17.05.2013 Views

Konjenital Akciğer Anomalileri - jcam.com.tr

Konjenital Akciğer Anomalileri - jcam.com.tr

Konjenital Akciğer Anomalileri - jcam.com.tr

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Journal of Clinical and Analytical Medicine ·<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong>in çok sayıda konjenital anomalisi mevcut olup<br />

bunlardan bazıları hiçbir klinik semptom vermez ve tesadüfen<br />

saptanırken, diğerleri, özellikle yenidoğan ve infant<br />

döneminde tipik bulguları, semptomları ve radyolojik<br />

görünümleri ile tanınırlar. Bazı konjenital akciğer<br />

anomalileri, erken teşhis edilip tedavi edilmedikleri takdirde<br />

hastanın ölümüne neden olabilecek kadar öneme<br />

haizdirler.<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> akciğer anomalileri sınıflandırmasını yapmak<br />

bu anomalilerin havayoluna, arteriyel ve venöz vasküler<br />

sisteme, pulmoner parankime ve akciğerin köken aldığı<br />

primitif ön barsak anomalilerine bağlı olabilmesi hatta<br />

bazı anomalilerin birkaç etyolojik kökenden gelmesi nedeniyle<br />

oldukça güçlük arz etmektedir (Şekil 1). Bu nedenle<br />

akciğer anomalilerinin literatürde konjenital bronkopulmoner<br />

foregut malformasyonları (Tablo 1), konjenital<br />

bronkopulmoner vasküler malformasyonlar (Tablo<br />

2) şeklinde değişik sınıflandırmalara ayrılarak incelendiği<br />

görülmektedir[1,2]. <s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> akciğer / foregut malformasyonlarının<br />

etyopatogenezi gerçekten çok karışıktır.<br />

Tomurcuklanmanın defektif oluşu, primitif ön barsağın<br />

separasyon ve diferansiyonunda olan anormallikler değişik<br />

anomalilerin ortaya çıkması ile son bulabilir. Örneğin<br />

havayolunun obs<strong>tr</strong>üksiyonu sonucu foregut duplikasyon kisti,<br />

sekes<strong>tr</strong>asyon, bronşial a<strong>tr</strong>ezi gelişebilmektedir.<br />

Şekil 1. <s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> akciğer anomalileri, embriyolojik gelişimleri nedeniyle genellikle foregut anomalileri,<br />

parankimal anomaliler, vasküler anomaliler ve havayolu anomalilerinin bir karışımı şeklinde olabilirler.<br />

İzole tek bir komporentin anomalisine nadiren rastlanır. Koyu sarı olan anomaliler spek<strong>tr</strong>umun en sık<br />

rastlanılan anomalileridir.<br />

Sorumlu Yazar: Rıza Doğan, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye.<br />

4 Journal 1 | Journal of Clinical of Clinical and Analytical and Analytical Medicine Medicine<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> Bronkopulmoner Anomaliler<br />

Rıza Doğan<br />

Tablo 1. KONJENİTAL BRONKOPULMONER FOREGUT MALFORMASYONLARI<br />

- <s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> kistik adenomatoid malformasyon -CCAM-<br />

(Son yıllarda konjenital pulmoner havayolu (airway) malformasyonu – CPAM-tabiri<br />

kullanılmaktadır)<br />

- Pulmoner sekes<strong>tr</strong>asyon<br />

- Bronşial a<strong>tr</strong>ezi<br />

- <s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> lobar amfizem<br />

(son yıllarda bazı otörler konjenital lober hiperinflasyon testini kullanmayı tercih<br />

etmektedir)<br />

Diğer anomaliler<br />

-Pulmoner agenezi<br />

-Pulmoner aplazi<br />

-Pulmoner hipoplazi<br />

-Scimitar Sendromu<br />

-Trakeal divertikül<br />

-Özefagus divertikülü<br />

-Trakeal bronkus<br />

-Bronşial izomerizm<br />

-Özefageal ve floraenterik kistler<br />

-<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> özefageal stenoz<br />

-Özefageal ve <strong>tr</strong>akeal a<strong>tr</strong>ezi<br />

-Trakeoözefageal fistül<br />

-Bronko özefageal fistül<br />

“Newman B. Congenital bronchopulmonary foregut malformations: concepts and<br />

con<strong>tr</strong>oversies. Pedia<strong>tr</strong> Radiol. 2006;36:773-791” den alınmıştır.<br />

Lobülasyon <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Normalden Az Sayıda Fissür Olması<br />

Bu anomaliler klinik açıdan lobektomi sırasında çıkardıkları<br />

güçlük nedeniyle önem taşırlar <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong>in lobülasyon anomalilerinden<br />

en sık görüleni normalden az sayıda fissür bulunması<br />

olup, fissürler ya kısmen gelişmiş<br />

ya da hiç gelişmemiştir (Şekil 2). Fissürlerin<br />

inkomplet olması sanıldığından<br />

çok daha fazla görülmektedir.<br />

Sağ ve sol major fisürün inkomplet<br />

oluşuna Kerley’e göre % 50, Kent ve<br />

Blades’e göre ise % 30 oranında rastlanmaktadır<br />

[3,4]. Felson’a göre minör<br />

fissür anomalisine majör fissüre<br />

göre biraz daha fazla rastlanmaktadır.<br />

Felson’un 1000 vakalık serisinde minör<br />

fissür ancak vakaların % 56’sında<br />

görülebilmiştir. Ritler minör fissür görülme<br />

oranını % 70, Simon ise % 80’in<br />

üzerinde görüldüğünü rapor etmiştir[5].<br />

Kent’in 277 otopsiyi içeren bir çalışmasında<br />

% 67 oranında inkomplet minör<br />

fissür bildirilmiş, vakaların % 21’inde<br />

ise minör fissürün hiç gelişmediği gözlenmiştir.<br />

Normalden Fazla Sayıda Fissür Olması<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong>in oldukça fazla görülen ve en az


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Şekil 2. Scimitar sendromu+in<strong>tr</strong>alobar pulmoner sekes<strong>tr</strong>asyon+Pulmoner anormal<br />

venöz dönüş anomalisi+A<strong>tr</strong>ial septal defekt tanıları ile sağ torakotomi ile tek<br />

seansta tüm düzeltme yapılan bir hastamızda sağ akciğerde hiç fissür olmadığı<br />

görülmektedir.<br />

klinik önemi olan anomalileri anormal fissürlerdir. Çok nadiren<br />

semptom verirler. Bazen de anormal fissürde biriken az miktardaki<br />

sıvı nedeniyle psödotümör olarak değerlendirilebilirler. Bu<br />

nedenle ayrıcı tanı açısından bilinmesi gereklidir.<br />

Sık görülen normalden fazla fissür anomalilerinden biri sol akciğerde,<br />

lingulanın üst lobun diğer segmentlerinden bir fissür<br />

ile ayrılması ile oluşan sol akciğerin <strong>tr</strong>ilobülasyonudur (Şekil 3).<br />

Boyden[6] tarafından normal popülasyonda % 8 oranında görüldüğü<br />

belirtilmektedir.<br />

İnferior aksesuar fissür sağ alt lob medial bazal segmentini alt<br />

lobun diğer segmentlerinden ayıran bir fissür olup oluşan aksesuar<br />

lob inferior aksesuar lob adını alır. Re<strong>tr</strong>okardiyak azigos<br />

lobu ya da lower azygos lobu da denilmektedir. Normal popülasyonda<br />

% 30-45 oranında bulunduğu saptanmıştır(Şekil 4).<br />

Diğer bir aksesuar fissür anomalisi ise alt lob bazal segmentlerini<br />

superior segmentten ayıran fissür olup oluşan eks<strong>tr</strong>a lob<br />

dorsal lob olarak isimlendirilir. % 60 oranında sağ akciğerde, %<br />

14 oranında bilateral görüldüğü söylenmektedir.<br />

Yer Değiştirmiş Anatomik Yapılara Bağlı Fissürler<br />

Aksesuar fissürlerden en çok tanınanı azygos fissürüdür(Şekil<br />

5). Embriyogenez sırasında sağ akciğerin posterior kardinal venin<br />

arkasına doğru gelişmesi sonucu oluşur. Azygos veni posterior<br />

kardinal venden gelişir. Üst lobun bir kısmının bu venin altında<br />

ve medialinde kalması sonucu venin basısı ile ayrı bir lob gibi<br />

görünen bir aksesuar lob oluşur ki buna da azygos lobu denir<br />

Şekil 3. Sol akciğerin <strong>tr</strong>ilobulasyonu Sakküler bronşektazisi olan<br />

hastamıza sağ alt lobektomi+lingulektomi yapılmıştır.<br />

2<br />

| Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Tablo 2. KONJENİTAL TORASİK VASKÜLER ANOMALİLER<br />

AORTOPULMONER ANOMALİLER<br />

- Trunkus arteriosus<br />

- Hemi<strong>tr</strong>unkus arteriosus<br />

- Aortopulmoner – pencere<br />

- Patent duktus arteriosus<br />

- Büyük arterlerin <strong>tr</strong>anspozisyonu<br />

SİSTEMİK ARTERİYEL ANOMALİLER<br />

- Sol aortik arkus aberran sağ subclavian arter<br />

- Çift arkus aorta<br />

- Sağ aortik arkus anomalileri<br />

- Aort koarktasyonu<br />

- Aortik psödokoarktasyon<br />

- Interrupted (kesintili) aortik arkus<br />

- Servikal aortik arkus<br />

PULMONER ARTERİYEL ANOMALİLER<br />

- Ana pulmoner arterin idiopatikdilatasyonu<br />

- Bir pulmoner arterin proksimal (in<strong>tr</strong>aperikardiyal) kısmının olmayışı<br />

- Pulmoner arteriyel stenoz<br />

- Pulmoner sling<br />

PULMONER VENÖZ ANOMALİLER<br />

- Parsiyel anormal pulmoner venöz dönüş<br />

- Total anormal pulmoner venöz dönüş<br />

PULMONER ARTERİOVENÖZ MALFORMASYON<br />

SİSTEMİK VENÖZ ANOMALİLER<br />

- Persistan sol superior vena kava<br />

- Azygos / hemiazygos yolu ile açılan inferior vena kava<br />

SEKESTRASYON<br />

“Lee ML, Lue HC, Chiu IS, Chiu HY, Tsao LY, Cheng CY, Yang AD. A systematic classification of the congenital<br />

bronchopulmonary vascular malformations: Dysmorphogeneses of the primitive foregut system and the primitive<br />

aortic arch system. Yonsei Med J 2008;49:90-102” den alınmıştır.<br />

(Şekil 6). Rutin incelemeler sırasında % 0. 4-1 oranında görüldüğü<br />

bildirilmiştir[3,4]. Azygos lobunun, çok nadiren, aortanın sol<br />

tarafından gelen bir bronkus ile havalandığı rapor edilmiştir[7].<br />

Subklavian fissür, azygos fissürüne göre çok daha nadiren görülen<br />

ve torakotomi ya da otopsiler sırasında tanınan bir anomalidir.<br />

Trakea Agenezi ve A<strong>tr</strong>ezisi<br />

İlk kez 1900 yılında Payne tarafından tarif edilen oldukça nadir<br />

görülen bir anomalidir. İnsidansı 1/50. 000 canlı doğum olup erkeklerde<br />

daha fazla görüldüğü bildirilmiştir. 1979 yılına kadar<br />

39 hasta yayımlanmıştır[8]. Bu güne dek yayınlanan vaka sayısı<br />

100 den azdır.<br />

Trakea agenezi veya a<strong>tr</strong>ezisi, doğumda respiratuvar dis<strong>tr</strong>ese<br />

neden olan ve genellikle fatal seyreden bir anomalidir. Floyd ve<br />

ark[9] anomaliyi üç tipe ayırmışlardır.<br />

Tip I-vakaların % 10’u bu gruptadır. Trakeanın parsiyel a<strong>tr</strong>ezisi<br />

söz konusudur. Distal <strong>tr</strong>akea normalden kısa ancak normaldir,<br />

özefagusun anterior duvarından çıkar.<br />

Tip II-% 59 oranında görülür. Trakeanın total agenezisi söz konusudur.<br />

Karina, bifurkasyon ve bifurkasyon ve bronşlar normaldir.<br />

Karina özefagus ile iştiraktedir.<br />

Tip III- % 31 oranında görülür. Trakea tümüyle agenetik olup<br />

Şekil 4. Lobulasyon anomalilerinin<br />

şematik görünümü<br />

Şekil 5. Azygos fissürü. Aynı hastanın PA akciğer<br />

grafisi ve konvansiyonel tomografisinde azygos<br />

fissürü oklarla gösterilmiştir.<br />

Journal of Clinical and Analytical Medicine 5


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Şekil 6. Azygos fissürünün akciğer tomografisinde mediasten ve parankim<br />

penceresinde görünümü<br />

bronşlar özefagustan çıkarlar(Şekil 7). Vakaların çoğu prematüre<br />

olup maternal polihidramniosa sık rastlanır. Bebekler doğduklarında<br />

mavi renkli olup ağlama sesi duyulmaz. Endo<strong>tr</strong>akeal entübasyon<br />

yapılamaz. Özefagusun entübasyonu hayat kurtarıcı<br />

olabilir. % 84 oranında bronkopulmoner malformasyonlar, kardiyak,<br />

vertebral ve gas<strong>tr</strong>ointestinal anomaliler ile birlikte görüldükleri<br />

rapor edilmiştir[10] Kershner ve Klotch[11] rekons<strong>tr</strong>üksiyon<br />

sonrası uzun süreli yaşayan hastanın olmadığını belirtmişlerdir.<br />

Ancak Hiyama ve ark’nın[12] 1994 yılında ilk kez rekons<strong>tr</strong>üksiyonunu<br />

başardıkları tip II <strong>tr</strong>akeal agenezli çocuğun makale<br />

yayınlandığında 4 yaşında olduğunu da belirtmek gerekir. Çocuk<br />

önce endo<strong>tr</strong>akeal tüp ile tüpün ucu bronkoözefageal fistülün<br />

proksimalinde olacak şekilde özefagus yoluyla entübe edilmiş ve<br />

distal özefagus bandlanmıştır. Gas<strong>tr</strong>ostomiden beslenen çocuk<br />

9 ay mekanik ventilasyonda kalmış, daha sonra <strong>tr</strong>akeostomi yapılıp<br />

uzun bir T tüp yerleştirilmiştir. Sonra da özefagus <strong>tr</strong>akeadan<br />

ayrılmış, kolon interpozisyonu uygulanmıştır.<br />

Şekil 7. Trakea agenezisinin üç tipinin şematik görünümü (Floyd J(9)’dan alınmıştır)<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> Trakeal Stenoz<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <strong>tr</strong>akeal stenoz(KTS) infant ve çocuklarda büyük hava<br />

yollarının daralması ile sonuçlanan bir klinik spek<strong>tr</strong>umdur. Bac-<br />

6 Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

3 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

ker and Mavroudis’e göre <strong>tr</strong>akeal stenoz demek için anatomik<br />

luminal <strong>tr</strong>akea çapının normal <strong>tr</strong>akeanın çapının % 50 ve daha<br />

azı kadar olması gerekir[13]. KTS vasküler ring,pulmoner arter<br />

sling,çift arkus aorta ve aberran sağ subclavian arter gibi kardiovasküler<br />

anomalilerden biri ile birlikte görülebilir[14].<br />

Bu tip vakalarda <strong>tr</strong>akeal daralma vasküler ringin direkt <strong>tr</strong>ake<br />

üzerine yaptığı kompresyona sekonder olup olaya <strong>tr</strong>akeomalazi<br />

eşlik eder[15]. Bu duruma vasküler <strong>tr</strong>akeobronşial kompresyon<br />

sendromu adı da verilmektedir. Bunun yanında vasküler ringli<br />

hastaların yaklaşık % 50-% 60 ında komplet <strong>tr</strong>akeal ringe bağlı<br />

primer <strong>tr</strong>akeal obs<strong>tr</strong>üksiyon olduğu bildirilmiştir[16]. Semptomatik<br />

hastalarda disfaji,s<strong>tr</strong>idor ve respiratuar dis<strong>tr</strong>es gibi havayolu<br />

ve/veya özefagusun obs<strong>tr</strong>üktif semptomları görülür. Radyolojik<br />

tetkiklerden kompüterize tomografi anormal anatomiyi ve<br />

hava yolundaki daralmayı ortaya koymada çok faydalıdır. Bronkoskopi<br />

havayolunun görüntülenmesinde halen gold standart<br />

olsa da küçük çocuklarda bronkospazma yol açacağı için dikkatli<br />

olunmalıdır. Komplet <strong>tr</strong>akeal ringe bağlı daralmalar, vasküler<br />

ringe bağlı pulsatil daralmalar direkt olarak görülebilir. Bir kez<br />

teşhis konulunca artık darlığı giderici cerrahi tedavinin planlanmasına<br />

geçilmelidir. Nadir görülen bu iki komponent nedeniyle<br />

hastalıgın cerrahi tedavisinde bir fikir birliği yoktur. Bazıları obs<strong>tr</strong>üksiyona<br />

neden olan damarın kesilip <strong>tr</strong>anslokasyonu ve reimplantasyonu<br />

yapılarak sadece vasküler ringin giderilmesini hava<br />

yolunun açılması için yeterli görürler[14,16,17,18].<br />

Buna karşın bir grup otör ise hem konjenital <strong>tr</strong>akeal stenoza<br />

hem de vasküler ringe aynı seansta kombine cerrahi yaklaşımın<br />

daha iyi sonuç vereceğini savunmaktadır[16,19]. Bu otörler göre<br />

sadece vasküler ring e müdahale edip komplet <strong>tr</strong>akeal ring lerin<br />

ortadan kaldırılmaması durumunda hava yolu obs<strong>tr</strong>üksiyonu<br />

semptomları kalıcı olacaktır[15]. Bu nedenle cerrahi tedavide<br />

kesin bir şey söylemek zor olup vakaya göre karar verilmelidir.<br />

29 unda <strong>tr</strong>akea darlığı bulunan 131 vasküler ring vakasını tedavi<br />

edip 18 yaşına kadar izleyen Chiu PPL ve ark. komplet <strong>tr</strong>akeal<br />

ringe bağlı dar segment uzunluğunun <strong>tr</strong>akeanın boyunun % 30<br />

ve üzerinde olması durumunda kombine cerrahi tedaviyi önermektedirler.<br />

Backer ve ark. [19] 1985 to 1998 yılları arasında 16<br />

pulmoner slingli hastayı ameliyat etmişler 14 ünde reimplantasyon,<br />

ikisinde <strong>tr</strong>anslokasyon tekniğini kullanmışlardır. Hastalardan<br />

13 ünde komplet <strong>tr</strong>akeal ring nedeniyle <strong>tr</strong>akeoplasti uygulamışlar,<br />

bunlardan 7 sine perikardiyal <strong>tr</strong>akeoplasti, 4 üne <strong>tr</strong>akeal<br />

otogreft, ikisine de distal <strong>tr</strong>akeal rezeksiyon yapmışlardır. Mortaliteyi<br />

bir vakayı post op 7 ay sonra respiratuar komplikasyonlar<br />

nedeniyle kaybettiklerinden % 6 olarak veren otör, hastalarından<br />

hiçbirinde kardiyak patoloji bulunmamasına bağlamıştır.<br />

Bronş <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Trakea ve bronşun dallanma anomalileri % 0. 1-1. 9 oranında<br />

görülen nadir patolojilerdir(20)<br />

Anormal Bronş Sınıflaması(20, 21, 22)<br />

1- Yer değiştirmiş <strong>tr</strong>akeal bronş<br />

Trakeadan veya ipsilateral bronştan ayrılan anormal pozisyonlu<br />

bir lob veya segment bronşudur.<br />

2- Bridging (köprüleyen) bronş<br />

Kon<strong>tr</strong>alateral bronştan ayrılan bir lob veya segment bronşudur.<br />

3- Normalden fazla sayıda olan (supernumerary) <strong>tr</strong>akeal bronş<br />

Aksesuar bir segment veya lob bronşu olup <strong>tr</strong>akeadan çıkar<br />

4- Normalden fazla sayıdan olan (supernumerary) özefageal<br />

bronş<br />

Aksesuar bir bronş olup özefagustan çıkar (bronko-özefageal<br />

fistül)


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Şekil 8. Sağ üst loba ait <strong>tr</strong>akeal bronşun<br />

bronkografik incelemede <strong>tr</strong>akea lateral<br />

duvarından çıktığı izlenmektedir.<br />

Özefageal akciğer<br />

Ana bronşlar özefgustan çıkar<br />

Trakeal Bronş ve Divertikül<br />

Trakeadan çıkan bronşial yapı, normal arteriyel ve venöz kanlanması<br />

olan, normal bir segment ya da lob ile iştirakli ise <strong>tr</strong>akeal<br />

bronş adı verilir. Trakeal bronş <strong>tr</strong>akeanın herhangi bir seviyesinden<br />

ve lateral duvarından çıkar(Şekil 8). Klinik açıdan önemsiz<br />

olan <strong>tr</strong>akeal bronş, genellikle asemptomatik olan hastaların<br />

rutin incelemeleri sırasında fark edilir. Bronkoskopi, bronkografi<br />

ve CT ile tespit edilirler[23](Şekil 9). Trakeal bronşta stenoz<br />

mevcut ise reküren pnömoni atakları görülebilmektedir.<br />

McLaughlin ve ark[24] <strong>tr</strong>akeal bronşlu 18 hastanın beşinde,<br />

bronkografi, ile <strong>tr</strong>akeal bronştaki stenoz nedeniyle bronşektazi<br />

geliştiğini saptamış ve rezeksiyon yaptıklarında semptomların<br />

kaybolduğunu bildirmişlerdir.<br />

Trakeal divertikül, <strong>tr</strong>akeanın servikal veya torakal kısmından<br />

orijin alıp ya kör bir poş şeklinde ya da rudimanter bir akciğer<br />

ile sonlanır Trakeal divertikül,yaklaşık % 1-2 oranında görülen<br />

nadir,ince duvarlı multiple ve multilobuler olabilen genellikle<br />

<strong>tr</strong>akeanın yan ve arka duvarından çoğunlukla da <strong>tr</strong>akeanın<br />

membranoz-kıkırdak birleşim yerinden çıkan, çapı iki cm.<br />

den küçük içi hava dolu, boyu birkaç mm. den 3-4 cm. ye kadar<br />

değişen, dar bir boyun ile <strong>tr</strong>akeaya bağlanan lezyonlardır.<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> ya da sekonder olabilirler. İçi hava dolu olan bronkojenik<br />

kist,laringosel ve ösefageal divertikül ile ayırıcı tanısı<br />

yapılmalıdır. Çapı 2 cm. den daha büyük ve tek bir hava<br />

dolu kese şeklinde görülen <strong>tr</strong>akeoselden kolayca ayırt edilebilir.<br />

Multiple form daha çok Mounier-Kuhn Send. ile birlikte<br />

görülür. İçi mukus doludur. Genelde asemptomatik olmasına<br />

karşın biriken sekresyon nedeniyle <strong>tr</strong>akeobronşial enfeksiyon<br />

gelişebilir. Toraks BT ile kolayca tanı konulabilir. Bronkoskopi<br />

ile orifisi görülebilir. Sık enfeksiyon geçiren vakalarda başka<br />

bir nedenle torakotomi yapılacak olursa aynı seansta divertikül<br />

eksize edilebilir. Aksi halde tedavi gerekmez.<br />

Bridging (Köprüleyen) Bronş<br />

Sol ana bronştan çıkan, mediasteni katedip karşı tarafa geçen,<br />

orta ve/veya alt lob bronşu olarak devam eden bronşa<br />

verilen isimdir(Şekil 10). En sık (% 78) sol PA sling anomalisi<br />

ile birlikte görülür. Normal sağ ana bronşun yaptığından daha<br />

aşağıda bir psödokarina oluşturur. Bazen sağ ana bronş bir<br />

divertikül halinde sonlanır. Eskiden sadece otopside tarif edi-<br />

4<br />

5-<br />

| Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

lirken günümüzde multidetektör<br />

komputerize tomografi ve<br />

fiberoptik bronkoskopi ile daha<br />

kolay tanı konabilmektedir[25].<br />

Bridging bronş bazen sağ akciğerin<br />

havalanmasını sağlayan<br />

tek ana bronş şeklinde de çıkabilir<br />

(Tip IIB)[22].<br />

Bronşial A<strong>tr</strong>ezi<br />

İlk kez Ramsay ve Byron tarafından<br />

1953 yılında<br />

tanımlanmış,bir lob yada segment<br />

bronşunun fokal veya<br />

jukstahiler a<strong>tr</strong>ezisi,distal hava<br />

yolunun normal olması ile karakterize<br />

bir anomalidir. Bronş<br />

lümeni akciğer parankimi içinde<br />

kör bir poş halinde sonlanır. 1980’li yıllara kadar yaklaşık 40<br />

vaka bildirilmiştir[25]. En sık (vakaların yaklaşık 2/3 ü) sol üst<br />

lob apikoposterior segment bronşunda görülür. Bunu sırasıyla<br />

sağ üst lob, sağ orta lob takip eder, alt loblarda nadiren görülür[26,29].<br />

A<strong>tr</strong>ezik kısım lob, segment veya subsegment bronşunun<br />

orijinine yakın kısmındadır. Afetzede segment kollateral<br />

ventilasyon ile havalanır, dolayısıyla amfizematöz görünümdedir[30](Şekil<br />

11). Doğumda a<strong>tr</strong>etik bronş fetal mukoid sıvı ile doludur.<br />

Sıvı bazen reabsorbe olur ve bronş hava ile dolar. Bazen<br />

de tıkanıklığın distalindeki in<strong>tr</strong>abronşial sekresyon giderek koyu<br />

Şekil 9. Bir başka <strong>tr</strong>akeal bronş’lu hastamızın toraks BT’sinde, <strong>tr</strong>akeal bronşun<br />

<strong>tr</strong>akeanın sağ yanından çıktığı izlenmektedir (Prof.Dr.Macit Arıyürek’in izniyle<br />

H.Ü.T.Fak.Radyoloji ABD).<br />

Şekil 10. Sol pulmoner sling anomalisinde (SPSA) <strong>tr</strong>akeobronşial arborizasyon<br />

anomalisi – bridging bronş<br />

a-Tip IA SPSA de normal <strong>tr</strong>akeobronşial anatomi. Bifurkasyon 4-5 ci torakal<br />

vertebra hizasında<br />

b-Tip IB Sağ üst lob <strong>tr</strong>akeadan ayrılan bir bronş ile havalanmaktadır<br />

c-TipIIA Bridging bronş 6-7 ci torakal vertebra hizasındaki<br />

psödokarinadan çıkmaktadır<br />

d-TipIIB Sağ üst lob bronşu yoktur. SPSA sağ bridging bronşu tip I’deki gibi 6-7 ci<br />

vertebra hizasında çaprazlayarak döner.<br />

Journal of Clinical and Analytical Medicine 7


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Şekil 11. Bronşial a<strong>tr</strong>ezili bir hastamızın torakal BT’sinde a<strong>tr</strong>ezik bronş içinde sekresyon birikmesine bağlı dens kitle görünümü ile kollateral ventilasyonla havalanan<br />

afetzede segmentin amfizematö görünümü izlenmektedir (Prof.Dr.Macit Arıyürek’in izniyle H.Ü.T.Fak.Radyoloji ABD).<br />

bir kıvam alır. Gelişen mukoid tıkaç röntgende oval veya yuvarlak<br />

kistik bir görünüm arz eder. Bronkoskopi genellikle normaldir.<br />

Enfeksiyon gelişecek olursa rezeksiyon endikedir[31,32].<br />

Ayırıcı tanıda ilgili segment veya lobun parankiminde hiperlusent<br />

görünüme yol açabilecek bronkosel, konjenital lobar<br />

amfizem,konjenital kistik adenomatoid malformasyon, bronkojenik<br />

kist, bronkopulmoner sekes<strong>tr</strong>asyon MacLeod Sendromu<br />

gözden geçirilmelidir.<br />

Bronşial a<strong>tr</strong>ezi ile birlikte konjenital lobar amfizem, bronkojenik<br />

kist ve pectus excavatum görülen vakalar bildirilmiştir[27].<br />

Komunikan bronkopulmoner foregut malformasyonları -<br />

Özefageal Bronş<br />

Komunikan bronkopulmoner foregut malformasyonları(KBPFM)<br />

nadir görülen,patolojinin bir ucunda respiratuar (bronşiyal) sistem<br />

diger ucunda ise mide ya da özefagus olan,arada patent bir<br />

iştirak olan patolojilerdir[33]. <s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <strong>tr</strong>akeobronşial stenozlarla<br />

birlikte olabilirler[34]. Komunikan bronkopulmoner foregut<br />

malformasyonları pulmoner ve sistemik vasküler sistem, diyafram,<br />

üst gas<strong>tr</strong>ointestinal sistem, kosta ve vertebra anomalileri<br />

ile birlikte görülebilir .<br />

Komunikan bronkopulmoner foregut malformasyonları 4 ana<br />

grupta sınıflandırılabilir[35]. İlkinde özefageal a<strong>tr</strong>ezi vardır. Distal<br />

gas<strong>tr</strong>oözefageal <strong>tr</strong>akt <strong>tr</strong>akeadan çıkar. Bu grup hastalar genelde<br />

yenidoğan döneminde tanı alırlar. İkinci ve üçüncü gruptaki<br />

anomaliler tü KBPFM nın % 32-43 ünü oluşturan en fazla görülen<br />

tiplerdir. İkinci grupta bir akciğerin tümü özefagustan köken<br />

alır özefageal akciğer veya aksesuar akciğer adını alır. Özefageal<br />

akciğerlerin % 95’i sağ taraflıdır. İpsilateral ana bronş<br />

yoktur, dolayısıyla akciğer hipoplastik olup atelektatiktir, fonksiyon<br />

görmez. Üçüncü grupta bir lob veya segment özefagustan<br />

yada mideden köken alır. Bronşun gas<strong>tr</strong>ointestinal sistemden<br />

köken aldığı bu tip özefageal bronş adını alır. Çok çok nadir olmakla<br />

birlikte bilateral özefageal bronş bildirilmiştir. Dördüncü<br />

grupta ise bronşial sistem ile özefagus arasında basit bir iştirak<br />

vardır. İlgili parankim genellikle sistemik vasküler yolla kanlanır.<br />

Bir lob ya da segment bronşunun, özefagustan çıkması “özefageal<br />

bronş” olarak adlandırılır[36]. Sağda ya da solda olabildiği<br />

gibi üst ya da alt loblarda görülebilir[37,38]. İlgili lob normal<br />

pulmoner dolaşım örneği gösterebildiği gibi sistemik dolaşımdan<br />

da kanlanabilir. Anormal bronşun proksimali stenotik olabilir.<br />

Bazen, çok nadir de olsa, eks<strong>tr</strong>a veya in<strong>tr</strong>alober pulmoner<br />

sekes<strong>tr</strong>asyonlarda bronşial yapının özefagus ile iştirakte olduğu<br />

bildirilmiştir[27].<br />

Teshis genellikle Ba’ lu özefagus grafisi,bronşial ve özefageal<br />

endoskopi ile konulur. Üç boyutlu BT özefagografi tanıda yardımcı<br />

olabilir, kompleks anatomi hakkında daha detaylı bilgi sunabilir.<br />

Ayırıcı tanıda pulmoner sekes<strong>tr</strong>asyon, konjenital kistik<br />

adenomatoid malformasyon, ia<strong>tr</strong>ojenik inflamatuar yada neop-<br />

8 Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

5 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

lastik fistüller akla getirilmelidir.<br />

Bronşun özegafus ile iştirakli olması vakaların çok büyük bir kısmında<br />

persistan veya rekürren pnömonilere yol açar. Kronik infeksiyon<br />

nedeni ile ilgili lob ya da segmentin rezeksiyonu en iyi<br />

çözüm gibi görünmektedir. Ancak 1996 yılında Lallemand ve<br />

ark[39] özefageal bronşu olan üç vakanın ikisinde özefagustan<br />

çıkan ana bronşu <strong>tr</strong>akeaya implante ederek cerrahlara yeni bir<br />

tedavi seçeneği sunmuşlardır.<br />

Aksesuar kardiak bronş<br />

İlk kez 1946 yılında Brock tarafından tarif edilen, gerçek normalden<br />

fazla sayıda ancak anormal bir bronştur. Oldukça nadir<br />

olup görülme sıklığı % 0. 07-0. 5 dir. Anormal bronş % 86 vakada<br />

intermediate bronşun medialinden, % 14 vakada ise sağ ana<br />

bronştan,sağ üst lob bronşunun çıktığı seviyenin tam karşı istikametinden<br />

çıkar[40,41].<br />

Genellikle (% 70 olasılıkla) kör bir poş olarak adeta bir divertikül<br />

gibi sonlanır. Daha nadir olarak bronşial dallanmalar görülür.<br />

Aksesuar bir lob şeklinde parankimi olan anormal bir lob şeklinde<br />

olması çok daha nadir rastlanan bir şeklidir[42].<br />

Genellikle asemptomatik olup insidental olarak tanı konulur.<br />

Kronik enfeksiyon gelişen,aspergilloz enfeksiyonu olan, malignite<br />

gelişmiş, hemoptizisi olan vakalarda cerrahi rezeksiyon endikasyonu<br />

vardır[43].<br />

Bronşial Stenoz<br />

Gerçek bir konjenital bronşial stenoz oldukça nadir görülür. Obs<strong>tr</strong>üksiyonun<br />

distalindeki parankim amfizematöz bir görünüm arz<br />

eder ve sık tekrarlayan enfeksiyonlar gelişir. Ayırıcı tanıda akciğer<br />

enfeksiyonuna sekonder mukus tıkaçlarının yol açtığı amfizem<br />

ile teşhis edilmemiş yabancı cisim aspirasyonları sonucu<br />

oluşabilen bronşial stenozlar unutulmamalıdır. Bunların dışında,<br />

<strong>tr</strong>avmaya sekonder parsiyel bronş yırtılmalarında bronş stenozu<br />

gelişebilmektedir. Bu nedenle bronş stenozunun konjenital mi,<br />

yoksa sekonder bir nedene mi bağlı olduğunu söylemek oldukça<br />

zordur. Jaffe[44] konjenital ve sekonder nedenlere bağlı <strong>tr</strong>akea<br />

ve bronş stenozu gelişen altı vakasının dördünde balon dilatasyonu<br />

ile başarılı sonuçlar aldığını bildirmiştir. Diğer bir alternatif<br />

ise bronkoplastik yöntemler kullanarak darlığın cerrahi olarak<br />

giderilmesidir. Aksi halde tekrarlayan akciğer enfeksiyonları nedeniyle<br />

rezeksiyon kaçınılmaz bir sonuç olabilir.<br />

Bronkobilier Fistül<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> bronkobilier fistül nadir görülen bir patolojidir. İlk kez<br />

1952’de Neuhauser ve ark. ca bildirilmiştir[45]. Kız çocuklarda<br />

daha sık görülmektedir[27]. 2008 yılına değin çoğunluğu çocuk<br />

olan 29 vaka yayınlanmıştır[46].<br />

Hasta infant, orta-ağır respiratuar dis<strong>tr</strong>es içindedir. Safra içerikli<br />

ekspektorasyon tipiktir. Fistül sıklıkla sağ ana bronşun prok-


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

simaline açılır. Bronkoskopi ve kolesintigrafi tanı koydurucudur.<br />

Egrari ve ark. [47] 1996’da HIDA scan kullanarak yenidoğanda<br />

tanı koyduklarını bildirmişler, laparotomi ve kolanjiografi gerekip<br />

gerekmediğinin kararında da HIDA scan’ın efektif olduğunu<br />

savunmuşlardır. Şimdiye kadar bildirilen vakaların hepsinde<br />

fistül karaciğerin sol lobu ile iştiraklidir. Fistülün ligasyonundan<br />

sonra karaciğerin sol lobunun küçüldüğü görülmektedir[48].<br />

Bronkobilier fistül konjenital bilier a<strong>tr</strong>ezi ile birlikte olabilmektedir[49].<br />

Tıbbi tedavi inefektif olup ilerleyen respiratuar dis<strong>tr</strong>es<br />

ve enfeksiyon nedeniyle hastaların kaybedilme riski çok yüksektir.<br />

Cerrahi tedavi tek tedavi seçeneği olup mortalite % 25 civarındadır.<br />

Fistül <strong>tr</strong>aktının rezeksiyonu küratif sonuç sağlar.<br />

Bronkoözefageal Fistül<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> bronkoözefageal fistül(BEF), <strong>tr</strong>akeoözefageal fistüldeki<br />

(TEF) gibi embriyonik gelişiminin erken evrelerinde <strong>tr</strong>akea<br />

ile özefagusun birbirinden tam olarak ayrılamaması sonucu oluşan,<br />

nadir görülen bir anomalidir. 1999 yılına kadar 100’den biraz<br />

fazla sayıda vaka bildirilmiştir[50]. Özefagus a<strong>tr</strong>ezisi olmayan<br />

BEF’ler genellikle erişkin yaşlarda tespit edilirler ve TEF’den<br />

% 25-50 oranında daha nadir olarak görülürler[51]. Görülme<br />

yüzdeleri açısından cinsler arasında bir fark olmadığı, en sık hayatın<br />

üçüncü dekadında görüldüğü rapor edilmiştir. Fistül en sık<br />

özefagus ile sağ alt lob bronşu arasında yer alır(Şekil 12). Bunun<br />

dışında sol alt lob, sağ ana bronş, intermediate bronş, sol ana<br />

bronş, sağ orta ve sağ üst lob bronşlarında BEF görüldüğü bildirilmiştir<br />

[50,52,53]. Özefageal web, <strong>tr</strong>akeal agenezi,pulmoner<br />

hipoplazi ve diyafram hernisi ile birlikte görüldüğü bildirilmiştir.<br />

BEF’lü hastalarda semptomlar çocukluk çağında başlayabildiği<br />

gibi erişkin yaşa kadar hiç bulgu vermeyebilir [51,52,54]. Tekrarlayan<br />

akciğer enfeksiyonları ve bronşektazi gelişimine, yemek<br />

yerken öksürük nöbetlerine sık rastlanır[55]. Hemoptizi nadiren<br />

görülür. BEF’ün genellikle erişkin yaşa kadar sessiz bir seyir göstermesinin<br />

nedenleri:[1] Fistülün özefagus tarafındaki açıklığının<br />

bir doku katlantısı nedeniyle adeta bir flap gibi fonksiyon<br />

görmesi, [2] Bir membranla – daha sonra rüptüre olur- kapalı<br />

olması, [3] Özefagus bronş arasındaki fistül yukarıya doğru,<br />

yerçekimine ters yöndedir. Böylece özefagus kontentinin bronş<br />

ağacına geçişi önlenmiş olur, [4] Hastanın semptomlarına adaptasyonu,<br />

[5] Fistül duvarındaki düz adalenin spazmı ile açıklanmaya<br />

çalışılmıştır[51,55,56,57].<br />

6<br />

A B D<br />

C<br />

Şekil 12. Bronkoözefageal fistülü olan 36 yaşındaki bayan hastamıza ait Baryumlu özefagus grafisinde küçük özefageal<br />

fistülöz <strong>tr</strong>aktus(A), toraks CT’de sağ alt ve orta lobda bronkeştazi(B), Operasyon sahasından fistülün diseke edilmiş gros<br />

görünümü(C), Fistülün özefagus ve bronş ile birleşim yerinin mikroskobik görünümü(D). Özefagusa ait squamoz epitel<br />

görülürken kronik enfeksiyon nedeniyle bronş epiteli dökülmüş olarak izlenmektedir(H.E.X 30).<br />

| Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Tanı özefagografi, özefagoskopi, bronkoskopi ve CT ile konur.<br />

Ramo ve ark. nın[43] yaptıkları bir çalışmada bronkoskopi ile %<br />

67, özefagoskopi ile % 40 oranında yalancı negatif sonuç elde<br />

edilmiştir. Özefagografi şimdilik en sentsitif ve geçerli teşhis<br />

metodudur.<br />

Braimbridge ve Keith, BEF’leri dört tipe ayırır. Hangi tip olursa<br />

olsun fistülün divizyonu veya eksizyonu seçilmesi gereken tedavi<br />

şeklidir. Geçmişte fistülün stapler ile kapatılması, fistüle lokal<br />

sodyum hidroksit ve asetik asit enjeksiyonu gibi yöntemler<br />

uygulanmıştır[50]. Geç kalınmış, dolayısı ile tekrarlayan akciğer<br />

enfeksiyonları nedeniyle pulmoner parankimi harab olmuş vakalar<br />

ile bronşektazi gelişmiş vakalarda rezeksiyon yapmak gerekebilir.<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> Lober Amfizem<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> lobar amfizem bir lobun, segmentin ya da birden fazla<br />

lobun bronşunun in<strong>tr</strong>ensek obs<strong>tr</strong>üksiyon veya eks<strong>tr</strong>ensek herhangi<br />

bir bası olmaksızın ileri derecede hiperinflasyona uğrayarak<br />

normal akciğere ve mediastene bası yapması ile karakterize<br />

foregut anomalilerinden biridir. Neonatal veya infantil lobar<br />

amfizem olarak da isimlendirilmektedir. Vakaların ancak<br />

1/3’ünün doğumda, geri kalanlarının daha sonra ortaya çıkması<br />

nedeniyle konjenital lobar amfizem tabiri daha uygundur[58,60].<br />

Vakaların çoğu, ilk altı aylık olana kadar ki periyod içinde görülür.<br />

Bazı serilerde hastaların yaklaşık % 40-50’sinde ek in<strong>tr</strong>akardiyak<br />

veya toraks duvarı anomalilerine rastlandığı bildirilmektedir[61,62].<br />

Erkeklerde kız çocuklarına oranla daha fazla görülür.<br />

Bildirilen vakaların yaklaşık 2/3’ü erkektir. Siyah ırkta ve prematüre<br />

infantlarda nadiren görüldüğü rapor edilmiştir[62,64]. En<br />

sık sol üst lobda, daha sonra sıklık sırasıyla sağ orta lob, sağ üst<br />

ve alt loblarda görülür. Bilateral lobar amfizem sadece üç vakada<br />

tespit edilmiştir[65,66].<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> lobar amfizemin etyolojisi halen net olarak belirlenememiştir.<br />

Stovin 1959 yılında lobar amfizem etyolojisini vasküler,<br />

idiopatik ve bronşial kıkırdak patolojisi olmak üzere üç ana<br />

grupta toplamıştır. Daha sonraları çeşitli mekanizmaların etyolojide<br />

rol oynadığı savunulmuştur. Alveollere zarar veren enfeksiyon<br />

varlığı, koyu kıvamlı sekresyonun lob bronşunu obs<strong>tr</strong>ükte<br />

etmesi, kartilaj yokluğu veya uygun olmayan fleksibilite nedeniyle<br />

bronkomalazi gelişmesi gibi[63]. Bunlara en son eklenen<br />

1970’lerde Hislop ve Reid’in öne sürdüğü polialveolar lob<br />

teorisidir[67]. Polialveolar lobda<br />

alveol sayısı normalin beş<br />

misline ulaşacak ölçüde artmıştır.<br />

Afetzede loblarda alveol<br />

sayı ve çaplarındaki artışı otörler<br />

pulmoner asinüslerin giantizmi<br />

olarak açıklamaya çalışmışlardır.<br />

Tapper ve ark. 1980<br />

yılında yayınladıkları çalışmalarında<br />

daha önceden konjenital<br />

lobar amfizem olarak rapor<br />

edilen 16 vakanın 6’sının polialveolar<br />

loba uyduğunu belirtmişlerdir[68].<br />

Lincoln ve ark. [69]<br />

gözden geçirdikleri 28 vakanın<br />

22’sinde afetzede lobun bronşunda<br />

kıkırdak dokunun hipoplazik<br />

olduğunu ya da kıkırdağın<br />

bulunmadığını bildirirken, Scarpelli<br />

ve ark. tarafından toplanan<br />

bir seride bronş kıkırda-<br />

Journal of Clinical and Analytical Medicine 9


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

ğının % 25 oranında displastik olduğu<br />

tespit edilmiştir[27]. Etyolojiye yönelik<br />

her ne söylenirse söylensin birçok otör<br />

vakaların % 50’sinde belirli bir neden<br />

bulunamadığı konusunda hem fikirdirler[59,62,63,70].<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> lobar amfizemde semptomlar<br />

vakaların %30’unda doğumu takiben,<br />

diğerlerinde ise daha sonraki çocukluk<br />

dönemlerinde ortaya çıkar Dispne,<br />

interkostal ve supraklaviküler çekilmeler,<br />

wheezing, ilerleyen siyanoz, beslenme<br />

güçlüğü tipik bulgulardır.<br />

Tanıda en yararlı laboratuvar tetkiki<br />

PA akciğer grafisidir. <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> grafisinde<br />

amfizmeli bir lobun komşu lob(lar)<br />

a bası yaparak atalektaziye neden olması,<br />

diafragmanın afetzede tarafta<br />

aşağı doğru itilmesi ve düzleşmesi,<br />

sağlam tarafa doğru mediastenin şifti<br />

tipiktir(Şekil 13). Ayırıcı tanıda dev hava<br />

bül, pnömotoraks ve konjenital diafragma hernisi akılda tutulmalıdır.<br />

Floroskopi, kliniği nisbeten hafif olan ve ileri yaşlardaki<br />

çocuklarda uygulanabilir. Vasküler bir yapının basısı sonucu<br />

konjenital lobar amfizem geliştiği düşünülen vakalarda anjiografi<br />

yapılabilir. Bronkoskopi; mukus tıkacı, mukoza katlantısı, yabancı<br />

cisim gibi in<strong>tr</strong>ensek obs<strong>tr</strong>üksiyon yapan patolojilerin ekarte<br />

edilmesinde faydalı ise de kliniği ağır olan respiratuvar dis<strong>tr</strong>es<br />

içindeki bir infantta dikkat edilmez ise tehlikeli olabilir. Dikkatli<br />

bir şekilde anestezi indüksiyonunu takiben ameliyathanede<br />

yapılacak bronkoskopi ile bronş kıkırdak yapısı, bronşun havalanma<br />

esnasında kollabe olup olmaması, dıştan bası olup olmadığı<br />

kolayca görülür. Daha sonra hasta entübe edilip torakotomi<br />

pozisyonu verilir. Yine bronkografi ve özefagografi ayırıcı<br />

tanıda kullanılabilecek tetkikler olup yapılmasına hastanın kliniğine<br />

göre karar verilmelidir. Radyonüklid ventilasyon/perfüzyon<br />

sintigrafisi, CT gibi tetkikler teşhis ve ayırıcı tanıda faydalı<br />

olmakla beraber küçük infantlarda oldukça zor yapılabilen<br />

tetkiklerdir(Şekil 14).<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> lobar amfizemin tedavisinde bugüne kadar tıbbi, konservatif<br />

ve cerrahi tedavi olmak üzere üç tip tedavi uygulanmıştır.<br />

Sadece tıbbi tedavi uygulandığında hastaların %50’sinin<br />

10 Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

7 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

Şekil 13. Sol üst lobda konjenital lobar amfizem.<br />

Sol üst lobektomi yapılan hastamızda ileri derecede<br />

distandü olan sol üst lobun mediasteni tümüyle sağa<br />

ittiği görülmektedir.<br />

progressif respiratuar dis<strong>tr</strong>es nedeniyle öldüğü,<br />

yaşayan hastaların ise % 75’inde persistan<br />

amfizem olduğu görülmüştür[64]. Semptomları<br />

hafif olan infantlar bazı otörlere göre<br />

oksijen, antibiyotik ve solunan havanın nemlendirilmesi<br />

gibi proflaktik konservatif tedavi<br />

protokolü ile dikkatlice izlenebilir. Bu görüşü<br />

savunan Korngold ve ark. [71] 2 hastayı<br />

iğne aspirasyonu ile uzun süreli yaşatmayı<br />

başardıklarını, Roghair ve ark[72] medikal<br />

tedavi ile iki hastayı uzun süreli takip ettiklerini<br />

belirtmişlerdir. 1977’de Shannon medikal<br />

tedavi uyguladıkları 16 hastanın 2’sinin<br />

bronkopulmoner displazi nedeniyle eksitus<br />

olduğunu, yaşayan 14 hastanın sadece<br />

üçünün daha sonra cerrahi rezeksiyona gittiğini,<br />

geri kalan 11 hastanın medikal tedavi<br />

ile rahat olduğunu bildirmiştir[73]. 1991’de<br />

Kennedy[74] 12 hastayı, 1992’de Stigers ve<br />

ark. [75] 8 hastanın beşini medikal tedavi ile<br />

uzun süreli takip etmeyi başardıklarını belirten<br />

makaleler yazmışlardır. Ayrıca patolojinin çok nadiren de<br />

olsa spontan olarak gerileyebildiği bildirilmiştir[72]. Sonuç olarak<br />

söylemek gerekirse uygun tedavi modalitesi hastanın respiratuvar<br />

semptomlarının şiddetine göre seçilmelidir. Korngold’un<br />

bahsettiği iğne aspirasyonu yöntemi gibi fatal tansiyon pnömotoraksına<br />

neden olabilecek bir yöntem asla denenmemelidir.<br />

Konservatif tedavi, semptomları hafif olan seçilmiş bazı infatlar<br />

ile daha çok büyük çocuklarda uygulanabilir. Persistan veya<br />

progressif, orta-ileri derecede respiratuar dis<strong>tr</strong>es altındaki vakalarda<br />

afetzede lob veya lobların rezeksiyonu en uygun tedavi<br />

yöntemidir.<br />

Yenidoğan ve küçük infantlarda cerrahi tedavi mortalitesi ek<br />

konjenital anomaliler de varsa % 7-20’dir[72] (Şekil 15). Ancak<br />

günümüz şartlarında cerrahi mortalite daha kabul edilebilir düzeylere<br />

indirilmiştir.<br />

Pulmoner Displazi<br />

Pulmoner Agenezi<br />

Çok nadir görülen bir anomalidir. Hastanelerde çekilen 10. 000<br />

akciğer grafisinin ancak birinde rastlanabildiği rapor edilmiştir[76].<br />

Otopsi serilerinde ise 1/15. 000 oranında görüldüğü ra-<br />

A B D<br />

C<br />

Şekil 14. Sağ üst ve orta lobdan menşe olan konjenital lobar amfizemli vakamıza ait PA akciğer gr(A), torakal CT(B). Küçük torakotomi insizyonundan ileri derece distandü üst ve orta lobun çıkışı (C).<br />

Sağ üst orta lobektomi materyalinde minör fissürün hiç gelişmediği izlenmektedir(D). Ameliyat spesmeni açıldığında orta lob bronşunun üst lob bronşundan çıktığı görülmüştür.<br />

A B C<br />

D<br />

Şekil 15. Sol üst lobda konjenital lobar amfizemi olan bir infantın PA akciğer gr(A). Anjiografide PDA izlenmektedir(B). Üst lobun torakotomiden dışarı fırlayışı(C). Üst lobektomi ve PDA ligasyonu<br />

yapılan hastada PA üzerinde devamlı <strong>tr</strong>ill devam edince perikard açılmış sürpriz olarak aortiko-pulmoner pencere saptanmıştır(D). Aynı insizyondan divizyon yapılan A-P pencerenin preop teşhis<br />

edilememesinin nedeni aortografide kateterin ucunun assendan aortada biraz distal yerleşimli oluşudur.


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

porlanmıştır. Sol akciğerde % 70 sağda % 30 oranında ve erkeklerde<br />

iki kat daha fazla görülmektedir[77]. Vakaların % 50-<br />

60’ında ek, özellikle de kardiyak anomaliler mevcuttur. Sağ pulmoner<br />

agenezili vakalarda ek anomali görülme sıklığı bariz olarak<br />

daha yüksektir[78]. Embriyonik akciğer tomurcuklarından birinin<br />

gelişmemesi sonucu ortaya çıkan bu anomalide akciğere<br />

ait bronşial, vasküler ve parankimal hiçbir doku yoktur. Say ve<br />

ark. pulmoner agnezili vakaların(46,xx,2p+) kromozomundaki bir<br />

anomali ile birlikte olabileceğini yayınlamıştır[79].<br />

Pulmoner agenezli bir yenidoğanda takipne, dispne, siyanoz görülebileceği<br />

gibi çocuk asemptomatik de olabilir. Daha büyük infantların<br />

çoğunda astma veya bronşiti düşündüren wheezing olduğu<br />

söylenmektedir. Muayenede ve akciğer grafisinde mediastenin<br />

afetzede tarafa kaydığı tespit edilir(Şekil 16). Ayırıcı tanıda<br />

total akciğer atelektazisi, bir akciğerin total sekes<strong>tr</strong>asyonu,<br />

özefageal bronş akla gelmelidir. Teşhis için CT ve/veya ek anomali<br />

düşünülen vakalarda EKO, anjiografi yapılabilir. Bu anomalide<br />

mortalite oldukça yüksektir. Agenezili çocukların % 30’u<br />

ilk bir yıl % 50’si ilk beş yıl içinde kaybedilirler[80]. Sol pulmoner<br />

agenezli vakalarda prognoz biraz daha iyidir. Bilateral pulmoner<br />

agenezi ilk kez Morgagni tarafından bildirilmiş olup letal<br />

bir anomalidir Bilateral pulmoner agenezili ancak canlı doğan<br />

bir hasta 1958 yılında Claireaux tarafından yayınlanmıştır.<br />

Literatürdeki tek yayın olup bebek 15 dak. yaşamış doğal olarak<br />

eksitus olmuştur[81].<br />

Spesifik bir tedavisi yoktur. Asemptomatik ve komplikasyon<br />

gelişmemiş hastalar izlenmelidir. Mediastinal şift,kalbin<br />

rotasyonu,sağlam akciğerin hiperinflasyonu nedeniyle <strong>tr</strong>akeada<br />

king görüldüğü, bu tip vakalarda aortopeksi, diyafragma <strong>tr</strong>anslokasyonu<br />

gibi yöntemler uygulanabileceği yayımlanmış ise de<br />

komplikasyon oranı fazladır.<br />

Pulmoner Aplazi<br />

Afetzede tarafta bronş ağacı rudimenter olup kör bir poş şeklinde<br />

sonlanır. Vasküler yapı ve parankimal doku hiç gelişmemiştir.<br />

Kör poşta biriken sekresyonun sık tekrarlayan akciğer enfeksiyonuna<br />

neden olması durumunda infekte bronş güdüğünün rezeksiyonu<br />

gerekebilir.<br />

Primer Pulmoner Hipoplazi<br />

Bu anomalide akciğerin tümü ya da bir lobu hipoplaziktir. Patolojik<br />

olarak radial alveolar sayı ve oranı ile akciğerin tüm vücut<br />

ağırlığına oranı düşüktür. Pulmoner arteriollerin duvarının normalden<br />

kalın oluşu, persistan fetal dolaşım paterninin devam<br />

ettiğini düşündürür. Swischuk ve ark. 1979’da 8 vakalık primer<br />

pulmoner hipoplazi serisi yayınlamışlar[82]. Maalesef vakaların<br />

altısı tedaviye rağmen kaybedilmiştir.<br />

Semptomlar hemen doğumu takip eder. İnfantın respiratuvar<br />

dis<strong>tr</strong>esi genellikle oksijen tedavisine cevap vermez. Hipoksemi,<br />

asidoz ve hiperkapni görülebilir. Pulmoner vasküler rezistansın<br />

düşürülmesi ve sağ-sol şantın azaltılması tek tedavi şansıdır.<br />

A B C D<br />

8<br />

| Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Sekonder Pulmoner Hipoplazi<br />

Sekonder pulmoner hipoplazi toplu olarak Tablo 3’de izlendiği<br />

üzere çeşitli fetal ve maternal anomalilerle birlikte görülebilir[83].<br />

En sık görülen sekonder pulmoner hipoplazi nedeni konjenital diafragma<br />

hernisidir[27]. Hernie olan abdominal organların yarattığı<br />

bası nedeniyle ipsilateral akciğer yeterince gelişemez. Pulmoner<br />

hipoplazi olan konjenital diafragma hernilerinde mortalite<br />

oldukça yüksektir. Ayrıca bu vakalarda persistan fetal sirkülasyon<br />

nedeniyle pulmoner vasküler rezistans yüksektir. Bu yüksek<br />

rezsitansı yenebilmek için yüksek frekanslı ventilasyon, sedasyon,<br />

% 100 O2, sodyum bikarbonat vs. kullanarak PH’nın alkali<br />

tarafa kaydırılması, vazodilatatörler kullanılmaktadır. Bunlara<br />

rağmen bazı infantlar solunum yetmezliğine girerler. Bu durumda<br />

eks<strong>tr</strong>akorporeal membran oksijenasyon(ECMO) uygulanmak<br />

zorunda kalınabilir. ECMO’ya rağmen hastaların ancak %<br />

70’i kurtarılabilir.<br />

Sekonder pulmoner hipoplazi nedenleri arasında ikinci sırayı<br />

Potter sendromu almaktadır. Bu sendromda bilateral renal agenezi<br />

nedeniyle oligohidrammios gelişir ve uterus tarafından fetus<br />

baskı altında kalır.<br />

Tüm sekonder pulmoneer hipoplazilerde ortak pulmoner patoloji<br />

akciğer volumünün küçük, bronşial dallanma ve alveol sayısının<br />

normalden daha az oluşudur.<br />

Pulmoner Sekes<strong>tr</strong>asyon<br />

Bir lob veya segmentin normal <strong>tr</strong>akeobronşial sistem ile iştirakının<br />

olmaması ile karakterize konjenital bir anomalidir. Arteriyal<br />

dolaşımı torakal aorta veya abdominal aortadan çıkan ve diafragmayı<br />

geçerek sekes<strong>tr</strong>e dokuya ulaşan sistemik arter(ler) ile<br />

sağlanır. Daha nadir olarak arteriyel kan akımının subclavian arter,<br />

bronşial arter yolu ile de sağlandığı bildirilmiştir[84].<br />

Venöz dönüş genellikle pulmoner venlere, nadiren de sistemik<br />

venlere olur. <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong>in konjenital malformasyonlarının % 7’sini<br />

oluşturur. Pulmoner rezeksiyon yapılan vakaların % 1-2’sinin<br />

pulmoner sekes<strong>tr</strong>asyon olduğu bildirilmiştir[85].<br />

Eks<strong>tr</strong>alobar ve in<strong>tr</strong>alobar olmak üzere iki formu vardır. Eks<strong>tr</strong>alober<br />

sekes<strong>tr</strong>asyonda sekes<strong>tr</strong>e doku normal akciğerlerden ayrı<br />

olup kendine ait ayrı bir visseral plevra ile kaplıdır. İn<strong>tr</strong>alobar<br />

sekes<strong>tr</strong>asyon ise normal akciğer parankimi içinde yerleşmiştir.<br />

Sekes<strong>tr</strong>asyon muhtemelen kaudal primitif foregut’ın kaudal divertikülünden<br />

köken alır. Bu nedenle diğer primitif foregut kökenli<br />

konjenital akciğer anomalileri ile birlikte görülebilir[86].<br />

Nitekim bir vakamızda bronkojenik kist ile birlikte in<strong>tr</strong>alobar pulmoner<br />

sekes<strong>tr</strong>asyona rastlamamız bu görüşü destekler mahiyettedir[87].<br />

Tanı antenatal dönemde gebeliğin 16-24. cü haftalarında ul<strong>tr</strong>asonografi<br />

(USG) ile konabilir[88]. Erkeklerde kızlara oranla üç<br />

misli daha fazla görülmektedir. Ul<strong>tr</strong>asonografide vakaların yarısında<br />

mediastinal çift, polihidramnios ve hidropik değişiklik-<br />

Şekil 16. Sağ pulmoner agenezli bir hastamızın P-A akciğer(A), konvansiyonel tomografisi(B). Bronkografide sağ akciğere ait bronşial ağacın hiç gelişmediği(C), anjiografide sağ pulmoner arterin ve<br />

parankimin olmadığı(D) izlenmektedir.<br />

Journal of Clinical and Analytical Medicine 11


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Tablo 3. Sekonder pulmoner hipoplaziye eşlik eden patolojiler( Luck SR(69)’den<br />

alınmıştır).<br />

Oligohidramnios<br />

Potter sendromu ( bilateral renal agenesis)<br />

Renal displaziler<br />

Amnion sıvısı kaçağı<br />

Küçük veya rijid göğüs duvarı ile birlikte kemik displazileri<br />

Akondroplazi<br />

Kondredis<strong>tr</strong>ofia fetalis kalsifikans<br />

Spondiloepifizyal displazi<br />

Osteogenesis imperfecta<br />

Tanatophorik cücelik<br />

Neonatal hipofosfatemi<br />

Fetal respiratuar hareketlerin azalması<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> ar<strong>tr</strong>ogripozis multipleks konjenita<br />

Kamptodaktili ve multiple ankilozis sendromu<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> myotonik dis<strong>tr</strong>ofi<br />

Asfiksiating torasik dis<strong>tr</strong>ofi (Jeune sendromu)<br />

Diafragma elevasyonu<br />

Membranöz diafragma<br />

Abdominal kitle veya asit<br />

Frenik sinir agenezisi<br />

İn<strong>tr</strong>atorasik yer işgal eden lezyonlar<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> diafragma hernisi<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> kistik adenomatoid malformasyon<br />

Mediastinal tümörler ve kistik higroma<br />

Enterik kistler (özefageal dublikasyon kistleri)<br />

Pulmoner vasküler anomaliler<br />

Pulmoner arter agenezisi<br />

Scimitar sendromu<br />

Diğer patolojiler<br />

Omfalosel<br />

Down sendromu<br />

Fetusun rhesus immünizasyonu<br />

ler saptandığı bildirilmiştir. Sonografik olarak kistik adenomatoid<br />

malformasyondan ayırmak zordur[89]. Sekes<strong>tr</strong>asyon solid,<br />

iyi sınırlı ekojenik kitle halinde görülür. Renkli Doppler USG ile<br />

sistemik arteriyel dolaşımı tesbit edilebilir. Hidropik değişiklikler<br />

saptanırsa erken doğum endikasyonu konulabilir. Gebeliğin<br />

erken dönemlerinde polihidramnios gelişirse polihidramniosun<br />

drenajı veya torakoamniotik şant konulması düşünülebilir[90].<br />

Eks<strong>tr</strong>alobar Sekes<strong>tr</strong>asyon<br />

Sekes<strong>tr</strong>asyonların % 25’i eks<strong>tr</strong>alober olup %90’ı sol hemitoraksta<br />

üçgen şekilli lezyonlar halinde yer alırlar. Genellikle posterior<br />

kostofrenik açıda yerleşirlerse de mediastende, diafragma içinde,<br />

hatta % 15 kadarının diyafragma içinde veya diafragma altında<br />

periadrenal yerleşim gösterdikleri dahi görülmüştür[91].<br />

Vakaların % 50’sinden fazlası da diafragma hernisi, diafragma<br />

paralizisi, akalazya, pektus ekskavatus, konjenital kardiak malformasyonlar<br />

gibi anomalilerden biri eşlik eder. Ek anomalilerden<br />

en sık görüleni hastaların % 30 kadarında görülen diafragma<br />

hernisidir[7,26]. Erkeklerde 3 misli daha sık görülür.<br />

Arteriyel dolaşım sistemik arterler tarafından sağlanır. Vakaların<br />

% 20 kadarında arteri diyafragma altından abdominal aortadan<br />

çıkar. Venöz dönüş büyük oranda azygos, hemiazygos veni<br />

ile superior vena kavayadır.<br />

Tanı ul<strong>tr</strong>asonografi, CT (Şekil 17), MRI ve anjiografi ile konulur<br />

(Şekil 18). Renkli Doppler ve MRI sistemik arteriyel dolaşım gösterme<br />

bakımından CT’den daha üstündür. Anjiografinin nadiren<br />

gerekli olduğu söylenmekte ise de arterinin birden fazla olabileceği,<br />

çok anormal seyir izleyebileceği göz önüne alınacak olursa<br />

oldukça faydalı ve yol göstericidir.<br />

Özellikle çocukluk döneminde hastaların büyük kısmı asemptomatik<br />

olup çekilen akciğer grafilerinde tesadüfen teşhis edilir-<br />

12 Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

9 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

ler. Bazı çocuklarda artmış sol sağ şant nedeniyle kalp yetmezliği<br />

gelişebileceği unutulmamalıdır. Erişkinlerde tekrarlayan akciğer<br />

enfeksiyonları nedeniyle teşhis nisbeten daha kolaydır.<br />

Tedavisi, sekes<strong>tr</strong>asyonun rezeksiyonudur (Şekil 19). Varsa birlikte<br />

görülen ek anomaliler de aynı seansta düzeltilir.<br />

İn<strong>tr</strong>alobar Sekes<strong>tr</strong>asyon<br />

İnsidansı tam olarak bilinmemekle beraber sekes<strong>tr</strong>asyonların %<br />

75’ini oluşturur. Görülme sıklığı açısından cinsler arasında fark<br />

yoktur. Sol akciğerde sağa oranla iki misli fazla görülür. Olguların<br />

2/3’ünde seks<strong>tr</strong>e akciğer, sol alt lob posterobazal segmentinde<br />

yerleşim gösterir. Savic ve ark.’ca 1979 yılına kadar toplanan<br />

literatürdeki en geniş sekes<strong>tr</strong>asyon serisinde, 9 vakada üst<br />

veya orta lobda da yerleşim gösterdiği bildirilmiştir[92]. Genel<br />

olarak soliter görülen patolojilerdir [5,26,27]. Daha çok torasik<br />

aorta, daha nadir olarak da abdominal aorta ve dallarından çıkan<br />

arterlerle beslenir. Sıklıkla tek ve kalın, nadiren de 5-6 küçük<br />

arteri mevcuttur (Şekil 20). Venöz drenajı hemen daima pulmoner<br />

venöz sisteme olur. Vakalarda sol-sol şant vardır. Venöz dre-<br />

Şekil 17. Sol alt lobda ek<strong>tr</strong>alobar pulmoner sekes<strong>tr</strong>asyonu olan bir hastamızın torakal BT’sinde<br />

sekes<strong>tr</strong>e dokunun aortadan çıkan bir arter ile kanlandığı görülmektedir.<br />

Şekil 18. Ek<strong>tr</strong>alobar pulmoner sekes<strong>tr</strong>asyonlu bir hastamıza ait aortografide sekes<strong>tr</strong>asyonun<br />

abdominal aortadan çıkan kalın bir arter ile kanlandığı görülmektedir. (H.Ü.T.Fak.Pedia<strong>tr</strong>ik<br />

Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı’nın izniyle)


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Şekil 19. Sol alt zonda yer alan eks<strong>tr</strong>alobar pulmoner sekes<strong>tr</strong>asyonlu bir hastamıza ait toraks BT, seke<strong>tr</strong>asyonun gros görünümü aortadan<br />

çıkan arterin diseksiyonu ve çıkarılan patolojik spesmenin görünümü<br />

najın nadiren inferior vena kava ve azygos sistemine döküldüğü<br />

birkaç vaka yayınlanmıştır[93].<br />

Sağ tarafta yerleşen in<strong>tr</strong>alobar pulmoner sekes<strong>tr</strong>asyonlu<br />

vakaların % 60 kadarında anormal pulmoner venöz dönüş<br />

görülmektedir(Scimitar Send. u için diagnostik)[94].<br />

Adölesan çağına kadar pek semptom vermezler. Kohn kanalları<br />

nedeniyle kronik enfeksiyon gelişebilir. Enfeksiyon gelişmesi halinde<br />

öksürük, ateş, prülan balgam çıkarma gibi semptomlar ortaya<br />

çıkar. Kronik enfeksiyon gelişmiş hastalarda sekes<strong>tr</strong>e segment<br />

tipik olarak kistik yapıda içi püy ile dolu lezyonlar halinde<br />

görüntülenir. Adölesan ve erişkinlerde, arteriosklerotik değişiklikler<br />

nedeniyle sekes<strong>tr</strong>e dokuyu besleyen arter(ler)de anevrizmatik<br />

dilatasyon, yalancı anevrizma gelişmesi, hatta fatal hemoptize<br />

neden olması mümkündür[27,95]. Venöz drenajın pulmoner<br />

vene olduğu infantlarda, sol-sağ şant fazla ise konjestif<br />

kalp yetmezliği bulgularına rastlanması mümkündür.<br />

Tanı, yenidoğanda akciğer grafisi ve doppler ul<strong>tr</strong>asonografi ile<br />

konulabilir. Daha büyük çocuklarda kon<strong>tr</strong>astlı CT bulguları tipiktir.<br />

MRI ve anjiografi diğer teşhis metodlarıdır(Şekil 21).<br />

Tedavide; enfeksiyon olmayan vakalarda seks<strong>tr</strong>asyonun segmental<br />

rezeksiyonu yeterlidir. Enfeksiyon geçirmiş vakalarda<br />

segment rezeksiyonu zor olabilir, lobektomi yapılabilir. Rezeksi-<br />

Şekil 20. Sağ akciğer alt lobda yer alan in<strong>tr</strong>alobar pulmoner sekes<strong>tr</strong>asyonlu bir vakamıza ait PA akciğer grafisi (solda), sekes<strong>tr</strong>e dokunun<br />

yapılan aortografide birden fazla arterinin olduğu görülmektedir(sağda).<br />

10 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

yon sırasında iki noktaya mutlaka dikkat<br />

edilmelidir. Birincisi arterin mutlaka<br />

iki taraflı dikkatlice ligatüre edilip<br />

divizyonudur. Yanlış bir kesi, arterin<br />

güdüğünün açılıp diafragma içine<br />

ya da altına kaçması kon<strong>tr</strong>ol edilmesi<br />

zor kanamalara neden olabilir. Bu<br />

nedenle bazı cerrahlar cerrahi rezeksiyon<br />

öncesi muhtemel kanama komplikasyonuna<br />

karşın sekes<strong>tr</strong>e dokuyu<br />

besleyen arterin embolize edilmesini<br />

önermektedirler(Şekil 22). Diğer ikinci<br />

nokta rezeksiyon öncesi venöz dönüşün<br />

dikkatli bir diseksiyonla ortaya<br />

konmasıdır. Uygun olmayan bir ligasyon<br />

pulmoner infarktüs ile sonuçlanabilir.<br />

Bronkojenik Kist<br />

Primitif foregut’ın ven<strong>tr</strong>al divertükülünün<br />

anormal dallanması sonucu <strong>tr</strong>akeobronşial<br />

ağacın gelişiminin en etkin<br />

olduğu embriyonik hayatın 26-40.<br />

ıncı günlerinde oluşur[26,96,97]. Nadir<br />

görülen bir anomalidir. Çocuklarda<br />

görülen mediastinal yer işgal eden lezyonların % 10’u bronkojenik<br />

kistlerdir[98].<br />

Genellikle in<strong>tr</strong>atorasik yerleşim gösterirler. Nadir olarak boyunda<br />

[99,101], suprasternal bölgede[102], ciltte[103], perikardda<br />

[104], diafragma içinde hatta diafragma altında dahi[105]<br />

görülebilmektedir. Ektopik yerleşimli kistlerin varlığı, embriyonik<br />

gelişim sırasında ven<strong>tr</strong>al divertikül dallanırken <strong>tr</strong>akeobronşial<br />

sistemle olan orijinal bağlantının kaybolması ve anormal dallanan<br />

kısmın migrate olarak, migrate olduğu yerde bronkojenik<br />

kist oluşturması yolu ile açıklanabilir [99,102,103,106]. Hemen<br />

her yaşta görülebilirler. Nitekim literatürde yenidoğandan 53<br />

yaşına kadar görülen ve torakotomi yapılan vakalar bildirilmiştir[107,108].<br />

Nedeni bilinmemekle birlikte erkeklerde ve yahudi<br />

ırkında daha fazla görüldüğünden bahsedilmektedir[109,110].<br />

Bronşial kistler parankimal kistler ve mediastinal kistler olmak<br />

üzere iki grupta incelenirler. Kistlerin çoğu parankimal yerleşimlidir.<br />

Genellikle soliter görülürlerse de multiple, hatta bilateral<br />

dahi olabilirler. Vakaların 2/3’ü alt loblarda lokalizedir [26,106].<br />

Çoğunlukla asemptomatiktirler. Enfekte oldukları zaman ya da<br />

mediastinal oluşumlara bası yapmaları halinde klinik belirti verirler.<br />

Enfeksiyon gelişmesi halinde öksürük, pürülan balgam çıkarma,<br />

ateş ve hemoptizi gibi semptomlar<br />

görülebilir. Parankimal bronkojenik<br />

kistlerin 2/3 ü açık olduğu kabul<br />

edilen bir bronşial iştirak nedeniyle<br />

enfekte olur[26,27]. Radyolojik olarak,<br />

genellikle sıvı dansiteli yuvarlak<br />

veya oval düzgün kenarlı lezyonlar halinde<br />

görüntülenen bronkojenik kistler<br />

içinde hava-sıvı seviyesinin görülmesi<br />

kistin enfekte olduğunu işaret<br />

eder(Şekil 23). Bu olgularda akciğer<br />

absesi, perfore-enfekte hidatik kist,<br />

kaviteleşmiş akciğer kanseri veya akciğer<br />

infarktüsü ile ayırıcı tanı yapılmalıdır.<br />

Bronşa rüptüre olan bronkojenik<br />

kist bazen süratle genişleyebilir<br />

Journal of Clinical and Analytical Medicine 13


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Şekil 21.Sol alt lobda yer alan in<strong>tr</strong>alobar pulmoner sekes<strong>tr</strong>asyonlu diğer<br />

bir vakamıza ait aortografide sekes<strong>tr</strong>e dokunun abdominal aortadan<br />

çıkan iki arter ile beslendiği görülmektedir.<br />

hatta plevral mesafeye açılarak tansiyon pnömotoraksına dahi<br />

neden olabilir. CT teşhis yanında ayrıcı tanıda oldukça faydalıdır.<br />

Mediastinal yerleşimli bronkojenik kistler genellikle soliter olarak<br />

görülürler. Multiple olanları genellikle unilateral yerleşim<br />

gösterirler[26]. Vakaların çoğu subkarinal yerleşimli olup, para<strong>tr</strong>akeal,<br />

hiler, paraözefageal, göğüs duvarı plevrası altında yer<br />

alabilirler[26]. Infantlarda komşu oldukları <strong>tr</strong>akea veya bronşa<br />

bası yaparak s<strong>tr</strong>idora neden olabilirler[100,106,111]. Parankimal<br />

yerleşimli bronkojenik kistlere oranla daha nadir enfekte<br />

olurlar. Komşu bronş veya <strong>tr</strong>akea ile iştirakleri parankimal kistlerdeki<br />

kadar fazla değildir. Bu iştiraklarin çoğu fibröz bir band<br />

halindedir[112]. Başta perikardiyal defekt olmak üzere, bronkopulmoner<br />

sekes<strong>tr</strong>asyon(Şekil 24), Williams-Champbell sendromu,<br />

deks<strong>tr</strong>okardi, anormal akciğer lobülasyonu ile birlikte görüldükleri<br />

rapor edilmiştir[87,106]. Ayırıcı tanıda dermoid kist,<br />

dublikasyon kisti, kist hidatik, kistik higroma, in<strong>tr</strong>atorasik gua<strong>tr</strong>,<br />

Castleman hastalığı, nörojenik tümörler akla gelmelidir.<br />

Kistin içi respiratuar epitel ile kaplı olup beyazımsı mukoid bir<br />

sıvı ile doludur. Kistin enfekte olması ya da kist içine kanama olması<br />

halinde kist muhtevasının rengi ve kıvamı değişebilir, respiratuar<br />

epitel harab olarak yerini skuamoz metaplaziye bırakır.<br />

Kist duvarında müköz glandlar, elastik doku, kı-<br />

kırdak, düz adele lifleri bulunabilir [26,111]. Çok<br />

nadir de olsa bu yapılardan köken alan adenokarsinom<br />

ve yassı hücreli karsinom gelişen vakalar<br />

bildirilmiştir [26].<br />

Tedavisi kistin cerrahi eksizyonudur. Çoğu vakada<br />

wedge rezeksiyon, segmentektomi veya kistektomi<br />

yeterli olmaktadır. Kronik enfeksiyon<br />

gelişmiş ve parankim harabiyeti olan bazı vakalarda<br />

lobektomi gerekebilir. Prognoz komplet<br />

eksizyon yapılan vakalarda çok iyidir. İnkomplet<br />

eksizyon yapılan hastalarda 24 yıl sonra dahi<br />

14 Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

11 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

Şekil 22. İntarlobar pulmoner sekes<strong>tr</strong>asyonu bir hastamızda sekes<strong>tr</strong>e dokuyu besleyen bir arter olmasına<br />

karşın, bu arterin dallanarak diyafragma düzeyinde bir çok dal ile pulmoner parankime girmesi nedeniyle preop<br />

embolize edilmesi tercih edilmiştir.<br />

geç nüksler görüldüğü bildirilmiştir.<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> Kistik Adenomatoid Malformasyon (CCAM)<br />

İlk kez Chin ve Tang tarafından tarif edilen patoloji akciğerin<br />

konjenital kistik hastalıklarından biridir[113-115]. Bildirilen<br />

vakaların çoğu neonatal periodda teşhis edilen hastalara aittir[113,114].<br />

İnsidansı 1/11. 000-1/35. 000 canlı doğum olarak<br />

verilmektedir[116] Erkek çocuklarda daha çok görülmektedir.<br />

Nadir olsada bilateral CCAM bildirilmiştir. Bazı büyük serilerde<br />

% 4 oranında bilateral CCAM yer almaktadır[117]. Klinikte<br />

tek başına görüldüğü gibi pulmoner sekes<strong>tr</strong>asyon,konjenital lobar<br />

amfizem, bronkojenik kist,özefageal dublikasyon kisti ve nöroendokrin<br />

kist gibi diğer bronkopulmoner foregut malformasyonlarından<br />

bir veya birkaçı ile birlikte görülebilir[118].<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> kistik adenomatoid malformasyonun (CCAM) gebeliğin<br />

ilk 50 gününde vuku bulan bir ebriyolojik defekt sonucu ortaya<br />

çıktığı düşünülmektedir[115]. CCAM, önceleri hamartomatöz<br />

bir yapı olarak kabul edilmiş, kistik yapıların çoğunun duvarında<br />

çizgili kas görüldüğünden fokal bir pulmoner displazi olarak değerlendirilmiştir[119].<br />

Mikroskobik karakteristik özellikleri 1986’da Luck ve ark. ca[83]<br />

şu şekilde özetlenmiştir:<br />

A B C<br />

Şekil 23. Sol üst lob anterior segmentte enfekte bronşial kist. P-A akciğer grafisi(A), yan akciğer gr.(B) ve konvansiyonel<br />

tomografide(C) hava-sıvı seviyesi veren kist görülmektedir.


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

A B C1 C2 D<br />

1-Silyalı kolumnar epitel ile döşeli, terminal respiratuar bronşiole<br />

benzer yapının bariz bir proliferasyonu nedeniyle adenomatoid<br />

bir görünüm mevcuttur. Bağ dokusu s<strong>tr</strong>oması, disorganize<br />

elastik doku ve düz kas elemanları içerir.<br />

2-Kistik yapıların içi bronş epiteline benzer, küboidal-silyalı psödos<strong>tr</strong>atifiye<br />

kolumnar epitel ile döşelidir. Epitel kistin lümenine<br />

doğru multiple polipoid uzantılar gösterir.<br />

3-Bronşial mukoseröz bezlere ve kıkırdak plaklara kist parankimasında<br />

rastlanmaz.<br />

4-Alveolar kistlerin az bir kısmı mukus salgılayan hücrelerle kaplı<br />

olup, adeta intestinal mukozaya benzer bir yapı oluştururlar.<br />

A B<br />

Şekil 25. Tip I konjenital kistik adenomatoid malformasyonlu 10 aylık bir hastamızın PA<br />

akciğer gr(A) ve toraks CT’de(B) sağ orta ve alt lobda multiple kistik yapılarla çevrelenmiş<br />

solid kitle görünümü (H.Ü.T.Fak.Pedia<strong>tr</strong>ik Göğüs Hastalıkları Bilim Dalının izniyle(2))<br />

Görüntünün normal bronş hücreleri ile hiçbir benzerliği yoktur.<br />

5-İnflamasyon bulgusu yoktur.<br />

Gerek Stocker[120], gerekse Bale PM[121] 1977 ve 79 yıllarında<br />

CCAM’u klinik ve patolojik görünümlerine göre üç tipe<br />

ayırmıştır(Tablo 4). Stocker 2002 yılında bu sınıflamaya iki subtip<br />

daha ilave etmiştir[122].<br />

Bu yeni sınıflamaya göre:<br />

Tip 0 da CCAM akciğerin bütün loblarını tutar. Yaşam kabil değildir.<br />

Tıp I lezyonlu vakalar CCAM’lu vakaların % 60-70’ini oluştururlar.<br />

Kist tek veya multipl’dır. Kist çapı 2 cm ve daha büyük olup<br />

yaşam beklentisi en iyi olan gruptur.<br />

Tip II lezyon % 15- 20 oranında görülürler. Bir veya birden fazla<br />

kist olabilir. Vakaların % 60’ında başta renal agenezi veya disgenezi,<br />

kardiyak anomaliler ve intestinal a<strong>tr</strong>ezi olmak üzere ek<br />

anomaliler görülür. Kistlerin çapı 2 cm. den az olup yaşam beklentileri<br />

% 40 civarındadır.<br />

Tip III lezyonlar en az görülen (% 5-10) tiptir. Yaşam beklentisi<br />

% 50 civarındadır. Kist çapı 0. 5 cm den azdır. Genellikle solid<br />

lezyonlar halindedir.<br />

Tip IV CCAM da kistler büyük,periferik yerleşimli ve ince cidarlıdır.<br />

Görülme sıklıkları % 10 dan daha azdır. Genellikle asemptomatiktirler.<br />

Spontan pnömotoraks ile başvurduklarında tanı konurlar.<br />

12 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Şekil 24. Bronkojenik kist ön tanısı ile ameliyata alınan bir hastamıza ait P-A(A) ve yan akciğer gr.de(B) bronkojenik kist izlenmektedir. Torakotomi yapıldığında bronkojenik<br />

kistin toraks duvarında ve eks<strong>tr</strong>aplevral olduğu görülmüş; abdominal aortadan çıkan kalın bir damarla beslenen, alt lobda yerleşmiş in<strong>tr</strong>alobar sekes<strong>tr</strong>asyona rastlanması<br />

sürpriz olmuştur(C1 ve C2). Sağ alt lobektomi ve bronşial kist spesmenleri(D)<br />

Stocker sınıflamasının antenatal tanı konulmasına yardımcı olamadığından<br />

yola çıkan Cha ve ark. [123] iki histolojik CCAM paterni<br />

tarif etmişlerdir. Adzick ve ark. [124] ise antenatal tanı<br />

konulan kistik malformasyonları makrositik (Tip I) ve mikrositik<br />

(Tip II) olmak üzere iki tipe ayırmışlardır.<br />

Tip I lezyonlu vakaların % 80’inde yenidoğan döneminde respiratuvar<br />

dis<strong>tr</strong>ese rastlanır. CCAM prematür infantlarda solid yapıda<br />

iken 40 haftalık gebelik süresini doldurarak doğan yenidoğan<br />

ve infantlarda solid-kistik yapıdadır. Klasik kistik lezyonlu<br />

CCAM’lara tekrarlayan akciğer enfeksiyonu nedeniyle daha büyük<br />

infant ve çocuklarda rastlanmaktadır[125](Şekil 25).<br />

Tanı prenatal dönemde fetal ul<strong>tr</strong>ason ile konulabilmektedir.<br />

Daha doğrusu fetal ul<strong>tr</strong>ason ile fetusun akciğerinde bir patoloji<br />

olduğu tespit edilebilmekte ancak bunun CCAM mu yoksa<br />

başka bir patoloji mi olduğunun ayırıcı tanısı yapılamamaktadır[89,126](Şekil<br />

26). Antenatal tanı konulan vakaların çoğunda<br />

CCAM sol taraftadır.<br />

Hastaların prognozuna etki eden faktörler; hidropsun bulunuşu,<br />

sağlam akciğer dokusunun hipoplazisinin derecesi, histolojik tip,<br />

teşhis yaşı olarak belirtilmektedir. Nadir de olsa spontan rezolüsyona<br />

uğrayan vakalar bildirilmiştir[127]. Hidrops gelişen vakalarda<br />

CCAM’un in<strong>tr</strong>auterin rezeksiyonu veya hidrotoraksın sonografi<br />

altında konulan torakoamniotik bir şant ile drenajı yoluyla<br />

faydalı sonuçlar alınabilmektedir. Rezeksiyon yapılan vakalarda<br />

hidrops 1-2 hafta içinde gerilemekte mediasten orta hatta<br />

dönmekte,geri kalan akciğer parankimi normal gelişimine devam<br />

edebilmektedir[128].<br />

CCAM, pedia<strong>tr</strong>ik akciğer rezeksiyonu yapılan vakaların % 42 sini<br />

oluşturmaktadır. Kistik akciğer hastalığı nedeniyle ameliyat edilen<br />

çocukların % 53 ünde neden CCAM dur. Nadiren (yaklaşık %<br />

4 oranında) malign dejenerasyon gelişebilmekte olup bu vakaların<br />

hemen daima müsinöz bronkoalveolar karsinom oldukları<br />

bildirilmiştir[129]. Özellikle Stocker sınıflamasına göre Tip 1<br />

olanlarda malign dejerasyon olduğu söylenmektedir [130,131].<br />

CCAM ların tedavisi cerrahidir. Bazı otörler asemptomatik infantların<br />

yakın gözlenmesini,cerrahi rezeksiyonun 6 ay bazılarına<br />

göre ise çocuk 12 aylık olana dek beklenmesini tavsiye etmektedir.<br />

Semptomatik vakaların tedavisi afetzede lobun rezek-<br />

Şekil 26. Prenatal tanı konulan konjenital kistik adenomatoid malformasyonlu (Tip III)<br />

hastamızın fetal USG’de akciğerin dens yapıda olduğu izlenmektedir. (Prof.Dr.Sinan Beksaç’ın<br />

izniyle H.Ü.T.Fak.Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD, Prenatal tanı grubu)<br />

Journal of Clinical and Analytical Medicine 15


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

A B C1 C2<br />

Şekil 27. Trakeobronkomegalisi olan 8 yaşındaki bir hastamızın P-A(A) ve yan akciğer gr(B) ile torakal CT’de(C1 ve C2) <strong>tr</strong>akea ve ana bronşların ileri derecede genişlemiş<br />

olduğu görülmektedir.(H.Ü.T.Fak. Pedia<strong>tr</strong>ik Göğüs Hastalıkları Bilim Dalının izniyle(107)).<br />

siyonudur. Böylece hasta çocuğun yaşıyla ilgili olmakla birlikte<br />

hem respiratuar dis<strong>tr</strong>es ortadan kalkar, hem geri kalan akciğer<br />

dokusunun hipoplazik kalması engellenmiş olur, hem de düşük<br />

bir ihtimal de olsa CCAM’dan gelişebilecek bir maligniteden<br />

kurtulunmuş olur. Wong ve ark[132] 21‘i asemptomatik toplam<br />

35 vakalık serilerinde, 18 vakanın (%86) 1-13 ay içinde semptomatik<br />

hale gelip cerrahi rezeksiyon yapılmak zorunda kalındığını,<br />

bu nedenle asemptomatik olsalar dahi vakaların erken cerrahiye<br />

verilmesinin doğru olacağını belirtmişlerdir.<br />

Trakeobronkomegali (Mounier-Kuhn Sendromu)<br />

Trakea ve ana bronşların progressif dilatasyonudur(Şekil 27).<br />

Nedeni tam olarak bilinmemekle beraber ikizlerde daha sık görülmesi,<br />

klinik olarak Ehlers –Danlos sendromuna benzemesi<br />

nedeniyle etyopatogenezinde konnektif doku defektinin yattığı<br />

söylenmektedir[133,134]. Trakea ve ana bronşlarda elastik lifler<br />

a<strong>tr</strong>ofik yada yoktur. Düz adele lifleri normale göre incedir. İnspirasyonda<br />

genişleyen <strong>tr</strong>akea ve ana bronşlar ekspiriumda kollabe<br />

olurlar. Tanı düz akciğer grafisi, bronkoskopi, 3 boyutlu toraks<br />

CT ve MRI ile konulabilir. Ölü boşluğun artışı, sekresyonların<br />

ekspektorasyonunda zorluk, sekresyon birikimi ve sık akciğer<br />

enfeksiyonu geçirme nedeniyle tedavi öncelikle destekle-<br />

16 Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

13 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

yicidir. Göğüs fizyoterapisi, enfeksiyon geliştiğinde uygun antibiyotik<br />

kullanımı önemlidir. Bir kaç vakada konulan Y şeklindeki<br />

<strong>tr</strong>akeobronşial stent başarılı olmuş ise de rutin kullanımı söz<br />

konusu değildir, daha ziyade kazanılmış tip <strong>tr</strong>akeobronkomegali<br />

hastalarında kullanılması tavsiye edilmektedir[135].<br />

Bronkomalazi<br />

Bronş duvarındaki zayıflık ile karakterize, ekspiriumda ya da zorlu<br />

solunum manevraları sırasında bronş lümeninin % 50’den fazla<br />

daralmasıdır[136].<br />

Daha çok <strong>tr</strong>akea duvarının zayıflığı şekilnde görülür ki bu vakalara<br />

<strong>tr</strong>akeobronkomalazi denilir. Nadir görülen bronkomalazi<br />

konjenital veya kazanılmış olabilmektedir[137,138]. <s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong><br />

olan form genellikle prematürlerde ve infant döneminde görülür.<br />

Genellikle kendini sınırlayan patolojilerdir. Genellikle hayatın<br />

ilk 2 senesinde görülüp kendiliğinden baybolurlar.<br />

Tüm vakaların semptomatik olmaması nedeniyle gerçek insidansı<br />

belirlemek zordur. Re<strong>tr</strong>ospektif bronkoskopi serilerinde<br />

<strong>tr</strong>akeobronkomalazi prevalansı % 4. 5-23 arasında verilmektedir[137,138].<br />

Gerçek etyopatogenez bilinmemektedir. Bronş duvarının elastik<br />

dokusunun konjenital zayıflığına ya da inflamatuar irritasyona


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

TABLO 5. <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong>in konjenital vasküler lezyonlarının sınıflandırması(141)<br />

1- Pulmoner arteri ilgilendiren lezyonlar<br />

-Pulmoner arter agenezisi<br />

-Pulmoner arter dal ve dallarının stenozu<br />

2- Pulmoner venleri ilgilendiren lezyonlar<br />

-Pulmoner venöz drenaj anomalileri<br />

-Pulmoner varis<br />

3- Lenfanjiektazi<br />

Şekil 28. Pulmoner malinosculation teorisi (Pulmoner arter, pulmoner ven, pulmoner parankim<br />

ve havayolunun anormal ilişkisi ve dismorfogenezi)<br />

bağlı olarak geliştiği düşünülmektedir. Kazanılmış <strong>tr</strong>akeobronkomalazide<br />

nedenler kronik bronşit, tümörün eks<strong>tr</strong>ensek kompresyonu,<br />

anormal bir damarın veya vasküler ringin kompresyonu,<br />

endo<strong>tr</strong>akeal entübasyon ve mekanik ventilasyon, sol a<strong>tr</strong>iumun<br />

büyümesi, <strong>tr</strong>avma, akciğer tx, relapsing polikondritis olarak<br />

sayılmaktadır.<br />

14 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Teşhis toraks CT ile konulabilir. Dinamik CT’de respirasyonun<br />

insp ve exp. fazlasından bronş lümeninin genişliğinin değişimi<br />

ile artık tanı konulabilmektedir[139] Gold standart bronkoskopide<br />

ekspirium sırasında kollapsın görülmesidir. Hafif asemptomatik,<br />

insidental teşhis edilen vakalarda tedavi gerekmez. Etyolojiye<br />

göre hareket etmek daha uygundur. Bronkodilatörler, non<br />

invasif kontinu pozitif havayolu basıncı (CPAP) maskesi kullanımı,<br />

stent kullanımı tedavide yer bulmuştur. Semptomatik, lokalize<br />

bir segmentin, kollabe olduğu vakalarda cerrahi (ana bronşta)<br />

rezeksiyon uç-uca anastomoz tercih edilebilir.<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> Vasküler Anomaliler<br />

Pulmoner vasküler yatağın oldukça kompleks embriyolojik gelişim<br />

süreci geçirmesine rağmen akciğerin konjenital vasküler<br />

lezyonları nispeten nadir görülürler. Gerçek bir insidans verilememektedir.<br />

Bugüne değin çok çeşitli sınıflandırmalar yapılmıştır.<br />

1974 yılında Ellis ve ark.’ca[140] yapılan sınıflandırma Thomas<br />

W. Shileds[141] tarafından pulmoner arterden, pulmoner<br />

venlerden ve lenfatik damarlardan köken alan anomaliler olmak<br />

üzere üç başlıkta toplanarak modifiye edilmiştir(Tablo 5).<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> pulmoner vasküler malformasyonların akciğerin bir<br />

veya birden fazla kompenentinin birbiri ile anormal ilişkisi sonucu<br />

orataya çıkması ve geniş bir spek<strong>tr</strong>um içermesi bazı otörlerin<br />

yeni sınıflandırmalar yapmalarına neden olmuştur. Buna sekes<strong>tr</strong>asyon<br />

spek<strong>tr</strong>umu ile Scimitar Sendromu örnek olarak verilmektedir.<br />

Her iki hastalık da, bugün bütün dünyaca kabul edilen<br />

bir tanıma, sınıflamaya sokulamamaıştır. Clements ve ark. ları<br />

“wheel teorisi”, Lee ve ark. ları ise “malinosculations teorisi” ile<br />

(Şekil 28) bronkopulmoner vasküler malformasyonları bir çerçeveye<br />

bir kalıba bir sınıflandırmaya tabi tutmaya çalışmışlardır[142,143,144]<br />

(Tablo 6).<br />

Unilateral Pulmoner Arter Yokluğu<br />

Oldukça nadir görülen bir anomalidir.<br />

İnsidansı % 0. 6 olarak belirtilmiştir[145].<br />

İlk defa 1868 yılında Fraentzel<br />

tarafından yayınlanan anomali<br />

yine ilk defa 1952 yılında Madoff[146]<br />

tarafından angiografi ile demons<strong>tr</strong>e<br />

edilmiştir. 1962 yılında Pool[147] literatürdeki<br />

98 vakalık en büyük seriyi<br />

yayınlayarak anomalinin embriyolojisi<br />

hakkında detaylı bilgileri sunmuştur.<br />

Anomali izole olarak bulunabileceği<br />

gibi[148], beraberinde konjenital<br />

kardiak malformasyonlar da görülebilir.<br />

Kombine tip, izole tipin üç misli<br />

daha sık görülmektedir.<br />

Birlikte görülen ek kardiyak anomaliler<br />

sıklık sırasına göre patent duktus<br />

arteriosus(PDA), ven<strong>tr</strong>iküler septal<br />

defekt, Fallot te<strong>tr</strong>olojisi, sağ arkus<br />

aorta, çift çıkımlı sağ ven<strong>tr</strong>ikül, <strong>tr</strong>unkus<br />

arteriosus, <strong>tr</strong>iküspit a<strong>tr</strong>ezisi, büyük<br />

damarların <strong>tr</strong>anspozisyonu, total<br />

anormal pulmoner venöz dönüş<br />

ve aortikopulmoner pencere’dir. <s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong><br />

izole sol PA yokluğu ile birlikte<br />

genellikle TOF, septal defektler ve<br />

sağ aortik arkus vb. kardiyak defektlere<br />

rastlanırken konjenital izole sağ<br />

PA yokluğu ile birlikte PDA ve diğer<br />

Journal of Clinical and Analytical Medicine 17


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

A B C D<br />

Şekil 29. <s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> izole sol pulmoner arter (PA) yokluğu olan 19 yaşındaki bayan hastamızın P-A (A), ve sol yan akciğer grafisi (B). Sol tarafta vaskülaritenin olmadığı dikkat çekmektedir. Aynı<br />

hastanın akciğer perfüzyon sintigrafisinde (anterior-posterior görüntü) sol akciğerde perfüzyon yoktur (C). Selektif PA anjiografisinde sol pulmoner arterin bulunmadığı, ana ve sağ PA dallarında<br />

anevrizmatik dilatasyonlar izlenmektedir (D).<br />

anomalilere rastlanmaktadır[147]. Bu nedenle izole sağ PA yokluğunda<br />

prognozun daha iyi olduğu belirtilmektedir. Penkoske<br />

ve ark. bazı vakalarda pulmoner arterin proksimal kesiminin olmayıp<br />

distal pulmoner yatağın bir PDA yolu ile beslendiğini, diğer<br />

bir grup vakada ise distal pulmoner yatağın aortikopulmoner<br />

kollateral arterler ile beslendiğini belirterek bu tip bir anomalinin<br />

hemi<strong>tr</strong>unkus ile karıştırılmaması gerektiğine işaret etmişlerdir[149].<br />

Anomalinin proksimal 6. cı aortik ark’ın rezorbsiyonu ve <strong>tr</strong>unkus<br />

arteriosus’un defektif septasyonu ile in<strong>tr</strong>apulmoner pulmoner<br />

arter ile distal 6. cı aortik arkusun iştirakinin devam etmesi<br />

sonucu oluştuğu kabul edilmektedir[145,147,150] genellikle<br />

aortik arkusun karşı tarafındaki pulmoner arter yoktur. Pulmoner<br />

arterler ile bronkopulmoner sistemin gelişimi birbiri ile yakın<br />

ilişkili olduğundan bu anomalilerin çoğunda hipoplazik akciğer,<br />

bronşektazi, in<strong>tr</strong>alobar pulmoner sekes<strong>tr</strong>asyon gibi anomaliler<br />

görülebilmektedir.<br />

Venöz kanın tümü pulmoner arteri olan akciğere<br />

gider. Fetal pulmoner yapının kalıcı olması, aşırı<br />

kan volümü ve pulmoner arterlerde giderek gelişen<br />

obliteratif intimal değişiklikler sonucu pulmoner<br />

hipertansiyon(PH) gelişir. İzole vakalarda<br />

%19, kombine formda ise % 88 oranında PH gelişir[145,147,148].<br />

Ayırıcı tanıda unilateral amfizem, bronşektazi,<br />

pulmoner arter koarktasyonu, Swyer-James<br />

Sendromu, pulmoner arter <strong>tr</strong>ombozu ve embolisi<br />

hatırda tutulmalıdır[151].<br />

Genellikle asemptomatik olan hastaların %<br />

80-90’nında sık akciğer enfeksiyonu öyküsü<br />

vardır. İzole vakalar genelikle asemptomatik<br />

olup PH geliştiğinde efor dispnesi, hemoptizi<br />

ortaya çıkabilir. Pulmoner hipertansiyon insidansı<br />

izole vakalarda % 19 iken kardiyovasküler<br />

şantı olan vakalarda % 88 olarak verilmektedir.<br />

Selektif pulmoner anjiografi, <strong>tr</strong>anstorasik<br />

ekokardiografi(EKO) ve akciğer perfüzyon sin-<br />

tigrafisi (Şekil 29) ile kesin tanı konur. Günümüzde,<br />

kon<strong>tr</strong>astlı toraks BT (Şekil 30) ve magnetik<br />

rezonans görüntüleme (MRG) teknikleri ile<br />

çok daha kolay tanı konulabilmektedir.<br />

Anjiografide hilusta anastomoz yapmaya elverişli<br />

pulmoner arter güdüğü varsa ana pulmoner<br />

arter ile bu kısım arasında yapılacak bir<br />

sistemik-pulmoner şant veya ana pulmoner arter<br />

ile distal pulmoner yatağın devamlılığının<br />

sağlanması(Şekil 31) tek tedavi şansıdır. İzole<br />

formda uzun süreli takip sonuçları hakkında<br />

net bir bilgimiz olmamakla beraber, kombine<br />

formunda cerrahi mortalite % 25-45 arasın-<br />

18 Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

15 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

dadır[145].<br />

Supravalvüler Pulmoner Arter Stenozu<br />

İzole veya diğer konjenital kardiyak anomaliler ile birlikte sık<br />

olarak rastlanmaktadır. Stenoz, ana pulmoner arter ve her iki<br />

dalında olabileceği gibi periferik pulmoner arter dallarında izole<br />

veya multiple darlıklar şeklinde de görülebilir. İzole formu ilk<br />

kez Mangars tarafından tanımlanmıştır[152]. Vakaların yaklaşık<br />

2/3’ünde ilave konjenital kardiyak anomaliler mevcuttur. En<br />

sık pulmoner valvüler stenoz ve VSD ile birlikte görülür. Anomali<br />

hakkında çeşitli sınıflandırmalar yapılmış olmakla birlikte en kolay<br />

anlaşılır olanı Gay ve ark. ’na aittir[153]. Buna göre:<br />

1- San<strong>tr</strong>al stenozlar: Stenoz, ana pulmoner arter ve/veya sağ ve<br />

sol pulmoner arterin proksimalindedir.<br />

2- Bifurkasyon stenozu: Stenoz, pulmoner arter bifurkasyonu ve<br />

her iki dalın başlangıç kısmındadır.<br />

3- Multiple periferik stenoz: Stenoz, segmental pulmoner arter<br />

Şekil 30. <s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> sağ pulmoner arter yokluğu olan başka bir hasatamıza ait olan toraks BT görüntüleri (Prof.Dr.Figen<br />

Demirkazık’ın izniyle H.Ü.Tıp Fak. Radyoloji ABD).<br />

A B C<br />

Şekil 31. Fallot te<strong>tr</strong>olojili bir hastamızda sol proksimal (in<strong>tr</strong>aperikardial) pulmoner arter yokluğu. Aortografide deks<strong>tr</strong>apoze aorta,<br />

sağ PA ve aşırı dar sağ ven<strong>tr</strong>ikül çıkım yolu izlenmektedir. (A). Aortografinin geç fazında sol pulmoner arter aortopulmoner<br />

kollateral bir damar ile dolmaktadır(B). Postop. DSA. Total korreksiyon yapılmış, sol PA-ana PA devamlılığı 8mm.lik suni bir damar<br />

grefti ile sağlanmıştır(C).


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Şekil 32. Supravalvüler pulmoner arter stenozları Tip 1-San<strong>tr</strong>al stenozlar, Tip 2-Bifurkasyon stenozları, Tip 3-Multiple<br />

periferik stenoz, Tip 4-San<strong>tr</strong>al ve periferik stenozun birlikte olduğu kombine tip.<br />

dallarındadır.<br />

4- San<strong>tr</strong>al ve periferik stenozun kombine olduğu durum (Şekil<br />

32)<br />

Vakaların yaklaşık 2/3’ünde san<strong>tr</strong>al stenoz görülür. Obs<strong>tr</strong>üksiyonun<br />

derecesine bağlı olarak sağ ven<strong>tr</strong>ikülde değişik derecelerde<br />

hiper<strong>tr</strong>ofi görülür.<br />

Büyük arterlerin <strong>tr</strong>anspozisyonu vakalarında ideal cerrahi tedavi<br />

yöntemi arteriyel switch (Jatene ) operasyonu olmasına karşın<br />

hastaların % 3-30 kadarında neopulmoner arterde supravalvar<br />

pulmoner stenoz geliştiği bildirilmektedir[154]. Darlıktakı gradientin<br />

60 mmHg yı aşması halinde cerrahi olarak darlığın giderilmesi<br />

endikasyonu doğar.<br />

Multiple periferik stenotik lezyonların tedavisinde balon angioplasti<br />

yöntemi en ideal tedavi yöntemidir[155]. San<strong>tr</strong>al ve bifurkasyon<br />

stenozlarında eks<strong>tr</strong>akorporeal dolaşım kullanılarak<br />

patch arterioplasti veya greft replasmanı ile başarılı sonuçlar<br />

alınmaktadır.<br />

Şekil 33. Rendu Osler Weber Sendromlu, aile öyküsü olan, deri ve mukozasında<br />

telenjektazileri olan bir hastamıza ait pulmoner AVM ((Prof.Dr.Figen Demirkazık’ın izniyle<br />

H.Ü.Tıp Fak.Radyoloji ABD).<br />

16 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Pulmoner Arteriovenöz Fistül (Malformasyon)<br />

Pulmoner arteriyel kanın, kapiller yatağa girmeden<br />

pulmoner venöz sisteme geçişi ile karakterize<br />

olan patolojilerdir. İlk kez 1897 yılında Churton<br />

tarafından otopside tanımlanan pulmoner<br />

A-V ya da malformasyon pulmoner arteriovenöz<br />

anevrizma, akciğerin hemanjiomu, akciğerin<br />

kavernöz hemanjiomu ve pulmoner telenjektazi<br />

isimleri ile de anılmaktadır. İzole ya da herediter<br />

hemorajik telentektazi ile birlikte görülebilir.<br />

Aslında, normal bir akciğerde venöz veya arteriyel<br />

pulmoner hipertansiyon, portal hipertansiyon,<br />

siroz ve obs<strong>tr</strong>üktif akciğer hastalığı gibi patolojilerde<br />

hemodinamik açıdan büyük önem taşıyan,<br />

bir miktar arterivenöz şant bulunur. <s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong><br />

pulmoner arteriovenöz iştirakler büyüklük<br />

ve pozisyonlarına göre Anabtawi ve ark. tarafından<br />

1965 yılında beş ana başlıkta sınıflandırılmıştır[156],<br />

1974 yılında Dines ve ark. ise arteriovenöz<br />

fistülleri Rendu-Osler-Weber hastalığı<br />

(ROWH) diğer adı ile herediter hemorajik telenjiektazi<br />

(HHT) ile birlikte olanlar(Şekil 33) ve<br />

idiopatik A-V fistüller(Şekil 34) diye iki subgruba<br />

ayırmışlardır[157]. Pulmoner A-V fistüllü vakaların<br />

çok azı idiopatik olup genellikle ROWH ile<br />

birlikte görülür. ROWH’nın günümüzde 9q33-34<br />

gen defekti olan Tip I, 3q22 kromozom anomalisi<br />

ihtiva eden Tip II ve 12q kromozom defekti ile<br />

karakterize Tip III olmak üzere üç fenotipi tanımlanmıştır. Tip I<br />

ve Tip II fenotiplerinde pulmoner A-V fistül görülürken Tip III’de<br />

şimdiye kadar bildirilmemiştir[141].<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> pulmoner A-V fistül kadınlarda daha sık görülür(%<br />

65) ve otozomal dominant geçiş gösterir[157].<br />

Sağ akciğerde 5 segment ve fazlasında, sol akciğerde 4 segment<br />

ve fazlasında arteriovenöz malformasyon(AVM) varsa,diffüz<br />

AVM denilmesi daha uygun görülmektedir. Diffüz pulmoner AVM<br />

lerin % 71 inde HHT saptanmış olup %72 si bilateral yerleşimlidir.<br />

Kadınlarda bilateral AVM daha sık görülmektedir[158].<br />

Vakaların % 30-33’ünde lezyon multiple olup, % 70 oranında alt<br />

loblarda lokalizedir(Şekil 35) Hastaların bir kısmı asemptomatiktir.<br />

Bazı hastalarda hipoksemi mevcuttur. Paradoksal <strong>tr</strong>omboembolizm,<br />

beyin absesi veya masif hemoptizi ile başvuran hastalara<br />

rastlanmaktadır. Hastalarda % 25-50 oranında çabuk yorulma<br />

ilk semptomdur. HHT’li vakalarda erken bulgu epistak-<br />

Şekil 34. İdiopatik pulmoner arteriovenöz fistüllü bir hastamıza ait DSA’da besleyen arter ve<br />

venöz dönüş görülmektedir. (Prof.Dr.Figen Demirkazık’ın izniyle H.Ü.Tıp Fak.Radyoloji ABD).<br />

Journal of Clinical and Analytical Medicine 19


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Şekil 35. Bilateral multiple pulmoner arteriovenöz malformasyon (Prof.Dr.Figen Demirkazık’ın izniyle H.Ü.Tıp Fak.Radyoloji ABD).<br />

Şekil 36. Soliter pulmoner A-V fistüllü diğer bir hastamızda sol alt<br />

lob superior segmentte yer alan fistülün anjiografik görünümü.<br />

20 Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

17 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

A<br />

Şekil 37. Soliter pulmoner A-V fistüllü, masif hemoptizi ile gelen bir vakamızın PA akciğer grafisi (A). Aynı hastada sağ alt<br />

lobektomi yapıldıktan sonra arter güdüğünden verilen kon<strong>tr</strong>ast maddenin pulmoner venöz sisteme geçtiği görülmektedir(B).<br />

sis olup vakaların % 85’inde görüldüğü bildirilmiştir. Sık görülen<br />

diğer eks<strong>tr</strong>apulmoner semptomlar ise <strong>tr</strong>ansient iskemik atak,<br />

baş ağrısı, serebrovasküler olaylardır[159]. Hastaların yaklaşık<br />

% 50’sinde, daha çok 3-4. dekadlarda ortaya çıkan efor dispnesi,<br />

çarpıntı ve çabuk yorulma en sık görülen semptomlardır.<br />

HHT’li hastalarda hemoptizi % 50 oranında, sık görülen bir bulgudur.<br />

Lezyonun üzerinde, HHT’li vakalarda % 75 oranında üfürüm<br />

duyulurken, ek hastalığı olmayanlarda üfürüm duyulma oranı<br />

% 38 olarak bildirilmiştir. Üfürümün şiddeti sistolde, derin inspirasyonda<br />

ve Müller manevrası ile artarken Valsalva manevrası<br />

ile azalır ve pozisyon ile değişim gösterir. Siyanoz, polisitemi<br />

ve clubbing’den oluşan klasik <strong>tr</strong>iad ancak hastaların % 20’sinde<br />

tesbit edilebilmiştir. Siyanozun varlığı pulmoner dolaşımdaki kanın<br />

en az % 25-30 kadarının sağ-sol şant ile oksijenlenmeden<br />

sol a<strong>tr</strong>iuma geçtiğine işaret eder.<br />

Fizyolojik olarak PO2 ve oksijen satürasyonu düşer. Kardiyak<br />

output genellikle normal olup zamanla artar. Genellikle kardiyomegali<br />

oluşmaz. Hastaların yaklaşık 1/3’inde fistül soliter, %<br />

8-10’unda bilateral olup multiple yerleşimli de olabilir. Radyolojik<br />

olarak kalbe komşu, lobüle, düzgün kenarlı lezyonlar halinde<br />

görüntülenirler .<br />

Besleyici arter tek olup septasız anevrizmal segmente boşalır ve<br />

tek boşaltıcı ven varsa bu tip pulmoner A-V fistüle basit tip fistül<br />

denilmekte olup vakaların %79 ‘u basit tiptir. Birden fazla besle-<br />

B<br />

yici arter septalı anevrizmal segmente<br />

açılır ve birden fazla boşaltıcı<br />

ven varsa bu tipe kompleks tip<br />

(% 21) adı verilmektedir.<br />

Lezyonların % 70’i subplevral yerleşimlidir<br />

ve daha çok alt loblarda<br />

görülür. Patolojik görüntünün<br />

floroskopide pulsatil oluşu ve Valsalva<br />

manevrası ile küçülmesi tipiktir.<br />

Tanı kon<strong>tr</strong>ast ekokardiyografi,<br />

akciğer perfüzyon sintigrafisi,<br />

kon<strong>tr</strong>astlı toraks CT ve pulmoner<br />

anjiografi (Şekil 36) ile konulur.<br />

CT’de gerçek pozitif tanı oranı<br />

% 98. 2 iken bu oran Remy’e<br />

göre[160] % 59. 6’dır. Helikal CT<br />

lezyonun yerini üç boyutlu olarak<br />

gösterdiğinden konvansiyonel anjiografiye<br />

göre cerrahi açıdan bakıldığında<br />

daha tercih edilebilir<br />

bir yöntem gibi görünmektedir.<br />

Perfüzyon sintigrafisi ile %100<br />

tanı konulabildiği gibi şantın miktarını<br />

da ölçmek mümkündür.<br />

Tedavi edilmeyen vakaların yaklaşık<br />

% 20’si in<strong>tr</strong>aplevral rüptür,<br />

massif hemoptizi, paradoks<br />

emboli ve inme, serebral<br />

abse gelişimi gibi komplikasyonlar<br />

nedeniyle kaybedilmektedirler[157,161,162].<br />

HHT’li hastaların<br />

hespinde tedavi endikasyonu<br />

vardır. Küçük soliter lezyonu<br />

olan hastalar bir süre izlenebilir.<br />

PA akciğer grafisinde, CT’de lezyonu<br />

gösterilen, oda havası solurken<br />

hipoksemisi olan, semptomatik<br />

olan tüm hastalarda ya <strong>tr</strong>anskateter<br />

yolla embolize edilerek ya<br />

da cerrahi olarak tedavi edilmelidir. Tek lezyonların konservatif<br />

cerrahi eksizyonu oldukça kolaydır(Şekil 37). Sınırlı, multiple lezyonlu<br />

hastalarda da cerrahi tedavi uygulanabilir. Fistüllerin çoğu<br />

subplevral yerleşim gösterdiğinden wedge rezeksiyon ile dahi çıkarılabilirler.<br />

Bilateral ve multiple ve diffüz lezyonlarda <strong>tr</strong>anskateter embolizasyon<br />

yöntemi (emboloterapi) tercih edilmelidir. Sperling ve<br />

ark. ’a göre[163] pulmoner hipertansiyon gelişmiş vakalarda cerrahi<br />

tedavi kon<strong>tr</strong>endikedir. <s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> pulmoner A-V fistülün embolik<br />

obliterasyonunda yün uçlu küçük çelik kılavuz teller, Ivalon<br />

sponge, silikon balon ve en yaygın olarak da Gianturco ve ark. ’ca<br />

geliştirilen paslanmaz çelik coil kullanılmıştır[164] (Şekil 38). Ancak<br />

embolik obliterasyon yönteminde pulmoner infarktüs, sistemik<br />

emboli, aritmi, geç nörolojik komplikasyonlar, embolik materyalin<br />

migrasyonu ve en önemliside geç rekanalizasyon gibi<br />

komplikasyonlar gelişebilmektedir.<br />

Bu konuyu bitirmeden önce bir ameliyat sonrasında gelişebilecek<br />

pulmoner A-V fistüllerden kısaca bahsetmek gerekir. Ağır<br />

pulmoner stenoz ile birlikte <strong>tr</strong>iküspit a<strong>tr</strong>ezisi, double inlet ven<strong>tr</strong>ikül,<br />

hipoplazik sağ ya da sol ven<strong>tr</strong>ikül ile birlikte çift çıkımlı<br />

sağ ven<strong>tr</strong>ikül, büyük arterlerin <strong>tr</strong>anspozisyonu, pulmoner a<strong>tr</strong>ezi<br />

vb. anomalilerde uygulanan total kavopulmoner şant ve inferior<br />

vena kava kesintisi olan vakalarda yapılan bidirectional (Glenn)


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Şekil 38. Bilateral multiple pulmoner AVM’lu bir hastamızda coil embolizasyon yöntemi ile tüm AVM’ların oklüzyonu (Doç.Dr.Bora<br />

Peynircioğlu’nun izniyle H.Ü.Tıp Fak.Radyoloji ABD)<br />

Şekil 39. Hemoptizi ile gelen bir hastada yapılan selektif anjiografi çalışmasında hemoptizi nedeni olan bronşial ve non bronşial arterler embolize edilmiştir. (Doç.Dr.Bora<br />

Peynircioğlu’nun izniyle H.Ü.Tıp Fak.Radyoloji ABD)<br />

kavopulmoner şant sonrasında oldukça yüksek oranda pulmoner<br />

arteriovenöz fistül geliştiği bilinmektedir. Bundan hepatik faktör<br />

de denilen, bazı maddelerin pulmoner dolaşımdan geçmemesi<br />

sorumlu tutulmaktadır. Ameliyat sonucu pulmoner vazodilatasyonu<br />

inhibe eden bu maddenin pulmoner dolaşımdan geçmeyerek<br />

ya da çok az geçerek pulmoner vasküler yatakta uygun olmayan<br />

derecede vazodilatasyon yapmasının pulmoner A-V fistül<br />

gelişimine neden olduğu söylenmektedir[165,166]. Nitekim hepatik<br />

venöz kanın pulmoner arteriyel yatağa cerrahi yolla drenajı<br />

halinde gelişmiş olan A-V fistüller gerilemekte, arteriyel satürasyon<br />

yükselmektedir[167,168].<br />

Sistemik-Pulmoner Arteriovenöz Fistül<br />

Sistemik arterden beslenen pulmoner A-V fistül oldukça nadir<br />

görülen bir anomalidir. Besleyen arter olarak şimdiye kadar<br />

bronşial arterler, internal torasik arter, aortapulmoner kollateral<br />

damarlar tanımlanmıştır. Tercih edilmesi gereken tedavi yöntemi<br />

fistülün kapatılmasıdır. Eskiden cerrahi yolla fistül kapatılmaya<br />

çalışırken, günümüzde <strong>tr</strong>anskateter yolla bronşial ve non<br />

bronşial (arto-pulmoner kollateral arteriyel) embolizasyon yön-<br />

18 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

temleri ilk seçenek olarak uygulanmakta oldukça<br />

başarılı sonuçlar alınabilmektedir(Şekil 39). Bazı<br />

vakalarda lobektomi yapmak gerekebilir. Spinal<br />

kanala komşu lezyonlarda ekstensiv kollateral<br />

damarlar oluşmuştur. Bu lezyonların eksizyonu<br />

oldukça kanamalı olup komplet eksizyon yapılamayabilir.<br />

Böyle vakalarda bile hastayı fatal hemorajilerden<br />

koruyabilmek, yüksek debili konjestif<br />

kalp yetmezliğinden kurtarabilmek için cerrahi<br />

tedavi endikasyonu vardır. Bazı vakalarda büyük<br />

çaplı aorta pulmoner kollateral arter pulmoner<br />

arteriyel sisteme unifokalize edilebilir[169].<br />

Çok daha nadir olan bir konjenital sistemik arter<br />

pulmoner A-V fistül şekli de aorta ile pulmoner<br />

ven arasında fistül olmasıdır[170]. Yenidoğan<br />

döneminde kalp yetmezliği tablosu gelişen<br />

bu hastalarda erken cerrahi ligasyon hayat kurtarıcıdır[170].<br />

Pulmoner Varis<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> pulmoner varis, nedeni tam olarak<br />

açıklanamamış olan, nadir görülen bir anomalidir.<br />

İlk kez 1843 yılında Puchet tarafından tarif<br />

edilmiş, anjiografi ile ilk kez 1951 yılında Mouquin<br />

tarafından görüntülenmiştir[171]. Teşhis<br />

edilen vakalar 7-69 yaşlarında olup bugüne dek<br />

yaklaşık 50 vaka rapor edilmiştir. Hastaların büyük<br />

çoğunluğunu 3-4. dekadlar arasındaki hastalar<br />

oluşturmaktadır. Seks farkı yoktur. Genellikle<br />

rutin akciğer grafilerinde hilusa ya da kalbin<br />

inferior kenarına yakın, yuvarlak opasiteler<br />

şekilinde görülür. Lezyonun boyutları inspirium,<br />

Müller ve Valsalva manevraları ile değişim gösterir.<br />

En sık sağ alt pulmoner vende görülür. Sıklık<br />

sırasına göre ikinci en fazla görüldüğü yer sol<br />

üst pulmoner vendir. Etyolojisi tam olarak belirlenememiştir.<br />

Vakaların yaklaşık 2/3’sinde mi<strong>tr</strong>al<br />

kapak hastalığının görülmesi ilginç bir özelliğidir[172].<br />

Artmış sol a<strong>tr</strong>ial basıncın agreve edici<br />

ve varis oluşumunu başlatıcı bir faktör olabileceği<br />

düşünülmüş ise de tüm vakalar için bu durum<br />

geçerli değildir. Nitekim bildirilen vakaların<br />

yarısından fazlasında konjenital veya akkiz kalp<br />

hastalığı görülmemiştir[173]. Ancak 1976’da Hsu ve ark. mi<strong>tr</strong>al<br />

valv replasmanı yaptıkları bir vakalarında pulmoner varisin radyolojik<br />

olarak kaybolduğunu bildirmişlerdir[174]. Kesin tanı anjiografi<br />

ile konulur[171-175]. CT ve MRI ile de tanı konulabildiği<br />

bildirilmiştir[174,175] (Şekil 40) Bartam ve S<strong>tr</strong>ickland 1971’de<br />

anomalinin anjiografik karakteristik özelliklerini 5 madde halinde<br />

belirtmişlerdir. Bunlar (1) normal pulmoner arteriyel dolaşım.<br />

(2) Varis pulmoner venöz fazda dolar. (3) Varis sol a<strong>tr</strong>iuma drene<br />

olur. (4) Varis geç drene olur. (5) Varis pulmoner venin proksimalinde<br />

olup distal dallar normal yapıdadır.<br />

Pulmoner varis uzun yıllar sessiz kalabildiği gibi ilk klinik bulgu<br />

massif hemoptizi, plevral kaviteye rüptür olabilir. Rüptür görülen<br />

vakaların yarısında akciğer tüberkülozunun oluşu ilginç bir tesadüf<br />

olabilir. İzole pulmoner variste rüptür insidansı Perret ve Fortelius<br />

tarafından % 3. 8 olarak bildirilmiştir[176]. Yine % 2 oranında<br />

sistemik emboli görüldüğü rapor edilmiştir[172].<br />

Prognoz izole vakalarda oldukça iyidir, tedavi gerekmez. Birlikte<br />

mi<strong>tr</strong>al kapak hastalığı veya tüberkülozu olan vakalarda lezyonun<br />

benign seyri değişim gösterdiğinden cerrahi tedavi öneril-<br />

Journal of Clinical and Analytical Medicine 21


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Şekil 40. İzole pulmoner varisli bir hanım hastamıza ait toraks BT’de sol alt lobda yer alan pulmoner varis izlenmektedir.<br />

mektedir[171,172].<br />

Pulmoner Arter Anevrizması<br />

Bildirilen vakaların çoğu konjenital kalp hastalığına sekonderdir.<br />

Gerçek pulmoner arter anevrizması oldukça nadirdir. Pulmoner<br />

hipertansiyon, tüberküloz ve sifiliz gibi spesifik ya da<br />

nonspesifik enfeksiyonlar, infektif endokardit sonucu septik<br />

embolilere sekonder(Şekil 41), <strong>tr</strong>avma, arterioskleroz, Behçet<br />

hastalığı(Şekil 42), tümör nekrozu(Şekil 43), kateter ile pulmoner<br />

arterin rüptüre olması(Şekil 44) gibi nedenlerle pulmoner arter<br />

anevrizması oluşabilir. Histopatolojik kesitlerde intimada diseksiyon,<br />

medial dejenerasyon gösterilmiştir. Ancak bütün bunlar<br />

akkiz pulmoner arter anevrizmaları için geçerlidir. Fallot te<strong>tr</strong>olojisi,<br />

geç teşhis edilmiş PDA, pulmoner kapak yokluğu sendromu<br />

ile birlikte pulmoner arter anevrizması görülebilmektedir.<br />

Gerçek, periferal yerleşimli ve soliter anevrizmalarda % 60 oranında<br />

rüptür görülebilmektedir. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi<br />

önemlidir[177]. Bronş basısına neden olan, konjenital kardiyak<br />

patolojilere sekonder pulmoner arter anevrizmaları primer<br />

kardiyak patoloji ile birlikte eks<strong>tr</strong>akorporeal dolaşım tekniği<br />

kullanılarak rezeke edilmelidir(Şekil 45). Soliter lezyonlarda<br />

ise daha önceki yıllarda konservatif pulmoner rezeksiyon tercih<br />

edilmekte idi. Günümüzde izole pulmoner arter anevrizmaları<br />

ile multipl pulmoner arter anevrizmalarının tedavisinde endovasküler<br />

tedavi seçeneği de bulunmaktadır. Anevrizmayı besleyen<br />

pulmoner arter n-bütüril siyanoakrilat vb. vasküler tıkaçlar<br />

ile ya da coil ile tıkanmaktadır(Şekil 46, 47). Endovasküler tedavide<br />

anevrizmanın içinin tıkayıcı maddeler ile doldurulması muhtemel<br />

bir emboli komplikasyonu nedeniyle artık tercih edilmemektedir.<br />

Behçet hastalığına bağlı olarak gelişen anevrizmalar-<br />

22 Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

19 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

da hemoptizi gibi hayatı tehdit eder bir durum yoksa önce tıbbi<br />

tedavi yapılmalıdır. Tıbbi tedavi ile anevrizm boyutları küçülen<br />

hatta kaybolan vakalar bildirilmiştir(Şekil 48). Hemoptizi ile<br />

gelen genel durumu stabil olmayan, endovasküler tedavinin başarısız<br />

olduğu hastalar ile andovasküler tedavinin yapılamadığı<br />

merkezlerde mümkün olduğu ölçüde akciğer parankimi korunarak<br />

cerrahi rezeksiyon yapılmalıdır.<br />

Hemiturunkus<br />

Pulmoner arterlerden birinin asendan aortadan çıkması ile karakterize<br />

bir anomalidir. İlk kez 1868 de Fraentzel tarafından tanımlanmıştır.<br />

Şimdiye kadar yapılmış en geniş hasta serisi yayını<br />

108 hasta ile Kutscher and Van Mierop tarafından 1988 yılında<br />

yapılmıştır, anomali 89 hastada sağ pulmoner arterde 19<br />

unda ise sol pulmoner arterdedir[178]. Sol hemi<strong>tr</strong>unkus sağ hemi<strong>tr</strong>unkusa<br />

göre daha nadir görülmekle birlikte TOF ve sağ aortik<br />

ark gibi anomaliler daha çok sol hemi<strong>tr</strong>unkus anomalisi ile<br />

birlikte görülür.<br />

İnfant döneminde teşhis edilip cerrahi tedavi yapılmayan hastalarda<br />

pulmoner vasküler obs<strong>tr</strong>üktif hastalık gelişeceğinden<br />

prognoz kötüdür. Sağ pulmoner arterin asendan aortadan çıktığı<br />

vakalarda karşı tarafta PDA, sol pulmoner arterin aortadan<br />

çıktığı vakalarda ise Fallot te<strong>tr</strong>alojisi en sık görülen ek anomalidir[149,179].<br />

Tanı ekokardiyografi ve/veya anjiokardiyografi ile<br />

konulur[180]. Son yıllarda CT ve MRI ile teşhis edilmiş vakalar<br />

da bildirilmiştir[181,182].<br />

Tedavisi cerrahidir. Eks<strong>tr</strong>akorporeal dolaşım kullanılarak, anormal<br />

pulmoner arter, aortadan ayrılıp ya primer ya da araya bir<br />

koduit konularak ana pulmoner artere anastomoz edilir(Şekil 49,


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Şekil 41. Mikotik pulmoner arter anevrizması (Prof.Dr.Figen Demirkazık’ın izniyle H.Ü.Tıp Fak.<br />

Radyoloji ABD)<br />

Şekil 42. Behçet hastalığına bağlı pulmoner arter anevrizması (Prof.Dr.Figen Demirkazık’ın izniyle H.Ü.Tıp Fak.<br />

Radyoloji ABD)<br />

Şekil 43. <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> karsinomlu bir hastada tümör nekrozuna bağlı gelişmiş pulmoner arter anevrizması (Prof.Dr.Figen<br />

Demirkazık’ın izniyle H.Ü.Tıp Fak.Radyoloji ABD)<br />

Şekil 44. Swan-Ganz kateteri ile pulmoner arterin rüptüre olması sonucu gelişen pulmoner arter<br />

anevrizması (Prof.Dr.Figen Demirkazık’ın izniyle H.Ü.Tıp Fak.Radyoloji ABD)<br />

Şekil 45. İki hastamıza ait ana pulmoner arter anevrizması anjio görüntüleri<br />

20 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Şekil 46. Şekil 15’te sunulan Behçet hastalığına bağlı olarak gelişen anevrizmanın endovasküler yolla<br />

kapatılışı (Doç.Dr.Bora Peynircioğlu’nun izniyle H.Ü.Tıp Fak.Radyoloji ABD)<br />

Şekil 47. Triküspit kapak replasmanlı bir hastamızda gelişen multiple septik pulmoner arter anevrizmalarının coil ile<br />

kapatılması (Doç.Dr.Barbaros Çil’in izniyle H.Ü.Tıp Fak.Radyoloji ABD)<br />

A B C<br />

Şekil 48. Bir çocuk hastamıza ait bilateral, alt loblarda yerleşim gösteren PA anevrizmasının P-A (A ve B) ve<br />

kon<strong>tr</strong>astlı toraks CT (C) sonucu Behçet hastalığı tesbit edilen hastamıza IV Endoxan başlanmış, hastalık kon<strong>tr</strong>ol<br />

altına alınmış, anevrizma boyutlarında küçülme tesbit edilmiştir (Prof.Dr.Nesrin Beşbaş’ın izniyle, H.Ü.Pedia<strong>tr</strong>ik<br />

Nefroloji).<br />

Şekil 49. Sağ hemi<strong>tr</strong>unkus + Subvalvüler aortik membran+VSD’li bir hastamıza (Z.M.) ait akciğer grafisinde<br />

pulmoner hipertansiyon bulguları(A), aortografide sağ pulmoner arterin asendan aortadan çıktığı<br />

izlenmektedir(B),pulmoner anjioda ana pulmoner arter sol pulmoner arter ile devam etmekte olup sağ<br />

pulmoner arter görülmemektedir(C)<br />

Journal of Clinical and Analytical Medicine 23


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

50). Varsa ek kardiyak anomali(ler) aynı seansta düzeltilir(Şekil<br />

51, 52, 53). Nathan M ve ark. cerrahi tedavi uyguladıkları 16<br />

hastalık serilerinde 20 yıllık surveyi % 93 olarak vermişler, reoperasyon<br />

oranının düşük olduğunu belirtmişlerdir[183].<br />

Scimitar Sendromu<br />

Scimitar Sendromu’nda anormal pulmoner venöz drenaj veni<br />

Cooper ve Chassinat tarafından tarif edilmiştir. Ancak scimitar<br />

terimi ilk kez 1956’da Halasz ve arkadaşları tarafından kullanılmıştır.<br />

1960 de Neill ve arkadaşları anomalilinin ilk kez familial<br />

geçiş gösterebileceğini tarif etmişler ve bu klinik spek<strong>tr</strong>uma Scimitar<br />

sendromu adını vermişlerdir.<br />

Sağ akciğerin bir kısmının veya tümünün venöz drenajı inferior<br />

vena cava yolu ile sağ a<strong>tr</strong>iuma dökülür (Şekil 54). Karakteristlik<br />

özelliğini veren görüntü bazı vakalarda anormal venöz<br />

drenajı sağlayan desendan seyirli venin akciğer grafisinde kalbin<br />

sağ kenarı boyunca adeta kıvrık uçlu Türk kılıçına benzer<br />

bir şekilde(scimitar arazı) görülmesidir (Şekil 55). Buna izafeten<br />

1960 da Neill tarafından scimitar(pala) sendromu adı verilen<br />

anomalinin yaklaşık % 40’ında ek in<strong>tr</strong>a kardiyak anomalilere<br />

rastlanır. En sık a<strong>tr</strong>ial septal defekt, VSD, des<strong>tr</strong>okardi gibi<br />

ek kardiyak anomaliler ile birlikte görülür[184]. <s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> parsiyel<br />

anormal pulmoner venöz drenaj anomalilerinden (APVD) biri<br />

olarak da bilinen bu sendromun aslında izole olarak da görülebileceğini<br />

bilmek gerekir. APVD mevcudiyetinde a<strong>tr</strong>ial seviyede<br />

sol-sağ şant olacağından sağ kalbin aşırı volüm yüklenmesi bulguları<br />

ortaya çıkabilir.<br />

Sağ akciğerin hipoplazisi, sağ pulmoner arter hipoplazisi, sağ<br />

akciğerin anormal sistemik arter yolu ile kanlanması, sık birlikte<br />

görülen non kardiyak anomalilerdir.<br />

Bu nadir anomaliler her 1-3 / 100. 000 canlı doğumda bir görülür[185].<br />

Tüm konjenital kalp hastalıklarının % 0,5 -1 ve tüm<br />

PAPVD anomali vakalarının % 3-5’i scimitar sendromudur. Birçok<br />

hastaların asemptomatik oluşu aslında insidansın çok daha<br />

yüksek olduğunu düşündürmektedir. Efor ile ortaya çıkan, çabuk<br />

yorulma, dispne, reküren akciğer enfeksiyonu geçirme şikayetleri<br />

ya da rutin akciğer grafisinde tipik scimitar arazının görülmesi<br />

sonucu araştırılarak scimitar sendromu tanısı alan hastalar erişkin<br />

tip(Şekil 56); doğar doğmaz semptomatik olan, artmış solsağ<br />

şant nedeniyle kalp yetmezliğine giren; pulmoner hipertansiyon<br />

gelişen, tedavisi güç mortalitesi yüksek olan hastalar ise<br />

infantil tip olarak sınıflandırılır[185,186]. İnfatil tipte ek kardiyak<br />

anomali görülme sıklığı %70-75’lere ulaşmaktadır,pulmoner<br />

hipertansiyon ve kalp yetmezliği gelişmesi ihtimalinin yüksek<br />

oluşu nedeniyle tedavisi zor,mortalitesi yüksektir[186,187,188].<br />

Scimitar sendromu ile pulmoner sekes<strong>tr</strong>asyon birlikte görülebilir<br />

(Şekil 57). Pulmoner ve vasküler malformasyonların birlikte görüldüğü<br />

bu anomali “venolobar sendrom” olarak da isimlendirilir[189].<br />

Bu sendromun komponentleri:<br />

1-Bronşial izomerizm ile birlikte sağ akciğerin hipoplazisi ya da<br />

parsiyel agenezi<br />

2-Sağ bronşiyal sistemin hipoplazisi veya divertikülü<br />

3-Sağ pulmoner arterin agenezi veya hipoplazisi mediastinal<br />

şift gelişeceğinden scimitar venin görülmesi güçleşir.<br />

4-Sağ akciğerin en azından bir kısmı (en sık alt lobun posteriorbazal<br />

segmenti infradiyafragmatik aortadan çıkan bir dal ile)<br />

aortadan veya dallarından çıkan sistemik bir arter ile beslenir.<br />

5-Sağ akciğer hipoplazisi ve mediastinal şift nedeniyle kalbin<br />

deks<strong>tr</strong>opozisyonu söz konusudur.<br />

6-Diyaframın bir kısmı ya yoktur, ya evan<strong>tr</strong>edir ya da aksesuar<br />

diyafram mevcuttur.<br />

7-Frenik kist<br />

24 Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

21 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

8-At nalı akciğer<br />

9-Özefageal akciğer ya da gas<strong>tr</strong>ik akciğer<br />

10-Perikard defekti<br />

11-Vakaların % 25 inde ASD, VSD, aort koaktasyon, TOF, PS, İnferior<br />

vena cava yokluğu (IVC kanı azygos yolu ile SVC’ya dökülür)<br />

görülür.<br />

Scimitar sendromu hemen her zaman sağ tarafın bir anomalisidir.<br />

Ancak bugüne değin sol akciğer ve sol pulmoner veni içeren<br />

sol scimitarlı vaka’nın da bildirildiği unutulmaması gereken<br />

bir gerçektir[190,191].<br />

Infant döneminde pulmoner hipertansiyon ve kalp yetmezliği gelişmesinin<br />

bir çok faktöre bağlı olduğu unutulmamalıdır. Bunlar[185,186,187,191,192]:<br />

1-Anormal pulmoner ven nedeniyle yüksek akımlı sol-sağ şant<br />

2-<s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong>in bir kısmının beslenmesini sağlayan sistemik arteriyel<br />

dolaşım nedeniyle sol-sağ şant<br />

3-Pulmoner damar yatağının akciğerin hipoplazisi nedeniyle rölatif<br />

küçülmesi<br />

4-Pulmoner venöz obs<strong>tr</strong>üksiyon veya pulmoner ven stenozu<br />

5-ASD ve VSD gibi diğer ek kardiyak defektler<br />

6-Yenidoğanın persistan pulmoner hipertasiyonu<br />

Tanı akciğer grafisinde scimitar arazının görülmesi (deks<strong>tr</strong>oversiyonu<br />

fazla olan bazı hastalarda ve infant çağında bu araz genelde<br />

görülemez), ekokardiyografik olarak scimitar venin ve ek<br />

kardiyak anomalilerin tespiti, üç boyutlu komputerize tomografi,<br />

kardiyak-gated MRI ile konulur[185,193,194].<br />

Scimitar sendromunda at nalı akciğer görülebilir. Bu anomali<br />

sağ ve sol akciğerin posterior kısımlarının özefagus ve omurganın<br />

önünde kalbin arkasında birbirleri ile füzyon yapmalarıdır[189,195].<br />

At nalı akciğeri olan infantların % 80 kadarında<br />

scimitar sendromu görüldüğü bildirilmiştir[195].<br />

Son yıllarda kullanılan Sine MRI, 3-D kon<strong>tr</strong>aslı MR angio, en son<br />

olarakta Gadolinium kullanılarak yapılan 3-D MR anjionun kullanımı<br />

ile artık neredeyse kardiyak kateterizasyon ihtiyacı kalmayacak<br />

gibi görünmektedir[196,199]. Kardiyak anjio ile gerçek<br />

anatomi, pulmoner hipertansiyon varsa derecesi, akımlar oranı,<br />

anormal arteriyel damarlanmalar gösterilebilir ve tespit edilir.<br />

İlk kez 1950’de Drake ve Lynch tarafından sağ alt lobektomi yapılarak<br />

tedavi edilmeye çalışılan sendromun cerrahi tedavisi ek<br />

anomalilere, çocuğun semptomlarının şiddetine göre değişiklik<br />

arzeder.<br />

İlk total düzeltme ameliyatı 1956’da Kirklin tarafından kardiyopulmoner<br />

bypass kullanmadan gerçekleştirilmiştir. Günümüzde<br />

açık kalp cerrahisi teknikleri ile anomalinin her türlü formu başarıyla<br />

opere edilebilmektedir. Aortopulmoner kollaterallerin coil<br />

ile embolizasyonu, afetzede parankim harabiyeti olan hipoplazik<br />

akciğerli vakalar da pnömonektomi diğer uygulanan tedavilerdir[200,203].<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> Pulmoner Lenfanjiektazi<br />

Oldukça az dökümante edilebilmiş bir hastalık olup septal, subplevral<br />

ve peribronşial dokuda bariz lenfatik dilatasyon ile karakterizedir.<br />

Primer (konjenital) ve sekonder olmak üzere iki başlık<br />

altında incelenirler[204,205]. Primer olan form daha çok yenidoğan<br />

döneminde görülür. Bu hastaların çoğu doğumdan hemen<br />

sonra solunum yetmezliği tablosu ile kaybedilirler. Çoğunda<br />

otopside pulmoner hipoplazi, şilotoraks, dilate subplevral lenfatik<br />

kanallara rastlanır. Hastalığın temelinde sistemik ve pulmoner<br />

lenfatikler arası iştirakin gelişmemesi yatar[206].<br />

Sekonder pulmoner lenfajiektomi ise hemen her yaşta görülebilir.<br />

Hastalarda respiratuar dis<strong>tr</strong>es mevcuttur. <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> grafisinde<br />

lokalize veya diffüz pulmoner infil<strong>tr</strong>asyon, yüksek rezolüsyon-


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

A<br />

C<br />

22 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Şekil 50. Patolojinin, açık kalp ameliyatında gros görünümü,sağ pulmoner arterin ana pulmoner artere anastomozu(A,B,C). Postop. yapılan<br />

pulmoner anjioda ana pulmoner arter sağ pulmoner arter anastomozunun patent olduğu görülmektedir(D).<br />

A B C<br />

Şekil 51. Bir diğer sağ hemi<strong>tr</strong>unkus + VSD+PDA’lı hastamızın(S.K.) akciğer grafisi (A) , aortografide sağ pulmoner arterin aortadan çıktığı<br />

izlenmektedir(B), pulmoner anjioda ana pulmoner arterden sol pulmoner arter çıkmaktadır (C).<br />

B<br />

D<br />

Journal of Clinical and Analytical Medicine 25


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Şekil 52. Patolojinin gros görünümü-sağ pulmoner arter aortadan çıkmaktadır, aorta <strong>tr</strong>ansekte edilip pulmoner arter rekons<strong>tr</strong>ükte edilmiştir,<br />

altta en sağda hastanın VSD sinin kapatılışı izlenmektedir.<br />

lu toraks BT de bilateral ekstensiv septal ve peribronkovasküler<br />

intersitisyel kalınlaşma, bilateral plevral effüzyon, buzlu cam<br />

alanları görülmesi karakteristlik olmamakla birlikte en çok rastlanılan<br />

bulgulardır.<br />

Kesin tanı histolojik inceleme ile konur. Lenfanjiomyomatozisten<br />

ayırmak immunohisto kimyasal çalışma yapılsa dahi oldukça<br />

zordur.<br />

Şekil 53. EKO’da ana pulmoner arter-sağ pulmoner arter<br />

devamlılığının sağlanmış olduğu görülmektedir.<br />

26 Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

23 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

Primer pulmoner lenfanjiektazi izole olarak ya da jeneralize lenfanjiektazi<br />

ile birlikte görülebilir. Genellikle konjenital kardiyak<br />

malformasyonlar ile birlikte görülür. Pulmoner stenoz, a<strong>tr</strong>ial<br />

septal defekt ve mental retardasyon gibi patolojiler ile karakterize<br />

Noonan Sendromu ve Down Sendromu ile birlikte görülebildiği<br />

bilinmektedir[207]. Scott-Emuakpor ve ark. [208] anomalinin<br />

familial geçiş özelliği taşıdığını ileri sürmüşlerdir. Pulmoner<br />

venöz dönüş obs<strong>tr</strong>üksiyonu olan hastalarda pulmoner venöz basıncın<br />

artmasına sekonder olarak da gelişebildiği bildirilmiştir.<br />

Hastalarda plevral effüzyon veya şilotoraks gelişebilir, tüp torakostomi<br />

gerekebilir[209]. Kesin bir tedavisi yoktur. Primer pulmoner<br />

lenfanjiektomi tedavisinde kortikosteroidler, izole lezyonlarda<br />

cerrahi, okreotide, antiplasmin tedavi, fibrin glu ile plörodez,<br />

otolog kan ile plörodez tedavisi uygulanmıştır[210]. Hastalık<br />

genellikle ilerleyici karakterde olup fatal seyreder.<br />

Kaynaklar<br />

1. Newman B. Congenital bronchopulmonary foregut malformations: concepts and<br />

con<strong>tr</strong>oversies. Pedia<strong>tr</strong> Radiol. 2006;36:773-791.<br />

2. Lee ML, Lue HC, Chiu IS, Chiu HY, Tsao LY, Cheng CY, Yang AD. A systematic classification<br />

of the congenital bronchopulmonary vascular malformations: Dysmorphogeneses<br />

of the primitive foregut system and the primitive aortic arch system.<br />

Yonsei Med J. 2008;49:90-102.<br />

3. Doğan R, Yener N. <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong>in konjenital anomalileri. Gazi Tıp Dergisi. 1990;3:153-<br />

165.<br />

4. Doğan R. <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong>in konjenital anomalileri-Lobülayon anomalileri. In Sayek İ. Ed.<br />

Temel Cerrahi. 2ci baskı. Ankara, Güneş Kitapevi, 1996:1942-1943.


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Şekil 54. Scimitar sendromlu bir hastamızın <strong>tr</strong>ansfemoral venöz kateterizasyonunda<br />

sağ üst ve alt lob venöz dönüşünün scimitar veni yoluyla inferior vena kavaya<br />

olduğu görülmektedir<br />

Şekil 56. Erişkin tip Scimitar sendrom’lu bir diğer vakamızda Scimitar veninin normalden biraz daha <strong>tr</strong>ansvers seyirli olduğu izlenmektedir.<br />

A B C<br />

D<br />

24 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

E<br />

A B<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

Şekil 55-Scimitar sendromlu bir hastamızda desendan seyirli Scimitar veninin<br />

akciğer grafisi (A) ve kon<strong>tr</strong>aslı tomografide (B,C) görünümü.<br />

Şekil 57. Scimitar sendromu+ in<strong>tr</strong>alobar pulmoner sekes<strong>tr</strong>asyon nedeniyle tüm düzeltme yapılan bir hastamızın akciğer grafisinde abdominal situs inversus, kardiyak deks<strong>tr</strong>oversiyon(A), sağ<br />

alt lobda in<strong>tr</strong>alobar pulmoner sekes<strong>tr</strong>asyon(B,C), selektif aortografide sekes<strong>tr</strong>e dokunun aortadan kanlanması(D), in<strong>tr</strong>alober sekes<strong>tr</strong>asyonun eksizyonu (E), Scimitar veninin <strong>tr</strong>ansdiyafragmatik<br />

seyiri(F). Scimitar veni eks<strong>tr</strong>akorporeal dolaşım altında sol a<strong>tr</strong>iuma anastomoz edilmiş parsiyel anormal venöz dönüş anomalisi de aynı seansta düzeltilmiştir.<br />

F<br />

C<br />

Journal of Clinical and Analytical Medicine 27


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

5. Frazer RG, Pare JAP. Diagnosis of diseases of the chest. 2nd Ed. Philadelphia; W.<br />

B. Saunders. 1977:122.<br />

6. Boyden EA. Developmental anomalies of the lung. Am J Surg. 1955;89:79-89.<br />

7. Wier JA. Congenital anomalies of the lung. Ann Inter Med. 1960;52:330-348.<br />

8. Faro RS, Goodwin CD, Organ CH Jr, Hall RT, Holder TM, Ashcraft KW, Amoury RA.<br />

Tracheal agenesis. Collective Review. Ann Thorac Surg. 1979;28:295-299.<br />

9. Floyd J, Campbell DC, Dominy DE. Agenesis of the <strong>tr</strong>achea. Am Rev Respir Dis.<br />

1962;86:557-560.<br />

10. Manschot HJ, Van den Anker JN, Tibboel D. Tracheal agenesis. Anesthesia.<br />

1994;49:788-890.<br />

11. Kerschner J, Klotch DW. Tracheal agenesis: a case report and review of the literature.<br />

Otolaryngol Head Neck Surg. 1997;116:123-128.<br />

12. Hiyama E, Yokoyama T, Ichikawa T, Matsuura Y. Surgical management of <strong>tr</strong>akeal<br />

agenesis. J Thorac Cardiovasc Surg. 1994;108:830-833.<br />

13. Backer CL, Mavroudis C. Congenital heart surgery nomenclature and database<br />

project: vascular rings, <strong>tr</strong>acheal stenosis, pectus excavatum. Ann Thorac Surg<br />

2000;69(Suppl):S308–318.<br />

14. Chiu PP, Rusan M, Williams WG, Caldarone CA, Kim PC. Long-term out<s<strong>tr</strong>ong>com</s<strong>tr</strong>ong>es of<br />

clinically significant vascular rings associated with congenital <strong>tr</strong>acheal stenosis. J<br />

Pedia<strong>tr</strong> Surg. 2006; 41: 335–341.<br />

15. Sebening C, Jakob H, Tochtermann U, Lange R, Vahl CF, Bodegom P, Szabo G,<br />

Fleischer F, Schmidt K, Zilow E, Springer W, Ulmer HE, Hagl S. Vascular <strong>tr</strong>acheobronchial<br />

<s<strong>tr</strong>ong>com</s<strong>tr</strong>ong>pression syndromes-experience in surgical <strong>tr</strong>eatment and literature<br />

review. . Thorac Cardiovasc Surg 2000;48:164- 174.<br />

16. Fiore A, Brown J, Weber TR, Turrentine MW. Surgical <strong>tr</strong>eatment of pulmonary<br />

artery sling and <strong>tr</strong>acheal stenosis. Ann Thorac Surg 2005;79:38 - 46.<br />

17. Woods RK, Sharp RJ, Hol<s<strong>tr</strong>ong>com</s<strong>tr</strong>ong>b GW, Snyder CL, Lofland GK, Ashcraft KW, Holder<br />

TM. Vascular anomalies and <strong>tr</strong>acheoesophageal <s<strong>tr</strong>ong>com</s<strong>tr</strong>ong>pression: a single institution’s<br />

25-year experience. Ann Thorac Surg 2001;72:434-438.<br />

18. Conte S, Farina G, Caiannello G, Palma G, Pisacane C, Mansi N, Vosa C. Repair<br />

of pulmonary artery sling by reimplantation without cardiopulmonary bypass. Thorac<br />

Cardiovasc Surg 2003;51:101-103.<br />

19. Backer C, Mavroudis C, Dunham ME, Holinger LD. Pulmonary artery sling: results<br />

with median sternotomy, cardiopulmonary bypass, and reimplantation. Ann<br />

Thorac Surg 1999;67:1738- 1745 .<br />

20. Evans JA. Aberrant bronchi and cardiovascular anomalies. Am J Med Genet.<br />

1990;35:46-54.<br />

21. Laforet EG, Starkey GW, Scheff S. Anomalies of upper lobe bronchialn dis<strong>tr</strong>ibutions.<br />

J Thorac Cardiovasc Surg. 1962;43:595-606.<br />

22. Baden W, Schaefer J, Kumpf M, Tzaribachev N, Pantalitschka T, Koitschev A, Ziemer<br />

G, Fuchs J, Hofbeck M. Comparison of imaging techniques in the diagnosis<br />

of bridging bronchus. Eur Respir J 2008;31:1125-1131.<br />

23. Wong KS, Wang CR, Hsieh KH. Demons<strong>tr</strong>ation of <strong>tr</strong>acheal bronchus associated<br />

with <strong>tr</strong>acheal stenosıs using direct coronal <s<strong>tr</strong>ong>com</s<strong>tr</strong>ong>puted tomography. Pedia<strong>tr</strong> Pulmonol.<br />

1998;25:133-135.<br />

24. McLaughlin FJ, S<strong>tr</strong>ieder DJ, Harris GB, Vawter GP, Eraklis AJ. Tracheal bronchus:<br />

association with respiratory morbidity in children. J Pedia<strong>tr</strong>. 1985;106:751-755.<br />

25. Desir A,Ghaye B. Congenital abnormalities of in<strong>tr</strong>athoracic airways. Radiol Clin<br />

N Am. 2009;47:203-225.<br />

26. Mehta AC, Ahmad M, Golish JA, Buonocore E. Congenital anomalies of the lung<br />

in the adult. Clev Clin Quart. 1983;50:401-416.<br />

27. Reynolds M. Congenital lesions of the lung. In:Shields TW, LoCicero J III, Ponn<br />

RB. Eds. General Thoracic Surgery. 5th ed. Philadelphia; Lippincott Williams & Wilkins.<br />

2000;937-952.<br />

28. Lacquet LK, Fornhoff M, Dierick R, Buyssens N,Bronchial a<strong>tr</strong>esia wit corresponding<br />

segmental pulmonary emphysema. Thorax. 1971;26:68-73.<br />

29. Tsuji S, Heki S, Kabara Y, Sato A. The syndrome of bronchial mucocele and regional<br />

hyperinflation of the lung: report of four cases. Chest 1973;64:444-447.<br />

30. Kinsella D, Sissons G, Williams MP. The radiological imaging of bronchial a<strong>tr</strong>esia.<br />

Br J Radiol 1992;65:681–685.<br />

31. Pedicelli G, Ciarpaglini LL, De Santis M, Leonetti C. Congenital bronchial a<strong>tr</strong>esia<br />

(CBA): a critical review of CBA as a disease entity and presentation of a case<br />

series. Radiol Med 2005;110:544–553.<br />

32. Morikawa N, Kuroda T, Honna T, Kitano Y, Fuchimoto Y, Terawaki K, Kawasaki<br />

K, Koinuma G, Matsuoka K, Saeki M. Congenital bronchial a<strong>tr</strong>esia in infants and<br />

children. J Pedia<strong>tr</strong> Surg 2005;40:1822–1826.<br />

33. Leithiser RE Jr, Capitanio MA, Macpherson RI, Wood BP. ‘‘Communicating’’<br />

bronchopulmonary foregut malformations. AJR Am J Roentgenol 1986;146:227–<br />

231.<br />

34. Tsugawa J, Tsugawa C, Satoh S, Nishijima E, Muraji T, Takamizawa S, Kanegawa<br />

K, Akasaka Y. Communicating bronchopulmonary foregut malformation:particular<br />

emphasis on con<s<strong>tr</strong>ong>com</s<strong>tr</strong>ong>itant congenital <strong>tr</strong>acheobronchial stenosis. Pedia<strong>tr</strong> Surg Int<br />

2005;21:932–935.<br />

35. Srikanth MS, Ford EG, Stanley P, Mahour GH. Communicating bronchopulmonary<br />

foregut malformations:classification and embryogenesis. J Pedia<strong>tr</strong> Surg.<br />

1992;27:732–736.<br />

36. Verma A, Mohan S, Kathuria M, Baijal SS. Esophageal bronchus: case report<br />

and review of the literature. Acta Radiol 2008;49:138–141.<br />

37. Gans Sl, Potts WJ. Anomalous lobe of lung arising from the esophagus. J Thorac<br />

Surg. 1951;21:313-8.<br />

38. Nikaidoh H, Swenson O. The ectopic origin of the right main bronchus from<br />

the esophagus. A case of pneumonectomy in a neonate. J Thorac Cardiovasc Surg.<br />

1971;62:151-160.<br />

28 Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

25 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

39. Lallemand D, Quignodan JF, Courtel JV. The anomalous origin of bronchus from<br />

the esophagus: report of three cases. Pedia<strong>tr</strong> Radiol. 1996;26:179-182.<br />

40. Ghaye B, Kos X, Dondelinger RF. Accessory cardiac bronchus: 3D CT demons<strong>tr</strong>ation<br />

in nine cases. Eur Radiol 1999;9:45–48.<br />

41. McGuinness G, Naidich DP, Garay SM, Davis AL, Boyd AD, Mizrachi HH. Accessory<br />

cardiac bronchus: CT features and clinical significance. Radiology<br />

1993;189:563–566.<br />

42. Jackson GD, Littleton JT. Simultaneous occurrence of anomalous cardiac and<br />

<strong>tr</strong>acheal bronchi: a case report. J Thorac Imaging 1988;3:59–60.<br />

43. Mangiulea VG, Stinghe RV. The accessory cardiac bronchus: bronchologic aspect<br />

and review of the literature. Dis Chest 1968;54:35–38.<br />

44. Jaffe RB. Balloon dilation of congenital and acquired stenosis of the <strong>tr</strong>achea<br />

and bronchi. Radiology. 1997;203:405-409.<br />

45. Neuhauser EBD, Elkin M, Landing B. Congenital direct <s<strong>tr</strong>ong>com</s<strong>tr</strong>ong>munication between<br />

biliary system and respiratory <strong>tr</strong>act. Am J Dis Child. 1952;83:654-659.<br />

46. Uramoto H, Kawano O, Sugimoto M, Yamagata H, Kohrogi H. Congenital<br />

Bronchobiliary Fistula in a 65-year-old Woman . Inter Med. 2008;47: 1367-1370.<br />

47. Egrari S, Krishn Amoorthy M, Yee CA, Applebaum H. Congenital bronchobiliary<br />

fistula. Diagnosis and postoperative surveliance with HIDA scan. J Pedia<strong>tr</strong> Surg.<br />

1996;31:785-786.<br />

48. Wagget J, Stool S, Bishop HL, Kurtz MB. Congenital bronchobiliary fistula. J. Pedia<strong>tr</strong>.<br />

Surg. 1970;566-569.<br />

49. Chan YT, Ng WD, Mak WP, Kwong ML, Chow CB. Congenital bronchobiliary fistula<br />

associated with biliary a<strong>tr</strong>esia. Br J Surg. 1984;71:240-241.<br />

50. Doğan R, Farsak B, Yılmaz M, Tok M, Güngen Y. Congenital bronchooesophageal<br />

fistula associated with bronchiectasis in adults. : Report of two cases<br />

and review of the literature. Respiration. 1999;66:361-365.<br />

51. Smith DC. A congenital broncho-esophageal fistula presenting in adult life without<br />

pulmonary infection. Br J Surg. 1970;57:398-400.<br />

52. Risher WH, Arensman RM, Ochsner JL. Congenital bronchoesophageal fistula.<br />

Ann Thorac Surg. 1990;49:500-505.<br />

53. Kim JH, Park KH, Sung SW, Rho JR. Congenital bronchoesophageal fistulas in<br />

adult patients. Ann Thorac Surg. 1995;60:151-155.<br />

54. Braimbridge MV, Keith HI. Oesophagobranchial fistula in the adult. Thorax<br />

1965;20:226-232.<br />

55. Osinowo O, Harley HR, Janigan D. Congenital broncho-oesophageal fistula in<br />

the adult. Thorax 1983;38:138-142.<br />

56. Chu W, Mullen JL. Congenital bronchoesophageal fistula in the adult. JAMA.<br />

1978;239:855-856.<br />

57. Ramo OJ, Salo JA; Mattila SP. Congenital bronchoesophageal fistula in the<br />

adult. Ann Thorac Surg. 1995;59:887-890.<br />

58. Cremin BJ, Movsowitz H. Lobar emphysema. İn infants. Br J Radiol.<br />

1971;44:692-696.<br />

59. Leope LL, Longino LD. Infantile lobar emphysema. Pedia<strong>tr</strong>ics 1964;34:246-<br />

255.<br />

60. Reid JM, Barclay RS, Stevenson JG, Welsh TM. Congenital obs<strong>tr</strong>uctive lobar<br />

emphysema. Dis Chest. 1966;49:359-361.<br />

61. Murray GF. Congenital lobar emphysema. Surg Gynecol Obstet. 1967;124:611-<br />

625.<br />

62. Hendren WH, McKee DM. Lobar emphysema in infancy. J Pedia<strong>tr</strong> Surg.<br />

1966;1:24-39.<br />

63. Doğan R, Demircin M, Sarıgül A, Paşaoğlu İ, Göçmen A, Bozer AY. Surgical <strong>tr</strong>eatment<br />

of congenital lobar emphysema. Turk J Pedia<strong>tr</strong>. 1997;39:35-44.<br />

64. Ryckman FC, Rosenkrantz JG. Thoracic surgical problems in infancy and childhood.<br />

Surg Clin North Am. 1985;65:1434-1436.<br />

65. May RL, Meese EH, Timmes JJ. Congenital lobar emphysema: case report of bilateral<br />

involvement. J Thorac Cardiovasc. Surg. 1964;48:850-854.<br />

66. Floyd FW, Repici AJ, Gibson ET, McGeorge CK. Bilateral congenital lobar emphysema<br />

surgically corrected. Pedia<strong>tr</strong>ics. 1963;31:87-96.<br />

67. Hislop A, Reid L. New pathological findings in emphysema of childhood. I. Polyalveolar<br />

lobe with emphysema. Thorax. 1970;25:682-690.<br />

68. Tapper D, Schuster S, Mcbride J, Eraklis A, Wohl ME, Williams A, Reid L. Polyalveolar<br />

lobe: anatomic and physiologic parameters and their relationship to congenital<br />

lobar emphysema. J Pedia<strong>tr</strong> Surg. 1980;15:931-937.<br />

69. Lincoln JC, Stark J, Subramanian S, Aberden E, Bonham-Certer RE, Berry CL,<br />

Waterston DJ. Congenital lobar emphysema. Ann Surg. 1971;173:55-62.<br />

70. Sarıoğlu T, Saylam A, Aytaç A, Sarıkayalar F, Çağlar M, Alp M. Congenital lobar<br />

emphysema. Turk J Pedia<strong>tr</strong>. 1983;25:103-108.<br />

71. Korngold HW, Baher JM; Non-surgical <strong>tr</strong>eatment of unilobar obs<strong>tr</strong>uctive emphysema<br />

of the newborn. Pedia<strong>tr</strong>ics. 1954;14:296-304.<br />

72. Roghair GD. Nonoperative management of lobar emphysema. Radiology.<br />

1972;102:125-127.<br />

73. Shannon DC, Todres ID, Moylan FM. Infantile lobar hyperinflation: expectant<br />

<strong>tr</strong>eatment. Pedia<strong>tr</strong>ics. 1977;59:1012-1018.<br />

74. Kennedy CD, Habiki P, Matthew DJ, Gordon I. Lobar emphysema:long-term imaging<br />

follow-up. Radiology. 1991;180:189-193.<br />

75. Stigers KB, Woodrign JH, Kanga JF. The clinical and imaging spec<strong>tr</strong>um<br />

of findings in patients with congenital lobar emphysema. Pedia<strong>tr</strong> Pulmonol.<br />

1992;14:160-170.<br />

76. Hulsoff T, Kalvebge H. Con<strong>tr</strong>ibution to the diagnosis and frequency or congenital<br />

lung aplasia . Fortschi. Rontgenisti. 1959;91:725-728.<br />

77. Lucas DS, Dolter CT, Steinberg I. Agenesis of the lung and patent ductus arteriosus<br />

with reversal flow. N Engl J Med. 1953;249:107-109.


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

78. Sbokos CG, McMillan IK. Agenesis of the lung. Br J Dis Chest. 1977;71:183-197.<br />

79. Say B, Carpenter NJ, Giacoia G, Jegathesan S, Agenesis of the lung associated<br />

with a cromosome abnormality (46,xx,2p+) J Med Genet. 1980;17:477-478.<br />

80. Massumi R, Teleghani M, Ellis I. Cardiorespiratory studies in congenital absence<br />

of one lung. J Thorac Cardiovasc Surg. 1966;51:561-568.<br />

81. Claireaux A, Ferreira HP. Bilateral pulmonary agenesis. Arch Dis Child.<br />

1958;33:364-366.<br />

82. Swischuk LE, Richardson CJ, Nichols MM, Ingmon MJ. Primary pulmonary hipoplasia<br />

in the neonate. J Pedia<strong>tr</strong>. 1979;95:573-577.<br />

83. Luck Sr, Reynolds M, Raffensperger JG. Congenital bronchopulmonary malformations.<br />

Curr Probl Surg. 1986;23:245-314.<br />

84. Yücel O, Gürkök S, Gözübüyük A, Çaylak H, Sapmaz E, Kavaklı K, Dakak M, Genç<br />

O. Diagnosis and Surgical Treatment of Pulmonary Seques<strong>tr</strong>ation Thorac Cardiov<br />

Surg. 2008; 56: 154–157<br />

85. Carter R. Pulmonary seques<strong>tr</strong>ation. Ann Thorac Surg. 1969;7:68-88.<br />

86. Iwai K, Shindo G, Hajikano H, Tajima H. Morimoto M. In<strong>tr</strong>alobar pulmonary seques<strong>tr</strong>ation,<br />

with special reference to development pathology. Am Rev Respir Dis.<br />

1973;107:911-920.<br />

87. Yüksel M. Doğan R, Öztek İ, Aydilek R. Periferik (eks<strong>tr</strong>aplevral) bronkojenik kist<br />

ile birlikte görülen pulmoner sekes<strong>tr</strong>asyon. Tüberküloz ve Toraks. 1987;35:43-49.<br />

88. Sakala EP, Perrott WS, Grube GL. Sonographic characteristics of antenatally<br />

diagnosed ex<strong>tr</strong>alobar pulmonary seques<strong>tr</strong>ation and congenital adenomatoid malformation.<br />

Obstet Gynecol Surv. 1994;49:647-655.<br />

89. Beksaç MS. Fetal Tedavi: Farmakolojik ve Cerrahi Yaklaşımlar. In:Beksaç MS<br />

(ed). Fetal Tıp; Prenatal Tanı. Ankara: Medical Network, 1995;205-220.<br />

90. Becmeur F, Horta-Geraud P, Donato L, Sauvage P. Pulmonary<br />

seques<strong>tr</strong>ations:prenatal ul<strong>tr</strong>asound diagnosis, <strong>tr</strong>eatment and out<s<strong>tr</strong>ong>com</s<strong>tr</strong>ong>e. J Pedia<strong>tr</strong><br />

Surg. 1998;33:492-496.<br />

91. Williams AO, Enumah FI. Ex<strong>tr</strong>alobar pulmonary seques<strong>tr</strong>ation. Thorax<br />

1968;23:200-203.<br />

92. Savic B, Birtel FJ, Tholen W, Funke HD, Knoche R. Lung seques<strong>tr</strong>ation: report of<br />

seven cases and review of 540 published cases. Thorax. 1979; 34:96-101.<br />

93. Turk LN, Lindskog GE. Impotance of angiographic diagnosis in in<strong>tr</strong>alobar pulmonary<br />

seques<strong>tr</strong>ation. J Thorac Cardiovasc Surg. 1961;41:299-305.<br />

94. Collin P, Desjardins JG, Khan AH. Pulmonary seques<strong>tr</strong>ation. J Pedia<strong>tr</strong> Surg<br />

1987;22:750–753.<br />

95. Rubin Em, Garcia H, Harowitz MD, Guerra JJ Jr. Fatal massive hemoptysis secondary<br />

to in<strong>tr</strong>alobar seques<strong>tr</strong>ation. Chest. 1994;106:954-955.<br />

96. Jones PH. Developmental defect in the lung. Thorax. 1955;10:205-213.<br />

97. Boyden EA. Bronchogenic cyst and theory of in<strong>tr</strong>alobar seques<strong>tr</strong>ation: new<br />

embriyologic data. J Thorac Cardiovasc Surg. 1958;35:604-616.<br />

98. Kirwan WO, Waldbaum PR, McCormac RJM. Cystic in<strong>tr</strong>athoracic derivatives of<br />

the foregut and their <s<strong>tr</strong>ong>com</s<strong>tr</strong>ong>plications. Thorax 1973;28:424-428.<br />

99. Gessendorfer H. Cervical bronchial cysts. J Pedia<strong>tr</strong> Surg. 1973;8:435.<br />

100. Toulokian RJ. Air filled bronchogenic cysts presenting as a cervical mass in<br />

the newborn. J Pedia<strong>tr</strong> Surg. 1982;17:311-312.<br />

101. Gavuzoğlu MK, Hatipoğlu A, Doğan R, Yüksel M. Bronkojenik kistler (servikotorasik<br />

lokalizasyonlu iki vaka nedeniyle). Tüberküloz ve Toraks. 1984;32:99-104.<br />

102. Constant E, Davis DG, Edminster R. Bronchogenic cysts of the suprasternal<br />

area. Plast Recons<strong>tr</strong> Surg. 1973;52:88-91.<br />

103. Fraga S, Helvig EB, Rosen SH. Bronchogenic cysts in the skin and subcutaneous<br />

tissue. Am J Clin Pathol. 1971;56:230-238.<br />

104. Deenodayalu RP, Fisuri P, Dewall RA. In<strong>tr</strong>apericardial teratoma and bronchogenic<br />

cyst. Review of the literature and report of succesful surgery in infant with<br />

in<strong>tr</strong>a-pericardial teratoma. J Thorac Cardiovasc Surg. 1974; 67: 945-952.<br />

105. Buddington WI. In<strong>tr</strong>adiaphragmatic cyst. Nineth reported case. N Engl J Med.<br />

1957;257:613-615.<br />

106. Ramenofsky ML, Leape LL, McCauley RGK. Bronchogenic cyst. J Pedia<strong>tr</strong> Surg.<br />

1979;14:219-224.<br />

107. Kuhn C, Kuhn JP. Coexistence of bronchial a<strong>tr</strong>esia and bronchogenic cyst: diagnostic<br />

criteria and embriyologic considerations. Pedia<strong>tr</strong> Radiol. 1992;22: 568-<br />

570.<br />

108. Doğan R, Çetin G, Moldibi B, Kaya S, Alp M, Uçanok K, Ünlü M. Les kystes<br />

bronchogeniques pulmonaires et mediastinaux. Rev Mal Respir. 1988;5:123-127.<br />

109. Racz I, Baum GL. The relationship of ethnic origin to prevalance of cystic<br />

lung disease in Israel: a preliminary report. Am Rev Respir Dis. 1965;91:552-555.<br />

110. Baum GL, Racz I, Bubis JJ, Molho M, Shapiro BL. Cystic disease of the<br />

lung:report of eighty-eight cases, with an ethnologic relationship. Am J Med.<br />

1966;40:578-602.<br />

111. Rogers LF, Osmer JC. Bronchogenic cyst. A review of 44 cases. Am J Roentgenol.<br />

1964;91:273-283.<br />

112. Schmidt FE, Drapanas T. Congenital cystic lesions of the bronchi and lungs.<br />

Ann Thorac Surg. 1972;14:650-657.<br />

113. Chin KY, Tang MY. Congenital adenomatoid malformation of one lobe of lung<br />

with general anasarca. Arch Pathol. 1949;48:221-229.<br />

114. Nishibayashi SW, Andrassy RJ, Woolley MM. Congenital cystic adenomatoid<br />

malformation: a 30-year experience. J Pedia<strong>tr</strong> Surg. 1981;16:704-706.<br />

115. Walker J, Cudmore RE. Respiratory problems and cystic adenomatoid malformation<br />

of lung. Arch Dis Child. 1990;65:649-650.<br />

116. Fitzgerald DA. Congenital cyst adenomatoid malformations:resect some and<br />

observe all? Paedia<strong>tr</strong>ic Respir Reviews 2007;8: 67–76.<br />

117. Hancock BJ, Di Lorenzo M, Youssef S, Yazbeck S, Marcotte JE, Collin P. Childhood<br />

primary neoplasms. J Pedia<strong>tr</strong> Surg 1993; 28: 1133–1136.<br />

26 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

118. Tomita SS, Wojtczak H, Pickard R, Vazquez WD . Congenital Cystic Adenomatoid<br />

Malformation and Bronchogenic Cyst in a 4-Month-Old Infant. Ann Thorac<br />

Cardiovasc Surg 2009; 15: 394–396.<br />

119. Buntain WL, Isaacs H Jr, Payne VC Jr, Lindesmith GG. Rosenkrantz JG. Lobar<br />

emphysema, cystic adenomatoid malformation, pulmonary seques<strong>tr</strong>ation,<br />

and bronchogenic cyst in infancy and childhood: A clinical group. J Pedia<strong>tr</strong> Surg.<br />

1974;9:85-93.<br />

120. Stocker JT, Madewell JE, Drake RM. Congenital cystic adenomatoid malformation<br />

of the lung. Hum Pathol. 1977;8:155-171.<br />

121. Bale PM. Congenital cystic malformation of the lung. A form of congenital<br />

bronchiolar(adenomatoid) malformation. Am J Clin Pathol. 1979;71:411-420.<br />

122. Stocker JT. Congenital pulmonary airway malformation: a new name for and<br />

an expanded classification of congenital cystic adenomatous malformation of the<br />

lung. Histopathology 2002;41(Suppl 2):424–431.<br />

123. Cha I, Adzick NS, Harrison MR, Finkbeiner WE. Fetal congenital cystic adenomatoid<br />

malformations of the lung: a clinicopathologic study of eleven cases. Am J<br />

Surg Pathol 1997;21:537–544.<br />

124. Adzick NS, Harrison MR, Glick PL, Golbus MS, Anderson RL, Mahony BS, Callen<br />

PW, Hirsch JH, Luthy DA, Filly RA. Fetal cystic adenomatoid malformation: prenatal<br />

diagnosis and natural history. J Pedia<strong>tr</strong> Surg 1985;20:483–488.<br />

125. Göçmen A, Kiper N, Tanyel C, Göğüş S, Özçelik U, Büyükpamukçu N. Congenital<br />

cystic adenomatoid malformation. A report of a case and review of the literature.<br />

Turk J Pedia<strong>tr</strong>. 1993;35:299-303.<br />

126. McCullagh M, Mac Connachiel I, Garvie D, Dykes E. Accuracy of prenatal diagnosis<br />

of congenital cystic adenomatoid malformation. Arch Dis Child. 1994;71:F<br />

111-113.<br />

127. Adzick NS, Harrison MR. Management of fetus with a cystic adenomatoid<br />

malformation. World J Surg. 1993;17:342-349.<br />

128. Adzick NS. Management of Fetal Lung Lesions. Clin Perinatol. 2009;36:<br />

363–376.<br />

129. Hartman GE, Shochat SJ. Primary pulmonary neoplasms of childhood:a review.<br />

Ann Thorac Surg 1983;36:109–119.<br />

130. Granata C, Gambini C, Balducci T, Toma P, Michelazzi A, Conte M, Jasonni V.<br />

Bronchoalveolar carcinoma arising in congenital cystic adenomatoid malformation<br />

in a child: a case report and review of malignancies originating in congenital<br />

cystic adenomatoid malformation. Pedia<strong>tr</strong> Pulmonol 1998;25:62–66.<br />

131. Langston C. New concepts in the pathology of congenital lungmalformations.<br />

Sem Pedia<strong>tr</strong> Surg 2003;12:17–37.<br />

132. Wong A, Vieten D, Singh S, Harvey JG, Andrew J. A. Long-term out<s<strong>tr</strong>ong>com</s<strong>tr</strong>ong>e of<br />

asymptomatic patients with congenital cystic adenomatoid malformation. Pedia<strong>tr</strong><br />

Surg Int. 2009; 25:479–485.<br />

133. Guest JL Jr, Anderson JN. Tracheobronchomegaly. (Mounier-Kuhn Syndrome)<br />

JAMA. 1977;238:1754-1755.<br />

134. Anadol D, Özçelik U, Kiper N, Göçmen A. A case of <strong>tr</strong>acheobronchomegali<br />

(Mounier-Kuhn Syndrome) diagnosed via flexible bronchoscopy. J Bronchol.<br />

2001;8:190-192.<br />

135. Collard P, Freitag L, Reynaert MS, Rodenstein DO, Francis C. Respiratory failure<br />

due to <strong>tr</strong>acheobronchomalacia. Thorax 1996; 51:224-226.<br />

136. Nuutinen J. Acquired <strong>tr</strong>acheobronchomalacia : a clinical study with bronchological<br />

correlations. Ann. Clin. Res. 1977;9:350-355.<br />

137. Nuutinen J. Acquired <strong>tr</strong>acheobronchomalacia. Eur. J. Respir. Dis. 1982;63:380-<br />

387.<br />

138. Cerden KA, Boiselle PM,Waltz DA. Tracheomalacia and <strong>tr</strong>acheobronchomalacia<br />

in children and adults: an indepth review. Chest 2005;127: 984-1005.<br />

139. Gilkeson RC, Ciancibello LM, Hejal RB. Tracheobronchomalacia: dynamic airway<br />

evaluation with multidetector CT. AJR. Am. J. Roentgenol. 2001;176:205-210.<br />

140. Ellis FH, McGoon DC, Kincaid OW: Congenital vascular malformations of the<br />

lungs. Med Clin North Am. 1974;48:1069-1081.<br />

141. Shileds TW. Congenital vascular lesions of the lungs. In:Shield TW, LoCicero<br />

III J, Ponn RB, Eds. General Thoracic Surgery. 5th ed. Philadelphia. W. B. Saunders,<br />

2000:975-987.<br />

142. Clements BS, Warner JO. Pulmonary seques<strong>tr</strong>ation and related congenital<br />

bronchopulmonary-vascular malformations:nomenclature and classification based<br />

on anatomical and embryological considerations. Thorax 1987;42:401-408.<br />

143. Clements BS, Warner JO, Shinebourne EA. Congenital bronchopulmonary vascular<br />

malformations: clinical application of a simple anatomical approach in 25<br />

cases. Thorax 1987;42:409-416.<br />

144. Lee ML, Tsao LY, Chaou WT, Yang AD, Yeh KT, Wang JK, Wu MH, Lue HC, Chiu<br />

IS, Chang CI. Revisit on congenital bronchopulmonary vascular malformations: a<br />

haphazard branching theory of malinosculations and its clinical classification and<br />

implication. Pedia<strong>tr</strong> Pulmonol 2002;33:1-11.<br />

145. Kucera V, Fiser B, Tuma S, Hucin B. Unilateral absence of pulmonary artery:<br />

A report on 19 selected clinical cases. Thorac. Cardiovasc. Surgeon, 1982;30:152-<br />

158.<br />

146. Madoff IM, Gaensler EA, S<strong>tr</strong>ieder JW. Congenital absence of the right pulmonary<br />

artery. N Engl J Med. 1952;247:149-157.<br />

147. Pool PE, Vigel JH, Blount G. Congenital unilateral absence of a pulmonary<br />

artery. The importance of flow in pulmonary hypertension. Am J Cardiol.<br />

1962;10:706-732.<br />

148. Böke E, Doğan R, Günay İ, Berki T, Türkoğlu H, Oram E, Oram A, Erbengi G, Işın<br />

E. <s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> izole sol pulmoner arter yokluğu. A. Ü. T. F. Mecmuası, 1983;36:467-<br />

476.<br />

149. Penkoske PA, Castenada AR, Fyler DC, Van Praagh R. Origin of pulmonary ar-<br />

Journal of Clinical and Analytical Medicine 29


<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

<s<strong>tr</strong>ong>Konjenital</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Akciğer</s<strong>tr</strong>ong> <s<strong>tr</strong>ong>Anomalileri</s<strong>tr</strong>ong><br />

tery branch from ascending aorta. J Thorac Cardiovasc Surg. 1983;85:537-545.<br />

150. Schneiderman LJ. Isolated congenital absence of the right pulmonary artery:<br />

a caution as to its diagnosis and a proposal for its embryogenesis. Report of a<br />

case with review. Am Heart J. 1958;55:772-780.<br />

151. Yarnal JR. Agenesis of the right pulmonary artery. N Engl J Med. 1980;303:884-<br />

885.<br />

152. Rocchini AP, Emmanouilides GC. Peripheral pulmonary artery stenosis with<br />

intact ven<strong>tr</strong>icular septum. In Adams FH, Emmanouilides GC, Riemenschneider TA.<br />

Eds. Moss’ Heart Disease in infants, children, and adolescents. 4th ed. Baltimore<br />

Williams & Wilkins, 1989:327-333.<br />

153. Dağsalı S. Sağ ven<strong>tr</strong>ikül çıkım yolu darlıkları. In:Bozer AY Ed. Kalp Hastalıkları<br />

ve Cerrahisi. Ankara; Ayyıldız Matbaası, 1985:382-386.<br />

154. Massin MM. Midterm results of the neonatal arterial switch operation: a review.<br />

J Thorac Cardiovasc Surg. 1999; 40 (4): 517-522.<br />

155. Rocchini AP, Kveselis D, Dick M, Crowley D, Snider R, Rosenthal A. Use<br />

of balloon angioplasty to <strong>tr</strong>eat peripheral pulmonary stenosis. Am J Cardiol,<br />

1984;54:1069-1073.<br />

156. Anabtawi IN, Ellison RG, Ellison LT. Pulmonary arteriovenous aneurysms and<br />

fistulas: anatomical variations, embryology, and classification. Ann Thorac Surg,<br />

1965;1:277-285.<br />

157. Dines DE, Seward JB, Bernatz PE. Pulmonary arteriovenous fistulas. Mayo Clin<br />

Proc, 1983;58:176-181.<br />

158. Pierucci P, Murphy J, Henderson KJ, Chyun DA, White RI. New definition and<br />

natural history of patients with diffuse pulmonary arteriovenous malformations:<br />

twenty-seven–year experience. CHEST 2008; 133:653–661.<br />

159. Goodenberger DM. Pulmonary arteriovenous malformations. In Fishman AP,<br />

Elias JA; Fishman JA, Grippi MA, Kaiser LR, Senior RM, Eds. Fishman’s Pulmonary<br />

Diseases and Disorders. 3rd Ed. New York, Mc Graw-Hill, 1998:1375-1385.<br />

160. Remy J, Jardin MR, Wattinne L, Deffontaines C. Pulmonary arteriovenous malformations:<br />

evaluation with CT of the chest before and after <strong>tr</strong>eatment. Radiology.<br />

1992;182:809-816.<br />

161. Dalton ML Jr. Goodwin FC, Bronwell AW. In<strong>tr</strong>apleural rupture of pulmonary arteriovenous<br />

aneurysms: report of a case. Dis Chest. 1967;52:97-100.<br />

162. Yeung M. Khan KA, Antecol DH, Walker DR, Shuaib A. Transcranial Doppler ul<strong>tr</strong>asonography<br />

and <strong>tr</strong>ansesophageal echocardiography in the investigation of pulmonary<br />

arteriovenous malformation in a patient with hereditary hemorrhagic telengiectasia<br />

presenting with s<strong>tr</strong>oke. S<strong>tr</strong>oke. 1995;26:1941-1944.<br />

163. Sperling DC, Cheitlin M, Sullivan RW, Smith A. Pulmonary arteriovenous fistulas<br />

with pulmonary hypertension. Chest, 1977;71:753-757.<br />

164. Gianturco C, Anderson JH, Wallaces. Mechanical devices for arterial occlusion.<br />

Am J Roentgenol. 1975;124. 428-435.<br />

165. Kim Sj, Bae EJ, Cho DJ, Park IS; Kim YM, Kim WH, Kim SH. Development of pulmonary<br />

arteriovenous fistulas after bidirectional cavopulmonary shunt. Ann Thorac<br />

Surg. 2000;70:1918-1922.<br />

166. Vettukattil JJ, Slavik Z, Lamb RK, Monro JL, Keeton BR, Tsang VT, Adous RJ, Zivanovic<br />

A, Johns S, Lewington V, Salmon AP. In<strong>tr</strong>apulmonary arteriovenous shunting<br />

may be a universal phenomenon in patients with the superior cavopulmonary<br />

anastomosis: a radionuclid study. Heart. 2000;83:425-428.<br />

167. Baskett RJ, Ross DB, Warren AE, Sharratt GP, Murphy DA. Hepatic vein to the<br />

azygos vein anastomosis for pulmonary arteriovenous fistulae. Ann. Thorac Surg.<br />

1999;68:232-233.<br />

168. Srivastava D, Preminger T, Lock JE, Mandell V, Keane JF, Mayer JE Jr, Kazakewich<br />

H, Spevak PJ. Hepatic venous blood and the development of pulmonary arteriovenous<br />

malformations in congenital heart disease. Circulation. 1995;92:1217-<br />

1222.<br />

169. Hubail Z, Eapen R, Lemler M. Anomalous systemic arterial supply to the lungs:<br />

an unusual etiology for cardiomegaly. Pedia<strong>tr</strong> Cardiol. 2006;27:608-611.<br />

170. Shebani SO, Khan MD, Tofeig MA. A congenital fistula between the descending<br />

aorta and the right pulmonary vein in neonate presenting with heart failure.<br />

Cardiol Young 2007;17:563-564.<br />

171. Arnett JC Jr, Patton RM. Pulmonary varix. Thorax. 1976;31:107-112.<br />

172. Wood AE. Congenital pulmonary varix. J Cardiovasc Surg. 1982;23:266-268.<br />

173. Hsu I, Keiser GA, Adkins PC, Sheefferman MM. Pulmonary varix regression after<br />

mi<strong>tr</strong>al valve replacement. Am J Cardiol. 1976;37:928-932.<br />

174. Platzker J, Goldhammer E, Simon J, Abinader E. Pulmonary varices, benign<br />

congenital anomalies simulating peripheral masses of various etiologies. Clin Cardiol.<br />

1984;7:295-298.<br />

175. Savaş R, Özacar R, Ertuğrul G, Çallı C, Memiş A, Yunten N, Alper H. Varix of<br />

the inferior pulmonary vein: <s<strong>tr</strong>ong>com</s<strong>tr</strong>ong>puted tomography and magnetic resonance angiography<br />

findings. Monaldi. Arch Chest Dis. 1999;54:399-401.<br />

176. Perret L, Fortelius P. Ruptured aneurysm of a pulmonary vein. Acta Tuberc<br />

Scand. 1962;41:53-55.<br />

177. Ungaro R, Saab S, Almond CH, Kumar S. Solitary peripheral pulmonary artery<br />

aneurysms: pathogenesis and surgical <strong>tr</strong>eatment. J Thorac Cardiovasc Surg.<br />

1976;71:566-571.<br />

178. Diab K, Richardson R, Pophal S, Alboliras E. Left hemi<strong>tr</strong>uncus associated with<br />

te<strong>tr</strong>alogy of fallot: fetal diagnosis and postnatal chocardiographic and cardiac<br />

<s<strong>tr</strong>ong>com</s<strong>tr</strong>ong>puted tomographic confirmation. Pedia<strong>tr</strong> Cardiol 2010; 31:534–537.<br />

179. Doğan R, Çeliker A, Farsak B. Anomalous origin of one pulmonary artery<br />

branch from ascending aorta “so called hemi<strong>tr</strong>uncus”. Report of an additional case<br />

<strong>tr</strong>eated surgically. Turk J Pedai<strong>tr</strong>, 2001;43:257-260.<br />

180. Duncan WJ, Freedom RM, Olley PM, Rowe RD. Two-dimesional echocardiographic<br />

identification of hemi<strong>tr</strong>uncus: Anomalous origin of one pulmonary artery<br />

30 Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

27 | Journal of Clinical and Analytical Medicine<br />

from ascending aorta with the other pulmonary artery arising normal from right<br />

ven<strong>tr</strong>icle. Am Heart J. 1981;102:892-896.<br />

181. Rosa U, Wade KC. CT finfings in hemi<strong>tr</strong>uncus. J Comput Asist Tomogr,<br />

1987;11:698-700.<br />

182. Seehtem U, Jungehulsing M, deVivie R, Mennicken U, Hoop HW. Left hemi<strong>tr</strong>uncus<br />

in adulthood. Diagnostic role of magnetic resonance imaging. Eur Heart J.<br />

1991;12:1040-1044.<br />

183. Nathan M, Rimmer D, Piercey G, del Nido PJ, Mayer JE, Bacha EA, Pigula FA.<br />

Early repair of hemi<strong>tr</strong>uncus: excellent early and late out<s<strong>tr</strong>ong>com</s<strong>tr</strong>ong>es. J Thorac Cardiovasc<br />

Surg. 2007; 133:1329–1335.<br />

184. Brown JW, Ruzmetov M, Minnich DJ, Vijay P, Edwards CA, Uhlig PN, Fiore AC,<br />

Turrentine NW. Surgical management of scimitar syndrome: An alternative approach.<br />

J of Thorac and Cardiovasc Surg. 2003; 125: 238-245.<br />

185. Dupuis C, Charaf LA, Breviere GM, Abou P, Remy-Jardin M, Helmius G. The<br />

“adult” form of the scimitar syndrome. Am J Cardiol. 1992; 70 : 502-507.<br />

186. Gao YA, Burrows PE, Benson LN, Rabinovitch M, Freedom RM. Scimitar<br />

syndrome in infancy. J Am Coll Cardiol. 1993; 22: 873-882.<br />

187. Canter CE, Martin TC, Spray TL, Weldon CS, S<strong>tr</strong>auss AW. Scimitar syndrome<br />

in childhood. Am J Cardiol. 1986; 58 : 652.<br />

188. Dupuis C, Charaf LA, Breviere GM, Abou P. Infantile form of the Scimitar<br />

syndrome with pulmonary hypertension. Am J Cardiol. 1993 ;71:1326-30.<br />

189. Woodring JH, Howard TA, Knaga JF. Congenital pulmonary venolobar syndrome<br />

revisited. Radiographics. 1994 ;14:349-369.<br />

190. Rutledge JM, Hiatt PW, Wesley Vick G 3rd, Grifka RG. A sword for the left hand:<br />

an unusual case of left-sided scimitar syndrome. Pedia<strong>tr</strong> Cardiol. 2001;22:350-<br />

352.<br />

191. Juraszek AL, Cohn H, Van Praagh R, Van Praagh S. Isolated left-sided scimitar<br />

vein connecting all left pulmonary veins to the right inferior vena cava. Pedia<strong>tr</strong><br />

Cardiol. 2005;26:846-847.<br />

192. Muta H, Akagi T, Iemura M, Kato H. Coil occlusion of aortopulmonary collateral<br />

arteries in an infant with scimitar syndrome. Jpn Circ J. 1999;63:729-731.<br />

193. Inoue T, Ichihara M, Uchida T, Sakai Y, Hayashi T, Morooka S. Three dimensional<br />

<s<strong>tr</strong>ong>com</s<strong>tr</strong>ong>puted tomography showing partial anomalous pulmonary venous connection<br />

<s<strong>tr</strong>ong>com</s<strong>tr</strong>ong>plicated by the scimitar syndrome. Circulation. 2002; 105: 663.<br />

194. Ferrari VA, Reilly MP, Axel L, Sutton MG. Scimitar syndrome. Circulation. 1998;<br />

98 : 1583-1584.<br />

195. Dupuis C, Vaksmann G, Remy-Jardin M, Francart C. Horseshoe lung and scimitar<br />

syndrome in an asymptomatic child. Eur Heart J. 1994;15:1008-1009.<br />

196. Baxter R, McFadden M, Gradman M, Wright A. Scimitar syndrome: cine magnetic<br />

resonance imaging demons<strong>tr</strong>ation of anomalous pulmonary venous drainage.<br />

Ann Thorac Surg. 1990; 50 : 121-123.<br />

197. Gilkeson RC, Lee JH, Sachs PB, Clampitt M. Gadolinium-enhanced magnetic<br />

resonance angiography in scimitar syndrome diagnosis and postoperative evaluation.<br />

Tex Heart Inst J. 2000; 27: 309-311.<br />

198. Baran R, Kir A, Meltem Tor M, Ozvaran K, Tunaci A. Scimitar syndrome: Confirmation<br />

of diagnosis by a noninvasive technique (MRI). Eur Radiol. 1996; 6 :<br />

92-94.<br />

199. Tutar E, Fitoz S, Atalay S, Uysalel A, Aral A, Ekici F, Eyileten ZB, Kendirli T.<br />

Magnetic resonance angiographic and three-dimensional <s<strong>tr</strong>ong>com</s<strong>tr</strong>ong>puterized tomographic<br />

identification of scimitar syndrome in an 8-month-old infant. Turk J Pedia<strong>tr</strong>.<br />

2005;47:92-94.<br />

200. Gikonyo DK, Tandon R, Lucas RV Jr, Edwards JE. Scimitar syndrome in neonates:<br />

report of four cases and review of the literature. Pedia<strong>tr</strong> Cardiol. 1986; 6<br />

:193-197.<br />

201. Schramel FM, Westermann CJ, Knaepen PJ, van den Bosch JM. The Scimitar<br />

syndrome: clinical spec<strong>tr</strong>um and surgical <strong>tr</strong>eatment. Eur Respir J. 1995 ;8:196-201.<br />

202. Woody JN, Graham Jr TP, Bradford WD, Sabiston Jr DC, Canent Jr RV. Hypoplastic<br />

right lung with systemic blood supply and anomalous pulmonary venous drainage:<br />

reversal of pulmonary hypertension with surgical management in infancy.<br />

American Heart Journal. 1972; 83: 82-88.<br />

203. Murphy JW, Kerr AR, Kirklin JW. In<strong>tr</strong>acardiac repair for anomalous pulmonary<br />

venous connection of right lung to inferior vena cava. Annals of Thoracic Surgery.<br />

1971; 11: 38-42.<br />

204. France NE, Brown RJ. Congenital pulmonary lymptasgiectasis: report 11<br />

examples with special reference to cardiovascular findings. Arch Dis Child.<br />

1971;46:528-532.<br />

205. Hilliard RI, McKendry JB, Philips MJ. Congenital abnormalities of the lymphatic<br />

system:a new clinical classification. Pedia<strong>tr</strong>ics 1990;86:988-994.<br />

206. Bouchard S, Di Lorenzo M, Youssef S, Simard P, Lapierre JG. Pulmonary<br />

lymphangiectasia revisited. J Pedia<strong>tr</strong> Surg 2000;35:796-800.<br />

207. Noonon JA, Walters LR, Reeves JT. Congenital pulmonary lymphangiectasis.<br />

AM J Dis Child, 1970;120:314-319.<br />

208. Scott-Emuakpor AB, Warren ST, Kapur S, Quiachon EB, Higgins JV. Familial<br />

occurence of congenital pulmonary lymphangiectasis. Genetic implications. Am J<br />

Dis Child, 1981;135:532-534.<br />

209. Hunter WS, Becroft DM. Congenital pulmonary lymphangiectasis associated<br />

with pleural effusions. Arch Dis Child. 1984;59:278-279.<br />

210. Akçakuş M, Köklü E, Bilgin M, Kurtoğlu S, Altunay L, Canpolat M, Budak N.<br />

Congenital pulmonary lymphangiectasia in a newborn: a response to aoutlogous<br />

blood therapy. Neonatalogy 2007;91:256-259.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!