Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Çocuklar için Koruyucu Ortam<br />
Son güncellenme tarihi: 5 Nisan 2010<br />
Çocuk koruma görevi<br />
Kentleşme ve tüketimciliğin etkisi: Türkiye’de çocuklar, toplumu dönüştüren demografik,<br />
ekonomik ve siyasal – ve çoğunlukla küresel—güçlerin etkisiyle bir yandan daha fazla<br />
fırsattan yararlanabilirken, diğer yandan da giderek daha kırılganlaşmaktadır. Hızlı<br />
kentleşmeyle birlikte iç göçler tüm şokları ve belirsizlikleriyle sürmektedir. Ekonomik<br />
modernleşme ve liberalleşme devam ederken geçim imkanlarının kırılganlaştığı ve<br />
mekanların kabalalıklaştığı, ancak aile ve komşuluk bağlarının zayıfladığı, yeni topluluklar<br />
ortaya çıkmaktadır. Toplumun tüm kesimlerinde kişisel istekler kabarmakta, kişisel tüketim<br />
toplumsal statünün ve öz saygının başlıca kaynağı haline gelmekte, ancak eşitsizlikler de<br />
giderek daha görünür olmaktadır. Değer sistemleri sorgulanıp erozyona uğramakta veya<br />
hoşgörüsüz biçimlere bürünerek yeniden yaratılmaktadır. Kuşaklar arası çatışmalar – örneğin<br />
toplumsal cinsiyet rolleri ile ilgili olanlar —hız kazanmaktadır. Yaşam giderek daha rekabetçi<br />
özellikler kazanmakta, yeni suç ve sömürü biçimleri ortaya çıkmaktadır. Bunlar, ülkenin tüm<br />
yörelerindeki kentlerde görülebilmektedir. Nüfusu hızla artan Güneydoğu’da sosyal gerilimler<br />
ve sürmekte olan siyasal gerilimler, şiddet ve terörizmle daha da keskinleşmektedir.<br />
Hem önleme hem müdahale gerekliliği: Değişimin acımasız hızı, fırsat eşitsizliklerinin<br />
giderilmesine daha fazla önem verilmesini gerektirmektedir. Tüm çocuk ve ailelere bilgili<br />
çocuk yetiştirme, kaliteli sağlık bakımı, yaşam becerileri ve meslek edinmeye yönelik iyi<br />
eğitim, yoksullara maddi yardım, boş zamanlarını değerlendirme ve katılım fırsatları ve çocuk<br />
dostu medyayı da içeren ayrıntılı bir destek ağının kurulması gerektmektedr. Bu önleyici<br />
etmenlerin kız ve erkek <strong>çocukların</strong> her tür şiddete, sömürüye, istismara, ilgisizliğe ve zararlı<br />
veya olumsuz diğer deneyimlere maruz kalmamalarını güvenceye almadaki rolü ne kadar<br />
vurgulansa yeridir. Bunla birlikte ek güçlüklerle karşılaşacak ve ailelerinde veya okullarında<br />
bulamayacakları ek korumaya ihtiyaç duyacak çocuk ve ergenlerin sayısının artması olasılığı<br />
yüksektir. Sokakta çalışan <strong>çocukların</strong> görüntüleri de sürekli bunu anımsatmaktadır. Belki daha<br />
az görünür, ancak en az bunun kadar kaygı verici diğer gelişmelerin arasında suça karışan<br />
çocuk sayısının giderek artması, 18 yaşından küçüklere yönelen –zaman zaman faili de 18<br />
yaşın altında olan – cinsel olanlar dahil şiddet ve istismar olaylarının yagınlaşması da<br />
sayılabilir.<br />
Daha yüksek standartlar, daha geniş kapsam: Bu arada, tüm dünyada çocuk koruma<br />
alanında görev yapanlardan her zamankine göre daha yüksek standartları yakalamaları<br />
beklenmektedir. Son yıllarda <strong>çocukların</strong> hakları uluslararası forumlarda tanınmış ve daha net<br />
biçimde tanımlanmıştır. Bu gelişmeler, çocuklar ve çocuk haklarına inanan herkes için<br />
tarihsel bir fırsat anlamına gelmektedir. Bu arada, risk altında veya özel korunmaya ihtiyacı<br />
oldukları kabul edilen çocuk sayısı da artmıştır ve bu alanlarda görev yapanlar ana baba<br />
bakımından yoksun, suça itilmiş, çalışan çocuklar ve başka durumlardaki çocuklar için ek<br />
sorumluluklar üstlenmiştir. Tüm bunlar daha gelişkin bir kavrayış ve uzmanlığı, uygun yasal<br />
ve kurumsal düzenlemelerle birlikte insani ve finansal kaynaklarla desteklenecek daha geniş<br />
kapsamlı koruma mekanizmalarını gerektirmektedir.<br />
Yasal Çerçeve<br />
Çocuk Haklarına dair Sözleşme: Türkiye BM Çocuk Haklarına dair Sözleşme’yi 1990<br />
yılında imzalamış, 1995 yılında da onaylamıştır. Böylece Sözleşme iç hukukun ayrılmaz ve