07.06.2013 Views

Prof. Dr. BEKİR ONUR GELİŞİM PSİKOLOJİSİ Yetişkinlik - Yaşlılık ...

Prof. Dr. BEKİR ONUR GELİŞİM PSİKOLOJİSİ Yetişkinlik - Yaşlılık ...

Prof. Dr. BEKİR ONUR GELİŞİM PSİKOLOJİSİ Yetişkinlik - Yaşlılık ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Generated by ABC Amber LIT Converter, http://www.processtext.com/abclit.html<br />

Kuşkusuz, Maslow ve Fromm gibi yazarlar bu konuda önemli<br />

bir istisna oluşturmaktadırlar; ayrıca, kadın-erkek ilişkilerinde tabu<br />

konu tanımayan günümüzün feminist yazarlarını da unutmamak gerekir.<br />

Aşk konusundaki diğer bir ilginç tartışma da Batı kültüründeki romantik<br />

mitos üzerindedir. Rougemont'a göre romantik aşk ile Hıristiyanlık<br />

inancı arasında doğrudan bir ilişki vardır ve bunun en güzel<br />

örneği de "Tristan ve İzolde" söylencesinde görülür: Aşk, kirletilmekten<br />

ancak ölümün sonsuzluğu içinde korunabilir! Romantik mitos<br />

"Romeo ve Jülyet"de olduğu gibi sayısız edebiyat ürününe temel oluşturmuştur.<br />

Hepsinin ortak yönü, iki aşığın önüne geçilemez ve değiştirilemez<br />

bir nedenle birbirlerine ulaşamamalarıdır. Rougemont,<br />

aşık olmanın her zaman sevmek anlamına gelmediğini de ileri sürmektedir;<br />

aşık olmak bir durumdur, sevmek ise bir eylemdir; hıristiyanlığa<br />

bağlı aşk anlayışı sadece bir durumu belirtmektedir ve sevme<br />

eylemi değildir. Çünkü romantik aşkın özü, sevilen kişiyi son derece<br />

değerli ve ulaşılamaz bir varlık olarak görmektir. Dünya yaşamını<br />

horgören Ortaçağ Hıristiyanlık inancına göre insanca içgüdüler kötüdür,<br />

günah kaynağıdır, ahlaksızlık belirtisidir. Cinselliği kirli sayan<br />

bu inançta sevilen kişiyle cinsel ilişkiye girmek olanaksızdı. Rönesansta<br />

ise aşk platonik yönünü yitirmiş, ama şiirselliğini sürdürmüştür.<br />

Daha sonra Romantizm hareketi romantik aşk anlayışını doruk noktasına<br />

ulaştırmıştır. Fransız Devrimi'nden sonra da, evliliğin romantik<br />

aşka dayanması gerektiği görüşü gelişmeye başlamış ve yakın zamanlara<br />

kadar gelmiştir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!