OsmanliTurkcesiSozlugu
OsmanliTurkcesiSozlugu OsmanliTurkcesiSozlugu
cefâkâr (A.-F.) [رﺎﮐﺎﻔﺝ] 1.cefa eden, üzen. 2.cefa çeken, üzülen. cefâkârî (A.-F.) [یرﺎﮐﺎﻔﺝ] 1.cefa etme, üzme. 2.cefa çekme. cefâkeş (A.-F.) [ﺶﮐﺎﻔﺝ] üzülen, cefa çeken, eziyete katlanan. cefâpîşe (A.-F.) [ﻪﺸﻴﭘﺎﻔﺝ] 1.üzmeyi huy edinmiş, cefa eden. 2.aşığını üzen sevgili. cefcâf (F.) [فﺎﺠﻔﺝ] 1.hoppa kadın. 2.orospu. ceffelkalem (A.) [ﻢﻠﻘﻝا ﻒﺝ] çalakalem. cefr (A.) [ﺮﻔﺝ] gaipten haber veren bilim. cehâlet (A.) [ﺖﻝﺎﻬﺝ] cahillik, bilgisizlik. cehd (A.) [ﺪﻬﺝ] çalışma, çabalama. cehd etmek çalışıp çabalamak. cehele (A.) [ﻪﻠﻬﺝ] cahiller. cehennemî (A.-F.) [ﯽﻤﻨﻬﺝ] 1.cehennemlik. 2.cehennem gibi sıcak. cehl (A.) [ﻞﻬﺝ] cahillik, bilgisizlik. cehren (A.) [اﺮﻬﺝ] açıkça. celâdet (A.) [تدﻼﺝ] yiğitlik. celâl (A.) [لﻼﺝ] ululuk. celb (A.) [ﺐﻠﺝ] kendine çekme. celb edilmek 1.kendine çekilmek. 2.yazı ile çağırılmak. celb etmek 1.kendine çekmek. 2.yazı ile çağırmak. celbnâme (A.-F.) [ﻪﻡﺎﻥ ﺐﻠﺝ] çağırı mektubu. celeb (A.) [ﺐﻠﺝ] sığır tüccarı. celesât (A.) [تﺎﺴﻠﺝ] oturumlar. 70
celîl (A.) [ﻞﻴﻠﺝ] ulu. celîs (A.) [ﺲﻴﻠﺝ] arkadaş. cellâd (A.) [دﻼﺝ] cellat. cellâdî (A.-F.) [یدﻼﺝ] cellatlık. celse (A.) [ﻪﺴﻠﺝ] oturum. cem’ (A.) [ﻊﻤﺝ] 1.toplama. 2.çoğul. cem’ edilmek toplanılmak. cem’ etmek toplamak, derlemek, bir araya getirmek. cem’an (A.) [ﺎﻌﻤﺝ] toplam. cem’iyyât (A.) [تﺎﻴﻌﻤﺝ] cemiyetler, dernekler. cem’iyyet (A.) [ﺖﻴﻌﻤﺝ] 1.cemiyet, dernek. 2.topluluk. cem’iyyet -i akvâm [ ماﻮﻗا ﺖﻴﻌﻤﺝ ]Birleşmiş Milletler. cemâat (A.) [ ﺖ ﻋﺎﻤﺝ] 1.topluluk. 2.camide ibadet edenler. cemâd (A.) [دﺎﻤﺝ] cansız varlık. cemâdât (A.) [تادﺎﻤﺝ] cansız varlıklar. cemâhîr (A.) [ﺮﻴهﺎﻤﺝ] cumhuriyetler. cemâl (A.) [لﺎﻤﺝ] yüz güzelliği. cemel (A.) [ﻞﻤﺝ] deve. cemî’ (A.) [ﻊﻴﻤﺝ] tümü. cemî’an (A.) [ ﺎﻌ ﻴﻤﺝ] tümüyle. cemil (A.) [ﻞﻴﻤﺝ] 1.güzel. 2.yüzü güzel. cemîle (A.) [ﻪﻠﻴﻤﺝ] iyilik. cemiyet (A.) [ﺖﻴﻌﻤﺝ] topluluk, toplum. 71
- Page 19 and 20: âkır (A.) [ﺮﻗﺎﻋ] 1.kısı
- Page 21 and 22: akûrâne (A.-F.) [ﻪﻥارﻮﻘ
- Page 23 and 24: âlemârâ (A.-F.) [ارﺁ ﻢﻝ
- Page 25 and 26: amd (A.) [ﺪﻤﻋ] kasıt. amden
- Page 27 and 28: ânât (A.) [تﺎﻥﺁ] anlar. an
- Page 29 and 30: ârî (F.) [یرﺁ] evet. ârif (A
- Page 31 and 32: asker (A.) [ﺮﮑﺴﻋ] asker, er
- Page 33 and 34: âşüfte (F.) [ﻪﺘﻔﺵﺁ] 1.
- Page 35 and 36: âtiyüzzikr (A.) [ﺮﮐﺬﻝا
- Page 37 and 38: ayş (A.) [ﺶﻴﻋ] yaşama, keyi
- Page 39 and 40: â (F.) [ﺎﺑ] 1.ile. 2.sahip. ba
- Page 41 and 42: ahânecû (F.) [ﻮﺝ ﻪﻥﺎﻬ
- Page 43 and 44: âlîn (F.) [ﻦﻴﻝﺎﺑ] 1.ba
- Page 45 and 46: âzû (F.) [وزﺎﺑ] 1.kol. 2.g
- Page 47 and 48: ednigâh (F.) [ﻩﺎﮕﻥﺪﺑ]
- Page 49 and 50: elâgat (A.) [ﺖﻏﻼﺑ] kusursu
- Page 51 and 52: erd (A.) [دﺮﺑ] soğuk. berde (
- Page 53 and 54: esende (F.) [ﻩﺪﻨﺴﺑ] yeter
- Page 55 and 56: ezir (A.) [رﺬﺑ] tohum. bezirg
- Page 57 and 58: îhayat (F.-A.) [تﺎﻴﺣ ﯽﺑ
- Page 59 and 60: ilmünâvebe (A.) [ﻪﺑوﺎﻨ
- Page 61 and 62: îsebat (F.-A.) [تﺎﺒﺛ ﯽﺑ
- Page 63 and 64: undan mâada (T.-A.) [dan+m] bundan
- Page 65 and 66: ütûn (A.) [نﻮﻄﺑ] 1.karınl
- Page 67 and 68: câmedân (F.) [ناد ﻪﻡﺎﺝ
- Page 69: cebâbire (A.) [ﻩﺮﺑﺎﺒﺝ]
- Page 73 and 74: cerâhat (A.) [ﺖﺣاﺮﺝ] yara
- Page 75 and 76: cevr etmek haksızlık etmek, üzme
- Page 77 and 78: cihannüma (F.) [ﺎﻤﻥ نﺎﻬ
- Page 79 and 80: cumhûr (A.) [رﻮﻬﻤﺝ] 1.hal
- Page 81 and 82: cüz’î (A.) [ﯽﺋﺰﺝ] çok
- Page 83 and 84: çâlpâre (F.) [ﻩرﺎﭘرﺎچ
- Page 85 and 86: çendan (F.) [ناﺪﻨچ] o kadar
- Page 87 and 88: çun (F.) [نﻮچ] 1.gibi. 2.madem
- Page 89 and 90: dâhilî (A.) [ﯽﻠﺧاد] iç i
- Page 91 and 92: darb (A.) [بﺮﺽ] 1.vuruş. 2.pa
- Page 93 and 94: defter (A.) [ﺮﺘﻓد] defter. d
- Page 95 and 96: derd (F.) [درد] 1.dert. acı. 3.
- Page 97 and 98: desâis (A.) [ﺲﺋﺎﺱد] hilel
- Page 99 and 100: dicâce (A.) [ﻪﺝﺎﺝد] tavuk
- Page 101 and 102: dilsûhte (F.) [ﻪﺘﺧﻮﺱ ل
- Page 103 and 104: duhân (A.) [ نﺎﺧد ] 1.tütü
- Page 105 and 106: dürre (A.) [ ﻩرد ] iri inci. d
- Page 107 and 108: ebhâr (A.) [ رﺎﺤﺑا ] deniz
- Page 109 and 110: edîbe (A.) [ ﻪﺒیدا ] 1.baya
- Page 111 and 112: ehil (A.) [ ﻞها ] 1.maharet sah
- Page 113 and 114: ekyâl (A.) [ لﺎﻴﮐا ] 1.kil
- Page 115 and 116: emlâk (A.) [ کﻼﻡا ] mülkler
- Page 117 and 118: engüşter (F.) [ ﺮﺘﺸﮕﻥا
- Page 119 and 120: erzel (A.) [ لذ را ] en rezil,
celîl (A.) [ﻞﻴﻠﺝ] ulu.<br />
celîs (A.) [ﺲﻴﻠﺝ] arkadaş.<br />
cellâd (A.) [دﻼﺝ] cellat.<br />
cellâdî (A.-F.) [یدﻼﺝ] cellatlık.<br />
celse (A.) [ﻪﺴﻠﺝ] oturum.<br />
cem’ (A.) [ﻊﻤﺝ] 1.toplama. 2.çoğul.<br />
cem’ edilmek toplanılmak.<br />
cem’ etmek toplamak, derlemek, bir araya getirmek.<br />
cem’an (A.) [ﺎﻌﻤﺝ] toplam.<br />
cem’iyyât (A.) [تﺎﻴﻌﻤﺝ] cemiyetler, dernekler.<br />
cem’iyyet (A.) [ﺖﻴﻌﻤﺝ] 1.cemiyet, dernek. 2.topluluk.<br />
cem’iyyet -i akvâm [ ماﻮﻗا ﺖﻴﻌﻤﺝ ]Birleşmiş Milletler.<br />
cemâat (A.) [ ﺖ ﻋﺎﻤﺝ]<br />
1.topluluk. 2.camide ibadet edenler.<br />
cemâd (A.) [دﺎﻤﺝ] cansız varlık.<br />
cemâdât (A.) [تادﺎﻤﺝ] cansız varlıklar.<br />
cemâhîr (A.) [ﺮﻴهﺎﻤﺝ] cumhuriyetler.<br />
cemâl (A.) [لﺎﻤﺝ] yüz güzelliği.<br />
cemel (A.) [ﻞﻤﺝ] deve.<br />
cemî’ (A.) [ﻊﻴﻤﺝ] tümü.<br />
cemî’an (A.) [ ﺎﻌ ﻴﻤﺝ]<br />
tümüyle.<br />
cemil (A.) [ﻞﻴﻤﺝ] 1.güzel. 2.yüzü güzel.<br />
cemîle (A.) [ﻪﻠﻴﻤﺝ] iyilik.<br />
cemiyet (A.) [ﺖﻴﻌﻤﺝ] topluluk, toplum.<br />
71