08.06.2013 Views

türkiye'de çocukların durumu raporu

türkiye'de çocukların durumu raporu

türkiye'de çocukların durumu raporu

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İlk yıllar: Erken dönem çocuk gelişimine ve bakımına daha fazla yatırım yapılması<br />

<strong>çocukların</strong> refahını ve eğitimdeki başarılarını arttıracaktır. Böylece, bugün kuşaktan kuşağa<br />

aktarılmakta olan fırsat eşitsizliği de azaltılmış olacaktır. Ana babalar erken dönem<br />

çocuklukta bilişsel gelişimi uyarmanın öneminden yeterince haberdar değillerdir ve çocuklara<br />

yeterince okumamakta, onlarla yeterince oyun oynamamaktadır. Aile eğitimi tahminen ana<br />

babaların %3.5’lik bir bölümünü kapsayabilmektedir. Bugün 5 yaşındaki <strong>çocukların</strong> yüzde<br />

50’si okul öncesi eğitimden yararlanmaktadır, ancak daha küçük yaş grupları söz konusu<br />

olduğunda bu oran çok daha düşüktür. Yeterli kurumsal düzenlemeleri de içeren kapsamlı bir<br />

erken dönem çocuk gelişimi politikası yokken, hükümet okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak<br />

üzere iddialı bir girişimde bulunmaktadır. Buna göre başlarda 60-72 aylık çocuklar üzerinde<br />

durulacak, 2014 yılına kadar bu <strong>çocukların</strong> tamamı kapsanacaktır. Bu girişimin başarısı tahsis<br />

edilecek kaynaklara, sağlanan eğitimde kalitenin sürdürülmesine ve hepsinden önemlisi en<br />

dezavantajlı grupların eğitime erişebilmelerine bağlıdır.<br />

Gençlik: Türkiye’nin önündeki önemli bir başka görev de ergenlerin ve gençlerin<br />

ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağının belirlenmesidir. Bu grup nüfusun giderek büyüyen bir<br />

bölümünü oluşturmaktadır ve halen Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü öncülüğünde bir ulusal<br />

gençlik politikası geliştirme hazırlıkları gündemdedir. On yıl önce ortaöğretime katılmaoranı<br />

yüzde 50 iken bugün <strong>çocukların</strong> yüzde 60’tan fazlası ortaöğretime katılmaktadır. Bununla<br />

birlikte, okula gidiyor olmak kendi başına bu <strong>çocukların</strong> tatmin edici bir genel bilgi düzeyine<br />

ulaşmalarını, yaşam ve geçim becerileri edinmelerini, toplumsal, kültürel, sportif ve boş<br />

zaman etkinliklerine katılım için yeterli fırsatlar bulmalarını her zaman sağlamamaktadır. Ana<br />

babaların gelir ve eğitim düzeyleri, okul başarısını belirlemektedir. Birçok çocuk, hayli<br />

sıkıntılı bir süreç olan üniversite giriş sınavlarına hazırlanmak için ücretli dershanelere devam<br />

etmektedir (boş zamanlarını kullanamama pahasına). Okullarından ayrılanlar ve üniversite<br />

öğrencileri için ilerde işsiz kalma ciddi bir kaygı kaynağıdır: Gençler arasında işsizlik 2009<br />

yılında yüzde 25’in üzerindedir. Bu arada, ortaöğretim çağındaki yaklaşık 2 milyon çocuk da<br />

okul dışındadır. Ortaöğretimde net okullaşma oranları en talihli sayılabilecek illerde yüzde 80<br />

ile kırsal ağırlıklı doğu illerinde yüzde 20-25 arasında değişmektedir. Kız <strong>çocukların</strong><br />

okullaşma oranı yüzde 62 ile erkeklerin (yüzde 68) gerisindedir ve bu fark kimi illerde daha<br />

da artmaktadır. Ortaöğretime devam etmeyen kızlar büyük olasılıklahiçbir iş yapmıyor ya da<br />

ev işleri ile meşguldür. Ayrıca, gençlerin üreme sağlığı konusundaki bilgi kıtlığı kaygı<br />

vericidir ve sigara kullanımı özellikle erkekler arasında yaygındır. Alkol ve uyuşturucu<br />

kullanımı da görülmektedir. Gençler karar süreçlerine katılıma teşvik edilmemektedir ve karşı<br />

karşıya kaldıkları sorunların çözümüne katkıda bulunma fırsatları da sınırlıdır.<br />

Çocuk koruma<br />

Konular ve yapılanlar: Başka ülkelerde de olduğu gibi yoksulluk, kentleşme ve aşırı tüketim<br />

giderek daha fazla sayıda çocuk sokak yaşamı, emek sömürüsü, yasalarla sorun (zanlı veya<br />

mağdur olarak), şiddet ve bağımlılık gibi sorunlarla karşılaşmaktadır. Son yıllarda ayrıca<br />

<strong>çocukların</strong> cinsel sömürüsü, kızlarda erken evlilik, namus cinayetleri/intihara zorlama,<br />

uyuşturucu bağımlılığı ve kayıp çocuklar olgusu da kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. Bu ve<br />

benzeri riskleri azaltmanın en iyi yolu, çocukları yoksulluktan kurtarmak, gerek <strong>çocukların</strong><br />

gerekse ana-babaların eğitim ve becerilerini geliştirmek, profesyonellerin ve genel<br />

kamuoyunun çocuk hakları konusundaki bilgilerini arttırmaktır. Ayrıca, önleme ve müdahale<br />

gibi alanlarda somut politikalar geliştirilmesi gerekmektedir. Bu politikalar, gündemdeki<br />

olguya ilişkin ayrıntılı bilgiyi temel almalı, yeterince ödenek ayrılmalı ve sağlam bir yasal<br />

çerçeve ile desteklenmelidir. Türkiye bunların yanı sıra ayrıca kendi egemenlik alanı içinde<br />

bulunan önemli sayıda yabancı çocuğun haklarını gözetme sorumluluğunu da taşımaktadır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!