09.05.2013 Views

OsmanliTurkcesiSozlugu

OsmanliTurkcesiSozlugu

OsmanliTurkcesiSozlugu

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

zerâfe (A.) [ ﻪﻓارز ] zürafa.<br />

zerbâf (F.) [ فﺎﺑرز ] sırmacı.<br />

zerd (F.) [ درز ] sarı.<br />

zerdâlû (F.) [ ﻮﻝادرز ] zerdali.<br />

zerde (F.) [ ﻩدرز ] 1.zerde. 2.sarılık. 3.safran.<br />

zerdûz (F.) [ زودرز ] sırmacı.<br />

zerefşân (F.) [ نﺎﺸﻓارز ] altın saçılmış, altın yaldızlı.<br />

zerger (F.) [ ﺮﮔرز ] kuyumcu.<br />

zerharîd (F.) [ ﺪی ﺮﺧرز ] köle.<br />

zerîn (F.) [ ﻦیرز ] altından.<br />

zerk (A.) [ قرز ] deri altına verme, şırınga etme.<br />

zerrâ’ (A.) [ عارز ] ekici, çiftçi.<br />

zerrâk (A.) [ قارز ] ikiyüzlü.<br />

zerrât (A.) [ تارذ ] zerreler.<br />

zerre (A.) [ ﻩرذ ] 1.en küçük parça, molekül. 2.azıcık, birazcık.<br />

zerreşikâf (A.-F.) [ فﺎﮑﺵ ﻩرذ ] kılı kırk yaran.<br />

zerrin (F.) [ ﻦیرز ] altından.<br />

zevâl (A.) [ لاوز ] 1.yok olma, yok oluş. 2.batma. 3.öğle.<br />

zevâlnâpezîr (A.-F.) [ ﺮیﺬﭘﺎﻥ لاوز ] yok olmayan, kalıcı.<br />

zevâlpezîr (A.-F.) [ ﺮیﺬﭙﻝاوز ] yok olucu, fani.<br />

zevât (A.) [ تاوذ ] kişiler.<br />

zevâyâ (A.) [ ﺎیاوز ] 1.açılar. 2.köşeler. 3.küçük tekkeler, zaviyeler.<br />

zevc (A.) [ جوز ] 1.koca. 2.çiftin teki.<br />

529

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!