işçi<br />
ve emekçilerin güvencesizliği,<br />
yoksullaşma ve özgürlük yoksunluğunun<br />
trmandrlmas<br />
anlamna gelir.<br />
İktidar olduklar sistemin ge-<br />
söylem ve eylemler anayasal suç<br />
olmuştu.<br />
Fakat günümüzde Nazi vahşeti<br />
Avrupa’da unutulmaya daha<br />
doğrusu unutturulmaya çalşlyor.<br />
Neo liberal saldrlarn<br />
yarattğ ykm karşsnda işçi<br />
snf ve emekçi kitlelerde bilinç<br />
bulanklğ yaratmak ve onlara<br />
hedef saptrmak amacyla tüm<br />
Avrupa’da göçmen karşt bir<br />
söylem ve propaganda kampanyas<br />
başlatlarak rkçlk yayld.Gerek<br />
sosyal ykm, gerekse<br />
de başta rkçlk olmak<br />
dğ pek çok özelliği kendinde<br />
topluyor. Ani yükselişi Fransa’da<br />
seçim sürecinin nasl kritik<br />
bir dengede ilerlediğini gösteriyor.<br />
Hepsi ayn, asl aktör<br />
emekçiler!<br />
Cumhurbaşkanlğn kim<br />
alrsa alsn, Fransz burjuvazisinin<br />
istemleri doğrultusunda<br />
politikalar izlemek zorundadr.<br />
Asl sorun karşlarnda görecekleri<br />
direniştir. Bunu deneyimleriyle<br />
bilen burjuva partileri,<br />
manevralarn buna göre<br />
ayarlamaktadr.<br />
Burjuvaziye seçimlerde politik<br />
manevralar yaptrtan Fransz<br />
emekçileri, yaplan hesaplar<br />
bozmasn da bilecektir. Perşembenin<br />
gelişini anlamak için,<br />
geçmiş çarşambalara, direnişlerle<br />
burjuvazinin politikalarnn<br />
püskürtülmesine bakmak<br />
yeterlidir!<br />
Sarkozy’e rağmen ne anlam<br />
geldiğini<br />
yaptklar pandomimle toplanan<br />
kitleye sundular.<br />
Sanatçlardan sonra Anti-<br />
Sarkozy adl grup 26 Mart günü<br />
bir eylem gerçekleştirdi.<br />
Saint-Denis kemeri önünde<br />
toplanan 400-500 kişilik kitle<br />
taşdklar dövizlerle, attklar<br />
sloganlarla Sarkozy’nin mahallelerinde<br />
olmasndan duyduklar<br />
kayglar dile getirdiler.<br />
Genel çoğunluğunu semtin<br />
entellektüellerinin oluşturduğu<br />
eyleme, gençler ve öğrencilerin<br />
katlm da dikkat çekti.<br />
Onlarn güvenliği<br />
bizim güvencesizliğimiz<br />
leceği, sermaye birikimini elinde<br />
bulunduran güçlerin ihtiyaç<br />
ve taleplerinin karşlanmas buradan<br />
geçiyor.<br />
İşçi ve emekçilerin, göçmenlerin,<br />
ksaca bizlerin güvenli<br />
<strong>yaş</strong>am hakk için; ekonomik ve<br />
siyasal özgürlüklerin korunup<br />
geliştirilmesi mücadelesine daha<br />
fazla omuz vermemiz, içerisinde<br />
yer almamz gerekiyor.<br />
Irkçlğa karş nikah<br />
…hedef sapt›rmak amac›yla tüm Avrupa’da<br />
göçmen karfl›t› bir söylem ve propaganda kampanyas›<br />
bafllat›larak ›rkç›l›k yay›ld›.<br />
üzere her türlü burjuva gerici<br />
ideoloji; işçisi, emekçisi, yerlisi,<br />
göçmeni, öğrencisi… geniş<br />
emekçi kesimler tarafndan yenilebilir!<br />
Irkçlk, “demokrasi”<br />
maskeli alan açmalarla değil,<br />
emeğin yumruğuyla ezilebilir!<br />
Ve özgürlük alanlar proletaryann<br />
enternasyonal birlik ve<br />
mücadelesiyle açlr!<br />
İşte bunun için ‘Alnterimle<br />
Buradaym! kampanyamz!’<br />
İşte bunun için “İşçilerin birliği<br />
halklarn kardeşliği” şiarmz!<br />
3<br />
Yaflanacak<br />
Dünya<br />
İngiltere’de atom<br />
silahlar yenileniyor<br />
Atom silah ürettiği gerekçesi<br />
ile İran’a yaptrm uygulamaya<br />
çalşan Avrupa devletleri atom<br />
silahlarn yeniliyor. İngiliz parlamentosu,<br />
“Nükleer silahlarn<br />
modernleştirilmesi projesi”ni<br />
onaylad.<br />
Atom silahlarnn yenilenmesini<br />
protesto etmek amacyla<br />
üç milletvekili hükümetteki<br />
görevlerinden istifa etti. Blair<br />
“Güvensiz bir dünyada ancak<br />
atom silahlaryla güvenliğimizi<br />
koruyabiliriz” diyor.<br />
Avrupa Birliği’nde yolsuzluk!<br />
Belçika, Fransa, Lüksemburg<br />
ve İtalya’da baz ev, işyeri ve<br />
bankalara basknlar düzenlendi.<br />
Belçika savclarnn yürüttüğü<br />
soruşturma çerçevesinde<br />
gerçekleşen basknlarda İtalyan<br />
vatandaş olan bir Avrupa Komisyonu<br />
görevlisi de gözaltna<br />
alnd.<br />
30 ayr adreste toplam 150<br />
polisin katlmyla düzenlenen<br />
operasyon kapsamnda, Avrupa<br />
Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu’nun<br />
Brüksel’deki binalarnda<br />
da arama yapld.<br />
Zanllar 10 yllk süre içinde<br />
Avrupal vergi mükelleflerine<br />
ait milyonlarca euroyu usulsüz<br />
şekilde kullanmakla suçlanyor.<br />
Savclar adna açklama yapan<br />
sözcü Jos Colpin, “Soruşturmann<br />
odağnda, Brüksel dşndaki<br />
Avrupa Birliği temsilciliklerinin<br />
inşaat için açlan kamu<br />
ihaleleri de var.” dedi.<br />
Bask’ta yeni parti<br />
2003 ylnda ETA ile bağlants<br />
dolays ile İspanya’da Bask<br />
bölgesinin bağmszlğn savunan<br />
Batasuna yasadş ilan<br />
edilmişti.<br />
Yaklaşan seçimler dolaysyla<br />
yeni bir oluşuma giden Baskllar,<br />
Abertzale Sozialista Batasuna<br />
(Sosyalist Yurtsever Birliği)<br />
partisini kurdu.<br />
İspanyol yasalarna göre şiddeti<br />
destekleyen gruplar yasadş<br />
ilan ediliyor. Savclk partinin<br />
başvurusunu değerlendirme<br />
sürecindeyken, İspanya<br />
Başbakan Jose Luis Rodriguez<br />
Zapatero partinin yasadş olduğunu<br />
ilan etti bile.<br />
Bask bölgesinde yaymlanan<br />
Gara gazetesine göre parti misyonunu,<br />
“Bağmszlk ve sosyalizm<br />
için sadece demokratik yollardan<br />
mücadele” olarak ifade<br />
ediyor. Bask bölgesinde 27<br />
Mays tarihinde bölgesel ve yerel<br />
yö<strong>net</strong>im için seçimler yaplacak.<br />
Bebekler de fişlenecek<br />
Frankfurter Rundschau’nun<br />
haberine göre Hessen Eyalet<br />
Sosyal İşler Bakan Silke Lautenschläger,<br />
bebekleri de fişlemeye<br />
hazrlanyor.<br />
Hessen’de doğan her çocuğa<br />
bir kod numaras verilerek bilgi<br />
bankasna kaydedilecek. Böylece<br />
ailelerin çocuklarn zorunlu<br />
kontroller için doktora<br />
götürüp götürmedikleri de<strong>net</strong>lenmiş<br />
olacak. Uzun süre çocuğunu<br />
doktora götürmeyen<br />
ailelerin kapsn gençlik daireleri<br />
çalacak.<br />
Bakan Silke Lautenschläger,<br />
yaz tatilinden önce tasary<br />
Hessen Eyalet Meclisine sunmak<br />
istiyor.<br />
Bu tasaryla bilgilerin üçüncü<br />
bir kişiye verilmemesi için doktorlarn<br />
srlar saklama görevi<br />
çiğnenmiş olacak.<br />
Brigitte Mohnhaupt serbest<br />
brakld<br />
Kzl Ordu Fraksiyonu (RAF)<br />
üyesi olan Brigitte Mohnhaupt,<br />
24 yl sonra serbest brakld.<br />
Mohnhaupt, 1977 ylnda<br />
RAF’n düzenlediği eylemlere<br />
katldğ iddiasyla ömür boyu<br />
hapse mahkum edilmişti.<br />
Şubat aynda Stuttgart Eyalet<br />
Yüksek Mahkemesi Mohnhaupt’en<br />
serbest braklmasna<br />
karar vermişti.
Yaflanacak<br />
Dünya<br />
Dünya<br />
Hindistan’da öfke<br />
Hindistan’n Bat Bengal<br />
bölgesinde topraklarna “özel<br />
sanayi bölgesi” yaplmasna<br />
karş çkan 14 köylünün polis<br />
tarafndan katledilmesi, çoğu<br />
kadn ve çocuk yüzlerce köylünün<br />
yaralanmasna tepkiler büyüyor.<br />
Katliama karş Bat Bengal<br />
ve başkent Kalküta dahil bir<br />
çok şehirde genel greve gidildi,<br />
barikatlar yükseltildi, okullar<br />
ve dükkanlar durdu, çatşmalar<br />
oldu.<br />
Katliamc polislerin şefinin<br />
“5 bin kişilik kitle ev yapm silahlarla<br />
bize ateş açt, 4’ü kendi<br />
attklar bombalarla öldü” diye<br />
demagoji yapmas, öfkeyi daha<br />
da büyüttü.<br />
Paran kadar <strong>yaş</strong>am<br />
Dünya Sağlk Örgütü’nün<br />
(DSÖ) raporuna gör insanlarn<br />
<strong>yaş</strong>am süreleri ve ölüm nedenleri<br />
<strong>yaş</strong>anlan ülkenin ekonomisine<br />
göre değişiyor.<br />
Emperyalist, yar kapitalist<br />
ve bağml-sömürge ülkelerde<br />
yaplan istatistikler, insanlarn<br />
ölüm nedenleri ve ortalama<br />
ömür süreleri arasnda büyük<br />
farkllklar olduğunu gözler<br />
önüne seriyor.<br />
Yar kapitalist ülkelerde her<br />
üç çocuktan biri 14 <strong>yaş</strong>na gelmeden<br />
ölürken, emperyalist<br />
ülkelerde bu oran yüzde 1 orannda.<br />
Dünya genelinde her yl 11<br />
milyon çocuk 5 <strong>yaş</strong>n altndayken<br />
ölüyor.<br />
Çocuk ölümlerinin yüzde<br />
98’i yar kapitalist ve bağml<br />
ülkelerde <strong>yaş</strong>anyor.<br />
Emperyalist ülkelerde <strong>yaş</strong>ayanlarn<br />
yüzde 70’i, 70 <strong>yaş</strong>n<br />
üzerinde ölürken, yoksul ülkelerde<br />
70 <strong>yaş</strong>na kadar ancak her<br />
üç kişiden biri <strong>yaş</strong>ayabiliyor.<br />
Açk cezaevi Filistin<br />
Birleşmiş Milletler’in Filistin’den<br />
sorumlu İnsan Haklar<br />
raportörü Güney Afrikal avukat<br />
John Dugard, Filistin’de insan<br />
haklarnn durumunu inceleyen<br />
bir rapor hazrlad.<br />
Cenevre’deki BM İnsan<br />
Haklar Konseyi’nde yaptğ<br />
konuşmada Dugard, Gazze<br />
Şeridi’nin dev açk cezaevi olduğunu<br />
söyledi.<br />
İsrail Ordusu’nun Gazze’ye<br />
sk sk yaptğ askeri müdahalelerde,<br />
2006’nn ikicini yarsnda<br />
yüzlerce Filistinlinin öldürüldüğünü,<br />
binlercesinin de<br />
yaralandğn belirtti.<br />
Bat Şeria’da ise İsrail topraklarn<br />
koruma gerekçesiyle<br />
Filistinlilere operasyon düzenlendiğini<br />
ve duvar inşa ettiğini<br />
hatrlatt. İsrail Dugard’ tarafl<br />
olmakla suçlad.<br />
Kongo’da iç savaş<br />
Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin<br />
başkenti Kinşasa’da,<br />
ordu ile muhafz güçleri arasnda<br />
çatşma çkt.<br />
Muhafz güçler muhalefet<br />
parti lideri Jean-Pierre Bemba’ya<br />
bağl.<br />
Çatşmalarn başladğ gün<br />
Bemba ailesiyle birlikte Güney<br />
Afrika Büyükelçiliği’ne sğnd.<br />
Kongo Başsavclğ, Devlet<br />
Başkan eski Yardmcs Jean-<br />
Pierre Bemba hakknda tutukluma<br />
emri çkartt.<br />
Milyonlarca Irakl<br />
mülteci<br />
ABD’nin Irak’ işgalinden<br />
buyana yüz binlerce Irak’l <strong>yaş</strong>amn<br />
yitirirken, milyonlarca<br />
Irakl mülteci konumuna düştü.<br />
Birleşmiş Milletler Mülteciler<br />
Yüksek Komiserliği’nin sözcüsü<br />
Peter Kessler, evsiz kalan<br />
rakllarn en çok Suriye ve Ürdün’e<br />
sğndklarn söyledi.<br />
Suriye’de 1 milyon 200, Ürdün’de<br />
ise 800 bin Irakl mülteci<br />
bulunuyor.<br />
Suriye’de şu an itibariyle yarm<br />
milyon Filistinlinin mülteci<br />
de <strong>yaş</strong>yor.<br />
4 D Ü N Y A<br />
Bush Latin Amerika’y niye “gezdi”?<br />
Bush, geçtiğimiz günlerde<br />
Latin Amerika turuna çkt.<br />
“Latin Amerika’da sosyal adalet<br />
için kayglanmaya”, “Latin<br />
Amerika’nn aclarn hissetmeye”<br />
başlad nedense! İşin gerçeği,<br />
emperyalist politikalarda<br />
zorlandkça bu tür manevralara<br />
daha çoook başvuracak gibiler.<br />
Öyle ki seçimlerden önce daha<br />
düne kadar ABD’nin en yakn<br />
işbirlikçileri olan Ekvador ve<br />
Kolombiya bile, Uluslararas<br />
Ceza Mahkemesinde ABD’ye<br />
dokunulmazlğn tannmas<br />
anlaşmasn imzalamay,<br />
Kristof Kolomb’un Amerika<br />
ktasn işgal etmesiyle başlayan<br />
kym asrlarca devam eder. Şili<br />
Latin Amerika’da bağmszlk<br />
savaşlarnn, darbelerin, işgallerin<br />
en çok <strong>yaş</strong>andğ ülkelerin<br />
başnda gelir. 1879 Pasifik savaşn<br />
kazanan Şili, gerçek bağmszlğn<br />
1904’te ilan eder.<br />
Liberal burjuvazinin yö<strong>net</strong>ime<br />
gelmesiyle başlayan parlamenter<br />
sistem Şili’de yeni bir<br />
dönemin başlangcn aralar.<br />
Otuzlu yllarda Carlos İbarez de<br />
Campo’nun askeri yö<strong>net</strong>imi<br />
Mussolini’yi destekleyerek<br />
İkinci Dünya Savaş’nda taraf<br />
olur.<br />
ABD’nin bölgeye girişi İkinci<br />
Dünya Savaş sonras Marshall<br />
Plan vs. ile gerçekleşir. Özellikle<br />
de bakr rezervlerinin güçlü<br />
olduğu Şili de emperyalizmin<br />
iştahn kabartr.<br />
Latin Amerika’da faşist<br />
darbeler<br />
Yetmişli yllarn başnda Latin<br />
Amerika ülkelerinde gelişen<br />
işçi hareketi, gençlik eylemleri,<br />
ABD’nin srarna rağmen reddetti.<br />
Bush dolaştkça hemen arkasndan<br />
protesto gösterileri için<br />
Chavez dolaşt.<br />
Bush’un uçağ Uruguay’a<br />
iner inmez Chavez, Buenos Aires’te<br />
bir stadyumda yaklaşk 20<br />
bin kişinin katldğ protestodayd.<br />
Bölgede sermayenin, pazarlarn<br />
çeşitlenmesi için Latin<br />
devletleri arasnda bölgesel bütünleşmeye<br />
önderlik eden Venezüella<br />
devlet başkan Chavez,<br />
Bush’u bu kez de “siyasi kadav-<br />
toplumun hak ve özgürlükler<br />
mücadelesi bölge yö<strong>net</strong>imlerinin<br />
giderek güç kaybetmesine<br />
karşlk ABD-CIA askeri darbeler<br />
örgütlemeye girişir.<br />
Brezilya, Arjantin, Şili, Peru,<br />
vb. ülkelerde belli periyotlarla<br />
gerçekleştirilen faşist darbelerle<br />
Latin Amerika ülkelerinde<br />
uzun yllara evrilen kanl ve karanlk<br />
günler <strong>yaş</strong>anr. Salvador<br />
Allende’nin iktidara gelmesiyle<br />
Şili’de bütün dengeler altüst<br />
olur.<br />
Allende’nin ülkesinde model<br />
olarak Doğu Almanya’y alacağn<br />
deklere etmesi ABD’yi çileden<br />
çkarr. Unidad Popular<br />
Şili’de özellikle yoksul semtlerinde<br />
gençlik arasnda baz iş<br />
havzalarnda örgütlenir.<br />
Ülkenin temel gelir kaynağn<br />
oluşturan bakr sanayinin ulusallaştrlmas<br />
ile başlayan gerilim<br />
Şili’yi kaosa sürükler.<br />
Bitirilemeyen direniş<br />
11 Eylül 1973 gecesi Pinochet<br />
askerlerinin Mondena Saray’n<br />
kuşatmasyla uyanr Şili halk.<br />
ra”ya benzetti.<br />
üreticilerden.<br />
Bush, Latin Amerika turuna<br />
Brezilya’dan başlad. İki ülke, Sadece etanol mu?<br />
şeker kamş ile msrdan elde<br />
edilen ve biyolojik yakt olarak<br />
kullanlan etanol üretiminin geliştirilmesi<br />
konusunda anlaşma<br />
imzalad.<br />
Anlaşma, petrole alternatif<br />
olarak gösterilen etanol ve biyodizel<br />
yakt üretiminin geliştirilmesini<br />
içeriyor. Anlaşmaya<br />
göre, şeker kamş ile msrdan<br />
elde edilen ve biyolojik yakt<br />
olarak kullanlan etanol üretimi<br />
geliştirilecek.<br />
Diğer Latin Amerika ülkeleri<br />
de daha fazla şeker kamş üretme<br />
yolunda teşvik edilecek. Bilindiği<br />
gibi etanol, dünyann<br />
petrole olan bağmllğn krabilmek<br />
için en önemli alternatif<br />
olarak görülüyor. Tabii ormanlar<br />
ve tarm alanlarn yok etme<br />
pahasna. Brezilya ise biyo-yakt<br />
üretiminde en önde gelen<br />
Santiago-Ordu Meydan<br />
CIA’nn finanse ettiği ITT ve<br />
bakr sanayi patronlar General<br />
Pinochet üçlüsü Şili’yi karanlğa<br />
gömecek faşist darbeyi gerçekleştirmiştir.<br />
Şili aclaryla, kayplaryla,<br />
<strong>yaş</strong>adğ işkencelerle her dönem<br />
bir direniş abidesidir. Otuz<br />
yl aralksz devam eden faşist<br />
baskya, sürgüne rağmen Pinochet<br />
faşizmine hep direnir.<br />
Darbenin her yldönümünde<br />
yeralt örgütlerinin çağrsna<br />
uyan halk yasakl meydan olan<br />
Armas Meydan’na yönelir.<br />
“Kahrolsun Pinochet!” sloganyla<br />
kurşunlara göğüs geren<br />
halk inancn yitirmez.<br />
CIA’nn finansmanyla saltanat<br />
süren faşist Pinochet ilk<br />
kez çktğ yurtdşna İspanyol<br />
yargç Baltazar Garzon’un tutuklama<br />
şokuyla sahipsiz kaldğnn<br />
farkna varr. Pinochet diğer<br />
darbeci uşaklar gibi işi bitince<br />
bir kenara atlr.<br />
Arjantin darbecisi Galteri şatafatl<br />
döneminin halkn “CIA<br />
piçleri iktidardan defolun” haykrşyla<br />
son bulmas gibi Şili’de<br />
yeniden filizlenen halk hareketi<br />
Biraz tarihe bakarsak bu ziyaretin<br />
etanolden daha derin bir<br />
arka plana sahip olduğunu anlarz.<br />
ABD emperyalizmi, emperyalist<br />
dş politikalarndaki<br />
her iflasta Latin Amerika’ya<br />
Tüm dünya emperyalistlerin<br />
sürekli gündemde tuttuklar<br />
olas İran saldrsn gerekçelendirebilmeleri<br />
için büyük bir<br />
provokasyon beklerken İran,<br />
Basra Körfezi’nde snr ihlali<br />
yapan 15 İngiliz deniz piyadesini<br />
tutuklad.<br />
Devrim Muhafzlar tarafndan<br />
tutuklanan İngiliz askerleri<br />
İran tarafndan sorgulanrken,<br />
ABD iki uçak gemisiyle Basra<br />
Körfezi’nde tatbikata başlad.<br />
Ayrca, 21 Mart tarihinde<br />
İran’a ait insansz bir casus<br />
uçağnn düşürüldüğü de dünya<br />
medyasna yansd.<br />
Rusya: ABD saldr hazrlğnda<br />
Ad açklanmayan üst düzey<br />
bir Rus askeri yetkili, Rus haber<br />
ajans RİA Novosti’ye yaptğ<br />
açklamada, “Son askeri istihbaratmz,<br />
olas bir hava ve kara<br />
operasyonu için İran snrndaki<br />
Amerikan askeri hazrlklarnn<br />
arttrldğ yönünde” dedi. Yetkili,<br />
Basra Körfezi’ndeki ABD<br />
deniz kuvvetlerinin son 4 ylda<br />
ilk defa bu kadar arttrlarak,<br />
neredeyse Irak’n işgalinden<br />
önceki seviyeye getirildiğine<br />
dikkat çekti.<br />
Pentagon’un saldrnn ne zaman<br />
yaplacağ konusundaki<br />
otuz yllk Pinochet ve hempalarnn<br />
kanl iktidarna son verip<br />
yarg yolunu açmay başarmştr.<br />
Bir zamanlar tanklarn,<br />
uçaklarn gücüyle kan ve zülüm<br />
estirdikleri Armas Meydan,<br />
Unitad Popular marşlaryla sarslr.<br />
“Venceremos, Venceremos<br />
Kralm zincirlerimizi<br />
Venceremos, Venceremos<br />
Zulme ve yoksulluğa paydos”<br />
Şili işçi ve emekçileri otuz<br />
yllk acsn yüreğinin derinliklerinde<br />
hissederek kendi geleceğini<br />
tayin etmeye ilk admn<br />
Pinochet diktatörlüğüne son<br />
veren yeni dönemin admn attlar.<br />
Fakat bugün tekrar iktidara<br />
gelen liberal burjuva armağanlarna<br />
kendini kaptrmadan,<br />
gerçek özgürlük ve demokrasiyi<br />
inşa edecek snf bilinciyle örgütlenip<br />
ilerlemeliler.<br />
Santiago’nun Armas Meydan’nda<br />
yaklan Yankee bayrağnn<br />
kirli dumanlar Latin Amerika<br />
semalarnda yok olup gidinceye<br />
kadar Victor Jarra’nn<br />
“Venceremos!” haykrş da duyulmaya<br />
hep devam edecek.<br />
koşar. Bu kez de Irak ve Afganistan<br />
batağndaki ayağyla güç<br />
ve enerji toplamak için Bush<br />
koştu buraya. ABD bunu ilk<br />
olarak 1929 bunalm srasnda<br />
uygulad. Franklin Roosevelt,<br />
Latin Amerika’da “iyi komşuluk”<br />
politikasn uygulamaya<br />
başlad.<br />
Bu, İkinci Dünya Savaş’ndan<br />
sonra ABD’nin emperyalist politikasnn<br />
özünü oluşturdu.<br />
1980’li yllarda, Reagan hükümeti<br />
döneminde, neo liberal<br />
ekonomik ve siyasi saldrganlğn<br />
laboratuar Latin Amerika<br />
oldu.<br />
ABD emperyalizmi yeniden<br />
nihai karar muhtemelen vermemiş<br />
olduğunu ifade eden<br />
yetkili, Pentagon’un ABD’ye<br />
en az maliyetle İran’ dize getirecek<br />
bir formül üzerinde yo-<br />
ğunlaştğn düşündüğünü söyledi.<br />
İngiltere ilişkileri askya<br />
ald<br />
İngiltere Dşişleri Bakan<br />
Margaret Beckett, gözaltna<br />
alnan İngiliz askerler serbest<br />
kalncaya dek İran ile ülkesi<br />
arasndaki tüm ikili ilişkilerin<br />
kesileceğini açklad.<br />
Fakat askerlerin serbest kalmas<br />
konusunda ikili temaslar<br />
sürecek. Beckett’n açklamasndan<br />
ksa süre önce Avam Kamaras’nda<br />
konuşan Başbakan<br />
İsrail ordusu Filistinli sivillere<br />
yönelik vahşet uygulamalarna<br />
bir yenisini daha ekledi.<br />
Siyonist askerler, işgal altndaki<br />
Filistin köylerinde köpeklerini<br />
köylüler üzerine saldrtyorlar.<br />
En son Yüsra Rabayna adl<br />
Filistinli kadnn benzer bir insanlk<br />
dş saldrya uğramasnn<br />
fotoğraflar basna yansd.<br />
Basna yansyan görüntülerde;<br />
Alman cinsi eğitimli köpek,<br />
Filistinli Yüsra Rubayna’nn<br />
kolunu srmaya devam ederken<br />
İsrail askerleri gülerek bu<br />
vahşeti izliyor.<br />
Filistinli Yüsra Rabya’nn<br />
dakikalarca süren dram daha<br />
sonra askerlerin köpeği tutmas<br />
bir dönüm noktasnda. Ekonomik<br />
olarak krizin eşiğinde olduğunu<br />
kendi ekonomistleri itiraf<br />
ediyor.<br />
Askeri harcamalar bu duruma<br />
tuz biber oldu. Bir kez daha<br />
gözlerini Latin Amerika’ya dikmelerinin<br />
gerçek nedeni budur.<br />
ABD’nin oluşturduğu dengeler<br />
dşnda yeni dengeler kurmaya<br />
çalşan Latin devletlerinin<br />
varlğ ile düşünülürse bunun<br />
yakc önemi anlaşlacaktr.<br />
Soslar da bir yere kadar!<br />
Öyle ya Latin Amerika devletlerinin<br />
sosyalizm sosuyla giriştikleri<br />
pazar genişletme, ilişkileri<br />
çeşitlendirme hamleleri<br />
söz konusudur!<br />
ABD’nin klasik arka bahçesi<br />
ile olan klasik bağmllk ilişkileri<br />
giderek zayflyor! Ancak<br />
Latin halklar konuşacak!<br />
Sömürünün ister emperyalistler<br />
tarafndan sunulan en<br />
vahşi biçimi olsun, isterse Latin<br />
devletleri buna sosyallik, sosyalizm<br />
sosu eklesin, Latin emekçileri<br />
yüzyllardr emperyalizme<br />
biriktirdiği öfkeyi, kapitalizmden<br />
esirgemeyecektir. Bu<br />
keha<strong>net</strong> değil!<br />
Zimbabwe’de sarsntlar sürüyor İran geri adm atmyor!..<br />
‹fl yok, ekmek yok,<br />
polis bask›s›, istihbarat<br />
emekçilerin<br />
ensesinde. Emekçilerin<br />
bir araya geldi-<br />
¤i her yerde gösteriler<br />
oluyor.<br />
Zimbabwe’de <strong>yaş</strong>anan ekonomik<br />
çöküntü milyonlar işsiz<br />
brakt. Fiyatlar hemen her saat<br />
baş artyor.<br />
Resmi enflasyon yüzde bin<br />
700’e vurdu. İş yok, ekmek<br />
yok, polis basks ve istihbarat<br />
emekçilerin ensesinde buna<br />
karşn emekçilerin bir araya<br />
geldiği her yerde gösteriler oluyor.<br />
Öğretmenler, sağlk emekçileri,<br />
kamu hizmet işçileri birbiri<br />
ardndan greve çktlar.<br />
Zimbabwe Sendikalar Konfederasyonu<br />
da 3-4 Nisan’da genel<br />
grev çağrs yapt.<br />
“Birleşik direniş çağrs<br />
yaplsn”<br />
Zimbabwe’de, bir halk isyan<br />
bekleyenlerin umudu Devlet<br />
Başkan Mugambe’nin çekilmesini<br />
isteyen Demokratik Değişim<br />
Hareketi Başkan Tsavangiri’ye<br />
bağlanmş durumda.<br />
Defelarca gözaltna alnan<br />
ancak her defasnda kitle protestolaryla<br />
serbest braklan<br />
Tsavangiri, halkn gözünde bir<br />
manevi otorite kazanmş durumda.<br />
Fakat buna karşn, beklenen<br />
birleşik sokak eylemi<br />
çağrsn yapmaktan kaçnyor.<br />
“Onun cesaretine sayg duyu<strong>yoruz</strong>”<br />
diyor Zimbabweli emekçiler;<br />
“ama ondan daha fazla cesaret<br />
göstermesini ve birleşik direniş<br />
çağrs yapmasn isti<strong>yoruz</strong>”.<br />
27 yldr iktidardaki Mugambe’nin<br />
partisi Zanu içinde de<br />
çatlaklar büyüyor, baz polislerin<br />
de göstericilere müdahale<br />
etmekten kaçndğ belirtiliyor.<br />
Siyaset mühendisliği<br />
Ancak ABD emperyalizmi de<br />
boş durmayp Zimbabwe’de siyasal<br />
ve toplumsal krize karş<br />
Dünyan›n sokaklar›<br />
Ahmet Vural<br />
Bölgede sermayenin, pazarlar›n çeflitlenmesi<br />
için Latin devletleri aras›nda bölgesel bütünleflmeye<br />
önderlik eden Venezüella devlet baflkan›<br />
Chavez, Bush’u bu kez de “siyasi kadavra”ya<br />
benzetti.<br />
ikili bir siyaset mühendisliği<br />
yürütüyor. ABD, dikiş tutmaz<br />
hale gelen diktatör ve mevcut<br />
hükümeti parçalayp, yeni bir<br />
parti oluşturmaya, başna da<br />
Zimbabwe’yi ykma uğratan<br />
IMF programlarnn sadk uygulaycs<br />
Merkez Bankas Başkan<br />
Gideon Gono’yu getirmeye<br />
hazrlanyor.<br />
Diğer yandan da, liberal reformist<br />
muhalefetin öne çkan<br />
isimleriyle bağ kurup, siyaset<br />
mühendisliğine toplumsal destek<br />
oluşturmaya çalşyor.<br />
Condeeleza Rice’n geçen hafta<br />
“10.Uluslararas Cesur Kadnlar”<br />
ödülünden birini, Zimbabwe<br />
Uyanan Kadnlar Hareketi<br />
başkan Jeni Williams’a<br />
vermesi raslant değil.Zimbabwe’de<br />
3-4 Nisan genel grevine<br />
doğru toplumsal-siyasal gerilim<br />
trmanyor.<br />
Tony Blair, bu konuda İran<br />
üzerinde diplomatik ve diğer<br />
yollardan basky artrma vaktinin<br />
geldiğini söyledi. Blair, “diğer<br />
yollarla” neyi kast ettiğini<br />
açklamad.<br />
Krizin patlak vermesinin ardndan<br />
Türkiye devleti hükümet<br />
üzerinden arabuluculuk<br />
çalşmalarna atlamşt.<br />
Fakat İran bugün bir bildiri<br />
yaynlayarak aracya gerek olmadğn,<br />
ülkedeki İngiliz konsolosluğu<br />
ile bu konuda işbirliği<br />
yaplacağn bildirdi.<br />
İran, bir kadn asker hariç,<br />
İngiliz askerlerini brakmayacağn<br />
da belirterek, sorgu ve ön<br />
incelemenin ardndan askerlerle<br />
İngiliz konsolosluğunun görüşmesine<br />
imkan doğabileceğini<br />
belirtti.<br />
İsrail’den köpekli işkence<br />
ile bitiyor.<br />
Kolundan ağr şekilde yaralanan<br />
Filistinli kadn ise köylüler<br />
tarafndan hemen hastaneye<br />
kaldrld.<br />
İşgalci siyonistlerin bu insanlk<br />
dş saldrs yabanc değil.<br />
Egemen snflarn halklara karş<br />
savaş snr tannaz. Bir yandan<br />
en kanl yötemlerle fiziksel<br />
olarak imha ederler.<br />
Diğer yandan da manevi olarak<br />
ykm yaratrlar. Ruhlara<br />
korku salmak ve çaresizlik içinde<br />
brakp onur krmak bunlarn<br />
başnda gelir.<br />
Bu tür kirli savaş yöntemleri<br />
ayn zamanda onlarn sonunu<br />
hazrlayacak tepki birikimini de<br />
yaratr ama!..
SSeennddiikkaall FFoorruumm Rza Doğan<br />
Toplumsal Bilinç<br />
CGT • DGB • BGMEA • COSATU • KCTU • GSEE • COBAS<br />
Bilinç, bireyin çevresini ve kendisini anlama, olaylar yorumlamann<br />
bütünü olan toplumsal bir üründür. Dil gibi insanlarn<br />
birbiri ile ilişki kurma zorunluluğundan doğar.<br />
İnsan gücünün ve çalşmasnn yoğunlaşmasyla doğa ve<br />
toplumsal değişim yasalarnda etkili olma ve ona yön vermeye<br />
başlar.<br />
İlkel toplumdan günümüz sanayi toplumuna kadar gerçekleşen<br />
toplumsal devrimler her aşamada toplumun büyük çoğunluğunun<br />
bilincinde yeni bir sçramay, dönüşümü de ifade<br />
etmiştir.<br />
Devrimler de olduğu gibi toplum bilinci de dalgalanr, yükselir,<br />
alçalr, kendi içinde parçalanr farkl kutuplara bölünür.<br />
Snfsal saflaşmalar, kitlesel dalgalanmalar iktidarlar sallayabilir<br />
ya da devirebilir.<br />
Bazen kendini yeni bir frtnaya hazrlayan bir denizin durgunluğu<br />
gibi hareketsizdir. Kitlelerdeki bu dalgalanmalar<br />
içinde bulunduklar ekonomik sosyal ve siyasal durumla doğrudan<br />
bağntldr.<br />
Toplum biliminin henüz gelişmediği dönemde insanlar<br />
kendi sosyal <strong>yaş</strong>am biçimlerini düşünce yoluyla anlamaya çalşrlard.<br />
Oysa zaten var olan düşünceleri, sosyal <strong>yaş</strong>am biçimlerinin<br />
bir yansmasyd. Sarayda <strong>yaş</strong>ayanla kulübede <strong>yaş</strong>ayan,<br />
çalştran ile çalşan, ezen ile ezilen farkl şeyler düşünür,<br />
olaylara bakş açs farkl olur.<br />
Toplumsal bilinç, kültür ve pratik çatşmalar her zaman yeni<br />
bir toplumsal devrimin nesnel ve öznel şartlarn oluşturur.<br />
Bu bakmdan toplumlar tarihi ayn zamanda snf savaşmlar<br />
tarihidir.<br />
Doğann devinimi gibi toplumsal devinim de kendi yasalar<br />
içinde işler. İnsan bunu bilince çkardğ ölçüde toplumsal dönüşümlere<br />
yön vermeye başlamştr.<br />
İnsanlarn ilkel toplumda ürettiği alet de, günümüz modern<br />
toplumunda hzla ilerleyen teknoloji de, insann bilgide yoğunlaşp<br />
billurlaşan gücü ve çalşmasnn ürünüdür.<br />
Yüz elli yl önce Marks şu belirlemeyi yapyordu; “Genel<br />
toplumsal bilginin ne ölçüde bir üretim gücü olduğunu ve böylece<br />
toplumsal <strong>yaş</strong>am süreci koşullarnn ne ölçüde genel zekann<br />
de<strong>net</strong>imi altna alndğn ve ona uygun olarak kurulduğunu göstermektedir.”<br />
Günümüzde küreselleşen kapitalizm dünyann nerdeyse tamamn<br />
de<strong>net</strong>imine aldğ gibi dünya halklarn neo liberalizmin<br />
“yeni dünya düzeni” ile yeniden biçimlendirmeye çalşyor.<br />
Bunda önemli bir mesafe kaydettiği de bir gerçektir.<br />
Geniş yğnlara yönelik sürdürdüğü ideolojik, siyasi ve kültürel<br />
manipülasyonlarla! Kitleleri etkileyerek istediği değişimleri<br />
gerçekleştiremiyorsa, yukardan aşağ darbe yoluyla veya<br />
dşardan müdahale ederek istediği dönüşümleri gerçekleştiriyor.<br />
Böyle durumlarda bile her zaman kendine bir kitle taban<br />
yaratmak için her türlü demagoji ve propaganda yollarn<br />
ihmal etmiyor.<br />
Kitlelerin bilincinde yerini bulmayan yukardan aşağ darbeyle<br />
gerçekleşen dönüşümler biçimsel kalr. Dahas, eskinin<br />
daha güçlü olarak topluma yeniden egemen olma olaslğ büyüktür.<br />
Ayrca binlerce yllk snfl toplumlarn pratik ve kültürel<br />
etkilerinin toplumlarda ksa bir zaman diliminde köklü bir<br />
sçrama yapamadğ <strong>yaş</strong>anan sosyalizm deneylerinde de görüldü.<br />
Bu ülkelerde devrimi gerçekleştiren kitlelerin zamanla<br />
nasl karş devrime destek verdiklerine hayretle tank olduk.<br />
Toplumlar verimli bir tarla gibidir, ne ekersen onu biçiyorsun.<br />
En büyük bilim adamlarn, en acmasz katilleri de yaratan<br />
toplum.<br />
Dünyay kana bulayan Hitler’i iktidara getiren, bugün<br />
Irak’ta haksz bir savaş başlatarak yüz binlerce masum insann<br />
kann döken Bush ve Blair’e, Ortadoğu halen kan gölüyken,<br />
ikinci kez seçimi kazandran da toplum.<br />
Dünyann her yerinde milyonlarca işçi emekçi kitleler kendilerini<br />
ezen, sömüren faşist ve gerici partilere oy verebiliyor.<br />
Bu durum tabii ki geniş emekçi kitlelerin kapitalist sistemi<br />
benimsedikleri anlamna gelmiyor. Var olan bilinç bozulmas<br />
emekçilerin sosyal <strong>yaş</strong>am tarzyla çelişir.<br />
Bu egemen snflarn manipülasyon ve propagandasnn bir<br />
başars olmakla birlikte; snflarn, sömürünün ve savaşlarn<br />
son bulduğu başka bir dünyann da mümkün olabileceğini<br />
gösteren güçlü bir alternatifin olmayş da temel etkenlerden<br />
biridir.<br />
50 binden fazla Airbus işçisi,<br />
“Power 8” isimli saldr planna<br />
karş Almanya, Fransa, İngiltere<br />
ve İspanya’da üretimi durdurarak<br />
alanlara çkt. Avrupa Metal<br />
Sendikalar Birliği AMSB’nin<br />
çağrs üzerine yaplan eylemler<br />
büyük bir coşkuyla gerçekleşti.<br />
Yaplan eylemlerde, “Bizi birbirimize<br />
düşüremeyecekler, karş<br />
karşya gelmeyeceğiz” vurgusu<br />
hakim oldu.<br />
Sermaye yanls politikacla-<br />
rn ve Airbus tekelinin tutumlarndan<br />
dolay işçilerinin bölünme<br />
noktasna geldiği belirtilerek,<br />
“Bir ülkedeki Airbus işçileri<br />
diğer ülkedeki Airbus işçilerine<br />
karş mücadele etmeyecekler.<br />
Mücadelemizi birleştirip hepimizin<br />
geleceği için mücadele edeceğiz”<br />
denildi.<br />
Eylemler… eylemler…<br />
Hamburg’da yaplan eyleme<br />
Yaflanacak<br />
Dünya<br />
Asgari ücret<br />
tartşmalar<br />
E M E K D Ü N Y A S I Dünya<br />
Kararl mücadeleyle kazandlar!<br />
Senato, etki alan› ve gücü geniflleyen direnifl<br />
karfl›s›nda geri ad›m atarak iflçilerin taleplerini<br />
dikkate almak zorunda kald›<br />
Hamburg Liman’nn ve lojistik<br />
şirketi HHLA’nn özelleştirilmesine<br />
karş direnen işçiler<br />
sonunda kazand.<br />
Hamburg Senatosu, liman ve<br />
HHLA’nn yüzde 49.9’unu 1.6<br />
milyar Euro karşlğnda özelleştireceğini<br />
duyurmuştu.<br />
İşçiler plana karş aylarca sürecek<br />
direnişe başladlar. Kararl<br />
direnişler karşsnda Hamburg<br />
Senatosu 14 Mart’ta limann<br />
özelleştirilmesinden vazgeçildiğini<br />
açklamak zorunda<br />
kald.<br />
Özelleştirme kararndan geri<br />
adm atan Senato, limann ve<br />
HHLA’nn yüzde 30’unun borsaya<br />
açlacağn duyurdu. Ayrca<br />
hisselerin borsaya açlmas<br />
konusunda işçilerin şart koştuğu,<br />
satşn ufak parçalar halinde<br />
yaplmas talebini de kabul etti.<br />
Etki alann genişlettiler!<br />
Almanya’da Temizlik iş kolunda çalşan yaklaşk 850 bin emekçi<br />
için artk asgari ücret geçerli olacak.<br />
Kabul edilen yasaya göre temizlik işlerinde çalşan bütün işçiler<br />
ilk kez asgari ücret uygulamasna alndlar.<br />
Yasa Bat Almanya’da asgari saat ücretin 7,90 Euro olmasn öngörürken<br />
Doğu Almanya’da ise 6,40 olmasn öngörüyor.<br />
Saat ücretleri parlamento tarafndan karar altna alnmadan önce<br />
IG BAU ve temizlik işkolunun işverenler örgütü tarafndan karar<br />
altna alnmşt.<br />
İngiltere’de asgari ücret artt<br />
değişik fabrikalardan gelen 20<br />
bin Airbus işçisi katld. Bremen,<br />
Buxtehude, Laupheim,<br />
Nordenham, Stade’den Airbus’un<br />
Almanya merkezinin<br />
bulunduğu Hamburg’a gelen<br />
binlerce işçi sabahn erken saatlerinde<br />
Hamburglu Airbus işçileriyle<br />
buluştu.<br />
Güney Almanya’daki Laupheim’de<br />
ise fabrikann etrafnda<br />
insan zinciri oluşturuldu. Fabrikada<br />
çalşan bin 200 işçinin<br />
yan sra yöre halknn da destek<br />
verdiği eyleme 2 binden fazla<br />
insan katld.<br />
Fransa’da yaplan eylemlere<br />
10 binden fazla emekçi katld.<br />
İşçiler, iş brakmaktan greve,<br />
yürüyüşten panele, standtan<br />
mitinge kadar aylar boyunca,<br />
büyük bir kararllk ve özgüvenle<br />
özelleştirmeye karş inatç bir<br />
direniş sürdürdüler.<br />
Aralk ayndan bu yana onlar-<br />
ca eylem yaptlar. Tüm işçileri,<br />
emekçileri ve Hamburg halkn<br />
direnişin etrafnda ke<strong>net</strong>lenmeye<br />
çağrdlar.<br />
Temizlik işçilerine<br />
asgari ücret<br />
Almanya’da asgari ücretin ekonomiye olağanüstü zarar vereceğini<br />
iddia ederek tüm dallarda uygulanmasna karş çkan politikaclara<br />
ve sermaye güçlerine İngiltere’den yant geldi.<br />
“Düşük Ücret Komisyonu” ülkedeki asgari ücretin yükseltilmesini<br />
önerdi. Komisyon önerisini kabul eden hükümet sonbahar aylarndan<br />
itibaren asgari ücretleri yükseleceğini açklad.<br />
Buna göre normal asgari saat ücretleri yüzde 3,2 artarak 5,52<br />
Pound’a (8,10 Euro) çkarken 18 <strong>yaş</strong>na kadar gençlere ödenen asgari<br />
saat ücreti 4,60 Pound’a (6,75 Euro) ve 16 <strong>yaş</strong> grubuna kadar<br />
gençlere ödenen asgari saat ücreti ise 3,40 Pound’a (4,99 Euro)<br />
çkt.<br />
Airbus emekçileri eylemde<br />
Airbus’un ana karargâhnn bulunduğu<br />
Toulouse’de 7 bin işçi<br />
üretimi durdurarak fabrikann<br />
önünde bir miting düzenlediler.<br />
Fransa Airbus Genel İşçi Temsilciliği<br />
Başkan Jean François<br />
Knepper, “Bugün çok görkemli<br />
bir gün. Burada toplanan 7 bin<br />
yürek işyerlerini korumak, fabrikalarn<br />
satlmasn engellemek<br />
için buradalar” dedi.<br />
İspanya ve İngiltere’deki fabrikalarda<br />
da eylemler gündemdeydi.<br />
İspanyol sendikalar CCOO<br />
ve UGT tarafndan yaplan eylem<br />
çağrlarna da binlerce işçi<br />
katld.<br />
Yürüttükleri sabrl ve inatç<br />
kampanya ile Hamburg halkn<br />
direnişin etrafnda ke<strong>net</strong>lemeyi<br />
başardlar! Direniş Hamburg snrlarn<br />
da aşt! Avrupa’nn en<br />
büyük liman olan Hollanda’nn<br />
Rotterdam Liman işçileri<br />
ve diğer ülkelerdeki liman<br />
işçileri de dayanşma eylemleri<br />
yaptlar.<br />
Birleşik eylem kazanr!<br />
Sonuçta tehditle de sonuç<br />
alamayacağn görerek yeni bir<br />
“ikna” turuna hazrlanan Se-<br />
Hükümet partileri Emeklilik<br />
Reformu adyla bilinen “Mezarda<br />
emeklilik” yasa taslağn<br />
karar altna aldlar. Böylece<br />
emeklilik <strong>yaş</strong>nn 67’ye çkartlmas<br />
için planlanan yasa tasarsnn<br />
ilk adm atlmş oldu.<br />
Hükümet partilerinin çoğunluğu<br />
ellerinde bulundurduğu<br />
Federal Konsey’de de kararn<br />
ksa süre içinde alnmas bekleniyor.<br />
Emekçiler karş koymazsa<br />
yasann 1 Mays 2007’de yürürlüğe<br />
girmesinin önünde yasal<br />
yönden bütün engeller aşlmş<br />
olacak.<br />
Federal Meclis’te emeklilik<br />
reformu üzerine tartşma yaplrken<br />
dşarda 3 binden fazla<br />
genç işçi emeklilik <strong>yaş</strong>nn<br />
67’ye çkartlmasna karş gösteri<br />
yapt. “Geleceği olmayan<br />
gençlik – Toplum için barut”<br />
gibi pankartlarla tepkilerini dile<br />
getiren gençler, 2029 ylndan<br />
sonra <strong>yaş</strong>llarn daha uzun süre<br />
çalşmak zorunda kalmalar<br />
nedeniyle iş bulmann imkansz<br />
hale geleceğini belirttiler. Son<br />
Almanya’da neo-liberal politikalara<br />
bağl olarak son yllarda<br />
ard ardna çkarlan pek çok<br />
ykm yasas, işçilerin ve memurlar<br />
da dahil tüm emekçilerin<br />
<strong>yaş</strong>amlarn büyük ölçüde<br />
etkiledi.<br />
Bugünlerde Almanya’nn<br />
Saksonya Anhalt Eyaleti’nde ilkokul<br />
ve lise dengi okullarda<br />
çalşan öğretmenleri etkileyecek<br />
ykm yasalar bekleniyor.<br />
Yaklaşk 13 bin öğretmeni kapsayan<br />
TİS (Toplu İş Sözleşmesi)<br />
görüşmeleri yaplyor.<br />
Bu sözleşmede hedeflenen<br />
öğretmenlerin çalşma sürelerini<br />
ksaltmak ve aldklar ücreti<br />
nato’nun hevesi, işçilerin Mart<br />
ay başndan itibaren fazla mesaiye<br />
kalmama yönünde aldklar<br />
karara takld!<br />
Etki alan ve gücü genişleyen<br />
direniş karşsnda geri adm<br />
atarak işçilerin taleplerini dikkate<br />
almak zorunda kald.<br />
Onlarn başars hem moral<br />
olarak hem de başka yerlerdeki<br />
mücadelelere örnek olmas yönüyle<br />
önemlidir. Birlikte ve kararl<br />
bir mücadele ile sonuç alnabileceği<br />
liman işçileri ve<br />
Hamburg halk tarafndan bir<br />
kez daha gösterilmiştir.<br />
Mezarda emekliliğe onay!<br />
iki ay içinde 500 binden fazla<br />
emekçi hükümetin planlarn<br />
protesto etti.<br />
“Doğru yönde bir adm…”<br />
Sermaye temsilcilerine bu bile<br />
yetmiyor. Yaptklar açklamalarda<br />
mecliste alnan karar,<br />
“Doğru yönde atlmş önemli<br />
ama yetersiz bir adm” olarak<br />
değerlendirildi. Hükümetin daha<br />
cesaretli admlar atmas gerektiğini<br />
bildiren sermaye sözcüleri,<br />
“Zaman kaybetmeden ek<br />
yasal düzenlemelerle yasann<br />
açk braktğ alanlar kapatlabilir”<br />
diyerek daha fazlasn istediler.<br />
IG Metall Genel Başkan<br />
Jürgen Peters ise, “Bu karar<br />
halkn çoğunluğuna karş alnmş<br />
bir karardr ” dedi.<br />
Elbette bu karar halkn çoğunluğuna<br />
karş alnmş bir karardr.<br />
Ve vakit daha fazla geç<br />
olmadan bu çoğunluk harekete<br />
geçmezse,“mezarda emeklilik”<br />
tüm ağrlğyla emekçilerin<br />
boynuna aslacaktr.<br />
düşürmek. Karlarn hiç bir snr<br />
tanmadan uygulamaya<br />
koyma gayretkeşliğini eğitimede<br />
taşyan Alman devleti, öğretmenlerin<br />
emeklerine ve çalşma<br />
sürelerine de göz dikmiş<br />
durumda.<br />
Özellikle son yaplan araştrmalar<br />
da eğitimin git gide kötüleşme<br />
eğilimi göstermesi ve<br />
bundan dolay uyar alan Alman<br />
Hükümet eğitim polikalarnda<br />
sorun olmadğna kanaat<br />
getirmiş olacak ki; fazla ödenek<br />
ayrdğn düşündüğü bu alan<br />
slah etmeye Saksonya Anhalt<br />
Eyaleti’nde ilk adm atlan uy-<br />
5<br />
Hükümet ortağ SPD’de çelişkili<br />
yaklaşmlar söz konusu.<br />
Bir taraftan Almanya’da asgari<br />
ücret uygulamasnn kabul<br />
edilmesi için imza kampanyas<br />
başlat.<br />
Öte yandan SPD’li Federal<br />
Çalşma Bakan Franz Müntefering<br />
TİS araclğyla belirlenen<br />
ücretlerden yüzde 20 ile 30<br />
orannda daha az ücret ödenebileceğini<br />
savundu.<br />
Müntefering’in asgari ücret<br />
belirlenmesi yerine ücretlerin<br />
düşürülmesi önerisini Baden<br />
Württemberg ve Hessen eyaletlerinin<br />
CDU’lu başkanlar destekledi.<br />
Hükümet ortaklarndan<br />
olan CDU asgari ücrete<br />
karş çkyor.<br />
Hükümetin tutumuna sendikalar<br />
tepki gösterirken,<br />
DGB’ye bağl Ekonomik Sosyal<br />
Enstitü (WSI) tarafndan hazrlanan<br />
raporda, Almanya’da<br />
6,9 milyon insann düşük ücretli<br />
işlerde çalştğ ve aldklar<br />
ücretin geçinmeye yetmediği<br />
belirtiliyor.<br />
WIS uzmanlarndan Reinhard<br />
Bispinck, “Bu öneriye göre<br />
Saksonya’daki bir berber 2,14<br />
Euro saat ücretine çalşmak zorunda”<br />
dedi.<br />
Grizu patlamas<br />
Çin’de geçen yl madenlerde<br />
2 bin 845 grizu patlamas olmuştu.<br />
Bu patlamalarda 4 bin<br />
746 işçi hayatn kaybetmişti.<br />
Mart aynda Çin’in kuzeyindeki<br />
Şanci bölgesindeki kömür<br />
madeninde meydana gelen grizu<br />
patlamasnda 19 madenci<br />
öldü, 7 madenci kayp.<br />
Madenin işletme belgesinin<br />
süresinin dolduğu açkland.<br />
Yunanistan’da<br />
memurlar grevde<br />
Yunanistan Kamu Çalşanlar<br />
Konfederasyonu’nun<br />
(ADEDY) çağrsyla kamu çalşanlar<br />
1 günlük greve çkt.<br />
Hükümetin ücret politikalarn<br />
protesto etmek amacyla<br />
yaplan greve sivil hava yolu çalşanlar<br />
4 saatlik iş durdurma<br />
eylemiyle destek verdi.<br />
Yunan Olympic Hava Yollar’nda<br />
greve katldğ için çok<br />
sayda sefer iptal edildi.<br />
Citigroup’ ta işçi<br />
kym<br />
Amerikal yatrm bankas Citigroup<br />
yö<strong>net</strong>icileri tasarruf<br />
politikalarn gerekçe göstererek<br />
işçi kymna gidiyor.<br />
Binlerce işçi işini kaybetme<br />
tehlikesi ile karş karş kald.<br />
Tasarruf plan çerçevesinde<br />
15 bin işçinin atlmasyla 1 milyar<br />
Dolar kazanç sağlanmas<br />
planlanyor.<br />
Sra öğretmenlerde<br />
sözleflmeyle hedeflenenö¤retmenlerin<br />
çal›flma sürelerini<br />
k›saltmak ve ald›klar›<br />
ücreti düflürmek<br />
gulamalarla, öğretmenler üzerinden<br />
başlatmay hedefliyor.<br />
Yaplan görüşmelerde devletin<br />
getirdiği öneriyi Eğitim Sendikas<br />
(GEW) kabul etmeyince<br />
görüşmeler tkand.<br />
Devlet, “Sendikalar sunduğumuz<br />
olanaklar değerlendirmiyorlar”<br />
diye açklama yaparken<br />
GEW ve DGB, öğretmenlerin<br />
haklarnn gasp edilmesine<br />
izin vermeyeceklerini ve bir<br />
anlaşma yaplacaksa bunun öğretmenlerin<br />
ücretlerini düşürerek<br />
olamayacağn, böyle bir<br />
yaklaşm hiçbir şekilde kabul<br />
edemeyeceklerini söylediler.
Yaflanacak<br />
Dünya<br />
6<br />
Dünya<br />
FFeellsseeffiikk ddüüflflüünncceelleerr<br />
Zeynep Günel<br />
felsefikdusunceler@yahoo.com.tr<br />
Ne yazsam?..Bu sayda sizlere ne yazaym diye düşünüp<br />
taşnrken (hatta halkmzn dediği gibi biraz da kaşnrken)<br />
gazeteden yazy beklediklerini söylediler. Tabii bu haberi<br />
alnca bende başlad bir telaş ki sormayn gitsin. Elim ayağm<br />
birbirine dolaşt desem yeridir. Düşünmekten ve taşnmaktan<br />
beynim patlad diyebilirim. Allah kahretsin ki şu<br />
son günlerde sizlerle paylaşacağm, sizleri şöyle keyifle güldürebileceğim<br />
bir olayda <strong>yaş</strong>anmad ki. Gel de yaz bakalm<br />
bir yaz! Yok yok yok. Ne yazsam acaba?..<br />
Bunlar düşünürken, şu anda içinde bulunduğum durumu<br />
yazp sizlerle paylaşmak istedim. Yazya başladktan<br />
sonrada aklma çok dahiyane bir fikir geldi. Bugünden itibaren<br />
bu köşenin bir mail adresi olacak. Ve bu köşede sizlerin<br />
de yazs yer alacak. Bugünden itibaren bu köşeyi sizlere<br />
açmak ve sizlerin başndan geçenlere yer vermek istiyorum.<br />
Başnza gelen komik, ilginç, keyifli olaylar bu köşede,<br />
tüm okuyucularla paylaşmak istiyorum. Umarm sizde<br />
paylaşmak istersiniz ve bu mail adresine başnzdan geçen<br />
olaylar aktarrsnz.Şimdi size bir iki hatrlatma yapmak<br />
istiyorum, daha doğrusu bu köşeyi yeni okuyanlarn<br />
köşeyi anlamas için önceden yazlmş baz yazlar ksa ksa<br />
aktarmak istiyorum.<br />
Birkaç say öncesinde, ylbaşnda başmdan geçenleri anlatmştm.<br />
Daha önce okuyanlar hatrlar. Ylbaşnda Türkiye’den<br />
yeni bir misafirimiz gelmişti ve onu arkadaşlarla ziyarete<br />
gitmiştik. Biz sohbet ederken arkadaşlardan bir tanesi,<br />
sehpann üzerindeki lokumlar tek tek götürüyordu.<br />
Derken lokumlar yiyen arkadaş “kim getirdi” diye sordu.<br />
Ev sahibi arkadaş “bizim bizim Gül getirdi, çifte kavrulmuş”<br />
dedi. Yeni gelen arkadaş yol hikayesini anlatmaya devam<br />
etti, bu srada kendisini getiren adamn defalarca bu yolla<br />
adam getirmesine rağmen hala uçak korkusu olduğunu ve<br />
uçakta uyumak için viski içtiğini anlatt. Bizim lokum yiyen<br />
arkadaş lokumlardan kafasn kaldrd ve “seni Gül ge-<br />
tirmemiş miydi? Nereden çkt çkt bu adam?” diye sordu.<br />
Hepimizin birden şaşknlkla “ya nereden çkarttn Gül’ü”<br />
diyince bizimki bizden şaşkn “Biraz önce sorduğumda<br />
Cemal arkadaş Gül getirdiğini söyledi, hatta ona öv-<br />
güyle çifte kavrulmuş dedi” Tahmin edeceğiniz gibi ortalğ<br />
bir gülme tufan götürdü. Bizimkisi saf saf hatta şaşkn<br />
şaşkn “ya neden gülüyorsunuz, anlatnda bende güleyim”<br />
dedi. Ev sahibi arkadaş başlad anlatmaya “senin şu sehpann<br />
üzerinde yediğin lokum çifte kavrulmuş ve o lokumlar<br />
Gül getirdi. Hüsnü’yü de şebekenin adam getirdi” dedi ve<br />
olay aydnlğa kavuşturdu.<br />
Daha önce ki saylardan bir tanesinde de Sakine’nin yaptğ<br />
gaf anlatmştk. Hatrlarsanz Sakine’nin eşinin karn<br />
şişiyordu ve doktora gitmişti. Doktor eşinden idrar örneği<br />
istemişti ve bizim Sakine yanlşlkla idrar dökmüştü. Eşinden<br />
korktuğu içinde, şişeye kendi idrarn doldurmuştu. Eşi<br />
idrar tahlilinden sonra hamile çkmşt ve bunalma girmişti,<br />
ta ki işin gerçeğini öğrenene kadar. Ve bizim Sakine’nin<br />
nur topu gibi bir bebeği olmuştu.<br />
Elbette bunlar sadece komik olmak zorunda değil, ilginç<br />
ve sizi şaşrtan olaylarda olabilir. Mesela daha önce bu köşede,<br />
hastalk paras almak için ayaklarnn altna taş koyan<br />
ve doktorun yanna gittiğinde ayaklarna basamadğ için<br />
hastalk paras alan birini anlatmştk.<br />
Umarm bunlar köşeyi anlatmaya yetmiştir, dediğim<br />
gibi başnzdan geçen ilginç, komik ve keyifli<br />
olaylar yazn ve bu köşede bütün okuyucularla<br />
paylaşalm.<br />
Sabrszlkla sizlerin maillerini bekliyorum.<br />
Felsefik düşünceler · Felsefik düşünceler · Felsefik düşünceler · Felsefik düşünceler · Felsefik düşünceler · Felsefik düşünceler<br />
↵<br />
Y A fi A M I N R E N K L E R ‹<br />
Seni ele sevirem ki… Diyacahsan ki niye? Ne<br />
bilim işde ele! Seni görende bir hoş olir ölir, ölir,<br />
ölirem…<br />
Ahşam olir, davar, nahr, mal gelir, komlar,<br />
ahrlar dolir. Sayiram, sayiram biri esgik. Bi daha<br />
sayiram. Bir de bahiram ki tamam. Ama üzülirem.<br />
Diyacahsan ki niye? Bennam işde ele!<br />
Yassi olir, sekide eymek yiyeceğam, Civil lava-<br />
Bilgisayar ve diğer elektronik<br />
eşyalarnda problem <strong>yaş</strong>ayanlara<br />
yardm amacyla kurulan bir<br />
danşmanlk servisi bugüne kadar<br />
aldğ en komik ‘acil sorun’<br />
telefon konuşmalarn yaynlad.<br />
Danşmanlğ departman,<br />
chat yaptğ erkeğin telefonunu<br />
öğrenmek isteyen kadnlardan<br />
bilgisaylarn kutusundan çkarmadan<br />
inter<strong>net</strong> bağlants kurmak<br />
isteyenlere kadar her türlü<br />
‘gülünç’ isteği inter<strong>net</strong> sitesinde<br />
yaynlad. İşte diyaloglar:<br />
***<br />
Müşteri: Mouse pad’imin<br />
kablosu yok!<br />
Danşman: Anlayamadm!<br />
Mouse pad’lerin zaten kablosu<br />
yoktur!<br />
Müşteri: Peki o zaman Mouse<br />
pad’im Mouse’mn nerede olduğunu<br />
nereden biliyor?<br />
***<br />
Danşman: Makinenizde ca-<br />
↵↵<br />
→→<br />
↵<br />
↵<br />
↵<br />
Diyecahsan ki niye?<br />
↵<br />
şi dürüm edir, tam ktliram, sen ahlma gelirsen,<br />
boğazimda dügümlenir, yiyemirem. Gene diyirsen<br />
ki niye? İşde ele…<br />
Anam örtileri serir… Gendi gendimi yiyirem.<br />
O da gidir, külli biçare galiram. Gözlerim süzülir,<br />
uyuyacağm uyiyamiram. Gafam garişir, yüregim<br />
shişir, yatamiram. Gene diyirsen niye? İşde<br />
ele…<br />
Guşluğa doğri daliram, hayal, hülya görirem,<br />
sanki yanmdasan. Sevinir, sevinir bir hoş oliram.<br />
Bir de ayliram ki, yastğa sarlmşam. Diyacaksan<br />
ki niye? Amaaan, işde ele!<br />
Sabah olir, horozlar ötir, gün doğir… Gahiram<br />
tavuhlara, culuhlara yem verirem… Culuhlari<br />
dutir dutir öpirem. Onlari bile sene benzedirem.<br />
Saggn deme niye? Ne bilim, işde ele!<br />
Gün gibi gelir, ay gibi gidirsen. Beni yiye yiye<br />
bitirirsen. Hep ömrümden götirirsen. Seni sevdigimi<br />
de çoh eyi bilirsen. Diyirsen ki niye? Bilirsen<br />
işde ele!<br />
Babam beni gapiya goymir diyirsen. Ey helt yiyirsen.<br />
Gomşulara, emin, bibin, ezen gile gidirsen…<br />
Medem ele çh cama, trhca gel! Yüzün<br />
görim, bu da bene yeter. Saggn deme niye? İşte<br />
ele…<br />
‘Acil sorun’ telefon hatt›<br />
sus yazlm (spyware) var. Sorunu<br />
yaratan da bu.<br />
Müşteri: Casus yazlm m?<br />
Beni soyunurken monitörden görebiliyorlar<br />
m yani?<br />
***<br />
Danşman: Lütfen ‘bilgisayarm’a<br />
tklar msnz?<br />
Müşteri: Bende sizin bilgisayarnz<br />
yok. Sadece benim bilgisayarm<br />
var!<br />
***<br />
Müşteri: İşimi kaybettim<br />
Danşman: Bakalm kaybettiğiniz<br />
belgeleri bulabilecek miyiz?<br />
Müşteri: Anlamyorsunuz.<br />
Ben işimi kaybettim ve yeni bir iş<br />
aramak için inter<strong>net</strong>e girmek istiyorum!<br />
***<br />
Müşteri: İnter<strong>net</strong>e giremiyorum!<br />
Danşman: Ne tip modem kullanyorsunuz?<br />
Bağlantnz kurulu<br />
değil mi?<br />
Gözeri görmeyen Kayserili<br />
↵<br />
↵<br />
Müşteri: Hayr daha modemle<br />
bilgisayar kutularndan çkartmadm.<br />
***<br />
Müşteri: Pod’um sadece bir<br />
parça çalyor<br />
Danşman: Başka kaç parça<br />
indirdiniz?<br />
Müşteri: Şark m indirmem<br />
gerekiyor?<br />
***<br />
Müşteri: Dijital fotoğraf makinamn<br />
çektiği bütün fotoğraflar<br />
karanlk!<br />
Danşman: Flaşn açmay denediniz<br />
mi?<br />
***<br />
Müşteri: Avustralya’daki ailem<br />
BT softphone diye bir alet<br />
kullanyor. Ben onlar görebiliyorum<br />
ama onlar beni göremiyor.<br />
Danşman: Peki sizin webcam’iniz<br />
ne marka?<br />
Müşteri: Webcam nedir ki?<br />
Kiris˛lerden<br />
kaçmıs˛<br />
→<br />
→→<br />
→<br />
↵<br />
→<br />
Baba ve o¤ul<br />
Baba, ortaokul üçüncü snfa<br />
giden oğlunun elinde karneyle<br />
salona girdiğini görür. "Allah<br />
allah, dönem ne çabuk bitmiş..."<br />
diye düşünür ve oğluna seslenir:<br />
- "Getir bakaym şu karneyi!"<br />
- "Al baba..."<br />
Adam karneye bir bakar ki,<br />
beden eğitimi ve resim dşndaki<br />
tüm dersler zayf.<br />
- "Bir dediğini iki etmi<strong>yoruz</strong>,<br />
bilgisayar dedin, bilgisayar al-<br />
Adamin biri evine gelir ve<br />
posta kutusunda telefon faturasn<br />
görür. Bir bakar ki 3 milyar<br />
küsür lira fatura. Beyninden<br />
vurulmuşa döner. Hemen ayrntl<br />
fatura ister. Fatura gelir.<br />
Aranan bütün numaralar adamn<br />
arkadaşlarna ve dostlarna<br />
aittir. Adam "Bu nasil olur?<br />
Ödeyeceğiz mecburen" der. O srada<br />
gözü papağanna taklr.<br />
Bir an tereddüt eder. Gece<br />
papağani gözlemeye karar verir.<br />
Papağan kafesinden çkar ve telefonun<br />
başna gidip rehberi<br />
→<br />
→<br />
↵<br />
→<br />
→<br />
dk, ingilizce kursu dedin ingilizce<br />
kursuna gönderdik, gitar kursu,<br />
müzik aletleri, ne istersen<br />
yap<strong>yoruz</strong>. Kz arkadaş uğruna<br />
harcadğn çiçek parasnn haddi<br />
hesab yok. Ne bu notlarn<br />
hali, rezil şey!"<br />
- "Baba... O benim karnem<br />
değil ki, senin kitaplarn karştryordum,<br />
birinin arasnda<br />
karnelerinden birini bulmuştum..."<br />
Papag˜an ve ¡sa<br />
Çocuk ve ›sl›k<br />
açar, adamn arkadaslarn tek<br />
tek arayp saatlerce konuşmaya<br />
başlar. Adam sinirden çldrmş<br />
bir şekilde papağan yakalar ve<br />
kanatlarndan duvara çiviler.<br />
Papağan çarmha gerilmiş bir<br />
vaziyette duvarda asl kalmştr.<br />
Adam sinirle papağan azarlar;<br />
- "Bir hafta burada asl kal<br />
da akln başna gelsin. Çek bakalm<br />
cezan."<br />
Adam gider. Papağan bir bakar<br />
karş duvarda çarmha gerilmiş<br />
İsa durmakta. Hemen<br />
muhabbete koyulur;<br />
- "Birader sen ne kadardr buradasn?"<br />
- "2000 yldr buradaym" der<br />
İsa. Papağan hayretler içinde<br />
kalr;<br />
- "Ohaaaa!........ Nereyi aradn<br />
lan öyle?"<br />
fakir Kayseriliye bir cin çıkagelir.<br />
Benden bir şey dile yerine ge-<br />
Bir gün bir kadnn misafirle- - Dede benim slk çalasm<br />
tireceğim der.<br />
Komiser: “Nasl kaçt bu ri gelmiş ve oğluna demişki geldi<br />
Kayseri’li düşünürken cin so- adam!!! Sana bütün çkşlar - Oğlum çişin geldimi ayp ol- Dede: Oğlum gecenin yars<br />
rar:<br />
tut demedim mi?”<br />
masn diye slk çalasm geldi de slk çalnrm?<br />
- “Gözlerini mi istersin, zen- Temel: “Tuttum, tuttum, demiş.<br />
Çocuk: Dede çok geldi ‘lütfen’<br />
ginlik mi istersin, evlenmek mi da... Sanirum adam kirişler- Misafirlerden sonra akşam demiş<br />
istersin?”<br />
den kaçmş olmal Komse- çocuk dedesinin yannda yat- Dede: Peki hafifçe kulağma<br />
Anlatmadan anlatmaya<br />
Kayserili: “Oğlumu altınlarırum.”yormuş ve kalkmş dedesine çal o zaman.<br />
mı sayarken görmek istiyorum”<br />
demişki:<br />
Başhekim bir gün deliler Gözleri görmeyen, bekar ve der.<br />
hastanesinde hastaları ziyarete<br />
çıkar ve bir köşede delilerin<br />
kendi aralarında bir ra- Çengel Bulmaca<br />
Hazrlayan: Yaşanacak Dünya bulmaca ekibi<br />
kam söyledikten sonra gül-<br />
→<br />
düklerini görür ve sorar:<br />
Elinde bulunduran,<br />
Prospektüs<br />
üzerinde taflıyan<br />
Eski dilde ayak<br />
Fransa’n›n plaka imi<br />
Güç sembolü ola-<br />
- “Neden söylediğiniz her<br />
rakta bilinen<br />
Halk dilinde, iri,<br />
Bir nota<br />
Bizmut elementinin<br />
Saf, deneyimsiz<br />
baston<br />
rakamdan sonra gülüyorsu-<br />
büyük<br />
imi<br />
nuz?”<br />
Ödünç alınan<br />
Delinin biri cevap verir:<br />
veya verilen mal<br />
- “Biz der bütün bildiğimiz<br />
→<br />
Bu →<br />
fıkralara numara verdik.. 5<br />
bitkinin dokumacılıkta<br />
kullanılan lifi<br />
Dingil<br />
dediğimiz zaman 5 numaralı<br />
fıkra aklımıza geliyor gülü<strong>yoruz</strong>; 8 deyince 8 numaralı fıkra aklımı-<br />
Bilinmeyen tarih<br />
Muta, done<br />
za →<br />
geliyor, gülü<strong>yoruz</strong>.”<br />
Arasız<br />
Başhekim: “Bir de ben söyleyeyim o zaman”, der.<br />
Gözde sarıya<br />
çalan kestane<br />
Feodal sistemde<br />
- "5", der çıt yok, "7" der çıt yok.. Başhekim; "ben söyleyince ne-<br />
rengi<br />
toprakla birlikte alınıp<br />
satılan köle<br />
→<br />
den gülmüyorsunuz?" diye sorar.<br />
Delinin biri cevap vermir: "Başhekimim anlatmadan anlatmaya<br />
Evrensel bilginin<br />
fark var..."<br />
bilimi<br />
Bir rakam<br />
→<br />
→<br />
On para →<br />
de¤erin-<br />
Sahiplik,<br />
‹flini iyi bilen, yede<br />
demir para<br />
Sade<br />
Alman hizmet<br />
mülkiyet<br />
tenekli<br />
sendikas› Ver- …<br />
Çengel Bulmaca<br />
Hazrlayan: Yaşanacak Dünya bulmaca ekibi<br />
‹rlanda'lı aktör<br />
Kar ayakkab›l›¤›<br />
Ahu, ceylan<br />
Kuramsal<br />
Emir ve yasaklara<br />
bütünüyle uyan<br />
(…) Neeson<br />
→<br />
Vekâleten karflıtı<br />
fiüphesi olmayan<br />
Uluslararas› çal›flma<br />
örgütü<br />
Arapça insan<br />
→<br />
A<br />
E<br />
‹<br />
‹ N<br />
Benzeflmek, kendi-<br />
Mecazi Asarak<br />
ne uydurmak<br />
öldürme cezası<br />
Dava açma<br />
Ça¤dafllık<br />
On befl beyitten<br />
az olmayan övgü<br />
içerikli divan ede-<br />
A S ‹ M ‹ L E Su biyatı fliir türü<br />
Geminin, →<br />
demirini<br />
Mecazen →<br />
kaldırmaya hazır ol-<br />
→<br />
→<br />
Temiz<br />
ması<br />
A P ‹ K O Eski bir uygarl›k A K<br />
De¤iflim<br />
Akdenizde yer<br />
Eyalet<br />
Trabzon’un ilçesi<br />
Sodyum’un imi → →<br />
Durmak fiilinden<br />
alan, ‹spanya ve<br />
Kepenek<br />
‹ L<br />
türetilen emir kipi<br />
Portekiz’in ege-<br />
Berilyum’un imi N A<br />
A B A<br />
Destansı<br />
Güç, kuvvet<br />
Bir rakam<br />
menli¤indeki ada<br />
→<br />
→<br />
→<br />
Bir mastar eki<br />
Eski dilde baba<br />
Kızılımsı<br />
‹rade zayıflı¤ı<br />
‹smailli inan›fl›n-<br />
E<br />
Bir nota M E K kahverengi S<br />
da üçüncü dereceye<br />
ulaflm›fl<br />
→<br />
Sanat müzi¤inde<br />
MÖ.500'lerde Sisam<br />
çok az kullanılmıfl<br />
adas›nda do¤an ve<br />
Azerbaycan'da<br />
olan<br />
Temel, asıl, esas<br />
birleflik makam<br />
kendi ad›yla an›lan teoremiyle<br />
tan›nan<br />
Uzaduyum<br />
resimde ki filozof<br />
C<br />
P<br />
T çalınan bir çalgı<br />
Gebe kad›n<br />
E L E P A T ‹<br />
Eski Alman para<br />
birimi<br />
türü<br />
Bir mastar eki<br />
→<br />
→<br />
Dar ve kalınca<br />
(1925 - 1961) aras›nda →<br />
Güç sembolü<br />
Nam, flöhret<br />
H A M ‹ L E olarakta bilinen ‹ Parafin ‹ A D<br />
yaflam›fl, Kongo De-<br />
baston<br />
Kısımlar<br />
tahta<br />
mokratikCumhuriyeti'nin ilk baflbakanı olan<br />
→<br />
→<br />
→<br />
Açıklık, açık ve<br />
kesin yargı<br />
ve CIA ve Belcika hükü-<br />
Olumsuzluk<br />
Tehlikeli, sarp ve<br />
Aflırı davranma,<br />
veren ön ek<br />
zor geçit<br />
metinin ortak operasyo-<br />
taflkınlık N A S<br />
N A<br />
A K A B E Alım satım etkinnu<br />
ile katledilen resim-<br />
‹natçı<br />
li¤ideki<br />
önder<br />
M›s›r’da üretici →<br />
→<br />
→<br />
→<br />
‹lkel bir deniz tafl›t›<br />
güç<br />
Satranç oyununda<br />
‹ F R A T<br />
S A L<br />
A<br />
Radyum elemen-<br />
K<br />
taraflardan birinin<br />
yenilgisi<br />
Hayvanlara veya<br />
tinin imi<br />
K›rm›z›<br />
K›saca<br />
Yüzey ölçü →<br />
→<br />
birimi<br />
eflyaya vurulan<br />
Ekokardiyografi<br />
Sarkaç<br />
Borazanın<br />
E K G<br />
damga<br />
Rimel’in ilk R A K K Emare A S çıkardı¤ı tiz ses M<br />
hecesi<br />
→<br />
→<br />
→<br />
→<br />
→<br />
O yer anlam›nda<br />
Yard›mc› yemek<br />
‹ Z<br />
Sinema, tiyatro,<br />
kulan›l›r O R A<br />
S A L A T A<br />
bir oyunda, bir<br />
→<br />
→<br />
Okur →<br />
Soy<br />
‹dealistlerin her<br />
filmde dinlenme<br />
fleyin özü, temeli<br />
Türk istihbarat<br />
Ça¤dafl A S R ‹ olarak benimse- T ‹ N<br />
dikleri madde<br />
birimi M ‹ T<br />
süresi, antrakt<br />
dıflı varlık<br />
↵<br />
↵↵<br />
→<br />
↵<br />
↵<br />
↵<br />
↵<br />
→<br />
↵<br />
↵<br />
→<br />
→<br />
→<br />
→<br />
↵<br />
→<br />
→<br />
→<br />
→<br />
↵<br />
→<br />
→<br />
→<br />
→<br />
→<br />
→→<br />
→→<br />
→→<br />
→→<br />
→→<br />
→<br />
→<br />
→→<br />
→→<br />
→<br />
→→<br />
→<br />
→<br />
→<br />
→
Aclarmzdan süzülen siyaset!<br />
fiimdi timsah gözyafl› dökenler, hamaset nutuklar›<br />
çekenler ard› ard›na ölüm tehditleri<br />
alan bu kad›nlar› korumak için k›llar›n› bile k›p›rdatmam›fllard›.<br />
Yaşanan her türlü toplumsal<br />
acnn ideolojik manipülasyona<br />
tahvil edildiği bir çağda <strong>yaş</strong><strong>yoruz</strong>.<br />
En çok Güldünyalar, Hatun<br />
Sürücüler gibi gerici töreler,<br />
gelenekler uğruna sokak ortasnda<br />
katledilen kadnlar malzeme<br />
ediliyor buna.<br />
Avrupa sermayesinin medya<br />
başta olmak üzere tüm sözcüleri;<br />
“Kadn kymlar <strong>yaş</strong>ansn,<br />
biz de bunun üzerinden şu medeniyetler<br />
aras farkllk ve çatşma<br />
tezimize dair geniş bir toplumsal<br />
faaliyet yürütelim” diye pusuya<br />
yatp bekler oldular adeta.<br />
Rukiyelere’de timsah<br />
“ağd”!<br />
“Timsah göz<strong>yaş</strong> dökmek” deyimini<br />
hepimiz biliriz. Timsahn<br />
avn yerken göz<strong>yaş</strong> dökmesi<br />
ile insanlarn sahte göz<strong>yaş</strong><br />
dökmeleri arasnda kurulan<br />
dolaymsz bağ ifade eder.<br />
Rivayet odur ki timsah karnn<br />
doyurmann keyfini akttğ<br />
göz<strong>yaş</strong>lar ile gösterir.<br />
Doğaya ait bu rivayet toplumsal<br />
<strong>yaş</strong>amn snflar mücadelesi<br />
alannda nasl da gerçeğe dönüşüyor?!<br />
Kadn kymlar serma-<br />
yenin siyasetine tahvil edeceği<br />
bir “av”dr artk! Onlara kylsn<br />
ki Avrupa sermayesi de;<br />
“Bunlar içimizde <strong>yaş</strong>yor ve kültürümüzü<br />
de tehdit ediyor” desin!<br />
İşte bu yüzden her kadn kymnn<br />
ardndan dökülen göz<strong>yaş</strong>lar<br />
da tpk timsahn karnn<br />
doyurmasndan sonraki göz<strong>yaş</strong>larna<br />
benziyor…<br />
Evet, onlar bu <strong>yaş</strong>l ktay daha<br />
fazla kar güdüsü ile işsizlik<br />
ve yoksullukla kasp kasp brakan<br />
politikalarn daha kolay<br />
uygulayabilmek için nerde bir<br />
“av” varsa üstüne atlar vaziyette<br />
bekliyorlar.<br />
Almanya’nn Mönchengladbach<br />
kentinde eski eşi tarafndan<br />
canice katledilen Rukiye<br />
Peşter ve kz Derya Peşter’e<br />
polisten yardm istedikleri halde<br />
gerekli yardmn yaplmamas<br />
bundan olsa gerek!<br />
Şimdi timsah göz<strong>yaş</strong> dökenler,<br />
hamaset nutuklar çekenler<br />
ard ardna ölüm tehditleri alan<br />
bu kadnlar korumak için kllarn<br />
bile kprdatmamşlard.<br />
“Bat medeniyeti”nin bu modern<br />
devleti bu çğlğ dikkate<br />
almamşt nedense!<br />
Av alanlarn<br />
genişletiyorlar!<br />
Sadece kadn katliamlar değil,<br />
dinsel kültürel şekillenişe<br />
ait olan gerici değer yarglarnn<br />
tüm toplumsal yansmalar sermaye<br />
güçlerinin elinde özellikle<br />
göçmenlere dönük yeni politikalarn<br />
toplumsal meşruiyet kazanmasnn<br />
dayanağ haline getiriliyor.<br />
Her gelişme Avrupa sermayesi<br />
için Avrupal emekçilerle,<br />
dinsel inanş İslam olan ülkelerden<br />
gelen göçmen emekçiler<br />
arasndaki snfsal birliği parçalayacak,<br />
birbirleri ile karş karşya<br />
getirecek bir malzeme olarak<br />
kullanlyor.<br />
En son Frankfurt’taki bir boşanma<br />
davasnda gördük bunu.<br />
Kocasnn şiddetine maruz ka-<br />
Yaflanacak<br />
Dünya<br />
K A D I N Dünya<br />
lan Fasl kadnn hzl boşanma<br />
talebini Kuran’ gerekçe göstererek<br />
reddeden hakimin yaklaşm<br />
Alman siyaset cephesinde,<br />
medyasnda geniş bir tartşma<br />
konusu yapld.<br />
Gazete manşetlerine “İslami<br />
kültür hukuk sistemimizi belirleyecek<br />
kadar kök sald!” minvalinde<br />
cümleler düştü.<br />
Spiegel olay kapak konusu<br />
yaparak, “ülkede yükselen İslam<br />
korkusu”na parmak bast! O<br />
korkuyu kşkrtp, yaygnlaştracak<br />
bir temayla…<br />
Eski sayfalar karştrarak; Almanya’daki<br />
hakimlerin Alman<br />
Anayasas’nda yer alan din özgürlüğü<br />
maddesini gerekçe göstererek<br />
Müslümanlara kz çocuklarn<br />
yüzme derslerine ya<br />
da snf eğlenceleriyle gezileri-<br />
ne katlmama hakk tandğn,<br />
Müslüman işçilere işverenle<br />
anlaşabildikleri takdirde çalşma<br />
saatleri içinde namaz klma<br />
hakknn sağlandğn, kurbanlar<br />
İslami usullere göre kesilme<br />
hakknn da verildiğini hatrlatt.<br />
Eylem çağrs yapmay da ihmal<br />
etmedi; “Almanya bir göçmen<br />
ülkesi oldu. Almanya’nn<br />
normlarn belirlediği yeni bir<br />
çizgiye ihtiyac var” şeklinde<br />
ifade ederek konunun etraflca<br />
tartşlmasna davet etti.<br />
Irkçlğn kültürel rkçlk biçimindeki<br />
“yeni” versiyonlarna<br />
kan taşyacak cinsten tartşmalar<br />
devam ediyor.<br />
Her şeyden önce<br />
emekçiyiz!<br />
Aclarmzdan kimsenin kendi<br />
hesabna yararlanmasna izin<br />
vermemek bizim elimizdedir.<br />
Gerici değer yarglarndan beslenen<br />
saldrlar durduracak<br />
olan bizzat biziz!<br />
Biz çalşma <strong>yaş</strong>ammzda<br />
karşlaştğmz her türlü eşitsizlik<br />
karşsnda sesimizi yükseltmeyi<br />
öğrendiğimiz oranda gerici<br />
toplumsal değerlere karş savaşmay<br />
da öğreneceğiz!<br />
Kendi emekçi kültürümüzü<br />
bu ipe sarlarak kendimiz yaratacağz!<br />
Bizim için timsah göz<strong>yaş</strong><br />
dökenlerin ipini pazara çkardğmzda<br />
yani…<br />
Rukiye, Derya ve sokaktaki kan gölü… Zor meslek kadnlk!<br />
Birçok kez eski efli taraf›ndan ölümle tehdit<br />
edilen anne ve çocuklar, kad›n s›¤›nma yurduna<br />
gitmek zorunda kald›. Buna ra¤men tehditler<br />
ve flantajlar bitmedi<br />
Tarih 8 Mart’t. Tüm dünyada<br />
olduğu gibi Almanya’da da<br />
kadnlar neredeyse kutsanmşt.<br />
Kutlamalar, özel haberler, çiçekler,<br />
gayr resmi ve resmi demeçler…<br />
Tarih 9 Mart’t. Erol Peşter,<br />
eski eşi Rukiye ve kz Derya’y<br />
gündüz gözüyle sokak ortasnda<br />
öldürdü!<br />
Dört yl önce Hollanda’da<br />
<strong>yaş</strong>ayan eşinden ayrlan Rukiye<br />
Peşter, çocuklaryla birlikte<br />
Mönchengladbach’a yerleşti.<br />
Birçok kez eski eşi tarafndan<br />
ölümle tehdit edilen anne ve<br />
çocuklar, kadn sğnma yurduna<br />
gitmek zorunda kald. Buna<br />
rağmen tehditler ve şantajlar<br />
bitmedi. Erol Peşter bir ölüm<br />
listesi hazrlamşt.<br />
İlk srada Rukiye, ikinci srada<br />
da ona destek olup boşanmalarna<br />
yardm eden kz kardeşi<br />
vard. Peşter, “Hepinizi bir<br />
bir öldüreceğim” diye bağrp<br />
duruyordu.<br />
Rukiye, birçok kez polise<br />
başvurarak yardm talebinde<br />
bulundu. Konuyla ilgili dosyalar<br />
açld, tutanaklar tutuldu<br />
ancak gerekli önlemler alnmad.<br />
Üstelik katil baba, üç yl önce<br />
de Derya’ya bçak dayayarak<br />
kzn öldürmeye çalşmşt.<br />
Bu olaydan sonra da ailenin<br />
polise yaptğ yardm çağrlar<br />
sonuçsuz kald.<br />
Mahkemede çocuklarn anne<br />
Rukiye’nin yannda kalmasna<br />
karar verilmesi bardağ taşran<br />
son damla oldu.<br />
Katil, mahkeme çkşnda<br />
arabasn avukatn üzerine sürdükten<br />
sonra, Rukiye ve Derya’nn<br />
bindiği arabann peşinden<br />
gitti ve evinin önünde iki<br />
kurşunla onlar öldürdü.<br />
Bağra çağra gelen<br />
katliam!<br />
Ortada o kadar veri var ki, insana<br />
neredeyse “Yetkili makamlar<br />
bu cinayetlere göz yum-<br />
du” dedirtiyor! Zaten bu nedenle<br />
“yetkili”lerin eli ayağ birbirine<br />
dolaşt ve hepsi birden “Bu bir<br />
hukuk skandaldr” demek zorunda<br />
kald. Cinayetten birkaç<br />
saat önce mahkeme salonunda<br />
Rukiye Peşter’in avukat (ve gazetemizin<br />
yazar) Gülşen Çelebi,<br />
hakime bir tutuklama karar<br />
göstermişti.<br />
Erol Peşter, Wengst Mahkemesi<br />
tarafndan tecavüzden<br />
aranyordu.<br />
Duruşma srasnda Erol Peşter’in,<br />
Rukiye ve çocuklarn<br />
tehdit etmesi üzerine avukat<br />
Çelebi hakimden Erol Peşter’i<br />
tutuklamasn istedi.<br />
Bunun üzerine hakim de savclğ<br />
arayarak durum hakknda<br />
bilgi edindi.<br />
Ancak, avukat tarafndan<br />
gösterilen tutuklama karar kaytlara<br />
geçirilmediği için Erol<br />
Peşter orada tutuklanmad.<br />
Mahkeme salonundan elini kolunu<br />
sallaya sallaya çkan Erol<br />
Peşter, iki genç kadn öldürdü!<br />
Av. Gülşen Çelebi, “Mönchengladbach<br />
Emniyet Müdürlüğü,<br />
Rukiye Peşter’in kendilerinden<br />
yardm talebinde bulunmadğn<br />
ileri sürüyor ancak bu konuda<br />
elimde yeteri kadar belge<br />
var. Erol Peşter’in başka olaylardan<br />
da cezasnn bulunuyordu.<br />
Buna ve diğer bütün tehdit ve<br />
saldrlara rağmen ailenin koruma<br />
altna alnmamasndan polis<br />
sorumludur.<br />
Erol Peşter’in tutuklanmas<br />
durumunda iki kadn sokak ortasnda<br />
katledilmeyecekti. Ben<br />
Peşter’in cinayeti uzun zamandan<br />
beri planlandğna inanyorum”<br />
diyor.<br />
Katil kim?<br />
Henüz 38 <strong>yaş</strong>nda olan Rukiye’nin<br />
ve daha 18’inde olan<br />
Derya’nn katili kim? Hasta<br />
ruhlu bir adam m? “Töre, namus,<br />
gelenek-görenek” vs. ad<br />
altnda gericiliği sürekli olarak<br />
yeniden üreten toplumsal yaplanma<br />
m? Defalarca yaplan<br />
başvurulara rağmen kln kprdatmayan<br />
polis mi? Mahkemede<br />
avukatn ilettiği tutuklama<br />
kararn görmezden gelen hakim<br />
mi?..<br />
Hepsinin kesiştiği yer, sokak<br />
ortasnda biriken kan gölü…<br />
Akşam annemle babam televizyon<br />
seyrediyorlard. Annem,<br />
“Geç oldu, zaten yorgunum, ben<br />
yatyorum.” dedi. Kalkp mutfağa<br />
gitti. Çerez-meyve tabaklarn<br />
çalkalad kaldrd.<br />
Sabaha hazr olsun diye çaydanlğ<br />
doldurdu, demliğe çay<br />
koydu. Şekerliğe bakt, dibinde<br />
az kalmş, üstüne ekledi.<br />
Kahvalt için buzluktan ekmek<br />
çkard, akşam yemeği için<br />
çözülsün diye de eti aşağya<br />
koydu. Kahvalt masasn hazrlamak<br />
için masann üstündekileri<br />
toplad. Telefonu şarja<br />
koydu, telefon defterini kapatp<br />
yerine koydu.<br />
Sonra… sonra…<br />
Sonra çamaşr makinesinden<br />
slak çamaşrlar çkarp ast ve<br />
makineyi tekrar doldurdu.<br />
Banyodaki çöp sepetini boşaltt.<br />
Islak bir havluyu kurusun diye<br />
duş perdesinin borusuna ast.<br />
Bir gömlek ütüledi, kopuk<br />
düğmesini dikti. Çiçekleri sulad.<br />
Esneyerek gerindi ve yatak<br />
Fransa’da 2. Emperyalist Savaş<br />
srasnda Nazi işgaline karş<br />
direnişin sembol isimlerinden<br />
Lucie Aubrac, 94 <strong>yaş</strong>nda <strong>yaş</strong>amn<br />
yitirdi.<br />
Lucie Aubrac’n mücadelesi,<br />
1997 ylnda Claude Berri tarafndan<br />
çekilen ve onun eşini cezaevinden<br />
kaçrşn anlatan<br />
“Lucie Aubrac” adl filme de<br />
konu olmuştu.<br />
1912 ylnda doğan Aubrac,<br />
1930’larn sonunda tarih öğretmeni<br />
oldu. 1939’da Raymond<br />
Samuel ile evlendi. Faşizmin<br />
yükselişine karş eylemlere katld<br />
ve 1940 ylnda Nazi işgaline<br />
karş direnişte yer alan Libe-<br />
odasnn yolunu tuttu.<br />
Çalşma masasnn yanndan<br />
geçerken durdu, öğretmene not<br />
yazd, okul gezisi için para sayp<br />
ayrd, eğildi, sandalyenin<br />
altna girmiş ders kitabn ald,<br />
masann üstüne koydu.<br />
Bakkaldan alnacaklar not<br />
etti, notu da çantasna koydu.<br />
Sonra gitti üçü bir arada temizleme<br />
losyonuyla yüzünü ykad,<br />
dişlerini frçalad. Gece<br />
kremini ve krşk önleyici<br />
nemlendiricisini sürdü.<br />
Trnaklarna bakt, törpüledi.<br />
İçeriden, “Sen yatmaya gitmemiş<br />
miydin” diye seslenen babama,<br />
“Şimdi gidiyorum” deyip<br />
köpeğin su kabn doldurdu.<br />
Kaplar pencereleri kontrol etti,<br />
holdeki lambay yakt.<br />
Kardeşimin odasna gitti oğlan<br />
uyumuş, lambasn söndürdü,<br />
bilgisayarn kapatt, gömleğini<br />
ast, yerdeki kirli çoraplar<br />
toplayp sepete att. Bana<br />
geldi, “Haydi yat artk, biraz da<br />
yarn çalşrsn” dedi.<br />
“Ben yatyorum “<br />
Kendi odasna gitti, saati<br />
kurdu, ertesi gün giyeceklerini<br />
hazrlad. 6 maddelik “acil işler<br />
listesi”ne 3 madde daha ekledi.<br />
Kendi kendine iyi geceler diledi,<br />
hayallerinin gerçekleştiğini<br />
gözünün önüne getirdi.<br />
İşte o srada babam televizyonu<br />
kapatt, ortaya öylece bir<br />
“ben yatyorum” dedi ve gitti<br />
yatt. Sizce bu işte bir gariplik<br />
yok mu?..<br />
Esra<br />
ration-Sud hareketinin kuruluşunda<br />
görev ald.<br />
Lucie Aubrac 1943’te ikinci<br />
çocuğuna hamileyken eşi Raymond,<br />
Gestapo tarafndan tutukland.<br />
Lyon bölgesi Gestapo<br />
şefi Klaus Barbie’nin yö<strong>net</strong>tiği<br />
işkenceli sorgularda, Fransz<br />
direnişinin militanlarndan Jean<br />
Moulin katledilirken, Raymond<br />
Samuel de direnerek çkmşt.<br />
Lucie Aubrac’n da katldğ,<br />
filme de konu olan ustalkl bir<br />
askeri eylemle Raymond Samuel<br />
cezaevine sevk srasnda<br />
direniş militanlar tarafndan<br />
kaçrlmşt.<br />
7<br />
2004 ylnda yeni evimize taşndk. Bu evde<br />
kablo üzeri televizyonda ATV, TGRT ve Show TV izleme frsatn<br />
bulduk. Tabii bu duruma sevindik. Fakat zamanla Alman<br />
programlarna bakmaz olduk. Hele bir de diziler yok<br />
mu?.. Artk iş saatinden sonra planlarm dizilere göre yapmaya<br />
başladm. Bir arkadaşm “Hadi gel bu akşam yemeğe gidelim”<br />
vs. gibi teklifte bulunduğunda, “Akşam hangi dizi var?”<br />
diye düşünür oldum. “Bugün günlerden sal m? Aliye var…” ve<br />
genelde “Yok, bu akşam işim var, gelemem” gibi oldu cevabm.<br />
Diğer yandan, şu an 12 <strong>yaş</strong>nda olan oğlum, Alman kanallarnda<br />
izlediği filmlerine bakmak istiyordu, bazen küçük kavgalar<br />
bile oluyordu. Çizgi filim olmasna rağmen çok şiddet<br />
içeren filmlerdi bence ve oğlum bu dizilere bağlanmşt. Baktm<br />
o da kendini dizilere göre ayarlyor.<br />
Okuldan gelir gelmez hangi saatte hangi filim var, onu izliyor<br />
ve derslerini aksatyor. O <strong>yaş</strong>ta dşarda oynamay sevmesi<br />
gerekiyorken, hiç dşar çkmyor.<br />
Bağmllk gibi<br />
Diziler dşnda, haberleri de izlerdik, fakat her izlememizde<br />
sinirlenirdik. Ana haberlerde İbrahim Tatlses’in veya Tarkan’n<br />
konseri nasl geçmiş görüntüleri vs. veriyorlard. “Gelinim<br />
olur musun” gibi programlar izlemediğimiz halde, haber<br />
olarak veriliyordu, ister istemez bu tür programlar da izlemiş<br />
kadar oluyorduk. Sibel Can tangayla görülmüş, vah vah, ne<br />
haber ama! Dönderip aktarp tam bir ay boyunca ekranlarda<br />
yer verilen haber buydu.<br />
Artk bana gna gelmeye başlamşt. Diyeceksiniz ki, “Bakma<br />
sanki, açma televizyonu.” Çok doğru, ama akşam işten eve<br />
geliyorsunuz, yemek yiyorsunuz ve bir çayla televizyon karşsna<br />
bir kere oturuyorsunuz. Haberleri izledikten sonra, dizi<br />
başlyor ve bu dizilere bir kere bakmaya başladnz m, devamn<br />
izlemek istiyorsunuz. Bu sanki sigara içen birisine, “Sigaray<br />
brak” demek gibi oluyor.<br />
“Televizyonu kaldralm m?“<br />
Neyse ki, 2006 ylnda yaz tatiline gidi<strong>yoruz</strong>. Diziler de tabii<br />
yaz boyunca ara veriyor. Tatil dönüşü o önceki tutkunluğumdan<br />
kopmuştum. Ara veren diziler daha başlamamşt. Bir<br />
akşam yine televizyon karşsnda otururken, başlayacak olan<br />
yeni dizilerin reklamlar yaplyordu. “Aman tanrm” dedim<br />
kendi kendime, “sakn bunlara da bakmaya başlama.” Ani bir<br />
kararla “Televizyonu kaldralm m?” diye sordum oğluma.<br />
Daha önceleri de çok kez konuşuldu ama bir türlü kendimizi<br />
aşp bunu yerine getirememiştik.<br />
Oğlum da televizyonun kaldrlmasndan yana olunca, ayn<br />
gün alp bodrum kattaki kilere indirdik. Televizyon vergi dairesinden<br />
her sefer fatura geldiğinde, eşim sinirlenirdi, “Sanki<br />
WDR veya ZDF’yi izlediğimiz mi var?” diyordu. Bir gün<br />
sonra da buraya çkş yazp gönderdim.<br />
Şu an tam 6 ay oldu. Televizyonsuz hayat nasl m? Nasl<br />
anlataym, sanki evimizde yabanc insanlar yok artk. Meğer<br />
ne kadar lüzumsuz kişileri evimize misafir edermişiz, şimdi<br />
anladm. İbrahim Tatlses yok artk, Hülya Avşar yok, tangal<br />
Sibel Can yok… Evimize bir sessizlik geldi, huzur geldi. Ama<br />
bütün gün radyo açk, çünkü müzik dinlemesini ailece sevi<strong>yoruz</strong>.<br />
Haberleri hem radyodan dinliyor, hem inter<strong>net</strong> üzerinden<br />
okuyabili<strong>yoruz</strong>.<br />
Televizyon kalkal, çok eskilerden sevdiğim resim çizimlerime<br />
tekrardan başladm. Öyle amatörce, ama resim çizmek rahatlatyor<br />
beni. Oğlumla birlikte arada bir sinemaya gidi<strong>yoruz</strong>.<br />
Oğlumun bir yl aşkn gittiği spor okuluna ben de yazldm.<br />
Kendini koruma sporu olan “Hap Kido” eğitimini Koreli hocadan<br />
al<strong>yoruz</strong>. Ayrca bol bol kitap okuyorum. 600 sayfalk<br />
bir kitab bir hafta da bitiriyorum.<br />
Bu arada daha önceleri oğlumu kitap okumaya heveslendiremezken,<br />
artk o da kitap okumaya başlad. Devaml onun<br />
beğeneceği kitaplar aryor ve almaya çalşyorum. Oğluma aldğm<br />
kitab birlikte okumak ise ona daha büyük zevk veriyor.<br />
Daha önceleri okumaya alşsn diye “Micky Mouse” dergisine<br />
abone yapmştk, fakat bu dergileri severek okuduğu halde, bir<br />
türlü kitap okumasn alştramamştk.<br />
“Hayatm değişmiş!”<br />
Fransz direnişinin militan öldü<br />
‹‹ççiimmddeekkii PPeenncceerree Gülümser Keleş<br />
Televizyonsuz <strong>yaş</strong>am…<br />
Şimdi şöyle geriye baknca, televizyonla ne kadar gereksiz<br />
vakit geçirmişiz diyorum. Çalşan bir kadn olduğum halde,<br />
birçok faaliyet yapyorum. Çoktan beri koşmay brakmştm,<br />
en ksa zamanda yine koşmaya da başlamak istiyorum. Arkadaşm<br />
“Akşam bir yere gidelim” dediğinde “İşim var, gelemem”<br />
demiyorum. Hafta sonlarm daha iyi değerlendiriyorum.<br />
Bu son 6 ayda hayatm pozitif yönde ne<br />
kadar değişmiş meğer… Bunu bu yazy yazarken<br />
daha iyi anladm. Televizyonsuz bir hayatn daha<br />
dolu dolu geçtiğini anladm. Eşimle, oğlumla daha<br />
çok sohbet ettiğimizi anladm.<br />
Umarm bu tavrm baz kişilere örnek olur… Bu<br />
vesileyle herkese sevgilerimle…<br />
Kitaplar da yazd<br />
Lucie Aubrac 1944 ylnda eşi<br />
ile birlikte Londra’ya gitti ve<br />
Nazi faşizmine karş savaşmn<br />
orada sürdürdü. Savaştan sonra<br />
pek çok antifaşist kitap yazan<br />
Aubrac’n kitaplar arasnda<br />
“Sarhoşluk İçinde Gidecekler”<br />
(1984) ve “Küçük Çocuklarm<br />
Tarafndan Açklanan Direniş”<br />
(2000) de bulunuyor.<br />
Antifaşist direnişin Fransa tarihindeki<br />
yerinden dolay ulusal<br />
kahraman olarak sayg ile anlan<br />
Lucie Aubrac’n ardndan<br />
Fransa Cumhurbaşkan Jacques<br />
Chirac ve Başbakan Dominique<br />
de Villepin mesajlar yaynladlar.<br />
Irkç İçişleri Bakan Nicolas<br />
Sarkozy de, “Fransa”nn boyun<br />
eğmesini reddeden kadn”<br />
selamlad!
Yaflanacak<br />
Dünya<br />
Dünya<br />
8 G E N Ç L ‹ K<br />
GençLink<br />
“İnsann gelecek kaygsndan uzak, doludizgin <strong>yaş</strong>adğ yllardr”<br />
derler gençlik yllar için. Ben böyle <strong>yaş</strong>amyorum nedense.<br />
Sanrm ya bu tespitte bir hata var ya da bu çağda… Almanya’ya<br />
geldiğimde 12 <strong>yaş</strong>ndaydm.<br />
Ailem burada olduğu için buraya gelmeyi de yadrgamamştm<br />
o ilk yllarda. Ancak okul yllar ilerledikçe rahatlğm da<br />
bozuldu. Giderek süreklileşen bir ikilemle birlikte <strong>yaş</strong>amaya<br />
başlyorum. Okula gitmek için kendi kendimle kavga ediyorum.<br />
Hedeflerim var benim!<br />
Geleceğe dair eğilimlerim üzerinden kendime çizdiğim bir<br />
yol var. Ben bilgisayar, matematiği seviyorum. Mesleki tercihlerim<br />
de bunlara göre belirginleşiyor giderek.<br />
Burada bu alanlarda yüksek eğitim almam imkansza yakn<br />
bir olaslk! Çünkü başta eğitim sistemi buna izin vermiyor.<br />
Benim Almancam eğitimin daha karmaşklaşan haline yant<br />
vermekten uzak.<br />
Asln isterseniz ilk yllarda hiçbir zorlanma <strong>yaş</strong>amamştm.<br />
Almanca’y azçok kavradktan sonra varolan birikimimle,<br />
müfredatn basitliği işimi kolaylaştryordu. Ve varolan eğitim<br />
de Almancamn daha fazla gelişmesine müsait değildi. Ama<br />
bu giderek değişti ve dil hzla karmaşklaşt.<br />
Ben pekçok dersi çok kolay kavrayabilecekken zorlanmaya<br />
ve doğal olarak da sklmaya başladm. Ama en önemlisi de<br />
gelecek için hayalini kurduğum alanlarda üniversite eğitimi<br />
alamamak korkusu ile baş başa kaldm. Bu bazen her şeyi boşvermeme,<br />
kendimi koyvermeme neden oluyor!<br />
Son bir yldr Almanya’da gelişen üniversite eylemlerini daha<br />
dikkatli izler oldum. Eğitimin paral hale getirilmesi sözkonusu.<br />
Aslnda bu Türkiye’de de böyle, hatta dünyann her yerinde<br />
giderek böyle oluyor. İşte sorun da burda. O kadar fedakarlk<br />
yapacaksn, hem okuyacak hem de onun giderlerini karşlamak<br />
için çalşacaksn, onca çabadan sonra sen de milyonlarca<br />
işsizden biri olacaksn.<br />
Üniversitelileri ya da çevremde üniversite eğitimi almş insanlarn<br />
çaresizliklerine tank oldukça geleceğe dair tüm hedeflerim<br />
de anlamszlaşyor! Yani ben ve benim gibi milyonlarca<br />
genç bu <strong>yaş</strong>lar hiç de kaygsz <strong>yaş</strong>am<strong>yoruz</strong>. İşte o yüzden<br />
bu çağda bir sorun var diyorum.<br />
Benim ikilemim!<br />
Ergin<br />
Genç olmak istiyorum!<br />
Ama sonra geçen yl Fransa’da gelişen CPE eylemlerini ya<br />
da yine Yunanistan’da gelişen öğrenci eylemlerini düşünüyorum.<br />
Oralarda gençler güçlerini sokağa yansttlar.<br />
Almanya’da da var bunun yansmalar… “Acaba bu yansmalar<br />
büyük bir eylem dalgasna dönüşüp bir şeyleri değiştirme<br />
gücüne ulaşr m?” diye soruyorum kendime. Bunu düşündüğümde<br />
kendimi de onlarn bir parças gibi hissediyorum. İşte<br />
o zaman bir sürü hayal kuruyorum.<br />
Gerçekten kaygszlaşyorum. Her zaman hissetiğim yalnzlk<br />
duygusundan syrlyorum. Ama sonra bugüne ve varolan<br />
durumun içine dönünce yine umutsuzlaşp, karamsarlaşyorum.<br />
İşte benim ikilemim de bu.<br />
En başta o üniversitenin kapsndan girebilecek miyim sorusu<br />
ile açlyor perde. Sonra sözünü ettiğim karanlk noktalarla<br />
derinleşiyor! Size sesleniyorum ne yapmalym?! Ya da ne<br />
yapmalyz?! Genç olmak istiyorum, genç gibi kaygszca<br />
dalmak istiyorum <strong>yaş</strong>amn içine.<br />
Ben bunun izini süreceğim. Yolun Fransa’daki<br />
ya da Yunanistan’dakine benzer bir yol olduğunu<br />
azçok seçiyorum.<br />
Nasl m? O da başka bir yazya…<br />
Almanya’da meslek eğitimi<br />
yeri bulmak zorlaşt. Bir de<br />
göçmensen bu zorluk ikiye katlanyor.<br />
Bu zorluğu <strong>yaş</strong>ayan<br />
genç bir arkadaşla yaptğmz<br />
röportaj sizlerle paylaşmak istedik…<br />
Kaç yldr Almanya’da <strong>yaş</strong>yorsun?<br />
Fadime: Beş yldr.<br />
Almanya’da okula gittin mi?<br />
F.: Buraya geldiğimde önce<br />
Almanca öğrenebilmem için dil<br />
kursuna gittim. Bu kursta Afrikal,<br />
Rus, Polen, Irakl… her<br />
ulustan gençler vard. Kursa alt<br />
ay gittim. Daha sonra okula<br />
başladm.<br />
Okulun yabanclara ait bir snf<br />
vard, ben de bu snfta eğitim<br />
almaya başladm. Fakat<br />
fazla sürmedi. Alt ay sonra<br />
okuldan ayrlmak zorunda kaldm.<br />
Çünkü gruba göre bir <strong>yaş</strong><br />
büyüktüm. O yüzden de bu<br />
okuldan alnarak başka bir okula<br />
gönderildim.<br />
Bu okulun eğitimi nasld?<br />
F.: Bir ayrcalğ yoktu. Sadece<br />
<strong>yaş</strong>tlarmla ayn snfta eğitim<br />
yaptm. Yine diğerleri gibi<br />
çoğunluk başka uluslardan<br />
gençlerden oluşuyordu. Almanlar<br />
aznlktayd.<br />
Neden hep yabanclarn bulunduğu<br />
snflarda eğitim aldn?<br />
F.: Bu başlangç için bir zo-<br />
runluluktu. Çünkü Almanca<br />
dilim yetersizdi. Fakat sonraki<br />
eğitimim için biraz öğretmenlerin<br />
bilinçli yönlendirmeleri<br />
oldu diye düşünüyorum. “Almancan<br />
yetersiz” diye açklyorlard.<br />
Zaten bu okulda bir yl<br />
kaldm ve yine öğretmenlerimin<br />
yönlendirmesi ile meslek<br />
eğitimine başladm.<br />
Neden üniversiteyi değil de<br />
meslek eğitimini tercih ettin?<br />
F.: Bunda öğretmenlerimin<br />
hem Almancamn yetersiz olduğunu<br />
söylemeleri hem de beni<br />
ksa yoldan meslek sahibi olmaya<br />
teşvik etmeleri etkili oldu.<br />
Hangi meslek eğitimini yaptn?<br />
F.: Kuaförlük eğitimi aldm.<br />
Burada da bir yl kaldktan sonra<br />
TAS’a kaydm yaptrdm ve<br />
10. snf bitirip lise diplomasn<br />
aldm. Amacm lise diplomasn<br />
almak ve bununla birlikte<br />
meslek yapmakt.<br />
Şimdi ne yapyorsun?<br />
F.: Yaklaşk sekiz aydr meslek<br />
eğitimine devam etmek için<br />
staj yapabileceğim yer aryorum.<br />
Fakat bulamadm.<br />
Neden bulamadn?<br />
F.: Aslnda bunun bir çok nedeni<br />
var. Fakat özellikle yabanc<br />
olmak başl başna bir sorun.<br />
Eleyici eğitim sistemine karş örgütlenelim!<br />
Munoz, çocuklar›n<br />
hangi tip okula gidece¤ine<br />
karar veren<br />
ö¤retmenlerin kendilerinin<br />
henüz yeteri<br />
derecede e¤itimli<br />
olmad›klar›na dikkat<br />
çekti.<br />
Alman eğitim sistemi PISA<br />
2000 ya da IGLU gibi geniş<br />
kapsaml araştrma sonuçlarnda<br />
“başarsz” kategorisinde yer<br />
ald.<br />
Almanya iç kamuoyunda bu<br />
sonuçlar üzerinden ciddi tartşmalar<br />
<strong>yaş</strong>and.<br />
Siyasetin sağ cenahndan,<br />
devlet bürokrasisinin çeşitli kademelerine<br />
ve eğitimle ilgili çeşitli<br />
çevrelerde bu sonuçlar tepki<br />
ile karşlanp, sorumluluk<br />
“göçmen çocuklarnn uyumsuzluğu”na<br />
havale edildi.<br />
Ancak Alman eğitim sistemi,<br />
Almanya’nn ilerici kamuoyunda<br />
da nedenleri ile birlikte “başarszlk”la<br />
mahkum edildi.<br />
İşin asl bu sistem gelinen<br />
noktada sermayenin ihtiyaçlarna<br />
da yant veremediği için<br />
devlet katnda da alttan alta<br />
sorgulanp, yenilenmesi aray-<br />
“Demokrasi cen<strong>net</strong>i” olarak<br />
yanstlan Avrupa’da çkartlan<br />
yeni terör yasalaryla birlikte,<br />
Türkiye’yi aratmayan görüntüler<br />
<strong>yaş</strong>anmaya başland. Gözaltnda<br />
avukatn arama hakk vs.<br />
kimi durumlarda uygulanmayabiliyor<br />
artk.<br />
9 Mart Cuma gününü 10<br />
Mart Cumartesi gününe bağlayan<br />
gece Almanya’nn NRW<br />
eyaletinde bulunan şehirlerden<br />
Wuppertal’da polis kimlik ve<br />
adres tespiti yaptktan sonra ortada<br />
hiçbir neden yokken 7 yabanc<br />
ve anti-faşist genci gözaltna<br />
ald.<br />
Gençler toplandklar ve “alternatif<br />
alan” olarak nitelendirdikleri<br />
Punkerzsahne’yi polisin<br />
ihtar üzerine terk ettiler. Polis,<br />
bir ses kaydedici aradklar iddiasyla<br />
gençlere saldrd, annda<br />
sivil ve üniformal destek<br />
kuvvetler geldi.<br />
Gözaltna alnan gençlerden<br />
birinin kafas duvara vuruldu,<br />
polis otosunda yüzüne yumruk<br />
atld. Polis merkezinde gözaltna<br />
alnanlara küfür ve hakaret<br />
edildi.<br />
Bir gençten iki defa kan alnd,<br />
daha sonra kulağ kesildi.<br />
“8 aydr staj yeri bulamadm!”<br />
şna gidildi.<br />
Finlandiya başta olmak üzere<br />
eğitim sistemleri ile “başarl”<br />
kategorisinde yer alan ülkelerdeki<br />
modeller incelendi, esinini<br />
bunlardan alan pilot denemeler<br />
yapld, yaplyor.<br />
Ancak kamuoyuna yansyan<br />
tartşmalarda her defasnda öne<br />
çkarlan “göçmen çocuklarnn<br />
uyumsuzluğunun eğitim sistemini<br />
de tkadğ” oldu, oluyor…<br />
Ksacas Alman eğitim sistemine<br />
dair tartşmalarda bir gerçeğin<br />
gizli kabulü söz konusu<br />
olsa bile kamuoyuna bu böyle<br />
yanstlmyor.<br />
Bu gerçek üzerinden yeni<br />
göçmen politikalarna meşruiyet<br />
kazandracak bir propaganda<br />
yaplarak, rkçlk bir de bu<br />
cepheden kşkrtlyor.<br />
Gerçek çarptlamayacak<br />
<strong>net</strong>likte!<br />
Alman devletinin resmi söylemi<br />
eğitimdeki başarszlğn<br />
nedenini “göçmen çocuklarnn<br />
uyumsuzluğu”na havale ederken<br />
bu tutum giderek tutarszlaşp,<br />
teşhir oluyor. Devamllğ<br />
da zorlaşyor.<br />
Son olarak BM İnsan Haklar<br />
Komisyonu’nun hazrladğ<br />
raporda da görüldüğü gibi eğitim<br />
sistemindeki çarpklk ora-<br />
KOVA<br />
Sezgileriniz öyle<br />
yüksek ki bu ay, galiba<br />
yine sizi işten<br />
çkarmcaklarn seziyosunuz.<br />
Eski dostlarla karşlaşp bi<br />
kahve falan içebilcek zamannz<br />
olabilir yani.<br />
Oturum sorununuz da çözülcek<br />
şp diye. Bunca yl burda<br />
dur, soona hadi güle güle…<br />
Olur mu?.. Demezler demezler.<br />
KOÇ<br />
Bu gün sokakta<br />
karşlaştğnz<br />
olaylardan etkilenmemenizi<br />
tavsiye ederim, yine bir Naazi<br />
yürüyüşü varmş anam. Yine<br />
Türkiye’ye gitme hayali di<br />
mi?.. Biliyom biliyom da burç<br />
bu işe karşmaz ki… Ne kadar<br />
para o kadar köfte…<br />
BAŞAK<br />
Ay bahar geldi.<br />
Ortalk burcu burcu<br />
çiçek kokiyo… Böcekler,<br />
güneş, benim oolan diyo ki<br />
“anne hadi Picknick sepetini al<br />
çkalm gezmeye”. Ay pardon<br />
başaklar yaa sizi unuttum!.. Eh<br />
aşk maşk olmaya kalkmayn<br />
bu havada. Belli de olmaz ya…<br />
ama sonunda borçtu harçt<br />
sndan burasndan kapatlamayacak<br />
kadar derindir.<br />
Bu rapor resmi söylemin aksine<br />
eğitim sistemindeki erken<br />
eleme sisteminin göçmen kökenli,<br />
engelli ve yoksul çocuklarna<br />
şans eşitliği tanmadğn<br />
ifade ediyor!<br />
Eleyici ve eşitsiz!<br />
Birleşmiş Milletler (BM) raportörü<br />
Vernor Munoz hazrladğ<br />
raporda, çocuklarn 10 <strong>yaş</strong>nda<br />
“başarl”, “orta başarl”,<br />
“başarsz” diye ayrlmasnn,<br />
bunun eğitim sistemine<br />
AzParaGaz<br />
Deyerli okurlar, bu köşemizde<br />
dünyaya ve ülkemize ilişkin<br />
gelişmeleri tarafsz, katksz ve<br />
sağlam kaynaklara dayanarak<br />
,kalemimizi satmadan, iktidar<br />
sahiplerine yaltaklanmadan,<br />
etki altnda brakp ama kalmadan,<br />
her türlü saptrma ve sapklktan<br />
uzak, seviyeli, kaliteli,<br />
akmaz kokmaz sararmaz, üretici<br />
garantisi ile tüketici güvencesi<br />
ile, sayn editörümüzün izni<br />
ve de site sahiplerinin hoşgörüsü<br />
ile, yllara dayanan tecrübemizi<br />
olaylarn özgün akş ile<br />
harmanlayarak siz saygdeğer<br />
velinimetimiz, canmz, nurumuz<br />
onurumuz, okurumuza<br />
iletceez efendim.<br />
Her şey olumsuz değil!<br />
Baknz dünyada her şey<br />
olumsuz değil. Önümüzdeki bir<br />
kaç ay içinde bat Avrupa devletleri<br />
ve de birleştirilmiş Amerikan<br />
rüyas devletleri Afrika ülkelerinden<br />
yüz yllardr sömürdükleri<br />
enerji, maden hammadde<br />
insan kaynaklarn FAiZiYLE<br />
hesaplayp sömürdükleri<br />
ülkelere tazminat olarak<br />
başm aartmayn benim büyük<br />
oolan gibi… Vallahi bktm!..<br />
ASLAN<br />
Bu gün farkl düşüncelerinizleçevrenizdekilerintakdirini<br />
kazanyosunuz.<br />
İşçi arkadaşlarnz grev ve<br />
direniş önerinize baylcaklar<br />
da… yapcaklar m bilinmez…<br />
ama gayret, biliyosunuz sçan<br />
gayret ederek dağlar delmiş!<br />
ORAK<br />
Raat durmuyo bu<br />
burç anam… Elimdeki<br />
yldznameye yeni eklendi<br />
bu burç ama..çok aktif, heyecanl…<br />
Bu ay da onun için<br />
iş, eylem, oluşla dolu.<br />
ÇEKİÇ<br />
Bu da orakla birlikte<br />
yükselen burçlar<br />
arasnda. Son derece enerjik<br />
ve neşeli bi ay bekliyo bu<br />
burcu.<br />
AKREP<br />
Ay sevdiğinize<br />
karş daha ilgili<br />
davrann ayol. O ne ööle …<br />
Yok Türkiye’ye kesin dönüş<br />
“Hauptschule”, “Realschule” ve<br />
“Gymnasium” gibi 3 kategorili<br />
okul sistemi olarak yansmasnn<br />
yoksul ailelerin çocuklarn<br />
olumsuz etkilediğini belirtiyor.<br />
Yoksullar arasnda da göçmen<br />
ailelerin çocuklar ile engelli<br />
çocuklarn en kötü durumda<br />
olduğuna dikkat çekiyor.<br />
Munoz, Almanya’nn sosyal<br />
yapsna uygun eğitim almamas<br />
nedeniyle başarsz olarak<br />
elenen çocuklarn eksikliklerini<br />
telafi etmelerinin imkansz olduğunun<br />
da altn çiziyor.<br />
Bu yaklaşmla oluşturulan<br />
sistemde temel belirleyeninin<br />
öğretmenin kanaati olduğunu<br />
söyleyen Munoz, çocuklarn<br />
hangi tip okula gideceğine karar<br />
veren öğretmenlerin kendilerinin<br />
henüz yeteri derecede<br />
eğitimli olmadklarna dikkat<br />
çekti. “Öğretmenin ideolojik,<br />
kültürel yaklaşmlar da buna<br />
eklendiğinde bu sistemin her türlü<br />
sübjektivizme açk olduğu daha<br />
<strong>net</strong> anlaşlacaktr” dedi.<br />
Yine ayn tartşmalar!<br />
Munoz’un raporu artk alştğmz<br />
tartşmalarn tekrarlanmasna<br />
neden oldu. Federal<br />
Eğitim Bakan An<strong>net</strong>te Schavan<br />
BM raportörünün, objektif duruma<br />
göre değil, kendi fikrine<br />
Almanya’da gençlere işkence Hzl gazeteci:<br />
Kuaförlük alan için söyleyebilirim.<br />
(Genelde meslek eğitimi<br />
için bütün arkadaşlarm yer<br />
bulmakta zorlanyor. (Tabii<br />
bunlarn çoğu Türkiyeli) Alman<br />
yerleri yabanclar yanlarnda<br />
çalştrmak istemiyorlar.<br />
Yabanc olarak Ruslar tercih<br />
ediyorlar. Yaklaşk 30 yere müracaat<br />
etmişimdir -telefonla<br />
görüştüklerim bu saynn dşnda-<br />
fakat hiç biri kabul etmedi.<br />
Başlangçta kendi kendime<br />
“Almancam yetersiz” diye düşündüm.<br />
Fakat bu alanda hiçbir<br />
Alman yerinde özellikle Türkiyeli<br />
göremezsiniz.<br />
Bilinçli tercih etmiyorlar.<br />
Türkiyelilerin yerlerinde de ustalk<br />
belgeleri olmadğ için<br />
stajyer kabul etme yetkileri yok.<br />
Üniversiteye gitmeyi düşündün<br />
mü?<br />
F.: Şimdiye kadar öğrendiğim<br />
Almancay da unuttum diyebilirim.<br />
Açkças koşulum el verse<br />
şimdiden ülkeme dönerim. Dil<br />
sorunu yok, eğitimimi daha rahat<br />
sürdürebileceğimi düşünüyorum.<br />
Ben buraya 16 <strong>yaş</strong>nda<br />
geldim. Buradaki ilişkilere, arkadaşlklara<br />
uyum sağlayamadm.<br />
Eğitim sistemi bile sakat,<br />
hep ayrmclk üzerine. Alman<br />
olmadğn için birçok hakszlklara<br />
uğrayabiliyorsun. Bunu<br />
okulda da <strong>yaş</strong>adm, meslek yeri<br />
ararken de <strong>yaş</strong>adm.<br />
Bir başkasn uyurken bağladr,<br />
kendisinden kan alnrken<br />
uyand. Gençler gözaltnda da<br />
dövüldü. Hücrede şklar kuralsz<br />
olarak açlp kapand.<br />
Hiç kimseye neden gözaltna<br />
alndğ hakknda bilgi verilmedi.<br />
Birçok kişiye telefon açmas<br />
yasakland. Polisin bu muamelesini<br />
protesto etmek amacyla,<br />
Wuppertal’in Elberfelder semtinin<br />
merkezinde korsan eylem<br />
yapld.<br />
Eylemciler, Hofkamp’taki<br />
polis karakoluna yürüdü. Aşağ<br />
yukar 75 kişi tarafnan Wuppertal’da<br />
polisin göçmenlere ve<br />
farkl düşünenlere uyguladğ<br />
şiddet protesto edildi.<br />
geri ödemeyi ve de bu ülkelerden<br />
kaçrp köleleştirdiği, sonra<br />
da kendi ülkesinde pis işlerde<br />
kullanp bir de üstüne üstlük<br />
aşağladğ Afrikal kardeşlerimizin<br />
onurlarn iade edip özür<br />
dilemeyi ve tazminat ödemeyi<br />
kabul etti.<br />
Amerika’nn ilk yerli halk da<br />
tabii ki bu haklardan yararlanacak<br />
ve şimdi USA yani (Uluslar<br />
Sömüren Akrep) olan, adn<br />
da Amerika Ktas Halklar Federasyonu<br />
olarak değiştirme karar<br />
ald.<br />
Bütün bunlar yetmezmiş gibi<br />
ABD (Akln Başna Devşir)askerleri<br />
Irak’tan silahlarn<br />
BÖLGE HALKLARI ORTAK<br />
YÖNETiM MECLİSİ’nin gönüllülerine<br />
teslim edip ülkelerine<br />
gönüllü olarak dönme karar<br />
aldklar haberi elimize ulaşt.<br />
Parasz parasz!<br />
Hastuğrul Erköşk<br />
Sayn okurlar Türkiye’de yol,<br />
su, elektrik, sağlk ve de eğitim<br />
hizmetleri herkese parasz hale<br />
getirilmeye başlanyor.<br />
Bölge halklar komitesi ile varlan<br />
anlaşmaya göre bölgedeki<br />
Burcu’dan Burcunuz<br />
falan…<br />
Azck sakn olun… Bu hafta<br />
iyi haberler var size. Neptün<br />
senden yana diyom ya…<br />
YAY<br />
Takma ev sahibini<br />
kafana. Düzelcek<br />
şartlar da… ya bu global snma<br />
noolcak?.. Türkiye’nin 20-<br />
30 yl falan kalmş diyolar.<br />
Çölleşme varmş… Avrupa’da<br />
yeni buzul çağ falan… Ay geçen<br />
gün komşularda kaave içiyoz,<br />
birden bi üşüme tuttu…<br />
Dünya soğuyo mu snyo<br />
mu annamadk ki anam!<br />
BOĞA<br />
Aaa… kzcam<br />
ama boğalar! Ne bu<br />
ask surat çatk kaş yine? Geçen<br />
ay da bööleydiniz siz. Haber<br />
var… Hah iyi haber alcaanz.<br />
Kim haber almaz ki hayatnda<br />
zaten?<br />
Çocuklarn sorunlarn ask<br />
suratla çözemezsin. Eşinle konuş<br />
tabii… ilgilen onlarla biraz.<br />
Ay benim bu büyük oolan<br />
da zamannda sen sigara iç<br />
okulda… ama bu günlerde çocuklar<br />
farkl şeyler bile içiyolarmş<br />
okulda.Ne diim… bu<br />
kimin tezgah ben anlamyom…<br />
Küçücük çocuklar nasl<br />
buluyo o şeyleri ki?..<br />
göre değerlendirme yaptğn<br />
söyledi.<br />
Sağ cenahtan aşağ yukar ayn<br />
yönde açklamalar geldi. Rapordaki<br />
saptamalar ve köklü<br />
değişim talebi çeşitli ilerici örgüt<br />
ve kuruluşlar tarafndan selamland.<br />
Eğitim ve Bilim Sendikas<br />
(GEW) Başkanvekili Marianne<br />
Demmer, ailelerin snfsal durumunun<br />
çocuğun başarsn<br />
belirlediği sisteme son verilmesini<br />
istedi. Başka kurum ve çevrelerden<br />
de benzer açklamalar<br />
geldi.<br />
Sadece biz konuşmu<strong>yoruz</strong>!<br />
Avrupa’nn “en alttakileri”<br />
olan biz göçmen emekçiler ise<br />
hala sesimizi yükseltmi<strong>yoruz</strong>!<br />
Geleceğimiz olan çocuklarmz<br />
bu eğitim sistemi içinde geleceksizliğe<br />
mahkum edilirken<br />
daha ne kadar susacağz!<br />
Artk bu sistemin en önemli<br />
kurumlarndan olan BM raporlarnda<br />
bile açkça ifade edilen<br />
bu eleyici yaklaşma karş biz<br />
örgütlü bir duruş sergilemedikçe<br />
hiç bir şey değişmeyecek!<br />
İmza kampanyalar, basn<br />
açklamalar, çeşitli sokak gösterileri<br />
ile birleşen toplumsal bir<br />
tepkinin örgütlenmesi için<br />
“Hep birlikte!” di<strong>yoruz</strong>!..<br />
hiçbir halkn mensubu eline silah<br />
almiicak ve milyonlar bulan<br />
ordular beslemeye gerek<br />
olmiicak. Bu durumda silah,<br />
bomba, askeri kyafet, yedek<br />
parça, vs. vs. için yaplan tüm<br />
harcamalar cepte kalacağ için<br />
muazzam bir kaynak oluşacağ<br />
bildiriliyor.<br />
Bu aylk bu kadar iyi haber<br />
yeter. Bakn her şey de kötü gitmiyomuş<br />
diil mi sevgili AzParaGaz<br />
okurlar?<br />
Gelecek ay yine gönüllere su,<br />
ruhlara huşu serpecek gelişmeleri<br />
kararllk, dürüstlük ve cesaretle<br />
paylaşmaya devam edeceğiz.<br />
Satlk kalemler bizi yolumuzdan<br />
edemez. Sayn editörümüze,<br />
değerli eşlerine, çocuklarna,<br />
gazetemizin sahibi<br />
siz değerli okurlarmza sayg,<br />
hörmet efendim…<br />
İKİZLER<br />
İşte böyle, işte<br />
böyle hah gülümse<br />
biraz… <strong>Bahar</strong> geldi<br />
börtü böcek bile hareketlendi,<br />
sen miskin miskin oturuyon…<br />
Bişe de okumuyon bari faln<br />
oku… Çksa bir türlü çkmasa<br />
daha başka türlü… Naapçan<br />
anam meşgale işte…<br />
YENGEÇ<br />
Yol görünüyo size…<br />
Belki de organizasyonlar<br />
içinde<br />
yer alabilirsiniz. Size bir davet<br />
var. Arbeitsamt olmasn?..<br />
Geçen benim küçük oolana<br />
göndermişler ausbildungsplatz<br />
bul diye. Anam çocuk yana<br />
yakla aryo… bir yer bulamyo<br />
ki… Ay kusura bakmayn yengeçler…aklm<br />
oolana gitti.<br />
BALIK<br />
Bugün ne pişirsem<br />
ki yaa… Balk<br />
da çok pahal… Ay size demedim<br />
balklar, hemen alnmayn!..<br />
Sizin önünüzde çok güzel<br />
bir ay var.<br />
Balklarn hafzayla sorunlar<br />
var, her zaman dikkat. Vitamin<br />
falan aln… Neşeli ortamlara<br />
girip eylenceli vakit geçirceeniz…
Birine benzettiğiniz bir yabancnn<br />
yolunu kesip, halini<br />
hatrn sorduğunuzda alabileceğiniz<br />
doğal bir yanttr bu.<br />
Ama yllardr tandğnz bir arkadaşnz<br />
bütün çabalarnza<br />
rağmen sizi tanmyor ve bu soruyu<br />
soruyorsa allak bullak<br />
olursunuz.<br />
Durun hemen yarglamayn<br />
karşnzdakini. Kim bilir belki<br />
de Prosopagnosia hastalğna<br />
yakalanmş ender insanlardan<br />
biridir.<br />
Prosopagnosia denilen hastalğa<br />
yakalananlar en yaknndaki<br />
insan bile tanyamama sorunu<br />
<strong>yaş</strong>arlar. Yüz körlüğü olarak<br />
da tanmlanan bu hastalğa yakalananlar<br />
en yaknlarn da<br />
çok çabuk unutuyorlar.<br />
Görme engelli değil, yüz<br />
körü!<br />
Bu hastalarn görme sorunlar<br />
yok. Onlarn sorunu yüzlerle.<br />
“Hafza- beşer, bazen şaşar”<br />
derler… Uzun erimli insanlk<br />
sürecinde geçmişimizden devraldklarmzla<br />
kurabiliriz geleceği.<br />
Fakat geçmiş <strong>yaş</strong>anmşlklarn<br />
çoğu, tarihin derinliklerinde,<br />
üzeri küllerle örtülmüş,<br />
öylece durmaktadr.<br />
Ve bizler onun üzerine kuracağmz<br />
geleceğe her daim yeniden<br />
yeniden öğrenerek,<br />
Mehter admlar ile ilerli<strong>yoruz</strong>.<br />
Tarih bilinci olmayan ve yaratmlarn<br />
yarna taşyamayan bir<br />
insanlk, admlarn çocukluk-<br />
İnsanlğn ilk zamanlarnda<br />
başlayarak davranşlarn ve bilincini<br />
belirleyen çevresel koşullar<br />
ve onunla kurduğu ilişkiydi.<br />
İnsan <strong>yaş</strong>adğ dş dünyay<br />
alglamaya ve anlamaya çalştkça<br />
çoğu zaman çözemediği<br />
sorularn yarattğ engellere<br />
çarpt. Onun için bir sorular<br />
yumağ olan dş dünya bu nedenle<br />
tanrsal özellikler kazanarak,<br />
kutsand. Fakat insanlğn<br />
gelişimi korku unsuru olan<br />
doğa hareketlerinin nedenleri<br />
ile birlikte anlaşlmasn beraberinde<br />
getirirken, bu korkularn<br />
aşlmasn da sağlad.<br />
Bilinmeyen, korku yaratr!<br />
Günümüzde ise “fobi” olarak<br />
Etimolojik olarak Yunanca’dan<br />
gelen “yüz” anlamndaki “prosop”<br />
ve “cehalet / bilgi eksikliği”<br />
anlamndaki “agnosia” kelimelerinin<br />
birleşmesiyle ortaya çkan<br />
Prosopagnosia’nn geçmişi<br />
Antik Çağ’a kadar uzanyor.<br />
Fakat bilinen ilk örnekler<br />
1947 ylnda hastalğa da isim<br />
veren Bodamer tarafndan rapor<br />
ediliyor.<br />
Hastalk ağr bir darbe sonucu<br />
meydana gelen beyin hasarlar<br />
sonucu başlayabileceği gibi,<br />
doğuştan da olabiliyor. Tespitinde<br />
nörologlarca hazrlanan<br />
testler kullanlyor.<br />
Hastalğa yakalanan kişiler,<br />
yüzde belirli bir işaret varsa karşsndakini<br />
tanyabiliyorlar. Fakat<br />
yüze yaplacak küçük bir<br />
müdahale ile tanmamalar<br />
mümkün. Makyaj veya saçlarn<br />
boyanmas gibi.<br />
Onlar için hayat gerçekten<br />
çok zor olabiliyor. Her gün yeniden<br />
tanmak en yaknndaki-<br />
tan çkarabilir mi?<br />
Son bilimsel gelişmelerle<br />
geçmiş bilgilerin bozulmadan<br />
saklanmasnda kullanlacak ilginç<br />
keşifler yapldğn göstererek,<br />
bu noktada önemli bir<br />
dönemece gelindiğini müjdeliyor.<br />
Canl organizmadan cip!<br />
Japon bilim insanlar bilginin<br />
geleceğe güvenle taşnmas ve<br />
yok olmamas için küçük bir<br />
canl organizmann genlerine<br />
dijital veri yükleyebilen bir yöntem<br />
geliştirdiler.<br />
Keio Üniversitesi Hayat Bilimleri<br />
Enstitüsü uzmanlarnca<br />
geliştirilen yöntem “organik<br />
bilgisayar” yolunda önemli bir<br />
tanmlanan korkularn varlğ<br />
söz konusu. Fobiler travmatik<br />
olaylarn etkisi ile bilinçaltnda<br />
kökleşen <strong>yaş</strong>anmşlklara dayandrlyorlar.<br />
Hayatmz zorlaştran bu<br />
korkularmz <strong>yaş</strong>ammzn belirli<br />
dönemlerinde değişim gösterebiliyor.<br />
Örneğin, ilk çağlarda<br />
güneş ve ay insanlar için bilinmez<br />
iki korku fenomeniyken,<br />
insanlğn bilimsel gelişmelerle<br />
birlikte doğaya hakim<br />
olmas ile korkulan şeyler olmaktan<br />
çkmş, hatta en sevilen<br />
kozmik nesneler olmuşlardr.<br />
Buna rağmen evrende hala tanmlanamayan<br />
birçok nesne ve<br />
hareket korku unsuru olmaya<br />
devam etmektedir.<br />
Yaflanacak<br />
Dünya<br />
B ‹ L ‹ M · T E K N ‹ K Dünya<br />
Sen de kimsin?..<br />
ni… Ve tabii herhangi görsel bir<br />
sanat izleyicisi de olamyorlar.<br />
Örneğin bir filmi baştan sona<br />
izleyemiyorlar, çünkü karakterleri<br />
takip edemiyorlar.<br />
Doktor deneyimleri<br />
Harvard Üniversitesi Görüntü<br />
Bilimleri Laboratuvar doktorlarndan<br />
Bradley C. Duchaine,<br />
bu hastalarn çoğunluğu bu<br />
probleme sahip olduklarn da-<br />
adm olarak değerlendirildi. Bilim<br />
insanlar, bir bakterinin<br />
genlerine yüzlerce yl muhafaza<br />
edilebilecek önemli miktarda<br />
saysal bilgi yüklemeyi başard.<br />
Araştrmaya katlan uzmanlar,<br />
bakterilerin ve belli bir ge<strong>net</strong>ik<br />
şifreye göre çoğalan diğer mini<br />
organizmalarn veri depolamak<br />
için önemli potansiyeller sunduğunu<br />
belirttiler.<br />
Önemli miktarda bilgiyi<br />
saklanabilir<br />
Japon araştrmaclara göre,<br />
mini organizmalar hard disk ve<br />
hafza kartlaryla kyaslandğnda<br />
çok küçük kalsalar da, genlerinde<br />
çok uzun süre önemli<br />
miktarda bilgiyi saklayabilecek<br />
hi bilmedikleri için doktora da<br />
gitmediklerini söylüyor.<br />
“Şu anda tedavisi mümkün olmayan<br />
Prosopagnosia ile ilgili<br />
araştrmalarda önce iki soruyu<br />
cevaplamak gerekiyor. Ve bu sorularn<br />
doğas bu konuda ne kadar<br />
az bilgi sahibi olduğumuzu<br />
da gösteriyor: Prosopagnosia’da<br />
beynin hangi bilgi iletme mekanizmalar<br />
doğru çalşmyor?<br />
Yüzleri tanmada beynin hangi<br />
bölümleri, ne rol oynuyor?” di-<br />
niteliklere sahipler.<br />
Araştrmaclar, bilgileri genlerin<br />
değişik noktalarnda depolayan<br />
teknolojiyi geliştirdiklerini,<br />
bunun da zaman içinde<br />
oluşacak ge<strong>net</strong>ik mutasyon sonucu<br />
bilgilerin yok olma ihtimalini<br />
azalttğn belirttiler.<br />
Uzmanlar, çalşmalarnda<br />
yor. İlginç olan bu hastalarn<br />
matematik ve fizikte çok başarl<br />
olmalar!<br />
Nöroloji Uzman Dr. Emil<br />
Goldenberg (Amerikan Hastanesi<br />
Servis Şefi)<br />
“Dünyada böyle üç-dört hastaya<br />
rastladm. Bu bir hastalk<br />
değil belirtidir. Çünkü nedeni bir<br />
beyin kanamas da olabilir. Prosopagnosia<br />
beynin çift tarafl tutulmasndan<br />
olur. Önemli olan<br />
nedendir. Doğuştan olmas çok<br />
nadirdir. Prosopagnosia umumiyetle<br />
“agraphi” denilen yaz yazma<br />
zorluğu ve “achromatopsi”<br />
denilen renkleri ayrt edememe<br />
sorunlaryla beraber görülür.”<br />
Nöroloji Uzman Dr. Haluk<br />
Caneroğlu (International Hospital)<br />
“Hasta kendi yüzünü bile tanyamayabilir.<br />
Yeni yüzleri de<br />
öğrenemez. Ama bu bir hastalk<br />
değil hastalğn bulgusudur. Yani<br />
nasl sağ kolda oluşan güçsüzlük<br />
(felç), beyinde belli bir bölgede<br />
oluşan tümör veya kanama gibi<br />
hastalklarn bir göstergesiyse<br />
Prosopagnosia da beyindeki damar<br />
tkanklğ, tümör veya iltihaplar<br />
sonucu gelişen bir bulgudur.”<br />
Bilgi geleceğe taşnyor<br />
Japon bilim insanlar› bilginin gelece¤e güvenle<br />
tafl›nmas› ve yok olmamas› için küçük bir<br />
canl› organizman›n genlerine dijital veri yükleyebilen<br />
bir yöntem gelifltirdiler.<br />
Prosopagnosia denilen hastal›¤a yakalananlar en yak›n›ndaki insan› bile<br />
tan›yamama sorunu yaflarlar. Yüz körlü¤ü olarak da tan›mlanan bu hastal›¤a<br />
yakalananlar en yak›nlar›n› da çok çabuk unutuyorlar.<br />
“bacillus subtilis” adl bakterinin<br />
genlerine dijital bilgiyi kimyasal<br />
elementlere “tercüme<br />
eden” bir yöntem kullanarak<br />
şifreli ksa mesaj yazdlar.<br />
Verilere ulaşmak için, bakterinin<br />
normal gen haritasn mesaj<br />
yüklenerek değiştirilmiş gen<br />
haritasyla kyaslamak yetiyor.<br />
Korkularla <strong>yaş</strong>amak<br />
Fakat bizler için asl sorun<br />
gündelik korkularmz ve bunlarn<br />
nedenleri! Karanlk korkusu,<br />
yükseklik korkusu ve daha<br />
birçoklar…<br />
İleri boyutlara varmş korkular<br />
toplumsal <strong>yaş</strong>am sekteye<br />
uğratacak düzeyde bir özgüven<br />
sorununa ve utanma gibi psikolojik<br />
durumlara yol açabilir.<br />
Korkular besliyorlar!<br />
Bilim, doğann hareketlerinin<br />
açklanmas konusunda ne<br />
denli gelişirse gelişsin medya<br />
korkularmz beslemekte devasa<br />
bir güce sahip. Büyük bir kitlenin<br />
bilgi kaynağ olarak yaygn<br />
bir iletişim arac olan medya<br />
ve sinema bilinci şekillendirmek<br />
konusunda gerekli duyarllğ<br />
göstermeyi brakn, bunu<br />
daha da derinleştiren parapsikolojik<br />
programlar ve korkugerilim<br />
filmleriyle bilinmezlik<br />
duygusu aşlyor ve bundan nemalanyorlar.<br />
Dicle Üniversitesi<br />
Tp Fakültesi Psikiyatri Anabilim<br />
Dal Öğretim Üyesi Prof.<br />
Dr. Aytekin Sr, en yaygn psikiyatrik<br />
rahatszlklarn korkular<br />
olduğunu ve yaplan çalşmalara<br />
göre bunlarn toplumdaki<br />
yaygnlğnn yüzde 10 civarnda<br />
seyrettiğini söylüyor. Korkular<br />
genellikle Latince tanmlandklar<br />
için çoğunun ismini hiç<br />
Batofobi: Derinlik ya da<br />
yüksek binalarn yanndan<br />
geçmek korkusu,<br />
Politikofobi: Politikaclardan<br />
korkmak<br />
Peladofobi: Kel insanlardan<br />
ya da kelleşmekten korkmak<br />
Fobofobi: Korkmaktan<br />
korkmak!<br />
Aviofobi: Uçuş korkusu<br />
Eisoptrofobi: Aynalardan<br />
korkmak<br />
Filofobi: Aşk olmaktan<br />
korkmak<br />
Agorafobi: Açk yerlerde<br />
bulunmaktan korkmak<br />
Antropofobi: İnsanlardan<br />
duymamş olabiliriz.<br />
Bunlar içersinde ilginç bulduğumuz<br />
baz fobileri okuduğunuzda<br />
ne kadar çok korkumuzun<br />
olduğuna sizler de şaşracaksnz.<br />
korkmak<br />
Araknofobi: Örümceklerden<br />
korkmak<br />
Triskaidekefobi: 13 saysndan<br />
korkmak<br />
Musofobi: Farelerden korkmak<br />
Nekrofobi: Cesetten korkma<br />
Ofidiyofobi: Ylanlardan<br />
korkmak<br />
Okofobi: Taştlardan korkmak<br />
Rantofobi: Her şeyden korkmak<br />
Ksenofobi: Yabancdan<br />
korkmak<br />
α<br />
β<br />
γ<br />
δ<br />
π<br />
λ<br />
ϕ<br />
η<br />
φ<br />
σ<br />
ψ<br />
ϖ<br />
ν<br />
ρ<br />
υ<br />
9<br />
Bilimde yolculuk<br />
Derya Tanrvermiş<br />
Dondurmann<br />
dayanlmaz cazibesi<br />
Geçenlerde saat gece yarsn gösterirken, o akşam bende<br />
misafir olan bir arkadaşmla deli gibi dondurma aradk<br />
sokaklarda. Birimiz “Dondurma yiyelim mi?” diye sormuştu<br />
bir kere. Artk aklmz dondurmaya taklmşt ve yemeden<br />
rahat edemeyecektik. Birçoğunuzun aklna gelen soruyu<br />
yantlyorum; hayr, aşermiyorduk. Ama bu ‘cannn<br />
bir şey çekmesi’ olay aslnda çok da bilimsel temelleri olan<br />
bir durum.<br />
Canllar, bir gda maddesini diğerlerine tercih ederken<br />
bunu, metabolizmalarnn ihtiyac doğrultusunda yaparlar.<br />
Böylece organizmann ihtiyaç duyduğu baz maddelerin<br />
özellikle alnmas sağlanr. Örneğin, emzirme döneminde<br />
kadnlarn sulu gdalara ihtiyaç duyarlar, ergenlik döneminde<br />
de tüm gdalara, özellikle hormon aktivasyonu için<br />
gerekli enerjiyi sağlayan şekerli besinlere, ilgi artmaktadr.<br />
Öte yandan canl organizmalar, yine tat duygusu sayesinde<br />
kendilerini tehlikelerden korurlar. Örneğin ac tat algs,<br />
vücudun iyi bir savunma aracdr. Zehirli bitkilerin çoğunda<br />
yenmesini engelleyecek kadar ac tat vardr. Bu tat,<br />
az miktarlarda bile anlaşlr, bu da bu tür bitkilerin yenilmeme<br />
ihtimalini yükseltir.<br />
Aşerme<br />
Hamileliğin özellikle ilk üç aylk döneminde <strong>yaş</strong>anan ve<br />
hormonal değişikliklerin, kan şekeri düzeyindeki iniş-çkşn<br />
neden olduğu aşermenin aslnda hem anne hem de cenin<br />
için önemli bir fonksiyonu vardr.<br />
Plasentadan salnan östrojen, anne adaynn koku algsn<br />
duyarllaştrr. Bu hormon, progesteron ile birlikte, beyin<br />
sapndaki kimyasal septörleri aktive edici bölgeyi etkileyerek,<br />
kanda çok az miktarda da olsa bulunan toksinleri<br />
daha kolay alglamasn sağlar. Zaten bulant ve kusma da<br />
bu toksinlerin saptanmasyla, bir savunma mekanizmas<br />
olarak ortaya çkar.<br />
Hamileler genellikle kafeinli içeceklere, brokoli, lahana<br />
gibi sebzelere ve baharatl, ac yiyeceklere karş tiksinti<br />
duymaktadr. Ve bu maddelerde de doğal toksinler bulunmaktadr.<br />
Bir yetişkine zarar vermeyecek, hatta antibiyotik<br />
etki yapacak olan bu toksinler, henüz gelişimini tamamlamamş<br />
cenin için ciddi bir tehlike oluşturabilir. Yani hamileliğin<br />
başnda <strong>yaş</strong>anan bu tatsz durum aslnda anneyi ve<br />
bebeği olas zehirlenmelerden korur.<br />
Tat alma mekanizmas<br />
Dildeki tat hücrelerinin oluşturduğu yapya “tat tomurcuğu”<br />
denir ve bu hücre kümeleri soğana benzerler. Tat tomurcuklar<br />
“papilla” denen yaplarn içinde bulunurlar.<br />
Papillalar dile pürüzlü bir görünüm veren minik çkntlardr<br />
ve dilin üst yüzeyinde ve yanlarnda yer alrlar. Genel<br />
olarak dört tür tat algsndan bahsedebiliriz; tatl, ac, ekşi<br />
ve tuzlu. Dilin ön ksm tatllara, arka ksm aclara yanlar<br />
da ekşi tada daha duyarldr.<br />
Ancak tat algs, dilde değil, beyinde anlamn bulur. Dildeki<br />
reseptörlerin, sinir hücreleri araclğyla beyne yolladklar<br />
mesajlar, beynimizde tat olarak kodlanr. Üstelik tat<br />
alma duygusunun, koku alma duygusuyla iç içe işlediğini<br />
hatrlatmakta yarar görüyorum.<br />
Beyinde tat algs<br />
Tat mesaj beyne, dildeki sinirlerle taşnr. Üç çeşit sinir,<br />
on binlerce tat hücresinden aldklar haberleri beyin sap<br />
denilen bölgeye götürürler. Tat bilgileri buradan da beynin<br />
korteks, hipotalamus ve amigdala bölgelerine gider. Beynimizde<br />
tatlarn kodlanmas hem kaltsal olarak sahip olduğumuz,<br />
hem de sonradan edindiğimiz alşkanlklar ve beğeniler<br />
sayesinde gerçekleşir.<br />
Yani dş yüzeyindeki ktr ktr ac çikolatasnn ardndan,<br />
vanilyal tatl dondurmam ağzmda erirken aldğm<br />
zevki anneme borçluyum. Bana hamileyken kilolarca dondurma<br />
yemiş de…<br />
Gözlük camnz<br />
ne renk olsun?<br />
Yaz geliyor ve şimdiden ona<br />
hazrlanmaya başladk bile!<br />
Derimizi güneşin güçlü şklarndan<br />
koruyacak yazlk giysilerimizi<br />
yavaş yavaş gün şğna<br />
çkar<strong>yoruz</strong>. Bu arada şğa en<br />
duyarl organmza, gözümüze<br />
de şimdiden bir güneş gözlüğü<br />
seçmenin vakti geldi diyorsanz<br />
size yeni geliştirilen bir güneş<br />
gözlüğünden bahsedelim.<br />
Bu gözlük ABD’de Kimya<br />
Vakf yllk toplantsnda kamuoyuna<br />
tantld. Gözlük bilinenden<br />
farkl olarak cam rengini<br />
kendi kendine ayarlayabilme<br />
özelliğine sahip.<br />
Nasl m? ABD’nin Seattle<br />
kentindeki Washington Üniversitesi’nde<br />
geliştirilen güneş<br />
gözlüğü, camnda kullanlan<br />
bir tür elektro kronik polimer<br />
(küçük basit moleküllerin devaml<br />
olarak birbirini takip etmesi<br />
sonucu oluşan makro bileşiklerdir),<br />
elektrik akmna yant<br />
vererek, karanlk ve renk derecesini<br />
ayarlyor. Cam, sadece<br />
renk değiştirilmek istendiğinde<br />
güç kullanyor.<br />
Buluşlarn bu toplantda sunan<br />
araştrmaclar, güneş gözlüğünde<br />
kullanlan minik bir<br />
bataryann binlerce kez renk<br />
değiştirmek için yeterli olduğunu<br />
belirttiler.<br />
Araştrmaclar gözlüğü tantrken,<br />
camlarn şeffaftan maviye<br />
ve birçok renkte çeşitli derecelerde<br />
koyulaştrabildiğini<br />
gösterdiler.<br />
Tabii ki bu yeni buluş da her<br />
yeni buluş gibi pazara hemen<br />
sürülmeyecek, sürülse bile astronomik<br />
fiyatlarla satlacaktr.<br />
Yaşammz kolaylaştran diğer<br />
tüm gelişmeler gibi…
Yaflanacak<br />
Dünya<br />
Dünya<br />
10 K Ü L T Ü R · S A N A T<br />
Kültür Deryas›<br />
Cem Günhan<br />
Yllar önce BBC’de televizyonun tarihsel gelişimi ve<br />
20.yüzyln toplumsal <strong>yaş</strong>am biçimine etkilerini inceleyen<br />
çok ilginç bir belgesel dizisi vard. Kaçrmadan izlemeye,<br />
anlamaya çalşrdm.<br />
Bugün dahi o belgeselin inanlmaz güce sahip bir olguyu<br />
inceleme gayretini yetersiz klacak gelişmeler sürüyor bu konu<br />
üzerinde. Televizyon işgalini sürdürüyor. Beyinleri, evleri,<br />
çocuklar, toplumu egemenliğine çoktan ald. Artk egemenlik<br />
çeşitlemeleri yapyor. İşin ilginci sadece egemenler<br />
egemen değil artk bu iletişim aracna… Çeşitli aznlklar,<br />
ezilen topluluklar da dertlerini televizyon araclğ ile dile<br />
getiriyorlar…<br />
Bu araç öylesine büyük güce sahip ki zamannda Hitlerin<br />
propaganda bakan Göebbels’in “Her eve mutlaka bir radyo<br />
dağtma” gayretini daha iyi anlyor insan..<br />
Elektrik sinyallerini görüntü olarak ya da görüntüleri<br />
elektrik sinyalleri olarak yollama düşüncesi 1843 ylnda<br />
Alexander Bain’le başlyor. 1883 ylnda Paul Nipkow bunu<br />
elektrikli teleskop adn verdiği aletle gerçekleştiriyor.<br />
1897 ve 1906’da çeşitli eklemeler yaplan bu düşünce ancak<br />
20.yüzyln başlarnda, 1927 ylnda Philo Tylor Farnsworth<br />
tarafndan finansörüne yaplan bir gösteride gerçekleşti.<br />
İşin çok ilginç bir yönü de aslnda televizyonun geliştirilmesine<br />
Sovyet katks…<br />
Wladimir Sworkn “ikonoskop”<br />
adn verdiği aleti geliştirdi.<br />
1920’li yllarn başndan<br />
beri bu projeyi sürekli geliştiren<br />
Lev Teremin adndaki<br />
Sovyet bilim insan<br />
çok kaliteli resimler iletmeyi<br />
başarmşt. Ancak elde<br />
ettiği sonuçlar hiçbir<br />
zaman topluma açklanmad<br />
ve daha ilginci KGB<br />
tarafndan kişilerin gözlenmesinde kullanlmaya başland!<br />
Tabii ki bu hikâyecik, bizim Sovyet sisteminin temel işleyişini<br />
eleştirdiğimiz anlamna gelmiyor.<br />
Hatta köşeye skştrlmaya çalşlan devrimin kendini koruma<br />
refleksinin yine emperyalist saldrlar sonucu nasl bir<br />
bilimsel bilginin asl işlevini yerine getirmesini engellediğini<br />
görü<strong>yoruz</strong>.<br />
11 Mays’ta Dénes von Mihály adndaki adam Berlin’de<br />
ilk yayn gerçekleştirdi. Fazla tarihi açklama yapmadan bir<br />
ksa bilgi daha… 1950 ylnda ABD de 10 milyonun üzerinde<br />
tv izleyicisi vard! Stalin’in 73. doğum günü için başlatlan<br />
ilk tv yaynnda Doğu Almanya’da daha doğrusu sadece Berlin’de<br />
60 tv vard.<br />
Sosyal Etki<br />
Herhangi bir kitle komünikasyon arac olmann çok ötelerine<br />
uzanmş olan tv artk gündelik <strong>yaş</strong>amn belirlenmesi,<br />
endekslenmesi, hatta manipüle edilmesi rollerinin yan sra;<br />
eğlence, bilimsel gelişme, eğitim, sanat ve akla gelebilecek<br />
her alanda kullanlyor.<br />
İşin en trajik yanlarndan bir tanesi de televizyonun geliştirilmesinde<br />
çok önemli katklar sunmuş olan Philo Tylor<br />
1971 ylnda sefalet içinde öldüğünde buluşunun parsasn<br />
büyük Amerikan tekelleri toplamaktayd. Ezilenler adna bir<br />
kayp daha.<br />
“Ezen ve ezilen çelişkisi ile televizyonun ne ilgisi var?” demek,<br />
<strong>yaş</strong>amn her alannda gözlenen bu ana çelişkiyi reddetmek<br />
olur. Tabii ki bu kadar büyük etki alanna sahip olan<br />
bir arac, örneğin Amerikallarn aya ayak basşn yüz milyonlarca<br />
insana canl yaynda izletmeleri ya da bir kitle<br />
uyutma arac olarak futbol karşlaşmalarnn dünya kupalarnda<br />
milyarlarca ayr dili konuşan insana canl olarak yaynlanmas<br />
gibi devasa ölçekli projeleri ezen snfn kullanmadğn<br />
ya da doğrudan organize etmediğini düşünmek<br />
saflk olur!<br />
Televizyon küçük ve büyük ölçekli ticaret, reklam, haberleşme,<br />
eğlence, propaganda, bilim ve insana ait her alanda<br />
<strong>yaş</strong>ammzn içinde… Böylesine büyük bir güç aracnn egemenler<br />
tarafndan tüm kitle iletişim araçlarnn kontrol edildiği<br />
gibi kullanlmas çok normal. Peki, biz yani kendini ezilenler<br />
safnda tanmlayanlarn yapmas gerekenler nelerdir.<br />
Gözümüzü kapatp “Güç zaten onlarda” deyip seyir mi edeceğiz?<br />
İşin bana göre en ironik taraf radyo televizyon ve<br />
benzeri birçok bilimsel buluşun ezilen snfn bireyleri tarafndan<br />
gerçekleştirilmiş olmas.<br />
Türkiye’de televizyon ilk defa İTÜ stüdyolarndaki deneme<br />
yayn ile 54 yl önce <strong>yaş</strong>ammza girdi. O günden bu güne<br />
inanlmaz eğriler sergileyen yayn politikalar günümüzün<br />
dedikodu, magazin programlar ya da modern dilencilik<br />
ve vicdan temizleyici rollerine soyundu. Siyaset Meydanlar<br />
ile toplum bir gecede rahatlatld.<br />
Irak ve Kuveyt savaşlar tüm dünyaya canl yaynland.<br />
Korkunç ölüm ve işgal makinalar tv araclğ ile birer oyuncağa<br />
dönüştürülerek sunuldu naklen. İşgal ve ölüm yadrganmadan<br />
izlenildi, toplumsal bir illüzyon ve yabanclaştrma<br />
aygt halinde gördük televizyonu… El Kaide haberlerini<br />
El Cezire televizyonundan izledik<br />
“Aptal Kutusu” mu?<br />
Televizyon<br />
İngiliz ve Amerikallar dünyada en çok tv seyreden topluluklar.<br />
“Aptal kutusu” sözünün onlara ait olmas bir rastlant<br />
olmasa gerek… Artk müzik yannda görüntü/klip olmadan<br />
yavan bir sanat gibi alglanyor. Sanat, edebiyat, politika<br />
ve en önemlisi haberler artk televizyonu gündelik hayatn<br />
vazgeçilmezi haline getirdi.<br />
Ya diziler? Bir dönemin sabah kuşağ Brezilya dizileri<br />
şimdi yerini yerli yapm cinayet mafya ya da ağa öykülerine<br />
brakt. Sanal <strong>yaş</strong>am her evde belli saatlerde ağn örüyor.<br />
Çocuklardan gençlere, kadn hatta <strong>yaş</strong>llara kadar hiç bir<br />
kesim sanal alemin pençelerinden kaçamyor.<br />
Bütün insanlğn ortak mal olan bu mükemmel buluş egemen<br />
ve ezen snfn elinde bir canavara dönüşüp, beyinleri<br />
dumura uğratp, egemen ideoloji yalanlarnn yaylmasnn<br />
en baş borazan oluyor. Ne yapabiliriz? Oyuncağ elinden<br />
alnan çocuk bile ağlar. Kendi oyuncağmz kendi el emeğimizle<br />
yapalm. Onunla oynamann keyfine varalm.<br />
Dondurmam Gaymak!<br />
Sanat› halka tafl›man›n, sanat› halkla birlikte üretmenin mümkünlülü¤ünü<br />
oldu¤u kadar, bunun halka ve ayn› zamanda sanata kazand›raca¤› anlamlar›<br />
da deflifre eden baflar›l› bir film.<br />
Dondurmam Gaymak, insanda<br />
pek çok duygu ve düşünüşü<br />
ayn anda tetikleyebilen<br />
bir film!<br />
Giderek çoraklaştrlan kültürel<br />
toprağn derinliklerinde<br />
istenirse kaznp, gün şğna çkarlacak<br />
bereketli damarlarn<br />
varlğn bir kez daha hissettiriyor<br />
mesela.<br />
Bu damar, halklarn tarihsel<br />
kültürel birikiminin oluşturduğu<br />
ve bugünün dünyasnda<br />
üzerleri popüler kültürün giderek<br />
rezilleşen biçimleri ile betonlanmaya<br />
çalşlan öz deneyimleri,<br />
yaratmlar, kendilerini<br />
ifade ediş biçimlerinin oluşturduğu<br />
verimli bir kaynak.<br />
Bugün tamamen unutulmaya<br />
yüz tutmuş bu damar özünde<br />
halklarn doğaya, <strong>yaş</strong>am koşullarna<br />
ve giderek egemenlere<br />
karş mücadele içerisinde edinip<br />
geliştirdikleri bir çeşit direniş<br />
kültürüdür.<br />
Anadolu’da güçlü bir tarihsel<br />
arka plana sahip olan bu kültürün<br />
somutlaştğ biçimlerden<br />
biri de mizahtr.<br />
Orta oyunlar, meddahlk geleneği,<br />
fkralar, destanlar… gibi<br />
zengin bir birikim ve gelenek<br />
bizzat halkn öz ürünleri ve giderek<br />
kültürü haline gelmiştir.<br />
Dondurmam Gaymak filmi işte<br />
Anadolu halklarnda bu damardan<br />
beslenerek bugünlere<br />
kadar gelen oyunculuk yeteneğini<br />
açğa çkaran bir film olmas<br />
ile izleyende bu amaçla<br />
yürütülecek bir kazdan çkarlacak<br />
kültürel mirasla, çağmzn<br />
evrensel gerçeklerinin, olanak<br />
ve araçlarnn birleştirilmesi<br />
üzerinden geliştirilecek güçlü<br />
bir kültürel aydnlanma hareketinin<br />
yaratlabileceğinin ipuçlarn<br />
veriyor.<br />
Film günümüzün evrensel bir<br />
temasn, modern sanatn olanaklar<br />
ile halk kültürünün çeşitli<br />
ögelerini birleştirerek ve<br />
bizzat halkn kendisindeki<br />
oyunculuk yeteneğini açğa çkararak<br />
son derece etkileyici,<br />
scak bir biçim ve içerik içeri-<br />
sinden işlemiş.<br />
Emperyalist küreselleşmeye<br />
karş direniş!<br />
Bu yönü ile film, emperyalist<br />
küreselleşmeye karş çok yönlü<br />
bir direnişin ifadesi olmuş.<br />
Bunu hem büyük tekeller ve<br />
emperyalist küreselleşme karşsnda<br />
yerel, küçük esnafn çaresiz<br />
ykmn mizahn haklaşmş<br />
biçimi içerisinden üretirken<br />
yapmş.<br />
Hem yine emperyalist küreselleşmenin<br />
çeşitlilik derken<br />
yarattğ tek tipleşmeye, giderek<br />
toplumsal çürümeye karş direnişi,<br />
filme yüklediği toplumsal<br />
proje misyonu içerisinden işleyerek,<br />
hem de sanatn ve özelde<br />
de sinemann <strong>yaş</strong>adğ metalaşma<br />
ve giderek dev bir tekel haline<br />
gelmesine karş bizzat halkn<br />
dinamiklerine ve değerlerine<br />
dayanan ve halka kendisini ifade<br />
edip, besleyebileceği yeni bir<br />
kanal açma anlamnda yapmş.<br />
Bu açdan Dondurmam Gaymak<br />
her şeyin metalaştğ, bunun<br />
giderek emekçilerin dünyalarna,<br />
ilişkilerine de sirayet<br />
etmeye başladğ günümüz<br />
dünyasnda bu gidişe dur demenin<br />
yollarndan birine yaplmş<br />
iyi bir alt çizme.<br />
Sanat halka taşmann, sanat<br />
halkla birlikte üretmenin<br />
Bir papatya tarlas düşün…<br />
Gözlerin baflkas›n›<br />
görmez olur o an.<br />
Onun için her fleyi<br />
yapmak istersin. Dokunmak<br />
istersin.<br />
Dokunamazs›n, orada<br />
onunla ölmek istersin.<br />
Bir papatya tarlas düşün…<br />
İlkbahar ay. Ve sen onun yanndan<br />
geçen yolda yürüyorsun.<br />
Ve o papatya tarlasnda bir<br />
papatya dikkatini çeker. Binlercesinden<br />
birisidir, ama sen<br />
onun yanna gidersin.<br />
Onda seni çeken bir şeyler<br />
vardr. O papatyay olduğu yerden<br />
koparrsn. Sadece senin<br />
olsun istersin.<br />
Sadece senin… Öleceğini düşünmeden…<br />
Ve gidersin o tarladan.<br />
İçindeki şiddetin durduramadğ<br />
bir bencillik ama bir o<br />
kadar güzel ve hapsedici.<br />
TUTKU bu olsa gerek…<br />
Yine o tarlann kenarndaki<br />
yolda yürüyorsundur. Yine milyonlarcas<br />
arasnda bir tanesi<br />
Tarihin Gemisinden<br />
RAF (Kzlordu Fraksiyonu),<br />
1970’li yllarda Andreas Baader,<br />
Gudrun Ensslin, Horst<br />
Mahler, Ulrike Meinhof tarafndan<br />
kuruldu.<br />
Grup kendini “komünist-antiemperyalist<br />
şehir gerillas” olarak<br />
tanmlyordu. Uruguay’daki<br />
Tupak Amaro gerillalarn kendilerine<br />
örnek alyorlard.<br />
Vietnam savaşna ve ABD’nin<br />
emperyalist politikalarna karş<br />
Almanya’da oluşan tepkiler en<br />
örgütlü olarak sosyalist öğrenci<br />
birliğinde ifadesini buluyordu.<br />
Ayrca parlamento dş muhalefet<br />
de barşç protesto eylemlerini<br />
savunuyordu.<br />
seni çeker.<br />
Yaklaşrsn yanna. Gözlerin<br />
başkasn görmez olur o an.<br />
Onun için her şeyi yapmak istersin.<br />
Dokunmak istersin. Dokunamazsn,<br />
orada onunla ölmek<br />
istersin.<br />
Ama birden hafif bir rüzgar<br />
eser ve bir başka güzel çiçek kokusu<br />
gelir burnuna. Dayanamazsn<br />
onun kokusuna. Unutturur<br />
her şeyi bir anda ve o kokunun<br />
geldiği yöne gidersin.<br />
Diğer papatya orada kalmştr.<br />
Yüreğinin bir kenarnda… Paylaşlmamştr<br />
birçok şey. Unutulmaz<br />
belki ama geri de dönül-<br />
mez ona.<br />
AŞK bu olsa gerek…<br />
Yine o yoldasn. Papatya tarlasnn<br />
yanndan geçen… Ve yine<br />
bir papatya milyonlarcasnn<br />
içinden seni çeker.<br />
Gidersin yanna. Orda kalakalrsn.<br />
O hiç ölmesin diye her<br />
şeyi yaparsn. Tüm gücünle<br />
onunla olmak istersin. Oradan<br />
seni koparacak hiç bir güç olmadğna<br />
inanrsn. Ve orada<br />
onunla ölene kadar birlikte kalrsn.<br />
SEVGİ bu olsa gerek…<br />
Ümit Yaşar Oğuzcan<br />
RAF (Kzlordu Fraksiyonu)<br />
Nasl ortaya çkt?<br />
RAF bu duruşu yeterli bulmayan<br />
ve dünya devrimini savunan<br />
bir grup olarak ortaya<br />
çkt. Bu savaşn ABD emperyalizmine<br />
karş silahl olarak<br />
yürütülmesi görüşündeydi<br />
RAF.<br />
RAF özellikle radikal üniversiteli<br />
ve eğitilmiş ailelerin çocuklarndan<br />
destek görüyor,<br />
toplum içinde azmsanamayacak<br />
sempatizan kitlesine ulaşyor<br />
ve ROTE HILFE (Kzl<br />
Yardm) adl vakf tarafndan da<br />
lojistik olarak destekleniyordu.<br />
Alman Anayasay Koruma Örgütü’ne<br />
göre RAF’n kuruluşunu<br />
tetikleyen, Vietnam işgali ve<br />
dünya çapndaki antiemperyalist<br />
dalga idi. Buna 68 gençlik<br />
kalkşmas da eklenince Alman<br />
devletini yllarca uğraştracak<br />
ve bugün dahi aradan geçen onca<br />
yla rağmen serbest kalan eski<br />
bir militann (Brigitte<br />
Mohnhaupt) oldukça güçlü haber<br />
değeri olan askeri bir örgütlenme<br />
oluşacakt.<br />
“İntihar etti” yalan!<br />
Alman kaynaklar RAF’ anlatrlarken<br />
1. kuşak, 2. kuşak ve<br />
3. kuşak olarak bölerler. Fransz<br />
existansiyalist filozofu J.P Sartre<br />
Andreas Baader’i zindanda<br />
ziyaret ederek ilginç ve insanca<br />
bir tavr sergilemiştir.<br />
İlk kuşağn yakalanmasnn<br />
ve zindanlarda tutulmasnn ardndan<br />
gelişen yeni bir kuşak<br />
onlar kurtarmak için rehine<br />
eylemlerine yönelmiş aralarnda<br />
devlet adam, bankac, işveren<br />
temsilcilerinin olduğu birçok<br />
kişi silahl eylemlerle öldürülmüş<br />
veya kaçrlmş, ama Alman<br />
devleti üstelik Filistinli<br />
devrimcilerin destek için bir<br />
uçak kaçrmalarna rağmen taviz<br />
vermemiştir.<br />
İlk kuşağn en önemli elemanlar<br />
Baader, Meinhof ve<br />
Ensslin, Jan Karl Raspe hücre-<br />
mümkünlülüğünü olduğu kadar,<br />
bunun halka ve ayn zamanda<br />
sanata kazandracağ<br />
anlamlar da deşifre eden başarl<br />
bir film.<br />
Filmin mutfağ<br />
Filmin yö<strong>net</strong>meni Yüksel Aksu<br />
bu projeyi çekimlerden 4 yl<br />
önce hazrlamş. Ama günümüzün<br />
metalaşmş ölçütlerine<br />
çarptğ için hiçbir yerden destek<br />
alamamş.<br />
Ancak o buna bir toplumsal<br />
proje misyonu yüklediği ve bunu<br />
da bir ideal olarak benimsediği<br />
için pes etmemiş. Kendisinin<br />
de büyüdüğü Muğla’ya taşmş<br />
projesini.<br />
Başta Muğla halk olmak<br />
üzere, yerel kurumlarn da desteği<br />
ile projesini gerçekleştirme<br />
imkan bulmuş.<br />
Sosyalist sinema ile İtalyan<br />
yeni toplumcu gerçekçi sinemasnn<br />
deneyim ve birikimleri<br />
ile Anadolu halknn doğal<br />
oyunculuk yeteneğinin, bu top-<br />
Film şenlikleri içinde Kadn<br />
Filmleri Uluslararas Festivali<br />
en eskilerinden biri. Sinemada<br />
kadn ustalar, kadn yö<strong>net</strong>menleri,<br />
senaryo yazar kadnlar,<br />
yapmc ve dağtmc kadnlar,<br />
sinema sanayiinin di?er<br />
kollarndaki kadnlar tanmak<br />
için iyi bir frsat.<br />
Böylece, örneğin Fransa’da<br />
montaj dalnda kadnlarn çoğunlukta<br />
olduğunu öğrenmek<br />
olas. Kadn yö<strong>net</strong>men ve ürettikleri<br />
film saysnn arttğn<br />
da. Kadn-erkek, kadn-kadn<br />
ilişkilerine farkl bir bakş: Kadnlar<br />
bize, dünyaya ve kendilerine<br />
bakyorlar: Kadna, kadnlk<br />
durumuna, kadnlarn<br />
mücadelesine özgün yaklaşm.<br />
Kadn dünyasnda bir gezinti.<br />
Anne-çocuk, baba-çocuk ilişkileri,<br />
ailede kadnn konumu,<br />
kadnn siyasi, sendikal, derneksel<br />
eylemleri, faaliyetleri.<br />
lerinde (şaibeli bir şekilde) ya<br />
da bizim inanmadğmz biçimlerde<br />
“intihar” etmişlerdir.<br />
Tek tek hücrelerde tutulan ve<br />
birbirleri ile iletişimleri bile olmayan<br />
RAF önderleri bu kaçrma<br />
ve cezalandrma eylemlerinin<br />
ardndan hep birden “intihar”<br />
ediyorlar!Tabii tarih bir<br />
gün gemisi hzla hareket ediyor<br />
olsa bile gerçekleri açklamaya<br />
devam edecektir.<br />
RAF manifestosu<br />
Bu arada Gerhard Wişnewski<br />
adndaki yazarn 1992 çkardğ<br />
Das RAF-Phantom adl kitapta;<br />
3. kuşağa maledilen birçok eylemin<br />
aslnda gizli servislerin işi<br />
olduğu iddias ciddi biçimde<br />
araştrlp tartşlmaktadr.<br />
Daha sonra bu kitabn kullandğ<br />
bilgilerin çoğunun düzmece<br />
ve devlet kaynakl olduğu<br />
belirlenmiştir. Ancak orijinal<br />
Almancas “Die Pflicht eines<br />
Revolutionärs ist, immer zu<br />
raklardaki mizah ögeleri ve biçimlerinin<br />
bir araya getirilip,<br />
usta sentezlenmesi ile kolektif<br />
bir halk üretimine dönüşen bir<br />
film çkmş ortaya.<br />
Film süreci hem halkn kendisindeki<br />
yetenekleri açğa çkararak<br />
sinema diline çevirmeyi<br />
öğrenmesi, hem de profesyonel<br />
bir yö<strong>net</strong>menin onlarla birlikte<br />
örgütlediği bu süreçten<br />
onlardan öğrenmesi şeklinde<br />
ilerleyen zevkli bir etkileşim<br />
içerisinde olmuş.<br />
Dondurmam Gaymak bu<br />
açdan da yozlaştrlan eğlence<br />
kültürüne karş, halkn kendisindekileri<br />
açğa çkarp, yeniden<br />
ürettiği, üretim ve keşifle<br />
eğlenceyi birleştirdiği bir toplumsal<br />
projenin gerçek klnmas<br />
olmuş. İzlemediyseniz<br />
mutlaka izleyin.<br />
Scack bir gülümseme ile insana<br />
ve topluma dair umudun<br />
tazelendiği gelecek güvenini bir<br />
arada hissedeceğiniz anlaml<br />
filmi olduğunu anlayacaksnz!<br />
Bir Kitap:<br />
Kadn Sinemas<br />
KADIN SİNEMASI<br />
M. Şehmus Güzel<br />
Pêrî Yaynlar<br />
Tarihe kadn yaklaşm: Anlara<br />
sahip çkabilmek için film üretmek:<br />
Uzak ve yakn “topraklarda”,<br />
kişisel ve ortak hafzalarda<br />
yol almak/yolculuk yapmak.<br />
Yaşanlan çağa tanklk etmek<br />
için. Türkiye, Bulgaristan, Arnavutluk,<br />
Rusya, Yunanistan,<br />
Avusturya, Avustralya, İngiltere,<br />
Brezilya, Güney Kore, Japonya,<br />
Fransa, Finlandiya, Nikaragua,<br />
Norveç, Yeni Zelanda,<br />
Zimbabwe, Namibya kadn sinema<br />
ustalarn biraz daha yakndan<br />
tanmak için.<br />
kämpfen, trotzdem zu kämpfen,<br />
bis zum Tod zu kämpfen…es gibt<br />
keinen revolutionären Kampf<br />
und hat noch keinen gegeben,<br />
dessen Moral nicht diese gewesen<br />
wäre: … bewaff<strong>net</strong>er Propaganda<br />
“ werden wir nicht reden,<br />
sondern wir werden sie machen.<br />
” olan ve “Devrimcinin görevi<br />
her zaman mücadele, her şeye<br />
rağmen mücadele ve ölene kadar<br />
mücadele etmektir.<br />
Hiçbir devrimci savaş yoktur<br />
ki bu moral üzre gerçekleşmemiş<br />
olsun… Ve biz silahl propogandadan<br />
bahsetmeyeceğiz, onu yapacağz!”<br />
diyen RAF manifestosu<br />
Orta Avrupa’da da koşullar<br />
ne olursa olsun mücadele etme<br />
azminde olan insanlar olduğunun<br />
bir manifestosu sanki.<br />
20 Nisan 1998’de Wiesbadende<br />
BKA Bundes Kriminal Amt’a<br />
(emniyete) gelen 8 sayfalk orijinal<br />
olduğu iddia edilen bir<br />
açklama ile RAF kendini şu<br />
sözlerle feshetti; “Bundan yaklaşk<br />
28 yl önce, kurtuluş hareketi<br />
olarak başlad RAF. Bugün<br />
bu projeyi sona erdiri<strong>yoruz</strong>. RAF<br />
formundaki şehir gerillas artk<br />
tarih olmuştur.”
Mrina (Maroc): Bir beklentim<br />
yok. 25 yldr burada <strong>yaş</strong>yorum.<br />
Temizlik işinde çalşyorum.<br />
Seçim bana yeni ve daha<br />
iyi bir iş vermeyecek.<br />
Daha önceki seçimleri de<br />
gördüm. Çok şey değişmedi.<br />
Sarkozy’nin gelmesini istemiyorum.<br />
Ama o kazanacak diye<br />
düşünüyorum.<br />
Ali (Cezair): Hiçbir şey düşünmüyorum.<br />
Bu bizimle ilgili<br />
değil. Oy kullanamyorum.<br />
Oy kullanacaklar düşünmeli.<br />
İki kuzenimin kağd olmadğ<br />
için gönderildi. Ben şimdilik<br />
buradaym. Bu bir tesadüf. Kimin<br />
geldiği önemli değil. Bize<br />
iyi şeyler getirsin.<br />
Pierro (Fransz): Sosyalist<br />
Partinin kazanmasn istiyo-<br />
KDevrimci bir iflçi<br />
önce iflyerinin çal›flma<br />
koflullar›n› ve yaflama<br />
fleklini araflt›rmak<br />
zorundad›r.<br />
Edindi¤iniz ilk izlenimler<br />
bazen yan›lt›c›<br />
olabilir.<br />
Bir işyerine yeni başladğnzda<br />
üstünüzde hafif bir ürkeklik<br />
vardr. Bu işinize ve arkadaşlarnza<br />
alştğnzda zamanla<br />
kaybolur. İşin ilk yoruculuğu<br />
zamanla monotonluğa dönüşür<br />
ve siz işin ve işyerinin bir parças<br />
olmaya başlarsnz.<br />
Devrimci bir işçi önce işyerinin<br />
çalşma koşullarn ve <strong>yaş</strong>ama<br />
şeklini araştrmak zorundadr.<br />
Edindiğiniz ilk izlenimler<br />
bazen yanltc olabilir. Size<br />
dostça yanaşan herkes dostunuz<br />
olmayabilir. Bunlar anca<br />
<strong>yaş</strong>ayarak, deneyerek teyit<br />
edersiniz. Size ilk önce diğer işçilerle<br />
ilişkilerin önünü açacak<br />
bir anahtar lazmdr. Bu ya sizin<br />
kişiliğiniz veya kabiliyetiniz ya<br />
da oradaki sevilen bir eski işçidir.<br />
Birebir ilişki veya samimiyet<br />
önemlidir. Tanşma ve yaknlaşma<br />
tamamlandğnda<br />
propaganda ve diğer faaliyetlere<br />
başlayabilirsiniz.<br />
Devrimci düşünceye sahip<br />
olmak tek başna yetmez. Onu<br />
pazarlayabilmeniz gerek. Yani<br />
önce kendinizi sevdirerek ve<br />
kabul ettirerek işe başlayacaksnz.<br />
Çalşkan olacaksn, yardma<br />
hazr olacaksn, cömert<br />
olacaksn. Ismarladğn bir<br />
kahve veya evden getirdiğin bir<br />
poğaçay paylaşman birçok şeyin<br />
önünü açar.<br />
“Neden 7,5 saat<br />
çalş<strong>yoruz</strong>?”<br />
Meslek eğitimini bitirdikten<br />
bir müddet sonra bir çelik<br />
konstrüksiyon fabrikasnda iş<br />
bulmuştum. İşyerindeki <strong>yaş</strong>l<br />
bir Portekizliyi saymazsak tek<br />
yabanc kökenli işçiyim. Bu anlamda<br />
ilgi büyük ve iletişim çabuk<br />
kuruluyor. Çoğu meraktan<br />
sorular soruyor, bazlar memleketin<br />
bir yerini gezmiş.<br />
Ben kaynak bölümünde çalşyorum.<br />
Fabrikada üç dört bölüm<br />
daha var. Ama en çok bizim<br />
bölümde işçiler iş gereği iç<br />
içeler. Bir de oturduğum köyde<br />
amatör bir takmda futbol oynayan<br />
ve ayn zamanda çok sevilen<br />
biri de var. Bunla samimi<br />
olmaya çalşyorum. Bu yüzden<br />
maçlarn seyretmeğe gidip ba-<br />
Sokak<br />
Röportajlar<br />
Fransa’da yaplacak seçimden beklentiler konusunda insanlarla görüştük<br />
(65 nolu otobüs)… “Sarkozy’nin gelmesini istemi<strong>yoruz</strong>!”<br />
rum. Çünkü Sarkozy Fransz<br />
kültürüne göre biri değil. Franszlar,<br />
eşitlik, özgürlük, adalet<br />
kavramlarn oluşturana kadar<br />
epey bir çaba harcad.<br />
O bunlar bir anda yok edebilecek<br />
biri. Bu nedenle oy kullananlarn<br />
buna dikkat etmesi gerektiğini<br />
düşünüyorum.<br />
Çok ac bir kayp olur. Bizler<br />
yabanclara düşman değiliz.<br />
Sarkozy, tüm Franszlar göçmenleri<br />
istemiyormuş gibi bir<br />
politika yapyor. Ama bu doğru<br />
değil. O kendi istediği bir şey.<br />
Alaine (Fransz): Öğrenciyim.<br />
Ben LCR (Devrimci Komünist<br />
Ligi)’in kazanmasn istiyorum<br />
ama bu çok güçlü bir ihtimal<br />
değil.<br />
Kaybetse de onu destekleyeceğim.<br />
O gençlere bir şey vere-<br />
Devrimci işçi geyik<br />
zen antrenmanlarna bile katldğm<br />
oldu. Sağdan soldan konuşu<strong>yoruz</strong><br />
derken konu benim<br />
merak ettiğim bir noktaya geliyor.<br />
“Neden günde 7,5 saat çalşp<br />
ayda bir cumartesi kalan saatleri<br />
toplamak için mesaiye kal<strong>yoruz</strong>”?<br />
“Patron bu sayede kanunlar<br />
dönderip bir - bize verilmesi<br />
gereken yemek molasndan<br />
kurtuluyor iki - yemek parasndan<br />
tasarruf yapyor. Yani patron<br />
hakkmz olan ücretli molay<br />
bizi 7, 5 saat çalştrdğ için<br />
ödemekten kurtuluyor hem de<br />
bunlar ayda bir cumartesi çalştrarak<br />
ekstradan cebine atyor”.<br />
“Ücretli mola 8 saat çalşanlar<br />
için” diyor konuyu sorduğumuz<br />
sendikac.<br />
“Ama biz sekiz saat çalşmak<br />
isti<strong>yoruz</strong>” di<strong>yoruz</strong>. “Tamam da<br />
işyerinde çalşma saatlerini düzenlemek<br />
patronun yetkisi altnda”<br />
diyor devamla sendikac.<br />
“Eee biz ne yapabiliriz?” di<strong>yoruz</strong>.<br />
“Hiç!” diyor. O mevzuat ve<br />
kanunlar açsndan baktğ için<br />
öyle diyor. Ama bizim de söyleyecek<br />
bir sözümüz olmal değil<br />
mi yani?..<br />
Düşündük taşndk. Yahu bu<br />
ne iş! Çalşrken kaçamak yap<br />
ve bir şeyler ye! Tüm bunlar<br />
üretim aksamasn diye! Dedim<br />
ki; “Aksasn ya! Adam gibi oturup<br />
yemeğimizi, aşmz yiyelim.<br />
Yerken sohbet edelim, nitekim<br />
insanz ne o atlar gibi hem ayakta<br />
çalş, hem de çaktrmadan<br />
ayakta ye.”<br />
“Ne yapabiliriz?”<br />
Peki BİZ NE YAPABİLİ-<br />
RİZ? İşte bu nokta çok önemli.<br />
Devrimci bir işçi burada devreye<br />
girip gerekli inisiyatifi ele almal.<br />
Araştrmal, soruşturmal<br />
ve kabul edilir bir öneri getirmeli.<br />
Bunu yaparken fabrikann<br />
durumu, işçilerin bilinç ve ruh<br />
hal dikkate alnmal macera<br />
yok, baştan yenilmemek için<br />
hesaplar iyi yaplmal.<br />
Bizim futbolcuya dedim ki<br />
“Sen tüm işçilerle bir konuş, nabz<br />
yokla hele bakalm”. Tek tek<br />
tüm işçilerle sohbetvari konuştuk.<br />
O konuştu ben “he he” dedim<br />
, ben konuştum o “he he”<br />
dedi.<br />
Aradan bir iki hafta geçince<br />
bu sorun herkes tarafndan konuşulur<br />
hale geldi. Yine “Ne<br />
yapabiliriz?” sorusu gündeme<br />
geldiğinde “Önceden kararlaştrdğmz<br />
bir heyetle gidip yö<strong>net</strong>imle<br />
görüşelim” önerisinde bulunduk,<br />
“Tamam” denildi.<br />
İyi de heyette kim olacak?<br />
Dedim ki içimizde en sevilen ve<br />
en kritik işleri yapanlar heyette<br />
yer alsn.<br />
Öneri kabul edildi ve beş kişilik<br />
bir heyet oluşturuldu. Ha bu<br />
‹ N S A N · T O P L U M Dünya<br />
bilir. Sarkozy ya da diğerleri<br />
gençlere bir şey veremeyecek.<br />
Çünkü <strong>yaş</strong>lca düşünüyorlar.<br />
Geçen yl <strong>yaş</strong>adğmz iki aylk<br />
süreç ondan kaynaklyd. Bütünüyle<br />
gençlere karş. Hangi arkadaşmla<br />
konuşsam onlar istemiyor<br />
Sarkozy’i.<br />
Ama birileri istiyor; çünkü<br />
anketlerde birinci oluyor. Bu<br />
spekülasyon da olabilir. 22 Nisan<br />
çok önemli. Franszlar bu<br />
tarihe kilitlenmeli.<br />
Charlille (Fransz): Beni ilgilendiren<br />
bir konu değil. Politikayla<br />
ilgilenmiyorum. Politika<br />
insanlar için değil.<br />
Bilim kurgu filmi gibi. Hayat<br />
bulandryorlar. Kim kazanr<br />
bilmiyorum. Kazanan bizim<br />
için iyi şeyler yapsn yeterli. Bu<br />
kadar!<br />
Bedel ve hatra<br />
arada unutmadan söyleyeyim<br />
bu heyet işi işyerinde sendika<br />
olmadğ için düzenlendi.<br />
Vardk müdürün odasna.<br />
Dedik “Gurban, biz sekiz saat<br />
çalşmak isti<strong>yoruz</strong>. Tabii yarm<br />
saat de yemek molas”. Müdür<br />
kzgn ama işi bozuntuya vermek<br />
istemiyor. Patronla konuşmas<br />
gerektiğini söyleyip bizi<br />
gönderdi. Amac zaman kazanp<br />
saldrya geçmek. Nasl olur<br />
da işçiler birleşir! Çok kötü çok<br />
kötü, bugün küçük ve hemen<br />
halledilebilir bir iş için birleşenler<br />
yarn neler için birleşmezler<br />
ki!.. Baktk yalakalar da<br />
varmş firmada, ispiyoncular…<br />
İşçilerde bir gevşeme. “Ne olmuş<br />
yani”lerle başlayan geri çekilme<br />
belirtileri ve karar: Böyle<br />
çalşmaya devam.<br />
Bizde de moral bozukluğu<br />
ama pes etmek yok. Gevşek de<br />
olsa bir örgütlülük yakalamşz.<br />
Bir akşam bir kahvede toplandk<br />
işi enine boyuna konuştuk<br />
ve karar; iş yavaşlatlacak.<br />
Daha ilk günden üretim yar<br />
yarya düştü. Biten mallar götürmek<br />
için gelen kamyonlar<br />
uzun beklemeye başlad ve bizim<br />
iş yavaşlattğmz ortaya<br />
çkt.<br />
Sözde herkes çalşyor ama<br />
bir önceki haftalara göre işin<br />
yars anca çkyor. Müdür teşvik<br />
primi falan vereceğini söylediyse<br />
de kimse tnmad. Hakkmz<br />
vermeyen prim niye versin<br />
ki?<br />
Neyse sonunda müdür heyeti<br />
görüşmeye çağrd ve olanlardan<br />
haberi olduğunu ve sonunda<br />
patronu ikna ettiğini söyleyerek<br />
istediğimizin olacağn<br />
belirtti. Kazanmştk yahu!<br />
Ödenen bir bedel olarak…<br />
Ama benim için bu sevinç<br />
fazla uzun sürmedi. Müdür beni<br />
çağrtt ve bir ay sonra bitecek<br />
süreli kontratmn uzatlmayacağn<br />
belirtti. Üzgünmüş…<br />
İntikam alyordu. Arkadaşlara<br />
durumu anlattm hem<br />
şaşrdlar hem üzüldüler.<br />
Dediler “Senin için de eylem<br />
yaparz”. Ama ben kabul etmedim<br />
çünkü bir müddet sonra<br />
faaliyetlerde bulunmak üzere<br />
bu küçük ve şirin kenti brakp<br />
Paris’e gidecektim.<br />
Evet, bu kazanmn bedeli<br />
ben olmuştum, ama yllar sonra<br />
tekrar o fabrikay ziyaret ettiğimde<br />
orada bir yemekhane<br />
kurulduğunu ve işçilerin kendi<br />
yemek molalarnda adam gibi<br />
oturup yemek yediğini, hatta<br />
olmayann olanla paylaştğn<br />
görünce inanlmaz bir sevinç ve<br />
gurur duyduğumu söyleyebilirim.<br />
Beni unutmamşlar. Hatralarnda<br />
ödedikleri bir bedel<br />
olarak kalmşm…<br />
Köln ve Paris’te merkezi yerlere<br />
bilgilendirme ve imza<br />
stantlar açld.<br />
Köln’de her semtte haftada<br />
iki gün açlan bilgilendirme ve<br />
imza stantlar kampanya gündeminin<br />
insanlarla buluştuğunda<br />
ortaya çkardğ etkileşimleri<br />
yanstyor. Corweiller, Wienerplatz,<br />
Kalk ve Neumark’ta kurulan<br />
stantlarda <strong>yaş</strong>ananlardan<br />
birkaç kare…<br />
Farkl uluslardan göçmen<br />
emekçilerin özelde de gençlerin<br />
ilgi gösterdiği stantlarda<br />
renkli, ayn zamanda da “zor”<br />
anlar <strong>yaş</strong>and. Alman ulusundan<br />
olanlar daha mesafeli duruyorlard.<br />
Mesela duyarl olan bir Alman<br />
emekçi stant başnda yaklaşk<br />
bir saat yaplan sohbet<br />
sonras ikna oldu. Kampanyann<br />
içerik ve taleplerine katlrken<br />
bunlarn arasnda “Snrdşlar<br />
durdurulsun”a itiraz vard.<br />
Burada “suç” işlemişse gönderilmeli<br />
diyordu. Kampanya aktivistlerinin,<br />
kişiyi “suç” işlemeye<br />
götüren toplumsal koşullar<br />
anlatmas üzerinden ikna<br />
olup imza att.<br />
Bir grup genç yaklaşyor:<br />
- Bu imzalar niye topluyorsunuz<br />
- Geleceğimizi karartanlara<br />
karş bir tavr geliştirmek için.<br />
Gençliğin <strong>yaş</strong>adğ sorunlarla<br />
birleşik yaplan sohbetten sonra<br />
bu genç grubun hepsi imza atyor.<br />
Muhatap alnmann, kendilerinin<br />
bir şeyler yapabileceğinin<br />
hissettirilmesi, gelecek<br />
belirsizliğinin yarlmasnn onlara<br />
bağl olduğunun duyumsanmas<br />
ile gözler parlyor. Bir<br />
umut filizleniyor bilinçlerde.<br />
Bir işçi yanaşyor standa.<br />
Metni okuyup atyor imzasn<br />
atiyor.<br />
- 67 <strong>yaş</strong> emeklilik sizi etkiliyor<br />
mu?<br />
- Ondan hiç bahsetme.- Neden<br />
kendinizi <strong>yaş</strong>l m hissettiniz?<br />
- Hayr yarnm düşünemiyorum.<br />
Yllarca çalştk, didindik.<br />
Maaşmzdan primler kesildi.<br />
Ölünce emekli olacağz.<br />
Kestikleri de yanlarna kar kalacak.<br />
İslam fobisinin kskacnda<br />
hareket edenler, medeniyetler<br />
çatşmas yaygarasnn bilincinde<br />
braktğ izlerle kampanyamza<br />
tepki verenlerle de karşlaştk.<br />
Burada büyümüş krk Türkçe<br />
ile konuşan 25 <strong>yaş</strong>larnda bir<br />
genç yanaşyor standa. Kampanya<br />
aktivisti tarafndan göçmenlerin<br />
“asalaklar” demagojisi<br />
ile karş karşya olduğu sorunlar<br />
ve bunlar karş yaplmak<br />
istenen anlatlyor.<br />
“Bunlar alçaklar. Çalşmak<br />
isti<strong>yoruz</strong> iş vermiyorlar. İnsanlar<br />
1 Euro’luk işlere gönderiyorlar.<br />
Ben çalşyorum ayda 800<br />
Euro alyorum. Bunun yarsn-<br />
dan fazlas kesintilerle alnyor<br />
elimden.<br />
Geriye kalanlarla da nasl geçineceğim.<br />
Tuzu kuru olanlar<br />
konuşuyor. Onlar anlamazlar<br />
bizim halimizden. Bizim birbirimize<br />
sahip çkmamz gerek.”<br />
Savaş karşt eylemde<br />
Duisburg’da yaplan Irak Savaş’nn<br />
yldönümü protesto<br />
eylemine bildiri ve imza metinlerimizle<br />
katldk. Bir grup türbanl<br />
bayana eylemde kampanya<br />
anlatld. İmzalarn verdiler.<br />
Bununla yetinmeyerek yürüyüş<br />
başlaynca kortejdeki canllktan<br />
da etkilenerek kortejimizde<br />
yürüdüler. Daha önceki savaş<br />
karşt eylemlerde tanşlan bir<br />
Alman da bu yürüyüşte tekrar<br />
aktivistlerle karşlaşnca hem<br />
kortejde yürüdü hem de imza<br />
metnini alarak öğretmen arkadaşlarna<br />
ve çevresine imzalatacağn<br />
söyledi.<br />
Sokak, işçi eylemi,<br />
pazaryeri…<br />
Paris sokaklar uzun süredir<br />
kampanya afişleriyle donatlrken<br />
bu kez imza stantlar ile tanşt.<br />
İşçi eylemleri ve pazaryerleri<br />
meskenimiz oldu. İlk standmz<br />
Place Les Halles’de açld.<br />
Stant kurduğumuz meydann<br />
hemen girişinde toplam üç minibüs<br />
polisle doldurulmuştu. 25<br />
kişinin katldğ stant etkinliğine,<br />
Cezayirli bir gazeteci dostumuz<br />
da katlarak imza toplad.<br />
Standn en minik imza toplay-<br />
cs 7 <strong>yaş</strong>ndaki Kardelen, yoldan<br />
geçenlerin büyük ilgisini<br />
çekti.<br />
En fazla imzay toplayan aktivistimiz<br />
14 <strong>yaş</strong>ndaki kolej öğrencisi,<br />
“Bu benim ilk devrimci<br />
eylemim” diyerek yaptğ işten<br />
aldğ keyfi dile getiriyordu.<br />
Yaklaşk üç saat açk kalan<br />
stantta 265 imza toplanld.<br />
İmza toplama srasnda en çok<br />
karşlaşlan tepki -özellikle yine<br />
göçmen olanlardan gelen- “Benim<br />
oturumum var, oturumu olmayanlarn<br />
sorunlar bunlar”<br />
şeklindeydi.<br />
Turistlerin oldukça yoğun olduğu<br />
Place Des Halles’deki<br />
standmzda, Fransz, Cezayirli,<br />
Fasl, Rus, İngiliz ve daha nicesine<br />
uzanan imza föylerimize<br />
düşen imzalar “Halklarn kardeşliği”<br />
şiaryd.<br />
Kampanya snfla<br />
buluşuyor<br />
Kampanyamz grevde olan<br />
Peugeot/ Citroen işçileriyle eylem<br />
alannda buluştu. Üzerinde<br />
kampanyann adnn yazl olduğu<br />
önlüklerimizle dağttğmz<br />
bildirilere, istediğimiz im-<br />
11<br />
Yaflanacak<br />
Dünya<br />
‘Alnterimle buradaym!’<br />
çğlğn büyüteceğiz!<br />
Kampanyam›zla, eme¤in kazan›mlar› savunmak,<br />
emekçilerin kardefllik köprüsü üzerinden<br />
taleplerimizle sistemin karfl›s›na dikilmek için<br />
sokak aktivitelerimize h›z kazand›rd›k.<br />
Hukuk Av. Gülşen Çelebi<br />
zalara ilgi yoğundu. Baz işçiler,<br />
“bu talepler hakl” derken bazlar<br />
“bunlar bizim taleplerimiz”<br />
diyordu.<br />
Eylem alannda Kanal 6 televizyonu<br />
muhabiri ile röportaj<br />
yaplarak, kampanya, amaçlar,<br />
talepler vb. anlatld. Yürüyüşte<br />
tanşlan Türkiyeli bir Peugeot/Citroen<br />
işçisi ile fabrika<br />
önünde nöbet tutan işçileri ziyaret<br />
etmek üzere bağlant kuruldu.<br />
Sarcelles’de her pazar günü<br />
kurulan ve adeta göçmen aknna<br />
uğrayan semt pazarnda iki<br />
saatten fazla bir süre bildiri dağtld<br />
ve imza topland. Bugüne<br />
kadar ki kampanya çalşmasnda<br />
belki de en çok zorlanlan<br />
alan Sarcelles’deki semt pazar<br />
oldu.<br />
Bunun başlca nedenini, göçmenlerin<br />
politik faaliyete olan<br />
uzaklğ ve ürkek yaklaşm<br />
oluşturuyor. Emekçilerin, önlerine<br />
uzatlan imza metinlerini<br />
geri çevirmesi başlangçta kampanya<br />
çalşanlarnn moralini<br />
bozdu. Hatta baz aktivistlerimiz<br />
“Göçmenler imza vermiyor,<br />
Franszlardan imza istemek daha<br />
kolay” gibi söylemlerle yüz<br />
geri de oldular.<br />
Ama sonrasnda tazelenen srarl<br />
ve inatç yüklenme, pazarn<br />
içine girip hemen hepsi göçmen<br />
olan pazarclardan imza<br />
toplamak, tezgah önünde bekleyen<br />
emekçilere kampanyann<br />
amacn uzun uzun anlatarak<br />
srarla imza istemek gibi ara<br />
taktiklerle de birleşince zor yavaş<br />
yavaş bozulmaya başlad.<br />
Bugün stantta, işçi eyleminde,<br />
semt pazarndaydk, yarn<br />
afişlerle donattğmz semtlerdeki<br />
emekçi evlerinin kapsn<br />
çalacağz… Peugeot/Citroen işçileriyle<br />
direniş çadrnda olacağz…<br />
Sarkozy’nin seçim bürosu<br />
bahane edilerek sokağa<br />
çkmamzn engellenmeye çalşldğ<br />
“göçmen mahallesi”nde<br />
dolaşacağz…<br />
Bulunduğumuz her yerde,<br />
elimizin uzandğ her alanda,<br />
fabrika önlerine, kahvelere,<br />
üniversitelere, liselere, evlere…<br />
Kampanyay kitlelere, kitleleri<br />
kampanyaya taşyacağz! ‘Alnterimle<br />
buradaym’ çğlğn birlikte<br />
büyüteceğiz!..<br />
Yazarmz iş yoğunluğu nedeniyle,<br />
bu saymza yazamamştr.
Yaflanacak<br />
Dünya Dünyay›<br />
Türkiye’den<br />
Mektup var<br />
Hasan Uysal<br />
hasanuysa@gmail.com<br />
Türksüz Türkçülük…*<br />
Şovenizm yükselen değermiş? yükselmeye de devam ediyormuş.<br />
Bunun için araştrma yapmaya gerek yok, görü<strong>yoruz</strong><br />
bu olumsuz gelişmeyi. Ve yaplan bir başka araştrmada en<br />
milliyetçi siyasetçi Tayyip, ikinci Bahçeli, üçüncüsü de<br />
CHP’yi evindeki bardak gibi kullanan Baykal çkmş. Tayip<br />
nasl milliyetçi oluyor, Baykal niye şovenizm batağna dalyor;<br />
bunlar başka bir yaz konusu?<br />
Şovenizm bir gerçek; ama nasl bir gerçek?<br />
Benim adm Hasan, bu ismi ben koymadm. Annem ve babam<br />
da ben seçmedim. Tpk TC vatandaş olmay, Türk olarak<br />
doğmay ve Müslüman diye nüfus cüzdanma yazlmasn<br />
seçmediğim gibi. Dahas bir erkek olmay da ben istemedim.<br />
Böyle doğdum! Madem bir erkek olarak, Türk kimliği ile TC<br />
vatandaş olarak, belli bir anne babadan doğdum; bunu efendi<br />
gibi taşmak boynumuzun borcu?<br />
Şimdi; seçmediğim bir şey için şovenizm yapmamn manas<br />
ne?<br />
Adam dediğinin ad Hasan olur abi, Ahmet, Mehmet isim<br />
mi?<br />
Türk gibisi var m hocam, ne mutlu ki Türküm!<br />
Şu kadn ksmn anlamak ne mümkün? İnsan dediğin erkek<br />
olur!<br />
Benim anne ve babamn üzerine ebeveyn tanmam kardeşim?<br />
Örnekleri çoğaltmak olas, bunun bir dangalaklk olduğunu<br />
düşünmüyor musunuz? Kendin seçmemişsin, kendin<br />
belirlememişsin; nesinin kavgasn veriyorsun ki?<br />
Peki niye bu haldeyiz; çok açk, cehaletten! Sistemden, gidişattan<br />
memnun değilsin. Bu durumda nasl bir ideoloji seçeceksin?<br />
Bilgin yok ki? Brakn sosyalist ya da komünist olmay;<br />
liboş bile olamazsn bu cehaletinle. O zaman, ideolojik<br />
kimliğe büründürülmüş, doğuştan getirdiğin Türklük, Kürtlük,<br />
Müslümanclk ya da Alevicilik oyununa sarlacaksn. Yaşanan<br />
budur! Ve bu nedenle de bu gidişat iç açc değildir.<br />
xxx<br />
Sözü uzatmadan, özellikle giderek artan şovenizm rüzgârnda<br />
en büyük yeri tutan Türkçülük meselesine yeniden eğilmeye<br />
gerek var. Eski yazmz yeniden anmsataym istiyorum.<br />
Öncelikle ortaya çkan kavram kargaşasna? Zaten bunca yldr,<br />
hemen her konuda kavram kargaşalarndan kurtulamadk.<br />
Sanrm bunun ana nedeni de cehalet, yani okumamamz.<br />
Hemen her şeyde böyle; tabii snrl sayda kelime dağarcğna<br />
sahip olmamz da buna etken.<br />
Söz konusu olan da bu kez Türkçülük, ülkücülük, faşizm,<br />
şovenizm, ulusçuluk, milliyetçilik, rkçlk, Turanclk, kafatasçlk,<br />
hatta vatanseverlik ya da yurtseverlik kavramlar? Hepsi<br />
birbirine girmiş durumda.<br />
Dedik ya moda şimdilik bunlar. Ve kafalar oldukça karşk<br />
bu konularda. Ayn manaya gelen kimi şeyler farklymş, birbirinden<br />
tümüyle farkl olan kelimeler ise aynymş gibi kabul<br />
görüyor.<br />
Hoş böyle şeylere çoktan alştk ya, Kürt meselesi, AB ile<br />
ilişkiler, ABD’nin tavr, Kbrs, PKK falan derken, Türkiye’de<br />
milliyetçilik, öztürkçesi ile ulusculuk “yükselen değer” oldu<br />
sonunda. İşsizlik, geçim sknts, ekonomik zorluklar da her<br />
zamanki gibi, tetikliyor bunu.<br />
Sağda duranlar milliyetçiliği, soldan gelen ya da Atatürkçü,<br />
liberal ya da kendilerini laik olarak tanmlayanlar ise daha çok<br />
ulusculuğu kullanyor.<br />
Hele bir de kendilerini Türk-İslamc olarak nitelendirenler<br />
var ki, onlar tam evlere şenlik. Ümmetciliği esas alan İslamclğn<br />
yanna milliyetçilik! Pilav üstü az kuru<br />
gibi bir şey?<br />
*Bu yaz www.sansursuz.com’dan ksaltlarak<br />
alnmştr.<br />
Türkiye garip bir memleket.<br />
Sokakta yürüyenler için her yeni<br />
gün, yeni bir Survivor yarşmasn<br />
geride brakr gibi. Evden<br />
çktğnz an her sabah yeni<br />
bir sürprizle karşlaşmamanz<br />
mümkün değil adeta.<br />
Akşam geri döndüğünüzde<br />
televizyon kanallar arasnda<br />
haberleri dolaşrken günün bilançosu<br />
çkyor karşnza: Şirinevler’de<br />
bir çukura düşen küçücük<br />
beden 4-5 km ötede bulunuyor.<br />
Koskoca çukurlarn<br />
kapaklar açk, biz üstünden atl<strong>yoruz</strong>.<br />
Trafikte yollarn her yerinde<br />
çukurlar var ve arabalar<br />
hoplaya zplaya gidiyor, minibüsler<br />
halk otobüsleriyle yarşrken,<br />
akrobasi hareketleri yaplyor.<br />
Tramvay yolunda ne aradğ<br />
belli olmayan ve takla atmş minibüsü<br />
kaldryor halkmz,<br />
kapkaçç çantamz kapp gidiyor…<br />
Hastane dönüşü kurtardğmz<br />
can arabann altnda bulu<strong>yoruz</strong>…<br />
Daha onlarca haber birbirini<br />
izliyor. Başbakan geçerken tüm<br />
yollar trafiğe kapatlyor. O ne<br />
çukur görüyor ne de şkta dururken<br />
üzerine araba çkyor!<br />
Bütün yollar kapatlyor, çoluğumuzu<br />
çocuğumuzu bulmak<br />
için sokaklara dökülü<strong>yoruz</strong>.<br />
Çukurlarn üzeri hala açk, biz<br />
geri, biraz daha geri, biraz daha<br />
geri giderek üzerlerinden atl<strong>yoruz</strong>.<br />
Elektrik kablolar açkta dururken,<br />
biz yanndan geçi<strong>yoruz</strong>.<br />
Krmz ve yeşil şklar!<br />
Dünün “kanl›-b›çakl› düflmanlar›” kendileri de bu ifle flafl›rarak, bunu<br />
“de¤iflmeye, vicdana ve insanlaflmaya” yorarak avukatl›¤a soyundular.<br />
12 Eylül öncesinin Genelkurmay<br />
Başkan, geleceğin Konsey<br />
Başkan ve yine geleceğin, anayasaya<br />
iliştirilmiş ek geçici<br />
maddesi ile “7. Cumhurbaşkan”<br />
Kenan Evren; tartşmay da<br />
beraberinde getiren yeni bir<br />
söylemde bulundu.<br />
Nam diğer “paşa”, “Türkiye’nin<br />
eyalet sistemine geçmesini<br />
istemiş, merkezi yapnn problemleri<br />
arttrdğn belirtmiş,<br />
Kürtlere eşit davranldğnda ortamn<br />
yumu<strong>yaş</strong>acağna” dair<br />
sözler sarf etmiş.<br />
Bu sözlerin sahibi eski bir<br />
darbeci. 12 Eylül askeri faşist<br />
darbesinin bir numaral ismi.<br />
Ayrca Kürdistan’da 12 Eylül<br />
sonras “vatandaş Türkçe konuş”<br />
afişlerini kamu binalarna<br />
asarak Kürtçeyi yasaklayan bir<br />
dönemin etkin ismi…<br />
Ayn zamanda “ülkeyi terörden<br />
kurtarmak için” ihtilal yap-<br />
tklarn söyleyen ve kan gölünün<br />
bugüne kadar binlerce can<br />
daha almasna mani olacak hiçbir<br />
tedbiri başaramayan, faşist<br />
devletin başkan.<br />
Aradan yllar geçti. Darbe yapal<br />
27 yl oldu. Cumhurbaşkanlğ<br />
biteli 18 yl oldu.<br />
Bu arada emekli oldu. Ressamlğa<br />
soyundu. Ayn zamanda<br />
“nü” resimler yaparak sözde<br />
“san’at” icra etti.<br />
Türkiye’ye braktğ kötü resmi,<br />
kendince yaptğ resimlerle<br />
telafi etmeyi denedi!<br />
AB süreci, Kürt sorunu, Irak<br />
savaş, ülke içinde çalkantlarla<br />
birlikte artan müzakere ve tartşma<br />
ortam içerisinde rejimin<br />
<strong>yaş</strong>adğ krize “katli vacip” eli<br />
kanl Evren kendince bir çözüm<br />
önerisi getirmiş oldu.<br />
Ama attğ taş elinde kalmş<br />
oldu. Lafn geri almak için manevralar<br />
yaptysa da pek başar-<br />
Rögar kapağ kadar<br />
değer vermiyorlar!<br />
İstanbul, Kocaeli, Ağr, Ankara,<br />
İzmir, Adana, Mersin…<br />
Kapitalist sömürü yalnzca<br />
fabrikalar, atölyeleri ve sanayi<br />
siteleri ile yaylp <strong>yaş</strong>amlarn<br />
derinliklerine szmyor.<br />
Yoksulluk ve yoksunluklar<br />
girdaplaşarak içine çektiği proletaryay<br />
aileleriyle birlikte yok<br />
ediyor.<br />
Öyle kaza, ihmal, dikkatsizlik,<br />
vb. teraneleriyle üstü örtülemez<br />
hale gelen bilinçli bir sürek<br />
avnn konusu, kurbanlar,<br />
avlar olarak biçilen kaderin<br />
peşinden sürükleniyor işçiler.<br />
Ama bu kadar da değil örgütsüzlüğün<br />
bedeli. Suskunluk ve<br />
teslimiyetin sonucu çocuklarnn,<br />
çocuklarmzn kopartlp<br />
alnmas <strong>yaş</strong>amdan.<br />
Hesap sormazsak…<br />
Daha kaç gün geçti, taşeron<br />
soysuzluğunun üç kuruş için<br />
açk braktğ rögardan denize<br />
sürüklenen Dilara’nn cesedine<br />
ağtlar yaklal.<br />
İkiyüzlü burjuva politikaclarn,<br />
devlet erbabnn, gazete ve<br />
televizyonlarn sahtekarca kükremeleri,<br />
uyuttuklar işçilerin<br />
says kadar değerli. İşçilerin ise<br />
bir rögar kapağ kadar değeri<br />
yok.<br />
Adana’nn Yüreğir İlçesine<br />
bağl Doğankent Beldesi Cumhuriyet<br />
Mahallesi’nde sznt<br />
yapan kanalizasyon şebekesinin<br />
onarlmas için açlan çukur,<br />
çevresinde oynayan 6 <strong>yaş</strong>ndaki<br />
Tayfun Kuzu’yu da yuttu.<br />
Olay gören çevredeki gençler<br />
tarafndan çkartlp hastaneye<br />
kaldrldysa da kurtarlamad.<br />
Her zamanki gibi sorumluluğu<br />
“vatandaş”a atan ASKİ hiçbir<br />
bedel ödemeyecek.<br />
De<strong>net</strong>imi yapmayan, her kafasna<br />
esenin foseptik kazdrdğ,<br />
taşeron soysuzluğunun rögar<br />
kapaklarn kaldrp yoluna<br />
gittiği ve tüm bunlarla bebelerimizin<br />
canlarna kyldğ Türkiye’nin<br />
işçileri olarak ustabaşnn,<br />
şefin, müdürün, patronun<br />
iki dudağ arasna teslim ettiğimiz<br />
iradenin bize başka türlü<br />
dönmesi olas değil.<br />
Artk çocuklarmzn tabutlarn<br />
taşmak istemiyorsak hesap<br />
sormalyz. Takipçisi olmalyz<br />
içimizden kopartlp alnanlarn,<br />
bize rögar kapağ kadar değer<br />
biçmeyenlerin…<br />
“Survivor” <strong>yaş</strong>amlar!<br />
Tramvay yolunda ne arad›¤› belli olmayan, takla<br />
atm›fl minibüsü kald›r›<strong>yoruz</strong>, kapkaçç› çantam›z›<br />
kap›p gidiyor… Hastane dönüflü kurtard›¤›m›z<br />
can› araban›n alt›nda bulu<strong>yoruz</strong>…<br />
Onlar ise İstanbul’un büyüleyen<br />
yüzünü izliyor, gülümseyerek.<br />
Onlara hallar bize çukurlar<br />
döşeniyor!<br />
Düşmekte kabahatlisin arkadaş!<br />
İstanbul; nam diğer “taş<br />
toprağ altn” şehir. Göbeğinde<br />
bir belediye, oy potansiyeli olarak<br />
görmediği için koskoca bir<br />
semtin bir iş bölgesinin yollarn<br />
senelerdir yapmyor.<br />
Trafiği tkayan minibüslere<br />
ise hiç aldrmyor. Biz ise bak<strong>yoruz</strong>.<br />
Büyükşehir belediye<br />
başkan, kendi arabasna çarpan<br />
vatandaş azarlyor sokak<br />
ortasnda. “Çukurlarn üstünden<br />
geçerken yavaşlayacaksn!”<br />
diyor, vatandaş da “Peki o çukur<br />
ne aryor İstanbul’un göbeğin-<br />
de?” demiyor…<br />
Yağmur yağmad diye karalar<br />
bağl<strong>yoruz</strong>, yine yağmazsa, işte<br />
o zaman ne “Survivor”lar <strong>yaş</strong>ayacağz<br />
su bulmak için… Evimizin<br />
tepesinde baz istasyonu var<br />
ve biz para için kanser riskiyle<br />
<strong>yaş</strong><strong>yoruz</strong> ve “bize bir şey olmaz”<br />
diyebili<strong>yoruz</strong>.<br />
Birkaç apartman ötede bir<br />
baba çocuğuna bir dilim ekmek<br />
yediremediği için intihar etmeye<br />
kalkyor, çatya çkyor ve benim<br />
kahraman halkm “ atla atla!”<br />
diye bağryor.<br />
Survivor Türkiye’yi ssz adalarda<br />
çekmeyin, ne gerek var?<br />
Survivor bize vz gelir, trs gider.<br />
Halkmz her gün <strong>yaş</strong>yor<br />
bunlar, siz daha egsantirik şeyler<br />
bulun, çünkü bu bizi kesmez!<br />
Bu halk her gün alasn<br />
<strong>yaş</strong>yor bunlarn!..<br />
l olamad.<br />
Söyleyene değil söyletene<br />
bak!<br />
“Türkiye 8 eyalete bölünebilir”<br />
dedi. Ondan sonra kelimenin<br />
gerçek anlamyla bir kakofoni<br />
doğdu.<br />
Birileri, “O sradan biri değil.<br />
Türkiye’de yllarca ordunun en<br />
üst düzeyi olmuştur. Askeri bir<br />
dehadr…” hükmünü vererek,<br />
aklnn başna geldiğine hükmederek<br />
bağrna bast.<br />
Birileri “aklnn başnda olmadğna”<br />
hükmederek “vatan<br />
hainliği, bölücülük ve ykclk”<br />
diyerek sayp döktüler.<br />
Düne kadar ona nasl yaltaklanacaklarn<br />
bilmeyenler ağz<br />
dolusu küfretmeye başlad.<br />
Dünün “kanl-bçakl düşmanlar”<br />
kendileri de bu işe şaşrarak,<br />
bunu “değişmeye, vic-<br />
Kapitalizm bir avuç patronun<br />
selametini, milyonlarca işçi ve<br />
emekçinin sefaletine dayar…<br />
F tipleri ve snflar… Snfsz<br />
bir toplumu düşlemek kapitalizme<br />
terstir, muhakkak beyniniz<br />
ykanmştr, beyninizin düzeltilmesi<br />
lazm.<br />
Sefalet, açlk, işsizlik, yozluk<br />
düzeninin sürdürülmesi bask<br />
ve zora dayanr… Satn alacak<br />
paras olmadan özgürlük isteyenler,<br />
ihtiyaç ve özlemlerini<br />
gidermeyi özgürce karşlamak<br />
için insanca <strong>yaş</strong>amaya yetecek<br />
ücret isteyenler, patronlarn zor<br />
aygt olarak devletin selametine<br />
halel getirecek bir noktaya<br />
vardnz, nasl bir yanlşa düştüğünüzün<br />
size iyice belletilmesi<br />
lazm.<br />
“Onurdan taviz vermeye<br />
başlyorsa…”<br />
Böylesi bir toplum kendisiyle<br />
çelişmeyecek bireyler ister…<br />
Parasz, bilimsel, anadilde eğitim<br />
isteyenler, anayasal düzene<br />
karş kastnz acil bir tedavi süreci<br />
ile iyileştirilmelidir.<br />
Bu düzenin geleceği, sömürülenlerin<br />
geleceksizliğine bağldr.<br />
Kürt halkna özgürlük isteyen<br />
Türk emekçi, halklarn<br />
kardeşliğini isteyen Kürt emekçi,<br />
devletin üniter yaps, vatan<br />
dana ve insanlaşmaya” yorarak<br />
avukatlğa soyundular.<br />
Nitekim Kenan Evren kuyuya<br />
bir taş att o da geri tepip yine<br />
avucuna düştü!<br />
Kabuk değiştirme zorunluluğu<br />
Türkiye sancl bir kabuk değiştirme<br />
zorunluluğuyla karş<br />
karşya.<br />
Emperyalizmin bölgeye dö-<br />
ve milleti ile bölünmezliği için<br />
sesinizi kimsenin duymamas<br />
gerekmektedir…<br />
F’si, D’si, L’siyle hapishaneler<br />
işte bunun için var; insanca<br />
bir <strong>yaş</strong>am ve özgürlük talebinizi<br />
boğmak, bu dünya için savaşma<br />
iradenizi hapsetmek için…<br />
Tecrit, treadman, sessiz ölüm<br />
bunun için; toplumsal, sosyal<br />
bir varlk olarak insan yok etmek<br />
için…<br />
Tutuklu ve Hükümlü Yaknlar<br />
Birliği (TUYAB) bugün yaptğ<br />
bir eylemle hedefteki insanlğ<br />
bir kez daha içerde dşarda<br />
hücreleri parçalamaya çağrd:<br />
“Eğer bir toplum onurundan baz<br />
tavizler vermeye başlyorsa,<br />
burada ciddi tehlikeler oluşuyor<br />
demektir. Bizler de bu açdan<br />
daha onurlu bir geleceği yaratacak<br />
toplumsal mücadeleyi yükseltmek<br />
durumundayz.”<br />
F Tipi <strong>yaş</strong>ama hayr!<br />
İstiklal Caddesi Mis Sokak’ta<br />
toplanan tutsak yaknlar buradan<br />
“Tecrit Kaldrlsn Talepler<br />
Kabul Edilsin” pankartnn arkasnda<br />
Taksim Meydan’na yürüdü.<br />
“Disiplin cezalar kalksn”,<br />
“Bağmsz izleme kurullar oluşturulsun”,<br />
“Tutsaklarn tüm<br />
haklarnn kullanm koşulsuz<br />
isti<strong>yoruz</strong>, k›r›nt› de¤il !..<br />
nük açgözlü ve srarl planlar,<br />
ulaştğ kapitalist gelişme düzeyiyle<br />
artk ülke snrlarna sğamayan<br />
Türk tekelci burjuvazinin<br />
kendisine bu yönde biçilen<br />
rolleri oynamak isteyip de bunu<br />
kitabna nasl uyduracağn bilememenin<br />
skşmas <strong>yaş</strong>adğ.<br />
ABD’nin Türkiye’yi burnundan<br />
yakaladğ ikili kskacn kaçnlmaz<br />
işleyişi, içte burjuvazi<br />
ve devleti içindeki iktidar savaşlarnn<br />
yeşil ve krmz şklar…<br />
F tipleri ve snflar…<br />
F’si, D’si, L’siyle hapishaneler<br />
iflte bunun<br />
için var; insanca<br />
bir yaflam ve özgürlük<br />
talebinizi<br />
bo¤mak, bu dünya<br />
için savaflma iradenizi<br />
hapsetmek<br />
için…<br />
sağlansn” taleplerini ellerinde<br />
taşyan TUYAB’li aileler sk sk<br />
“İçerde Dşarda Hücreleri Parçala”,<br />
“Hasta Tutsaklar Serbest<br />
Braklsn”, “Devrimci Tutsaklar<br />
Yalnz Değildir”, “Devrimci<br />
İrade Teslim Alnamaz” sloganlarn<br />
attlar.<br />
Tecrit içinde tecrit uygulamalarn<br />
teşhir eden tutsak yaknlar,<br />
hapishane koşullarnda<br />
<strong>yaş</strong>ayamaz duruma gelen ve <strong>yaş</strong>amlarn<br />
devam ettiremeyecekleri<br />
adli tp belgeleriyle de<br />
kesinlik kazanan hasta tutsaklarn<br />
durumuna dikkat çektiler.<br />
TUYAB’llar taleplerini de<br />
bir kez daha sraladlar:<br />
- Disiplin cezalar kaldrlsn.<br />
- Hasta tutsaklar serbest braklsn.<br />
- Bağmsz izleme kurullar<br />
oluşturulsun.<br />
- Tüm hapishane katliamclar<br />
yarglansn.<br />
- Tutsaklarn tüm haklarnn<br />
kullanm koşulsuz olarak sağlansn.<br />
Açklama, tüm devrimci, demokrat,<br />
ilerici kurum ve kişilere<br />
yaplan dayanşma ve destek<br />
çağrs ile sona erdi.<br />
Bu destek onurlu bir geleceği<br />
yaratacak toplumsal mücadeleyi<br />
yükseltmek içindir…<br />
www.alinteri.<strong>net</strong> sitesinden<br />
alnmştr