05.06.2013 Views

PREGESTASYONEL ve GESTASYONEL DİABETES MELLİTUSDA ...

PREGESTASYONEL ve GESTASYONEL DİABETES MELLİTUSDA ...

PREGESTASYONEL ve GESTASYONEL DİABETES MELLİTUSDA ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

T.C.<br />

Sağlık Bakanlığı<br />

Zeynep Kamil Kadın <strong>ve</strong> Çocuk Hastalıkları<br />

Eğitim <strong>ve</strong> Araştırma Hastanesi<br />

Klinik Şefi: Op. Dr. Vedat DAYICIOĞLU<br />

<strong>PRE<strong>GESTASYONEL</strong></strong> <strong>ve</strong> <strong>GESTASYONEL</strong> <strong>DİABETES</strong> <strong>MELLİTUSDA</strong><br />

TAKİP-TEDAVİ PROTOKOLLERİMİZ <strong>ve</strong> MATERNAL-PERİNATAL<br />

SONUÇLARI<br />

(Uzmanlık Tezi)<br />

Dr. BORA TAŞPINAR<br />

İstanbul - 2006


ÖNSÖZ<br />

Uzmanlık eğitimimdeki değerli katkılarından dolayı Sn. Başhekimimiz Op.<br />

Dr. Ayşenur Celahir’e, Değerli Klinik Şefim Sn. Op. Dr. Vedat Dayıcıoğlu’na,<br />

hastanemiz klinik şefleri Sn. Doç. Dr. Özay Oral, Sn.Doç Dr. Ateş Karateke, Sn.Op.<br />

Dr. Sadiye Eren <strong>ve</strong> Sn.Op. Dr. Mehmet Uludoğan’a şükranlarımı sunarım.<br />

Dört yıl boyunca tecrübelerinden faydalandığım tüm uzmanlarıma, tezimin<br />

hazırlanmasındaki değerli yardımlarından dolayı Op. Dr. Habibe Ayvacı’ya <strong>ve</strong> beraber<br />

çalıştığım bütün asistan arkadaşlarıma teşekkür ederim.<br />

Dr. Bora Taşpınar


GİRİŞ<br />

Diabetes mellitus (DM), çeşitli etiyolojik nedenlerle insülinin yetersiz salınması<br />

<strong>ve</strong>/<strong>ve</strong>ya yetersiz etkisi sonucu ortaya çıkan <strong>ve</strong> hiperglisemi ile karakterize metabolik bir<br />

hastalıktır. Diyabetteki kronik hiperglisemi, başta göz, böbrekler, sinirler, kalp <strong>ve</strong><br />

damarlar olmak üzere birçok organda hasara yol açarak farklı klinik durumlarla<br />

karşımıza çıkar (1).<br />

DM, insanlarda en sık rastlanan metabolik hastalıktır <strong>ve</strong> de değişik<br />

popülasyonlarda yaklaşık % 2 -8 arasında bildirilmektedir <strong>ve</strong> bu oran her geçen yıl<br />

daha da artmaktadır. Toplumdaki yaygınlığına paralel olarak değişik popülasyonlarda<br />

gebeliklerin %1-14’ü gestasyonel diyabet , %0.5’ i de pregestasyonel diyabet ile<br />

komplike olmaktadır (9,28).<br />

Diyabetle komplike olmuş gebelikler normal gebe grubuna göre birtakım<br />

maternal <strong>ve</strong> fetal riskler içermektedir. Geçen yüzyılın başlarında diyabetle komplike<br />

olmuş gebeliklerde maternal mortalite %45 <strong>ve</strong> perinatal mortalite %60’ lar gibi çok<br />

yüksek oranlarda seyretmekteydi. 1920’ lerde insülinin tedavide kullanılmaya<br />

başlamasıyla bu oranlar oldukça düşmüştür. Buna rağmen hala bazı komplikasyonlara<br />

bu gebelerde daha sık rastlanılmaktadır (2).<br />

Biz bu çalışmada hastanemizde takip edilen pregestasyonel diyabet, gestasyonel<br />

diyabet <strong>ve</strong> bozulmuş glikoz toleranslı olguların maternal-perinatal sonuçlarını<br />

hastanemizde takip ettiğimiz normoglisemik gebelerle karşılaştırarak glikoz<br />

intoleransıyla ilgili riskleri saptamayı <strong>ve</strong> bunları literatürdeki mevcut bilgilerle<br />

kıyaslayarak takip <strong>ve</strong> tedavi protokollerimizin etkinliğini araştırmayı amaçladık.<br />

3


<strong>DİABETES</strong> MELLİTUS<br />

GENEL BİLGİLER<br />

Diyabet ile ilgili en eski kayıtlar Milattan önce 1550'li yıllarda Mısır'da yazılmış<br />

bir papirüste bulunmuştur. Bu papirüste, şeker hastalığına benzer, çok idrara çıkma ile<br />

seyreden bir durumdan bahsedilmektedir(3).<br />

Günümüzde tıp literatüründe kullanılan, Diabetes <strong>ve</strong> Mellitus kelimeleri<br />

Yunanca akıp gitmek anlamına gelen dia + betes <strong>ve</strong> bal kadar tatlı anlamına gelen<br />

mellitus kelimelerindenden türetilmiştir. Diabetes kelimesi ilk kez Anadolu<br />

topraklarında, Kapadokya'da M.S. 2. yüzyılda Arateus tarafından kullanılmıştır.<br />

Arateus şeker hastalığını idrar miktarında artma, aşırı susama, <strong>ve</strong> kilo kaybının olduğu<br />

bir hastalık olarak tanımlamıştır (3).<br />

DM, kronik hiperglisemi ile seyreden , insülin sekresyonu azlığı <strong>ve</strong>ya insülinin<br />

etkisinde azlık <strong>ve</strong> bazen de her ikisinin bozukluğundan kaynaklanan <strong>ve</strong> karakteristik<br />

olarak hiperglisemi ile seyreden metabolik bir hastalıktır. Kronik hiperglisemi, başta<br />

göz, böbrekler, sinirler, kalp <strong>ve</strong> damarlar olmak üzere birçok organda, zamanla hasara<br />

<strong>ve</strong> fonksiyon bozukluklarına yol açar (4).<br />

DM, sınırları net olarak çizilmiş basit bir hastalık olmayıp değişik patolojik<br />

süreçler sonucu ortaya çıkan <strong>ve</strong> çok farklı etiolojik faktörler içeren kompleks bir<br />

hastalıktır. Bu nedenle hastalık zaman içinde değişik şekillerde sınıflandırılmış <strong>ve</strong><br />

adlandırılmıştır. Son olarak 2005 yılında Amerikan Diyabet Birliği tarafından şu<br />

şekilde sınıflanmıştır (1).( Tablo 1)<br />

4


Tablo1— Diabetes mellitusun etiolojik sınıflandırması (4)<br />

I. Tip 1 DM (Genellikle mutlak insülin eksikliğine yol açan beta-hücre harabiyeti )<br />

A. immün kaynaklı<br />

B. idiyopatik<br />

II. Tip 2 DM (insülin direncine bağlı relatif insülin yetmezliği <strong>ve</strong>ya insülin<br />

sekresyonunda defekt)<br />

III. Diğer spesifik tipler<br />

A. beta hücre fonksiyonunda genetik bozukluklar<br />

B. insülin etkisinde genetik bozukluklar<br />

C. ekzokrin pankreas hastalıkları<br />

D. endokrinopatiler<br />

E. ilaç <strong>ve</strong> kimyasal maddelerin indüklediği diyabet<br />

F. infeksiyonlar<br />

G. immün kaynaklı diyabetin sık görülmeyen formları<br />

H. diyabetin bazen eşlik ettiği diğer genetik sendromlar<br />

IV. Gestasyonel diabetes mellitus (GDM)<br />

Herhangi bir tipteki diabetes mellituslu hasta hastalığın bir döneminde insülin<br />

gereksinimi duyabilir. Bu durum hastalığın sınıflandırılmasını etkilemez.<br />

Tip 1 DM :Daha önceleri insülin bağımlı diyabetes mellitus <strong>ve</strong> ju<strong>ve</strong>nil<br />

başlangıçlı diyabet olarak adlandırılan bu durum genellikle pankreas beta-hücrelerinin<br />

otoimmün harabiyeti sonucu oluşur.Hastaların yaklaşık %85-90 ında islet hücrelere,<br />

insüline <strong>ve</strong> glutamik asit dekorboksilaza karşı otoantikorlar saptanır.Bazı HLA tipleri<br />

tip1 diyabet için genetik yatkınlık oluşturmaktadır. Hastalık genellikle insülinin tam<br />

eksikliği ile seyreder <strong>ve</strong> insülinin dışardan yerine konulması ile tedavi edilir (5,6,7).<br />

Tip 1 DM her yaşta ortaya çıkabilir, ancak genellikle 30 yaşın altında<br />

başlamaktadır. Ketoasidoza bu hastalarda sık rastlanır. Genel popülasyonda görülme<br />

sıklığı %0.1-0.4 arasında değişmektedir.<br />

Tip 2 DM :Diyabetik hastaların yaklaşık %90-95 ini bu grup oluşturur (1).<br />

Anormal insülin salınımı <strong>ve</strong> hedef dokularda insülin direnci vardır. Hastaların çoğu<br />

obezdir <strong>ve</strong> obesiteye bağlı periferik insülin direncinin beta-hücre tüketimine yol açtığı<br />

düşünülmektedir.Tip 1 diyabetin aksine tip 2 diyabetikler genellikle insüline ihtiyaç<br />

5


duymazlar <strong>ve</strong> hastalık daha ileri yaşlarda ortaya çıkar. Aile anamnezi dikkat çekicidir.<br />

Ketoasidoza bu hastalarda sık rastlanmaz.Daha çok non-ketotik hiperosmolar koma<br />

görülür. (Tablo 2 de tip1 <strong>ve</strong> tip 2 DM bazı özellikleri karşılaştırılmıştır.) (8)<br />

Tablo 2.Tip 1 <strong>ve</strong> Tip 2 diabetes mellitusun bazı özellikleri<br />

Özellik Tip1 ( insüline bağımlı ) Tip 2 ( insülinden bağımsız )<br />

Başlangıç yaşı genellikle < 40 > 40<br />

Habitus normal – zayıf obez<br />

Plazma insülin düşük – yok normal – yüksek<br />

Akut komplikasyon ketoasidoz hiperosmolar koma<br />

İnsülin tedavisi yanıt <strong>ve</strong>rir yanıt <strong>ve</strong>rir/ cevapsız<br />

Sülfonüre cevapsz yanıt <strong>ve</strong>rir<br />

Diğer Spesifik Tipler :Glukoz toleransında bozulmayla seyreden bir çok<br />

hastalık <strong>ve</strong> sendromların toplandığı gruptur.<br />

Gestasyonel Diabetes Mellitus ( GDM ) : İlk kez gebelikte tanısı konulan ya<br />

da gebelik sırasında ortaya çıkan, herhangi bir derecedeki glikoz intoleransıdır. Bu<br />

tanımlama, kişinin insülin <strong>ve</strong>ya diyet tedavisi alması ile <strong>ve</strong>ya glikoz intoleransının<br />

gebelik sonrası devam edip etmediği ile ilişkili değildir. Yine bu tanımlama, daha önce<br />

tespit edilememiş glikoz intoleransının gebelikten önce başlamış olabileceği ihtimalini<br />

tanım dışında bırakmaz. ( 1,4,9,10,11)<br />

Tüm gebeliklerin yaklaşık %7 si GDM ile komplike olmaktadır <strong>ve</strong> bu oran<br />

farklı popülasyonlarda %1 ile %14 arasında değişmektedir (9).<br />

Diyabetes Mellitusun Tanı Kriterleri<br />

6


Ulusal Diyabet Veri Grubu ( NDDG ) <strong>ve</strong> Dünya Sağlık Örgütü ( WHO )<br />

tarafından 1979 <strong>ve</strong> 1985 yıllarında önerilen tanı kriterleri değişmiştir. Günümüzde<br />

kullanılan Amerikan Diyabet Birliğinin 1997 yılında önerdiği tanı kriterleri<br />

kullanılmaktadır ( 4)<br />

Tablo 3— Diabetes mellitus tanı kriterleri ( 4)<br />

1.Diabetes mellitusun poliüri, polidipsi <strong>ve</strong> açıklanamayan kilo kaybı gibi klasik<br />

semptomları ile beraber son öğüne bakılmaksızın günün herhangi bir saatinde ölçülen<br />

plazma glikoz konsantrasyonu 200 mg/dl(11.1 mmol/L) <strong>ve</strong>ya üstü ise<br />

Veya<br />

2. AKŞ 126 mg/dl (7.0 mmol/l). Açlık en az 8 saat hiçbir kalori almamak demektir.<br />

Veya<br />

3. 75 gr-OGTT sırasında 2. saat plazma glikoz değeri 200 mg/dl (11.1mmol/L) <strong>ve</strong>ya<br />

üstü ise<br />

Bu kriterlerden herhangi biri pozitif saptandındığında takip eden ayrı bir gün<br />

testlerden herhangi biri tekrar yapılarak tanı kesinleştirilmelidir (12).<br />

Epidemiyolojik çalışmalarda, diabetes mellitus insidansı <strong>ve</strong> pre<strong>ve</strong>lansı açlık<br />

plazma glikozunun 126 mg/dl üstünde olmasına dayandırılır. Bu öneri çalışmaların<br />

standarize edilmesi için yapılmıştır.Ayrıca OGTT yapılması daha güç <strong>ve</strong> pahalı,aynı<br />

zamanda vakit aldığı için gebelik dışında yaygın olarak kullanılmamaktadır (11).<br />

Yakın zamanlarda diabetes mellitus tanı kriterlarine uymayan, ancak normal<br />

gruba da dahil edilemeyen bir ara grup olduğu fark edilmiştir. Bozulmuş açlık<br />

glisemisi <strong>ve</strong> bozulmuş glikoz toleransı olarak adlandırılan bu gruptaki kişilerin<br />

gelecekte diyabet geliştirme riski göreceli olarak yüksektir. Bunlar günlük hayatlarında<br />

genellikle normal glikoz <strong>ve</strong> glikolize hemoglobin seviyelerine sahiptirler. Amerikan<br />

Diyabet Birliği, açlık kan şekerleri <strong>ve</strong> OGTT değerlerine göre şu katagorileri<br />

bildirmiştir ( 1).<br />

7


AKŞ< 100 mg/dl : Normal açlık glikozu<br />

AKŞ >100 mg/dl <strong>ve</strong> 126 mg/dl : DM tanısı ( ancak tanı tablo 3’deki yöntemlerle teyid edilmelidir.)<br />

75 g OGTT’de ;<br />

2. saat plazma glikozu < 140 mg/dl : Normal glikoz toleransı<br />

2. saat plazma glikozu > 140 mg/dl <strong>ve</strong> < 200 mg/dl : Bozulmuş glikoz toleransı<br />

2. saat plazma glikozu > 200mg/dl : DM tanısı (ancak tanı tablo 3’deki yöntemlerle<br />

teyid edilmelidir.)<br />

GEBELİKTE <strong>DİABETES</strong> MELLİTUS<br />

Diabet, gebelikte oldukça sık görülen tıbbi bir komplikasyondur. Değişik<br />

etiopatolojik nedenlerle insülin eksikliği <strong>ve</strong>ya insensitivitesi sonucu organların kronik<br />

hiperglisemiye maruz kaldığı klinik bir sendrom olarak tanımlanır. Gebelik öncesi<br />

teşhis edildiyse pregestasyonel, ilk kez gebelikte tespit edilmişse gestasyonel diabetes<br />

mellitus(GDM) denir (13).<br />

Diabet ile komplike olmuş gebelikler hem maternal hem fetal açıdan yakın<br />

takip gerektiren riskli gebeliklerdir. Yeterli glisemik kontrol sağlanamadığı zaman<br />

bebekte konjenital malformasyonlardan in utero ölüme, annede hipo glisemiden<br />

diabetik ketoasidoza, retinopati <strong>ve</strong> nefropatide artışa kadar değişik spekturumda<br />

morbidite <strong>ve</strong> mortaliteye neden olabilen metabolik bir bozukluktur (14).<br />

8


İnsülinin 1921 yılında Banting <strong>ve</strong> Best tarafından keşfinden sonra diabetik<br />

kadınlarda o güne kadar oldukça yüksek olan maternal <strong>ve</strong> perinatal mortalite<br />

günümüzde özellikle malformasyonlar haricinde normal gebeliklerdeki düzeylere<br />

yaklaşmıştır (2).<br />

Gebelikte Karbonhidrat Metabolizması<br />

Gebelik hormonal seviyelerin dramatik artışı <strong>ve</strong> beraberinde fetus tarafından<br />

gittikçe artan yakıt kullanımını içeren kompleks bir metabolik durumdur.Hamilelik<br />

döneminde annedeki metabolik değişikliklerin amacı, büyüyen fetusa yeterli enerjiyi<br />

sağlayabilmektir. Gebeliğin ilk yarısında depolanan enerji daha sonra fetusun<br />

ihtiyaçlarının karşılanması için harcanır (15).<br />

İlk trimesterde glikozun periferik kullanımının artması nedeniyle açlık kan<br />

glikozu seviyesi daha düşüktür <strong>ve</strong> bu düşüş ortalama 15mg/dl kadardır. Onikinci<br />

gebelik haftasına doğru açlık kan glikozu değerleri en alt seviyeye iner.<br />

Gastrointestinal sistemdeki düz kas relaksasyonu nedeniyle mide boşalması gecikir <strong>ve</strong><br />

yemeklerden sonra kan şekeri daha yavaş bir eğimle yükselir. Sonuçta gebeliğin ilk<br />

yarısı maternal glikojen, protein <strong>ve</strong> yağ depolarının arttığı <strong>ve</strong> gelişen embriyonun<br />

hipergliseminin teratojenik etkilerinden korunduğu, anabolik bir dönemdir (12,16).<br />

Gebeliğin ikinci yarısında ise katabolik bir süreç hakimdir. Fetusun artan<br />

ihtiyacını karşılamak için kan glikoz değerleri hem açlık hem de tokluk durumunda<br />

yüksek tutulur. Bu ise başta HPL ( human plasental laktojen ) olmak üzere östrojen,<br />

progesteron, kortizol <strong>ve</strong> prolaktin hormonlarının insülin karşıtı etki göstererek<br />

diyabetojen bir ortam oluşturmaları ile sağlanır (12).<br />

HPL , gebelikteki insülin rezistansından sorumlu başlıca hormondur <strong>ve</strong> bu<br />

etkisini kesin olmamakla birlikte insülinin reseptörüne olan afinitesini azaltarak<br />

9


gerçekleştirir. Ayrıca yağ dokusunda lipolizi artırarak enerji için karbonhidrat<br />

kullanımını azaltır. Böylece glikoz <strong>ve</strong> aminoasitler fetus için saklanmış olur.<br />

Gebelik boyunca artan insülin direnci sonucunda maternal öglisemiyi sağlamak<br />

için pankreastan salgılanan insülin miktarı gebe olmayanlara göre iki kattan fazla artar.<br />

Normal gebelerde bu durum fizyolojik olarak tolere edilebilirken diyabetli kadınlarda<br />

<strong>ve</strong> daha önce diyabetli olduğu bilinmeyen bir çok kadında gebelik sırasında kompanse<br />

edilememekte <strong>ve</strong> karbonhidrat metabolizmasının dengesi bozulmaktadır. Gebelik tipik<br />

olarak, açlık hipoglisemisi, tokluk hiperglisemisi <strong>ve</strong> hiperinsülinemi ile karakterizedir<br />

(8).<br />

Gebelikte Diabetin Sınıflandırması :<br />

Hastalığın süresi, başlama zamanı <strong>ve</strong> vasküler komplikasyonların varlığına göre<br />

yaklaşık 50 yıl önce Priscilla White diyabetikleri sınıflamış <strong>ve</strong> bu sınıflama daha sonra<br />

modifiye edilmiştir. White sınıflaması hamilelik süresince obstetrik komplikasyonlar<br />

açısından yüksek risk altındakileri tespit etmekte yüksek prediktif değeri olduğundan<br />

yaygın kabul görmüştür. ACOG 1986 da şu sınıflamayı önermiştir (2). (Tablo 4)<br />

Tablo 4.Gebelikte diyabetin sınıflaması ( ACOG 1986 )<br />

Sınıf Başlangıç<br />

A1<br />

A2<br />

Sınıf<br />

B<br />

C<br />

D<br />

Gestasyonel<br />

Gestasyonel<br />

Başlangıç yaşı<br />

(yıl)<br />

> 20<br />

10 – 19<br />

< 10<br />

Açlık kan<br />

şekeri<br />

< 105 mg/dl<br />

≥ 105 mg/dl<br />

2. saat tokluk Tedavi<br />

< 120 mg/dl<br />

≥ 120 mg/dl<br />

Diyet<br />

İnsülin<br />

Süre ( yıl ) Vasküler hastalık Tedavi<br />

20<br />

10<br />

Yok<br />

Yok<br />

Benign retinopati<br />

İnsülin<br />

İnsülin<br />

İnsülin


F<br />

R<br />

H<br />

Herhangi<br />

Herhangi<br />

Herhangi<br />

Herhangi<br />

Herhangi<br />

Herhangi<br />

Nefropati<br />

Proliferatif retinopati<br />

Kalp<br />

İnsülin<br />

İnsülin<br />

İnsülin<br />

Bu sınıflamada gestasyonel diabet tanısı alanlar glisemi derecelerine göre iki<br />

alt gruba ayrılır. AKŞ’ si 105 mg/dl <strong>ve</strong> üzerinde olanlar <strong>ve</strong>/<strong>ve</strong>ya 2.saat tokluk kan<br />

şekeri ≥ 120 mg/dl olanlar A2 sınıfını oluşturur. Gestasyonel diabet tanısı alanların<br />

sadece % 15 inde açlık kan şekeri düzeyleri yüksektir. Klas B <strong>ve</strong> sonrası<br />

pregestasyonel diabet tanısı alan hastaların sınıflandırmasıdır. Klas A <strong>ve</strong> C arasında<br />

makrozomi, D <strong>ve</strong> R arasında da intrauterin gelişme geriliği <strong>ve</strong> fetal kayıp artar (13,17).<br />

Amerikan Diabet Birliği ise altta yatan patogeneze yönelik sınıflandırma<br />

önermektedir. Bu durumda gebelik dönemindeki diabet şu şekilde sınıflanmaktadır (8).<br />

1. Pregestasyonel Diabet<br />

a)Tip1 diabet ( insülin bağımlı)<br />

b)Tip 2 diabet ( insülin bağımlı olmayan)<br />

2.Gestasyonel diabetes<br />

Gerek pregestasyonel, gerekse gestasyonel diabetes mellitus gebelik sırasında<br />

bir çok soruna yol açar. Normal populasyonda da görülen bazı gebelik<br />

komplikasyonları özellikle White D, F, R, H, T gibi kronik komplikasyonlar çıkmış<br />

diyabetiklerde daha sık görülür <strong>ve</strong> daha ağır seyreder. Sınıf A-1 GDM; morbidite <strong>ve</strong><br />

komlikasyonların en az <strong>ve</strong> en hafif derecelerde beklendiği grubu oluşturur.<br />

Maternal <strong>ve</strong> fetal morbiditeyi arttıran bu sorunlar metabolik, gestasyonel <strong>ve</strong><br />

fetal olarak üç grupta toplanabilir.<br />

Metabolik Komplikasyonlar :<br />

11


1)Akut Metabolik Komplikasyonlar :<br />

a)Hipoglisemi : Bu komplikasyon özellikle insülinle tedavi edilen diyabetlilerde<br />

sık görülülen bir problemdir. Özellikle ilk trimesterde görülen hiperemezise bağlı<br />

kalori alımındaki azalma hipoglisemi riskini arttırabilir (16).<br />

b)Hiperglisemi: Gebelik açlığı hızlandırır <strong>ve</strong> ketogenezi arttırır. Bu yüzden<br />

diyabetik ketoasidoz gebelerde daha düşük glikoz düzeylerinde <strong>ve</strong> gebe olmayanlara<br />

göre daha hızlı gelişebilir. Diyabetli bir gebede kan şekeri 200 mg/dl üzerinde<br />

olduğunda idrarda ketonüri varsa hasta hospitalize edilmelidir <strong>ve</strong> kan gazı, glikoz,<br />

keton <strong>ve</strong> elektrolit takibi yapılmalıdır. Ayrıca diyabetik ketoasidozda fetal kayıp<br />

yaklaşık %20 olduğundan fetal durum sürekli takip edilmelidir.<br />

Gebelikte ketoasidoz <strong>ve</strong> ciddi hiperglisemi, gebelik öncesi dönemdeki gibi tedavi<br />

edilir. Öncelikle hızlı <strong>ve</strong> yeterince yüksek miktarda sıvı replasmanı yapılırken, bunun<br />

yanı sıra insülin tedavisi <strong>ve</strong> potasyum seviyesinin düzenlenmesi yapılır (2,8,13,18).<br />

1) Kronik Komplikasyonlar :<br />

Retinopati : Diabetik retinopati 24-64 yaş arasında görülen körlüğün en önemli<br />

nedenidir (19). Retinopati pre<strong>ve</strong>lansı diyabetin süresi ile ilişkilidir. Diyabetin süresi 5<br />

yıl olduğunda % 20-25, 10. yılda %50-70, 15. yıldan sonra %95 e ulaşır (11,20).<br />

Retinadaki kapiller hasarın derecesine göre başlıca iki gruba ayrılır.<br />

Preproliferatif evrede mikroanevrizmalar <strong>ve</strong> eksudasyon görülür. Proliferatif evrede ise<br />

neovaskülarizasyon <strong>ve</strong> iskemi tipiktir (2).<br />

Mekanizması tam anlaşılmamış olsa da gebelik, diyabetik retinopatiyi<br />

ağırlaştıran bir durumdur. Bu yüzden diyabetik gebelere gebelik öncesinde <strong>ve</strong> ilk<br />

trimesterde göz muayenesi yapılmalıdır. Eğer gebelikten önce retinopati saptanmışsa,<br />

12


uzunsüredir diyabetikse <strong>ve</strong> hipertansiyon gibi ek vasküler hastalığı varsa gebelik<br />

boyunca yakından takip edilmelidir. Günümüzde lazer-fotokoagülasyonla etkin bir<br />

şekilde tedavi edilebildiğinden <strong>ve</strong> doğumdan sonra büyük oranda gerilediğinden,<br />

diyabetik retinopati nedeniyle gebeliğin sonlandırılması genellikle önerilmemektedir<br />

(2,8,19,20).<br />

Nefropati : Diyabet son dönem böbrek yetmezliğinin ana nedenidir.Diyabetik<br />

hastaların yaklaşık %20- 40 ında nefropati gelişir.Temelde kapiller harabiyetle ortaya<br />

çıkan glomerüloskleroz vardır.<br />

Diyabetiklerdeki nefropati gebeliğin seyri üzerine etki eden en önemli<br />

komplikasyondur. HBA1c düzeyi %10 u aştığında diyabetik nefropati riski<br />

artmaktadır. Gebelerde nefropati, kronik hipertansiyonla beraber olduğunda<br />

preeklampsi riski %60 a kadar çıkar (2).<br />

Nefropati 300 mg/gün <strong>ve</strong> üzerinde proteinüri olması ile tanımlanır.30-300mg/g<br />

arasındaki değerler mikroalbuminüriyi gösterir <strong>ve</strong> nefropatinin <strong>ve</strong> kardiyo vasküler<br />

hastalıkların erken bulgusudur (21,22).<br />

Nefropatinin gebelik üzerine olumsuz etkilerine karşın gebelik nefropatiyi<br />

hızlandıran bir etki yapmaz(23).<br />

Nöropati : diğer komplikasyonlarda olduğu gibi diyabetin süresi ile nöropati<br />

riski artmaktadır.Mononöropati, simetrik polinöropati <strong>ve</strong> otonom nöropati olmak üzere<br />

üç tipi vardır. Nadir olmasına rağmen bazı gebelerde diyabete bağlı periferik simetrik<br />

sensorimotor nöropati gelişebilir. diğer bir form olan diyabetik gastropati gebelikte<br />

bulantı, kusma, beslenme problemleri <strong>ve</strong> glisemik kontrolün güçleşmesine neden olur<br />

(2,11).<br />

Gestasyonel Komplikasyonlar<br />

Preeklampsi : Özellikle proteinüri gibi vasküler komplikasyonları olan<br />

diyabetiklerde görülmektedir <strong>ve</strong> normotansiflerle karşılaştırıldığında preeklamptik<br />

diyabetik kadınlarda perinatal mortalite 20 kat artmaktadır (24).<br />

13


Pregestasyonel diyabeti olanlarda preeklampsi sıklığı diyabeti olmayanlara göre<br />

2-3 kat artmaktadır. Riski arttıran temel faktörler diyabetin süresi, nefropati <strong>ve</strong> kronik<br />

hipertansiyon gibi vasküler komplikasyonların varlığıdır. White sınıflamasındaki klas<br />

B diyabetikler , diyabeti olmayanlarla benzer riske sahipken klas D, F, R de hipertansif<br />

komplikasyonlar artmıştır (25,26).<br />

Gestasyonel diyabetiklerde özellikle tanı 24. gebelik haftasından önce<br />

konulmuşsa preeklampsi sıklığı, normal glikoz toleransı olanlara göre biraz daha<br />

fazladır (27).<br />

Polihidroamnios : Diabette özellikle glisemi kontrolü iyi değilse aşırı miktarda<br />

amniotik sıvı oluşur. 2000 ml nin üstündeki değerler polihidroamnios olarak<br />

tanımlanır. Diabetik gebelerin %10-20 sinde görülür.Diabetli olmayan kontrollerle<br />

karşılaştırıldığında, diabetlilerde polihidroamnios insidansının 30 kat arttığı<br />

görülmüştür. Maternal hiperglisemiye sekonder fetal hiperglisemi geliştiği <strong>ve</strong> fetal<br />

glikozürinin bu duruma yol açtığı düşünülmektedir (16,18). Diyabetik kadınlarda<br />

amniotik sıvı indeksinin amniotik sıvı glikoz düzeyi ile paralel seyrettiği saptanmıştır<br />

(29).<br />

Preterm eylem, erken membran rüptürü, kordon sarkması <strong>ve</strong>ya ablatio plasenta<br />

riskini arttırır.<br />

Üriner Enfeksiyonlar : Gebelikte artan glomerül filtrasyon hızına bağlı olarak<br />

yaklaşık 300 mg/gün glikozüri normaldir. Diyabetik gebelerde bu oran daha da artar.<br />

Hormonal etkilerle idrar yollarında dilatasyon, şeker içeriği fazla olan idrarın<br />

retansiyonuna yol açar. Bu durum bakteri kolonizasyonu için predispozisyon yaratır.<br />

Diabetli gebelerde %20 oranında asemptomatik bakteriüri <strong>ve</strong> bunların dörtte birinde<br />

pyelonefrit ortaya çıkar (16).<br />

Preterm Doğum : Fetal iyilik hali <strong>ve</strong> matüriteye dair testler yokken<br />

açıklanamayan fetal ölümleri engellemek için diabetiklerde preterm doğum bilinçli<br />

olarak uygulanmaktaydı. Günümüzde bu uygulama terk edilmiş olmasına rağmen<br />

diabetiklerde hala preterm doğum sıklığı yüksektir <strong>ve</strong> buna bağlı neonatal morbidite<br />

14


ciddi bir problemdir. Gebelikten önce varolan diabet preterm doğum açısından bir risk<br />

faktörüdür <strong>ve</strong> diabete bağlı gelişen komplikasyonlar gebeliğin erken sonlandırılmasını<br />

gerektirebilmektedir.<br />

Preterm eylem için kullanılan beta mimetik ajanlar hiperglisemi <strong>ve</strong><br />

hiperinsülinemi yaptığından diyabetik gebelerde tokoliz için magnezyum sülfat <strong>ve</strong>ya<br />

kalsiyum kanal blokerleri kullanılmalıdır. Eğer akciğer matürasyonu için steroid<br />

<strong>ve</strong>rilecekse kan şekerleri daha sıkı kontrol edilmelidir (8).<br />

Fetal Komplikasyonlar<br />

İnsülinin 1922 de keşfi, obstetri <strong>ve</strong> yenidoğan yoğun bakımındaki gelişmeler<br />

diabetik gebeliklerdeki perinatal mortaliteyi yaklaşık 30 kat azaltmıştır. Maternal<br />

öglisemiyi sağlamadaki gelişmelerle diabetik gebeler miada kadar takip edilebilmiş <strong>ve</strong><br />

böylece iyatrojenik respiratuar distres sendromu oranları azalmıştır. Bütün bu<br />

gelişmelere karşın diabetik kadınlardaki perinatal mortalite oranları, halen, diabetik<br />

olmayanların yaklaşık iki katıdır (8).<br />

Abortus : Diabetik kadınlarda özellikle perikonsepsiyonel dönemde glisemi<br />

kontrolü yetersizse spontan düşük oranlarının daha fazla olduğu saptanmıştır. Ayrıca<br />

klas C, D, F ye doğru çıktıkça abortus sıklığı artmaktadır. Perikonsepsiyonel dönemde<br />

iyi glisemi kontrolüyle düşük riski normal popülasyondaki oranlara iner. Bu dönemde<br />

HbA1c değerlerine bakılmalı,eğer yüksekse hasta daha sıkı takip edilmelidir (2,8,30).<br />

Konjenital Anomaliler : Genel popülasyonda %1-2 sıklığında görülen<br />

konjenital anomaliler özellikle pregestasyonel aşikar diyabeti olanlarda 4-8 kat daha<br />

fazladır <strong>ve</strong> diabetik gebeliklerdeki en önemli perinatal ölüm nedenidir (2,8,31,32).<br />

Her sistemde anomaliler görülebilse de diabetik anne bebeklerinde başlıca<br />

kardiyak <strong>ve</strong> merkezi sinir sistemi anomalileri görülür. Kaudal regresyon sendromu ise<br />

nadir görülen ama diabete özgü bir anomalidir (33,34).<br />

Paternal diyabet, normoglisemik anne <strong>ve</strong>ya birinci trimester sonrası gelişen<br />

gestasyonel diabet varlığında konjenital anomali oranında artış saptanmaması<br />

15


embriyogenez dönemindeki glisemik kontrolün patogenezde ana rolü üstlendiğini<br />

göstermektedir. Birinci trimesterde HbA1c düzeyi yüksek saptanan gebelerde<br />

konjenital anomalilere daha sık rastlanmaktadır. HbA1c düzeyi arttıkça anomali<br />

görülme oranı da artmaktadır (8,35,36). (Tablo 5)<br />

Tablo 5. İlk trimester HbA1c değerleri <strong>ve</strong><br />

konjenital anomali ilişkisi<br />

Maternal HbA1c Major konjenital anomali oranı<br />

≤ % 7.9 % 3.2<br />

% 8.9 – 9.9 % 8.1<br />

> % 10 % 23.5<br />

Hipergliseminin hangi mekanizma ile anomalilere neden olduğu net değildir.<br />

İnositol, prostaglandinler <strong>ve</strong> serbest oksijen radikallerinin metabolizmalarını etkilediği<br />

düşünülmektedir. Nitekim birer antioksidan olan vitamin E <strong>ve</strong> C nin hayvan<br />

deneylerinde hiperglisemiye bağlı anomalileri azalttığı gösterilmiştir. Benzer şekilde<br />

prostaglandinlerle de aynı sonuç görülmüştür (37).<br />

Gebeliğin 3.-6. haftaları embriyonun teratojenlere en duyarlı olduğu haftalardır.<br />

Eğer bu dönemde uygun glisemik kontrol sağlanırsa anomali oranları genel<br />

popülasyon seviyesine inebilmektedir. Gebe kalmayı düşünen diyabetik kadınlar bu<br />

konuda özellikle bilgilendirilmelidir (13).<br />

Makrozomi <strong>ve</strong> LGA : Makrosomi gestasyonel yaştan bağımsız olarak 4000 g<br />

üzerindeki fetusu tanımlar.( 4500 gr <strong>ve</strong> üstünü kabul edenler de vardır.) LGA ise<br />

doğum kilosunun gebelik haftasına göre 90. persantilin üstünde olmasıdır (8,38,39).<br />

Normoglisemiklerle karşılaştırıldığında makrozomi diabetiklerde üç kat daha<br />

fazladır <strong>ve</strong> bu durum diabetik anne bebeklerindeki birçok morbidite ile ilişkilidir<br />

(40,41). Bu bebeklerde tipik olarak fetal iskelet sistemi aşırı gelişmeden etkilenmezken<br />

özellikle omuz <strong>ve</strong> gövdelerinde aşırı yağ birikimi olur. Normoglisemik annelerin<br />

makrozomik bebekleriyle karşılaştırıldığında bu bebeklerde baş/omuz oranı azalmış,<br />

16


omuz genişliği <strong>ve</strong> üst ekstremite cilt altı kalınlığı artmıştır. Diabetetik anne<br />

bebeklerindeki bu anormal antropometri aynı kilodaki diğer bebeklere oranla omuz<br />

distosisi riskini daha da arttırmaktadır (42,43).<br />

Makrosomi gelişimindeki ana unsur maternal hiperglisemiye cevap olarak<br />

gelişen fetal hiperinsülinemi gibi görünmektedir. Maternal glikoz seviyelerinin<br />

yaklaşık %80 i fetusta da olur. Böylece hiperglisemik annelerin fetusları daha fazla<br />

insülin sentezlerler. Fetusta insüline duyarlı dokular olan karaciğer, yağ dokusu, kas<br />

dokusu, kalp, adrenal glandlar, pankreas gibi dokular hipertrofi <strong>ve</strong> hiperplaziye uğrar.<br />

Beyin, böbrekler <strong>ve</strong> femur boyunda ise aynı değişim görülmez. Benzer şekilde<br />

diyabetiklerdeki insülin rezistansı <strong>ve</strong> hipoinsülinemik durum sonucu maternal<br />

aminoasit kullanımı azalmakta <strong>ve</strong> dolaşımdaki artmış olan aminoasitlerin fetusa<br />

geçerek insülin sekresyonunu uyarması sonucu fetal gelişim hızlanmaktadır (2,44).<br />

Diabetin yanı sıra iri bebek öyküsü, gebelik öncesi kilo, gebelikte alınan kilo,<br />

multiparite, erkek fetus, 40 haftayı geçen gebelikler, maternel boy <strong>ve</strong> 100g OGTT si<br />

negatif ancak 50-g taraması pozitif olması makrosomi için diğer risk faktörleridir (43).<br />

Fetal Gelişme Kısıtlılığı : Daha çok pregestasyonel diyabetiklerde görülür.<br />

Diyabete bağlı mikro <strong>ve</strong> makrovasküler komplikasyonu gelişmiş gebelerde<br />

uteroplasental yetmezliğe bağlı olarak gelişir (13).<br />

İn Utero Mort Fetalis :Nedeni tanımlanamayan ölü doğumlar aşikar diabet ile<br />

komplike olmuş gebeliklerde rastlanan bir durumdur. Bu infantlar tipik olarak yaşına<br />

göre büyüktür <strong>ve</strong> genellikle yaklaşık 35 hafta <strong>ve</strong>ya sonrasında doğumdan önce ölürler.<br />

İnsidansı %1civarındadır (45,46). Buradaki mekanizma tam bilinmemekle beraber,<br />

glikozun fetal eritrositlere bağlanmasıyla ortaya çıkan hipoksi <strong>ve</strong>ya glikoz<br />

hareketleriyle, su <strong>ve</strong> elektrolitlerdeki ani yer değişimlerinden şüphelenilmektedir (16).<br />

Optimum glisemik kontrol <strong>ve</strong> yakın izlem ile bu duruma daha nadir rastlanılması<br />

sağlanabilmektedir.<br />

Doğum Yaralanmaları : Omuz takılması <strong>ve</strong> brakial pleksus yaralanmalarını<br />

içeren doğum yaralanmaları diabetik anne bebeklerinde <strong>ve</strong> makrozomik bebeklerde<br />

17


daha sık rastlanmaktadır.Normal gebelerde %0.3 - %0.5 oranında omuz distosisi<br />

gelişirken bu oran diabetiklerde 2-4 kat daha fazladır. Omuz distosilerinin yarısı<br />

normal kilolu bebeklerin doğumu sırasında oluşmakla beraber 4000 g üstünde insidans<br />

10 kat artmakta <strong>ve</strong> eğer maternal diabet mevcutsa 4000 g üzerindeki her 250 gr için<br />

risk 5 kat daha artmaktadır (8).<br />

Yenidoğanın Sorunları<br />

Modern maternal <strong>ve</strong> neonatal bakımdaki gelişmelere rağmen diabetik<br />

annelerdeki glikoz metabolizmasındaki anormallikler bir takım neonatal sorunların<br />

daha sık görülmesine neden olmaktadır.<br />

Respiratuar Distres Sendromu : Yakın zamana kadar respiratuar distres<br />

sendromu diabetik anne bebeklerindeki en yaygın görülen hastalıktı.Günümüzde<br />

insidansı %31 lerden %3 lere inmiştir ancak genede diabetik anne bebeklerinde 5-6 kat<br />

daha sıktır (8).<br />

Normal gebeliklerin %99 unda 37.gebelik haftasına kadar fetal akciğer<br />

matürasyonu tamamlanmış olur. Diabetik gebeliklerde ise 38.5 haftadan önce akciğer<br />

matürasyonunun tamamlandığından emin olunamaz (47).<br />

Akciğer matürasyonundaki gecikmeden hiperglisemi <strong>ve</strong> hiperinsülineminin<br />

sorumlu olduğu düşünülmektedir. İnsülin, glikokortikoid reseptörlerini bloke ederek<br />

<strong>ve</strong>ya fosfolipid sentezinde rol oynayan enzimleri inhibe ederek sürfaktan yapımını<br />

olumsuz yönde etkilemektedir. Fetal akciğer matürasyonunu tespit etmek için<br />

kullanılan L/S (lesitin/sfingomyelin) oranının sensitivitesi diyabetiklerde daha<br />

düşüktür. Bu yüzden L/S oranı yerine amnion sıvısında fosfotidilgliserol tayini daha<br />

gü<strong>ve</strong>nilirdir (47,48).<br />

Hipoglisemi : Diabetli annelerin bebeklerinde %25-40 kadarında , yaşamın ilk<br />

saatlerinde hipoglisemi görülür. Gebelik boyunca kötü maternal glisemi kontrolü <strong>ve</strong><br />

özellikle doğum sırasında maternal glikoz düzeylerinin yüksek olması, neonatal<br />

hipoglisemi riskini artırır. İntrauterin fetal pankreasın belirgin maternal hiperglisemi<br />

18


nedeniyle stimüle olması fetal beta hücre hiperplazisine bu da hiperinsülinemiye yol<br />

açar. Doğumdan sonra transplasental glikoz kaynağı kesilince hipoglisemi ortaya çıkar<br />

(28,49).<br />

Uzamış hipoglisemi konvülzyon, koma <strong>ve</strong> beyin hasarına yol açabileceği için<br />

bu bebekler yakından takip edilmelidir.<br />

Polisitemi : Hematokritin %65 den yüksek olmasıdır. Diabetik anne bebeklerinin %<br />

10-40 ında görülür. Hipergliseminin kronik hipoksiye neden olduğu <strong>ve</strong> bunun<br />

sonucunda da artan eritropoetin salgısının polisitemiye neden olduğu sanılmaktadır.<br />

Alternatif olarak hiper gliseminin eritrositlerin erken destrüksiyonuna yol açması<br />

suçlanmaktadır (2,28).<br />

Hiperbilirubinemi : Yenidoğan hiperbilirubinemisi diyabetik anne<br />

bebeklerinin yaklaşık %25 inde, normal popülasyonun iki katı sıklıkta görülür. Artmış<br />

preterm doğum oranları <strong>ve</strong> polisitemini nedeniyle daha sık görülmektedir. Genellikle<br />

hafif-orta derecededir. Hidrasyon <strong>ve</strong> fototerapi ile geçer (2,8).<br />

Hipokalsemi : Serum kalsiyum düzeyinin


azı kadınların daha öncesinde tanı konulmamış glukoz intoleransı vardır. Özellikle<br />

24. gebelik haftasından önce açlık hiperglisemisi saptanan kadınların gebelik çıktıları<br />

klas B ile F-R arasında olan kadınlarla benzerdir. Erken gebelik haftalarında saptanan<br />

hiperglisemi aynı zamanda HbA1c yüksekliği ile beraberse hasta pregestasyonel diabet<br />

kabul edilmelidir (2,8). GDM gebeliğin diabetojenik etkisinin bariz bir şekilde açığa<br />

çıktığı gebeliğin ikinci yarısında araştırılır.<br />

Gestayonel Diabetes Mellitus<br />

Tarama : Yıllardır devam eden araştırmalara rağmen, gestasyonel diabetin<br />

taramasına yönelik optimal yaklaşım açısından görüş birliği sağlanamamıştır. Genel mi<br />

yoksa seçici tarama mı kullanılması, ayrıca hangi 50 g’lık glikoz yükleme test eşiğinin<br />

gestasyonel diabet riskindeki kadınları tanımlamak için en iyisi olduğu hala<br />

tartışılmaktadır (2).<br />

1997 yılında yapılan dördüncü atölye çalışmasında genel taramaya yönelik daha<br />

önce yapılan öneriler, seçici tarama yönünde değiştirilmiştir (2,8,51). (Tablo 6)<br />

Tablo 6.Gestasyonel Diyabet Taraması İçin Risk Değerlendirmesi<br />

Düşük risk durumu : Düşük risk grubunda glukoz testlerine gerek yoktur, ama bu grup<br />

aşağıdaki kriterlerin hepsinin geçerli olduğu kadınlarla sınırlıdır.<br />

∙ Yaş < 25<br />

∙ Gebelik öncesi normal kilolu<br />

∙ GDM pre<strong>ve</strong>lansı düşük olan etnik gruplara ait olması<br />

∙ birinci derece yakınlarında diyabet bulunmaması<br />

∙ Bozuk glikoz toleransı anamnezinin olmaması<br />

∙ Kötü obstetrik sonuç <strong>ve</strong>ya makrozomik bebek öyküsünün olmaması<br />

Yüksek risk durumu : Yüksek risk durumunda gebe tespit edilir edilmez glikoz testi yapılır<br />

<strong>ve</strong> erken yapılan testte diyabet tanısı konmazsa 24 – 28. haftalar arasında tekrarlanır.<br />

Aşağıdaki kriterlere sahip kadınlara erken test yapılmalıdır.<br />

∙ Obezite<br />

∙ GDM anamnezi <strong>ve</strong>ya makrozomik bebek doğurma öyküsü<br />

∙ Glikozüri<br />

∙ Kuv<strong>ve</strong>tli ailesel diyabet anamnezi<br />

Açlık kan şekeri ≥ 126 mg/dl <strong>ve</strong>ya herhangi bir zamanda ya da postprandiyal glikoz seviyesi<br />

> 200 mg/dl olan kadınlar GDM kriterlerini doldurur <strong>ve</strong> daha ileri glikoz testlerine gerek<br />

yoktur. Diğer bütün yüksek risk statüsündeki kadınlara 50 g glikoz yükleme testi <strong>ve</strong>ya direkt<br />

20


100 g oral glikoz testinin en yakın zamanda yapılması gerekir. İlk test normal ise 24-28.<br />

haftalar arasında tekrar edilir.<br />

Orta risk durumu : Bu grup yüksek <strong>ve</strong>ya düşük risk durumuna girmeyen kadınlardan<br />

oluşur. Bu durumda 24 – 28 haftalarda 50 g glikoz yükleme testi yapılır <strong>ve</strong> pozitif ise 100 g<br />

üç saatlik oral glikoz tolerans testi yapılır.<br />

Dördüncü Uluslar arası Gestasyonel Diyabet Atölye Çalışması Konferansı ( 1998 )<br />

Taramada amaç tanı değil risk altındaki grubu saptamaktır. Önceleri tarama için<br />

gebenin kişisel <strong>ve</strong> ailesel hikayesi kullanılıyordu. Ailede diabet öyküsü olan <strong>ve</strong>ya daha<br />

önceki gebeliklerde ölü doğum, makrozomik bebek hikayesi olanlar tanısal 3 saatlik<br />

100 g oral glikoz tolerans testi (OGTT)’ne yönlendiriliyordu. Ancak bu şekilde<br />

hikayeye dayalı tarama ile GDM’ lilerin %50 si tanınabiliyordu. Daha sonra<br />

O’Sullivan <strong>ve</strong> arkadaşları tarama için 1 saatlik 50 g yükleme testini ortaya attılar<br />

(2,13,52).<br />

50 g tarama testinde 24-28. gebelik haftaları arasında günün herhangi bir<br />

saatinde <strong>ve</strong> son yemeğin saatine bakılmaksızın 50 g glikoz oral olarak <strong>ve</strong>rilir <strong>ve</strong> 1 saat<br />

sonra plazma glikozu ölçülür. Sonuç 140 mg/dl <strong>ve</strong> üzerinde ise hasta 100 g OGTT için<br />

yönlendirilir.<br />

Bu testte eşik değer 140 mg/dl alındığında GDM si olanların %80 ni, 130 mg/dl<br />

alındığındaysa %90 nı tanınabilir fakat bu durumda %20-25 normal hastanın da testi<br />

pozitif olacaktır <strong>ve</strong> maliyet artacaktır. ACOG <strong>ve</strong> ADA eşik değer olarak 140 mg/dl yi<br />

önermektedir (2,8,53).<br />

Ayrıca birçok çalışmada 50 g tarama testinde çıkan sonuç yükseldikçe GDM<br />

riskinin arttığı gösterilmiştir. Sonuç 200 mg/dl <strong>ve</strong> üstünde ise hasta 3 saatlik OGTT<br />

yapılmadan GDM kabul edilmektedir (8).<br />

Tanı : GDM tanısı 100 g <strong>ve</strong>ya 75 g OGTT kullanılarak konulur. OGTT<br />

öncesinde bazı standart koşullar sağlanmalıdır; bunlar:<br />

1) Testten önceki üç gün fiziksel aktivite kısıtlanmamalı, diet günde en<br />

az 150 g karbonhidrat içermelidir.<br />

2) Test 8-14 saat gece açlığını takiben sabah uygulanmalıdır.<br />

21


3) Test süresince hasta oturur durumda olmalı <strong>ve</strong> sigara içmemelidir.<br />

4) Açlık kan şekeri için kan alındıktan sonra 1, 2 <strong>ve</strong> 3. saatlerde tekrar<br />

kan şekerine bakılmalıdır.( 75g da 3. saate bakılmaz )<br />

Eğer bakılan kan şekeri düzeylerinden iki <strong>ve</strong>ya daha fazlası eşik değerleri aşarsa GDM<br />

tanısı konulur (53). ( Tablo 7)<br />

Tablo 7. 100 g OGTT tanı kriterleri<br />

Ölçümün zamanı<br />

Ulusal diyabet <strong>ve</strong>ri grubu Carperter <strong>ve</strong> Couston<br />

ACOG 1994<br />

Açlık<br />

1. saat<br />

2. saat<br />

3. saat<br />

100 g OGTT de tek değer yüksek bulunduğunda seçilecek yaklaşım konusunda<br />

görüş birliği yoktur ancak bunlarda makrozomi başta olmak üzere perinatal morbidite<br />

artmaktadır (8,54). Bu gebelerde testin 32-34. haftalarda tekrarı önerilir (28). Eğer<br />

OGTT de yüksek olan tek değer açlık kan şekeri ise <strong>ve</strong> bu değer 126 mg/dl üzerinde<br />

ise başka bir gün tekrar açlık kan şekerine bakılır. Sonuç gene 126 mg/dl üstünde ise<br />

gebe GDM tanısı alır (8).<br />

GDM de Tedavi :<br />

105 mg/dl 95 mg/dl<br />

190 mg/dl 180 mg/dl<br />

165 mg/dl 155 mg/dl<br />

145 mg/dl 140 mg/dl<br />

Gestasyonel diabeti olanlar açlık kan şekeri( AKŞ ) <strong>ve</strong> 2. saat tokluk kan şekeri<br />

(TKŞ) düzeylerine göre iki sınıfa ayrılırlar.( Klas A1 <strong>ve</strong> Klas A2). Standart diyet<br />

tedavisi ile açlık kan şekerleri 105 mg/dl altında <strong>ve</strong>ya ikinci saat tokluk kan şekeri<br />

düzeyi 120 mg/dl’ nin altında tutulamıyorsa genellikle insülin tedavisi önerilir (2).<br />

Fetal riskleri engelleyen ideal glisemi hedeflerini tanımlayacak yeterli sayıda<br />

kontrollü deneyler yoktur. Dördüncü Uluslar arası Gestasyonel Diabet Atölye<br />

22


Çalışması Konferansı <strong>ve</strong> Amerikan Diabet Birliği( ADA), açlık kan şekeri 95 mg/dl, 1.<br />

saat TKŞ 140 mg/dl <strong>ve</strong>ya 2. saat TKŞ 120 mg/dl altında tutulamıyorsa insülin tedavisi<br />

önermektedir (2,9).<br />

Diyet : Beslenme danışmanlığı GDM’ lilerde tedavinin köşe taşını oluşturur <strong>ve</strong> üç ana<br />

hedefi vardır.<br />

1. Anne <strong>ve</strong> bebek için gerekli olan besinleri sağlamak.<br />

2. Glikoz düzeyini kontrol etmek.<br />

3. Açlık ketozisini önlemektir.<br />

Fetal makrozomi ile postprandial kan şekeri seviyeleri arasında korelasyon<br />

olduğu gösterilmiştir (55). GDM de postprandial hipergliseminin nedeni periferik<br />

insülin direnci <strong>ve</strong> azalmış insülin sekresyonudur. Postprandial glikoz öğündeki<br />

karbonhidrat içeriğine <strong>ve</strong> glikoz klirensinin etkinliğine bağlıdır. Buna göre eğer<br />

öğündeki karbonhidrat kısıtlanırsa yemek sonrası glikoz yükselmeleri de<br />

kısıtlanacaktır. Ayrıca diyet tedavisi insüline karşı periferik cevabı güçlendirir (56).<br />

Diyetle maternal glikoz seviyelerinde 15-20 mg/dl düşüş beklenir. Hastaların<br />

diyetleri 3 ana 3 ara öğün şeklinde ayarlanır. Diyet; %50-55 kompleks karbonhidrat, %<br />

20-30 yağ <strong>ve</strong> %20-30 protein içermelidir. Basit şekerler, kolesterol <strong>ve</strong> doğmuş<br />

yağlardan kaçınılmalıdır.<br />

Gebelere <strong>ve</strong>rilecek günlük kalori ideal kilo ile ilişkili olarak mevcut vücut ağırlığına<br />

göre <strong>ve</strong>rilir (2,57).<br />

Tablo 8. Diyabetik gebeler için önerilen<br />

günlük kalori alımı<br />

İdeal kilo ile ilişkili olarak<br />

mevcut vücut ağırlığı<br />

< %80-90<br />

%80-120<br />

%120-150<br />

23<br />

Günlük kalori alımı<br />

( kcal/ kg)<br />

36-40<br />

30<br />

24


%150 12-18<br />

İdeal kilo boyun karesi ile 27 çarpılarak bulunur.<br />

Egzersiz : Glisemik kontrolün sağlanmasında egzersizin, fevkalade önemli bir yeri<br />

vardır <strong>ve</strong> tüm gebelere tavsiye edilmelidir. Özellikle üst vücut kaslarını çalıştıran<br />

egzersizler önerilir. Egzersizle beraber diyet tedavisi alanlarda, yalnız diyet yapanlara<br />

göre daha düşük glikoz seviyeleri izlenir. Egzersizin glikoz seviyelerine etkisi yaklaşık<br />

4 hft sonra ortaya çıkar (2,13).<br />

İnsülin : İnsülinin kimlere ne sıklıkla <strong>ve</strong> hangi dozda <strong>ve</strong>rileceği tartışma konusudur.<br />

İnsülin tedavisinin etkinliğinin değerlendirilmesindeki hedefler fetal makrozominin <strong>ve</strong><br />

neonatal komplikasyonların engellenmesidir. Hekimlerin yaklaşık %93’ü diyet<br />

tedavisine rağmen açlık hiperglisemisi 105 mg/dl nin üzerinde seyreden GDM’li<br />

kadınlara insülin tedavisi başlamaktadır. Ancak son çalışmalar açlık glikoz değerinin<br />

95 mg/dl üzerinde olduğu olgularda da insülin sekresyonunun az olduğunu <strong>ve</strong> daha sık<br />

fetal makrozomiyle karşılaşıldığını göstermiştir. İnsülin başlama eşik değeri 95 mg/dl<br />

olarak önerilmiştir. İnsülin, iyi bir glisemik kontrol sağlamasının yanı sıra makrozomi<br />

ile ilişkili olduğu düşünülen lösin, serin, alanin gibi amino asitlerin yükselmesini de<br />

önler (8,9,13,57,58).<br />

GDM’li hastaların yaklaşık %15’ i diyet tedavisine uyulmasına rağmen yeterli<br />

glikoz kontrolü için insüline ihtiyaç duyarlar. GDM’li hastalarda fetal <strong>ve</strong> neonatal<br />

komplikasyonların hangi glikoz düzeyinden sonra arttığı ayrıca açlık mı yoksa tokluk<br />

kan şekeri düzeylerinin mi daha prediktif olduğu net değildir (8,13).<br />

İnsülin başlama dozu gebenin o andaki kilosu <strong>ve</strong> gebelik haftasına göre<br />

ayarlanır. Genellikle 18. haftaya kadar 0.7 Ü/kg, 18-26 haftalar arası 0.8 Ü/kg, 26-36.<br />

haftalarda 0.9 Ü/kg <strong>ve</strong> 36-40. haftalar arasında 1 Ü/kg ile çarpılarak hesaplanır. (Tablo<br />

9)<br />

Tablo 9. Gebelerde insülin başlama dozları<br />

Gebelik haftası İnsülin dozu<br />

24


ilerledikçe hasta senkop, hipoglisemi, <strong>ve</strong> diabetik ketoasidoz gibi acil durumlarla<br />

karşılaşılabilir. Daha sonraki dönemlerde ise preeklampsi gelişebilir. Ayrıca fetusun in<br />

utero ani ölüm riski de artmıştır.<br />

Pregestasyonel diabette tedavi tercihen gebelikten önce başlamalı <strong>ve</strong> her<br />

trimester boyunca spesifik hedefleri içermelidir.<br />

Diabetle komplike olmuş gebeliklerde tedavi diyetle beraber, gerektiğinde<br />

insülin kullanımıdır.<br />

Diyet : Pregestasyonel diyabeti olanlarda diyet GDM’de olduğu gibi ayarlanır.<br />

Gebelere <strong>ve</strong>rilecek günlük kalori ideal kilo ile ilişkili olarak mevcut vücut ağırlığına<br />

göre <strong>ve</strong>rilir (Tablo 8).<br />

Günlük toplam kalori, üç ana <strong>ve</strong> üç ara öğün şeklinde alınmalıdır. Toplam<br />

kalorinin %10’u kahvaltıda, %30’u öğle yemeğinde, %30’u akşam yemeğinde alınır.<br />

Kalan %30’luk kalori ise üç ara öğünden sağlanır. Eğer hasta, yapay tatlandırıcılar<br />

kullanıyorsa, bunlar gebelikte önerilmez (13).<br />

İnsülin : Pregestasyonel diabeti olanların gebelikle birlikte insülin ihtiyaçları artar. Tip<br />

1 diyabetiklerde insülin gereksinimi %50-100 oranında, Tip 2 diyabetiklerde ise iki<br />

katından fazla artar (28).<br />

Gebelik düşünen <strong>ve</strong>ya gebe olan diabetik kadınlarda insan insülini kullanılması<br />

önerilmektedir. Oral hipoglisemik ajan kullananlar insüline çevrilmelidir ( 2,13).<br />

Pregestasyonel diabeti olanlar genellikle gebelik öncesi normal insülin<br />

rejimlerine devam ederler ancak gebelik ilerledikçe bunlara doz ayarlaması yapmak<br />

gerekir. Hedef glikoz düzeyleri hastaya öğretilmeli <strong>ve</strong> bunun için insülin doz<br />

ayarlamaları yapılmalıdır.<br />

Prekonsepsiyonel dönemde <strong>ve</strong> gebelikte hedeflenen glukoz değerleri şu şekilde<br />

olmalıdır (Tablo10).<br />

Tablo 10. Diabetik kadınlarda Gebelik sırasında hasta<br />

Tarafından ölçülen kapiller kan glikozu hedefleri<br />

26


Örnek<br />

kan glikozu( mg/dl)<br />

Açlık 60 - 90<br />

Yemekten önce 60 - 105<br />

Yemekten sonra 100 - 120<br />

02.00- 06.00 60 -120<br />

Egzersiz : Gestasyonel diyabette <strong>ve</strong> tip2 diyabette periferik insülin direncini yenmek<br />

amacıyla egzersiz insülin tedavisinden önce gelir <strong>ve</strong> fevkalede önemli bir yere sahiptir.<br />

Ancak tip 1 diyabetiklerde egzersizin faydalı olup olmadığı tartışmalıdır. Bu hastalar<br />

zaten insülin kullanmaktadır <strong>ve</strong> egzersiz hipoglisemiyi indükleyebilir. Bu yüzden tip1<br />

diyabetiklere egzersiz önerirken dikkatli olunmalı, gebelikten önce hiç yapmadığı<br />

egzersizler önerilmemelidir.<br />

GDM <strong>ve</strong> Pregestasyonel Diabetes Mellitusda Antenatal Takip<br />

GDM tip A1 de gebe çok sıkı fetal antenatal testler yapılmaksızın izlenebilir.<br />

Glisemik kontrolün sağlanması için hasta 2 haftada bir görülür. GDM A1’ de hastanın<br />

önemli bir hastalığı <strong>ve</strong>ya ölü doğum öyküsü, hipertansiyon, fetal gelişme geriliği gibi<br />

obstetrik risk faktörleri yoksa normal gebelik sürecindeki tetkiklerden farklı bir<br />

araştırma yapmaya gerek yoktur.<br />

GDM tip A2 grubu ise pregestasyonel diabetikler gibi takip edilirler.GDM li<br />

hastalarda eğer obstetrik bir endikasyon yoksa 40. gebelik haftasından önce doğumun<br />

başlatılması için endikasyon yoktur (61).<br />

Pregestasyonel diabetli gebeler mümkünse prekonsepsiyonel dönemde<br />

değerlendirilmelidirler.Eğer hasta gebe kaldıktan sonra başvurdu ise ilk vizite detaylı<br />

sistemik muayene yapılmalı <strong>ve</strong> diabete bağlı organ hasarlarının varlığı araştırılmalıdır.<br />

Oftalmolojik muayene ile retinopati, 24 saatlik idrarda total protein <strong>ve</strong> kreatinin<br />

klirensi ile böbreklerin durumu araştırılmalıdır. Beş yıldan fazla diyabeti olanlarda <strong>ve</strong><br />

30 yaşın üstündekilerde EKG ile kardiyolojik durum değerlendirilmelidir (2,13).<br />

27


Yine ilk vizite gebenin HbA1c düzeyine bakılmalıdır. HbA1c önceki 6-8 hafta<br />

içindeki ortalama kan glikoz düzeyini yansıttığı için kronik glisemik kontrolün en iyi<br />

belirleyicisidir. Özellikle HbA1c düzeyi erken gebelikte %10 <strong>ve</strong> üzerinde ise fetal<br />

malformasyon riski %23’ e yükselmektedir. Gebe kadın bu konuda bilgilendirilmelidir.<br />

HbA1c düzeyleri 4-6 haftada bir tekrar edilmeli <strong>ve</strong> hastada sıkı glisemi kontrolü<br />

sağlanmalıdır (13,28).<br />

Tüm gebelere ilk trimesterde USG yapılarak CRL’ ye göre gebelik haftası<br />

hesaplanmalıdır. Böylelikle ilerleyen haftalarda ortaya çıkabilecek makrosomi yada<br />

gelişme geriliği tanıları daha kesin konulabilmektedir.<br />

İkinci trimesterde 16-18. haftalarda maternal alfa-fetoprotein düzeyi<br />

bakılmalıdır. 18-22. haftalarda ikinci düzey USG <strong>ve</strong> fetal ekokardiyografi ile<br />

konjenital anomali araştırması yapılmalıdır. Burada dikkat edilecek nokta maternal<br />

alfa-fetoprotein düzeyleri diyabetik gebelerde düşük olabilir. Buna bağlı olarak yorum<br />

değişmektedir (62).<br />

Maternal diyabet tek başına down sendromu gibi kromozom anomalilerinin<br />

riskini artırmaz. Bu nedenle amniyosentez gibi invaziv girişim endikasyonları genel<br />

popülasyonla aynıdır (13).<br />

Üçüncü trimesterde glikoz kontrolünü izlemek <strong>ve</strong> preeklampsiyi<br />

değerlendirmek üzere haftalık muayene önerilir. Amniyotik sıvı hacminin yanı sıra,<br />

hem aşırı hem de yetersiz fetal büyümeyi değerlendirmek için 3-4 hafta aralıklarla seri<br />

ultrasonografi uygulanır. Bu gebelerde fetal ölüm riski arttığı için 26-32. haftalarda<br />

fetal durumun takibi için haftalık kontroller yapılır. Eğer hastanın glisemi kontrolü<br />

kötü, nefropati <strong>ve</strong>ya hipertansiyon gibi komplikasyonlar varsa haftada iki kez NST,<br />

haftalık CST <strong>ve</strong>ya haftalık biyofizik profil takibi önerilir (2,8).<br />

Hospitalizasyon diyabeti kontrol altında olmayan <strong>ve</strong> hipertansiyonu olan<br />

kadınlara önerilir. Artan hastane masraflarından dolayı, aşikar diyabeti olan kadınlar<br />

için rutin antepartum hastane yatışları artık genellikle uygulanmamaktadır. Ancak<br />

hasta popülasyonunun çoğunu yoksul hastaların oluşturduğu Parkland Hastanesi<br />

deneyimi, ayaktan takip edilenlerde perinatal mortalite hızının iki katına çıktığını<br />

göstermiştir. Mortalitedeki bu artış yaklaşık 36. haftada gelişen açıklanamayan fetal<br />

28


ölümlere bağlıydı. Sonuç olarak, insüline bağımlı diyabeti olan pek çok kadın 34.<br />

haftadan doğuma kadar hospitalizasyonu artık kabul etmektedir (2).<br />

Doğum zamanlaması <strong>ve</strong> yönetimi:<br />

Herhangi bir maternal ya da fetal endikasyon olmadığı sürece eğer glisemi<br />

kontrolü iyiyse diabetik gebeleri 40. haftadan önce doğurtma endikasyonu yoktur.<br />

Diyabetle komplike gebeliklerde doğumu başlatmak için gerekli koşullar şunlardır<br />

(8,63) :<br />

a) Fetal endikasyonlar:<br />

1. Non-reaktif NST, pozitif CST<br />

2. USG de fetal gelişme geriliğinin saptanması<br />

3. Amnios sıvısının azalması ile birlikte, fetal büyüme hızının<br />

yavaşlaması<br />

4. 40-41 haftalık gebelik.<br />

5. Makrozomi ile beraber matür fetus<br />

b) Maternal endikasyonlar<br />

1. Ağır preeklampsi<br />

2. Hafif preeklampsi ile beraber matür fetus<br />

3. Renal fonksiyonların bozulması ( kreatinin klirensi< 40mL/dk)<br />

c) Obstetrik endikasyonlar<br />

1. Tokolizin başarısız olduğu preterm eylem.<br />

2. Matür fetusla beraber indüksiyona uygun serviks.<br />

29


Yapılan çalışmalar diyabetik gebelerin miada kadar takip edilebileceğini<br />

gösterse de obstetrisyenlerin çoğunun elektif olarak gebeliği sonlandırdığı<br />

görülmektedir. Gebelik yaşının doğruluğundan emin olmak kaydıyla akciğer<br />

matürasyonunun tamamlanlandığı kabul edilen 38.5 haftadan itibaren doğumun<br />

başlatılabileceği belirtilmektedir (8).<br />

Diabetik gebeliklerde makrozomi <strong>ve</strong> buna bağlı artmış omuz takılması riski<br />

nedeniyle tahmini fetal ağırlık 4500 g <strong>ve</strong> üstündeyse sezaryenle doğum önerilmektedir.<br />

Bu gebelerdeki en sık sezaryen endikasyonlarını başarısız indüksiyon, ilerlemeyen<br />

travay,fetal distres oluşturmaktadır (64).<br />

Diabetik anne bebeklerindeki önemli bir komplikasyon olan yenidoğan<br />

hipoglisemisi travay esnasındaki glisemi düzeyiyle korelasyon gösterir. Peripartum<br />

dönemde maternal glikoz seviyelerinin normal değer aralığında olması şarttır. Amaç<br />

glikoz konsantrasyonunu 80 – 110 mg/dl gibi dar bir aralıkta tutmaktır(63). Bunun için<br />

gebeye 0.5-1 U/saat insülinle tampone %5 DRL 100 ml/saat infüzyonu başlanır.<br />

Saatlik kapiller glikoz düzeyi ölçülerek doz ayarlaması yapılır (8,63). ( Tablo 11 )<br />

30


Tablo 11. İntrapartum Maternal Glisemik Kontrol<br />

Kan glikozu (mg/dl) İnsülin dozu ( U/saat)<br />

< 80<br />

80-100<br />

100-140<br />

141-180<br />

181-220<br />

>220<br />

İnsülin infüzyon yöntemi<br />

Eğer sezaryen planlanıyorsa gece insülin dozu yapılır, sabah dozu ise yapılmaz.<br />

Doğum sonrası insülin ihtiyacı belirgin olarak azalır. İnsülin ihtiyacı genellikle yarı<br />

yarıya azalır <strong>ve</strong> postpartum kiloya göre 0.6 Ü/kg/gün’ den hesaplanır (8,13).<br />

Gestasyonel diyabette uzun dönemde prognoz<br />

Gebeliğinde GDM tanısı almış kadınlarda gelecekte diabetes mellitus gelişme<br />

ihtimali yüksektir. Eğer gebelikte glisemi kontrolü için insüline ihtiyaç duymuşsa % 50<br />

oranında 5 yıl içinde DM geliştirir. Eğer diyet yeterli olduysa % 60 ihtimalle 10-15 yıl<br />

sonra DM gelişir. Bununla birlikte yaşam tarzı değişiklikleri ile bu kişilerde diyabetin<br />

açığa çıkışı geciktirilebilmektedir.<br />

Sıvılar( 100 ml/saat)<br />

0 %5DRL<br />

0.5 %5DRL<br />

1 %5DRL<br />

1.5 İzotonik<br />

2.0 İzotonik<br />

2.5 İzotonik<br />

a. %5 Dekstroz ile 100 ml/ saat hızında glikoz infüzyonuna başlanır.<br />

b. 0.5 U/saat dozunda regüler insülin infüzyonu başlanır.<br />

c. Gerekirse oksitosin başlanır.<br />

d. Saatlik olarak maternal kapiller glikoz seviyesi ölçülür <strong>ve</strong> ihtiyaca göre doz ayarlanır.<br />

GDM tanısı almış kadınlar postpartum 6-12. haftalar arasında 75 g OGTT ile tekrar<br />

değerlendirilmeli, olası glikoz intoleransı <strong>ve</strong>ya pregestasyonel diyabet araştırılmalıdır.<br />

31


MATERYAL VE METOD<br />

Bu çalışma 1 Mart 2005 <strong>ve</strong> 1 Nisan 2006 tarihleri arasında Zeynep Kamil Kadın<br />

<strong>ve</strong> Çocuk Hastalıkları Eğitim <strong>ve</strong> Araştırma Hastanesi, Kadın Doğum Kliniği’nde<br />

gerçekleştirildi. Çalışmamız gebe izlem poliklinikleri, doğumhane <strong>ve</strong> perinatoloji<br />

servislerinde takip <strong>ve</strong> tedavi edilen <strong>ve</strong> doğumları hastanemizde gerçekleştirilen toplam<br />

223 gebeyi <strong>ve</strong> onların bebeklerini kapsamaktadır. Değişik düzeydeki glikoz<br />

intoleransının maternal <strong>ve</strong> perinatal sonuçlara etkisini araştırmak için 16<br />

pregestasyonel, 67 gestasyonel diyabetik <strong>ve</strong> 21 bozulmuş glikoz toleranslı gebe, 119<br />

normoglisemik gebe ile karşılaştırıldı. (Tablo 12)<br />

32


Tablo 12: Çalışmaya alınan gebelerin dağılımı<br />

Pregestasyonel<br />

16<br />

DM<br />

( Tip1→ 5 )<br />

( Tip 2→ 11 )<br />

Gestasyonel<br />

DM<br />

Bozulmuş<br />

glikoz toleransı<br />

Normoglisemik Toplam<br />

67 21 119 223<br />

Pregestasyonel diyabetik grubumuz gebelik öncesi diyabet tanısı olan 5 Tip1<br />

diyabetik <strong>ve</strong> 11 Tip2 diyabetik gebeden oluştu.<br />

GDM grubu, 50 g glikoz tarama testinin sonucu 140 mg/dl <strong>ve</strong> üzerinde olanlara<br />

100 g OGTT yapılarak en az iki değer yüksekliği olanlardan <strong>ve</strong>ya direkt olarak 50 g<br />

tarama sonucu 200 mg/dl üzerinde çıkanlardan oluşturuldu. OGTT de eşik değerler<br />

için Carpenter <strong>ve</strong> Causton’ un önerdiği değerler esas alındı ( Tablo 7 ).<br />

Bozulmuş glikoz toleransı grubu ise 50 g tarama testi yüksek <strong>ve</strong> 100 g OGTT<br />

de sadece tek değer yüksekliği olanlardan oluşturuldu.<br />

Tarama testi 140 mg/dl altında olanlar <strong>ve</strong> sonucu 140 dan yüksek çıkıp da 100 g<br />

OGTT de hiçbir eşik değeri aşmayanlar normoglisemik gruba dahil edildi.<br />

Diyabetik gebelere, diyetisyen ile konsülte edilerek tablo 8’de önerilen şekilde<br />

diyet başlandı.Diyetle tedaviye rağmen, açlık kan şekerleri 105 mg/dl <strong>ve</strong> 2. saat tokluk<br />

kan şekeri 120 mg/dl üzerinde seyredenler hastaneye yatırılarak insülin tedavisine<br />

başlanıldı.<br />

İnsülin başlama dozu, gebenin o anki kilosuna <strong>ve</strong> gebelik haftasına göre ‘tablo<br />

9’ daki gibi 18. haftaya kadar 0.7 Ü/kg, 18-26. haftalarda 0.8 Ü/kg, 26-36. haftalarda<br />

0.9 Ü/kg <strong>ve</strong> 36-40 haftalar arasında 1.0 Ü/kg olacak şekilde hesaplandı.<br />

33


Hesaplanan doz genellikle ikili <strong>ve</strong>ya üçlü protokollerle uygulanır. İkili<br />

protokolde toplam insülin dozunun gün içindeki dağılımı şu şekilde yapılır:<br />

- Günlük total insülin dozunun 2/3 ü, sabah kahvaltısı öncesi, 1/3 ü, akşam<br />

yemeği öncesi uygulanır.<br />

- Kristalize insülin- NPH insülin oranları, sabah kahvaltı öncesi 1(krist.)/ 2<br />

(NPH ); akşam yemeği öncesi 1(krist.)/1(NPH) olacak şekilde ayarlanır.<br />

Bizim uyguladığımız ‘üçlü protokolde’ ise ikili şemadaki akşam yemeği NPH<br />

dozu gece yatmadan önce, 3. doz şeklinde uygulandı.<br />

<strong>ve</strong>rilmedi.<br />

Normoglisemik <strong>ve</strong> bozulmuş glikoz toleransı olanlara herhangi bir tedavi<br />

Çalışmaya dahil edilen gebeler gebe izlem polikliniklerine başvuran <strong>ve</strong> tekiz<br />

gebeliği olanlar arasından rastgele seçildi. Kronik hipertansiyonu olan <strong>ve</strong> ilk<br />

trimesterde tansiyon yüksekliği saptananlar, ayrıca glikoz metabolizmasında<br />

bozulmaya neden olabilecek ilaç kullanımı öyküsü olanlarla çoğul gebeliği olanlar<br />

çalışmaya alınmadı. Çalışmaya alınan gebeler prospektif olarak doğuma kadar takip<br />

edilerek gruplardaki maternal <strong>ve</strong> perinatal komplikasyonların varlığı araştırıldı.<br />

Tüm gruplardaki gebelerin ilk vizite 1. <strong>ve</strong> 2. derece akrabalarında diabet<br />

varlığı, önceki gebeliklerindeki ölü doğum, abortus, iri bebek öyküsü araştırıldı, ek<br />

medikal problemlerin varlığı sorgulandı.<br />

Gebelerin antenatal takipleri hastanemizde uygulanan rutin izlem protokolleri<br />

çerçe<strong>ve</strong>sinde yürütüldü.<br />

İlk trimesterde başvuran gebelere gestasyonel yaşı belirlemek için USG ile CRL<br />

ölçümü yapıldı. Tam kan , kan grubu, TİT <strong>ve</strong> serolojik testler istendi. Gebelerin boy <strong>ve</strong><br />

kiloları ile tansiyonları ölçüldü.<br />

11-14. haftalar arsında ikili test <strong>ve</strong> ense kalınlığı ( NT ) ile konjenital anomali<br />

taraması yapıldı. İkili test yapılamayanlara 16-18. haftalar arasında üçlü test<br />

34


uygulandı. Tüm gebelere 20-22. haftalarda fetal anomali taraması için ikinci düzey<br />

USG yapıldı.<br />

24- 28. haftalar arasında gebe izlem polikliniklerine başvuran tüm gebeler 50 g<br />

glikoz taraması ile değerlendirilerek sonucu 140 mg/dl olanlara 100 g OGTT<br />

uygulandı. GDM tanısı konulanlar diyetisyen ile konsülte edildi. Diyet başlanan<br />

gebeler bir hafta sonra tekrar değerlendirilerek glisemi kontrolü araştırıldı. Diyetle<br />

regülasyon sağlanamıyanlar perinatoloji servisine yatırılarak Kan şekeri takiplerine<br />

göre tedavileri düzenlendi. İnsülin başlananlara insülin tedavisi ile ilgili eğitim <strong>ve</strong>rildi.<br />

Glisemi kontrolü sağlananlar ayaktan takibe alındı.<br />

32- 34. haftalar arasında USG ile fetal ağırlık <strong>ve</strong> AFI tayini yapıldı. Gebelerden<br />

TİT istenerek proteinüri araştırması yapıldı.<br />

34. haftadan itibaren iki haftada bir <strong>ve</strong> 38. haftadan sonra haftada bir NST ile<br />

fetal durum değerlendirmesi yapıldı. Gebelerin obstetrik bir endikasyon olmadığı<br />

sürece spontan travayları başlaması beklendi. Normoglisemikler doğurmadıkları<br />

takdirde 41. haftada, diyabetiklerse 37. haftada ya da hastanın durumuna göre, daha<br />

önceki gebelik haftalarında interne edilerek takip edildiler.<br />

Çalışma gruplarındaki tüm gebeler doğumdan hemen sonra değerlendirilerek<br />

maternal <strong>ve</strong> fetal komplikasyonların varlığı araştırıldı.<br />

Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken, istatistiksel analizler için<br />

SPSS (Statistical Package for Social Sciences) for Windows 10.0 programı kullanıldı.<br />

Çalışma <strong>ve</strong>rileri değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel metodların (Ortalama,<br />

Standart sapma) yanısıra niceliksel <strong>ve</strong>rilerin karşılaştırılmasında normal dağılım<br />

gösteren parametrelerin gruplar arası karşılaştırmalarında Oneway Anova testi <strong>ve</strong><br />

farklılığa neden çıkan grubun tespitinde Tukey HDS testi kullanıldı. Normal dağılım<br />

göstermeyen parametrelerin gruplar arası karşılaştırmalarında Kruskal Wallis testi <strong>ve</strong><br />

farklılığa neden çıkan grubun tespitinde Mann Whitney U test kullanıldı. Niteliksel<br />

35


<strong>ve</strong>rilerin karşılaştırılmasında ise Ki-Kare testi kullanıldı. Sonuçlar % 95’lik gü<strong>ve</strong>n<br />

aralığında, anlamlılık p


Pregestasyonel DM<br />

Ort.±SD<br />

(n=16)<br />

Median Ort.±SD<br />

Gestesyonel DM<br />

(n=67)<br />

Median Ort.±SD<br />

Bozul.glikoz T.<br />

(n=21)<br />

Median Ort.±SD<br />

Normoglisemik<br />

(n=119)<br />

Median<br />

YAŞ 32,56±5,92 34,50 31,27±5,50 32,00 30,62±5,39 31,00 26,28±5,22 25,00<br />

GRAVİDA 2,69±1,99 2,00 2,83±1,97 2,00 2,90±1,22 3,00 1,92±1,31 2,00<br />

PARİTE 1,25±1,84 0,50 1,25±1,25 1,00 1,24±0,89 1,00 0,60±0,86 0,00<br />

F: Oneway ANOVA test KW: Kruskal Wallis Test<br />

χ 2 : Ki-kare Testi ** p


Ailede DM<br />

E<strong>ve</strong>t<br />

14 87,5 38 56,7 9 42,9 37 31,1<br />

Hayır 2 12,5 29 43,3 12 57,1 82 68,9<br />

χ 2 :24,748;<br />

p:0,001**<br />

Gruplarda önceki gebeliklerdeki abortus öyküsü araştırıldığında istatistiksel<br />

olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır ( p>0.05 ). ( Tablo 14 )<br />

Gebelerin birinci <strong>ve</strong> ikinci derece akrabalarındaki diyabet anamnezi<br />

araştırıldığında pregestasyonel grupta % 87.5 oranında aile anamnezi saptandı. Bu<br />

oran diğer tüm gruplardan ileri düzeyde fazlaydı ( p


χ 2 : Ki-kare Testi ** p


Gestesyonel DM (n=67) 12,34±5,74 27,01±4,74<br />

Bozul.glukoz T. (n=21) 11,38±3,60 26,98±5,13<br />

Normoglisemik (n=119) 13,63±5,16 23,35±3,74<br />

Test Değ, p<br />

F:1,853;<br />

p:0,138<br />

F:14,740;<br />

p:0,001**<br />

F: Oneway ANOVA test ** p


Gruplar<br />

Pregestasyonel DM (n=16)<br />

Doğum Haftası<br />

Ortalama ±SD<br />

36,81 ± 2,10<br />

Gestesyonel DM (n=67) 38,82 ± 1,96<br />

Bozulmuş glukoz T. (n=21) 38,90 ± 1,84<br />

Normoglisemik (n=119) 39,04 ± 1,89<br />

Test Değ, p<br />

F:6,356; p:0,001**<br />

F: Oneway ANOVA test ** p


Pregestasyonel DM (n=16)<br />

6 (%37,5)<br />

10 (%62,5)<br />

Gestesyonel DM (n=67) 35 (%52,2) 32 (%47,8)<br />

Bozulmuş glukoz T. (n=21) 13 (%61,9) 8 (%38,1)<br />

Normoglisemik (n=119) 91 (%76,5) 28 (%23,5)<br />

Test Değ, p<br />

χ 2 :17,090; p:0,001**<br />

χ 2 : Ki-kare Testi ** p


n(%)<br />

(n=67)<br />

n(%)<br />

(n=21)<br />

n(%)<br />

(n=119)<br />

n(%)<br />

İri bebek 2 (%20,0) 10 (% 31,3) - 3 ( %10,7)<br />

CPD - 4 (% 12,5) 1 (%12,5) 5 (%17,9)<br />

İlerlemeyen<br />

- 1 (% 3,1) 1 (%12,5) 2 (%7,1)<br />

Travay<br />

Eski C/S 2 (% 20,0) 9 (% 28,1) 3 (% 37,5) 5 (%17,9)<br />

Makat geliş 1 (%10,0) - 1(% 12,5) 7 (% 25,0)<br />

Preeklampsi 1 (%10,0) 1 (% 3,1) - 1 (% 3,6)<br />

Fetal distress - 4 (% 12,5) - 3 (% 10,7)<br />

IUGR 1 (%10,0) 1 (% 3,1) - 1 (% 3,6)<br />

Diğer 3 (%30,0) 2 (% 6,3) 2 (% 25,0) 1 (% 3,6)<br />

Oran (%)<br />

40<br />

35<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

Pregestasyonel (n=16) Gestesyonel DM Bozul.glukoz Normoglisemik<br />

İri bebek PCD İlerlemeyen Travay Eski C/S Makat Preeklampsi Fetal distress IUGR Diğer<br />

Şekil 5: Grupların sezeryan endikasyonlarının dağılımı<br />

Tablo 20: Preeklampsi sıklığına göre grupların değerlendirmesi<br />

43


Gruplar<br />

Pregestasyonel DM (n=16)<br />

Preeklampsi<br />

E<strong>ve</strong>t n(%) Hayır n(%)<br />

3 (%18,8)<br />

13 (% 81,3)<br />

Gestesyonel DM (n=67) 9 (%13,4) 58 (% 86,6)<br />

Bozul.glukoz T. (n=21) 1 (% 4,8) 20 (% 95,2)<br />

Normoglisemik (n=119) 2 (% 1,7) 117 (% 98,3)<br />

Test Değ, p<br />

χ 2 :13,448; p:0,004**<br />

χ 2 : Ki-kare Testi ** p


Gruplar<br />

Pregestasyonel DM (n=16)<br />

PPROM<br />

E<strong>ve</strong>t n(%) Hayır n(%)<br />

1 (% 6,3)<br />

15 (% 93,8)<br />

Gestesyonel DM (n=67) 4 (% 6,0) 63 (% 94,0)<br />

Bozul.glukoz T. (n=21) - 21 (% 100)<br />

Normoglisemik (n=119) 1 (% 0,8) 118 (% 99,2)<br />

χ 2 : Ki-kare Testi<br />

Test Değ, p<br />

χ 2 :5,663; p:0,129<br />

PPROM ( tablo 21), 223 gebeden sadece 6’sında görülmüştür. Gruplar arasında<br />

PPROM sıklığı açısından anlamlı fark saptanmamıştır ( p>0.05 ).<br />

Tablo 22: Polihidroamniyos sıklığına göre grupların değerlendirmesi<br />

Gruplar<br />

Pregestasyonel DM (n=16)<br />

Polihidroamniyos<br />

E<strong>ve</strong>t n(%) Hayır n(%)<br />

5 (% 31,3)<br />

11 (% 68,8)<br />

Gestesyonel DM (n=67) 16 (% 23,9) 51 (% 76,1)<br />

Bozul.glikoz T. (n=21) 4 (% 19,0) 17 (% 81,0)<br />

Normoglisemik (n=119) 10 (% 8,4) 109 (% 91,6)<br />

Test Değ, p<br />

χ 2 : Ki-kare Testi *p


100%<br />

80%<br />

60%<br />

40%<br />

20%<br />

0%<br />

Polihidroamniyos Durumu<br />

Pregestasyonel Gestesyonel DM Bozul.glukoz Normoglisemik<br />

E<strong>ve</strong>t Hayır<br />

Şekil 7: Polihidroamniyosa göre grupların dağılımı<br />

Tablo 23: Fetal Presentasyon anomalisi sıklığına göre grupların değerlendirmesi<br />

Gruplar<br />

Pregestasyonel DM (n=16)<br />

Presentasyon Anomalisi<br />

E<strong>ve</strong>t n(%) Hayır n(%)<br />

2 (% 12,5)<br />

14 (% 87,5)<br />

Gestesyonel DM (n=67) 1 (% 1,5) 66 (% 98,5)<br />

Bozul.glukoz T. (n=21) 3 (% 14,3) 18 (% 85,7)<br />

Normoglisemik (n=119) 11 (% 9,2) 108 (% 90,8)<br />

χ 2 : Ki-kare Testi<br />

Test Değ, p<br />

χ 2 :5,884; p:0,117<br />

Prezentasyon anomalisi varlığına göre gruplar arasında istatistiksel olarak<br />

anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (p>0.05). Prezentasyon anomalisi olanların 2<br />

tanesi oksiput posterior geri kalanı makat gelişlerinden oluşmaktaydı. Oksiput<br />

posterior gelişlerinin ikisi de normoglisemik gruptaydı.<br />

Tablo 24: Gruplardaki Ölü doğum (in-utero-mort-fetus) <strong>ve</strong> konjanital anomali oranları<br />

Gruplar<br />

Ölü Doğum Konjenital Anomali<br />

E<strong>ve</strong>t Hayır E<strong>ve</strong>t Hayır<br />

n(%) n(%) n(%) n(%)<br />

46


PregestasyonelDM (n=16)<br />

3 (% 18,8) 13 (% 81,3) 2 (% 12,5) 14 (% 87,5)<br />

Gestesyonel DM (n=67) 2 (% 3,0) 65 (% 97,0) 5 (% 7,5) 62 (% 92,5)<br />

Bozul.glukoz T. (n=21) 0 21 (% 100) 0 21 (% 100)<br />

Normoglisemik (n=119) 1 (% 0,8) 118 (% 99,2) 2 (% 1,7) 117 (% 98,3)<br />

χ 2 :17,920; p:0,001** χ 2 :7,579; p:0,056<br />

χ 2 : Ki-kare Testi ** p


İki gebede de üçlü testte artmış risk saptanmış, 38 hft 5 günlük olanın<br />

amniosentezi normal çıkmış diğeri ise amniosentezi kabul etmemişti. 38 hft 5 günlük<br />

olan gebenin bebeği 5800 g, diğeri ise gebelik haftasına göre 90. persantilin<br />

üstündeydi.<br />

Normoglisemik gruptaki ölü doğumda ise gebelik haftası 40 hafta 4 gündü <strong>ve</strong><br />

gebe hastaneye yattıktan sonra in-utero ölüm meydana geldi. Rutin takiplerinde üçlü<br />

testte artmış risk saptanmış ancak amniosentezi kabul etmemişti. 50 g taraması yüksek<br />

fakat 100 g OGTT’si normaldi. Ayrıca gün aşımı nedeniyle servikal olgunlaştırma için<br />

iki kez propess uygulanmıştı.<br />

100%<br />

90%<br />

80%<br />

70%<br />

60%<br />

50%<br />

40%<br />

30%<br />

20%<br />

10%<br />

0%<br />

Ölü doğum<br />

Pregestasyonel Gestesyonel DM Bozul.glukoz Normoglisemik<br />

E<strong>ve</strong>t Hayır<br />

Şekil 8: Ölü doğum durumuna göre grupların dağılımı<br />

Konjenital anomali tüm çalışma grubunda 9 ( % 4,03) bebekte saptandı. Bu<br />

anomaliler minör kardiyak, iskelet <strong>ve</strong> yüz anomalileriydi. Konjenital anomali varlığı<br />

48


açısından gruplar arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır ancak burada da en yüksek<br />

oran pregestasyonel diyabetli gruptaydı. ( tablo 24 )<br />

Tablo 25: SGA sıklığının gruplara göre değerlendirmesi<br />

Gruplar<br />

Pregestasyonel DM (n=16)<br />

SGA<br />

E<strong>ve</strong>t n(%) Hayır n(%)<br />

0<br />

16 (%100)<br />

Gestesyonel DM (n=67) 3 (% 4,5) 64 (%95,5)<br />

Bozul.glukoz T. (n=21) 0 21 (% 100)<br />

Normoglisemik (n=119) 6 (% 5,0) 113 (% 95,0)<br />

χ 2 : Ki-kare Testi<br />

Test Değ, p<br />

χ 2 :1,901; p:0,593<br />

SGA (gebelik haftasına göre küçük bebek ) varlığına göre gruplar arasında<br />

istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmamıştır (p>0.01).<br />

Tablo 26:Grupların LGA sıklığına göre değerlendirmesi<br />

Gruplar<br />

PregestasyonelDM (n=16)<br />

LGA<br />

E<strong>ve</strong>t n(%) Hayır n(%)<br />

9 (% 56,3)<br />

7 (% 43,8)<br />

Gestesyonel DM (n=67) 18 (% 26,9) 49 (% 73,1)<br />

Bozul.glukoz T. (n=21) 6 (% 28,6) 15 (% 71,4)<br />

Normoglisemik (n=119) 13 (% 10,9) 106 (% 89,1)<br />

49


Test Değ, p<br />

χ 2 :21,646; p:0,001**<br />

χ 2 : Ki-kare Testi **p


Makrozomiye ( bebek ağırlığı ≥ 4000 g ) göre gruplar arasında istatistiksel<br />

olarak anlamlı farklılık bulunmuştur (p


Canlı doğan bebeklerde ki yenidoğan yoğun bakım ünitesine sevk oranları<br />

karşılaştırıldığında en yüksek oran %75.0 ile pregestasyonel diyabeti olanlarda<br />

saptanmıştır <strong>ve</strong> bu diğer gruplardan istatistiksel olarak ileri düzeyde yüksekti (p


Oran (%)<br />

40<br />

35<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

1.dk pagar


Ölü doğum<br />

Preeklampsi<br />

Makrozomi<br />

LGA<br />

E<strong>ve</strong>t<br />

Polihidroamniyos<br />

E<strong>ve</strong>t n(%) Hayır n(%) Test Değ; p<br />

2 (% 40,0)<br />

3 (% 60,0)<br />

Hayır 23 (% 23,2) 76 (% 76,8)<br />

E<strong>ve</strong>t 6 (% 46,2) 7 (%53,8)<br />

Hayır 19 (%20,9) 72 (%79,1)<br />

E<strong>ve</strong>t 10 (% 40,0) 15 (% 60,0)<br />

Hayır 14 (% 17,9) 64 (% 82,1)<br />

E<strong>ve</strong>t 15 (% 45,5) 18 (% 54,5)<br />

Hayır 10 (% 14,1) 61 (% 85,9)<br />

χ 2 : Ki-kare Testi ** p


Pregestasyonel DM (n=16)<br />

3468,7± 887,7<br />

Gestesyonel DM (n=67) 3574,4 ± 676,3<br />

Bozulmuş glikoz T. (n=21) 3529,5 ± 537,7<br />

Normoglisemik (n=119) 3285,0 ± 613,02<br />

Test Değ, p<br />

F:3,189; p:0,025*<br />

F: Oneway ANOVA test ** p


tüm gebelikleri boyunca, tip-2 diyabetiklere ise hastaneye ilk başvuru haftasına bağlı<br />

olarak en erken 5. gebelik haftasından itibaren insülin tedavisi başlandı.<br />

GDM grubundaki 67 gebeden 57 tanesinin glisemi kontrolü için diyet yeterli<br />

oldu. Kalan 10 gebede ( %14.9’u) ise glisemi kontrolü için diyet yeterli olmadı <strong>ve</strong><br />

insülin tedavisi başlandı. GDM grubunda insülin başlama zamanı ortalama 30.<br />

haftaydı.<br />

Çalışmamızda pregestasyonel <strong>ve</strong> gestasyonel diyabeti olan gebeler, aldıkları<br />

diyet <strong>ve</strong>ya diyet+insülin tedavilerine göre gruplara ayrılıp alınan tedavi ile maternal-<br />

perinatal sonuçlar arasındaki ilişki ayrıca araştırılmamıştır.<br />

TARTIŞMA<br />

56


Maternal–perinatal morbidite <strong>ve</strong> mortalitede etkili olan <strong>ve</strong> bir çok değişik<br />

etyolojik nedenle ortaya çıkan diyabet <strong>ve</strong> değişik derecelerdeki glikoz intoleransının<br />

gebelik üzerindeki olumsuz etkilerini araştırmak için 1 Mart 2005 ile 1 Nisan 2006<br />

tarihleri arasında hastanemiz Gebe İzlem Poliklinik’leri, Perinatoloji Servisi <strong>ve</strong><br />

Doğumhanesi’nde takip edilen, pregestasyonel DM’li 16, gestasyonel DM’li 67 <strong>ve</strong><br />

bozulmuş glikoz tanısı olan 21 gebe, normoglisemik 119 gebe ile karşılaştırılarak<br />

maternal karakteristikler ile maternal-perinatal sonuçlar değerlendirilmiştir.<br />

Genel olarak birtakım özellikler diyabetik gebelerde normoglisemik olanlardan<br />

daha sık görülmektedir. İleri yaş,artmış gebelik öncesi BMI, parite, ailede diyabet<br />

öyküsü, kötü obstetrik öykü <strong>ve</strong> makrozomik bebek doğurma hikayeleri diyabetik<br />

gebelerde daha sık rastlanmaktadır (51,54,65).<br />

Çalışmamızda pregestasyonel <strong>ve</strong> gestasyonel DM ile bozulmuş glikoz toleransı<br />

olan grupta yaş ortalamasını normoglisemiklerden daha fazla bulduk. Pregestasyonel<br />

grupta ortalama yaş 34.5, gestasyonel DM grubunda 32, bozulmuş glikoz toleransı<br />

olanlarda 31 <strong>ve</strong> normoglisemikler de ise 25’ti. Glikoz intoleransı olan ilk üç gruptaki<br />

toplam 104 gebeden sadece 16 tanesi 25 yaşından küçüktü.( %14). Bu sonuç<br />

Dördüncü Uluslarası Gestasyonel Diyabet Atölye Çalışması’nda (51) önerilen diğer<br />

risk faktörleri yokluğunda 25 yaş üstündekilere seçici tarama yapma görüşüyle<br />

benzerdir.<br />

Pregestasyonel DM, GDM <strong>ve</strong> bozulmuş glikoz toleransı gruplarında gravida <strong>ve</strong><br />

parite sayıları artmış ortalama yaşa paralel olarak normoglisemiklerden daha fazla<br />

bulunmuştur.<br />

Tip 2diyabetli insanlarda ailesel anamnez dikkat çekicidir. Monozigot ikizlerde<br />

bir arada görülmesi %100’ dür. Kardeşlerin %40’ ında <strong>ve</strong> çocukların üçte birinde<br />

anormal glikoz toleransı <strong>ve</strong>ya aşikar diyabet gelişir.Eğer anne <strong>ve</strong> babanın her ikisi de<br />

diyabetikse bu oran %60-75’e yükselir. Hedef dokularda insülin direnciyle seyreden<br />

GDM’ta da benzer ailesel yatkınlık sözkonusudur (12,15,66).<br />

57


Biz çalışmamızda gebelerin birinci <strong>ve</strong> ikinci derece akrabalarında diyabet<br />

anamnezini araştırdık. Glikoz intoleransının derecesi arttıkça daha yüksek oranda aile<br />

öyküsü saptadık. Normoglisemiklerin %31.1’ i, bozulmuş glikoz toleransı olanların<br />

% 42.9’ u, GDM’ lilerin % 56.7’ si, pregestasyonel diyabetlilerin % 87.5’i diyabet<br />

için pozitif aile öyküsüne sahipti.<br />

Diyabetik gebelerin bir diğer özelliği bu gebelerdeki obezite oranlarının<br />

normoglisemiklere göre daha fazla oluşudur. Amerikan Diyabet Birliği <strong>ve</strong> ACOG<br />

gebelik öncesi BMI’i 27 kg/m2 <strong>ve</strong> üstünde olan gebelerin ilk antepartum vizitte<br />

diyabet açısından taranmasını eğer negatif çıkarsa testin 24-28. haftalarda tekrarını<br />

önermektedir (2,9). BMI arttıkça Tip 2 diyabet <strong>ve</strong> değişik derecede glikoz intoleransı<br />

açığa çıkma riski artar. Bu risk 27’ kg/m2 de yaklaşık 4-5 misliyken 35 kg/m2’ nin<br />

üstünde 40 mislini bulur (67,68). Yapılan çalışmalara paralel olarak pregestasyonel<br />

DM, GDM <strong>ve</strong> bozulmuş glikoz toleransı olan gruplarımızda gebelik öncesi BMI<br />

normoglisemiklerden anlamlı düzeyde fazlaydı.<br />

Perikonsepsiyonel dönemde <strong>ve</strong> ilk trimesterdeki glisemi kontrolünün yeterli<br />

olmaması bazı prospektif çalışmalarda spontan abortuslar ile ilişkili bulunmuştur<br />

(2,69). Biz çalışmamızda gebelerin daha önceki gebeliklerinde abortus hikayesini<br />

sorguladık <strong>ve</strong> gruplar arasında anlamlı bir fark saptamadık. Aynı şekilde gruplarda<br />

daha önceki gebeliklerdeki iri bebek <strong>ve</strong> ölü doğum öyküsünü araştırdığımızda 4000 g<br />

<strong>ve</strong> üzerinde bebek doğurma öyküsünün diyabetik gebelerle, bozulmuş glikoz toleransı<br />

olanlarda normoglisemiklerden daha fazla saptadık. Ölü doğum öyküsü açısındansa<br />

anlamlı bir fark yoktu.<br />

Diyabetle komplike olmuş gebeliklerde özellikle gebelik öncesinde aşikar<br />

diyabet varlığında birtakım fetal <strong>ve</strong> maternal komplikasyonlar daha sık izlenmektedir<br />

<strong>ve</strong> bu komplikasyonlara bağlı olarak birçok gebelik daha erken haftalarda<br />

sonlandırılmaktadır. Ayrıca ilerleyen gebelik haftalarında makrozomi <strong>ve</strong><br />

açıklanamayan fetal kayıpların ( in-utero mort fetus ) insidansı giderek attığından<br />

58


hekimlerin birçoğu spontan travayı beklememektedir <strong>ve</strong> genellikle indüksiyon yada<br />

sezaryenle gebeliği sonlandırmaktadır (8,70,71,72). Bahsedilen bu nedenler diyabetin<br />

eşlik ettiği gebeliklerdeki artmış sezaryen <strong>ve</strong> preterm doğum oranlarını<br />

açıklamaktadır. Bununla birlikte diyabete bağlı komplikasyonlardan bağımsız olarak<br />

Monique M. Hedderson <strong>ve</strong> arkadaşları değişik derecelerdeki glikoz intoleransını<br />

spontan erken doğumla ilişkili bulmuştur (73).<br />

Çalışmamızda pregestasyonel diyabeti olan grupta ortalama doğum haftası 36.8<br />

hafta olarak bulundu <strong>ve</strong> bu diğer gruplara göre anlamlı derecede erken bir haftaydı.<br />

Gestasyonel diyabetiklerin, bozulmuş glikoz toleransı olanların <strong>ve</strong> normoglisemiklerin<br />

ortalama doğum haftaları sırasıyla 38.8 hafta, 38.9 hafta, 39.0 hafta bulundu.<br />

Genel gebe popülasyonunun yaklaşık % 6’ sında preeklampsi görülmektedir <strong>ve</strong><br />

gebeliğe bağlı en önemli komplikasyonlardan biridir. Sibai <strong>ve</strong> arkadaşları<br />

pregestasyonel diyabeti olan gebelerde preeklampsinin 2-3 kat daha sık rastlandığını<br />

bildirmiştir(25). Diyabetik nefropatisi olanlarda %50’ye varan oranlarda<br />

preeklampsiye rastlanır (2). Bir çok çalışma değişik derecedeki insülin direnci <strong>ve</strong><br />

glikoz intoleransının gebeliğin indüklediği hipertansiyon olgularının patogenezinde rol<br />

oynayabileceğini ileri sürmektedir (2,8,74,75).<br />

Biz çalışmamızda preeklampsi sıklığını pregestasyonel grupta %18,<br />

gestasyonel grupta % 13.4, bozulmuş glikoz toleransı olanlarda % 4.8 <strong>ve</strong><br />

normoglisemiklerde %1.7 bulduk. Preeklampsi sıklığımız ilk üç grupta<br />

normoglisemiklere göre anlamlı olarak artmıştı . Çalışmamızda glikoz intoleransının<br />

derecesi arttıkça preeklampsi daha fazla tespit edilmiştir. Ancak preeklampsi gelişen<br />

gebeler preeklampsi için yaş <strong>ve</strong> BMI gibi diğer risk faktörleri açısından standardize<br />

edilmemiştir.<br />

Diyabetik gebelerde sık rastlanan bir diğer durum da polihidroamniostur.<br />

İnsidansı yaklaşık % 3-32 arasında olup diyabetli olmayan kontrollerle<br />

karşılaştırıldığında diyabeti olanlarda 30 kata kadar daha sık görülür <strong>ve</strong> bir takım<br />

59


obstetrik komplikasyonlara yol açar (28,76). Bizim çalışmamızda da<br />

normoglisemiklere kıyasla polihidroamniosa anlamlı düzeyde daha sık rastlandı.<br />

Pregestasyonel DM, gestasyonel DM <strong>ve</strong> bozulmuş glikoz toleransı gruplarında<br />

polihidroamniosu olanlar <strong>ve</strong> olmayanlar karşılaştırıldığında ölü doğum, preeklampsi,<br />

makrozomi, LGA açısından artmış bir risk saptamadık.<br />

Yang <strong>ve</strong> arkadaşlarının 2002’de yayınlanan çalışmalarında glikoz toleransı<br />

bozuk gebeliklerde normoglisemik gebelerle karşılaştırıldığında makat geliş <strong>ve</strong><br />

PPROM oranlarının daha sık olduğu bildirilmiştir (77). Bizim çalışmamızda ise<br />

diyabetik <strong>ve</strong> bozulmuş glikoz toleransı olan gebelerde artmış polihidroamnios<br />

oranlarına rağmen dört grup arasında makat geliş <strong>ve</strong> PPROM açısından istatistiksel<br />

açıdan anlamlı fark bulunmamıştır. Bu sonuç Noraihan <strong>ve</strong> arkadaşlarının bildirdikleri<br />

ile uyumlur (71).<br />

Diyabetik gebeliklerdeki en önemli komplikasyonlardan biri de fetal<br />

makrozomidir. Diyabetli olmayanlarda %8-14 oranında görülürken diyabetlilerde %<br />

25-40 oranında görülür (8,28). Makrozomiyle ilgili perinatal odak nokta omuz<br />

takılması ile ilgili zor doğumların önlenmesidir. Omuz takılması normoglisemik<br />

gebelerde %0.3 - %0.5 arasında görülürken diyabetiklerde 2-4 kat daha sık görülür<br />

(2,8,78). Olası omuz takılması ihtimaline karşı yapılan sezaryen oranları diyabetik<br />

gebelerde oldukça sıktır. Bu gebeliklerde sezaryen oranları değişik merkezlerde %50-<br />

80 arasında bildirilmektedir (2). Biz de benzer şekilde pregestasyonel diyabeti<br />

olanlarda %62.5, gestasyonel DM grubunda % 47.8 oranında sezaryen oranı<br />

saptadık.<br />

Çalışmamızda doğum haftasına bakmaksızın 4000 g <strong>ve</strong> üzerinde doğan<br />

bebekleri makrozomik kabul ettik. Buna göre pregestasyonel grupta %37.5,<br />

gestasyonel diyabet grubunda % 21.2, bozulmuş glikoz toleransı grubunda % 23.8 <strong>ve</strong><br />

normoglisemiklerde % 11.1 oranında makrozomi tespit ettik. Pregestasyonel grupta<br />

makrozomi anlamlı düzeyde yüksek bulundu. Diğer gruplar arasında ise makrozomi<br />

açısından istatiksel açıdan anlamlı bir fark tespit edilmedi. Oysa birçok çalışma<br />

60


makrozomi oranını GDM’ lilerde normoglisemiklerden <strong>ve</strong> bozulmuş glikoz toleransı<br />

olanlardan anlamlı düzeyde yüksek bildirmektedir (71,79,80). Çalışma gruplarımızda<br />

gebelik haftasına göre doğum kilolarını karşılaştırdığımızda ise pregestasyonel,<br />

gestasyonel DM <strong>ve</strong> bozulmuş glikoz toleransı gruplarının tümünde LGA oranları<br />

normoglisemiklerden anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur.<br />

Fetal gelişimle ilgili bir diğer parametre olan SGA özellikle vasküler<br />

komplikasyonu olan pregestasyonel tip1 diyabetiklerde sık görülen bir<br />

komplikasyondur (2,8). Biz SGA açısından gruplar arasında fark saptamadık.<br />

Makrozomik bebeklerde ana morbidite nedeni olan omuz takılması 223<br />

gebeden sadece 3’ünde gelişti. Bunlardan ikisi pregestasyonel diyabetes mellitus diğeri<br />

ise normoglisemik gruba aitti. Normoglisemik gebeden doğan bebek 4400 g,<br />

pregestasyonel diyabetli iki gebeden doğanlarsa 4300 <strong>ve</strong> 3880 gramdı. (Omuz<br />

takılmasıyla ilgili istatistik yapılmamıştır. )<br />

Diyabetik gebeliklerdeki en korkulan komplikasyon ileri gebelik haftalarında<br />

bebeğin anne karnında açıklanamayan ölümüdür. Bizim çalışma gruplarımızda toplam<br />

6 ölü doğum gerçekleşti. Bunların 3 ( %18.8 ) tanesi pregestasyonel , 2’ si( %3.0 )<br />

gestasyonel DM grubundaydı. Bir ( %0.8) tanesi ise normoglisemik gruptaydı.<br />

Pregestasyonel gruptaki ölü doğum oranını diğer gruplara göre anlamlı olarak yüksek<br />

bulduk. Ölü doğan bebeklerin 4 tanesinde LGA mevcuttu. Bu bulgu Richey <strong>ve</strong><br />

arkadaşlarının dile getirdiği hipotezle uyumlu niteliktedir (81). İn-utero mort fetusların<br />

nedeni net anlaşılamamıştır. Salvasen <strong>ve</strong> arkadaşları diyabetik gebeliklerde fetal pH’<br />

nın azalmış <strong>ve</strong> CO2, laktat <strong>ve</strong> eritropoetin değerlerinin artmış olduğunu bildirmiştir<br />

(84).<br />

Genel popülasyonda %1-2 sıklığında görülen konjenital anomaliler özellikle<br />

pregestasyonel aşikar diyabeti olanlarda 4-8 kat daha fazladır <strong>ve</strong> diabetik<br />

gebeliklerdeki önemli bir perinatal ölüm nedenidir (2,8,31,82). Toplam 9 anomalinin<br />

2’ si pregestasyonel, 5’i gestasyonel diyabet grubunda görüldü. Kalan ikisi ise<br />

normoglisemik gruptaydı. Gruplar arasında istatistiksel fark saptamadık.<br />

61


Pregestasyonel gruptaki anomaliler diyabette sık görülen minör kardiyak anomalilerdi.<br />

Diğer gruplardaki anomaliler ise iskelet sistemi <strong>ve</strong> yüzdeki minör anomalilerdi.<br />

Çalışmamızda aldığımız gebelerin bebeklerini birinci dakika apgar puanları,<br />

yenidoğan hipoglisemisi varlığı <strong>ve</strong> yenidoğan yoğun bakım birimine sevk oranlarına<br />

göre karşılaştırdık.<br />

Yenidoğan hipoglisemisi diyabetik annelerin bebeklerinde özellikle glisemi<br />

kontrolü kötü olanlarda sıkça görülür. Yaklaşık olarak % 25-40 bebekte yaşamın ilk<br />

saatlerinde hipoglisemi gelişir. Eğer bebeğin glikoz düzeyi 40 ‘ın altına düşerse<br />

tedaviye başlanır (2,8,12,13,28). Biz çalışmamızda yenidoğan hipoglisemisini<br />

pregestasyonel grupta anlamlı olarak daha fazla saptadık. Gestasyonel DM, bozulmuş<br />

glikoz toleransı <strong>ve</strong> normoglisemiklerde sıklık giderek azalsa da fark saptamadık.<br />

Doğum travmaları, artmış erken doğum oranları, preeklampsi gibi obstetrik<br />

durumların sıklığı <strong>ve</strong> maternal diyabete bağlı olarak bebekteki birtakım metabolik<br />

düzensizlikler diyabetik annelerin bebeklerinde düşük apgar puanları <strong>ve</strong> yüksek yoğun<br />

bakım ihtiyacı ile seyreder. JM. Brudenel <strong>ve</strong> arkadaşları yaptıkları çalışmada diyabetle<br />

komplike olmuş gebeliklerde fetal distres oranlarını % 21-33 , perinatal mortaliteyi ise<br />

%5 civarında bildirmiştir (83 ). Birinci dakika apgar puanının yedinin altında olmasına<br />

göre çalışma gruplarımızı karşılaştırdığımızda pregestasyonel grupta % 38.5 gibi<br />

yüksek oranda düşük apgar oranı saptadık . Bu oran GDM’ lilerde % 10.9, bozulmuş<br />

glikoz toleransı olanlarda % 4.8 <strong>ve</strong> normoglisemiklerde % 5.1’di. Yenidoğan yoğun<br />

bakım ünitesine sevk oranını da diyabetle komplike olmuş gebelerde daha yüksek<br />

bulduk.<br />

Sonuç olarak;<br />

62


Bu tanımlayıcı prospektif araştırmamızda, olgu sayımız kısıtlı olduğundan;<br />

yorumların olgu sayısı temelinde irdelenmesi uygun olacaktır.<br />

Değişik düzeylerde glikoz intoleransının gebelikte birtakım sorunlara yol açtığı,<br />

fetal, maternel <strong>ve</strong> neonatal komplikasyonları artırdığı bu çalışmayla tekrar ortaya<br />

konulmuştur. Hastanemizde sıkça takip ettiğimiz bu gebelerin çıktılarını derleyip<br />

topluca ortaya koyduğumuzda diyabetle komplike olmuş gebelerin gerçekten de<br />

yüksek riskli gebelikler sınıfında olduğu çok daha net anlaşılmıştır.<br />

Genelde iri bebek doğuran kadınlar olarak düşünülen bu gebelerde konjenital<br />

anomali, preeklampsi, yenidoğan hipoglisemisi gibi değişik komplikasyonların da sık<br />

rastlandığı akılda tutulmalı <strong>ve</strong> riskli gebeler erken gebelik haftalarında taranarak takip<br />

<strong>ve</strong> tedavi edilmelidir. Antenatal kontroller daha sık yapılmalı <strong>ve</strong> mümkünse<br />

endokrinolog, diyetisyen <strong>ve</strong> kadın doğum uzmanından oluşan sabit bir ekipce<br />

sürdürülmelidir. Doğumdan sonra başta hipoglisemi olmak üzere bazı metabolik<br />

sorunlar diyabetik anne bebeklerinde sık görüldüğünden bu bebekler yakından takip<br />

edilmelidir.<br />

Pregestasyonel, gestasyonel dönemlerde; bu tür olgularda, uygun tanı <strong>ve</strong> tedavi<br />

yaklaşımları ile, maternal-fetal morbidite <strong>ve</strong> mortalitenin mümkün olabilecek en düşük<br />

düzeye indirilmesi hedeflenmeli <strong>ve</strong> sağlanmalıdır.<br />

.<br />

ÖZET<br />

63


Bu araştırmada 1 Mart 2005 – 1 Nisan 2006 tarihleri arasında Zeynep Kamil<br />

Kadın <strong>ve</strong> Çocuk Hastalıkları Eğitim <strong>ve</strong> Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları <strong>ve</strong><br />

Doğum Kliniği’nde doğum yaptırılan 16 pregestasyonel diyabetli, 67 gestasyonel<br />

diyabetli <strong>ve</strong> 21 bozulmuş glikoz toleransı olan gebe, 119 normoglisemik gebe ile<br />

karşılaştırılarak diyabetle komplike olmuş gebeliklerdeki maternal - perinatal<br />

komplikasyonların sıklığı <strong>ve</strong> maternal özellikleri araştırıldı.<br />

Maternal özellikler karşılaştırıldığında pregestasyonel DM, gestasyonel DM <strong>ve</strong><br />

bozulmuş glikoz toleransı olan grupta yaş ortalaması, gravida <strong>ve</strong> parite sayıları,<br />

normoglisemiklerden yüksek saptanmıştır.<br />

Önceki gebeliklerde abortus <strong>ve</strong> ölü doğum öyküsü açısından gruplar arasında<br />

fark yoktu. İri bebek doğurma hikayesi ilk üç grupta normoglisemiklerden daha fazla<br />

saptandı.<br />

Birinci <strong>ve</strong> ikinci derece akrabalarında diyabet öyküsü pregestasyonel grupta en<br />

fazlaydı. Normoglisemiklerle bozulmuş glikoz toleransı olanlar arasında fark yoktu.<br />

BMI ortalamaları pregestasyonel, gestasyonel diyabetlilerde <strong>ve</strong> bozulmuş glikoz<br />

toleransı olanlarda normoglisemiklerden daha yüksek bulundu.<br />

Ortalama doğum haftası pregestasyonel grupta diğerlerinden daha düşük<br />

saptandı <strong>ve</strong> ortalama doğum kilosu en fazla GDM grubunda bulundu.<br />

Sezaryenle doğum % 62.5 ile en fazla pregestasyonel , % 23.5 ile en az<br />

normoglisemik grupta saptandı.<br />

Preeklampsi <strong>ve</strong> polhidroamniyos, ilk üç grupta, normoglisemiklerden daha sık<br />

rastlandı. PPROM sıklığı <strong>ve</strong> prezentasyon anomalisi açısından gruplar arasında<br />

istatistiksel fark yoktu.<br />

Ölü doğum anlamlı olarak pregestasyonel diyabetli gebelerde daha yüksek<br />

saptandı.Konjenital anomali açısından gruplar arasında fark yoktu. Makrozomi <strong>ve</strong><br />

LGA en sık pregestasyonel grupta saptandı. yenidoğan yoğun bakımına sevk , düşük<br />

apgar skoru <strong>ve</strong> yenidoğan hipoglisemisi pregestasyonel grupta diğerlerinden daha fazla<br />

saptandı.<br />

Çalışmamızda maternal <strong>ve</strong> perinatal sonuçların normoglisemik gruptan<br />

pregestasyonel gruba doğru gittikçe kötüleştiği sonucuna varılmıştır. Pregestasyonel,<br />

64


gestasyonel dönemlerde; bu tür olgularda, uygun tanı <strong>ve</strong> tedavi yaklaşımları ile,<br />

maternel-fetal morbidite <strong>ve</strong> mortalitenin mümkün olabilecek en düşük düzeye<br />

indirilmesi hedeflenmeli <strong>ve</strong> sağlanmalıdır.<br />

KAYNAKLAR<br />

65


1. American Diabetes Association: Diagnosis and Classification of Diabetes Mellitus;<br />

Diabetes Care, Volume 28, suppl 1, 37-42; 2005<br />

2. Cunningham FG: Diabetes. İn: Cunningham FG, Mac Donald PC, Gant NF, et al:<br />

Eds. Williams Obstetrics 21’ th ed. Appleton & Lange :567-618, 2001<br />

3. Ahmed AM. History of Diabetes Mellitus; Saudi Med J, 23(4): 373-8, 2002<br />

4. Report of the Expert Committee on the Diagnosis and Classification of Diabetes<br />

Mellitus: Diabetes Care, Volume 20, No 7; 1997<br />

5. Baekkeskov S, Neilsen JH et al; Autoantibodies in newly diagnosed diabetic<br />

children with immunoprecipitate human pancreatic islet cell proteins. Nature 298:<br />

167-169, 1982<br />

6. Schott M, Schatz D, Atkinson M et al; GAD65 autoantibodies increase the<br />

predictability but not the sensitivity of islet cell and insulin autoantibodies for<br />

de<strong>ve</strong>loping insulin dependent diabetes mellitus; J Autoimmunity 7: 865-872, 1994<br />

7. Atkinson MA, Macleran NK et al; Are insulin autoantibodies markers for insulindependent<br />

mellitus? Diabetes 35; 894-898, 1986<br />

8. Thomas R. Moore. Diabetes in pregnancy. In Creasy RK, Resnik R, eds. Maternal-<br />

Fetal Medicine. 5th ed. Philadelphia: WB Saunders Company, 1023-1061, 2004<br />

9. American Diabetes Association: Gestational Diabetes Mellitus; Diabetes Care, Vol<br />

26, suppl 1, 103-105, 2003<br />

10. Metzger BE, Couston DR; Proceedings of the Fourth İnternational Workshop-<br />

Conference on Gestational Diabetes Mellitus. Diabetes Care 21, suppl 2, B167, 1998<br />

11. Metin A, Göksun A.. Diabetes Mellitusta tanı <strong>ve</strong> sınıflama. İç Hastalıkları . 2.<br />

baskı. Güneş Kitabevi. Sayfa:2279-2331,2003<br />

12. Carla J, Jeffrey S. Diabetes Mellitus and Pregnancy. İn: Alan H. De Cherney,<br />

Lauren Nathan eds. Current Obstetric and Gynecologic Diagnosis and Treatment. 9th.<br />

Ed. Lange Medical Boks/McGraw Hill Companies:326-337,2003<br />

13. İsmail D, Özlem Ö. Diabetes Mellitus <strong>ve</strong> Gebelik. Kadın Hastalıkları <strong>ve</strong> Doğum<br />

Bilgisi. 1. baskı. Güneş Kitabevi. Sayfa:435-450, 2006<br />

14. Kuhl C. Glucose metabolism during and after pregnancy in normal and gestational<br />

diabetic woman. Acta Endocrinol 79,709, 1995<br />

15. Stephan C, Elizabeth S. Diabetes mellitus. İn: Michael T. Mc. Dermott eds. The<br />

Endocrine Secrets. 1th ed. Hanley and Belfus Medical Publishers:1-61, 2004<br />

66


16. William N. Spellacy. Diabetes Mellitus in Pregnancy İn: James R. Scott, Philip J.<br />

Disaia, eds. Danforth’s obstetrics and gynecology. 7 th ed. Philadelphia: J.B.<br />

Lippincott Company: 343-350, 1997<br />

17. Sheffield JS. Gestational diabetes: Effects of the degree of hyperglycemia and the<br />

gestational age at diagnosis. Soc Gyn Inv; 6,6A, 1999<br />

18. Cullen MT, Reece EA et al; The changing presentations of diabetic ketoacidosis<br />

during pregnancy. Am J Perinatol 13:449, 1996<br />

19. Kohner EM, Porta M. Protocols for screening and treatment of diabetic<br />

retinopathy in Europe. Eur J Ophthalmol; 1:45-54, 1991<br />

20. Donald S. Fong, Lloyd Aiello et al; Retinopathy in Diabetes. Diabetes Care<br />

27:84-87, 2004<br />

21. American Diabetes Association: Standards of Medical Care in Diabetes.<br />

Diabetes Care 28:S4-S36, 2005<br />

22. Garg JP, Bakris GL : Microalbuminuria: marker of vascular dysfunction, risk<br />

factor for cardiovascular disease. Vasc Med 7:35–43, 2002<br />

23. Rossing K, Jacobsen P, Hommel E, et al: Pregnancy and progression of diabetic<br />

nephropathy. Diabetologia 45:36, 2002<br />

24. Garner P. Type 1 diabetes mellitus and pregnancy. Lancet 346:157, 1995<br />

25. Sibai BM, Caritis S, Hauth J, et al: Risks of preeclampsia and ad<strong>ve</strong>rse neonatal<br />

outcomes among women with pregestational diabetes mellitus. Am J Obstet<br />

Gynecol 182:364, 2000<br />

26. Garner PR, D’Alton ME et al: Preeclampsia in diabetic pregnancies. Am J<br />

Obstet Gynecol 163:505, 1990<br />

27. Caren G. Solomon, Ellen W. Seely: Hypertension in Pregnancy. A manifest of<br />

the insülin resistance syndrome? Hypertension 37:232-239, 2001<br />

28. Janice Falls, Lorraine Milio. Endocrine Disease in Pregnancy. İn: Brandon J.B,<br />

Amy E. H eds. The Johns Hopkins Manuel of Gynecology and Obstetrics. 2th ed.<br />

philadelphia: Lippincott Williams and Wilkins:162-182,2002<br />

29. Dashe JS, Nathan L, Le<strong>ve</strong>no KJ: Correlation between amniotic fluid glucose<br />

correlation and amniotic fluid volume in pregnancy complicated by diabetes.<br />

Am J Obstet Gynecol 182:901, 2000<br />

67


30. IF Casson, CA Clarke et al: Outcomes of pregnancy in insülin dependent diabetic<br />

women: results of a fi<strong>ve</strong> year population cohort study. BMJ;315:275-278, 1997<br />

31. C Wren, G Birrell, G Hawthorne: Cardiovascular malformations in infants of<br />

diabetic mothers. Heart ;89:1217-1220, 2003<br />

32. Dorte M. Jensen, PHD 1 , Peter Damm et al: Outcomes in Type 1 Diabetic<br />

Pregnancies: Diabetes Care 27:2819-2823, 2004<br />

33. Billy W.H. Chan, Kwok-siu Chan, Tsuyoshi Koide: Maternal Diabetes<br />

Increases the Risk of Caudal Regression Caused by Retinoic Acid: Diabetes 51:2811-<br />

2816, 2002<br />

34. Reece EA, Homko CJ, Wu Y-K: Multifactorial basis of the syndrome of diabetic<br />

embryopathy. Teratology 54 :171 –182, 1996<br />

35. Reece AE. Homko CJ. Why do diabetic women deli<strong>ve</strong>r malformed<br />

infants? Clin. Obstet. And Gynecology; 43(1):32-45, 2000<br />

36. Schaefer –Graf UM et al: Patterns of congenital anomalies and relationship to<br />

initial maternal maternal fasting glucose le<strong>ve</strong>ls in pregnancies complicated by type 2<br />

and gestational diabetes. Am J Obstet Gynecol 182:313, 2000<br />

37. Eriksson BD, Borg LA, Cederberg J, et al: Pathogenesis of diabetes-induced<br />

congenital malformations. Ups J Medd Sci 105:53, 2000<br />

38. Blayo A,Mandelbrot L: Screening and diagnosis of gestational diabetes.<br />

Diabetes Metab: 30(6):575-80, 2004<br />

39. Doubilet PM, Benson CB, Nadel AS, et al: Impro<strong>ve</strong>d birt weight table for<br />

neonates de<strong>ve</strong>loped from gestations dated by early ultrasonography. J Ultrasound Med<br />

16:241-249, 1997<br />

40. Combs CA, Gunderson E, Kitzmiller J, et al: Relationship of fetal macrosomia to<br />

maternal postprandial glucose control during pregnancy. Diabetes Care 15:1251, 1992<br />

41. Van Assche FA, Holemans K, Aerts L: Long-term consequences for offspring of<br />

diabetes during pregnancy. Br Med Bull 60:173, 2001<br />

42. McFarland MB, Trylovich CG, Lange O: Anthropometric differences in<br />

macrosomic infants of diabetic and nondiabetic mothers. J Matern Fetal Med 7:292,<br />

1998<br />

43. Chatfield J. ACOG issues guidelines on fetal macrosomia. American College of<br />

Obstetricians and Gynecologists. Am Fam Physician 64(1): 169-70, 2001<br />

68


44. S Virjee, S Robinson, G Johnston : Screening for diabetes in pregnancy. J R Soc<br />

Med 94:502-509, 2001<br />

45. Garner PR: Type 1 diabetes and pregnancy. Correspondence. Lancet 346:966, 1995<br />

46. Hanson U, Persson B: Outcome of pregnancies complicated by type 1 insülin<br />

dependent diabetes in Sweden: Acute pregnancy complications. Am J Perinatol<br />

10:330, 1993<br />

47. Moore TR: A comprassion of amniotic fluid fetal pulmonary phospholipids in<br />

normal and diabetic pregnancy. Am J Obstet Gynecol 186:641, 2002<br />

48. Kjos SL, Walther FJ, Montoro M, et al: Prevalence and etiology of respiratory<br />

distress in infants of diabetic mothers. Predicti<strong>ve</strong> value of fetal lung maturation tests.<br />

Am J Obstet Gynecol 163:898, 1990<br />

49. Simmons D, Thompson CF, Conroy C: İncidence and risk factors for neonatal<br />

hypoglycaemia among women with gestational diabetes mellitus in South Auckland.<br />

Diabet Med 17:830, 2000<br />

50. Jaeggi ET, Fouron JC, Proulx: Fetal cardiac performance in uncomplicated and<br />

well controlled maternal type1 di,abetes. Ultrasound Obstet Gynecol 17:311, 2001<br />

51. Metzger BE, Couston DR: Summary and recommendations of the fourth<br />

international workshop-conference on gestational diabetes mellitus. Diabetes Care 21:<br />

B161, 1998<br />

52. O’Sullivian JB: Screening criteria for high risk gestational diabetic patients. Am J<br />

Obstet Gynecol. 116:895-900, 1973<br />

53. American College of Obstetricians and Gynecologists: Diabetes and pregnancy.<br />

ACOG Technical Bulletin. Washington, DC 1994<br />

54. Berkus MD, Langer O: Glucose tolerance test: Degree of glucose abnormality<br />

correlates with neonatal outcome. Obstet Gynecol 81:344, 1993<br />

55. Lois Jovanovic: Point: Yes, It Is Necessary to Rely Entirely on Glycemic Values<br />

for the Insulin Treatment of All Gestational Diabetic Women. Diabetes Care 26:946-<br />

947, 2003<br />

56. Jovanovic L: Role of diet and insülin treatment of diabetes in pregnancy. Clinical<br />

Obstet Gynecol 43(1):46-55, 2000<br />

57. Lois Jovanovic: American Diabetes Association’s Fourth İnternational Workshop-<br />

Conference on Gestational Diabetes Mellitus: Summary and Discussion. Therapeutic<br />

inter<strong>ve</strong>ntions. Diabetes Care 21(2):131-137, 1998<br />

69


58. Kişnişçi HA, Gökşin E edit. Gestasyonel Diabet. Temel Kadın Hastalıkları <strong>ve</strong><br />

Doğum Bilgisi Kitabı sayfa 378-83, 1996<br />

59. Elliott BD, Schenker S, Langer O, et al: Comparati<strong>ve</strong> placental transport of oral<br />

hypoglicemic agents in humans: A model of human Placental drug transfer. Am J<br />

Obstet Gynecol 171:653, 1994<br />

60. Langer O, Conway DL, Berkus MD, et al: A comprasion of glyburide and insülin<br />

in women with gestational diabetes mellitus. N Engl J Med 343:1134, 2000<br />

61. Linda Hoffman, Chris Nolan, J Dennis Wilson, et al: Gestational diabetes mellitus<br />

– management guidelines. MJA 169:93-97, 1998<br />

62. Albert TJ, Landon MB,Wheller JJ, et al: Prenatal dedection of fetal anomalies in<br />

pregnancies complicated by insülin-dependent diabetes mellitus. Am J Obstet Gynecol<br />

174:1424, 1996<br />

63. David K. Turok: Management of Gestational Diabetes Mellitus. American Family<br />

Physician 68:9, 2003<br />

64. Joanne Chatfield: ACOG Issues Guidelines on Fetal Macrosomia. American<br />

Family Physician 64:1, 2001<br />

65. Owen J, Phelan ST, Landon MB, Gabbe SG: Gestational diabetes sur<strong>ve</strong>y. Am J<br />

Obstet Gynecol 172:615-620, 1995<br />

66. Foster DW: Diabetes Mellitus. İn Fauci AS, Braunwald E, İsselbacher KJ, Wilson<br />

JD: Harrison’s Principles of İnternal Medicine, 14th ed. 1998<br />

67. George A. Bray: Medical Consequences of Obesity. The Journal of Clinical<br />

Endocrinology and Metabolism 89(6):2583-89, 2004<br />

68. Colditz GA, Willett WC, Rotnitzky A, Manson JE: Weight gain as a risk factor for<br />

clinical diabetes mellitus in women. Ann Intern Med 122:481–486, 1995<br />

69. Miodovnik M, Lavin JP, Knowles HC, et al: Spontaneous abortion among insülindependent<br />

diabetic women. Am J Obst Gynecol 150:372, 1984<br />

70. Sibai BM, Caritis S, Hauth J, et al: Risks of preeclampsia and ad<strong>ve</strong>rse neonatal<br />

outcomes among women with pregestational diabetes mellitus. Am J Obstet Gynecol<br />

182:364, 2000<br />

71. Noraihan MN, Justen WHW, Nyi NN, et al: Comparison of maternal-fetal<br />

outcomes in gestational diabetes and lesser degrees of glucose intolerance. J Obstet<br />

Gynecol Res 32:1:107-114, 2006<br />

70


72. Gunton JE, McElduff A, Sulway M, et al: Outcome of pregnancies complicated by<br />

pre-gestational diabetes mellitus. Aust N Z J Obstet Gynaecol 40(1):38-43, 2000<br />

73. Monique M.H, Assiamira Ferrara, et al: Gestational Diabetes Mellitus and Lesser<br />

Degrees of Pregnancy Hyperglycemia: Association With Increased Risk of<br />

Spontaneous Preterm Birth. Obstetrics & Gynecology 102:850-856, 2003<br />

74. Caren G. Solomon, Ste<strong>ve</strong>n W. Gra<strong>ve</strong>s, et al: Glucose intolerance as a predictor of<br />

hypertension in pregnancy. Hypertension 23:6:717-721, 1994<br />

75. A. Vambergue, MC. Nuttens, P Goeusse, et al: Pregnancy induced hypertension in<br />

women with gestational carbohydrate intolerance: the diagest study. European J of<br />

Obstetrics and Gynecology and Reproducti<strong>ve</strong> Biology 102(1):31-35, 2002<br />

76. Marshall W. Carpenter, Jacob A. Canick, Joseph W. Hogan,et al : Amniotic Fluid<br />

Insulin at 14–20 Weeks’ Gestation. Association with later maternal glucose<br />

intolerance and birth macrosomia. Diabetes Care 24:1259-1263, 2001<br />

77. Xilin Yang, Bridget Hsu-Hage, Hong Zhang, et al: Women With Impaired Glucose<br />

Tolerance During Pregnancy Ha<strong>ve</strong> Significantly Poor Pregnancy Outcomes. Diabetes<br />

Care 25:1619-1624, 2002<br />

78. Nesbitt TS, Gilbert WM, Herrchen B. Shoulder dystocia and associated risk<br />

factors with macrosomic infants born in California. Am J Obstet Gynecol 179:476-80,<br />

1998<br />

79. Ingrid Östlund, Ulf Hanson, Anders Björklund, et al: Maternal and fetal outcomes<br />

if gestational imparied glucose tolerance is not treated. Diabetes Care 26(7):2107-11<br />

2003<br />

80. Tina M. Saldana, Anna Maria Siega-Riz, Linda S. Adair, et al: The Association<br />

Between Impaired Glucose Tolerance and Birth Weight Among Black and White<br />

Women in Central North Carolina. Diabetes Care 26:656-661, 2003<br />

81. Richey SD, Sandstad JS, Le<strong>ve</strong>no KJ: Observations concerning ‘’unexplained’’<br />

fetal demise in pregnancy complicated by diabetes mellitus. J Mat Fet Med 4:169,<br />

1995<br />

82. Reece EA, Sivan E, Francis G, et al: Pregnancy outcomes among women with and<br />

without diabetic microvascular disease <strong>ve</strong>rsus non-diabetic controls. Am J Perinatol<br />

15:549, 1998<br />

83. Brudenell JM: Deli<strong>ve</strong>ring the baby of the diabetic mother. J R Soc Med 71(3):<br />

207-11, 1978<br />

71


84. Salvasen DR, Brudenell MJ, Snijders JM, et al: Fetal plasma erythropoietin in<br />

pregnancies complicated by maternal diabetes mellitus. Am J Obstet Gynecol 168:88,<br />

1993<br />

72

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!