07.06.2013 Views

kitap 2008-381

kitap 2008-381

kitap 2008-381

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

T.C.<br />

MALİYE BAKANLIĞI<br />

Strateji Geliştirme Başkanlığı<br />

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ’NDE<br />

VERGİ YÜKÜMLÜLERİNİN VERGİYİ<br />

ALGILAMA VE TUTUM ANALİZİ:<br />

BİR ALAN ARAŞTIRMASI<br />

Yrd. Doç. Dr. Halit ÇİÇEK<br />

Yrd. Doç. Dr. Mehmet KARAKAŞ<br />

Dr. Abdunnur YILDIZ<br />

Ankara, <strong>2008</strong><br />

i


T.C.<br />

MALİYE BAKANLIĞI<br />

Strateji Geliştirme Başkanlığı<br />

Yayın No:<strong>2008</strong>/<strong>381</strong><br />

www.maliye.gov.tr<br />

e-maliye@maliye .gov.tr<br />

Her hakkı Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı’na aittir.<br />

Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.<br />

ISBN: 978-975-8195-19-0<br />

1000 Adet<br />

Ankara, <strong>2008</strong><br />

Tasarım: İvme<br />

Tel: 0312 230 67 01<br />

Baskı: Ümit Ofset Matbaacılık<br />

Tel: 0312 384 26 27<br />

ii


ÖNSÖZ<br />

Türkçe maliye yazımındaki “vergi” sözcüğünde, devletlerin<br />

oluşumundan beri devlet ile vatandaş arasında çok önemli bir kamusal erk<br />

olarak görülen vergisel ilişkide, devlet âdeta edilgin konuma çekilirken,<br />

vatandaş etken görüntü vermektedir. Batı yazımında kullanılan Latince<br />

köklü “impost” vb gibi sözcüklerde ise, vergi konusunda devletin etken<br />

konumda olduğu daha net olarak görülmektedir. Tarihsel kökenleri itibariyle<br />

farklı anlatımlarla ele alınan vergi, özel kesimdeki fiyat olgusuna analojik<br />

olarak, kamu kesiminin temel gelir kaynağını oluşturmaktadır. Ancak, özel<br />

kesimde fiyatın bireye mal ve hizmet olarak dönüşümü olduğu halde, kamu<br />

mal ve hizmetlerinin özelliğine bağlı olarak, verginin fiyatta olduğu gibi anî<br />

karşılığı yoktur. Kamu hizmetlerinden yararlanmada bireyin<br />

“dışlanamaması” durumu, bireyin vergiye karşı direnç göstermesine yol<br />

açmaktadır. Modern devletlerin ana gelir kaynağını oluşturan vergi<br />

konusunda mükelleflerin vergi kaçırma ya da vergiden kaçınma gibi çeşitli<br />

yöntemlerle direnç göstermeleri, vergi psikolojisinin önemli bir inceleme<br />

alanı olarak öne çıkmasına yol açmıştır. Türkiye’de vergi karşısında<br />

mükellef davranışları üzerindeki incelemelerin Batı dünyasındakilerden<br />

oldukça geri düzeyde olması, ülkemiz açısından bir şanssızlık olarak<br />

görülebilir. Elimizdeki bu eserin böyle bir boşluğu doldurması ve<br />

araştırmacılara olduğu kadar, yöneticilere de ışık tutuyor olması bu açıdan<br />

sevindiricidir.<br />

“Mükelleflerin Vergiye Karşı Tutum ve Davranışları” konusu, iktisadî<br />

açıdan, soyut düzeyde ve teorik olarak ele alınabileceği gibi, somut düzeyde<br />

uygulamalı olarak da incelenebilir. Açıktır ki, bir dizi varsayıma dayanan ve<br />

özünde fayda ençoklaştırması yönteminin benimsendiği birinci tür yaklaşım,<br />

teorik <strong>kitap</strong>larda çokça yer almasına karşın, uygulamada fazla bir yarar<br />

sağlamaktan uzaktır. Bu durum, bireysel açıdan geçerli olduğu kadar, Laffer<br />

eğrisi açıklamalarının pratikte geçerliliğinin kanıtlanmaması örneğinde<br />

olduğu gibi, toplumsal açıdan da geçerlidir. Buna karşın, tarihsel<br />

kazanımların, coğrafî koşulların ve uygulanan ekonomik politikaların bir tür<br />

muhassalası olarak görülebilen bireyin vergi karşısındaki tutumunun<br />

açıklanması çok öznel ve uygulamacıların düzenlemelerinde temel yol<br />

gösterici niteliğe sahiptir. Bu nedenle, mükelleflerin vergiye karşı<br />

davranışları konusunda, diğer bir deyişle vergi psikolojisi sahasında yapılan<br />

iii


ampirik alan çalışmaları fevkalâde önemlidir ve politika yapımcılarına yol<br />

gösterici özelliğe sahiptir.<br />

Mükelleflerin vergiye karşı davranışları, içinde bulunulan toplumsal<br />

çevre etkisiyle oluşan algılama sonucunda şekillenir. Mükelleflerin vergiye<br />

karşı davranışının belirlenmesi bireysel psikoloji alanında gerçekleştiği<br />

halde, tüm bireysel psikolojik gelişmelerde olduğu gibi, vergi psikolojisinin<br />

de bir fanusta değil, belirli bir toplumda ve toplumsal koşullar ortamında<br />

gerçekleştiğini kabul etmek durumundayız. Zira, diyalektik yöntemde, birey,<br />

toplumsal etkileşimin ürünü olarak tanımlanıp, bireysel psikolojinin de bu<br />

ortamda psikolojik etkilenme ve sosyal öğrenme sürecinde oluştuğu görüşü<br />

geçerlidir. Bu nedenle, mükellef davranış psikolojisi araştırmalarından<br />

sağlıklı sonuç elde edebilmek için, araştırma kapsamının homojen toplumsal<br />

yapılarla sınırlandırılması, heterojen toplumsal yapılara dek genişletilmemesi<br />

gerekmektedir. Ancak bu şekilde elde edilen sonuçların, ele alınan toplumsal<br />

boyutlarda genel hüküm ifade etme özelliği korunmuş olabilir. Elimizdeki<br />

çalışma, kendi içinde oldukça homojen yapı özelliği taşıyan bir coğrafî alanı<br />

kapsıyor olması nedeniyle, araştırma sonuçlarının anlamlı olması açısından<br />

önemli görülmektedir.<br />

Mükelleflerin vergiye karşı davranışları, vergi olgusunu algılamasına<br />

ve algılamanın değerlendirilmesine bağlı olduğundan, vergi psikolojisi<br />

araştırmalarında bireyin algılamasının ve algılama değerlemesini<br />

etkileyebilecek unsurların bir arada ele alınması, algılama değerleme<br />

formatının çok karmaşık şekilde oluşturulması güçlüğüne karşın, farklı<br />

faktörlerin algılanma derecesinin ölçümünde çapraz denetimin sağlanması<br />

açısından kaçınılmaz görülmektedir. Batı yazımında izlenen çalışmalarda<br />

farklı anketlerde farklı faktörlerin öne çıkarılmış olduğu görülmektedir. Bu<br />

durum, çok çeşitli ve çok sayıda yapılmış anketlere dayalı olarak, vergi<br />

psikolojisi üzerinde etkili faktörlerin önemli bölümü ile ilgili oldukça yaygın<br />

kabul görmüş genellemelere gidilmeye elverişli zengin veri tabanının<br />

bulunuyor olmasına bağlıdır. Buna karşın, Türkiye’de vergi psikolojisi gibi<br />

henüz çok yeni ve bâkir alanda yapılan bir çalışmanın mükellef psikolojini<br />

etkileyen faktörlerin oldukça geniş ve önemli bölümünü kapsıyor olması<br />

kaçınılmazdır. Umalım ki, ülkemizde de araştırmalar zamanla artsın ve<br />

mükellef psikolojisi üzerinde etkili temel faktörlerle ilgili Batı’da olduğu<br />

gibi bizde de oldukça yaygın kanaat oluşabilecek derecede bilgi birikimi<br />

sağlansın ve bu bilgiler üzerinde çok daha rafine ve özel faktörlere yönelik<br />

iv


dar kapsamlı ölçüm araştırmalarına geçilebilsin. Bu açıdan önemli ilklerden<br />

biri olması niteliği ile, elimizdeki araştırmanın Türkçe maliye yazımına ciddî<br />

bir katkı olduğunu düşünüyorum.<br />

Vergi psikolojisi üzerindeki çalışmalar, diğer bilimsel alanlardakine<br />

paralel olarak, Batı yazımında oldukça önceleri başlamış ve araştırmalar,<br />

zaman içinde, genel alan taramalarından giderek daha rafine ve dar alan<br />

incelemelerine yönelmiştir. Genel vergi psikolojisi denildiğinde ilk akla<br />

gelen isimlerden biri olan Alman Günter Schmölders’in yaklaşımı, yeni<br />

çalışmalar karşısında oldukça eski ve yetersiz kalmıştır. ABD’de George<br />

Katona’nın 1940’lardan itibaren iktisat psikolojisi alanında literatüre<br />

kazandırdıklarının yanında, ABD’de, Kuzey Avrupa ülkelerinde ve İsrail’de<br />

çok sayıda akademik kişiler iktisat psikolojisi üzerinde çalışmalar yapmıştır.<br />

Bunlar arasında vergi psikolojisi konusunda yoğunlaşanlardan birkaç örnek<br />

vermek gerekirse, van de Braak, Tanzi, Maital, Feige, Allingham, Sandmo,<br />

Rutenberg ve Veldhoven gibilerine ilaveten, “Vergileme Psikolojisi”<br />

kitabının yazarı Alan Lewis sayılabilir.<br />

Türkiye’ye yöneldiğimizde, iktisat psikolojisi ya da maliye psikolojisi,<br />

maalesef, henüz yüksek öğretim kurumlarımızda bilim dalları arasında<br />

uygun yerini dahî tam olarak bulmuş değildir. Eğitim kurumlarımızda sadece<br />

vergi konusuna değil, genel olarak ekonomi konularına da, âdeta Marshall’ı<br />

reddedercesine, insan ögesi dışlanarak, tümüyle mekanistik bir anlayış içinde<br />

yaklaşım yapılmaktadır. Böyle yaklaşımlar, toplumsal olayları gereği<br />

biçimde anlamamızı engellediği gibi, bilimi de, yöneticilere etkili politika<br />

araçları sunmaktan yoksun kılmakta ve salt akademik zihinsel egzersiz<br />

konumuna indirgemektedir. Bu yaklaşımı vergi konusu özelinde ele alacak<br />

olursak, ekonomimizin en sorunlu alanı olan kamu gelirlerini artırma<br />

bağlamında ne denli önemli bir araçdan yoksun olduğumuzu görürüz. Zira,<br />

bir yandan kamu hizmetlerinin kalite ve kantite olarak optimal düzeye<br />

çekilmesi, diğer yandan da küresel rekabetin şiddetlendiği ortamda optimal<br />

vergileme koşullarına olabildiğince riayet edilmesi, ancak vergi tabanının<br />

yaygınlaştırılması ile olasıdır. Vergi-dışı alanların vergi kapsamına alınarak<br />

vergi tabanının yaygınlaştırılması sonucunda, vergi gelirlerinde aynı oranda<br />

artış sağlanacağı savı geçerli olmamakla beraber, bu yolla vergi adaletinin<br />

olabildiğince düzeltilerek kamu vicdanının rahatlatılabileceği kuşkusuzdur.<br />

Söz konusu alanda gerekli adımların atılabilmesi için, bireylerin vergiye<br />

karşı tepkilerinin doğru bir şekilde ölçülmesi ve politikaların da mükellef<br />

v


tepkilerini yumuşatacak ve/veya törpileyecek şekilde geliştirilip,<br />

uygulanması kaçınılmazdır. Ancak bu şekilde, kamu erki vergi aracını<br />

etkinlikle kullanarak, vergi gayretini vergi potansiyeline çekebilir.<br />

Üç değerli genç meslekdaşımın büyük çaba ve emek sonucu<br />

gerçekleştirmiş oldukları bu eser, hem arkadaşlarımızın esere koymuş<br />

oldukları bilgilerle, hem de araştırmadan elde ettikleri sonuçlarla, Türkçe’de<br />

vergi psikolojisine büyük katkı yapacağı gibi, uygulayıcılara da güçlü ışık<br />

tutacaktır. Böylesi teorik-pratik çalışmaların öneminin giderek artıp, bu tür<br />

çalışmaların çoğalarak, hepimizin yolunu aydınlatacağını düşünüyorum.<br />

Başarılı çalışmaları ile iktisat ve maliye yazımına katkılarını<br />

sürdüreceklerine olan inancımla genç meslektaşlarımı kutluyorum.<br />

İzzettin Önder<br />

İstanbul, <strong>2008</strong><br />

vi


İÇİNDEKİLER<br />

ÖNSÖZ..........................................................................................................iii<br />

GİRİŞ.............................................................................................................. 1<br />

BİRİNCİ BÖLÜM<br />

VERGİLEME VE YÜKÜMLÜLERİN VERGİYİ ALGILAMA<br />

BİÇİMLERİ, VERGİYE BAKIŞ AÇILARI VE VERGİYE KARŞI<br />

TUTUMLARI<br />

1.1. VERGİNİN TANIMI VE VERGİLEMEDEN BEKLENEN<br />

AMAÇLAR .................................................................................................... 5<br />

1.2. VERGİ ADALETİ, VERGİ KAPASİTESİ, VERGİLEMENEN<br />

SINIRI VE VERGİLEMENİN PSİKO-SOSYAL YÖNÜ............................. 6<br />

1.2.1. Vergilemede Adalet ve Eşitlik .............................................................. 6<br />

1.2.2. Vergi Kapasitesi ve Vergilemenin Sınırı............................................ 10<br />

1.2.2.1. Vergilemenin Hukuki Sınırı............................................................. 12<br />

1.2.2.2. Vergilemenin Siyasal Sınırı ............................................................. 12<br />

1.2.2.3. Vergilemenin Toplumsal ve Kültürel Sınırı ..................................... 14<br />

1.2.2.4. Vergilemenin Ekonomik Sınırı ........................................................ 15<br />

1.2.2.5. Vergilemenin Mali Sınırı ................................................................. 16<br />

1.2.2.6. Vergilemenin Psikolojik Sınırı......................................................... 16<br />

1.2.3. Vergilemenin Psiko-Sosyal Yönü ...................................................... 18<br />

1.2.3.1. Mali Sosyoloji ................................................................................. 18<br />

1.2.3.2. Mali Psikoloji ve Vergi Psikolojisi.................................................. 20<br />

1.3. YÜKÜMLÜLERİN VERGİYE KARŞI DAVRANIŞLARININ<br />

SEBEPLERİ ................................................................................................. 28<br />

1.3.1. Vergi Ödeme Gücü ve Bireysel Vergi Yükü...................................... 28<br />

1.3.2. Vergi Ahlakı ve Vergi Zihniyeti......................................................... 32<br />

1.3.3. Eğitim ve Öğretim Düzeyi.................................................................. 35<br />

1.3.4. Devlete Olan Bağlılık ......................................................................... 36<br />

1.3.5. Siyasal İktidara Bakış Açısı................................................................ 38<br />

1.3.6. Ailenin Gelir Düzeyi (Aile Ölçeği) .................................................... 39<br />

vii


1.3.7. Yükümlülerin Diğer Yükümlülere Bakış Açısı .................................. 40<br />

1.3.8. Kamu Hizmetlerinin Yükümlü Tercihleriyle Örtüşmesi ve Kamu<br />

Gelirlerinin Etkin Kullanımı......................................................................... 41<br />

1.3.9. Vergi Sistemi ve Vergi Yönetiminden Kaynaklanan Faktörler........... 42<br />

1.3.10. Ekonomik Yapı ve Konjonktürle İlgili Etkenler .............................. 47<br />

1.3.11. Siyasal Yapı ile İlgili Etkenler.......................................................... 47<br />

1.3.12. Diğer Kişisel Etkenler ...................................................................... 47<br />

1.4. YÜKÜMLÜLERİN VERGİYE KARŞI TUTUMLARI VE<br />

DAVRANIŞ BİÇİMLERİ ............................................................................ 49<br />

1.4.1. Karar Alma Birimlerini Yönlendirme ................................................ 49<br />

1.4.2. Vergiden Kaçınma.............................................................................. 51<br />

1.4.3. Vergi Kaçakçılığı................................................................................ 53<br />

1.4.4. Kolektif Yükümlü Tepkisi: Vergi Grevi ............................................ 56<br />

1.4.5. Vergi Cennetlerine Göç...................................................................... 57<br />

İKİNCİ BÖLÜM<br />

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ’NDE YÜKÜMLÜLERİN<br />

VERGİYİ ALGILAMA BİÇİMLERİ, VERGİYE BAKIŞ AÇILARI<br />

VE VERGİYE KARŞI TUTUMLARINA YÖNELİK ALAN<br />

ARAŞTIRMASI VE ANALİZİ<br />

2.1. ARAŞTIRMANIN AMACI .................................................................. 59<br />

2.2. ARAŞTIRMANIN ALANI (EVREN) VE ÖRNEK KİTLESİ ............. 60<br />

2.3. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ ............................................................. 63<br />

2.4. VERİ ANALİZİ VE KULLANILAN İSTATİSTİKSEL<br />

TEKNİKLER................................................................................................ 64<br />

2.5. ÖRNEK KİTLE HAKKINDA GENEL BİLGİLER ............................. 64<br />

2.6. ARAŞTIRMANIN BULGULARI ........................................................ 69<br />

2.6.1. Sıklık Dağılımı Analizi Sonuçları ...................................................... 69<br />

2.6.1.1. Yükümlülerin Vergiyi Tanımlaması ve Algılama Biçimleri .......... 69<br />

2.6.1.2. Vergi Yükü Algılaması ve Vergi Tazyiki Hakkındaki Sonuçlar..... 70<br />

2.6.1.3. Vergi Adaleti Hakkındaki Görüşler................................................. 72<br />

2.6.1.4. Yükümlülerin Kamu Harcamalarını İzlemesi ve Vergi - Kamu<br />

Hizmeti Bağı Hakkındaki Düşünceleri......................................................... 75<br />

viii


2.6.1.5. Yükümlülerce Vergi Uygulamalarının Algılanması ve<br />

Değerlendirilmesi ......................................................................................... 77<br />

2.6.1.6. Yükümlülerin Diğer Yükümlülere Bakışı ve Vergi Ahlakı............. 80<br />

2.6.1.7. Vergi Uyumu ve Vergi Bilinci ile İlgili Elde Edilen Sonuçlar........ 81<br />

2.6.1.8. İdarenin Denetim Etkinliğine Yönelik Sonuçlar ............................ 84<br />

2.6.1.9. Vergi Oranlarındaki Değişimin Oluşturabileceği Etkiler ................ 85<br />

2.6.1.10. Yükümlülerin Vergi Kaçakçılığı ve Vergi Cezalarına İlişkin<br />

Görüşleri....................................................................................................... 87<br />

2.6.1.11. Yükümlülerin Vergi Afları Hakkındaki Düşünceleri .................... 91<br />

2.6.1.12. Yükümlülerin Vergi İdaresi Hakkındaki Görüşleri ....................... 92<br />

2.6.1.13. Ekonomik Krizlerin Yükümlülerin Vergi Ödemelerine Etkileri ... 94<br />

2.6.2. Çapraz Dağılım Analizi Sonuçları...................................................... 94<br />

2.6.2.1. Yükümlülerin İllere Göre Anket Sorularına Verdikleri Yanıtların<br />

Dağılımı........................................................................................................ 96<br />

2.6.2.2. Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Anket Sorularına<br />

Verdikleri Yanıtların Dağılımı ................................................................... 134<br />

2.6.2.3. Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Anket Sorularına Verdikleri<br />

Yanıtların Dağılımı..................................................................................... 158<br />

2.6.2.4. Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Anket Sorularına<br />

Verdikleri Yanıtların Dağılımı ................................................................... 193<br />

2.6.2.5. İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Anket Sorularına<br />

Verdikleri Yanıtların Dağılımı ................................................................... 228<br />

2.6.2.6. Yükümlülerin Vergi Yükünü Hafif veya Ağır Algılamalarına<br />

Göre Anket Sorularına Verdikleri Yanıtların Dağılımı.............................. 242<br />

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ ............................................................. 247<br />

KAYNAKÇA ............................................................................................. 257<br />

EK............................................................................................................... 267<br />

ix


TABLOLAR LİSTESİ<br />

Tablo 1: Mayıs- <strong>2008</strong> İtibariyle 5 İlin Mükellef Sayılarının Toplam<br />

Mükellef Sayısı İçindeki Yeri ...................................................................... 62<br />

Tablo 2: 2000 Yılı Ve 2007 Yılı Sonunda Adı Geçen İllerin Nüfusları Ve<br />

Toplam Nüfus İçindeki Yeri......................................................................... 62<br />

Tablo 3: 2007 Aralık Ayı Sonu İtibariyle Adı Geçen İllerin<br />

Tahakkuk/Tahsilât Oranları Ve 5 İlin Toplam Tahsilât İçindeki Payı ......... 63<br />

Tablo 4: Yükümlülerin İllere Göre Dağılımı................................................ 65<br />

Tablo 5: Yükümlülerin Cinsiyet Durumu..................................................... 65<br />

Tablo 6: Yükümlülerin Yaş Dağılımı........................................................... 66<br />

Tablo 7: Yükümlülerin Öğrenim Durumu.................................................... 66<br />

Tablo 8: Yükümlülerin Kazanç Gruplarına Göre Dağılımı.......................... 67<br />

Tablo 9: İşletmelerin Faaliyet Süreleri ......................................................... 68<br />

Tablo 10: Verilen Beyanname Çeşidi/Çeşitleri ............................................ 69<br />

Tablo 11: Yükümlülerin Verginin Tanımı Hakkındaki Görüşleri................ 70<br />

Tablo 12: Yükümlülerin Vergi Yükü Algılaması......................................... 71<br />

Tablo 13: Vergi Çeşitlerine Göre Vergi Tazyiki Algılaması Dağılımı ........ 72<br />

Tablo 14: Uygulanan Vergilerin Adaletine İlişkin Dağılım......................... 73<br />

Tablo 15: Uygulanan Vergilerin Adaletsizliğinin Nedenleri........................ 74<br />

Tablo 16: Yükümlülerin Vergilerde Dikey Adaletin Olup Olmadığı<br />

Hakkındaki Görüşleri ................................................................................... 74<br />

Tablo 17: Ödenen Vergilerle Devletten Alınan Hizmetler Arasında<br />

Doğru Orantılı Bir İlişki Kurma ................................................................... 75<br />

Tablo 18: Yükümlülerin Kamu Harcamalarında Bir Savurganlığın Olup<br />

Olmadığı Hakkındaki Görüşleri ................................................................... 76<br />

Tablo 19: Yapılan Kamu Harcamalarının Yükümlülerce İzlenip<br />

İzlenmemesi.................................................................................................. 77<br />

Tablo 20: Devletin Artan Gelir İhtiyacını Nasıl Karşılaması Gerektiği<br />

Hakkındaki Görüşlerin Dağılımı .................................................................. 78<br />

Tablo 21: Vergi Kanunlarındaki Değişmelerin Ve Vergi Uygulamalarını<br />

Hangi Yolla İzlendiğinin Dağılımı............................................................... 79<br />

Tablo 22: Vergi Kanunlarının Zorunlu Kıldığı Ölçülerdeki Kayıt Düzeni<br />

Hakkındaki Görüşlerin Dağılımı .................................................................. 80<br />

x


Tablo 23: Yükümlülerin Ülkemizde Herkesin Vergisini Tam Olarak<br />

Ödeyip Ödemedikleri Hakkındaki Görüşleri................................................ 80<br />

Tablo 24: Ülkemizde Herkesin Vergisini Tam Olarak Ödememesinin<br />

Yükümlülerde Oluşturabileceği Davranışların Dağılımı.............................. 81<br />

Tablo 25: Yükümlülerin Ülkemizde Vergi Bilincinin Nasıl Artırılacağına<br />

İlişkin Görüşlerinin Dağılımı ....................................................................... 82<br />

Tablo 26: Yükümlülerin Günümüz Şartlarında Vergisini Tam Olarak<br />

Ödeyen Bir Vergi Yükümlüsünün Durumuna İlişkin Görüşleri................... 83<br />

Tablo 27: Yükümlülere Göre Ülkemizde Vergilerin Tam Olarak<br />

Ödenememesinin Nedenleri Dağılımı .......................................................... 84<br />

Tablo 28: İşletmelerin Faaliyetleri Süresince Geçirdikleri İncelemelerin<br />

Sıklığı ........................................................................................................... 85<br />

Tablo 29: Vergi Oranlarının Düşürülmesinin Etkileri.................................. 86<br />

Tablo 30: Vergi Oranlarının Artırılması Sonucunda Yükümlülerin<br />

Gösterebilecekleri Tepkilerin Dağılımı ........................................................ 86<br />

Tablo 31: Yükümlülerin Önce Desteklemiş Oldukları Bir İktidardan,<br />

Sadece Vergileri Arttırması Nedeniyle Bir Sonraki Seçimde Desteklerini<br />

Çekip Çekmeyecekleri Durumu ................................................................... 87<br />

Tablo 32: Yükümlülere Göre Türkiye'de Vergi Kaçakçılığının Nedenleri .. 88<br />

Tablo 33: Yükümlülere Göre Türkiye'de Vergi Kaçırma Yolları ................ 89<br />

Tablo 34: Yükümlülerin Vergi Kaçıran Diğer Yükümlüler Hakkındaki<br />

Görüşleri....................................................................................................... 90<br />

Tablo 35: Yükümlülerin Vergi Kaçıranlara Verilmesi Gereken Cezalar<br />

Hakkındaki Görüşleri ................................................................................... 91<br />

Tablo 36: Yükümlülerin Vergi Afları Hakkındaki Görüşleri....................... 92<br />

Tablo 37: Yükümlülerin Vergi Denetim Ve İnceleme Elemanlarının<br />

Görevleri Esnasındaki Davranışları Hakkındaki Görüşleri .......................... 93<br />

Tablo 38: Yükümlülerin Genel Olarak Vergi İdaresinin Yaklaşımları<br />

Hakkındaki Görüşleri ................................................................................... 93<br />

Tablo 39: Geçmişte Yaşanan Ekonomik Krizlerin Vergi Ödemelerine<br />

Olumsuz Etki Edip Etmemesi ...................................................................... 94<br />

Tablo 40: Yükümlülerin İllere Göre Vergi Yükü Algılaması ...................... 96<br />

Tablo 41: Yükümlülerin İllerine Göre, Vergi Çeşitlerine Göre Vergi<br />

Tazyiki Algılaması Dağılımı ........................................................................ 97<br />

Tablo 42: Yükümlülerin İllerine Göre Verginin Tanımı Hakkındaki<br />

Görüşleri....................................................................................................... 99<br />

xi


Tablo 43: Yükümlülerin İllerine Göre Uygulanan Vergilerin Adaletine<br />

İlişkin Dağılım............................................................................................ 100<br />

Tablo 44: Yükümlülerin İllerine Göre Uygulanan Vergilerin<br />

Adaletsizliğinin Nedenleri.......................................................................... 102<br />

Tablo 45: Yükümlülerin İllerine Göre Ödenen Vergilerle Devletten<br />

Alınan Hizmetler Arasında Doğru Orantılı Bir İlişki Kurma..................... 103<br />

Tablo 46: Yükümlülerin İllerine Göre Devletin Artan Gelir İhtiyacını<br />

Nasıl Karşılaması Gerektiği Hakkındaki Görüşlerin Dağılımı................... 105<br />

Tablo 47: Yükümlülerin İllerine Göre Yapılan Kamu Harcamalarının<br />

İzlenip İzlenmemesi.................................................................................... 107<br />

Tablo 48: Yükümlülerin İllerine Göre Günümüz Şartlarında Vergisini<br />

Tam Olarak Ödeyen Bir Vergi Yükümlüsünün Durumuna İlişkin<br />

Görüşleri..................................................................................................... 109<br />

Tablo 49: Yükümlülerin İllerine Göre Ülkemizde Vergi Bilincinin Nasıl<br />

Artırılacağına İlişkin Görüşlerinin Dağılımı .............................................. 111<br />

Tablo 50: Yükümlülerin İllerine Göre Ülkemizde Vergilerin Tam Olarak<br />

Ödenememesinin Nedenleri Dağılımı ........................................................ 113<br />

Tablo 51: Yükümlülerin İllerine Göre Ülkemizde Herkesin Vergisini<br />

Tam Olarak Ödememesinin Yükümlülerde Oluşturabileceği Davranışlar<br />

Hakkındaki Görüşleri ................................................................................. 115<br />

Tablo 52: Yükümlülerin İllerine Göre Vergi Oranlarının Artırılması<br />

Sonucunda Gösterebilecekleri Tepkilerin Dağılımı ................................... 117<br />

Tablo 53: Yükümlülerin İllerine Göre Türkiye'de Vergi Kaçakçılığının<br />

Nedenleri Dağılımı ..................................................................................... 119<br />

Tablo 54: Yükümlülerin İllerine Göre Vergi Kaçıran Diğer Yükümlüler<br />

Hakkındaki Görüşleri ................................................................................. 121<br />

Tablo 55: Yükümlülerin İllerine Göre Vergi Kaçıranlara Verilmesi<br />

Gereken Cezalar Hakkındaki Görüşleri...................................................... 123<br />

Tablo 56: Yükümlülerin İllerine Göre Vergi Kanunlarının Zorunlu<br />

Kıldığı Ölçülerdeki Kayıt Düzeni Hakkındaki Görüşleri........................... 124<br />

Tablo 57: Yükümlülerin İllerine Göre Genel Olarak Vergi İdaresinin<br />

Yaklaşımları Hakkındaki Görüşleri............................................................ 125<br />

Tablo 58: Yükümlülerin İllerine Göre Vergi Denetim Ve İnceleme<br />

Elemanlarının Görevleri Esnasındaki Davranışları Hakkındaki Görüşleri. 126<br />

Tablo 59: Yükümlülerin İllerine Göre Vergi Afları Hakkındaki Görüşleri 128<br />

xii


Tablo 60: Yükümlülerin İllerine Göre Ülkemizde Herkesin Vergisini<br />

Tam Olarak Ödeyip Ödemedikleri Hakkındaki Görüşleri.......................... 129<br />

Tablo 61: Yükümlülerin İllerine Göre Vergilerde Dikey Adaletin Olup<br />

Olmadığı Hakkındaki Görüşleri ................................................................. 130<br />

Tablo 62: Yükümlülerin İllerine Göre Yaşanan Ekonomik Krizlerin<br />

Vergi Ödemelerine Olumsuz Etki Edip Etmemesi Hakkındaki Görüşleri . 131<br />

Tablo 63: Yükümlülerin İllerine Göre Kamu Harcamalarında Bir<br />

Savurganlığın Olup Olmadığı Hakkındaki Görüşleri................................. 132<br />

Tablo 64: Yükümlülerin İllerine Göre Önce Desteklemiş Oldukları Bir<br />

İktidardan, Sadece Vergileri Artırması Nedeniyle Bir Sonraki Seçimde<br />

Desteklerini Çekip Çekmeyecekleri Hakkındaki Görüşleri ....................... 133<br />

Tablo 65: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Vergi Yükü<br />

Algılaması .................................................................................................. 134<br />

Tablo 66: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Vergi Tazyikini En<br />

Çok Algıladıkları Vergi Çeşitlerinin Dağılımı ........................................... 135<br />

Tablo 67: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Verginin Tanımı<br />

Hakkındaki Görüşleri ................................................................................. 137<br />

Tablo 68: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Uygulanan Vergilerin<br />

Adaletine İlişkin Görüşlerinin Dağılımı ..................................................... 138<br />

Tablo 69: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Uygulanan Vergilerin<br />

Adaletsizliğinin Nedenleri Hakkındaki Görüşleri ...................................... 139<br />

Tablo 70: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Ödenen Vergilerle<br />

Devletten Alınan Hizmetler Arasında Doğru Orantılı Bir İlişki Kurma .... 140<br />

Tablo 71: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Devletin Artan Gelir<br />

İhtiyacını Nasıl Karşılaması Gerektiği Hakkındaki Görüşlerin Dağılımı .. 141<br />

Tablo 72: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Yapılan Kamu<br />

Harcamalarının İzlenip İzlenmemesi.......................................................... 142<br />

Tablo 73: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Günümüz Şartlarında<br />

Vergisini Tam Olarak Ödeyen Bir Vergi Yükümlüsünün Durumuna<br />

İlişkin Görüşleri.......................................................................................... 143<br />

Tablo 74: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Ülkemizde Vergi<br />

Bilincinin Nasıl Artırılacağına İlişkin Görüşlerinin Dağılımı .................... 144<br />

Tablo 75: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Ülkemizde Vergilerin<br />

Tam Olarak Ödenememesinin Nedenleri Dağılımı .................................... 145<br />

Tablo 76: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Ülkemizde Herkesin<br />

Vergisini Tam Olarak Ödememesinin Yükümlülerde Oluşturabileceği<br />

Davranışlar Hakkındaki Görüşleri.............................................................. 146<br />

xiii


Tablo 77: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Vergi Oranlarının<br />

Artırılması Sonucunda Gösterebilecekleri Tepkilerin Dağılımı................. 147<br />

Tablo 78: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Türkiye'de Vergi<br />

Kaçakçılığının Nedenleri............................................................................ 148<br />

Tablo 79: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Vergi Kaçıran Diğer<br />

Yükümlüler Hakkındaki Görüşleri ............................................................. 149<br />

Tablo 80: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Vergi Kaçıranlara<br />

Verilmesi Gereken Cezalar Hakkındaki Görüşleri..................................... 150<br />

Tablo 81: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Genel Olarak Vergi<br />

İdaresinin Yaklaşımları Hakkındaki Görüşleri........................................... 151<br />

Tablo 82: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Vergi Denetim Ve<br />

İnceleme Elemanlarının Görevleri Esnasındaki Davranışları Hakkındaki<br />

Görüşleri..................................................................................................... 152<br />

Tablo 83: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Vergi Afları<br />

Hakkındaki Görüşleri ................................................................................ 154<br />

Tablo 84: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Ülkemizde Herkesin<br />

Vergisini Tam Olarak Ödeyip Ödemedikleri Hakkındaki Görüşleri.......... 155<br />

Tablo 85: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Vergilerde Dikey<br />

Adaletin Olup Olmadığı Hakkındaki Görüşleri.......................................... 156<br />

Tablo 86: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Geçmişte Yaşanan<br />

Ekonomik Krizlerin Vergi Ödemelerine Olumsuz Etki Edip Etmemesi.... 156<br />

Tablo 87: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Önce Desteklemiş<br />

Oldukları Bir İktidardan, Sadece Vergileri Arttırması Nedeniyle Bir<br />

Sonraki Seçimde Desteklerini Çekip Çekmeyecekleri Durumu................. 157<br />

Tablo 88: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Vergi Yükü Algılaması .... 158<br />

Tablo 89: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Vergi Tazyikini En Fazla<br />

Algıladıkları Vergi Çeşitleri Dağılımı........................................................ 159<br />

Tablo 90: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Verginin Tanımı<br />

Hakkındaki Görüşleri ................................................................................. 161<br />

Tablo 91: Yükümlülerin Yaşlarına Göre Uygulanan Vergilerin Adaletine<br />

İlişkin Dağılım............................................................................................ 162<br />

Tablo 92: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Uygulanan Vergilerin<br />

Adaletsizliğinin Nedenleri Hakkındaki Görüşleri ...................................... 163<br />

Tablo 93: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Ödenen Vergilerle<br />

Devletten Alınan Hizmetler Arasında Doğru Orantılı Bir İlişki Kurma<br />

Dereceleri .................................................................................................. 164<br />

Tablo 94: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Devletin Artan Gelir<br />

İhtiyacını Nasıl Karşılaması Gerektiği Hakkındaki Görüşlerin Dağılımı .. 166<br />

xiv


Tablo 95: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Yapılan Kamu<br />

Harcamalarının Ne Derecede İzlendiği Dağılımı ....................................... 167<br />

Tablo 96: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Günümüz Şartlarında<br />

Vergisini Tam Olarak Ödeyen Bir Vergi Yükümlüsünün Durumuna<br />

İlişkin Görüşleri.......................................................................................... 169<br />

Tablo 97: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Ülkemizde Vergi<br />

Bilincinin Nasıl Artırılacağına İlişkin Görüşlerinin Dağılımı .................... 171<br />

Tablo 98: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Ülkemizde Vergilerin Tam<br />

Olarak Ödenememesinin Nedenleri Dağılımı ............................................ 173<br />

Tablo 99: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Ülkemizde Herkesin<br />

Vergisini Tam Olarak Ödememesinin Yükümlülerde Oluşturabileceği<br />

Davranışların Dağılımı ............................................................................... 175<br />

Tablo 100: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Vergi Oranlarının<br />

Artırılması Sonucunda Gösterebilecekleri Tepkilerin Dağılımı................. 177<br />

Tablo 101: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Türkiye'de Vergi<br />

Kaçakçılığının Nedenleri............................................................................ 179<br />

Tablo 102: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Vergi Kaçıran Diğer<br />

Yükümlüler Hakkındaki Görüşleri ............................................................. 181<br />

Tablo 103: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Vergi Kaçıranlara<br />

Verilmesi Gereken Cezalar Hakkındaki Görüşleri..................................... 183<br />

Tablo 104: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Genel Olarak Vergi<br />

İdaresinin Mükelleflere Yaklaşımları Hakkındaki Görüşleri ..................... 184<br />

Tablo 105: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Vergi Denetim Ve<br />

İnceleme Elemanlarının Görevleri Esnasındaki Davranışları Hakkındaki<br />

Görüşleri..................................................................................................... 186<br />

Tablo 106: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Vergi Afları Hakkındaki<br />

Görüşleri..................................................................................................... 188<br />

Tablo 107: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Ülkemizde Herkesin<br />

Vergisini Tam Olarak Ödeyip Ödemedikleri Hakkındaki Görüşleri.......... 189<br />

Tablo 108: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Vergilerde Dikey<br />

Adaletin Olup Olmadığı Hakkındaki Görüşleri.......................................... 190<br />

Tablo 109: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Geçmişte Yaşanan<br />

Ekonomik Krizlerin Vergi Ödemelerine Olumsuz Etki Edip Etmediği<br />

Hakkındaki Görüşleri ................................................................................. 191<br />

Tablo 110: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Önce Desteklemiş<br />

Oldukları Bir İktidardan, Sadece Vergileri Arttırması Nedeniyle Bir<br />

Sonraki Seçimde Desteklerini Çekip Çekmeyecekleri Durumu................. 192<br />

xv


Tablo 111: Yükümlülerin Öğrenim Durumuna Göre Vergi Yükü<br />

Algılaması .................................................................................................. 193<br />

Tablo 112: Yükümlülerin Öğrenim Durumuna Göre Vergi Tazyikini En<br />

Fazla Algıladıkları Vergi Çeşitlerinin Dağılımı ......................................... 194<br />

Tablo 113: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Verginin Tanımı<br />

Hakkındaki Görüşleri ................................................................................. 196<br />

Tablo 114: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Ülkemizde<br />

Uygulanan Vergilerin Adaletine İlişkin Görüşlerinin Dağılımı ................. 197<br />

Tablo 115: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Uygulanan<br />

Vergilerin Adaletsizliğinin Nedenleri ........................................................ 199<br />

Tablo 116: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Ödenen Vergilerle<br />

Devletten Alınan Hizmetler Arasında Doğru Orantılı Bir İlişki Kurma .... 200<br />

Tablo 117: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Devletin Artan<br />

Gelir İhtiyacını Nasıl Karşılaması Gerektiği Hakkındaki Görüşlerin<br />

Dağılımı...................................................................................................... 201<br />

Tablo 118: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Yapılan Kamu<br />

Harcamalarının Yükümlülerce İzlenip İzlenmemesi .................................. 202<br />

Tablo 119: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Günümüz<br />

Şartlarında Vergisini Tam Olarak Ödeyen Bir Vergi Yükümlüsünün<br />

Durumuna İlişkin Görüşleri........................................................................ 204<br />

Tablo 120: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Ülkemizde Vergi<br />

Bilincinin Nasıl Artırılacağına İlişkin Görüşlerinin Dağılımı .................... 206<br />

Tablo 121: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Ülkemizde<br />

Vergilerin Tam Olarak Ödenememesinin Nedenleri Dağılımı....................208<br />

Tablo 122: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Ülkemizde<br />

Herkesin Vergisini Tam Olarak Ödememesinin Yükümlülerde<br />

Oluşturabileceği Davranışların Dağılımı.................................................... 209<br />

Tablo 123: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Vergi Oranlarının<br />

Artırılması Sonucunda Gösterebilecekleri Tepkilerin Dağılımı................. 210<br />

Tablo 124: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Türkiye'de Vergi<br />

Kaçakçılığının Nedenleri............................................................................ 212<br />

Tablo 125: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Türkiye'de Vergi<br />

Kaçırma Yolları.......................................................................................... 213<br />

Tablo 126: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Vergi Kaçıran<br />

Diğer Yükümlüler Hakkındaki Görüşleri ................................................... 215<br />

Tablo 127: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Vergi Kaçıranlara<br />

Verilmesi Gereken Cezalar Hakkındaki Görüşleri..................................... 217<br />

xvi


Tablo 128: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Vergi<br />

Kanunlarının Zorunlu Kıldığı Ölçülerdeki Kayıt Düzeni Hakkındaki<br />

Görüşlerin Dağılımı.................................................................................... 218<br />

Tablo129: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Genel Olarak<br />

Vergi İdaresinin Yaklaşımları Hakkındaki Görüşleri................................. 219<br />

Tablo 130: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Vergi Denetim Ve<br />

İnceleme Elemanlarının Görevleri Esnasındaki Davranışları Hakkındaki<br />

Görüşleri..................................................................................................... 220<br />

Tablo 131: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Vergi Afları<br />

Hakkındaki Görüşleri ................................................................................. 222<br />

Tablo 132: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Ülkemizde<br />

Herkesin Vergisini Tam Olarak Ödeyip Ödemedikleri Hakkındaki<br />

Görüşleri..................................................................................................... 223<br />

Tablo 133: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Vergilerde Dikey<br />

Adaletin Olup Olmadığı Hakkındaki Görüşleri.......................................... 224<br />

Tablo 134: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Geçmişte Yaşanan<br />

Ekonomik Krizlerin Vergi Ödemelerine Olumsuz Etki Edip Etmemesi.... 225<br />

Tablo 135: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Kamu<br />

Harcamalarında Bir Savurganlığın Olup Olmadığı Hakkındaki Görüşleri 226<br />

Tablo 136: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Önce Desteklemiş<br />

Oldukları Bir İktidardan, Sadece Vergileri Arttırması Nedeniyle Bir<br />

Sonraki Seçimde Desteklerini Çekip Çekmeyecekleri Durumu................. 227<br />

Tablo 137: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Vergi Yükünü<br />

Algılaması .................................................................................................. 228<br />

Tablo 138: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre En Yüksek Vergi<br />

Tazyikini Algıladıkları Vergi Çeşitleri Dağılımı........................................ 229<br />

Tablo 139: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Verginin Tanımı<br />

Hakkındaki Görüşleri ................................................................................. 231<br />

Tablo 140: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Ödenen Vergilerle<br />

Devletten Alınan Hizmetler Arasında Doğru Orantılı Bir İlişki Kurma .... 232<br />

Tablo 141: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Devletin Artan Gelir<br />

İhtiyacını Nasıl Karşılaması Gerektiği Hakkındaki Görüşlerin Dağılımı .. 233<br />

Tablo 142: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Genel Olarak Vergi<br />

İdaresinin Yaklaşımları Hakkındaki Görüşleri........................................... 234<br />

Tablo 143: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Vergi Denetim Ve<br />

İnceleme Elemanlarının Görevleri Esnasındaki Davranışları Hakkındaki<br />

Görüşleri..................................................................................................... 236<br />

Tablo 144: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Vergi Afları<br />

Hakkındaki Görüşleri ................................................................................. 238<br />

xvii


Tablo 145: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Geçmişte Yaşanan<br />

Ekonomik Krizlerin Vergi Ödemelerine Olumsuz Etki Edip Etmemesi.... 239<br />

Tablo 146: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Mevcut Denetim Ve<br />

Vergi Cezalarının Vergi Ödemelerine Olumlu Etki Edip Etmemesi.......... 240<br />

Tablo 147: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Önce Desteklemiş<br />

Oldukları Bir İktidardan, Sadece Vergileri Arttırması Nedeniyle Bir<br />

Sonraki Seçimde Desteklerini Çekip Çekmeyecekleri Durumu................. 241<br />

Tablo 148: Yükümlülerin Vergi Yükünü Hafif Veya Ağır Algılamalarına<br />

Göre Vergi Kaçıranlara Verilmesi Gereken Cezalar Hakkındaki<br />

Görüşlerinin Dağılımı..................................................................................242<br />

Tablo 149: Yükümlülerin Vergi Yükünü Hafif Veya Ağır Algılamalarına<br />

Göre Vergi Afları Hakkındaki Görüşlerinin Değişmesi............................. 244<br />

Tablo 150: Yükümlülerin Vergi Yükünü Hafif Veya Ağır Algılamalarına<br />

Göre Kamu Harcamalarında Bir Savurganlığın Olup Olmadığı<br />

Hakkındaki Görüşleri ................................................................................. 245<br />

xviii


GİRİŞ<br />

Vergi bireylerin kullanılabilir gelirlerinde, servetlerinde ve<br />

harcamalarında daralmalara sebep olan ve aynı zamanda tasarruf yapabilme<br />

potansiyellerini de azaltan bir unsurdur. İşte, vergi bu özelliği nedeniyle<br />

bireyler tarafından hoş karşılanmaz ve genellikle bir yük ve külfet olarak<br />

kabul edilir. Mükelleflerden alınan vergiler sonucunda özel kesimden kamu<br />

kesimine doğru zorunlu bir kaynak transferi de söz konusu olmaktadır.<br />

Zorunlu olan her şey gibi vergiye karşı da hem bireysel hem de toplumsal bir<br />

tepki oluşabilmektedir ve bu tepkilerin bir takım ekonomik ve sosyal<br />

sonuçları doğurduğu bir gerçektir. Bu sonuçlar hesaba katılmaksızın vergi<br />

uygulamalarına başlamak vergiden beklenen optimal hasılatı sağlama<br />

amacını engelleyebileceği gibi, başka ekonomik ve sosyal sorunların da<br />

doğmasına zemin hazırlayabilmektedir. İyi bir vergi yönetimi vergileri ihdas<br />

ettikten sonra, etkin bir yapılanma ve etkin bir denetim sistemini kurmanın<br />

yanında, yükümlüleri de iyi bir şekilde tanıyarak onlarla alacaklı-borçlu<br />

ilişkisinden farklı bir ilişkiyi kurmak durumundadır. Tüm bu nedenlerden<br />

dolayı, yükümlülerin vergilere, vergilemeye, vergi yönetimine ve kamu<br />

harcamalarına bakış açıları belli aralıklarla ölçülmeli ve vergi sisteminde<br />

doğabilecek aksaklıklar zamanında tespit edilmeli ve uygun zamanda<br />

müdahalede bulunularak minimum kayıpla sorunlar çözümlenmelidir. Bu<br />

bağlamda, vergilere ilişkin yükümlüler üzerinde yapılacak olan ampirik<br />

araştırmaların önemi yadsınamayacak derecede büyüktür. Böylece, verginin<br />

pasif süjesi olan yükümlülerin vergi(leme)ye karşı tutum ve davranışları<br />

hakkında sağlıklı bilgiler edinme olanağı yakalanmış olmaktadır.<br />

Devletin varlığı ile belirli kamu hizmetlerini de sunması zorunluluğu<br />

arasında sıkı sıkıya bir ilişki vardır. Bu nedenle, devletin sunmakla yükümlü<br />

olduğu bu hizmetlerin boyut ve niteliklerindeki gelişmeyle bağlantılı olarak<br />

gelire olan ihtiyacında da artışları zorunlu kılmaktadır. İşte, devletin ihtiyaç<br />

duyduğu ve boyutları artmış olan bu finansman kaynakları içerisinde en<br />

büyük payı vergilerin aldığı bilinmektedir. Ülkelerin toplam gelirleri<br />

içerisinde vergi gelirlerinin oranı % 80-90’lar düzeyine kadar<br />

çıkabilmektedir. Özellikle son yıllarda kamunun sunması gereken<br />

hizmetlerin artmasına paralel olarak finansman ihtiyacının artması sonucu bu<br />

etkileşim daha da artmış ve verginin, psikolojik ve sosyolojik yönden ele<br />

alınması gerekliliğini beraberinde getirmiştir. Bu bağlamda, zaman zaman<br />

vergi yükümlülerinin (mükelleflerinin) vergiye bakış açıları ve mevcut<br />

1


vergileme rejimi hakkındaki düşüncelerinin ölçülmesi tahsilâtın<br />

arttırılabilmesi bakımından önem arz etmektedir.<br />

Mikro açıdan bakıldığı zaman, özellikle verginin yükümlüler<br />

tarafından bir yük olarak görülmesine karşın, bu yükün tüm vergi<br />

yükümlüleri tarafından aynı ağırlıkta hissedilmediği de bir gerçektir. Bu<br />

nedenle farklı vergi yükümlüleri aynı vergi türü ve oranı karşısında farklı<br />

tutum ve davranışlar içerisine girebilmektedirler. Bu bağlamda,<br />

yükümlülerce vergi yükünün farklı hissedilmesine yol açan faktörlerin<br />

tespiti, maksimum düzeyde vergi hâsılatı elde edebilmek için amaçlanan<br />

vergi uyumunu yakalamak bakımından önemlidir. Bu nedenle, bu faktörler<br />

dikkate alınarak hazırlanacak bir vergi sistemine yükümlülerin hem daha<br />

istekli bir şekilde katılacağı, hem de aidiyet duygusunu arttıracağını<br />

söylemek yanlış olmaz.<br />

Bu çalışmada, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni temsil edebileceğini<br />

düşündüğümüz 5 ilde (Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Mardin, Şanlıurfa)<br />

yaşayan ve farklı vergi yükümlülerini kapsayan bir veri toplama yöntemi ile<br />

yükümlülerin vergi, vergileme ve vergi uygulamaları hakkındaki görüşleri<br />

saptanarak, tahsilâtın ve vergi uyumunun arttırılabilmesi amacıyla bu<br />

görüşler ışığında öneriler getirilmeye çalışılacaktır. Türkiye nüfusuna oranla<br />

toplam vergi tahsilâtının oldukça düşük olduğu Güneydoğu Anadolu Bölgesi<br />

özelinde, düşük olan bu tahsilât/tahakkuk oranının ve bölge toplamında elde<br />

edilen nüfusa oranla düşük olan vergi gelirleri toplamının bireysel, sosyal,<br />

ekonomik ve vergi idaresinden kaynaklanan nedenleri araştırılarak, elde<br />

edilen bulgular ışığında mevcut durumun daha da iyileştirilebilmesi için<br />

somut öneriler sunulacaktır. Bu çalışmada ayrıca, mükelleflerin mevcut<br />

vergileri, vergi sistemini ve vergi idaresini ve harcamalar politikasını nasıl<br />

algıladığı da test edilmeye çalışılarak, bölgede yaşayan vatandaşlarımızın<br />

vergiye bakış açısı da tespit edilmeye çalışılacaktır. Böylelikle, vergi<br />

tahsilâtı düşüklüğünün sosyo-ekonomik ve mükelleften kaynaklanan<br />

nedenlerinin doğru olarak ve yerinde tespit edilmesi halinde, tahsilâtın<br />

arttırılabilmesi ve mükelleflerin de benimseyip vergi uyumunun<br />

arttırılabildiği sağlıklı bir vergi yapısının oluşturulması hem mükellefler<br />

açısından, hem de devlet (vergi idaresi) açısından yararlı olabilecektir.<br />

Bölgede bu alanda yapılan ilk çalışma olan bu çalışmanın tamamlanması ile<br />

birlikte, bölgedeki vergi mükelleflerinin vergi ve vergileme hakkındaki test<br />

2


edilmeye çalışılan temel düşüncelerine ulaşılmak suretiyle, bölgedeki vergi<br />

mükellefi profili tespit edilmiş olunacaktır.<br />

Çalışma sonucunda beklenen katkılar şöyle özetlenebilir; Vergi idaresi<br />

yükümlülerle sağlam ve etkili iletişim kurarak, vergi uyumunu arttırabilir.<br />

Vergi idaresi yükümlülerin psikolojik durumlarını iyi bilecek ve bunu<br />

dikkate alabilecek personelin yetiştirilmesine ağırlık verebilecektir. Vergi<br />

kaçakçılığının yaygın olduğunun kanaatinin silinmesi vergi tahsilâtı<br />

açısından olumlu katkı sağlayacağı için, bu kanaatin silinmesi için gerekli<br />

adımlar atılmasına katkı sağlayabilecektir. Vergi kaçırmaya neden olan<br />

sebepler mükellefler gözüyle tespit edilebilecek, böylelikle daha doğru teşhis<br />

konulmasına katkı sağlayabilecektir.<br />

İki bölümden oluşan çalışmanın ilk bölümünde, çalışmanın teorik<br />

altyapısını oluşturmak amacıyla vergileme, yükümlülerin vergiyi algılama<br />

biçimleri, vergiye bakış açıları, bunları etkileyen sebepler ve vergiye karşı<br />

tutum ve tepkilerinin ne olabileceği ele alınacaktır. Çalışmanın ikinci<br />

kısmında ise, birinci bölümde anlatılan teorik altyapı ışığında Güneydoğu<br />

Anadolu Bölgesi’nde yükümlülerin vergiyi algılama biçimleri, vergiye bakış<br />

açıları ve vergiye karşı tutumlarına yönelik alan araştırması ve analizi yer<br />

alacaktır.<br />

3


BİRİNCİ BÖLÜM<br />

VERGİLEME VE YÜKÜMLÜLERİN VERGİYİ ALGILAMA<br />

BİÇİMLERİ, VERGİYE BAKIŞ AÇILARI VE VERGİYE<br />

KARŞI TUTUMLARI ∗<br />

1.1. VERGİNİN TANIMI VE VERGİLEMEDEN BEKLENEN<br />

AMAÇLAR<br />

Çağdaş devlet gelirlerinin en önemlilerinden ve en<br />

vazgeçilmezlerinden olan vergilerin, her ülkenin ekonomik, siyasal, sosyal,<br />

kültürel ve demografik yapısı ile yakından ilişkisi vardır. Bu ilişkinin<br />

dağılımına ve çeşidine göre de vergilerin ekonomideki ağırlığı<br />

değişmektedir. Bu değişimin ağırlığı ne olursa olsun, piyasa ekonomisinin<br />

hâkim olduğu ülkelerde toplam kamu gelirleri içerisinde vergilerin ağırlığı %<br />

70’ler ile % 90’lar arasında değişmektedir.<br />

En yaygın tanımı ile vergi, devlet veya vergilendirme yetkisine sahip<br />

kamu kuruluşlarının, kamu hizmetlerinin görülmesi ve/veya sosyo-ekonomik<br />

amaçlara ulaşılması için, gerçek ve tüzel kişilerden, karşılıksız olarak,<br />

egemenlik hakkına dayalı olarak kanunla almış oldukları nihai parasal<br />

tutarlar şeklinde tanımlanmaktadır (Erdem ve Diğerleri, 2006:65).<br />

Vergilemeden beklenen amaçlar dendiği zaman akla iki temel amaç<br />

gelmektedir. Bunlar; verginin fiskal (mali) amacı ve ekstra fiskal (mali<br />

olmayan) amacı.<br />

Verginin mali fonksiyonunun kamu giderlerinin karşılanması için<br />

gerekli olan finansmanın sağlanması olduğu açıktır. Bu nedenle verginin bu<br />

fonksiyonuna asli fonksiyonu da denmektedir. Verginin sadece mali<br />

fonksiyonunun olması gerektiğini ve devletin de bu fonksiyonların haricinde<br />

piyasaya müdahale etmemesi gerektiğini, yani tarafsız olması gerektiğini<br />

klasik iktisatçılar savuna gelmiştir. Bu bağlamda vergilerin de tarafsız<br />

olması gerektiği savunulmuştur.<br />

∗ Çalışmanın bu bölümünün bazı kısımları, Halit ÇİÇEK’in Psikolojik ve Sosyal Yönden<br />

Yükümlülerin Vergiye Karşı Tutum ve Tepkileri (İstanbul İli Anket Çalışması), İSMMMO<br />

Yayın no:65, İstanbul, 2006’dan özetlenmiştir.<br />

5


Vergilerin mali olmayan amaçları/fonksiyonları dendiğinde ise,<br />

müdahaleci bir devlet anlayışından bahsedilir ve verginin mali<br />

fonksiyonlarına ilaveten ekonomik, sosyal ve siyasal fonksiyonlarının da<br />

olması gerektiği savunulur. Bu fonksiyonlarına örnek olarak da, tam<br />

istihdamı sağlamak, fiyat istikrarını sağlamak, ödemeler bilânçosunu<br />

dengelemek, üretimi artırmak, tüketimi yönlendirmek, gelir ve servet<br />

dağılımını adil hale getirmek ve nüfusun ıslahı verilebilir (Erdem ve<br />

Diğerleri, 2006:186).<br />

1.2. VERGİ ADALETİ, VERGİ KAPASİTESİ,<br />

VERGİLEMENEN SINIRI VE VERGİLEMENİN PSİKO-SOSYAL<br />

YÖNÜ<br />

6<br />

1.2.1. Vergilemede Adalet ve Eşitlik<br />

Vergileri ödeyip ödememe yönünde yükümlülerin tutum ve<br />

davranışlarına etki eden etkenlerin en önemlilerinden birisi, bireylerin adalet<br />

ve eşitlik hakkında zihinlerinde oluşan algılamanın şekli olarak<br />

görülmektedir (Aktan ve Çoban, 2006:141). Adam Smith’in, meşhur<br />

“Milletlerin Zenginliği” adlı eserinde belirttiği vergileme ilkelerinin başında<br />

“adalet ilkesi” geldiği ve bugün de hala geçerliliğini aynı önemde koruduğu<br />

bilinmektedir.<br />

Vergilerin teoride ve uygulamada, adaletli olup olmamaları veya<br />

yükümlüler tarafından adaletli olarak algılanıp algılanmamaları,<br />

yükümlülerin vergi ödemelerine olan istekleri üzerinde çok etkilidir. Bir<br />

başka deyişle yükümlü, kamusal hizmetlerin finansmanına katılması<br />

gereken, fakat kısmen veya tamamen vergi sistemindeki adaletsizlikler<br />

nedeniyle katılmayan kişilerin de ilgili hizmetlerden kendisiyle aynı<br />

miktarlarda yararlandığını düşünerek, vergiye karşı göstereceği her olumsuz<br />

tepkiyi haklı görmeye çalışacaktır. Böylece kimi yükümlüler adil olmadığını<br />

varsaydıkları vergi idaresinin belirlediği miktarların dışında, daha adil<br />

olduğuna inandıkları bir başka adalet anlayışına uygun eşitliği sağlamak için,<br />

çeşitli davranış tarzlarını sergileyerek vergiden kurtulmaya ya da adaletsiz<br />

olarak alındığını düşündüğü verginin yükünü hafifletmeye çalışacaktır<br />

(Önder, 1992:50–51). Bu davranışların ne olduğuna çalışmanın ilerleyen<br />

kısımlarında değinilecektir. Bu bağlamda vergilemede adalet kavramları<br />

önem arz etmektedir.


Vergilemede adalet, verginin tarafsız veya düzenleyici olması bakış<br />

açılarına göre değişik şekillerde yorumlanabilmektir. Bu bağlamda vergi<br />

adaleti, bir yönüyle kişilerin vergi ödeme güçlerine göre vergilendirilmesi<br />

şeklinde ele alınabileceği gibi, başka bir yönüyle, bireylerin sosyal ve<br />

ekonomik durumlarını dikkate alabilen düzenlemelere olanak sağlayacak<br />

uygulamaların oluşturulup hayata geçirilmesi şeklinde de ele<br />

alınabilmektedir (Akdoğan, 1996:162). Fakat her ikisinde de en önemli<br />

güçlük, adaletin ne olduğunun belirlenmesi, yani adalet kavramında<br />

yatmaktadır (Nadaroğlu, 1992:317). Kısaca, vergilemede adalet, toplumu<br />

oluşturan kişilerin mali güçleriyle orantılı olarak kamu harcamalarını<br />

karşılamak üzere vergi ödemeleri gerektiğini ifade etmektedir. Bu ilke,<br />

vergilemede iktidar (ödeme gücü) ilkesi olarak da adlandırılmaktadır<br />

(Aksoy, 1998:222).<br />

Herkes için mutlak adalete ulaşmak vergilemede oldukça zor olduğuna<br />

göre, bazı tekniklerden yararlanılarak yükümlülerin gerçek ödeme güçlerine<br />

ulaşılmaya çalışılmaktadır. Bu bakımdan, yükümlülerin gelirlerinin<br />

hayatlarını sürdürebilecekleri kadarki bölümünden vergi alınmaması, yani<br />

yükümlünün gelirinin bir kısmının vergi dışı bırakılması, evlilik, çocuk<br />

sahibi olma gibi ailevi durumların vergilemede göz önünde bulundurulması,<br />

emek ve sermayeden elde edilen gelirlerin vergilendirilmesinde kaynağına<br />

göre adaleti sağlayıcı nitelikte farklı düzenlemelerin yapılması, vergi<br />

kaçakçılığı ve çifte vergilemenin önlenmesi gibi hususların vergi adaletine<br />

ulaşmada kullanılması gerektiği belirtilmektedir (Aksoy, 1998:227 ve<br />

Akdoğan, 1996:163).<br />

Vergileme psikolojisi açısından, adalet kavramı bağlamında “dağıtım<br />

adaleti” (distributive justic) ve “prosedürel adalet” (procedural justic)<br />

kavramlarına da değinmek yerinde olacaktır.<br />

Dağıtım adaleti, vergi yükünün bireyler arasında nasıl dağıtıldığı<br />

konusu ile ilgilidir ve genel olarak vergilemede yatay ve dikey adaletin<br />

(eşitliğin) sağlanmasına yönelik olarak kullanılmaktadır. Yükümlülerin<br />

adalet algılaması ise yatay ve dikey adaleti de aşmaktadır ve daha çok<br />

sübjektif vergi yüküne bağlıdır. Bu nedenle yükümlülerin adalet<br />

algılamasının yatay ve dikey adaleti sağlamakta kullanılan tekniklerle<br />

tamamen değiştirilmesi mümkün değildir. Böylece, yükümlülerin<br />

vergilemede adaletin sağlanamadığı yönündeki algılamaları, adaleti<br />

sağlamaya yönelik tepkisel davranışları da beraberinde getirmektedir. Bu<br />

7


konuda bir diğer husus da, yükümlülerin vergilemede adalet algılamalarına<br />

benzer durumdaki diğer yükümlülerle karşılaştırmalı değerlendirmeler<br />

sonucu ulaştığıdır. Buna göre, eğer yükümlü kendisini aynı durumda ya da<br />

konumda olduğunu düşündüğü diğer bir yükümlüden farklı vergisel<br />

yükümlülük altında hissediyorsa, vergilemeye yönelik adalet algılamasını<br />

değiştirerek bu psikolojiye bağlı tepkilerini ortaya koyacaktır (Aktan ve<br />

Çoban, 2006:142–143).<br />

Prosedürel adalet ise, vergileme konusunda yapılan formaliteler,<br />

işlemler ve prosedürler konusunda yükümlülerin algılamış oldukları adalettir<br />

ve bireylerin vergiyi ödeme ya da ödememe yönündeki tutum ve davranışları<br />

üzerinde etkili olabilmektedir. Örneğin, vergi idaresinin hizmetleri<br />

sunmadaki etkinliği, bürokrasi ve kırtasiyeciliğin azaltılması, vergi ödeme<br />

aşamasındaki işlemlerin yapılması esnasında yükümlülere eşit ve adil<br />

davranılması gibi hususlar bu bağlamda değerlendirilmektedir (Aktan ve<br />

Çoban, 2006:143–144).<br />

Vergilemede eşitlik ilkesi ise, öncelikle bireylerin genel vergi yüküne<br />

kendi ödeme güçleri oranında katılması anlamını taşımaktadır. Vergilemede<br />

adaletin sağlanması bakımından önemli bir fonksiyonu bulunan bu ilke,<br />

vergi yükünün yükümlülerin kişisel ve ekonomik durumları gözetilerek eşit<br />

bir şekilde dağıtılmasını gerekli kılmaktadır (Akdoğan, 1996:163–164).<br />

Fakat, en büyük sorun vergi ödeme gücü ölçütlerinin ortaya konmasında<br />

çıkmaktadır (Erginay, 1987:47).<br />

Eşitlik teorisine (equity theory) göre, bir ilişkide eğer tüm katılımcılar<br />

bulundukları katkı kadar fayda elde ediyorlarsa, bu tür bir ilişki eşit bir ilişki<br />

olarak kabul edilmektedir. Eğer bir ilişkide eşitsizlik söz konusu ise kişi<br />

sağlamış olduğu katkı miktarını artırıp veya azaltarak bu ilişkiyi kendince<br />

eşitlemek isteyecektir (Lewis, 1982- Akt: Önder, 1992:50–51).<br />

Vergilemede eşitlik kavramı, yatay ve dikey eşitlik olmak üzere ikiye<br />

ayrılarak incelenebilir. Yatay eşitlik; aynı durumda ve aynı miktar gelir elde<br />

eden yükümlüleri aynı vergiye tabi tutmak, dikey eşitlik de; sosyal ve<br />

ekonomik durumu aynı olmayan yükümlülerin, birbirlerinden farklı oranda<br />

vergi ödemesi şeklinde tanımlanmaktadır (Akdoğan, 1996:163–164).<br />

İlke olarak, yatay eşitlik uygulamada gerçekleştirilmesi kolay olmasa<br />

da kesindir ve benzer durumdaki ekonomik birimlere vergileme açısından<br />

aynı şekilde davranılmasını gerekli kılar. Yatay eşitlik konusunda ortaya<br />

8


çıkan aksaklıklar, genellikle vergi sisteminden mali amacın dışındaki<br />

amaçlar için yararlanılmasının bir sonucudur. Günümüzde de gerek<br />

ekonomik, gerekse sosyal ve politik nedenlerle yükümlülere; indirimler,<br />

bağışıklıklar ve istisnalar tanınmakta, böylece bir kısım vergi konuları ve<br />

vergi yükümlüleri vergi dışında kalmaktadır. Konuldukları amaca bağlı<br />

olarak yararlı sonuçlar yaratabilen söz konusu uygulamalar zaman zaman<br />

vergi adaletini bozucu etkilere de yol açabilmektedir. Dikey eşitlik ise,<br />

göreceli bir kavramdır ve uygulaması daha zordur. Dikey eşitlik vergi<br />

oranlarının ödeme gücü ile birlikte arttırılmasını gerektirir (Akbay, 1995:13).<br />

Vergi sisteminin eşitliğine ya da eşitsizliğine karar verilirken,<br />

vergilerle finanse edilen kamu harcamalarının sağladığı faydaların toplum<br />

kesimlerine nasıl dağıtıldığına da bakılması gerekmektedir. Vergi konurken<br />

yatay ve dikey eşitlik prensiplerine uyulmuş olsa da, kamu harcamalarının<br />

dağılımında toplumun belli bir kesiminin daha çok yarar sağlaması ve yahut<br />

da vergi yükümlüleri tarafından böyle bir kanaatin oluşması, hem eşitliği<br />

zedelemektedir, hem de dolayısı ile vergiye karşı bakışı da<br />

değiştirebilmektedir (Yaraşlı, 1993:48).<br />

Vergi yükümlüsü, devletle olan ilişkisinin adil olmadığını, ödediği<br />

verginin karşılığını alamadığını düşünüyorsa, vergi kaçırarak bu adaleti<br />

kendisi sağlamaya çalışacaktır. Eşitlik teorisi (equity theory), klasik<br />

ekonomik teorinin tam tersi bir öngörüde bulunarak yükümlünün<br />

faydalandığı kamusal mal ve hizmet miktarındaki artışın eşitliği<br />

algılamasında olumlu bir etki yaratarak vergi kaçakçılığını azaltacağını<br />

söylemektedir. Tersi durumda ise, yükümlülerin kamusal mal ve<br />

hizmetlerden yeterince faydalanmadığı düşüncesine kapılmaları nedeniyle<br />

vergi kaçırma eğilimi artmaya başlayacaktır (Bayraklı ve diğerleri,<br />

2004:212). Kısaca, yükümlülerin yatay ve dikey eşitsizliği algılamaya<br />

başladıkları andan itibaren vergiye karşı tutum ve davranışları, vergi kaçırma<br />

yönünde ağırlık kazanmaya başlayacaktır.<br />

Vergi sistemini adaletsiz olarak algılayanların vergi kaçırma<br />

olasılığının adaletli algılayanlardan daha yüksek olduğu, gerek ABD,<br />

gerekse İngiltere’de yapılan anketlerde ortaya çıkmıştır. Vergi kaçıran<br />

yükümlülerin büyük bir kısmının, aynı zamanda uygulanmakta olan vergi<br />

sisteminin adaletsiz olduğuna da inandığı görülmüştür (Porcano, 1988:64 ve<br />

Bayraklı ve diğerleri, 2004:217).<br />

9


Adalet ilkesi, 1982 Anayasa’sında “Herkes, kamu giderlerini<br />

karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür…Vergi<br />

yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.”<br />

ifadeleri ile 73.maddesinde yer bulmuştur. 1982 Anayasası’nın 10. maddesi<br />

ise “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep<br />

ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir…Hiçbir<br />

kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve<br />

idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun<br />

olarak hareket etmek zorundadırlar.” diyerek eşitliği tanımlamıştır. Böylece,<br />

73. maddedeki mali güce göre verginin alınması eşitlik ilkesini de<br />

açıklamaktadır.<br />

10<br />

1.2.2. Vergi Kapasitesi ve Vergilemenin Sınırı<br />

Kuşkusuz ki vergi, zorunlu bir yükümlülüktür ve devletin egemenlik<br />

hakkına dayanılarak alınmaktadır. Bu egemenliğin göstergesi ise, yasadan<br />

kaynaklanan emretme ve yaptırım gücüdür. Bu durumda, vergileme<br />

yetkisinin kullanımının bir sınırının olup olmayacağının veya hangi düzeyde<br />

olacağının araştırılması, hem vergilemeden beklenen en verimli hâsılatın<br />

elde edilmesi, hem de yükümlülerin vergiye olan tepkilerinin minimuma<br />

indirilmesi bakımından oldukça önem arz etmektedir.<br />

Gerçekten, vergileme yetkisinin kullanılmasında, egemenlikten<br />

kaynaklanan yetkinin hiçbir sınır gözetilmeksizin kullanılmasının mümkün<br />

olduğunu söylemek zordur. Çünkü, verginin devletin egemenlik yetkisine<br />

dayanılarak alınmasına rağmen bu yetkinin kullanılmasında hukuki, iktisadi,<br />

mali, siyasal ve psikolojik bir takım sınırlar vardır. *<br />

Vergi kapasitesi, belirli bir dönemde bir ülkede tahsil edilebilecek<br />

vergi hâsılatının en üst sınırını anlatmak için kullanılan kuramsal bir sınır<br />

olarak tanımlanabilir. Bu konuyla ilgili olarak 1960’lardan itibaren çok<br />

sayıda teorik ve uygulamalı çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmaların temel<br />

amacı, vergi kapasitesi ve vergilemenin sınırı konusunda belirli ölçekler<br />

oluşturmak şeklinde özetlenebilir (Öncel Türkan, 2001:19).<br />

Vergilemenin sınırının iyi tespit edilmesi vergi tahsilâtında etkinliği<br />

sağlamak bakımından oldukça önemlidir. Aşırı oranda vergilemeye;<br />

* Bu konuda daha geniş bilgi için bkz: İnci User: Vergilemenin Sosyal Psikolojik<br />

Sınırı, (Basılmamış Doktora Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,<br />

İstanbul, 1992.


verimliliği ve ekonomik teşviklerin olumlu etkilerini azaltma, vergiye karşı<br />

olumsuz bakışı ve direnişi arttırma ve vergi kaçakçılığına yol açma gibi<br />

sonuçları doğurması nedeniyle bir sınır getirme düşüncesi ortaya çıkmıştır<br />

(Goode, 1980:250–251 ve 1984:95–96).<br />

Vergilemenin sınırı kavramı ile , “vergi optimumu” ve “optimal vergi<br />

yapısı” karıştırılmamalıdır. Vergi optimumu, vergilemenin daha çok idari<br />

yönüyle ilgilenmektedir ve her verginin sağlayacağı net hâsılanın ulaştığı<br />

maksimum noktadır. Vergileme sınırı ise, bu noktadan daha da yüksekte<br />

oluşabilir (Öncel, 1974:18). Optimal vergi yapısı ise, etkinlik kaybı ile<br />

eşitsizlik arasındaki dengenin eşitlik ve etkinliğe yönelik farklı tutumları<br />

yansıttığı, toplum refahını maksimum yapan vergi yapısı olarak<br />

tanımlanmaktadır. Yani, farklı toplumların, eşitsizlik yönünde farklı<br />

tutumları varsa, farklı vergi sistemlerini seçebilirler. Vergi yapısının ne<br />

derece artan oranlı olması gerektiğine ilişkin siyasal tartışmalar çoğunlukla,<br />

eşitsizlikteki belli bir azalma karşılığında, ne kadar etkinlik kaybının<br />

kabullenilebileceği yönündeki farklılıklar şeklinde algılanabilir (Stiglitz;<br />

1994:584–585).<br />

Makro açıdan bakıldığı zaman vergi kapasitesi, vergi kapasitesini<br />

belirleyecek faktörler olarak; kişi başına milli gelir, ihracat, tarım ve<br />

madencilik kesiminin veri kabul edilmesiyle ulaşılabilecek Vergiler/GSMH<br />

oranı şeklinde tarif edilebilir (Berksoy, 1984:6). Gelişmiş ülkelerde<br />

vergilenebilir kapasite gelişmekte olan ülkelerinkine oranla daha yüksektir.<br />

Gelişmekte olan ülkeler yönünden vergilenebilir kapasitenin en iyi şekilde<br />

kullanılması, bir vergi oranının uygulanabileceği en uygun vergi matrahını<br />

ifade eden vergi tutamaklarının sayısal ve değersel önemine bağlıdır.<br />

Genellikle az gelişmiş ekonomilerde vergi tutamaklarının sayısı azdır. Bunun<br />

nedeni, vergi yönetimlerinin zayıf olması ve vergi alınabilecek kesim ve<br />

matrahların sınırlı olmasıdır. Bu nedenle, vergilenebilir kapasite de sınırlı<br />

olmaktadır (Berksoy, 1984:12–13).<br />

Özetle, vergi kapasitesi ülke düzeyinde tüm yükümlülerin vergi ödeme<br />

güçlerinin toplamı şeklinde tanımlanmakla birlikte, aynı zamanda bu gücün<br />

toplumun vergi ödeme gücünün başladığı nokta olarak da<br />

belirtilebilmektedir (Akdoğan, 1996:157).<br />

Ekonomik, siyasal, hukuki ve idari bakış açılarına göre vergilemenin<br />

sınırları farklı yönleriyle ele alınabilmekte ve ekonomik anlamda bakıldığı<br />

11


zaman, vergilemede sınır aşıldıkça üretim kapasitesinin olumsuz etkileneceği<br />

ve vergilemenin teşvik edici unsurlarının azalacağı belirtilmektedir. Bu<br />

anlamda, vergilemenin sınırı aşıldıkça, tüketim tercihleri değişime<br />

uğrayacak, kaynak kullanımı ve istihdam olumsuz etkilenecek, vergiden<br />

kaçınma ve vergi kaçırma eğilimi gibi vergiye karşı tepkiler oluşacak ve<br />

vergi yönetim maliyetleri olumsuz etkilenecektir (Öncel Türkan, 2001:18).<br />

Yukarıda belirtildiği gibi vergileme yetkisinin kullanılmasını<br />

belirleyen hukuki, siyasal, kültürel ve toplumsal, iktisadi mali ve psikolojik<br />

sınırlar vardır. Şimdi bunları kısaca ele alalım.<br />

12<br />

1.2.2.1. Vergilemenin Hukuki Sınırı<br />

Anayasalarda kişiler için öngörülen haklar aynı zamanda devletin<br />

egemenliğinin nereye kadar olacağını da belirlemektedir. Çünkü,<br />

anayasalardaki temel haklar, bireysel haklar, ekonomik ve sosyal haklar ve<br />

siyasal haklar devletin egemenliğinin güvencesi altındadır. Dolayısıyla,<br />

devletin egemenliğinin kullanılması, sayılan haklar ihlal edilerek<br />

sağlanamaz. Bu bağlamda ele alınabilecek 1982 Anayasası’nın “Temel<br />

Haklar ve Ödevler” başlıklı ikinci kısmının, “Siyasi Haklar ve Ödevler “ ile<br />

ilgili dördüncü bölümün “Vergi Ödevi” başlığını taşıyan 73.Maddesinin ilk<br />

fıkrası, “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi<br />

ödemekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu hüküm, vergileme<br />

yetkisine anayasal bir sınır getirmekte ve devletin egemenliğinden<br />

kaynaklanan vergi salma yetkisinin sınırının herkesin mali gücünü<br />

aşmayacak şekilde kullanılması gerektiğini belirtmektedir (Karakaş ve<br />

Sonsuzoğlu, 2000:216–217 ve Nadaroğlu, 1992:295).<br />

“Mali güç” kavramının ne olduğu, nasıl ölçüleceği anayasa<br />

maddesinde belirlenmemiştir. Bu durumda, kavramın açıklığa<br />

kavuşturulması ya kanunlarla, ya da içtihatlarla çözümlenmesi şeklinde<br />

olacaktır (Nadaroğlu, 1992:296). *<br />

1.2.2.2. Vergilemenin Siyasal Sınırı<br />

Vergilemenin siyasal sınırı, demokratik yapının aktörlerinden olan<br />

siyasi partilerin oy kaybı endişesine dayanmaktadır. Diğer bir deyişle<br />

vergilemenin siyasal sınırı hükümetler ve vatandaşlar arasındaki ilişkiler<br />

* Bu konuda daha ayrıntılı bilgi için bkz: Anayasal Mali Düzen (XII. Türkiye Maliye<br />

Sempozyumu), İstanbul, Marmara Üniversitesi Maliye Araştırma ve Uygulama<br />

Merkezi Yayın No:12, 2000.


elirlemektedir (Şenyüz, 1995:21 ve Savaş, 1989:1–12). Siyasal iktidar,<br />

vergi yasalarını hazırlarken, öncelikle ülke içerisindeki gelir bölüşümünü<br />

dikkate almak zorundadır. Ancak, iktidarını devam ettirebilme kaygısı da bu<br />

konudaki kararlarında etkili olmaktadır. Başka bir deyişle, daha çok<br />

seçmenin oyunu alabilmek isteği hükümetlerin iktisadi tercihlerini<br />

etkilemektedir.<br />

Toplanacak verginin miktarının yanında kimden, hangi sektörlerden,<br />

hangi sınıfsal ve coğrafi birimlerden ne kadar vergi alınacağı son derece<br />

önemli bir politik sorundur ve hem seçmenlerin (dolayısı ile de<br />

yükümlülerin) davranış tarzını, hem de politikacıların kararlarını<br />

etkilemektedir. Seçmenler, çoğu durumda kullanılabilir gelirinde, dolayısıyla<br />

da kişisel refahlarında azalmaya neden olduğu ve “elem verici” bir şey<br />

olduğu için vergi yükünü, adil dağıtılıp dağıtılmadığını ve politikacıların<br />

bunlara karşı olan tutumlarını yakından izler ve oylama tepkileri ile<br />

politikacılara mesaj verirler. Seçmenlerin bu davranış tarzının altında yatan<br />

sebep, devletin sunmuş olduğu hizmetlerin finansmanına katılım paylarını<br />

minimize etmektir. Bunun için de bu hizmetleri kendileri için en düşük<br />

maliyette sunacak politikacıyı seçmek isterler (Berksoy ve Demir,<br />

2004:515).<br />

Siyasi iktidarların vergileme ile ilgili davranışları oy maksimizasyonu<br />

ile tutarlı olmak zorunda olduğu için, vergileme yetkilerini sınırsız bir<br />

şekilde kullanamazlar. Politikacılar hem oylarını korumak ya da, daha da<br />

arttırabilmek için seçmenin beğenebileceği kamu hizmetlerini sunmak,<br />

dolayısıyla da kamu harcaması yapmak, hem de bu harcamaların kendisine<br />

ve halka en düşük maliyette yapılmasını sağlamak zorundadırlar. İşte, devlet,<br />

bu giderlerin finansmanı için vergi salma yetkisi bakımından tekeldir, fakat<br />

bu yetkisini kullanırken bunu sınırlayacak bazı nedenler vardır. Politikacılar<br />

vergi yükünü arttırmak yerine, vergilemede adalet ve etkinlik amaçlarına<br />

uygun olacak şekilde dağıtmayı seçim kazanma amacı açısından daha da<br />

uygun bulabilirler (Berksoy ve Demir, 2004:510).<br />

Ekonomistler, vergilendirmenin sınırını kamu ekonomisinde karar<br />

alma süreci olarak ekonomi bilimi ile siyaset bilimi açısından birlikte ele<br />

alarak incelemişlerdir (Öncel, 2001:25). Bu anlamda vergilemenin siyasal<br />

sınırı bakımından da, Laffer eğrisinden elde edilen temel ekonomik bulgular<br />

yol gösterici olabilmektedir. Laffer eğrisi, oy maksimizasyonuna ulaşmak<br />

isteyen rasyonel politikacıların vergi oranlarını, vergilemeden doğan refah<br />

13


kayıpları nedeniyle, eğrinin azalan kısmında değil de, artan kısmına tekabül<br />

eden bölgelerde tutmak isteyeceklerini, yani aynı vergi gelirini sağlayan biri<br />

yüksek diğeri düşük iki orandan düşük olanı tercih edeceklerini, yada vergi<br />

oranlarını en çok vergi gelirlerindeki marjinal artışın sıfır olduğu noktaya<br />

kadar arttırabilmelerinin kendileri açısından bir sınır teşkil edebileceğini<br />

öngörmektedir (Berksoy ve Demir, 2004:522).<br />

Downs ise, iktidarda kalıcı olabilmek arzusunda olan bir siyasi parti<br />

için, marjinal vergi artışı nedeniyle kaybedilen oy sayısını, kamu<br />

harcamalarındaki artış nedeniyle kazanılan oy sayısına eşitleyen noktayı<br />

vergilemenin siyasal sınırı olarak formüle etmiştir. Gerçekten de, günümüzde<br />

oy kaybetme endişesinin önemi vergilendirilebilir kapasitesinin<br />

belirlenmesinde siyasal partiler (veya iktidarlar) için oldukça artmıştır.<br />

Yükümlülerin oylarının yönünü, yeni bir vergi konması (veya kaldırılması)<br />

ya da bir verginin oranının arttırılması (veya azaltılması) durumlarında<br />

değiştirdikleri nokta, vergilenebilir kapasitenin siyasal sınırının belirlenmesi<br />

açısından günümüzde oldukça önemli hale gelmiştir (Şenyüz, 1995:21).<br />

14<br />

1.2.2.3. Vergilemenin Toplumsal ve Kültürel Sınırı<br />

Toplumların kalkınmışlık düzeyleri ve sosyal yapılarından<br />

kaynaklanan bazı özel durumların da vergilemenin sınırlarının<br />

belirlenmesinde rol oynadığı gözlemlenebilmektedir. Kalkınmasını<br />

tamamlayan toplumlarda Vergi Gelirleri/GSMH oranının azgelişmiş veya<br />

gelişmekte olan toplumlardan daha yüksek olması, vergi yükünün yüksek<br />

olmasından dolayı oluşacak tepkileri azaltabilmektedir. Sanayileşmiş<br />

toplumlarda böylece, vergilemenin sınırının yukarı çekilmesi fazla bir<br />

tepkinin oluşmasını engelleyebilmektedir. Aynı şekilde, toplumu oluşturan<br />

ırkın özellikleri de vergilenebilir sınırın saptanmasında etkili olabilmektedir.<br />

Örneğin; Anglo-Sakson ve Nordik (İskandinav) halklarının vergiyi gayet<br />

anlayışla karşılayabildiği, Latin halklarının da vergiye karşı devamlı büyük<br />

bir tepki gösterdiği, ampirik bazı araştırmalarla gözlenmiştir (Yılmaz,<br />

2004:37 ve Nadaroğlu, 1992:298–299).<br />

Aynı şekilde, özellikle Akdeniz ülkelerinde yükümlüler beyan üzerine<br />

alınan vergilere karşı daha duyarlı ve dirençli olmaktadırlar (Nadaroğlu,<br />

1992: 289). Yine, çeşitli ülkelerde vergi anlamına gelen kelimeler de, o<br />

toplumun psiko-sosyal ve toplumsal yapısından doğal olarak etkilenen<br />

bireylerin vergiye karşı davranış biçimlerine göre farklı şekiller almışlardır.


Örneğin; Fransa, İtalya ve İspanya gibi Akdeniz ülkelerinde vergi kelimesi<br />

bir zorlama ve yükümlülüğü ifade eden teklif (impôt, imposto, impuesto) adı<br />

ile adlandırılmıştır. Buna karşın Avrupa’nın kuzeyinde aynı sözcük,<br />

Almanya’da mali destek anlamına gelen (steuer), İskandinav ülkelerinde ise,<br />

kamu hizmetlerini başarabilmek için biriktirilen fona katılım payı olarak<br />

tanımlanan (skat) kelimesiyle ifade edilmektedir (Batırel, 1973:44–45).<br />

Günter Schmölders, Türkiye’de yaptığı bir konuşmada, “vergi” kelimesinin<br />

kendiliğinden bağışlanan tutarları, “salma” kelimesinin ise zorlama yoluyla<br />

hazineye sağlanan tutarları ifade ettiğini hatırlatarak, Türk kültürünün<br />

genelde vergiye sadık ve uygar olduğunu, bunda İslami zekât<br />

yükümlülüğünün de etkisi olduğunu ileri sürmüştür (User, 1992a:21).<br />

Vergiye karşı tepkiler ırki özelliklerle ilişkilendirilebilmektedir, fakat<br />

vergiye karşı bu tepkilerin veya uyumun tamamen ırkî özelliklerden<br />

kaynaklandığını söylemek oldukça güçtür.<br />

1.2.2.4. Vergilemenin Ekonomik Sınırı<br />

Vergilemenin hukuki yollarla sınırlandırılmaması durumunda dahi,<br />

ekonomik olarak bir sınırın olması kaçınılmazdır (Nadaroğlu, 1992:296).<br />

Çünkü, kamu gelir ve giderlerinin, milli gelir veya servetin bir kısmı olduğu<br />

ve bundan dolayı her iki büyüklüğün hacminin sonuç olarak milli gelir<br />

düzeyiyle sınırlı olduğudur. Hiçbir zaman var olandan fazlası dağıtılamaz.<br />

Fakat bu mutlak sınır, sadece teorik olarak geçerlidir. Çünkü uzun vadede<br />

tüm vergi sisteminin verimliliğini azaltmaksızın vergilemenin<br />

uygulanabileceği ekonomik sınır, özellikle piyasa ekonomisinde oldukça<br />

daha aşağıda bulunmaktadır (Schmölders, 1976:102).<br />

Vergilemenin ekonomik sınırı ile ilgili, rakamsal olarak belli<br />

büyüklükler ve oranlar veren yazarlar olmuştur. Fakat bu konuda kesin sınır<br />

belirlemek imkansızdır (Öncel, 1974:19). Vergilemenin sınırlarıyla ilgili ilk<br />

öneriyi Fizyokratlar ortaya atmış ve alınacak verginin kesinlikle yükümlünün<br />

kişisel gelirinin % 20’sini geçmemesi gerektiğini belirtmişlerdir. Liberal<br />

düşünce mensuplarından olan Fransız iktisatçısı Paul-Leroy Beaulieu ise bu<br />

oranın % 12–15 arasında kalması gerektiğini savunmuştur. Amerikalı<br />

iktisatçı Colin Clark bu sınırın milli gelirin % 25’i olması gerektiğini<br />

hesaplamıştır (Goode, 1980:253 ve Öncel Türkan, 2001:19). Clark’a göre,<br />

vergilerin bu sınırı geçmesi halinde, girişimcilik gücü azalacak, üreticiler<br />

hak talebinde bulunmaya başlayacak, borçlularla girişimciler enflasyon<br />

15


dolayısıyla avantajlı hale geleceklerdir. Bu da, üretimin azalması, gelir<br />

dağılımının bozulması gibi sonuçları doğuracaktır (Şenyüz, 1995:18 ve<br />

Nadaroğlu, 1992:296).<br />

Vergilemenin iktisadi sınırının ne olması gerekeceğini önceden<br />

belirlemek mümkün değildir. Çünkü bu sınır, ülkelerin gelişmişlik düzeyine,<br />

fert başına düşen gelire, ekonomik sistemin çeşidine, siyasal ve konjonktürel<br />

yapıya, iktidardaki politika aktörlerinin hedef ve programına ve toplumun<br />

sosyal ve psikolojik yapısına ve diğer birçok faktöre bağlı olarak<br />

oluşmaktadır.<br />

16<br />

1.2.2.5. Vergilemenin Mali Sınırı<br />

Devletin otorite gücüne dayanarak gelir ihtiyacını karşılamak amacıyla<br />

yeni vergiler koyma, uygulanmakta olan vergilerin oranlarını arttırmak ya da<br />

istisna ve muafiyetlerde daraltmaya gitmek gibi düzenlemeleri yaparken<br />

sınırsız bir keyfilikte davranması düşünülemez. Bu durum, vergilendirilebilir<br />

kapasitenin mali sınırı ile başka bir deyişle vergilemenin mali sınırı ile<br />

ilgilidir.<br />

Vergilemenin mali sınırı ile ekonomik sınırı arasında birçok ortak<br />

nokta vardır. Hatta bir bakıma ikisi de iç içedir. Fakat mali sınır ekonomik<br />

sınıra oranla daha esnektir. Fakat bu esneklik, vergi oranlarındaki artışla düz<br />

orantılı olmayabilir. Çünkü yeni bir vergi konulduğunda veya bir verginin<br />

oranı yükseltildiğinde, yükümlüler bazen o verginin konduğu malın<br />

tüketiminden vazgeçebilmekte, bazen ikamesi mümkün olan daha düşük<br />

vergili başka bir malın tüketimine yönelmekte, bazen de vergi kaçırma<br />

yollarını deneyebilmektedirler. Bu davranışlar vergilemenin mali sınırı<br />

kavramıyla açıklanmaktadır. İşte bu sınır, var olan bir verginin oranının<br />

arttırılmasına rağmen, vergi gelirlerinde artık bir artışın görülmediği veya<br />

yeni konulan bir vergiye rağmen vergi hâsılatında bir değişikliğin olmadığı<br />

nokta olarak karşımıza çıkmaktadır (Nadaroğlu, 1992:297).<br />

1.2.2.6. Vergilemenin Psikolojik Sınırı<br />

Vergilemede psikolojik sınırın ölçüsü, vergilemenin yükümlülerin<br />

davranışlarında mali verimliliği azaltacak ya da istenmeyen etkiler meydana<br />

getirmeyeceği nokta olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda, psikolojik<br />

olarak vergilendirilebilir sınır kavramı, yükümlülerin tahammül edebileceği<br />

seviyede kamu sektörü için bir üst sınır çizmektedir. Fakat, bu sınır, kesin


akamlarla ifade edilen bir sayı olarak ifade edilememektedir (Şenyüz,<br />

1995:21–22).<br />

Vergilemenin psikolojik sınırının belirlenmesinde etkili olan nedenleri<br />

inceleyen vergi psikolojisi ise, kişilerin ve ortak çıkarları olan grupların<br />

zorunlu olan vergileri algılayışını, bakış açısını ve bunlara bağlı olarak<br />

gösterdikleri tepkileri ifade etmektedir. İşte, vergi psikolojisi toplumdaki<br />

belli bir zamandaki veya toplumdan topluma farklı bir şekilde oluşabilecek<br />

vergi zihniyeti ve vergi ahlakının oluşumunu etkilemektedir. G.Schmölders’e<br />

göre “Vergilemenin sınırları her şeyden önce psikolojik niteliktedir. Bu<br />

nedenle, kanun koyucu egemen vergi zihniyeti ve vergi ahlakı ile bu iki<br />

unsuru etkileyen ekonomik ve psikolojik olayların durumuna göre vergi<br />

yükümlülerinin-vergilemenin verimliliğini önemli ölçüde sınırlayan-fakat<br />

her halükarda kesinlikle etkileyebilen-tepkilerini dikkate almak zorundadır”<br />

(Schmölders, 1976:114).<br />

Psikolojik sınır, ekonomik, mali ve sosyal sınırlardan daha geniş bir<br />

anlam taşımakta olup, aynı zamanda bu sınırların hem ilerisinde, hem de<br />

gerisindeki bir noktayı da ifade edebilmektedir. Nitekim vergi bilinci ve<br />

alışkanlığı yeterince gelişmemiş az gelişmiş ülkelerde vergilemenin sınırları<br />

altında kalınsa da, vergilemeye karşı oluşabilecek olumsuz davranışlar hoş<br />

karşılanabilmektedir. XX. yüzyılın başlarında %15’lik toplam vergi yükünün<br />

tahammül edilebilir bir vergileme sınırı olarak kabul edilirken, günümüzde,<br />

bazı Amerikan literatürlerinde %50’lik bir oranın psikolojik sınırın tavanı<br />

olabileceğinin vurgulanması ve yükümlülerin bu orana kadar ödediği<br />

vergilerle maliye idaresinden çok kendisi için çalıştığını, yani bu sınıra kadar<br />

olan vergi oranlarıyla ancak ekonomik varlığını sürdürebileceğini<br />

düşünebildiği ileri sürülmektedir (Şenyüz, 1995:22).<br />

Reynaud ise (1966:20), vergilemede psikolojik sınırın önemini<br />

vurgulayarak, maliyenin iki büyük prensibinin, yani verimlilik ve adalet<br />

prensiplerinin büyük ölçüde psikolojik hususlara bağlı olduğunu ifade<br />

ederek, vergilemenin psikolojik yönüne vurguda bulunmuştur.<br />

Bireylerin hissettikleri psikolojik vergi yükleri, vergi sisteminin<br />

yapısına bağlı olarak değişebileceği gibi, kişilerin zihni düzeylerine göre de<br />

değişebilmektedir. Şayet, yükümlüler rasyonel bakış açısına sahip iseler,<br />

psikolojik (sübjektif) vergi yükü objektif vergi yüküne yaklaşacaktır. Bu<br />

durumda, miktarı veya oranı açıkça belli olan, toplamı fiyatlara karışmamış<br />

17


olan ve bir defada ödenen geniş tabanlı bir vergiye, fiyatlara katılarak birkaç<br />

taksitte ödenen vergilere oranla daha zor katlanılmaktadır (Ünsal, 1987:36).<br />

Yani, vergilerin ödenme şekli de o verginin psikolojik olarak ödeme sınırını<br />

da belirleyebilmektedir.<br />

Bütün bu tanımlamalardan ve kısa açıklamalardan sonra, vergilemenin<br />

sınırının kesin bir şekilde ölçmenin mümkün olmadığı ortaya çıkmaktadır.<br />

Aynı zamanda bu sınır, her ekonomiye ve ele alınan şartlara göre değişme<br />

göstereceği gibi vergiden ne beklendiğine bağlı olarak da değişecektir. Diğer<br />

yandan, bu sınır, yükümlülerin davranışlarıyla çok yakından ilgilidir.<br />

Yükümlü davranışları ile vergilenebilir kapasite sınırı karşılıklı etkileşim<br />

halindedir. Vergi hâsılatının azalıp artmasını etkileyen bu davranışlar, aynı<br />

zamanda vergilemenin sınırını da etkilemektedir.<br />

18<br />

1.2.3. Vergilemenin Psiko-Sosyal Yönü<br />

1.2.3.1. Mali Sosyoloji<br />

Günümüzde toplumlarda vergiyi ödeyen kesimler toplumun az bir<br />

kısmını değil de, büyük bir çoğunluğunu oluşturduğu için, verginin<br />

psikolojik etkilerinin sosyal açıdan da ele alınmasını gerektirmektedir<br />

(Dülgeroğlu, 1975:224).<br />

Mali olayların, özellikle vergiler ve harcamaların ve bunlardaki<br />

dalgalanmaların tam olarak anlaşılabilmesi için, bu dalgalanmaların<br />

bulundukları tarihsel durum içerisinde ve geçirdikleri değişimler dikkate<br />

alınarak, aynı zamanda sosyolojik koşulları içerisinde ele alınarak<br />

incelenmeleri gerekmektedir. Kamu maliyesinin değişkenlerinden olan<br />

özellikle vergiler, aynı zamanda sosyolojik olgulardır ve devletin ve<br />

toplumun değişimi ve gelişimi ile yakından ilişki içerisindedir (Andıç Fuat<br />

M.ve Süphan Andıç, 1998:53).<br />

Mali sosyoloji, toplumsal sınıf, grup ve örgütler, kısaca toplum<br />

üzerinde mali araç ve olguların etkilerinin araştırılmasını konu edinen<br />

sosyoloji biliminin bir alt disiplini olarak ele alınmaktadır. Mali sosyoloji bu<br />

haliyle, maliye, siyaset ve psikoloji ile iç içe bir yapıya sahiptir.<br />

Bilindiği gibi vergiler, sosyal adaletin sağlanmasında bir maliye<br />

politikası aracı olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda vergiler, sosyal bir<br />

amacın gerçekleştirilmesinin istenmediği durumlarda bile toplumu oluşturan<br />

sınıflar üzerinde şu veya bu şekilde etkiler meydana getirebilmektedir. Bu


açıdan mali sosyoloji, özellikle sınıf farklarının daha çok belirgin olduğu az<br />

gelişmiş ülkeler bakımından sosyolojinin en önemli dallarından birisi olarak<br />

kabul edilebilir (Bilgiseven, 1984:1).<br />

Mali sosyoloji, maliye politikalarının belirlenmesinde çok önemli<br />

etkilere sahip bir çalışma alanıdır ve aynı zamanda, tek başına bir bütün<br />

olarak toplumun gelişmesi ve devletlerin ve fertlerin kaderlerinde kamu<br />

gelirlerinin bileşimlerinin ne kadar önemli olduğunu göstermek bakımından<br />

da önemlidir ve irdelenmesi gerekmektedir. Örneğin; vergilerin aynî veya<br />

nakdi vergiler olarak tercih edilip edilmemesi, dolaylı ve dolaysız vergilerin<br />

oranlarının ne düzeyde olacağı, vergi baskısının arttırılıp azaltılması,<br />

nüfusun hangi gruplarının daha ağır veya hafif yüke maruz kalacağı, iç ve<br />

dış borçların tercih edilip edilmemesi (vergilerin yerine), harcamaların<br />

azaltılması veya gelirin çoğaltılması vb. gibi konular mali sosyolojinin ilgi<br />

alanı olarak karşımıza çıkmaktadır (Goldscheid, 1981:369–370).<br />

Mali sosyoloji, maliye politikalarının belirlenmesinde gerçekten<br />

oldukça önemlidir. Çünkü toplumun mali olaylara bakış açısını ve mali<br />

olayların toplum üzerindeki etkilerini dikkate almadan belirlenecek bir<br />

maliye politikasının, toplumsal tepkilerle karşılaşma olasılığı yüksektir. Bu<br />

nedenle mali sosyoloji, maliyenin toplumsallaşmasına, yani bireyle birlikte<br />

toplumu da dikkate alan düzenlemelerin yapılmasına duyulan ihtiyacın bir<br />

ürünü olarak ortaya çıkmıştır (Karakoç, 1995:12). Maliye politikalarının<br />

(özellikle de vergi politikalarının) toplum üzerindeki etkilerinin dikkate<br />

alınmadan uygulanması sonucunda yükümlülerin topluca reaksiyon<br />

göstermesi bakımından “Poujade Hareketi” en bilinen örneklerdendir. *<br />

Yükümlülerin, diğer davranışları gibi vergi ödevlerini yerine getirirken<br />

de, her ne kadar rasyonel davranacağı varsayılsa bile, o bireyin toplumda<br />

yaşaması dolayısıyla, o toplumun dilinden, mantık sisteminden, düşünce ve<br />

değerler sisteminden etkileneceği, bunların bireyin psikolojisinde değişimler<br />

meydana getireceği ve algılarını toplumun süzgecinden geçirerek<br />

yapabileceği belirtilmektedir (Önder, 1993:180). Yani birey, toplumu<br />

etkilemesinden kat kat daha fazla toplumdan etkilenmektedir. Böylece,<br />

vergiye bakış açısının da hâkim davranış kalıpları etrafında şekillenme<br />

olasılığı artmaktadır.<br />

* “Poujade Hareketi” hakkında daha detaylı bir bilgi için bkz.: Kenan Bulutoğlu:<br />

“Vergiye Karşı Tipik Bir Reaksiyon: Poujade Hareketi”, Maliye Enstitüsü<br />

Konferansları, Dördüncü Seri, No:6, İstanbul, 1960, s.173-197.<br />

19


Bir başka açıdan yaklaşırsak, bireylerin daha dar bir dairede<br />

etkilendiği kesimler, kendilerine yakın hissettiği arkadaşları, meslektaşları,<br />

aile fertleri ve benzerleri şeklinde sayılabilir. Bireylerin ait olduğu bu gruba<br />

referans grup da denebilir. Bireylerin davranışları, onların içinde yaşadıkları<br />

ve ait oldukları referans gruptan oldukça fazla etkilenir. Sosyolojinin genel<br />

kabul görmüş teoremine göre, birey kendi ait olduğu referans grubunda<br />

benimsenen düşünce ve davranışlara yönelecek, referans grubunca<br />

benimsenmeyen davranış ve düşüncelerden kaçınacaktır. Buna göre, bireyin<br />

etrafındaki referans grubu vergi kaçırmayı benimsiyor ve onaylıyorsa birey<br />

de vergi kaçıracaktır ve bundan dolayı da etrafından hiçbir olumsuz tepki<br />

almayacaktır (Bayraklı ve Diğerleri, 2004:212). Sosyal normların vergi<br />

uyumu üzerindeki etkinliği, ancak kişinin kendisini sosyal grubun bir parçası<br />

olarak gördüğü durumlarda görüldüğü ileri sürülmüştür. Eğer kişi kendisini<br />

içinde bulunduğu sosyal grupla özdeşleştirmiyorsa, sosyal normların vergi<br />

uyumunu artırıcı etkisi görülmemektedir (Wenzel, 2004:213–214).<br />

Mali sosyolojiye ilişkin bu kısa açıklamalardan sonra, yapılacak olan<br />

çalışmayla daha çok ilgili olan mali psikolojisi ve vergi psikolojisi<br />

kavramları üzerinde durulacaktır.<br />

20<br />

1.2.3.2. Mali Psikoloji ve Vergi Psikolojisi<br />

Mali psikoloji, mali olayların bireyler üzerindeki etkileriyle, bireylerin<br />

mali araç ve olaylar karşısındaki tutum ve davranışlarının araştırılmasını<br />

konu edinen yeni sayılabilecek bir disiplindir. Bu disiplinin ilgi alanını;<br />

vergileme ve vergilerin yapısıyla birlikte, bütçe politikası, harcama<br />

değişkenleri ve borçlanmanın bireyler üzerindeki etkileri ve bireylerin bunlar<br />

karşısındaki tutum ve davranışlarının araştırılması oluşturulmaktadır.<br />

Kısacası mali psikolojinin diğer mali araçlarla birlikte çoğunlukla<br />

vergilemenin nasıl algılandığını ve ne gibi tepkilere yol açtığı hususunu<br />

incelediği söylenebilir (User, 1992 b:63).<br />

İlk olarak, Adam Smith’in ilk eseri olan “Theory of Moral Sentiments”<br />

adlı eserde psikoloji elemanlarına yer verdiği görülmektedir. Fakat iktisat ile<br />

ilgili temel eseri olan “An Inquiry into the Wealth of Nations”’da bu<br />

öncülüğünü sergilemediği görülmektedir (Önder, 1993:181). İktisat<br />

literatüründe, iktisat psikolojisi ile ilgili ilk ifadelere ise Gabriel Tarde’nin<br />

1881 yılında yazmış ve yayımlanmış olan bir makalesinde rastlanmaktadır.<br />

Daha sonra Tarde, 1902 yılında iki ciltlik “La Psychologie Economique” adlı


eserini yayınlamış, bu tarihlerden 1960’lı yıllara kadar literatürde bu alanla<br />

ilgili yayınlara pek fazla rastlanmamaktadır. 1961 yılında ise, Amerikalı<br />

sosyolog Hughes, Tarde’nin görüşlerini tekrar topluma yansıtmıştır. Bu<br />

yıllardan hemen sonra, Pierre-Louis Reynaud İktisat psikolojisi alanına<br />

teorik bir alt yapı kazandırma çabasına girişmiştir (Önder, 1993: 181–182).<br />

Mali psikoloji, maliye biliminin temellerini genişletmek amacıyla ele<br />

alınmıştır. Mali olayların sadece hukuki, ekonomik ve siyasal yönlerinin<br />

incelenmesinin mali olayların çözümlenmesinde eksik kaldığı, psikolojik<br />

yaklaşımlarla da ele alınması gerektiği belirtilmektedir. Böylece, mali<br />

olayların tüm yönlerinin incelenmesi ile vatandaşların mali sorunlarının daha<br />

doğru ve daha kolay bir şekilde çözümlenmesine katkı sağlanacaktır<br />

(Şenyüz, 1995:3).<br />

Bireylerin iç ve dış uyarılar karşısında gösterdiği ya da gösterebileceği<br />

tepkileri inceleyen psikoloji bilimine, psikologlar genelde iki biçimde<br />

yaklaşmaktadırlar. İlk yaklaşıma göre; kişi toplumdan bağımsız olarak ele<br />

alınır ve boşluktaymış gibi kabul edilir. Psikologlar, bu olgu içerisinde<br />

bireyin kişilik yapısı üzerinde durarak, bireysel düşünce ve duyguların çevre<br />

etkisi olmaksızın nasıl ve neden değiştiğini incelerler. İkinci yaklaşıma göre<br />

de; insanın hiçbir zaman yalnız yaşamadığı noktasından hareket edilerek,<br />

toplumun bireyi etkileyip şekillendirdiği gibi, bireyin de toplumu az da olsa<br />

etkilediği ileri sürülmektedir. İşte vergiye ilişkin yükümlü davranışları<br />

incelenirken, bireyin (ya da yükümlülerin) hem bireysel, hem de toplumsal<br />

düzeydeki davranışlarının ele alınması yararlı olacaktır. Bu da, vergileme<br />

olayına psiko-sosyal bir yaklaşım gerekliliğini zorunlu kılmaktadır (Şenyüz,<br />

1995:4).<br />

Henry Laufenburger’e göre (1967:239–240) iktisat biliminin<br />

psikolojik temeli çok eskidir ve kamu maliyesi alanı da psikolojik tahlillere<br />

daha çok uygunluk arz etmektedir. Bu anlamda, vergilerin yükümlüler<br />

üzerindeki psikolojik etkileri ve onların davranışlarına nasıl yön verdiği<br />

konusu vergi psikolojisi kapsamına girmektedir.<br />

Mali psikoloji tüm mali araçların insan davranışları üzerindeki<br />

etkilerini konu edinmesine karşın, vergi psikolojisi, mali araçlardan sadece<br />

vergilerin birey (yükümlü) davranışları üzerindeki etkilerinin araştırılmasını<br />

konu edinmektedir. Böyle bir ayrım yapılmasının sebebi, her bir mali aracın<br />

bireyler üzerindeki etkisinin farklı olmasından kaynaklanmaktadır.<br />

21


Vergi karşısında, öncelikle merkezi idare olmak üzere, diğer<br />

vergilendirme yetkisine sahip idareler ile kişi veya kuruluşların<br />

davranışlarının incelenip araştırılması da vergi psikolojisi kapsamına<br />

girmektedir (Öncel, 1974:10). Bu bağlamda, yeni bir verginin ihdası veya<br />

mevcut vergilerde yapılacak olan her hangi bir değişiklik (vergi oranının,<br />

istisna ve muaflıkların yeniden düzenlenmesi ve vergi tekniğine ait diğer her<br />

hangi düzenlemeler) durumunda, vergiye karşı reaksiyon ve davranışların<br />

doğru bir şekilde değerlendirilmesi vergiden istenen verimin alınabilmesi<br />

açısından son derece önem arz etmektedir.<br />

Vergi karşısında yükümlünün takınacağı davranışları iki türlü ele<br />

almak mümkündür. Birincisi; vergi yükümlüsünü “homo economicus” olarak<br />

ele almak, yani yükümlünün olabildiğince dikkatli ve rasyonel bir biçimde<br />

davranarak, tüm ekonomik koşulları hesaba katabilecek bilgi ve beceriye<br />

sahip ve başlıca amacının kendi kazanımlarını maksimize etmek olduğunu<br />

varsayarak, bu şekilde ele almaktır.<br />

İkinci yaklaşım biçimi ise, insan davranışları hakkındaki sabit<br />

varsayımlardan uzak kalıp, insan davranışlarının altında yatan psikolojik<br />

etkenleri araştırmaktır. İşte, ikinci yol tercih edildiği zaman, psikolojik<br />

yöntemlerin kullanılması gerekecektir. Burada asıl amaç, yükümlüler<br />

tarafından verginin nasıl algılandığı ve bu algı sonucunda davranışın<br />

oluşmasında hangi tutumların rol oynadığını anlayabilmektir. Bu amaca<br />

ulaşabilmek için ise, vergi psikolojisi araçlarını kullanmak gerekmektedir<br />

(User, 1992 a:24–25).<br />

Vergi psikolojisinin çalışma alanına girildiğinde, rasyonel davranışın<br />

insan için anormal bir durum olduğu ve ancak bunun belli zorlamalarla elde<br />

edilebileceği bile ileri sürülmüştür. Bu görüş uyarınca, insanın normal<br />

psikolojik durumu belli amaçlara yönelik ve davranış hesaplı değildir, bilakis<br />

duygular ve değerler tarafından yönlendirilir, çelişkilidir ve büyük oranda<br />

grup etkisine bağlı olarak oluşmaktadır (User, 1992 a:25).<br />

Vergileme ile ilgili yükümlülerin tutumlarının belirlenmesi her zaman<br />

sonucu merak edilen bir konu olduğu kadar, bunların tespit edilebilmesi de<br />

bir o kadar zor olmuştur. Genel olarak psikoloji bilimi açısından<br />

değerlendirilecek olursa, insanların yaşadıkları ve içerisinde bulundukları<br />

olaylar karşısındaki durumları “ algı-tutum-davranış” sırası şeklinde<br />

oluşmaktadır. Bu çerçevede, bireyin olaylar karşısındaki sergilediği tutum,<br />

22


onun karşı karşıya kaldığı olaydan ne anladığıyla ilişkilidir. Bu olay<br />

“algılama” olarak ifade edilmektedir ve çevredeki uyarıcıların insanın duyu<br />

organlarında oluşturduğu uyarımların beyinde bir anlam kazanması şeklinde<br />

tanımlanmaktadır ve bu nedenle algılamanın bireyin sergilediği tutumda<br />

birincil olarak belirleyici olduğu ileri sürülmektedir. Tutum ise, bireyin<br />

psikolojik bir obje ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını oluşturan bir<br />

eğilim olarak tanımlanmaktadır. Tutumun en önemli özelliği ise,<br />

gözlemlenebilen bir davranış değil, bireyleri davranışlara hazırlayan bir<br />

eğilim olmasıdır (Doğan, 1987:62 ve Kağıtçıbaşı, 2004:114). Diğer bir<br />

deyişle, tutumlar gözle görülememekte, fakat gözle görülebilir sonuçlar<br />

doğurduğu için vergileme gibi sosyal olayların incelenmesinde oldukça<br />

önem taşımaktadır.<br />

Genel olarak bakıldığı zaman, yükümlülerin vergi karşısındaki<br />

tutumlarının en önemli belirleyicisi, yükümlüler üzerinde oluşan vergi yükü,<br />

hatta onun da temelinde olan vergi oranlarıdır. Vergi oranları ile<br />

yükümlülerin vergilemeye ilişkin tutumlarının derecesi arasında doğrusal bir<br />

ilişki vardır. Çünkü vergi oranlarının, dolayısıyla da vergi yükünün artması,<br />

kullanılabilir gelir seviyesini azaltmakta ve yükümlü açısından daha az<br />

tüketim ve tasarruf yapma anlamına gelmektedir. Yükümlünün bunu telafi<br />

edebilmesi daha çok çalışmasını gerektirmekte, bu da yükümlüyü psikolojik<br />

yönden vergiye karşı rahatsızlık duymaya doğru itmektedir (Aktan ve<br />

Diğerleri, 2006:161).<br />

Vergiye karşı yükümlülerin olumsuz tavır takınmalarının ve sonucunda<br />

da vergi kaçakçılığı ve kayıt dışılığa yönelmelerinin en önemli nedeni vergi<br />

oranlarının yüksek olmasıdır. Yüksek vergi oranlarının kayıp ve kaçakları<br />

teşvik etmesi, bir yerde yükümlülerin vergiye karşı gösterdikleri tepkinin<br />

sonucudur.<br />

Vergi oranlarının yüksekliği nedeniyle oluşan aşırı vergi yükü, birçok<br />

yükümlü tarafından da kayıt dışılığın ve vergi kaçırmanın nedeni olarak<br />

gösterilmektedir. Yükümlüler tarafından, vergi yüklerinin fazla olması,<br />

gelirlerin büyük ölçüde elden çıkmasına, işletme sermayesinin azalmasına<br />

neden olarak gösterilmekte, bunun da ticari faaliyetlerin büyütülüp<br />

geliştirilmesine engel olduğu iddia edilmektedir (DPT, 2001:33–34).<br />

Şüphesiz ki bu iddia, yüksek vergi oranları durumunda yükümlülerin vergiyi<br />

nasıl algıladıklarının bir göstergesidir, ama vergi kaçağının tek nedeni<br />

değildir.<br />

23


Kişilerin anlayış ve kavrama içerikleri, çeşitli anlayışların toplamından<br />

oluşan bir bütündür ve her birey için farklı farklı varyasyonlardan oluşur.<br />

Bundan dolayı bir verginin çeşitli bireyler üzerindeki etkilerini o vergiyi<br />

ödeyen her birey için genelleştirmek uygun değildir. Çünkü kişisel<br />

anlayışlarda vergi anlayışının yanı sıra yer alan diğer anlayışlar birbirinin<br />

aynı olmayabilir. Örneğin, tarım ürünleri yetiştiricilerine her hangi bir vergi<br />

ihdas olunduğu veya mevcut olan bir verginin oranlarında artırıma gidildiği<br />

zaman, sadece tarımla geçinen yükümlülerle, bunların yanı sıra başka gelir<br />

türlerinden gelir elde eden diğer yükümlüler üzerindeki yük derecesi,<br />

dolayısı ile de vergilere gösterilen tepkilerin derecesi de farklı olmaktadır.<br />

Yükümlü psikolojisini incelerken dikkate alınması gereken bir husus,<br />

yükümlünün ferdiyet gücüdür. Bireyci bir yapıya sahip olan ülkelerde eğitim<br />

sisteminden ve toplumun diğer kurumlarından gelen etkilerle birey, bireysel<br />

kabiliyetlerini geliştirmiştir. Bu nedenle üretkenlik kabiliyeti de gelişmiştir.<br />

O birey, bu kabiliyetlerinin realize edilebilmesinin karşılığı olarak devletin<br />

sağlamış olduğu alt yapı yatırımlarını yeterli görür, ödediği vergiyi yerinde<br />

bularak vergiye karşı daha az tepkisel davranış içerisine girer. Hâlbuki<br />

bireyselliğin gelişmemiş olduğu bir yapıya sahip olan ülkelerde, bireyin<br />

üretkenlik kabiliyetlerinin daha az gelişmiş olmasından dolayı, devletin<br />

yapmış olduğu harcamalarının onun için fazla bir değer ifade etmesi söz<br />

konusu değildir. Dolayısıyla yükümlünün psikolojisi vergileri bir yük olarak<br />

anlama yönünde daha eğilimli olacaktır (Ünsal, 1987:42).<br />

Maliye teorisinde vergilemeyi haklı çıkarmaya çalışan çok sayıda<br />

görüş bulunduğu, fakat vergi ödemenin bireyler üzerinde az dahi olsa,<br />

olumlu bir heyecan uyandırdığına yönelik en küçük bir belirti görülmediği<br />

ileri sürülmüştür (Kirchler ve Diğerleri, 2003:536–538 ve Vihanto,<br />

2003:112). Devlet yetkililerinin ısrarla kamu gelirlerinin arttırılması<br />

gerektiği ve bireyin vergi verme konusunda devlete bağlı kalması ile ilgili<br />

çabalarına rağmen, bireyin vergi ödemekle elde ettiği kazançlar soyuttur ve<br />

parasal olarak ifadesi oldukça zordur. Bundan dolayı yükümlülerin<br />

davranışlarını anket araştırmaları aracılığı ile ölçmeye çalışmanın önemi<br />

etkin bir vergilemeye ulaşabilmek bakımından önem kazanmaktadır. Bundan<br />

dolayı, 1960’lı yıllarda ortaya çıkan yeni bir yaklaşımla yükümlü<br />

davranışları anket araştırmaları yöntemiyle incelenmeye başlanmıştır.<br />

Vergi bireylerin gelir, servet ve harcamalarında azalmaya yol açıp<br />

tasarruflarını da sınırlayan ve karşılıksız kamu kesimine aktarılan bir fondur.<br />

24


Oysa, bireyler kazançlarının tümünü kendisinin olarak kabul ettiği için,<br />

kazançlarına başkalarının (bunun içerisine devlet de dâhil) ortak olmasını<br />

kolay kolay kabullenememektedirler. Bu nedenle, kazançlarının bir kısmını<br />

karşılıksız olarak devlete vermeye yanaşmazlar. Vergi, kişiler açısından bir<br />

külfettir ve psikolojik olarak bireylerin bu külfetten kurtulma eğilimi<br />

olduğundan, yükümlülerin kamu harcamalarına yaklaşımı, toplumun ve<br />

diğer yükümlülerin vergiye karşı davranışları, vergi bilincinin yerleşmiş<br />

olması ve kültür düzeyinin düşük veya yüksek olması gibi sosyal ve<br />

psikolojik faktörler yükümlülerin vergiye bakışını etkileyebilmektedir (Yüce<br />

ve Gerçek,1998: 21–22).<br />

Yükümlülerin vergiye bakış açısını belirleyen bu psiko-sosyal<br />

faktörler yanında, ülkelerin gelişmişlik düzeyi, ekonomik ve sosyal durumu,<br />

vergi sisteminin ve gelir idaresinin yapısı ve etkinliği gibi başka faktörler de<br />

ön plana çıkıp yükümlülerin vergiye yaklaşımlarını etkileyebilmektedir.<br />

Yükümlü psikolojisine ilişkin ilk araştırmalar Almanya’da G.<br />

Schmölders tarafından 1958 ve 1963 yıllarında yapılmış, değişik toplumların<br />

vergiye bakış açısı ve tahammül düzeyi ölçülmeye çalışılmıştır. Bu<br />

araştırmalar vergi psikolojisine bugünkü çizgisini kazandırmıştır. Aynı<br />

çalışmaların devamı çeşitli Avrupa ülkeleri ve ABD’de de yapılarak,<br />

çoğunlukla sosyo-psikolojik yöntemler ışığında yükümlülerin vergiye ilişkin<br />

görüş ve tutumları saptanmaya çalışılmıştır (User, 1992 a:26). ∗<br />

Vergi psikolojisi alnında Türkiye’ de sınırlı da olsa, teorik ve ampirik<br />

çalışmalar bulunmaktadır. Fakat bu alanda yapılan çalışmaların yeterli sayıda<br />

olduğu söylenemez. ∗∗<br />

∗ Bu çalışmalar günümüze değin devam etmektedir. Sadece bir kaç örnek verecek<br />

olursak; Paul Webley, Michaela Cole, Ole-Petter Eidjar: ”The Prediction of Selfreported<br />

and Hypotetical Tax Evasion: Evidance From England, France and<br />

Norway”,Journal of Economic Psyghology, 22, 2001, 141–155 (İngiltere, Fransa ve<br />

Norveç için yapmış oldukları araştırmanın sonuçlarını yayınlamışlardır), Norman<br />

Gemmell, Oliver Morrissey, Abuzer Pinar:”Tax Perceptions and the Demand for<br />

Public Expenditure: Evidance from U.K. Micro-Data”, European Journal of<br />

Political Economy, 19, 2003, 793–816 (İngiltere’de yaklaşık 3500 katılımcı<br />

kullanılmıştır) ve Michael Wenzel: “An Analysis of Norm Processes in Tax<br />

Compliance”, Journal of Economic Psyghology, 25, 2004, 213–228 (Avustralya’da<br />

1300 civarında katılımcı ile yapılmıştır).<br />

∗∗ Teorik çalışmalarla ilgili ilk akla gelenler; Hakkı Karamete’nin “Türkiye’de<br />

İktisadi Sistem, İktisadi Zihniyet, Vergi Sistemi ve Vergi Mantalitesi” (1956: orjinali<br />

Almanca) başlıklı doktora tezi, Yenal Öncel’in “Vergiye Karşı Tepkiler ve Türkiye’de<br />

Vergi Kaçakçılığı”(1974) başlıklı doçentlik tezi, Hayrettin Aktayşlıoğlu’nun “Vergi<br />

25


Vergileme, yükümlü davranışlarında mali verimliliği azaltacak boyutta<br />

değişmelere yol açmaya başladığı zaman, vergilemenin psikolojik sınırlarına<br />

varıldığı anlaşılmaktadır. Eski vergileri arttırmak ya da yeni vergiler konmak<br />

istendiği zaman, büyük bir dikkat ve titizlikle vergiye karşı psikolojik<br />

tepkilerin minimum olduğu noktayı tespit edip seçmek çok önemlidir<br />

(Reynaud, 1955:3). Vergi yükümlülerinin vergiye karşı davranışını belirleyen<br />

etkenlerin başında, vergi zihniyeti ve vergi ahlakı gelmektedir (Turhan,<br />

1998:199).<br />

Yükümlülerin vergiye karşı davranışını belirleyen vergi zihniyeti;<br />

vatandaşların bizzat vergileme ve vergileme ile kendilerine yüklenilen<br />

mükellefiyetler karşısındaki takındıkları genel tavır olarak tanımlanmaktadır<br />

(Schmölders, 1976:107). Bu tavır, halklara, kişilere, zamana, hatta<br />

coğrafyaya göre farklılıklar gösterebilmektedir. Vergi zihniyetini ise üç temel<br />

faktör belirlemektedir. Bunlar; vergi adaleti, verginin amacı ve vergi morali<br />

(ahlakı) dır (Önder, 1992:50).<br />

Psikolojisi” (t.y.) başlıklı doktora tezi, Doğan Şenyüz’ün “Etkin Bir Vergileme İçir<br />

Yükümlü Psikolojisi” (1984-daha sonra 1995 yılında <strong>kitap</strong> olarak basılmıştır) başlıklı<br />

doktora tezi, İnci User’in “Vergilemenin Sosyal Psikolojik Sınırı” (1992) başlıklı<br />

doktora tezidir. Şamil Ünsal’ın “Vergi Kaçakçılığında Sosyal Etmenler” (1987)<br />

başlıklı doktora tezinde de vergi psikolojisine değinen kısımlar vardır.<br />

Ampirik çalışmalar ise; Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü Halkla İlişkiler<br />

Şubesi’nin, 1972 ve 1975 yıllarında yaptırmış olduğu iki anket çalışması, Şamil<br />

Ünsal’ın “Vergi Kaçakçılığında Sosyal Etmenler” (1987) başlıklı doktora tezinde<br />

yapılan anket çalışması, Naci Muter, Süreyya Sakınç ve A. Kemal Çelebi’nin<br />

“Manisa İli Mükellefleri Üzerine Bir Anket Çalışması” (1993), Adnan Gerçek ve<br />

Mehmet Yüce’nin Bursa Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı yükümlülerin bir kısmını<br />

kapsayan bir anket çalışması (Mükelleflerin Vergiye Yaklaşımını Belirleyen<br />

Faktörlerle İlgili Ampirik Bir Çalışma, 1998), İhsan Cemil Demir’in “Yükümlülerin<br />

Vergi Karşısındaki Davranışları-Afyon İli Anket Çalışması” (1999), yine Şamil<br />

Ünsal’ın:”‘Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali<br />

Müşavirlik Mesleğinin Konumu ve Geleceği’ Konusuna Uygulamalı Bir Yaklaşım”<br />

(2000) adlı çalışması, Tolga Saruç’un “Vergi Etiğinin Vergi Kaçırma Üzerindeki<br />

Etkisi-Deney ve Anket Yöntemiyle Yapılan Bir Araştırma” (2003), Harun<br />

Yeniçeri’nin “Beyan Esasına Dayanan Vergilerde Vergi Kayıp ve Kaçaklarının<br />

Psikolojik Nedenlerinin Tespitine Yönelik Bir Araştırma” (2004), Hilmi Çoban ve<br />

Selami Sezgin’in “Vergi Mükelleflerinin Davranışları Üzerine Ampirik Bir İnceleme:<br />

Denizli Örneği” (2004) ve Hakkı M. Ay’ın “Adil Gelir Dağılımı Sağlamada Özel<br />

Tüketim Vergisi’nin Yeri ve Bunun Türkiye’de Uygulanabilirliği” (2004) Halit Çiçek,<br />

Psikolojik ve Sosyal Yönden Yükümlülerin Vergiye Karşı Tutum ve Tepkileri<br />

(İstanbul İli Anket Çalışması), İSMMMO Yayın no:65, İstanbul, (2006) ve Binhan<br />

Elif Yılmaz ve Murat Şeker; Vergiye Karşı Tepkiler, Mükellef Davranışları: İstanbul<br />

Örneği, İSMMMO Yayın no:86, İstanbul, (2007) isimleriyle bizim tespit<br />

ettiklerimizdir.<br />

26


Vergi ahlakı ise, vergi kaçakçılığı ve vergi cezaları karşısında alınan<br />

vaziyet olarak tanımlanmıştır (Tunçer, 2003:103, User, 1992 a:29 ve Turhan,<br />

1998: 199). Vergi ahlakından bahsederken, ahlak kavramının bireyin, içinde<br />

bulunduğu toplumdaki görevlerini daha iyi yapabilmek için, yaşadığı<br />

dönemde uyulması gereken toplumsal ve hukuki normlarını içtenlikle<br />

benimsemesi anlamında kullanıldığını belirtmek gerekmektedir. Günümüzde<br />

vergi ahlakının genel ahlaka göre çok daha düşük düzeyde olduğu ileri<br />

sürülmüştür (Schmölders, 1976:108). Vergi zihniyeti ve vergi ahlakı<br />

kavramları ileriki kısımlarda biraz daha ayrıntılı ele alınacağından şimdilik<br />

burada nokta koyacağız.<br />

Vergilemeyi sınırlayan psikolojik etmenler yalnızca vergi zihniyeti ve<br />

vergi ahlakı ile sınırlı değildir. Bu iki kavramı da belirleyen sübjektif vergi<br />

yükü de, vergilemenin psikolojik sınırının belirlenmesinde rol oynamaktadır.<br />

Vergi ödevinin yükümlü tarafından hangi ağırlıkta algılandığını gösteren<br />

sübjektif vergi yükü (ya da vergi tazyiki)’nün belirlediği algılama, bireyin<br />

toplumsal durumuna, bilgi düzeyine, vergiye ilişkin tutum ve tecrübelerine<br />

ve genel psikolojik durumuna bağlıdır (Reynaud, 1966:21). Sübjektif vergi<br />

yükünün bireyin entellektüel düzeyi ve bilgi birikimine de bağlı olduğu ileri<br />

sürülmüştür. Entellektüel düzeyi vergiyi rasyonel değerlendirmeye uygun<br />

olan yükümlünün, sübjektif vergi yükü ile objektif vergi yükü arasında ciddi<br />

bir fark olmayacaktır. Ama entellektüel düzeyi vergiyi rasyonel<br />

değerlendirmeye uygun olmayan, bilgi birikimi ve vergi bilinci daha az olan<br />

yükümlünün ise vergiyi gerçekte olduğundan daha farklı algılaması söz<br />

konusu olabilmektedir. Bu nedenle verginin nasıl tanıtıldığı ve bireylerin<br />

nasıl algıladığı çok önemlidir. Sübjektif vergi yükünün, objektif vergi<br />

yükünden farklı olarak, ancak yükümlüler üzerinde yapılacak olan anketlerle<br />

saptanması mümkün olabilmektedir (User, 1992b:66).<br />

Vergileme karşısında yükümlülerin tutumlarının incelenmesi,<br />

tutumların vergiye karşı oluşan davranışlara yol açan eğilimler olması<br />

açısından önem kazanmaktadır. Ancak, vergileme karşısında tutumların<br />

bireysel olma özelliğinden dolayı, inceleme açısından güçlükler<br />

oluşturabilmektedir. Bu nedenle, genelleme yapılarak vergileme karşısında<br />

yükümlülerin tutumlarının incelenmesi gerekmektedir(Aktan ve Diğerleri,<br />

2006:160–161).<br />

Çoğu durumda vergi yükümlülerinin, verginin kendilerinde<br />

oluşturacağı maliyeti hiç hesaplamadan, adeta bir refleks şeklinde tepki<br />

27


verdikleri ve bunun da çoğunlukla olumsuz tepki olduğu bilinmektedir. Bu<br />

da vergilemeye karşı bireyler tarafından genelleştirilmiş bir tutumun<br />

varlığına işaret etmektedir (Reynaud, 1955:6). Örneğin bir birey, içinde<br />

bulunduğu toplumda uygulanmakta olan vergi yasalarının adaletsiz olduğuna<br />

inanıyorsa, üzerinde daha yoğun bir vergi tazyiki hissedebilir ve bundan<br />

kurtulmanın çarelerini aramaya başlar. İşte, olumsuz vergi tutumu bu<br />

aşamada devreye girmektedir.<br />

Tutumları belirleyen diğer bir etken, “mali bağlantı” dır. Mali bağlantı,<br />

kamu harcamalarının bedeli olarak addedilen vergi ile verginin karşılığı<br />

olarak addedilen kamu hizmetleri arasındaki ilişkilere, “mali bağlantı”(fiscal<br />

connection) adı verilmiştir. Yine, yapılan araştırmalardan anlaşılmıştır ki;<br />

bireyler bu bağlantının yeterince farkında değildirler. Bu konuda ABD’de<br />

1963 yılında yapılan bir araştırmada; cevaplayıcılara önce bir harcamalar<br />

listesi verilerek devletin bu listedeki harcamalara daha fazla mı, yoksa az mı<br />

harcama yapması gerektiği sorulmuş, % 70’ i aşkın cevaplayıcı yaşlı<br />

insanlara daha fazla yardım edilmesi gerektiğini, % 60’ ı aşkın cevaplayıcı<br />

da bütçeden yoksullara daha fazla pay ayrılmasını istemiştir. Fakat daha<br />

sonra, cevaplayıcılara bu iki harcama kalemini arttırmak için vergilerin<br />

arttırılmasına razı olup olmadıkları sorulunca, bu defa yukarıdaki harcama<br />

kalemlerinin arttırılmasını isteyenler yarı yarıya azalmıştır. Aynı şekilde, bir<br />

grup İngiliz yükümlü üzerinde yapılan bir araştırmada da, vergilemenin<br />

amaçlarının yükümlülere açıklanması ile birlikte vergilemenin daha olumlu<br />

gözle görüldüğü anlaşılmıştır (User, 1992 a:38).<br />

Vergiler karşısındaki tutumların belirlenmesinde, bireylerin o şey<br />

hakkında bilgilerinin ne düzeyde olduğu da önemlidir. “Mali bilgi” adı<br />

verilen; vergilerin içeriği ve amaçları ve mali bağlantı hakkındaki<br />

bilgilerinin düzeyi tutumlarını belirleyecektir. Daha önce de belirtildiği gibi,<br />

insanın bilmediği bir nesneye veya olguya karşı tutumu oluşamaz, az bilinen<br />

şeylere karşı da tutumları eksik ve tutarsız olacaktır.<br />

1.3. YÜKÜMLÜLERİN VERGİYE KARŞI DAVRANIŞLARININ<br />

SEBEPLERİ<br />

28<br />

1.3.1. Vergi Ödeme Gücü ve Bireysel Vergi Yükü<br />

Vergilerin, muhatapları tarafından adil olarak algılanması onların<br />

vergiye ve onun ödenmesine karşı olan tavırlarında da önemli bir faktördür.<br />

Nitekim, yapılan araştırmalar, vergi nedeniyle oluşan yükün adaletli olarak


dağıtıldığına inanılan, o yargının hâkim olduğu ülkelerde, vergiye karşı<br />

oluşan tepkilerin azaldığını göstermektedir (Sonsuzoğlu, 1997:1).<br />

Yükümlülerin adaletli bir şekilde vergilendirilebilmesi için öne sürülen iki<br />

yaklaşım vardır. İlki, yükümlülerin devlet faaliyetlerinden yararlanma<br />

derecelerine göre vergilendirilmesi gerektiği görüşünü savunan “yararlanma<br />

ilkesi” ve diğeri kişilerin ödeme güçlerine göre vergilendirilmesi gerektiği<br />

görüşünü savunan “ödeme gücü” ilkesidir.<br />

Vergi ödeme gücü dinamik bir kavramdır ve gelir, servet ve harcama<br />

da göstergeleri olarak kabul edilmektedir. Bu göstergeler vergi yükünün adil<br />

olarak ve toplumsal maliyetlerin dengeli bir biçimde dağıtımı için<br />

seçilmişlerdir. Fakat ödeme gücünü temsil etmesi bakımından gelir<br />

unsurunun özel bir önemi vardır. Birçok gelişmiş ülkede ödeme gücünün<br />

göstergesi olarak gelir kabul edilmektedir (Akdoğan, 1996:177–178 ve<br />

Şenyüz, 1995:28). Çünkü belirli bir servete sahip olmak ve belirli bir<br />

harcamanın yapılabilmesi ancak yeterli düzeyde gelirle mümkün<br />

olabilmektedir.<br />

Ödeme gücünün göstergeleri olarak gelir, servet ve harcamaya<br />

başvurulmaktadır. Due ise bu unsurlara başvurmanın da yeterli olmadığı,<br />

bileşimlerinin kolay çözülemeyeceğini belirtmektedir. Due’ ye göre; daha iyi<br />

durumdakilerin daha fazla vergi vermeleri fazla bir şey ifade etmemekte, bu<br />

daha iyi durumun nasıl saptanacağı ve bu durumdakilere ne tür bir vergi<br />

farklılaştırmasına gidileceği de önem kazanmaktadır (Due, 1967:113).<br />

Verginin ödenmesi, yükümlülerin gelir, tüketim veya tasarruflarında<br />

azalmaya neden olmaktadır. Gelir grupları açısından bakıldığında vergiler,<br />

yüksek gelir gruplarında lüks tüketim ve tasarruflardan, düşük gelir<br />

gruplarında ise zorunlu tüketime giden kısımdan sağlanır. Bu nedenle düşük<br />

gelirlilerden alınan vergiler, yüksek gelirlilerden alınan vergilere oranla daha<br />

fazla sübjektif yüke yol açar. Vergiye karşı tepkilerin minimum düzeyde<br />

tutulması için yükümlülerin ödeme gücüne uygun vergilendirilmeleri bu<br />

yüzden önem kazanmaktadır. Şimdi de ödeme gücü ile ilgili bir kavram olan<br />

vergi yükü kavramını ele alalım.<br />

Tartışmalı bir kavram olmasına ve terim olarak yazarlar arasında değer<br />

yargılarına göre tanımlanmasına karşın, kısaca ifade etmek gerekirse vergi<br />

ödenmesi bir yük teşkil etmektedir (Nadaroğlu, 1992:269 ve Aksoy,<br />

1998:269). Çünkü, dar anlamda mükelleflerin, geniş anlamda ise toplumun<br />

29


gelirlerinin bir kısmının kamu sektörüne doğru bir transferi söz konusu<br />

olmaktadır. Diğer bir deyişle, vergi ödeyenlerin ekonomik güçlerinde bir<br />

azalma meydana gelmektedir. İşte, vergi yükümlüleri de bu azalmadan<br />

etkilenmekte ve verginin ödenmesine karşı olumsuz tavır almakta, ya da<br />

isteksiz davranabilmekte ve bu duyguların etkisiyle bir kısım davranış<br />

tarzları içerisine girebilmektedirler.<br />

Yükümlülerin vergi ödemekten dolayı duymuş oldukları bu tazyike<br />

“sübjektif vergi yükü” denmektedir. Ödenen vergilerle, kazanılan gelir<br />

arasındaki oransal ilişkiye ise “objektif vergi yükü” denmektedir. Verginin<br />

alınmasıyla birlikte, sübjektif vergi yükünün (vergi tazyikinin) yükümlü<br />

tarafından nasıl algılandığı ve hangi ölçekte algılandığı ise, yükümlünün<br />

psikolojik yapısına ve o yapıyı etkileyen ve besleyen etkenlere bağlıdır<br />

(Korkmaz, 2003:39 ve Nadaroğlu, 1992:270).<br />

Genel olarak vergi yükü, bireysel gelirin vergi nedeniyle azalması<br />

sonucu, azalan refahı sebebiyle bireyde bir rahatsızlık meydana getirir. Mali<br />

terminolojide, yukarıda da bahsedildiği gibi genellikle ödenen vergi ile gelir<br />

düzeyi arasındaki oransal ilişkiyi ifade eden vergi yükü, yükümlülerin<br />

vergilere karşı tepkilerinin belirlenmesi açısından önemli bir araçtır.<br />

Öte yandan, vergi yükünün özünde taşıdığı bu sübjektiflik, objektif<br />

vergi yükünü bir anlamda anlamsız kılmaktadır. Çünkü, sübjektif vergi yükü<br />

esas olarak vergi miktarına dayandırılmakla birlikte, hiçbir zaman ödenen<br />

vergi miktarını belirtmez. Daha ziyade, ödenen bu vergilerin bireylerin<br />

psikolojisinde oluşturduğu vergiyi algılamadaki değişimi, vergiye karşı<br />

oluşan tepkilere neden olan baskıyı anlamak gerekmektedir. Sübjektif vergi<br />

yükünün, psikolojik yapısı nedeniyle fedakarlık veya refah kaybı şeklinde<br />

bireyden bireye değişebilmesi nedeniyle de ölçülmesi tam olarak<br />

imkansızdır (Şenyüz, 1995:15). Diğer bir deyişle, eşit ekonomik şartlar<br />

altında bulunan bireyler, eşit objektif vergi yükü altında kalsalar dahi, vergi<br />

tazyiklerini farklı farklı hissedebilmektedirler. Yani sübjektif vergi yükü<br />

dediğimiz yükün bireylerin algı derecelerine göre farklı ağırlıklarda<br />

hissedilmesi söz konusudur.<br />

Ayrıca yükümlüler, ödedikleri vergiden başka, söz konusu vergiyi<br />

belirlemeleri amacına yönelik defter tutma, fatura kesme, beyanname verme<br />

gibi biçimsel yükümlülüklere ve bunların gerektirdiği harcamalara da<br />

katlanmak zorundadırlar. Bu yükümlülükler, vergi sistemine uyumun birer<br />

30


maliyeti (compliance costs) olarak adlandırılmaktadır ve bunların da ödenen<br />

vergi ile birlikte dikkate alınması gerekmektedir (Şenyüz, 1995:15 ve<br />

Korkmaz, 2003:33). Ayrıca, vergi ödemek nedeniyle kaybedilen zamanın<br />

alternatif maliyeti de vergi ödemek için katlanılan maliyetlere dâhil edilmesi<br />

gerekmektedir (Korkmaz, 2003:33).<br />

Yükümlülerin vergiye bakış açıları bakımından oldukça önemli olan<br />

“net sübjektif vergi yükü” kavramına da kısaca değinmekte fayda vardır.<br />

Bilindiği gibi, yükümlülerden toplanan vergiler kamu tarafından üretilen mal<br />

ve hizmetlerin finansmanında kullanılmaktadır. Yükümlüler, bir taraftan bu<br />

hizmetlerin finansmanına katılarak sübjektif vergi yükü altında kalırlarken,<br />

diğer taraftan da devletçe üretilen mal ve hizmetlerden fayda<br />

sağlamaktadırlar. İşte, vergi ödeme dolayısıyla katlanılan yük, kamu<br />

harcamalarından elde edilen faydadan fazla ise, pozitif; düşük ise, negatif<br />

sübjektif vergi yükünden bahsedilir. Fakat kamusal hizmetlerin faydalarının<br />

bölünemezliği, ölçülmesinin zorluğu ve dışsallıkların var olması ve<br />

toplumsal nitelikte olması nedeniyle, bireylerin elde ettikleri faydanın<br />

parasal olarak ölçülme olanağı çok güçtür hatta imkansızdır (Akdoğan,<br />

1996:34). Dolayısıyla yükümlüler çoğunlukla bu faydaları hissetmezler.<br />

Örnek olarak; savunma ihtiyacı ortaya çıkmadan bu harcamaların faydasının<br />

hissedilmesi çok zordur. Kamu harcamalarından haberdar olunan durumlarda<br />

ise bireyler bunların yetersiz oldukları hissine kapılmaktadırlar. Yani,<br />

yükümlüler daha çok kamu harcamalarının faydasını dikkate almadan vergi<br />

yüküyle ilgilenmek eğilimindedirler. Böylece, elde ettiği faydadan çok,<br />

ödediği vergi üzerinde dikkati yoğunlaşmaktadır. Bu tür bir bakış açısı da,<br />

yükümlünün vergi yükünü daha ağır bir şekilde hissetmesine neden<br />

olmaktadır (Şenyüz, 1995:17).<br />

Sübjektif vergi yükü, vergi sisteminin yapısına bağlı olarak<br />

değişebileceği gibi, vergi ödeyicisinin zihni seviyesine göre de değişiklik arz<br />

edebilir. Eğer yükümlüler çok akılcı iseler, yani rasyonel davranışları<br />

sergileyebiliyorlarsa, sübjektif vergi yükü objektif vergi yüküne yaklaşacak,<br />

bunu da daha çok verginin iyi tanıtılması belirleyecektir. Açık bir şekilde<br />

belli olan, miktarı fiyatlardan soyutlanmış olan bir defada ödenen geniş<br />

tabanlı bir vergiye, fiyatlara katılmış olan, birkaç taksitte ödenen birkaç<br />

vergiye oranla daha zor katlanılmaktadır (Ünsal, 1987:36).<br />

Bilici ise (2004:136–137 ve 1997:51–54), vergi yükü hesaplamaları ve<br />

karşılaştırmalarını, dolayısı ile de bu yüklerin bireylerin vergiye bakış<br />

31


açılarını değerlendirmek için, bütçe açıklarının ve kişi başına gelir<br />

düzeylerinin de dikkate alınması gerekmektedir. Çünkü devletin borçlanma<br />

yoluyla elde edip harcadığı paraların faizleri, o yıl olmasa bile izleyen<br />

yıllarda yükümlülerden toplanan vergilerle geriye ödenmektedir. Bu faizlerin<br />

ödenmesi, mevcut vergiler arttırılarak, yeni vergiler koyarak veya yüksek<br />

enflasyon uygulaması gibi yollarla özel kesimden elde edilen gelirlerle<br />

gerçekleşmektedir. Aynı şekilde, kişi başına düşen gelirin yüksek olduğu bir<br />

ülke ile düşük olan bir ülkede vergi yüklerinin oran olarak aynı olması,<br />

yükümlülerin aynı oranda vergi yükü hissettikleri anlamına gelmemektedir<br />

(Mutlu, 1996:48). Çünkü, kişi başına gelir düzeyi düşük olan ülkedeki<br />

yükümlülerin ellerinde vergi sonrasında, harcamak ve tasarruf etmek için<br />

daha az gelir kalmaktadır ki, bu de vergi algılamayı farklı kılmaktadır.<br />

32<br />

1.3.2. Vergi Ahlakı ve Vergi Zihniyeti<br />

Yükümlülerin vergiye karşı davranışlarını etkileyen en önemli bireysel<br />

faktörlerden birisi de, yükümlünün sahip olduğu vergi ahlakı ve vergi<br />

zihniyetidir (Turhan, 1998:199).<br />

Vergi zihniyeti, vergi kültürü ve vergi anlayışının diğer bir ifadesi olan<br />

vergi ahlakı, vergilerin bireyler üzerinde nasıl dağıtılacağını, yani<br />

yükümlülerce nasıl yüklenileceğini etkilemektedir. Çünkü yükümlülerin<br />

vergiye karşı davranışlarıyla vergi ahlakı arasında sıkı bir ilişki olduğu<br />

yapılan araştırmalarda ortaya konmuştur (Schmölders, 1968:14).<br />

Vergi zihniyeti, “ vatandaşların bizzat vergileme ve vergileme ile<br />

kendilerine yüklenen özel mükellefiyetler karşısındaki takındıkları genel<br />

tavır” şeklinde, vergi ahlakı ise” vergi kaçakçılığı ve vergi cezaları<br />

karşısında alınan vaziyet” olarak tanımlanmıştır. Burada vergi ahlakını, ahlak<br />

kavramının bireyin ait olduğu toplumdaki görevlerini daha iyi yapabilmek<br />

için, yaşadığı dönemde uyulması gereken töresel ve hukuksal normlarını<br />

içtenlikle benimsemesi bağlamında kullanıldığını da belirtmek<br />

gerekmektedir. Yani, çağdaş sosyal bilimde ahlak, felsefi ya da teolojik bir<br />

kavram olarak değil, toplumun ortak olarak erdemli saydığı davranışların<br />

benimsenmesi anlamında ele alınmaktadır (Schmölders, 1976:122).<br />

Vergi ahlakı ile ilgili başka bir tanımlamayı ise Seyidoğlu (1992:949)<br />

“Gelir kazananların vergilerini yasalara uygun ölçü ve zamanda ödemeleri<br />

konusundaki tutum, davranış, inanç ve değer yargıları” şeklinde<br />

yapmaktadır.


Vergi ahlakı genel ahlaktan farklı bir kavramdır. Günümüzde vergi<br />

ahlakının genel ahlaka göre çok daha düşük düzeyde olduğu ileri<br />

sürülmüştür (Schmölders, 1976:110). Vicdan sahibi kişilerin de vergi<br />

kaçakçılığı yapmaları, kısmen verginin zorlayıcılığı niteliğinden, kısmen de<br />

vergileri toplayan ve kullanan devlete karşı güven eksikliğinden<br />

kaynaklanmaktadır. Buradan da, bağımsız bir araştırma alanı olarak vergi<br />

psikolojisinin gerekliliğinin ne derece önemli olduğu da ortaya çıkmaktadır<br />

(User, 1992:29).<br />

Yükümlülerin formel olmayan kurallar etrafında oluşturduğu temel<br />

ahlak türü “ödev ve sorumluluk ahlakı” olarak belirtilmektedir ve bireylerin<br />

sadece kendi mutluluklarını düşünmeyip, toplumsal sorunlara karşı da<br />

duyarlı ve sorumlu hissetmeyi gerektirmektedir. Bu nedenle yükümlünün<br />

ödev ve sorumluluk ahlakına sahip olmasının ana ekseninde gönüllülük<br />

vardır. Bu da vergi ahlakının şekillenmesinde önemli rol oynamaktadır ve<br />

vergiye gönüllü uyumun derecesi de bu ahlakın derecesine göre<br />

değişmektedir (Aktan ve Çoban, 2006:150).<br />

Vergi ahlakı (tax ethics) ile vergi uyumu (tax compliance, taxpayer<br />

compliance) arasında da çok sıkı bir bağ bulunmaktadır. Bu bağa geçmeden<br />

önce vergi uyumunu tanımlamakta yarar vardır. Vergi uyumu; kısaca vergi<br />

yükümlülüklerinin doğru olarak yerine getirilmesidir. Bu uyumun<br />

sağlanabilmesi için de dört unsurun gerçekleştirilmesi gerekmektedir.<br />

Bunlar; vergiye tabi gelirin doğru olarak beyan edilmesi, gelir düzeltmeleri,<br />

yapılan harcamalar, vergi muafiyetleri ve teşvikleri gibi gelirden düşülmesi<br />

gereken unsurların doğru olarak yapılması, vergi beyannamesinin zamanında<br />

doldurulması ve vergi yükümlülüğünün doğru olarak hesaplanması olarak<br />

kabul edilmektedir (Tunçer, 2003:181).<br />

Vergi ahlakı konusuyla ilgili olarak; suçluluk hissi ve utanma duygusu<br />

vergi uyumu konusunda oldukça tartışılan psikolojik teorilerin başında<br />

gelmektedir. Erard ve Feinstein, suçluluk hissi ve utanma duygusunu vergi<br />

uyumuyla bağdaştırmaya çalışmış, vergi beyannamesini dolduran<br />

yükümlünün gelirini düşük beyan etmeyi ve denetimden kaçmayı tasarladığı<br />

zaman suçluluk hissettiğini, gelirini düşük beyan etmeyi tasarlayıp sonradan<br />

yakalandığı zaman utanma duygusunu hissedeceğini öne sürmüşlerdir (Erard<br />

ve Feinstein, 1994:71–89).<br />

33


Grasmick ve Bursick’e göre ise, vicdan (conscience) ile aile ve<br />

arkadaşlar gibi önem verilen kişilere bağlılık, devlet tarafından konulan<br />

yasal yaptırımlarda olduğu gibi potansiyel cezalandırma kaynaklarından<br />

birisi olarak ele alınmıştır. Böylece, bu kavramlar da işlenmesi tasarlanan<br />

suçun beklenen yararını azaltarak suç işlenmesini azaltmaktadır. Bireyin<br />

ahlaken yanlış olduğunu düşündüğü bir şeyi yapması halinde hissettiği<br />

suçluluk ve utanma gibi kavramları benimsemiş olması, bu şeylerin<br />

yapılması durumunda kısa vadede psikolojik huzursuzluk, uzun vadede ise,<br />

kavrama yeteneğinin zarar görmesi, depresyon ve endişe gibi sorunların<br />

doğmasına neden olabilir. Sonuç olarak, bireyin algıladığı suçluluk ve<br />

utanma hislerinin artması suç işleme olasılığını azaltacaktır (Tunçer, 2003:<br />

104-105).<br />

Grasmick ve Bursick, devlet ve toplum tarafından yaptırımlarla,<br />

bireylerin kendi vicdanlarında hissettikleri utanma ve suçluluk hissi gibi<br />

bireysel düzeydeki maliyetlerin etkisini araştırdıklarında, vergi<br />

kaçakçılığının önlenmesi üzerindeki en büyük etkiye bireysel düzeydeki<br />

maliyetlerin sahip olduğunu ortaya koymuşlardır (User, 1992a:145).<br />

Daha sıkı denetim ve daha ağır vergi cezaları tarzındaki yaklaşımların,<br />

yükümlülerin içsel motivasyonlarının bir çeşidi olan vergi ahlaklarını<br />

olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Ayrıca, vergi otoritelerinin vergi<br />

kaçakçılıklarını önlemeye yönelik daha sıkı denetim ve daha ağır cezaların<br />

getirilebileceği tarzındaki söylemleri, ima yoluyla, hatta kısmen de açıkça<br />

yükümlülerin vergi ahlaklarına güvenmedikleri anlamında<br />

algılanabilmektedir. Yükümlüler, içsel motivasyonlarına değer<br />

verilmemesinden dolayı kendilerini temize çıkarma çabalarını azaltabilirler<br />

(Tunçer, 2003:105). Bu da kaçakçılığa daha da cesaretli bir şekilde teşebbüs<br />

edilmesine neden olacaktır.<br />

Reckers, Sanders ve Roark’ın vergi ahlakı, vergi oranı ve kaynakta<br />

kesme yönteminin vergi kaçakçılığına etkilerini araştırdıkları çalışmada,<br />

yukarıdaki üç değişkenin de vergi kaçakçılığının açıklanmasında önemli<br />

etkilerinin olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Buna göre; bireysel ahlaki<br />

inanışlar vergiye uyum ve kaçakçılıktan kaçınma konusunda son derece<br />

önemli bir etkiye sahiptir (Reckers ve Diğerleri, 1994:825–836). Wenzel’de<br />

1306 Avustralya vatandaşı üzerinde yapmış olduğu anket çalışmasında<br />

sosyal ve ahlaki normların vergi ödemeyi ve vergiye uyumu olumlu yönde<br />

etkilediği sonucuna ulaşmıştır (Wenzel, 2004:213–228). Benzer sonuçları<br />

34


teyit eder tarzdaki sonuçlara Grasso ve Kaplan (1998:85-100)’da<br />

ulaşmışlardır.<br />

Vergi yükümlüleri ile genelde vergi idaresi, özelde de vergi memurları<br />

arasındaki işbirliğine ve karşılıklı güvene dayanan bir ortamın oluşması,<br />

vergi ahlakının güçlenmesine katkıda bulunur. Bu yararlı ilişkinin ortaya<br />

çıkma olasılığı bireylerin politik karar alma sürecine ne kadar yaygın,<br />

doğrudan ve çok katılabildikleriyle de doğru orantılıdır. Böylece, vatandaşlar<br />

(vergi yükümlüleri de diyebiliriz) hükümetin kendilerine adaletli davranarak,<br />

ödedikleri vergilerle yararlı kamu hizmetlerinin görüldüğünü hissederler<br />

(Tunçer, 2003:106). Yani, ödedikleri vergilerle kamu hizmetleri arasında<br />

doğru orantılı bir bağ kurarlar. İşte toplumun, vergilemenin amacını ve<br />

vergilerle kamu hizmetleri arasındaki ilişkileri kavramasının, verginin daha<br />

doğru ve kabul edilebilir bir şekilde algılamasının en büyük etkeni, olumlu<br />

bir vergi ahlakı ve vergi zihniyetinin oluşturulmasıdır. Bu bağın<br />

oluşturulmasında vergi idaresine büyük görevler düşmektedir (Önder,<br />

1992:52). Bu bağlamda vergi idaresinin yükümlü psikolojisini dikkate alan<br />

bir yaklaşımla yapılandırılması ve eğitici faaliyetlere daha yoğun bir şekilde<br />

hız vermesi, vergilemede etkinlik için de önem arz etmektedir.<br />

Özetle, vergi ahlakı, vergi ile ilgili yükümlülüklerin yerine getirilme<br />

derecesi olarak tanımlanır. Yasal olarak ödenmesi gereken vergi borcunun<br />

eksiksiz ödenmesi, vergi ahlakının yüksek olduğunun göstergesidir. Vergi<br />

bilinç ve ahlakının özümsendiği ülkelerde yükümlüler vergi görevlerini daha<br />

titiz bir şekilde yerine getirmektedirler. Örneğin; Amerika Birleşik<br />

Devletleri’nde tahsilât yönüyle ulusal düzeyde % 85’lik bir gönüllü uyumun<br />

olması, vergi bilinç ve ahlakının yüksek olduğu şeklinde yorumlanabilir<br />

(Yeniçeri, 2004:914). Vergi ahlakı, ödenen ile ödenmesi gereken vergi<br />

ilişkisine dayanmaktadır. Bu ilişki oransal bir ilişkidir ve teoride “vergi<br />

dürüstlüğü standardı” olarak ifade edilmektedir. Ayrıca vergi ahlakı<br />

toplumdan topluma farklılık arz etmektedir. Yani bir toplumda bu standart<br />

yüksek iken başka bir toplumda nispeten daha düşük olabilmektedir<br />

(Şenyüz, 1995:97–98).<br />

1.3.3. Eğitim ve Öğretim Düzeyi<br />

Eğitim düzeyi hem yükümlüler tarafından vergilerin kabullenilmesi<br />

açısından, hem de vergi uygulamalarının gerçekleştirilmesi açısından önem<br />

arz etmektedir. Doğru olarak verilecek bir eğitimle bireylerin vergilerle ilgili<br />

35


olan davranışlarını yönlendirmek mümkün olabilmektedir. Eğitim ve öğretim<br />

aracılığıyla sorumluluk duygusu taşıyan bilinçli bir toplum meydana<br />

getirilebilir. Eğitim düzeyinin düşük olması, yükümlülerin vergiye karşı<br />

girişmiş oldukları olumsuz davranışlarda kendilerini haklı görebilmelerine<br />

neden olabilmektedir (Şenyüz, 1995:35).<br />

Avrupa ülkelerinde yapılan bazı çalışmalara göre, vergi yükümlüsünün<br />

eğitim düzeyi yükseldikçe mali tutumlarının daha da olumlu olduğu<br />

belirlenmiştir. Eğitim seviyesi düşük kişilerin vergilemeye karşı<br />

sergiledikleri olumsuz tutumları, esasen mali konulardaki eğitimsizlikleriyle<br />

ilgilidir. Buna mukabil, gelir düzeyi yüksek olan ve devletin yapmış olduğu<br />

transfer harcamalarından daha az miktarda pay alan kişiler de vergiler<br />

konusunda daha tutucu davranmaktadırlar. Sonuçta gelir düzeyi ile vergiye<br />

karşı olan tutuculuk arasındaki bağlantının eğitim ve öğretim düzeyinin<br />

yükselmesiyle azalacağı söylenebilir (User, 1992a:43).<br />

Ayrıca öğrenim düzeyi yüksek olan yükümlülerin yasaları daha kolay<br />

anlayarak sık sık yapılan yasal değişikliklere daha kolay intibak sağladıkları<br />

ve vergilere uyum açısından da daha bilinçli oldukları görülmektedir (Aktan<br />

ve Çoban, 2006:148). Orviska ve Hudson’un 860 denekle görüşerek<br />

İngiltere’de 2002 yılında yapmış olduğu anketin sonuçlarına göre, eğitim ve<br />

öğretim düzeyinin artması vergi bilincini vergiye olan uyumu olumlu yönde<br />

desteklediği saptanmıştır (Orviska ve Hudson, 2002:89–92). Ayrıca, Türkiye<br />

için bir örnek verilecek olursa, 2004 yılında yapılan bir araştırmada,<br />

İstanbul’da yaşayan 400 vergi yükümlüsüne uygulanan anket sonuçları da<br />

bunu doğrular mahiyettedir (Yeniçeri, 2004:919–922).<br />

Bu anlamda yükümlülerin mali alandaki eğitimlerinin arttırılması<br />

vergiye olan uyumu arttıracaktır. Eğitim çalışmalarında ise ağırlıklı olarak<br />

yükümlülerin en çok kullandığı ve benimsediği iletişim araçlarının tercih<br />

edilmesi durumunda çalışmalardaki etkinlik daha da artacaktır.<br />

36<br />

1.3.4. Devlete Olan Bağlılık<br />

Yükümlülerin devlet hakkındaki sahip oldukları olumlu-olumsuz tüm<br />

düşünceler, onların devlete olan yükümlülüklerini yerine getirdikleri<br />

davranışlarında da doğaldır ki etkili olmaktadır. Devlet kavramı soyut bir<br />

kavramdır ve vatandaşlar da soyut olarak tanımaktadır. Bununla beraber, bu<br />

kavram hakkındaki değerlendirmelerini somut olaylara göre yapmaktadırlar.<br />

Devlete olan bağlılık, devletin devlet olma niteliklerini yerine getirip


getirmemesiyle de ilgili olmaktadır ve bunun seviyesi kişiden kişiye göre<br />

değişebilmektedir. Nitekim yükümlülerin devlet harcamalarından yeterince<br />

yararlanamadığı ve fazla vergi ödediği yargısına varmaları ve hükümetlerin<br />

iyi bir yönetim sergilemediklerine inanmaları durumunda devlete olan<br />

bağımlılıklarının gevşeyebileceği söylenebilmektedir (Şenyüz, 1995:37).<br />

1960’lı yıllarda yapılan bir çalışmada, devlete olan bağlılığı zayıflayan<br />

yükümlülerin davranışları vergiyi reddetme şeklinde olmasa bile, vergiye<br />

karşı ilgisizliğin artması şeklinde olmakta ve sonuçta dereceleri değişik<br />

olmakla birlikte “devlet düşmanlığı” ile “vergi mukavemeti” davranışlarının<br />

yaygınlaştığı tespit edilmiştir (Schmölders, 1967:69). Batı Almanya ve<br />

Hollanda için yapılmış olan ampirik çalışmalar da devletin götürdüğü<br />

hizmetler ve iyi yönetimle varlığını hissettirdiği yerlerde, devlete bağlılığın<br />

yüksek olduğunu ortaya koymaktadır (Şenyüz, 1995:38).<br />

Yükümlülerin, kamu otoritesini her durumda ve her zaman yanında<br />

görebileceğine inanması, alacağı kararlarla kendileri açısından güven tesis<br />

etmesi, vergi ödemelerine de sıcak bakmalarına, diğer bir deyişle vergiye<br />

karşı aşırı bir tepkiye başvurmamalarına olanak sağlar. Ödeyecekleri vergiyi<br />

devlete bağlılık anlayışı içerisinde değerlendirirler. Oysa, devleti kabul<br />

etmeyen ve devlete güvenmeyen bir yükümlünün vergisini tam olarak ve<br />

istekli bir şekilde ödemesi beklenemez (Tanzi &Parthasarathi, 1993:818).<br />

Devleti her durumda yanında görmeyen ve ona güvenmeyen yükümlü,<br />

devleti adeta her fırsatta kendilerinden sadece vergi toplayan ve askerlik<br />

hizmeti talep eden bir kurum olarak algılayabilecek, dolayısıyla da devlete<br />

bağlılığı azalabilecektir (Şenyüz, 1995:38). Bu durumda vergiyi ödemenin,<br />

bir vatandaşlık görevi olarak algılanma oranında da önemli düşüşler<br />

olabilmektedir (Orviska & Hudson, 2002:83). Bunun sonucunda da istenilen<br />

oranda vergi tahsil etmek zorlaşacaktır. Orviska ve Hudson’un (2002)<br />

İngiltere’de 860 katılımcı üzerinde gerçekleştirmiş olduğu ankete göre,<br />

vatandaşlık ödevi ve kanunlara uyma güdüsü vergi uyumunu gösteren<br />

önemli faktörler arasında bulunmuştur.<br />

Milliyetçilik anlayışı içerisinde ele alınarak devlete olan bağlılık ve<br />

vergi ödeme birlikte değerlendirilmeye çalışıldığında ise, gerçek milliyet<br />

anlayışı ve sağlam bir toplum meydana getirme çabalarının gelirin adil<br />

dağıtılmasına ve devlet hizmetlerinden eşitçe yararlanılması ilkelerine bağlı<br />

olduğu için, yukarıdakilerle paralel sonuçlara ulaşılacaktır (Şenyüz, 1995:<br />

38).<br />

37


Kısaca, vatandaşların devletin meşru otoritesini ve varlığını kabul<br />

etmeleri ile devletin sunmuş olduğu hizmetlerden yararlanmaları arasında<br />

doğru orantılı bir bağ vardır. Devlete olan bağlılık arttıkça vergiye olan<br />

tahammül artacak, azaldıkça ise tepkiler artacaktır. Bunu belirlemede de<br />

kamu harcamalarının etkinliği ve vergilemedeki adalet önemli rol<br />

oynamaktadır. Vergi ödeme bakımından devlete olan bağlılık bağlamındaki<br />

olumsuz sonucun sadece vatandaşlarda değil, aydınlarda da söz konusu<br />

olabileceği göz ardı edilmemelidir (Ünsal, 1987:50).<br />

38<br />

1.3.5. Siyasal İktidara Bakış Açısı<br />

Siyasal iktidarların aldıkları kararların bir kısmının vergilerle ilişkili<br />

olması nedeniyle, kuşkusuz tüm toplumu az veya çok etkilemektedir. Burada<br />

da en büyük belirleyici unsur vergi yükleridir. İktidarlar, vergi yükünü, yeni<br />

vergiler ihdas etmek, var olan bir vergiyi kaldırmak suretiyle, vergi<br />

oranlarını arttırarak ya da azaltarak, istisna ve muafiyetlerin miktarını ve<br />

kapsamlarını değiştirerek, sıkı olmayan denetimleri tercih ederek ve<br />

vergiden kaçınmayı özendirecek tedbirleri benimseyerek<br />

etkileyebilmektedirler (Berksoy ve Demir, 2004:520). Vergilere ilişkin bu<br />

düzenleme yapılırken kimi yükümlüler bu düzenlemeleri olumlu, kimileri de<br />

olumsuz karşılamak eğilimindedirler. Bu eğilimi belirleyen önemli<br />

faktörlerden birisi de yükümlünün bu düzenlemeleri yapan siyasal iktidarı<br />

desteklemiş olup olmamasıdır (Şenyüz, 1995:39–40).<br />

Parlamenter sistemi benimsemiş olan ülkelerde iktidarların temelini<br />

siyasal partiler oluşturmaktadır. Yani iktidar, devlet yapılanması içinde<br />

siyasal otorite biçiminde şekillenmiş olan hukuksal bir organdır. Tabiidir ki<br />

partilerin esas amacı iktidarı ele geçirmek veya iktidarda kalabilmektir. Bu<br />

partiler seçim dönemlerinde halktan oy alabilmek için çeşitli projeler öne<br />

sürer, çeşitli programlar açıklarlar ve halktan oy isterler. Teoride seçmenler<br />

bu programlara bakarak tercihlerini belirtirler, fakat yapılan birçok<br />

araştırmada seçmenlerin daha ziyade tercihlerini parti imajlarına göre<br />

verdikleri ortaya çıkmıştır. Yani, partinin programı, objektif nitelikleri<br />

yerine, seçmenin onu algılayışı tercihte ön plana çıkmaktadır (Gülmen,<br />

1979:41).<br />

Yukarıdaki açıklamalar şöyle de açılabilir: Mesela; yükümlülerin<br />

memnun oldukları bir hükümetin politikalarına yanlış da olsa “doğrudur”, ya<br />

da tam tersine memnun olmadıkları bir hükümetin doğru uyguladığı vergi


politikalarına “yanlıştır” diyebildikleri görülmektedir. Yükümlüler açısından<br />

bu tarz bir yargılama vergi kaçakçılığı açısından önemli sonuçlar<br />

doğurabilmektedir. Bu davranış Kelley Eğilimi olarak açıklanmaktadır. Buna<br />

göre, siyasi eğilimimize uygun bir iktidar yönetimde ise, bu siyasi eğilim ile<br />

vergi adaletinin mutlaka birlikte sağlanacağına inanırız (Ünsal, 1987:36).<br />

Yükümlülerin siyasal iktidarları destekleyip desteklememiş olmasının,<br />

siyasal iktidarın vergilerle ilgili düzenlemelerini olumlu karşılayıp<br />

karşılamamaya etki ettiği yukarıda belirtilmişti. Bunu açacak olursak, siyasal<br />

iktidarı destekleyen yükümlüler alınan kararları savunma, desteklemeyen<br />

yükümlüler de iktidarlarca alınan kararları muhalefet partilerinin de<br />

desteğiyle eleştirme eğilimi içine girmektedirler. Yani, yükümlülerin vergiyle<br />

ilgili kararları benimseme açısından partiyle hemfikir olmaları psikolojik<br />

açıdan büyük bir rahatlık sağlamaktadır ve vergiye karşı davranışlarının<br />

şiddetinin belirlenmesi bakımından önemli olmaktadır (Şenyüz, 1995:40–<br />

41).<br />

1.3.6. Ailenin Gelir Düzeyi (Aile Ölçeği)<br />

Yükümlülerin vergiye karşı sergileyeceği davranışlarda, ailede kişi<br />

başına düşen gelir düzeyinin de önemi vardır. Örneğin; aynı gelir düzeyinde<br />

bulunan fakat aile ölçeği farklı olan iki vergi yükümlüsü aynı oranda vergiye<br />

tabi tutulursa(farz edelim ki %20 olsun), her ikisinin de bu vergi ödemeden<br />

dolayı yaşam standartlarının % 20 oranında düşeceğini söylenemeyebilir.<br />

Çünkü yükümlünün evli/bekâr olması, çocuklu ve bakmakla yükümlü<br />

olduğu kişilerin bulunup bulunmaması ölçütlerine göre ödenen vergiler<br />

nedeniyle aile bireylerine düşen harcanabilir gelirde azalma olacağı, dolayısı<br />

ile de vergiyi algılaması farklı olacağı söylenebilir. Bu yüzden, bekârken ya<br />

da çocuk sayısı azken yeterli gelir nedeniyle bir fedakârlık olarak kabul<br />

edilmeyen vergi, evlendikten sonra ya da çocuk sayısı arttıkça elde edilen<br />

gelirin yetmemeye başlaması durumunda, ciddi bir fedakârlık olarak<br />

algılanmaya başlanacaktır. Bu durum, vergiye karşı olumsuz davranışlar<br />

içine girilmesine neden olacaktır. Bu nedenle, vergiye karşı davranışları<br />

değerlendirirken toplam gelir yerine ailede kişi başına düşen ağırlıklı gelirin<br />

düzeyine bakılmalıdır (Şenyüz, 1995:30–31).<br />

Yükümlünün aile ölçeğini dikkate alan bir vergileme ilke olarak en az<br />

geçim koşullarının gerektirdiği tutarın vergilendirildiği anlamına<br />

geleceğinden, vergiye karşı tepkileri azaltabilecektir.<br />

39


Vergiye karşı davranışları kişi başına gelir düzeyinin nasıl<br />

belirlediğine dair yapılan çeşitli araştırmalarda da ilginç sonuçlar ortaya<br />

çıkmıştır. İsveç’te yapılan bir araştırmada, yüksek gelir elde eden gruptaki<br />

yükümlülerle düşük gelir elde eden grupta yer alan yükümlülere, aldıkları<br />

hizmetlere göre ödedikleri vergi oranının makul olup olmadıkları<br />

sorulduğunda birinci gruptakilerin % 66’ya yakını “hayır”, ikinci<br />

gruptakilerin ise % 40’a yakını “hayır” cevabını vermişlerdir (Lewis,<br />

1982:52). Buradan yüksek gelirli bireyleri vergiler ve kamu harcamaları<br />

konusunda düşük gelirlilere oranla daha tutucu olduklarının söylenebileceği<br />

ortaya çıkmaktadır.<br />

Fransa, Danimarka, İngiltere ve Batı Almanya’yı karşılaştıran bir<br />

araştırmada da, her dört ülkede de benzer bir şekilde gelir yükseldikçe<br />

vergiye karşı tutum ve davranışlarda olumsuzlukların arttığı görülmüştür<br />

(Lewis, 1982:53–55). Bir başka araştırmada, ABD’de 2003 yılında 2097<br />

vergi yükümlüsü üzerinde yapılan anketin sonuçlarına göre, kasıtlı olarak<br />

vergi kaçıran vergi yükümlülerinden orta gelir düzeyindeki grupta yer<br />

alanların vergi kaçırma eğilimi daha yüksek bulunmuştur (Rithsama ve<br />

Diğerleri, 2003, Akt: Bayraklı ve Diğerleri, 2004:252).<br />

Türkiye’de yapılmış olan araştırmalarda da, yükümlülerin gelir<br />

düzeylerinin artması ile, vergi oranlarının artmasına olan bakış açısının<br />

olumsuza dönmesi arasında pozitif ilişkiler saptanmıştır (Muter ve Diğerleri,<br />

1993:53, Bayraklı ve Diğerleri, 2004:221–223, Çoban ve Sezgin, 2004:783<br />

ve Yeniçeri, 2004:918).<br />

40<br />

1.3.7. Yükümlülerin Diğer Yükümlülere Bakış Açısı<br />

Yükümlünün diğer yükümlülerin vergi ile ilgili durumlarını bilmesine<br />

göre, vergiye karşı gösterilen tutum ve davranışlar da farklılık<br />

gösterebilmektedir. Yükümlü, gerek kendi ödeme gücünün seviyesine<br />

bakarak, gerekse diğer vergi yükümlülerinin yükleriyle orantılı/orantısız<br />

ödedikleri vergilerin seviyesine göre kişisel bir kanaat edinmiş olmaktadır.<br />

Vergilerini beyan esasına göre ödeyen yükümlüler, vergileri kaynakta<br />

kesilen yükümlülere oranla yasalara karşı daha esnek davranabilme<br />

olanağına sahiptirler. Vergileri kaynakta kesilen yükümlülerin ödemesi<br />

gereken vergilerle ödedikleri vergiler arasında hiçbir fark olmazken, diğer<br />

yükümlülerin ödedikleri vergiler ödemeleri gerekenden daha az<br />

olabilmektedir. İşte, mali yükümlülüklerini tam olarak yerine getiren


yükümlüler, yasalara uygun davranmayıp eksik vergi ödeyen ve takibata da<br />

maruz kalmayan yükümlüleri gördükçe haksızlığa uğramış hissine kapılırlar<br />

ve ödedikleri vergileri daha ağır hissetmeye başlamaktadırlar. Yeterli sağlam<br />

temellere dayanmasa bile, bazı kimselerin yeterli vergi ödemedikleri halde<br />

toplum içerisindeki yaşam standartlarının yüksek olması, en azından dürüst<br />

yükümlülerin bu şekilde bir yaygın kanıya sahip olması, hissettikleri<br />

verginin artmasına bağlı olarak tepkilerin sertleşmesine neden olmaktadır<br />

(Şenyüz, 1995:40–41 ve Bayraklı ve Diğerleri, 2004:220–223).<br />

Yükümlüler vergiye karşı davranışlarını belirlerken, diğer<br />

yükümlülerin davranışlarını dikkate almalarının yanında toplumun değer<br />

yargılarını da dikkate alırlar. Eğer içinde yaşadıkları toplumda, vergiye karşı<br />

bir olumsuz tavır mevcutsa, başka bir deyişle eksik vergi ödeme alışkanlığı<br />

yaygınsa ve de cezasız kalabiliyorsa, bu durum dürüst yükümlüleri de<br />

olumsuz etkileyerek olumsuz tavır takınmalarına neden olmaktadır. Bu tavır<br />

ilk başta vergi ödeme şevkinin kırılması şeklinde olmaktadır (Gerçek ve<br />

Yüce, 1998:24).<br />

Ampirik çalışmalardan elde edilen sonuçlar da bize aynı yönde<br />

kanıtlar sunmaktadır (Orviska ve Hudson, 2002:83–98, Demir, İ.Cemil,<br />

1999:65–74 ve Gerçek ve Yüce, 1998:24). Örneğin, Scholz ve Lubell’in<br />

ABD’de 1995 yılında 299 katılımcı ile yapmış olduğu mülakattan elde<br />

edilen sonuçlara göre; vergi ödeme hususunda devletle birlikte diğer<br />

vatandaşlara olan güvenin de vergilere olan tavırları olumluya çevireceği<br />

anlaşılmıştır (Scholz ve Lubell, 1998:415). Yani, yükümlüler diğer<br />

yükümlülerin vergi karşısındaki davranışlardan etkilenmekte, bunun sebebi<br />

olarak da, vergilerin diğer yükümlüler tarafından tam olarak ödenmediği<br />

kanaatinin yaygın olması şeklinde görülmektedir.<br />

1.3.8. Kamu Hizmetlerinin Yükümlü Tercihleriyle Örtüşmesi ve<br />

Kamu Gelirlerinin Etkin Kullanımı<br />

Büyük bir kısmı yükümlülerden toplanan vergilerin oluşturduğu devlet<br />

bütçeleri kamusal ihtiyaçların karşılanması için oluşturulurken, harcamalar<br />

kaleminin dağılımıyla da bu harcamaların türünü ve miktarını<br />

göstermektedir. Bütçe ile uygulamaya konulan harcama planlarının seçim<br />

dönemlerinde yükümlülerce onaylanma durumu, vergilere karşı oluşacak<br />

mukavemet açısından önemlidir. Yükümlüler bütçelere, yapılacak<br />

harcamaların hangi kalemlere dağıtılması (niteliksel olarak) ve ne miktarda<br />

41


dağıtıldığı (niceliksel olarak) açısından bakarak onay verecek ya da<br />

onaylamayacaklardır.<br />

Yükümlülerin istediği hizmetlerin yeterli miktarda üretilmesi<br />

durumunda, kamu hizmetlerinin yükümlülerin tercihlerine uyumluluğundan<br />

söz edilebilmektedir. Yükümlülerin tercihleri, eğitim düzeyi, gelir düzeyi,<br />

yaş, meslek, demografik yapı ve cinsiyete göre farklılık arz edebilmektedir.<br />

Kamu hizmetlerinin yükümlülerin tercihlerine uygunluğu ne kadar artarsa,<br />

vergiye karşı olumlu davranışların da aynı yönde artacağı beklenebilir. Buna<br />

mukabil, devletin yükümlülerin desteklemediği veya tercih etmediği<br />

hizmetleri üretmesi durumda, yükümlüler ödedikleri vergileri boşa giden,<br />

çarçur edilen fonlar olarak göreceği için vergiye karşı olumsuz davranışlarda<br />

da artış olabilecektir (Gerçek ve Yüce, 1998:24 ve Şenyüz, 1995:40–43).<br />

Vatandaşlar ödedikleri vergilerin etkin bir biçimde hizmete<br />

dönüştürülmesini arzu ederler. Yani minimum kamusal fon harcamasıyla<br />

maksimum kamusal hizmet elde edilmesini isterler. Bunu kendi üzerlerine<br />

düşen vergisel yükümlülüklerin azalması bakımından istemektedirler. Kamu<br />

gelirlerinin etkin kullanımı, sadece ekonomik nedenlerle değil, idari<br />

nedenlerle de gerekli görülmektedir. Çünkü, kamuda (özellikle de<br />

bürokraside) ortaya çıkan suistimaller, fonların etkin kullanımı ile ilgili<br />

vatandaşların inançlarını büyük ölçüde etkilemektedir (Gemmel ve Diğerleri,<br />

2003: 793–794).<br />

Yükümlüler, vergi öderlerken kamunun sunmuş olduğu mal ve<br />

hizmetlerin dağılımının yanı sıra, bu mal ve hizmetlerin sunulması<br />

esnasındaki etkinliği, israf ve savurganlığı da dikkate almaktadırlar. Eğer<br />

yükümlüler ödediği vergilerin uygulayıcılar tarafından israf edildiğini<br />

algılarlarsa, vergilemenin sonraki süreçlerinde vergilere ilişkin psikolojisi<br />

değişebilecek, bu da tutum ve davranışlarının değişmesini beraberinde<br />

getirecektir (Aktan ve Çoban, 2006:144).<br />

1.3.9. Vergi Sistemi ve Vergi Yönetiminden Kaynaklanan<br />

Faktörler<br />

Bir ülkede belirli bir dönemde uygulanan vergilerin tümüne birden<br />

vergi sistemi denmektedir (Turhan, 1998:340). Bireyler ve kurumlar<br />

açısından bakıldığı zaman ise vergi sistemi, bireyler ve kurumların belli<br />

dönemlerde ödemekle yükümlü oldukları vergilerin tümü şeklinde ifade<br />

edilmektedir. Vergilerin taşıdığı bazı özellikler yükümlü davranışları<br />

42


üzerinde çeşitli etkiler meydana getirebilmektedirler. İşte, vergi adaleti, vergi<br />

yasalarının yalın olması, bu yasaların ve mevzuatın değiştirilme sıklığı,<br />

yükümlülerin aynı dönemde ödemek zorunda kaldıkları vergi sayısı ve vergi<br />

bürokrasisinin ağırlığı gibi önemli görülen bazı hususlar yükümlü<br />

psikolojisini etkilemesi bakımından ele alınacaktır.<br />

a) Vergi adaleti: Vergileri ödeyip ödememe yönünde yükümlülerin<br />

tutum ve davranışlarına etki eden etkenlerden en önemlilerinden birisi,<br />

bireylerin adalet ve eşitlik hakkındaki zihinlerinde oluşan algılamanın şekli<br />

olarak görülmektedir (Aktan ve Çoban, 2006:141). Yükümlüler ödedikleri<br />

verginin adil olması gerektiğini düşünüp, gelirleriyle orantılı ve yükü ağır<br />

olmayan bir vergi arzu ederler. Yükümlü, kendisini ağır vergi yükü altında<br />

ezilmiş hissettiği, adaletsiz bir vergilemeye tabi tutulduğunu ve vergi<br />

yüklerinin yükümlülere eşitsiz bir şekilde dağıtıldığına inandığı zaman<br />

çeşitli davranış tarzlarını benimseyecektir. Örneğin, kendisinden haksız<br />

olarak talep edildiğini düşündüğü vergileri başkaları üzerine yansıtmaktan<br />

vazgeçip, kendisini kanuna uygun savunma pozisyonuna geçebilir (vergiden<br />

kaçınma). Ya da kanuna karşı savunma pozisyonuna geçip vergi kaçırma<br />

yollarını arayabileceği olasıdır (Laufenburger, 1967:276).<br />

Vergiler, bazen politik nedenlerle, bazen de uygulamadan kaynaklanan<br />

nedenlerle yükümlüler üzerinde eşit ve adil bir şekilde dağıtılmayıp kimi<br />

kesimlerin tepkisini çekebilmektedir. Bu tür rahatsızlıkları minimize<br />

edebilmek ve yükümlülerin katlanabilecekleri bir düzeyde olması için,<br />

vergilerin adil bir şekilde dağıtıldıklarına ve dolayısıyla yükümlülerin de<br />

paylarına düşen yükün adil ve makul düzeyde olduğuna inanmaları<br />

gerekmektedir (Şenyüz, 1995:61). Nitekim, şu ana kadar yapılan anketlerin<br />

çoğundan anlaşılmaktadır ki; vergiye karşı verilen olumsuz tepkilerin<br />

yükümlüler açısından en baştaki gerekçeleri adil olmayan vergi algılaması<br />

olarak karşımıza çıkmaktadır (Scholz ve Lubell, 1998:414, Yüce ve Gerçek,<br />

1998:24, Bayraklı ve Diğerleri, 2004:226, Sezgin ve Çoban, 2004:790 ve<br />

Yeniçeri, 2004:917).<br />

Türkiye’de yapılmış olan ampirik çalışmalardan rakamsal örnek<br />

verecek olursak, örneğin; Bayraklı, Saruç ve Sağbaş’ın Afyon’daki 477 vergi<br />

yükümlüsü üzerindeki çalışmanın sonuçlarına göre (Bayraklı ve Diğerleri,<br />

2004:226), katılımcıların % 75’i gelirlerinin kendilerinden fazla olanların<br />

kendilerinden fazla vergi ödemediklerini düşünmektedirler ki, bu da adalet<br />

algılamasının oldukça olumsuz olduğunun göstergesi olarak gösterilebilir.<br />

43


Benzer bulgulara Sezgin ve Çoban da Denizli ilinde 1200 yükümlü üzerinde<br />

yapmış oldukları çalışmada ulaşmışlardır (Sezgin ve Çoban, 2004:790).<br />

b) Vergi yasalarının yalın olması ve vergi afları: Yükümlülerin<br />

yasalara uygun davranabilmesi, yasaların anlaşılabilir ve uygulanabilir<br />

olmasıyla yakından ilgilidir. Yükümlüler tam olarak anlayamadıkları ya da<br />

kolaylıkla uyamadıkları yasalar nedeniyle, bilerek ya da bilmeyerek vergi<br />

kaybına neden olabilmekte veya yasalar karşısında suçlu duruma<br />

düşebilmektedir. Yasaların yalınlığını kolay uygulanabilirlik ve kolay<br />

anlaşılabilirlik açısından düşünmek gerekmektedir (Demircan, 2004:542 ve<br />

Sofuoğlu, 1997: 136).<br />

Yasalardaki karışıklıklar ve ağır biçimsel yaptırımlar yükümlülerin<br />

vergi aleyhine davranışlarda bulunmasına gerekçe ve imkân sağlamış<br />

olabilir. Yasaların yeterince açık olmaması durumunda ise bazı yükümlüler,<br />

vergiden kaçınma ve vergi kaçakçılığı yollarını tercih edebileceklerdir<br />

(Mavral, 2003:253). Ampirik çalışmalardaki yükümlülerin beyanları bu<br />

görüşü desteklemektedir (Yeniçeri, 2004:923).<br />

Vergi afları ise vergiye karşı davranışlarda uzun vadede iki farklı<br />

etkide bulunabilmektedir. Birincisi, bir kereye mahsus olması vergi<br />

kaçakçılığına karşı cezalara ağır yaptırımlar getirilmesi şartı ile gelecekte<br />

vergiye uyumu arttırabildiği gibi kayıt dışındaki kimi yükümlüleri de kayıt<br />

altına alabilir (Çelik, 2003:242). İkincisi ise, dürüst yükümlülerin doğru<br />

beyanda bulunmakla hata ettiklerini ve bundan kendilerinin zararlı<br />

çıktıklarını düşünmelerine neden olabilmektedir. Ayrıca, bu afların yasalarla<br />

sınırlanmaması durumunda yükümlülerin gelecekte yine böyle bir beklenti<br />

içerisine girmelerinden dolayı vergi tahsilâtı bakımından olumsuz bir etki<br />

meydana getirecektir (Akbulut, 2003:97). ∗<br />

∗ Vergi aflarının nedenleri hakkında daha geniş bilgi için bkz: Ayşe Güner: Vergi Aflarının<br />

Vergiye Uyum İlişkisi Üzerine, M.Ü. Maliye Araştırma ve Uygulama Merkezi, Yayın<br />

No:10, İstanbul, 1988, Adnan Gerçek: “Tahsilâtın Hızlandırılması Açısından Tecil Şeklinde<br />

Uygulanan Vergi Aflarının Değerlendirilmesi ve Öneriler”, Vergi Dünyası, S:240,<br />

Ağustos,2001, Recai Dönmez: Teoride ve Uygulamada Vergi Afları, Anadolu Ünv. İİBF<br />

Yayınları, No:557/92, Eskişehir,1992, Yusuf Keleş: “Yine mi Af, Mükellefler Ne Zaman<br />

Vergi Öderler?”, Vergi Dünyası, S:249, Mayıs2002 ve Duran Bülbül, Hülya<br />

Karadeniz:”Vergi ve Sigorta Prim Aflarının Kayıt dışı Ekonomi Üzerine Etkisi”, Türkiye’de<br />

Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu,<br />

Antalya, 10–14 Mayıs 2004, s. 801–812 ve Zeynep Arıkan ve Hatice Yurtsever:”Türkiye’de<br />

Mali Affın Nedenleri, Etkileri ve Sonuçları I-II”, Yaklaşım, S:136–137, Nisan-Mayıs 2004.<br />

44


c) Vergi yasalarının değiştirilme sıklığı: Uygulanmakta olan vergi<br />

kanunlarının birçok hükümlerinin sık sık değişmesi ve yeni vergilerin ihdas<br />

edilmesi, yükümlüler açısından her defasında yeni hükümlerin öğrenilmesine<br />

ve yeni formalitelere alışmayı gerektirmektedir. Bunlar da yeterince karışık<br />

olan vergi tekniğinin daha karışık hale gelmesine neden olur, dolayısıyla<br />

vergilemede güven ilkesini zedeler. Üstelik vergi yasalarının sık sık<br />

değişmesi, yükümlülerde yeni vergilerin daha da ağır olacağı hissi bırakarak<br />

onları vergiye karşı dirence teşvik edebilmektedir (Akbulut, 2003: 97 ve<br />

Edizdoğan, 1982:144). İlgili değişiklikleri izleme, anlama ve gereklerini<br />

yerine getirebilme gücüne sahip olmayan nitelikteki yükümlüler bu<br />

durumdan daha da çok olumsuz etkilenmektedirler. Hatta, yapılan<br />

değişiklikleri muhasebe mesleğini yerine getiren kesimler bile zaman zaman<br />

kavramakta güçlük çekebilmektedir (Ünsal, 2000:114).<br />

Kanunların hızlı değişmesi nedeniyle vergi idaresi yükümlülerin<br />

sorunlarını çözmede bazı sorunlar yaşayabilmektedir. Bunun nedeni,<br />

kanunların yapılma aşamasında öngörülemeyen pek çok unsurun uygulanma<br />

aşamasında ortaya çıkmasıdır. Vergi idaresi, karışıklığa meydan vermemek<br />

için, vakit kaybetmeden konuyla ilgili çıkaracağı tebliğ, genelge, mukteza ve<br />

açıklamalarla konuya açıklık getirerek yükümlülerin kafasındaki şüpheleri<br />

gidermelidir (Şenyüz, 1992:212).<br />

d) Vergilerin sayısal miktarı: Vergilerin belirli bir sayı ile<br />

sınırlandırılması fikri XVIII. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Bu husustaki en<br />

belirgin fikir Fizyokratlar’ın öncüsü olan Quesnay’dan gelmiş ve vergilerin<br />

tarım sektöründen alınacak tek bir vergi ile sınırlandırılmasını ileri sürmüştür<br />

(Schmölders, 1976:43). Benzer bir şekilde XX. yüzyılda Kaldor’un<br />

Hindistan için hazırlamış olduğu raporda benzer bir vergi sistemini<br />

önerdiğini görmekteyiz (Goode, 1981). Fakat, yeterli kamusal fonları<br />

sağlayamaması, ödeme gücünün tek bir göstergeye dayandırılmasından<br />

kaynaklanan oluşabilecek adaletsizlikler açısından tek vergi fikri ağır<br />

eleştiriler almıştır.<br />

Yükümlüler, ödedikleri vergi sayısının çokluğu nedeniyle gereksiz<br />

kırtasiyeciliğe ve zaman kaybına yol açtığı için, aslında çok ağır vergi<br />

yüküne neden olmasa bile, vergiye psikolojik nedenler yönüyle de sıcak<br />

bakmayabilmektedirler (Sofuoğlu, 1997:135–136). Ayrıca, gelişmekte olan<br />

ülkeler açısından, mevcut olan vergilerin sayısının çok olması, vergi<br />

kaçakçılığını arttıran bir etken olarak görülmektedir. Nedeni ise, değişik ve<br />

45


çok sayıdaki vergilerin hem vergi sistemini karmaşık hale getirerek, hem de<br />

devletin aktif bir maliye politikası izlemesini zorlaştırarak kaçakçılığın<br />

artmasına neden olmaktadır (Tanzi, 1991:17–18).<br />

e) Vergi bürokrasisinin ağırlığı (Kırtasiyecilik): Yükümlülerin<br />

vergi matrahlarını belirlemesinden sonra, tarh aşamasından ödemeye kadar<br />

geçen süreç içerisinde bu aşamalardan geçerken belirli formalitelere<br />

uymaları gerekmektedir. Yükümlüler açısından, bu formalitelerin yerine<br />

getirilebilmesi belirli kaygıları da beraberinde getirir. Hele işletme ölçeği,<br />

faaliyet alanı gibi değişiklikler söz konusu ise bu durum yükümlüler için<br />

formalitelerin artması anlamına gelmektedir. Bu nedenle yükümlüler işini<br />

geliştirmekten çekinebilecek, hatta vazgeçebileceklerdir. Almanya’da<br />

yapılan uygulamalı bir çalışmada, ağır bir vergi bürokrasisinin vergi kaçırma<br />

temayülünü artırdığı ortaya çıkmıştır (Şenyüz, 1995:71).<br />

Teknolojinin gelişmesi, vergi dairelerine gitmeden hemen hemen tüm<br />

işlemlerin yapılabilmesine olanak sağlamış ve vergi dairelerinin otomasyona<br />

geçişi ile birlikte bu tür kırtasiyecilikler ve zaman kayıpları minimuma<br />

indirilmiştir. Bu bağlamda, ülkemizde kamudaki e-dönüşüm çerçevesinde<br />

Maliye Bakanlığı’nın , e-maliye ve e-beyanname uygulaması başlatmasını<br />

kırtasiyeciliği azaltma yönünde bir adım olarak değerlendirebiliriz.<br />

Vergi kanunlarındaki düzenlemenin yanında etkin bir vergi idaresinin<br />

oluşturulabilmesi de çok önemlidir. Sadece vergi kanunlarında yapılan<br />

düzenlemelerle verginin etkin, rasyonel ve yükümlüleri rahatsız etmeyecek<br />

bir şekilde toplanabilmesi mümkün değildir. Bu yasaları uygulayacak<br />

kurumların da muntazam bir şekilde yapılandırılması gerekmektedir (Ünsal,<br />

1987:53). Vergi yönetimlerinin asıl amacı; “suçluları tespit edip<br />

cezalandırmak” yerine, “suç işlemesini önleyecek yapı ve anlayışın<br />

yaratılması” olduğu sürece, vergi yönetimi-yükümlü ilişkileri olumlu<br />

olacaktır (Gerçek, 2004:621–622).<br />

Vergi yasalarının uygulanması esnasında bir tarafta vergi yönetimi,<br />

diğer tarafta yükümlüler bulunmaktadır. Yükümlüyü anlayıp ona yakın<br />

olamayan, yükümlüyü vergisini kolay ödeyebileceği bir psikolojiye<br />

hazırlayamayan ve iyi işlemeyen bir vergi yönetimi yükümlünün vergiye<br />

karşı mukavemetinin artmasına neden olmaktadır. Vergi yönetiminin kötü bir<br />

hizmet vermesinin altında yatan en önemli sebep, niteliksel ve niceliksel<br />

olarak personelin yetersiz olmasıdır (Ünsal, 1987:51).<br />

46


1.3.10. Ekonomik Yapı ve Konjonktürle İlgili Etkenler<br />

Ekonominin içinde bulunduğu durum şüphesiz ki bireylerin<br />

davranışları üzerinde, özellikle de vergi ödeme durumundaki yükümlüler<br />

üzerinde çeşitli şekillerde etkili olmaktadır. Vergiler, hiçbir karşılık<br />

beklenmeden yerine getirilmesi gereken zorunlu ödemeler olduğundan,<br />

bireylerin tüketiminin ve kullanım özgürlüğünün kısılmasına yol açmaktadır.<br />

Bir ülkenin vergi sistemi, o ülkenin ekonomik yaşamından<br />

soyutlanamayacağı için, milli gelir düzeyi, enflasyonun seviyesi ve<br />

ekonomideki adil dağıtım mekanizmalarının işleyişi gibi faktörler<br />

yükümlülerin vergiye yaklaşımını etkilemektedir.<br />

1.3.11. Siyasal Yapı ile İlgili Etkenler<br />

Vergiye karşı davranışları belirleyen bir başka kişisel olmayan faktör<br />

de siyasal yapıdır. Otoriter yönetimler ve demokratik yönetimlerde<br />

yükümlülerin alınan kararlara tepkileri farklı olabilmektedir. Halkın otoriter<br />

yönetimlerinin vergilendirme yetkisine tepkileri, yönetimlerin vergilendirme<br />

yetkilerinin kısıtlanmasına neden olmuş ve devamında da demokratik<br />

yönetimlere zemin hazırlamıştır.<br />

Demokratik yönetimlerde ise halkın vergi politikalarını etkileyebildiği<br />

en önemli araç belirli aralıklarda yapılan seçimlerdir. Seçmenler, vergi<br />

açısından bakıldığı zaman, vergi ile ilgili politikaları kendilerine en uygun<br />

olan partiyi seçme yolunu tercih edeceklerdir. Böylece, çoğunluğu elde eden<br />

partinin görüşlerinin toplum tarafından benimsendiği varsayılmaktadır<br />

(Tullock, 1995:101). Demokrasilerde halkın yönetime katılması vergiye<br />

gönüllü katılımı kolaylaştırmaktadır. Bu da psikolojik vergi sınırının, otoriter<br />

devlettekine oranla daha yukarılarda olmasını sağlamaktadır (Şenyüz,<br />

1995:82).<br />

1.3.12. Diğer Kişisel Etkenler<br />

Yukarıda sayılan kişisel etkenlerin dışında, yükümlünün ırkı, dini,<br />

cinsiyeti, yaşı ve medeni hali gibi bireysel faktörler de yükümlünün vergiye<br />

karşı tutum ve davranışları üzerinde etkili olmaktadır. Şimdi kısaca bunlara<br />

değinelim.<br />

• Yükümlünün ırkı: Kısaca değinmek ve genelleme yapmamak<br />

gerekirse; İngiltere ve Nordik (İskandinav) ülkeleri gibi Anglo-Sakson ırkına<br />

mensup Kuzey Avrupa Ülkeleri, Cermen ırkına mensup Almanya ve Latin<br />

47


ırkına mensup olan Fransa ve İspanya’ya oranla vergiyi daha anlayışla<br />

karşılayabilmişlerdir (Yılmaz, 2004:37, Şenyüz, 1995:45 ve Nadaroğlu,<br />

1992:298–299). Yükümlü davranışlarını ele alan bilimsel çalışmaların<br />

özellikle Cermen ve Latin ırkına mensup bu ülkelerde yoğunlaşmasının bir<br />

sebebinin bu olabileceği söylenebilir. Ancak, günümüzde ırk faktörüne<br />

dayanan açıklamalar pek geçerli görülmemektedir. Belki biraz daha<br />

açıklayıcı kavram olarak ırksal kültüre bağlı olabileceği söylenebilecektir.<br />

• Din: Toplumsal yaşamda önemi yadsınamayacak kadar etkili olan<br />

dini kurallar, mali davranışlarda da oldukça etkili olabilmektedir (Aktan ve<br />

Çoban, 2006:150). Fakat yükümlülerin olaylara yaklaşım biçimleri ve<br />

inançları ne olursa olsun vergilerin, temelde kamu ihtiyaçlarının<br />

finansmanında kullanılmak için alınması nedeniyle, ne tür vergi olursa olsun<br />

tüm yükümlüler tarafından yerine getirilmesi gereken bir kutsal ödev olarak<br />

algılanması gerekmektedir. Bu bağlamda, mali idare ile din işlerinden<br />

sorumlu olan örgütün yapacakları işbirliği hem maliye-yükümlü ilişkileri<br />

bakımdan hem de vergi tahsilâtına somut olumlu katkı bakımından yararlı<br />

olabilecektir (Mc Gee, 1997:251).<br />

• Yaş: Yapılan araştırmalar yükümlülerin yaşının vergilere olan<br />

tutumları üzerinde etkili olduğunu ortaya koymuştur. Yapılan araştırmaların<br />

bulguları, genç yükümlü gruplarının yaşlılara oranla vergiye daha soğuk<br />

baktıkları yönündedir (Dean ve Diğerleri, 1980:218, Clotfelter, 1983:370 ve<br />

Orviska ve Hudson, 2002:101).<br />

• Cinsiyet: Bu güne kadar yapılan araştırmalarda elde edilen<br />

sonuçlara göre, kısmen de olsa erkek yükümlülerin kadınlara oranla daha<br />

çok vergi kaçırma yönünde davrandıkları tespit edilmiştir (Baldry,<br />

1987:<strong>381</strong>–382, Porcano, 1988:65 ve Orviska ve Hudson, 2002:83). Elde<br />

edilen bu bulguların genel yargı oluşturmak bakımından henüz yetersiz<br />

olduğu iddia edilebilir.<br />

• Medeni Hal: Clotfelter’e göre (1983), ticari kazanç elde eden<br />

yükümlüler dışındakilerde, evlilerin bekârlara oranla daha fazla vergiye<br />

soğuk baktıkları sonucu elde edilmiştir. Aynı sonuca Slemrod’da ulaşarak<br />

evlilerin bekârlara oranla daha fazla vergi kaçırdığını saptamıştır (Slemrod,<br />

1985:232). Aynı şekilde, elde edilen bu bulguların genel yargı oluşturmak<br />

bakımından henüz yetersiz olduğu iddia edilebilir.<br />

48


1.4. YÜKÜMLÜLERİN VERGİYE KARŞI TUTUMLARI VE<br />

DAVRANIŞ BİÇİMLERİ<br />

Her sistem gibi vergi sisteminin temelinde de insan unsuru vardır. Bu<br />

nedenle vergileme, sosyolojik ve psikolojik boyutları göz ardı edilmemesi<br />

gereken bir olgu olarak karşımızda durmaktadır. Çünkü, vergileme nedeniyle<br />

gelirinde az veya çok bir azalma hissedecek olan yükümlüler birtakım<br />

psikolojik faktörlerin etkisi altına girebilmektedirler. Bu etkiler sonucunda<br />

yükümlüler farklı davranış biçimleriyle tepkilerini sergilemektedirler.<br />

Teoride vergilerin yükümlüler üzerinde yapmış olduğu etkiler “gelir<br />

etkisi” ve “ikame etkisi” olarak ele alınmaktadır. Gelir etkisi, ödenmiş olan<br />

verginin sadece yükümlünün satın alma gücünde meydana getirdiği azalmayı<br />

ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. İkame etkisi ise, yükümlünün<br />

ödemiş olduğu vergi nedeniyle tercihlerinde bir değişme meydana gelmesi<br />

durumunda oluşmaktadır. Birincisinde yükümlüler, gelirlerindeki azalmayı<br />

telafi etmek için daha fazla veya daha rasyonel çalışmayı tercih edebilir.<br />

İkincisinde ise yükümlüler, daha fazla çalışmanın daha fazla vergi ödemek<br />

anlamına geleceğini görerek emek ve tüketimlerini kısmayı tercih edebilirler<br />

(Akdoğan, 1999:98, Akbulut, 2003:90 ve User, 1992a:50–51).<br />

Gelir etkileri olan bazı vergilerin ikame etkilerinin sıfır olduğu<br />

durumlar da söz konusu olabilmektedir. Bu tür vergilere “tarafsız vergiler”<br />

denmektedir ve piyasa mekanizmasının işleyişlerini bozmazlar. Çünkü, vergi<br />

konulduktan sonra konulmadan önceki duruma göre bireylerin tercihlerinde<br />

ve ekonomik kararlarında değişiklik meydana getirmeyip sapmalar<br />

oluşturmazlar (Şenyüz, 1995:87–88).<br />

Yükümlüler vergilemenin bahsedilen bu gelir ve ikame etkileri<br />

nedeniyle, vergilerin zora dayanması ve karşılıksız olarak tahsil edilmesi<br />

nedeniyle, bu vergilere karşı sürekli olarak, sübjektif vergi yüklerini<br />

azaltmak amacıyla gizli ve açık bir şekilde davranış içerisine girmektedirler.<br />

Şimdi sergilenen bu davranışları ele almaya çalışacağız.<br />

1.4.1. Karar Alma Birimlerini Yönlendirme<br />

Parlamenter sistemlerde yasama organının almış olduğu kararlar<br />

yasalarla ifade edilmektedirler. Yasaların uygulanması ise yürütme organı<br />

eliyle yapılmaktadır. Yükümlülerin, uygulanmakta olan yasalar içerisinde en<br />

verimsiz olarak gördükleri yasalar vergi yasalarıdır. Çünkü, bireysel<br />

gelirlerinde ve servetlerinde azalmaya yol ve kamusal hizmetlerin<br />

49


finansmanında kullanılmak üzere alınan vergilere yükümlüler hep minimum<br />

oranda katılmak isterler. Kısaca diğer yasalarda olduğu gibi, vergi koymak,<br />

kaldırmak veya değiştirmek yasalarla olmaktadır. İşte, vergi yüklerini<br />

azaltmak isteyen yükümlüler yasama mekanizmasını harekete geçirerek<br />

bunu elde etmeye çalışmaktadırlar. Bu davranış biçimi yükümlülerin<br />

başvurduğu bir çeşit tepki çeşidi olarak görülmektedir. Bu bağlamda, oy<br />

kayması ve baskı gruplarını harekete geçirme gibi davranış çeşitleri<br />

sergilenmektedir.<br />

Oy kayması, seçmen kitlesinin büyük bir çoğunluğunun ani bir<br />

davranış değişikliği göstererek, hem seçimlere katılım oranında bir sıçrama,<br />

hem de siyasi parti tercihlerini azımsanmayacak oranda değiştirmesidir.<br />

Böyle bir durumda, seçime katılan partilerin oy dağılımında bir önceki<br />

seçimlere oranla büyük bir değişiklik ortaya çıkmaktadır. Türkiye yakın<br />

siyasi tarihinde bu değişimin örnekleri mevcuttur. 1950 seçimlerinde<br />

Demokrat Parti’nin iktidara gelmesi oy kaymasına bir örnek olarak<br />

gösterilebilir (Kalaycıoğlu, 1984: 268). Aynı şekilde, 2002 yılında yapılan<br />

erken genel seçimlerdeki oyların dağılımı ve bir önceki seçime göre oy<br />

değişimi oy kaymasına örnek olarak değerlendirilebilir.<br />

Yükümlülerin aleyhine çıkmış olan yasaların istedikleri yönde<br />

değişmesini sağlamak amacıyla sergilenen yükümlü davranışlarından olan<br />

oy kayması, verilen oyların bir sonraki seçimlerde beklenmedik ve ani yön<br />

değiştirmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır. Yükümlüler bu anlamda vergi<br />

yasalarını takip ederek, yüklerini azaltmak için değişik siyasi tercihlerde<br />

bulunabilmektedirler (Berksoy ve Demir, 2004:515-516). Kendilerinin<br />

yüksek buldukları vergi oranlarını uygulamada ısrar eden iktidardaki siyasi<br />

partiden desteklerini çeken yükümlüler, oylarını vergi ile ilgili düşüncelerini<br />

kabul ettikleri bir başka siyasi partiye kaydırarak, o partinin iktidara gelmesi<br />

ile kısmen vergi yüklerini azaltabilmektedirler (Şenyüz, 1995:89).<br />

Demokratik toplumlarda siyasal sürecin toplumsal katılıma açık<br />

olması, vergileme politikalarının genel olarak toplumun geniş kesimlerinin<br />

taleplerini dikkate almayı gerektirdiği bir gerçektir. Her ne kadar iktidarların,<br />

yükümlülerin vergi yüklerini rakip siyasi partinin tehdidinin büyüklüğüne<br />

göre ayarlasa, vergilemeden oy kaybını minimize etmek için vergi tabanını<br />

dar tutsa ve oy tehdidi ve oylama gücü bulunmayan ekonomik birimleri<br />

diğer ekonomik birimlere göre daha yüksek vergilendirmek istese de,<br />

toplumdaki güçlü baskı gruplarının vergi konusundaki tercihlerini göz ardı<br />

50


edememektedir (Berksoy ve Demir, 2004:520–522). Kısaca, demokratik<br />

toplumlarda vergi politikalarının belirlenmesinde seçmenler ve<br />

politikacılardan başka çeşitli sınıf ve baskı grupları da etkili olabilmekte,<br />

sürece katkı sağlayabilmektedir.<br />

Demokratik sistemin işleyiş süreci içerisinde çıkarların ve dolayısı ile<br />

de çıkar gruplarının vergileme politikalarını, bazen yapılan genel seçimlerde<br />

oylarının tercihleri ile, bazen de yasama süreci içerisinde çeşitli lobi<br />

faaliyetleri şeklinde etkileyebilmektedirler. Baskı gruplarının bu etkileme<br />

süreci gelişmiş toplumlarda daha dolaylı ve meşruiyet temeline dayalı iken,<br />

az gelişmiş ve demokratik kurumların tam olarak siyasi sistemde oturmadığı<br />

toplumlarda ise, bazı küçük elit grupların haricindeki diğer geniş toplum<br />

kesimleri yeterince örgütlenemediği için vergilemeyle ilgili siyasi iktidara<br />

taleplerin iletilmesinde de dengesizlikler görülebilmektedir (Cheibub,<br />

998:36-365 ve Kenny ve Winner, 2001:4. Akt: Karabacak, 2004: 67-68).<br />

Baskı gruplarının vergilemeyle ilgili yasaları etkileme çabaları<br />

demokratik parlamenter rejimlerde hep olagelmiş ve çoğunlukla da bu<br />

çabalar tutarsız politikaların oluşması ile sonuçlanmıştır. Tutarsız politikalar,<br />

baskı gruplarının vergi yasalarında kendi çıkarlarına uygun hükümlerin<br />

bulunmasını sağlamak şeklinde olabileceği gibi, vergi yaslarında çıkarlarına<br />

dokunacak hükümlerin yer almamasını sağlamak şeklinde de olabilecektir<br />

(Şenyüz, 1995:89).<br />

1.4.2. Vergiden Kaçınma<br />

Vergiden kaçınma (tax avoidance) kavramı, yükümlülerin yasaları<br />

çiğnemeden ödemeleri gereken verginin yükünü azaltabilme çabalarını<br />

kapsamaktadır. Vergiden kaçınma tamamen yasal ve risksiz bir davranış şekli<br />

olduğu için ceza da gerektirmemektedir (Bayraklı ve Diğerleri, 2004:206).<br />

Hatta, kimi zaman vergiden kaçınmanın koşulları yasalar tarafından<br />

belirlenebilmektedir. Yasaların belli kazançları vergilendirme dışı bırakması,<br />

halinde tüm bireylerin bundan yararlanabilmesi hem rasyonel bir davranış,<br />

hem de bir hak olarak kabul edilmektedir (Nadaroğlu, 1992:287).<br />

Vergiden kaçınma, yükümlülerin vergi karşısında vergilerin ikame<br />

etkisi nedeniyle tercihlerini değiştirme şeklinde olabileceği gibi, bazen de<br />

ödeyeceği vergiden ziyade, beraberinde getireceği şekli yükümlülükler ve<br />

sonuçları nedeniyle de vergiden kaçınmaya eğilim gösterme şeklinde<br />

olabilmektedir (Öncel, 1974:45).<br />

51


Vergiden kaçınma olayı temel olarak iki şekilde ortaya çıkmaktadır.<br />

Birincisi, bireylerin ortaya çıkması muhtemel olan bir verginin konusu ile<br />

ilişki kurmaması yolunu tercih etmesidir. Emlak vergisi ödememek için<br />

bireylerin mülk edinmekten kaçınması bu tarz bir vergiden kaçınmaya örnek<br />

olarak gösterilebilir. İkincisi, bireylerin vergi yasalarındaki boşluklardan<br />

yararlanarak ödeyecekleri vergileri minimize etmesi ya da hiç ödememesi<br />

şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bir işletmenin kurulurken, şirketin türünün veya<br />

konumunun vergi yükümlülüğünü asgariye indirecek şekilde ve alanlarda<br />

belirlenmesi bu tarz bir vergiden kaçınmaya örnek olarak verilebilir<br />

(Akbulut, 2003:91).<br />

Vergiden kaçınma, vergilerin olumsuz özendirme yaratması nedeniyle<br />

ortaya çıkan bir tepki türüdür. Sağlanmış olan vergiden kaçınma olanakları<br />

nedeniyle, vergi oranlarındaki belirli bir artışın vergiden kaçınmayı<br />

arttırabileceği kabul edilmektedir (Akdoğan, 1996:145). Vergiden kaçınma,<br />

kimi zaman hükümetler tarafından ekonomik ve sosyal açıdan yararlı<br />

sonuçları doğurması gerekçesi ile teşvik edilebilmektedir, fakat sonuçlarının<br />

beklendiği gibi çıkmadığı durumlar da söz konusudur. Örneğin, sigara<br />

üzerinden alınan yüksek vergiler, tüketimi kısarak faydalı bir sonucun<br />

doğmasına katkı sağlarken, yüksek gelir vergisi kişilerin uzmanlık alanları<br />

dışında olan kendi işlerini yapmaya yöneltebileceği için, ekonomik açıdan<br />

düşük verimliliklerin doğmasına neden olabilecektir (Bayraklı ve Diğerleri,<br />

2004:206). Ancak, yükümlülerin vergi düzenlemelerinin açıklarından<br />

alışılmamış biçimlerde yararlanarak vergilerini minimize etmeye çalışma<br />

yolunu seçmeleri, ilgili yasaların lafzını olmasa bile ruhunu zedeleyeceği<br />

görüşünde olanlar da mevcuttur (User, 1992a:82). Aynı zamanda,<br />

yükümlülerin vergiye karşı tutumlarının yozlaşmaya başladığının bir işareti<br />

olarak da algılanabilir.<br />

Vergiden kaçınma olanakları, ücretli olmayan, vergiden muaf<br />

yatırımları yapma ölçeğine sahip olan, hisse senetleri satın alabilen ve<br />

kurucusu oldukları vakıflara bağış yapıp vergiden düşebilen varlıklı kesimler<br />

için daha fazladır. Bu nedenle, artan oranlı vergiler vasıtasıyla düzeltilmesi<br />

amaçlanan gelir dağılımındaki adaletsizlikler, bu tür vergiden kaçınma<br />

olanaklarının artması ile beklenen düzeyde olamayacaktır. Bu durum, artan<br />

oranlı sistemin eşitsizliği düzeltebilme yeteneğine yöneltilebilecek bir<br />

eleştiri olarak değerlendirilmektedir. Hatta yükümlüler enflasyon ve yüksek<br />

artan oranlı vergi yapısı karşısında, vergiden kaçınmanın anti-sosyal<br />

52


içimlerine başvurabilmektedirler. Kimi sosyologlar, bu tür vergi kayıplarını<br />

sosyal bir sorun olarak görmektedirler. Bu tür sınırda sayılacak olgular için,<br />

tax avoidance (vergiden kaçınma) ve tax evasion (vergi kaçakçılığı) terimleri<br />

birleştirilerek “tax avoision” terimi türetilmiştir (Aronson,1985:324–325,<br />

Akt: User, 1992a:83).<br />

1.4.3. Vergi Kaçakçılığı<br />

Vergiye karşı tepkilerin en yaygın ve en önemlilerinden birisi, hatta en<br />

önemlisi vergi kaçakçılığı (tax evasion) davranışıdır. Vergiye karşı tepki ve<br />

davranış şekilleri konusu ile birlikte ilk akla gelen kavram, yine vergi<br />

kaçakçılığı kavramıdır. Vergi kaçırma olgusunun tarihçesi vergilerin tarihi<br />

kadar eskiye dayanmaktadır. Buna rağmen vergi kaçırma ile ilgili akademik<br />

çalışmalar son 30–35 yıldır artmaya başlamıştır. Vergi kaçakçılığı sorunu,<br />

gelişmekte olan ülkelerin olduğu kadar gelişmiş ülkelerin de bir sorunu<br />

olarak karşımızda durmaktadır.<br />

Tanımı hususunda henüz ortak bir görüşün sağlanamadığı vergi kaçağı<br />

kavramı, vergi konusu olması gereken bir kaynak veya faaliyetin vergi dışı<br />

bırakılması nedeniyle ya da vergi kaçırmak amacıyla vergi idaresinin bilgi<br />

alanına çıkarılmasına yönelik faaliyetler sonucu ödenmesi gereken verginin<br />

bir kısmının ya da tamamının ödenmemesi şeklinde tanımlanabilmektedir<br />

(Karakoç, 1995:99).<br />

Vergiden kaçınma ve vergi kaçakçılığı kavramları birbirinin ikamesi<br />

olabileceği gibi, bazen de birbirinin tamamlayıcısı da olabilmektedir.<br />

Mesela, vergi kaçırmadaki artan maliyetler nedeniyle yükümlünün vergiden<br />

kaçınma davranışına yönelmesi ikameye, normal şartlarda vergi matrahından<br />

indirilebilecek bir gider kaleminin (vergiden kaçınma), indirilmeyip de<br />

yüksek gösterilmesi (vergi kaçırma) tamamlayıcılığa örnek olarak<br />

gösterilebilir (Saruç, 2002:105–106).<br />

Vergi kaçırma kavramının genel kabul görmüş tanımı, yükümlünün<br />

vergi ödememek ve vergi yükünü azaltmak amacıyla yasalara uygun<br />

olmayan tüm davranışları kapsamaktadır. Bu çerçevede vergi kaçırma<br />

kavramı; bilerek yapılan vergi kaçırmayı kapsadığı gibi bilmeden yapılan<br />

hatalar nedeniyle vergi kanunlarına uyulmadığı için oluşan vergi kaybını da<br />

kapsamaktadır. Başka bir anlatımla kavram, kasten ve hileli olarak vergi<br />

yükünü azaltmayı kapsadığı gibi, vergi mevzuatını bilmeme, yanlış<br />

yorumlama, istem dışı olarak beyannamelerde yapılan hatalar ve<br />

53


yükümlünün ihmali sonucu oluşan düşük matrah gösterimini de<br />

kapsamaktadır (Tanzi ve Parthasarathi, 1993:809, Bayraklı ve Diğerleri,<br />

2004:206 ve Aktan ve Diğerleri, 2002:s.y.).<br />

Vergi kaçakçılığı ile ilgili teorik çalışmalara bakacak olursak iki<br />

yaklaşımın olduğunu görmekteyiz:<br />

Ekonomik Yaklaşım: Klasik iktisat kuramına göre, vergi kaçakçılığı<br />

kavramı riskli bir hisse senedine yapılmış olan yatırım gibi görülmektedir.<br />

Buna göre, yükümlü ceza miktarı, denetleme oranı, vergi oranı ve gelir gibi<br />

faktörleri dikkate alarak beklenen bireysel yararını maksimize etmek için<br />

vergi kaçırıp kaçırmayacağına veya kaçıracaksa ne kadar kaçıracağına karar<br />

vermektedir. Bu yaklaşıma göre yükümlünün denetleme oranı ile<br />

karşılaşacağı cezaların miktarını ve fayda fonksiyonlarının da sadece<br />

gelirden oluştuğunu bildiği varsayılmaktadır. Bu konudaki ilk ve en temel<br />

çalışmayı fayda maksimizasyonu yaklaşımını kullanarak Allingham ve<br />

Sandmo (1972) yapmış ve bulunan sonuçlarına göre, beyan edilen verginin<br />

artmasının ceza miktarı ve denetim oranındaki artışla doğru orantılı olduğu<br />

saptanmıştır. Yitzhaki ise (1974) Allingham ve Sandmo’nun modelindeki<br />

beyan edilmeyen matrah üzerinden alınan ceza yerine kaçırılan vergi<br />

üzerinden alınan ceza oranını uygulayarak, vergi oranlarındaki artışın<br />

kaçırılan vergiyi azaltacağı sonucuna ulaşmıştır.<br />

Bu modellere göre yükümlü, ne kadar vergi beyanında bulunacağına,<br />

gelir, vergi oranı, denetlenme oranı ve ceza oranı gibi faktörlere bakarak<br />

karar vermekte ve beklenen yararını maksimuma çıkarma gayreti içine<br />

girmektedir. Modellerden çıkan sonuç; vergi denetimi yeterince yüksek ve<br />

cezalar da katı (caydırıcı) ise vergi kaçakçılığı olmayacaktır. Daha sonra bu<br />

modellere Andersen, Strom ve Cowell tarafından vergi kaçağı ile iş gücü arzı<br />

arasındaki karşılıklı etkileşim de ilave edilerek model genişletilmiştir<br />

(Bayraklı ve Diğerleri, 2004:210).<br />

Allingham ve Sandmo’nun modeline bir eleştiri, vergi kaçakçılığının<br />

psikolojik maliyetini göz önünde bulundurmaması gerekçesi ile yapılmıştır.<br />

Bu bağlamda Baldry (1987:355)’ nin yapmış olduğu ampirik çalışmalara<br />

göre, vergi kaçırmanın maliyetinin beklenen yararına göre çok düşük<br />

olmasına rağmen, bazı yükümlülerin vergi kaçırmadığı, bunun sebebi olarak<br />

etik ve ahlaki faktörler tespit edilmiştir. Bu faktörlerin de modele ilave<br />

edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.<br />

54


Adı geçen modellere diğer bir eleştiri noktası, yükümlülerin<br />

denetlenme oranı ve ceza oranı gibi değişkenlerin değerini tam olarak bildiği<br />

varsayımının yapılmasıdır ki, gerçek hayatta bunun böyle olması oldukça<br />

güçtür. Diğer bir eleştiri noktası ise, modelin kişiler arasındaki etkileşimi göz<br />

önünde bulundurmamasıdır. Oysa, bireylerin sosyal gruplar içinde<br />

yaşadıkları ve bu gruplardan etkilenerek vergi kaçırma eğilimlerinin artıp<br />

azalabildiği de göz önünde bulundurulmalıdır.<br />

Psikolojik Yaklaşım: Vergi kaçakçılığını etkileyen faktörleri tek<br />

başına açıklamakta klasik iktisat modelleri yetersiz kaldığı için, değişik<br />

disiplinlerden bilim adamları da bu kavram etrafında çalışmalarını<br />

arttırmışlardır. Ekonomist ve maliyecilerin yanı sıra, psikolog, sosyolog ve<br />

suç bilimciler de bu alanda çalışmalarını yoğunlaştırmışlardır (Kimberly ve<br />

Doob, 1998:168 ve Kirchler, 1998:118–119). Bu çerçevede, klasik<br />

modeldeki vergi kaçakçılığına etkisi araştırılan yukarıda bahsedilen<br />

yaptırımların yanı sıra, resmi olmayan sosyal yaptırımların etkisi de<br />

araştırılmıştır. Buna göre, saygınlık kaybı, ayıplama ve dışlama gibi sosyal<br />

yaptırımların da bireylerin vergi yasalarına uyumlarında etkili olabileceği<br />

kabul edilmektedir (Tunçer, 2003: 113).<br />

Vergi kaçakçılığına psikolojik yaklaşım çerçevesinde yapılan<br />

araştırmalardan ön önemlisi Grasmick ve Bursik’in 1990 yılında yapmış<br />

oldukları çalışmadır. Grasmick ve Bursik (1990:858–860)’ e göre caydırıcı<br />

faktörler; devletin uyguladığı cezalar olan yasal yaptırımlar (legal sanctions),<br />

bireyin ait olduğu sosyal gruptaki normlara uygun bir şekilde davranmadığı<br />

zaman karşılaşabileceği utanç duygusu ve saygınlık kaybını ifade eden<br />

sosyal etki (social stigma) ve suçluluk duygusu (guilt feelings) olarak üçe<br />

ayrılmıştır. Böylece, yasal yaptırımlara ilave olarak klasik modele sosyal ve<br />

psikolojik etkiler de katılarak incelenmeye çalışılmış ve bu faktörlerin de<br />

etkili olduğu iddia edilmiştir. Ayrıca, vatandaşların yükümlü olarak devletle<br />

aralarındaki ilişkiyi belirleyen davranış normları şeklinde tanımlanan vergi<br />

etiği kavramı da vergiye karşı yükümlülerin uyumunu belirleyen faktörler<br />

arasında yer almaktadır (Reckers ve Diğerleri, 1994:825).<br />

Denetim oranlarındaki artışın, vergileme otoritesi olan devlet ile<br />

vatandaşlar arasında var olduğu kabul edilen güveni ortadan kaldıracağı,<br />

kişinin vergi ödemedeki esas motivasyonu olan vergi ahlakını bozarak daha<br />

çok vergi kaçırmasına neden olabileceği de ileri sürülen modeller arasında<br />

yer almaktadır. Yükümlüleri bu tür davranışlar içerisine iten psikolojik etki<br />

55


ise, Scholz, Pinney, Lubel ve Frey tarafından nefret etkisi ya da kin etkisi<br />

(spite effect) olarak adlandırılmıştır (Bayraklı ve Diğerleri, 2004:211–212).<br />

Yükümlülerin vergilemeye ilişkin süreçler hakkındaki tutum ve<br />

davranışlarını belirleyen çok sayıda psikolojik ve sosyal faktörlerin<br />

bulunduğunu ifade eden görüşler de bu yaklaşım çerçevesinde ele alınabilir.<br />

Bu faktörlere önemli bir örnek olarak, toplanan vergi gelirlerinin hükümetler<br />

tarafından kamu harcamalarında nasıl kullanıldığı hakkındaki düşünceler<br />

verilebilir. Bireyler, kamunun sunmuş olduğu hizmetlere değer verdikleri ve<br />

ödemiş oldukları vergilerin de bu hizmetlerin finansmanında kullanıldığını<br />

bilmeleri ve görmeleri vergiye uyumu arttıracak, başka bir ifadeyle vergi<br />

kaçakçılığını azaltıcı etkide bulunacaktır (Tunçer, 2003:113–114 ve Bayraklı<br />

ve Diğerleri, 2004:212).<br />

Yükümlülerin yüklerinden kurtulmak amacıyla bilerek ve isteyerek<br />

vergi kaçırırken izlemiş oldukları yöntemler oldukça çoktur. Bu yöntemlerin<br />

neler olduğunun ve nasıl gerçekleştiğinin bilinmesi, onlara karşı etkili ve<br />

sağlıklı önlemler alınabilmesi bakımından önem arz etmektedir. Vergi<br />

kaçakçılığı şekilleri ülkelere ve vergi yapısına göre değişebilmektedir.<br />

Vergi kaçırma yöntemleri çok çeşitli olmasına karşın, genellikle<br />

yükümlülüğün gizlenmesi, yasal belgelerin kullanılmaması ve muhasebe<br />

hilelerine başvurulması şeklinde üç önemli yöntemden bahsedilmektedir.<br />

56<br />

1.4.4. Kolektif Yükümlü Tepkisi: Vergi Grevi<br />

Vergiden kaçınma ve vergi kaçakçılığı vergiye karşı bireysel tepki<br />

türlerinden olmasına karşın, daha az rastlanan verginin reddi veya vergi grevi<br />

olgusu ise yükümlülerin kolektif olarak giriştikleri bir tepki türüdür. Bu tür<br />

kolektif tepkiler, henüz olgunlaşmamış toplumlarda bireylerin psikolojik<br />

varlıklarının dışa yansıyan sınıf bilinci belirtileri olarak kabul edilir<br />

(Kurtkan, 1984:28). Kolektif yükümlü tepkilerinin türleri ise, ayaklanmalar,<br />

toplu gösteriler, vergi denetim ve tahsilâtının engellenmesi şeklinde ortaya<br />

çıkmaktadır (User, 1992a:99).<br />

Maliye tarihine bakıldığı zaman, vergi sistemlerine veya onu temsil<br />

eden iktidarlara karşı birçok eylemin gerçekleştirildiği görülür. Bu<br />

eylemlerin ana nedeni hâkim sınıfların vergi politikalarındaki<br />

başarısızlıklardır. Eski Yunan, Roma ve Alman Emperyalizmi bu tür kolektif<br />

tepkilerin sonucunda yıkılmıştır. Hatta, Amerika’nın bağımsızlığı ve Fransız<br />

İhtilalinin temellerinde bile vergiye ya da vergi otoritesine karşı kollektif


tepkiler yer almaktadır (Şenyüz, 1995:110). Bu tür toplu eylemler Ortaçağ<br />

Avrupa’sının sık görülen ve alışıldık olayları olarak tarihe geçmiştir.<br />

Verginin yaygın ve etkin olarak reddine günümüze en yakın örnek, II.<br />

Dünya Savaşı sonrasında Fransa’da görülen Poujade Hareketi’dir. Esnafların<br />

ağır vergi yükü altında kalmasından kaynaklanan hoşnutsuzluğunu, 1953<br />

yılında Lot vilayetindeki Poujade isimli belediye meclisi üyesi örgütleyerek<br />

bir yıl içinde tüm Fransa’ya yayılan ve kendi adıyla anılan bir hareketi<br />

başlatmıştır. Hatta, Poujade yanlıları 1954 yılında Fransız Esnaf ve<br />

Sanatçılarını Koruma Birliği’ni kurmuş ve vergi denetimlerine karşı toplu<br />

eylem ve gösterileri organize ederek geniş bir halk kitlesine ulaşmayı<br />

başarmıştır. 1956 seçimlerine girerek 52 milletvekili ile Meclise girmeyi bile<br />

başaran Poujadistler, vergi denetim ve tahsilâtını engellemekte de oldukça<br />

başarılı olmuşlardır (User, 1992a:111).<br />

Bir tür verginin reddine yol açan günümüze en yakın vergiye karşı<br />

tepkilerden bir diğeri de İngiltere’de yaşanmıştır. 1980’li yıllarda<br />

İngiltere’de yerel vergilendirme ile demokrasi ilişkisini tartışmalı hale<br />

getiren bir uygulamaya (Poll Tax-Kelle Vergisi) geçilmesi toplumsal bir<br />

reaksiyon doğurmuş, bunun sonucunda da 1993 yılında söz konusu vergi<br />

uygulamasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Akabinde de uzun süren<br />

Margaret Thatcher hükümeti yıkılmıştır (User, 1992a:113).<br />

1.4.5. Vergi Cennetlerine Göç<br />

Yükümlülerin, ödedikleri vergi yükünü ağır bulmaları ve bu yükün<br />

adil dağıtılmadığı inancında olmaları durumunda, kendilerini ya da vergiye<br />

konu olan unsurlarını daha az vergi ödeyebileceklerini düşündükleri sektör,<br />

bölge veya ülkelere aktarmaları söz konusu olabilmektedir. Özellikle bazı<br />

ülkeler de kaynakları kendilerine çekebilmek amacıyla ciddi boyutlarda<br />

vergi indirimleri uygulamaktadırlar. Hatta, alacakları kimi vergilerden de<br />

vazgeçebilirler. Böyle ülkeler, maliye literatüründe “vergi cennetleri” olarak<br />

adlandırılmaktadır. Vergi cennetleri geniş anlamda, yukarıdaki özelliklerinin<br />

yanında diğer ülke vergi otoriteleriyle bilgi değişimine yanaşmayan ülkeler<br />

olarak da tanımlanmaktadır (Bilici, 2004:604).<br />

Vergi cennetleri genellikle, küçük nüfus ve yüzölçümüne sahip ada<br />

devletlerden oluşmaktadır. Literatürde “kıyı bankacılığı” ve “tercihli vergi<br />

rejimleri” gibi adlarla da anılmaktadır, fakat vergi cennetleri kavramı bu iki<br />

kavramdan daha geniş bir anlam ifade etmektedir. OECD Vergi Sorunları<br />

57


Komitesi’nin 20 Ocak 1998 tarihinde açıkladığı “Zararlı Vergi Rekabeti-<br />

Yükselen Global Bir Sorun” adlı raporunda bir ülkenin vergi cenneti olarak<br />

sayılması için dört kriteri taşıması gerektiği vurgulanmıştır. Bunlardan<br />

birincisi, hiç verginin olmaması veya düşük vergileme yapılmasıdır. Bu<br />

gruptaki ülkelere örnek olarak, Hong Kong, Panama, Barbados, Jamaika,<br />

Liberya, Cebelitarık’tan ilk ikisinde yabancı kaynaklı gelirler üzerinden gelir<br />

ve kurumlar vergisi alınmamaktadır. Sonrakilerde ise, mukim olmayan<br />

yabancılardan gelir ve kurumlar vergisi alınmamaktadır. Cayman Adaları ve<br />

Bermuda’da ise hiçbir vergi yükü bulunmadığı gibi gelecek 50 yılda dahi<br />

hiçbir vergi alınmayacağı garantisi bile verilebilmektedir. İkinci kriter, bu tür<br />

ülkelerde gizlilik kuralına sıkı sıkıya bağlı kalınması doğrultusunda<br />

bankalarla iş yapan kişi veya kuruluşlara ait bilgiler üçüncü kişilere veya<br />

devletlere verilmemektedir. Üçüncü kriter, vergi yasalarının şeffaf olmaması,<br />

hatta gizli pazarlıklar yolu ile idare ile vergi yükümlüleri arasında özel<br />

anlaşmalar yapılabilmektedir. Dördüncü kriter, bu ülkelerde fiilen faaliyette<br />

bulunulmamaktadır. Asıl faaliyet başka ülkelerde gerçekleştiği halde, bu<br />

ülkelerde sadece bir ofis, masa, sandalye, telefon ve sekreter bulundurmak<br />

suretiyle kâğıt üzerinde faaliyetleri gerçekleştirilmektedir (Bilici, 2004:604–<br />

606 ve Bakkal, 2003:101).<br />

1998 Raporuyla oluşturulan Forum tarafından, vergi cennetlerine<br />

yönelik çalışma kapsamında 47 tane ülke tespit edilmiş ve bunlar hazırlanan<br />

raporlarla özel olarak değerlendirilmiştir. 2000 yılı raporunda ise vergi<br />

cenneti tanımına uymakla birlikte, bu faaliyetlerden vazgeçeceği taahhüdü<br />

altına girenlerin listeden çıkartılması ile birlikte bu sayı 35’ düşmüştür. Bu<br />

ülkelerden de 31 Aralık 2005 tarihine kadar tahrip edici nitelikteki vergi<br />

uygulamalarını kaldırma sözü verenler “işbirliğine giren ülkeler “<br />

kategorisinde değerlendirilerek her hangi bir yaptırım uygulanmayacak,<br />

işbirliğine girmeyenler ise yaptırımlara maruz kalacaklardır. Sonuç olarak,<br />

Aralık 2003 itibariyle işbirliğine yanaşmayan vergi cennetleri listesinde<br />

Andorra, Liechtenstein, Liberya, Monaco ve Marshall Adaları’ndan oluşan 5<br />

tane vergi cenneti yer almaktadır (Taş ve Karaca, 2004:436–440).<br />

58


İKİNCİ BÖLÜM<br />

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ’NDE YÜKÜMLÜLERİN<br />

VERGİYİ ALGILAMA BİÇİMLERİ, VERGİYE BAKIŞ<br />

AÇILARI VE VERGİYE KARŞI TUTUMLARINA YÖNELİK<br />

ALAN ARAŞTIRMASI VE ANALİZİ<br />

2.1. ARAŞTIRMANIN AMACI<br />

Birinci bölümde kapsamlı bir şekilde açıklandığı üzere vergi, hangi<br />

kaynaktan alınırsa alınsın, sonuçta özel kesimden kamu kesimine bir fon<br />

aktarımı olduğundan ister istemez yükümlüler üzerinde bir yük (tazyik)<br />

oluşturmaktadır. Bu tazyik karşısında ise yükümlülerin tutum ve tepkileri;<br />

eğitim düzeylerine, bireysel olarak katlandıkları vergi yüklerine, vergi<br />

ahlakına, iktidar ve devlete bakış açısına, diğer yükümlülerin davranışlarına,<br />

mesleklerine, ödedikleri vergilerin kendilerine hizmet olarak dönüp<br />

dönmemesine, vergi sistemine, ekonomik ve siyasal yapı vs. gibi kısaca,<br />

kişisel ve kişisel olmayan etkenlere bağlı olarak değişik şekiller<br />

alabilmektedir.<br />

Bilindiği üzere sosyal yaşamın en önemli gerçekliklerinden birisi olan<br />

vergi olayının iki tarafı vardır. Verginin aktif öznesi (devlet ve/veya yetkisini<br />

devrettiği kamu tüzel kişileri) ve verginin pasif öznesi (vergi yükümlüsü).<br />

İşte, vergi sisteminin tasarlanması ve oluşturulmasında devletin verginin<br />

pasif öznesi olan yükümlülerin düşünce, görüş ve tepkilerini göz önüne<br />

almak zorundadır. Bunun nedenle etkin, verimli ve adil bir vergi sisteminin<br />

tesisi ve eksiksiz olarak uygulanması için, yükümlülerin vergi karşısındaki<br />

tutum ve davranışlarının bilinmesi ve değerlendirilmesi oldukça önem<br />

taşımaktadır. Bu bağlamda yükümlülerle birebir görüşülerek, zaman zaman<br />

onların vergi hakkındaki düşüncelerinin alınması, adeta bir barometre<br />

niteliği taşıyacak, etkin ve adil bir vergi sisteminin oluşturulmasında yol<br />

gösterici olabilecektir.<br />

Bu anket çalışmasının amacı, günümüz koşullarında özelde<br />

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde genelde de tüm yükümlülerin Türkiye’de<br />

uygulanmakta olan vergileri nasıl algıladığı, vergi yükü, vergi adaleti,<br />

59


ödenen vergi-kamu hizmeti ilişkisi, vergiye karşı tepkilerinin ne olduğu gibi<br />

konularda yükümlülerin görüşleri hakkında doğru bilgi sahibi olabilmektir.<br />

Bu çalışmada, Türkiye nüfusuna oranla toplam vergi tahsilâtının<br />

oldukça düşük olduğu Güneydoğu Anadolu Bölgesi özelinde, düşük olan bu<br />

tahsilât/tahakkuk oranının ve bölge toplamında elde edilen nüfusa oranla<br />

düşük olan vergi gelirleri toplamının bireysel, sosyal, ekonomik ve vergi<br />

idaresinden kaynaklanan nedenleri araştırılarak, elde edilen bulgular ışığında<br />

mevcut durumun daha da iyileştirilebilmesi için öneriler sunulmaya<br />

çalışılacaktır. Bu çalışmada ayrıca, mükelleflerin mevcut vergileri, vergi<br />

sistemini, vergi idaresini ve harcamalar politikasını nasıl algıladığı da test<br />

edilmeye çalışılarak, bölgede yaşayan vatandaşlarımızın vergiye bakış açısı<br />

da tespit edilmeye çalışılacaktır. Böylelikle, vergi tahsilâtı düşüklüğünün<br />

sosyo-ekonomik ve mükelleften kaynaklanan nedenlerinin doğru olarak ve<br />

yerinde tespit edilmesi halinde, tahsilâtın arttırılabilmesi ve mükelleflerin de<br />

benimseyip vergi uyumunun arttırılabildiği sağlıklı bir vergi yapısının<br />

oluşturulması hem mükellefler açısından, hem de devlet (vergi idaresi)<br />

açısından yararlı olabilecektir. Bu çalışmanın tamamlanması ile birlikte,<br />

bölgedeki vergi mükelleflerinin vergi ve vergileme hakkındaki test edilmeye<br />

çalışılan temel düşüncelerine ulaşılmak suretiyle, bölgedeki vergi mükellefi<br />

profili tespit edilmiş olunacaktır.<br />

60<br />

2.2. ARAŞTIRMANIN ALANI (EVREN) VE ÖRNEK KİTLESİ<br />

Bilimsel araştırmaların hem zaman hem de maliyet açısından külfetleri<br />

oldukça yüksek olduğu ve çalışmaların belirli bir zaman dilimi içerisinde<br />

tamamlanması gerektiği için, araştırmacılar konu edindikleri araştırma<br />

alanında (araştırmanın evreni) bulunan bütün denekleri araştırmaya dâhil<br />

etme şansına sahip değildirler. Bu nedenle, araştırmacılar araştırdıkları alanı<br />

temsil ettiklerine inandıkları küçük bir grubu (örnek kütleyi) değişik<br />

yöntemler kullanarak oluşturup çalışmalarını bu kütle üzerinde yürütürler.<br />

Bu kütleye ilişkin bulgularını ise evrene genellerler. Kural olarak örnek<br />

kütlenin büyüklüğü evrene yaklaştıkça, örnek kütlenin temsil gücü<br />

artmaktadır.<br />

Örnek kütle belirlenirken ise, olasılığa dayalı (önyargısız) ve olasılığa<br />

dayalı olmayan (önyargılı) örnekleme yöntemlerinden birisi<br />

kullanılmaktadır. Bizim çalışmamızda olasılığa dayalı örnekleme<br />

yöntemlerinin en yaygın kullanılanı basit tesadüfî örnekleme yöntemi


kullanılmıştır. Genellikle istatistikçilerin kabul ettikleri görüşe göre; 100.000<br />

ve üzeri evren büyüklükleri için, 384 adetlik örnek büyüklüğü kabul<br />

edilebilir bir büyüklük olarak yeterli görülmektedir (Altunışık ve diğerleri,<br />

2004:125, Çıngı, 1990:66 ve Yamane, 2001). Tablo1’de Türkiye’de ve<br />

bölgeyi temsil edebileceğini düşündüğümüz 5 ilde seçilmiş bazı gruplara<br />

göre yükümlü sayıları Mayıs <strong>2008</strong> itibarı ile gösterilmiştir. Bu altı gruptaki<br />

yükümlü sayısı Mayıs <strong>2008</strong> itibariyle 398.864’dür. Bu bağlamda<br />

araştırmamızda kullanılan 1361 kişilik örnek kitle evreni açıklamada yeterli<br />

kabul edilmektedir. Ayrıca, bölgeyi temsil gücü olan bu 5 ildeki vergi<br />

yükümlüleri 2007 Aralık ayı itibariyle Türkiye’nin toplam vergi tahsilâtının<br />

da % 1,16’sını oluşturmaktadırlar ki; bu toplam yükümlü sayısıyla<br />

kıyaslandığında kişi başına daha düşük vergi ödedikleri anlamına<br />

gelmektedir. Bütün bu bilgilerin ışığında araştırmanın evreni olarak<br />

belirlediğimiz adı geçen 5 il için elde ettiğimiz sonuçlardan tüm Güneydoğu<br />

Anadolu Bölgesi için bir yargıya varmak yanıltıcı olmayacaktır.<br />

Aşağıdaki ilk üç tabloda da görüldüğü gibi araştırmanın evreni, 2007<br />

yılı 31 Aralık rakamlarına göre 5.872.376 adet büyüklüğündedir. TÜİK’in<br />

2007 yılı 31 Aralık itibariyle adrese dayalı nüfus sayımı sonuçlarına göre bu<br />

5 ilin nüfusunun toplam nüfusa oranı % 8.3 iken, Mayıs <strong>2008</strong> itibariyle;<br />

toplam gelir vergisi faal mükellef sayısı içindeki yeri % 5.1, gelir stopaj<br />

vergisi faal mükellef sayısı içindeki yeri % 4.3, basit usül mükellef sayısı<br />

içindeki yeri % 8.93, kurumlar vergisi faal mükellef sayısı içindeki yeri %<br />

3.3, katma değer vergisi faal mükellef sayısı içindeki yeri de % 4.8 ve GMSİ<br />

mükellef sayısı içindeki yeri % 1.32’dir. Türkiye toplamı mükellef sayılarına<br />

oranı ise % 4.7’dir. Burada nüfus ile mükellef sayıları arasında bir<br />

orantısızlık söz konusudur. Ayrıca, adı geçen illerin tahakkuk eden<br />

vergilerinin tahsilât yüzdelerinin de Türkiye ortalamasının oldukça altında<br />

olduğu görülmektedir. 2007 yılı için tahsil edilen vergilerin tahakkuk eden<br />

vergilere oranı toplamda % 91.12 iken bu illerde % 75’lere kadar düşmekte<br />

ve 5 ilin ortalaması ise % 79.16 da kalmaktadır. Yine bu 5 ilin 2007 yılı sonu<br />

itibariyle vergi tahsilâtlarının toplamı toplam vergi tahsilâtı içerisinde ancak<br />

% 1.16 da kalmaktadır.<br />

Anket çalışmasının alanı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi sınırları<br />

içerisinde faaliyet gösteren tüm vergi yükümlüleridir. Kitle ise, Güneydoğu<br />

Anadolu Bölgesi içerisinde faaliyet gösteren gelir vergisi yükümlüleri,<br />

kurumlar vergisi yükümlüleri, basit usule tabi vergi yükümlüleri, ücretliler,<br />

61


servet vergisi ödeyenler ve KDV’ye muhatap olan tüketicilerden oluşan<br />

vergi yükümlüleridir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi sınırları içerisinde<br />

görüşlerine başvurulan 1361 kişilik örnek kitle rast gele belirlenmiş, böylece<br />

deneklerden toplanan verilerden elde edilen sonuçların tüm kitleye temsil<br />

edilebileceği varsayılmıştır.<br />

Tablo 1: Mayıs- <strong>2008</strong> İtibariyle 5 İlin Mükellef Sayılarının Toplam<br />

Mükellef Sayısı İçindeki Yeri<br />

62<br />

Gelir vergisi<br />

faal mükellef<br />

sayıları<br />

Gelir satopaj<br />

v. faal<br />

mükellef<br />

sayıları<br />

GMSİ<br />

mükellef<br />

sayıları<br />

Basit usül<br />

mükellef<br />

sayıları<br />

Kurumlar<br />

vergisi faal<br />

mükellef<br />

sayıları<br />

KDV faal<br />

mükellef<br />

sayıları<br />

Toplam<br />

mükellef<br />

sayıları<br />

Adıyaman 6162 7798 963 8435 1674 7727 32759<br />

Diyarbakır 13062 17056 2039 15831 4931 17762 70681<br />

Gaziantep 35681 44152 5454 16679 8865 43627 154458<br />

Şanlıurfa 23583 22716 1161 19026 3786 27154 97426<br />

Mardin 10503 9877 462 7669 2259 12770 43540<br />

Güneydoğu–5 88991 101599 10079 67640 21515 109040 398864<br />

Türkiye<br />

Toplamı<br />

172682<br />

2<br />

2338037 76060<br />

8<br />

757089 642239 2285006 8509801<br />

G.doğu–<br />

5/Türkiye<br />

Toplamı (%)<br />

5,1 4,3 1,32 8,93 3,3 4,8 4,7<br />

Kaynak: http://www.gib.gov.tr/index.php?id=271(15.06.<strong>2008</strong>) ‘den tarafımızca derlenmiştir.<br />

Tablo 2: 2000 Yılı ve 2007 Yılı Sonunda Adı Geçen<br />

İllerin Nüfusları ve Toplam Nüfus İçindeki Yeri<br />

İller 2000 Yılı 2007 Yılı Sonu<br />

Adıyaman 623.811 582.762<br />

Diyarbakır 1.362.708 1.460.714<br />

Gaziantep 1.285.249 1.560.023<br />

Şanlıurfa 1.443.422 1.523.099<br />

Mardin 705.098 745.778<br />

Güneydoğu–5 5.420.288 5.872.376<br />

Türkiye Toplamı 67.803.927 70.586.256<br />

G.doğu–5/Türkiye Toplamı (%) 8 8,3<br />

Kaynak: http://tuikapp.tuik.gov.tr/adnksdagitimapp/adnks.zul(01.07.<strong>2008</strong>).


Tablo 3: 2007 Aralık Ayı Sonu İtibariyle Adı Geçen İllerin<br />

Tahakkuk/Tahsilât Oranları ve 5 İlin Toplam Tahsilât İçindeki Payı<br />

Tahakkuk/<br />

Tahsilât (%)<br />

Türkiye<br />

Adıyaman<br />

Diyarbakır<br />

Gaziantep<br />

Mardin<br />

Şanlıurfa<br />

G.doğu–5<br />

91,12 75,04 86,20 78,74 75,10 77,27 79,16<br />

Topl. Tahsilât<br />

100 0,08 0,25 0,53 0,10 0,20 1,16<br />

İçindeki %’si<br />

Kaynak: http://tuikapp.tuik.gov.tr/adnksdagitimapp/adnks.zul(01.07.<strong>2008</strong>)’den tarafımızca<br />

oluşturulmuştur.<br />

2.3. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ<br />

Araştırma verileri anket yöntemi ile toplanmıştır. Verilere daha kısa<br />

sürede ulaşılması, düşük maliyetle daha doğru ve sağlıklı sonuçlar elde<br />

edilmesi için karşılıklı görüşme yöntemi benimsenmiştir. 1500 adet<br />

dolayında yükümlü ile görüşülerek görüşlerinin alınması planlandığı için,<br />

aynı miktarda form hazırlanmış, fakat 1361 adet yükümlü görüşlerini<br />

açıklayarak formları doldurmayı kabul etmiştir. Geriye kalan 139 adet form,<br />

yükümlülerin çeşitli gerekçeler ileri sürerek doldurmaktan uzak durmaları<br />

nedeniyle boş kalmıştır. Kanaatimizce formların çok az bir kısmının<br />

doldurulmamasında, bilimsel bir çalışmada kullanılacağı anket formunda<br />

açık bir şekilde belirtildiği halde, hiçbir kişisel ve işletme ile ilgili bilginin<br />

gerek vergi daireleri, gerekse defterdarlıklarla kesinlikle paylaşılmayacağı<br />

garantisi verilmesine rağmen, tamamen vergi ile ilgili olması nedeniyle<br />

şüpheyle yaklaşmaları etkili olmuştur. Ayrıca, vergi yükümlülerine doğru<br />

yanıt alamama ihtimalinin yüksek olması ve gerçeğe yakın veri<br />

toplayamama endişesi yüzünden gelir düzeylerinin ne olduğu ile ilgili bir<br />

anket sorusu yöneltilmemiştir.<br />

Çalışmada yargısal örnekleme metodu esas alınarak, belirli sayıdaki<br />

örneklemin ana kütleyi temsil ettiği varsayımıyla, elde edilen bulgular<br />

genelleştirilmiştir. Böylece, 1361 vergi yükümlüsü ile yüz yüze<br />

görüşülmesine rağmen, bunların görüşünün genel olarak yükümlülerin<br />

görüşünü yansıttığı varsayılmıştır.<br />

Birden çok amaçlı olarak hazırlanan soruların deneklerce kolay<br />

anlaşılır olmasına özen gösterilmeye çalışılmıştır. Soruların, açık, sade ve<br />

63


anlaşılır bir dille hazırlanmasına dikkat edilmeye çalışılmıştır. Cevap<br />

şıklarının her hangi bir yönlendirmeye meydan vermemek için titizlikle<br />

yerleştirilmesine dikkat edilmiştir. 1<br />

2.4. VERİ ANALİZİ VE KULLANILAN İSTATİSTİKSEL<br />

TEKNİKLER<br />

Değerlendirilebilir niteliklere sahip anket formlarının analizinde<br />

Sosyal Bilimler İçin İstatistik Paketi (Statistical Package for Social Science-<br />

SPSS 11.5 for Windows) kullanılmıştır. İşletme, ekonomi, sosyoloji,<br />

psikoloji ve pazarlama gibi birçok alanda yaygın olarak kullanıldığından biz<br />

de SPSS programını tercih ettik. Ankette kapalı uçlu soruların tercih<br />

edilmesine özen gösterildiği daha önce belirtilmişti. Analizde herhangi bir<br />

karışıklığa yol açmaması için veriler önceden ayrı ayrı numaralandırılarak<br />

kodlanmıştır.<br />

Araştırmada sıklık (frekans) ve yüzde oranları tablo analizi ile çapraz<br />

tablo analiz teknikleri kullanılmıştır. Anket formunda yer alan değişkenlerin<br />

sıklık (frekans) ve yüzdelerinin hesaplanması, sorulara verilen yanıtların<br />

dağılımını incelemek açısından önem arz etmektedir. Sıklık (frekans), miktar<br />

ve sayı olarak bilgi sunarken, yüzdeler ise oransal olarak bilgi vermekte ve<br />

değer ifade etmektedir. Çapraz tablo analizinde ise, varsa farklı değişkenler<br />

arasındaki ilişkinin derecesi araştırılmaktadır. ∗<br />

64<br />

2.5. ÖRNEK KİTLE HAKKINDA GENEL BİLGİLER<br />

Örneğe dayanarak evren hakkında genellemeler yapabilmek için,<br />

örnek kitlenin ana kitleyi (evreni) temsil yeteneğinin olması gerekmektedir.<br />

Araştırmamızda kullanılan örnek kitlenin evreni temsil yeteneğinin<br />

olup/olmaması sınanmıştır. Bu çalışmada ankete katılmak isteyen tüm<br />

mükellefler kabul edildiği için taraf tutulmamıştır, diğer bir deyişle belirli bir<br />

1 ∗ Anket sorularının hazırlanmasında, anket soruları hazırlama yöntemleri ve dikkat<br />

edilmesi gereken hususlar konusunda, Türker Baş, Anket-Anket Nasıl Hazırlanır?<br />

Anket Nasıl Uygulanır?-Anket Nasıl Değerlendirilir?, 2.Baskı, Seçkin Yayınevi,<br />

Ankara, 2003. adlı eserden yararlanılmıştır.<br />

∗∗ Anket sorularının oluşturulmasında Muter, Sakınç ve Çelebi (1993), Demir (1999)<br />

ve Çiçek (2006)’in çalışmalarından yararlanılmıştır ve anket formu çalışmanın ekinde<br />

gösterilmiştir.<br />

∗ Anketin değerlendirilmesinde, Baş, a.g.e., s. 127-150; Remzi Altunışık, Recai<br />

Coşkun, Serkan Bayraktaroğlu, Engin Yıldırım, Sosyal Bilimlerde Araştırma<br />

Yöntemleri-SPSS Uygulamalı, Geliştirilmiş 3. Baskı, Sakarya Kitapevi, Sakarya,<br />

2004 ve Kazım Özdamar, Paket Programlar ile İstatistiksel Veri Analizi, 2. Baskı,<br />

Kaan Kitapevi, Eskişehir, 1999 adlı eserlerden yararlanılmıştır.


grup herhangi bir nedenle tercih edilmemiştir. Zira, örneklem seçiminde<br />

taraf tutulmayarak rasgeleleştirme yapmak araştırmanın güvenilirliği<br />

açısından gerekli görülmektedir (Akgül ve Çevik, 2003:69). Aşağıda ankete<br />

katılan 1361 kişinin genel özellikleri hakkında çeşitli bilgiler verilmektedir.<br />

Ankete katılan yükümlülerin kişisel bilgileri açısından ulaşılan istatistiksel<br />

verileri, vergiye karşı gösterilen davranışların kişisel niteliklere göre değişip<br />

değişmediği hakkında bilgi sağlayacaktır. Bu nedenle, öncelikle anketimize<br />

katılan yükümlülerin kişisel profilleri hakkındaki verilerin sunulması,<br />

yükümlülerin genel olarak nasıl bir yapıda oldukları hakkında değerlendirme<br />

yapılmasına olanak sağlamış olacaktır. Aşağıdaki tablolardaki bilgiler<br />

incelendiğinde ankete katılanların toplumun genel profili ile uyum içerisinde<br />

oldukları ve örnek kitlenin seçiminde yeterince rasgeleleştirme yapıldığı<br />

söylenebilir.<br />

Tablo 4: Yükümlülerin İllere Göre Dağılımı<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Şanlıurfa 226 16,6 16,6<br />

Diyarbakır 395 29,0 29,0<br />

Mardin 120 8,8 8,8<br />

Gaziantep 470 34,5 34,5<br />

Adıyaman 150 11,0 11,0<br />

Toplam 1361 100,0 100,0<br />

Tablo 4’de ankete katılan yükümlülerin illere göre dağılımı<br />

görülmektedir. Buna göre, ankete katılanların % 34,5’i Gaziantep’de, % 29’u<br />

Diyarbakır’da, % 16,6’sı Şanlıurfa’da, % 11’i Adıyaman’da ve % 8,8’i de<br />

Mardin’de yaşamakta oldukları görülmektedir. Bu tablodaki veriler ilgili<br />

illerde faaliyet gösteren mükellef(yükümlü) sayılarıyla uyumlu bir örnek<br />

kitle seçimine işaret etmektedir.<br />

Tablo 5: Yükümlülerin Cinsiyet Durumu<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Erkek 1064 78,2 78,2<br />

Kadın 297 21,8 21,8<br />

Toplam 1361 100,0 100,0<br />

65


Tablo 5’de de ankete katılan yükümlülerin cinsiyet dağılımı<br />

görülmektedir. Buna göre, ankete katılan yükümlülerin % 21,8’i kadın,<br />

geriye kalan % 78,2’i de erkek yükümlülerden oluşmaktadır.<br />

66<br />

Tablo 6: Yükümlülerin Yaş Dağılımı<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

18–30 391 28,7 28,7<br />

31–40 528 38,8 38,8<br />

41–60 402 29,5 29,5<br />

61 ve yukarısı 40 2,9 2,9<br />

Toplam 1361 100,0 100,0<br />

Tablo 6’da, ankete katılan yükümlülerin hangi yaş aralıklarında yer<br />

aldıkları görülmektedir. Buna göre, ankete katılanların % 28,7’si 18–30 yaş<br />

aralığında, % 38,8’i 31–40 yaş aralığında, % 29,5’i 41–60 yaş aralığında ve<br />

% 2,9’u da 61 yaş ve üzerinde yer almaktadır. Bu tablodan da anlaşılacağı<br />

üzere, ankete katılan yükümlülerin % 67,5’i, yani üçte ikisi 40 yaş ve altında<br />

yer almaktadır. Anketi yanıtlayan yükümlülerin nispeten orta yaş grubunda<br />

olduğu söylenebilir.<br />

Tablo 7: Yükümlülerin Öğrenim Durumu<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

İlkokul 171 12,6 12,6<br />

Orta öğrenim(Lise öğrenimi dâhil) 524 38,5 38,5<br />

Yüksek öğrenim ve üstü 666 48,9 48,9<br />

Toplam 1361 100,0 100,0<br />

Tablo 7’de ankete katılan yükümlülerin öğrenim durumlarının dağılımı<br />

görülmektedir. Buna göre, ankete katılanların % 12,6’sı ilkokul mezunu, %<br />

38,5’i ortaöğrenim (lise dahil) mezunu ve geriye kalan % 48,9’luk kısım da<br />

üniversite ve üstü derecede mezun olanlardır. Bu tablo bize her eğitim<br />

seviyesinden yükümlünün ankete katıldığını göstermektedir.<br />

Ankete katılan yükümlülerin hangi kazanç gruplarına dâhil olduğu<br />

Tablo 8’de görülmektedir. Tabloya göre, ankete katılan yükümlülerin


%23,8’ini ticari kazanç elde edenler, % 31,2’sini ücretliler, % 22,3’ünü<br />

serbest meslek kazancı elde edenler, % 8,2’sini kurum kazancı elde edenler,<br />

% 8,2’sini basit usule tabi olanlar, % 4,6’sını zirai kazanç elde edenler ve<br />

geriye kalan % 1,7’sini de diğer yükümlüler oluşturmaktadır. ∗ Bu dağılım da<br />

Tablo 1’de gösterilen Türkiye’de ve 5 ilde seçilmiş bazı gelir ve kurumlar<br />

vergisini oluşturan kazanç gruplarında yükümlü sayıları ile yaklaşık olarak<br />

paralellik göstermektedir.<br />

Tablo 8: Yükümlülerin Kazanç Gruplarına Göre Dağılımı<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Ticari kazanç 324 23,8 23,8<br />

Zirai kazanç 63 4,6 4,6<br />

Serbest meslek kazancı 304 22,3 22,3<br />

Ücretli 425 31,2 31,2<br />

Basit usül 111 8,2 8,2<br />

Kurum kazancı 111 8,2 8,2<br />

Diğer 23 1,7 1,7<br />

Toplam 1361 100,0 100,0<br />

Ankete katılan vergi yükümlüsü kişi ve kurumların yükümlü oldukları<br />

sürelerin dağılımı ise, aşağıda Tablo 9’da görülmektedir. Buna göre, 1–10<br />

yıllık yükümlülerin oranı % 35,3, 11–20 yıllık yükümlülüklerin oranı %<br />

20,3, 21–30 yıllık yükümlülerin oranı % 6,2 ve 31 yıl ve daha yukarı süredir<br />

devam eden yükümlülüklerin oranı da % 1,2’lik bir dağılım göstermektedir.<br />

İşletme sahibi olmadıklarını belirten diğer yükümlülerin oranı ise % 36,8<br />

olarak görülmektedir. Bu tablodan da anlaşıldığı gibi, ankete katılanlar<br />

içerisinde her hangi bir işletme sahibi olarak yükümlü olduklarını beyan<br />

edenler toplam içerisinde % 63,2’lik bir paya sahiptirler ve bunlardan da %<br />

1,2’si 31 yıl veya daha uzun süredir faaliyette bulunmaktadırlar. Yani<br />

işletmelerin çok büyük bir kısmı 30 yıl ve daha az süredir faaliyette<br />

bulunmaktadırlar. Bunların da yaklaşık yarısı 1 ile 10 yıl arasında bir süredir<br />

faaliyette bulundukları anlaşılmaktadır. Yani işletmelerin oldukça genç<br />

olduklarını söylemek yanıltıcı olmaz.<br />

∗ KDV yükümlülerinin bir kısmı anket formunun 4. sorusunda beyannameli KDV<br />

yükümlüsü olduklarını beyan ettikleri için bu tabloda düşük görülmektedir.<br />

67


68<br />

Tablo 9: İşletmelerin Faaliyet Süreleri<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

1–10 480 35,3 35,3<br />

11–20 276 20,3 20,3<br />

21–30 84 6,2 6,2<br />

31 ve daha yukarı 17 1,2 1,3<br />

İşletme sahibi değilim 501 36,8 36,9<br />

Toplam 1358 99,8 100,0<br />

Boş 3 ,2<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

Tablo 10’da ise, ankete katılan yükümlülerin hangi beyannameyi veya<br />

beyannameleri verdiklerine göre bir dağılım görülmektedir. Tablodan da<br />

anlaşıldığı gibi ankete katılanların %10,1’i sadece gelir vergisi beyannamesi<br />

vermekte, % 0,6’sı sadece kurumlar vergisi beyannamesi vermekte, % 1,2’si<br />

sadece katma değer vergisi beyannamesi vermekte, % 11,8’lik kısmı da<br />

bunların dışında beyanname vermektedirler. Anket formumuzdaki “Aşağıdaki<br />

vergilerden hangisinin veya hangilerinin beyannameli yükümlüsüsünüz?” başlıklı<br />

bu 4. sorusunu ise % 26,6’lık yükümlü grubu “Hiçbiri” seçeneğini işaretleyerek<br />

yanıtlamışlardır. Hem gelir vergisi hem de KDV beyannamesi verenlerin oranı %<br />

39,7, hem kurumlar vergisi hem de KDV beyannamesi verenlerin oranı % 7,6 ve<br />

gelir vergisi+kurumlar vergisi+KDV beyannamesi verenlerin oranı ise % 2,4 olarak<br />

görülmektedir. “Hiçbiri” seçeneğini işaretleyenlerin başka hiçbir beyanname<br />

vermeyen ücretliler olduğu tahmin edilmektedir.


Tablo 10: Verilen Beyanname Çeşidi/Çeşitleri<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Gelir Vergisi 138 10,1 10,1<br />

Kurumlar Vergisi 8 ,6 ,6<br />

KDV 16 1,2 1,2<br />

Diğer 161 11,8 11,8<br />

Hiçbiri 362 26,6 26,6<br />

Gelir Vergisi ve KDV 540 39,7 39,7<br />

Kurumlar Vergisi ve KDV 103 7,6 7,6<br />

Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi ve KDV 33 2,4 2,4<br />

Toplam 1361 100,0 100,0<br />

2.6. ARAŞTIRMANIN BULGULARI<br />

Araştırmada sıklık (frekans) ve yüzde oran tablo ile çapraz tablo<br />

istatistiksel teknikleri kullanılmıştır. Çalışmanın bu kısmında önce, verilen<br />

cevapların sıklık (frekans) ve yüzde oranları bulunacaktır. Böylece, bölgede<br />

yaşayan vergi mükelleflerinin kendilerine yöneltilen anket sorularına<br />

verdikleri yanıtların yüzde olarak ağırlıkları tespit edilerek mükellef profili<br />

çıkarılmış olacaktır. Ardından farklı değişkenler arasındaki ilişkinin<br />

(bağımlılık) ortaya konacağı, çapraz tablolar oluşturulmak suretiyle çapraz<br />

analiz yapılarak değerlendirilecektir. Böylece, mükelleflerin yaşlarındaki,<br />

öğrenim durumlarındaki, cinsiyetlerindeki, yaşadıkları şehirler ve işletmeler<br />

için ne kadar süredir faaliyette olduklarıyla ilgili farklılıkların bu sorulardaki<br />

cevapları ne yönde değiştirdiği incelenmiş olacaktır.<br />

2.6.1. Sıklık Dağılımı Analizi Sonuçları<br />

2.6.1.1. Yükümlülerin Vergiyi Tanımlaması ve Algılama Biçimleri<br />

Yükümlülere “Sizce vergi ne anlama geliyor?” sorusunu yöneltildiğinde,<br />

1361 kişilik örnek kitlenin 453’ü (% 33.3) kamu hizmetlerinin bir karşılığı, 421’i<br />

(% 30.9) zorunlu bir ödeme, 249’u (% 18.3) bir ödev, 208’i (% 15.3) bir yük<br />

ve 30’u da (% 2.2) teşebbüs kabiliyetini engelleyen bir uygulama olarak<br />

tanımlamaktadırlar. Tablo 11’de gösterilen dağılımda toplam yükümlülerin<br />

üçte birlik gibi bir çoğunluğu vergiyi kamu hizmetlerinin bir karşılığı olarak<br />

görmektedirler. Verginin tanımını bu şekilde yapan yükümlülerin ağırlık<br />

69


olarak birinci sırada bulunması ile ilgili olarak, vergi ödeyen yükümlüler<br />

açısından belirli kamu hizmetlerinin yapılıp yapılmamasını sorgulayanların<br />

oranlarının da yüksek olması beklenebilir.<br />

70<br />

Tablo 11: Yükümlülerin Verginin Tanımı Hakkındaki Görüşleri<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Zorunlu bir ödemedir 421 30,9 30,9<br />

Kamu hizmetlerinin karşılığıdır 453 33,3 33,3<br />

Bir ödevdir 249 18,3 18,3<br />

Bir yüktür 208 15,3 15,3<br />

Teşebbüs kabiliyetini engellemektedir 30 2,2 2,2<br />

Toplam 1361 100,0 100,0<br />

2.6.1.2. Vergi Yükü Algılaması ve Vergi Tazyiki Hakkındaki<br />

Sonuçlar<br />

Yükümlülerin ödedikleri vergilerin yükünü nasıl hissettiklerini<br />

anlamak üzere, “Ödediğiniz verginin yükünü nasıl buluyorsunuz?”<br />

şeklindeki soruya verdikleri yanıtların dağılımı Tablo 12’de görülmektedir.<br />

Buna göre; 1361 kişilik bir yükümlü kitlesinin 744’ü (% 54.7) ödedikleri<br />

vergileri ağır, 301’i (% 22.1) çok ağır, 295’i (% 21.7) normal ve 21’i de (%<br />

1,5) az bulduklarını belirtmişlerdir. Bu tablo bize, çok ağır ve ağır<br />

seçeneklerini işaretleyenleri birlikte düşündüğümüz zaman vergi<br />

yükümlülerinin % 76.8’lik gibi büyük bir çoğunluğunun ödedikleri<br />

vergilerin yüklerini ağır ve çok ağır hissettiklerini göstermektedir. Yani,<br />

yükümlülerin neredeyse % 80’inin kendilerini sübjektif vergi yükü<br />

dediğimiz vergi tazyiki altında hissettiklerini göstermektedir.


Tablo 12: Yükümlülerin Vergi Yükü Algılaması<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Çok ağır 301 22,1 22,1<br />

Ağır 744 54,7 54,7<br />

Normal 295 21,7 21,7<br />

Az 21 1,5 1,5<br />

Toplam 1361 100,0 100,0<br />

Tablo 13’de ise ankete katılan vergi yükümlülerinin ödedikleri vergiler<br />

açısından bakıldığı zaman daha çok hangi vergileri ağır hissettiklerini<br />

ölçmeye çalıştık. Anketimizdeki “Aşağıdaki vergilerden hangisinin ağırlığını<br />

öderken daha çok hissediyorsunuz?” başlıklı sorunun seçeneklerine verilen<br />

cevapların dağılımı ise şöyle: En yüksek cevap 382 kişi ile (% 28.1) gelir<br />

vergisi seçeneğine verilmiş, bunu 293 kişi ile (% 21.5) hepsinin, 262’ kişi ile<br />

(% 19.3) KDV (tüketici olarak), 249 kişi ile (% 18.3) motorlu taşıtlar<br />

vergisi, 56 kişi ile (% 4.1) kurumlar vergisi, 49 kişi ile (% 4.1) emlak vergisi<br />

ve 22 kişi ile (% 1.6) belediye resim ve harçları seçeneklerine verilen<br />

yanıtlar izlemiştir. Ankete katılanların 48’i ise (% 3.5) vergiyi öderken<br />

ödedikleri vergilerin hiçbirinin ağırlığını hissetmediklerini belirtmişlerdir.<br />

Anketin yapıldığı dönemde, kurumlar vergisi oranlarının önceki yıllardaki %<br />

30 oranından % 20’ye indirildiği dikkate alınırsa ve ankete katılanları kazanç<br />

gruplarına göre sınıflandırdığımız Tablo 8’e göre % 8.2’lik bir kitle<br />

olduğunu göz önünde bulundurursak, neredeyse ankete katılan kurumlar<br />

vergisi yükümlülerinin yarısı ödedikleri verginin yüklerini ağır olarak<br />

hissetmemektedirler. Bu durum, kurumlar vergisindeki oran indirimlerinin<br />

yükümlülerin vergi yükü algısını olumlu yönde etkilediğinin bir göstergesi<br />

olabilir. Nitekim, Çiçek’in (2006: 106) 2005 yılı sonları ile 2006 yılı<br />

başlarında İstanbul’daki vergi yükümlüleri üzerinde yapmış olduğu ankette<br />

kurumlar vergisi oranları %30 iken, ankete katılan kurumlar vergisi<br />

mükelleflerinin neredeyse tamamı kadarı ödedikleri kurumlar vergisinin<br />

yükünü ağır algılamakta idiler.<br />

71


72<br />

Tablo 13: Vergi Çeşitlerine Göre Vergi Tazyiki Algılaması Dağılımı<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Gelir vergisi 382 28,1 28,1<br />

Kurumlar vergisi 56 4,1 4,1<br />

Emlak vergisi 49 3,6 3,6<br />

Motorlu taşıtlar vergisi 249 18,3 18,3<br />

Katma değer vergisi(tüketici olarak) 262 19,3 19,3<br />

Belediye resim ve harçları 22 1,6 1,6<br />

Hiçbirinin 48 3,5 3,5<br />

Hepsinin 293 21,5 21,5<br />

Toplam 1361 100,0 100,0<br />

2.6.1.3. Vergi Adaleti Hakkındaki Görüşler<br />

Yükümlülerin ödedikleri vergileri adil olarak algılayıp algılamamaları,<br />

vergiye karşı oluşturacakları tutum ve davranışlarının yönü açısından<br />

oldukça önem arz etmektedir. Bu nedenle yükümlülerin ödedikleri verginin<br />

adaleti, adaletsizliğin nedenleri ve farklı ödeme güçlerinde olan vergi<br />

yükümlülerine bu ödeme güçleri ile orantılı vergilemenin yapılıp<br />

yapılmadığı hakkındaki görüşler bu başlık altında ele alınacaktır.<br />

Tablo 14’de yükümlülere ülkemizde uygulanan vergilerin adaletli olup<br />

olmadığı sorusuna verilen yanıtlar görülmektedir. Anketimizde bu soruya<br />

yanıt veren 1360 vergi yükümlüsünden 969 tanesi (% 71.2) hayır, adaletsiz<br />

yanıtını, 366 tanesi (% 26.9) adaletli, ama yeterince değil yanıtını<br />

vermişlerdir. Görülmektedir ki, bölgede yaşayan mükelleflerin büyük (ezici)<br />

bir çoğunluğu ülkemizde uygulanan vergilerin adaletli olmadığına<br />

inanmaktadır. Yaklaşık % 27’lik bir kısım ise, adaletli olduğuna inanmakta,<br />

fakat bunun da beklenen adalet düzeyinde olmadığını ifade etmektedirler.<br />

Ankete katılanların sadece % 1.8’lik kısmını oluşturan 25 kişilik kitle ise<br />

uygulanan vergilerin adaletli olduğuna inanmaktadırlar. Aslında başlı başına<br />

bu tablo, bölge ile birlikte Türkiye’de uygulanan vergilerin adaletli olup<br />

olmaması yönüyle yükümlülerce nasıl algılandığı bakımından genel bir<br />

yargıya varmamızı kolaylaştırmaktadır. Bu sonuç, ülkemizde daha önce


yapılmış olan anket çalışmalarındaki benzer sorulara verilen yanıtlarla<br />

hemen hemen paralellik arz etmektedir. ∗<br />

Tablo 14: Uygulanan Vergilerin Adaletine İlişkin Dağılım<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Evet, adaletli 25 1,8 1,8<br />

Adaletli ama yeterince değil 366 26,9 26,9<br />

Hayır, adaletsiz 969 71,2 71,3<br />

Toplam 1360 99,9 100,0<br />

Boş 1 ,1<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

Yukarıdaki soru ile ilişkili olarak, ödedikleri vergilerin adaletsiz<br />

olduğunu düşünen yükümlülere, nedenlerinin ne olabileceğini sorduk. 29<br />

kişinin yanıtsız bıraktığı bu soruya verilen yanıtların dağılımı aşağıda Tablo<br />

15’de görüldüğü gibi oluşmuştur. Buna göre; yanıt veren 1332 kişiden 510’u<br />

(% 37.5) vergilerdeki adaletsizliğin sebebi olarak, devletin hala bazı<br />

kesimleri vergilendirememesini, 397’si (% 29.2) vergi kaçakçılığının yaygın<br />

olmasını, 356’sı (% 26.2) vergi kanunlarının yapısını ve 69’u da (% 5.1)<br />

vergi idaresinin yaklaşımlarını görmektedirler. Burada görülmektedir ki,<br />

ankete katılanların çoğunluğu vergilerin adaletsizliğinin nedenlerini genel<br />

olarak toparlayacak olursak, vergi kanunlarının yapısı, idarenin etkinliğinin<br />

yetersizliği, denetim eksikliği şeklinde görmektedirler diyebiliriz.<br />

∗ Bu konuda, bkz: H. Hüseyin, Bayraklı, N. Tolga Saruç ve İsa Sağbaş: “Vergi Kaçırmayı<br />

Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi ve Vergi Kaçaklarının Önlenmesi: Anket Çalışmasının<br />

Bulguları”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye<br />

Sempozyumu, Antalya, 10–14 Mayıs 2004, s. 204–254, Hilmi Çoban ve Selami Sezgin:<br />

“Vergi Mükelleflerinin Davranışları Üzerine Ampirik Bir İnceleme: Denizli Örneği”,<br />

Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye<br />

Sempozyumu, Antalya, 10–14 Mayıs 2004, s.776–792, Hakkı M. Ay, Adil Gelir Dağılımı<br />

Sağlamada Özel Tüketim Vergisi’nin Yeri ve Bunun Türkiye’de Uygulanabilirliği,<br />

(Yayınlanmamış Doktora Tezi), Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa, 2004,<br />

Halit Çiçek, Psikolojik ve Sosyal Yönden Yükümlülerin Vergiye Karşı Tutum ve<br />

Tepkileri (İstanbul İli Anket Çalışması), İSMMMO Yayın no:65, İstanbul, 2006 ve Binhan<br />

Elif Yılmaz ve Murat Şeker; Vergiye Karşı Tepkiler, Mükellef Davranışları: İstanbul<br />

Örneği, İSMMMO Yayın no:86, İstanbul, 2007.<br />

73


74<br />

Tablo 15: Uygulanan Vergilerin Adaletsizliğinin Nedenleri<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Vergi kanunlarının yapısı 356 26,2 26,7<br />

Vergi kaçakçılığının yaygın olması 397 29,2 29,8<br />

Vergi idaresinin yaklaşımları 69 5,1 5,2<br />

Devletin hala bazı kesimleri<br />

vergilendirememesi<br />

510 37,5 38,3<br />

Toplam 1332 97,9 100,0<br />

Boş 29 2,1<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

Tablo 16’da, Türkiye’de uygulanan vergilerde dikey adalet hakkındaki<br />

görüşlerini araştırdığımız yükümlülerin “evet” ya da “hayır” şeklindeki<br />

yanıtlarının dağılımı görülmektedir. Uygulanan vergilerde dikey adalet olup<br />

olmadığı hakkındaki düşüncelerini ölçmeye çalıştığımız “Gelir düzeyi<br />

yüksek olan bireylerden daha yüksek oranda, düşük olan bireylerden daha<br />

düşük oranda vergi alındığına inanıyor musunuz?” sorusuna, % 87.1’lik<br />

yüzdeye tekabül eden 1186 kişi hayır, geriye kalan % 12.6’lık yüzdeye<br />

tekabül eden 172 kişi evet yanıtını vermişlerdir. 3 kişi de bu soruyu<br />

yanıtlamamayı tercih etmişlerdir. Bu yanıtların dağılımı bize göstermektedir<br />

ki, anketimize katılan yükümlülerin büyük bir çoğunluğu uygulanmakta olan<br />

vergilerde dikey adaletin olduğuna katılmamaktadırlar. Yani, farklı ödeme<br />

güçlerinde olan vergi yükümlülerine bu ödeme güçleri ile orantılı vergileme<br />

rejiminin uygulanmadığına inanmaktadırlar.<br />

Tablo 16: Yükümlülerin Vergilerde Dikey<br />

Adaletin Olup Olmadığı Hakkındaki Görüşleri<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Evet 172 12,6 12,7<br />

Hayır 1186 87,1 87,3<br />

Toplam 1358 99,8 100,0<br />

Boş 3 ,2


2.6.1.4. Yükümlülerin Kamu Harcamalarını İzlemesi ve Vergi -<br />

Kamu Hizmeti Bağı Hakkındaki Düşünceleri<br />

Bu kısımda yükümlülerin ödedikleri vergilerin kamu hizmeti olarak<br />

tekrar kendilerine geri dönüp dönmemesi hakkındaki düşüncelerini ölçmeye<br />

çalıştığımız ve “Ödediğiniz vergi ile devletten sağladığınız hizmet arasında<br />

doğru orantılı bir bağ kuruyor musunuz?” şeklinde yöneltilen soruya verilen<br />

yanıtların dağılımı aşağıda Tablo 17’de görülmektedir. Buna göre, ankete<br />

katılan 1361 kişiden 695’i (% 51.1) hayır, 501’i (% 36.8) zaman zaman ve<br />

geriye kalan 165 kişi de (%12.1) evet yanıtını vermişlerdir. Bu sonuçlar<br />

bize, ankete katılan yükümlülerin neredeyse yarıya yakınının ödedikleri<br />

vergilerle aldıkları kamu hizmeti arasında paralel bir bağ kuramadıklarını<br />

göstermektedir ki, bu da bireylerin sübjektif vergi yüklerini olumsuz yönde<br />

etkileyen bir unsurdur. % 36.8’lik kesim ise aldıkları kamu hizmeti ile<br />

ödedikleri vergiler arasında bekledikleri oranda bir bağ kuramadıklarını<br />

ifade etmişlerdir. % 12.1’lik kısım ise ödedikleri vergilerin boşa gitmediği<br />

anlamını taşıyan seçeneği işaretlemişlerdir. Burada, vergilerin mahiyetini ve<br />

alınma gerekçelerini izah eden teorilerden yararlanma(faydalanma) ilkesi<br />

gereğince, yükümlülerinin kamu hizmetlerinden bir yarar elde etmenin<br />

karşılığı olarak vergi vermeleri gerektiği düşünülürse, yükümlülerin böyle<br />

bir karşılık beklentisi içerisine girdiği, ama bu beklentilerine kavuşamadığını<br />

düşünenlerin oranının çoğunlukta olduğu söylenebilir.<br />

Tablo 17: Ödenen Vergilerle Devletten Alınan<br />

Hizmetler Arasında Doğru Orantılı Bir İlişki Kurma<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Evet 165 12,1 12,1<br />

Hayır 695 51,1 51,1<br />

Zaman zaman 501 36,8 36,8<br />

Toplam 1361 100,0 100,0<br />

Anketimizde yönelttiğimiz “Sizce devlet harcamalarında bir<br />

savurganlık var mı?” sorusu ile; benzer bir şekilde, yükümlülerin kamu<br />

harcamalarının etkin olarak yapılıp yapılmadığı ve bu harcamaların devlet<br />

tarafından gereksiz gördükleri alanlara yapılıp yapılmadığı hakkında bilgi<br />

75


edinmeyi amaçladık. “Evet” ya da “Hayır” şeklinde yanıt aradığımız soruya<br />

verilen yanıtların dağılımı aşağıda Tablo 18’de gösterilmiştir. 6 kişinin yanıt<br />

vermeyi reddettiği soruya, kamu harcamalarında savurganlık var diyenler<br />

% 83, yok diyenler ise % 17 oranında katılmışlardır. Bu soruya almış<br />

olduğumuz yanıtların, Tablo 17’de ulaştığımız sonuçlarla uyumlu olduğu<br />

görülmektedir.<br />

76<br />

Tablo 18: Yükümlülerin Kamu Harcamalarında Bir<br />

Savurganlığın Olup Olmadığı Hakkındaki Görüşleri<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Evet 1125 82,7 83,0<br />

Hayır 230 16,9 17,0<br />

Toplam 1355 99,6 100,0<br />

Boş 6 ,4<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

Kamu harcamalarının yükümlülerce izlenip izlenmediğini anlamak<br />

amacıyla, “Yükümlü olarak, devlet harcamalarının yöneldiği alanları ve<br />

yapılma şeklini izliyor ve bunları ödediğiniz vergilerle ilişkilendirerek<br />

değerlendirmede bulunuyor musunuz?” şeklinde yönelttiğimiz soruya<br />

verilen yanıtların dağılımı aşağıda Tablo 19’da gösterilmiştir. Ankete katılan<br />

yükümlülerin 732’si (% 53.8) izliyorum ve kendimce değerlendirmeler<br />

yapıyorum, 250’si (% 18.4) yalnızca izliyorum, 240’ı (% 17.6) bu konuda<br />

bilgi sahibi değilim ve geriye kalan 139’u da (% 10.2) izlemiyorum yanıtını<br />

vermişlerdir. Bu dağılım bize, vergi yükümlülerinin birer vatandaş olarak<br />

ödedikleri vergilerin nerelerde ve nasıl harcandığını genel olarak izledikleri<br />

sonucunu vermektedir. Yaklaşık dörtte üçlük bir çoğunluk kamu<br />

harcamalarının yöneldiği alanları ve yapılma şeklini izlemektedir ki,<br />

yükümlülerin bu konuda nispeten bilinçli olduğu yönünde bir kanıt olarak<br />

değerlendirilebilir.


Tablo 19: Yapılan Kamu Harcamalarının Yükümlülerce İzlenip<br />

İzlenmemesi<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Yalnızca izliyorum 250 18,4 18,4<br />

İzliyorum ve kendimce değerlendirmeler<br />

yapıyorum<br />

732 53,8 53,8<br />

İzlemiyorum 139 10,2 10,2<br />

Bu konuda bilgi sahibi değilim 240 17,6 17,6<br />

Toplam 1361 100,0 100,0<br />

2.6.1.5. Yükümlülerce Vergi Uygulamalarının Algılanması ve<br />

Değerlendirilmesi<br />

Bu kısımda anketimizde yükümlülere yönelttiğimiz 3 tane soruya<br />

verilen cevaplar analiz edilerek elde ettiğimiz sonuçlar değerlendirilecektir.<br />

İlk önce “Sizce devlet artan gelir ihtiyacını nasıl karşılamalıdır?” şeklindeki<br />

yöneltmiş olduğumuz soruya verilen yanıtların dağılımı ele alınıp, bir<br />

bakıma yükümlülerin bütçe yapısı ve vergileme-harcama ilişkisi hakkındaki<br />

düşünceleri anlamaya çalışılmıştır. Aşağıda Tablo 20’de bu soruya verilen<br />

yanıtların dağılımı görülmektedir. Buna göre, devletin artan gelir ihtiyacını<br />

karşılaması için 611 kişilik yükümlü grubu (% 45) harcamalarını kısması<br />

gerektiğini, 649 kişilik yükümlü grubu (% 47.8) vergi denetimlerini<br />

arttırması gerektiğini, 51 kişilik yükümlü grubu (% 3.8) vergileri arttırması<br />

veya yeni vergiler koyması gerektiğini ve 47 kişilik yükümlü grubu da (%<br />

3.5) borçlanması gerektiğini ifade etmişlerdir. Buradan çıkarabileceğimiz<br />

sonuç, yükümlülerin hemen hemen tamamına yakını bütçe yapısı ve kamu<br />

harcamaları-vergi ilişkisi bağlamında devletin artan gelir ihtiyacının<br />

karşılanması için öncelikle vergi denetimlerini arttırması ve harcamalarını<br />

kısması gerektiği yönünde görüşlerini iki tercihte birleştirmişlerdir. Anketin<br />

bu sorusuna 3 adet yükümlü cevap vermemiştir.<br />

77


78<br />

Tablo 20: Devletin Artan Gelir İhtiyacını Nasıl<br />

Karşılaması Gerektiği Hakkındaki Görüşlerin Dağılımı<br />

Vergileri arttırarak veya yeni vergiler<br />

koyarak<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

51 3,7 3,8<br />

Harcamalarını kısarak 611 44,9 45,0<br />

Borçlanarak 47 3,5 3,5<br />

Vergi denetimlerini arttırarak 649 47,7 47,8<br />

Toplam 1358 99,8 100,0<br />

Boş 3 ,2<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

Yükümlülere “Vergi kanunlarındaki değişmeleri ve vergi<br />

uygulamalarını en çok hangi yolla izliyorsunuz?” şeklinde yönelttiğimiz<br />

soruya alınan yanıtların dağılımı Tablo 21’de görülmektedir. 1 kişinin cevap<br />

vermek istemediği sorunun yanıtlarının dağılımı ise şöyle; 716 kişi (% 52.6)<br />

gazete, dergi, radyo-tv veya diğer resmi yayınlardan, 393 kişi (% 28.9)<br />

muhasebecim vasıtasıyla, 161 kişi (% 11.8) iş arkadaşlarım ve çevremden<br />

duyduklarım, 39 kişi (%2.9) vergi dairesine danışarak ve 51 kişi de (% 3.8)<br />

meslek odalarından. Bu tablodan, yükümlülerin vergi uygulamaları ile ilgili<br />

olarak bilgilenme yöntemlerinde ağırlıklı olarak gazete, dergi, radyo-tv ve<br />

diğer resmi yayınlarla bu mesleği yapmakla yetkili kılınan muhasebecilere<br />

danışmaları yollarını izledikleri görülmektedir.


Tablo 21: Vergi Kanunlarındaki Değişmelerin ve<br />

Vergi Uygulamalarını Hangi Yolla İzlendiğinin Dağılımı<br />

Gazete, dergi, radyo-TV veya diğer<br />

resmi yayınlardan<br />

Sıklık Yüzde<br />

Geçerli<br />

Yüzde<br />

716 52,6 52,6<br />

Muhasebecim vasıtasıyla 393 28,9 28,9<br />

Vergi dairesine danışarak (Vergi<br />

memuru veya daire müdürüne)<br />

İş arkadaşlarım ve çevremden<br />

duyduklarım<br />

39 2,9 2,9<br />

161 11,8 11,8<br />

Meslek odalarından 51 3,7 3,8<br />

Toplam 1360 99,9 100,0<br />

Boş 1 ,1<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

Yükümlülere bir başka soruda da “Vergi kanunlarının zorunlu kıldığı<br />

ölçülerde kayıt düzenini nasıl buluyorsunuz?” şeklinde yönelttiğimiz soruya<br />

verilen yanıtların dağılımı aşağıda Tablo 22’de görülmektedir. 10<br />

yükümlünün yanıt vermediği soruya diğer 1351 kişinin verdiği yanıtların<br />

dağılımı ise şöyle; 827 yükümlü (% 61.2) uyulması gereken kayıt düzenini<br />

anlaşılamaz, 302 yükümlü (% 22.4) uyulması çok zor ve geriye kalan 222<br />

yükümlü de (% 16.4) basit bulmaktadırlar. Buradan da, yükümlülerin<br />

çoğunluğunun kayıt düzeni ve vergiye ilişkin mevzuatı uyulması zor ve<br />

anlaşılmaz buldukları sonucu ortaya çıkmaktadır. Daha önce birinci<br />

bölümde açıklandığı gibi, vergi yasalarının sade (yalın) olmaması, vergiye<br />

uyumu zorlaştıran vergiye karşı olumsuz tepkilerin oluşmasını arttıran<br />

kişisel olmayan etkenler arasında belirtilmişti. Burada da, ankete katılanların<br />

yaklaşık % 84’lük bir çoğunluğu bu yönde görüşlerini bildirmişlerdir.<br />

79


80<br />

Tablo 22: Vergi Kanunlarının Zorunlu Kıldığı<br />

Ölçülerdeki Kayıt Düzeni Hakkındaki Görüşlerin Dağılımı<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Basit 222 16,3 16,4<br />

Anlaşılmaz 827 60,8 61,2<br />

Uyulması çok zor 302 22,2 22,4<br />

Toplam 1351 99,3 100,0<br />

Boş 10 ,7<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

2.6.1.6. Yükümlülerin Diğer Yükümlülere Bakışı ve Vergi Ahlakı<br />

Yükümlülerin diğer yükümlülerin vergi ile ilgili durumlarını<br />

bilmelerine ve toplumun değer yargılarına göre vergiye karşı gösterilen<br />

tutum ve davranışlar da farklılık gösterebilmektedir. Ankete katılan vergi<br />

yükümlülerinin diğer vergi yükümlülerinin vergilerini tam olarak ödeyip<br />

ödemedikleri hakkındaki düşüncelerini anlayabilmek için yönelttiğimiz ve<br />

“Evet” veya “Hayır” şeklinde yanıtlarını istediğimiz “Sizce ülkemizde<br />

herkes vergisini tam olarak ödüyor mu?” başlıklı sorumuza verilen yanıtların<br />

dağılımı aşağıda Tablo 23’de görülmektedir. Dramatik bir şekilde hayır<br />

diyenlerin ağırlığının % 97.1 olarak ortaya çıktığı soruda evet diyenler<br />

sadece % 2.9’da kalmaktadır. Anketin bu sorusunu 5 adet yükümlü de<br />

cevaplamamıştır. Yani, yükümlülerin hemen hemen neredeyse tamamı hiçbir<br />

mükellefin vergisini tam olarak ödemediğine inanmaktadır.<br />

Tablo 23: Yükümlülerin Ülkemizde Herkesin Vergisini<br />

Tam Olarak Ödeyip Ödemedikleri Hakkındaki Görüşleri<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Evet 40 2,9 2,9<br />

Hayır 1316 96,7 97,1<br />

Toplam 1356 99,6 100,0<br />

Boş 5 ,4<br />

Genel Toplam 1361 100,0


Yine anketimizin yukarıdaki sorusuyla ilişkili olarak yükümlülere<br />

ülkemizde herkesin vergisini tam olarak ödemediği inancını taşıyorlarsa, bu<br />

durumun doğuracağı sonuçların ne olabileceği hakkındaki düşüncelerini<br />

anlayabilmek için “Eğer ülkemizde herkesin vergisini tam olarak ödemediği<br />

inancındaysanız, bu durum sizce daha çok hangi sonucu doğurmaktadır?”<br />

şeklinde sorduğumuz soruya verilen yanıtların dağılımı aşağıda Tablo 24’de<br />

görülmektedir. Buna göre, ankete katılanların % 49.6’sı (675 kişi) herkesi<br />

vergi kaçırmaya itiyor, % 41.7’si (567 kişi) vergi ödeme şevkini kırıyor, %<br />

4.6’sı (62 kişi) daha çok vergi ödemeye sevk ediyor ve geriye kalan % 4.1’i<br />

de (56 kişi) olumlu veya olumsuz bir etkisi olmaz yanıtını vererek<br />

düşüncelerini açıklamışlardır. 1 adet yükümlü de anketimizin bu sorusuna<br />

yanıt vermemeyi tercih etmiştir. Bu tabloya göre, yükümlülerin vergilerini<br />

tam olarak ödememeleri diğer yükümlülerin vergi ödeme şevkini azaltmakta<br />

ve aynı zamanda vergi kaçırmaları için bir gerekçe olarak görülmekte olduğu<br />

açıktır.<br />

Tablo 24: Ülkemizde Herkesin Vergisini Tam Olarak<br />

Ödememesinin Yükümlülerde Oluşturabileceği Davranışların Dağılımı<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Vergi ödeme şevkini kırıyor 567 41,7 41,7<br />

Herkesi vergi kaçırmaya itiyor 675 49,6 49,6<br />

Daha çok vergi ödemeye sevk ediyor 62 4,6 4,6<br />

Olumlu veya olumsuz bir etkisi olmaz 56 4,1 4,1<br />

Toplam 1360 99,9 100,0<br />

Boş 1 ,1<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

2.6.1.7. Vergi Uyumu ve Vergi Bilinci ile İlgili Elde Edilen<br />

Sonuçlar<br />

Anketimizdeki bir başka soru olan “Ülkemizde vergi bilinci nasıl<br />

arttırılabilir?” sorusuna verilen yanıtların dağılımı aşağıda Tablo 25’de<br />

görülmektedir. Yükümlülerin bu soruya ilişkin bildirdikleri görüşlerin<br />

dağılımı şöyle oluşmuştur; 474 kişi (% 34.9) vergi sistemindeki<br />

adaletsizliğin giderilmesi ile, 439 kişi (% 32.3) eğitim ve öğretim ile, 167<br />

81


kişi (% 12.3) kamu harcamalarındaki savurganlığın giderilmesi ile, 153 kişi<br />

(% 11,3) vergi oranlarının düşürülmesi ile ve 127 kişi de (% 9.3) kişi başına<br />

düşen gelirin arttırılması ile. 1 adet yükümlü de anketimizin bu sorusuna<br />

yanıt vermemeyi tercih etmiştir. Görülmektedir ki yükümlüler vergi<br />

bilincinin arttırılması için en çok vergi sistemindeki adaletsizliğin<br />

giderilmesi ve eğitim-öğretime önem verilmesi gerektiğini, yükümlülerin<br />

eğitilmesi ile vergi bilincinin yükseltileceğine inanmaktadırlar. Daha sonra,<br />

kamu harcamalarındaki etkinliğin arttırılmasının da vergi bilincine katkı<br />

sağlayacağını belirtenler yer almaktadırlar. Bu sonuçtan da görülmektedir ki,<br />

yükümlülerin vergi sisteminin adaletsiz oluşu inancı vergi bilincini olumsuz<br />

etkilemektedir.<br />

82<br />

Tablo 25: Yükümlülerin Ülkemizde Vergi<br />

Bilincinin Nasıl Artırılacağına İlişkin Görüşlerinin Dağılımı<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Eğitim ve öğretim ile 439 32,3 32,3<br />

Kamu harcamalarındaki<br />

savurganlığın giderilmesi ile<br />

Vergi sistemindeki adaletsizliğin<br />

giderilmesi ile<br />

167 12,3 12,3<br />

474 34,8 34,9<br />

Vergi oranlarının düşürülmesi ile 153 11,2 11,3<br />

Kişi başına düşen gelir düzeyinin<br />

arttırılması ile<br />

127 9,3 9,3<br />

Toplam 1360 99,9 100,0<br />

Boş 1 ,1<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

Anket formunda yer alan ve yükümlülerden tercihlerini belirtmeleri<br />

istenen “Sizce, günümüz şartlarında vergisini tam olarak ödeyen bir vergi<br />

yükümlüsünün durumunu aşağıdakilerden hangisi özetler?” şeklindeki<br />

soruya verilen yanıtların dağılımı da aşağıda Tablo 26’da gösterilmektedir.<br />

Buna göre, ankete katılan yükümlülerin 469’u (% 34.5) ekonomik gelişimini<br />

sağlayamaz, <strong>381</strong>’i (% 28) önemli bir şey olmaz, 190’ı (% 14) birkaç yıl<br />

içerisinde iflas etmeye mahkûmdur, 199’u (% 14.6) saygınlığı artar ve<br />

geriye kalan 120’si de (% 8.8) mutlu olur şeklinde görüşlerini


ildirmişlerdir. 2 adet yükümlü de anketimizin bu sorusuna yanıt vermemeyi<br />

tercih etmiştir. Elde edilen bu sonuçlardan görülmektedir ki, günümüz<br />

şartlarında vergisini tam olarak ödeyen bir vergi yükümlüsünün, ekonomik<br />

gelişimini sağlayamayacağını ve birkaç yıl içinde iflas etmeye mahkûmdur<br />

diyenlerin oranı % 48.5’e ulaşmaktadır. Bu da, uygulanan vergi oranlarının<br />

yükümlüler tarafından yüksek olarak algılandığı, ticari ve mesleki<br />

faaliyetlerini gerçekleştirme ve geliştirmede kendilerini zorlayıcı bir unsur<br />

olarak görüldüğü anlamını taşımaktadır.<br />

Tablo 26: Yükümlülerin Günümüz Şartlarında Vergisini Tam<br />

Olarak Ödeyen Bir Vergi Yükümlüsünün Durumuna İlişkin Görüşleri<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Birkaç yıl içinde iflas etmeye mahkûmdur 190 14,0 14,0<br />

Önemli bir şey olmaz <strong>381</strong> 28,0 28,0<br />

Ekonomik gelişimini sağlayamaz 469 34,5 34,5<br />

Saygınlığı artar 199 14,6 14,6<br />

Mutlu olur 120 8,8 8,8<br />

Toplam 1359 99,9 100,0<br />

Boş 2 ,1<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

Yükümlülere, “Ülkemizde vergilerin tam olarak ödenmemesinin sizce<br />

en önemli nedeni aşağıdakilerden hangisidir?” sorusu yöneltildiğinde ise,<br />

görüşlerinin dağılımı aşağıda Tablo 27’de gösterilmiştir. Bu sorunun yanıtı<br />

olarak 622 kişi (% 45.7) vergi oranların yüksek olması, 414 kişi (% 30.4)<br />

vergi bilincinin ve vergi ahlakının yeterince yerleşmemiş olması, 174 kişi (%<br />

12.8) gerekli vergi reformlarının yapılamaması, 92 kişi de (% 6.8) devletin<br />

verginin gerekliliğini kamuoyuna anlatamaması ve 22 kişi de (% 4.3)<br />

biçimsel yükümlülüklerin fazla olması şeklinde tercihlerini bildirmişlerdir. 1<br />

adet yükümlü de anketimizin bu sorusuna yanıt vermemeyi tercih etmiştir.<br />

Burada da yükümlüler, en çok vergi oranlarının yüksekliğine ve vergi bilinç<br />

ve ahlakının yeteri kadar toplumda yerleşmemiş/yerleştirilememiş olmasına<br />

vurgu yapmaktadırlar. Aynı zamanda anketimizin bu sorusuna verilen<br />

cevapların dağılımı Tablo 26’daki sonuçları da destekler mahiyettedir.<br />

83


84<br />

Tablo 27: Yükümlülere Göre Ülkemizde<br />

Vergilerin Tam Olarak Ödenememesinin Nedenleri Dağılımı<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Vergi oranlarının yüksek olması 622 45,7 45,7<br />

Biçimsel yükümlülüklerin fazla olması 58 4,3 4,3<br />

Devletin verginin gerekliliğini<br />

kamuoyuna anlatamaması<br />

Gerekli vergi reformlarının<br />

yapılamaması<br />

Vergi bilincinin ve vergi ahlakının<br />

yeterince yerleşmemiş olması<br />

92 6,8 6,8<br />

174 12,8 12,8<br />

414 30,4 30,4<br />

Toplam 1360 99,9 100,0<br />

Boş 1 ,1<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

2.6.1.8. İdarenin Denetim Etkinliğine Yönelik Sonuçlar<br />

Bu kısımda yükümlülerin şimdiye dek kaç kez inceleme geçirdikleri<br />

öğrenilmeye çalışıldı. Anket formumuzda yükümlülere “İşletmeniz şimdiye<br />

kadar kaç inceleme geçirdi?” şeklinde yöneltilen soruya alınan yanıtlar<br />

aşağıda Tablo 28’de görülmektedir. Buna göre, anket formlarını her hangi<br />

bir işletmesi olmadan faaliyet gösteren vergi yükümlüler ve ücretlilerin de<br />

cevaplamasından dolayı 498 kişi (% 36.7) işletmesinin olmadığını ve 3 kişi<br />

de ilgili soruya cevap vermek istemediğini belirtmişlerdir. Geriye<br />

kalanlardan 253 kişi (% 18.6) hiç inceleme geçirmediğini, 191 kişi (% 14.1)<br />

1 defa inceleme geçirdiğini, 306 kişi (% 22.5) 1 ile 5 defa arasında inceleme<br />

geçirdiğini ve 110 kişi de (% 8.1) 5’den fazla inceleme geçirdiğini<br />

bildirmişlerdir. Özetle, bu soruya verilen yanıtlardan ankete katılıp da<br />

işletme şeklinde faaliyet gösteren yükümlülerin üçte ikisine yakınının vergi<br />

incelemesi geçirdiği bilgisine ulaşılmaktadır.


Tablo 28: İşletmelerin Faaliyetleri<br />

Süresince Geçirdikleri İncelemelerin Sıklığı<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

1 defa 191 14,0 14,1<br />

1–5 arasında 306 22,5 22,5<br />

5 defadan fazla 110 8,1 8,1<br />

Hiç inceleme geçirmedim 253 18,6 18,6<br />

İşletmem yok 498 36,6 36,7<br />

Toplam 1358 99,8 100,0<br />

Boş 3 ,2<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

2.6.1.9. Vergi Oranlarındaki Değişimin Oluşturabileceği Etkiler<br />

Bu kısımda yükümlülerin, vergi oranlarının azaltılmasının veya<br />

artırılmasının ne gibi bir etki meydana getirebileceği hakkındaki düşünceleri<br />

ölçülmeye çalışılmıştır. İlk olarak, ankete katılan vergi yükümlülerine “Sizce<br />

vergi oranlarının düşürülmesi nasıl bir etki meydana getirir?” şeklinde<br />

yöneltilen soruya verilen yanıtların dağılımı aşağıda Tablo 29’da<br />

gösterilmiştir. Ankete katılan yükümlülerin 692’si (50.8) vergi kaçakçılığını<br />

azaltır, 262’si (% 19.3) vergi gelirlerini arttırır, 246’sı (% 18.1) vergi<br />

tabanını genişletir ve 161’i de (% 11.8) vergi gelirlerini azaltır şeklinde<br />

görüşlerini bildirmişlerdir. Bu durum bize, % 11.8’lik yükümlü kitlesinin<br />

vergi oranlarının düşürülmesinin vergi gelirlerini azaltacağı yönünde görüş<br />

bildirmesine karşın, geriye kalan % 86,3’lük yükümlü kitlesinin, vergi<br />

oranlarının düşürülmesinin vergi kaçakçılığını azaltarak vergi tabanını<br />

genişletmesiyle birlikte tahsilâta olumlu katkısının olacağı görüşünü<br />

bildirmesi sonucuna işaret etmektedir.<br />

85


86<br />

Tablo 29: Vergi Oranlarının Düşürülmesinin Etkileri<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Vergi gelirlerini azaltır 161 11,8 11,8<br />

Vergi gelirlerini arttırır 262 19,3 19,3<br />

Vergi tabanını genişletir 246 18,1 18,1<br />

Vergi kaçakçılığını azaltır 692 50,8 50,8<br />

Toplam 1361 100,0 100,0<br />

Yükümlülere başka bir soruda ise, vergi oranlarının arttırılmasıyla<br />

birlikte nasıl bir davranış sergileyebileceklerini anlamak amacıyla, “Vergi<br />

oranlarının arttırılması ile ilgili veya genelde vergi yükünüzü arttıracak bir<br />

kanunun çıkması halinde nasıl bir tepki gösterirsiniz?” sorusu yöneltilmiştir.<br />

Alınan yanıtların dağılımı aşağıda Tablo 30’da gösterilmektedir. Buna göre,<br />

ankete katılanların 503’ü (% 37) harcamalarımı kısma yoluna giderim,<br />

469’u (% 34.5) eski vergi seviyemi aşmamak için vergiden kaçınmanın<br />

yollarını ararım, 264’ü (% 19.4) daha fazla ödemektense işimi yavaşlatır<br />

veya bırakırım ve geriye kalan 125’i de (% 9.2) daha fazla vergi ödeyecek<br />

olmam beni daha fazla çalışmaya sevk eder seçeneklerini işaretleyerek<br />

görüşlerini bildirmişlerdir.<br />

Tablo 30: Vergi Oranlarının Artırılması Sonucunda<br />

Yükümlülerin Gösterebilecekleri Tepkilerin Dağılımı<br />

Daha fazla vergi ödemektense, işimi<br />

yavaşlatır veya bırakırım<br />

Eski vergi seviyemi aşmamak için<br />

vergiden kaçınmanın yollarını ararım<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

264 19,4 19,4<br />

469 34,5 34,5<br />

Harcamalarımı kısma yoluna giderim 503 37,0 37,0<br />

Daha fazla vergi ödeyecek olmam, beni<br />

daha fazla çalışmaya teşvik eder<br />

125 9,2 9,2<br />

Toplam 1361 100,0 100,0<br />

Yükümlülere, sadece vergi oranlarını artırması nedeniyle bir önceki<br />

seçimde desteklemiş oldukları siyasi partiden desteklerini çekip


çekmeyeceklerini öğrenmek amacıyla, “(Eğer desteklemiş iseniz), sadece<br />

vergi oranlarını arttırması nedeniyle bir iktidardan bir sonraki seçimde<br />

desteğinizi çeker misiniz?” sorusu yöneltilerek “Evet” veya “Hayır” yanıtları<br />

istenmiştir. 15 kişinin yanıtlamaktan kaçındığı bu soruya verilen yanıtların<br />

dağılımı aşağıda Tablo 31’de gösterilmiştir. Bu soruya, yükümlülerin 503’ü<br />

(% 37.4) evet yanıtını ve 843’ü de (% 62.6) hayır yanıtını vererek<br />

tercihlerini belirtmişlerdir. Bu sonuçlardan da anlaşılmaktadır ki, diğer<br />

şeyler sabitken, sadece vergi oranlarını arttırması nedeniyle bir hükümetten<br />

desteğini çekebileceklerini ifade edenlerin oranı % 37’ler düzeyinde<br />

oluşarak, desteklerini çekmeyeceklerini ifade edenlerin oranından oldukça<br />

düşük kalmaktadır.<br />

Tablo 31: Yükümlülerin Önce Desteklemiş Oldukları Bir<br />

İktidardan, Sadece Vergileri Arttırması Nedeniyle Bir<br />

Sonraki Seçimde Desteklerini Çekip Çekmeyecekleri Durumu<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Evet 503 37,0 37,4<br />

Hayır 843 61,9 62,6<br />

Toplam 1346 98,9 100,0<br />

Boş 15 1,1<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

2.6.1.10. Yükümlülerin Vergi Kaçakçılığı ve Vergi Cezalarına<br />

İlişkin Görüşleri<br />

Bu başlık altında yükümlülere, vergiye karşı bir tepki türü olan vergi<br />

kaçakçılığının nedenleri, vergi kaçırma yöntemleri, vergi kaçıran diğer<br />

yükümlülere bakış açıları ve vergi kaçıranlara ne tür bir ceza verilmesi<br />

gerektiği hakkında bilgi edinmek için yöneltilen 4 soruya verdikleri<br />

yanıtların dağılımları ele alınacaktır.<br />

İlk olarak, “Sizce, ülkemizde aşağıdakilerden hangisi vergi<br />

kaçakçılığının en önemli nedeni olabilir?” şeklinde sorulan soruya ilişkin<br />

yükümlülerin tercihleri ele alınmış ve bu tercihlerin dağılımı aşağıda Tablo<br />

32’de gösterilmiştir. 3 yükümlünün yanıtlamamayı tercih ettiği bu soruya<br />

verilen yanıtlarını sıklıkları aşağıda tabloda yer almaktadır. Verilen<br />

87


yanıtların yüksekten düşüğe doğru yüzdelerine bakılacak olursa, % 24.7 ile<br />

“herkes kaçırıyor, ben de kaçırıyorum” mantığının yaygın olması, % 24.5 ile<br />

vergi idaresi ve denetimlerinin yetersiz olması, % 15.6 ile vergi kanunlarının<br />

vergiyi kaçırmaya müsait olması, %13.4 ile yükümlülerde vergi bilincinin<br />

yerleşmemiş olması, % 12.5 ile kamu harcamalarındaki savurganlık, % 5 ile<br />

vergi kanunlarının sık sık değişmesi ve yükümlülerin bunu takip edememesi<br />

ve % 4.3 ile belge sisteminin oturmamış olması şeklindedir. Burada da en<br />

belirgin vurgu, yükümlülerin içinde yaşadıkları toplumda bulunan diğer<br />

vergi yükümlülerinin de vergi kaçırdıklarına inanması ve bu kaçakçılığın<br />

oluşturduğu fırsat eşitsizliğinden kurtulmak istemeleri nedeniyle riskli bir<br />

tercih olarak vergi kaçırmaya yönelmesi ile vergi idaresi ve denetimin<br />

yetersizliği vergi kaçırmaya yönelmesidir. Bu sonuçlar da Tablo 23’deki<br />

bulgularla örtüşmektedir.<br />

Tablo 32: Yükümlülere Göre Türkiye'de Vergi Kaçakçılığının Nedenleri<br />

Vergi idaresinin ve denetimlerinin<br />

yetersiz olması<br />

Mükelleflerde vergi bilincinin<br />

yerleşmemiş olması<br />

Vergi kanunlarının sık sık değişmesi<br />

ve mükelleflerin bunu takip<br />

edememesi<br />

88<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

333 24,5 24,5<br />

182 13,4 13,4<br />

68 5,0 5,0<br />

Kamu harcamalarındaki savurganlık 170 12,5 12,5<br />

"Herkes kaçırıyor, ben de<br />

kaçırıyorum" mantığının yaygın<br />

olması<br />

335 24,6 24,7<br />

Belge sisteminin oturmamış olması 58 4,3 4,3<br />

Vergi kanunlarının vergi kaçırmaya<br />

müsait olması<br />

212 15,6 15,6<br />

Toplam 1358 99,8 100,0<br />

Boş 3 ,2<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

Yükümlülere anket formunda yer alan ve aşağıda Tablo 33’de<br />

dağılımları gösterilen “Sizce ülkemizde daha çok hangi yolla vergi


kaçırılıyor?” sorusu yöneltilmek suretiyle, onların bakış açılarıyla ülkemizde<br />

hangi yollarla vergi kaçırıldığı öğrenilmeye çalışıldı. Bu soruya 3 kişi yanıt<br />

vermekten kaçınmış, kalan 1358 kişiden 732’si (% 53.9) vergi doğuracak<br />

ticari işlemleri kayıtlara geçirmeyerek, 294’ü (% 21.6) naylon fatura ile,<br />

256’sı (% 18.9) evrakta sahtekarlık yapılarak ve 76’sı da (% 5.6) defter ve<br />

belgeleri yok ederek şeklinde yanıtlamışlardır. Bu tablodan, ankete katılan<br />

yükümlülerin, Türkiye’de vergi kaçıranların, % 54’e yakın bir çoğunluğunun<br />

vergiyi, vergi doğuracak ticari işlemleri kayıtlara geçirmeme yolunu<br />

izleyerek kaçırdığı görüşünü belirtmişlerdir. Bir diğer ağırlıklı görüş ise,<br />

naylon fatura kullanarak vergi kaçırıldığı yönünde oluşmuştur.<br />

Tablo 33: Yükümlülere Göre Türkiye'de Vergi Kaçırma Yolları<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Evrakta sahtekârlık yapılarak 256 18,8 18,9<br />

Vergi doğuracak ticari işlemleri<br />

kayıtlara geçirmeyerek<br />

732 53,8 53,9<br />

Naylon fatura ile 294 21,6 21,6<br />

Defter ve belgeleri yok ederek 76 5,6 5,6<br />

Toplam 1358 99,8 100,0<br />

Boş 3 ,2<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

Anket formunda yer alan ve aşağıda Tablo 34’de dağılımları gösterilen<br />

“Vergi kaçıran bir meslektaşınızı nasıl değerlendirirsiniz?” sorusu<br />

yükümlülere yöneltilerek, yükümlülerin vergi kaçırmaya ve vergi kaçıran<br />

diğer yükümlülere bakış açısı hakkında bilgi edinmek amaçlanmıştır. Bu<br />

soruyu da 3 kişi yanıtlamamayı tercih etmiş, geriye kalan 1358 kişiden<br />

746’sı (% 54.9) hoş karşılamam, 241’i (% 17.7) şiddetli tepki gösteririm,<br />

211’i (% 15.5) zorunlu olduğu için yapmıştır, 114’ü (% 8.4) kurnaz bir tacir<br />

olarak değerlendiririm ve 46’sı da (% 3.4) normal bir davranıştır şeklinde<br />

görüş bildirerek tercihlerini açıklamışlardır. Bu dağılımdan da<br />

anlaşılmaktadır ki, ankete katılan yükümlülerin yaklaşık dörtte üçü, vergi<br />

kaçıran diğer yükümlülerin bu davranışlarını hoş karşılamamak ya da<br />

şiddetli tepki göstermek suretiyle tasvip etmediklerini ifade etmişlerdir.<br />

89


Tablo 34: Yükümlülerin Vergi Kaçıran Diğer Yükümlüler Hakkındaki<br />

Görüşleri<br />

90<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Şiddetli tepki gösteririm 241 17,7 17,7<br />

Hoş karşılamam 746 54,8 54,9<br />

Zorunlu olduğu için yapmıştır 211 15,5 15,5<br />

Kurnaz bir tacir olarak<br />

değerlendiririm<br />

114 8,4 8,4<br />

Normal bir davranıştır 46 3,4 3,4<br />

Toplam 1358 99,8 100,0<br />

Boş 3 ,2<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

Yükümlülere, vergi kaçıran diğer yükümlülere bakış açısını<br />

öğrendikten sonra, “Sizce vergi kaçıranlara ne tür bir ceza verilmesi en<br />

uygun olanıdır” sorusu yöneltilmiştir. Bu soruya yükümlülerin verdikleri<br />

yanıtların dağılımı aşağıda Tablo 35’de gösterilmiştir. 2 kişinin<br />

yanıtlamadığı bu soruya geriye kalan 1359 kişiden 525’i (% 38.6) para<br />

cezası, 229’u (% 16.9) ticaretten men cezası, 196’sı (% 14.4) teşhir cezası,<br />

175’i (% 12.9) hapis cezası, 170’i (% 12.5) işyeri kapatma cezası, ve geriye<br />

kalan 64’ü de (% 4.7) ceza verilmemeli şeklinde görüş bildirmişlerdir.<br />

Burada da görülmektedir ki, yükümlüler vergi kaçıranlara ağırlıklı olarak<br />

para cezası şeklinde bir cezanın verilmesi gerektiği yönünde fikir beyan<br />

etmişlerdir.


Tablo 35: Yükümlülerin Vergi Kaçıranlara<br />

Verilmesi Gereken Cezalar Hakkındaki Görüşleri<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Ceza verilmemeli 64 4,7 4,7<br />

Para cezası 525 38,6 38,6<br />

Hapis cezası 175 12,9 12,9<br />

İşyeri kapatma cezası 170 12,5 12,5<br />

Ticaretten men cezası 229 16,8 16,9<br />

Teşhir cezası 196 14,4 14,4<br />

Toplam 1359 99,9 100,0<br />

Boş 2 ,1<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

2.6.1.11. Yükümlülerin Vergi Afları Hakkındaki Düşünceleri<br />

Anket formunun bir başka sorusu olarak, yükümlülere “Vergi afları<br />

hakkında ne düşünüyorsunuz?” şeklinde bir soru yöneltilerek vergi afları<br />

hakkındaki düşünceleri öğrenilmeye çalışılmıştır. Yükümlülerin bu soruya<br />

verdikleri yanıtların dağılımı aşağıda Tablo 36’da gösterilmiştir. Buna göre,<br />

yükümlülerin 610’u (% 44.9) dürüst yükümlüler cezalandırılıyor, 348’i (%<br />

25.6) vergi adaletini bozuyor, 184’ü (% 13.5) çok yararlı, 137’si (% 10.1)<br />

devlete güveni sarsıyor ve geriye kalan 81’i de (% 6) olumlu veya olumsuz<br />

etkisi olmuyor şeklinde tercih belirtmişlerdir. 1 adet yükümlü de bu soruya<br />

yanıt vermemeyi tercih etmiştir. Bu dağılımdan da açıkça görülmektedir ki,<br />

ankete katılan yükümlülerin % 80.5 gibi büyük bir çoğunluğu vergi aflarına<br />

çeşitli gerekçelerle karşı oldukları, yarar sağlamayacağı ve vergisini ödeyen<br />

dürüst yükümlüleri cezalandırmakla eşdeğer olduğu görüşünde<br />

birleşmişlerdir.<br />

91


92<br />

Tablo 36: Yükümlülerin Vergi Afları Hakkındaki Görüşleri<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Çok yararlı 184 13,5 13,5<br />

Dürüst yükümlüler cezalandırılıyor 610 44,8 44,9<br />

Vergi adaletini bozuyor 348 25,6 25,6<br />

Devlete güveni sarsıyor 137 10,1 10,1<br />

Olumlu veya olumsuz etkisi olmuyor 81 6,0 6,0<br />

Toplam 1360 99,9 100,0<br />

Boş 1 ,1<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

2.6.1.12. Yükümlülerin Vergi İdaresi Hakkındaki Görüşleri<br />

Anket formunun bir başka sorusu olarak yükümlülere “Vergi denetim<br />

ve inceleme elemanlarının denetleme ve incelemeleri esnasındaki<br />

davranışları aşağıdakilerden hangisine uyuyor?” sorusu yöneltilerek vergi<br />

idaresi ve denetim elemanlarının inceleme esnasındaki davranışlarına bakış<br />

açıları öğrenilmeye çalışılmıştır. Dört seçenekli ve son seçeneği açık uçlu<br />

olan bu soruya yanıt vermekten kaçınanların oranı önceki sorulara oranla bir<br />

hayli yüksek çıkmıştır (% 6.8 – 92 kişi). Yanıt vermeyenlerin oranının bu<br />

derece yüksek çıkması, yükümlülerin direkt olarak vergi idaresi ve inceleme<br />

elemanları hakkında görüş bildirmekten kaçınmalarından kaynaklanabileceği<br />

gibi, elde edilen sonuçların kendileri için olumsuz sonuç doğurabileceği<br />

endişelerinden de kaynaklanabilir. Yükümlülerin görüşlerinin dağılımı<br />

aşağıda Tablo 37’de görülmektedir. Buna göre, açık uçlu bıraktığımız<br />

seçenek, 243 kişi ile (% 19.1) en az tercih edilen ve gruplandırıldığında<br />

ağırlıklı olarak vergi inceleme elemanlarınca belirli olumsuz beklentilerin<br />

ima edildiğinin açıklandığı seçenektir. Geriye kalanlardan 413 kişi (% 32.5)<br />

incelemenin ciddiyetine uygun olarak tarafsız davranıyorlar, 334 kişi (%<br />

26.3) hatalarımızı gösterip, uyarıda bulunarak cezaya muhatap olmamızı<br />

önlüyorlar, 279 kişi ise (% 22) denetim esnasında işimi aksatarak,<br />

müşterilerimin ve çalışanlarımın yanında beni küçük düşürüyorlar<br />

seçeneklerini işaretlemişlerdir. Genel olarak bakıldığında ise, yanıt<br />

vermeyenler göz ardı edilerek hesaplanırsa % 58,8’lik bir çoğunluk vergi<br />

inceleme elemanlarının denetim esnasındaki davranışları hakkında olumlu<br />

düşünmektedir.


Tablo 37: Yükümlülerin Vergi Denetim ve İnceleme<br />

Elemanlarının Görevleri Esnasındaki Davranışları Hakkındaki Görüşleri<br />

İncelemenin ciddiyetine uygun olarak,<br />

tarafsız davranıyorlar<br />

Hatalarımızı gösterip, uyarıda<br />

bulunarak cezaya muhatap olmamızı<br />

engelliyorlar<br />

Denetim esnasında işimi aksatarak,<br />

müşterilerimin ve çalışanlarımın<br />

yanında küçük düşürüyorlar<br />

Sıklık Yüzde<br />

Geçerli<br />

Yüzde<br />

413 30,3 32,5<br />

334 24,5 26,3<br />

279 20,5 22,0<br />

Yukarıdakilerin dışında 243 17,9 19,1<br />

Toplam 1269 93,2 100,0<br />

Boş 92 6,8<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

Aşağıda Tablo 38’de gösterilen ve yükümlülere “Genel olarak<br />

yükümlülerin vergi idaresine yaklaşımlarını nasıl buluyorsunuz?” şeklinde<br />

yöneltilen soruya ise, 6 kişilik görüş bildirmeyenler hesaba katılmaksızın,<br />

yükümlülerin 455’i (% 33.6) olumlu, 900’ü de (% 66.4) olumsuz yanıtını<br />

vermişlerdir. Görülmektedir ki, mükelleflerin vergi idaresine genel bakış<br />

açısı olumsuz yöndedir. Yükümlüler, burada vergi inceleme elemanlarının<br />

davranışlarından ziyade, vergi idaresiyle ilgili genel tutum ve kanaatlerini de<br />

ifade ettikleri için, diğer faktörleri de hesaba katarak tercihte<br />

bulunmalarından ötürü bir önceki soruya verilen yanıtlara oranla farklı<br />

tercihlerde bulunabilmişlerdir.<br />

Tablo 38: Yükümlülerin Genel Olarak Vergi<br />

İdaresinin Yaklaşımları Hakkındaki Görüşleri<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Olumlu 455 33,4 33,6<br />

Olumsuz 900 66,1 66,4<br />

Toplam 1355 99,6 100,0<br />

Boş 6 ,4<br />

Toplam 1361 100,0<br />

93


2.6.1.13. Ekonomik Krizlerin Yükümlülerin Vergi Ödemelerine<br />

Etkileri<br />

Konjonktürel dalgalanmalar ve yaşanan ekonomik krizlerin<br />

yükümlülerin vergi ödemelerine etkisinin olup olmadığını öğrenmek<br />

amacıyla anket formunun bir başka sorusu olarak “Geçmişte yaşadığımız<br />

ekonomik krizler vergi ödemelerinizi olumsuz etkilemiş midir?” sorusu<br />

yükümlülere yöneltilmiştir. “Evet” veya “Hayır” şeklinde cevap aradığımız<br />

soruyla ilgili görüşlerin dağılımı aşağıda Tablo 39’da gösterilmiştir. 14<br />

kişinin (% 1) yanıt vermediği bu soruda, yükümlülerin 1057’si (% 78.5)<br />

evet, 290’ı (% 21.5) hayır seçeneklerini tercih ederek görüşlerini<br />

açıklamışlardır. Böylece, ankete yanıt veren yükümlülerin dörtte üçü geçen<br />

bir çoğunluğu geçmişte yaşadıkları ekonomik krizlerden vergilerini ödeme<br />

yönüyle olumsuz etkilendiklerini beyan etmişlerdir.<br />

94<br />

Tablo 39: Geçmişte Yaşanan Ekonomik<br />

Krizlerin Vergi Ödemelerine Olumsuz Etki Edip Etmemesi<br />

Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde<br />

Evet 1057 77,7 78,5<br />

Hayır 290 21,3 21,5<br />

Toplam 1347 99,0 100,0<br />

Boş 14 1,0<br />

Genel Toplam 1361 100,0<br />

2.6.2. Çapraz Dağılım Analizi Sonuçları<br />

Bu kısımda, iki veya daha fazla değişken arasında, yani farklı anket<br />

soruları arasındaki ilişkilerin incelenmesi suretiyle analiz yapılacaktır. Anket<br />

sorularının değişkenleri ve kavramları arasındaki ilişkilerin incelenmesi için<br />

çapraz tablolar oluşturularak ki-kare (x 2 ) testi ve korelasyon analizleri veri<br />

alınarak değerlendirmeler yapılacaktır.<br />

Çapraz tablo analizlerinde iki değişkenin birbirinden bağımsız olması,<br />

aralarında bir ilişkinin olmaması anlamına gelmektedir. Sosyal bilimlerde<br />

yapılan araştırmalarda genellikle ki-kare testi yaygın olarak ve iki değişkenin<br />

bağımsızlığını ölçmede kullanılmaktadır. Başka bir deyişle, ki-kare testi bir


çapraz tabloda yer alan değişkenler arasındaki gözlenen ilişkinin istatistiksel<br />

açıdan anlamlı olup olmadığını test etmek için kullanılmaktadır ve % 5<br />

anlamlılık seviyesinde Null Hipotezine göre değişkenler arasında ilişki<br />

yoktur varsayımına dayanmakta ve bu test edilmektedir. Bulunan Pearson kikare<br />

değeri (p katsayısı) % 5’den küçükse, iki değişken arasında anlamlı bir<br />

ilişkinin varlığından (Null hipotezinin kabulü), % 5’den büyükse<br />

yokluğundan (Null hipotezinin reddi) söz konusudur (Altunışık v.d.,<br />

2004:189-197).<br />

Ki-kare analizi sonucunda değişkenler arasında bir ilişkinin<br />

olmadığının bulunması (Null hipotezinin kabul edilmesi durumu) iki<br />

değişken arasında ilişkinin olmaması anlamına gelmeyebilir. Nedeni,<br />

değişkenler arasında doğrusal olmayan bir yapı söz konusu olabilir. Bu<br />

durumda, korelasyon katsayısına bakılarak iki değişken arasındaki doğrusal<br />

ilişkinin veya bağımlılığın şiddeti belirlenerek analiz yapılmaktadır.<br />

Anketimiz parametrik olmayan (non-parametrik) bir ölçüm yapmak için<br />

düzenlendiğinden iki değişken arası ilişkilerin belirlenmesinde Spermanrank<br />

korelasyonu test edilerek analiz yapılacaktır. Sperman-rank korelasyon<br />

katsayısı “r” harfi ile gösterilmiştir. “r” katsayısı +1 ile -1 arasında değer<br />

alabilmektedir. Bu katsayı +1’e yaklaştıkça değişkenler arasındaki doğrusal<br />

ilişkinin artmakta, -1’e yaklaştıkça ise iki değişken arasında negatif bir<br />

ilişkinin artmakta olduğu anlamı ortaya çıkmaktadır (Altunışık vd.,<br />

2004:197-200).<br />

Bu kısımda, yükümlülerin yaşadığı iller, yükümlülerin cinsiyeti,<br />

yükümlülerin yaşı, yükümlülerin öğrenim durumları ve işletmeler için ise<br />

kaç yıldır faaliyette bulundukları gibi farklı değişkenlerin test edildiği çapraz<br />

tabloların analiz edilmesi suretiyle, ankete katılan yükümlülerin tercihleri<br />

hakkında daha detaylı bilgiler edinilebilecek tablolar incelenecektir.<br />

95


2.6.2.1. Yükümlülerin İllere Göre Anket Sorularına Verdikleri<br />

Yanıtların Dağılımı<br />

96<br />

Tablo 40: Yükümlülerin İllere Göre Vergi Yükü Algılaması<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 30.05<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:<br />

0.003<br />

Korelasyon:<br />

Yükümlülerin vergi yükü algılaması<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :<br />

Toplam<br />

0,689 Çok ağır Ağır Normal Az<br />

Şanlıurfa<br />

45 120 60 1 226<br />

Yükümlülerin illere göre dağılımı<br />

Toplam<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

19,9% 53,1% 26,5% ,4% 100,0%<br />

15,0% 16,1% 20,3% 4,8% 16,6%<br />

93 216 78 8 395<br />

23,5% 54,7% 19,7% 2,0% 100,0%<br />

30,9% 29,0% 26,4% 38,1% 29,0%<br />

22 85 13 0 120<br />

18,3% 70,8% 10,8% ,0% 100,0%<br />

7,3% 11,4% 4,4% ,0% 8,8%<br />

116 243 101 10 470<br />

24,7% 51,7% 21,5% 2,1% 100,0%<br />

38,5% 32,7% 34,2% 47,6% 34,5%<br />

25 80 43 2 150<br />

16,7% 53,3% 28,7% 1,3% 100,0%<br />

8,3% 10,8% 14,6% 9,5% 11,0%<br />

301 744 295 21 1361<br />

22,1% 54,7% 21,7% 1,5% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 40’da Güneydoğu Anadolu Bölgesi için seçilen illerdeki<br />

yükümlülerin vergi yükü algılamasının iller itibariyle nasıl değiştiği<br />

görülmektedir. Tablodan da görüldüğü üzere ödedikleri verginin yükünü çok<br />

ağır olarak gören yükümlüler Gaziantep ve Diyarbakır’da yaşayan<br />

yükümlüler olarak dikkati çekmektedir. Şanlıurfa ve Adıyaman illerinde<br />

yaşayan vergi yükümlüleri ise daha çok ödedikleri verginin yükünü normal<br />

bulan kişilerden oluşmaktadır.


Tablo 41: Yükümlülerin İllerine ve Vergi Çeşitlerine Göre Vergi Tazyiki Algılaması Dağılımı<br />

Vergi çeşitlerine göre vergi tazyiki algılaması dağılımı<br />

Motorlu Katma değer<br />

Gelir Kurumlar Emlak taşıtlar vergisi(tüketici Belediye resim<br />

Toplam<br />

vergisi vergisi vergisi vergisi olarak) ve harçları Hiçbirinin Hepsinin<br />

64 8 9 39 46 7 8 45 226<br />

28,3% 3,5% 4,0% 17,3% 20,4% 3,1% 3,5% 19,9% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 124,872<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : 0,15<br />

Yükümlülerin Şanlıurfa<br />

illere göre dağılımı<br />

16,8% 14,3% 18,4% 15,7% 17,6% 31,8% 16,7% 15,4% 16,6%<br />

172 16 24 48 53 2 14 66 395<br />

Diyarbakır<br />

43,5% 4,1% 6,1% 12,2% 13,4% ,5% 3,5% 16,7% 100,0%<br />

45,0% 28,6% 49,0% 19,3% 20,2% 9,1% 29,2% 22,5% 29,0%<br />

30 11 2 25 20 0 0 32 120<br />

Mardin<br />

25,0% 9,2% 1,7% 20,8% 16,7% ,0% ,0% 26,7% 100,0%<br />

7,9% 19,6% 4,1% 10,0% 7,6% ,0% ,0% 10,9% 8,8%<br />

91 17 9 100 114 10 19 110 470<br />

Gaziantep<br />

19,4% 3,6% 1,9% 21,3% 24,3% 2,1% 4,0% 23,4% 100,0%<br />

23,8% 30,4% 18,4% 40,2% 43,5% 45,5% 39,6% 37,5% 34,5%<br />

25 4 5 37 29 3 7 40 150<br />

Adıyaman<br />

16,7% 2,7% 3,3% 24,7% 19,3% 2,0% 4,7% 26,7% 100,0%<br />

6,5% 7,1% 10,2% 14,9% 11,1% 13,6% 14,6% 13,7% 11,0%<br />

382 56 49 249 262 22 48 293 1361<br />

28,1% 4,1% 3,6% 18,3% 19,3% 1,6% 3,5% 21,5% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Toplam<br />

97


Tablo 41’de ise yükümlüler tarafından hangi ilde hangi vergi çeşidinin<br />

daha ağır olarak hissedildiği görülmektedir. Tabloya göre; gelir vergisi<br />

Diyarbakır’da yaşayan yükümlülerce, kurumlar vergisi Mardin’de yaşayan<br />

yükümlülerce, emlak vergisi Diyarbakır’da yaşayan yükümlülerce, motorlu<br />

taşıtlar vergisi Adıyaman, Gaziantep ve Mardin’de yaşayan yükümlülerce,<br />

KDV Gaziantep ve Şanlıurfa’da yaşayan yükümlülerce, belediye resim ve<br />

harçları Gaziantep ve Şanlıurfa’da yaşayan yükümlülerce ortalamadan daha<br />

ağır olarak hissedilmektedir. Adıyaman ve Mardin de yaşayan yükümlüler<br />

ise tüm vergilerin yükünün ağır olduğunu beyan eden yükümlüler grubu<br />

olarak dikkat çekmektedir.<br />

98


Tablo 42: Yükümlülerin İllerine Göre Verginin Tanımı Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin verginin tanımı hakkındaki görüşleri<br />

Kamu<br />

Teşebbüs<br />

Zorunlu bir hizmetlerinin Bir<br />

kabiliyetini Toplam<br />

ödemedir karşılığıdır ödevdir Bir yüktür engellemektedir<br />

50 94 49 27 6 226<br />

22,1% 41,6% 21,7% 11,9% 2,7% 100,0%<br />

11,9% 20,8% 19,7% 13,0% 20,0% 16,6%<br />

144 123 48 72 8 395<br />

36,5% 31,1% 12,2% 18,2% 2,0% 100,0%<br />

34,2% 27,2% 19,3% 34,6% 26,7% 29,0%<br />

73 22 6 18 1 120<br />

60,8% 18,3% 5,0% 15,0% ,8% 100,0%<br />

17,3% 4,9% 2,4% 8,7% 3,3% 8,8%<br />

121 155 101 80 13 470<br />

25,7% 33,0% 21,5% 17,0% 2,8% 100,0%<br />

28,7% 34,2% 40,6% 38,5% 43,3% 34,5%<br />

33 59 45 11 2 150<br />

22,0% 39,3% 30,0% 7,3% 1,3% 100,0%<br />

7,8% 13,0% 18,1% 5,3% 6,7% 11,0%<br />

421 453 249 208 30 1361<br />

30,9% 33,3% 18,3% 15,3% 2,2% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 115.676<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : 0,239<br />

Şanlıurfa<br />

Yükümlülerin illere<br />

göre dağılımı<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

Toplam<br />

99


Tablo 42 incelendiğinde ise, Diyarbakır ve Mardin de yaşayan vergi<br />

yükümlüleri diğer illere göre vergiyi daha çok zorunlu bir ödeme olarak<br />

gören yükümlülerden oluşmakta, Adıyaman ve Şanlıurfa’da yaşayanlar ise<br />

diğer illere göre vergiyi daha çok kamu hizmetlerinin karşılığı olarak ve<br />

bir ödev olarak görmektedirler. Vergiyi bir yük olarak görenler ise<br />

Diyarbakır ve Gaziantep’te diğer illere göre daha fazla oranda<br />

bulunmaktadır. Verginin teşebbüs kabiliyetini (girişimcilik hevesini)<br />

engellediğini düşünen yükümlüler ise en fazla Gaziantep’te bulunmaktadır.<br />

Tablo 43: Yükümlülerin İllerine Göre Uygulanan Vergilerin Adaletine<br />

İlişkin Dağılım<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 65.942<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : -1,00 Evet, adaletli<br />

Şanlıurfa<br />

Yükümlülerin illere göre dağılımı<br />

Toplam<br />

100<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

Uygulanan vergilerin adaletine ilişkin dağılım<br />

Adaletli ama,<br />

yeterince değil Hayır, adaletsiz<br />

Toplam<br />

5 74 147 226<br />

2,2% 32,7% 65,0% 100,0%<br />

20,0% 20,2% 15,2% 16,6%<br />

4 61 329 394<br />

1,0% 15,5% 83,5% 100,0%<br />

16,0% 16,7% 34,0% 29,0%<br />

1 17 102 120<br />

,8% 14,2% 85,0% 100,0%<br />

4,0% 4,6% 10,5% 8,8%<br />

13 160 297 470<br />

2,8% 34,0% 63,2% 100,0%<br />

52,0% 43,7% 30,7% 34,6%<br />

2 54 94 150<br />

1,3% 36,0% 62,7% 100,0%<br />

8,0% 14,8% 9,7% 11,0%<br />

25 366 969 1360<br />

1,8% 26,9% 71,3% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0%


Tablo 43’de ise yükümlülerin illerine göre uygulanan vergilerin<br />

adaletine ilişkin görüşlerinin dağılımı yer almaktadır. Uygulanan vergilerin<br />

adaletinin hangi illerde yaşayan yükümlülerce daha adaletli, hangi illerde<br />

yaşayan yükümlülerce daha adaletsiz olarak algılandığı bu tabloda<br />

görülmektedir. Tabloya göre, Gaziantep ve Şanlıurfa illerinde yaşayan vergi<br />

yükümlüleri ödedikleri verginin yükünü diğer illere oranla daha adaletli<br />

olarak görmektedirler. Yine tablodan Diyarbakır ve Mardin’de yaşayan vergi<br />

yükümlüleri ödedikleri verginin yükünü diğer illere oranla daha adaletsiz<br />

olarak görmektedirler.<br />

101


Tablo 44: Yükümlülerin İllerine Göre Uygulanan Vergilerin Adaletsizliğinin Nedenleri<br />

Uygulanan vergilerin adaletsizliğinin nedenleri<br />

Vergi<br />

Vergi<br />

Devletin hala bazı<br />

kanunlarının kaçakçılığının Vergi idaresinin kesimleri Toplam<br />

yapısı yaygın olması yaklaşımları vergilendirememesi<br />

52 61 18 87 218<br />

23,9% 28,0% 8,3% 39,9% 100,0%<br />

14,6% 15,4% 26,1% 17,1% 16,4%<br />

109 100 15 163 387<br />

28,2% 25,8% 3,9% 42,1% 100,0%<br />

30,6% 25,2% 21,7% 32,0% 29,1%<br />

61 38 4 17 120<br />

50,8% 31,7% 3,3% 14,2% 100,0%<br />

17,1% 9,6% 5,8% 3,3% 9,0%<br />

105 156 21 183 465<br />

22,6% 33,5% 4,5% 39,4% 100,0%<br />

29,5% 39,3% 30,4% 35,9% 34,9%<br />

29 42 11 60 142<br />

20,4% 29,6% 7,7% 42,3% 100,0%<br />

8,1% 10,6% 15,9% 11,8% 10,7%<br />

356 397 69 510 1332<br />

26,7% 29,8% 5,2% 38,3% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 65.616<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : 0,598<br />

Şanlıurfa<br />

Yükümlülerin illere göre<br />

dağılımı<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

Toplam<br />

102


Tablo 44’de de görülmektedir ki, yükümlülere göre uygulanan<br />

vergilerin adaletsizliğinin nedenlerinin başında devletin hala bazı kesimleri<br />

vergilendirememesi gelmektedir. Bu sebebi daha fazla tercih eden vergi<br />

yükümlüleri ise, Diyarbakır ve Adıyaman illerinde yaşayan vergi<br />

yükümlüleri olarak dikkat çekmektedir. Tablo 44 dikkatle incelendiğinde ise,<br />

uygulanan vergilerin adaletsizliğinin nedenini vergi kanunlarının yapısına<br />

bağlayanlar daha çok Mardin ve Diyarbakır’da yaşayan, vergi kaçakçılığının<br />

yaygın olmasına bağlayanlar daha çok Gaziantep’te yaşayan ve vergi<br />

idaresinin yaklaşımlarına bağlayanlar ise daha çok Şanlıurfa ve<br />

Adıyaman’da yaşayan vergi yükümlüleri olarak dikkati çekmektedir.<br />

Tablo 45: Yükümlülerin İllerine Göre Ödenen Vergilerle<br />

Devletten Alınan Hizmetler Arasında Doğru Orantılı Bir İlişki Kurma<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 71.169<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.079<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : 0,104<br />

Yükümlülerin illere göre dağılımı<br />

Toplam<br />

Şanlıurfa<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

Ödenen vergilerle devletten alınan<br />

hizmetler arasında doğru orantılı bir<br />

ilişki kurma<br />

Toplam<br />

Evet Hayır Zaman zaman<br />

33 100 93 226<br />

14,6% 44,2% 41,2% 100,0%<br />

20,0% 14,4% 18,6% 16,6%<br />

62 193 140 395<br />

15,7% 48,9% 35,4% 100,0%<br />

37,6% 27,8% 27,9% 29,0%<br />

2 102 16 120<br />

1,7% 85,0% 13,3% 100,0%<br />

1,2% 14,7% 3,2% 8,8%<br />

51 235 184 470<br />

10,9% 50,0% 39,1% 100,0%<br />

30,9% 33,8% 36,7% 34,5%<br />

17 65 68 150<br />

11,3% 43,3% 45,3% 100,0%<br />

10,3% 9,4% 13,6% 11,0%<br />

165 695 501 1361<br />

12,1% 51,1% 36,8% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

103


Tablo 45’de ise ankete katılan yükümlülerin yarısından çoğu (% 51.1)<br />

ödedikleri vergilerle aldıkları kamu hizmeti arasında paralel bir bağ<br />

kuramadıklarını göstermektedir ki, bu da bireylerin sübjektif vergi yüklerini<br />

olumsuz yönde etkileyen bir unsurdur. Bu düşüncenin Mardin’de yaşayan<br />

yükümlülerce daha ağırlıklı bir şekilde savunulduğu yine Tablo 45’de açıkça<br />

görülmektedir. Ödediği vergilerin hizmet olarak geri döndüğünü, yani idare<br />

(devlet) tarafından etkin bir şekilde kullanıldığına inanan vergi yükümlüleri<br />

ise daha çok Diyarbakır ve Şanlıurfa’da yaşayan yükümlüler olarak dikkati<br />

çekmektedir.<br />

104


Tablo 46: Yükümlülerin İllerine Göre Devletin Artan Gelir<br />

İhtiyacını Nasıl Karşılaması Gerektiği Hakkındaki Görüşlerin Dağılımı<br />

Devletin artan gelir ihtiyacını nasıl karşılaması gerektiği hakkındaki görüşlerin<br />

dağılımı<br />

Vergileri arttırarak veya Harcamalarını<br />

Vergi denetimlerini<br />

yeni vergiler koyarak kısarak Borçlanarak arttırarak<br />

Toplam<br />

6 104 3 111 224<br />

2,7% 46,4% 1,3% 49,6% 100,0%<br />

11,8% 17,0% 6,4% 17,1% 16,5%<br />

21 181 6 187 395<br />

5,3% 45,8% 1,5% 47,3% 100,0%<br />

41,2% 29,6% 12,8% 28,8% 29,1%<br />

1 82 8 29 120<br />

,8% 68,3% 6,7% 24,2% 100,0%<br />

2,0% 13,4% 17,0% 4,5% 8,8%<br />

18 185 18 249 470<br />

3,8% 39,4% 3,8% 53,0% 100,0%<br />

35,3% 30,3% 38,3% 38,4% 34,6%<br />

5 59 12 73 149<br />

3,4% 39,6% 8,1% 49,0% 100,0%<br />

9,8% 9,7% 25,5% 11,2% 11,0%<br />

51 611 47 649 1358<br />

3,8% 45,0% 3,5% 47,8% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 61.937<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : 0,118<br />

Yükümlülerin illere göre Şanlıurfa<br />

dağılımı<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

Toplam<br />

105


Tablo 46’da bölgede yaşayan vergi yükümlülerinin devletin artan gelir<br />

ihtiyacını nasıl karşılaması gerektiği hakkındaki görüşlerinin illere göre<br />

dağılımı görülmektedir. Her ilde yaşayan vergi yükümlülerinin devletin artan<br />

gelir ihtiyacını nasıl karşılaması gerektiği hakkındaki öncelikli çözümü farklı<br />

olabilmektedir. Tabloya göre, Diyarbakır’da yaşayan vergi yükümlüleri<br />

diğer illere nazaran daha yüksek oranda devletin vergileri arttırmasını<br />

önermekte, Mardin’de yaşayan vergi yükümlüleri ise devletin harcamalarını<br />

kısması gerektiğini diğer illere nazaran daha yüksek oranda düşünmekte,<br />

Adıyaman ve Mardin’de yaşayan vergi yükümlüleri ise devletin borçlanarak<br />

bunu telafi etmesi gerektiğini diğer illere nazaran daha yüksek oranda<br />

düşünmekte ve Gaziantep’te yaşayanlar ise devletin vergi denetimlerini<br />

arttırması gerektiğini diğer illere nazaran daha yüksek oranda<br />

düşünmektedir.<br />

106


Tablo 47: Yükümlülerin İllerine Göre Yapılan Kamu Harcamalarının İzlenip İzlenmemesi<br />

Yapılan kamu harcamalarının yükümlülerce izlenip izlenmemesi<br />

İzliyorum ve kendimce<br />

Bu konuda<br />

Yalnızca değerlendirmeler<br />

bilgi sahibi Toplam<br />

izliyorum<br />

yapıyorum İzlemiyorum değilim<br />

45 121 24 36 226<br />

19,9% 53,5% 10,6% 15,9% 100,0%<br />

18,0% 16,5% 17,3% 15,0% 16,6%<br />

55 191 47 102 395<br />

13,9% 48,4% 11,9% 25,8% 100,0%<br />

22,0% 26,1% 33,8% 42,5% 29,0%<br />

11 90 10 9 120<br />

9,2% 75,0% 8,3% 7,5% 100,0%<br />

4,4% 12,3% 7,2% 3,8% 8,8%<br />

108 256 43 63 470<br />

23,0% 54,5% 9,1% 13,4% 100,0%<br />

43,2% 35,0% 30,9% 26,3% 34,5%<br />

31 74 15 30 150<br />

20,7% 49,3% 10,0% 20,0% 100,0%<br />

12,4% 10,1% 10,8% 12,5% 11,0%<br />

250 732 139 240 1361<br />

18,4% 53,8% 10,2% 17,6% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 58.406<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.006<br />

Korelasyon:<br />

Şanlıurfa<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : 0,008<br />

Yükümlülerin illere göre dağılımı<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

Toplam<br />

107


Tablo 47’de ise, yükümlülerin illerine göre yapılan kamu<br />

harcamalarının izlenip izlenmemesi arasındaki bağ görülmektedir. Buna<br />

göre, yapılan kamu harcamaları takip edip ve kendince değerlendirmeler<br />

yapan vergi yükümlülerinin diğer illere nazaran Mardin’de daha yüksek<br />

oranda oldukları görülmektedir. Bu hususla ilgilenmeyip bilgi sahibi<br />

olmayan vergi yükümlülerinin yaşadığı illerin başında ise Diyarbakır<br />

gelmektedir. Gaziantep’te yaşayan vergi yükümlüleri ise diğer illere nazaran<br />

daha yüksek oranda kamu harcamalarını yalnızca izlemekle yetinen<br />

yükümlülerden oluşmaktadır.<br />

108


Tablo 48: Yükümlülerin İllerine Göre Günümüz Şartlarında Vergisini<br />

Tam Olarak Ödeyen Bir Vergi Yükümlüsünün Durumuna İlişkin Görüşleri<br />

Yükümlülerin günümüz şartlarında vergisini tam olarak ödeyen bir vergi<br />

yükümlüsünün durumuna ilişkin görüşleri<br />

Birkaç yıl<br />

içinde iflas<br />

Ekonomik<br />

etmeye Önemli bir gelişimini Saygınlığı<br />

Toplam<br />

mahkûmdur şey olmaz sağlayamaz artar Mutlu olur<br />

35 47 79 42 23 226<br />

15,5% 20,8% 35,0% 18,6% 10,2% 100,0%<br />

18,4% 12,3% 16,8% 21,1% 19,2% 16,6%<br />

59 121 139 36 39 394<br />

15,0% 30,7% 35,3% 9,1% 9,9% 100,0%<br />

31,1% 31,8% 29,6% 18,1% 32,5% 29,0%<br />

6 33 65 11 5 120<br />

5,0% 27,5% 54,2% 9,2% 4,2% 100,0%<br />

3,2% 8,7% 13,9% 5,5% 4,2% 8,8%<br />

76 130 148 82 33 469<br />

16,2% 27,7% 31,6% 17,5% 7,0% 100,0%<br />

40,0% 34,1% 31,6% 41,2% 27,5% 34,5%<br />

14 50 38 28 20 150<br />

9,3% 33,3% 25,3% 18,7% 13,3% 100,0%<br />

7,4% 13,1% 8,1% 14,1% 16,7% 11,0%<br />

190 <strong>381</strong> 469 199 120 1359<br />

14,0% 28,0% 34,5% 14,6% 8,8% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 63.005<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : 0,946<br />

Şanlıurfa<br />

Yükümlülerin<br />

illere göre<br />

dağılımı<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

Toplam<br />

109


Tablo 48’de de Yükümlülerin illerine göre günümüz şartlarında<br />

vergisini tam olarak ödeyen bir vergi yükümlüsünün durumuna ilişkin<br />

görüşlerinin dağılımı görülmektedir. Tabloda da görüldüğü üzere; günümüz<br />

şartlarında vergisini tam olarak ödeyen bir vergi yükümlüsünün durumuna<br />

ilişkin görüşlerden birkaç yıl içinde iflas etmeye mahkûmdur ve ekonomik<br />

gelişimini sağlayamaz diyenler diğer illere oranla Adıyaman’da daha yüksek<br />

oranda, saygınlığı artar diyenler Adıyaman ve Şanlıurfa’da daha yüksek<br />

oranda, mutlu olmayacağını düşünenler de diğer illere oranla daha çok<br />

Mardin’de yüksek oranda bulunmaktadır.<br />

110


Tablo 49: Yükümlülerin İllerine Göre Ülkemizde Vergi<br />

Bilincinin Nasıl Artırılacağına İlişkin Görüşlerinin Dağılımı<br />

Yükümlülerin ülkemizde vergi bilincinin nasıl artırılacağına ilişkin görüşlerinin<br />

dağılımı<br />

Kamu<br />

Vergi<br />

Kişi başına<br />

harcamalarındaki sistemindeki Vergi düşen gelir<br />

Eğitim ve savurganlığın adaletsizliğin oranlarının düzeyinin Toplam<br />

öğretim ile giderilmesi ile giderilmesi ile düşürülmesi ile arttırılması ile<br />

70 23 82 25 25 225<br />

31,1% 10,2% 36,4% 11,1% 11,1% 100,0%<br />

15,9% 13,8% 17,3% 16,3% 19,7% 16,5%<br />

72 53 170 63 37 395<br />

18,2% 13,4% 43,0% 15,9% 9,4% 100,0%<br />

16,4% 31,7% 35,9% 41,2% 29,1% 29,0%<br />

57 10 36 9 8 120<br />

47,5% 8,3% 30,0% 7,5% 6,7% 100,0%<br />

13,0% 6,0% 7,6% 5,9% 6,3% 8,8%<br />

184 61 143 39 43 470<br />

39,1% 13,0% 30,4% 8,3% 9,1% 100,0%<br />

41,9% 36,5% 30,2% 25,5% 33,9% 34,6%<br />

56 20 43 17 14 150<br />

37,3% 13,3% 28,7% 11,3% 9,3% 100,0%<br />

12,8% 12,0% 9,1% 11,1% 11,0% 11,0%<br />

439 167 474 153 127 1360<br />

32,3% 12,3% 34,9% 11,3% 9,3% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 71.414<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : -0,122<br />

Şanlıurfa<br />

Yükümlülerin<br />

illere göre<br />

dağılımı<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

Toplam<br />

111


Yukarıda Tablo 49’da vergi yükümlülerinin illerine göre ülkemizde<br />

vergi bilincinin nasıl artırılacağına ilişkin görüşlerinin dağılımı<br />

görülmektedir. Yükümlülerinin ülkemizde vergi bilincinin nasıl<br />

artırılacağına ilişkin görüşlerinden eğitim ve öğretimi tercih edenlerin<br />

Mardin, Gaziantep ve Adıyaman’da diğer illere göre daha yüksek oranda,<br />

vergi sistemindeki adaletsizliğin giderilmesi ile diyenlerin Diyarbakır ve<br />

Şanlıurfa’da diğer illere göre daha yüksek oranda, kamu harcamalarındaki<br />

savurganlığın giderilmesi ile ve vergi oranlarının düşürülmesi ile diyenlerin<br />

Diyarbakır’da diğer illere göre daha yüksek oranda oldukları görülmektedir.<br />

Kişi başına düşen gelir düzeyinin arttırılması ile seçeneğini işaretleyen vergi<br />

yükümlülerinin ise Şanlıurfa’da diğer illere göre daha yüksek oranda<br />

oldukları dikkati çekmektedir.<br />

112


Tablo 50: Yükümlülerin İllerine Göre Ülkemizde Vergilerin Tam Olarak Ödenememesinin Nedenleri Dağılımı<br />

Yükümlülere göre ülkemizde vergilerin tam olarak ödenememesinin nedenleri<br />

dağılımı<br />

Devletin<br />

Vergi bilincinin ve<br />

Biçimsel verginin<br />

vergi ahlakının<br />

Vergi yükümlülük- gerekliliğini Gerekli vergi yeterince<br />

oranlarının lerin fazla kamuoyuna reformlarının yerleşmemiş Toplam<br />

yüksek olması olması anlatamaması yapılamaması olması<br />

99 8 13 31 75 226<br />

43,8% 3,5% 5,8% 13,7% 33,2% 100,0%<br />

15,9% 13,8% 14,1% 17,8% 18,1% 16,6%<br />

225 21 19 41 89 395<br />

57,0% 5,3% 4,8% 10,4% 22,5% 100,0%<br />

36,2% 36,2% 20,7% 23,6% 21,5% 29,0%<br />

80 5 12 8 15 120<br />

66,7% 4,2% 10,0% 6,7% 12,5% 100,0%<br />

12,9% 8,6% 13,0% 4,6% 3,6% 8,8%<br />

159 22 39 66 184 470<br />

33,8% 4,7% 8,3% 14,0% 39,1% 100,0%<br />

25,6% 37,9% 42,4% 37,9% 44,4% 34,6%<br />

59 2 9 28 51 149<br />

39,6% 1,3% 6,0% 18,8% 34,2% 100,0%<br />

9,5% 3,4% 9,8% 16,1% 12,3% 11,0%<br />

622 58 92 174 414 1360<br />

45,7% 4,3% 6,8% 12,8% 30,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 93.026<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : 0,120<br />

Şanlıurfa<br />

Yükümlülerin illere<br />

göre dağılımı<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

Toplam<br />

113


Tablo 50’de de yükümlülerin illerine göre ülkemizde vergilerin tam<br />

olarak ödenememesinin nedenleri dağılımı incelenmiştir. Tablodan da<br />

görüldüğü üzere, vergi oranlarının yüksek olması diyenlerin Diyarbakır ve<br />

Mardin’de diğer illere nazaran daha yüksek oranda, vergi bilincinin ve vergi<br />

ahlakının yeterince yerleşmemiş olması diyenlerin Gaziantep ve<br />

Adıyaman’da diğer illere nazaran daha yüksek oranda, gerekli vergi<br />

reformlarının yapılamaması diyenlerin de Adıyaman’da diğer illere nazaran<br />

daha yüksek oranda oldukları görülmektedir. Devletin verginin gerekliliğini<br />

kamuoyuna anlatamaması diyen vergi yükümlülerinin ise Mardin’de diğer<br />

illere nazaran daha yüksek oranda bulundukları tabloda görülmektedir.<br />

114


Tablo 51: Yükümlülerin İllerine Göre Ülkemizde Herkesin Vergisini Tam Olarak<br />

Ödememesinin Yükümlülerde Oluşturabileceği Davranışlar Hakkındaki Görüşleri<br />

Ülkemizde herkesin vergisini tam olarak ödememesinin<br />

yükümlülerde oluşturabileceği davranışların dağılımı<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 41.706<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : 0,005<br />

Herkesi vergi Daha çok Olumlu veya<br />

Vergi ödeme kaçırmaya vergi ödemeye olumsuz bir Toplam<br />

şevkini kırıyor itiyor sevk ediyor etkisi olmaz<br />

85 122 11 8 226<br />

37,6% 54,0% 4,9% 3,5% 100,0%<br />

15,0% 18,1% 17,7% 14,3% 16,6%<br />

143 214 16 22 395<br />

36,2% 54,2% 4,1% 5,6% 100,0%<br />

25,2% 31,7% 25,8% 39,3% 29,0%<br />

52 57 5 6 120<br />

43,3% 47,5% 4,2% 5,0% 100,0%<br />

9,2% 8,4% 8,1% 10,7% 8,8%<br />

211 233 14 11 469<br />

45,0% 49,7% 3,0% 2,3% 100,0%<br />

37,2% 34,5% 22,6% 19,6% 34,5%<br />

76 49 16 9 150<br />

50,7% 32,7% 10,7% 6,0% 100,0%<br />

13,4% 7,3% 25,8% 16,1% 11,0%<br />

567 675 62 56 1360<br />

41,7% 49,6% 4,6% 4,1% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Şanlıurfa<br />

Yükümlülerin illere göre<br />

dağılımı<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

Toplam<br />

115


Tablo 51’de yükümlülerin illerine göre ülkemizde herkesin vergisini<br />

tam olarak ödememesinin yükümlülerde oluşturabileceği davranışlar<br />

hakkındaki görüşleri incelenmiştir. Tabloya göre, herkesi vergi kaçırmaya<br />

itiyor diyenler Diyarbakır ve Şanlıurfa’da diğer illere nazaran daha yüksek<br />

oranda, vergi ödeme şevkini kırıyor ve daha çok vergi ödemeye sevk ediyor<br />

diyenler Adıyaman’da diğer illere nazaran daha yüksek oranda ve olumlu<br />

veya olumsuz bir etkisi olmaz diyenler ise yine Adıyaman’da diğer illere<br />

nazaran daha yüksek oranda görülmektedir.<br />

116


Tablo 52: Yükümlülerin İllerine Göre Vergi Oranlarının<br />

Artırılması Sonucunda Gösterebilecekleri Tepkilerin Dağılımı<br />

Vergi oranlarının artırılması sonucunda yükümlülerin gösterebilecekleri tepkilerin<br />

dağılımı<br />

Toplam<br />

Daha fazla vergi<br />

ödeyecek olmam, beni<br />

daha fazla çalışmaya<br />

teşvik eder<br />

Harcamalarımı<br />

kısma yoluna<br />

giderim<br />

Eski vergi seviyemi<br />

aşmamak için<br />

vergiden kaçınmanın<br />

yollarını ararım<br />

Daha fazla vergi<br />

ödemektense, işimi<br />

yavaşlatır veya<br />

bırakırım<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 112.143<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.002<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : 0,090<br />

52 73 73 28 226<br />

23,0% 32,3% 32,3% 12,4% 100,0%<br />

19,7% 15,6% 14,5% 22,4% 16,6%<br />

67 199 103 26 395<br />

17,0% 50,4% 26,1% 6,6% 100,0%<br />

25,4% 42,4% 20,5% 20,8% 29,0%<br />

22 27 66 5 120<br />

18,3% 22,5% 55,0% 4,2% 100,0%<br />

8,3% 5,8% 13,1% 4,0% 8,8%<br />

91 132 212 35 470<br />

19,4% 28,1% 45,1% 7,4% 100,0%<br />

34,5% 28,1% 42,1% 28,0% 34,5%<br />

32 38 49 31 150<br />

21,3% 25,3% 32,7% 20,7% 100,0%<br />

12,1% 8,1% 9,7% 24,8% 11,0%<br />

264 469 503 125 1361<br />

19,4% 34,5% 37,0% 9,2% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Şanlıurfa<br />

Yükümlülerin<br />

illere göre dağılımı<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

Toplam<br />

117


Tablo 52’de ise yükümlülerin illerine göre vergi oranlarının artırılması<br />

sonucunda gösterebilecekleri tepkilerin dağılımı görülmektedir.<br />

Harcamalarımı kısma yoluna giderim diyenlerin Mardin ve Gaziantep’te<br />

diğer illere nazaran daha yüksek oranda, eski vergi seviyemi aşmamak için<br />

vergiden kaçınmanın yollarını ararım diyenlerin Diyarbakır’da diğer illere<br />

nazaran daha yüksek oranda, daha fazla vergi ödemektense, işimi yavaşlatır<br />

veya bırakırım diyenlerin Şanlıurfa ve Adıyaman’da diğer illere nazaran<br />

daha yüksek oranda ve daha fazla vergi ödeyecek olmam, beni daha fazla<br />

çalışmaya teşvik eder diyenlerin de Adıyaman ve Şanlıurfa’da diğer illere<br />

nazaran daha yüksek oranda oldukları tabloda görülmektedir.<br />

118


Tablo 53: Yükümlülerin İllerine Göre Türkiye'de Vergi Kaçakçılığının Nedenleri Dağılımı<br />

Yükümlülere göre Türkiye'de vergi kaçakçılığının nedenleri<br />

Vergi<br />

Mükelleflerde<br />

"Herkes<br />

Vergi<br />

kanunlarının sık Kamu<br />

Belge<br />

vergi<br />

kaçırıyor, ben<br />

kanunlarının<br />

Vergi<br />

sık değişmesi ve harcamaların-<br />

sisteminin<br />

bilincinin<br />

de kaçırıyorum"<br />

vergi<br />

idaresinin ve<br />

mükelleflerin daki<br />

oturmamış<br />

yerleşmemiş<br />

mantığının<br />

kaçırmaya<br />

denetimlerinin<br />

bunu savurganlık<br />

olması<br />

Toplam<br />

olması<br />

yaygın olması<br />

müsait olması<br />

yetersiz olması<br />

izleyememesi<br />

42 37 12 25 57 16 37 226<br />

18,6% 16,4% 5,3% 11,1% 25,2% 7,1% 16,4% 100,0%<br />

12,6% 20,3% 17,6% 14,7% 17,0% 27,6% 17,5% 16,6%<br />

98 50 17 61 119 9 40 394<br />

24,9% 12,7% 4,3% 15,5% 30,2% 2,3% 10,2% 100,0%<br />

29,4% 27,5% 25,0% 35,9% 35,5% 15,5% 18,9% 29,0%<br />

31 8 3 16 26 1 35 120<br />

25,8% 6,7% 2,5% 13,3% 21,7% ,8% 29,2% 100,0%<br />

9,3% 4,4% 4,4% 9,4% 7,8% 1,7% 16,5% 8,8%<br />

120 60 31 50 110 21 76 468<br />

25,6% 12,8% 6,6% 10,7% 23,5% 4,5% 16,2% 100,0%<br />

36,0% 33,0% 45,6% 29,4% 32,8% 36,2% 35,8% 34,5%<br />

42 27 5 18 23 11 24 150<br />

28,0% 18,0% 3,3% 12,0% 15,3% 7,3% 16,0% 100,0%<br />

12,6% 14,8% 7,4% 10,6% 6,9% 19,0% 11,3% 11,0%<br />

333 182 68 170 335 58 212 1358<br />

24,5% 13,4% 5,0% 12,5% 24,7% 4,3% 15,6% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 69.481<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : 0,241<br />

Yükümlülerin Şanlıurfa<br />

illere göre<br />

dağılımı<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

Toplam<br />

119


Tablo 53’de ise yükümlülerin illerine göre Türkiye'de vergi<br />

kaçakçılığının nedenleri hakkındaki görüşlerinin dağılımı görülmektedir.<br />

Buna göre, Türkiye'de vergi kaçakçılığının nedenlerini "Herkes kaçırıyor,<br />

ben de kaçırıyorum" mantığının yaygın olmasına bağlayanların<br />

Diyarbakır’da diğer illere nazaran daha yüksek oranda, vergi idaresinin ve<br />

denetimlerinin yetersiz olmasına bağlayanların Adıyaman’da diğer illere<br />

nazaran daha yüksek oranda, vergi kanunlarının vergi kaçırmaya müsait<br />

olmasına bağlayanların Mardin’de diğer illere nazaran daha yüksek oranda,<br />

mükelleflerde vergi bilincinin yerleşmemiş olmasına bağlayanların<br />

Adıyaman’da diğer illere nazaran daha yüksek oranda, kamu<br />

harcamalarındaki savurganlığa bağlayanların Diyarbakır’da diğer illere<br />

nazaran daha yüksek oranda ve vergi kanunlarının sık sık değişmesi ve<br />

mükelleflerin bunu izleyememesine bağlayanların da Gaziantep’te diğer illere<br />

nazaran daha yüksek oranda oldukları görülmektedir.<br />

120


Tablo 54: Yükümlülerin İllerine Göre Vergi<br />

Kaçıran Diğer Yükümlüler Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin vergi kaçıran diğer yükümlüler hakkındaki görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 184.359<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : 0,025<br />

Zorunlu Kurnaz bir tacir<br />

Şiddetli tepki Hoş olduğu için olarak Normal bir Toplam<br />

gösteririm karşılamam yapmıştır değerlendiririm davranıştır<br />

28 146 27 18 6 225<br />

12,4% 64,9% 12,0% 8,0% 2,7% 100,0%<br />

11,6% 19,6% 12,8% 15,8% 13,0% 16,6%<br />

31 193 110 44 16 394<br />

7,9% 49,0% 27,9% 11,2% 4,1% 100,0%<br />

12,9% 25,9% 52,1% 38,6% 34,8% 29,0%<br />

59 36 10 12 3 120<br />

49,2% 30,0% 8,3% 10,0% 2,5% 100,0%<br />

24,5% 4,8% 4,7% 10,5% 6,5% 8,8%<br />

97 277 51 26 18 469<br />

20,7% 59,1% 10,9% 5,5% 3,8% 100,0%<br />

40,2% 37,1% 24,2% 22,8% 39,1% 34,5%<br />

26 94 13 14 3 150<br />

17,3% 62,7% 8,7% 9,3% 2,0% 100,0%<br />

10,8% 12,6% 6,2% 12,3% 6,5% 11,0%<br />

241 746 211 114 46 1358<br />

17,7% 54,9% 15,5% 8,4% 3,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Şanlıurfa<br />

Yükümlülerin illere göre<br />

dağılımı<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

Toplam<br />

121


Tablo 54’de yükümlülerin illerine göre vergi kaçıran diğer yükümlüler<br />

hakkındaki görüşlerinin dağılımı görülmektedir. Tabloya göre, hoş<br />

karşılamam diyen vergi yükümlülerinin Şanlıurfa, Adıyaman ve<br />

Gaziantep’te diğer ilere nazaran daha yüksek oranda, şiddetli tepki<br />

gösteririm diyen vergi yükümlülerinin Mardin ve Gaziantep’te diğer ilere<br />

nazaran daha yüksek oranda oldukları görülmektedir. Zorunlu olduğu için<br />

yapmıştır, normal bir davranıştır ve kurnaz bir tacir olarak değerlendiririm<br />

diyen vergi yükümlülerinin ise Diyarbakır’da diğer ilere nazaran daha<br />

yüksek oranda oldukları yine tablodan açıkça görülmektedir.<br />

122


Tablo 55: Yükümlülerin İllerine Göre Vergi<br />

Kaçıranlara Verilmesi Gereken Cezalar Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin vergi kaçıranlara verilmesi gereken cezalar hakkındaki<br />

görüşleri<br />

İşyeri<br />

Ceza Para Hapis kapatma Ticaretten men Teşhir Toplam<br />

verilmemeli cezası cezası cezası cezası cezası<br />

11 74 30 39 37 33 224<br />

4,9% 33,0% 13,4% 17,4% 16,5% 14,7% 100,0%<br />

17,2% 14,1% 17,1% 22,9% 16,2% 16,8% 16,5%<br />

21 193 40 44 38 59 395<br />

5,3% 48,9% 10,1% 11,1% 9,6% 14,9% 100,0%<br />

32,8% 36,8% 22,9% 25,9% 16,6% 30,1% 29,1%<br />

7 32 4 15 58 4 120<br />

5,8% 26,7% 3,3% 12,5% 48,3% 3,3% 100,0%<br />

10,9% 6,1% 2,3% 8,8% 25,3% 2,0% 8,8%<br />

24 164 73 55 77 77 470<br />

5,1% 34,9% 15,5% 11,7% 16,4% 16,4% 100,0%<br />

37,5% 31,2% 41,7% 32,4% 33,6% 39,3% 34,6%<br />

1 62 28 17 19 23 150<br />

,7% 41,3% 18,7% 11,3% 12,7% 15,3% 100,0%<br />

1,6% 11,8% 16,0% 10,0% 8,3% 11,7% 11,0%<br />

64 525 175 170 229 196 1359<br />

4,7% 38,6% 12,9% 12,5% 16,9% 14,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 143.726<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Şanlıurfa<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : 0,273<br />

Yükümlülerin illere göre<br />

dağılımı<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

Toplam<br />

123


Tablo 55’de de yükümlülerin illerine göre vergi kaçıranlara verilmesi<br />

gereken cezalar hakkındaki görüşleri görülmektedir. Tabloda da görüleceği<br />

üzere, vergi yükümlülerinin vergi kaçıranlara verilmesini düşündükleri<br />

cezalardan para cezası diyen vergi yükümlülerinin Diyarbakır ve<br />

Adıyaman’da diğer ilere nazaran daha yüksek oranda, ticaretten men cezası<br />

diyen vergi yükümlülerinin Mardin’de diğer ilere nazaran daha yüksek<br />

oranda, teşhir cezası diyen vergi yükümlülerinin Şanlıurfa ve Gaziantep’te<br />

(iki büyük il) diğer ilere nazaran daha yüksek oranda, hapis cezası diyen<br />

vergi yükümlülerinin Adıyaman’da diğer ilere nazaran daha yüksek oranda,<br />

işyeri kapatma cezası diyen vergi yükümlülerinin Şanlıurfa’da diğer ilere<br />

nazaran daha yüksek oranda ve ceza verilmemeli diyen vergi yükümlülerinin<br />

Mardin ve Diyarbakır’da diğer ilere nazaran daha yüksek oranda oldukları<br />

dikkati çekmektedir.<br />

124<br />

Tablo 56: Yükümlülerin İllerine Göre Vergi Kanunlarının<br />

Zorunlu Kıldığı Ölçülerdeki Kayıt Düzeni Hakkındaki Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 40.483<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.01<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : 0,093 Basit Anlaşılmaz<br />

Yükümlülerin<br />

illere göre<br />

dağılımı<br />

Şanlıurfa<br />

Toplam<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

Vergi kanunlarının zorunlu kıldığı<br />

ölçülerdeki kayıt düzeni hakkındaki<br />

görüşlerin dağılımı<br />

Uyulması<br />

çok zor<br />

Toplam<br />

47 125 54 226<br />

20,8% 55,3% 23,9% 100,0%<br />

21,2% 15,1% 17,9% 16,7%<br />

76 243 73 392<br />

19,4% 62,0% 18,6% 100,0%<br />

34,2% 29,4% 24,2% 29,0%<br />

20 93 7 120<br />

16,7% 77,5% 5,8% 100,0%<br />

9,0% 11,2% 2,3% 8,9%<br />

60 279 128 467<br />

12,8% 59,7% 27,4% 100,0%<br />

27,0% 33,7% 42,4% 34,6%<br />

19 87 40 146<br />

13,0% 59,6% 27,4% 100,0%<br />

8,6% 10,5% 13,2% 10,8%<br />

222 827 302 1351<br />

16,4% 61,2% 22,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 56’da yükümlülerin illerine göre vergi kanunlarının zorunlu


kıldığı ölçülerdeki kayıt düzeni hakkındaki görüşleri görülmektedir. Tabloya<br />

göre, vergi kanunlarının zorunlu kıldığı ölçülerdeki kayıt düzeni hakkında<br />

anlaşılmaz diyen vergi yükümlülerinin Mardin’de diğer ilere nazaran daha<br />

yüksek oranda, uyulması çok zor diyen vergi yükümlülerinin Gaziantep ve<br />

Adıyaman’da diğer ilere nazaran daha yüksek oranda ve basit diyen vergi<br />

yükümlülerinin ise Gaziantep ve Şanlıurfa’da diğer ilere nazaran daha<br />

yüksek oranda bulundukları açık bir şekilde görülmektedir.<br />

Tablo 57: Yükümlülerin İllerine Göre Genel Olarak<br />

Vergi İdaresinin Yaklaşımları Hakkındaki Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 19.639<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.001<br />

Korelasyon:<br />

Yükümlülerin genel olarak<br />

vergi idaresinin yaklaşımları<br />

hakkındaki görüşleri<br />

Toplam<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : 0,161 Olumlu Olumsuz<br />

Yükümlülerin Şanlıurfa<br />

85 141 226<br />

illere göre dağılımı<br />

37,6% 62,4% 100,0%<br />

18,7% 15,7% 16,7%<br />

Diyarbakır<br />

141 252 393<br />

35,9% 64,1% 100,0%<br />

31,0% 28,0% 29,0%<br />

Mardin<br />

20 99 119<br />

16,8% 83,2% 100,0%<br />

4,4% 11,0% 8,8%<br />

Gaziantep<br />

166 303 469<br />

35,4% 64,6% 100,0%<br />

36,5% 33,7% 34,6%<br />

Adıyaman<br />

43 105 148<br />

29,1% 70,9% 100,0%<br />

9,5% 11,7% 10,9%<br />

Toplam<br />

455 900 1355<br />

33,6% 66,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 57’de ise yükümlülerin illerine göre genel olarak vergi<br />

idaresinin yaklaşımları hakkındaki görüşleri analiz edilmiştir. Tablodan,<br />

vergi yükümlülerinin genel olarak vergi idaresinin yaklaşımları hakkında<br />

olumsuz bir kanaate sahip oldukları (%66.4) görülmektedir. Bu olumsuz<br />

görüşün Mardin ve Adıyaman illerinde (iki küçük il) yaşayan vergi<br />

yükümlülerince diğer illere nazaran daha yüksek oranda beyan edildiği<br />

açıkça görülmektedir.<br />

125


Tablo 58: Yükümlülerin İllerine Göre Vergi Denetim Ve İnceleme<br />

Elemanlarının Görevleri Esnasındaki Davranışları Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin vergi denetim ve inceleme elemanlarının görevleri esnasındaki davranışları<br />

hakkındaki görüşleri<br />

İncelemenin Hatalarımızı gösterip, Denetim esnasında işimi<br />

ciddiyetine uygun uyarıda bulunarak aksatarak, müşterilerimin ve<br />

olarak, tarafsız cezaya muhatap çalışanların yanında küçük Yukarıdaki- Toplam<br />

davranıyorlar olmamızı önlüyorlar<br />

düşürüyorlar<br />

lerin dışında<br />

78 83 17 45 223<br />

35,0% 37,2% 7,6% 20,2% 100,0%<br />

18,9% 24,9% 6,1% 18,5% 17,6%<br />

117 89 93 80 379<br />

30,9% 23,5% 24,5% 21,1% 100,0%<br />

28,3% 26,6% 33,3% 32,9% 29,9%<br />

11 18 68 19 116<br />

9,5% 15,5% 58,6% 16,4% 100,0%<br />

2,7% 5,4% 24,4% 7,8% 9,1%<br />

162 111 78 74 425<br />

38,1% 26,1% 18,4% 17,4% 100,0%<br />

39,2% 33,2% 28,0% 30,5% 33,5%<br />

45 33 23 25 126<br />

35,7% 26,2% 18,3% 19,8% 100,0%<br />

10,9% 9,9% 8,2% 10,3% 9,9%<br />

413 334 279 243 1269<br />

32,5% 26,3% 22,0% 19,1% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ: 138.765<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : 0,541<br />

Şanlıurfa<br />

Yükümlülerin illere<br />

göre dağılımı<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

Toplam<br />

126


Tablo 58’de yükümlülerin illerine göre vergi denetim ve inceleme<br />

elemanlarının görevleri esnasındaki davranışları hakkındaki görüşlerinin<br />

dağılımı görülmektedir. Tabloya göre yükümlülerin vergi denetim ve<br />

inceleme elemanlarının görevleri esnasındaki davranışları hakkındaki<br />

görüşlerinden incelemenin ciddiyetine uygun olarak, tarafsız davranıyorlar<br />

diyen vergi yükümlülerinin Gaziantep’te diğer ilere nazaran daha yüksek<br />

oranda, hatalarımızı gösterip, uyarıda bulunarak cezaya muhatap olmamızı<br />

önlüyorlar diyen vergi yükümlülerinin Şanlıurfa’da diğer ilere nazaran daha<br />

yüksek oranda oldukları görülmekte iken, denetim esnasında işimi<br />

aksatarak, müşterilerimin ve çalışanların yanında küçük düşürüyorlar diyen<br />

vergi yükümlülerinin Mardin ve Diyarbakır’da diğer ilere nazaran daha<br />

yüksek oranda oldukları görülmektedir.<br />

127


Tablo 59: Yükümlülerin İllerine Göre Vergi Afları Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin vergi afları hakkındaki görüşleri<br />

Vergi Devlete Olumlu veya<br />

Çok Dürüst yükümlüler adaletini güveni olumsuz etkisi Toplam<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : 0,056<br />

yararlı cezalandırılıyor bozuyor sarsıyor olmuyor<br />

Şanlıurfa<br />

31 94 72 18 10 225<br />

Yükümlülerin illere göre<br />

13,8% 41,8% 32,0% 8,0% 4,4% 100,0%<br />

dağılımı<br />

16,8% 15,4% 20,7% 13,1% 12,3% 16,5%<br />

Diyarbakır 81 176 65 41 32 395<br />

20,5% 44,6% 16,5% 10,4% 8,1% 100,0%<br />

44,0% 28,9% 18,7% 29,9% 39,5% 29,0%<br />

Mardin<br />

18 40 45 10 7 120<br />

15,0% 33,3% 37,5% 8,3% 5,8% 100,0%<br />

9,8% 6,6% 12,9% 7,3% 8,6% 8,8%<br />

Gaziantep 36 236 121 57 20 470<br />

7,7% 50,2% 25,7% 12,1% 4,3% 100,0%<br />

19,6% 38,7% 34,8% 41,6% 24,7% 34,6%<br />

Adıyaman 18 64 45 11 12 150<br />

12,0% 42,7% 30,0% 7,3% 8,0% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:69.832<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

9,8% 10,5% 12,9% 8,0% 14,8% 11,0%<br />

184 610 348 137 81 1360<br />

13,5% 44,9% 25,6% 10,1% 6,0% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Toplam<br />

128


Tablo 59’da yükümlülerin illerine göre vergi afları hakkındaki<br />

görüşlerinin analizi görülmektedir. Tabloya göre, dürüst yükümlüler<br />

cezalandırılıyor diyen vergi yükümlülerinin Gaziantep’te diğer ilere nazaran<br />

daha yüksek oranda, vergi adaletini bozuyor diyen vergi yükümlülerinin<br />

Mardin, Şanlıurfa ve Adıyaman’da diğer ilere nazaran daha yüksek oranda,<br />

devlete güveni sarsıyor diyen vergi yükümlülerinin Gaziantep’te diğer ilere<br />

nazaran daha yüksek oranda, çok yararlı diyen vergi yükümlülerinin ise<br />

Diyarbakır ve Gaziantep’te diğer ilere nazaran daha yüksek oranda<br />

tercihlerini belirttikleri görülmektedir.<br />

Tablo 60: Yükümlülerin İllerine Göre Ülkemizde Herkesin<br />

Vergisini Tam Olarak Ödeyip Ödemedikleri Hakkındaki Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:52.282<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Yükümlülerin ülkemizde herkesin<br />

vergisini tam olarak ödeyip<br />

ödemedikleri hakkındaki görüşleri<br />

Sperman Kor. Kats: (r) : -0,177 Evet Hayır<br />

Yükümlülerin<br />

illere göre dağılımı<br />

Toplam<br />

Şanlıurfa<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

Toplam<br />

1 225 226<br />

,4% 99,6% 100,0%<br />

2,5% 17,1% 16,7%<br />

0 394 394<br />

,0% 100,0% 100,0%<br />

,0% 29,9% 29,1%<br />

0 120 120<br />

,0% 100,0% 100,0%<br />

,0% 9,1% 8,8%<br />

25 445 470<br />

5,3% 94,7% 100,0%<br />

62,5% 33,8% 34,7%<br />

14 132 146<br />

9,6% 90,4% 100,0%<br />

35,0% 10,0% 10,8%<br />

40 1316 1356<br />

2,9% 97,1% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

129


Tablo 60’da da yükümlülerin illerine göre ülkemizde herkesin<br />

vergisini tam olarak ödeyip ödemedikleri hakkındaki görüşleri analiz<br />

edilmiştir. Tabloya göre, bölgede ankete katılan vergi yükümlülerinin<br />

ülkemizde herkesin vergisini tam olarak ödeyip ödemedikleri hakkındaki<br />

görüşleri % 97 oranında hayır şeklindedir. Yine tablodan görülmektedir ki<br />

bu oran Diyarbakır ve Mardin’de % 100 şeklinde çıkmıştır. Yani bu illerden<br />

ankete katılan vergi yükümlülerinin tamamı ülkemizde herkesin vergisini<br />

tam olarak ödemediğini belirtmişlerdir. Bu oran Şanlıurfa’da da (bir kişi<br />

eksikle) % 99.6 şeklinde çıkmıştır.<br />

130<br />

Tablo 61: Yükümlülerin İllerine Göre Vergilerde<br />

Dikey Adaletin Olup Olmadığı Hakkındaki Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:33.879<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Yükümlülerin vergilerde dikey<br />

adaletin olup olmadığı hakkındaki<br />

görüşleri<br />

Toplam<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,028 Evet Hayır<br />

Yükümlülerin illere<br />

göre dağılımı<br />

Şanlıurfa<br />

27 199 226<br />

Toplam<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

11,9% 88,1% 100,0%<br />

15,7% 16,8% 16,6%<br />

25 370 395<br />

6,3% 93,7% 100,0%<br />

14,5% 31,2% 29,1%<br />

10 110 120<br />

8,3% 91,7% 100,0%<br />

5,8% 9,3% 8,8%<br />

78 391 469<br />

16,6% 83,4% 100,0%<br />

45,3% 33,0% 34,5%<br />

32 116 148<br />

21,6% 78,4% 100,0%<br />

18,6% 9,8% 10,9%<br />

172 1186 1358<br />

12,7% 87,3% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%


Tablo 61’de yükümlülerin illerine göre vergilerde dikey adaletin, yani<br />

gelir düzeyleri farklı olan bireylerden farklı (az veya fazla) vergi miktarlarda<br />

vergi almanın, gerçekleşip gerçekleşmediği hakkındaki görüşlerinin dağılımı<br />

ele alınmıştır. Tablodan da görülmektedir ki, yükümlülerin % 87’ler<br />

düzeyindeki kısmı vergilemede dikey adaletin varlığına inanmamaktadırlar.<br />

Bu oran Diyarbakır ve Mardin’de ise daha yüksek düzeyde çıkmıştır. Yani,<br />

bu iki ilde yaşayan vergi yükümlüleri Türkiye’de vergilemede dikey adaletin<br />

varlığına diğer illere nazaran daha az inanmaktadırlar.<br />

Tablo 62: Yükümlülerin İllerine Göre Yaşanan Ekonomik Krizlerin<br />

Vergi Ödemelerine Olumsuz Etki Edip Etmemesi Hakkındaki Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:12.095<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.017<br />

Korelasyon:<br />

Geçmişte yaşanan ekonomik krizlerin<br />

vergi ödemelerine olumsuz etki edip<br />

etmemesi<br />

Toplam<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,078 Evet Hayır<br />

Yükümlülerin<br />

illere göre<br />

dağılımı<br />

Şanlıurfa<br />

177<br />

79,7%<br />

45<br />

20,3%<br />

222<br />

100,0%<br />

Toplam<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

16,7% 15,5% 16,5%<br />

308 83 391<br />

78,8% 21,2% 100,0%<br />

29,1% 28,6% 29,0%<br />

103 17 120<br />

85,8% 14,2% 100,0%<br />

9,7% 5,9% 8,9%<br />

367 99 466<br />

78,8% 21,2% 100,0%<br />

34,7% 34,1% 34,6%<br />

102 46 148<br />

68,9% 31,1% 100,0%<br />

9,6% 15,9% 11,0%<br />

1057 290 1347<br />

78,5% 21,5% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

131


Tablo 62’de de yükümlülerin illerine göre, yaşanan ekonomik krizlerin<br />

vergi ödemelerine olumsuz etki edip etmemesi hakkındaki görüşleri ele<br />

alınmıştır. Tabloda da görüldüğü üzere ankete katılan vergi yükümlülerinin<br />

büyük bir çoğunluğu (% 78.5) geçmişte yaşadıkları ekonomik krizler<br />

nedeniyle vergi ödeme yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmekte<br />

zorlandıklarını beyan etmişlerdir. Bu düşünce Mardin’de daha yüksek<br />

oranda, Adıyaman’da da daha düşük oranda yükümlüler tarafından beyan<br />

edilmiştir.<br />

132<br />

Tablo 63: Yükümlülerin İllerine Göre Kamu<br />

Harcamalarında Bir Savurganlığın Olup Olmadığı Hakkındaki<br />

Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:33.520<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Yükümlülerin kamu<br />

harcamalarında bir savurganlığın<br />

olup olmadığı hakkındaki görüşleri<br />

Toplam<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,100 Evet Hayır<br />

Yükümlülerin illere<br />

göre dağılımı<br />

Şanlıurfa<br />

189 37 226<br />

Toplam<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

83,6% 16,4% 100,0%<br />

16,8% 16,1% 16,7%<br />

351 41 392<br />

89,5% 10,5% 100,0%<br />

31,2% 17,8% 28,9%<br />

109 11 120<br />

90,8% 9,2% 100,0%<br />

9,7% 4,8% 8,9%<br />

358 112 470<br />

76,2% 23,8% 100,0%<br />

31,8% 48,7% 34,7%<br />

118 29 147<br />

80,3% 19,7% 100,0%<br />

10,5% 12,6% 10,8%<br />

1125 230 1355<br />

83,0% 17,0% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 63’de ise yükümlülerin illerine göre kamu harcamalarında bir<br />

savurganlığın olup olmadığı hakkındaki görüşlerinin dağılımı görülmektedir.<br />

Yükümlülerin ödedikleri vergilerin verimli kamu harcamalarına ve kendi


öncelikleri ile örtüşen alanlara yöneldiğini görmeleri, onların vergiye<br />

uyumunu arttırdığı muhakkaktır. Tabladan da anlaşıldığı üzere, ankete<br />

katılan vergi yükümlülerinin büyük bir çoğunluğu olan % 83’lük kitle kamu<br />

harcamalarında bir savurganlığın olduğuna inanmaktadır. Yine tablodan<br />

görülmektedir ki, bu oranın Mardin ve Diyarbakır’da diğer illere nazaran<br />

daha da yüksek olduğu (%90’lar düzeyinde) açıktır.<br />

Tablo 64: Yükümlülerin İllerine Göre Önce Desteklemiş Oldukları Bir<br />

İktidardan, Sadece Vergileri Artırması Nedeniyle Bir Sonraki Seçimde<br />

Desteklerini Çekip Çekmeyecekleri Hakkındaki Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:18.473<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.001<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,082<br />

Yükümlülerin<br />

illere göre<br />

dağılımı<br />

Toplam<br />

Şanlıurfa<br />

Diyarbakır<br />

Mardin<br />

Gaziantep<br />

Adıyaman<br />

Yükümlülerin önce desteklemiş<br />

oldukları bir iktidardan, sadece vergileri<br />

arttırması nedeniyle bir sonraki seçimde<br />

desteklerini çekip çekmeyecekleri<br />

durumu<br />

Toplam<br />

Evet Hayır<br />

65 158 223<br />

29,1% 70,9% 100,0%<br />

12,9% 18,7% 16,6%<br />

155 236 391<br />

39,6% 60,4% 100,0%<br />

30,8% 28,0% 29,0%<br />

35 85 120<br />

29,2% 70,8% 100,0%<br />

7,0% 10,1% 8,9%<br />

200 265 465<br />

43,0% 57,0% 100,0%<br />

39,8% 31,4% 34,5%<br />

48 99 147<br />

32,7% 67,3% 100,0%<br />

9,5% 11,7% 10,9%<br />

503 843 1346<br />

37,4% 62,6% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 64’de de yükümlülerin illerine göre önce desteklemiş oldukları<br />

bir iktidardan, sadece vergileri artırması nedeniyle bir sonraki seçimde<br />

133


desteklerini çekip çekmeyecekleri hakkındaki görüşleri görülmektedir.<br />

Tabloya göre, vergi yükümlülerinin diğer veriler sabitken yükümlülerin<br />

sadece yaklaşık üçte birlik kısmı yalnızca vergileri artırması nedeniyle bir<br />

sonraki seçimde iktidara olan desteklerini çekeceklerini belirtmişlerdir. Bu<br />

oranın (yalnızca vergileri artırması nedeniyle bir sonraki seçimde iktidara<br />

olan desteklerini çekeceklerini belirtenlerin oranı) Gaziantep ve<br />

Diyarbakır’da diğer illere nazaran daha yüksek çıktığı da tabloya bakılınca<br />

dikkati çekmektedir.<br />

2.6.2.2. Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Anket Sorularına<br />

Verdikleri Yanıtların Dağılımı<br />

134<br />

Tablo 65: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Vergi Yükü<br />

Algılaması<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:1.196<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.568<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r)<br />

Yükümlülerin vergi yükü algılaması<br />

:0,619 Çok ağır Ağır Normal Az<br />

Erkek<br />

Yükümlülerin<br />

cinsiyet durumu<br />

Toplam<br />

Kadın<br />

Toplam<br />

240 577 232 15 1064<br />

22,6% 54,2% 21,8% 1,4% 100,0%<br />

79,7% 77,6% 78,6% 71,4% 78,2%<br />

61 167 63 6 297<br />

20,5% 56,2% 21,2% 2,0% 100,0%<br />

20,3% 22,4% 21,4% 28,6% 21,8%<br />

301 744 295 21 1361<br />

22,1% 54,7% 21,7% 1,5% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 65’de yükümlülerin cinsiyet durumuna göre vergi yükü<br />

algılaması görülmektedir. Tabloya göre, ödedikleri verginin yükünü çok ağır<br />

bulanların oranı erkeklerde kadınlara nazaran daha yüksek oranda iken, ağır<br />

bulanlar kadınlarda erkeklere nazaran daha yüksek orandadır.


Tablo 66: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre<br />

Vergi Tazyikini En Çok Algıladıkları Vergi Çeşitlerinin Dağılımı<br />

Vergi çeşitlerine göre vergi tazyiki algılaması dağılımı<br />

Katma değer<br />

Motorlu vergisi Belediye<br />

Gelir Kurumlar Emlak taşıtlar (tüketici resim ve<br />

Toplam<br />

vergisi vergisi vergisi vergisi olarak) harçları Hiçbirinin Hepsinin<br />

326 47 41 184 213 16 34 203 1064<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:33.100<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,131<br />

Erkek<br />

Yükümlülerin<br />

cinsiyet durumu<br />

30,6% 4,4% 3,9% 17,3% 20,0% 1,5% 3,2% 19,1% 100,0%<br />

85,3% 83,9% 83,7% 73,9% 81,3% 72,7% 70,8% 69,3% 78,2%<br />

56 9 8 65 49 6 14 90 297<br />

Kadın<br />

18,9% 3,0% 2,7% 21,9% 16,5% 2,0% 4,7% 30,3% 100,0%<br />

14,7% 16,1% 16,3% 26,1% 18,7% 27,3% 29,2% 30,7% 21,8%<br />

382 56 49 249 262 22 48 293 1361<br />

Toplam<br />

28,1% 4,1% 3,6% 18,3% 19,3% 1,6% 3,5% 21,5% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

135


Tablo 66’da ise, yükümlülerin cinsiyet durumuna göre vergi tazyikini<br />

en çok algıladıkları vergi çeşitlerinin dağılımı görülmektedir. Tabloya göre,<br />

vergi tazyikinin vergi yükümlülerince en ağır hissedildiği vergi olan gelir<br />

vergisini, kurumlar vergisini, emlak vergisini ve KDV’yi erkekler kadınlara<br />

nazaran daha yüksek oranda hissetmektedir. Motorlu taşıtlar vergisi,<br />

belediye resim ve harçlarını ve vergilerin tümünde ise durum tam tersinedir,<br />

yani kadınlar erkeklere nazaran daha yüksek oranda vergi ödemekten dolayı<br />

tazyik hissetmektedirler.<br />

136


Tablo 67: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Verginin Tanımı Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin verginin tanımı hakkındaki görüşleri<br />

Toplam<br />

Teşebbüs<br />

kabiliyetini<br />

engellemektedir<br />

Kamu hizmetlerinin<br />

karşılığıdır Bir ödevdir Bir yüktür<br />

Zorunlu bir<br />

ödemedir<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:2.751<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.476<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,745<br />

334 352 198 155 25 1064<br />

Erkek<br />

Yükümlülerin<br />

cinsiyet durumu<br />

31,4% 33,1% 18,6% 14,6% 2,3% 100,0%<br />

79,3% 77,7% 79,5% 74,5% 83,3% 78,2%<br />

87 101 51 53 5 297<br />

Kadın<br />

29,3% 34,0% 17,2% 17,8% 1,7% 100,0%<br />

20,7% 22,3% 20,5% 25,5% 16,7% 21,8%<br />

421 453 249 208 30 1361<br />

Toplam<br />

30,9% 33,3% 18,3% 15,3% 2,2% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

137


Tablo 67’de ise yükümlülerin cinsiyet durumuna göre verginin tanımı<br />

hakkındaki görüşleri görülmektedir. Tablodan da anlaşılacağı üzere, vergiyi<br />

zorunlu bir ödeme ve girişimciliklerini engelleyen bir unsur olarak görenler<br />

erkeklerde kadınlara nazaran daha yüksek oranda, kamu hizmetlerinin bir<br />

karşılığı, bir ödev ve bir yük olarak görenler kadınlarda erkeklere nazaran da<br />

yüksek oranda görülmektedir.<br />

138<br />

Tablo 68: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre<br />

Uygulanan Vergilerin Adaletine İlişkin Görüşlerinin Dağılımı<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:0.394<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.679<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,622 Evet, adaletli<br />

Yükümlülerin cinsiyet<br />

durumu<br />

Toplam<br />

Erkek<br />

Kadın<br />

Uygulanan vergilerin adaletine ilişkin<br />

dağılım<br />

Adaletli ama,<br />

yeterince değil<br />

Hayır,<br />

adaletsiz<br />

Toplam<br />

20 282 761 1063<br />

1,9% 26,5% 71,6% 100,0%<br />

80,0% 77,0% 78,5% 78,2%<br />

5 84 208 297<br />

1,7% 28,3% 70,0% 100,0%<br />

20,0% 23,0% 21,5% 21,8%<br />

25 366 969 1360<br />

1,8% 26,9% 71,3% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 68’de yükümlülerin cinsiyet durumuna göre uygulanan<br />

vergilerin adaletine ilişkin görüşlerinin dağılımı görülmektedir. Tabloya<br />

göre, erkekler kadınlara nazaran daha yüksek oranda uygulanan vergilerin<br />

adaletsiz olduğu görüşünü bildirmekte, kadınlar da erkeklere nazaran daha<br />

yüksek oranda uygulanan vergilerin kısmen adaletli olduğunu<br />

savunmaktadır.


Tablo 69: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre<br />

Uygulanan Vergilerin Adaletsizliğinin Nedenleri Hakkındaki Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:11.364<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.010<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,067<br />

Yükümlülerin cinsiyet<br />

durumu<br />

Toplam<br />

Erkek<br />

Kadın<br />

Uygulanan vergilerin adaletsizliğinin<br />

nedenleri<br />

Vergi kanunlarının<br />

yapısı<br />

Vergi kaçakçılığının<br />

yaygın olması<br />

Vergi idaresinin<br />

yaklaşımları<br />

Devletin hala bazı<br />

kesimleri<br />

vergilendirememesi<br />

Toplam<br />

301 299 53 390 1043<br />

28,9% 28,7% 5,1% 37,4% 100,0%<br />

84,6% 75,3% 76,8% 76,5% 78,3%<br />

55 98 16 120 289<br />

19,0% 33,9% 5,5% 41,5% 100,0%<br />

15,4% 24,7% 23,2% 23,5% 21,7%<br />

356 397 69 510 1332<br />

26,7% 29,8% 5,2% 38,3% 100,0%<br />

100,0%<br />

100,0<br />

%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 69’da ise yükümlülerin cinsiyet durumuna göre uygulanan<br />

vergilerin adaletsizliğinin nedenleri hakkındaki görüşleri görülmektedir.<br />

Yükümlülerden uygulanan vergilerin adaletsizliğinin nedenlerinden devletin<br />

hala bazı kesimleri vergilendirememesi olarak görenler içinde kadınların<br />

oranı erkeklerinkinden daha fazladır. Vergi kanunlarının yapısı olarak<br />

görenler içinde ise erkeklerin oranı kadınlara nazaran daha yüksek olduğu<br />

görülmektedir. Vergi kaçakçılığının yaygın olması diyenler kadınlarda daha<br />

yüksek oranda iken vergi idaresinin yaklaşımları diyenlerde de durumun<br />

aynı yönde olduğu tabloda görülmektedir.<br />

139


Tablo 70: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Ödenen Vergilerle<br />

Devletten Alınan Hizmetler Arasında Doğru Orantılı Bir İlişki Kurma<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:3.618<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.149<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,680<br />

Yükümlülerin<br />

cinsiyet durumu<br />

Toplam<br />

140<br />

Erkek<br />

Kadın<br />

Ödenen vergilerle devletten alınan<br />

hizmetler arasında doğru orantılı bir<br />

ilişki kurma<br />

Evet Hayır<br />

Zaman<br />

zaman<br />

Toplam<br />

138 534 392 1064<br />

13,0% 50,2% 36,8% 100,0%<br />

83,6% 76,8% 78,2% 78,2%<br />

27 161 109 297<br />

9,1% 54,2% 36,7% 100,0%<br />

16,4% 23,2% 21,8% 21,8%<br />

165 695 501 1361<br />

12,1% 51,1% 36,8% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 70’de yükümlülerin cinsiyet durumuna göre ödenen vergilerle<br />

devletten alınan hizmetler arasında doğru orantılı bir ilişki kurma hakkındaki<br />

görüşlerin dağılımı görülmektedir. Tabloda da görülmektedir ki, erkekler<br />

kadınlara oranla daha yüksek nispette ödedikleri vergilerle devletten<br />

aldıkları hizmetler arasında daha fazla bir ilişki kurmaktadırlar. Yani,<br />

bölgede yaşayan ve anket sorularını yanıtlayan vergi yükümlüleri içerisinden<br />

erkek olanlar kadınlara oranla ödedikleri vergilerin daha yüksek nispette<br />

hizmete dönüştüğünü, etkin olarak kullanıldığını düşünmektedirler.


Tablo 71: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Devletin Artan<br />

Gelir İhtiyacını Nasıl Karşılaması Gerektiği Hakkındaki Görüşlerin<br />

Dağılımı<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:6.775<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.079<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :<br />

0,069<br />

Yükümlülerin<br />

cinsiyet<br />

durumu<br />

Toplam<br />

Erkek<br />

Kadın<br />

Devletin artan gelir ihtiyacını nasıl<br />

karşılaması gerektiği hakkındaki görüşlerin<br />

dağılımı<br />

Vergileri arttırarak<br />

veya yeni vergiler<br />

koyarak<br />

Harcamalarını<br />

kısarak<br />

Borçlanarak<br />

Vergi denetimlerini<br />

arttırarak<br />

Toplam<br />

41 496 37 488 1062<br />

3,9% 46,7% 3,5% 46,0% 100,0%<br />

80,4% 81,2% 78,7% 75,2% 78,2%<br />

10 115 10 161 296<br />

3,4% 38,9% 3,4% 54,4% 100,0%<br />

19,6% 18,8% 21,3% 24,8% 21,8%<br />

51 611 47 649 1358<br />

3,8% 45,0% 3,5% 47,8% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 71’de de yükümlülerin cinsiyet durumuna göre devletin artan<br />

gelir ihtiyacını nasıl karşılaması gerektiği hakkındaki görüşlerinin dağılımı<br />

görülmektedir. Tabloya göre, devletin artan gelir ihtiyacını harcamalarını<br />

kısmak suretiyle karşılamalı diyenler içinde erkekler kadınlara nispeten daha<br />

yüksek orandadır. Vergi denetimlerini artırmak suretiyle karşılamalı<br />

diyenler içinde ise kadınlar erkeklere nazaran daha yüksek orandadır.<br />

Vergileri arttırarak veya yeni vergiler koyarak ve vergi denetimlerini<br />

arttırarak diyenler içinde ise erkeklerin nispeti kadınlardan daha yüksektir.<br />

141


142<br />

Tablo 72: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre<br />

Yapılan Kamu Harcamalarının İzlenip İzlenmemesi<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:2.576<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.472<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r)<br />

:0,671<br />

Yükümlülerin<br />

cinsiyet durumu<br />

Toplam<br />

Erkek<br />

Kadın<br />

Yalnızca izliyorum<br />

Yapılan kamu harcamalarının<br />

yükümlülerce izlenip izlenmemesi<br />

İzliyorum ve<br />

kendimce<br />

değerlendirmeler<br />

yapıyorum<br />

İzlemiyorum<br />

Bu konuda bilgi<br />

sahibi değilim<br />

Toplam<br />

194 580 111 179 1064<br />

18,2% 54,5% 10,4% 16,8% 100,0%<br />

77,6% 79,2% 79,9% 74,6% 78,2%<br />

56 152 28 61 297<br />

18,9% 51,2% 9,4% 20,5% 100,0%<br />

22,4% 20,8% 20,1% 25,4% 21,8%<br />

250 732 139 240 1361<br />

18,4% 53,8% 10,2% 17,6% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 72’de ise yükümlülerin cinsiyet durumuna göre yapılan kamu<br />

harcamalarının izlenip izlenmemesinin analizi görülmektedir. Tablodan,<br />

devletin yapmış olduğu kamu harcamalarını izlemeyenler ve bu konuda bilgi<br />

sahibi olmayanlar içinde kadın vergi yükümlüleri daha yüksek oranda,<br />

izleyenler içinde de erkek vergi yükümlüleri daha yüksek oranda bulunmakta<br />

olduğu açıkça görülmektedir.


Tablo 73: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Günümüz Şartlarında<br />

Vergisini Tam Olarak Ödeyen Bir Vergi Yükümlüsünün Durumuna İlişkin Görüşleri<br />

Yükümlülerin günümüz şartlarında vergisini tam olarak ödeyen bir vergi<br />

yükümlüsünün durumuna ilişkin görüşleri<br />

Birkaç yıl içinde<br />

Ekonomik<br />

iflas etmeye Önemli bir şey gelişimini Saygınlığı<br />

Toplam<br />

mahkûmdur olmaz sağlayamaz artar Mutlu olur<br />

150 293 378 143 98 1062<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:7.542<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.110<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,840<br />

Erkek<br />

Yükümlülerin<br />

cinsiyet durumu<br />

14,1% 27,6% 35,6% 13,5% 9,2% 100,0%<br />

78,9% 76,9% 80,6% 71,9% 81,7% 78,1%<br />

40 88 91 56 22 297<br />

Kadın<br />

13,5% 29,6% 30,6% 18,9% 7,4% 100,0%<br />

21,1% 23,1% 19,4% 28,1% 18,3% 21,9%<br />

190 <strong>381</strong> 469 199 120 1359<br />

Toplam<br />

14,0% 28,0% 34,5% 14,6% 8,8% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 73’de de yükümlülerin cinsiyet durumuna göre günümüz şartlarında vergisini tam olarak ödeyen bir vergi<br />

yükümlüsünün durumuna ilişkin görüşlerinin dağılımı görülmektedir. Tabloya göre, yükümlülerden birkaç yıl içinde iflas<br />

etmeye mahkûmdur diyenler içinde erkekler daha ağırlıklı, önemli bir şey olmaz diyenler içinde kadınlar daha ağırlıklı, ekonomik<br />

gelişimini sağlayamaz diyenler içinde erkekler daha ağırlıklı, saygınlığı artar diyenler içinde kadınlar daha ağırlıklı ve mutlu<br />

olur diyenler içinde erkekler daha ağırlıklı olarak yer almaktadır.<br />

143


Tablo 74: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Ülkemizde<br />

Vergi Bilincinin Nasıl Artırılacağına İlişkin Görüşlerinin Dağılımı<br />

Yükümlülerin ülkemizde vergi bilincinin nasıl artırılacağına ilişkin görüşlerinin dağılımı<br />

Kamu<br />

Vergi<br />

harcamalarındaki sistemindeki Vergi Kişi başına düşen<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,184 Eğitim ve savurganlığın adaletsizliğin oranlarının gelir düzeyinin Toplam<br />

öğretim ile giderilmesi ile giderilmesi ile düşürülmesi ile arttırılması ile<br />

Yükümlülerin Erkek<br />

348 129 377 124 85 1063<br />

cinsiyet durumu<br />

32,7% 12,1% 35,5% 11,7% 8,0% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:11.056<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.026<br />

Korelasyon:<br />

79,3% 77,2% 79,5% 81,0% 66,9% 78,2%<br />

91 38 97 29 42 297<br />

Kadın<br />

30,6% 12,8% 32,7% 9,8% 14,1% 100,0%<br />

20,7% 22,8% 20,5% 19,0% 33,1% 21,8%<br />

439 167 474 153 127 1360<br />

Toplam<br />

32,3% 12,3% 34,9% 11,3% 9,3% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 74’de yükümlülerin cinsiyet durumuna göre ülkemizde vergi bilincinin nasıl artırılacağına ilişkin görüşlerinin<br />

dağılımı görülmektedir. Tabloya göre, ülkemizde vergi bilincinin eğitim ve öğretim ile ve vergi sistemindeki adaletsizliğin<br />

giderilmesi ile artırılacağını düşünen yükümlüler içinde erkeklerin oranı daha fazla iken, vergi oranlarının düşürülmesi ile ve<br />

kişi başına düşen gelir düzeyinin arttırılması ile artırılacağını düşünen yükümlüler içinde kadınların oranının daha fazla olduğu<br />

görülmektedir.<br />

144


Tablo 75: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Ülkemizde<br />

Vergilerin Tam Olarak Ödenememesinin Nedenleri Dağılımı<br />

Yükümlülere göre ülkemizde vergilerin tam olarak ödenememesinin nedenleri dağılımı<br />

Devletin verginin<br />

Vergi bilincinin ve<br />

Vergi Biçimsel gerekliliğini Gerekli vergi vergi ahlakının<br />

oranlarının yükümlülüklerin kamuoyuna reformlarının yeterince Toplam<br />

yüksek olması fazla olması anlatamaması yapılamaması yerleşmemiş olması<br />

523 44 66 130 301 1064<br />

49,2% 4,1% 6,2% 12,2% 28,3% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:23.669<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,124<br />

Erkek<br />

Yükümlülerin cinsiyet<br />

durumu<br />

84,1% 75,9% 71,7% 74,7% 72,7% 78,2%<br />

99 14 26 44 113 296<br />

Kadın<br />

33,4% 4,7% 8,8% 14,9% 38,2% 100,0%<br />

15,9% 24,1% 28,3% 25,3% 27,3% 21,8%<br />

622 58 92 174 414 1360<br />

Toplam<br />

45,7% 4,3% 6,8% 12,8% 30,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 75’de ise yükümlülerin cinsiyet durumuna göre ülkemizde vergilerin tam olarak ödenememesinin nedenlerinin<br />

dağılımı görülmektedir. Tablodan da anlaşılacağı üzere, ülkemizde vergilerin tam olarak ödenememesinin nedenlerinden vergi<br />

oranlarının yüksek olması seçeneğini erkekler kadınlara nazaran daha yüksek oranda, vergi bilincinin ve vergi ahlakının<br />

yeterince yerleşmemiş olması seçeneğini kadınlar erkeklere nazaran daha yüksek oranda, gerekli vergi reformlarının<br />

yapılamaması ve devletin verginin gerekliliğini kamuoyuna anlatamaması seçeneklerini kadınlar erkeklere nazaran daha yüksek<br />

oranda tercih etmişlerdir.<br />

145


Tablo 76: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Ülkemizde Herkesin Vergisini<br />

Tam Olarak Ödememesinin Yükümlülerde Oluşturabileceği Davranışlar Hakkındaki Görüşleri<br />

Ülkemizde herkesin vergisini tam olarak ödememesinin yükümlülerde oluşturabileceği<br />

davranışların dağılımı<br />

Daha çok vergi<br />

Vergi ödeme şevkini Herkesi vergi ödemeye sevk Olumlu veya olumsuz Toplam<br />

kırıyor kaçırmaya itiyor ediyor<br />

bir etkisi olmaz<br />

430 537 48 48 1063<br />

40,5% 50,5% 4,5% 4,5% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:4.454<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.060<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,067<br />

Erkek<br />

Yükümlülerin cinsiyet<br />

durumu<br />

75,8% 79,6% 77,4% 85,7% 78,2%<br />

137 138 14 8 297<br />

Kadın<br />

46,1% 46,5% 4,7% 2,7% 100,0%<br />

24,2% 20,4% 22,6% 14,3% 21,8%<br />

567 675 62 56 1360<br />

Toplam<br />

41,7% 49,6% 4,6% 4,1% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 76’da yükümlülerin cinsiyet durumundaki farklılıklara göre, ülkemizde herkesin vergisini tam olarak ödememesinin<br />

yükümlülerde oluşturabileceği davranışlar hakkındaki görüşleri ele alınmıştır. Tablo’ya göre, kadınlar erkeklere nazaran daha<br />

yüksek oranda vergi ödeme şevkini kırıyor seçeneğini işaretlerken, erkekler de kadınlara nazaran daha yüksek oranda herkesi<br />

vergi kaçırmaya itiyor seçeneğini işaretlemişlerdir. Daha çok vergi ödemeye sevk ediyor diyenler içinde ise kadınların oranı<br />

daha da yüksektir.<br />

146


Tablo 77: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Vergi<br />

Oranlarının Artırılması Sonucunda Gösterebilecekleri Tepkilerin Dağılımı<br />

Vergi oranlarının artırılması sonucunda yükümlülerin gösterebilecekleri tepkilerin dağılımı<br />

Toplam<br />

Daha fazla vergi<br />

ödeyecek olmam, beni<br />

daha fazla çalışmaya<br />

teşvik eder<br />

Harcamalarımı<br />

kısma yoluna<br />

giderim<br />

Eski vergi seviyemi<br />

aşmamak için<br />

vergiden kaçınmanın<br />

yollarını ararım<br />

Daha fazla vergi<br />

ödemektense, işimi<br />

yavaşlatır veya<br />

bırakırım<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:31.514<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,127<br />

218 387 383 76 1064<br />

Erkek<br />

Yükümlülerin cinsiyet<br />

durumu<br />

20,5% 36,4% 36,0% 7,1% 100,0%<br />

82,6% 82,5% 76,1% 60,8% 78,2%<br />

46 82 120 49 297<br />

Kadın<br />

15,5% 27,6% 40,4% 16,5% 100,0%<br />

17,4% 17,5% 23,9% 39,2% 21,8%<br />

264 469 503 125 1361<br />

Toplam<br />

19,4% 34,5% 37,0% 9,2% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 77’de yükümlülerin cinsiyet durumuna göre vergi oranlarının artırılması sonucunda gösterebilecekleri tepkilerin<br />

dağılımı görülmektedir. Buna göre, harcamalarımı kısma yoluna giderim ve daha fazla vergi ödeyecek olmam, beni daha fazla<br />

çalışmaya teşvik eder diyenler içerisinde kadınların yüzdesi erkeklere oranla daha yüksek iken, daha fazla vergi ödemektense,<br />

işimi yavaşlatır veya bırakırım ve eski vergi seviyemi aşmamak için vergiden kaçınmanın yollarını ararım diyenler içerisinde<br />

erkeklerin yüzdesinin kadınlara oranla daha yüksek olduğu görülmektedir. Yani, erkeklerin vergi oranlarının artırılmasına olan<br />

tepkileri kadınlarınkine nazaran sert olmaktadır.<br />

147


Tablo 78: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Türkiye'de Vergi Kaçakçılığının Nedenleri<br />

Yükümlülere göre Türkiye'de vergi kaçakçılığının nedenleri<br />

Mükellefler- Vergi kanunlarının<br />

"Herkes kaçırıyor,<br />

Vergi<br />

de vergi sık sık değişmesi Kamu ben de Belge kanunlarının<br />

bilincinin ve mükelleflerin harcamala- kaçırıyorum" sisteminin vergi<br />

yerleşmemiş bunu takip rındaki mantığının yaygın oturmamış kaçırmaya Toplam<br />

olması edememesi savurganlık olması olması müsait olması<br />

264 132 50 143 257 44 171 1061<br />

24,9% 12,4% 4,7% 13,5% 24,2% 4,1% 16,1% 100,0%<br />

Vergi<br />

idaresinin ve<br />

denetimlerinin<br />

yetersiz<br />

olması<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:9.371<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.0150<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,696<br />

Yükümlülerin Erkek<br />

cinsiyet durumu<br />

79,3% 72,5% 73,5% 84,1% 76,7% 75,9% 80,7% 78,1%<br />

69 50 18 27 78 14 41 297<br />

Kadın<br />

23,2% 16,8% 6,1% 9,1% 26,3% 4,7% 13,8% 100,0%<br />

20,7% 27,5% 26,5% 15,9% 23,3% 24,1% 19,3% 21,9%<br />

333 182 68 170 335 58 212 1358<br />

Toplam<br />

24,5% 13,4% 5,0% 12,5% 24,7% 4,3% 15,6% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 78’de yükümlülerin cinsiyet durumuna göre Türkiye'de vergi kaçakçılığının nedenlerinin neler olabileceği<br />

görülmektedir. Buna göre, mükelleflerde vergi bilincinin yerleşmemiş olması, vergi kanunlarının sık sık değişmesi ve<br />

mükelleflerin bunu takip edememesi, "Herkes kaçırıyor, ben de kaçırıyorum" mantığının yaygın olması ve belge sisteminin<br />

oturmamış olması diyenler içinde kadınların yüzdesi erkeklere oranla daha yüksek iken, vergi idaresinin ve denetimlerinin<br />

yetersiz olması, kamu harcamalarındaki savurganlık ve vergi kanunlarının vergi kaçırmaya müsait olması diyenler içinde de<br />

erkeklerin yüzdesi kadınlara oranla daha yüksek çıkmıştır.<br />

148


Tablo 79: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Vergi Kaçıran Diğer Yükümlüler Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin vergi kaçıran diğer yükümlüler hakkındaki görüşleri<br />

Kurnaz bir tacir<br />

Şiddetli tepki<br />

Zorunlu olduğu olarak Normal bir Toplam<br />

gösteririm Hoş karşılamam için yapmıştır değerlendiririm davranıştır<br />

188 560 186 91 36 1061<br />

17,7% 52,8% 17,5% 8,6% 3,4% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:16.692<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.002<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,080<br />

Erkek<br />

Yükümlülerin<br />

cinsiyet durumu<br />

78,0% 75,1% 88,2% 79,8% 78,3% 78,1%<br />

53 186 25 23 10 297<br />

Kadın<br />

17,8% 62,6% 8,4% 7,7% 3,4% 100,0%<br />

22,0% 24,9% 11,8% 20,2% 21,7% 21,9%<br />

241 746 211 114 46 1358<br />

Toplam<br />

17,7% 54,9% 15,5% 8,4% 3,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 79’da da yükümlülerin cinsiyet durumuna göre vergi kaçıran diğer yükümlüler hakkındaki görüşleri ele alınmıştır.<br />

Tablodan da anlaşılmaktadır ki, vergi kaçıran diğer vergi yükümlülerinin bu davranışını hoş karşılamayıp şiddetli tepki<br />

gösterenler içerisinde kadınların oranının erkeklere nispeten biraz daha fazla olduğu görülmektedir. Bu davranışı zorunlu olduğu<br />

için ve kurnaz bir tacir davranışı gibi değerlendirenlerin içinde ise erkeklerin oranı kadınlara daha yüksektir.<br />

149


Tablo 80: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Vergi<br />

Kaçıranlara Verilmesi Gereken Cezalar Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin vergi kaçıranlara verilmesi gereken cezalar hakkındaki görüşleri<br />

Ceza<br />

Hapis İşyeri kapatma Ticaretten men Teşhir Toplam<br />

verilmemeli Para cezası cezası cezası<br />

cezası cezası<br />

47 416 127 124 183 165 1062<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:11.681<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.039<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,236<br />

Yükümlülerin cinsiyet Erkek<br />

durumu<br />

4,4% 39,2% 12,0% 11,7% 17,2% 15,5% 100,0%<br />

73,4% 79,2% 72,6% 72,9% 79,9% 84,2% 78,1%<br />

17 109 48 46 46 31 297<br />

Kadın<br />

5,7% 36,7% 16,2% 15,5% 15,5% 10,4% 100,0%<br />

26,6% 20,8% 27,4% 27,1% 20,1% 15,8% 21,9%<br />

64 525 175 170 229 196 1359<br />

Toplam<br />

4,7% 38,6% 12,9% 12,5% 16,9% 14,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 80’de de yükümlülerin cinsiyet durumuna göre vergi kaçıranlara verilmesi gereken cezalar hakkındaki görüşleri ele<br />

alınmaktadır. Tabloya göre, vergi kaçıranlara verilmesi gereken cezalar olarak para cezası, ticaretten men cezası ve teşhir cezası<br />

verilmelidir diyenler içinde erkeklerin yüzdesi daha fazla iken, hapis cezası ve işyeri kapatma cezası verilmelidir diyenler içinde<br />

ise kadınların yüzdesi erkeklere nazaran daha fazladır. Yine, ceza verilmemelidir diyenler içinde kadınlar erkeklere nispeten<br />

daha fazla yüzdeye sahiptirler.<br />

150


Tablo 81: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Genel<br />

Olarak Vergi İdaresinin Yaklaşımları Hakkındaki Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:0.376<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.540<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,613<br />

Yükümlülerin<br />

cinsiyet durumu<br />

Toplam<br />

Erkek<br />

Kadın<br />

Yükümlülerin genel olarak vergi<br />

idaresinin yaklaşımları hakkındaki<br />

görüşleri<br />

Olumlu Olumsuz<br />

Toplam<br />

361 701 1062<br />

34,0% 66,0% 100,0%<br />

79,3% 77,9% 78,4%<br />

94 199 293<br />

32,1% 67,9% 100,0%<br />

20,7% 22,1% 21,6%<br />

455 900 1355<br />

33,6% 66,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 81’de yükümlülerin cinsiyet durumuna göre genel olarak vergi<br />

idaresinin yaklaşımları hakkındaki görüşleri görülmektedir. Tablodan da<br />

anlaşılacağı üzere, vergi yükümlülerinin cinsiyet durumuna göre genel<br />

olarak vergi idaresinin yaklaşımları hakkındaki görüşleri erkeklerde<br />

kadınlara nazaran daha olumlu yöndedir.<br />

151


Tablo 82: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Vergi Denetim ve<br />

İnceleme Elemanlarının Görevleri Esnasındaki Davranışları Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin vergi denetim ve inceleme elemanlarının görevleri esnasındaki<br />

davranışları hakkındaki görüşleri<br />

Denetim esnasında işimi<br />

aksatarak, müşterilerimin<br />

ve çalışanların yanında<br />

küçük düşürüyorlar<br />

Hatalarımızı gösterip,<br />

uyarıda bulunarak cezaya<br />

muhatap olmamızı<br />

engelliyorlar<br />

İncelemenin<br />

ciddiyetine uygun<br />

olarak, tarafsız<br />

davranıyorlar<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:2.251<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.522<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,806<br />

Toplam<br />

Yukarıdakilerin<br />

dışında<br />

334 261 230 191 1016<br />

Erkek<br />

Yükümlülerin cinsiyet<br />

durumu<br />

32,9% 25,7% 22,6% 18,8% 100,0%<br />

80,9% 78,1% 82,4% 78,6% 80,1%<br />

79 73 49 52 253<br />

Kadın<br />

31,2% 28,9% 19,4% 20,6% 100,0%<br />

19,1% 21,9% 17,6% 21,4% 19,9%<br />

413 334 279 243 1269<br />

Toplam<br />

32,5% 26,3% 22,0% 19,1% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

152


Tablo 82’de ise yükümlülerin cinsiyet durumuna göre vergi denetim<br />

ve inceleme elemanlarının görevleri esnasındaki davranışları hakkındaki<br />

görüşleri görülmektedir. İncelemenin ciddiyetine uygun olarak, tarafsız<br />

davranıyorlar diyenler içinde erkekler kadınlara nispeten daha yüksek<br />

oranda bulunurken, hatalarımızı gösterip, uyarıda bulunarak cezaya<br />

muhatap olmamızı engelliyorlar diyenler içinde ise kadınların oranı<br />

erkeklere nispeten daha fazladır. Açık uçlu olarak sorduğumuz ve genellikle<br />

ve ağırlıklı olarak rüşvet imasının dillendirildiği bunların dışında seçeneğini<br />

işaretleyenler arasında ise kadınların oranı erkeklere nispeten daha yüksektir.<br />

Erkek yükümlülerin daha yüksek oranda tercih etiği bir başka seçenek ise<br />

denetim esnasında işimi aksatarak, müşterilerimin ve çalışanların yanında<br />

küçük düşürüyorlar ‘dır.<br />

153


Tablo 83: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Vergi Afları Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin vergi afları hakkındaki görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:9.798<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.044<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,071 Çok<br />

Vergi Devlete Olumlu veya<br />

Dürüst yükümlüler adaletini güveni olumsuz etkisi Toplam<br />

yararlı cezalandırılıyor bozuyor sarsıyor olmuyor<br />

157 481 258 107 60 1063<br />

Erkek<br />

Yükümlülerin<br />

cinsiyet durumu<br />

14,8% 45,2% 24,3% 10,1% 5,6% 100,0%<br />

85,3% 78,9% 74,1% 78,1% 74,1% 78,2%<br />

27 129 90 30 21 297<br />

Kadın<br />

9,1% 43,4% 30,3% 10,1% 7,1% 100,0%<br />

14,7% 21,1% 25,9% 21,9% 25,9% 21,8%<br />

184 610 348 137 81 1360<br />

Toplam<br />

13,5% 44,9% 25,6% 10,1% 6,0% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

154


Tablo 83’de de yükümlülerin cinsiyet durumuna göre vergi afları<br />

hakkındaki görüşleri ele alınmıştır. Tabloya göre dürüst yükümlüler<br />

cezalandırılıyor diyenler içinde erkekler kadınlara nazaran daha yüksek<br />

oranda bulunmaktadır. Vergi adaletini bozuyor ve olumlu veya olumsuz<br />

etkisi olmuyor diyenler içinde ise kadınlar erkeklere nazaran daha yüksek<br />

oranda bulunmaktadır.<br />

Tablo 84: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Ülkemizde<br />

Herkesin Vergisini Tam Olarak Ödeyip Ödemedikleri Hakkındaki<br />

Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:0.075<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.785<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats: (r) :0,785<br />

Yükümlülerin<br />

cinsiyet<br />

durumu<br />

Toplam<br />

Erkek<br />

Kadın<br />

Yükümlülerin ülkemizde herkesin<br />

vergisini tam olarak ödeyip<br />

ödemedikleri hakkındaki görüşleri<br />

Evet Hayır<br />

Toplam<br />

32 1029 1061<br />

3,0% 97,0% 100,0%<br />

80,0% 78,2% 78,2%<br />

8 287 295<br />

2,7% 97,3% 100,0%<br />

20,0% 21,8% 21,8%<br />

40 1316 1356<br />

2,9% 97,1% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 84’de ise yükümlülerin cinsiyet durumuna göre ülkemizde<br />

herkesin vergisini tam olarak ödeyip ödemedikleri hakkındaki görüşlerinin<br />

dağılımı görülmektedir. Tablodan da açıkça görülmektedir ki, vergi<br />

yükümlülerinin büyük bir çoğunluğu (% 97.1) ülkemizde hemen hemen<br />

herkesin vergilerini tam olarak ödediğine inanmamaktadır. Bu oran fazla bir<br />

dengesizlik olmamakla birlikte kadınlarda erkeklere nispeten daha da<br />

yüksektir.<br />

155


156<br />

Tablo 85: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre<br />

Vergilerde Dikey Adaletin Olup Olmadığı Hakkındaki Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:1.655<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.198<br />

Korelasyon:<br />

Yükümlülerin vergilerde dikey<br />

adaletin olup olmadığı<br />

hakkındaki görüşleri<br />

Toplam<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,199 Evet Hayır<br />

Yükümlülerin<br />

cinsiyet durumu<br />

Erkek<br />

128 934 1062<br />

Toplam<br />

Kadın<br />

12,1% 87,9% 100,0%<br />

74,4% 78,8% 78,2%<br />

44 252 296<br />

14,9% 85,1% 100,0%<br />

25,6% 21,2% 21,8%<br />

172 1186 1358<br />

12,7% 87,3% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 85’de de yükümlülerin cinsiyet durumuna göre vergilerde dikey<br />

adaletin olup olmadığı hakkındaki görüşleri görülmektedir. Türkiye’de<br />

uygulanmakta olan vergilerde dikey adaletin olmadığı inancının çok yüksek<br />

olduğu tablodan da anlaşılmaktadır. Yine tabloda görülmektedir ki<br />

vergilerde dikey adaletin varlığına inananlar içinde kadınların oranı<br />

erkeklere nazaran daha yüksektir.<br />

Tablo 86: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Geçmişte Yaşanan<br />

Ekonomik Krizlerin Vergi Ödemelerine Olumsuz Etki Edip Etmemesi<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:1.236<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.266<br />

Korelasyon:<br />

Geçmişte yaşanan ekonomik<br />

krizlerin vergi ödemelerine<br />

olumsuz etki edip etmemesi<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,267 Evet Hayır<br />

Yükümlülerin<br />

cinsiyet durumu<br />

Toplam<br />

Erkek<br />

Kadın<br />

Toplam<br />

834 220 1054<br />

79,1% 20,9% 100,0%<br />

78,9% 75,9% 78,2%<br />

223 70 293<br />

76,1% 23,9% 100,0%<br />

21,1% 24,1% 21,8%<br />

1057 290 1347<br />

78,5% 21,5% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%


Tablo 86’da yükümlülerin cinsiyet durumuna göre geçmişte yaşanan<br />

ekonomik krizlerin vergi ödemelerine olumsuz etki edip etmemesi<br />

hakkındaki görüşleri görülmektedir. Toplam vergi mükelleflerinin %78.5’<br />

inin geçmişte yaşadıkları ekonomik krizlerin vergi ödemelerine olumsuz etki<br />

ettiği şeklindeki anket sorusuna olan cevabın, erkek vergi mükelleflerinde<br />

daha yüksek bir yüzde ile olumsuz etki ettiği şeklinde olduğu görülmektedir.<br />

Tablo 87: Yükümlülerin Cinsiyet Durumuna Göre Önce Desteklemiş<br />

Oldukları Bir İktidardan, Sadece Vergileri Arttırması Nedeniyle<br />

Bir Sonraki Seçimde Desteklerini Çekip Çekmeyecekleri Durumu<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:0.066<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.797<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,797<br />

Yükümlülerin<br />

cinsiyet durumu<br />

Toplam<br />

Erkek<br />

Kadın<br />

Yükümlülerin önce desteklemiş<br />

oldukları bir iktidardan, sadece<br />

vergileri arttırması nedeniyle bir<br />

sonraki seçimde desteklerini çekip<br />

çekmeyecekleri durumu<br />

Evet Hayır<br />

Toplam<br />

392 662 1054<br />

37,2% 62,8% 100,0%<br />

77,9% 78,5% 78,3%<br />

111 181 292<br />

38,0% 62,0% 100,0%<br />

22,1% 21,5% 21,7%<br />

503 843 1346<br />

37,4% 62,6% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 87’de yükümlülerin cinsiyet durumuna göre önce desteklemiş<br />

oldukları bir iktidardan, sadece vergileri arttırması nedeniyle bir sonraki<br />

seçimde desteklerini çekip çekmeyecekleri hakkındaki görüşlerinin dağılımı<br />

görülmektedir. Buna göre, sadece vergileri artırması nedeniyle (diğer<br />

değişkenlerin sabit kalması varsayımı altında), bir iktidar partisinden<br />

desteklerini çekeceklerini ifade eden vergi yükümlüleri içerisinde kadınların<br />

oranı erkeklere nispeten biraz daha yüksektir.<br />

157


2.6.2.3. Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Anket Sorularına<br />

Verdikleri Yanıtların Dağılımı<br />

Tablo 88: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Vergi Yükü Algılaması<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:23.351<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.005<br />

Korelasyon:<br />

Yükümlülerin vergi yükü algılaması<br />

Sperman Kor. Kats. (r)<br />

Toplam<br />

:0,027 Çok ağır Ağır Normal Az<br />

Yükümlülerin<br />

yaş dağılımı<br />

18-30<br />

82<br />

21,0%<br />

191<br />

48,8%<br />

105<br />

26,9%<br />

13<br />

3,3%<br />

391<br />

100,0%<br />

Toplam<br />

158<br />

31-40<br />

41-60<br />

61 ve<br />

yukarısı<br />

27,2% 25,7% 35,6% 61,9% 28,7%<br />

116 301 106 5 528<br />

22,0% 57,0% 20,1% ,9% 100,0%<br />

38,5% 40,5% 35,9% 23,8% 38,8%<br />

96 228 75 3 402<br />

23,9% 56,7% 18,7% ,7% 100,0%<br />

31,9% 30,6% 25,4% 14,3% 29,5%<br />

7 24 9 0 40<br />

17,5% 60,0% 22,5% ,0% 100,0%<br />

2,3% 3,2% 3,1% ,0% 2,9%<br />

301 744 295 21 1361<br />

22,1% 54,7% 21,7% 1,5% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 88’de ise yükümlülerin yaş gruplarına göre vergi yükü<br />

algılaması görülmektedir. Yaş gruplarındaki farklılıkların yükümlülerin<br />

vergi yükünü ağır mı yoksa hafif mi algıladıklarına ne yönde ettiği bu<br />

tabloda görülmektedir. Ödedikleri verginin yükünü çok ağır olduğunu<br />

söyleyenler içinde genellikle 41-60 yaş grubundaki vergi yükümlüleri, ağır<br />

olduğunu söyleyenler içinde genellikle 61 yaşından yukarıdakiler daha<br />

yüksek oranda yer almaktadırlar. Ödedikleri verginin yükünü normal ve hafif<br />

olduğunu söyleyenler içinde ise genellikle 18-30 yaş grubundaki vergi<br />

yükümlüler daha yüksek oranda yer almaktadırlar. Kısacası yaşın<br />

ilerlemesiyle doğru orantılı olarak ödenen verginin ağır hissedildiğini<br />

söylemek yanlış olmayacaktır.


Tablo 89: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Vergi<br />

Tazyikini En Fazla Algıladıkları Vergi Çeşitleri Dağılımı<br />

Vergi çeşitlerine göre vergi tazyiki algılaması dağılımı<br />

Motorlu Katma Belediye<br />

Gelir Kurumlar Emlak taşıtlar değer resim ve<br />

Toplam<br />

vergisi vergisi vergisi vergisi vergisi harçları Hiçbirinin Hepsinin<br />

92 14 9 71 77 11 19 98 391<br />

23,5% 3,6% 2,3% 18,2% 19,7% 2,8% 4,9% 25,1% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:52.214<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,027<br />

18-30<br />

Yükümlülerin<br />

yaş dağılımı<br />

24,1% 25,0% 18,4% 28,5% 29,4% 50,0% 39,6% 33,4% 28,7%<br />

141 20 23 112 93 3 11 125 528<br />

31-40<br />

26,7% 3,8% 4,4% 21,2% 17,6% ,6% 2,1% 23,7% 100,0%<br />

36,9% 35,7% 46,9% 45,0% 35,5% 13,6% 22,9% 42,7% 38,8%<br />

133 19 13 61 86 7 15 68 402<br />

41-60<br />

33,1% 4,7% 3,2% 15,2% 21,4% 1,7% 3,7% 16,9% 100,0%<br />

34,8% 33,9% 26,5% 24,5% 32,8% 31,8% 31,3% 23,2% 29,5%<br />

16 3 4 5 6 1 3 2 40<br />

61 ve yukarısı<br />

40,0% 7,5% 10,0% 12,5% 15,0% 2,5% 7,5% 5,0% 100,0%<br />

4,2% 5,4% 8,2% 2,0% 2,3% 4,5% 6,3% ,7% 2,9%<br />

382 56 49 249 262 22 48 293 1361<br />

Toplam<br />

28,1% 4,1% 3,6% 18,3% 19,3% 1,6% 3,5% 21,5% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

159


Tablo 89’da da yükümlülerin yaş gruplarına göre vergi tazyikini en<br />

fazla algıladıkları vergi çeşitlerinin dağılımı görülmektedir. Tabloya göre,<br />

gelir vergisini, kurumlar vergisini ve emlak vergisini ödedikleri vergiler<br />

içerisinde en ağır vergi olarak algılayanlar daha çok 61 yaşından yukarıda<br />

olan yükümlüler, motorlu taşıtlar vergisini ödedikleri vergiler içerisinde en<br />

ağır vergi olarak algılayanlar daha çok 31-40 yaş grubunda olan yükümlüler,<br />

KDV’yi ve belediye resim ve harçlarını ödedikleri vergiler içerisinde en ağır<br />

vergi olarak algılayanlar da daha çok 41-60 yaş grubunda olan yükümlüler<br />

olarak dikkati çekmektedir. Yine tabloya göre, ödedikleri vergilerin hepsini<br />

ağır vergi olarak algılayanlar da daha çok 18--40 yaş grubunda olan<br />

yükümlüler, yani gen yaştaki vergi yükümlüleridir.<br />

160


Tablo 90: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Verginin Tanımı Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin verginin tanımı hakkındaki görüşleri<br />

Kamu<br />

Teşebbüs<br />

Zorunlu bir hizmetlerinin<br />

kabiliyetini Toplam<br />

ödemedir karşılığıdır Bir ödevdir Bir yüktür engellemektedir<br />

114 151 59 60 7 391<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:24.271<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.019<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,714<br />

Yükümlülerin yaş 18-30<br />

dağılımı<br />

29,2% 38,6% 15,1% 15,3% 1,8% 100,0%<br />

27,1% 33,3% 23,7% 28,8% 23,3% 28,7%<br />

163 173 95 80 17 528<br />

31-40<br />

30,9% 32,8% 18,0% 15,2% 3,2% 100,0%<br />

38,7% 38,2% 38,2% 38,5% 56,7% 38,8%<br />

134 122 83 57 6 402<br />

41-60<br />

33,3% 30,3% 20,6% 14,2% 1,5% 100,0%<br />

31,8% 26,9% 33,3% 27,4% 20,0% 29,5%<br />

10 7 12 11 0 40<br />

61 ve<br />

yukarısı<br />

25,0% 17,5% 30,0% 27,5% ,0% 100,0%<br />

2,4% 1,5% 4,8% 5,3% ,0% 2,9%<br />

421 453 249 208 30 1361<br />

Toplam<br />

30,9% 33,3% 18,3% 15,3% 2,2% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

161


Tablo 90’da yükümlülerin yaş gruplarına göre ödedikleri vergiyi nasıl<br />

tanımladıkları hakkındaki görüşleri görülmektedir. Tabloya göre, ödedikleri<br />

vergiyi zorunlu bir ödeme olarak gören yükümlüler daha çok 41-60 yaş<br />

grubundaki yükümlülerdir. Ödedikleri vergiyi devletin sunmuş olduğu kamu<br />

hizmetlerinin bir karşılığı olarak görenler daha çok 18-30 yaş grubundaki<br />

genç yükümlülerdir. Ödedikleri vergiyi bir ödev ve bir yük olarak görenler<br />

ise daha çok 61 yaşından yukarıda olan vergi yükümlüleridir. Ödedikleri<br />

vergiyi girişimcilik kabiliyetlerini engelleyen bir unsur olarak görenler ise<br />

daha çok 31-40 yaş grubunda olan vergi yükümlüleridir.<br />

162<br />

Tablo 91: Yükümlülerin Yaşlarına Göre Uygulanan Vergilerin<br />

Adaletine İlişkin Dağılım<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:16.567<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.011<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,765<br />

Yükümlülerin 18-30<br />

yaş dağılımı<br />

Toplam<br />

31-40<br />

41-60<br />

61 ve<br />

yukarısı<br />

Uygulanan vergilerin adaletine<br />

ilişkin dağılım<br />

Evet, Adaletli ama, Hayır, Toplam<br />

adaletli yeterince değil adaletsiz<br />

7 123 261 391<br />

1,8% 31,5% 66,8% 100,0%<br />

28,0% 33,6% 26,9% 28,8%<br />

10 121 397 528<br />

1,9% 22,9% 75,2% 100,0%<br />

40,0% 33,1% 41,0% 38,8%<br />

6 105 290 401<br />

1,5% 26,2% 72,3% 100,0%<br />

24,0% 28,7% 29,9% 29,5%<br />

2 17 21 40<br />

5,0% 42,5% 52,5% 100,0%<br />

8,0% 4,6% 2,2% 2,9%<br />

25 366 969 1360<br />

1,8% 26,9% 71,3% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 91’de de yükümlülerin yaş gruplarına göre uygulanan vergilerin<br />

adaletine ilişkin görüşlerinin dağılımı görülmektedir. Tablodan da<br />

anlaşılmaktadır ki, ülkemizde uygulanan vergileri adaletli ve kısmen adaletli<br />

bulanlar daha çok 61 yaşından yukarıda olan vergi yükümlüleri iken,<br />

ülkemizde uygulanan vergileri adaletsiz bulanlar ise daha çok 31-40 yaş<br />

grubundaki vergi yükümlüleridir.


Tablo 92: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Uygulanan<br />

Vergilerin Adaletsizliğinin Nedenleri Hakkındaki Görüşleri<br />

Uygulanan vergilerin adaletsizliğinin nedenleri<br />

Vergi<br />

Vergi<br />

Devletin hala bazı<br />

kanunlarının kaçakçılığının Vergi idaresinin kesimleri Toplam<br />

yapısı yaygın olması yaklaşımları vergilendirememesi<br />

84 137 26 135 382<br />

22,0% 35,9% 6,8% 35,3% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:26.374<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.002<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,863<br />

18-30<br />

Yükümlülerin yaş<br />

dağılımı<br />

23,6% 34,5% 37,7% 26,5% 28,7%<br />

155 151 24 182 512<br />

31-40<br />

30,3% 29,5% 4,7% 35,5% 100,0%<br />

43,5% 38,0% 34,8% 35,7% 38,4%<br />

106 95 18 181 400<br />

41-60<br />

26,5% 23,8% 4,5% 45,3% 100,0%<br />

29,8% 23,9% 26,1% 35,5% 30,0%<br />

11 14 1 12 38<br />

61 ve yukarısı<br />

28,9% 36,8% 2,6% 31,6% 100,0%<br />

3,1% 3,5% 1,4% 2,4% 2,9%<br />

356 397 69 510 1332<br />

Toplam<br />

26,7% 29,8% 5,2% 38,3% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

163


Tablo 92’de ise, yükümlülerin yaş gruplarına göre uygulanan<br />

vergilerin adaletsizliğinin nedenleri hakkındaki görüşleri görülmektedir.<br />

Uygulanan vergilerin adaletsizliğini devletin hala bazı kesimleri<br />

vergilendirememesine bağlayanlar daha çok 41-60 yaş grubunda yer alan<br />

vergi yükümlüleri, vergi kaçakçılığının yaygın olmasına bağlayanlar daha<br />

çok 61 yaşından büyük olan ve 18-30 yaş grubunda yer alan, daha çok genç<br />

ve çok yaşlı olan vergi yükümlüleri, vergi kanunlarının yapısına bağlayanlar<br />

daha çok 31-40 yaş grubunda yer alan vergi yükümlüleri şeklinde<br />

değişmektedir. Uygulanan vergilerin adaletsizliğini vergi idaresinin<br />

yaklaşımlarına bağlayanlar ise daha çok 18-30 yaş grubunda yer alan vergi<br />

yükümlüleri olarak dikkati çekmektedir<br />

Tablo 93: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Ödenen Vergilerle<br />

Devletten Alınan Hizmetler Arasında Doğru Orantılı Bir İlişki Kurma<br />

Dereceleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:12.595<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.050<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,790<br />

164<br />

Yükümlülerin yaş dağılımı<br />

Toplam<br />

18-30<br />

31-40<br />

41-60<br />

61 ve yukarısı<br />

Ödenen vergilerle devletten alınan<br />

hizmetler arasında doğru orantılı bir<br />

ilişki kurma<br />

Zaman Toplam<br />

Evet Hayır zaman<br />

42 203 146 391<br />

10,7% 51,9% 37,3% 100,0%<br />

25,5% 29,2% 29,1% 28,7%<br />

69 283 176 528<br />

13,1% 53,6% 33,3% 100,0%<br />

41,8% 40,7% 35,1% 38,8%<br />

54 188 160 402<br />

13,4% 46,8% 39,8% 100,0%<br />

32,7% 27,1% 31,9% 29,5%<br />

0 21 19 40<br />

,0% 52,5% 47,5% 100,0%<br />

,0% 3,0% 3,8% 2,9%<br />

165 695 501 1361<br />

12,1% 51,1% 36,8% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0%


Yukarıda Tablo 93’de yükümlülerin yaş gruplarına göre ödedikleri<br />

vergilerle devletten aldıkları hizmetler arasında doğru orantılı bir ilişki<br />

kurma derecelerinin dağılımı görülmektedir. Tabloya göre, ödedikleri<br />

vergilerin devlet tarafından kendileri için hizmete dönüştürüldüğünü<br />

düşünen vergi yükümlüleri içinde 41-60 yaş grubundaki nispeten orta yaş<br />

üzerindeki yükümlüler daha ağırlıklıdırlar. Ödedikleri vergilerin devlet<br />

tarafından kendileri için hizmete dönüştürülmediğini düşünen vergi<br />

yükümlüleri içinde ise nispeten orta altı yaş veya genç diyebileceğimiz<br />

yükümlüler daha ağırlıklıdır. Ödedikleri vergilerin devlet tarafından bir<br />

kısmının kendileri için hizmete dönüştürüldüğünü düşünen vergi<br />

yükümlüleri içinde ise nispeten yaşlılar daha ağırlıklı olarak bulunmaktadır.<br />

165


Tablo 94: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Devletin Artan Gelir<br />

İhtiyacını Nasıl Karşılaması Gerektiği Hakkındaki Görüşlerin Dağılımı<br />

Devletin artan gelir ihtiyacını nasıl karşılaması gerektiği hakkındaki görüşlerin<br />

dağılımı<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:38.654<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :-0,929<br />

Vergileri arttırarak veya Harcamalarını<br />

Vergi denetimlerini Toplam<br />

yeni vergiler koyarak kısarak Borçlanarak arttırarak<br />

26 152 18 195 391<br />

6,6% 38,9% 4,6% 49,9% 100,0%<br />

18-30<br />

Yükümlülerin yaş<br />

dağılımı<br />

51,0% 24,9% 38,3% 30,0% 28,8%<br />

11 250 15 250 526<br />

31-40<br />

2,1% 47,5% 2,9% 47,5% 100,0%<br />

21,6% 40,9% 31,9% 38,5% 38,7%<br />

8 190 14 189 401<br />

41-60<br />

2,0% 47,4% 3,5% 47,1% 100,0%<br />

15,7% 31,1% 29,8% 29,1% 29,5%<br />

6 19 0 15 40<br />

61 ve<br />

yukarısı<br />

15,0% 47,5% ,0% 37,5% 100,0%<br />

11,8% 3,1% ,0% 2,3% 2,9%<br />

51 611 47 649 1358<br />

Toplam<br />

3,8% 45,0% 3,5% 47,8% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

166


Tablo 94’de yükümlülerin yaş gruplarına göre devletin artan gelir<br />

ihtiyacını nasıl karşılaması gerektiği hakkındaki görüşlerinin dağılımı<br />

görülmektedir. Bu tabloya göre, devletin artan gelir ihtiyacını harcamalarını<br />

kısarak karşılaması gerektiğine inananlar içinde 31 yaşından yukarıda<br />

bulunan vergi yükümlüleri nispeten dana ağırlıklı olarak bulunmaktadır.<br />

Devletin artan gelir ihtiyacını vergi denetimlerini artırarak, vergileri<br />

arttırarak veya yeni vergiler koyarak ve borçlanarak karşılaması gerektiğine<br />

inananlar içinde ise 18-30 yaş grubunda yer alan yükümlülerin ağırlıkları<br />

diğer yaş gruplarındakilere göre daha fazladır.<br />

Tablo 95: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre<br />

Yapılan Kamu Harcamalarının Ne Derecede İzlendiği Dağılımı<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:20.342<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.016<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,637<br />

Yükümlülerin yaş<br />

dağılımı<br />

Toplam<br />

18-30<br />

31-40<br />

41-60<br />

61 ve<br />

yukarısı<br />

Yapılan kamu harcamalarının<br />

yükümlülerce izlenip izlenmemesi<br />

Yalnızca izliyorum<br />

İzliyorum ve kendimce<br />

değerlendirmeler<br />

yapıyorum<br />

İzlemiyorum<br />

Bu konuda bilgi sahibi<br />

değilim<br />

Toplam<br />

74 198 40 79 391<br />

18,9% 50,6% 10,2% 20,2% 100,0%<br />

29,6% 27,0% 28,8% 32,9% 28,7%<br />

101 303 44 80 528<br />

19,1% 57,4% 8,3% 15,2% 100,0%<br />

40,4% 41,4% 31,7% 33,3% 38,8%<br />

65 217 52 68 402<br />

16,2% 54,0% 12,9% 16,9% 100,0%<br />

26,0% 29,6% 37,4% 28,3% 29,5%<br />

10 14 3 13 40<br />

25,0% 35,0% 7,5% 32,5% 100,0%<br />

4,0% 1,9% 2,2% 5,4% 2,9%<br />

250 732 139 240 1361<br />

18,4% 53,8% 10,2% 17,6% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

167


Tablo 95’de ise, yükümlülerin yaş gruplarına göre yapılan kamu<br />

harcamalarını ne derecede izlediğinin dağılımı görülmektedir. Bilinçli vergi<br />

yükümlülerinin yapılan kamu harcamalarının çeşidini, niteliğini ve zamanını<br />

daha dikkatli ve sorgulayıcı tarzda takip ettiği kabul edilmektedir. Bu<br />

tabloda da hangi yaş gruplarındaki vergi yükümlülerinin daha bilinçli veya<br />

daha az bilinçli olduğu yapılan çapraz analiz sonucunda görülebilmektedir.<br />

Tabloya göre, yapılan kamu harcamalarını izliyorum ve kendimce<br />

değerlendirmeler yapıyorum diyenler içinde 31-40 yaş grubunda yer alan ve<br />

nispeten genç yaşta bulunan yükümlüler ağırlıktadır. Yalnızca izliyorum<br />

diyenler içinde 61 ve yukarısı yaş grubunda yer alan ve yaşlı olan<br />

yükümlüler ağırlıktadır. 41-60 yaş grubundaki yükümlüler ise çoğunluklu<br />

olarak izlemediklerini ve yine çoğunluklu olarak 61 yaşından yukarıda olan<br />

yükümlüler ise bu konuda bilgi sahibi olmadıkların ifade etmişlerdir.<br />

168


Tablo 96: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Günümüz Şartlarında<br />

Vergisini Tam Olarak Ödeyen Bir Vergi Yükümlüsünün Durumuna İlişkin Görüşleri<br />

Yükümlülerin günümüz şartlarında vergisini tam olarak ödeyen bir vergi<br />

yükümlüsünün durumuna ilişkin görüşleri<br />

Birkaç yıl içinde<br />

Ekonomik<br />

iflas etmeye Önemli bir şey gelişimini<br />

Toplam<br />

mahkûmdur olmaz sağlayamaz Saygınlığı artar Mutlu olur<br />

56 108 132 68 27 391<br />

14,3% 27,6% 33,8% 17,4% 6,9% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:16.746<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.159<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,740<br />

18-30<br />

Yükümlülerin yaş<br />

dağılımı<br />

29,5% 28,3% 28,1% 34,2% 22,5% 28,8%<br />

77 142 193 75 40 527<br />

31-40<br />

14,6% 26,9% 36,6% 14,2% 7,6% 100,0%<br />

40,5% 37,3% 41,2% 37,7% 33,3% 38,8%<br />

50 120 129 51 51 401<br />

41-60<br />

12,5% 29,9% 32,2% 12,7% 12,7% 100,0%<br />

26,3% 31,5% 27,5% 25,6% 42,5% 29,5%<br />

7 11 15 5 2 40<br />

61 ve<br />

yukarısı<br />

17,5% 27,5% 37,5% 12,5% 5,0% 100,0%<br />

3,7% 2,9% 3,2% 2,5% 1,7% 2,9%<br />

190 <strong>381</strong> 469 199 120 1359<br />

Toplam<br />

14,0% 28,0% 34,5% 14,6% 8,8% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

169


Tablo 96’da yükümlülerin yaş gruplarına göre günümüz şartlarında<br />

vergisini tam olarak ödeyen bir vergi yükümlüsünün durumunun ne<br />

olabileceğine ilişkin görüşleri görülmektedir. Tablodan da anlaşılacağı üzere,<br />

günümüz şartlarında vergisini tam olarak ödeyen bir vergi yükümlüsünün<br />

ekonomik gelişimini sağlayamayacağını ve birkaç yıl içinde iflas etmeye<br />

mahkûm olduğunu düşünenler içinde 61 yaşından yukarıda olan ve 31-40 yaş<br />

grubunda yer alan yükümlüler daha ağırlıktadırlar. Önemli bir şey olmaz ve<br />

mutlu olur diyenler içinde ise 41-60 yaş grubunda yer alan yükümlüler daha<br />

ağırlıktadırlar. Günümüz şartlarında vergisini tam olarak ödeyen bir vergi<br />

yükümlüsünün saygınlığı artar diyenlerin de daha çok 18-30 yaş grubunda<br />

yer alan vergi yükümlüleri olduğu dikkati çekmektedir.<br />

170


Tablo 97: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Ülkemizde<br />

Vergi Bilincinin Nasıl Artırılacağına İlişkin Görüşlerinin Dağılımı<br />

Yükümlülerin ülkemizde vergi bilincinin nasıl artırılacağına ilişkin görüşlerinin dağılımı<br />

Kamu<br />

Vergi<br />

harcamalarındaki sistemindeki Vergi Kişi başına düşen<br />

Eğitim ve savurganlığın adaletsizliğin oranlarının gelir düzeyinin Toplam<br />

öğretim ile giderilmesi ile giderilmesi ile düşürülmesi ile arttırılması ile<br />

121 36 142 49 42 390<br />

31,0% 9,2% 36,4% 12,6% 10,8% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:17.425<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.098<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,031<br />

18-30<br />

Yükümlülerin yaş<br />

dağılımı<br />

27,6% 21,6% 30,0% 32,0% 33,1% 28,7%<br />

168 68 182 51 59 528<br />

31-40<br />

31,8% 12,9% 34,5% 9,7% 11,2% 100,0%<br />

38,3% 40,7% 38,4% 33,3% 46,5% 38,8%<br />

137 59 136 48 22 402<br />

41-60<br />

34,1% 14,7% 33,8% 11,9% 5,5% 100,0%<br />

31,2% 35,3% 28,7% 31,4% 17,3% 29,6%<br />

13 4 14 5 4 40<br />

61 ve<br />

yukarısı<br />

32,5% 10,0% 35,0% 12,5% 10,0% 100,0%<br />

3,0% 2,4% 3,0% 3,3% 3,1% 2,9%<br />

439 167 474 153 127 1360<br />

Toplam<br />

32,3% 12,3% 34,9% 11,3% 9,3% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

171


Tablo 97’de de yükümlülerin yaş gruplarına göre ülkemizde vergi<br />

bilincinin nasıl artırılacağına ilişkin görüşlerinin dağılımı görülmektedir.<br />

Tabloya göre, vergi bilincinin vergi sistemindeki adaletsizliğin giderilmesi<br />

ile artırılacağına inananlar içinde 18-30 yaş grubunda yer alan genç vergi<br />

yükümlüleri ağırlıklı iken, eğitim ve öğretim ile ve kamu harcamalarındaki<br />

savurganlığın giderilmesi ile artırılacağına inananlar içinde ise 41-60 yaş<br />

grubunda yer alan orta ve üzeri yaştaki vergi yükümlüleri ağırlıklı olarak<br />

bulunmaktadır. Vergi bilincinin vergi oranlarının düşürülmesi ile<br />

artırılacağına inananlar içinde de 18-30 yaş grubunda yer alan genç vergi<br />

yükümlüleri ağırlıklı olarak bulunmaktadır. Son olarak, vergi bilincinin kişi<br />

başına düşen gelir düzeyinin arttırılması ile artırılacağına inananlar içinde ise<br />

31-40 yaş grubunda yer alan ve nispeten genç vergi yükümlüleri ağırlıklı<br />

olarak bulunmaktadır.<br />

172


Tablo 98: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Ülkemizde<br />

Vergilerin Tam Olarak Ödenememesinin Nedenleri Dağılımı<br />

Yükümlülere göre ülkemizde vergilerin tam olarak ödenememesinin nedenleri dağılımı<br />

Devletin verginin<br />

Vergi bilincinin ve<br />

Biçimsel gerekliliğini Gerekli vergi vergi ahlakının<br />

Vergi oranlarının yükümlülüklerin kamuoyuna reformlarının yeterince Toplam<br />

yüksek olması fazla olması anlatamaması yapılamaması yerleşmemiş olması<br />

175 15 36 47 118 391<br />

44,8% 3,8% 9,2% 12,0% 30,2% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:10.713<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.554<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :-0,831<br />

18-30<br />

Yükümlülerin yaş<br />

dağılımı<br />

28,1% 25,9% 39,1% 27,0% 28,5% 28,8%<br />

237 23 30 68 169 527<br />

31-40<br />

45,0% 4,4% 5,7% 12,9% 32,1% 100,0%<br />

38,1% 39,7% 32,6% 39,1% 40,8% 38,8%<br />

187 19 22 55 119 402<br />

41-60<br />

46,5% 4,7% 5,5% 13,7% 29,6% 100,0%<br />

30,1% 32,8% 23,9% 31,6% 28,7% 29,6%<br />

23 1 4 4 8 40<br />

61 ve<br />

yukarısı<br />

57,5% 2,5% 10,0% 10,0% 20,0% 100,0%<br />

3,7% 1,7% 4,3% 2,3% 1,9% 2,9%<br />

622 58 92 174 414 1360<br />

Toplam<br />

45,7% 4,3% 6,8% 12,8% 30,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

173


Tablo 98’de yükümlülerin yaş gruplarına göre ülkemizde vergilerin<br />

tam olarak ödenememesinin nedenlerinin dağılımı görülmektedir. Tablodan,<br />

ülkemizde vergilerin tam olarak ödenememesinin nedeni olarak vergi<br />

oranlarının yüksek olmasını görenler içinde 61 yaşının üstündeki vergi<br />

yükümlülerinin ağırlığının daha yüksek olduğu görülmektedir. Ülkemizde<br />

vergilerin tam olarak ödenememesinin nedeni olarak vergi bilincinin ve vergi<br />

ahlakının yeterince yerleşmemiş olmasını görenler içinde de 31-40 yaş<br />

grubundaki vergi yükümlülerinin ağırlığının daha yüksek olduğu<br />

görülmektedir. Vergilerin tam olarak ödenememesinin nedeni olarak gerekli<br />

vergi reformlarının yapılamamasını görenler içinde ise 41-60 yaş<br />

grubundaki vergi yükümlülerinin ağırlığının daha yüksek olduğu<br />

görülmektedir. Vergilerin ödenmememsinin nedenini devletin verginin<br />

gerekliliğini tam olarak kamuoyuna anlatamamamsı olarak görenler içinde<br />

de 18-30 ve 61 üzeri yaş grubundakiler daha ağırlıklı olarak bulunmaktadır.<br />

174


Tablo 99: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Ülkemizde Herkesin Vergisini<br />

Tam Olarak Ödememesinin Yükümlülerde Oluşturabileceği Davranışların Dağılımı<br />

Ülkemizde herkesin vergisini tam olarak ödememesinin yükümlülerde<br />

oluşturabileceği davranışların dağılımı<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:9.469<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.395<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,950<br />

Vergi ödeme Herkesi vergi Daha çok vergi Olumlu veya olumsuz Toplam<br />

şevkini kırıyor kaçırmaya itiyor ödemeye sevk ediyor bir etkisi olmaz<br />

147 211 18 14 390<br />

37,7% 54,1% 4,6% 3,6% 100,0%<br />

18-30<br />

Yükümlülerin yaş<br />

dağılımı<br />

25,9% 31,3% 29,0% 25,0% 28,7%<br />

238 244 25 21 528<br />

31-40<br />

45,1% 46,2% 4,7% 4,0% 100,0%<br />

42,0% 36,1% 40,3% 37,5% 38,8%<br />

169 197 16 20 402<br />

41-60<br />

42,0% 49,0% 4,0% 5,0% 100,0%<br />

29,8% 29,2% 25,8% 35,7% 29,6%<br />

13 23 3 1 40<br />

61 ve yukarısı<br />

32,5% 57,5% 7,5% 2,5% 100,0%<br />

2,3% 3,4% 4,8% 1,8% 2,9%<br />

567 675 62 56 1360<br />

Toplam<br />

41,7% 49,6% 4,6% 4,1% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

175


Tablo 99’da yükümlülerin yaş gruplarına göre ülkemizde herkesin<br />

vergisini tam olarak ödememesinin yükümlülerde oluşturabileceği<br />

davranışların dağılımı görülmektedir. Tabloya göre, ülkemizde herkesin<br />

vergisini tam olarak ödememesi herkesi vergi kaçırmaya itiyor diyenler<br />

içinde 18-30 ve 61 üzeri yaş grubundakiler daha ağırlıklı olarak<br />

bulunmaktadır. Ülkemizde herkesin vergisini tam olarak ödememesi<br />

yükümlülerin vergi ödeme şevkini kırıyor diyenler içinde ise 31-40 yaş<br />

grubundakiler daha ağırlıklı olarak bulunmaktadır. Ülkemizde herkesin<br />

vergisini tam olarak ödememesi yükümlüleri daha çok vergi ödemeye sevk<br />

ediyor diyenler içinde de 61 üzeri yaş grubundakiler daha ağırlıklı olarak<br />

bulunmaktadır. Ülkemizde herkesin vergisini tam olarak ödememesinin<br />

olumlu ve olumsuz etkisinin olmayacağını söyleyenler içinde 41-60 yaş<br />

grubundakiler daha ağırlıklı olarak bulunmaktadır.<br />

176


Tablo 100: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Vergi<br />

Oranlarının Artırılması Sonucunda Gösterebilecekleri Tepkilerin Dağılımı<br />

Vergi oranlarının artırılması sonucunda yükümlülerin gösterebilecekleri tepkilerin<br />

dağılımı<br />

Daha fazla vergi Eski vergi seviyemi<br />

Daha fazla vergi<br />

ödemektense, işimi aşmamak için Harcamalarımı ödeyecek olmam,<br />

yavaşlatır veya vergiden kaçınmanın kısma yoluna beni daha fazla Toplam<br />

bırakırım yollarını ararım giderim çalışmaya teşvik eder<br />

80 108 142 61 391<br />

20,5% 27,6% 36,3% 15,6% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:46.020<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,003<br />

18-30<br />

Yükümlülerin<br />

yaş dağılımı<br />

30,3% 23,0% 28,2% 48,8% 28,7%<br />

105 184 197 42 528<br />

31-40<br />

19,9% 34,8% 37,3% 8,0% 100,0%<br />

39,8% 39,2% 39,2% 33,6% 38,8%<br />

66 159 155 22 402<br />

41-60<br />

16,4% 39,6% 38,6% 5,5% 100,0%<br />

25,0% 33,9% 30,8% 17,6% 29,5%<br />

13 18 9 0 40<br />

61 ve yukarısı<br />

32,5% 45,0% 22,5% ,0% 100,0%<br />

4,9% 3,8% 1,8% ,0% 2,9%<br />

264 469 503 125 1361<br />

Toplam<br />

19,4% 34,5% 37,0% 9,2% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

177


Tablo 100’de ise yükümlülerin yaş gruplarına göre vergi oranlarının<br />

artırılması sonucunda gösterebilecekleri tepkilerin dağılımı görülmektedir.<br />

Tablodan da anlaşılmaktadır ki, vergi oranlarının artırılması sonucu<br />

harcamalarımı kısma yoluna giderim diyen vergi yükümlüleri içinde 41-60<br />

yaş grubundaki vergi yükümlülerinin ağırlığı diğerlerine oranla daha fazla<br />

iken, eski vergi seviyemi aşmamak için vergiden kaçınmanın yollarını<br />

ararım diyen vergi yükümlüleri içinde 41 yaş ve üzeri grubundaki vergi<br />

yükümlülerinin ağırlığı diğerlerine oranla daha fazladır. Vergi oranlarının<br />

artırılması sonucu daha fazla vergi ödemektense, işimi yavaşlatır veya<br />

bırakırım gibi radikal tepkiler içine girebileceklerini söyleyenler içinde ise<br />

18-30 ve 61 üzeri yaş grubundaki vergi yükümlülerinin diğerlerine oranla<br />

daha fazla olduğu görülmektedir. Yine, vergi oranlarının artırılması beni<br />

daha fazla çalışmaya teşvik eder diyenlerin içinde ise, 18-30 yaş grubundaki<br />

genç vergi yükümlüleri daha da ağırlıklı olarak yer aldığı tablodan<br />

görülmektedir.<br />

178


Tablo 101: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Türkiye'de Vergi Kaçakçılığının Nedenleri<br />

Yükümlülere göre Türkiye'de vergi kaçakçılığının nedenleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare<br />

Değ:31.280<br />

Toplam<br />

Vergi kanunlarının<br />

vergi kaçırmaya<br />

müsait olması<br />

Belge sisteminin<br />

oturmamış olması<br />

"Herkes kaçırıyor,<br />

ben de kaçırıyorum"<br />

mantığının yaygın<br />

olması<br />

Kamu<br />

harcamalarındaki<br />

savurganlık<br />

Vergi kanunlarının<br />

sık sık değişmesi ve<br />

mükelleflerin bunu<br />

takip edememesi<br />

Mükelleflerde vergi<br />

bilincinin<br />

yerleşmemiş olması<br />

denetimlerinin<br />

yetersiz olması<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.027<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r)<br />

:0,077 Vergi idaresinin ve<br />

116 46 22 50 101 12 43 390<br />

18-30<br />

Yükümlülerin<br />

yaş dağılımı<br />

29,7% 11,8% 5,6% 12,8% 25,9% 3,1% 11,0% 100,0%<br />

34,8% 25,3% 32,4% 29,4% 30,1% 20,7% 20,3% 28,7%<br />

119 82 25 58 123 25 95 527<br />

31-40<br />

22,6% 15,6% 4,7% 11,0% 23,3% 4,7% 18,0% 100,0%<br />

35,7% 45,1% 36,8% 34,1% 36,7% 43,1% 44,8% 38,8%<br />

93 50 16 55 98 19 70 401<br />

41-60<br />

23,2% 12,5% 4,0% 13,7% 24,4% 4,7% 17,5% 100,0%<br />

27,9% 27,5% 23,5% 32,4% 29,3% 32,8% 33,0% 29,5%<br />

5 4 5 7 13 2 4 40<br />

61 ve<br />

yukarısı<br />

12,5% 10,0% 12,5% 17,5% 32,5% 5,0% 10,0% 100,0%<br />

1,5% 2,2% 7,4% 4,1% 3,9% 3,4% 1,9% 2,9%<br />

333 182 68 170 335 58 212 1358<br />

24,5% 13,4% 5,0% 12,5% 24,7% 4,3% 15,6% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Toplam<br />

179


Tablo 101’de yükümlülerin yaş gruplarına göre Türkiye'de vergi<br />

kaçakçılığının nedenleri hakkındaki görüşlerinin dağılımı görülmektedir.<br />

Tabloya göre, vergi idaresinin ve denetimlerinin yetersiz olması diyenler<br />

içinde daha çok 18-30 yaş grubunda yer alanlar, "Herkes kaçırıyor, ben de<br />

kaçırıyorum" mantığının yaygın olması diyenler içinde daha çok 18-30 ve 61<br />

üzeri yaş grubunda yer alanlar, vergi kanunlarının vergi kaçırmaya müsait<br />

olması diyenler içinde daha çok 31-60 yaş grubunda yer alanlar,<br />

mükelleflerde vergi bilincinin yerleşmemiş olması diyenler içinde daha çok<br />

31-40 yaş grubunda yer alanlar, kamu harcamalarındaki savurganlık<br />

diyenler içinde daha çok 41 ve yukarısı yaş grubunda yer alanlar, vergi<br />

kanunlarının sık sık değişmesi ve mükelleflerin bunu takip edememesi ve<br />

belge sisteminin oturmamış olması diyenler içinde daha çok 61 ve yukarısı<br />

yaş grubunda yer alanlar ağırlıklı olarak yer almaktadırlar.<br />

180


Tablo 102: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre<br />

Vergi Kaçıran Diğer Yükümlüler Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin vergi kaçıran diğer yükümlüler hakkındaki görüşleri<br />

Zorunlu Kurnaz bir tacir<br />

Şiddetli tepki Hoş olduğu için olarak Normal bir Toplam<br />

gösteririm karşılamam yapmıştır değerlendiririm davranıştır<br />

69 206 65 38 12 390<br />

17,7% 52,8% 16,7% 9,7% 3,1% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:15.148<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.154<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,578<br />

18-30<br />

Yükümlülerin yaş<br />

dağılımı<br />

28,6% 27,6% 30,8% 33,3% 26,1% 28,7%<br />

100 282 83 42 19 526<br />

31-40<br />

19,0% 53,6% 15,8% 8,0% 3,6% 100,0%<br />

41,5% 37,8% 39,3% 36,8% 41,3% 38,7%<br />

68 231 58 34 11 402<br />

41-60<br />

16,9% 57,5% 14,4% 8,5% 2,7% 100,0%<br />

28,2% 31,0% 27,5% 29,8% 23,9% 29,6%<br />

4 27 5 0 4 40<br />

61 ve yukarısı<br />

10,0% 67,5% 12,5% ,0% 10,0% 100,0%<br />

1,7% 3,6% 2,4% ,0% 8,7% 2,9%<br />

241 746 211 114 46 1358<br />

Toplam<br />

17,7% 54,9% 15,5% 8,4% 3,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

181


Tablo 102’de de yükümlülerin yaş gruplarına göre vergi kaçıran diğer<br />

yükümlüler hakkındaki görüşleri yer almaktadır. Tabloya göre, yükümlülerin<br />

vergi kaçıran diğer yükümlülere şiddetli tepki gösteririm diyenler içinde 31-<br />

40 yaş grubunda yer alan yükümlüler daha ağırlıklı olarak, hoş karşılamam<br />

diyenler içinde 41 yaş ve üzerinde yer alan yükümlüler daha ağırlıklı olarak<br />

yer alırken, zorunlu olduğu için yapmıştır ve kurnaz bir tacir olarak<br />

değerlendiririm diyenler içinde 18-30 yaş grubunda yer alan yükümlüler<br />

daha ağırlıklı olarak bulunmaktadırlar. Yükümlülerden vergi kaçıran bir<br />

meslektaşının bu davranışını normal bir davranış olarak görenlerin ise<br />

ağırlıklı olarak 61 ve üzeri yaş grubunda yer alan vergi yükümlülerinin<br />

olduğunu yine tablodan görebiliriz.<br />

182


Tablo 103: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Vergi<br />

Kaçıranlara Verilmesi Gereken Cezalar Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin vergi kaçıranlara verilmesi gereken cezalar hakkındaki görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:21.859<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.092<br />

Korelasyon:<br />

Ceza<br />

İşyeri kapatma Ticaretten Teşhir Toplam<br />

verilmemeli Para cezası Hapis cezası cezası men cezası cezası<br />

28 155 53 54 60 41 391<br />

7,2% 39,6% 13,6% 13,8% 15,3% 10,5% 100,0%<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,072<br />

Yükümlülerin 18-30<br />

yaş dağılımı<br />

43,8% 29,5% 30,3% 31,8% 26,2% 20,9% 28,8%<br />

24 201 60 65 97 79 526<br />

31-40<br />

4,6% 38,2% 11,4% 12,4% 18,4% 15,0% 100,0%<br />

37,5% 38,3% 34,3% 38,2% 42,4% 40,3% 38,7%<br />

11 152 56 46 69 68 402<br />

41-60<br />

2,7% 37,8% 13,9% 11,4% 17,2% 16,9% 100,0%<br />

17,2% 29,0% 32,0% 27,1% 30,1% 34,7% 29,6%<br />

1 17 6 5 3 8 40<br />

61 ve<br />

yukarısı<br />

2,5% 42,5% 15,0% 12,5% 7,5% 20,0% 100,0%<br />

1,6% 3,2% 3,4% 2,9% 1,3% 4,1% 2,9%<br />

64 525 175 170 229 196 1359<br />

Toplam<br />

4,7% 38,6% 12,9% 12,5% 16,9% 14,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

183


Tablo 103’de ise, yükümlülerin yaş gruplarına göre vergi kaçıranlara<br />

verilmesi gereken cezalar hakkındaki görüşleri görülmektedir. Tabloya göre,<br />

vergi kaçıranlara verilmesi gereken cezalar olarak para cezasının verilmesini<br />

isteyenler arasında hem 61 ve üzeri yaş grubundakiler, hem de 18-30 yaş<br />

grubundakiler ağırlıklı olarak yer alırken, ticaretten men cezası verilmesini<br />

isteyenler arasında ise tam da bu yaş gruplarının dışındaki grup olan 31-60<br />

yaş grubunda yer alan vergi yükümlüleri ağırlıklı olarak yer almaktadır.<br />

Teşhir cezasının verilmesini isteyenler içinde ise ağırlıklı olarak 61 ve üzeri<br />

yaş grubunda yer alan yükümlüler bulunmaktadır. Hapis cezasının<br />

verilmesini isteyenler içinde ise ağırlıklı olarak 41 ve üzeri yaş grubunda yer<br />

alan yükümlüler bulunmaktadır. İş yeri kapatma cezasının verilmesini<br />

isteyenler içinde ise ağırlıklı olarak 18-30 yaş grubunda yer alan yükümlüler<br />

yer alırken, yine ceza verilmemeli diyenler içinde ise ağırlıklı olarak 18-30<br />

yaş grubunda yer alan yükümlülerin yer aldığı görülmektedir.<br />

184<br />

Tablo 104: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Genel<br />

Olarak Vergi İdaresinin Mükelleflere Yaklaşımları Hakkındaki<br />

Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:7.248<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.064<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,027<br />

Yükümlülerin<br />

yaş dağılımı<br />

Toplam<br />

18-30<br />

31-40<br />

41-60<br />

61 ve<br />

yukarısı<br />

Yükümlülerin genel olarak vergi<br />

idaresinin mükelleflere yaklaşımları<br />

hakkındaki görüşleri<br />

Toplam<br />

Olumlu Olumsuz<br />

121 266 387<br />

31,3% 68,7% 100,0%<br />

26,6% 29,6% 28,6%<br />

164 362 526<br />

31,2% 68,8% 100,0%<br />

36,0% 40,2% 38,8%<br />

156 246 402<br />

38,8% 61,2% 100,0%<br />

34,3% 27,3% 29,7%<br />

14 26 40<br />

35,0% 65,0% 100,0%<br />

3,1% 2,9% 3,0%<br />

455 900 1355<br />

33,6% 66,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%


Tablo 104’de yükümlülerin yaş gruplarına göre genel olarak vergi<br />

idaresinin mükelleflere yaklaşımları hakkındaki görüşlerinin ne olduğunun<br />

dağılımı görülmektedir. Tabloya göre, genel olarak vergi idaresinin<br />

yaklaşımlarını olumlu bulan vergi yükümlülerinin 41 yaş ve üzerindeki vergi<br />

yükümlülerinin olduğu görülmektedir. Vergi idaresinin yaklaşımlarını<br />

olumsuz bulan vergi yükümlülerinin ise genel olarak 18-40 yaş grubundaki<br />

vergi yükümlülerinin olduğu görülmektedir. Tablodan da anlaşılmaktadır ki,<br />

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşlı vergi yükümlüleri genç vergi<br />

yükümlülerine nazaran vergi idaresinin yükümlülere olan yaklaşımlarını<br />

daha olumlu bulmaktadırlar.<br />

185


Tablo 105: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Vergi Denetim ve<br />

İnceleme Elemanlarının Görevleri Esnasındaki Davranışları Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin vergi denetim ve inceleme elemanlarının görevleri esnasındaki davranışları<br />

hakkındaki görüşleri<br />

Denetim esnasında işimi<br />

aksatarak, müşterilerimin<br />

ve çalışanlarımın yanında<br />

küçük düşürüyorlar<br />

Hatalarımızı gösterip,<br />

uyarıda bulunarak<br />

cezaya muhatap<br />

olmamızı önlüyorlar<br />

İncelemenin<br />

ciddiyetine uygun<br />

olarak, tarafsız<br />

davranıyorlar<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:13.039<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.147<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,608<br />

Yukarıdakilerin Toplam<br />

dışında<br />

123 98 60 77 358<br />

34,4% 27,4% 16,8% 21,5% 100,0%<br />

29,8% 29,3% 21,5% 31,7% 28,2%<br />

161 127 112 93 493<br />

32,7% 25,8% 22,7% 18,9% 100,0%<br />

39,0% 38,0% 40,1% 38,3% 38,8%<br />

114 102 94 68 378<br />

30,2% 27,0% 24,9% 18,0% 100,0%<br />

27,6% 30,5% 33,7% 28,0% 29,8%<br />

15 7 13 5 40<br />

37,5% 17,5% 32,5% 12,5% 100,0%<br />

18-30<br />

Yükümlülerin<br />

yaş dağılımı<br />

31-40<br />

41-60<br />

61 ve<br />

yukarısı<br />

3,6% 2,1% 4,7% 2,1% 3,2%<br />

413 334 279 243 1269<br />

32,5% 26,3% 22,0% 19,1% 100,0%<br />

Toplam<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

186


Tablo 105’de yükümlülerin yaş gruplarına göre vergi denetim ve<br />

inceleme elemanlarının görevleri esnasındaki davranışları hakkındaki<br />

görüşleri görülmektedir. Buna göre, incelemenin ciddiyetine uygun olarak,<br />

tarafsız davranıyorlar diyenler ağırlıklı olarak 18-30 ve 61 üzeri yaş<br />

grubunda yer alan yükümlüler içerisinden ve hatalarımızı gösterip, uyarıda<br />

bulunarak cezaya muhatap olmamızı önlüyorlar diyenler ağırlıklı olarak 18-<br />

30 yaş grubunda yer alan yükümlüler içerisinden çıkmaktadırlar. Denetim<br />

esnasında işimi aksatarak, müşterilerimin ve çalışanlarımın yanında küçük<br />

düşürüyorlar diyenler ise ağırlıklı olarak 41 ve üzeri yaş grubunda yer alan<br />

yükümlüler içerisinden çıkmaktadırlar. Açık uçlu sorulan ve genelde<br />

olumsuz görüş bildirilen yukarıdakilerin dışında diyenlerin ise ağırlıklı<br />

olarak 18-30 yaş grubunda yer alan yükümlüler içerisinden çıktığı da<br />

tablodan anlaşılmaktadır.<br />

187


Tablo 106: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Vergi Afları Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin vergi afları hakkındaki görüşleri<br />

Vergi Devlete Olumlu veya<br />

Çok Dürüst yükümlüler adaletini güveni olumsuz etkisi Toplam<br />

yararlı cezalandırılıyor bozuyor sarsıyor olmuyor<br />

59 141 124 43 24 391<br />

15,1% 36,1% 31,7% 11,0% 6,1% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:27.570<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.008<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,050<br />

Yükümlülerin yaş 18-30<br />

dağılımı<br />

32,1% 23,1% 35,6% 31,4% 29,6% 28,8%<br />

67 247 132 50 31 527<br />

31-40<br />

12,7% 46,9% 25,0% 9,5% 5,9% 100,0%<br />

36,4% 40,5% 37,9% 36,5% 38,3% 38,8%<br />

52 207 83 36 24 402<br />

41-60<br />

12,9% 51,5% 20,6% 9,0% 6,0% 100,0%<br />

28,3% 33,9% 23,9% 26,3% 29,6% 29,6%<br />

6 15 9 8 2 40<br />

61 ve yukarısı<br />

15,0% 37,5% 22,5% 20,0% 5,0% 100,0%<br />

3,3% 2,5% 2,6% 5,8% 2,5% 2,9%<br />

184 610 348 137 81 1360<br />

Toplam<br />

13,5% 44,9% 25,6% 10,1% 6,0% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

188


Tablo 106’da da yükümlülerin yaş gruplarına göre vergi afları<br />

hakkındaki görüşleri görülmektedir. Buna göre, yükümlülerin vergi aflarının<br />

dürüst yükümlüleri cezalandırdığını söyleyenler içerisinde 41-60 yaş<br />

grubundaki vergi yükümlüleri daha yüksek oranda bulunmakta iken, vergi<br />

adaletini bozduğunu söyleyenler içinde 18-30 yaş grubundaki vergi<br />

yükümlüleri daha yüksek oranda bulunmaktadır. Vergi aflarının devlete olan<br />

güveni sarstığını söyleyenler içinde ise, 61 ve üzeri yaş grubundaki vergi<br />

yükümlüleri daha yüksek oranda bulunduğu görülmektedir. Vergi aflarının<br />

olumlu veya olumsuz etkisinin olmadığını ve çok yararlı olduğunu<br />

söyleyenler içinde de daha çok 18-30 yaş grubundaki vergi yükümlülerinin<br />

bulunduğu tablada açıkça görülmektedir.<br />

Tablo 107: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Ülkemizde<br />

Herkesin Vergisini Tam Olarak Ödeyip Ödemedikleri Hakkındaki<br />

Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:3.010<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.096<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,108<br />

Yükümlülerin<br />

yaş dağılımı<br />

Toplam<br />

18-30<br />

31-40<br />

41-60<br />

61 ve<br />

yukarısı<br />

Yükümlülerin ülkemizde herkesin<br />

vergisini tam olarak ödeyip<br />

ödemedikleri hakkındaki görüşleri<br />

Toplam<br />

Evet Hayır<br />

15 375 390<br />

3,8% 96,2% 100,0%<br />

37,5% 28,5% 28,8%<br />

16 510 526<br />

3,0% 97,0% 100,0%<br />

40,0% 38,8% 38,8%<br />

9 391 400<br />

2,3% 97,8% 100,0%<br />

22,5% 29,7% 29,5%<br />

0 40 40<br />

,0% 100,0% 100,0%<br />

,0% 3,0% 2,9%<br />

40 1316 1356<br />

2,9% 97,1% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

189


Tablo 107’de ise yükümlülerin yaş gruplarına göre ülkemizde herkesin<br />

vergisini tam olarak ödeyip ödemedikleri hakkındaki görüşleri<br />

görülmektedir. Tablodan da görülmektedir ki, yükümlülerin hemen hemen<br />

hepsi ülkemizde herkesin vergisini tam olarak ödemediğine inanmaktadırlar.<br />

Ülkemizde herkesin vergisini tam olarak ödemediğine inananların ağırlığının<br />

41-60 yaş grubundaki vergi yükümlülerinde diğer yaş gruplarına göre daha<br />

yüksek olduğu yine tabloda açıkça görülmektedir.<br />

190<br />

Tablo 108: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre<br />

Vergilerde Dikey Adaletin Olup Olmadığı Hakkındaki Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:12.860<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.005<br />

Korelasyon:<br />

Yükümlülerin vergilerde dikey<br />

adaletin olup olmadığı hakkındaki<br />

görüşleri<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,094 Evet Hayır Toplam<br />

Yükümlülerin<br />

yaş dağılımı<br />

Toplam<br />

18-30<br />

31-40<br />

41-60<br />

61 ve<br />

yukarısı<br />

68 322 390<br />

17,4% 82,6% 100,0%<br />

39,5% 27,2% 28,7%<br />

63 463 526<br />

12,0% 88,0% 100,0%<br />

36,6% 39,0% 38,7%<br />

37 365 402<br />

9,2% 90,8% 100,0%<br />

21,5% 30,8% 29,6%<br />

4 36 40<br />

10,0% 90,0% 100,0%<br />

2,3% 3,0% 2,9%<br />

172 1186 1358<br />

12,7% 87,3% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 108’de yükümlülerin yaş gruplarına göre vergilerde dikey<br />

adaletin olup olmadığı, yani gelir düzeyleri farklı olan bireylerden farklı (az<br />

veya fazla) vergi miktarlarda vergi almanın, gerçekleşip gerçekleşmediği<br />

hakkındaki görüşleri görülmektedir. Tabloya göre, bölgede yaşayan vergi<br />

yükümlülerinin büyük bir çoğunluğu (% 87.3), zaten dikey adaletin<br />

olduğuna inanmamaktadır. Dikey adaletin olmadığına inananlar içinde


sırasıyla, 41-60, 61 üzeri ve 31-40 yaş grubundaki vergi yükümlüleri daha<br />

yüksek oranda bulunmaktadır. Yani 18-30 yaş grubunda yer alan genç vergi<br />

yükümlüleri uygulanan vergilerde dikey adaletin varlığına yaşlılara oranla<br />

daha çok inanmaktadırlar.<br />

Tablo 109: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Geçmişte Yaşanan<br />

Ekonomik Krizlerin Vergi Ödemelerine Olumsuz Etki Edip Etmediği<br />

Hakkındaki Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:4.326<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.222<br />

Korelasyon:<br />

Geçmişte yaşanan ekonomik<br />

krizlerin vergi ödemelerine<br />

olumsuz etki edip etmemesi<br />

Toplam<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,056 Evet Hayır<br />

Yükümlülerin<br />

yaş dağılımı<br />

Toplam<br />

18-30<br />

31-40<br />

41-60<br />

61 ve<br />

yukarısı<br />

316 70 386<br />

81,9% 18,1% 100,0%<br />

29,9% 24,1% 28,7%<br />

409 115 524<br />

78,1% 21,9% 100,0%<br />

38,7% 39,7% 38,9%<br />

302 95 397<br />

76,1% 23,9% 100,0%<br />

28,6% 32,8% 29,5%<br />

30 10 40<br />

75,0% 25,0% 100,0%<br />

2,8% 3,4% 3,0%<br />

1057 290 1347<br />

78,5% 21,5% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 109’da ise yükümlülerin yaş gruplarına göre geçmişte yaşanan<br />

ekonomik krizlerin vergi ödemelerine olumsuz etki edip etmediği<br />

hakkındaki görüşleri görülmektedir. Bu tabloda da görülmektedir ki, vergi<br />

yükümlülerinin büyük bir çoğunluğu (% 78.5) geçmişte yaşadıkları<br />

ekonomik krizlerin vergi ödemelerine olumsuz etki ettiğini<br />

düşünmektedirler. Yükümlülerden geçmişte yaşadıkları ekonomik krizlerin<br />

vergi ödemelerine olumsuz etki ettiğini düşünenler içinde de 18-30 yaş<br />

grubundaki vergi yükümlülerinin ağırlığı diğer yaş gruplarındaki vergi<br />

yükümlülerine oranla daha yüksektir.<br />

191


192<br />

Tablo 110: Yükümlülerin Yaş Gruplarına Göre Önce Desteklemiş<br />

Oldukları Bir İktidardan, Sadece Vergileri Arttırması Nedeniyle<br />

Bir Sonraki Seçimde Desteklerini Çekip Çekmeyecekleri Durumu<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:8.638<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.035<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,077<br />

Yükümlülerin<br />

yaş dağılımı<br />

Toplam<br />

18-30<br />

31-40<br />

41-60<br />

61 ve<br />

yukarısı<br />

Yükümlülerin önce desteklemiş<br />

oldukları bir iktidardan, sadece vergileri<br />

arttırması nedeniyle bir sonraki seçimde<br />

desteklerini çekip çekmeyecekleri<br />

durumu<br />

Toplam<br />

Evet Hayır<br />

166 222 388<br />

42,8% 57,2% 100,0%<br />

33,0% 26,3% 28,8%<br />

191 329 520<br />

36,7% 63,3% 100,0%<br />

38,0% 39,0% 38,6%<br />

135 263 398<br />

33,9% 66,1% 100,0%<br />

26,8% 31,2% 29,6%<br />

11 29 40<br />

27,5% 72,5% 100,0%<br />

2,2% 3,4% 3,0%<br />

503 843 1346<br />

37,4% 62,6% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 110’da da yükümlülerin yaş gruplarına göre önce desteklemiş<br />

oldukları bir iktidardan, sadece vergileri arttırması nedeniyle bir sonraki<br />

seçimde iktidardan desteklerini çekip çekmeyecekleri hakkındaki görüşleri<br />

görülmektedir. Tabloda yükümlülerin yaklaşık üçte ikisinin önce<br />

desteklemiş oldukları bir iktidardan, sadece vergileri arttırması nedeniyle bir<br />

sonraki seçimde iktidardan desteklerini çekmeyi düşünmedikleri<br />

görülmektedir. Bu oranın yaş gruplarına göre dağılımına bakacak olursak,<br />

desteklerini çekmeyeceğini bildirenler içinde en ağırlıklı grubu sırasıyla, 61<br />

üzeri, 41-60 ve 31-40 yaş grubunda yer alan vergi yükümlüleri<br />

oluşturmaktadır. Başka bir deyişle, vergi yükümlülerinin yaşları ilerledikçe,<br />

sadece vergileri artırması nedeniyle bir sonraki seçimde bir iktidardan<br />

desteklediklerini çekmeme eğilimleri artmaktadır.


2.6.2.4. Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Anket<br />

Sorularına Verdikleri Yanıtların Dağılımı<br />

Tablo 111: Yükümlülerin Öğrenim Durumuna Göre Vergi Yükü<br />

Algılaması<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:14.498<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.025<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r) :0,181<br />

Yükümlülerin öğrenim durumu<br />

Toplam<br />

İlkokul<br />

Orta öğrenim (Lise<br />

öğrenimi dâhil)<br />

Yüksek öğrenim ve üstü<br />

Yükümlülerin vergi yükü algılaması<br />

Çok ağır Ağır Normal Az<br />

Toplam<br />

47 75 44 5 171<br />

27,5% 43,9% 25,7% 2,9% 100,0%<br />

15,6% 10,1% 14,9% 23,8% 12,6%<br />

98 303 116 7 524<br />

18,7% 57,8% 22,1% 1,3% 100,0%<br />

32,6% 40,7% 39,3% 33,3% 38,5%<br />

156 366 135 9 666<br />

23,4% 55,0% 20,3% 1,4% 100,0%<br />

51,8% 49,2% 45,8% 42,9% 48,9%<br />

301 744 295 21 1361<br />

22,1% 54,7% 21,7% 1,5% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 111’de yükümlülerin öğrenim durumundaki değişmelere göre<br />

vergi yükü algılamasındaki değişmeler görülmektedir. Tabloya göre,<br />

ödedikleri verginin yükünü çok ağır hissedenlerin içerisinde ilkokul mezunu<br />

olan vergi yükümlülerinin ağırlığı diğerlerine göre daha yüksek iken, ağır<br />

hissedenlerin içerisinde ise ortaöğrenim (lise dâhil) mezunu ve yüksek<br />

öğrenim ve üzeri mezunu olan vergi yükümlülerinin ağırlığı diğerlerine göre<br />

daha yüksektir. Ödedikleri verginin yükünü normal hissedenlerin içerisinde<br />

ise ilkokul mezunu olan vergi yükümlülerinin ağırlığı diğerlerine göre daha<br />

yüksektir. Benzer bir şekilde, ödedikleri verginin yükünü normal<br />

hissedenlerin içerisinde de ilkokul mezunu olan vergi yükümlülerinin<br />

ağırlığı diğerlerine göre daha yüksektir.<br />

193


Tablo 112: Yükümlülerin Öğrenim Durumuna Göre Vergi<br />

Tazyikini En Fazla Algıladıkları Vergi Çeşitlerinin Dağılımı<br />

Vergi çeşitlerine göre vergi tazyiki algılaması dağılımı<br />

Motorlu Katma Belediye<br />

Gelir Kurumlar Emlak taşıtlar değer resim ve<br />

Toplam<br />

vergisi vergisi vergisi vergisi vergisi harçları Hiçbirinin Hepsinin<br />

46 4 12 27 43 1 12 26 171<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:49.896<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,068<br />

İlkokul<br />

26,9% 2,3% 7,0% 15,8% 25,1% ,6% 7,0% 15,2% 100,0%<br />

Yükümlülerin<br />

öğrenim<br />

durumu<br />

12,0% 7,1% 24,5% 10,8% 16,4% 4,5% 25,0% 8,9% 12,6%<br />

174 17 24 92 81 13 15 108 524<br />

33,2% 3,2% 4,6% 17,6% 15,5% 2,5% 2,9% 20,6% 100,0%<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise öğrenimi<br />

dâhil)<br />

45,5% 30,4% 49,0% 36,9% 30,9% 59,1% 31,3% 36,9% 38,5%<br />

162 35 13 130 138 8 21 159 666<br />

24,3% 5,3% 2,0% 19,5% 20,7% 1,2% 3,2% 23,9% 100,0%<br />

Yüksek<br />

öğrenim ve<br />

üstü<br />

42,4% 62,5% 26,5% 52,2% 52,7% 36,4% 43,8% 54,3% 48,9%<br />

382 56 49 249 262 22 48 293 1361<br />

Toplam<br />

28,1% 4,1% 3,6% 18,3% 19,3% 1,6% 3,5% 21,5% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

194


Tablo 112’de de yükümlülerin öğrenim durumuna göre vergi tazyikini<br />

en fazla algıladıkları vergi çeşitlerinin dağılımı görülmektedir. Tabloya göre,<br />

yükümlülerden vergi tazyikini en fazla algıladıkları vergi çeşidini gelir<br />

vergisi olarak algılayanlar içinde ağırlıklı olarak orta öğrenim düzeyindeki<br />

vergi yükümlülerinin bulunduğu görülmektedir. Kurumlar vergisini en ağır<br />

hisseden vergi yükümlülerinin içinde ise yüksek öğrenim ve üzeri eğitim<br />

görmüş olan yükümlülerin yüzdesi daha fazladır. Katma değer vergisini en<br />

ağır hisseden vergi yükümlülerinin içinde ilkokul mezunu olan yükümlülerin<br />

yüzdesi daha fazla iken, motorlu taşıtlar vergisini en ağır hisseden vergi<br />

yükümlülerinin içinde ise yüksek öğrenim ve üzeri eğitim görmüş olan<br />

yükümlülerin yüzdesi daha fazladır. Yine dikkate değer bir sonuç olarak,<br />

bütün vergilerin yükünü ağır hisseden vergi yükümlülerinin içinde de,<br />

yüksek öğrenim ve üzeri eğitim görmüş olan yükümlülerin yüzdesinin daha<br />

fazla olduğu görülmektedir. Buna mukabil, ödedikleri verginin hiçbirinin<br />

yükünü ağır hissetmeyenler içinde ise, ilkokul mezunu olan vergi<br />

yükümlülerinin yüzdesinin daha fazla olduğu da gözden kaçmamalıdır.<br />

195


Tablo 113: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına<br />

Göre Verginin Tanımı Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin verginin tanımı hakkındaki görüşleri<br />

Toplam<br />

Teşebbüs<br />

kabiliyetini<br />

Kamu<br />

hizmetlerinin<br />

karşılığıdır Bir ödevdir Bir yüktür<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:40.469<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,694 Zorunlu bir<br />

engellemektedir<br />

ödemedir<br />

49 35 39 43 5 171<br />

İlkokul<br />

Yükümlülerin<br />

öğrenim durumu<br />

28,7% 20,5% 22,8% 25,1% 2,9% 100,0%<br />

11,6% 7,7% 15,7% 20,7% 16,7% 12,6%<br />

192 159 91 72 10 524<br />

36,6% 30,3% 17,4% 13,7% 1,9% 100,0%<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise öğrenimi<br />

dâhil)<br />

45,6% 35,1% 36,5% 34,6% 33,3% 38,5%<br />

180 259 119 93 15 666<br />

Yüksek öğrenim<br />

ve üstü<br />

27,0% 38,9% 17,9% 14,0% 2,3% 100,0%<br />

42,8% 57,2% 47,8% 44,7% 50,0% 48,9%<br />

421 453 249 208 30 1361<br />

Toplam<br />

30,9% 33,3% 18,3% 15,3% 2,2% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

196


Tablo 113’de de yükümlülerin öğrenim durumlarına göre ödedikleri<br />

verginin tanımı hakkındaki görüşlerinin dağılımı görülmektedir. Tabloya<br />

göre, ödedikleri vergiyi daha çok zorunlu bir ödeme olarak gören vergi<br />

yükümlüleri daha çok ortaöğrenim mezunu olan yükümlüler arasından, daha<br />

çok kamu hizmetlerinin bir karşılığı olarak gören vergi yükümlüleri yüksek<br />

öğrenim ve üstü dereceye sahip olan vergi yükümlüleri arasından, daha çok<br />

bir ödev olarak gören vergi yükümlüleri ilkokul mezunu olan vergi<br />

yükümlüleri arasından, daha çok bir yük olarak gören vergi yükümlüleri<br />

ilkokul mezunu olan vergi yükümlüleri arsından ve daha çok teşebbüs<br />

kabiliyetini engelleyen bir unsur olarak gören vergi yükümlüleri de ilkokul<br />

mezunu olan vergi yükümlüleri arasından çıkmaktadır.<br />

Tablo 114: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre<br />

Ülkemizde Uygulanan Vergilerin Adaletine İlişkin Görüşlerinin<br />

Dağılımı<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:30.136<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,129 Evet,<br />

Yükümlülerin<br />

öğrenim<br />

durumu<br />

Toplam<br />

İlkokul<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise öğrenimi<br />

dâhil)<br />

Yüksek<br />

öğrenim ve<br />

üstü<br />

Uygulanan vergilerin adaletine ilişkin<br />

dağılım<br />

adaletli<br />

Adaletli ama,<br />

yeterince değil<br />

Hayır,<br />

adaletsiz<br />

Toplam<br />

7 68 96 171<br />

4,1% 39,8% 56,1% 100,0%<br />

28,0% 18,6% 9,9% 12,6%<br />

12 144 368 524<br />

2,3% 27,5% 70,2% 100,0%<br />

48,0% 39,3% 38,0% 38,5%<br />

6 154 505 665<br />

,9% 23,2% 75,9% 100,0%<br />

24,0% 42,1% 52,1% 48,9%<br />

25 366 969 1360<br />

1,8% 26,9% 71,3% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

197


Tablo 114’de yükümlülerin öğrenim durumlarına göre ülkemizde<br />

uygulanan vergilerin adaletine ilişkin görüşlerinin dağılımı görülmektedir.<br />

Tabloya göre, ödedikleri vergileri adaletli ve kısmen adaletli olarak gören<br />

vergi yükümlüleri içinde daha yüksek oranda ilkokul mezunu olan vergi<br />

yükümlüleri bulunmaktadır. Buna mukabil ödedikleri vergileri adaletsiz<br />

olarak gören vergi yükümlüleri içinde daha yüksek oranda yüksek öğrenim<br />

ve üstü dereceye sahip olan vergi yükümlüleri bulunmaktadır. Başka bir<br />

deyişle, yükümlülerin öğrenim düzeyi yükseldikçe ödenen vergileri adaletsiz<br />

olarak algılama derecesi de artmaktadır.<br />

198


Tablo 115: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına<br />

Göre Uygulanan Vergilerin Adaletsizliğinin Nedenleri<br />

Uygulanan vergilerin adaletsizliğinin nedenleri<br />

Vergi<br />

Vergi<br />

Devletin hala bazı<br />

kanunlarının kaçakçılığının Vergi idaresinin kesimleri Toplam<br />

yapısı yaygın olması yaklaşımları vergilendirememesi<br />

37 56 10 65 168<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:4.487<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.605<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,166<br />

İlkokul<br />

Yükümlülerin<br />

öğrenim durumu<br />

22,0% 33,3% 6,0% 38,7% 100,0%<br />

10,4% 14,1% 14,5% 12,7% 12,6%<br />

133 147 28 205 513<br />

Orta öğrenim (Lise<br />

öğrenimi dâhil)<br />

25,9% 28,7% 5,5% 40,0% 100,0%<br />

37,4% 37,0% 40,6% 40,2% 38,5%<br />

186 194 31 240 651<br />

Yüksek öğrenim<br />

ve üstü<br />

28,6% 29,8% 4,8% 36,9% 100,0%<br />

52,2% 48,9% 44,9% 47,1% 48,9%<br />

356 397 69 510 1332<br />

Toplam<br />

26,7% 29,8% 5,2% 38,3% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

199


Tablo 115’de de yükümlülerin öğrenim durumlarına göre uygulanan<br />

vergilerin adaletsizliğinin nedenleri hakkındaki görüşleri görülmektedir.<br />

Tabloya göre, uygulanan vergilerin adaletsizliğini devletin hala bazı<br />

kesimleri vergilendirememesine bağlayan vergi yükümlüleri içinde lise<br />

mezunu vergi mükellefleri, vergi kaçakçılığının yaygın olmasına bağlayan<br />

vergi yükümleri içinde ilkokul mezunu vergi yükümlüleri, vergi<br />

kanunlarının yapısına bağlayan vergi yükümlüleri içerisinde yükseköğrenim<br />

ve üzeri dereceye sahip vergi yükümlüleri ve vergi idaresinin yaklaşımlarına<br />

bağlayan vergi yükümlüleri içinde ilkokul ve ortaöğrenim mezunu vergi<br />

yükümlüleri ağırlıklı olarak bulunmaktadır.<br />

200<br />

Tablo 116: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Ödenen<br />

Vergilerle Devletten Alınan Hizmetler Arasında Doğru Orantılı Bir<br />

İlişki Kurma<br />

Ödenen vergilerle devletten alınan<br />

hizmetler arasında doğru orantılı<br />

bir ilişki kurma<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:10.710<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.030<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,073 Evet Hayır<br />

Yükümlülerin<br />

öğrenim<br />

durumu<br />

Toplam<br />

İlkokul<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise öğrenimi<br />

dâhil)<br />

Yüksek<br />

öğrenim ve<br />

üstü<br />

Zaman<br />

zaman<br />

Toplam<br />

19 78 74 171<br />

11,1% 45,6% 43,3% 100,0%<br />

11,5% 11,2% 14,8% 12,6%<br />

72 249 203 524<br />

13,7% 47,5% 38,7% 100,0%<br />

43,6% 35,8% 40,5% 38,5%<br />

74 368 224 666<br />

11,1% 55,3% 33,6% 100,0%<br />

44,8% 52,9% 44,7% 48,9%<br />

165 695 501 1361<br />

12,1% 51,1% 36,8% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 116’da ise yükümlülerin öğrenim durumlarına göre ödenen<br />

vergilerle devletten alınan hizmetler arasında doğru orantılı bir bağlantı<br />

kurma ilişkisi görülmektedir. Tabloya göre, ödedikleri vergilerin kendisine<br />

kamu hizmeti olarak geri döndüğüne inanan vergi yükümlülerinin oranı<br />

düşük olmakla birlikte, bu grup içinde en yüksek ağırlığı ortaöğrenim


mezunu olan vergi yükümlüleri oluşturmaktadır. Ödedikleri vergilerin<br />

kendisine kamu hizmeti olarak kısmen geri döndüğüne inanan vergi<br />

yükümlülerinin içinde ise ağırlıklı olarak ilkokul ve ortaöğrenim mezunu<br />

vergi yükümlüleri bulunmaktadır. Bu analizde, yükseköğrenim ve üzeri<br />

dereceye sahip olan vergi yükümlüleri ise ödedikleri vergilerle devletten<br />

aldıkları kamu hizmeti arasında en az bağı kuran grup olarak dikkati<br />

çekmektedir.<br />

Tablo 117: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Devletin Artan<br />

Gelir İhtiyacını Nasıl Karşılaması Gerektiği Hakkındaki Görüşlerin<br />

Dağılımı<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:40.970<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,143<br />

Yükümlülerin öğrenim durumu<br />

Toplam<br />

İlkokul<br />

Orta öğrenim (Lise<br />

öğrenimi dâhil)<br />

Yüksek öğrenim ve<br />

üstü<br />

Devletin artan gelir ihtiyacını nasıl<br />

karşılaması gerektiği hakkındaki görüşlerin<br />

dağılımı<br />

Vergileri arttırarak<br />

veya yeni vergiler<br />

koyarak<br />

Harcamalarını<br />

kısarak<br />

Borçlanarak<br />

Vergi denetimlerini<br />

arttırarak<br />

Toplam<br />

11 84 9 66 170<br />

6,5% 49,4% 5,3% 38,8% 100,0%<br />

21,6% 13,7% 19,1% 10,2% 12,5%<br />

22 263 26 213 524<br />

4,2% 50,2% 5,0% 40,6% 100,0%<br />

43,1% 43,0% 55,3% 32,8% 38,6%<br />

18 264 12 370 664<br />

2,7% 39,8% 1,8% 55,7% 100,0%<br />

35,3% 43,2% 25,5% 57,0% 48,9%<br />

51 611 47 649 1358<br />

3,8% 45,0% 3,5% 47,8% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

201


Tablo 117’de yükümlülerin öğrenim durumlarına göre devletin artan<br />

gelir ihtiyacını nasıl karşılaması gerektiği hakkındaki görüşlerinin dağılımı<br />

görülmektedir. Tabloya göre, devletin artan gelir ihtiyacını vergi<br />

denetimlerini arttırarak karşılaması gerektiğine inanan yükümlüler içinde<br />

yüksek öğrenim ve üzeri dereceye sahip olan vergi yükümlülerinin ağırlığı<br />

daha fazladır. Devletin artan gelir ihtiyacını harcamalarını kısarak<br />

karşılaması gerektiğine inanan yükümlüler içinde ise ilkokul mezunu olan<br />

vergi yükümlülerinin ağırlığı daha fazladır. Devletin vergileri arttırarak<br />

veya yeni vergiler koymak suretiyle ve borçlanarak artan gelir ihtiyacını<br />

karşılaması gerektiğine inananların içinde ise, ilkokul mezunlarının daha<br />

ağırlıklı olarak bulunduğunu yine tabloya bakarak söylemek mümkündür.<br />

202<br />

Tablo 118: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre<br />

Yapılan Kamu Harcamalarının Yükümlülerce İzlenip İzlenmemesi<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:115.520<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):-0,148<br />

Yükümlülerin öğrenim durumu<br />

Toplam<br />

İlkokul<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise öğrenimi<br />

dâhil)<br />

Yüksek öğrenim<br />

ve üstü<br />

Yalnızca izliyorum<br />

Yapılan kamu harcamalarının<br />

yükümlülerce izlenip izlenmemesi<br />

İzliyorum ve kendimce<br />

değerlendirmeler<br />

yapıyorum<br />

İzlemiyorum<br />

Bu konuda bilgi sahibi<br />

değilim<br />

Toplam<br />

39 53 17 62 171<br />

22,8% 31,0% 9,9% 36,3% 100,0%<br />

15,6% 7,2% 12,2% 25,8% 12,6%<br />

100 240 74 110 524<br />

19,1% 45,8% 14,1% 21,0% 100,0%<br />

40,0% 32,8% 53,2% 45,8% 38,5%<br />

111 439 48 68 666<br />

16,7% 65,9% 7,2% 10,2% 100,0%<br />

44,4% 60,0% 34,5% 28,3% 48,9%<br />

250 732 139 240 1361<br />

18,4% 53,8% 10,2% 17,6% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%


Tablo 118’de de yükümlülerin öğrenim durumlarına göre yapılan<br />

kamu harcamalarının izlenip izlenmemesi dağılımı görülmektedir.<br />

Yükümlülerin vergi bilincinin eğitim-öğretim düzeyleriyle ne derecede<br />

ilişkili olduğunun sonuçlarını gösteren tabloya göre, yapılan kamu<br />

harcamalarını izleyip ve değerlendirmeler yapan ve sadece izleyen vergi<br />

yükümlülerinin daha çok yüksek öğrenim ve üzeri dereceye sahip<br />

yükümlülerden oluştuğu görülmektedir. Yine tablodan görülmektedir ki,<br />

yapılan kamu harcamalarını izlemeyenlerin daha çok ortaöğrenim mezunu<br />

vergi yükümlüleri ağırlıklı olduğudur. Bu konuda bilgi sahibi olmadığını<br />

söyleyenler ise daha çok ilkokul mezunlarından oluşmaktadır.<br />

203


Tablo 119: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Günümüz Şartlarında<br />

Vergisini Tam Olarak Ödeyen Bir Vergi Yükümlüsünün Durumuna İlişkin Görüşleri<br />

Yükümlülerin günümüz şartlarında vergisini tam olarak ödeyen bir vergi<br />

yükümlüsünün durumuna ilişkin görüşleri<br />

Birkaç yıl içinde iflas Önemli bir şey Ekonomik gelişimini Saygınlığı<br />

Toplam<br />

etmeye mahkûmdur olmaz<br />

sağlayamaz artar Mutlu olur<br />

34 48 49 24 16 171<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:12.965<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.113<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,115<br />

İlkokul<br />

19,9% 28,1% 28,7% 14,0% 9,4% 100,0%<br />

Yükümlülerin<br />

öğrenim<br />

durumu<br />

17,9% 12,6% 10,4% 12,1% 13,3% 12,6%<br />

70 153 183 64 52 522<br />

13,4% 29,3% 35,1% 12,3% 10,0% 100,0%<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise öğrenimi<br />

dâhil)<br />

36,8% 40,2% 39,0% 32,2% 43,3% 38,4%<br />

86 180 237 111 52 666<br />

12,9% 27,0% 35,6% 16,7% 7,8% 100,0%<br />

Yüksek<br />

öğrenim ve<br />

üstü<br />

45,3% 47,2% 50,5% 55,8% 43,3% 49,0%<br />

190 <strong>381</strong> 469 199 120 1359<br />

Toplam<br />

14,0% 28,0% 34,5% 14,6% 8,8% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

204


Tablo 119’da ise yükümlülerin öğrenim durumlarına göre günümüz<br />

şartlarında vergisini tam olarak ödeyen bir vergi yükümlüsünün durumuna<br />

ilişkin görüşlerinin dağılımı ele alınmıştır. Tabloya göre, günümüz<br />

şartlarında vergisini tam olarak ödeyen bir vergi yükümlüsü ekonomik<br />

gelişimini sağlayamaz diyenler daha ağırlıklı olarak yükseköğrenim ve üzeri<br />

dereceye sahip olan yükümlülerden oluşmakta iken, önemli bir şey olmaz<br />

diyenler daha ağırlıklı olarak ortaöğrenim mezunu olan yükümlülerden<br />

oluşmaktadır. Birkaç yıl içinde iflas etmeye mahkûmdur diyenlerin ise daha<br />

ağırlıklı olarak ilköğrenim mezunu olan yükümlülerden oluştuğu<br />

görülmektedir. Ayrıca, saygınlığı artar diyenler daha ağırlıklı olarak<br />

yükseköğrenim ve üzeri dereceye sahip olan yükümlülerden oluşmakta iken,<br />

mutlu olur diyenler de daha ağırlıklı olarak ortaöğrenim mezunu olan<br />

yükümlülerden oluşmaktadır.<br />

205


Tablo 120: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Ülkemizde<br />

Vergi Bilincinin Nasıl Artırılacağına İlişkin Görüşlerinin Dağılımı<br />

Yükümlülerin ülkemizde vergi bilincinin nasıl artırılacağına ilişkin görüşlerinin<br />

dağılımı<br />

Vergi<br />

sistemindeki Vergi Kişi başına düşen<br />

adaletsizliğin oranlarının gelir düzeyinin Toplam<br />

giderilmesi ile düşürülmesi ile arttırılması ile<br />

55 25 50 29 12 171<br />

Kamu<br />

harcamalarındaki<br />

savurganlığın<br />

giderilmesi ile<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:23.268<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.003<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,124<br />

Eğitim ve<br />

öğretim<br />

ile<br />

İlkokul<br />

32,2% 14,6% 29,2% 17,0% 7,0% 100,0%<br />

12,5% 15,0% 10,5% 19,0% 9,4% 12,6%<br />

152 71 179 71 50 523<br />

29,1% 13,6% 34,2% 13,6% 9,6% 100,0%<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise öğrenimi<br />

dâhil)<br />

34,6% 42,5% 37,8% 46,4% 39,4% 38,5%<br />

232 71 245 53 65 666<br />

Yüksek öğrenim<br />

ve üstü<br />

34,8% 10,7% 36,8% 8,0% 9,8% 100,0%<br />

52,8% 42,5% 51,7% 34,6% 51,2% 49,0%<br />

Yükümlülerin öğrenim durumu<br />

439 167 474 153 127 1360<br />

Toplam<br />

32,3% 12,3% 34,9% 11,3% 9,3% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

206


Tablo 120’de yükümlülerin öğrenim durumlarına göre ülkemizde vergi<br />

bilincinin nasıl artırılacağına ilişkin görüşlerinin dağılımı görülmektedir.<br />

Tablodan da anlaşılacağı gibi, vergi bilincinin eğitim ve öğretim ile<br />

artırılacağına inanan vergi yükümlüleri içinde ağırlıklı grup olarak<br />

yükseköğrenim ve üzeri dereceye sahip olan yükümlüler dikkati çekmekte<br />

iken, vergi sistemindeki adaletsizliğin giderilmesi ile artırılacağına inanan<br />

vergi yükümlüleri içinde ağırlıklı grup olarak yine yükseköğrenim ve üzeri<br />

dereceye sahip olan yükümlülerin olduğu dikkati çekmektedir. Buna<br />

mukabil, vergi bilincinin kamu harcamalarındaki savurganlığın giderilmesi<br />

ve vergi oranlarının düşürülmesi ile artırılacağına inanan vergi yükümlüleri<br />

içinde ağırlıklı grup olarak ilkokul mezunu olan yükümlülerin olduğu dikkati<br />

çekmektedir. Yine, tablodan vergi bilincinin kişi başına düşen gelir<br />

düzeyinin arttırılması ile artırılacağına inanan vergi yükümlüleri içinde<br />

ağırlıklı grup olarak yükseköğrenim ve üzeri dereceye sahip olan<br />

yükümlülerin olduğu görülmektedir.<br />

207


Tablo 121: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre<br />

Ülkemizde Vergilerin Tam Olarak Ödenememesinin Nedenleri Dağılımı<br />

Yükümlülere göre ülkemizde vergilerin tam olarak ödenememesinin nedenleri dağılımı<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:32.057<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Devletin<br />

Korelasyon:<br />

verginin<br />

Vergi bilincinin ve<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,133 Vergi Biçimsel gerekliliğini Gerekli vergi vergi ahlakının<br />

oranlarının yükümlülüklerin kamuoyuna reformlarının yeterince Toplam<br />

yüksek olması fazla olması anlatamaması yapılamaması yerleşmemiş olması<br />

Yükümlülerin İlkokul<br />

94 6 14 15 42 171<br />

öğrenim<br />

durumu<br />

55,0% 3,5% 8,2% 8,8% 24,6% 100,0%<br />

15,1% 10,3% 15,2% 8,6% 10,1% 12,6%<br />

264 28 38 56 138 524<br />

50,4% 5,3% 7,3% 10,7% 26,3% 100,0%<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise öğrenimi<br />

dâhil)<br />

42,4% 48,3% 41,3% 32,2% 33,3% 38,5%<br />

264 24 40 103 234 665<br />

Yüksek<br />

öğrenim ve üstü<br />

39,7% 3,6% 6,0% 15,5% 35,2% 100,0%<br />

42,4% 41,4% 43,5% 59,2% 56,5% 48,9%<br />

622 58 92 174 414 1360<br />

Toplam<br />

45,7% 4,3% 6,8% 12,8% 30,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

208


Tablo 121’de de yükümlülerin öğrenim durumlarına göre ülkemizde<br />

vergilerin tam olarak ödenememesinin nedenleri hakkındaki görüşlerin<br />

dağılımı görülmektedir. Tabloya göre, yükümlülere göre ülkemizde<br />

vergilerin tam olarak ödenememe nedeni olarak vergi oranlarının yüksek<br />

olmasını görenler ağırlıklı olarak ilkokul mezunu yükümlülerden oluşmakta<br />

iken, vergi bilincinin ve vergi ahlakının yeterince yerleşmemiş olmasını<br />

görenler de ağırlıklı olarak yükseköğrenim ve üzeri dereceye sahip olan<br />

yükümlülerden oluşmaktadır. Gerekli vergi reformlarının yapılamamasını<br />

neden olarak görenlerin de yine ağırlıklı olarak yükseköğrenim ve üzeri<br />

dereceye sahip olan yükümlülerden oluşmakta olduğu tablodan<br />

görülmektedir. Devletin verginin gerekliliğini kamuoyuna anlatamamasını<br />

bir başka neden olarak görenler içinde de ağırlıklı olarak ilkokul<br />

mezunlarının olduğu görülmektedir. Biçimsel yükümlülüklerin fazla olmasını<br />

neden olarak görenler içinde de ağırlıklı olarak ortaöğrenim mezunu<br />

yükümlülerin olduğu tablodan açıkça görülmektedir.<br />

Tablo 122: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Ülkemizde<br />

Herkesin Vergisini Tam Olarak Ödememesinin Yükümlülerde<br />

Oluşturabileceği Davranışların Dağılımı<br />

Ülkemizde herkesin vergisini tam olarak<br />

ödememesinin yükümlülerde<br />

oluşturabileceği davranışların dağılımı<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:12.272<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.056<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,027<br />

Yükümlülerin öğrenim<br />

durumu<br />

Toplam<br />

İlkokul<br />

Orta öğrenim (Lise<br />

öğrenimi dâhil)<br />

Yüksek öğrenim ve<br />

üstü<br />

Vergi ödeme<br />

şevkini kırıyor<br />

Herkesi vergi<br />

kaçırmaya<br />

itiyor<br />

Daha çok vergi<br />

ödemeye sevk<br />

ediyor<br />

Olumlu veya<br />

olumsuz bir<br />

etkisi olmaz<br />

Toplam<br />

69 84 9 9 171<br />

40,4% 49,1% 5,3% 5,3% 100,0%<br />

12,2% 12,4% 14,5% 16,1% 12,6%<br />

199 266 30 28 523<br />

38,0% 50,9% 5,7% 5,4% 100,0%<br />

35,1% 39,4% 48,4% 50,0% 38,5%<br />

299 325 23 19 666<br />

44,9% 48,8% 3,5% 2,9% 100,0%<br />

52,7% 48,1% 37,1% 33,9% 49,0%<br />

567 675 62 56 1360<br />

41,7% 49,6% 4,6% 4,1% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

209


Tablo 122’de de yükümlülerin öğrenim durumlarına göre ülkemizde<br />

herkesin vergisini tam olarak ödememesinin yükümlülerde oluşturabileceği<br />

davranışların dağılımı görülmektedir. Tablodan da anlaşılacağı üzere,<br />

ülkemizde herkesin vergisini tam olarak ödememesinin yükümlülerin vergi<br />

ödeme şevkini kırdığını söyleyenler ağırlıklı olarak yükseköğrenim ve üzeri<br />

dereceye sahip olan yükümlülerden oluşmakta olduğu görülürken, herkesi<br />

vergi kaçırmaya ittiğini söyleyenler ağırlıklı olarak ortaöğrenim mezunu<br />

olan yükümlülerden oluşmakta olduğu görülmektedir. Ülkemizde herkesin<br />

vergisini tam olarak ödememesi herkesi daha çok vergi ödemeye sevk ediyor<br />

ve olumlu veya olumsuz bir etkisi olmaz diyenler ise ağırlıklı olarak yine<br />

ortaöğrenim mezunu olan yükümlülerden oluşmaktadır.<br />

210<br />

Tablo 123: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Vergi<br />

Oranlarının Artırılması Sonucunda Gösterebilecekleri Tepkilerin<br />

Dağılımı<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare<br />

Değ:11.803<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.067<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats.<br />

(r):0,078<br />

Yükümlülerin öğrenim<br />

durumu<br />

Toplam<br />

İlkokul<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise öğrenimi<br />

dâhil)<br />

Yüksek<br />

öğrenim ve<br />

üstü<br />

Vergi oranlarının artırılması sonucunda<br />

yükümlülerin gösterebilecekleri tepkilerin<br />

dağılımı<br />

Daha fazla vergi<br />

ödemektense, işimi<br />

yavaşlatır veya<br />

bırakırım<br />

Eski vergi seviyemi<br />

aşmamak için<br />

vergiden kaçınmanın<br />

yollarını ararım<br />

Harcamalarımı kısma<br />

yoluna giderim<br />

Daha fazla vergi<br />

ödeyecek olmam,<br />

beni daha fazla<br />

çalışmaya teşvik eder<br />

Toplam<br />

45 61 53 12 171<br />

26,3% 35,7% 31,0% 7,0% 100,0%<br />

17,0% 13,0% 10,5% 9,6% 12,6%<br />

102 190 182 50 524<br />

19,5% 36,3% 34,7% 9,5% 100,0%<br />

38,6% 40,5% 36,2% 40,0% 38,5%<br />

117 218 268 63 666<br />

17,6% 32,7% 40,2% 9,5% 100,0%<br />

44,3% 46,5% 53,3% 50,4% 48,9%<br />

264 469 503 125 1361<br />

19,4% 34,5% 37,0% 9,2% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%


Tablo 123’de ise, yükümlülerin öğrenim durumlarına göre vergi<br />

oranlarının artırılması sonucunda gösterebilecekleri tepkilerin dağılımı<br />

görülmektedir. Tabloya göre, yükümlülerden vergi oranlarının artırılması<br />

sonucunda harcamalarımı kısma yoluna giderim diyenler ağırlıklı olarak<br />

yükseköğrenim ve üzeri dereceye sahip olan yükümlülerden oluşmakta iken,<br />

eski vergi seviyemi aşmamak için vergiden kaçınmanın yollarını ararım<br />

diyenler de ağırlıklı olarak ortaöğrenim mezunu olan yükümlülerden<br />

oluşmaktadır. Daha fazla vergi ödemektense, işimi yavaşlatır veya bırakırım<br />

diyenler içinde de ağırlıklı olarak ilkokul mezunu vergi yükümlüleri yer<br />

almaktadır. Nispeten nadir olarak seçilen bir seçim olan daha fazla vergi<br />

ödeyecek olmam, beni daha fazla çalışmaya teşvik eder tercihini ise ağırlıklı<br />

olarak ortaöğrenim mezunu olan ve yükseköğrenim ve üzeri dereceye sahip<br />

olan yükümlüler işaretlemişlerdir.<br />

211


Tablo 124: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına<br />

Göre Türkiye'de Vergi Kaçakçılığının Nedenleri<br />

Yükümlülere göre Türkiye'de vergi kaçakçılığının nedenleri<br />

Vergi<br />

Vergi Mükellef-<br />

Kamu "Herkes kaçırıyor,<br />

kanunları-<br />

idaresinin ve lerde vergi Vergi kanunlarının harcamala- ben de<br />

Belge nın vergi<br />

denetimleri- bilincinin sık sık değişmesi rındaki kaçırıyorum" sisteminin kaçırmaya<br />

nin yetersiz yerleşme- ve mükelleflerin savurgan- mantığının yaygın oturmamış müsait Toplam<br />

olması miş olması bunu izleyememesi lık<br />

olması<br />

olması olması<br />

48 12 9 20 55 6 18 168<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:34.249<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.001<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,147<br />

İlkokul<br />

28,6% 7,1% 5,4% 11,9% 32,7% 3,6% 10,7% 100,0%<br />

Yükümlülerin<br />

öğrenim<br />

durumu<br />

14,4% 6,6% 13,2% 11,8% 16,4% 10,3% 8,5% 12,4%<br />

97 76 31 77 137 23 83 524<br />

18,5% 14,5% 5,9% 14,7% 26,1% 4,4% 15,8% 100,0%<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise<br />

öğrenimi<br />

dâhil) 29,1% 41,8% 45,6% 45,3% 40,9% 39,7% 39,2% 38,6%<br />

188 94 28 73 143 29 111 666<br />

28,2% 14,1% 4,2% 11,0% 21,5% 4,4% 16,7% 100,0%<br />

Yüksek<br />

öğrenim ve<br />

üstü<br />

56,5% 51,6% 41,2% 42,9% 42,7% 50,0% 52,4% 49,0%<br />

333 182 68 170 335 58 212 1358<br />

Toplam<br />

24,5% 13,4% 5,0% 12,5% 24,7% 4,3% 15,6% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

212


Tablo 124’de yükümlülerin öğrenim durumlarına göre Türkiye'de<br />

vergi kaçakçılığının nedenleri hakkındaki görüşleri görülmektedir. Tabloya<br />

göre, Türkiye'de vergi kaçakçılığının nedeni olarak "Herkes kaçırıyor, ben<br />

de kaçırıyorum" mantığının yaygın olmasını ve vergi idaresinin ve<br />

denetimlerinin yetersiz olmasını seçenler ağırlıklı olarak ilkokul mezunu<br />

olan yükümlülerden oluşmakta iken, vergi kanunlarının vergi kaçırmaya<br />

müsait olmasını ve mükelleflerde vergi bilincinin yerleşmemiş olmasını<br />

seçenler ağırlıklı olarak yükseköğrenim ve üzeri dereceye sahip olan<br />

yükümlülerden oluşmaktadır. Türkiye'de vergi kaçakçılığının nedeni olarak<br />

kamu harcamalarındaki savurganlığı görenler ise ağırlıklı olarak<br />

ortaöğrenim mezunu olan yükümlülerden oluşmaktadır. Vergi kanunlarının<br />

sık sık değişmesi ve mükelleflerin bunu izleyememesi diyenler içinde de<br />

ağırlıklı olarak ortaöğrenim mezunu olan yükümlülerden oluşmaktadır.<br />

Tablo 125: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Türkiye'de Vergi<br />

Kaçırma Yolları<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare<br />

Değ:22.718<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.001<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats.<br />

(r):0,030<br />

Yükümlülerin öğrenim<br />

durumu<br />

Toplam<br />

İlkokul<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise öğrenimi<br />

dâhil)<br />

Yüksek<br />

öğrenim ve<br />

üstü<br />

Evrakta sahtekârlık<br />

yapılarak<br />

Yükümlülere göre Türkiye'de vergi<br />

kaçırma yolları<br />

Vergi doğuracak<br />

ticari işlemleri<br />

kayıtlara<br />

geçirmeyerek<br />

Naylon fatura ile<br />

Defter ve belgeleri<br />

yok ederek<br />

Toplam<br />

34 76 45 16 171<br />

19,9% 44,4% 26,3% 9,4% 100,0%<br />

13,3% 10,4% 15,3% 21,1% 12,6%<br />

103 266 115 38 522<br />

19,7% 51,0% 22,0% 7,3% 100,0%<br />

40,2% 36,3% 39,1% 50,0% 38,4%<br />

119 390 134 22 665<br />

17,9% 58,6% 20,2% 3,3% 100,0%<br />

46,5% 53,3% 45,6% 28,9% 49,0%<br />

256 732 294 76 1358<br />

18,9% 53,9% 21,6% 5,6% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

213


Tablo 125’de yükümlülerin öğrenim durumlarına göre Türkiye'de<br />

vergi kaçırma yolları hakkındaki görüşleri ele alınmaktadır. Tabloya göre,<br />

yükümlüler Türkiye’de en çok (% 53.9) vergi doğuracak ticari işlemleri<br />

kayıtlara geçirmeyerek vergi kaçırmaktadırlar. Bu kanaati belirten vergi<br />

yükümlüleri de ağırlıklı olarak yükseköğrenim ve üzeri dereceye sahip olan<br />

yükümlülerden oluşmaktadır. Naylon fatura ile vergi kaçırılıyor diyenler<br />

içinde ise ağırlıklı olarak ilkokul mezunu olan vergi yükümlüleri yer<br />

almaktadır. Evrakta sahtekârlık yapılarak ve defter ve belgeleri yok ederek<br />

vergi kaçırılıyor diyenler içinde de ağırlıklı olarak ilkokul mezunu olan vergi<br />

yükümlüleri yer almaktadır.<br />

214


Tablo 126: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre<br />

Vergi Kaçıran Diğer Yükümlüler Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin vergi kaçıran diğer yükümlüler hakkındaki görüşleri<br />

Zorunlu Kurnaz bir tacir<br />

Şiddetli tepki Hoş olduğu için olarak Normal bir Toplam<br />

gösteririm karşılamam yapmıştır değerlendiririm davranıştır<br />

27 90 30 11 13 171<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:27.980<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,027<br />

İlkokul<br />

15,8% 52,6% 17,5% 6,4% 7,6% 100,0%<br />

Yükümlülerin<br />

öğrenim<br />

durumu<br />

11,2% 12,1% 14,2% 9,6% 28,3% 12,6%<br />

84 282 94 56 8 524<br />

Orta öğrenim (Lise<br />

öğrenimi dâhil)<br />

16,0% 53,8% 17,9% 10,7% 1,5% 100,0%<br />

34,9% 37,8% 44,5% 49,1% 17,4% 38,6%<br />

130 374 87 47 25 663<br />

Yüksek öğrenim ve<br />

üstü<br />

19,6% 56,4% 13,1% 7,1% 3,8% 100,0%<br />

53,9% 50,1% 41,2% 41,2% 54,3% 48,8%<br />

241 746 211 114 46 1358<br />

Toplam<br />

17,7% 54,9% 15,5% 8,4% 3,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

215


Tablo 126’da da yükümlülerin öğrenim durumlarına göre vergi kaçıran<br />

diğer yükümlüler hakkındaki görüşlerinin dağılımı ele alınmıştır. Tabloya<br />

göre, vergi kaçırın diğer yükümlüleri hoş karşılamayan ve şiddetli tepki<br />

gösteren vergi yükümlülerinin içerisinde yükseköğrenim ve üzeri dereceye<br />

sahip olan yükümlüler daha ağırlıklı olarak bulunmakta iken, zorunlu olduğu<br />

için yaptığına inanan vergi yükümlülerinin içerisinde ilkokul mezunu olan<br />

yükümlüler daha ağırlıklı olarak bulunmaktadırlar. Vergi kaçırın diğer<br />

yükümlüleri kurnaz bir tacir olarak ve bu davranışı da normal bir davranış<br />

olarak gören vergi yükümlülerinin içerisinde ise ilkokul ve ortaokul mezunu<br />

olan yükümlüler daha ağırlıklı olarak bulunmaktadırlar.<br />

216


Tablo 127: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Vergi<br />

Kaçıranlara Verilmesi Gereken Cezalar Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin vergi kaçıranlara verilmesi gereken cezalar hakkındaki görüşleri<br />

Para Hapis İşyeri kapatma Ticaretten men Teşhir Toplam<br />

cezası cezası cezası<br />

cezası cezası<br />

9 68 19 27 13 35 171<br />

Ceza<br />

verilmemeli<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:20.926<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.022<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,759<br />

İlkokul<br />

Yükümlülerin<br />

öğrenim durumu<br />

5,3% 39,8% 11,1% 15,8% 7,6% 20,5% 100,0%<br />

14,1% 13,0% 10,9% 15,9% 5,7% 17,9% 12,6%<br />

23 215 65 61 87 73 524<br />

4,4% 41,0% 12,4% 11,6% 16,6% 13,9% 100,0%<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise öğrenimi<br />

dâhil)<br />

35,9% 41,0% 37,1% 35,9% 38,0% 37,2% 38,6%<br />

32 242 91 82 129 88 664<br />

Yüksek öğrenim<br />

ve üstü<br />

4,8% 36,4% 13,7% 12,3% 19,4% 13,3% 100,0%<br />

50,0% 46,1% 52,0% 48,2% 56,3% 44,9% 48,9%<br />

64 525 175 170 229 196 1359<br />

Toplam<br />

4,7% 38,6% 12,9% 12,5% 16,9% 14,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

217


Tablo 127’de de yükümlülerin öğrenim durumlarına göre vergi<br />

kaçıranlara verilmesi gereken cezalar hakkındaki görüşleri görülmektedir.<br />

Tabloya göre, vergi kaçıranlara verilmesi gereken cezalardan para cezasını<br />

uygun gören vergi yükümlüleri ağırlıklı olarak ortaöğrenim mezunu vergi<br />

yükümlülerinden oluşmaktadır. Ticaretten men cezasını ve hapis cezasını<br />

uygun gören vergi yükümlüleri ise ağırlıklı olarak yükseköğrenim ve üzeri<br />

dereceye sahip olan vergi yükümlülerinden oluşmaktadır. Teşhir cezasını ve<br />

işyeri kapatma cezasını uygun gören vergi yükümlüleri de ağırlıklı olarak<br />

ilköğrenim mezunu vergi yükümlülerinden oluşmaktadır. Buna mukabil,<br />

ceza verilmemesi gerektiğini uygun gören vergi yükümlüleri de daha ağırlıklı<br />

olarak yine ilkokul mezunu olan vergi yükümlülerinden oluşmaktadır.<br />

Tablo 128: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Vergi<br />

Kanunlarının Zorunlu Kıldığı Ölçülerdeki Kayıt Düzeni Hakkındaki<br />

Görüşlerin Dağılımı<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:8.315<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.081<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,920<br />

Yükümlülerin öğrenim<br />

durumu<br />

Toplam<br />

218<br />

İlkokul<br />

Orta öğrenim (Lise<br />

öğrenimi dâhil)<br />

Yüksek öğrenim ve<br />

üstü<br />

Vergi kanunlarının zorunlu kıldığı<br />

ölçülerdeki kayıt düzeni hakkındaki<br />

görüşlerin dağılımı<br />

Uyulması Toplam<br />

Basit Anlaşılmaz çok zor<br />

22 116 33 171<br />

12,9% 67,8% 19,3% 100,0%<br />

9,9% 14,0% 10,9% 12,7%<br />

87 331 105 523<br />

16,6% 63,3% 20,1% 100,0%<br />

39,2% 40,0% 34,8% 38,7%<br />

113 380 164 657<br />

17,2% 57,8% 25,0% 100,0%<br />

50,9% 45,9% 54,3% 48,6%<br />

222 827 302 1351<br />

16,4% 61,2% 22,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 128’de yükümlülerin öğrenim durumlarına göre vergi<br />

kanunlarının zorunlu kıldığı ölçülerdeki kayıt düzeni hakkındaki görüşlerin<br />

dağılımı görülmektedir. Tabloya göre, vergi kanunlarının zorunlu kıldığı<br />

ölçülerdeki kayıt düzenini anlaşılmaz bulan vergi yükümlüleri ağırlıklı


olarak beklendiği gibi ilköğrenim mezunu vergi yükümlülerinden<br />

oluşmaktadır. Vergi kanunlarının zorunlu kıldığı ölçülerdeki kayıt düzenini<br />

basit bulan vergi yükümlüleri ise ağırlıklı olarak beklendiği gibi<br />

yükseköğrenim ve üzeri dereceye sahip olan vergi yükümlülerinden<br />

oluşmaktadır. Vergi kanunlarının zorunlu kıldığı ölçülerdeki kayıt düzenini<br />

uyulması zor bulan vergi yükümlüleri de ağırlıklı olarak yükseköğrenim ve<br />

üzeri dereceye sahip olan vergi yükümlülerinden oluşmaktadır.<br />

Tablo129: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre<br />

Genel Olarak Vergi İdaresinin Yaklaşımları Hakkındaki Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:10.473<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.005<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,088<br />

Yükümlülerin<br />

öğrenim durumu<br />

Toplam<br />

İlkokul<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise öğrenimi<br />

dâhil)<br />

Yüksek<br />

öğrenim ve<br />

üstü<br />

Yükümlülerin genel olarak<br />

vergi idaresinin yaklaşımları<br />

hakkındaki görüşleri<br />

Toplam<br />

Olumlu Olumsuz<br />

69 102 171<br />

40,4% 59,6% 100,0%<br />

15,2% 11,3% 12,6%<br />

191 332 523<br />

36,5% 63,5% 100,0%<br />

42,0% 36,9% 38,6%<br />

195 466 661<br />

29,5% 70,5% 100,0%<br />

42,9% 51,8% 48,8%<br />

455 900 1355<br />

33,6% 66,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo129’da ise, yükümlülerin öğrenim durumlarına göre genel olarak<br />

vergi idaresinin yaklaşımları hakkındaki görüşleri ele alınmıştır. Tablodan da<br />

anlaşılmaktadır ki, genel olarak vergi idaresinin yaklaşımlarına ve<br />

uygulamalarına yükümlüler olumsuz bakmaktadırlar (%66.4). Genel olarak<br />

vergi idaresinin yaklaşımlarına ve uygulamalarına olumsuz bakan vergi<br />

yükümlülerinin içinde ise yükseköğrenim ve üzeri dereceye sahip olan vergi<br />

yükümlülerinin ağırlığı diğerlerine göre daha fazladır. Genel olarak vergi<br />

idaresinin yaklaşımlarına ve uygulamalarına olumsuz bakan vergi<br />

yükümlülerinin içinde ise ağırlık olarak en düşük yüzdeye ilkokul mezunu<br />

olan vergi yükümlülerinin sahip olduğu yine tabloda görülmektedir.<br />

219


Tablo 130: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Vergi Denetim<br />

ve İnceleme Elemanlarının Görevleri Esnasındaki Davranışları Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin vergi denetim ve inceleme elemanlarının görevleri esnasındaki<br />

davranışları hakkındaki görüşleri<br />

İncelemenin Hatalarımızı gösterip, Denetim esnasında işimi<br />

ciddiyetine uygun uyarıda bulunarak aksatarak, müşterilerimin<br />

olarak, tarafsız cezaya muhatap ve çalışanların yanında Yukarıdakilerin Toplam<br />

davranıyorlar olmamızı engelliyorlar küçük düşürüyorlar dışında<br />

52 48 44 23 167<br />

31,1% 28,7% 26,3% 13,8% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:21.676<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.001<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,062<br />

İlkokul<br />

Yükümlülerin<br />

öğrenim<br />

durumu<br />

12,6% 14,4% 15,8% 9,5% 13,2%<br />

170 154 107 79 510<br />

33,3% 30,2% 21,0% 15,5% 100,0%<br />

dâhil) 41,2% 46,1% 38,4% 32,5% 40,2%<br />

Yüksek<br />

191 132 128 141 592<br />

öğrenim ve<br />

üstü<br />

32,3% 22,3% 21,6% 23,8% 100,0%<br />

46,2% 39,5% 45,9% 58,0% 46,7%<br />

413 334 279 243 1269<br />

32,5% 26,3% 22,0% 19,1% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise<br />

öğrenimi<br />

Toplam<br />

220


Tablo 130’da yükümlülerin öğrenim durumlarına göre vergi denetim<br />

ve inceleme elemanlarının görevleri esnasındaki davranışları hakkındaki<br />

görüşleri görülmektedir. Tabloya göre, vergi denetim ve inceleme<br />

elemanlarının görevleri esnasındaki davranışlarından incelemenin ciddiyetine<br />

uygun olarak, tarafsız davranıyorlar diyenler ve hatalarımızı gösterip,<br />

uyarıda bulunarak cezaya muhatap olmamızı engelliyorlar diyen vergi<br />

yükümlüleri içinde ağırlıklı olarak ortaöğrenim mezunu olan vergi<br />

yükümlüleri yer alırken, denetim esnasında işimi aksatarak, müşterilerimin<br />

ve çalışanların yanında küçük düşürüyorlar diyen vergi yükümlüleri içinde<br />

ağırlıklı olarak ilkokul mezunu olan vergi yükümlüleri yer almaktadır. Vergi<br />

denetim ve inceleme elemanlarının görevleri esnasındaki davranışlarından<br />

yukarıdakilerin dışında olanları (açık uçlu olan soruda belirtilen yanıtlara<br />

göre genellikle olumsuz görüşler olduğu tespit edilmiştir) tercih edenler<br />

içinde ise yükseköğrenim ve üzeri dereceye sahip olan vergi yükümlülerinin<br />

ağırlığı diğerlerine göre daha fazladır.<br />

221


Tablo 131: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Vergi Afları Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin vergi afları hakkındaki görüşleri<br />

Dürüst<br />

Devlete Olumlu veya<br />

yükümlüler Vergi adaletini güveni olumsuz etkisi Toplam<br />

Çok yararlı cezalandırılıyor bozuyor sarsıyor olmuyor<br />

32 84 27 21 7 171<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:39.518<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,078<br />

İlkokul<br />

Yükümlülerin<br />

öğrenim durumu<br />

18,7% 49,1% 15,8% 12,3% 4,1% 100,0%<br />

17,4% 13,8% 7,8% 15,3% 8,6% 12,6%<br />

93 212 126 55 38 524<br />

17,7% 40,5% 24,0% 10,5% 7,3% 100,0%<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise öğrenimi<br />

dâhil)<br />

50,5% 34,8% 36,2% 40,1% 46,9% 38,5%<br />

59 314 195 61 36 665<br />

Yüksek<br />

öğrenim ve üstü<br />

8,9% 47,2% 29,3% 9,2% 5,4% 100,0%<br />

32,1% 51,5% 56,0% 44,5% 44,4% 48,9%<br />

184 610 348 137 81 1360<br />

Toplam<br />

13,5% 44,9% 25,6% 10,1% 6,0% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

222


Tablo 131’de ise yükümlülerin öğrenim durumlarına göre vergi afları<br />

hakkındaki görüşlerinin dağılımı görülmektedir. Tabloya bakarak, vergi<br />

aflarının dürüst yükümlüleri cezalandırdığını söyleyen vergi yükümlüleri<br />

içinde hem ilkokul mezunu hem de yükseköğrenim ve üzeri dereceye sahip<br />

olan vergi yükümlülerinin ağırlıklı olarak yer aldığını söyleyebiliriz. Vergi<br />

afları vergi adaletini bozuyor diyenler içinde ise yükseköğrenim ve üzeri<br />

dereceye sahip olan vergi yükümlülerinin ağırlıklı olarak yer aldığı dikkati<br />

çekmektedir. Vergi afları devlete güveni sarsıyor diyenler içinde de ilkokul<br />

mezunu olan vergi yükümlülerinin ağırlıklı olarak yer aldığı görülmektedir.<br />

Vergi afları çok yararlı ve olumlu veya olumsuz etkisi olmuyor diyenler<br />

içinde de ilkokul mezunu ve ortaöğrenim mezunu olan vergi yükümlülerinin<br />

ağırlıklı olarak yer aldığı dikkati çekmektedir.<br />

Tablo 132: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Ülkemizde<br />

Herkesin Vergisini Tam Olarak Ödeyip Ödemedikleri Hakkındaki<br />

Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:9.504<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.009<br />

Korelasyon:<br />

Yükümlülerin ülkemizde herkesin<br />

vergisini tam olarak ödeyip<br />

ödemedikleri hakkındaki görüşleri<br />

Toplam<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,078 Evet Hayır<br />

Yükümlülerin<br />

öğrenim<br />

durumu<br />

İlkokul<br />

7<br />

4,1%<br />

162<br />

95,9%<br />

169<br />

100,0%<br />

Toplam<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise öğrenimi<br />

dâhil)<br />

Yüksek<br />

öğrenim ve<br />

üstü<br />

17,5% 12,3% 12,5%<br />

23 500 523<br />

4,4% 95,6% 100,0%<br />

57,5% 38,0% 38,6%<br />

10 654 664<br />

1,5% 98,5% 100,0%<br />

25,0% 49,7% 49,0%<br />

40 1316 1356<br />

2,9% 97,1% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 132’de yükümlülerin öğrenim durumlarına göre ülkemizde<br />

herkesin vergisini tam olarak ödeyip ödemedikleri hakkındaki görüşlerinin<br />

dağılımı görülmektedir. Tablodan da anlaşılmaktadır ki, yükümlülerin<br />

hemen hemen hepsi ülkemizde herkesin vergisini tam olarak ödemediğine<br />

223


inanmaktadırlar. Ülkemizde herkesin vergisini tam olarak ödemediğine<br />

inananlar içinde yükseköğrenim ve üzeri dereceye sahip olanların ağırlığının<br />

diğer öğrenim düzeylerindeki vergi yükümlülerine nazaran daha yüksek<br />

olduğu yine tablodan görülmektedir. Yani, bu sonuçlardan öğrenim<br />

düzeyinin yükselmesi ile birlikte diğer yükümlülerin vergisini tam olarak<br />

ödemediği yönündeki kanaatin de arttığı söylenebilir.<br />

224<br />

Tablo 133: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre<br />

Vergilerde Dikey Adaletin Olup Olmadığı Hakkındaki Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:16.653<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,098<br />

Yükümlülerin<br />

öğrenim<br />

durumu<br />

Toplam<br />

İlkokul<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise öğrenimi<br />

dâhil)<br />

Yüksek öğrenim<br />

ve üstü<br />

Yükümlülerin vergilerde dikey<br />

adaletin olup olmadığı<br />

hakkındaki görüşleri<br />

Toplam<br />

Evet Hayır<br />

26 145 171<br />

15,2% 84,8% 100,0%<br />

15,1% 12,2% 12,6%<br />

86 437 523<br />

16,4% 83,6% 100,0%<br />

50,0% 36,8% 38,5%<br />

60 604 664<br />

9,0% 91,0% 100,0%<br />

34,9% 50,9% 48,9%<br />

172 1186 1358<br />

12,7% 87,3% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 133’de de yükümlülerin öğrenim durumlarına göre vergilerde<br />

dikey adaletin olup olmadığı hakkındaki görüşleri görülmektedir. Tabloya<br />

göre, bölgede yaşayan vergi yükümlülerinin çok büyük bir kısmı (% 87.3)<br />

vergilerde dikey adaletin olmadığı yönünde görüşlerini açıklamışlardır. Bu<br />

görüşün öğrenim düzeyleri itibariyle dağılımına bakıldığı zaman, bu görüşü<br />

oluşturan vergi yükümlüleri içinde en yüksek ağırlığı yükseköğrenim ve<br />

üzeri dereceye sahip olanların oluşturduğu görülmektedir.


Tablo 134: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Geçmişte<br />

Yaşanan Ekonomik Krizlerin Vergi Ödemelerine Olumsuz Etki Edip<br />

Etmemesi<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:9.181<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.010<br />

Korelasyon:<br />

Geçmişte yaşanan ekonomik<br />

krizlerin vergi ödemelerine<br />

olumsuz etki edip etmemesi<br />

Sperman Kor. Kats. (r):-0,076 Evet Hayır<br />

Yükümlülerin<br />

öğrenim<br />

durumu<br />

Toplam<br />

İlkokul<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise öğrenimi<br />

dâhil)<br />

Yüksek<br />

öğrenim ve<br />

üstü<br />

Toplam<br />

120 50 170<br />

70,6% 29,4% 100,0%<br />

11,4% 17,2% 12,6%<br />

404 116 520<br />

77,7% 22,3% 100,0%<br />

38,2% 40,0% 38,6%<br />

533 124 657<br />

81,1% 18,9% 100,0%<br />

50,4% 42,8% 48,8%<br />

1057 290 1347<br />

78,5% 21,5% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 134’de de yükümlülerin öğrenim durumlarına göre geçmişte<br />

yaşanan ekonomik krizlerin vergi ödemelerine olumsuz etki edip etmemesi<br />

hakkındaki görüşlerinin dağılımı görülmektedir. Tablodan da anlaşılmaktadır<br />

ki, geçmişte yaşanan ekonomik krizler yükümlülerin vergi ödemelerine<br />

büyük oranda olumsuz etki etmiştir (% 78.5). Bu kanaate sahip olan vergi<br />

yükümlüleri içerisinde ise yükseköğrenim ve üzeri dereceye sahip olanların<br />

daha ağırlıklı olarak yer aldığı yine tabloda görülmektedir.<br />

225


226<br />

Tablo 135: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Kamu<br />

Harcamalarında Bir Savurganlığın Olup Olmadığı Hakkındaki<br />

Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:25.576<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Yükümlülerin kamu harcamalarında<br />

bir savurganlığın olup olmadığı<br />

hakkındaki görüşleri<br />

Toplam<br />

Sperman Kor. Kats. (r):-0,129 Evet Hayır<br />

İlkokul<br />

122 49 171<br />

Yükümlülerin öğrenim<br />

durumu<br />

Toplam<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise öğrenimi<br />

dâhil)<br />

Yüksek öğrenim<br />

ve üstü<br />

71,3% 28,7% 100,0%<br />

10,8% 21,3% 12,6%<br />

424 96 520<br />

81,5% 18,5% 100,0%<br />

37,7% 41,7% 38,4%<br />

579 85 664<br />

87,2% 12,8% 100,0%<br />

51,5% 37,0% 49,0%<br />

1125 230 1355<br />

83,0% 17,0% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 135’de ise, yükümlülerin öğrenim durumlarına göre kamu<br />

harcamalarında bir savurganlığın olup olmadığı hakkındaki görüşlerinin<br />

dağılımı görülmektedir. Tabloya göre, yükümlülerin büyük bir kısmının (%<br />

83) kamu harcamalarında bir savurganlığın olduğuna inandıkları<br />

görülmektedir. Bu inanca sahip olanlar içinde ise yükseköğrenim ve üzeri<br />

dereceye sahip olanların daha ağırlıklı olarak yer aldığı yine tabloda<br />

görülmektedir.


Tablo 136: Yükümlülerin Öğrenim Durumlarına Göre Önce<br />

Desteklemiş Oldukları Bir İktidardan, Sadece Vergileri Arttırması<br />

Nedeniyle Bir Sonraki Seçimde Desteklerini Çekip Çekmeyecekleri<br />

Durumu<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:3.367<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.160<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,116<br />

Yükümlülerin öğrenim<br />

durumu<br />

Toplam<br />

İlkokul<br />

Orta öğrenim<br />

(Lise öğrenimi<br />

dâhil)<br />

Yüksek<br />

öğrenim ve<br />

üstü<br />

Yükümlülerin önce desteklemiş<br />

oldukları bir iktidardan, sadece<br />

vergileri arttırması nedeniyle bir<br />

sonraki seçimde desteklerini çekip<br />

çekmeyecekleri durumu<br />

Toplam<br />

Evet Hayır<br />

63 108 171<br />

36,8% 63,2% 100,0%<br />

12,5% 12,8% 12,7%<br />

179 341 520<br />

34,4% 65,6% 100,0%<br />

35,6% 40,5% 38,6%<br />

261 394 655<br />

39,8% 60,2% 100,0%<br />

51,9% 46,7% 48,7%<br />

503 843 1346<br />

37,4% 62,6% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 136’da yükümlülerin öğrenim durumlarına göre önce<br />

desteklemiş oldukları bir iktidardan, sadece vergileri artırması nedeniyle bir<br />

sonraki seçimde desteklerini çekip çekmeyecekleri hakkındaki görüşleri<br />

görülmektedir. Öğrenim durumlara göre ayrıştırmaksızın, Güneydoğu<br />

Anadolu Bölgesi’ndeki toplam yükümlülerin yaklaşık üçte ikilik kısmı (%<br />

62.6) daha önce desteklemiş oldukları bir iktidardan sadece vergileri<br />

artırması nedeniyle, bir sonraki seçimde desteklerini çekmeyeceklerini<br />

belirtmişlerdir. Desteklerini çekmeyeceklerini belirtenler içinde de<br />

ortaöğrenim mezunu vergi yükümlülerinin ağırlığı diğer öğrenim<br />

düzeyindekilere daha yüksektir.<br />

227


2.6.2.5. İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Anket Sorularına<br />

Verdikleri Yanıtların Dağılımı<br />

228<br />

Tablo 137: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Vergi Yükünü<br />

Algılaması<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:42.174<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.018<br />

Yükümlülerin vergi yükü algılaması<br />

Korelasyon:<br />

Toplam<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,528 Çok ağır Ağır Normal Az<br />

İşletmelerin 1-10<br />

93 272 105 10 480<br />

faaliyet<br />

süreleri<br />

19,4%<br />

30,9%<br />

56,7%<br />

36,7%<br />

21,9%<br />

35,7%<br />

2,1%<br />

47,6%<br />

100,0%<br />

35,3%<br />

11-20<br />

67 158 50 1 276<br />

Toplam<br />

21-30<br />

31 ve daha<br />

yukarı<br />

İşletme<br />

sahibi<br />

değilim<br />

24,3% 57,2% 18,1% ,4% 100,0%<br />

22,3% 21,3% 17,0% 4,8% 20,3%<br />

18 49 16 1 84<br />

21,4% 58,3% 19,0% 1,2% 100,0%<br />

6,0% 6,6% 5,4% 4,8% 6,2%<br />

5 5 4 3 17<br />

29,4% 29,4% 23,5% 17,6% 100,0%<br />

1,7% ,7% 1,4% 14,3% 1,3%<br />

118 258 119 6 501<br />

23,6% 51,5% 23,8% 1,2% 100,0%<br />

39,2% 34,8% 40,5% 28,6% 36,9%<br />

301 742 294 21 1358<br />

22,2% 54,6% 21,6% 1,5% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 137’de işletmelerin faaliyet sürelerine göre vergi yükünü ağır<br />

veya hafif algılayıp algılamamasının dağılımı görülmektedir. Tabloya göre,<br />

ödedikleri vergilerin yükünü çok ağır hissedenler içinde en ağırlıklı grubun,<br />

31 yıldan fazla süredir faaliyette bulunan işletmeler olduğu görülmektedir.<br />

Ödedikleri vergilerin yükünü ağır hissedenler içinde ise en ağırlıklı grup<br />

olarak 21-30 yıl faaliyette bulunan işletmeler dikkati çekmektedir.<br />

Ödedikleri vergilerin yükünü normal hissedenler içinde de 31 yıldan fazla<br />

süredir faaliyette bulunan işletmeler ağırlıklıdır. Ödedikleri vergilerin<br />

yükünü hafif hissedenler içinde ise en ağırlıklı grup olarak 1-10 yıl faaliyette<br />

bulunan işletmeler dikkati çekmektedir.


Tablo 138: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre En<br />

Yüksek Vergi Tazyikini Algıladıkları Vergi Çeşitleri Dağılımı<br />

Vergi çeşitlerine göre vergi tazyiki algılaması dağılımı<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:90.960<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Motorlu Katma Belediye<br />

Gelir Kurumlar Emlak taşıtlar değer resim ve<br />

Toplam<br />

vergisi vergisi vergisi vergisi vergisi harçları Hiçbirinin Hepsinin<br />

153 30 16 83 88 7 11 92 480<br />

31,9% 6,3% 3,3% 17,3% 18,3% 1,5% 2,3% 19,2% 100,0%<br />

40,2% 53,6% 32,7% 33,5% 33,7% 31,8% 22,9% 31,4% 35,3%<br />

100 16 11 38 54 5 7 45 276<br />

36,2% 5,8% 4,0% 13,8% 19,6% 1,8% 2,5% 16,3% 100,0%<br />

26,2% 28,6% 22,4% 15,3% 20,7% 22,7% 14,6% 15,4% 20,3%<br />

23 4 2 7 28 1 4 15 84<br />

27,4% 4,8% 2,4% 8,3% 33,3% 1,2% 4,8% 17,9% 100,0%<br />

6,0% 7,1% 4,1% 2,8% 10,7% 4,5% 8,3% 5,1% 6,2%<br />

7 0 0 3 3 1 0 3 17<br />

41,2% ,0% ,0% 17,6% 17,6% 5,9% ,0% 17,6% 100,0%<br />

1,8% ,0% ,0% 1,2% 1,1% 4,5% ,0% 1,0% 1,3%<br />

98 6 20 117 88 8 26 138 501<br />

19,6% 1,2% 4,0% 23,4% 17,6% 1,6% 5,2% 27,5% 100,0%<br />

25,7% 10,7% 40,8% 47,2% 33,7% 36,4% 54,2% 47,1% 36,9%<br />

<strong>381</strong> 56 49 248 261 22 48 293 1358<br />

28,1% 4,1% 3,6% 18,3% 19,2% 1,6% 3,5% 21,6% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,141<br />

İşletmelerin 1-10<br />

faaliyet süreleri<br />

11-20<br />

21-30<br />

31 ve daha<br />

yukarı<br />

İşletme<br />

sahibi<br />

değilim<br />

Toplam<br />

229


Tablo 138’de de işletmelerin faaliyet sürelerine göre vergi tazyikini en<br />

yüksek algıladıkları vergi çeşitlerinin dağılımı görülmektedir. Tabloya göre,<br />

gelir vergisini en ağır vergi olarak hisseden işletmeler daha ağırlıklı olarak<br />

31 yıldan uzun süredir faaliyette bulunan işletmeler iken, kurumlar vergisini<br />

en ağır vergi olarak hisseden işletmeler daha ağırlıklı olarak 1-10 yıl arası<br />

faaliyette bulunan işletmeler, motorlu taşıtlar vergisini en ağır vergi olarak<br />

hisseden işletmeler daha ağırlıklı olarak 31 yıldan uzun süredir faaliyette<br />

bulunan işletmeler ve KDV’yi de en ağır vergi olarak hisseden işletmeler<br />

daha ağırlıklı olarak 21-30 yıl arası faaliyette bulunan işletmelerdir.<br />

Ödedikleri verginin hepsini ağır olarak hisseden işletmeler ise, daha ağırlıklı<br />

olarak 1-10 yıl arası faaliyette bulunan işletmelerdir.<br />

230


Tablo 139: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Verginin Tanımı Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin verginin tanımı hakkındaki görüşleri<br />

Kamu<br />

Zorunlu bir hizmetlerinin<br />

Teşebbüs kabiliyetini Toplam<br />

ödemedir karşılığıdır Bir ödevdir Bir yüktür engellemektedir<br />

180 141 80 70 9 480<br />

37,5% 29,4% 16,7% 14,6% 1,9% 100,0%<br />

42,9% 31,3% 32,1% 33,7% 30,0% 35,3%<br />

92 71 52 55 6 276<br />

33,3% 25,7% 18,8% 19,9% 2,2% 100,0%<br />

21,9% 15,7% 20,9% 26,4% 20,0% 20,3%<br />

22 26 17 14 5 84<br />

26,2% 31,0% 20,2% 16,7% 6,0% 100,0%<br />

5,2% 5,8% 6,8% 6,7% 16,7% 6,2%<br />

3 7 3 4 0 17<br />

17,6% 41,2% 17,6% 23,5% ,0% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:45.975<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,067<br />

İşletmelerin 1-10<br />

faaliyet süreleri<br />

11-20<br />

21-30<br />

31 ve daha<br />

yukarı<br />

,7% 1,6% 1,2% 1,9% ,0% 1,3%<br />

123 206 97 65 10 501<br />

24,6% 41,1% 19,4% 13,0% 2,0% 100,0%<br />

İşletme<br />

sahibi<br />

değilim<br />

29,3% 45,7% 39,0% 31,3% 33,3% 36,9%<br />

420 451 249 208 30 1358<br />

30,9% 33,2% 18,3% 15,3% 2,2% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Toplam<br />

231


Tablo 139’da da işletmelerin faaliyet sürelerine göre verginin tanımı<br />

hakkındaki görüşleri görülmektedir. Tablodan, ödedikleri vergiyi zorunlu bir<br />

ödeme olarak gören yükümlüler içerisinde ağırlıklı olarak yer alan grubun 1-<br />

10 yıl arası faaliyet gösteren işletmelerin, kamu hizmetlerinin karşılığı olarak<br />

ve bir yük olarak gören yükümlüler içerisinde ağırlıklı olarak yer alan<br />

grubun da 31 ve daha yukarı yıldır faaliyet gösteren işletmelerin yer aldığı<br />

görülmektedir. Ödedikleri vergiyi bir ödev olarak gören yükümlüler<br />

içerisinde ise ağırlıklı olarak yer alan grubun da 21-30 yıl arası faaliyet<br />

gösteren işletmeler olduğu görülmektedir. Ödedikleri vergiyi teşebbüs<br />

kabiliyetini engelleyen bir unsur olarak gören yükümlüler içerisinde ağırlıklı<br />

olarak yer alan grup ise 11-20 yıl arası faaliyet gösteren işletmelerdir.<br />

Tablo 140: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Ödenen Vergilerle<br />

Devletten Alınan Hizmetler Arasında Doğru Orantılı Bir İlişki Kurma<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:18.240<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.019<br />

Korelasyon:<br />

232<br />

Ödenen vergilerle devletten alınan<br />

hizmetler arasında doğru orantılı bir<br />

ilişki kurma<br />

Zaman Toplam<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,066 Evet Hayır zaman<br />

1-10<br />

65 255 160 480<br />

İşletmelerin faaliyet süreleri<br />

Toplam<br />

11-20<br />

21-30<br />

31 ve daha yukarı<br />

İşletme sahibi değilim<br />

13,5% 53,1% 33,3% 100,0%<br />

39,4% 36,7% 32,1% 35,3%<br />

43 132 101 276<br />

15,6% 47,8% 36,6% 100,0%<br />

26,1% 19,0% 20,2% 20,3%<br />

13 32 39 84<br />

15,5% 38,1% 46,4% 100,0%<br />

7,9% 4,6% 7,8% 6,2%<br />

1 9 7 17<br />

5,9% 52,9% 41,2% 100,0%<br />

,6% 1,3% 1,4% 1,3%<br />

43 266 192 501<br />

8,6% 53,1% 38,3% 100,0%<br />

26,1% 38,3% 38,5% 36,9%<br />

165 694 499 1358<br />

12,2% 51,1% 36,7% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0%


Tablo 140’da da işletmelerin faaliyet sürelerine göre ödenen vergilerle<br />

devletten alınan hizmetler arasında doğru orantılı bir ilişki kurup<br />

kurmamanın dağılımı görülmektedir. Tabloya göre, ödedikleri vergilerle<br />

devletten aldıkları vergiler arasında her zaman ve zaman zaman doğru<br />

orantılı bir ilişki kuran yükümlülerin ağırlıklı olarak 21-30 yıl arası faaliyet<br />

gösteren işletmelerin olduğu görülmektedir. Ödedikleri vergilerle devletten<br />

aldıkları vergiler arasında doğru orantılı bir bağ kuramayan yükümlülerin ise<br />

ağırlıklı olarak hem 1-10 yıl arası faaliyette bulunan ve 31 yıldan uzun<br />

süredir faaliyette bulunan işletmelerin olduğu görülmektedir.<br />

Tablo 141: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Devletin Artan Gelir<br />

İhtiyacını Nasıl Karşılaması Gerektiği Hakkındaki Görüşlerin Dağılımı<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:68.066<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,170<br />

İşletmelerin faaliyet süreleri<br />

Toplam<br />

1-10<br />

11-20<br />

21-30<br />

31 ve daha yukarı<br />

İşletme sahibi değilim<br />

Devletin artan gelir ihtiyacını nasıl<br />

karşılaması gerektiği hakkındaki görüşlerin<br />

dağılımı<br />

Vergileri arttırarak<br />

veya yeni vergiler<br />

koyarak<br />

Harcamalarını<br />

kısarak<br />

Borçlanarak<br />

Vergi<br />

denetimlerini<br />

arttırarak<br />

Toplam<br />

17 259 14 188 478<br />

3,6% 54,2% 2,9% 39,3% 100,0%<br />

34,0% 42,5% 29,8% 29,0% 35,3%<br />

11 132 12 120 275<br />

4,0% 48,0% 4,4% 43,6% 100,0%<br />

22,0% 21,6% 25,5% 18,5% 20,3%<br />

2 46 3 33 84<br />

2,4% 54,8% 3,6% 39,3% 100,0%<br />

4,0% 7,5% 6,4% 5,1% 6,2%<br />

3 7 2 5 17<br />

17,6% 41,2% 11,8% 29,4% 100,0%<br />

6,0% 1,1% 4,3% ,8% 1,3%<br />

17 166 16 302 501<br />

3,4% 33,1% 3,2% 60,3% 100,0%<br />

34,0% 27,2% 34,0% 46,6% 37,0%<br />

50 610 47 648 1355<br />

3,7% 45,0% 3,5% 47,8% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

233


Tablo 141’de işletmelerin faaliyet sürelerine göre devletin artan gelir<br />

ihtiyacını nasıl karşılaması gerektiği hakkındaki görüşlerinin dağılımı<br />

görülmektedir. Tabloya göre, devletin artan gelir ihtiyacını vergileri<br />

arttırarak veya yeni vergiler koyarak artırması gerektiğini tercih eden<br />

yükümlülerin ağırlıklı olarak 31 yıldan uzun süredir faaliyette bulunan<br />

işletmelerin olduğu görülmektedir. vergi denetimlerini arttırarak diyen<br />

yükümlülerin ağırlıklı olarak 11-20 yıl arası faaliyet gösteren işletmeler,<br />

harcamalarını kısarak diyen yükümlülerin ağırlıklı olarak 21-30 yıl arası<br />

faaliyet gösteren işletmeler olduğu da tabloda görülmektedir. Devletin artan<br />

gelir ihtiyacını borçlanarak karşılaması gerektiğini söyleyen yükümlülerin<br />

de ağırlıklı olarak 31 yıldan uzun süredir faaliyette bulunan işletmeler<br />

olduğu da tabloda görülmektedir.<br />

234<br />

Tablo 142: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Genel<br />

Olarak Vergi İdaresinin Yaklaşımları Hakkındaki Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:20.011<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.001<br />

Korelasyon:<br />

Yükümlülerin genel olarak vergi<br />

idaresinin yaklaşımları hakkındaki<br />

görüşleri<br />

Toplam<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,090 Olumlu Olumsuz<br />

1-10<br />

164 315 479<br />

İşletmelerin faaliyet süreleri<br />

Toplam<br />

11-20<br />

21-30<br />

31 ve daha yukarı<br />

İşletme sahibi<br />

değilim<br />

34,2% 65,8% 100,0%<br />

36,2% 35,0% 35,4%<br />

98 178 276<br />

35,5% 64,5% 100,0%<br />

21,6% 19,8% 20,4%<br />

43 41 84<br />

51,2% 48,8% 100,0%<br />

9,5% 4,6% 6,2%<br />

8 9 17<br />

47,1% 52,9% 100,0%<br />

1,8% 1,0% 1,3%<br />

140 356 496<br />

28,2% 71,8% 100,0%<br />

30,9% 39,6% 36,7%<br />

453 899 1352<br />

33,5% 66,5% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%


Tablo 142’de ise işletmelerin faaliyet sürelerine göre genel olarak<br />

vergi idaresinin yaklaşımları hakkındaki görüşlerinin dağılımı<br />

görülmektedir. Tabloda da görülmektedir ki, genel olarak vergi idaresinin<br />

yaklaşımlarını yükümlüler olumsuz bulmaktadırlar (% 66.5). Bu yüzdenin<br />

oluşmasında ise en ağırlıklı grubu, 1-10 yıl arası faaliyet gösteren işletmeler<br />

oluşturmaktadır. Başka bir anlatımla, faaliyetlerine yeni başlayan işletmeler<br />

daha uzun süredir faaliyet gösteren işletmelere oranla vergi idaresinin<br />

uygulama ve yaklaşımlarına daha olumsuz ve soğuk bakmaktadırlar.<br />

235


Tablo 143: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Vergi Denetim Ve<br />

İnceleme Elemanlarının Görevleri Esnasındaki Davranışları Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin vergi denetim ve inceleme elemanlarının görevleri esnasındaki<br />

davranışları hakkındaki görüşleri<br />

Denetim esnasında işimi<br />

aksatarak, müşterilerimin<br />

ve çalışanların yanında<br />

Hatalarımızı gösterip,<br />

uyarıda bulunarak<br />

cezaya muhatap<br />

olmamızı önlüyorlar<br />

İncelemenin<br />

ciddiyetine uygun<br />

olarak, tarafsız<br />

davranıyorlar<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:61.031<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,099<br />

Yukarıdakilerin Toplam<br />

küçük düşürüyorlar dışında<br />

168 127 113 68 476<br />

35,3% 26,7% 23,7% 14,3% 100,0%<br />

40,7% 38,4% 40,5% 28,0% 37,6%<br />

87 80 75 33 275<br />

31,6% 29,1% 27,3% 12,0% 100,0%<br />

21,1% 24,2% 26,9% 13,6% 21,7%<br />

26 21 24 12 83<br />

31,3% 25,3% 28,9% 14,5% 100,0%<br />

6,3% 6,3% 8,6% 4,9% 6,6%<br />

5 5 4 3 17<br />

29,4% 29,4% 23,5% 17,6% 100,0%<br />

1,2% 1,5% 1,4% 1,2% 1,3%<br />

127 98 63 127 415<br />

30,6% 23,6% 15,2% 30,6% 100,0%<br />

30,8% 29,6% 22,6% 52,3% 32,8%<br />

413 331 279 243 1266<br />

32,6% 26,1% 22,0% 19,2% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

1-10<br />

İşletmelerin<br />

faaliyet süreleri<br />

11-20<br />

21-30<br />

31 ve daha<br />

yukarı<br />

İşletme sahibi<br />

değilim<br />

Toplam<br />

236


Tablo 143’de işletmelerin faaliyet sürelerine göre vergi denetim ve<br />

inceleme elemanlarının görevleri esnasındaki davranışları hakkındaki<br />

görüşleri görülmektedir. Tabloya göre, vergi denetim ve inceleme<br />

elemanlarının görevleri esnasındaki davranışları hakkında incelemenin<br />

ciddiyetine uygun olarak, tarafsız davranıyorlar diyen işletmeler ağırlıklı<br />

olarak 1-10 yıl arasında faaliyet gösterenler iken, hatalarımızı gösterip,<br />

uyarıda bulunarak cezaya muhatap olmamızı önlüyorlar diyen işletmelerin<br />

ise ağırlıklı olarak 31 yıldan uzun süredir faaliyet gösteren işletmeler olduğu<br />

görülmektedir. Denetim esnasında işimi aksatarak, müşterilerimin ve<br />

çalışanların yanında küçük düşürüyorlar diyen işletmeler ise ağırlıklı olarak<br />

21-30 yıl arası faaliyet gösteren işletmelerdir. Yukarıdaki üç görüşün dışında<br />

görüş bildiren işletmelerin de ağırlıklı olarak 31 yıldan uzun süredir faaliyet<br />

gösteren işletmeler olduğu yine tabloda görülmektedir.<br />

237


Tablo 144: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Vergi Afları Hakkındaki Görüşleri<br />

Yükümlülerin vergi afları hakkındaki görüşleri<br />

Devlete Olumlu veya<br />

Çok Dürüst yükümlüler Vergi adaletini güveni olumsuz etkisi Toplam<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,311<br />

yararlı cezalandırılıyor bozuyor sarsıyor olmuyor<br />

İşletmelerin faaliyet 1-10<br />

76 198 122 43 40 479<br />

süreleri<br />

15,9% 41,3% 25,5% 9,0% 8,4% 100,0%<br />

41,3% 32,6% 35,1% 31,4% 49,4% 35,3%<br />

11-20<br />

39 134 57 30 16 276<br />

14,1% 48,6% 20,7% 10,9% 5,8% 100,0%<br />

21,2% 22,1% 16,4% 21,9% 19,8% 20,3%<br />

21-30<br />

14 46 13 8 3 84<br />

16,7% 54,8% 15,5% 9,5% 3,6% 100,0%<br />

7,6% 7,6% 3,7% 5,8% 3,7% 6,2%<br />

31 ve daha<br />

5 7 4 1 0 17<br />

yukarı<br />

29,4% 41,2% 23,5% 5,9% ,0% 100,0%<br />

2,7% 1,2% 1,1% ,7% ,0% 1,3%<br />

İşletme sahibi 50 222 152 55 22 501<br />

değilim<br />

10,0% 44,3% 30,3% 11,0% 4,4% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:34.880<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.004<br />

Korelasyon:<br />

27,2% 36,6% 43,7% 40,1% 27,2% 36,9%<br />

184 607 348 137 81 1357<br />

13,6% 44,7% 25,6% 10,1% 6,0% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Toplam<br />

238


Tablo 144’de işletmelerin faaliyet sürelerine göre vergi afları<br />

hakkındaki görüşleri görülmektedir. Buna göre, vergi aflarının vergilemede<br />

adaleti bozduğunu düşünen işletmeler ağırlıklı olarak 1-10 yıl arasında<br />

faaliyet gösterenler, dürüst yükümlülerin cezalandırıldığını düşünen<br />

işletmeler ağırlıklı olarak 21-30 yıl arasında faaliyet gösterenler ve devlete<br />

güveni sarstığını düşünen işletmelerin de ağırlıklı olarak 11-20 yıl arasında<br />

faaliyet gösteren işletmeler olduğu görülmektedir. Vergi aflarını çok yararlı<br />

olarak gören işletmelerin ise daha ağırlıklı olarak 31 yıldan uzun süredir<br />

faaliyet gösteren işletmeler olduğu yine tabloda görülmektedir.<br />

Tablo 145: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Geçmişte Yaşanan<br />

Ekonomik Krizlerin Vergi Ödemelerine Olumsuz Etki Edip Etmemesi<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:23.716<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Geçmişte yaşanan ekonomik<br />

krizlerin vergi ödemelerine olumsuz<br />

etki edip etmemesi<br />

Toplam<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,128 Evet Hayır<br />

İşletmelerin 1-10<br />

402 77 479<br />

faaliyet<br />

süreleri<br />

83,9% 16,1% 100,0%<br />

Toplam<br />

11-20<br />

21-30<br />

31 ve daha<br />

yukarı<br />

İşletme sahibi<br />

değilim<br />

38,1% 26,6% 35,6%<br />

224 50 274<br />

81,8% 18,2% 100,0%<br />

21,2% 17,3% 20,4%<br />

63 21 84<br />

75,0% 25,0% 100,0%<br />

6,0% 7,3% 6,3%<br />

14 3 17<br />

82,4% 17,6% 100,0%<br />

1,3% 1,0% 1,3%<br />

352 138 490<br />

71,8% 28,2% 100,0%<br />

33,4% 47,8% 36,5%<br />

1055 289 1344<br />

78,5% 21,5% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 145’de de işletmelerin faaliyet sürelerine göre geçmişte yaşanan<br />

ekonomik krizlerin vergi ödemelerine olumsuz etki edip etmediği<br />

hakkındaki görüşleri görülmektedir. Tablodan, hemen hemen işletmelerin<br />

239


üyük bir kısmının geçmişte yaşanan ekonomik krizlerin vergi ödemelerini<br />

olumsuz etkilediğini düşündüğü anlaşılmaktadır. Bu düşünceye daha yüksek<br />

oranda katılan işletmelerin ise, daha çok yeni işletmeler olan 1-10 yıl<br />

arasında faaliyet gösteren işletmeler olduğu da yine tabloda açıkça<br />

görülmektedir.<br />

Tablo 146: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Mevcut Denetim<br />

ve Vergi Cezalarının Vergi Ödemelerine Olumlu Etki Edip Etmemesi<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:21.575<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

240<br />

Mevcut denetim ve vergi cezalarının<br />

vergi ödemelerine olumlu etki edip<br />

etmemesi<br />

Toplam<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,119 Evet Hayır<br />

İşletmelerin 1-10<br />

274 204 478<br />

faaliyet<br />

süreleri<br />

57,3% 42,7% 100,0%<br />

Toplam<br />

11-20<br />

21-30<br />

31 ve daha<br />

yukarı<br />

İşletme sahibi<br />

değilim<br />

40,2% 30,7% 35,5%<br />

141 134 275<br />

51,3% 48,7% 100,0%<br />

20,7% 20,2% 20,4%<br />

44 40 84<br />

52,4% 47,6% 100,0%<br />

6,5% 6,0% 6,2%<br />

11 6 17<br />

64,7% 35,3% 100,0%<br />

1,6% ,9% 1,3%<br />

211 280 491<br />

43,0% 57,0% 100,0%<br />

31,0% 42,2% 36,5%<br />

681 664 1345<br />

50,6% 49,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 146’da işletmelerin faaliyet sürelerine göre mevcut denetim ve<br />

vergi cezalarının vergi ödemelerine olumlu etki edip etmemesi<br />

görülmektedir. Tabloya göre vergi idaresinin mevcut denetimlerinin ve<br />

takdir etmiş olduğu vergi cezalarının yükümlülerin vergi ödemelerine<br />

olumlu etki ettiğini düşünen yükümlülerle olumsuz etki ettiğini düşünen<br />

yükümlüler hemen hemen aynı düzeyde, yani yükümlülerin bu konuda<br />

kafalarının karışık olduğu anlaşılmaktadır. Vergi idaresinin mevcut<br />

denetimlerinin ve takdir etmiş olduğu vergi cezalarının vergi ödemelerine


olumlu etki ettiğini düşünen işletmelerin ise, ağırlıklı olarak 31 yıldan uzun<br />

süredir faaliyet gösteren işletmeler olduğu da tabloda görülmektedir.<br />

Tablo 147: İşletmelerin Faaliyet Sürelerine Göre Önce<br />

Desteklemiş Oldukları Bir İktidardan, Sadece Vergileri Arttırması<br />

Nedeniyle Bir Sonraki Seçimde Desteklerini Çekip Çekmeyecekleri<br />

Durumu<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:18.099<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.001<br />

Korelasyon:<br />

Yükümlülerin önce desteklemiş<br />

oldukları bir iktidardan, sadece vergileri<br />

arttırması nedeniyle bir sonraki seçimde<br />

desteklerini çekip çekmeyecekleri<br />

durumu<br />

Toplam<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,028 Evet Hayır<br />

İşletmelerin 1-10<br />

174 303 477<br />

faaliyet<br />

süreleri<br />

36,5% 63,5% 100,0%<br />

Toplam<br />

11-20<br />

21-30<br />

31 ve daha<br />

yukarı<br />

İşletme<br />

sahibi<br />

değilim<br />

34,6% 36,1% 35,5%<br />

82 192 274<br />

29,9% 70,1% 100,0%<br />

16,3% 22,9% 20,4%<br />

25 58 83<br />

30,1% 69,9% 100,0%<br />

5,0% 6,9% 6,2%<br />

9 7 16<br />

56,3% 43,8% 100,0%<br />

1,8% ,8% 1,2%<br />

213 280 493<br />

43,2% 56,8% 100,0%<br />

42,3% 33,3% 36,7%<br />

503 840 1343<br />

37,5% 62,5% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

Tablo 147’de işletmelerin faaliyet sürelerine göre önce desteklemiş<br />

oldukları bir iktidardan, sadece vergileri arttırması nedeniyle bir sonraki<br />

seçimde desteklerini çekip çekmeyecekleri hakkındaki görüşleri<br />

görülmektedir. Yükümlülerin yaklaşık üçte ikisi sadece vergileri arttırması<br />

nedeniyle, bir sonraki seçimde önce desteklemiş oldukları bir iktidardan<br />

desteklerini çekmeyeceklerini belirtmişler, bu görüşü paylaşan işletmeler<br />

içerisinde de ağırlıklı olarak 11-20 ve 21-30 yıl arasında faaliyet gösteren<br />

işletmelerin bulunduğu tablodan anlaşılmaktadır.<br />

241


2.6.2.6. Yükümlülerin Vergi Yükünü Hafif veya Ağır Algılamalarına Göre Anket Sorularına Verdikleri Yanıtların<br />

Dağılımı<br />

Tablo 148: Yükümlülerin Vergi Yükünü Hafif Veya Ağır Algılamalarına Göre Vergi Kaçıranlara<br />

Verilmesi Gereken Cezalar Hakkındaki Görüşlerinin Dağılımı<br />

Yükümlülerin vergi kaçıranlara verilmesi gereken cezalar hakkındaki görüşleri<br />

İşyeri<br />

Ceza Para Hapis kapatma Ticaretten Teşhir Toplam<br />

verilmemeli cezası cezası cezası men cezası cezası<br />

29 109 43 38 40 42 301<br />

9,6% 36,2% 14,3% 12,6% 13,3% 14,0% 100,0%<br />

45,3% 20,8% 24,6% 22,4% 17,5% 21,4% 22,1%<br />

25 278 93 97 141 108 742<br />

3,4% 37,5% 12,5% 13,1% 19,0% 14,6% 100,0%<br />

39,1% 53,0% 53,1% 57,1% 61,6% 55,1% 54,6%<br />

9 130 35 34 43 44 295<br />

3,1% 44,1% 11,9% 11,5% 14,6% 14,9% 100,0%<br />

14,1% 24,8% 20,0% 20,0% 18,8% 22,4% 21,7%<br />

1 8 4 1 5 2 21<br />

4,8% 38,1% 19,0% 4,8% 23,8% 9,5% 100,0%<br />

1,6% 1,5% 2,3% ,6% 2,2% 1,0% 1,5%<br />

64 525 175 170 229 196 1359<br />

4,7% 38,6% 12,9% 12,5% 16,9% 14,4% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:32.115<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.006<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,715<br />

Çok ağır<br />

Yükümlülerin vergi<br />

yükü algılaması<br />

Ağır<br />

Normal<br />

Az<br />

Toplam<br />

242


Tablo 148’de ise, yükümlülerin vergi yükünü hafif veya ağır<br />

algılamalarına göre vergi kaçıranlara verilmesi gereken cezalar hakkındaki<br />

görüşlerinin dağılımı görülmektedir. Tabloya göre, yükümlülerden vergi<br />

kaçıranlara ceza verilmemeli diyenler içinde daha yüksek yüzdeyle,<br />

ödedikleri verginin yükünü çok ağır olarak hissedenler yer almaktadır. Para<br />

cezası ve teşhir cezası verilmeli diyenler içinde daha yüksek yüzdeyle<br />

ödedikleri verginin yükünü normal olarak hissedenler yer almakta, ticaretten<br />

men cezası verilmeli diyenler içinde daha yüksek yüzdeyle ödedikleri<br />

verginin yükünü ağır olarak hissedenler yer almaktadır.<br />

243


Tablo 149: Yükümlülerin Vergi Yükünü Hafif Veya Ağır<br />

Algılamalarına Göre Vergi Afları Hakkındaki Görüşlerinin Değişmesi<br />

Yükümlülerin vergi afları hakkındaki görüşleri<br />

Devlete Olumlu veya<br />

Dürüst yükümlüler Vergi adaletini güveni olumsuz etkisi Toplam<br />

Çok yararlı cezalandırılıyor bozuyor sarsıyor olmuyor<br />

47 124 60 45 25 301<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:29.095<br />

P Değ. Anlamlılık Düzeyi:0.004<br />

Korelasyon:<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,989<br />

Çok ağır<br />

Yükümlülerin vergi<br />

yükü algılaması<br />

15,6% 41,2% 19,9% 15,0% 8,3% 100,0%<br />

25,5% 20,3% 17,2% 32,8% 30,9% 22,1%<br />

93 357 196 61 36 743<br />

Ağır<br />

12,5% 48,0% 26,4% 8,2% 4,8% 100,0%<br />

50,5% 58,5% 56,3% 44,5% 44,4% 54,6%<br />

42 122 83 28 20 295<br />

Normal<br />

14,2% 41,4% 28,1% 9,5% 6,8% 100,0%<br />

22,8% 20,0% 23,9% 20,4% 24,7% 21,7%<br />

2 7 9 3 0 21<br />

Az<br />

9,5% 33,3% 42,9% 14,3% ,0% 100,0%<br />

1,1% 1,1% 2,6% 2,2% ,0% 1,5%<br />

184 610 348 137 81 1360<br />

Toplam<br />

13,5% 44,9% 25,6% 10,1% 6,0% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0% 100,0%<br />

244


Tablo 149’da yükümlülerin vergi yükünü hafif veya ağır<br />

algılamalarına göre vergi afları hakkındaki görüşlerinin ne yönde olduğu<br />

görülmektedir. Tabloya göre, vergi aflarının dürüst yükümlüleri<br />

cezalandırdığını düşünen yükümlüler daha ağırlıklı olarak ödedikleri<br />

vergilerin yükünü ağır hissedenlerden oluşmakta iken, vergi adaletini<br />

bozduğunu düşünen yükümlüler daha ağırlıklı olarak ödedikleri verginin<br />

yükünü az hissedenlerden oluşmaktadır. Vergi aflarının devlete olan güveni<br />

sarstığını düşünen yükümlüler de ağırlıklı olarak ödedikleri verginin yükünü<br />

çok ağır olarak hisseden yükümlülerden oluşmaktadır. Vergi aflarının hem<br />

olumlu veya olumsuz etkisinin olmadığını hem de yararlı olduğunu düşünen<br />

yükümlülerin de ödedikleri verginin yükünü çok ağır olarak hisseden<br />

yükümlülerden oluştuğu yine tabloda açıkça görülmektedir.<br />

Tablo 150: Yükümlülerin Vergi Yükünü Hafif Veya Ağır<br />

Algılamalarına Göre Kamu Harcamalarında Bir Savurganlığın Olup<br />

Olmadığı Hakkındaki Görüşleri<br />

Ki-Kare Testleri:<br />

Pearson Ki-Kare Değ:31.813<br />

P Değ. Anlamlılık<br />

Düzeyi:0.000<br />

Korelasyon:<br />

Yükümlülerin kamu harcamalarında<br />

bir savurganlığın olup olmadığı<br />

hakkındaki görüşleri<br />

Toplam<br />

Sperman Kor. Kats. (r):0,142 Evet Hayır<br />

Çok ağır<br />

267 34 301<br />

Yükümlülerin vergi yükü algılaması<br />

Toplam<br />

Ağır<br />

Normal<br />

Az<br />

88,7% 11,3% 100,0%<br />

23,7% 14,8% 22,2%<br />

629 111 740<br />

85,0% 15,0% 100,0%<br />

55,9% 48,3% 54,6%<br />

213 80 293<br />

72,7% 27,3% 100,0%<br />

18,9% 34,8% 21,6%<br />

16 5 21<br />

76,2% 23,8% 100,0%<br />

1,4% 2,2% 1,5%<br />

1125 230 1355<br />

83,0% 17,0% 100,0%<br />

100,0% 100,0% 100,0%<br />

245


Tablo 150’de de yükümlülerin vergi yükünü hafif veya ağır<br />

algılamalarına göre kamu harcamalarında bir savurganlığın olup olmadığı<br />

hakkındaki görüşleri görülmektedir. Tabloda da görülmektedir ki,<br />

yükümlülerin % 83’lük kısmı kamu harcamalarında savurganlığın olduğuna<br />

inanmaktadır ve bu yükümlüler içerisinde de en ağırlıklı yüzdeyi ödedikleri<br />

verginin yükünü çok ağır hissedenlerin oluşturduğu yine açıkça<br />

görülmektedir.<br />

246


DEĞERLENDİRME VE SONUÇ<br />

Çağdaş devletler vergiyi her vatandaşı (hatta dar mükellefleri de<br />

hesaba katarsak vatandaşı olmayanlar) için zorunlu bir yükümlülük, anayasal<br />

tabirle bir ödev haline getirmiş ve vergi uygulamalarında yasallık ilkesini<br />

benimsemişlerdir. Aynı şekilde çağdaş vergileme, vergiyi ve vergilemeyi<br />

sadece teknik ve mekanik bir yaklaşımla değil, aynı zamanda insan<br />

faktörünü ve onun psikolojisini de dikkate alan geniş bir yaklaşımla<br />

değerlendirmektedir. Çünkü, vergileme olayında yükümlü ve devlet olmak<br />

üzere başlıca iki taraf vardır ve bu iki tarafın uyumu vergiden beklenen<br />

verimin maksimum düzeye çıkmasını sağlamaktadır.<br />

Yükümlüler ödedikleri vergileri bir yük olarak görmeleri ve bu yükü<br />

üzerlerinde hissetmeleri ile birlikte vergiye karşı olumsuz davranışlar<br />

içerisine girebilmektedirler. Yükümlülerin vergiye karşı olumsuz davranışlar<br />

içerisine girmesini belirleyen etkenler; bireysel vergi yükleri, vergi ahlakı ve<br />

vergi zihniyeti, eğitim ve öğretim düzeyi, siyasal iktidara bakış açısı, devlete<br />

olan bağlılık, vergi yükleri ve ailenin gelir düzeyi, yükümlünün diğer<br />

yükümlülere bakış açısı, ödedikleri vergilerin kamu hizmeti olarak dönüp<br />

dönmemesi, kamu gelirlerinin etkin ve verimli bir şekilde kullanıldığına olan<br />

inanç, yükümlünün mesleği, vergi sisteminin ve yönetiminin yapısı ile<br />

ekonomik ve siyasal yapı şeklinde özetlenmektedir.<br />

Yükümlülerin vergiye karşı davranış biçimleri ise, oy kayması, baskı<br />

gruplarını yönlendirme, vergiden kaçınma, vergi kaçakçılığı, verginin geç<br />

ödenmesi, vergi cennetlerine göç, vergi grevi, verginin yansıtılması, verginin<br />

dönüştürülmesi, amortismanı ve kapitalizasyonu şeklinde ortaya<br />

çıkabilmektedir. Bu çalışmanın birinci bölümünde bu sayılanların önemli<br />

kısmına yer verilmiştir.<br />

Çalışmada, vergileme ve vergiye karşı tepkilerin nedenleri ile<br />

yükümlülerin vergiye karşı gösterebileceği tepki türleri ortaya konduktan<br />

sonra, Güneydoğu Anadolu Bölgesini temsil eden 5 ilin (Adıyaman,<br />

Diyarbakır, Gaziantep, Mardin ve Şanlıurfa) sınırları içerisinde faaliyet<br />

gösteren ve 1361 adet vergi yükümlüsünü kapsayan anket çalışması ile<br />

günümüz koşullarında bölgede yaşayan yükümlülerin Türkiye’de<br />

uygulanmakta olan vergileri nasıl algıladığı, vergi yükü, vergi adaleti,<br />

ödenen vergi-kamu hizmeti ilişkisi, vergi kaçakçılığına bakış açıları ve<br />

vergiye karşı tepkilerinin ne olduğu gibi konularda yükümlülerin görüşlerini<br />

247


alarak, çalışmanın birinci bölümünde ortaya konmuş olan teorik bilgiler test<br />

edilmeye çalışılmıştır. Analiz sonucunda ortaya çıkan bilgiler ışığında vergi<br />

sistemi, vergi uyumu ve vergileme psikolojisi açısından vergi idaresinin<br />

üzerine düşen görevlerle ilgili önerilerde bulunulmuştur.<br />

İkinci bölümde tabloların analizinde detaylarıyla açıklanmış olan<br />

sonuçlar kısaca özetlenecek olursa şunlar söylenebilir:<br />

Vergi yüküne bakışla ilgili analizlere bakıldığı zaman, bölgede<br />

yaşayan yükümlülerin % 77.8’i ödedikleri verginin yükünün ağır ve çok ağır<br />

diyerek yüksek olduğunu vurgulamışlardır. Ödedikleri verginin yükünü çok<br />

ağır bulanların oranı erkeklerde kadınlara nazaran daha yüksek oranda iken,<br />

ağır bulanlar kadınlarda erkeklere nazaran daha yüksek orandadır. Yine<br />

ödedikleri verginin yükünü çok ağır olarak gören yükümlüler Gaziantep ve<br />

Diyarbakır’da yaşayan yükümlüler olarak dikkati çekmektedir. Ayrıca,<br />

ödedikleri verginin yükünün ağır ve çok ağır bulanların ağırlıklı olarak 41<br />

ve üzeri yaş grubundaki yükümlülerden oluştuğu görülmüştür. Eğitimli<br />

yükümlüler ise ödedikleri verginin yükünü daha çok ağır olarak<br />

görmektedirler. İşletmeler bazında ele alırsak, ödedikleri vergilerin yükünü<br />

ağır hissedenler içinde ise en ağırlıklı grup olarak 21-30 yıl faaliyette<br />

bulunan işletmelerin olduğu dikkat çekmektedir.<br />

Verginin tanımı ile ilgili analizlere bakıldığında ise, vergiyi zorunlu<br />

bir ödeme ve girişimciliklerini engelleyen bir unsur olarak görenler<br />

erkeklerde kadınlara nazaran daha yüksek oranda görülmekte iken, kamu<br />

hizmetlerinin bir karşılığı, bir ödev ve bir yük olarak görenler kadınlarda<br />

erkeklere nazaran da yüksek oranda görülmektedir. İllere göre bakıldığı<br />

zaman ise, vergiyi bir yük, zorunlu bir ödeme ve girişimciliklerini<br />

engelleyen bir unsur olarak görenler daha çok Diyarbakır, Gaziantep ve<br />

Mardin’de yaşayan yükümlüler iken, kamu hizmetlerinin bir karşılığı ve bir<br />

ödev olarak görenler daha çok Şanlıurfa ve Adıyaman’da yaşayan<br />

yükümlülerin olduğu dikkati çekmektedir. Yaşa göre bakılınca da, ödedikleri<br />

vergiyi kamu hizmetlerinin karşılığı olarak görenler daha çok genç<br />

yükümlüler iken, bir yük ve bir ödev olarak görenlerin ise yaşlı yükümlüler<br />

olduğu görülmüştür. Eğitim düzeyine göre bakılınca ise, ödedikleri vergiyi<br />

daha çok kamu hizmetlerinin bir karşılığı olarak gören vergi yükümlüleri<br />

yüksek öğrenim ve üstü dereceye sahip olan vergi yükümlüleri arasından<br />

daha çok çıkarken, ilköğretim mezunu yükümlüler ise ödedikleri vergiyi<br />

daha çok bir yük ve bir ödev olarak görmektedirler.<br />

248


Yükümlülerin üçte ikisinden çoğunun uygulanan vergilerin adaletsiz<br />

olduğuna dair kanaatleri söz konusudur. Diyarbakır ve Mardin’de yaşayan<br />

yükümlüler ise diğer illere nazaran vergileri daha da adaletsiz görürken,<br />

erkek yükümlülerin kadınlara nazaran uygulanan vergileri daha adaletsiz<br />

algıladıkları da diğer dikkate değer bir sonuçtur. Yaş gruplarına göre<br />

dağılıma bakıldığında ise, 31-40 yaş grubundaki vergi yükümlüleri vergileri<br />

daha çok adaletsiz algılamaktadırlar. Ayrıca, yükümlülerin öğrenim düzeyi<br />

yükseldikçe ödenen vergileri adaletsiz olarak algılama derecesi de<br />

artmaktadır.<br />

Uygulanan vergilerin adaletsizliğinin nedenlerinin başında devletin<br />

hala bazı kesimleri vergilendirememesi gelmektedir. Bu sebebi en çok diğer<br />

illere nazaran Diyarbakır ve Adıyaman’daki vergi yükümlüleri, erkeklere<br />

nazaran kadın vergi yükümlüleri, diğer yaş gruplarına nazaran 41-60 yaş<br />

grubunda yer alan vergi yükümlüleri ve diğerlerine nazaran lise mezunu olan<br />

vergi yükümlüleri tercih etmişlerdir.<br />

Yükümlülerin yarısından çok kısmı (% 51.1) ödedikleri vergilerle<br />

aldıkları kamu hizmeti arasında paralel bir bağ kuramamaktadırlar. Ödediği<br />

vergilerin hizmet olarak geri dönmediğini, yani idare (devlet) tarafından<br />

etkin bir şekilde kullanılmadığına inanan vergi yükümlüleri diğer illere<br />

nazaran daha çok Mardin’de yaşayan vergi yükümlüleri, erkeklere nazaran<br />

daha çok kadın vergi yükümlüleri, diğer yaş gruplarına nazaran nispeten orta<br />

altı yaş veya genç diyebileceğimiz yükümlüler daha ağırlıklıdır. Yine bu<br />

analizde, yükseköğrenim ve üzeri dereceye sahip olan vergi yükümlüleri ise<br />

ödedikleri vergilerle devletten aldıkları kamu hizmeti arasında en az bağı<br />

kuran grup olarak dikkati çekmektedir.<br />

Yükümlüler devletin zaman içinde artan gelir ihtiyacının büyük bir<br />

kısmını vergi denetimlerini artırarak ve biraz da harcamalarını kısarak<br />

sağlaması gerektiğini çözüm olarak ön plana çıkarmaktadırlar. Vergi<br />

denetimlerini artırarak diyenler toplam yükümlülerin neredeyse yarısını (%<br />

47.8) oluşturmaktadırlar ve bunlar içerisinde de ağırlığı iller itibariyle<br />

düşünüldüğünde Gaziantep’te yaşayan yükümlüler, cinsiyete göre ayrım<br />

yapıldığında kadın yükümlüler, yaşa göre ayrım yapıldığında genç<br />

yükümlüler ve öğrenim düzeyine göre ayrım yapıldığında ise yükseköğrenim<br />

ve üzeri dereceye sahip vergi yükümlüleri oluşturmaktadır.<br />

249


Yine analizlerden çıkan başka bir sonuç; yükümlülerin yapılan kamu<br />

harcamalarını ve onların niteliğini takip edip kendilerince değerlendirmeler<br />

yaptıkları yönündedir (%53.8). Yani yükümlülerin yarısından çoğunun<br />

bilinçli birer seçmen ve vatandaş olduklarını söylemek mümkündür. Bu<br />

bilinç düzeyini oluşturanlar; iller itibariyle ele alınırsa diğer illere nazaran<br />

Mardin ve Gaziantep’te yaşayan vergi yükümlüleri, cinsiyete göre ele<br />

alınırsa kadınlara nazaran erkek vergi yükümlüleri, yaş gruplarına nazaran<br />

ele alınırsa diğer yaş gruplarına nazaran 31-40 yaş grubunda yer alan vergi<br />

yükümlüleri ve öğrenim düzeyine göre ele alınırsa diğer tahsil gruplarına<br />

nazaran da yükseköğrenim ve üzeri dereceye sahip olan vergi yükümlüleri<br />

şeklinde dağılmıştır.<br />

Bölgede yaşayan vergi yükümlülerinin üçte birinden fazlası günümüz<br />

şartlarında vergisini tam olarak ödeyen bir vergi yükümlüsünün ekonomik<br />

gelişimini sağlayamayacağına inanmakta iken, yine üçte birine yakın kısmı<br />

da önemli bir şey olmayacağına inanmaktadır. Vergisini tam olarak ödeyen<br />

bir vergi yükümlüsünün ekonomik gelişimini sağlayamayacağına inananlar<br />

içinde illere göre bir ayrım yapılacak olursa diğer illere nazaran<br />

Adıyaman’da, cinsiyete nazaran ayrım yapılacak olursa kadınlara nazaran<br />

erkeklerin, yaş gruplarına göre ayrım yapılacak olursa 61 ve üzeri yaş<br />

gruplarının ve öğrenim düzeyine göre ayrım yapılacak olursa diğerlerine<br />

göre yükseköğrenim ve üzeri tahsili olanların daha yüksek olduğu sonucuna<br />

ulaşılmıştır.<br />

Yükümlülerin üçte ikilik çoğunluğuna göre ülkemizde vergi bilincinin<br />

artırılmasının en önemli iki yolunun; vergi sistemindeki adaletsizliğin<br />

giderilmesi ve eğitim-öğretime ağırlık vermek şeklinde ortaya çıktığı<br />

görülmüştür. Vergi sistemindeki adaletsizliğin giderilmesi suretiyle vergi<br />

bilincinin artırılacağına inananlar illere göre ayrım yapıldığında, diğer illere<br />

oranla en yüksek oranda Diyarbakır’da, cinsiyete göre dikkate alındığında<br />

kadınlara oranla erkeklerde, yaş grupları dikkate alındığında diğer yaş<br />

gruplarına oranla en genç yükümlülerde, öğrenim düzeyi dikkate alındığında<br />

ise diğerlerine oranla en tahsilli grup olan yükseköğrenim ve üzeri tahsile<br />

sahip olan gruplarda bulunmaktadır.<br />

Anketlerin analizinden çıkan bir başka önemli sonuç, bölgede yaşayan<br />

vergi yükümlülerinin vergilerin tam olarak ödenememesinin en önemli<br />

nedeni olarak vergi oranlarının yüksek olmasını göstermektedirler (% 45.7).<br />

Vergilerin tam olarak ödenememesinin en önemli nedeni olarak vergi<br />

250


oranlarının yüksek olmasını gösteren yükümlülerin dağılımına bakıldığı<br />

zaman da en yüksek oranda diğer illere nazaran Mardin ve Diyarbakır’da,<br />

kadınlara nazaran erkeklerde, genç ve orta yaşlılara nazaran en yaşlı grupta<br />

ve diğer tahsil düzeyindekilere oranla daha az tahsilli kesim olan ilkokul<br />

mezunu olan yükümlüler içinde bulunmaktadırlar.<br />

Bölgede yaşayan yükümlüler ülkemizde yükümlülerin vergisini tam<br />

olarak ödememesinin herkesi vergi kaçırmaya sevk ettiğine ve vergi ödeme<br />

şevkini kırdığına inanmaktadırlar (%91.3). Yükümlülerin hemen hemen<br />

yarısı (%49.6) ise ülkemizde yükümlülerin vergisini tam olarak<br />

ödememesinin herkesi vergi kaçırmaya sevk ettiğine inanmaktadır. Yani, bir<br />

başka yükümlünün vergi kaçırdığı inancı diğer yükümlülerin de vergi<br />

kaçırmasını kendi anlayışları çerçevesinde meşru kılmaları için bir dayanak<br />

oluşturmaktadır. Herkesi vergi kaçırmaya sevk ediyor diyenler diğer illere<br />

nazaran Diyarbakır ve Şanlıurfa’da, kadın yükümlülere nazaran erkek<br />

yükümlülerde, diğer yaş gruplarına nazaran en genç yükümlü gruplarında ve<br />

diğer eğitim düzeylerine nazaran lise mezunu vergi yükümlülerinde daha çok<br />

bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.<br />

Yükümlülerin vergi oranlarının artırılması sonucu gösterebilecekleri<br />

tepkilerin başında harcamalarını kısma eğilimi içine girmeleri ve eski vergi<br />

seviyesini aşmamak için vergiden kaçınma ve vergi kaçakçılığı gibi<br />

davranışlar içerisine girmeleri gelmektedir. İlk davranışı Mardin ve Antep’te<br />

yaşayan, ikinci davranışı da Diyarbakır’da yaşayan vergi yükümlüleri<br />

ağırlıklı olarak benimsemektedirler. Cinsiyete göre ayrım yapıldığında ise<br />

birinci davranış tarzının kadın yükümlülerce, ikinci davranış tarzının da<br />

erkek vergi yükümlülerince ağırlıklı olarak benimsendiği ortaya çıkmıştır.<br />

Yaş gruplarına göre bakıldığında ise birinci davranış tarzı çok genç ve çok<br />

yaşlı vergi yükümlülerince, ikinci davranış tarzı da orta yaş grubundaki<br />

yükümlülerce daha çok benimsenmektedir. Yükümlülerin tahsil durumlarına<br />

göre ayrım yapıldığında ise birinci davranış tarzı daha çok lise mezunu olan<br />

vergi yükümlülerince, ikinci davranış tarzı da öğrenim düzeyi en yüksek<br />

yükümlü gruplarınca benimsenmektedir.<br />

Bölgede yaşayan vergi yükümlülerine göre Türkiye’de vergi<br />

kaçakçılığının en önemli nedenlerinin sırasıyla; "Herkes kaçırıyor, ben de<br />

kaçırıyorum" mantığının yaygın olması, vergi idaresinin ve denetimlerinin<br />

yetersiz olması, vergi kanunlarının vergi kaçırmaya müsait olması,<br />

mükelleflerde vergi bilincinin yerleşmemiş olması, kamu harcamalarındaki<br />

251


israf ve etkinsiz harcama, vergi kanunlarının sık sık değişmesi ve<br />

mükelleflerin bunu izleyememesi şeklinde belirtildiği sonucuna ulaşılmıştır.<br />

Anket sonuçlarından ulaşılan diğer bir sonuç; vergi yükümlülerinin<br />

yarısından çoğunun (% 54.9) vergi kaçıran diğer yükümlülerin bu<br />

davranışını hoş karşılamadıkları şeklindedir. Bu davranışı hoş karşılayanlar<br />

ise yükümlülerin % 3.4’ lük cüz’i bir kısmını oluşturmaktadır. Vergi<br />

kaçakçılığı davranışını hoş karşılamayanların diğer illere göre Şanlıurfa’da,<br />

erkek yükümlülere göre kadın yükümlülerde, diğer yaş gruplarına göre en<br />

yaşlı vergi yükümlülerinde ve diğer tahsil düzeylerine göre yüksek<br />

tahsillilerde daha yüksek oranda oldukları görülmüştür.<br />

Yükümlülerin vergi kaçıranlara verilmesi gereken cezalardan en çok<br />

tercih ettikleri çeşit olarak para cezasının olduğu görülmektedir (% 38.6). Bu<br />

ceza türünü ticaretten men cezası, teşhir cezası ve hapis cezası takip<br />

etmektedir. Vergi kaçıranlara verilmesi gereken cezalardan para cezasını<br />

tercih edenlerin diğer illere nazaran daha çok Diyarbakır’da, kadın<br />

yükümlülere nazaran daha çok erkek yükümlülerde, diğer yaş gruplarına<br />

nazaran daha çok yaşlı yükümlülerde ve diğer tahsil gruplarına nazaran daha<br />

çok lise mezunu olan vergi yükümlülerinde yoğunlaştığı sonucu dikkati<br />

çekmektedir.<br />

Bölgede yaşayan vergi yükümlülerinin büyük bir kısmı vergi<br />

kanunlarının zorunlu kıldığı kayıt düzenini, kanunları ve onların eklerini tam<br />

olarak anlayamadığı sonucu da çıkmıştır. Yani, vergi ödemeleri ile ilgili<br />

formalitelerin çokluğu ve mevzuatın anlaşılmaz olması bölgede yaşayan<br />

yükümlülerin büyük bir kısmı tarafından (%83.6) dile getirilmektedir. Bu<br />

görüşü dile getirenler içinde beklendiği gibi tahsil düzeyi daha düşük olan<br />

yükümlülerin daha yüksek oranda bulunduğu anket sonuçları ile teyit<br />

edilmiştir.<br />

Yükümlülerin vergiye uyumunu artırıcı en önemli faktörlerden<br />

birisinin vergi idaresini ve onun kendilerine olan yaklaşımlarını<br />

benimsemeleri olduğu bilinmektedir. Bu açıdan bakıldığında alan<br />

araştırmasının analiz sonuçları, yükümlülerin üçte ikisinin genel olarak vergi<br />

idaresinin yaklaşımlarını beğenmediğini göstermektedir. Vergi idaresinin<br />

yaklaşımlarını beğenmeyenlerin oranı diğer illere nazaran Mardin ve<br />

Adıyaman’da, erkeklere oranla kadınlarda, yaşlı yükümlülere nazaran erkek<br />

252


yükümlülerde ve diğer tahsil gruplarına nazaran yüksek tahsillilerde daha<br />

yüksektir.<br />

Yukarıdaki sonuçların biraz tersine, bölgede yaşayan vergi<br />

yükümlülerinin vergi inceleme elemanlarının inceleme esnasındaki<br />

davranışlarını ve yaklaşımlarını daha da olumlu buldukları sonucuna<br />

ulaşılmıştır. Bu olumlu yaklaşımları ifade den yükümlülerin diğer illere<br />

nazaran Gaziantep ve Şanlıurfa’da, diğer tahsil gruplara nazaran lise mezunu<br />

olan vergi yükümlüleri arasında daha yüksek düzeyde bulunduğu sonucu da<br />

dikkat çekmektedir.<br />

Bölgede yaşayan vergi yükümlülerine Türkiye’de belli dönemlerde<br />

gündeme gelen vergi afları hakkında ne düşündükleri de sorulmuştur.<br />

Yükümlülerin yarısına yakını (%44.9) vergi afları ile dürüst yükümlülerin<br />

cezalandırıldığını ve onların aleyhine sonuç doğuran bir uygulama olduğunu<br />

düşünmektedirler. Ayrıca yükümlülerin dörtte birlik kısmı da vergi aflarının<br />

aslında vergi adaletini bozduğunu düşünmektedir. Vergi afları ile dürüst<br />

yükümlülerin cezalandırıldığını düşünen yükümlüler iller bazında ele alınırsa<br />

en yüksek yüzde ile Gaziantep’te, cinsiyet bazında ele alınırsa erkek<br />

yükümlüler içinde, yaş grupları bazında ele alınırsa 41-60 yaş grubunda yer<br />

alan yükümlüler içinde ve tahsil bazında ele alınırsa ilkokul mezunu olan<br />

vergi yükümlüleri içinde yer almaktadırlar.<br />

Bölgede ankete katılan vergi yükümlülerinin ülkemizde herkesin<br />

vergisini tam olarak ödeyip ödemedikleri hakkındaki görüşlerinin ise % 97<br />

oranında hayır olduğu şeklinde çıkmıştır. Bu sonuç aslında dramatik,<br />

dramatik olduğu kadar da bu kanaati aslında yükümlülerin vergi kaçırmaya<br />

dayanak olarak kullanma eğilimi içerisinde olduğunun bir göstergesidir. Bu<br />

sonuç aslında Tablo 32’de elde edilen bulgularla da teyit edilmektedir.<br />

Araştırmadan elde edilen ve beklenen bir diğer sonuç da; yükümlülerin<br />

büyük bir çoğunluğunun (%78.5) geçmişte yaşadıkları ekonomik/siyasi<br />

krizlerin vergi ödemelerini olumsuz etkilediğini ifade etmeleridir. Krizlerin<br />

vergi ödemelerini en olumsuz şekilde etkilendiğine inanan vergi<br />

yükümlülerinin Mardin’de yaşayan vergi yükümlülerinin olduğu sonucu<br />

ortaya çıkmıştır. Bu olumsuz görüşe erkek vergi yükümlülerinin kadın<br />

yükümlülere nazaran daha fazla katılmakta olduğu, genç yükümlülerin yaşlı<br />

yükümlülere nazaran daha fazla katılmakta olduğu ve yüksek tahsillilerin<br />

253


diğer tahsil grubundan olan vergi yükümlülerine nazaran daha fazla<br />

katılmakta olduğu sonucu yine anketlerin analizinde ortaya çıkmıştır.<br />

Anketlerin analizlerinden ortaya çıkan iki önemli sonuç da; bölgede<br />

yaşayan vergi yükümlülerinin büyük bir çoğunluğunun (%83) kamu<br />

harcamalarında bir savurganlığın olduğu inancına sahip olmaları ve yaklaşık<br />

üçte ikilik çoğunluğunun daha önce desteklemiş oldukları bir iktidardan<br />

diğer hiç bir şey değişmezken sadece vergileri artırması nedeniyle bir<br />

sonraki seçimde desteklerini çekmeyeceğini beyan etmeleridir.<br />

Alan araştırmasından elde edilen sonuçların iyi anlaşılması ve analiz<br />

edilmesi vergileme unsurunun her iki tarafı açısından da katkı sağlayacağı<br />

muhakkaktır. Bu alan araştırması ile, gerek vergi yükümlüleri açısından,<br />

gerekse vergi idaresi açısından yükümlülerin olumsuz tepkilerini minimize<br />

edip vergiye uyumun artırılması ve idarenin de yükümlü odaklı bir anlayışla<br />

yapılanmaya ve anlayışa sahip olması açısından bir kısım öneriler ileri<br />

sürülebilir. Bunlar:<br />

254<br />

• Yükümlülerin vergilerin adil ve eşit olarak alınmadığı hakkındaki<br />

düşüncelerini ortadan kaldıracak uygulamalara ağırlık verilerek,<br />

daha adil bir vergi sisteminin oluşturulmasına hemen<br />

başlanmalıdır. Bu hususta yükümlülerin adil vergi algısının<br />

yükseltilmesi de önemlidir.<br />

• Devletin verginin gerekliliğini kamuoyuna daha iyi bir şekilde<br />

anlatması gerekmektedir. Bunu yapabilmek için gerekirse en etkili<br />

iletişim araçları kullanılmalı ve yükümlü psikolojisine dikkat<br />

edilmelidir.<br />

• Yine yukarıdaki hususla bağlantılı olarak, yükümlülerin ödedikleri<br />

vergilerle devletten sağlamış oldukları hizmetler arasında doğru<br />

orantılı bir bağ kurabilmesini sağlayacak halkla ilişkiler<br />

faaliyetlerine ağırlık verilmelidir.<br />

• Kamu harcama ve gelirlerinin saydamlığı da vergi yükümlülerinin<br />

tepkilerini azaltıcı etkiye sahip olacağından bu konuya azami<br />

dikkat edilmelidir. Özellikle kamu harcamaları ayağında<br />

saydamlık ve hesap verilebilirlik ilkelerine uyulmalı ve bu da<br />

yükümlülere olabildiğince hissettirilmelidir.


• Kamu harcamalarında etkin, verimli ve öncelikli alanlara yönelim,<br />

vergi tahsilâtını artırmada olumlu katkı sağlayacaktır. Bu<br />

bağlamda harcamalar politikası dikkatle belirlenmelidir ve<br />

yükümlülerin öncelikleri de dikkate alınarak dizayn edilmelidir.<br />

• Yükümlülerde vergi kaçakçılığının yaygın olduğu kanaatinin<br />

silinmesi vergi tahsilâtı açısından olumlu katkı sağlayacağı için,<br />

bu kanaatin silinmesi için gerekli adımlar atılmalıdır.<br />

• Etkin çalışan bir vergi idaresi için, yükümlülerin psikolojik<br />

durumlarını iyi bilecek ve bunu dikkate alabilecek personelin<br />

yetiştirilmesine ağırlık verilmelidir. Bu hususta üniversitelerle<br />

gerekli eğitim ve gelişimin sağlanması için işbirliği yapılmalıdır.<br />

• Vergi idaresi yükümlülerle sağlam ve etkili iletişim kurarak, vergi<br />

uyumunu arttırmaya ağırlık vermelidir. Bu hususta gerekirse özel<br />

sektör mantığından yararlanmalıdır.<br />

• Belge düzeni geliştirilmelidir. Etkin bir idare ve etkin bir denetim<br />

sağlanarak, cezalar daha da caydırıcı hale getirilmelidir. Bu<br />

bağlamda, hapis ve ticaretten men cezalarına da ağırlık<br />

verilmelidir ve para cezaları da daha caydırıcı düzeye<br />

çıkarılmalıdır.<br />

• Vergi aflarına bir daha yer verilmemelidir ve bunun teminatının<br />

yükümlülere verilerek, dürüst yükümlülerin de vergi kaçırmaya<br />

yönelmesi kesinlikle önlenmelidir.<br />

• Vergi yasalarının sade ve kolay uygulanabilir olması yükümlülerin<br />

vergiye uyumunu olumlu etkileyeceğinden bu yönde atılan<br />

adımlar hızlandırılmalıdır.<br />

• Vergi kaçırmaya neden olan en önemli sebeplerden birisi olan<br />

bireysel vergi yüklerinin fazlalığı azaltılmalı, bununla birlikte<br />

denetimler daha da arttırılmalıdır.<br />

• Vergi ahlakı vergi bilincinin yerleştirilmesi için eğitim<br />

faaliyetlerine ağırlık verilmelidir.<br />

• Denetimin etkin hale getirilmesi; hem denetim elemanlarının<br />

sayısının artırılması ile hem de niteliklerinin artırılması ile<br />

255


256<br />

mümkün olabilecektir. Böylece, cezaların caydırıcı hale<br />

getirilmesine ancak işlerlik kazandırılabilecektir.


KAYNAKÇA<br />

Akbay, Mehmet:Vergi Reformlarının Ekonomik Temelleri ve Sonuçları,<br />

Ankara, Maliye H.U.V. Yayınları, No:3, 1995.<br />

Akbulut, A. Rıza: “Tax Compliance (Vergiye Gönüllü Uyum)”, Vergi<br />

Dünyası, S:266, Ekim 2003, s.89-97.<br />

Akdoğan, Abdurrahman: Kamu Maliyesi, İstanbul, Gazi Büro Kitapevi,<br />

1996.<br />

Akdoğan, Abdurrahman: “ Vergileme Politikası, Gelir ve İkame Etkileri<br />

Açısından İzlenebilecek Gelir Vergisi Politikasının Değerlendirilmesi”,<br />

Gazi Üniversitesi İİBF Dergisi, C:1, S:2, 1999.<br />

Akgül, Aziz ve Osman Çevik: İstatistiksel Analiz Teknikleri, Yeni Mustafa<br />

Kitapevi, Ankara, 2003.<br />

Aksoy, Şerafettin: Vergi Hukuku ve Türk Vergi Sistemi, İstanbul, Filiz<br />

Kitapevi, 1999.<br />

Aksoy, Şerafettin: Kamu Maliyesi, İstanbul, Filiz Kitapevi, 1998.<br />

Aktan, C. Can ve Hilmi Çoban.: ”Vergileme Ekonomisi ve Vergileme<br />

Psikolojisi Perspektiflerinden Vergiye Karşı Tutum ve Davranışları<br />

Belirleyen Faktörler”, Vergileme Ekonomisi ve Vergileme<br />

Psikolojisi, (Ed: Aktan, C. Can, Dilek Dileyici ve İstiklal Y. Vural),<br />

Seçkin Yayınevi, Ankara, 2006, s.137–157.<br />

Aktan, C. Can, Dilek Dileyici ve Özgür Saraç: ”Vergilere Karşı Tepkiler ve<br />

Vergilerin Ahlaki ve Sosyo-Psikolojik Sınırları”, Vergileme<br />

Ekonomisi ve Vergileme Psikolojisi, (Ed: Aktan, C. Can, Dilek<br />

Dileyici ve İstiklal Y. Vural), Seçkin Yayınevi, Ankara, 2006, s.159–<br />

171.<br />

Allingham, M. G ve A: Sandmo: “Income Tax Evasion: A Theoretical<br />

Analysis”, Journal of Public Economics, Vol:3, 1972, p.32–338.<br />

Altunışık, Remzi, Recai Coşkun, Serkan Bayraktaroğlu ve Engin Yıldırım:<br />

Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri-SPSS Uygulamalı,<br />

Geliştirilmiş 3. Baskı, Sakarya Kitapevi, Sakarya, 2004.<br />

Andıç Fuat M. ve Süphan Andıç: “Mali Sosyolojiye İlişkin Bir İnceleme”,<br />

(Çev: Funda Başaran), Marmara Üniversitesi Maliye Araştırma ve<br />

Uygulama Merkezi, Yayın No: 10, Prof. Dr. Salih Şanver’e<br />

Armağan, İstanbul, 1998, s.53–65.<br />

Ansiklopedik Ekonomi Sözlüğü: Ed. Müfit Akyüz, Nesrin Ertel, Dünya<br />

Yayınları, 3. Baskı, İstanbul, 1990.<br />

Arıkan, Zeynep ve Hatice Yurtsever: ”Türkiye’de Mali Affın Nedenleri,<br />

Etkileri ve Sonuçları-II”, Yaklaşım, S:137, Mayıs 2004, 64–68.<br />

257


Aronson, R.J.: Public Finance,Mc Graw –Hill Co., New York, 1985.<br />

Arsan, Üren: Vergi Yükü Üzerine Bir İnceleme, AÜSBF Yayınları,<br />

2.Baskı, Ankara, 1975.<br />

Ay, Hakkı M.: Adil Gelir Dağılımı Sağlamada Özel Tüketim Vergisi’nin<br />

Yeri ve Bunun Türkiye’de Uygulanabilirliği, (Yayınlanmamış<br />

Doktora Tezi), Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa,<br />

2004.<br />

Bakkal, Ufuk: ”Küreselleşen Dünyadaki Temel Ekonomik ve Mali Sorunlar<br />

ve Türkiye’ye Yansımaları”, Maliye Araştırma Merkezi<br />

Konferansları, Kırkbirinci Seri–2002, İstanbul, 2003, s.89–115.<br />

Baş, Türker: Anket-Anket Nasıl Hazırlanır? Anket Nasıl Uygulanır?-Anket<br />

Nasıl Değerlendirilir?, 2. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2003.<br />

Baldry, C, J.: “Income Tax Evasion and the Tax Schedule: Some<br />

Experimental Results”, Public Finance, V: 42, 1987, p.355-384.<br />

Batırel, Ömer Faruk: “Vergi İdaresinde Etkinlik ve Mükellef Psikolojisi”,<br />

İstanbul İTİA Dergisi, S:1, İstanbul, 1973, s.39–46.<br />

Bayraklı, H. Hüseyin N. Tolga Saruç ve İsa Sağbaş: ”Vergi Kaçırmayı<br />

Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi ve Vergi Kaçaklarının Önlenmesi:<br />

Anket Çalışmasının Bulguları”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve<br />

Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu,<br />

Antalya, 10–14 Mayıs 2004, s.204–254.<br />

Berksoy, Turgay: Gelişmekte Olan Ülkelerde Vergi Kapasitesi ve Vergi<br />

Gayreti, Marmara Üniversitesi Yay., No: 411, İİBF Yayınları, No: 362,<br />

İstanbul, 1984.<br />

Berksoy, Turgay ve İbrahim Demir: “Politik Vergi Çevrimleri: Türkiye’de<br />

Vergi Yükü Üzerinde Politik Etkiler”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve<br />

Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu,<br />

Antalya, 10–14 Mayıs 2004, s.513–532.<br />

Bilgiseven, Amiran Kurtkan: Maliye Sosyolojisi, İstanbul, Filiz Kitapevi,<br />

1984.<br />

Bilici, Nurettin: “Türkiye’nin Vergi Yükü Düşük müdür?”, Asomedya,<br />

Aralık 1997,s. 43–55.<br />

Bilici, Nurettin: Türkiye Avrupa Birliği İlişkileri (Genel Bilgiler, İktisadi-<br />

Mali Konular, Vergilendirme), Seçkin Yayınları, Ankara, 2004.<br />

Bilici, Nurettin: ”Vergi Cennetleri ile Mücadele”, Türkiye’de Vergi Kayıp<br />

ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye<br />

Sempozyumu, Antalya, 10–14 Mayıs 2004, s.601–620.<br />

Brown, C. V. ve P.M. Jackson: Public Sector Economics, Blackwell,<br />

Oxford, 1990.<br />

258


Bulutoğlu, Kenan: “Vergiye Karşı Tipik Bir Reaksiyon: Poujade Hareketi”,<br />

Maliye Enstitüsü Konferansları, Dördüncü Seri, No:6, İstanbul,<br />

1960, s.173–197.<br />

Bulutoğlu, Kenan: Vergi Politikası, İ.Ü.İktisat Fakültesi Yayınları, No:130,<br />

İstanbul, Sermet Matbaası, 1962.<br />

Bülbül, Duran ve Hülya Karadeniz: ”Vergi ve Sigorta Prim Aflarının Kayıt<br />

dışı Ekonomi Üzerine Etkisi”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları,<br />

Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu, Antalya, 10–<br />

14 Mayıs 2004, s. 801–812.<br />

Cheibub, Jose Antonio: “Political Regime and The Extractive Capacity of<br />

Governments: Taxation in Democrasies and Dictatorships”, World<br />

Politics, V:50, No:3, 1998, p. 349–356.<br />

Clotfelter, C.T.: “Tax Evasion and Tax Rate:An Analysis of Individual<br />

Returns”, Review of Economics and Statistics, Vol:65, 1983, p.363-<br />

373.<br />

Çelik, Binnur: Kamu Alacaklarının Takip ve Tahsil Hukuku, Türkiye İş<br />

Bankası Kültür Yayınları, No:627, İstanbul, 2002.<br />

Çeviker, Turgay: Maliye Terimleri Sözlüğü: İngilizce-Türkçe/Türkçe-<br />

İngilizce, Gazi Büro Kitapevi, Ankara, 1994.<br />

Çıngı, Hülya: Örnekleme Kuramı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi<br />

Yayınları Ders Kitapları Dizisi, No:20, Ankara, 1990.<br />

Çiçek, Halit: Psikolojik ve Sosyal Yönden Yükümlülerin Vergiye Karşı<br />

Tutum ve Tepkileri (İstanbul İli Anket Çalışması), İSMMMO Yayın<br />

no:65, İstanbul, 2006.<br />

Çolak, Ö. Faruk ve Selahattin Bekmez: Kayıt Dışı Ekonomi ve Siyasal<br />

Tercihler: Bir Oyun Teorisi Analizi, Nobel Yayınevi, Ankara, 2007.<br />

Çoban, Hilmi ve Selami Sezgin: “Vergi Mükelleflerinin Davranışları Üzerine<br />

Ampirik Bir İnceleme: Denizli Örneği”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve<br />

Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu,<br />

Antalya, 10–14 Mayıs 2004, s.776–792.<br />

Dean, P., T. Keenan ve F. Kenney: “Taxpayers Attitudes to Income Tax<br />

Evasion: An Empirical Survey”, British Tax Review, V:1, 1980, p.28-<br />

44.<br />

Demir, İhsan Cemil: Mükelleflerin Vergi Karşısındaki Davranışları<br />

(Afyon İli Anket Çalışması), Yayınlanmamış Y.L. Tezi, Afyon<br />

Kocatepe Üniversitesi sosyal Bilimler Enstitüsü, 1999.<br />

Demircan, E. Siverekli: “Türkiye’de Vergi Politikalarının Siyasi Analizi”,<br />

Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19.<br />

Türkiye Maliye Sempozyumu, Antalya, 10–14 Mayıs 2004, s.533–<br />

572.<br />

259


Devrim, Fevzi ve Timur Turgay: “Vergi Kayıp ve Kaçaklarının<br />

Önlenmesinde İdare-Mükellef Etkileşimi”, Türkiye’de Vergi Kayıp<br />

ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye<br />

Sempozyumu, Antalya, 10–14 Mayıs 2004, s.751–775.<br />

Derdiyok, Türkmen: “Vergi Kaçakçılığını Etkileyen Faktörler”, Maliye<br />

Yazıları, S:138, 1993, s.29–42.<br />

DİE: Devlet İstatistik Enstitüsü (http://www.die.gov.tr), Çeşitli İstatistikler.<br />

Doğan, Hasan Zafer: İnsan Davranışları ve İnsan İlişkileri, Uğur Ofset<br />

Matbaacılık, İzmir, 1987.<br />

Dönmez, Recai: Teoride ve Uygulamada Vergi Afları, Anadolu Üniv. İİBF<br />

Yayınları, No:557/92, Eskişehir, 1992.<br />

DPT: Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001–2005), Kayıt Dışı<br />

Ekonomi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, DPT Yayınları, Ankara,<br />

2001.<br />

Due, John F.: Maliye, (Çev: Sevim Görgün ve İzzettin Önder), Üçüncü<br />

Baskı, İ.Ü. Yayın No:1241, İktisat Fakültesi Yayın No:206, Maliye<br />

Enstitüsü Yayın No:27, Fakülteler Matbaası, İstanbul, 1967.<br />

Dülgeroğlu, Ercan: “Vergilemenin Psikolojik Etkileri”, Bursa İ.T.İ.A.<br />

Dergisi, C:4, Temmuz-Kasım 1975, s.223–244.<br />

Edizdoğan, Nihat: Türkiye’de Vergi Suç ve Cezaları, Bursa, Uludağ<br />

Üniversitesi Yayınları, 1982.<br />

Erard, B. and J.S. Feinstein: “The Role of Moral Sentiments and Audit<br />

Perceptions in Tax Compliance”, Public Finace, 49, (Supplement),<br />

1994, p.70-89.<br />

Erdem, Metin, Doğan Şenyüz ve İsmail Tatlıoğlu: Kamu Maliyesi, Ekin<br />

Yayınları, 4. Baskı, Bursa, 2006.<br />

Erginay, Akif: Kamu Maliyesi, Ankara, Turhan Kitapevi, 1987.<br />

Gelir İdaresi Başkanlığı: Çeşitli İstatistikler<br />

(http://www.gelirler.gov.tr/gelir2.nsf).<br />

Gemmell, Norman, Oliver Morrissey, Abuzer Pinar: ”Tax Perceptions and<br />

the Demand for Public Expenditure: Evidance from U.K. Micro-Data”,<br />

European Journal of Political Economy, V:19, 2003, p.793–816.<br />

Gerçek, Adnan ve Mehmet Yüce: Türk Vergi Sisteminin<br />

Değerlendirilmesi, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Yayınları, Bursa,<br />

1998.<br />

Gerçek, Adnan: “Tahsilâtın Hızlandırılması Açısından Tecil Şeklinde<br />

Uygulanan Vergi Aflarının Değerlendirilmesi ve Öneriler”, Vergi<br />

Dünyası, S:240, Ağustos, 2001.<br />

260


Gerçek, Adnan: “Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçaklarının Önlenmesi<br />

Açısından Vergi İdaresinin Sorunları ve Yeniden Yapılandırma<br />

Önerisi”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları,<br />

19. Türkiye Maliye Sempozyumu, Antalya, 10–14 Mayıs 2004,<br />

s.621–658.<br />

Goldscheid, R.: “Kamu Maliyesi Sorunlarına Sosyolojik Bir Yaklaşım”,<br />

(Çev: Burhan Erdem), Eskişehir İ.İ.B.F.Dergisi, Cilt: XVII, Sayı: 2,<br />

Haziran 198l, s.363–378.<br />

Goode, Richard: “Some Economic Aspects of Tax Administration”, IMF<br />

Staf Papers, C:28, No:2, June 1981.<br />

Goode, Richard: “Limits of Taxation”, (Çev: Ömer Faruk Batırel), Ord.<br />

Prof. Dr. Nihat S. Sayar’a Armağan, Çağdaş Vergilemedeki Son<br />

Gelişmeler, İTİA Ekonomi Fakültesi Kamu Maliyesi Enstitüsü<br />

Yayınları, No:2, İstanbul, 1980, s.250–272.<br />

Goode, Richard: Government Finance in Developing Countries, Studies<br />

of Government Finance, The Brookings Institution, Washington,<br />

D.C., 1984.<br />

Grasso, Lawrence P. and Steven E. Kaplan: “An Examination of Ethical<br />

Standarts for Tax Issues”, Journal of Accounting Education, Vol:16,<br />

No:1, 1998, p.85-100.<br />

Gülmen, Yüksel: Türk Seçmen Davranışları (1960–1970), İ.Ü. İ.F. Yayın<br />

No:430, İstanbul, 1979.<br />

Güner, Ayşe: Vergi Aflarının Vergiye Uyum İlişkisi Üzerine, M.Ü. Maliye<br />

Araştırma ve Uygulama Merkezi, Yayın No:10, İstanbul, 1988.<br />

Kalaycıoğlu, Ersin: Çağdaş Siyasal Bilim, Beta Yayınları, İstanbul, 1984.<br />

Kağıtçıbaşı, Çiğdem: İnsan ve İnsanlar, Psikolojiye Giriş, Gözden<br />

Geçirilmiş Onuncu Baskı, Evrim Basım-Yayım-Dağıtım, İstanbul,<br />

2004.<br />

Karabacak, Yakup: Vergileme Politikaları, (Yayınlanmamış Doktora Tezi),<br />

İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2004.<br />

Karakaş, Eser ve Elif Sonsuzoğlu: “Çeşitli Ülkelerde Anayasal İlkeler ve<br />

Türk Vergi Sisteminin Bu Açıdan Değerlendirilmesi”, XIII. Türkiye<br />

Maliye Sempozyumu: “Anayasal Mali Düzen”, Marmara<br />

Üniversitesi Maliye Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayınları, No:<br />

12, İstanbul 2000, s. 215–248.<br />

Karakoç, Yusuf: Sosyal Maliye, İzmir, D.E.Ü. Hukuk Fakültesi Döner<br />

Sermaye İşletmesi Yayın No:61, 1995.<br />

Karakoç, Yusuf: “Vergi Kaçağı Kavramı ve Türleri”, Vergi Dünyası, S:163,<br />

Mart 1995, s.97–108.<br />

261


Karakoç, Yusuf: “Hukuki Nedenlerden Kaynaklanan Vergi Kayıp ve<br />

Kaçakları”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi<br />

Yolları, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu, Antalya, 10–14 Mayıs<br />

2004, s.90–114.<br />

Keleş, Yusuf: “Yine mi Af, Mükellefler Ne Zaman Vergi Öderler?”, Vergi<br />

Dünyası, S:249, Mayıs 2002.<br />

Kenny, Lawrence W. Ve Stanley L. Winner: “Tax System in The World: An<br />

Empirical İnvestigation into the İmportanve of Tax Bases, Collection<br />

Costs and Political Regime”, 2002, p.1–50. (Çevrimiçi):<br />

http://www.dale.cba.ufl.edu/kenny/paper/htm, (07.06.2002).<br />

Kırbaş, Sadık: Kayıt Dışı Ekonomi: Nedenleri, Boyutları ve Çözüm<br />

Yolları, Tesav Yayınları, Ankara, 1995.<br />

Kızılot, Şükrü ve Şafak E. Çomaklı: “Vergi Kayıp ve Kaçaklarının Mevzuat<br />

Açısından Değerlendirilmesi”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve<br />

Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu,<br />

Antalya, 10–14 Mayıs 2004, s.115–157.<br />

Kimberly, N. Varma ve Anthony N. Doob: “Deterring Economic Crimes:<br />

The Case of Tax Evasion”, Canadian Journal of Criminology, April<br />

1988, p.165–184.<br />

Kirchler, Erich: “Differetion Representations of Tax: Analysis of Free<br />

Associations and Judgements of Five Employment Groups”, Journal<br />

of Socio-Economies, Vol:27, No:1, p.117–131.<br />

Kirchler, Erich: “Reactance to Taxation: Employers’ Attitudes towards<br />

Taxes”, Journal of Socio-Economics, Vol:28, 1999, p. 131–138.<br />

Kirchler, Erich, Boris Maciejovsky and Friedrich Schneider: “Everyday<br />

Representation of Tax Avoidance, Tax Evasion, and Tax Flight: Do<br />

Legal Differences Matter”, Journal of Economic Psyghology, V:24,<br />

2003, p.535–553.<br />

Kocaman, Zeliha: “Maliye Bakanlığı’nda Halkla İlişkiler Çalışmaları”,<br />

Maliye Dergisi, S:65, Eylül-Ekim 1983, s.40–87.<br />

Korkmaz, Esfender: Vergi Yapısı ve Gelişimi, 2. baskı, İ.Ü.İ.F. Yay.,<br />

No:489, İstanbul, 1982.<br />

Korkmaz, Esfender: İktisadi Gelişme ve Mali Sistem, İstanbul: Lebib<br />

Yalkın Matbaası, 2003.<br />

Laufenburger, Henry: Maliye’nin Ekonomik ve Psikolojik Teorisi (Çev: İ.<br />

Hakkı Ülkmen), Maliye Enstitüsü Yayınları, No:25, Ankara, Sevinç<br />

Matbaası,1967.<br />

Lewis, Alan: The Psychology of Taxation, Martin Robertson Co. Ltd.,<br />

Oxford, 1982.<br />

262


Mavral, Ülker: Kara Para: Kayıt Dışı Ekonomi İlişkisi ve Türkiye’ye<br />

Yansımaları, Maliye ve Hukuk Yayınları, 2. Baskı, Ankara, 2003.<br />

Mc Gee, Robert W.: “The Ethics of Tax Evasion and Trade Protectionism<br />

from an Islamic Perspective”, Commentaries on Law & Public<br />

Policy, V: 1, 1997, p.250–262.<br />

Musgrave, Richard A. & Musgrave Peggy B.: Public Finance in Theory<br />

and Practice, Mc Graw Hill Book. Company, United States, 1973.<br />

Muter, Naci B., Süreyya Sakınç:Mükelleflerin Vergi Karşısındaki Tutum<br />

ve Davranışları Araştırması- Manisa İli Vergi Mükellefleri Üzerine<br />

Bir Anket Çalışması, Manisa, 1993.<br />

Mutlu, Ayşegül: “Türkiye’de Liberalizasyon Sürecinde Özel Kesimin Vergi<br />

Yükü”, XI. Türkiye Maliye Sempozyumu, Gazi Magosa, KKTC,<br />

1996. s.45–66.<br />

Nadaroğlu, Halil: Kamu Maliyesi Teorisi, İstanbul, Beta Yayınları, 1992.<br />

Orviska, Marta ve John Hudson: “Tax Evasion, Civic Duty and the Law<br />

Abiding Citizen”, European Journal of Political Economy, Vol:19,<br />

2002,s.83–102.<br />

Öncel, Türkan: ”Vergilendirme Sınırının Makroekonomik Değişkenleri”,<br />

Prof. Dr. Arif Nemli’ye Armağan, Maliye Araştırma Merkezi<br />

Konferansları, Otuz Dokuzuncu Seri, No:84, İstanbul, 2001, s. 17–<br />

28.<br />

Öncel, Yenal: Vergiye Karşı Tepkiler ve Türkiye’de Vergi Kaçakçılığı,<br />

(Basılmamış Doçentlik Tezi), İstanbul, 1974.<br />

Öncel, Yenal: “Gelir Vergisinin Vergi Güvenliği Açısından<br />

Değerlendirilmesi”, Prof. Dr. Arif Nemli’ye Armağan, Maliye<br />

Araştırma Merkezi Konferansları, Otuz Dokuzuncu Seri, No:84,<br />

İstanbul, 2001, s.37–56.<br />

Önder, İzzettin:“Vergiye Psikolojik Direniş”, Görüş, Mayıs 1992, s.50–52.<br />

Önder, İzzettin:“İktisat Psikolojisi”, Prof. Dr. Memduh Yaşa’ya Armağan,<br />

Maliye Araştırma Merkezi Konferansları, Otuz dördüncü Seri, No:76,<br />

İstanbul, 1993, s.178–187.<br />

Öner, Engin:“Vergi- Enflasyon İlişkisi”, İktisat Fakültesi Mecmuası, C:1-4,<br />

1994, s.995.<br />

Özdamar, Kazım:Paket Programlar ile İstatistiksel Veri Analizi, 2. Baskı,<br />

Kaan Kitapevi, Eskişehir, 1999.<br />

Porcano, Thomas:”Corrolates of Tax Evasion”, Journal of Economic<br />

Psychology, Vol:9, No:1, March 1988, p.47–67.<br />

263


Reckers, Philip M. J., Debra L. Sanders ve Stephen J. Roark:“The Influence<br />

of Ethical Attitudes on Taxpayer Compliance”, National Tax Journal,<br />

Vol:47, No:4, December, 1994, p.825-836.<br />

Reynaud, Pierre Louis: Vergi Konusunda Mükellefin Ruh Haleti, (Çev:<br />

Celal Erçoklu), Maliye Tetkik Kurulu Matbaası, Ankara,1955.<br />

Reynaud, Pierre Louis:“İktisadi Psikoloji ve Maliye”, Maliye Enstitüsü<br />

Konferansları, On ikinci Seri, No:26, İstanbul, 1966.<br />

Sarılı, Mustafa Ali:”Türkiye’de Vergi Tahsilâtında Etkinliğin Sağlanabilmesi<br />

İçin Gelir İdaresi Nasıl Yapılandırılmalıdır?”, Vergi Dünyası, S:262,<br />

Haziran 2003, s. 201–222.<br />

Saruç, Naci Tolga:“Mükellefin Gelir Beyanını Teorik Düzeyde Açıklayan<br />

Vergi Modelleri ve Optimum Vergi Kaçağı Politikası”, Vergi Dünyası,<br />

S:253, Eylül 2002, s.103–110.<br />

Savaş, Vural:Anayasal İktisat, İstanbul, Beta Yayınları, 1989.<br />

Schmölders, Günter:“Mali Psikokoloji”, Maliye Enstitüsü Konferansları,<br />

Onbeşinci Seri, İstanbul, İ.Ü.İ.F. Maliye Enstitüsü Yayınları, No:34,<br />

1968, s.11–18.<br />

Schmölders, Günter:Genel Vergi Teorisi, (Çev: Salih Turhan), İstanbul,<br />

Fakülteler Matbaası, 1976.<br />

Scholz, J.T. ve Lubell M.:“Trust and Taxpaying: Testing the Heuristic<br />

Approach to Collective Action”, American Journal of Political<br />

Science, V: 42(2), 1998, p.398–417.<br />

Seyidoğlu, Halil:Ekonomik Terimler: Ansiklopedik Sözlük, Güzem<br />

Yayınları, Ankara, 1992.<br />

Slemrod, J.:“An Empirical Test for Tax Evasion”, Review of Economics<br />

and Statistics, V:67, 1985, p.232–238.<br />

Sofuoğlu, Ahmet:“Vergi Kaçakçılığı ile Mücadele Yolları”, Vergi Dünyası,<br />

S:191, Temmuz 1997, s. 132–142.<br />

Sonsuzoğlu, Elif:Ödeme Gücüne Göre Vergileme İlkesi, (Yayınlanmamış<br />

Doktora Tezi), İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1997.<br />

Stiglitz, Joseph E.:Economics of the Public Sector, 2.b.,W.W. Norton and<br />

Co., New York, 1988.<br />

Stiglitz, Joseph E.:Economics of the Public Sector, (Çev: Ö. Faruk Batırel),<br />

New York, W.N.Vorton Company Inc.1994.<br />

Stiglitz, Joseph E.:The Roaring Nineties, (Çev: Aytül Özer, Barış Güven),<br />

Global Yayın Ajansı, İstanbul, 2003.<br />

Şafak, Mehmet:“Vergi Sistemimiz ve Sorunlar”,<br />

http://www.finanskulüp.org.tr/makale/0006.htm, 14.07.2005<br />

(Çevrimiçi).<br />

264


Şenyüz, Doğan:“Vergilemede İstikrar İlkesi ve Türk Vergi Mevzuatı”,<br />

Maliye Araştırma Merkezi Konferansları, Prof. Dr. Bedii N.<br />

Feyzioğlu’na Armağan, Otuz beşinci Seri, 1991/1992, Yayın No:77,<br />

İstanbul, 1992, s.207–216.<br />

Şenyüz, Doğan:Vergilendirmede Yükümlü Psikolojisi, Bursa, 1995.<br />

Şerif, Muzaffer ve Carolyn W. Şerif:Sosyal Psikolojiye Giriş-II, Sosyal<br />

Yayınlar, İstanbul, 1996.<br />

Tanzi, Vito:Public Finance in Developing Countries, Edward Elgar<br />

Publishing Ltd., Vermont, 1991.<br />

Tanzi, Vito and Shome Parthasarathi:“Primer on Tax Evasion”, IMF Staff<br />

Papers, Vol:40, No:4 (December 1993), p.807–828.<br />

Taş, Bülent ve Yüksel Karaca:”Küreselleşmenin Vergi Sistemleri Üzerinde<br />

Etkileri Açısından İki Önemli Konu: ‘Vergi Rekabeti ve Elektronik<br />

Ticaret’”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları,<br />

19. Türkiye Maliye Sempozyumu, Antalya, 10–14 Mayıs 2004,<br />

s.421–463.<br />

TOBB:Vergi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, TOBB Yay., No:244,<br />

Ankara, 1996.<br />

Tullock, Gordon:“Public Choice”, The New Palgrave Dictionary of<br />

Economics, (Çev: Coşkun Can Aktan), Maliye Yazıları, S:46, Ocak-<br />

Mart 1995, s.96–103.<br />

Tuncer, Selahattin:Kamu Maliyesi, Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler<br />

Akademisi Yayınları, No:4l, İstanbul, Yalkın Ofset Matbaası, 1969.<br />

Tunçer, Mehmet:“Vergi Ahlakı - Vergi Uyumu İlişkisi ve Türkiye”, Vergi<br />

Sorunları, S:181, Ekim 2003, s.92–114.<br />

Turhan, Salih:Vergi Teorisi ve Politikası, İstanbul, Filiz Kitapevi, 1998.<br />

User, İnci:Vergilemenin Sosyal Psikolojik Sınırı, (Basılmamış Doktora<br />

Tezi), Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1992<br />

a.<br />

User, İnci:“Vergi Psikolojisi ve Vergilemenin Psikolojik Sınırı”, Marmara<br />

Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı:1-2, 1992 b., s.63-78.<br />

Ünsal, Şamil:Vergi Kaçakçılığında Sosyal Etkenler, (Yayımlanmamış<br />

Doktora Tezi), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1987.<br />

Ünsal, Şamil:”‘Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Ve<br />

Yeminli Mali Müşavirlik Mesleğinin Konumu ve Geleceği’ Konusuna<br />

Uygulamalı Bir Yaklaşım”, Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi, C:3,<br />

S:3, Eylül 2000, s.69–130.<br />

265


Vergi Usul Kanunu:<br />

http://www.gelirler.gov.tr/gelir2.nsf/VUK213?OpenFrameSet,<br />

(27.01.2006. tarihinde alınmıştır).<br />

Vihanto, Martti:“Tax Evasion and the Psychology of the Social Contract”,<br />

Journal of Socio-Economics, No:257, 2003, p.111–125.<br />

Webley, Paul Michaela Cole, Ole-Petter Eidjar:”The Prediction of Selfreported<br />

and Hypotetical Tax Evasion: Evidance From England,<br />

France and Norway”, Journal of Economic Psyghology, V:22, 2001,<br />

p.141–155.<br />

Wenzel, Michael:“An Analysis of Norm Processes in Tax Compliance”,<br />

Journal of Economic Psyghology, V:25, 2004, p.213–228.<br />

Yamane, Taro:Temel Örnekleme Yöntemleri (Çev: Alptekin Esin, Celal<br />

Aydın ve Diğerleri), Literatür Yayınları, İstanbul, 2001.<br />

Yaraşlı, Genç Osman:“Vergi Sistemimiz Yatay Eşitlik Prensibine Uygun<br />

mu?”, Banka ve Ekonomik Yorumlar, Sayı:3–4, 1993, s.47–54.<br />

Yeniçeri, Harun:”Beyan Esasına Dayanan Vergilerde Vergi Kayıp ve<br />

Kaçaklarının Psikolojik Nedenlerinin Tespitine Yönelik Bir<br />

Araştırma”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi<br />

Yolları, 9. Türkiye Maliye Sempozyumu, Antalya, 10–14 Mayıs<br />

2004, s.908–927.<br />

Yetim, Sedat:Türkiye’de Vergi Kaçakçılığı ve Kayıt Dışı Ekonomi,<br />

Türkiye Bankalar Birliği Yayın No:215, İstanbul, 1999.<br />

Yılmaz, Gülay Akgül:“Kayıt dışı Ekonomi; Ulusal ve Küresel Boyutları ve<br />

Dinamiklerinin Analizi”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları,<br />

Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu, Antalya, 10–<br />

14 Mayıs 2004, s.15–50.<br />

Yılmaz, Binhan Elif ve Murat Şeker:Vergiye Karşı Tepkiler, Mükellef<br />

Davranışları: İstanbul Örneği, İSMMMO Yayın no:86, İstanbul,<br />

2007.<br />

Yılmaz, Gülay Akgül:Kayıt dışı Ekonomi ve Çözüm Yolları, İSMMMO<br />

Yayınları, İstanbul, 2006.<br />

Yitzhaki, S.:“A Note on Income Tax Evasion: A Theoretical Analysis”,<br />

Journal of Public Economics, Vol:3, 1974, p.201–202.<br />

Yüce, Mehmet ve Adnan Gerçek:“Mükelleflerin Vergiye Yaklaşımını<br />

Belirleyen Faktörler İle İlgili Ampirik Bir Çalışma”, Sayıştay Dergisi,<br />

S:28, Ocak-Mart 1988, s.20–31.<br />

266


EK: ANKET SORU FORMU<br />

Sayın İlgili,<br />

Bu anket formu, Gaziosmanpaşa Üniversitesi ve Harran Üniversitesi İ.İ.B.F. Maliye<br />

Bölümü Öğretim Üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Halit ÇİÇEK, Yrd. Doç. Dr. Mehmet<br />

KARAKAŞ, Dr. Abdunnur YILDIZ’ın ortaklaşa hazırladıkları “Güneydoğu Anadolu<br />

Bölgesinde (Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Mardin, Şanlıurfa) Vergi<br />

Yükümlülerinin Vergiye Karşı Tutum ve Tepkileri” adlı bilimsel bir çalışmaya ışık<br />

tutması amacıyla düzenlenmiştir.<br />

Anket sorularına titizlikle vereceğiniz yanıtlar, siz vergi yükümlülerinin<br />

vergileri algılayış biçimleri ile bunun sonucunda oluşturdukları davranış tarzlarının<br />

belirlenmesinde ve bu davranış biçimlerinin oluşmasında devletin ne tür bir rolünün<br />

olduğunun saptanması açısından önem arz etmektedir. Vereceğiniz yanıtlar, bu<br />

çalışmanın amacının gerçekleşmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca bu anket sonuçları<br />

çalışma amacının dışında kullanılmayacak ve kişi/kurum adları kesinlikle<br />

belirtilmeyecektir. Bu nedenle, sizlerden adınız ve kurumunuzun adı<br />

istenmemektedir. 30 sorudan oluşan bu anketi cevaplayarak çalışmamıza<br />

sağladığınız katkı için şimdiden teşekkür ederiz.<br />

Cinsiyet E K<br />

1. Yaşınız kaçtır?<br />

1) 18–30 2) 31–40 3) 41–60 4) 61 ve yukarısı<br />

2. Öğrenim durumunuz?<br />

1) İlkokul 2) Orta öğrenim (Lise öğrenimi dâhil) 3) Yüksek öğrenim ve üstü<br />

3. Aşağıdaki kazanç gruplarından hangisine dâhilsiniz?<br />

1) Ticari kazanç 2) Zirai kazanç 3) Serbest meslek kazancı<br />

4) Ücretli 5) Basit (Götürü) usül 6) Kurum kazancı 7) Diğer<br />

4. Aşağıdaki vergilerden hangisinin veya hangilerinin beyannameli yükümlüsüsünüz?<br />

1) Gelir Vergisi 2) Kurumlar Vergisi 3) KDV 4) Diğer 5) Hiçbiri<br />

267


5. İşletme sahibi iseniz, işletmeniz kaç yıldır faaliyette bulunuyor?<br />

1) 1-10 2) 11-20 3) 21-30 4) 31 ve daha yukarı 5) İşletme sahibi değilim<br />

6. İşletmeniz şimdiye kadar kaç inceleme geçirdi?<br />

1) 1 defa 2) 1-5 arasında 3) 5 defadan fazla 4) Hiç inceleme geçirmedim<br />

5) İşletmem yok<br />

7. Ödediğiniz verginin yükünü nasıl buluyorsunuz?<br />

1) Çok ağır 2) Ağır 3) Normal 4) Az<br />

8. Aşağıdaki vergilerden hangisinin ağırlığını öderken daha çok hissediyorsunuz?<br />

1) Gelir vergisi 2) Kurumlar vergisi 3) Emlak vergisi 4) Motorlu taşıtlar vergisi<br />

5) Katma değer vergisi(tüketici olarak) 6) Belediye resim ve harçları 7) Hiçbirinin<br />

8) Hepsinin<br />

9. Sizce vergi ne anlama geliyor?<br />

1) Zorunlu bir ödemedir 2) Kamu hizmetlerinin karşılığıdır<br />

3) Bir ödevdir 4) Bir yüktür 5) Teşebbüs kabiliyetini engellemektedir<br />

10. Sizce vergi oranlarının düşürülmesi nasıl bir etki meydana getirir?<br />

1) Vergi gelirlerini azaltır 2) Vergi gelirlerini arttırır<br />

3) Vergi tabanını genişletir 4) Vergi kaçakçılığını azaltır<br />

11. Sizce ülkemizde vergiler adaletli mi?<br />

1) Evet, adaletli 2) Adaletli ama, yeterince değil 3) Hayır, adaletsiz<br />

12. Vergilerin adaletsiz olduğu görüşünde iseniz, sizce nedeni nedir?<br />

1) Vergi kanunlarının yapısı 2) Vergi kaçakçılığının yaygın olması<br />

3) Vergi idaresinin yaklaşımları 4) Devletin hala bazı kesimleri vergilendirememesi<br />

13. Ödediğiniz vergi ile devletten sağladığınız hizmet arasında doğru orantılı bir bağ<br />

kuruyor musunuz?<br />

1) Evet 2) Hayır 3) Zaman zaman<br />

14. Sizce devlet artan gelir ihtiyacını nasıl karşılamalıdır?<br />

1) Vergileri arttırarak veya yeni vergiler koyarak 2) Harcamalarını kısarak<br />

3) Borçlanarak 4) Vergi denetimlerini arttırarak<br />

268


15. Yükümlü olarak, devlet harcamalarının yöneldiği alanları ve yapılma şeklini izliyor<br />

ve bunları ödediğiniz vergilerle ilişkilendirerek değerlendirmede bulunuyor musunuz?<br />

1) Yalnızca izliyorum 2) İzliyorum ve kendimce değerlendirmeler yapıyorum<br />

3) İzlemiyorum 4) Bu konuda bilgi sahibi değilim<br />

16. Sizce, günümüz şartlarında vergisini tam olarak ödeyen bir vergi yükümlüsünün<br />

durumunu aşağıdakilerden hangisi özetler?<br />

1) Birkaç yıl içinde iflas etmeye mahkûmdur 2) Önemli bir şey olmaz<br />

3) Ekonomik gelişimini sağlayamaz 4) Saygınlığı artar 5) Mutlu olur<br />

17. Ülkemizde vergi bilinci nasıl arttırılabilir?<br />

1) Eğitim ve öğretim ile 2) Kamu harcamalarındaki savurganlığın giderilmesi ile<br />

3) Vergi sistemindeki adaletsizliğin giderilmesi ile 4) Vergi oranlarının düşürülmesi ile<br />

5) Kişi başına düşen gelir düzeyinin arttırılması ile<br />

18. Ülkemizde vergilerin tam olarak ödenmemesinin sizce en önemli nedeni<br />

aşağıdakilerden hangisidir?<br />

1) Vergi oranlarının yüksek olması<br />

2) Biçimsel yükümlülüklerin fazla olması<br />

3) Devletin verginin gerekliliğini kamuoyuna anlatamaması<br />

4) Gerekli vergi reformlarının yapılamaması<br />

5) Vergi bilincinin ve vergi ahlakının yeterince yerleşmemiş olması<br />

19. Eğer ülkemizde herkesin vergisini tam olarak ödemediği inancındaysanız, bu<br />

durum sizce daha çok hangi sonucu doğurmaktadır?<br />

1) Vergi ödeme şevkini kırıyor 2) Herkesi vergi kaçırmaya itiyor<br />

3) Daha çok vergi ödemeye sevk ediyor 4) Olumlu veya olumsuz bir etkisi olmaz<br />

20. Vergi oranlarının arttırılması ile ilgili veya genelde vergi yükünüzü arttıracak bir<br />

kanunun çıkması halinde nasıl bir tepki gösterirsiniz?<br />

1) Daha fazla vergi ödemektense, işimi yavaşlatır veya bırakırım<br />

2) Eski vergi seviyemi aşmamak için vergiden kaçınmanın yollanın ararım<br />

3) Harcamalarımı kısma yoluna giderim<br />

4) Daha fazla vergi ödeyecek olmam, beni daha fazla çalışmaya teşvik eder<br />

21. Sizce, ülkemizde aşağıdakilerden hangisi vergi kaçakçılığının en önemli nedeni<br />

olabilir?<br />

1) Vergi idaresinin ve denetimlerinin yetersiz olması<br />

2) Mükelleflerde vergi bilincinin yerleşmemiş olması<br />

3) Vergi kanunlarının sık sık değişmesi ve mükelleflerin bunu takip edememesi<br />

4) Kamu harcamalarındaki savurganlık<br />

5) “Herkes kaçırıyor, ben de kaçırıyorum” mantığının yaygın olması<br />

269


6) Belge sisteminin oturmamış olması<br />

7)Vergi kanunlarının vergi kaçırmaya müsait olması<br />

22. Sizce ülkemizde daha çok hangi yolla vergi kaçırılıyor?<br />

1) Evrakta sahtekârlık yapılarak 2) Vergi doğuracak ticari işlemleri kayıtlara geçirmeyerek<br />

3) Naylon fatura ile 4) Defter ve belgeleri yok ederek<br />

23. Vergi kaçıran bir meslektaşınızı nasıl değerlendirirsiniz?<br />

1) Şiddetli tepki gösteririm 2) Hoş karşılamam 3) Zorunlu olduğu için yapmıştır<br />

4) Kurnaz bir tacir olarak değerlendiririm 5) Normal bir davranıştır<br />

24. Sizce vergi kaçıranlara ne tür bir ceza verilmesi en uygun olanıdır?<br />

1) Ceza verilmemeli 2) Para cezası 3) Hapis cezası<br />

4) İşyeri kapatma cezası 5) Ticaretten men cezası 6) Teşhir cezası<br />

25. Vergi kanunlarındaki değişmeleri ve vergi uygulamalarını en çok hangi yolla<br />

izliyorsunuz?<br />

1) Gazete, dergi, radyo-TV veya diğer resmi yayınlardan<br />

2) Muhasebecim vasıtasıyla<br />

3) Vergi dairesine danışarak (Vergi memuru veya daire müdürüne danışarak)<br />

4) İş arkadaşlarım ve çevremden duyduklarım<br />

5) Meslek odalarından<br />

26. Vergi kanunlarının zorunlu kıldığı ölçülerde kayıt düzenini nasıl buluyorsunuz?<br />

1) Basit 2) Anlaşılmaz 3) Uyulması çok zor<br />

27. Genel olarak vergi idaresinin vergi yükümlülerine yaklaşımlarını nasıl<br />

buluyorsunuz?<br />

1) Olumlu 2) Olumsuz<br />

28. Vergi denetim ve inceleme elemanlarının denetleme ve incelemeleri esnasındaki<br />

davranışları aşağıdakilerden hangisine uyuyor?<br />

1) İncelemenin ciddiyetine uygun olarak, tarafsız davranıyorlar<br />

2) Hatalarımızı gösterip, uyarıda bulunarak cezaya muhatap olmamızı önlüyorlar<br />

3) Denetim esnasında işimi aksatarak, müşterilerimin ve çalışanlarımın yanında<br />

beni küçük düşürüyorlar<br />

4) Yukarıdakilerin dışında (Lütfen belirtiniz).......................................................<br />

29. Vergi afları hakkında ne düşünüyorsunuz?<br />

1) Çok yararlı 2) Dürüst yükümlüler cezalandırılıyor 3) Vergi adaletini bozuyor<br />

4) Devlete güveni sarsıyor 5) Olumlu veya olumsuz etkisi olmuyor<br />

270


30. Lütfen, aşağıdaki soruları “Evet” ya da “Hayır” sütununa işaret koyarak yanıtlar<br />

mısınız?<br />

Sıra Sorular Evet Hayır<br />

A Sizce ülkemizde herkes vergisini tam olarak ödüyor mu?<br />

Gelir düzeyi yüksek olan bireylerden daha yüksek oranda,<br />

B düşük olan bireylerden daha düşük oranda vergi alındığına<br />

inanıyor musunuz?<br />

C<br />

Geçmişte yaşadığımız ekonomik krizler, vergi ödemelerinizi<br />

olumsuz etkilemiş midir?<br />

D Sizce devlet harcamalarında bir savurganlık var mı?<br />

E<br />

Mevcut denetimler ve vergi cezaları, vergi ödemelerinizi<br />

etkiliyor mu?<br />

(Eğer desteklemiş iseniz), sadece vergi oranlarını arttırması<br />

F nedeniyle bir iktidardan bir sonraki seçimde desteğinizi<br />

çeker misiniz?<br />

BİZE ZAMAN AYIRDIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ.<br />

271

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!