Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
sağlamaktır. Program, normal okul eğitimine bir alternatif değil bir seferlik bir fırsat olarak<br />
düşünülmüştür ve 2012-2014 ders yılı sonunda kaldırılacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı Aralık<br />
2008 itibarıyla 140 bin çocuğun bu programa katılabileceğini belirtmiştir. İlk yılın sonunda<br />
programa 35.000 öğrenci katılmıştır ve bunların %66’sı kız <strong>çocukların</strong>dan oluşmaktadır.<br />
Program en dezavantajlı toplum kesimlerinden kız ve erkek çocuklara ulaşmakta ve başarısı<br />
da yalnızca sahiplenmeyi sağlama ve kaynak yaratmanın ötesinde, <strong>çocukların</strong> kendilerini<br />
okula, okulun da kendini çocuklara uyarlamada karşılaşabilecekleri güçlüklere ne kadar hızlı<br />
çare bulunabileceğine bağlıdır.<br />
Eğitim sistemi içindeki ve dışındaki çocuklar (2008-2009)<br />
İlköğretim<br />
(yaş grubu 6-13)<br />
Ortaöğretim (yaş grubu 14-17)<br />
Erkek Kız Erkek Kız<br />
Okullu çocuk sayısı<br />
5.136.834 4.829.194 2.079.941 1.757.223<br />
Net okullaşma oranı yüzde 98.27 yüzde 97.39 yüzde 60.63 yüzde 56.30<br />
Eğitim sistemi dışındaki çocuk sayısı<br />
90.432 129.420 1.350.607 1.363.955<br />
Kaynak: İlköğretimle ilgili veriler için, Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürlüğü; ortaöğretimle ilgili<br />
veriler için, Milli Eğitim Bakanlığı: Milli Eğitim İstatistikleri.<br />
Ortaöğretim dışındaki çocuklar: Bugün <strong>çocukların</strong> büyük çoğunluğu ilkokula devam<br />
ederken ortaöğretime kayıt Türkiye’nin gelişmişlik düzeyindeki bir ülke için düşük<br />
kalmaktadır. Yapılan hesaplamalara göre 2008-2009 ders yılı itibarıyla ortaöğretim çağındaki<br />
2,7 milyon çocuk okul dışındadır (tabloya bakınız). Net okullaşma son on yıllık dönem içinde<br />
yüzde 50’nin altından yüzde 60’ın üzerine çıkmıştır. 2009-10 ders yılında net okullaşma oranı<br />
yüzde 64,95, brüt oran da yüzde 84,19’dur (Aradaki bu büyük fark, birçok çocuğun kesintiler<br />
ve sınıf tekrarı gibi nedenlerle okulu geç bitirmesinden ve kimi ortaöğretim kurumlarının<br />
müfredatında ek hazırlık sınıfların yer verilmesinden kaynaklanabilir). İlkokul eğitiminin<br />
aksineortaöğretim zorunlu değildir ve Çocuk Haklarına dair Sözleşme de bunu zorunlu<br />
kılmamaktadır. Ne var ki, gerek <strong>çocukların</strong> yaşam kalitesi ve gelecekleri, gerek nüfusun<br />
eğitim düzeyi açısından bakıldığında ortaöğretime katılımın Avrupa standartlarına göre düşük<br />
olması kaygı konusudur 90 . Dahası, eğitimin diğer kademelerinde olduğu gibi, ortaöğretime<br />
katılım da, Sözleşme’nin 28’inci Maddesinde değinilen eğitimde fırsat eşitliğine ters düşecek<br />
şekilde coğrafya ve sosyoekonomik durum tarafından etkilenmektedir. Örneğin Türkiye’nin<br />
batısındaki Bilecik’te ortaöğretimde net okullaşma yüzde 89 iken doğu sınırındaki Ağrı’da<br />
yüzde 27’dir 91 . Ayrıca, regresyon analizlerine göre ailenin sosyoekonomik özellikleri (ayrıca<br />
toplumsal cinsiyet – aşağıya bakınız) ortaöğretime katılım üzerinde belirleyici etkileri<br />
olabilir. 92 . Bakanlık ortaöğretimde okullaşma oranını 2014 yılında yüzde 90’a çıkarmayı<br />
planlamaktadır.<br />
İlk ve orta öğretimde cinsiyet eşitsizliği: Okullarda, erkek ve kız <strong>çocukların</strong>a yaşamlarının<br />
başka her dönemi ve yerine göre daha eşit davranılmaktadır. Sınavlarda kız çocuklar en az<br />
erkekler kadar başarılı olmaktadır. Gelgelelim, kız ve erkek çocuklar eğitime katılıyor mu<br />
katılmıyor mu konusu gündeme geldiğinde toplumsal cinsiyet ayrımcı toplumsal normların<br />
90 UNESCO’ya göre (Herkes için Eğitim Küresel İzleme Raporu, 2009), Türkiye’de okulda geçmesi gereken tam<br />
süre 11 yıldır – dünya ortalamasının biraz üzerinde, Arap ülkeleriyle ayrı; bu süre gelişmiş ülkelerde 15, Latin<br />
Amerika ve Karayip bölgesinde ise 13 yıldır.<br />
91 Milli Eğitim Bakanlığı: Örgün Eğitim İstatistikleri, 2008-9<br />
92 Eğitimde Reform Girişimi (ERG), Eğitimde Hakkaniyet, 2009.